On yıl önceAmerika ve Kanada’yı çok detaylı gezmiştim. Amerika vizem bitmeden Havai ve Alaska’yı görmek için tekrar yollara düştüm.
Amerika biletlerine bakarken uçağın Avrupa ülkelerinden değişim yaptığını görünce yine yıllar önce kızımla ziyaret ettiğim İsveç’i ve Oslo’yu da yeniden gezdikten sonra New York’a gitmeye karar verdim.
İstanbul----- İsveç-Stockholm biletini, pegasus havayollarından311 Ytl’ye ye satın aldım.
İsveç’ten Oslo’ye gezerek geçmeyi düşündüğümden
Oslo------Amerika-New York biletini Norwegia havayollarından146.94 Euro’ya satın aldım.
İSVEÇ
Önemli: İsveç havaalanına indikten sonra kesinlikle geri dönüş bileti istiyorlar.Uyduruk da olsa yanınızda bulundurunuz. Oğlunun yanına gelen kadının dönüş bileti olmayınca görevliyi zor ikna edebildim. Kalacağınız yerin adresinizide yanınızda bulundurunuz.
GENEL
On milyona yakın nüfuslu ülkenin Baltık denizi kenarında ki başkenti Stockholm’un nüfusunun büyük bir kısmını göçmenlerden oluşturuyor.
HAVAALANINDAN ULAŞIM
40 km şehre uzaklıkta ki Arlanda havaalanından turist danışma merkezinden gerekli harita ve belgeleri alınız.Şehir merkezine;
Otobüs ve Tren ile şehir merkezine ulaştıktan sonra
şehir merkezinden de metro, otobüs ve tramvay ile istediğiniz yere varabilirsiniz.
TURİST İNFO: Normmalm bölgesinde bir tane resmi info var. Bunun dışında birçok yerde özel danışma merkezleri göreceksiniz.
İKLİM
Ulkenin iklimi yasamaya uygun degil.
Yazın güneş doğru dürüst batmıyor.Hava hep aydınlık.Kışında güneş neredeyse hiç doğmuyor. Çoğu zaman karanlık.
Mayıs ayında orada olmama rağmen havanın çok geç kararmasından ve erkenden aydınlanmasından dolayı uyumakta zorlandım.
En güzel temmuzmuş. Gündüz 30 derece cıvarı. Akşamları biraz daha soğuk oluyormuş.
Ülkenin her tarafı yemyeşil orman, çayırlar, nehirler ve göllerle dolu. Çevre bilinci çok gelişmiş.Özellikle ülkenin kuzeyi göllerle bezenmiş. Bu göllerde kışın kayak yapıp yazın ise yüzebiliyorsunuz.
Ağustos sonu ve Eylül başı ”Beyaz geceler” i görebilirsiniz.
özellikle ülkenin kuzeyinde kışın mart- nisan aylarında”Kuzey Işık’larını” görmek icin kışın en kuzeyde ki fazla insanin yaşamadığı icin Kiruna ve Abisko sehrine gitmelisiniz.
PARA
Ülke, Avrupa Birliğinde olunmasına rağmen Euro değil de, kendi paraları olan İsveç kronu (SEK) kullanılıyor.
Daha sonra öğrendim.Birçok ülkede olan “Forex-bank” adlı para değiştirme ofisleri iyi fiyat veriyorlarmış.Burada TL değişimi de vardı ama fiyatları çok uygun değildi.
1EXD dolar=9-35 sek
1 Euro=10-45 sek 1 sek= 63-65 kuruş 10 sek =6.5 tl
100 sek =65tl.er
-Kucuk su 5 ve yarim saat bisiklet kiralama 5 sek.
-Normal öğretmen maaşı 3000 dolar ama % 30 u vergi olarak kesiliyor.
Bir yatak odalı sıradan apartman kati Stockholm‘de 4000 tl+, Marsta da bir yatak odalı ama daha büyük ev kirası 1000 dolar.Uppsala da iki yatak odalı eski apartman kati da 1000 dolardı. Falunda ise tek yatak s ev 500 dolar.
ŞEHİRLER ARASI ULAŞIM
Tren ve otobüsler de priz ve internet bulunuyor.
1-TREN
Şehirler arası tren biletlerini ya internetten alıp kodunu telefona yükleyip kontrol sırasında görevliye göstermeniz gerekiyor. Ya da İstasyonlarda ki makinalardan peşin para veya kredi kartı ile biletinizi satın alabiliyorsunuz.
Trene giderken kontrol yok ama trene biner binmez görevli bilet kontrolüne geliyor. Daha sonra hiç uğramıyor.Ta ki tren diğer istasyonda durduğunda tekrar gelerek yeni binenleri sorarak omlarında biletlerini kontrol ediyor.
Tren biletleri gününe ve saatine göre çok çok değişiyor. Yine önceden biletinizi alırsanız daha ucuza alabiliyorsunuz.
Trenleri diğer Avrupa ülkeleri kadar dakik değil.Kısa da olsa rötar olabiliyor.
2-OTOBÜS
Çok farklı firmalar var. En uygunu flixbus firması. Şehrine göre bazen otobüs bazen de tren daha uygun olabiliyor. Kontrol etmelisiniz.
3-GEMİ
Viking Line gemileriyle Finlandiya, Norveç ve Estonya'ya gece yol
DİL
İsveçlilerin dili, İngilizce, Almanca, Norveççe dillerin karışımı olan ve daha çok Almanca’ya benzeyen Germen dilleri ailesine ait İsveççe dilidir.Bana çok zor geldi.
İsveçliler, iyi derecede İngilizce biliyor.
