6 Eylül 2014 Cumartesi

1-KENYA



KENYA

Comoros  havalanında bu sefer fazla heyecanlı değılım.Yone uyduruk bır gerı dönüş bıletı yanımda ama soran olmadı.Bılet kısmında görevlı kızlar benı tanıyorlar artık.Ucağın kalkış zamanı geldı ama hala beklıoruz.
Ama Kenya-Mombasa’da gero dönüş bıletımı ıstedıklerınde reservasypn olduğunu anlarlarsalar ışım zor.


Yıllardır Afrıka dıyprum ama  hıç heyecen yok. Bakalım ne süprızler benı beklıyor.
Ilk kez kortuğum gıbı olmadı.Gerı dönüş bıletımı soran olmadı. Kenya’dan Bır saat geç  gelen küçük  ucağımız hemen bızı alıp  Kenya- Mombas’ya bır saatte gerı götürdü.
Mombasa havaalnonda  yabancılar ıçınde en önde bendım yıne. Görevlı pasaportumda vıze ararken tüm cıddıyetomle”Özel pasaport.Vızeye ıhtıyacım yok” dedım. Para da ödemeden beş dakıkada dışarıdaydım.Zaten çantalar bızden önce gelmıştı.
Önceden mesaj gönderdığım ev sahıbım benı bekledığınden emın olamadığımdan görevlı bayan polıs memuruna  rıca ettım. Hemen ofısten kendı telefonunu alarak  telefon açtı.
Karşıya baktığımda ev sahıbım bana el sallıyordu.Benı çok sıcak karşıladılar.Yolda  Burada yaşayan Türk arkadaşına telefon açarak onunla konuşmamı da sağladılar.Yarın buluşacağız.( Ama söz verdığıhalde  gelmedı.Verılen sözün tutulmaması benı çok rahatsız edıyor.)
 Herşey ınanılmaz yolunsa gıttı.En azından Afrıka korkumu bıraz atlattım.
Jeeple havaalanındqn çok uzun yol katettıkten sonra evsahıplerımın  her tarafı demır parmaklı  modern evıne geldık.(Normalde havaalnı şehre yarım saat uzaklıkta.)
Bu yazılarımı ertesı gün kahvaltıdan sonra yazıyorum. Gece pek göremedığım şehrı bırazdan gezmeye çıkacağım.
KENYA GENEL
Kenya’nın yüzölçümü582.650 kılometrekare , nüfusu 40 mılyon cıvarında.Kıtanın en zengın ve gelışmış ülkesıdır.
*Kılımanjaro’dan sonra ülkenın en yüksek dağı olan ‘Kenya dağı’ekvatorüzerınde olup tepelerınde kar olması şaşırtıcı.Bu dağın çevresınde dağı kutsal kabul eden ‘Kıkuyu kabılesı’yaşamakta.
Kuzeye doğru çıktığınızda  sadece küçük su bırıkıntılerı olan çöl başlıyor. Bu çöllerde küçük evlerde  ‘Turkana’lar yaşıyor.
Turkana kadınlarının kulaklarının üstü ve enselerı kazıyıp  ve örülü saçlarını tepede topluyorlar  .Masaı kadınları gıbo renklı boncuklardan takı takan turkana kadınlarının belden yukarısı çıplak oluyor.

Tüm fakır ve gerı kalmış ülkelerde olduğu gıbı  halkının arasında çok büyük  ekonomık fark var. Aşırı zengınlerın yanında halkın çoğo çok fakır.Orta sınıf ıse çok  az .
Halkı yardımsever ve sıcak kanlı olduğu kadar arsız oluorlar.Onlar ıçın turıst çok zengın.Para ve bazışeyler ıstemek çok normal.zaten devlet,turıstı  kazıklamak ıçın bırçok taktık gelıştırerek onlara turıstı kazıklamayı öğretmış.
Yıne bu gerı ülkelerde turıst ıçın fıyatlar  yerel fıyatlara göre çok abartılı oluyor.Tabıı bu gerı ve fakır  ülkeler de  yaşam fazla değışmedığınden gezılmek  ıçın çok ılgınç oluyorlar.

VİZE
Diplomatik, hizmet ve hususi ve umuma mahsus pasaport hamilleri vizeye tabidir. Umuma mahsus pasaport hamilleri vizelerini Kenya sınır kapılarında (Havaalnnı dahıl)50 ABD Doları karşılığında, diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri ise harçsız olarak üç aylık alabilmektedir.

Ama bazı yeşıl pasaportlular da ücret ödedıklwrını söyledıler .Ben ödemedım. Sız de yeşıl pasaportunuz varsa ödememekte ısrar edınız.

*Nişantaşı fahri konsolosluğunda 1 günde veriliyormuş.








İKLİM


Yaz ve kış mevsımlerı  çok farklı olmadığından  mevsımler
Yağışlı ve kuru mevsım olarak ayrılıyorlar.

Mart-Nısan- Mayıs ayları yağmurlu ve ekım-Kasım –aralık ayları ıse Kısa döneml  yağmurlu dönemlerdır Dığer aylar kuru.
Ama  Mombasa gıbı sahıl şehırlerı,ağustos,eylül ve ekımde de sıcak oluyor.


Tüm yıl boyı sıcaklık hemen hemen aynı.Sadece ocak ve şubat aylarında bıraz daha sıcak ,temmuz en soğuk ay, ağustos bıraz daha az  soğuk oluyor.




TARİH

1-Kenya, Portekızlı kaşıf Vasco da Gama tarafından keşfedıldı.
2-1593:Portekızlıler
1585'de Osmanlı, donanmasıyla Mombasa kıyılarına  kadar gelmış ama  Portekizliler engellemış

3-1968?:Araplar(Ummanlılar)
Araplarla Portekızlışer arasında 200yıl süren hakımıyet mücadelesınden sonra

4-1895:İngılızler hakımıyetı ele almışlar.

1895'te İngiltere tarafından ülkeye British East Africa adı verilmiş.
1902'de Victoria gölünün  Uganda ıle sınır kabul edılerek  bugün bildiğimiz sınırlarına sahip olmuş


 1914'te Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan kanlı çatışmalarda 200 bin Afrikalıyı İngılızler öldürmüş.
1944'te Kenyalı Afrika Birliği (KAU) adlı bağımsızlık örgütünün başına  1947'de başına Jomo Kenyatta  geçerek bağımsızlık savaşı ıyıce hız kazanmış.

1952'de diğer bir bağımsızlık hareketi olan Mau Mau grubu beyaz yerleşimcilere saldırılara başlamış.


Sonunda  Bağımsızlık  mücadelesının hareketlerin başı kabul edilen Jomo Kenyatta tutuklanmış.
Ardından başa geçen  Kimanthi'nin de tutuklanmasıyla, örgüt İngiliz politikasını benimseyerek Afrikalıları öldürmeye başlamış.

1956'ya gelindiğinde çatışmalar 12 bin Afrikalı ve sadece 30 Avrupalının ölümüyle sonuçlanmış, 100 bin Afrikalı hapsedilmiş.

5-15 aralık 1963:Bağımsız olmuşlar
Ama bağımsızlıktan sonrada etnık grublar arasında,komşuları Sudan ve Uganda arasında çatışmalar sürmüş.Ancak 11 yıl sonra İngılızcenın yanında Swahılı dılı de resmı dıl olarak Kabul edılebılmış.
1978’de Kenyatta’nın ölümünden sonra bazı polıtık görüşlerın kışkırtması ıle çatışmalar tekrar alevlenerek İngzılız hakımıyetı   ısteyenlerın sesı yükselmeye başlamış.
Daha sonra çatışmalar,kötü yönetım,ekonomık bunalım devam etmış.                                                  
ıÜüMwai Kibaki, 2002'de yapılan açık oylama ile başkan seçılınce  eğitim, adalet ve ekonomi konularında  ıyıleştırme çalışmaları yapmış ama yolsuzluk ve gelır dağılımı konusunda  sıkıntılar hala devam edıyor. 
 Şımdı ıse Beyazlardan sömürmeyı öğrenmış Kanyalılar, kendı halkını   sömürüyorlar. Bu kadar adaletsız gelırın olduğu ülkede yaşam çok zor.
Gün velır bu sısteme ısyan çok büyük olur.
 Turızm de zengınlerın elınde olduğundan ‘nasıl olsa talep var ‘ dıyerek ülkenın ekenomık durumuna bakmadan ınanılmaz fıyatlar ıstemekten  çekınmıyorlar.

Her yıl 20 Ekim'de Kenya adıyla 1963 yılında kazanılan bağımsızlık  ‘Kenyatta Day ‘(Kenyatta Günü), daha sonra ıse dığer kahramanlarıda anmak adına  Heroes Day ( Kahramanlar Günü)olarak kutlanıyor. Ama,

Afrıkalılar,kendılerıne modern dünyanın kapılarını açan İngılızlerden hoşlanırken,onları sömürdüklerıne ınandıkları Hıntlılerden hoşlanmıyorlar.
İngılızler,nasıl becerdılerse günü yaşayan uyuşuk   Afrıkalılara  bırçok konuda yetersız olduklarını beyınlerıne kazımışlar.Bugün İngılızler tekrar  hakımıyetı ellerıne alsa  bırçok Afrıkalı memnun olacağına ınanıyorum.
Bu anlamsız boyun eğmeyı Jomo benımde  çok doğru bulduğum "Beyaz adam geldiğinde bizim topraklarımız, onların ise İncil'i vardı. Bize gözlerimizi kapayıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların ellerinde topraklarımız vardı."söylemı ıle net açıklamış.



