2023 Hollanda Gezisi
Genelde gezi yazılarının birçoğu, sizi heveslendirecek,daha çok anı ayarında okuması zevkli yazılar.Benim yazılarım,albenisi olmadığından '' Acaba nereye gitsem '' diyenler için değil de gideceği yeri kesinleştirmiş olanlar için. Yazılarımın gezerken yüklediğimden, çok imla ve anlatım hatalarım var. Fotoğraflarımın olduğu hard diskimimin birini abim, diğerini arkadaşım kaybetti.Kalan fotoğrafları toparladığım yeni hard diski de düşürüp ben bozdum.Üzgünüm
19 Ocak 2024 Cuma
2023 HOLLANDA
18 Ocak 2024 Perşembe
fiji adaları cumhuriyeti
FİJİ ADALARI CUMHURİYETİ
Uçaktan yemyeşil adaların dizilişi çok güzel görünüyordu.
Havaalanında kalacağınız yerin adresini ve dönüş gününü soruyorlar.
Havaalanında geleneksek kıyafetler giymiş müzik grubu geleneksel şarkılarla turistleri karşıladı. Ama hangi Aralık çantamdan iki büyük çikolatayı aldıklarını fark edemedim.
Geleceğim gün de Türk gencini. Amerika’dan gelen Yat parçalarından küçük olanları koliden almışlardı.
GENEL
Ataları, Afrika-Tanzanya’dan gelmişler.
1874-Ingilterenin sömürgesi altına girmiş.
1970- Bağımsızlığını kazanmış ama sancılı dönemlerden geçmiş.
215’i ıssız olmak üzere 333 adadan oluşmaktadır. Ayrıca 522 adacık da vardır.
Baskenti Suva.
Dokuz ada olarak bölgelere ayrılmış.
Nüfusu 1 milyon civarında.
800 yıl önce yakaladığı insanları öldürüp yiyecek kadar vahşilermiş.
Fijililer, her yönü ile daha çok Afrikalılara benziyorlar. Biraz da Asya kültürü karışmış gibi.
Seker, turizm, Hindistan cevizi ve Zencefil ihraç ettiğinden Pasifik ada ülkelerinden en az dışa bağımlı olanıdır.
Ülke yemyeşil .Doğası harika .cocanat ağaçları burada sanki daha güzel. Her tarafında okyanus olmasına rağmen birçok nehri de var. Toprakları bereketli.
- Kali: geleneksel müzik aleti. Eskiden bizde kullanılan ahşap hamur teknesine benziyor. Ağzı daha kapalı.Iki agaç çubukla çalınıyor.
-
İKLİM
Gitmek için en uygun yağışların ve kasırgalarının olmadığı ve günlük sıcaklığın 25 derece civarında olduğu Mayıs-ekim arasıdır. Kasım ve Nisan aradı sıcaklıklar artar.
ULASIM
Trafik soldan .Araçlar sanırım Avusturalya veya Yeni Zelenda’dan geldiğinden emniyet kemeri takılmayınca sinyal veriyor. Mecbur takıyorlar.
Şehir içi otobüsleri bakımsız. Kart veya peşin para ile biniliyor. Şehirler arası otoban yolları iyi. Şehirler arası otobüsleri iyi sayılır .Koltuk numarası yok. İstediğiniz yere oturuyorsunuz.
PARA
FIJIAN DOLLAR(ilavo)
1 usd-2.14Fiji Doları
1 aud-1.44Fiji dolar
10 FJD=15 AUD.
1 FJD= 12.94 Türk Lirası yapıyor.
10 FJD=129.4 TL
-Otel ve restoranlara gittiğinizde hem en terinizi silmeniz için ıslak ve soğutulmuş küçük beyaz havlu ve soğuk su veya içecek getiriyorlar.
-Kadinlarin çoğu telefondan Türk dizileri izliyorlar
-Çöplerini hayvanlar karıştırması diye evlerinin önünde ki yaptıkları yükseltilere poşetler içinde bırakıyorlar.
-Okul binaları, özellikle özel okul binaları iyi.Oteller ise çok şık sayılır.
-Alkol ve sigara fazla tüketiliyor.
-Disariya çöp attiklari,tukurdukleri ve işedikleri halde şasırtıcı şekilde evleri pis sayılmaz .
-Okyanusta büyük dalgalar yok ama gelgit olayı var.
-Reklam panolari çok.
-Arabaya çok düşkünler.Yollarda çok araç var.
INSAN
Aslinda çok güler yüzlü ve sıcaklar ama
çok rahatlar. Zaman mefhumları yok.Bir saat deyip üç saat sonra gelebiliyorlar. Sözlerine de fazla güvenilmiyor.Rahat yalan konusabiliyorlar.
Zaten”Buraya geldiyseniz Fiji zamanini kullanmalısınız.” Diyorlar.
Cocuklar çok tatlılar.Sevmek istediğinizde hemen geliyorlar.Fotograf çektirmeyi de çok seviyorlar
Evli kadın ve erkekler saçlarının sağ tarafına geleneksel plastik ve gerçek çiçek Floweral hair comb -Pink veya
Hibiscus flower gibi farklı çiçekleri
takıyorlar.Bekarlar ise sola takıyorlar.
Erkek öğrenciler okulda ve resmi dairelerde çalışan erkekler,geleneksel kıyafet olarak önde soldan kapaklı , kemerli ve cepli tek renkli sulu adlı etek giymek zorundalar.
Kadınlar sulu etekleri ise renkli ve desenli dikdörtgen bezi sararak geleneksel etek şeklinde kullanıyorlar.
Ama genelde kadınlar yarım kollu, çok renkli ve desenli kumaştan tunik ve altına uzun etek giyiyorlar
Kadın erkek üst on dişinin yarım cevresini L şeklinde altın ile çevreliyorlar.
Gençler koyu tenli ve güzeller ama yaş aldıkça kilo almışlar.Rengareng geleneksel giysileri ile çok hoş görünüyorlar.
Genelde uzun boylu ve iri yapılılar. Saçları o kadar kıvırcık ki neredeyse su bile aralara giremiyor.
Özel yaşam tarzları Avusturalyalılara benziyormus.Burada da farklı erkeklerden evlenmeden çocuk yapmak normal olduğunu söylediler.
Insanları çok güler yüzlü,sürekli bula(merhaba ) demelerine aldanmayın. genel olarak ada kurnazlığını da taşıyorlar.
Havaalanında ev sahibim beni almaya geç gelince bazılarından telefon yardımı istediğimde ya “Karsi taraf cevap vermiyor” dediler veya tek söyledikleri “otel veya taksiye ihtiyacınız var mı?” diye sordular.
Kısacası hepsi turizm gelirlerinden bir pay kapmaya çalışıyorlar ama tüm gelir toptan yatırımcılara gidiyor.
Marinada otellere çok sık giden bula adlı otobüsü beklerken shopping centre görevlisi “ 15 dakika sonra gelecek” demesine rağmen beş dakika sonra “otobüs 1 saat sonra gelecek”dedi.Yalan olduğunu hemen anladım.Nedenini sorduğumda “Otobüs bozulmuş.Taksi ister misin?” dedi. Beş dakika sonra otobüs gelince de hemen bulunduğu yerden uzaklaştı.
Yine kaldığım iki ev sahibimin arsizligi beni rahatsız etti.Fakirliklerini ileri sürerek arsızlık yapmaları hoş degil.Daha önce size ne getirmemiz isterseniz dedigimde bir tanesi “recel ve özel bir kahvaltıda ekmeğe sürülen bir yiyecek istedi.Bunlarin yanında evine gittiğimde torunları dahil birçok hediye verdiğim halde iki hediyeden birini seçmesini istedigimde”ikisini de isterim” dedi.Ertesi günde çamaşırlarımı elde yikayacak iken gelini “makinaya atalım” dedi.Daha sonra kaynanası deterjan almamı söylemiş.Vazgectim.Olmadi.
DIL
Fijian dili ama 14 farklı dil kullaniliyor(Hindu dilleri de kullanılıyor.) resmi dilleri Baun dili.Ikincibresmi dilleri ise İngilizce.Okul eğitimi de ingilizce.Artik bazı aileler çocukları okula gitmeden önce evde İngilizce konusarak İngilizce öğretiyorlarmış.
DÍN:
Çoğunluğuna gere sıralarsak;
Catholic%65(Pencoastal,
Hindu ve Sikh%30,Müslümanlar%6.3.Geri kalan dinsiz veya diğer dinlere mensuplar.
Hepsi birlikte barış içinde yaşıyorlar. Hepsinin ibadethanesi var.Cogu yanyana.
YEMEK
Ülkede bizde olan her çeşit sebze ve meyva yetiştiriliyor.En çok ta köklü yiyeceklerden besleniyorlar.çok farklı patates yetiştiriliyor.Bunlar;
Kumala:kırmızı renkli ve tatlı büyük patates cesidi
Cassava:Bir çeşit patates
Taro: Bu da diğer çeşit ve daha büyük . Tadını çok beğenemedim.
Kava(yaqona):Kurutulmuş bir ottan yapılan alkollü içecek.
Roti: Sıcak su ve un ile hamuru hazırlanan hamurdan açılarak pişiriliyor.
Topoi:Hamuru kaynatılarak yapılan bir çeşit ekmek.
Kava: Ulusal içkileri.Bazı bitkilerin kökleri kurutulup dövülerek toz haline getiriliyor.Su karıştırılarak ahşap kaseye konuluyor.Kokonat kepçesi ile kokonat kaselere dökülerek servis ediliyor.Tadı berbat.Sanki toprağa su karıştırılmış gibiydi.
NADİ
Burası aslında bir kasaba.
Şehir merkezinde çok bakımlı olmasa da beton evler ,banka, mağazalar, süper marketle v.b herşey var.Ama dükkanlar erken kapanıyor.Zaten gece ışıklandırması yetersiz.Sokaklar rengarenk. Satılan herşey renkli.Insanlar öğle yemeğini dışarda yemeyi seviyor.Ben de pilav üstü tavuklu sebze yemeğini tercih ettim.Her dinin ibadethanelerini de göreceksiniz.
Merkezde dışarda yatan vardı.Ev sahibim” yaşadığı ada uzakta olanlarda dışarda yatıyor.” Dedi.
Şehir merkezine yakın birçok yemyeşil köyler çok fakirler. genelde keçi ve tavuk besliyorlar .Evlerin kapısında da köpek oluyor.
İlk ev sahibim Nadi’nin merkezine yakın bir köyde oğlu ve yeni genç ve güzel karısıyla iki odalı evde yaşıyordu.Tahmin ediyordum ama bu kadar fakirliği beklemiyordum.Yatak odasının kapısı bile yoktu.Perde ile kapatılmıştı.
Burada birçok Evi, komşuları ziyaret ettim.Cok sıcak karşıladılar.Hemen birşeyler ikram etmek istediler.Hatta durumu biraz iyi olan komşu zorla üç tane Papaya verdi.
Çogunun,fakirlerin evi oluklu sac ve priketten yapılmış.Bir günde bile ahşap kasnağı çakıp bu evi yapabilirsiniz.Evler çok alçak ve sıcak oluyor. Çoğu yer açık olduğundan çok rahat sivrisinek v.b içeri girebiliyor.Dogru dürüst eşya yok.Herseyler bavullarda veya selelerde saklanıyor.Yiyecekler ise kapalı şeffaf ağzı kapalı kaplarda saklanıyor.Yer yataklarında yatıyorlar.Tuvalet ve banyo evin dışında.
Fakirlerin evinde buzdolabı ve televizyon da yok.O nedenle öğünlerde yağsız ,tuzsuz pilav ve yanına birşeyler pişiriyorlar.
Çöplerini hemen yakınlara fırlatıyorlar.
Hep diyorum.Her Türk evinden en az bir ev daha döşenir.Biz uzağız hadi.Avusturalyalılar evlerinde ki fazlaliklari buraya gönderseler bir yeter.
Orta halli ailelerin evleri ise biraz daha düzgün oluyor.Betondan da olanlar var.Ayrıca evlerinde buzdolabı ve televizyonda oluyor.Karyola da yatíyorlar.Yaşanabilir gördüğüm böyle bir evin yakınları Yeni Zelanda’da yaşıyorlardı.
Ama her evin kapısında döküntüde olsa bir araç bulunuyor.
Ayrıca evlerine zıt,dışarda gördüğünüzde gayet bakımlı ve şıklar. Hiç o evlerde yaşadıklarına inanamazsınız.
DANARUA ADASI(Marina)
Şehre beş km uzaklıkta ki köprüden gidilen adada ki bu marinanın ülke ile hiç ilgisi yok.Giriste zenginlerin oturduğu bakımlı evler var.Denizde ise turistleton her çeşit deniz araçlarını görebiliyorsunuz. Özel yatlar cirit atıyor .Courisler de buraya demir atıyorlar.
Ayrıca döviz bürosu,şık alışveriş dükkanları,süpermarketler,
Burada Christmas flowers (Yılbaşı çiçeği) sadece Aralık ayında kırmızı,sarı ve mor çiçek açan bu ağaçlar çok güzeller.Hele ağacın altına dökülen Çiçeklerinin oluşturduğu manzara daha da güzel.
Marinaya çok yakın 7 tane çok ünlü zincir oteller var.Buralara Marinanın önünden kalkan açık bula otobüsleri ile ücretle gidebilirsiniz. Yürüyerek te çok rahat hepsini gezebilirsiniz.Yol manzarası harika.Halk fakirligini yaşasın.Devlet büyükleri gelen turistler için hiçbir lüksten kaçmamış . Marinadan ikinci döner kavşakta adları yazılı zaten.Sırası ile Sofitel,Westin(Gittiğimde onarimdaydi), Sheraton Willa,Sheraton oteli,Redison,Whyndam otellerine ulaşacaksınız. Döner kavşağa gelip ters yöne gittiginizde ise Hilton oteline gidiyorsunuz.Buralara otel müşterisi gibi girip havuzlarinda ve okyanusta yuzebilir lobisinde dinlenebilirsiniz.Soran olmuyor.
Westin otelinin karşısında ise “Big Bula Waterpark” var.Giris 89 FJD.Genelde çocukların bineceği su oyun aletleri şişme plastikten.Ben ,plastik olmayan ve döne döne havuza düşen aletlere bindim .
Bu okyanus kenarında ki yüzme havuzlu oteller son derece lüks .Birçok aktivite bulabilirsiniz. Çevre Coconat ağaçları ve rengarenk yöresel çiçekleri ile çok bakımlı ve güzel.Adada’da ki yerel halk ile burada ki turistlerin yaşam tarzı taban tabana zıt.Dünya adaletsiz.
Marinada bir çok adaya yerel halkın gittiği küçük botlar kalkıyor.
MALOLO ADASI(Viti Levu )
Vanua Levu adası ile bu ada Fiji adalar toplulugunun en büyük adaları.
3pm adaya gidiliyor.8 am’de adaya geri dönülüyor.
Tek yön 25 dolar
Yasawa island ve diğer adalara da yine buradan belli saatlerde boot kalkıyor.
Malolo adası iki kısımdan oluşuyor. Büyük Malolo adasının sadece belli bir kısmında yerli halk yaşıyor.Diger tüm kıyılarda yine turistler için üç tane resort inşa edilmis. Küçük Molola’da ise üç tane resortlerde turistler agırlaniyor.Ayrica İngilizler toprak alarak burada ev yaptırmışlar.Büyük adadan Küçük adaya sular çekildiğinde yürüyerek geçebilirsiniz ama dışardan kimseyi kabul etmiyorlarmiş.Yerli halk, kendi ulkelerinde imgiluzlerin emrinde.
Sadece turistlerin dışında çalışanlar var.
tüm geri kalmış ülkelerde durum böyle.Yerli halkı adanın bir bölümüne sıkıstırmıslar. Kendi adalarina İngilizler yúzúnden gitmeleri yasaklanmış. Antalya’da da durum biraz farklı.Ruslar yüzünden şehir pahallandı.Heryeri istila ettiler. Otobüslerde Ruslarin yüzünden oturacak yer yok.Bu Ruslar turist gibi para da bırakmıyorlar.
Paralı bir Türkü bulup parasını yiyorlar. Çoğu da alacağını aldıktan sonra kaçıp gidiyorlar.