DİN
Dinleri Protestanlık. Özellikle gençlerin çoğunun inancı yok. Mezarlıkları çok sade ve çok bakımlı. Sadece mezar taşları var.
YAŞAM
Bu ülkeye iki konuda hayran kaldım. Birincisi çok doğal bir ülke. Neredeyse yolları hariç her şeyleri ahşap olduğundan çevre , insanın içini ısıtıyor. Her taraf yemyeşil ve doğal hali ile bakımı yapılarak bırakılmış.Evler genelde ya müstakil veya iki katlı apartman şeklinde. Evlerin önleri ahşap tarabalar, genelde çim ve kır çiçekleri ile çok güzeldi. Parkların çoğu yine doğal olarak bırakılmıştı. Ben Mayıs’ta gittim. Tüm ülkede Akasyalar, leylaklar, sümbüller ve kır çiçekleri ile bezenmişti.
İkinci hayran kaldığım konu ise; Bu ülkede çocukları anneler doğuruyor. Babalar büyütüyor. Her yerde pusetleri iten, çocuğu ile zaman geçiren ve ilgilenen babaları görüyorsunuz. Çok hoşuma gitti bu durum.
apartmanlarda çöpler icin apartman sakinlerinin kullandığı bazıları kilitli olan depolarda çöpler ayrıştırılarak biriktiriliyor.
Evinizde çamaşır makinası kullanırsanız ayrıca para ödemek zorundasınız. Ama Apartmanların altındaki çamaşır makinalaranda her evin haftada bir kez çamaşırlarını yıkama hakki var.
İNSAN
Genelde saçları çiğ sarı ve çok açık tenliler. Büyüklerin çok albenisi yok ama bebeklerinin herbiri taş bebek. Ailelerden çekindiğimden dokunamadım bile bu tatlı bebişlere.
Genelde diğer Avrupalılar gibi soğuk ve mesafeliler. Neredeyse hepsinin kulağında kulaklık, bireysel takılmayı tercih ediyorlar. Kibarlar ama yardımsever oldukları söylenemez. Adres sorduğumda çoğu “Özür dilerim. Bilmiyorum” deyip yoluna devam etti. Ama bir adam bisikleti ile beni gideceğim uzak mezarlığın yoluna çıkarıp geri döndü. Yakın arkadaşı”Kalkan”da yaşıyormuş.Türkiye’ye çok gelmiş.Sanırım Türklerin yardımlarını çok görmüş.
Ülkeleri gibi hanımlarda çok sade. Ya hiç makyajları yok ya da çok hafif.
Sanırım çok okuyan bir toplum. Ellerinde ki kitapları yolda okuyarak İlk okula giden öğrencilere rastladım.
Parklarda yaşlısı genci spor yapıyor. Kilolu yok.
Ülke, bize göre çok pahallı. Hersey bize göre 3-4 katı. O nedenle Almanya da ki gibi burada ki Türklerin para biriktirmeleri ve burada ev satın alabilmeleri çok zor.
GÖÇMENLER
1980 yılından sonra bu ülke, kabul etmeye başlamış.
Bu ülkede hiç beklemediğim kadar göçmenle karşılaştım. En çok Afrika ve Irak’tan gelmişler. Yine Iran, Turkiye, Filistin ve Suriye gibi en çok Müslüman ülkelerden göçmen gelmiş. Sanki Iraklılar ülkeyi istila edilmiş.İranlılar gibi Iraklılar da Avrupa’ya kaçmadan önce Türkiye’de kaldıklarından çoğu az çok Türkçe konuşabiliyorlar.
Bu ülkede ki müslümanlar da Turkiye de ki moda olduğu gibi önde farklı bir renk görünen turban takip altlarına daracık pantolon giymişlerdi. Afrikalı müslümanlar ise sıkı sıkı başlarını kapatıp geleneksel uzun kıyafetlerini giyiyorlar. Göçmenler gönderilme korkusu ile kurallara sıkı sıkıya uyuyorlar.
Suriyelilere gelince tahmin ettiginiz gibi parayı bastırıp zengin Sureyeliler Avrupa ya geldiler. Bize de sokaklarda her yıl cocuk peydahlayan fakir ve eğitimsiz suriyeliler doldurdu.
Yabancı öğrenciler, aileleri izin verdiklerinde okullarda her hafta bir saat kendi dillerinin dersini alıyorlar.
Yine tanıştığım bir Kürt vatandaş” Burada çocuklarımız kendi dillerinde eğitim alıyorlar. Turkiye de alabiliyorlar mi?” diye bana hava attı. Bu kendi dillerinde dersin haftada bir saat oldugunu daha sonra ögrendim. Ben diğer ülkelerde yasayan vatandaşların bulundukları ülkeyi abartıp, kendi ülkelerine yaptıkları bu haksızlığı kabul edemiyorum. Her ulkenin artı ve eksileri var. Tüm ekonomik ve politik sıkıntılara rağmen ülkemizin en yasanabilir ülke oldugunu iddia edenlerdenim. Ülkemde bir türlü oluşturmadığımız sistemleri var. İnsanların gelecek kaygısı yok. İnsanca yaşıyorlar ama çok yalnızlar. Paylaşmayı bilmiyorlar. Bu muhteşem ülkede ruh yok…
ANI: belediye otobüsü beklerken tesbih çeken uzun saçlı beyin Müslüman oldugunu tahmin ederek
– Nerelisiniz?
– Suriye
– -Neden buraya geldiniz ki?
– Nereye gitmeliyimdi ki?
– Suriyede kalıp savaşmalıydınız. Sizin yerinize bizim askerlerimiz şehit oluyor.