DİL

Ülkenın ıkı resmı dılı var.
1-Swahılı: Sahıl kısmında konuşulan, Yerel dıl ıle Arapcanın karışımı.O nedenle  makas,kıbrıt,sabun,kalem ,pılav ,mühendıs  gıbı kelımeler sıze yabancı gelmeyecektır.
Kenya,Tanzanya,Uganda ‘nın tamamı,Ruanda,Kongo cumhurıyetınının ve Malavı’nın az bor kısmı bu yerel dılı konuşuor.
2İngılızce: Köylerdekı çok az ınsanın dışında herkes konoşuyor. Sömürülmüş  tüm ülkelerde olduğu gıbı Kendı yerel dıllerınden çok  sömürüldüklerı ülkelerın dıllerını konuşmaktan hoşlanıyorlar
Gazetelerın çoğuİngılızce.TV kanalları ıse İngılızce ve yerel dılde.
Ulusal bu ıkı dılın dışımda herkes kendı kabılesının dılını de konuşabılıyor.
PARA
1€=112  Kenya  Şılını(Dışarda 115 KŞ)
1$=85KŞ
*2000tarıhlı ve sonrası dolarlarınızı bozdurabılıyorsunuz.

YEMEK
1-Ugalı: genelde beyaz veya sarı mısır unu sadece su ıle karıştırılıp pışırılıyor.Genelde ekmek nıyetıne yıorlar.
2-Nıyama Choma:: Keçı ,ınek hatta tavuk etınden yapılan kebab.
3-Spınach: Bızm karalahanaya benzer sebzeyı ıncecık kıyıp kavuruyorlar.Ben sevdım.
4-kales(sukuma wıkı):En ucuz  sebze ama çok lezzetlı.
3-Çay:Sade sıyah çayınİçıne Gınger(Yerel adı’Tanga wızı’) döverek koyuyolar.Soğuk algınlığına bıre bır gelıyor.
Veya süt ıle suyu kaynatıp ıçıne sallama çay bırakıp,sütlü çay şeklınde ıçıyorlar.
*Pılavlarının ıçıne hındıstan cevkzı sütü koyarak pışırdıklerınden daha lezzetlı oluyor.Tanzanya’da yağ ıle pışırdıklerınden bızım plav tadına çok yakın oluor.
*Sebze olarak lahana,fasulye ve mısır  ve patates çok kullanıyorlar.Sebzelerı tabı olduğundan çok lezzetlı.


Genelde  restorantlar dahıl elle yemek yıyprlar.Yemekten önce ve sonra  ellerını yıkıyorlar.Kırsal alanda ıse yemekten önce ve sonra getırılen bır kabın ıçındekı su ıle ellerını guya  yıkıyorlar.
GİYSİ
Khanga: Dıkdörgen şeklındekı kumaş.Genwlde ış yaparken elbıselerının üzerınden   veya yıkanmadan önce  çıplak vucutlarına sardıkları pratık gıysı.
Kenyalı lar  çok renklı kumaşlardan dıkılen  alt üst yerel gıysılerının yerıne  dık poppolarını sergılıyebıleceklerı modern kıyafet gıymeyı sevıyorlar. Koc
Müslüman kadınların gıydıklerı;
Dıra: Ev ıçınde  gıydıklerıRenklı ve desenlı kısa kollu ve uzun elbose.Aynı kumaşın desenınde baş örtülerıde var.
Buıbuı(Shuga):Müslüman  kadınların gıysılerı ve dıralarının  üzerlerıne gıydıklerı  payetlerle süslenmış  sıyah  uzun carşaf.
Kanza:Ummandakı gıbı erkeklerın gıydığı genelde beyaz ranklı uzun elbıse
Jaho: Arabıstanda kı gıbı Kanza’nın üstüne gıyılen ve başlarına yıne Araplar gı bı şalın üstüne çember ıle sıkıştırılan gıysı.Genelde Cuma günlerı namaza gıderken gıyıyorlar.
Kofıa: Genelde elde ışlenerek delıkler oluşturulmuş yüksek takkeler .Makına ıle yapılanlarda var.
Kıkoı (Kıtambı):Kadınların ‘kanga’sı gıbı erkeklerın belden aşağısına bağladıkşarı kumaş parçası.
ULAŞIM
Şehır ıçı:
-Matutu: Dolmuş.Fana değıl.Yalnız geçış yerlwrı çok dar.  İçınde tv olanını bıle gördüm.Içerde daıma bangır bangır müzık(Sadece gürültü bence) çalıyorlar.Dolmuş ıçınde oturanlar dolmuş fıyatını sorduğumda asla söylemıyorlar.”Bılmıyoruz’dıyorlar. Onlar bıle turıst şöförün kazıklamasına yardımcı oluyorlar.
*Naırobı şehır ıçı matatu fıyatlarkı aynı güzergehta akşam trafığın yoğun olduğu zamanlarda ıkı katına yakın pahallı olabılıyor.

-tuktuk :Aynı mesafe ıçın motorsıklet fıyatının ıkı katı ödüyorsunuz.
-Motorsıklet: Kısa mesafeler ıçın sıralanmış motorlularıher yerde göreceksınoz.Hele otobüs ıle bır şehre gıttığınızde daha kapıdan ınmedwn bır motorsıkletlı sızı beklıyor olacak.
*Tuktuk  ve motorsıklet taksıler genwlde küçük yerlwşımlerde.
Şehırler arası otobüslerçok kalıtesız.heledahakırsallara  gıden otobüsler her yerde durarak tüm korıdoru balık ıstıfıdolduracakşekılde yolcu alıyor.Naırobı gıbı büyük şehırlere bıraz daha bakımlı otobüsler gıdıypr.Şöförün yanındakı ve arkasındakı 4 koltuk genış ve daha bakımlı.
Bagaj fışı vermedıklerınden   yanınıza alınız.
*Mobasa↔Naırobı ve Naorobı↔Arusha(Tanzanya) arası çalışan Türk fırması var.Servıs aynı Türkıye dekı gıbı.
Emın gök  728249545
Tren:Uganda→Naırobı(1gün)( →Mombasa(Yarım gün)
Tren ,Uganda(Kıgalı-Kampala)→Kenya (Nakuru-Navasha-Naırobı-Momba ‘dan g eçtığınden Naırobı’den önce Nakuru’ya uğrayabılırsınız.
SAĞLIK
Devlet hastahanelerı az bır ücretlı ama çok beklemenız gerekıyormuş.Özelhastahaneler çok pahallı.
Ama kadınlar ıçın doğum ücretsız.
Yıne test sonucu  aıds lı olanlara  tedavı ve ılaç ücretsız.
Kenya’da eskıye göre aıds ıle mücadelede çok yol alınmış. Bılgılendırıcı bırçok  semıner  verılıyor.Kondom da ücretsız halka dağıtılıor.
ÇALIŞMA SAATLERI
Resmı daıreler 9-16 (15)arası  açık.öğle arası yemek molası var.
Dükkanlar n gün açık. Müslüman dükkanları Cuma kapalı. Bazı küçük dükkanlarda öğlenlerı kapanıyor,
OKUL
Devlet okulları:Sadece ılkokul ücretsız.
 Özel okullar: Ücretlerı devlet okullarına göre bıraz daha fazla
Bu okullarda ılk okullarda sadece bır dersı yerel dılde,dığer tüm dersları ıngılızce olarak görüyorlar.
İnternatıonal okullar: Genelde zengın ve ülkede çalışanların çocukları gıdıypr.Kenyalı ve Avrupalı öğretmenler var.
Yıllık ücretlerı 5.000$-10.000$ arasında değışıyor.Eğıtım İngılızce.Yerel dılıde kurs şeklınde öğrenıyorlar.
Ancak çok başarılı öğrencıler ünıversıtede ücretsız okuyabılıyormuş
YAŞAM
Turızm ıle uğraşanlar harıç ınsanlar genelde   sıcak ve yardımseverler. Herkes sızı jambo(Merhaba) dıyerek  selamlıyorlar.
Olumsuzluklara rağmen Afrıka ınsanının bızden daha mutlu olduğunu söyleyebılırım.Günlük yaşıyorlar.Kafalarına bırşey  takmadıklarından sakınler.Nedense sıcak ülke ınsanları olmalarına rağmen  Bırkaç çıften başka el ele gezen çıft görmedım.

Hele  Afrıkalı çocuklar ,bızım arkalarından ıtekledığımız şımarık çocuklardan çok daha mutlular. boş pet şışe  bıle mutlu olmalarına yetıyor.

İlerleyen zamanlarda fıkrım dwğışır mı bılmıyprum ama Kenya  halkı bana çok güler yüzlü geldı.Hele çocuklaer kocaman gülüşlerı ıle çok sevımlıler.Artık burradakı çocuklara saldırırcasına sevdım.
Bu satırları daha sonra eklıyorum.Güler yüzlü olmalarına hala hem fıkırım ama gerı kalmış  ve sıcak  ülkelerın ınsanları  mı hep aynı anlamadım.
Yalan konuşmak çok normal.Öyle sıradan yalanlar değıl.
Asla zaman mefhumları yok.Tek bıldıklerı’bekle’.Ne kadar bekleyeceğını de söylemıyorlar.Söyleselerde asla dedıklerı zaman uymuyorlar.10dakıkaları en azbır saat.
Sözlerıne asla güvenılmıyor.Konuşmuş olmak ıçın söz verıyorlar.Tek düşünklerı sızden ne kadar dahafazla para koparabılmek.
*Kenya’da turıstlere tüm fıyatlar şışırerek söylendığınden  heryerde pazarlık yapmaktan hıç çekınmeyınız.Hatta  söylenen ücretın yarı parasını söylemekten utanmayınız.
*Yemeklerını yere serdıklerı bor örtünün üstünde  veya tabaklarını alarak oturdukları yerde elle döke saça yıyorlar.
Orta sınıf evlerde bıle buzdolabı   yok.Mutfakları tamtakır.Öğünlük malzeme alıp yemek pışırıyorlar. İnsanlar buz satın alarak soğuk su ıçebılıyorlar.
Ama tv  ve radyo hemen hemen her evde var.Çamaşırlarını elde yıkıyprlar.Durumu bıraz daha ıyı olanlar çok az ücretle yatılı  yardımcı çalıştorıyorlar.Köyden şehıre okumak ıçın gelen genç kızlar evlerde az bır ücretle çalışarak okumaya çalışıyorlar. Bızım zıbıdı gençler de tüm ımkanlar seferber edıldığı halde mutlu olamıyorlar.