Karedenizi de Araplar istila etmiş.Onlar paralı erkek için gelmiyorlar ama geri ülkemi i yice gerilettiler.
Ben bot ile Malolo adasına bir aile ile 45 dakikada gittik.Bu büyük adada sadece 80 kişi yaşıyor. Çoğu birbirinin akrabası.
Çalılıklarda birkaç inek ve çok az da tavuk besleniyor Susuzluktan sebze de gerektigi kadar yetistirilemiyor.Sadece köklü sebzeler yetiştiriyorlar.
Yaşayanlarin evleri hemen denize yakın , oluklu sacdan veya ahşaptan yapılmış. Üzerleri rengarenge boyanmış.Tuvalet banyo dışarıda.Evler çok kırık dökük.Cevre cennet gibi ama çöplerini dışarı attıklarından evlerinin çevresi kirli. Bir sabah beşte uyanıp,yanıma da bir çocuğu alıp çöpleri toplayıp yaktık ama yine çöp yuvasına cevireceklerinden eminim.
Gençler bile aksama kadar yan gelip yatıyorlar .Cok rahatlıkla evlerini onarabilirler.
Adada su yağmur sularından elde edildiginden su sıkıntısı var .Genelde deniz suyununda karıştığı kuyu suyu kullanılıyor. ama büyük bidonlarla Nadi’den de su taşıyan var. Elektrik ise güneş enerjisinden elde ediliyor.O nedenle buzdolabı ve şarj akşama doğru çalışıyor.
Yaşayanlar tam ada insanı.Cogu kez ağaç dalları ile yapılmış dört tarafı açık ahşap yükseltide veya evde uzanıp boş boş kestiriyorlar.Onun dışında balığa çıkıyorlar. çevreyi düzenlemek akıllarına gelmiyor.Ev sahibim tek odalı evinin bir kösesini Nadi’den getirdikleri ile minik markete çevirmiş.Arı gibi çalışıyor.Biskivi, nodul ve soğuk boyalı meyve suları çok satılıyor.Taze balık tutmak var iken konserve tuna balık satın almalarına çok şaşırdım.hepsi deftere yazdırıyorlar.
Adadakilerin bile giyimi çok modern ve düzgün.Genc kızlar mini şortlar giyiyorlar.Ev sahibim, sarıldığı havlu ile çok rahat gelenlere satış yaptı.
Adada yesil muz(Ama içi olmuş ve tatlı),Papa’ya,kokonat gibi meyveler taro,kasava ve tatlı patates gibi köklü sebze yetistiriliyor.
Ev sahiplerim karıkoca.Cocukları olmamis.Evleri tek odalı olduğu için adam kuzeniyle kaldı.
Ada harika ama sivrisinekler korkunç.Bu kadar çöp dışarıda olursa normal.
Adada ilk okul ve ortaokul ve doktor var.
Ertesi sabah Pazar olduğu için köydeki küçük kiliseye(İki tane var.) gitmeden evsahibim ve diğer yaşayanlar önce yemek hazırlıkları başladı.(Diğer dinlerde olduğu gibi.)
Palusami: Önce Hindistan cevizlerini özel alet ile içleri rendelenip sıkarak sütünü ayırdı. Aliminyum folya kagidiniz üzerine kat kat büyük toro yapraklarını yerleştirdi.Uzerine inek eti konservesi ,doğranmış soğan ve Coconat sütünü koyup iyice kapatıp bohcaladı.Ayni içi Coconat kabuklarinada koyuyorlar Kokonat kabuklarına yoğrulmuş hamur da konuyor. Cocanat süt ile yoğrulmuş hamuru kokanat yapraklarinin içinde bohça şeklinde kapatıyorlar.
Sonra çukurda koz haline gelmiş ateşin üzerine taşları sıraladı.UzerineK
Cocanat dallarını kafes şeklinde yerlestirdi.Bunlarin üzerine de bu bohçaları yerleştirip üzerine kocaman muz yapraklarını kapattılar .Bunu üzerine bir yorgan ,onun ustunede toprakla sıkıca kapatıp 2-3 saat hazırlananların pişmesini beklediler.
-Lumi:Cocanat sütünün içine tuna balığı,tuz ve sağan koyarak katilasincaya kadar pisiriliyor Karekaba dökülüp kare seklinde parçalara ayrılıyor .Ben deneyenefim bile.
Panikeke( Pancake )=Sabah kahvaltisina içine muz koyarak kızartılan toplar.Cok lezzetliydi.
Sea Grapes:Denizin içinden toplanan bu deniz uzumunden salata yapılıyor.
-Balik çorbası.Bol suda balığı haşlıyorlar.
MANA ADASI
Turistlerin en tercih ettiği ünlü Mana adası küçük ama çok turistik.
Adada Resort, hotel ve backpacker olduğundan gitmeden yerinizi ayırtın. Veya en iyisi yerel bir evde kalarak ücreti onlara veriniz. Sanırım çadır da kurabilirsiniz.
Her gün 9,13:15 ve 15:15’ de courise kalkıyor.
Tek yön ücreti 161FJD=119 AUD=75 Amerikan doları.
Ayrıca günlük büyük courise de kalkıyor.
Yarım gün 225 FJD, tam gün ise
265 Fiji doları=3800 TL civarı.
Öğle yemeği, şnorkel dahil. Şnorkeliniz yoksa 20 FJD’ye kiralanıyor.
Ben bu adaya kaldığım aile ve yeğenleri ile altı kişi motorla birlikte gittik. Hem daha uyguna geldi hem de harika bir gün geçirdik.
Bu adaya giderken farklı ıssız adalar gördük. Deniz suyu buralarda cam göbeği rengindeydi. Mana adasının Koralların olduğu yere demir atıp şnorkellerimizle dalınca muhteşem bir güzellikle karşılaştım. Korallar çok büyük olmamakla birlikte çeşitliydi. Ama balıklar rengarenk ve çok çeşitliydi. Hele turkuaz renkli balıklar harikaydı. Tam hatırlayamadım ama sanırım ilk kez burada yine turkuaz renginde deniz yıldızı gördüm. Buradan sonra adanın diğer tarafında ki kum adasına çıktık. Burada da büyük leğen kadar tabak şeklinde her renk corallar vardı. Bu tabak şeklinde ki bazı corallarin uçları aynı oya gibi farklı renkte idi. Hayran kalmamak mümkün değil .Ev sahiplerim Deniz üzümü toplarken de corallara zarar verdiler. Yalnız ada halkın hiç çevre bilinci yok. Bu muhteşem korallari bazıları kırılmıştı. Korallara basmamaları gerektiğini uyarmaktan ben utandım. Tam denizden çıkarken köpek balığı yavrusu salınarak gelince ben hemen karaya çıktım ama çocuklar peşinden takip ettiler. Geri dönerken gençlerden biri plastik şişeyi denize atınca kendimi kaybettim. Ellerine vurdum.
Çok güzel denizler gördüm ama buradaki kadar temiz ,cam gibi deniz bir yerde görmedim. Kıyıdan başlamak üzere deniz suyu, cam göbeği, mavi ve hakiki lacivert renkteydi.
Adanın tüm kıyıları turistlere hizmet verecek şekilde bungolov, resort vb. ile çevrilmişti. Yerli halk ta turistlere hizmet ediyordu.
SUVA
Nadi’den dört saat uzaklıkta yine okyanus kenarında. Yemyeşil doğa ve okyanus manzarası eşliğinde otobüs ile gidiyorsunuz. Tek yön (20 FJD=260tl
Yol boyu okyanus kenarında lüks görünen resortler vardı.
Ayrıca yol boyu okyanus kenarında ki köy evleri bakımlıydı. Köyler, yeşillikler içinde renkli evleri ile cennet gibi görünüyordu .
Yine yol boyu basit tezgahlarda Muz,ananas, gibi tropikal meyvalar ve sebzeler satılıyordu.
Suva, bildiğimiz şehirlerden bir farkı yok. Açıkçası ben bu kadar modern bir şehir beklemiyordum.Çok katlı binalar, büyük marketler,plazalar,büyük sehirlerde aklınıza ne geliyorsa burada da var.Biraz çevre ve caddeler bakımsız sadece.Ama sokaklar çok renkli ve hareketli.Fakirler ama giyimlerine çok özen gösteriyorlar burada da.
Bulunduğunuz yerden otobüs ile en son durak olan şehir merkezinde ininiz.
Hemen indiginiz yerde
1- Public Market: Aklınıza gelebilen tüm sebze ve meyvelerin yanında tropikal çok çeşit de car.Cok büyük ve renkli bir Pazar.Gezmelere doyamadım. Girişte mısır ve meyve suları satılıyor.Mısır, Afrika’da ki gibi çok lezzetli gelmedi.
Buradan çıkıp ters yöne gittiginizde
2- Flea Market:Kadınların çalıştırdığı rengarenk elbiselerin dikilip satıldığı yer.
Ayni hizada Public Markete doğru yürürken
3-Renkli rafyalardan yapılan süsler ve hasırların satıldığı market te çok ilginçti.
Buradan yürüyerek okyanus kenarına indiginizde
4-Kordon Boyu:Beklemedigim kadar güzeldi.Yılbaşı ağacı ve diğer hazırlıklar yapılıyordu.
Yine kordon boyu birçok yeme içme mekanı bulacaksınız.
Yolun sonuna doğru solda
5-Parlement House
Biraz ilerisinde
6-Thurston Garden: Güzel çiçekli ağaçları var.İcinde
7- Fiji Muzesi: Giriş 5 FJD
Tek bir salon gezilebiliyor.Kucuk ama görülecek çok şey bulabilirsiniz. Fotoğraflardan da Fijililerin zamanında vahşi yaşam sürdükleri belli oluyor.
Tekrar ana caddeye çıkıp araç ile cumhurbaşkanının malikhanesini geçtikten sonra araç ile
devam ettiğinizde
8-Suva Piknik Park: Okyanus sularinin ağaçların dibine kadar gelip göl oluşturduğu bu yemyeşil park çok güzeldi.Okullar tatil olması nedeni ile öğrenciler pikniğe gelmişlerdi.Agaçlarin altında okyanus suyunda yüzüyorlardı.
9-Walu Bay:
Şehrin merkezindeki bu limandan Suva’dan gidebileceğiniz adalara büyük feribotlar,motorlular kalkıyor.
NukulauAdadi: 20 dakika sürüyormuş.Ama halk botu Her gün yok.
Kadavu Adası:Tek yön 6 saat.
Taveuni Adası: Tek yön 12 saat.
Bazı adalara gitmek 2-3 gün sürüyor.Oralara da giden turistler gördüm.
10-Forestry National Park:Gitmedim.
Sigatoka town:Eger zamanınız yoksa Nadi’den Suva”ya giderken bir saat uzaklıkta ki bu kasabaya meyve,sebze ve el sanatları hediyelik almak için uğrayabilir veya gidebilirsiniz.
YanıtlaYönlendir Tepki ekle |
17 Ocak 2024 Çarşamba
2023 AVUSTRALYA GEZİSİ
AVUSTURALYA GENEL
Yıllarca her yıl yurt dışının farklı bölgelerine 3 ile 7 ay arasında geziler yapıyordum. covid döneminde maalesef gezilerime ara vermek zorunda kaldım .Tekrar cesaretimi toplayarak Avustralya’yı gezmeye Sydney’den başladım.. Normalde iklimleri takip ederek Papua Yeni Gine- Avusturalya (kuzeyinden başlayarak)-Yeni Zelanda olarak çok güzel bir plan yapmıştım.
Avusturalya vizem gelir gelmez Papua Yeni Gine ve Zelanda vizesine de başvurdum. Uzun sure bekledikten sonra Yeni Zelanda, fotomu, mesajı görmediğimden dedikleri zamanda değiştiremediğimden ret verdiler. Baktım P.Y.G vizesi de gelmeyince ve çok zaman kaybedince mecbur Sdney den başladım . Avusturalya gezim sırasında ikinci kez başvurduğum yeni Zelanda dan yine ret yedim. Papua yeni Gine ye de her şehirde ki konsolosluklara uğrayarak nihayet çözümü Brisbane konsolosluğunda buldum. artık yağışlı mevsime girildiğinden gitmekten vazgeçtim. Vize paralarım da yandı.
AVUSTURALYA VIZESI (2023 ocak)
NOT: 1-Eğer Avustralya ve Yeni Zelanda ya aynı zamanda gidecekseniz önce Avustralya vizeniz 45 gün civarında hal edebiliyorsunuz. Yeni Zelanda vizesi ne baş vurmak için mecburen Avustralya vizesini beklemeniz gerekiyor. Çünkü Varsa Avustralya vizesini de istiyorlar. Avustralya vizesi de 45 Geldiğine göre siz en az 45-50 gün vize başvurusu yapmaya başlayınız.
Tabii Yeni Zelanda vizeniz de gelmeden biletinizi alamıyorsunuz. O nedenle erken davranınız.
2-Kesinlikle Elçiliklere vize için başvurmayınız. Verdikleri telefonu açtığımda bana yanlış bilgi verdiler.
Asla bilgi vermiyorlar. Elçiliğe gittiğimde ise sadece güvenlik görevlisi dış kapıda elime bu kartı verdiler.
2022 hazirandan sonra tüm vize işlemleri çok değişmiş. İki vizeye de online başvurabiliyorsunuz ama Avustralya için parmak izi(Parmak izi pasaportlarımızda olduğu halde) Ankara VFS.GLOBAL a gidiliyor. Daha sonra tüm evraklar Avustralya ya ve yeni Zelanda ya gidiyor ve karar veriliyor.
Her iki ülke de en fazla 3 ay vize veriliyor deniliyor ama Avustralya, en fazla 6 ay kalabileceğim şekilde bana bir yıllık verdiler.
Avustralya Vizesi Alırken
1-www.vfsglobal.com.au adlı kendi sayfasına girerek online vize başvurusu yapmak için önce kendi adınıza (immiaccount) bir hesap açmanız gerekiyor. Çünkü form doldururken vb. yeniden girmeniz gerekecektir.
Transaction reference numberTRN(İşlem referans numarası) almanız için önce
Online.immi.gov.au/lusc/login girerek gerekli yerleri doldur.
Mailine gelen mesajı tıklayarak teyit et.
Artık sana verilen numara ile kendi hesabına girebilirsin.
-Önce online olarak formu doldur. Evrakları tarayarak forma ekle.
Burada evraklar ille de İngilizce istemiyorlar. Siz mümkün olanı İngilizce alınız.
Burada istenen evraklardan -Sabıka kaydı-e devletten İngilizce alıyorsunuz.
-Vukuatlı nüfus kayıt örneği- E devletten al.
-Yurda giriş ve çıkış yer ve tarihlerini –e devletten al.( e-devletten
Emniyet-yurt dışı giriş çıkış protokol- Hangi hava limanlarından çıkış yaptığınızın listesi çıkar.)
- Mali durumunuzu gösteren belgeyi bankanızdan İngilizce alınız.
Not: Eğer evliyseniz, Evlilik cüzdanların İngilizce si yok . nüfus müdürlüğünden uluslararası evlilik belgesi olan ve farklı bir çok dile çevrilenler fomül-B isimli belgesini alıp , taratıp aratıp sisteme yükleyiniz..
-Formun sonunda 150 Avustralya dolarını da kredi kartından ödemelisin.
-Form gönderildikten sonra hemen mailinize parmak izi vermek için Anakara ya davet ediliyorsunuz. Sayfadan randevu al. Size gönderilen barkotlu evrak ile
-Randevu aldığınız gün ve saatte aşağıda ki adreste olunuz.
VFS:GLOBAL Avustralya, Yeni Zelanda; Hırvatistan ,İrlanda gibi Avrupa ülkelerinin vize işlemleri bu adreste yapılıyor.
Adres:Avustralya Biometrik Toplama Merkezi:
İşci Blokları.Muhsin Yazıcıoğlu caddesi.No:%/-ARegnum Sky Tower
Çankaya-Ankara
-Bundan sonra Avustralya dan vizenizin gelmesini bekleyiniz. Mailinizi ara sıra kontrol ediniz.
-Burada parmak izi alıyorlar. Fotoğrafınızı çekiyorlar. 132 tl ödüyorsunuz.