Dediğimde sinirlenerek gerisin geriye gitti.
– Evet asla Suriyelilerin çoğunun tamamı savaş nedeni ile ülkelerini terk ettiklerine inanmıyorum. Savaşı bahane edip zenginler Avrupa ya kaçtılar. Fakirler de beleş ülke Türkiye’ ye hucum ettiler. Asıl bıraktıkları sıkıntıları ilerde anlayacağız.
KISA KISA
-İsveç saati, ,Türkiye’den bir saat geri.
-Mayıs ayında her taraf sarı çicek açmıştı. Yemyeşil çimenlerin üstünde bu sari çicekler insani büyülüyor.
-Bazı göllerin yanında yüzdükten sonra kullanmak için saunalar var.
-Elektrik prizleri bizimle aynı.
-Bu ülkede bana en hoş gelen ”sadelik”. Evleri, giysileri, kendileri ve yaşamlarında hep sadeliği görebiliyorsunuz.
Ulkenin olumsuzlukları: Apartmanda komsu komsuyu tanımıyor. Selam vermiyor. Uzun sure ayni apartmanda yaşayanların arasında hiç iliski yok. Bir Türkün söylediğine göre ”Biraz gurultu yapsak bina sorumlusu yapılan şikayet sonunda kapımıza dikiliyor.”
Evleri çok az katli ve çok doğal. Bizdeki gibi beton ve metal ile doldurulmamış. Neredeyse hersey ahşaptan oldugundan insanin ici ısınıyor. İçleri de küçük ama yaşamları icin gerekli hersey var.
-Stockholm da her yerde 7-11 marketleri bulacaksınız.
-Ulkenin havası ve suyu çok temiz. Musluk suyu çok rahat iciliyor. Hatta bazı müzelerin tuvaletlerinde su içmek için sebil ve plastik bardak bulunuyor.
-Evlerde perde çoğu yerde çekilmiyor.
-Öğrencilere parlak ince yelek giydirerek pikniğe veya doğaya götürüyorlar.
STOCKHOLM
Bu şehri gezmek için en az dört güne ihtiyacınız var.
Baltık kıyısında 50 köprüyle birbirine bağlanan 14 ada üzerinde kabaca beş bölgeden oluşuyor.Stockholm’ün çevresinde de binlerce küçük adacıklar var. Uçaktan bu adacıkların manzarası çok güzeldi.
ULAŞIM
Yerleşim yerlerinde otobüs ve tren istasyonları Yanyana veya çok yakın.
Trafik sağdan. Genelde kurallara uyuyorlar ama yolu boş bulup yeşil ışığı beklemeyen bisiklet sürücüleri de çoktu.
Eskiye göre ulaşım seçenekleri çok değişmiş.
1-Acess Card:Halk otobüsü, metro, tren, tramvay ve Gamla Stan ile Djurgarden adası arası fery dahil kullanabileceğiniz aynı kart alıyorsunuz. Bu kartla binişler daha ucuza geliyor.
24 saat için 130 K(65 yaş , üstü ve öğrenci için 90 K.) 3 günlük 260 K(65 yaş , üstü ve öğrenci için170 K.)
7 günlük 335 K(65 yaş , üstü ve öğrenci için 225 K.)
Eğer bunlardan birine kart almadan tek biniş 45K(65 yaş , üstü ve öğrenci için 31 K.).Ama 75 dakika içinde ücretsiz aynı biletle transfer yapabiliyorsunuz.
Kredi kartı ile de otobüs v.b bilebiliyorsunuz.
2-Bisiklet: Yaşlısı, genci, çocuğu bisiklet kullanıyorlar. Hemen hemen her yerde yolun iki tarafta da bisiklet yolları var. Hemen yanında da yaya yolu var. Kask giymek zorunluluğu yok ama neredeyse hepsi kullanıyor.
3-HOP-ON HOP-OFF
24 saat sadece kırmızı bus: 320 Sek
24 saat sadece boat 220 Sek.
24 saat bus+ boat birlikte kullanmak isterseniz: 450 Sek.
Tren: tren ücretleri güne ve günün saatlerine göre çok çok değişiyor. Gün yaklaştığın da fiyatlar artıyor. O nedenle gideceğiniz tarih icin önce en uygun fiyatı araştırınız.
Tren biletinizi ya internetten alıp kodu telefona yükleyip göstermelisiniz.
Veya istasyonlarda ki makinalardan biletinizi alabilirsiniz. Bilet satan gorevliler yok.
Bunların dışında da özel seçimler var.
Eskiden ulaşım+ müze girişi birlikte oluyormuş. Artık bunun yerine hop0n h0p off bus + bazı müzelere ücretsiz giriş yapabileceğiniz kart:
4-STOCKHOLM ATTRACTIONS PASS
1 günlük:545 Sek.öğrenciler için 275 Sek.
2 günlük:775 Sek.öğrenciler için375 Sek.
3 günlük: 895Sek.öğrenciler için 445 Sek.
5 günlük:1275 Sek.öğrenciler için 595 Sek.
7 günlük:1745 Sek.öğrenciler için 795 Sek.
5-STOCKHOLM PASS/MÜZE GİRİŞ KARTI): bu kart ile 60 dan fazla müzelere ücretsiz girebiliyorsunuz.
1 günlük:669 Sek. 65 yaş,üstü ve öğrenciler için 335 Sek. 2 günlük:929 Sek. 65 yaş,üstü ve öğrenciler için 465 Sek. 3 günlük:1129 Sek. 65 yaş, üstü ve öğrenciler için 565 Sek. 5 günlük:1479 Sek. 65 yaş, üstü ve öğrenciler için 740 Sek.