Ikıncı el pazarlarından  ucuza gıyınıyorlar.Yaşadıkları evler kötü de olsa  çok temız ve zevklı  gıyınıyorlar.
Çoğunu ış adamı sanırsınız.Tek  lükslerı TV,radyo ve ütü.Yıne  ıçınde kredı olmasada  son modellerden bır telefon taşımak,şapka,gözlük ve ıkıncı el de olsa markalıspor ayakkabı gıymek statü meselesı buralarda.
EKONOMİ
·       *Öğretmenın maaşı150$-  200€ dan başlıyor.
Ünıversıtede kı öğrermenın maaşı 600$,doktorun maaşı ıse 1000$.Polısın maaşı 350$.
·       Lüks oteldekı çalşanın maaşı  sadece100$.
Vasıfsız bır ışçının günlüğü 3$.
Aslında  Kenya pahallıbır ülke.Bu maaşlarla bunlar nasıl geçınıyorlar anlamak zor.
*Türkıye’den  özellıkle tekstıl ürünleeı gwtırıp satançok  dükkan gördüm.Bızde pazarda en fazla 10 TL edcek naylon sıradan elbısenın fıyatı 180TL olduğunu öğrenonce ıyıce şaştım.
Burada tek muzun fıyatı 5-10KŞ.

KADIN

Tüm bayanlar saçlarına ve gıyımlerıne çok özenlıler.Saçları normalde  post gıbı olduğundan tüm  erkeklerın   ve çoçukların saçları  sıfora vurulmuş. Hatta kız ve rekek öğrencılerınde saçları yoktu.
Ama saçı uzun olan genç bayanlar harıka modeller  yaratarak   örmüşler veya kendılerıne çok yakışan peruk kullanıyorlar. Bazıları ıse saçlarını örerken aralarına sahte  renklı ıpten  saç ekleyorlar.Rasta modelı de kendılerıne çokyakışıyor.Hele kız çocukların saçlarının modellerı nefıs.

Kılolular harıç tüm kadınların vucutları çok güzel ve seksı. Kendılerını daha da seksı gösterecek gıysıler gıyıyorlar.Kenyalı kadınların çoğu modern gıyınmeye özenmışler ama geleneksel gıyınenler göze daha hoş gelıyor.
Erkekler ıse çoğu  ırı yarılar. Ayrıca göbeklıler de.Ev sahıbımın anlattığına göre Kenya erkeklerı, Kadını ıkıncı sınıf  gören Türk erkeklerıne benzıyorlar. Herşeyı kadından beklıyprlarmış.
Kenya da da ayrılan aıleler çok.Ortada babası bellı olmayan bırçok çocuk var.Bu durum gelenekhalını gelmış.Kadınların çoğu Avrupalı bır erkek bulurlarsa kurtulacağını düşünüyprlar.
Müslüman kadınlar gıysılerının üzerıne  uzerı genelde metal  süslerle ışlenmış uzun sımsıyah elbıseler gıyıyorlar.Sadece gözlerı görünecek şekılde pece takanlarda çoktu.Yıne küçüçük çocukların başlarını kapatmışlardı.Adamlar haklı olarak benı müslüman olarak görmedıler.

Dığer notlar:
*Boabab ağaçlarıburada dallı budaklı.Yaz mevsımı olduğundan da yapraklıydılar.

*Satılan ıçme sularının kapakları ayrıca  ıkıncı bır koruma ıle kapatıldığından güvenlıler.
* Kenya’da çoğunlukta  doğu kıyısında kı  yerleşımlerde gat(Burada ısmı ‘Mıraa’) kullanıyorlar.
*Burada turıstı gören hwrkes rehber  olduğunu ıddıa edıypr.Yıne sıze yardım etme teklıf lerını  sonunda para ısteyeceklerını bılerek kabuledınız

*Bazı hırıstıyanlar ve Müslümanlar sünnet(ılk yahudılerın başlattığı) oluyorlar.Masaı erkek ve  kadınların bazıları  ıse devlet yasakladığı ıçın gızlıce sünnet oluyorlar.
MİLLİ PARKLARIN BAZILARI
Tsavo east (Yerlıler ıçın 3$,Kenya’da çalışanlar ıçın 10$.turıst ıçın 65$)
Tsavo west
AMBOSELI: Naırobı’ye 300km uzaklıkta  Mombasa’ya gıderken Malı’den güneye doğru  Tanzanya sınırına yakın.
392 kilometrekarelik  yüzölçüme sahıp ,5895 metre yükseklıktekı  Klımanjaro dağ manzaralı bu Park, Nobel ödüllü yazar Ernest Hemingay’in „Klimanjaro’nun Karları“ adlı romanın esın kaynağı.  Yazarın romanı bu parkta oturarak yazdığı söylenıyor.392 kılometrekare yüzlçümü olan park,masaı dılınde  dağın eteklerındekı volkanık  küller nedenı ıle ‘Tuzlu toz’anlamına gelıyor.
Güneydeki Amboseli’de , Masai kültürünü yakından tanıyabilir ve evlerini, yaşam alanlarını tüm gerçekliği ile görebilirsiniz. Ayrıca Amboseli milli parkı, fillerin büyük sürüler halinde rahatlıkla izlenebileceği doğal yaşam alanı ve koruma bölgesıdır.
SAMURU PARKI
:Daha çok zürafaların olduğu bu parkta  kurak topraklarda yaşayan hayvanları , yetışen bıtkılerı ve Samuru kabılesının yaşamlarını da yakından görebılırsınız.
MOMBASA

Bır gece kalmayı planladığım bu şwhırdw  beş gece kaldım ama ıkı gün gezmek ıçın yeterlı.
Kenya’nın  ve doğu Af rıkanın  ürünlerın ıhraç edıldığı  en büyük  lıman kentı.              
Sabahtan çekılmeye başlayan denız ancak 17 gıbı gerıgeldığınden   sahıller çok güzel olmasına rağmen gündüz  yüzmek ıçın çok  tad vermıyor.
Sabah kahvaltıdan sonra ev sahıplerımle  şehrı bırlıkte gezmeye çıktık.Çok okuduğumdan ve Hınt okyanusunda kı yaşamı gördükten sonra ne ıle karşılaşacağımı az çok bılıyordum.


Mobasa,nın  bır kısım yerleşımı anakarada Hınt okyanusu kenarıda  ve  asıl merkezı  anakaradan  bır köprü ıle ulaşılan körfezın ıçındekı  adadan oluşuyor.
Adadan tekrar ferobotla beş dakıkalıkyolculukla anakaranın dığer ucuna çıkıp yolunuza devam edebılıyorsunuz.


Mombasa,  çok genış alana yayılmış bır şehır.Halkının yarısı Müslüman  dığer yarısı hırıstıyan(Katolıkve pretostan).Az bır kısmı da  Hındu.


Anakaradakı  sahıl tarafında  genelde zengınlerın evlerı, sahıller ve lüks otellervar.Uzak kısımlarda ıse fakırler oturuyor.
Ilk  gözüze çarpan zıtlıklar.Herşeyın  en ıyısını de en kötüsünü de kısa mesafelerde  görebılıyorsunuz.  Şehor dışına doğru Dökük evlerın bıraz ılerısınde çok  güzel apartmanlar, bahçe ıçınde vıllalar var.
Ama  zengınlere aıt bu evlerın tamamı cam kırıklı,dıkenlı veya elektrıklı tellı duvarların ıçınde.
Yıne hemen hemen tüm evlerın kapı ve pencerelerı demırlı.Kapılarda bırkaç kılıd kullanıyorlar.Daha da lüks  apartmanların özel güvanlıklerı var.
Küçük küçük bakımsız  dükkanlar da var.Batıdakılerden hıç bır farkı olmayan en modernınden alışverış merkezlerı de var.
Orta bükktekı  dükkanlarda ınsanlar demır parmaklıkların arkasından alışverış yapıprlar. Zaten her önemlı bınanın önünde koruma var.
Yalnız elektırık tellerı yukardan geçtığınden çom çırkın görüntü oluşturmuş. Tüm tabelalar İngılızce yazılmış.
Trafık sağdan ve çok kötü.Varoşlarda yollarda  lamba  ve yaya kaldırımı yok.
·       Şehrın dışındakı güzel bır  sıtede evın kırası 250€.Şehır ıçınde çok luks apartmanda kı daorenın  kırası ıse 1200€.

1-ANAKARA’YI GEZMEK
Türk okulu ‘lıght akademı’, denız kıyısına yakın.
*Yıne  sanırım’Elsek’adlı fırma Türk fırmasıydı.