-Evraklar Avustralya ya gidip 37 gün sonra ertesi gün başlayan her girdiğimde en fazla altı ay kalabileceğim şekilde çok girişli vizem geldi. Aslında en fazla 3 ay veriyorlarmış. Ben Avustralya'dan sonra Yeni Zelenda ya gidip tekrar döneceğimi anlatan programı belirterek 3 ay artı 3 ay vize istemiştim. Sanırım çok giriş çıkış yaptığımdan bana verdiler.
Ayrıca ben daha önceki yıllarda Vietnam da ki elçilikten Avustralya ya yaptığım vize başvurum maddi durumumu belgeleyemediğim için ret edilmişti.
Kendisi eskiden hem ülke hem kıta olmasına rağmen son zamanlarda Okyanus kıtasının büyük bölümünü oluşturmaktadır. Tasmanya ile birlikte yedi bölgeye ayrılmış. Başkenti Canberra.
Hint ve Pasifik (Büyük) Okyanusu ile
çevrili dünyanın en büyük 6. Ülkesidir. Hiçbir ülke ile kara siniri olmayan ülkenin sahil şerit uzunluğu 25.760 kilometredir. Bu nedenle hayvan ve bitki örtüsü diğer ülkelerden daha farklıdır. Zaten insanlar bu farklı flora ve faunayı görmek için bu ülkeyi ziyaret ediyorlar..
Türkiye’nin on katı büyüklüğünde ki bu ülkenin tüm nüfusu İstanbul’dan biraz fazla. İnsandan fazla araç ve kanguru var Ülke çok büyük ama göller ve nehirler genelde okyanus kıyısına yakın olduğundan insanların çoğu okyanus kenarında yerleşmiş.
O nedenle orta kısımlarda su sıkıntısı var. Zaten ülkenin %75’i çöl. çöl.
Bu ülke, bir şekilde reklamını iyi yapmış. Aslında tabiatı çok güzel olan yerler var ama her yer aynı olduğundan gezmek biraz sıkıcı. İnsanı ,evleri çok güzel. Hele ağaçlarda ki çeşitli kuş sesleri ,insanı mest ediyor. Sistem ve disiplin var ama çok ta sorun var.
ÜLKE TARİHÌ
-İlk olarak 1606 da Hollandalı Kâşif Wiiemjanszoon Cape York adasına çıkmış ama yerleşim olmadan ülkenin tüm haritasını çıkarıp Yeni Holland adını vermişler.
-1770 yılında James Cook tarafından keşfedilen kıta, ilk çıktıkları yere ise New South Wales adını vererek Britanya toprakları olarak ilan etmiş.
- daha sonar 732 kadın ve erkek mahkum, bir de onların 22 çocuğu 1787 yılında gemi ile Avustralya'ya getirilmiş. Bunlar tarım ve hayvancılık yapmışlar.
-Daha sonra mahkûmları çalıştırarak kolonisini kurarak ülkeyi sömürülmeye başlanmış.
1860 yılına kadar İngiltere'den her milliyetten 160,000 mahkum daha ülkeye getirilmiş.
- Ama Asyalıların sorun çıkardığını ileri sürerek, 1855-1973'e kadar sadece Avrupalı Hristiyanlar Kabul edilmiş. Onun dışında kimseyi göçmen olarak kabul etmemiş.
Örneğin, Victoria gibi bazı eyaletler, İngilizlerden istenen mahkum olmayan beyaz ,Hristiyan ve düzgün göçmenler tarafından kurulmuş.
-Birleşik krallığın sömürgesi olan ülke, 1942 de bağımsızlığını elde etmiş.
300 yıl gibi kısa bir sürede günümüzün en gelişmiş ülkelerden biri haline geldi. daha çok İngiliz kültürüne sahip. Ülkeye her yıl gezi ,çalışmamak ve dil eğitimi amaçlı dünyanın dört bir yanından gelen göçmenler var. para kazanmak ve yasamak için güzel bir ülke ama gezmek için sıkıcı.
Son yıllarda iyi ekonomisi olan ülkeye islerine yarayan, ürünlerini toplayacak özellikle Asyalılar başta olmak üzere her milletten göçmen Kabul etmeye başlamışlar.
bu ülkenin başbakanı Avustralyalı ama devlet başkanı olan İngiltere kraliçesi, temsilci olarak vali atıyor.
ABORJINLER
TARIHİ: Dünyanın en uzun kesintisiz kültürü Aborjinler , farklı kaynaklara göre 40.000 ile 60.000 yıldan beri Avustralya'da yaşıyorlar. Aborjinlerin nüfusu Beyazlar geldiğinde nüfusları bir milyona yakınken 20.yy başlarında öldürüldüklerinden ve beyazların bulaştırdığı hastalıklardan dolayı elli binlere kadar düşmüş.
Aborjinler 1967'e kadar hayvan muamelesi görmüşler. Resmen hayvan gibi avlanarak oldurulmusler.1908-1970 arası beyaz babadan olan çocuklar ailelerinden koparılarak devlet tarafından yurtlarda büyütülerek asimile edilmiş. Hiç bir kültüre ait olamayan bu gruba çalınmış kuşak deniliyor.
nükleer roketlerin kimseye zarar vermemesi için sadece Aborjinlerin yasadığı Maralinga bölgesinde yaptıklarından ortalıkta dolasan aborjinleri hayvan statüsünde saydıklarından ölmelerini önemsememişler. Ama 1980'lerde bölgedeki Aborjinlerde kanser ve radyasyon problemlerine karşılık Avustralya hükûmeti 1994'te radyasyona maruz bıraktığı Aborjinlere tazminat ödemiştir
1967'de Aborjinlerer vatandaş sayılmışlar.
Yakın zamanlarda baş kaldırmaları sonucu Avusturalya kimliklerinin yanında kendilerine haklar tanınmış .Devlet, çölde göçebe yasayan Aborjinler evlere yerleştirilmiş ama işsizlik, parasızlık, alkol ve kendi aralarında kavga gibi sorunları var.. Aborjinlerin yasadığı yerlerde içki satışı ve içmesi yasak olduğundan devletin verdiği para şehir merkezine gidip hemen içki satın alıyorlar. Sokaklarda toplu olarak sarhoş, bağıra çağıra geziyorlar.
-aborjinler orta Avustralya’da 5 farklı lehçe konuşuyorlar tüm Avustralya’da 1000’den fazla dil olduğu söyleniyor.
- Aborjinler: Tekrarlıyorum ama bu da doğanın adaletsizliği. Çukurda gözler, yayvan bir burun, çöp gibi ince bacak ve kollar ana şiş karın ve büyük memeleri ile ile büyükler gorile benziyorlar. Kadınların da resmen bıyık ve sakalları var.
Bundan kendileri de memnun değiller ki saçlarını sapsarıya boyamak istemişler. Bazıları sakat arabası ile geziyorlar. Sanırım bir şekilde devletten almışlar. Amerika’da Mariuna içebilme izni alabilmek için sakat arabası alan kadın görmüştüm.
- Boomarang:Tüm turistik alışveriş dükkanlarında görebileceğiniz kancası olmayan ahşap askılıklar gibi ve üzerinde abaorjin motifleri olan. Aborjinler bunu fırlatarak kuş alıyorlarmış. Bu alet fırlatıldıktan sonra geri geliyormuş
Festival / Fuar
Sidney Festivali (Ocak)
Sidney Film Festivali (Haziran)
Kahve Festivali (Temmuz)
Yeni Yıl Kutlamaları(31 Aralık)
Müzik Festivali (Ekim)
Sidney’den Hobart’a Yat Yarışı (Ocak)
Manlu Jazz Festivali (Ekim)
Tatiller / Bayramlar / Önemli Günler
1 Ocak - Yeni Yıl
6 Ocak - Acı Su Yortusu
26 Ocak - Avustralya Günü
25 Nisan - Anzak Günü
1 Mayıs - İşçi Bayramı
24 Mayıs - Milli Bayram
14 Haziran - Corpus Christi
1 Kasım - Azizler Günü
8 Aralık - Temiz Toplum Günü
25 Aralık - Noel
26 Aralık - Aziz Stephen Günü
İKLİM
Çok büyük coğrafyası olan Avustralya'da farklı iklim kuşakları olduğundan farklı iklimler görülebilir. Farklı bölgelere farklı yoğunlukta yağmur yağar.
Genelde tropikal iklimi vardır ama
. Kuzeyi sıcak ve yağışlıdır.( Darwin şehrinde Astropikal Muson iklimini görülür.)
iç bölgeleri çöller nedeni ile yazları kuru sıcak ve kışlar soğuktur.
Genel olarak sahil kısmı, yazları sıcak, kışları ise ılıktır. Örneğin Sydney gibi güney bölgelerde ise iklim ,gezmek için her mevsim uygundur.
, güney batısında Akdeniz iklimi görülür. Tasmania bölgesinde ise Alp iklimi vardır.
-Avusturalya, güney yarım kürede olduğundan mevsimler bize göre terstir.
Bizde yaz iken orada kış, bizde kış iken orada yaz, bizde ilkbahar iken orada sonbahar ve bizde sonbahar iken orada ilkbahar mevsimi yaşanır.
Örneğin Mart, nisan ve mayısta bizde ilkbahar olup yaza girerken orada sonbahar olup kışa girilir.
Genel olarak tüm ülkede
SONBAHAR: Mart, Nisan, Mayıs
İLKBAHAR :Eylül, Ekim Kasım
YAZ: Aralık, Ocak, Şubat. Sıcak ve yağışlı. Kuzeyde en sıcak ay aralık iken, güneyde ocak ve şubat en sıcak aylarıdır
KIS: Haziran, Temmuz Ağustos Kuru ve serin olduğundan gezmeye daha uygundur. Temmuz en soğuk aydır. Ağustos, eylül, ekim ve kasım gezmek için daha uygu
2-Yine ülke içinde de sıcaklıklar bizim ülkemize göre terstir. Ülkenin kuzeyi, güneyine göre daha sıcaktır. O nedenle kuzeyi daha sıcak olduğundan kış veya sonbaharda gitmek daha mantıklı olur. Sonra kuzeyden güneye doğru inebilirsiniz.
3- Ülke çok büyük olduğundan eğer tüm ülkeyi aynı anda gezecekseniz çok iyi plan yapmalısınız. O nedenle iklim konusunu uzun tuttum.
Eğer Avusturalya' nın kuzeyinden başlayıp Tasmanya ve yeni Zelanda'yı da gezmeyi planlıyorsanız Ağustos'ta kuzeyden başlayıp aşağıya doğru inmelisiniz.
1-Avusturalya
A-Kuzey Kısmı için: Kış mevsimi(Haziran, Temmuz, Ağustos) Kuzey yarımkürede yaz mevsimi yaşanırken Avustralya'da sıcaklıklar genelde sıfırın altındadır. Ama
Ağustos, Avustralya'da en sıcak bölgeleri olan Kuzey bölgeleri olduğundan gezmek için uygundur.
Ama Avustralya'nın tropik şehirleri Darwin ve Cairns şehirlerinde yıl içerisinde bol yağış görülür ve yaz ayları sıcak geçer. Yağmurların bu dönemde fazla olması sel baskınlarına neden olur.
Kuzey doğu için uygun ay.(Cairns(Haziranda hava sıcaklığı 15-20 derece arasındadır.), Barner reef).Aslında haziran, temmuz, Ağustos, Eylül ve ekimde yüzebilir, dalış yapabilirsiniz.
Eylül: Sıcak, Ekim: çok sıcak, Kasım çok çok sıcak, Aralık: Aşırı sıcak ve yağışlıdır.
Zaten artık yaz mevsimine girmiş oluyorsunuz. Ocak ayı da aşırı sıcak ve yağışlı geçer.
İç Bölgeleri için:, Yine Ağustos ,genel olarak henüz soğuk Ama Kuzey batı ve iç kısımda ki çöl bölgeleri için uygun.(Alice spring, Uluru için )
B-Quenssland bölgesine gidildiğinde ise çöllerle karşılaşmak mümkün ama sahil kesimi uygundur.
C-Güney Kısmı:
Yaz:Eylül-Şubat: Sıcak.(Ocak ve şubat ayı en sıcak aylar.)
Eylül: Gündüzleri normal, geceleri soğuk .Gezmek için daha uygun.
Ekim: Sıcak başlıyor. Yanı ilk bahara giriliyor. Gezmek için daha uygun.
Kasım: Çok sıcak.(Kasımda güney de kuzey de çok sıcak ama kuzey daha sıcak.)
Ağustos(Kışın):Sydney ve Brisbane şehirleri ise deniz meltemlerinin çok fazla görüldüğü ve nem bakımından yüksek seviyede olan şehirlerdir. Yazları çok sıcaktır.
Canberra şehrinde haziranda en düşük sıcaklıklar görülür. Sydney, Brisbane, Melbourne ve Adelaide şehirlerinde ise kışlar ılık ve yazlar sıcak geçer. . Sydney ve
D-Güneybatı: Eylülde . Batı Avusturalya da çiçekler açıyor. Sıcak günler, ılık akşamlar başlar. Yazları Ülkenin güneybatı bölgesi ise yaz mevsimlerinin daha ılık geçtiği bölgelerdir. Perth son derece sıcak ama nemsizdir, ama kışın burası nemlidir..
2-Tasmanya
Kasımda iyi.
3-Yeni Zelenda
Daha güneyde kaldığından daha geç sıcaklar başladığından kasım ve
aralık, gezmek için iyi aylar.
PARA:
TL dahil her türlü parayı change ofisler değiştiriyorlar. Hemen iskele girişlerinde var.
Türkiye'de dolar 27 TL iken
1 dolar=1.37 AUD
1 euro=1.49 AUD
1AUD=18 TL
10AUD=180 TL
1000 AUD=1.800 Tl
DIL
Resmi dili Ingilizcedir.%15 yerli diller ve göçmenlerin dilleri konuşulmaktadır.
DIN
Resmiyette bir din yok. %60 I Hristiyan(%25 i Katolik),% 20 si dinleri yok, diğer kısım ise göçmenlerin dini oluşturuyor. ULAŞIM
Trafik, bize göre ters yön olduğundan ilk zamanlar “Neden bu insanlar benim önümü tıkıyor “diye dusundum.15 gün sonra soldan yürümeyi öğrenebildimÇok büyük olduğundan ülkeyi gezmek zor. Her evde birden fazla araç olduğundan toplu taşıma çok yetersiz. Sadece fakirler ve ülkeye yeni gelenler kullanıyor.
Trafikte kuralla uymayanlar çok yüklü para cezası ödemek zorunda olduklarından çok düzgün. Örneğin kapalı kasa bir aracın içinde yolculuk yapmanız yasak. Çünkü herkes emniyet kemeri takmak zorunda. Beş dakikalık yol olsa da hemen kemeri takıyorlar. Cezası çok büyük.
Gördüğüm. kadarı ile herkes olacakları bildiğinden kart basıyor. Yakalanan bir Aysal'ının gözlerinde ki korkuyu unutamam.
- Bir litre petrol1.8- 2.2 AUD (.Bir litre petrol 2.35 AUD. Yeni Zelenda da 3.35 imiş.)
Buranın fiyatlarına göre ucuz. Zaten Araç fiyatları da ucuz.
Araba kiralama: Yeni Zelendalı kadın Darwen’ den bir haftalığına 300 AUD vermişti. Bana çok ucuz geldi. Ama aracı tekrar Danwer’e teslim etmesi gerekiyordu.
En eksik yönlerden biri. Genelde herkesin aracı olduğundan büyük şehirler hariç toplu taşıma yok. Turistik yerlerde toplu taşıma yok. Sanırım, turisti zorla para harcamaya zorluyorlar.
-Otostop aslında ülkede yasak ama güvenli sayılır.
-Eğer ülkenin tamamını gezecekseniz en mantıklı yol: Araç ve benzin ucuz olduğundan ülkeye girişte bir ucuz araba alıp, çıkarken satmak. İki tane genç kız böyle yapmıştı. Araçlarında da uyudukları dan otel parası da vermiyorlardı. Birçok turist böyle yapıyordu.
Yada çalışma vizesi ile ülkeye gelip, burada kazanıp yine araç alıp gezebilirsiniz.