MÜZELER: Başkent’te ücretli ve ücretsiz görebileceğiniz birçok zengin müze var. Ben müze gezmeyi çok sevmediğimden bazı seçtiklerimi gezdim. Müzede çok yoruluyorum ve bunalıyorum.
Müzelerde ara sıra dinlenmek için baston sandalyeler ve çantanızı koyabileceğiniz kilitli dolaplar var.
I- NORRMALM ÖSTERMALM + BÖLGELERİ
Norman bölgesinde ki “Sergels Torg Cenralen”adlı meydan şehrin merkezi sayılır. Devlet turist danışma
da burada. Kuzeydekiler:
1-Şehir kütüphanesi:10-22:20 arası açık. Binası güzel.İçine girmedim. Yakınlarında
2-Bungiga Bibloteket(National Library of Sweden):9-19 arası açık.Çok güzel bir parkın içinde güzel bir binada. Çok eski devasa el yazması kitap da özel odada sergileniyor. Çok donanımlı bir kütüphane.
3-Bergivs Botanik Garden ve Brunnsuiken gölü: Daha da kuzeyde.Gitmedim.Güzelmiş
Sırasıyla en batıdan başlarsak
1-City Hall(Stadhuset)
A-Binanın içi:
10,11,12,13,14,15 de tour ile geziliyor.
20-64 yaş arası 120 K, öğrenci ve 65 yaş ve üstü 100 K.
Binanın içi görkemli.
a-Blue Room(Mavi Oda) : Aslında mimar, bu salonu kırmızı renkli ateş tuğlalarından yaptıktan sonra maviye boyamak için sıva alacakken tuğlalı hali daha hoşuna gittiğinden öylece bırakmış. Nobel ödülleri bu mavi
b- Golden Room
Kraliçenin genelde altın renginin hakim olduğu mozaiklerle süslenmiş büyük salon.Kraliçenin solunda Doğuyu temsilen Türkiye, sağında ise Batı’yı temsilen İngiltere var. Türkiye’de Ayasofya, Türk bayrağı, develi ve turbanlı Türklerle betimlenmiş.Kraliçe, Doğu ile Batı’yı barıştıran ve dengeyi sağlayan taraf oluyor.
B-Tower:
9:10,9:50, 10:30, 11:10, 13:50, 14:30, 15:10, 15:50, 16:30, 17:10 Merdivenle çıkılıyor. Kulenin tepesinden manzara güzel.
C-Bahçe: Ücretsiz. Deniz kıyısında dinlenebileceğiniz yer.
2-Dans Müzesi:Giriş 180sek.65 yaş ve üstü, öğrenci 80 sek.Salı- Perşembe 11-17 arası, hafta sonları ise 12-16arası açık.
İçinde özellikle farlık ülkelere ait dans giysileri dahil dansa ait materyaller sergileniyor.Hemen yakınında
3-Medelhavs(Akdeniz) Müzesi: Giriş ücretsiz.Pazartesi kapalı. Salı- Cuma 11-20, hafta sonu 11-21 arası açık. Özellikle mısır bölümü için gezilebilir.
4-Opera
5-Milli Müze:Giriş ücretsiz.Salı-Pazar 11-19, perşembe 11-21 arası açık. Skepps Holmen adasının girişinin karşısına düşüyor.
6-Dramatiska Tiyatrosu
7-Müzik Müzesi:
8-Army Müzesi: Giriş ücretsiz.
9-History Müzesi: Giriş ücretsiz.
10-Kak östornet: Bu seyir kulesi kapanmış.
Bu bölgelerden köprü ile gidebileceğiniz adalar
11-Skeppsholm Köprüsü: Skepps Holmes adasına giderken, bu köprünün üzerinde birçok yerde gördüğünüz gibi meşhur krallık taçını her iki tarafta göreceksiniz.
II-SKEPPS HOLMEN ADASI
Buradaki üç müzede ücretsiz.
1- Östasıatıska Müzesi:
2- Modern Art Müzesi:
3- Arkdes(Dizayn) Müzesi:
III- DJURGARDEN ADASI
Bu adaya otobüs, tramvay ve fery ile gidebiliyorsunuz.
Bu adanın yarısından fazlası doğal park. İlk giriş kısmında ise müzeler sıralanmış. Ben sabah erkenden bisikletimle adaya gittim. Özellikle bisikletiniz varsa adanın kuzeyine doğru çıkıp suyu takip ederek güzel manzaraların tadını çıkarınız. Ben doğal ortamında geyik gördüm. Her taraf mis gibi çiçek kokuyordu. İnsanlar yemyeşil doğada sabah sporunu yapıyorlardı.
Bu park kısmında Rosendal sarayı: Erken gittiğim için içini göremedim ama bahçesinde harika farklı renkli sümbüller vardı.
En ilginci de Türkiye’ye ait endemik çiçek olan ters lalenin kırmızı ve sarı rengini burada gördüm.Sarayın biraz ilerisinde Rosendal bahçesinide geziniz.
1-Vasa Müzesi: Giriş 150 sek. Çarşamba günü 10-20 arası, diğer günler ise 10-17 arası açık. Önce asansör ile 6. Kata çıkınız. Oradan 2. kata geçiniz.Bu kraliyet savaş gemisi olan Vasa ve diğer gemi maketlerini görebiliyorsunuz.
1628 yılında yapılan bu gemi yapıldığı tersaneden denize biraz açıldıktan sonra içinde ki ağır toplardan dolayı batmış.