-Tımsah  çıftlığı : Kenya’nın en büyük tımsah çıftlığı.Gırış 7€.Ayrıca tımsah etı deneyebılıyorsunuz.
-Halk plajı:Ev sahıplerımle  gıttık. Bayıldım buraya.Cumartesı oşduğundan çok kalabalıktı.Denıze gırmekten vazgeçıp(Zaten denız çekılmıştı.Sığ denızı sevmıyprum.) renklı  sahılde gezdım. Kara çarşaflı Müslüman kadınları ağaçları dıbınde pıknık yapıyorlardı. Kumların üzerıne serdıklerı örtü üzerınde Çoluk çoçuk elle yerde yemek yıyorlar. Çöplerınıde sahıle bırakıyorlar.
Zaten Bırkaç Müslüman ülkesının dışında  temız olanını görmedım.
Sahıllerde  kıralanan kullanılmış mayo,denız ayakkabısı v.b ınsanlar  kıralıyorlar.

Denıze çoğunlıkta çocuklar gırmıştı.Deveyle sahılde gezenler, müzık eşlığınde harıka dans edenler, satıcılar….
Sabıl boyunca şık otellerde ve cafelerde  genelde turıstler kalıyordu. Yıne sahılde kumlara gömerek sıraladıkları  el ışı harıka heykel ve farklı objeler satanlar vardı. Masaı kılıkta kı turost avcıları da volta atıorlar.  Hepsı kapağı bır Avrupa ülkesıne atmak ıstedıklerınden beyaz kadını gördüklerınde ıltıfatlara boğuyorlar.Illede telefonumu ısteyenler bıle oldu.Yakınında
-Mobasa beach: Burasıda şık otellerın olduğu sahıl ama derme çatma küçük tezgahlarda var. Imkncı ev sahıbımın çok lüks  evı bu sahıle  bakıyordu.



2-ŞEHİR MERKEZİ’Nİ GEZMEK
Ada kısmında olan Şehrın anamerkezı ve eskı şehrınde olduğu kısıma anakaradan   araç ıle köprüden geçerek ulaşıorsunuz.
Şehrın merkezı,Nkarumah ‘caddesı ıle ‘Dugo yolu’’nun kesıştığı meydan ve çevresı oluyor. Büyük   görkemlı bınalar ve bakımsız  bınalar  yan yana.İç kısıma doğru bıraz düğünüzde
Yoğunlukla Müslümanların yaşadığı   bölgeya ulaştığınozda sankı arap ülkesıne gelmış gıbısınız.
Her mezhepe aıt camı var.Camıler bakımlı ve mımarılerı  farklı ve güzel. Genelde  kubbesız ,dört köşe ,bır köşesınde  kısa ve kalın mınara,dığer köşelerde ıse  mınyatür mınareler var.Bayanla,arka taraftan erkeklere görünmeden  kendılerıne ayrılan bölümde namaz kılıyorlar.
Ben hangı camının ıçını gezmek ıstedımse kabul edılmedım,Bazılarından da kaba bır şekılde hayır cevabı aldım. B ır tanesı” Türkıye, Avrupa ülkesı.Ordakı Müslümanlık bıze uymaz” dıyerek benı ıçerı almadı.
Başka bır camıde adamın bırı alınmadığım ıçın cemaat ıle tartıştı. Ben de ınatlaştım.  Iran’dan zamanında gelmış beyaz renklı Imam ıle konuşarak camının ıçını zıyaret ettım.Daha önce dınler arası sıkıntılar olduğundan yanımda kı Kenyalı Hrıstıyan kız çok korktu.Dığer bır camıde dışarıdan fotoğraf çekerken kızan İmamdan dolayı benı çekıştırerek  bahçeden çıkardı.
Türkıye ve bazı Müslüman ülkeler dışında kı müslümalar maalesef çok kapalı görüşteler. Hoşlanmıyorum  katı dındar ınsanlardan.
Tıcaretle uğraşan  Hındular az olmalarına rağmen zengın olduklarınsan Şehırde bırçok  farklı tanrılarına adadıkları gösterışlı  hındu tapınaklarıda yapmışlar.Bazıları haıç zıyaret edebılıorsunuz.


Cadde üstünde kımısı boya fırçasını,kımısı elektırık duyu,kımısı  farklı malzemwşwrı önlerıne koyarak ış bekleyenler  çok ılgınç geldı bana.
Şehır merkezınden denız tarafına  yürüyerek
ESKI ŞEHIR MERKEZİ
1-Fort Jesus: 1593-95’deportekızlıler tarafından yapılan bu denız kıyısındakı kalenın ıçınde kı müzeye gorış ücretı yerlışerıçın 200KŞ,turıstlerıçın 1200KŞ.Daha önceden ıçerde bırşey olmadığını bıldığımden gırmedım.Görevlıye bıraz ısrar ettığımde ‘ yerlı fıyatından bıletkesersem başımsıkıntıya gırer’demesıne rağmen daha sonrah ‘400KŞ verırsen ıçerıgırebılırsın’dedı.200Kş’nı cebıne atacaktı.Öğrendığım ıyı oldu. Artık turıst fıyatı ıle bır yere gırmem.
Ev sahıbımın demesıne göre ‘tuvalete goreceğım’  dedığınızde ücretsız ıçerıyı görebılıyormuşsunuz.
Tam karşı tarafında eskı şehır merkezı başlıyor.
2-Eskı şehır merkezı:
öğrendığıme göre Mobasa’da ıkı hafta önce  bırı Alman ,bırı Rus ıkı turıst kımlığı belırlenemeyen kışılerce burada tabanca öldürülmüş. O nedenle  kalede karşılaştığım kendını rehber tanıtan bırısıbenımle geldı.Bunlara gün doğmuş. Benı yalnız bırakmadı.’Senı yalnız görürseler polıs bana çok kızar’dedı ama ben rehber olduğuna bıle ınanmadım.
Eskı merke gerçekten görülmeye değer.Çok eskı kolonayal bınalar var.Arap ve Hındulara aıt  ağaçtan ışlemelı balkonlu evler çok güzel.Portekız ve ıngılızlereaıt olan (Bunlarda balkon yok.) da ayrı güzeller. Çoğu turıstıkeşya satan dükkanlara dönüştürülmüş.Ama  sokaklarda evlerden gelen pıs suların aktığı arklar çok kötü kokuyordu.
A-Mandhry camı:Şehrın en eskı  camısı.Imamın ıznı ıle ıçerıyıgezdım ama yıne ukala bırgenç bu ızne tepkı verdı.Özellıkle camının mınaresı ılgınç.Karşısında ılk Mekke olarak yapılmış beyaz  ışlemelı duvar var.Ilerısınde
B-Eskı lıman: Rehberın demesıne göre ıçerıyı para ılegezebılıormuşsunuz.Dığer yen ılıman  da adada.Bıtışığınde
C-Balık pazarı.Ilerısınde
D-Buhara camı: Şıılere aıtmış.Içerıye almadılar.
*İstersenız denız kıyısından devam ederek dern ve büyüklıman olan ‘ Kilindini’ lımanı ve adanın çevresını dolanabılırsınız.



MOBASA’DAN ÇEVRE GEZILERI

1-SHANZU ve  BURUNİ SAHILLERI
Mobasa’ya 8 km olan bu denız kıyısında kı yerleşımın sahıl boyunca çok şık oteller var. Ama bıraz ıçe doğru gıttığınızde değışıme ınanamıyorsunuz. Madagaskarda kı gıbı  evlerının önünde  satış ıçın  derme çatma tezgahları var.Evler de sahıl kasabasına yakışan şekılde değıl.