Şehir içi
Sanırım herkesin aracı olduğundan yol konusunda yanlış bilgilendiriyor.İnternete baksalarda defalarca yanıltıldım.Duruklarda gideceğiniz taşıtın numarası ve durağa geliş saati yazdığından kolay oluyor.
Toplu taşımalarda genelde Asyalı gençler, yaşlılara yer veriyorlar.
Şehirler arasında ulaşım
Tren, otobüs ve uçak ile her yere ulaşabilirsiniz.Gerhound otobüs kampanyası: Ülkeyi gezebileceğiniz en uygun otobüs kampanyası.
Bu otobüs kampanyası ile Canbera’ dan başlayıp Deniz kıyısından yukarıya doğru Carins’e kadar çıkıyorsunuz .oradan Darwin’e geçebiliyorsunuz. Darwin’den Alice Spring’den direkt aşağı doğru inerek Adelaide’a varıyorsunuz.
Sadece bu kampanyanın, Melbourne ile Adelaide arasında hizmeti yok. Zaten bu kısmi özel olarak Büyük Okyanus yolundan gitmelisiniz. Ama diğer otobüs firmalarının iç kısımdan giden seferleri var.
Bu kampanya için istediğiniz yerden üç ayrı zaman seçeneği olan biletinizi bir kere alıyorsunuz ama indiğiniz yerde hemen bir sonra ki gideceğiniz yeri rezervasyon yaptırmalısınız. Bileti ofislerden veya internet üzerinden satın alabilirsiniz.
15 gunluk-369 AUD
30 günlük-465 AUD
60 günlük -529 AUD=10.000 TL.
Ağustos’ta sadece Sydney’den Alice Spring’ E en ucuz bilet tek yön 250 ,gidiş- geliş ise 650 AUD idi.
Not:
1- Relocation uygulaması: Avustralya'da şehirler arasında ucuz seyahat etmenizin ikinci bir yolu daha var .örneğin birisi aracı veya karavanı kiralayarak Sydney’den Darwin’e gidip şirkete teslim etti. Darwin’den Sydney’e geri gelmesi veya başka bir şehre gitmesi gereken bu araca için şirket internete günlüğü çok az bir ücretle ve benzin ücretsiz olma koşulu ile ilan koyuyor. Eğer siz internet üzerinden yakalayıp kiralarsanız neredeyse bedavaya istenilen güzergahta yolculuk yapabiliyorsun. Ama aracı zamanında teslim etmelisiniz. Böylece şirkette çok az bir ücretle aracı istediği yere getirtirmiş oluyor.
2- Coseats.com: Bu internet sayfası, aynı blabla car gibi. İnsanlar bir yerden bir yere giderken benzine ortak olacak şekilde yolcu alıyorlar. Bu siteden gideceğiniz yere uygun fiyatta araç bulabilirsiniz
KALMA
Oteller çok pahalı olduğundan burada yazmak bile istemedim. Çok paranız varsa sorun yok. Yoksa en iyisi hemen her yerde bulabileceğiniz karavan parklarında kalmak. Mutfağı, duşu var .O nedenle yanınızda küçük bir çadır götürünüz. Kamp Fiatları değişiyor.
INSAN
Gerçekten kibar, saygılı, güler yüzlü ve ve yardımseverler. Amaevlenmeden çocuk yapmak moda gibi .
Devlet her doğan çocuk için ücret ödediğinden farklı adamlardan azımsanmayacak sayıda çocuk yapan çok kadına rastladım.
Her şeyleri var ama çok ta mutlu değiller gibi. Çok yalnızlar. Yalnız yürüyorlar, koşuyorlar, yemek yiyorlar. Hep yalnız.
Araçlarına bindiğim bazı insanların araçlarına şok geçirdim. Mübalağa etmiyorum şoför koltuğunun yanındaki koltuğun tamamı yenen ve içilen boşlarla dolmuştu. Gerçi biz gibi sokağa atmak yerine...
Mutlu bir insan sanırım bir durduğunda bu çöpleri kaldırır. rahatsız olur. Dışarıda yaşamayı tercih edenler azımsanmayacak kadar.
Uyuşturucu yaygın. Çok içiyorlar.
Hele bu kadar eşcinselliği Seçmeleri, özendirilmesi (Doğuştan olanları ayırıyorum.) araştırma konusu olacak kadar beni şaşırttı. Evli çocuk sahibi insanlar daha sonra eşcinsel olmuşlar.
.Avustralyalılar ya evde, ya işte yada bar da oluyorlar. Sokaklar bomboş olduğundan kasabalar ölü gibi.
EVLER
Ülkede araba, benzin ucuz ama ev fiyatları ve kiraları yüksek. Yer bol olduğundan büyük şehirler hariç, genelde içerisi görünmeyecek şekilde çevrilmiş bahçe içinde büyük evlerde oturuyorlar. Komsuları ile ilişki yok. Görmüyorlar ki. Sonuçta dedikodu da yok. Evlerinden mecbur olmadıkça çıkmıyorlar.
Özellikle Queensland eyaletinde ki bahçe içindeki ahşap evlerin her biri harika. Bu ülkede çok az kötü ev gördüm. Evleri tıka basa mobilya vb. ile dolu. Her gördüklerini almışlar ama bir şey atmamışlar. Genelde evleri çok dağınık. Çok az temiz ve düzenli ev gördüm. Ayakkabı ile içeri girdiklerinde halı temizleme dükkânları çok yaygın.
ÜLKE HAYVANLARI
1-Ayni aileden olanlar:
A-Deve kuşu
B-Emu
C-Cassowary :Emu’ya benziyor. Daha küçük ve burnunun üstünde boynuz gibi çıkıntısı var. Boynunun yanları mavi renkte. Kırmızı renkte sallanan sakal gibi bir fazlalığı var.
A-Kangoroo(Kanguru)
-Kırmızı Kanguru: İri oluyorlar.
-Ağaç kangurusu: biraz tombullar. Ağaçta yaşıyorlar.
B-Wallaby: Daha küçük.
Yellow-foited Rick walaby adlı çeşidi de var.
C-Paddymelon: Daha da küçük.
D- Possum: Kanguru ’ya benziyor ama bu hayvan zıplamıyor ve ağaçta yaşıyor. Bunların kuyrukları daha büyük.
A- Wombat
.Dogal ortamında sabah erkenden veya akşam serinliğinde görebilirsiniz.
B-Koala:Wombat ile ayni aileden.
2- Kuşlar:
A-Kookoburra Sürekli ses çıkaran serçeye benzeyen ama büyük ve renkli kuşlar.
B- Papağan çeşitleri:
a-Kara kakadular: Uçarken arkadaki kuyruğunda ki kırmızı veya sarı renkler ortaya çıkıyor.
b-Rain bowl Lorakeet kuşu : Bir çeşit papağan türü rengarenk .
her yerde ağaçların dallarında diğer renklere karışıp kamufle oluyorlar .
3-Snake: Zehirli zehirsiz her çeşidi var. Çalılar arasında gezerken dikkatli olunuz. Isırdığından 15 dakika sonra öldürenler var.
4-Platyous: Sadece nehirde yaşayan, kürklü ördek ağızlı ,küçük ve sevimli şu hayvanı.
5-Kertenkeleler
b- Blue younger lizard
6-Ecindna(Kirpi gibi ama dikenleri kürklü gibi. Bu
.Genelde yazın görebilirsiniz. Bu yavaş hayvanlar uzun burunlarıyla karınca ile besleniyorlar. Genelde yazın sıcaklarda daha rahat görebilirsiniz.
7-Tasmania kaplanı :
8-Aslinda penguen okyanus olan her yerde özellikle Tasmania’da görebiliyorsunuz. Ama havanın karamasını beklemeniz gerekiyor.
9- Timsah
Tuzlu su timsah(Saltie) büyük oluyor Tatlısu ve tuzlu suda yaşayabiliyor. İnsanlara saldırıyor.
Taze su timsahı (Johnstone)küçük ve sadece taze suda yaşıyor. İnsanlar için tehlikeli değil.
Müze girişleri
Devlet müzeleri ücretsiz.Özel müzelerde
Emeklilere, çocuklara(5-12),gruplara(6+), ailelere(iki büyük iki çocuk veya bir büyük üç çocuk), öğrencilere indirimi oluyor.
Dört yaş altı çocuklar ücretsiz.
SU
Çeşme suyu içiliyor. Ayrıca parklarda, yollarda özellikle yürüyüş parkurlarında sebiller Var. Barlar ve kafelerde de şişenizi götürürseniz kendinizin dolduracağı pratik çeşmeler var. Veya görevli dolduruyor.
TUVALET
Çok sık, özellikle piknik alanlarında tertemiz ve bol tuvalet kağıtlı tuvaleti bulabilirsiniz.
TELEFON ve INTERNET
Ülkenin her tarafında pembe renkli “Telstra” yazılı telefon kabinlerinden Avusturalya ‘da ki istediğiniz numarayı(+61) yazmadan arayıp istediğiniz kadar ücretsiz konuşabilir ,internete bağlanabilirsiniz.
Ayrıca yine pembe “Telstra” yazan kutucuklara yakın yerden hemen internete ücretsiz yine bağlanabiliyorsunuz.
Eğer ille de telefonumda internetim olsun ve Avusturalya hattım olsun diyorsanız :
Wodofon, Optus, Telstra operatörleri en kullanılanlar. 30 Avustralya dolarına aldığınız sim kartla bir ay konuşabiliyorsunuz.
YÜZME
Ülkenin her tarafı okyanus ile çevrili ama yüzmek sıkıntılı. Kuzeyde ki plajlarda timsah, köpek balığı, zehirli deniz anası ve gel git olaylarından yüzemiyorsunuz. Güneye doğru indikçe de bunlar genelde yok ama bu seferde dalgadan dolayı sadece sörf yapabiliyorsunuz.
Kısacası yüzmek için çok az birkaç yer bulabilirsiniz.
EKENOMİ
Gelişmiş ekonomisi ve yaşam kalitesi ile farklı ülke insanlarının insanların en çok göç ettiği ülkelerden biri.Bizdeki maaşlara göre burada on kat daha fazla olduğundan her şey on kat daha pahalı.
Bir öğretmenin maaşı 160.000 tl idi. Devlet eğer daha ıssız yerlerde çalışırsanız ekstra ücret te ödüyor.
GENEL
-Bu ülkede benim ülkemin tersine çocuk, kadın, hayvan ve ağaç çok kıymetli. Ağaç kesmenin cezası çok fazlaymış. Sanırım o nedenle her yerde yıllanmış ağaçlar var.-Genelde Akasya ağaç çeşitleri ile Okaliptüs ağaçları var. Birkaç egzotik çiçekler hariç çiçekler aynı Türkiye’dekilerden .Ağustos ta mimozalar yeni açmaya başlamıştı.
-Dont worries: Dert etme anlamına gelen cümleyi çok sık kullanıyorlar.
-Burada insanlar yaptıkları iş ile ilgili araçlarının üzerine fotoğrafları ile birlikte reklam koyuyorlar. Örneğin İnşaat ,temizlik işi yapanlar gibi..
-Dışarıda başı boş yaşayan hiç hayvan görmedim. Hemen hemen herkesin yürürken yanında köpeği oluyor.
- Buradaki sinekler, özellikle çöldekiler resmen size yapışıyorlar.
- Öğle yemeklerini genelde evlerinden beslenme çantası ile is yerlerine götürüyorlar.
-Nasıl öğretilmiş ise örneğin bir Avustralyalıya “şuraya nasıl gidebilirim?” diye sorduğumuzda ağzından ilk çıkan sözcük” beautiful”. iyi, kötü, onlar için her yer harika. Benim harika ülkemi, biz fark etmiyoruz ki başkası değerlendirsin.
-Yazın çok sıcak olduğundan kendiliğinden orman yangınları sık çıkıyormuş.
-Yollarda yok denecek kadar reklam panosu gördüm.
- Şapkanızın üzerine geçen filelerden yanınızda getiriniz. Özellikle çöl bölgesinde sinekten korunmak için işinize çok yarayacaktır.
-Burada bir yere giderken, bir konuda fikir sorarken, yol arkadaşı ararken Facebook’tan gruplara(Örneğin Avustralya'da ki Türkler )vb. yazınız.
Veya couchsurfing sayfasından etkinlikler kısmına da yazabilirsiniz.
- Bu ülkede bir Türk’ün söylediği gibi iş yeri çalıştırıyorsanız çalışanlar için çalışıyorsunuz. Gerçekten saatlik işçiler çok daha rahat para kazanıyorlar. Çalışmaları için fazla kural da yok.
- Yine diğer bir Türk’ün dediği gibi devlet göçmenlerin boynuna yuları taktığından yönetmek kolay. Gerçekten bu kadar farklı kültürü bir arada tutmanın tek yolu keskin cezaları olan kurallar.
Bizdekiler ise kural tanıdıkları yok .Zaten ülkemde sistem yok.
Zaten,Penalties apply. (Ceza uygulanır.) İbaresini her yerde görülüyor.
-Bir göçmen suç islediğinde kapı dışarı edileceğini bildiğinden kurallara uyuyor. Yoksa pislik damarlarına işlemiş özellikle Asya ve Afrika insanları,. ülkeyi çöplüğe dönerdi.
Genelde güney Avusturalya’ da Mutfaklarının yakınında kiler var. Ağzına kadar dolu. Çünkü alışveriş merkezleri uzak sayılır. Genelde pratik yemek yapıp yiyorlar.
- Büyük yerleşimlerde kebap salonlarının çoğunu Türkler işletiyor. Ama bazılarını ise Arap veya Avustralyalılar işletebiliyorlar.
-Yolda yürürken, parklarda gezerken sürekli özellikle sıcak bir şeyler içiyorlar
-sidney’in saati Türkiye’den 7 saat ileride.
-Bütün dünyada mc donalds 24 saat açık. Avusturalya da da açık.
-Gaz: Doğal gaz Her yerde yok. Bazı bölgelerde var. Döşenmemiş evlerde büyük kaplara gazı doldurtup satın alınıyormuş- Elektrikli ev aletleri indirimde çok ucuz olabiliyormuş
-Çantalarınızı kesinlikle emanet olarak almıyorlar Benim bir kez ihtiyacım oldu. Adres sorduğum kişi de Özbek'miş. Yandaki kafenin de ortağımaymış. Türklerle çalıştığından Türkçe de biliyordu. Ancak öyle bırakabildim.
Sydney de görüşmek üzere
----------------------------------------------------------------------------------------------
I- NEW SOUTH WALLES(YENİ GÜNEY GALLER) EYALETİ
1-SİDNEY(SYDNEY)
(Bu Şehri gezmek için 10 gün yeter.)
İKLİM
KALMA
İNSAN
EKENOMİ ve EV KİRALARI
YEMEK
ULASIM
ŞEHRİ GEZMEK
I-SİDNEY LİMANI
1-CIRCULAR QUAY(Dairesel Rıhtım)
2-THE ROKS:(Koloni mahallesi )
3-HARBOUR BRIDGE
4- OPERA HOUSE (Unesco Dünya Mirası Listesinde)
II- SEHRİN MERKEZİ
III-ŞEHRİN DOĞUSU-PARKLAR
1-ROYAL BOTANİCAL GARDEN
2-THE DOMAİN PARK
3-MACQUARİE STREET
4-HYDE PARK
IV-PARKLARIN DA DOĞUSU
V-BATI TARAFI
1-DARLİNG HARBOUR
VI-KUZEY SYDNEY
1-MANLY BEACH
2-PALM BEACH: (Palmy Beach)
3-TORONGO ZOO
4-LUNA PARK:
VII-ŞEHRİN BİRAZ DIŞI ama yine şehir içi̇ sayılır.(Doğu kıyısında ki Plajiar)
1- WATSONS BAY
2-DİGER PLAJLAR:
VIII-SEHRİN DIŞI
1-BLUE MOUNTAIN(Dünya Mirası listesinde)
2-AUBURN
3-PARRAMATTA
4-OLİMPİK KÖYÜ(Rhodes)
IV-BUNLARIN DIŞINDA GİDEBİLECEĞİNİZ YERLER
2-CAMBERRA(BAŞKENT)
ŞEHRİ GEZMEK
1-GÖLÜN KUZEY KISMI
2-GÖLUN GÜNEYI:
NEW SOUTH GALLER EYALETINDE
BYRON BAY
YAMBA
NABBUCA HEAD
BOWRAVİLLE
VALLA
NEW CASTLE
SİDNEY’ de YILBAŞI:
İSTANBUL’a DÖNÜŞ
II-VIKTORIA EYALETİ
1-MELBOURN
Türkler daha çok Dallas , Broad Meadows semtinde
oturuyorlar.40 dakikada tren ile ulaşabiliyorsunuz.