1600’lerde büyük paralar harcanıp yapılan gemi, ilk denize açıldığı gün batar ve 1961de denizin dibinden çıkarılıp restore edilip müze haline getirilmiş. Hatta katlanmış şekilde 32 metrelik yelken kumaşı çıkarılmış.
2- Nordiska Müzesi: Giriş 140 Sek, 65 yaş ve üstü, öğrenci 120 Sek. Her gün açık.Çarşamba günü 10-20 arası, diğer günler ise 10-17 arası açık. Dört katlı bu muhteşem binanın her katında farklı salonlar var. Ülkenin en eski yaşamından modern yaşamına kadar hersey sergileniyor.
3- Sprit üzesi: Keskin alkollü içeceklerin müzesi:Pazartesi 10-17, Salı –cumartesi 10-19, Pazar günü 12-17 arası açık. Giriş 130 Sek, 65 yaş ve üstü, öğrenci 90 Sek.
4- Viking Müzesi:Giriş 159 sek, 7-14 yaş arası çocuk 119 sek, 65 yaş ve üstü ve öğrenci 139 sek.Bu müzeye girmedim.
5- Abba Müzesi:9-20 arası açık. Giriş 250 Sek, aile 595 Sek, öğrenci ise 175 sek.
Sanırım lazer ile topluluk elemanları ile birlikte isteyen şarkı söyleyip dans edebiliyor.
6- Skansen: 10-18 arası açık. Girişten hemen sonra yürüyen merdivenlerle yukarıya çıkıp elinizde ki haritaya göre geziniz. Özellikle çiftlikleri kesin görünüz.
-Baltıc sea scıence: burası ücretsiz.Sevimli bir akvaryum. -Skansen Akvaryum: Bu akvaryum ücretli.Deniz hayvanlarının dışında Iguana, parmak maymunlar ve farklı hayvanlar davardı.
7- Tivoli Gröna Lund(Luna Park):Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri kapalı. Diğer günler 15-21 arası açık.Giriş 120 sek. Ayrıca içindekilerin hepsine binmek istiyorsanız 340 Sek verip kırmızı şerit bileziği kolunuza takmanız gerekiyor.
8- Akvaryum:Bu dışarda ki akvaryum kapanmış.
IV- GAMLA STAN ADASI(Old town.)
1-The Royal Palace(Kungliga Slotet) : 10-17 arası açık.Dört farklı yere ayrı ayrı biletle giremiyorsunuz. Dördüne giriş 160K.
12:15 de sarayın önünde askerlerin devir teslim gösterisi var. The Royal Chapel: Ücretsiz.Hemen içeride bilet gişesi var.
A-The Treasury : Binanın aşağısında. Kral, kraliçe, prens ve prenseslere ait değerli taşlardan yapılmış taçlar, kılıçlar ve özel eşyalar sergileniyor. Çok güzel.
B-The Royal Aparments: 600 odalı bu sarayda karanlık renkler kullanılmış. Fazla beğenemedim. Buradan da aşağı inerek
C-Museum tre Kronor: Yanan ilk sarayın yerine yeni saray inşa edilmiş. Burada da müze var.
D-Gustav III’s museum of Antıquıtıes: Bunun girişi sarayın dışında.
2-Stor kyrkan: Giriş 60 K.65 yaş ve üstü, öğrenci 50 K. Her gün 9-17 arası açık. 1279 yılında inşa edilen bu katedralin içerisi de çok ihtişamlı.Taç giyme törenleri burada yapılıyormuş.
3-Nobel Museum:Pazartesi kapalı. Salı-Perşembe 11-17 arası, Cuma günü 11-20, hafta sonu ise 10-18 arası açık. Nebel ödülünü alanlar ve Nobel ile ilgili objeler, görseller var. 2015’de tek Nobel ödülünü alan “Aziz Sancar”ı arayıp bulup gururlandım.
17- Not:Sarayın karşı tarafında devasa Parlemento binasını da görebilirsiniz.
5-Post Museum:
Giriş 80 Sek.Salı-Pazar arası 11-16 arası, Çarşamba günü 11-19 arası açık.Postanın ilk günlerinden günümüze kadar gelişimini görebiliyorsunuz.
Üst katlarda pulları da görebilirsiniz.
V-RIDDAR HOLMEN
Rıddar Holms-kyrkan: Giriş büyüklere 50 sek, öğrencilere 25 sek. 10- 17 arası açık.1200 yıllık çok muhteşem eski kilise.
Gamla Stan’dan sağa devam ederseniz;
VI-SÖDERMALM BÖLGESİ
1-Söder Malarstrand: Manzara seyretme yeri.
2-City Müzesi:Giriş ücretsiz.
3-Per Andres Terası: Manzara seyretme yeri.
4-Fotografiska: Pazar-çarşamba9-23 arası ,Perşembe- cumartesi 9-01 arası açık. Giriş ücretli. En üst katından manzara güzel.Bu müzeyi kesin görünüz. Çok eğlenceli.
Bölgenin kuzeyine doğru
1- Ericsson Globe(Sky Wiev): İçini konser olduğundan göremedim.
2- Skqgskyrkogarden: Unesco’nun listesinde ki bu mezarlığı
Yaya gezmeniz çok zor. Çok büyük parçalanmış alanlara bölünmüş. Devasa ağaçların altında yemyeşil çimenlerde sadece sade mezar taşları var.Greta Garbo’ nun mezarıda burada. Üç tanede şapel var. Ben burayı çok farklı beklediğimden çok zaman kaybettim. Asla gitmeye değmez. Zamanınız varsa“ Mezarlık nasıl temiz ve düzenli olurmuş” diye gidebilirsiniz.