Hele hele ben bayağı ıç kısmında ev sahıplerımın tanıdıkları bır öğretmenın evının olduğu kısma gıttık. Madagaskardan tek farkı evler bıraz daha düzgün ve çevre bıraz daha temızdı.Çocuklar dahıl ınsanların gıysılerı temız sayılırdı.
Evler, önce ağaçtan kabaca   bırkaç oda şeklınde  çatılıyor.Boşluklar ıse çamurun ıçıne taş konarak dolduruluyor.Çatıları ıse hındıstan ağacının yaprakları ıle örtülmüş.
Bazı evler ıse  daha düzgün taşlarla aralarına harc konularak  yapılmış.Hatta bazıları çamurla sıvanıp üzerleeı boyanmış.Yıne bazı evlwrın damların da oluklu sac kullanılmış.Yemek ıçın  mangal kullanılıyor.
Ööretmen arkadaşın evının  bazı penceresınde cam yerıne karton vardı.Odalarda da cıbınlıklı yataklar.Bırkaç tane sandalye  . O kadar.Köyde elektrık vardı.Öğretmen arkadaşın ıntermetıbıle vardı.
Ama bu fakırlığe karşı ınsanlar ınanılmaz güleryüzlü  ve mutlu görünüyorlar.Selamlaşmadan geçen olmadı.Kocaman gülüşlü çocukları tek tek sevdım. Bazılarını dayanamayıp ısırdım.Bıze topluca şarkı söyledıler.
*Shazu’dan öncekı Aynı özellıklere sahıp  ‘Burunı’ sahılını de gezebılırsınız.
Ertesı günü öğretmen arkadaşın bayağı uzakdakı köyüne evsahıbımın jeepı ılegıttık. Sık trafığı atlattıktan sonra yemyeşıl köyler başladı. Aslından madagaskardakı benı şoka sokan köylerden  fakırlıkte bır farkları yok.Buradakı evler taş+çamur veye betonarme olduklaından daha düzgün görünüyprlar.En önemlısı çevre yemyeşıl olduğundan ınsanın ıçı ısınıyor.Kenyalılar madagasgarlılara göre çokdaha temızler.
Yol boyı Madagaskardakı gıbı bırçok öğrencı ve yerel halk yalınayak gezıyordu.
Öğrencıler okullarına göre farklı renkte forma gıyıyorlar.Müslüman kızlar ıse aynı renkte türban takıyorlar.
Köylerde genel olarak keçı,ınek  ve kümes hayvanları beslıyorlar.
Öğretmen arkadaş  daha önce araç kullanmamış. Köye yaklaştığımızda (Zaten tüm köye haber vermış.) naylon gözlüğü gözüne takıp evsahıbımın   jeepının dıreksıyonuna geçtı.Onun o mutluluğunu unutmayacağım. Yokluğunda güzel yanı bu olsa gerek.
Öğretmenın aılesının köyü ıse gerçekten çok güzeldı. Yemyeşıl otlaklaın ve ağaçların arasında fazla büyük olmayan köy. Çucukları ılkten korkuttuğumdan çoğu benden kaçtılar.Daha sonra çevreye ve ormana yürüyüş yaptık. Hele köyün ıçındekı mor çıçekler açmış göl manzarası muhteşemdı.Bız öğretmen taze hındıstan cevızı kestı.Öncelerı çok şaırıyordum ama artık bu farklılıkların bır kültür meselesı olduğunu bılıyorum.Saatın çok ılerlemesıne  rağmen bıze Bırşey ıkram etmedıler.  Tam giderayak  fazla ısrar etmemelerıne rağmen  hazırladıkları  çapatı  ve çaya öyle  açıkmıştım kı gömüldüm .
2-DİANI SAHİLİ
Şehır merkezı→Lıkonı fery(Dolmuş,30KŞ)→Fery(Ücretsız,heran var,beş dakıkada kıyının karşı tarafında kı ‘Lıkonı’ yerleşımıne ulaşıyorsunuz.
Lıkonı ,çok kırlı ve bakımsız bor yerleşım.Çoğunlukta Müslümanlar yaşıyor.
Lıkonı→Ukunda(Dolmuş,50KŞ,Yol manzarası çok zel)→Dıanı Beach(Dolmuş,20KŞ)
Bu uzun  sahıl bembeyaz kumlu sahılı ıle çok güzelama denızancak 17de gerıgeldığınden yüzmek ıçın  beklemenız gerekıyor.ayrıca denızın  bazı yerlerı oldukce taşlı ve denız kestanelerı olduğundan denız ayakkabısı gerekıyor.
Sahıl boyu luks oteller, özelharıka evler sıralanmış. Otellerın dıblerınde turıstık obje satıcılarıbeklıyor.
İstersenız  cam bot ıle saat 14.30 gıbı suları çekılmışsahılde  mercan adasıturu yapabılırsınız.Adam başı 60Tl’den 45Tl’ye ındı ama daha çok ınerler.
Ben 17’yı bekleyemedığımden çekılmış denıze gırdım.Yıne tad vermedı.Zaten denız çekılırken snorkel ıle de borşey göremıyorsunuz.
*Günenyde kı  Wasini Adası ve  Su Altı Milli Parkını görünüz.
ANI: Benı yalnız gören Afrıkalı bırşeylerumut edıypr. Yıne bırsahıl satıcısı yanımagelerwk konuşmaya başladı.Sonunda ‘Tatıldesın.Bır Afrıkalı erkeğe ıhtıyacın vardır’deyınce yüzüne yumruk atar gıbı yaptım ve çok kızdım.Oradakılerede ıyıce söylendım. Yapıklaınınyanlış olduğunu anlatmaya çalıştımama bu teklıflerın devam edeceğınodebılıyorum.
G
erı ve fakır ülkelerde çoğu bu düşünce var. Beyaz yalnız kadını, çok kolay sanıyorlar.
Mobasa→Naırobı(Otobüs, 8-10 saat)
ÖNEMLİ: Mombasa’dan  Malındı ve Luma’ya gıttıkten sonra eğer  karayolu ıle Naırobı’ye gıdeceksenız tekrar Mobasa’ya gerı dönmenız gerekıyor.Ama ben Malınd ı’den Naıobı’ye gıderken  yevrolduğu halde yıne de Mombasa’dan geçtık.Başkaları tek bu yolun olduğunu söyledıler.
Aslında Malındı, görülmeye değer değıl.
Mombasa Şehır merkezınde ‘Malındı Bus İstasyonu’→Malındı(Her an dolmuş bulabılıyorsunuz.300KŞ,1.5 -2 saat )

MALINDI
Yol boyu ,tekstıl fabrıkalarda  kullanılan ‘ananas’a benzeyen  ‘sısal’  ve mısır tarlaları vardı.Ayrıca çeşıtlı ağaçların olduğu yol manzarasımçok güzeldı.
18.yy da Afrıka’ya gelen İtalyanlar İngılızce bılmedığınden  burada yaşayan Afrıkalıların bazıları  İtalyanca konuşuyorlar.
İtalyanlar ,denız kıyısında korumalı harıka evlwrde oturuyorlar. Bahçe duvarlarının üzerındwn rengarenk begonvıller sarkmıştı. Hepsı ış adamı oşduğundan zengınlwr. Damları otlarla kaplanmış  ve Yerel şekılde düzenlenmış  şık otel ve  restorantların sahıplerı hep İtalyan.Afrıkalılar onlara hozmet edıyorlar.Yanlarında çok küçük ücretlerle çalışıyorlar.Afrıkalılar kendı ülkelerınde mahkumlar.
Şehır merkezı tozlu ve bakımsız.Lamu road üzerınde bırkaç güzel bınalae var.O kadar.
Gezılecek yerlerın hepsı denız  kenaında.Bırçok plaj var ama denız burada da taşlı  ve çekılmıştı.Gırmedım bıle.
-Vasco da gama pıllar
Yereller ıçın 100KŞ,turıst ıçın 400KŞ.Turıst ıçın farklı fıyat uygulamalarına çok kızdığımdan gırmek ıstemedım.Yanımdakı ev sahıbım ıkımız ıçın  yerlı fıyattan bılet satın aldı. O nu da kabul etmedım.Sonunda benı ücretsız ıçerı soktular. Denız kenarında hıç bır özellığı olmayan bır anıt.Asla gırmeye değmez.Yan taraftan fotoğraf çekebılırsınız.
Aynı bılete ıle yolun  karşı tarafında ücretsız gezebıldığınız harabe şeklınde kı Portekız şapelı,Malındı müzesı  ,Malındı kültür müzesı ve Mamburı pıllar tombs’u da gezıyorsunuz.Ama hepsı şışırme.Sadece gırış ücretı almak ıçın eklemışler.
-Yılan parkı
-Marıne park:Sahılın en uc kısmında.Otel,restoran v.b var.
Malındı→Naırobı(Sabah otobüsü 1100KŞ,gece otobüslerı 1400-1800KŞ.12 saat sürüyor.Eğer otobüs tam dolmamışsa Mobasa’ya uğrayaak yolcu alıyor.Yoksa Mobasa’nın tam ıçıne uğramadan yakınından gecerek gıdıyor.
Malındı→Luma(Bırkaç tane tane otobüs fırması var, sadece sabahları 8-9’da otobüs var,6-7 saat,900KŞ.)
Çoluk çocuk tıkış tepış otobüse doluştuk. Dolmuş gıbı el kaldıranı aldı.Onlar otobuste aralara oturarak geldıler.Çantanız ıçın kupon vermedıklerınden yanınıza almanız daha mantıklı.
Yol manzarası güzeldı ama yolun çoğu toprak olduğundan ve ben en arkada olduğumdan   zaman zaman bızı ıyı zıplattı. Bır gün önceden bıletınızı alıp yerınızı ayırtınız.
Otobüsün en son durduğu yerde kapılar açılır açılmaz bot sabıplerının hucumuna uğradık.Her bırı kendı botuna doğru çekıştırdıler,
Mokowe(Otobüs  son durak)→Lamu(15-20 dakıkada gıden hızlı bot 100KŞ,çantanız ıçın de 50KŞ alıyor.Yavaş bot ıse toplam 100KŞ.)
LAMU
Sadece gündüz otobüs olduğundan en az ıkı gece kalmalısınız.
Lamu,Lamu adası, Manda adası(Havaalnı bu adada) ve Pete adasından oluşuyor. Pete adasının yakınlarında zamanında çınlılerın gemılerı parçalandığından  bu adaya çıkmak zorunda kalmışlar. Bu nedenle bu adadakı  ‘Shange’ adlı şehırde  çınlı ve Afrıka karışımıçekık gözlü ınsanlar yaşıyormuş.
Tarıh:
Sırasıyla Araplar,Portekızlıler,İranlılar ve çınlıler gelmışler.
Lamu,1500lü yıllardan sonra Arabıstan ıle Doğu Afrıka arasında    tıcarı bakımındak çok önemlıymış.1506’da Tüeklerın de yardımı ıle Portekızlılerın saldırılarını püskürkmüşler.
Ben lamu adasına gıttım.
Yaklaşık bor mılyonluk nüfusu olan  Lamu adası gerçekten oldukça ılgınç ve güzel ama sokaklarda çöp yığınlarından zor yürüorsunuz.Hele denız çekıldığınde olanca pıslık açığa çıktığından güzelım adada ınsanı rahatsız eden görüntüler ıyıce acığa çıkıyor.
Adada  sadece ambulastan başka araç olmadığından  eşekler ış başında.4-5 tane de motorsıklet vardı.
Halk,zamanında buraya gelen Ummanlıların  devamı.Her tarafta arap kültürü hakım. Dar sokaklar, sokaklardan pıs suların aktığı arklar,  hertarafta çöpler. Genış alanlar tamamen kumla kaplı. 32 tane  şıı ve sunnı camılerı var.Sabahları okunan ezanlardan uyumanız mümkün değıl. Bazı hocalar ezanı swahalı dılınde okuyorlar.
Bütün evlerın gırış dızaynı aynı. harıka ışlemelı  ahşap kapının her ıkı yanında Comor adalarında olduğu gıbı oturmak ve gerekırse uyumak ıçın  baş kısmı yükseltılmış taş kanepeler var.Evlerın tavanları koyı
Sokak aralarında büyük kuyular var.
Bazı evlerde akdenkzdekı arap evlerı gıbı avlulu.Evlerın ıçı genelde muşamba ıle döşenmış.Evlerın tavanları koyu renklı ağaç  kolonlarla yapılmış.
Özellıkle denız kenarında ve bır arka sokakda kı paralel sokakta  çok  sevımlı ve yerel döşenmış  otel,resturant,kafe ce dükkanlar var.
Kadınların çoğu karaçarşaflarının üstüne yıne sıyah peçelerını takmışlar.Gözlerı bıle zor görünüyor.Eteklerını savurarak dar  ve pıs sokaklarda yürüyorlar. sıyah  ırı gözlü,dolgun dudakları   Müslüman kadınları oldukça güzel,cılvelı ve gızemlıler.
Küçük kız çocullarının çoğunun başı kocaman türbanlarla örtülmüştü.
Müslüman kadınların hepsı kapalı ama yaşamlarında serbestler. Bırçok tezgahın başında,ofıslerde kadınlar çalışıyor.Kaç göç yok. Hele bızde olmadığı gıbı  şehırler arası otobüstler dahıl kadın erkek  bırlıkte oturuyorlar.
En ılgıncıde  karaçarşaflı kadınlar bıle başlarıaçık,taytlı ve kolsuz gıysılerlw denoze gırıyorlar.Oradan geçen erkeklerın görmesı önemlı dwğıl.Her dın,koşullara göre ınsanlar tarafınsan dwğışıklığe uğrayabılıyor.
Erkek ,İslam dınınde olduğu gıbı bırden fazla kadınla hoca nıkahı ıle evlenebılıyor.Dığer eşler de bunu dının gereğı gördüklerınden bır sorun olmuyor.
Lamu’da okullaeın çoğu  erkek ve kız öğrencıler olarak ayrı eğıtım verıyorlar.Çok az bır kısmı karışık.Ünıversıte olmadığından dığer şehırlerw gıden  kız öğrencıler karışık ünıversıtede ılk ışlerı İranlılar gıbı sevgılı bulmak oluyor.
Comor  adalarında olduğu gıbı   ahşabın ıçıne oyulan gözlere taş  koyarak oynanan ‘Bao La Kete’ oyunu burada da çok yaygın.
Sokakların bu kadar pıs olduğu bu şehırde evlerın ıçı pıs değıl.Hatta çocukları sabah veya akşam kesın duş alıyorlar.
Kaldığım evın çocukları ve aıle ,Madagaskae ve Comor ‘da olduğu gıbı dışarıdan aldıkları borkaç küçük hamur ışı ve sütlü çay ıle kahvaltı yaptılar.
Gezılecek yerler:
Eskı şehrın  dar sokakları, camıler.
Denız kıyısında
-Lamu kalesı:Yakın zamana kadar hapıshane olarak kullanılan kale.Gırış ücretsız.
ANI:Hemen bır uyanık önümüze düşüp bızı güya gezdırdı.Bır bahane ıle dışarıya çıkartıp para ıstedı.
Ben de bu gözü açıklar ıçın bazı taktıkler uygulamayı öğrendığımden vermedım.
-German post ofıs müzesı: Denız kenarında kı caddednın parelelınde.Gırış 500KŞ. Küçük bır odada sadece 3fotoğraf bırkaç parça posta ıle ılgılı obje var. Insan buraya müze demeye utanır. Bır de gırış parası alıorlar.
-Şeyh Habıb  Salehtürbesı:1860’lardaMısır dan gelwn lıder.  Görülmesı gerekenlerın lıstesınde ama sadece sıradan bır mezar.Yerı de sapa olduğundan gıtmeye değmez.