Ama Yunan göçmenler bu şehirde en fazla.
-Bu ülkeyi, sanat ve spor birlikte tanımlıyor.
Sabahleyin her tarafta koşan, yürüyen, spor yapan insanlar vardı. Yine şehrin ne tarafına giderseniz gidin bir sanat aktivitesi bulabiliyorsunuz.
Şehirde ulaşım
1-Otobüs:Çok sık yok.
2-Tram(Tramvay) : Ulaşım en çok şehir içinde her yere giden tramvaylarla yapılıyor. Hatta 45 dakikalık uzak yerleşimlere bile giden tramvaylar var.
City Circle Tram Route 35:Şehrin merkezini içine alan daha çok turistlerin gideceği yerleri dikdörtgen şeklinde dönen ,ücretsiz eski ve turistik tramvay.
Aslında şehir içinde(Free Tram zoon) yazan duraklarda sadece bu tramvaya değil istediğiniz numaralı tramvaya binebilirsiniz. Yalnız ücretsiz olan bu dikdörtgeni geçecekseniz kartınızı okutunuz. Veya geçer geçmez kartınızı okutmanız gerekiyor. Otobüsler içinde şehir içi bu dikdörtgenin içine girenler ücretsiz.
3-Tren:
a-Flinders tren istasyonu: Genelde şehrin banliyölerine bu tren istasyonundan kalkan trenlerle gidebilirsiniz.
b-Southern Cross:Daha da uzaklara ise bu istasyondan V/Line adlı tren ve otobüs kalkıyor.
c- Melbourne Central Station: Kütüphanenin karşısına düşüyor. Buradan da trenler her tarafa yayılıyorlar.
Not:
Tüm toplu taşımalarda sadece şehre ait PT kartı ile yapabiliyorsun.
İlk bindiğinizde 5 AUD(emeklilerden 2.50 AUD) çekiliyor. İki saat geçerli..Eğer iki saat dolduktan sonra yeni bastığınızda bir 5 AUD daha çekiyor ama artık tam gün istediğiniz kadar toplu taşımaları kullanabiliyorsunuz.
Yani günlük 10 AUD(emeklilere5aud).
7 günlük 50 AUD(Emeklilere 25 AUD.)
Ama bu arada her toplu taşımaya binip indiğinizde kartınızı makinaya okutmalısınız.
Kontrole görevliler geldiğinde kaçak binenler alel acele kendilerini dışarı attılar. Görevliler çok ta müdahale etmediler. Sanırım kapı ağzında bekliyorlardı. Görevliler gelir gelmez indiler.
SEHRI GEZMEK
Aynı Sydney’ de olduğu gibi gezilecek yerler birbirine genelde yürüme mesafesinde .Ama bu şehirde gezilecek yerlerin saat ve günleri farklı olduğundan biraz sorunlu. Kafanıza göre üç bölgeye ayırarak şehri çok rahat gezebilirsiniz.
1-Şehrin güney doğusu ve merkezi:
Ben genelde şehrin en uzak noktalarından başlayarak şehrin merkezine yaklaşırım nedenle sabah erkenden Botanik bahçesinden başlayarak şehrin merkezine geldim.
A-Royal Botanic Gardens Victoria:
7:30-17:30.Yazın 21:30’a kadar açık. İçinde birçok adacık olan göller olan çok güzel ve düzenli bir botanik bahçe. Birçok girişi var. Valinin evi de botanik bahçenin içindeki bahçesinin içinde Kings Domain bahçelerin kısmında.
a-Goverment House: Dışardan görebiliyorsunuz.19.yüzyil yapısı Biraz ilerde
b-Sheine of Remembrance:10-16:30aradi açık.
Her yıl ateşkes gününde halk burada toplanıyor. Çünkü saat 11 de çatının açıklığından gelen ışık Rock of Remembberance ‘yi aydınlatmasını görmek istiyorlar.
Anıta girerken Türkiye’ye ait parlak metalden de bir anıt var. Atamın yine". Bu topraklarda can veren evlatlarınız, artık bizim evlatlarımız.” Ünlü cümlesi İngilizce ve Türkçe yazılmış.
Yine girişte anzak askeri ile Türk askerinin birlikte heykeli var Hikayesi de altında yazılı.
c-Trobe’s Cottage :sadece Pazar 14-16 arası içini görebiliyorsunuz. Bu prefabrik kulube1851 yılında Victora’nin ilk vali yardımcısı oturması için İngiltere’den getirilmiş.
ve Domain House
B-Melbourne Olimpic Parks
a-Rod Laver Arena(Tenis Kortu)Her yıl düzenlenen açık tenis turnuvasının yapıldığı bu kortların olduğu yere giremedim. Her taraf kapalıydı.
b-Melbourne Cricket Graund(MCG): Kriket ve futbol maçlarının oynandığı ülkenin en büyük stadyumu.
Gittiğimde futbol karşılaşması vardı. Hangi kapıya gittiysem geri çevrildim. ”Ancak maç için onunda bir görevliyi ikna edip içeri girdim.
İçindeki spor müzesi: Hafta içi 10-17 aradı açık.20 AUD.
Buradan tramvayla birkaç durak sonra şehrin göbeği olan Flinders tren istasyonuna geldim.
C-Flinders caddesi üzerinde:
a-NGV Australia(Ian Potter Center):Zemin ,2. Ve 3.katlatda sergi var. Sadece Avustralyalı sanatçılara ait modern ve klasik resim, fotoğraf, heykel, moda,
Burada ki gaylerin fotoğrafları özendirici ve gereksiz geldi bana. Öpüşen ,sevişen kıllı, bıyıklı erkeklerin fotoğrafları vardı.
Masaj yapılıyor gibi özel gözlük takip uzananlar da ücretsiz Google dan müzeyi geziyorlardı ama sıra vardı.
b-Acmi: Sanatsal faaliyetlerin yapıldığı bir başka bina. Binanın ikinci katından çıktığınızda
c-Federation Square: Bana çok özelliği olan bir meydan gelmedi.
d-Tarihi Flinders Tren İstasyonu: Görkemli binası var.
Istasyondan Swanston caddesi boyunca kuzeye doğru giderseniz.(Ücretsiz tramvay ile gidebilirsiniz ama sık sık inmeniz gerektiğinden yürümek daha iyi.)
Çünkü birbirine paralel ünlü Flinders, Collins ve Bourke caddelerini de gezip tekrar ana caddeye dönüp devam edebilirsiniz.
sırasıyla
İstasyonun tam karsısında
D-Young and Jackson’s pub
Bu tarihi bara iki kez gittiğimde oturacak yer yoktu.1880 yılında Melbourne’de ki resim sergisinde büyük yankılara neden olan “Chloe” resmi barın 2. Katında duvarda asılı ve çok estetik.
Yolun karşı kösesinde
E-St.Paul’sCathedral:Bu gotik tarzda ki katedralin kuleleri çok daha sonra eklenmiş.
F-Town Hall: Salı kapali.11 ve 13 de tür var. Tur bir saat sürüyor. Ya “Town Hall tour” sitesine girip onların veya binanın köşesindeki turist infodan rezervasyon yapmanız gerekiyor. Bu turlar çok uzatıldığından ve yeteri kadar İngilizce anlatımları anlayamadığımdan sıkıldığımdan gitmedim.
Ana caddeyi dik kesen
G-Collins stret: Şık alış veriş mağazalarının ve binaların olduğu cadde.
a-Brock Arcede: 1892 de Milano da ki Emmanuele galerisinin kopyası olarak yapılmış. Cam tavanlı bu pasaj bizim çiçek pasajına benzeyen çok şık bina. Ama pasaj 17 ‘de kapanıyor.
Içinde
Hopetoun çay evi var.8-17 arası açık .Bu tarihi çay evinde bir çay 10 AUD.
b-Rialto tower: Buraya gitmeye gerek yok. Belki ben bir yerden şehir manzarası görürüm diye tramvay ile gittim ama artık izlenemiyormuş. Zaten onarımdaydı.
Ana caddeye geri geliniz.
Yine ana caddeyi dik kesen
H- Bourke St: Bu geniş caddenin alış veriş bölümü, Bourke St Mall olarak tanımlanıyor. Sırasıyla H.M, David LJones ve altı katlı Myer adlı şık alışveriş binaları var.
Ana caddeyi devam ettiğinizde sağda Little Bourke caddesi üzerinde
I- China Town: Renkli dükkanları, cin restoranları , kırmızı fener ve süslü kapıları gezmeye değer. özellikle ışıkların yandığı saatlerde gidiniz .Burada ki dükkânlarda açık oluyor.
Ana caddeyi devam ettiğinizde
İ-State Library Victoria: Her gün 10-17 arası açık. Altı katlı Muhteşem bir kütüphane. Özellikle küçük çocuklara oyun ile kitap okumayı sevdirmelerine hayran kaldim.2.ve 4. Katlarında da ayrıca sergi salonu var.
ANI: Kütüphaneden çıkar çıkmaz sakallı, pöçüklü kuran satıp, insanları Müslümanlığa davet eden Bangladeşlilerle karşılaştım .Sormadan edemedim.” Senin ülken dahil, neden Müslüman ülkeler bu kadar pis ve eğitimden uzaklar”
Bangladeş'i gezerken pislikten nevrim dönmüştü. Polis ile tartısınca polis neden geldin ülkemize deyince ”Pisliğinizi görmeye” dedim. Dememem gerekiyordu.
Ertesi gün yine parlamento binası önünde sakallı Müslümanlar, toplanan kalabalığa kurandan bahsettiklerini gördüm.
2-Circle’nin(Şehir merkezinin) kuzeyi ve batısı:
A-Zoo: Her gün 9-17 arası açık. Giriş 41 AUD.
Burası biraz uzakta kaldığından tramvay ile gidiniz. İsterseniz buraya günün sonunda veya ayrı bir günde gidebilirsiniz. Sydneyde ki kadar bakımlı olmasa da burada da Avusturalya’ya ait Tasmania canavarı, fırfırlı kertenkele, şu hayvanı olan Platypus gibi farklı hayvanları tanıma fırsatım oldu .
Tuzlu şu timsahın büyüklüğünden ürktüm.
Tramvay ile
B-Queen Victoria Market: Pazartesi, Çarşamba kapalı. Binası da çok güzel. Ben Pazar gittiğimde çok kalabalıktı. Çok kaliteli ve çeşitli ürünler satılıyordu.
Et ve balık kısmını ayırmışlardı.
Bizdekinden daha fazla çeşit zeytin, peynir çeşitleri, ekmeğin her modeli kısaca aklınıza gelen tüm yiyecek çeşitleri tertemiz dükkânlarda satılıyordu.
Buradan 10 dakika yürüyerek
C-Old Meolburne Gaol: 10-17 aradı açık. Giriş 33,emeklilere 28 AUD. Çıkıştan çok rahat girebilirsiniz gençler.
Bu üç katli eski hapishanede her hücrede yatan mahkuma ait fotoğraf ve doküman var. Ayrıca her mahkumun öldükten sonra yüzlerinin maskesi alınarak alçıdan oluşturmuşlar.
Ünlü mahkum Ned Kelly’e ait olanlar 1.katta karşılıklı iki hücrede sergileniyor. Ayrıca kaçarken üzerinden çıkan zırhı da ta 1. Katta görebilirsiniz
Buradan 10 dakika yürüyerek
D-Royal Exhibition Building: Bu çok güzel binada her hafta farklı bir etkinlik oluyormuş. Ben gittiğimde giriş 5 AUD vererek, tezgahlarda Zarif takı, porselen, giysi gibi birçok şey satılıyordu. Ayrıca müzik ye vardı.
Hemen arkasında
E-MelbournebMuseum: Her gün 9-17 aradı açık .Sadece yeni yılda kapalı oluyormuş. Giriş 15 AUD. Çıkıştan giriniz .Bakan yok.
Çok donanımlı ve keyifli bir müze .Şehrin geçmişini, kuruluşunu çok iyi düzenlemelerle anlatmışlar. Gezmesi de kolay ama gezilecek çok galeri var.
Buradan çıktıktan sonra baktım insanlar akın halinde bir binaya giriyorlar. Ben de tam. Olarak ne olduğunu bilmeden biletimi alıp girdim.
Yatarak uzandığınız koltuklarda sizi sanki gök yüzüne fırlattı, daha sonra da teleskop ile gökyüzünü ve gezegenleri izlettiler. İlgilenenler için iyi.
Yürüyerek parlemen house’nin çiçeklerle donanmış bakımlı bahçesinden girerek önce
F-ST Patrick Cathedral :Benzerleri kadar ihtişamlı.
G-Patlement House: Onarımda olduğu için kapalıydı. Sadece pazartesi ve Cuma günleri 9:30-13-13-15-16 da ücretsiz tur ile gezebiliyorsunuz. Tur 45 dakika sürüyor. Bana fazla oyalandık gibi geldi .İçi de dışı kadar gösterişli. Bireysel gezemiyorsunuz.
Sanırım onarım bittiğinde tur günleri değişecektir.
Bu güzel binanın mobilyaların birçoğu İngiltere-Westminster sarayındakilerin kopyasıdır.
Biraz aşağısında
H-Windsor Hotel.Bu eski güzel otelin içini gezebiliyorsunuz.
H-Prenses Tiyatrosu: Binanın dışı çok görkemliydi ama sanırım taşınmıştı. Kapalıydı. Ana caddeden devam ettiğinizde
I-Old Treasury Building: 10-16 arası acık. Binanın bir kısmi da evlenenler için kullanılıyor. Ben de burada tombiş gelin ve damadın fotolarını çektim. Gelenler çok süslüydü.
Yürüyerek
Í-Fitzroy Gardens: Yine devasa ağaçlar, yemyeşil bakımlı çimleri ile çok güzel bir bahçe. İçinde cam serada rengarenk çiçekler sergileniyordu .
a-Cook’sCottage:10-16(15:45)
Buradan tramvay ile birkaç durak sonra filinders tren istasyonuna geliyorsunuz.
3-Sehir merkezinin güneyi:
Prenses köprüsünden geçip ana cadde swanston’dan Güneye doğru inerseniz
A-Hamer Hall: Conser Salonu
B-Arts Centre Meolbourne: Birinci katta ülkenin ünlü müzik insanlarına ait giysi ve eşyalar sergileniyor. Ücretsiz gezebiliyorsunuz.
Alt katta ise tiyatro salonu var.
C-NGV international:10-17 arası açık. Farklı ülkelere ait resim, fotoğraf, heykel,
Yeni gelmiş Bonnard ve Rembrandt ‘in resimlerin sergilendiği salonlara giriş 38 AUD idi.
Buradan geldiğimiz yoldan geri dönüp Hamer Hall’ dan merdivenlerden aşağı ininiz.
D-Southbank-Southgate
Burası nehir kıyı boyunca keyifle yürüyebileceğiniz yer. Ayrıca restoran, kafe gibi dinlenecek yerlerde var.
a-Melbourne Skydeck(Eureka Kulesi): 12-22 pm arası açık. Manzara seyretmek için. Saat uymadı .Çıkamadım.
Eskiden Avusturalya in en yüksek binası olan “Raito Towers’in 55.katindan şehir manzarası seyrediliyormuş ama artık o bina ,restoranlar ce ofislere ev sahipliği yaptığından manzara seyretmeye bu binaya gelmelisiniz.
E-Sandbiridge:Ülkenin tarihini anlatan devasa çelik heykellerin olduğu köprü.
İsterseniz önce köprüden karşıya geçip Akvaryum ve göçmenlik müzesini gezdikten sonra tekrar dönüp devam edebilirsiniz.