Not: Milles Garden:İyice batı tarafta.
BOAT TURLARI: Çok farklı boat turları var. Bazı kartlar ile de ücretsiz boat turu alabiliyorsunuz. Sarayın altında ve bir çok noktada boat turu var. Nerede denk gelirse istediğinize binebilirsiniz.
1- Royal Tur: 50 dakika.230 sek. Ben buna katıldım. Djurgarden adasının çevresini dolandık. Kulaklıkla bilgi de veriyorlar.
Tur saatleri:
10:30, 11:30, 12:30, 13:30, 14:30, 15:30, 16:30 da var.
2- Historikal kanal turu: İkisaat 15 dakikalık tur saatleri:10, 11, 12,13, 14, 15,16
3- Under the Bridges of stockholm
Skärholmenad: Türklerin yoğun yaşadığı bölge.
ÜLKENİN KUZEYİNİ GEZMEK
Ülkenin kuzeyinde adım başı göller ve bu göllerin kıyılarında kurulmuş sevimli kasabalar var.
Ben gittiğim ülkelerde büyük şehirleri gezdikten sonra daha kırsal yerlerde ki köy ve kasabalarıda kesinlikle ziyaret etmek isterim. Bu ülkede de aynısını yaptım. Ama her kasaba birbirine çok benziyor. Ben bir de hepsinde ikişer gün kaldım. Bu kadar sessizlik, insafsızlık beni sıktı. Kısacası bu ülke ile enerjimiz tutmadı. Bence günü birlik Stockholm’dan Sigtuna veya Uppsala’ya gitmeniz yeterli olacaktır. Ama kışın bu ülkeye k geldiyseniz en kuzeye buz otel, bar ve kuzey Işık’larını görmek için gidebilirsiniz.
Dört gün bisikletle deli gibi Stockholm’ u gezdikten sonra dinlenmek için; aynı gölü paylaşan, Marsta, Sıgtuna ve Roserberg kasabalarından önce Marsta’ya gittim.
stockholm -------Marsta(40km, tren, 31Sek)------Uppsala(34km,otobüs veya tren)--------- Falun(192km,tren)- -----Karistad(226 km)-----Oslo(221km)
MARSTA
Göl kenarında sevimli bir kasaba. Göl kenarı doğal çiçeklerle ve ağaçlarla çok dingin manzarası vardı. Yine babalar gölün kenarında çocukları ile zaman geçiriyorlardı.
Marsta——-Sigtuna(10km, otobüs)
SIGTUNA(Aracinizla kaleye gitmek ve kasabanın icini yürüyerek gezmek icin yarim gün de yeterlidir.
Ahşap genelde tek katlı ahşap evleri ile göl kenarında çok sevimli tarihi bir kasaba. Yine küçük oldukça eski kiliseleri var. Bir iki saatte gezilebilir. Ama özellikle hafta sonları her yer çok geç açıldığından geç gidiniz.
Kasabanın tüm gezilecek yerleri’ “Stora Gatan” ve ona paralel “Prast Gatan” caddelerinin üzerinde.
Turist danışma 11’de açılıyor. Gezilecek yerler: -Radhuset(City Hall)
-Maria Kyrkan (Kilise)
-Lars Ruin(Eski Kilise)
-Pers Ruin(Eski Kilise)
-Stiftelsen
-Müze:Pazartesi kapalı. Salı- Pazar arası 12-16 saatleri arası açık. Giriş 100 Sek.
-Wenngarn Castle: Kasabaya 30km uzaklıkta. Otobüs veya boat ile gidiliyor. Aracım olmadığından gidemedim.
-Stenınge Palace: Bu göl kenarında ki saray Sigtuna’da görünmesine rağmen aslında Marsta’ya çok yakın. Buraya gittim ama kapalıydı.
marsta-----uppsala: tren 34km, tren ,15-20 dakika, tren istasyonunun dışında ki makinalardan bilet aliyorsunuz.
UPPSALA(Vikingleri sehri)
Bir gün yeterli. Tren ile Stockholm`dan da günü birlik gidip gelebilirsiniz.
Isveç in 4. büyük ve Üniversite sehri.150000 civarında nüfusu var. İngred bergman bu sehirde doğmuş. Sehri , Fyris Nehri ikiye bölüyor. Nehrin iki yakasında sevimli kafeler sıralanmış.
Tren istasyonunda indikten sonra hemen yürüyerek sehir merkezine gecebilirsiniz.
-Uppsala Castle 1549 de Gustav Vasa tarafından yaptırılmış. Müzeler var. Hemen altında
-Botanical Garden: Dinlenmek icin güzel bir park. Ben ordayken cocuk ve genclerin bisiklet etkinliği vardi.
-Caroline kütüphanesi: 1800 ‘lü yıllarda yapılan bu kütüphanede 5 milyon kitap ve 60 binden fazla el yazması var.Universitenin bir bolumu aslında 6.yüzyıldan kalma gümüş incil ve Mozart`a ait gercek taslak ve diğer degerli bulgular var.
-Uppsala Katedrali:8-18 arası acık. Giriş ücretsiz.118 metre yüksekliği ile sehrin en yüksek yapısı. Icindeki hazine müzesi girişi ise 50 sek.Ulkenin kurucusu Gustav vasa yaptırmış. İçindede mezarı var.