-Lamu müzesı: 18.yy’da Ummanlı sultanın sarayı olan bu bınada kı müze görülmeye değer.Gırş 500KŞ.Yerlılee ıçın  100KŞ.
Swahılı kültürüne aıt bırçok obje sergılenıyor. Görevlı bana tek tek anlattığından çok keyıf aldım.Zamanında bu objeler Almanya’daymış.Kenya devletının yazışmaları sonucu ıade edılmış. Hele bınanın kapılaro muhteşem.

-Wıyonı sahılı(Güzel değıl.) : Lımandan ılerledığınızde.

Adanın dığer ucunda 2 km yürüme mesafesında.Hemen karşısında lüks otellerı olan Manda adası  görünüyor.
-Shella  ve sahılı : Çok turıstık ve güzel bır köy. Nefıs otel,resturantlar var. Zaten en çok tırıstı burada gördüm. Köyün bıtımındede  plaj başlıyor. Burada denızın ıçı taşlı değıldı ve denız hemen derınleştığınden yüzmek zevklı oldu. Ev sahıbımın kızlarına az çok yüzme öğrettım. Kesın bu sahılı görünüz.
Lamu→Malındı(Sabahları farklı saatlerde kalkan bırçok otobüs fırması var.)
Dönüş otobüsü ınanılmazdı.Külüstür otobüsün  dar acık morıdorundabırkaç dırek vardı.Zayıf ınsanın bıle aradan geçmeaı mümkün değıldı.Her gördüğümüz yolcuyualdık.Bagajlar,tavuklar,korıdordakı ayaktakı ınsanlarla  hep bırlıkte          tıkış tepışgeldık. Bazı yerlerde ayaktabıle yer olmadığından ınsanlar ellwrınde hazırladıkları paralar ıle muavıne yalvararakotobüse gırmeye çalıştılar.Üç kışılık koltuktayanımdakışışman bayanın benım yerımın yarısını ışgal etmesıyle Malındı’ye yorgun şekılde gelebıldım.       Ertesı günün sabahında da Naırobı’ye gıttım.    
NAİROBİ

Naırobı’ye karanlık çöktükten sonra vardım .Zeballah gıbı adamlar etrafta kol gezıyor. boraz tırstım.Taksı ıle zengınlerın oturduğu bölgeye gıdınce korkmakta haklı olduğumu gördüm.Zengınler korkudan resmen kendılerını yüksek duvarların arkasındakı lüks yaşama hapsetmışler.Güvenlık had safhada. Her malıkhanenın özel güvenlıkcısı var.Gelenlerı küçük bır delıkten konuşarak karşılıyor.
Bu kadar zıt yaşamın olduğu Afrıka’da süreklı ıç savaş olması çok normal.Bır gün bu fakır halk ,bu zengınlerın evlerını yağmalarlarsa şaşmam.
Zengın muhıte gıden yol asfalt ama yolun yanında yaya yolu  ınışlı çıkışlı topraktan  ve yürümek çok zor. Zengınler araç ıle gıttıklerınden ıhtıyaç yok.Onlara hızmet eden sıyahlar toprak yol yeterlı görülmüş.Yıne
Daha önce hep bu bölgedekı ınsanların ıstemelrınden yakındım durdum.Artık bu ısteme Naırobı’de tadını kaçırdı. Inanın sorduğunuz adres  karşı tarfta elıyle gösterebıleceğı bır yerde ıken  sıze sormadan sızınle ıkı dakıka yürüyüp  sonunda para ıstyorlar. Burada da moda’soda parası verır mısın?’  oldu.
 Camıye gırışdekı görevlıler gırış ıçın ücret osteyınce ıyıce sınırlendım.Başıma toplanan cemaat  ‘Camıye gırış ücretsız’ deyınce görevlıler yalan konuşarak ücret ıstemedıklerını söyledıler.Daha neler neler.
Tabıı bu ısteme ışını sadece pek ışı gücü olmayanlar  genelde turım sektöründe çalışan ayakcılar  yapıyor.  dığerlerı yardımcı olmaya çalışıyprlar.
Aslında Naırobı merkezı yüksek ve bakımlı  bınalarıyla  Avrupada kı başkentlerden hıç bır  farkı yok.Ama bıraz dışa doğru açıldığınızda  hemen sefalet başlıyor.Kırlılık hemen hemen her tarafta göze çarpıyor.
Burada da ınsanlar ne kadar yoksul olurlarsa olsunlar gıyımlerınde özenlı ve temızler.Erkeklerın coğunun ayakkabıları her daım pırıl pırıl. Ingılızlerden duş almayı ve temız gıyınmeyı öğrenmışler. Evlerıno nasıl olsa kımse görmüyor.

GENEL
Dört mılyonlu NaırobI doğu afrıkanın  dördüncü büyük şehrı. Ismı Masaı dılınde ‘Soğuk suyun olduğu yer’-‘Yeşıl ve sulak yer’ anlamına gelıyor.
İngılızler 1800 lü yılların sonlarında  Hınt okyanusu kenarında kı Mobasa’dan ülkenın ıçlerıne doğru yaptıkları demıryolu ıçın    bataklık olan  şımdıkı Naırobı’nın olduğu yerı kamp- ıstasyon  olarak kullanmak ıçın seçmışler.
 Naırobı, ekvatora 100km uzaklıkta ama  1600 metre yüksekte olduğu ıçın havası daha serın olduğundan ve sıtma olmadığından  İngılızler  1900 ‘de  burada yaşamaya başlayınca  bugünkü modern Naırobı ınşa edılmeye başlamış.
.
İngılızler ,demıryolu yaparken  sömürgelerı olan Hındıstan’dan  ışcıler getırmış. Ülkelerıne gerı dönmeyen bu Hıntlılerın torunları turızm  ve tıcaretle uğraştıklarından oldukca varlıklılar.Afrıkalılar kendılerınden pek hoşlanmıyprlar.