F-Seelife Melbourne Aquarium:9:30-17 arası açık. Giriş 50 AUD olmadı gerek .çok beğenmedim. Daha çok duvarlara canlı gibi yansıtılan görüntüler vardı.
ANİ: İlk kez burada bir Türk ailesi ile karşılaştı. Özellikle Almanya'dan gelenler Türkiye'de kendi aralarında Almanca konuştukları zaman ben çok kızardım. bu Türk ailesi evden getirdikleri ile orada masa kurmuşlardı .bir kaç soru sormak istediğimi söyledim. kesinlikle buyur ,otur bile demediler. Öylece ayakta cevaplarını dinledim. Ayrıca babaanne çocuklara İngilizce “sizi göremiyorum” deyince Ben de “çocuklar Türkçe bilmiyor mu “deyince “yeteri kadar bilmiyorlar” dedi. Kısaca akılları sıra hava attılar . hiç hoşuma gitmedi açıkçası.
Biraz ileride
G-İmmigration Museum(Göçmenlik müzesi):20-17 aradı açık. Giriş 15aud.Emekliler için 10 AUD.
Bana nedense bu müze çok yavan geldi. Göçmenlerin hakkında fotoğraflar, bazı eşyalar...Ama binası çok güzeldi. Nehrin tekrar karşı kıyısına geçiniz.
H-Crown Entertainment:Bu devasa binaya çok rahatlıkla girip her tarafı gezmenize izin veriyorlar.500 odalı oteli var.
a- Gazino: Birinci katta ve yürümekle bile bitecek gibi değil.
b- B-SPA: Üçüncü katta. Lüksün dibine vurulmuş. Yanımda bikinim olsaydı havuza girecektim.
I-Melbourne Convenntion Exbition Centre: Yine devasa bir bina. Abirjinlere ait etkinliğin giriş ücreti 49 AUD. Emeklilere 40 AUD. Duvarlara yansıtılan görüntüler vardı. Bana göre hiç değmedi.
İ-Poly Woodside: Dışardan her zaman görebilirsin. Sadece Pazar günleri 10-13:30 arası içini gezebiliyorsunuz.22 AUD.
Daha güneyde
J-South Melbourne Market: Pazartesi ve Salı gün kapalı. Pazarları çok hareketli oluyormuş.. Özellikle deniz ürünler yiyebileceğiniz her şeyin satıldığı market.
Zamanınız varsa
Tramvay ile
K-Docklands: Nehrin deniz gibi genişlediği yerde yüksek modern binaların olduğu bölge. Gece eğlenceli oluyormuş.
a-Marwel Stadium: Rica edince içini de gördüm.
Futbol. maçlarının, konser gibi etkinliklerin olduğu devasa stadyum.
ŞEHRİN YAKINLARI
1-ST KİLDA
Flinders veya Southern istasyonlarına yakın tramvay ile gidebiliyorsunuz. Farklı numaralar var.42 dakika sürüyor.
Bu deniz kenarındaki yerleşime daha çok turistler deniz ve alışveriş için gidiyorlar .Henüz havalar soğuk olduğundan denize giremedim. Alışverişle de aram yok. Ama kalmaya gittiğimde ara sokaklarda çok güzel Viktoria evlerinin olduğunu gördüm.
-See Bath: Giriş 14 AUD Sıcak su havuzundan çıkar çıkmaz soğuk denize atlayıp tekrar şifre ile havuza dönebiliyorsunuz. Gitmeye değer.
-Luna Park: kovide kadar gittiğim büyük şehirlerde ki en tehlikeli aletlere büyük bir zevkle binerdim. Soğumuşum veya yaşlanmışım. Artık bu yerlere pek giresim kalmamış.
ANI: Ben Avusturalya’da en çok bahçe içinde ki demir işlemeli Viktoria evlerine hayran kaldım. Dediğim gibi gezilerinde şansım hep yanımda. Melbourne’ nin kuzeyinde böyle bir Viktoria evinde kalma fırsatım oldu. Çevrede ki tüm evler harikaydı. Bu evlerin tek olumsuz yanı ,tren kompartımanı gibi arkaya doğru odalar tek sıra halinde dizilmesi. Öylesine estetik ve sağlam yapılmışlar ki hala çok rahat kullanabiliyorlar. Bu evleri fiyatlarında çok yüksek olduğu söyleniyor.
2-PHILLLIP ADASI
1. Yol: info ofisinden tur satın alabilirsiniz.
2.Yol: urist otobüsü ile gidebiliyorsunuz
3. Yol: Toplu taşıma ile gitmek:Toplam tek yön 3 saat sürüyor.Mebourne-Dandenong veya Cranbourne(Tren ile)(Toplam 1 saat)-Plillip İsland (Otobüs ile 2 saat,,otobüs hafta içi daha sık oluyor .İki şehirden de aynı otobüs 20 dakika ara ile geçiyor.)
Eğer otostop yapacaksanız Cranbourne otobus durağı Highway üzerinde olduğu için burada beklemeniz daha mantıklı.Askinda otobüs time tabble alıp biraz daha ilerde ki yerleşimlerde bekleme şansınız olursa daha sakin olduklarindan ve adaya çok giden olduğundan kesin biri sizi alacaktır.
Ada çok büyük ve yemyeşil.Bu kadar çok ziyaretçi olunca herkes para kazanmanın yoluna bakmış.
a-Koala Park: zaten çok uyuşuk hayvanlar.Girmedim.İlerde
b-Wild life Parkı: Giriş 21 AUD.Sadece ülkeye ait hayvanları mümkün olduğu kadar doğal ortamında görüyorsunuz.Ozellikle göllerin çevresinde casitli boylarda kangurular,walaby’ler zıplayıp duruyorlar.Yakınlaşıp fotoğraf cektirebilirsiniz.
Buradan 10 km ilerde
c-Penguen ParadeLPeri Penguenler)
Eylül için sunset 18:15 idi.Guneş battıktan sonra fotoğraf çekimi yok.
Giriş 30 AUD
Biletini alan turnikeden geçip sahildeki kademeli oturma yerlerine gidiyorlar.Sanırım ekstra ücret ödeyip penguenlerin yuvalarına dönerken daha yakından görmek isteyenler görevlinin olduğu başka bir parkurda giriş yaptılar Burada ki yürüme parkurunun çevresi de yemyeşil ve yine farklı hayvanlar ve kuşlar görebiliyorsunuz.
Şu anda penguenleri beklerken telefonda yazıyorum.
Penguenler söylendiği saatten 25 dakika geç olarak paytak paytak gelip yeşillikler içinde yuvalarına gidince herkes doğru yuvalara doğru gittiler.Foto yasaktı ama baktım herkes çekiyor ben de birkaç tane çektim.
Aslında bu kadar yola değmedi.Tasmania-Burnie’de aynı Little penguenleri daha yakından ve ücretsiz görmüştüm.
Not: Adanın en büyük olan Cowes şehri, oldukça gelişmiş.Herçesit büyük marketler var.
Bunun dışında adada kalma şansınız olursa gezilecek çok güzel yerler bulabilirsiniz.Ben kamp malzemelerini yanıma aldım ama çadır kampı yoktu.Karavan kampı vardı.Sanirim.orada kalabilirsin ama buraya çok zor geldigimden ve trene kadar özel araç bulmuşken kalmak istemedim.
Doğu’da 60 km.
Flinders tren istasyonundan Lilydale trenine bin.En son durakta bin .
685 nolu otobüs ile Donrd/ MaroodahHwv git.Sonra
686 nolu otobüs ile Healesville Sanatuary’ ye git.
Buraya gitmeyi tercih etmedim.Ulkenin her tarafında benzerleri var.Hatta Koala, kanguru,Devil’tin yavrusu ile ekstra ücret ödeyerek fotoğraf cektirebiliyorsunuz.Cok icime sien olursa ileride benzerine gidebilirim.
Melbourne'den tasmanya' ya gitmek
Havaalanına giderken
1-Şehirde iki tane havaalanı(Tullamarine ve Avalon Airport) var.
Tullamarine hava alanına gidiyorsaniz
2+Southern istasyonundan sky bus kalkıyor.25 AUD.Yarim saat sürüyor.
2-Flinders istasyonundan veya Meolbourne Centrala gidip içine gir.
Yellow or Craigie burn train (North weste doğru) binip Broodmeadows istasyonunda in.()
Sonra önünde
901 Melbourne Airport yazan otobüse bin.
Toplam bir saat sürüyor ama ciddi ucuz oluyor.
DİKKAT: Tazmanya için Jetstar kuyruğuna girdiğimde baktım çantaları tartıyorlar. Ona göre bant yapıştırıyorlar. Yanınızda iki küçük çanta da olsa 7 kiloyu aşmaması gerekiyorsan benim çantaların biraz daha fazlaydı ama ses çıkarmadılar. Derhâl kuyruktan çıkıp, fazla ceketimi de üstüme giyip ne kadar ağır ne varsa ceplerime doldurdum da öyle geçtim. Daha önce Jetstar aynı uygulamayı yapmamıştı.
Artık Tasmania ya gidiyorum. Tasmanya yazılarını ayrı olarak yazacağım. Tasmania’da görüşmek üzere...(Tasmanya yazıları en sonda)
2-BALARAT
(Altın çıkarılan yer)
Her gün sabah Melbourne’den Balarat’bir tren( Southern Cross istasyonundan kalkıyor.) bir de otobüs kalkıyor.
Hakkımı yemeyeyim.Gezerken iyi koku alıyorum.Sehre girer girmez öylesine şaşaalıydı ki iyiki de geldim dedim.
Ama aracım olsaydı kesin Bendigo’ya giderdim.Oranin, buradanda daha güzel olduğuna eminim.
Tren ile tekrar Melbourne gidip tekrar tren ile Bendigo'ya gitmem gerektiğinden Vaz geçtim.
1800 yılında ki altın bulunduğunda göç edilmiş. O halini yansıtıyor.
Bakarat,1851’de ilk altını çıkarıp zengin olanlar tarafından sanki yeniden imar edeilmis gibi.Genis ve ferah caddelerin üzerinde 19. Yüzyıl şahane yapılar sıralanmış Tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum.
Tren istasyonunun hemen yanında otobüs terminali var.Yani ikisi de şehrin merkezinde.
Vizitor Center,Town Hall’un içinde.Once gerekli broşür ve haritaları alınız.Hemen oradan gezmeye basliyabilirsiniz.
1-Eski binalar:
Haritaya göre tren istasyonu,eski hoteller,tiyatrolar v.b geziniz.Mumkunnolanin içini de kesin görünüz.Hepsi çok zarif.
A-Art Galery of Balarat: Zaten binası görülecek binaların listesinde.İcindw ki resimler de güzel.Genelde Mısırlı ve İranlılara ait resimler etkileyiciydi.
B-Fedaration Üniversity SMB Campus ve eski hapishane: Bu eski hapishaneden sadece diş kapilar,gözetleme kulesi ve dış duvarlar kalmış.Universiteye ait tuğla binaların hepsi sonradan eklenmiş.
C-Botanical Gardens: Yorgunsaniz otobüs ile gidiniz.
Otobüsten inince harika bahçeli evleri görerek 7-8 dakika yürüme iz gerekiyor.
D-Tarihi Tramvay:Ücreti 10 AUD. İstediğiniz kadar indi bindi yapabiliyordunuz.Tramvay müze girişi de içinde.
Tramvay göl kenarinin bir ucundan bir ucuna ve tramvay müzesine gün boyu gidip geliyor.İstediginiz yerde inip gezip,arkadan gelene binebilirsiniz.
Tramvay Müzesi: Gayet güzel.Farklı tarihlere ait tramvaylar, kullanilmiş aletler,v.b görüyorsunuz.
Bahçenin girişinin karşı tarafında
E-Anzac War Memorial: Ölen askerlerin adları siyah mermere kazınmıştı. Savaşılan cephelerde taşlara kazınmıştı.
Ben bu botanik bahçesini çok sevdim. Bahçe iki kısımdan oluşuyor .İkisinin arasından yol geçiyor.
Gölün kıyısındaki doğal bahçe ve Olduğu gibi papatyalarla bezenmisti.Gol kıyısında çok güzel yürüyüş parkurları var.Cimenlerde deniz kuşları,siyah kuğular yavrularıyla higeziniyorlardi.
Adam Lindsay Gordon Cottage: 10-16 aradı açık Giriş ücretsiz.
F-Eureka Centre:15 nolu otobüs gidiyor. Giriş 6 aud.Avustralya kimlikleri olanlara ucretsiz.
2-SOVEREIGN HILL MUSEUMS ASSOCIATION
21 veya 22 nolu otobüs gidiyor.Pazartesi hariç her gün 10-17 aradı açık.Giris49 AUD,emekliler için 40 AUD. Tek kelime ile bu ücreti hak ediyor .
Burada satılan rosebery akide sekerlerinden almayı ihmal etmeyiniz Bayıldım.Cantamda yerim olsaydı bir kavanoz daha alırdım.
1800 li yılların altın çıkarılan dönemin sikintilarini ve yaşamı tamamen his edebiliyorsunuz.En çok ta altın maden ocaklarını birebir taşıyıp yerleştirdikleri ne sasacaksiniz.Onun dışında o dönemde altın çıkaranların basit kulubeleri,oteller, bovling salonu ve her çeşit dükkanlar,tiyatro aklınıza ne gelirse birebir buraya taşınarak yeniden olusturulmuş.Hatta tiyatronun önünde bir de kısa bir oyun sergilediler.
Madeni gezerken sesler, bulunan kiliyaYakin altını bulan işçilerin lazer yardımı ile sevinçleri,sizi tamamen başka bir dünyaya götürüyor.
-Steam &Mining Precinct: Bu altın madeni sanırım daha detaylı olduğundan giriş için 25 AUD ekstra ödüyorsunuz.
Yine Dört atın çektiği at arabaso ile 10 dakika bile sürmeyen gezi için 6 AUD ödüyorsunuz.Benim.hosuma gitti.
Yine dere boyu insanlar altın arıyorlar.Gercekten bulana tanık oldum .Ben bir iki çevirip bıraktım.Gezi dışında şansım yoktur.Zorlamadim.
Not: Altın müzesi kapanmış.
3-BUNİNYONG
15 nolu otobüs ile geliniyor.Siz gelmeyiniz.Bu millet nereden para kazanacagina şaşırmış.Avuc içi kadar yer.Hicbirsey yok.Ne diye turistleri buraya yönlendirirler anlayamadım.Zaten vizitor Centre 15 de kapanmıştı.
-ANI: Balarat’ta daha önce Türkiye’ye gelmiş, İstanbul,Kapadokya ve Mardin’i gezmiş Çinli kız , beni Üniversite kampüsünde misafir etti.Mardin’de kendisini misafir eden Kurt gencinin misafirverligini unutmamış.Beni yasak olmasına rağmen gizli saklı misafir etti.Hatta gittiğimde hastaydım.Daha fazla kalmamı istedi.Yemeklerimizi birlikte yapıp yedik.Ona Türk yemekleri yaptım.Cok geleneksel bir aileden gelmesine rağmen kendi başına çok şey başarmış.Cok çalışkandı.Bir o kadar da sevimli ve sıcaktı.Benim için moral depoladigim bir durak oldu.
4-BÜYÜK OKYANUS YOLU(Great Ocean Road)
Cheap bus Tours: 69 AUD Gidiş geliş.
Bu yol,Torguay ile Allansford yerleşimlerin arasinda 243 km like çoğunlukla okyanus kıyısından geçen yol.
Bu yol 1. Dünya savaşında ölen askerler anısına ölmeyen 3 binden fazla asker tarafindan yapilarak 1932’de tamamlanmis..
Not: Ben yolda öğrendim.Geelong’tan Apollo bay’e sabah ve öğleden sonra otobüs de varmış.
Apollo bay’ dan Warrnambool’a ise karşılıklı pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri sabah otobüsü var.
Warrnambool’ dan Adelaide ‘e ise otobüs kalkıyor.
ANI: Geelong’ a otobüs Buninyong’dan geçiyor.Erkenden buraya gelip sadece günde iki kere kalkan otobüsü beklemeye başladım.Dusundum ki Geelong’gittigimde ayrıca Büyük Okyanus yoluna gitmeliyim.