-Gustavianum: Giris 50 sek.Bu müze Pazartesi kapalı. Diğer günler 10-16 arası açık. 1625 yılında yapılmış. Bu bina üniversitenin ek bir binasıymış. İçinde Çin, Mısır eserleri bölümü de var. Fena degil. Özellikle 300 yıllık `Anautomi` anfisi görülmeye deger. Öğretmen ortadaki masada ceset uzerinde dersini anlatırken tüm ögrenciler eko sisteminden dolayı dersi çök rahat duyuyorlarmış.
-Uppland Müzesi: Giriş ücretsiz. Pazartesi kapalı. Diğer günler 12-17 arası açık. Gezilebilir..
-Üniversite : 1477 de kurulmuş. Iskandinavyanın en eski üniversitesi.
-Linnaeus bahçesi: Ünlü bitkigilimcisinin adini taşıyan bahçe ve müze. Giriş ücretli.
GAMLA UPPSALA: Buradan 2 nolu belediye otobüsü ile gidebiliyorsunuz, Yol üstünde merkez camii var. Ben gezmek icin indim ama ramazan olmasina rağmen kapalıydı.
Bu bölgede Vikingler yasamış. Thor(Şimşek tanrısı) filmi burada çekilmiş.
-Gamla Uppsala Müzesi: Giriş ücreti 80 Sek . 10-16 arası açık.
-Eski kilise ve mezarlık. Saat 11 gibi acılıyor.
-Tepelere de çıkabilirsiniz.
FALUN
Bir gün, sehri gezmek icin yarim gün bile yeterli.
Tren istasyonu sehir merkezine hemen yürüme mesafesinde. Çevresi gollerle çevrilmiş şirin bir kasaba.
Önce ev sahibim Isveçli gencle araç ile tepedeki kayak merkezine cıktık. Buradan gollerin ve uzerinde ki adacıkların manzarası çok güzeldi. 1922 de kayak yarışmaları burada olacakmış. O yüksek yerlerden insanlar nasıl bir cesaretle atlarlar anlamak zor.
Aksam uzeride uzerimizi değiştirip göle yüzmeye gittik ama bes dakika bile soğuk suya zor dayanabildim.
Ertesi gün ev sahibimin bisikleti ile sehri gezmeye ciktim.
ANI: Önce bir okula uğrayarak öğretmene okulu gezmek istediğimi şöyledim.
Bu arada cevreyi gözlemledim.Öğretmenler, açık havada ögrencilerin yerden topladıkları çöp ve taşlarla matematik dersi yapıyorlardı. Yine çevreden topladıkları çicek ve otları öğretmenlerin eşliğinde öğreniyorlardı. Ben ders yapan öğretmenlerin fotosunu çekince öğretmen ” Ögrencilerin fotosunu çekmek yasak.” dddi. Ben de sildim. İzin vermediklerinden yandaki diğer okula gittim. Uzun saçlı yalaka Afrikalı öğretmen, benim okulu gezme istegime” Sen delisin herhalde. Neden okulu gezmek istiyorsun ki? Bisikleti de var” deyince ben de aynisini ona söyledim. Adamlar turiste ”Nerden buldun bu bisikleti” deme cesareti gösterebildiler.
Bu sevimli kasaba da digerleri gibi sanki terkedilmişti. Sokakların sessizliği beni ürküttü. Herseyin tıkır tıkır yürüdüğünü düşündüğünüz bu ülkede ben sıkıntıdan patlarım.
-Ostanfor: eski bınaların olduğu bölge. Hemen devamında
-Centrum: Bir tanesi hala kullanılmayan iki eski kilise, city hall ve diğer eski tarihi binalar var.
-Dalarnas Müzesi: Giriş ücretsiz. Pazartesi kapalı. Diğer günler ise 10-17 arası açık.
Şehrin geçmiş yaşantısını anlatan eşya ve giysi v.b sergileniyor. Özellikle yontulmuş ahşap atlar çok güzeldi.
Devamında;
Elsborg: Eski bölge. Uzun sokakların her iki yanında eski ahşap evlerin oluşturduğu bu bölge de terkedilmiş gibiydi. Bu bölgenin yanında
-Gruve Musuet(Mine musuet): Bu maden müzesi pazartesi -cuma arası 10- 16 ve hafta sonu 10-15 arası açık. Bu bölgede Demir, altın, gümüş ve diğer birçok maden çıkarılıyor.
Müzesine girme ücreti 110 Sek. Madenin icine bir saatlik Isveç ve Ingilizce turlara ise 230 Sek . Ben sadece müzesini gezdim. Madenin daha benzerlerini gördüğümden icine girmeye beklemedim.
Falun---- Karistad: tren biletleri çok pahallı. En ucuz ve aktarmasızı 243 Sek=26 Dolar.
ANI: Tren istasyonuna gittiğimde bilet alacağım kimse bulamadam. Bu arada internetten almayı denedim ama mesajdan kod gelmediğinden onu da alamadım. Yeterli kronum olmadıgından makinadan da alamadım. Treni kaçırmamak icin bindim. Gorevliye ”yanımda dolar var. Ucuz bir fiyatla da bozarak bana bilet verebilir misiniz?” dediğimde bir sonraki durakta beni haklı olarak indirdiler. Gerisin geriye Falun’a döndüm.
İyi kide dönmüşüm. Aslında çok şansız birisi olmama karşın gezide çok şanslıyımdır. Bu kadar kuzeye çıktıktan sonra hep gerçek bir köy görmek istedim. Ev sahibim Victoria, beni aracı ile ailesinin yaşadığı köye götürdü. Tavuk, koyun, inek ve at gibi her türlü hayvan besliyorlardı. Dışardan neredeyse hiç bir şey satın almıyorlar. Oturdukları köy evinde rahatları için herşey vardı. Kocaman döküm sobaların kışın ne denli çetin geçtiğini gösteriyordu.