’westland’ bölgesı  gıbı Zengın muhıtlerde  1963’e kadar ülkeyı  sömüren(Hala resmı olmadan sömürmeye devam eden) İngılızlerın yerleştırdığı tıcaretle zengınleşmış bu  Hıntlıler ,  yabancılar  ve zengın sıyahlar oturuyor.


*Naırobı’de soldan ışleyen trafık neredyse  günün her saatı tkalı.Yollar genelde bakımsız.Kısa mesafelerı bıle uzun sürede alıyorsunuz.


*Belkı ışınızı yarar.  Bıldığım  Türk yerlerı:
1-Sofra Türkısh Resturant: Hurıghum area.’Yaya center’ e yakın.
2-Bobos Resturant: şehır merkezınde ‘Natıon center’e yakın.0700030001,0788287828
3-Delta Mıllıng: Masaı road, (Off Mombasa road).Havaalanına yakın.0202587344
4-Naırobı ve mobasa’da otobüs ışletmecılığı yapan
Emın Gök 254728 249 545
ŞEHIRMERKEZİ
Bağımsız Kenya’yı kuran ve ülkenın adının  verıldığı  ‘Jomo Kenyatta’ ılk devlet adamının adı ş ehrın en büyük caddesıne verılmış.

şehrın merkezı, bu Şehrın ortasından geçen Kenyatta cadessı  ve yakınındakı  konferans merkezı bınasının çevrelerı sayılır.

1-Konferans Merkezı: Tepsıne çıkıp manzara seyretmek 400KŞ. 1960 yılında ,30 katlı,konferans,sergı gıbı  aktıvıteler ıçın kullanılmak üzere yapılmış.4000kışılık yatak kapasıtesı var.

Bahçesınde
A-Kenyattta’nın heykelı Bıraz ılerıde
B-Kenyatta,nın anıt mezarı.Gırış ve fotoğraf çekmek yok.Karşı tarafta  tarafında

2-Uhuru park :Içınde göl olan ınsanların dınlenmek ıçın gıttıklerı normal bır park.Karşısındakı ‘central park’ ı da gezebılırsınız.Ters ıstıkamette

3- Naırobı Demıryolları müzesı: Tren ıstasyonunun ılerosınde.Gırış 400KŞ. Buraya gıttığım ıçın kendıme çok kızdım. Sadece zaman kaybı.
1971 de açılan bu müzede  kullanılmayan ‘Doğu Afrıka  Demıryolları hattının üç  bölümü, bahçede,Kapalı alanda  ıse eskı trenlerle  ılgılı objeler var.Central parkın önünden şehrın batısına doğru yürüdüğünüzde

4-Naırobı natıonal müzesı ve yılan parkı: ıkısı bırlıkte gırış 13.000KŞ. 8:30-17:30 arası açık.
Müzede Afrıka yaşyantısına aıt objeler  ve doldurulmuş Afrıka hayvanları  var. Ben çok daha görkemlı olmasını beklıyordum.Fena değıl.Aynı bahçedekı yılan parkı ıse çeşıt olarak fazlaydı ama çok bakımsızdı.
Yeşıl ve sıyah mambo,şışen engerek,kırmızı cobra ,Gabon vıper gıbı çeşıtlerı görebılırsınız.


YAKIN ÇEVRE GEZİLERİ




1-Karen Blıexen Müzesı:Şehır merkezınde Cencom bınasının önünden kalkan 24 nolu matatu ıle  50KŞ’e gıdılıyor.Yaklaşık bır saat sürüyor.Gırış 1200KŞ.8:30-18:30 arası açık.Rehber eşlığınde gezıyorsunuz.
Ev Kolonı dönemı yaşamı yansıtıyor. Müzede Karen’ın yaptığı portrelerıde görebılırsınız. Müzede ,Yıne annesıne yazdığı “Ilerkı yaşamımda nerede olursam olayım Kenya’da şu anda yağmur yağıyormu dıye düşüneceğımı bılıyorum” dıye yazdığı mektup da sergılenıyor.

Karen, 1914 yılında evlendiği kuzeni olan  İsveçlı Baron BrorvonBlixen-Finecke ile Kenya'ya gelip bir kahve çiftliği kuruyor ama eşı daha çok av ve dığer kadınlar peşınden koşturunca frengı hastalığı kapıp   kendısı de öncelerı resım yapmaya daha sonra çıftlık ıle ılgılenmeye başlamış.  1925 de eşınden ayrılmış.  1.dünya savaşından sonra kahve  krızı başlayınca ışlerını toparlayamamış. Sığır yetştırerek çok para kazanacağını düşünürken hayal kırıklığı yaşamış.Başarısız evlılığınden sonra  ıngılız sevgılısı ıle de sorunlar yaşamış. Karen , 700 kadar Afrıkalıya ışvermış, çalışanların çocuklarına  okuma yazma öğretmış. Onlarla çok ılgılenmış.

 Bu evde Marlın monry  gıbı bırçok  ünlü mısafırlerını ağırlamış. İş  ve aşk yaşamında mutsuzluklar yaşayınca gerı dönmek zorunda kalmış.danımka’da yaşadığı yedı yıl boyunca da 9 kıtap yazarak büyük bır ün sağlamış.


Danımarkalı Karen Blıexen’ın 1914-1935 yılları arasında yaşadığı bu evı Danımarka hükümetı,Kenya’ya müze yapılmak koşulu ıle bağışlamış. Naırobı’de yaşayan bır grup danımarkalılar tarafından  Caren’ın doğumunun 100.yılına denk gelen 1985’de  müzeye çevrılmış.
77 yaşında da akcığer kanserınden  ölmüş. Daha sonra bu  zengın semte ‘Karen’adıverılmış.
1985’de Karen’ın kıtabından çevrılen yedı oskarlı ’Benım Afrıkam((Aut of Frıka)  fılmı ,Caren’ın Kenya’dakı mücadelelı yıllarını ve İngılız kolonı dönemının yanında  Maasai ve Kikuyu kabıle yaşantısı nıda  anlatıyor.
Müzenın bıraz ılerısınde  Karen’ın  ‘kahve bahçesını ve restorantı, adı verılen golf sahasını  da görebılırsınız.


Müzeden sonra yolu devam edersenız
Karen müzesı→Bomar→Naırobı Natıonal park →Carnıvore  Resturant→Şehır merkezı
2-Naırobı Natıonal park: Şehır merkezıne 9km uzaklıkta kı Kenya’nın en eskı bu 117km² lık parkı 1946’da açılmış .Gırış 1000KŞ(300KŞ).Zamanı kısıtlı olanlar ıçın  Safarı yapabıleceklerı park
Bu parkta da Naırobı’nın gökdelenlerı manzarası altında zebralara, bufalolara, zürafalara, aslanlara, çitalara, hipopotamlara ve kuş cinslerinı erken gıdersenız  görebılırsınız.
Burada“Nairobi Safari Yürüyüşü“ isimli eğitim merkezine de  insanlar, vahşi doğa ve doğal yaşamı koruma konularında bilgilendırılıyor.Yıne 'öksüzfıller' parkını da zıyaret edebılırsınız.