Zaten buradan Geelong’a o kadar araç geçiyor ki son anda otostop yapmaya karar verdim.Şansında bu kadarı olur.okyanus yolu üzerinde ki yerlesimlere çiçek dağıtan genç bayan beni aldı.Gittigimiz yerde işi bitine kadar ben kasabayı gezdim.Sonra beni alıp araç ile gezilecek yerlere götürdü.Ben de altta kalmamak adına öğle yemeği benden olsun dedim. Aldığım çikolataya çok memnun oldu.Tabii ki benim memnuniyetin çok daha fazla oldu.
Ama otaban olmadigindan ve çok geçen olduğundan çok rahat otostop yapabiliyorsun.
Yol boyu okyanus kenarında büyüklü küçüklü yerleşimler var.Bunlardan en bilinenleri ve sırasıyla görecekleriniz.Ayrica g
Birçok gözlem terası tabelası da göreceksiniz.Araciniz varsa istediğinize girersiniz.
1-Torguay(Geelong’a 13 km uzakta)
2-Light House: Kesin gidin.Manzara ve kaya oluşumları çok güzel.
3-Buyuk Okyanus yolu takı: Hemen yanında yolu yapan askerlerle ilgili güzel bir anıt heykel var.
4-Lorne:Daha çok yazın insanların deniz tatili için geldikleri yer.
Burada ki turist infodan harita alabilirsiniz.
Kamp: Yol boyu ücretli ve ücretsiz birçok karavan ve çadır kampları var.Buradan kamp yerlerinin haritasını da alınız.
Aslında çalıların arasına,görülmeyen bir yere çadırınızı çok rahat kurabiliyormuşsunuz.
Telefonunuzda uccretsiz “Wikicamp” yerlerini de bulabilirsiniz.
a-Lorne pier:Yürüyerek gidilir ama yorar.Ahşaptan yapılmış ,sıradan.
b-Teddy’s Loukaut: Tepeden çok güzel manzara görüyorsunuz.Buradan devam ederseniz 10 km sonra
c- Erskine Falls:Ormanın içinde güzel bir şelale.Once buraya gelmek isterseniz turist infodan yukarı doğru tırmanacaksınız.
Buradan bir saat araç ile
5-Apolla Bay: Bu yerleşim benim daha hoşuma gitti.Yemyesil dağların eteklerine kurulmuş.
a-Marriners lookaut: Buradan yerleşimin manzarası çok güzeldi.
Uradan birbucuk saat araç ile
6-Princetown:Küçük bir yerleşim.Ben buradaki kampta kaldım.Cadir için 15 AUD,tuvaleti kullanmak için 5 AUD.Dere suyundan başka içme suyu da yok.Etrafta kangurular cirit atıyordu.
Ertesi sabah kesinlikle görülesi üç yerede aracınızı park edip parkurdan yürüyerek gidebiliyorsunuz.Icunun de manzarası harika.Ozellikle okyanusa dik falezlerin görüntüsü çok güzeldi.
7-The Twelve Apostles(12 havariler kayalıkları): Sadece 7 tanesi kalmış.Cok beğendim buranın manzarasını.
Biraz daha ileride
8-The loch and Approaches: buranın manzarasında nefes kesiciydi.Kesin atlamayiniz.
Bayağı ileride
9-London Bridge:Eskiden bu kaya oluşumu ana karaya vagliymis.Hatta turis çift üstündeyken ayrılmış.Turistleri helikopterle kurtarmislar. Dalgalardan ortası oyularak köprü şeklini almış kaya.
yakininda
-Allansford: Büyük okya nus yolunun bittiği kasaba.
Biraz daha gidince
-Warrnambool:
-Port Fairy
Bundan sonra bayagi bir gidince
-Portland: Eyaletin son yerleşimi.Buraya Adelaide ‘e gitmek için geldim.
Aslında daha önce yazdığım gibi Varrnambool’dan da Adelaide ‘e otobüs var ama ben zamanım varken biraz daha yol alıp yolu kısaltmak istedim.Hem de yeni yerleşim ve yol manzaralari görmek istedim.Nitekim Geelong’a gelirken gördüğüm sapsarı açmış çiçekleri ile kinova tarlaları tekrar karşıma çıktı.Bu nasıl bir güzellik?Hatta ilk kez yıllar önce Güney Amerika’da rengarenk gördüğüm kinova’ya benzer bugdaygillerin tarlalarını hiç unutamamıştım.
Artık buradan Güney Avusturalya eyaletine doğru gideceğim.
Adelaide ‘e Varrnambool ‘dan Hamilton üzerinden iki ayrı otobandan gidebiliyorsunuz.
Portland’an da Adelaide ‘e gitmek icin okyanusa yakın giden normal yol ile Heywood’dan geçen otoban yolu ile gidebiliyorsunuz. Otobüs var.Eger otostop yapacaksaniz hemen Portland’in girişinde benzinligin yakının daki okyanus yolundan ilerleyerek şehirden de gelenlerin kavşağın geçtikten sonra gelenleri bekleyiniz.Once MauntbGrambier’e gelmelisiniz.
Aslında ben Portland’da yine kampta kalıp sabah yola çıkacaktım ama iki gündür okyanus kıyısında ki benzer yerleşimleri görmekten bıktım.
------------------------------------------------
III- GÜNEY AVUSTURALYA
Portlan (Victoria) – Mount Grambier(Güney AVUSTURALYA) 100 km den biraz daha fazla.
Yolda kocaman Emu grubu su içerken gördük. Ama biraz bekleyip hızla uzaklaştılar. Yol manzarası yine çok güzeldi. Sanırım orta bölge hariç kötü yol manzarası bulamazsınız bu ülkede.
1-MOUNT GRAMBIER
Eyaletin Adelaide ‘den sonra 2. Büyük şehri ama çok sevimli ve sizi içine alan bir şehir. Hele gezdikten sonra buraya geldiğim için daha da mutlu oldum. Siz de önce vizitor centre’ye uğrayıp harita ve gezilecek yerler hakkında bilgi alınız.
Kamp: Şehirde üç tane kamp var.
1.Central.Caravsn Park: Merkezde, temiz ve bakımlı. çadır sizden ise sadece yer ücreti 25 AUD. Ben burada kaldım.
2.Kalganyi Karavan Park: Adelaide’e yolu üzerinde
3.kamp ise Melbourne yolu üzerinde
GEZILECEK YERLER
1-Cave Garden
Merkezden 45 dakika yürüme mesafesinde
2-Umpherst Sinkhole
3-Blue Lake: Merkezden zamanınız varsa 45 dakika yürüme mesafesinde. Volkanik derin bir göl.etrafi yemyeşil ve falezlerle manzarası çok güzel. Çevresinde bir çok yerden seyir terası var. Küçük kulenin yanından tepeye de tırmanıp manzara seyredebilirsiniz .Hemen yakınında
4-Valley Lake: Bu gölünde tepeden ve yanından manzarası çok güzel .Çevresinde yemyeşil parklar ve piknik alanları var. Çevreyi yürüyerek te gezebilirsiniz .Ben Çok yorulduğumdan özel araçla turladım.
5-Posumlarin mağarası: Ben en çok burayı sevdim. Yine devasa krater boşluğunun içi çok güzel bir parka dönüştürülmüş. Normalde ağaçta yaşayan posumlar burada ki dev kaya duvarlarında oluşmuş oyuk seklinde ki mağaralarda yaşıyorlar. Ben gittiğimde hava biraz kararmıştı nedenle mağaralarda uyuyan posumlari göremedim ama mağaraya girerken Ağaçta yaprak yiyen pusumu gördüm. Çok sevmek istedim ama bu ülkede çocuk ve hayvanları yakından sevemiyorsunuz.
Mount Grambier– Adelaide gideken (Burada da iki yol var.)
1.Inland(Ic kısımdan giden yol)
2.Coast(Okyanus yolu)
Infoda ki kız Adelide sadece turist infodan otobüs kalkıyor dedi.8.15-15.10 aradı sık otobüs var.
Fiyatlar çok yüksek. Ücreti tek yön 85.20 AUD.Emekliler için 42.60 AUD. Otobüs terminalden otobüs olmadığını söyledi. Çok inanmadım.
İki yol da şehrin merkezi sayılan McDonald ‘in önünde kesişiyor. Biri direk diğeri için sola sapmanız gerekiyor. Eğer otostop yapacaksınız sola dönen okyanus yoluna çıkıp biraz ilerleyip bekleyiniz.
ANI: Araçlarına bindiğim Hongkonglu karıkocaya oyuncak penguen hediye etmek istedim. Bayan bana almak istemeyip "Çocuklarınıza götürün “ deyince” benim
çocuklar sizden büyüktür” dedim. Bizim yaşlarımız 60 deyince ben toplam olarak düşündüm. İnanin en fazla 35-40 görünüyorlar. . Şok geçirdim. Asya insanı genç görünüyorsa da bu kadarı da olmaz .Yandan kadına bakıyorum cildi pırıl pırıl. Sanırım az ve deniz ürünü çok tüketiyorlar.
2-Yine yaşlı çiftin aracından inerken adam elinde ne olduğunu anlayamadığım bir şeyler uzattı. Sadece Avusturalya paraları gördüm. ”Hayır istemem” dedim ama 500 AUD leri de görünce içimden fazla nazlanma dedim. Adam gülünce ve yakından bakınca cüzdan içinde kredi kartlar ve para resimleri vardı. Meğer İsa ‘nin öğretileri yazıyormuş. Din, Her yerde aynı. Size umut vererek istediklerini yaptırmak.
2-ADELAIDE
South Avustralya'nın toplam. Nüfusu 2 milyon olduğundan yerleşimler iyice ölü şehir haline gelmiş.
. Bir zamanlar bataklık bir alan olan bölge, Avrupalı göçmenler tarafından düzenli şehir olarak kuruldu.
South Avustralya eyaletinin başkenti ve 1.28 milyon nüfusuyla Avustralya’nın beşinci büyük şehri. Şehirde madencilik ve tarım önemli yer tutar. Bağları ilke ünlüdür.
Bu şehirde insanlar iyice renklenmeye başladı. Afrikalı ve Hindistanlı çok var.
Bu eyalette kendi emeklilerine bizde olduğu gibi toplu taşıma ücretsiz.
Adelaide şehrini gezmek çok kalay. Şehir içi ve çevresini dört günde gezebilirsiniz.
Vizitor Centre,Town hall’ un köşe tarafında .Burada yaşlılar görev yapıyorlar. Doğru dürüst bir şey bilmiyorlar. Bana hep yarım yarım bilgi verdiler. Harita ve broşür alabilirsiniz .
Ulaşım: Önce 5 AUD verip toplu taşıma metro kartı almanız gerekiyor. Ama burada da Sdney’de olduğu gibi kredi kartınızı da kullanabiliyorsunuz.
Kısaca şehir içinde her yere ücretsiz tramvay veya otobüs ile gidebiliyorsunuz. Çok sık kontrol var. Aynı günde iki kere kontrole takıldığım oldu.
Tramvay: Şehirde ki iki tramvay hattına şehir içi sınırlarında ücretsiz binebiliyorsunuz.
1.Şehirde Botanik bahçesi ile Entertainment Centre baradinda (North Terasından boydan boya geçen) tramvay var.
2.Festivan Centre’ den başlayıp Glenelg’e kadar giden tramvay hattı .Am a bu hatta bindiyseniz Kings William caddesini geçer geçmez kart basmanız gerekiyor.
Free bus: Diğer otobüslerleler aynı .Sadece numarası 98 veya 99.Bu otobüsün hangi duraklardan kaçta geçtiğini gösteren haritayı tren istasyonundan alabilirsiniz. Genelde gidilecek her yerden bu otobüs geçiyor.
Free Bike: İsterseniz ücretsiz bisiklette alabilirsiniz. Vizitor centre’ den öğreniniz
Şehirde ilk göze çarpan, yemyeşil geniş parklar. İçinden Torrens nehri geçiyor. Yüksek binaların yanında eski binalar da Var. Güzel bir şehir ama Sdney,’den sonra görünce...
Ben genelde bir şehre gittiğimde sabah erkenden şehrin uzak yerinden başlarım. Burada da öyle yaptım. Bulunduğum yerden tren ile şehir merkezine gelip köprüden nehrin karşı tarafına geçtim.
SEHRI GEZMEK
1-Nehrin kuzeyi:
A-St Peterr’d Cathedral
Yakınında tepede
B-Colonel Light Statu:1836’da şehrin kurulmadı için çabalayan yarbay William light adına yapılmış anıt .
Katedrale geri dönünüz. Yakında
C-David Roche House MUSEUM: Pazartesi ve Salı kapalı. Diğer günler 10-16 aradı açık.İki gün kapalı tutulan müzelere gitmiyorum artık. Turisti şehirde tutmak için bir taktik.
Buradan geri kadetrale gel. Yakınında
D- Adelaide Oval: Bu stadyumda kriket ve Australian rules futbolu oynanıyor. İçeriyi görmeniz için maça bilet almanız gerekiyor. Ama hemen bitişiğinde ki Oval Hotelin 3. Katına çıktığınızda direkt stadyuma giriyorsunuz. Hatta ben gittiğimde kıran kırana Australian rules footballu oynanıyordu.
2-North Terrace Caddesi: Genelde gezilecek yerlerin sıralandığı en önemli ve geniş caddesi
A-Elder Park
a-Nehirde yüzen kağıt gemiler çok hoş görünüyordu. İsterseniz burada boot turu da yapabilirsiniz. Nehir boyu yürüyebilirsiniz.
b-Popeye Launch: Parkın ortasında güzel renkleri olan köşk gibi yapı.
B-Adelaide Convention Centre: Modern binası var.
C- Adelaide Festival Centre:
Pazar kapalı. Hafta içi 9-17 arası açık. Cumartesi ise10-17 arası açık. Ama artık turla da içini gezemiyorsunuz. Ancak bir etkinlik bileti alırsanız içini görebiliyorsunuz.
Buradaki 2000 kişilik tiyatro salonu diğer etkinlikler opera, konser salonu v.b olarak ta kullanılıyor.
D-Railway Station:
a-Sky Gazino:10’da açılıyor. Giriş serbest
Avizeleri çok büyük ve gösterişli.
E-Parlement House: Her gün 10 ve 14 de 45 dakikalık ücretsiz tur var. Eski Parlamento binasını da gezdiriyorlar. Ama çok iyi İngilizce anlayamadığım için bu turlarda sıkılıyorum. Sadece girişte foto çekmenize izin veriyorlar.
18881’de yapımına başlanan bu muhteşem binanın bitirilmesi 58 yıl sürmüş.
Tam karşısında
F-Goverment House: Buranın sadece bazı belirlenen günlerde bahçesini ücretsiz gezebiliyorsunuz.
G-National War Monument
H-Migration(Göç Müzesi): 10-17 aradı açık. Ücretsiz. Kayda değer bir şey yok.
Tekrar caddeye geliniz.
I-Library ve Müzesi: Hafta içi 10-17 ,hafta sonu 10-14 aradı açık.
1884 Fransız Rönesans yapısı eski ve yeni kütüphanede
Özellikle müzede ki kütüphane çok güzeldi.
Yanında
Í-Art Galeri:10-17 arası acik.Giris ücretsiz. Resimler, heykeller ve mobilyalar çok güzeldi. Neyse ki burada erkek erkeğe resimler yoktu.
Yanında
K-Adelaide Museum: 10-17 arası acık. Giriş ücretsiz. Tek kelime ile harikaydı. Aborjinlere yaklaştıkça ,ilgili eserler çoğaldı. Aborijin mirasını anlatan ,en geniş ve donanımlı müzeyi ilk kez burada gördüm. Aborjinlere ait her şey var.
Özellikle Pasifik Kültürleri Galerisi'nde Pasifik adalarına ait eşyalar muhteşemdi. Papua Yeni Gine’den gelen tabanı bambu, yelkenli ağaç kabuklarından oluşmuş yelkenliyi kaçırmayınız. Zamanım olursa bu müzeye bir daha gideceğim.
Yine tüm müzelerde olduğu gibi, doldurulmuş hayvanlar, fosiller ve iskeletler vb. görülmeye çok değer.