ANI: Her yolculuğumda kesin bişeylerimi ya kaybederim ya da bozarım. Tüm bilgilerimin olduğu bilgisayarım kapanınca ne yapacağımı bilemedim.
Daha önce göl kenarında tanışıp sohbet ettiğimiz Türk ailesine durumumu anlatınca tamir etmek için bilgisayarımı aldılar. Dönüşte İsveçli gençle Türk ailesinin evine uğradık. Ailenin gösterdiği misafirperverliğine çok şaşırdı. Dahası aile, bana kullanmam için tabletlerini verdiler. Çok mutlu oldum. Fatoş hanım bize içli köfte ikram etmesinin dışında yanıma yolluk olarak da verdi. Artık bilgisayarlarını ya Antalya’ya geldiklerinde veya İstanbul’da annelerine vereceğim.Enerjimin düştüğü bu günlerde bu insanlarla tanışmam bana çok iyi geldi.
KARLSTAD
Bir gün gezmek için yeterli.
Ben Üniversiteye yakın Kronoparken bölgesinde kaldığından yürüyerek önce burada ki “Alstern” gölüne yürüyerek gittim. Buradaki köylere bayıldım ama yine ortalıkta çok az insan görebildim. Bu bölgelerde özellikle at yetiştiriciliği yapılıyor. Ahşap evlerin her biri ve bahçeleri ayrı güzeldi.
İçinden “Klaralven” nehri ve birçok kolunun geçtiği ve çevresinde birçok gölün olduğu, nereye giderseniz su ile karşılaşacağınız şirin şehir. Şehri çok rahat yürüyerek gezebilirsiniz.
Şehir merkezinden başlayarak yine şehir merkezine dönebilirsiniz.
1-Stora Torget: Eski şehir meydanı ve şehir merkezi. Çevresinde birçok eski bina var.
A-Dom Kyrkan: Saat 12’ de açılıyor.
B-Tren İstasyonu
C-Otobüs İstasyonu da burada.
D-Kunashiri Radhuset(City Halil)
Buradan köprü ile karşıya geçiniz.
E-Opera : Onarımdaydı.
2-Tıngvala Staden: Her iki tarafından su geçen güzel bir ada. Çok rahat çevresini yürüyerek gezebilirsiniz.
A-Wermland Müzesi:Giriş ücreti 100 Sek. 10-18 veya gününe göre 20’ de kapanıyor.Onarımda olduğundan içini göremedim.Hemen yanında
B-Sandgrund - Lars Lerin Müzesi :Giriş ücreti 80 Sek.11-19 arası açık. Buralı olan Bu Ressamın eserleri muhteşem. Kesin buraya gidiniz. Bilet soran da yok.Özellikle İstanbul resimlerini kaçırmayınız. Tüm İstanbul resimlerini “ İstanbul” kitapçığında toplamış.
C-Biblioteks Huset
Buradan yürüyerek
D-Östra Bron: Eski taş köprü. Köprüden devam ederseniz mezarlık ve diğer İsveç evlerine benzemeyen apartman ve evleri de görebilirsiniz.
E-Köprünün girişinden suyun kıyısından çok az devam ederseniz Harika duvar grafiklerini görebilirsiniz.
Buradan tekrar şehir meydanına dönebilirsiniz.
Buradan tren istasyonunun yanından geçerek
F-Stads Tradgarden: Lale ve bizim Karadeniz çiçeklerinin olduğu güzel bir park.
ANI: “Bu bahçede tesadüfen otobüste adres sorduğum Suriyeli vatandaşa kanepede güneşlenirken rastladım. Elimde değil. Sinirleniyorum.”Siz burada keyf yapın paranızla. Bizim Türk askerleri sizin ülkeniz için ölsünler.” Dediğimde adam kalkıp gitti.
E-Marıeberg: Giriş ücretsiz. Gölün yanında ki bu büyük parka çok erken gittim ama doğal ortamında yaşayan hayvanları göremedim. Ancak çitlerin içinde ki hayvanları görebildim. Zamanınız varsaö dinlenebileceğiniz çok güzel bir park.
Bunun dışında gördüğünüz suyun kıyısında yürüyüş yapabilirsiniz.
İSVEÇ’TEN NORVEÇ’E GEÇMEK
ANI
Oslo’ya gitmek üzere yine bir Iraklı bayan ile tanıştım. Antalya’da ev satın almış. Kışın Antalya’ya geliyormuş. Ülkem resmen Araplara sunuldu. Irkçı değilim. Ama biliyorum ki son zamanlarda iktidar tarafından ülkem bilerek Araplaştırıldı. Zaten Antalya, Rus ve Araplar tarafından zapt edilmiş durumda.Araplar yine para harcıyorlar. Rus kadınları hemen kendilerine baktıracak bir akılsız Türk erkeği buluyorlar. Bizde bu yabancılar sayesinde iyice artan fiyatlarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
İsveç-Karlstad———Norveç-Oslo
Tren de var ama otobüs fiyatları çok daha ucuz.Sj ve Flix bus adında iki tane otobüs firması var.Flixbus firmasını fiyatları en uygunu.
Sabah 7:15-10:20 arasında olan otobüs ücreti 129 Sek.Diğer saatlerde ise 159 Sek.
Ben firmaya gittiğimde 129 Sek olan biletten üç tane kalmıştı.Ben bilet alıncaya kadar onlarda satılınca pahalı fiyattan kredi kartımdan almak zorunda kaldım.Üç saat sürüyor.
Oslo’da görüşmek üzere…