L- Üniversite: Mitchell binası çok güzel. İçerisinin de güzel olduğunu sanıyorum ama sadece girişi gösteriyorlar. Ama içinde ki ayda bir belirlenen gün de açık olan Museum of Classical Arkeoloji müzesine denk gelirseniz içini de görme şansınız olabilir.
Yolun karşı tarafında
M-Ayers House:Politikacı , iş adamı ve 1855'ten 1878'e kadar yedi kere Güney Avustralya’ nın başbakanlığını yapmış Sir Henry Ayers’ in oturduğu Regency mimarisi ile1846'da yapılmış ev. Ama artık içi gezilmiyor.
Bir bölümü zaten bar olarak kullanılıyor. karşısında
N-Botanik garden:
Aralık-Mart arası, hafta içi
7:15am -17:30,hafta sonu 19 a kadar açık.
Nisan -Kasım arası
7am-9pm.Ama her an değişebiliyor.
1855'te kurulan Bahçede, şifalı ve farklı bitkiler, küçük göller, bol. ağaç ve çiçek olan bahçede cam seraları da geziniz.
Burada ilk bahar olduğundan mor Salkımların oluşturduğu gezi tüneli çok güzeldi. Hele fıskiyenin tepesine su içmeye gelen rengarenk kuşlara bayıldım.
Ayrıca, palmiye evi, yağmur ormanı çocuklar için Little Sprouts Kitchen Garden'I gezebilirsiniz. Yine Japon zen bahçesi ve gül bahçesini kileri , gece çiçek açan Amazonica nilüferleri, meyve ve sebzeler, kompost ve solucan çiftliği ve kaçırmayınız.
İçinde
a-National Wine Centre: Burada istediğiniz şarabı bulup ücretle deneyebilirsiniz. Çalışan Lübnanlı kız, Türk olduğumu duyunca kendi kartı ile şişeyi açıp ücretsiz ikram etti.
O-Zoo: Her gün 9:30-17 arası açık. Giriş 42.50 AUD, emekliler için 31 AUD.
Her tarafta dökülmüş Yapraklardan olsa gerek bana temiz gelmedi. Veya hala Sdney hayvanat bahçesi aklımda. Ülkeye ait hayvanların yanı sıra her çeşit hayvan var. Panda çok sevimliydi. Bir türlü göremediğim. kızıl ve ekinda ile burada tanışma fırsatım oldu. Ama genel olarak ben çok beğenemedim.
3-King William Caddesi
A-Rundle Mall: Lüks alışveriş merkezlerinin olduğu trafiğe kapalı ünlü caddesi. Arch içindeki pasajı da geziniz. Özellikle hafta sonu çok hareketli oluyor. Sokak gösterileri de var.
a-Domuz heykelleri
b-Üst üste bindirilmiş küreler.
B- Town Hall: Binası eski ve güzel. İçini de gezebiliyorsunuz ama kayda değer değil.
yanında
C-Hazine binası
Karşı kösesinde
D-general Post Office
4-Victoria Meydanı ve çevresinde gezilecek yerler.
A-Viktoria’ nın heykelini
B-District judges courthouse(Yargiclar adliyesi):Hilton otelinin yanında kösedeki muhteşem bina.
Ortada
B- JohnDowi’s Foundation :Üç ayrı nehri(Murray,Torrens ve Onkaparinga) temsil ediyor.
C- St Xavier Cathedral
D-Her Majesty’s Theatre: binası güzel ama burası da etkinlik olduğunda açık oluyor. Hemen karşısında
E-Central Market:
Pazar ve pazartesi kapalı.Sali:7-17:30
Çarşamba ve Perşembe: 9-17:30
Cuma:7-21
Cumartesi 7-15 arası açık.
Yiyecek üzerine her şey satılıyor. Çok çeşit sebze var. Ben buradan taze soğan olmak üzere canım ne çektiyse aldım ama nasıl taşıyacağımı düşünemedim. Fiatlar, bizdekinin on katı. Artık alıştım herhalde. Yoksa bir şey alınamaz.
F-Cin Town: Her yerde gördüklerimizin benzeri.
Daha aşağılarda
F-Adelaide Mosque: Kendi küçük ama dört minaresi büyük bu camide ayak kokusundan duramadım. Gittiğimde Pakistanlı adama “İçeride bir genç horul horul uyuyor. Bu doğru değil dediğimde “Benim oğlum .İkin gündür uykusuz” dedi. Yalandan kim ölmüş. Asya’da camileri dinlenmek ve uyumak için kullandıklarını biliyorum.
ANI: Bu şehirde yine birkaç tane Aborjin gördüm. Central.parka ara sokaktan geçerken beni gören sarhoş aborjinler hızla ayağa kalkıp sigara istediler. Yok deyince “marketten al getir.” Getir dediler.
Alaska'da da aynı durum söz konusu idi. Devlet politikası sanırım. Azınlıklara ufak bir maaş bağlıyorlar. Onlarda akşama kadar içip uyuşuk geziniyorlar.
Diğerleri:
A- Tandanya:Aborjin kültürü ne ait her şey bulabileceğiniz müze. Binası çok gösterişli. Gittiğimde geçici olarak kapanmıştı. Ayer’s house’nin aşağısında. Victoria meydanından da gidebilirsiniz.
B-Adaliden Goal: Her gün 10-16 aradı açık. Giriş 16.60 AUD, .Emekliler için 13.50 AUD. Buraya Convention Centre’ den yarım saat yürüyerek gidebilirsiniz ama North Tce’den Tramvay ile gidiniz. Bazen kendime sinir oluyorum .Buraya gideceğim diye dünya zaman kaybettim. Her d lige gireceğim illa ki. Bir turist için gedilesi bir yer değil .Bildiğimiz hapishane. Adamlar , benim gibi akılsız turistlere ,neredeyse çöplerini pazarlayacaklar.
ŞEHRE YAKIN YERLER
GLENEL
Şehir içinden tramvay ile 40 dakikada gidiyorsunuz. Çok sık tramvay kalkıyor. En son durakta ininiz.
Sahil kasabası. Çok hareketli. Town Hall ‘ in içinde turist Info var.
Burada 3 top dondurma aldım. O kadar toplar büyüktü ki sahile ininceye kadar eridi. Bitiremedim.
HAHNDORF
Currie caddesinden F1 durağından 864F otobüsü ile bir 45 dakikada gidiyorsunuz. Her yarım saatte bir otobüs var.
1839 yılında din baskısından kaçan Doğu Prusya'dan Alman Protestanlar tarafından (Alman mülteciler tarafından) kurulmuş. Günümüzde sadece bunların torunlarından çok azı kalmış. Taş evleri, aralarında ahşap atılmış ki kagir evleri restero edilmiş. Cadde üzerinde ki tüm evler restoran, otel, kafe, butik gibi turistlere yönelik.
Görülmeye değer bir kasaba.
CLELAND WİLD PARK
Giriş 32.50, emekliler için 27 AUD.
1.Yol:Şehirden direk otobüs King William caddesinden sabah D1 durağından 10:22 ve 13:21 de kalkıyor.
Parktan şehre ise 13:30 ve 16:30 ‘da geri dönüyor.
2.Yol: Hahdorf’a giden 864 nolu otobüse binip,24 nolu durakta (Crafers Ramp) ininiz. Buradan sadece hafta içi sabahları,9:58,10:00,10:14 ve 10:22 ‘de öğleden sonra ise 12:58,13:00,13:14,13:22parka 823 nolu otobüs geçiyor. Saati kaçırdıysanız buradan da çok giden olduğundan otostop yapabilirsiniz.
Şehirden bu parka aracınızla farklı bir yoldan 15 dakika da gelebiliyorsunuz.
Burayı çok sevdim. Hayvanlar burada çok geniş çayırlıklarda yine de kaçmamaları için tel örgünün içinde yaşıyorlar İnsanlara alışkın olduklarından kanguru, walabyleri yakından sevebiliyorsunuz.
Yine koala ile fotoğraf çektiren izliyorsunuz. Ben okul grubu ile girmiştim. Sanırım beni öğretmen sandılar. Severken fotomu çekmeyi teklif ettiler. Adlinda Koala ile foto çekmek ücretliydi.
Biraz fazla yürüyorsunuz ana bir o kadar da keyifli.
PORT ADELAİDE
Adelaide King Williams caddesi üzerinde 230 veya 232 nolu otobüse bininiz.14 km uzaklıkta ki,45 dakika sürüyor. Veya tren ile daha hızlı da gidebiliyorsunuz.
Port Adelaide nehrinin kenarına kurulmuş sahil kasabası, limanı ve 19. yüzyıl binaları ile unlu...Hareketsiz bir yer. Reklamı yapıldığı gibi değil. Gitmeye değmez.
Otobüse indiğiniz yerde sahile gitmeden
1-Gümrük binası:1879 da yapılmıştır.
2-Adalet sarayı: 1879 da yapılmıştır.
3-Deniz Feneri
4- Nehir sahili. ( Fishermen's Wharf Market.)
İsterseniz köprüyü geçip okyanus kenarına da geçebilirsiniz.
5- Sahilde yunus gözetlemek için boot turu var. Gitmedim.
6- Müzeler: Hepsi 10-17 arası her gün açık. Hepsi de detaylı ve doyurucu.
A-Mar itime Museum
Giriş 21.50 AUD. Ve
Emekliler için 16:50 AUD.
Üç katıda dolu.
B-Railway Museum
Giriş 17 AUD. Emekliler için 10AUD.
Özellikle kasabalar ve gidip gelen tren modelleri çok iyiydi.
C-Aviation Museum(Havacılık Müzesi):
Giriş 15 AUD Emekliler için 10.50
İlgilenenler için çok detaylı. Adamlar hiç bir şeylerini bizim gibi çürütmemişler. Hurdalarında bile para kazanıyorlar.
WARRAWONG
Burası da şehrin güneyinde wildlife parkı sayılır. turist infodan ısrarla buraya gitmek için araç gerekiyor dense de toplu taşıma ile gidilebileceğini inanıyorum. Ben artık vahşi yaşam parkı görmek istemiyorum. Hepsi aynı. Sadece burada fazladan plastanus da varmış. Zaten ben onu doğal ortamında görmüştüm.
ŞEHRE UZAK YERLER
1-KANGURU ADASI
Methini çok duydum ama adla o kadar para verip gitmeye değmez. Sadece Flinders Milli parkı görmeye değer. O kadar. Gerisi para tuzağı.
Adanın bitki örtüsü genelde kısa boylu canlılıklardan oluşuyor. Kanguru adadı ama etrafta dolaşan çok kangru göremiyorsunuz. Gündüz uyudukları için sabah erken ve akşam üstü yollarda zıplarken görebiliyorsunuz ancak. Bu adada Wombat yok. Daha çok koala var.
Bu adaya insanlar çoğunlukla kuş gözlemek için gidiyorlarmış.
Turist infodan aldığım bilgi:
6:45 de Feribot’a kadar giden turist otobüs otobüsü fiyatı gidiş dönüş 68 AUD.
Feriden çıktıktan sonra Kungscote’ye kadar otobüs ücreti ise 10.50 AUD
İnternetten aldığım bilgi:
Özel turist otobüsü (Sanırım diğer kampanya) ile şehir merkezinden Feribota kadar ücreti 19 AUD.
Kendi kendinize de toplu taşıma ile Feroboot’a kadar gidebilirsiniz. Birçok alternatif var.
Önce King William caddesinde D2 durağından 722 nolu otobüse binerek bir saatte Noarlunga Centre Interchange (B durağın) ininiz. Buradan geçen çok otobüs var. Ben buradan B durağından 750 nolu otobüs ile yakında ki Seeford’a kadar gittim Sanırım burada ki yerleşimlere uğramak için yollar çok dolambaçlı . Okyanus kenarında ki yetilesimler biraz daha hareketliydi ama genelde yine ölü şehirler. Buradan da diğer 750 notu bus ile 40 dakikada Selick Beach -Perth caddesi durağında inip Cape Jervis’e otostop yaptım.
Yani siz otobüs değiştirerek Sellick Beach’ a kadar gelmeniz gerekiyor. İki farklı fery var ama fiyatları aynı.
sabah 5:30 ile19 arası günde 7 tane fery kalkıyor.
Dönüşte 8:30-19:30 arası 7 tane yine fery kalkıyordu .Ama değişebilişiz kontrol ediniz.
Fery : tek yön 59 AUD. Gidiş dönüş 108AUD.45 dakika sürüyor.
Fery ile araç ile geçiyorsanız, Gidiş dönüş 354 AUD ,içinde sadece şoförün ücreti dahil.
Eğer adada oturuyorsanız araç için gidiş dönüş 164 AUD ödüyorsunuz. Yine şoförün ücreti dahil.
İkinci person için ise 16 AUD ödüyorsunuz.
Fery den çıktıktan sonra küçük yerleşim Penneshaw’dan Kinscote 45 dakika sürüyor .Toplu taşıma yok. Ya otostop ya da Selanik turist otobüsü ile gideceksiniz.
Ulaşım: Adada toplu taşıma yok. Gezeceğiniz yerlere Sealink travel ile(Kingscote,nin içinde ofisleri) otobüsü ile gidebilirsiniz.
Sealink Travel ile gidebileceğiniz turlar.
1. Günlük Tour: Adanın kuzeyinde ki Flinders Chase ve Seal Bay turu 207AUD.
Ben 28 Eylül’de sorduğumda 13 ekime kadar okulların 25 günlük tatili nedeni ile turda yer yoktu.
2.Günluk Tour :Emu Ridge,Honey Farm, Reptor Domain ve False Cape Wines günlük turu 228 AUD.(Hele bu tura hiç katılmayın. Sadece alışveriş.)
Not: Adada “Kanguru adası Trails adlı diğer bir kampanya daha var.
Sealink otobüsü ile Sabah 7am de Shuttle bus ile
Kanguru adası(7am)-Fery(8:40 ve21aud,ayrıca fery ücreti 59 AUD)-Adelaide(11:30 am da varılıyor,44 AUD) toplam114 AUD ödemiş oluyorsunuz.
Eğer Avusturalya emekli iseniz toplam 77.50 AUD ödüyorsunuz.
Kanguru adasından Adelaide’ye dönerken daha önce bu yolda zorlandığımdan çıkışta bekleyen turist otobüsüne bindim.
Not:1 Ekim’den sona otobüs seferleri azalıyormuş. Fiyatlarda biraz düşüyor.
Ada ,155kmx80 km kadar. Nüfusu ise 5000.Çok az insan yaşadığından herkesin aracı var.
Bundan 5 yıl önce adada büyük bir yangın olmuş. Su anda yanan yerler biraz toparlanmıştı
GEZILECEK YERLER
1-pennington:Feribottan Kongcote’ ye giderken görebilirsiniz.
2-Amerikan River: Feribottan Kongcote’ ye giderken görebilirsiniz. Nehir, okyanusa karıştığından tuzluymuş. Çevresinde foklar ve deniz kuşları yaşıyor. Çok yakından görüyorsunuz.
3-Kingscote ve çevresi:
Kingscote de küçük bir yerleşim.6 AUD vererek müzesini gezebilirsiniz.Eski kullanılan deniz ve tarım aletleri sergileniyor.Gitmedim.Ama okyanus kenarında olduğundan iskeleve çevresinde deniz kuşları ve Farklı foklar görüyorsunuz.Yürüyüs parkurları var.Okyanus manzarası çok guzel.
Yine yürüme mesafesinde bal ve şarap test edebileceğiniz ve satın alabileceğiniz yerler var.
A-Emu Bay:Kingscote’ye 10 km.Gittiğim gün evsahibim araci ile götürdü.Cok büyük körfez.Suyu pırıl pırıl.Bembeyaz kumu da pudra gibiydi.Yalınayak yürüdük.Buraya çok gelen vardı.
Korfezin kenarında ufak bir yerleşim de var.Ama genelde buraya tatil için gelenlerin kiraladığı evler vardı.Burada dünya para verip Phillip adasında gördüğünüz(Göremediğimiz) küçük peri penguenleri de var.Yuvalarına baktık ama bulamadık.Çalıların altında çok derinde yuvalar yapmışlar.
4-Adanun Kuzeyi:
Ana yoldan Seal bay’ a döndükten sonra solda