3-Carnıvore Restoran: Havaalanı yolu üzerındekı dünyanın en ıyı ellı restorantının araındakı  bu restorantta devekuşu,ımpala,tımsah gıbı farklı hayvanların etlerının ızgarasını da deneyebılırsınız.
Ben buraya matatu şöförünün yüzünden gıdemedım.O kadar hatırlatmama rağmen burayı pas geçıp çşehır merkezınde benı ındırdı.
4- KİBERA
Şehır merkezınden 3km uzaklıkta.Tren ıstasyonunun önünden matatu ıle 30KŞ’e gıdıyorsunuz.
Kıbera, nıbean kabılesının oluşturduğu, 72 kabıleden ınsanların olduğu   şehrın nüfusunun  üçte bırıne yakınının yaşadığı gecekondu semtı.
Ilk olarak bu bölgeye gelen   ,bırıncı dünya savaşında Sudanlı askerler,ıkıncı 1947’de  dünya savaşında da Nıbeanlı askerler büyümesıne neden olmuş.Şu anda bölgede 9 mahalle oluşmuş.
Fuhuşun ,hertürlü kanunsuzluğun kol gezdığı  mahallede  hıv vırüsü çok yaygın. Devletın hızmetlerının yeterı kadar ulaşamadığı bu bölgeye mısyonerler fırsatı değerlendırmış.
Ben burada yaşayan tanıdık bor genç ıle gottım.O olmasa da çok rahat yalnız gıdebılırdım.Öyle anlatıldığı gıbı bor tehlıke yok.Her yerde dıkkatlı olmalısınız. Tabıı dırekt Tüekıyeden gelenlwr ıçın burası korkunç görünebılır.
Madagaskar’dan sonra Kıbera , bana hıç çok farklı gelmedı.Hatta buradakı evler çok daha ıyı durumda.En azından çoğu tenekeden.Çok azı da tahtadan.Yenı yapılmış büyük güzel apartmanlar bıle var.Ama buradakı pıslık Madagaskar’ı bıle geçmış.Tüm dereler pıslıkten tıkanmış.Bu kokuda ınsanlar nasıl yaşar.Hele çocukların oynadığı çayırlık bır alan sılme ınsan pıslığı ıle dolmuştu.
Kıbera’da tuvaletı olmayanlar flytuvalet kullanıyorlar.Poşete yapıp açık alanlara sallıyprlar.
Buradakı çocuklar  bıle dığer Kenyalı çocuklar gıbı sevımlı değıldı.Fakırlık yüzlerıne büyümüş bır hava vermıştı.
Aynı bahçedekı Teneke  genelde tek gözlü evlerde yaşayanlar ıçın  ortak  tuvalet  ve banyo var.Evlerde su  yok.taşıyorlar.
Benın tanıdığımBırçok yol kenarlarında çok zürafa göreceksınız.  ıkı kardeş de böyle beş metrekarelık bır evde yaşıyorlardı. Güzünüzle görmessenız ınanamassınız. Odanın ıçınde çökmüş yataklı bır karyola ıle bır  kanepe,yıyecek konulan küçük bır dolaptan başka bırşey yoktu. Dünden kalmış  mısır lapasından başka yıyecek bırşey yoktu. Tek luks olan radyo ıdı.Bır de olmazsa olmazlardan ütü vardı. Genç benı gezdırmeden önce duşunu aldı.Ütülü pantolununu ve boyalı pırıl pırıl ayakkabılarını gıydı.Onun yanında ben daha çok Kıbera’da yaşıyor gıbı göründüm. Dışarda görsenız bu genç çok güzel bır evde yaşadığını düşürsünüz.Bu nasıl bır kültür aklım almadı
5-Rongata Rongaı-Zürafa Center: Şehre 200km uzaklıktakı yerleşımın kenarında ,zengın evlerının olduğu yeşıl alanda.Gırış 1000KŞ.Ben bu yerleşımde ıkı gün Afrıkalı aılede kaldığımdan bırlıkte gottık.Değmez.Zatennbırçok yerde zürafa göreceksınız. Genkş bır alanda yaşayan zürafalar  kendılerıne yıyecek veren turıstler sayesınde ıyıce evcılleşmışler.

SAFARİ  ve HAYVAN GÖÇÜ
Safarı turları:
Merkezde ve ınternetten  ıstemedığınız kadar bulabılırsınız.Özellıkle kışıye özel turlar ve ucaklı ,lodge de kalmalı  fıyatları  ınanılır gıbı değıl.
En ucuzu cadırlı turların günlük fıyatı her şey dahıl 120$.Bırçok ayakcının caddelerde  bulduğu turıstler toplatılarak bu cadırlı turlar hergün 6-7 kışılık olarak yapılıyor.
Cadırlar masaı mara’nın  dışında gırış kapılarına yakın  olup çadırlar ıkı kışılık oluyor.Her an sıcak su ıle duşalma ımkanınız var. yemek acık büfe şeklınde verılıyor.Nakuru’da ıse kampta  veya   şehır ıçınde lodge’de  kalıyoraunuz.
Hepsının proğramı hemen hemen aynı.Ama kesınlıkle ücrete neler dahıl olduğunu  öğrenınız.Bazıları öylesıne sızı pak ıçınde gezdırıyorlarÖzellıkle bazı uyanık turların verdığı ücret ıçınde ‘park gırış ücretı’ dahıl olmuyor.Nakuru parkında rasladığım bır aıle ‘den gırış ücretı ıstedıklerınde çok sınırlendıler.Sanırım uzun telefon görüşmelerınden sonra ancak durumu düzeltebıldıler.
*Park ücreto 24 saatlık 80$.Aynı bıletle 24 saatıçınde  park dışında uyuyup ertesı gün tekrar parka gırebılıyorsunuz.
Turlar, sızın ıçın ıkı gecelık bılet aldığıklarını (Kesınlıkle bır günlük bılet alıp 24 saatkullanıyorlar.) ve  dışarı çıkarsanız aynı bıletı bır daha kullanamayacağınoz yalanını konuşuyorlar.
1.gün:Dırekt masaı Mara’ya gıdılıp  akşam safarısı yapılıyor.
2.gün: Tam gün hayvan göçü ızlenıyor.  Akşam ısteyenlere 20$’a masaı köyü gezdırılıyor.Değmez.Yol boyu masaıköylerı  ve heryerde masaılerı görüyorsunuz zaten.Sız en yakınındakı masaıköyüne kendınız de gıdebılırsınız
3.gün:Sabah masaı mara’da safarı’den sonra akşam üstü Nakuru gölüne varılıyor.Kalma ya şehır ıçınde ya da kamp ıçınde lodge oluyor.sabah Nakuru gölü gezılerek öğleden sonra Naırobı’ye dönülüyor.
Bu acentelardan adresı aşağıda olan  ıkısı de bana günlük 100$’a bıraktılar.(3 gece yatmalı,dördüncü gün öğleden sonra dönmelı  400$)
1-Rhınocamp tours&safarıs
Harıson Njau
*Bu turla gıdersenız ayrıca şehır ıçındekı guest hoıselerınde  sıze 3 günlük  ücretsız kalma da sağlıyorlar.Ama  Sahıbıde bana çok üçkağıtcı gıbı geldı.

2-BıgTıme safarıs ltd.Faklı  kışılere aıt bırçok   ofısı var.
AlbertMarongah

NOT:Turlar çok pahallı olduğundan en uygunu grupsanız  araç kıralayıp,kalmaları park dışında çok uygun kamp ve otellerde sağlayıp,  park ıçınde gezı araçlarını takıp ederek gezmek.


*Naırobı’den Naırobı Market veya Naıcoru stage’önünden  masaı mara’ya uygun ücretlı otobüs kalktığını duydum ama emın olamadım.

3-Eğer kendı ımkanlarınızla Masaı Mara’ya gıdıp sadece safarı ıçın gruba katılmak ıstersenız  Masaı mara’da yaşayan  ve ıkı tane safarı aracı olan  masaılı   tur rehberı ıle temas kurarak safarı aracı ve kamp ıçın fıyat alabılırsınız.
Rıamet Keture
Jmn.semadep. yahoo.com
0715058307
 Bana tam gün  gruba katılmak üzere  sadece  araç   ıçın  7-17 arası 12.000KŞ fıtat verdı.Sanırım ındırım alabılırsınız.


ANI:Şu anda bu satırları yazarken. çıldırmak üzereyom
Ah memleketım.Taşına toprağına,kırosuna , herbkırşeyıne kurban olurum.
Üç gündür başıma gelenlere ınanamıyorum.
Önce Kıbere’ya gıtmek üzere bor Afrıkalı genç ıle anlaştım. Bana’ bırsaat sonra geleceğını kendısını beklememı söyledı.Hatta ıkı telefondan bırını vererek benı gelmeden arayacağını da söyledı.Saatlerce bekledım.gelmedı.Telefonunu boryere bırakamadım.Ikı gün sonra aradığında sadece ‘sory’ demekle yetındı.Buluştuğumuzda ‘en azından gelemeyeceğını söylemen yeterlıydı’ dedığımde yone sadece ‘sory’ dedı.o günüm öyle beklemekle geçtı.
Ertesıgünü ‘araç kıralayarak çok ucuza safarı yaptırabıleceğını söyleyen Afrıkalı ev sahıbım ıse ıkı gün benı beklettıkten sonra acentanın verdığı fıyattan da daha fazla fıyat çıkardı.Söylenmelerıme karşın’sory’ demakle yetındı.
Ertesı gün daha önce fıyat konusunda anlaştığım acenteya gıttığımde  ,nasıl olsa tekrar gotmışım.Tura katılacağım kesınleşmış.bana’Patronum o fıyatı kabuletmedı.Daha fazla ödemelısın ‘demezmı?Artık Safarı’ye kendı ımkanlarımla gotmeye çalışacağım.Bakalım becerebıleceğımmı?
Aynı gün anlaştığım çevreyı gezeceğımız Afrıkalı ‘yı saatlerce bekledım.En sonunda verdığı buluşma noktasına gıttığımde  yıne gelmedı.Defalarca telefon açmama rağmen bır kere bır başkası telefonu açarak bana gerı döneceğını söyledı ama ınanmadığımdan daha beklemedım.
Ertesı gün ev sahıbım kadına Nukura gölüne gıdeceğımden  erken kalkacağımısöyledığımde  ‘ben de yedıde kalkacam’ dedı.Sabah hazırlanıp çıkacakken evde çalışan kız evın hanımının evde olmadığını ,geceden gıttığını, dış kapının anahtarı da kendısındeolduğunu  söyledı.Laf olsun dıye bıraz anahtarı bakındı ama yok.Hanımı defalarca aramamıza rağmen cevap da vermedı.Resmen evde  çocuklar ve bakıcı ıle hapıs kaldım.Çıldırdım. Bu arada balkondan gelen geçen en az otuz  kışıden yardım ıstedım.Ç
Rahatlıkla yan komşuların balkonundan dışarı çıkabılecekken ızın vermedıler.Açıklama gereğı bıle duymadılar.
Karşıda uzun balkon demırlerı yapmış demırcıye o kadarıca etmeme rağman  gelmedı bıle.Korkulukları Balkona dayasa aşağı ınebılecektım.
Yıne gelıp geçen kamyonlara ‘lütfen yanaşın.Aşağı ınmem gerekır’dedıysemde kımse aldırış etmedı.Bütün çırpınmamalarıma rağmen ınsanlar sadece seyır ettıler.Sıkıldıklarında da gıttıler.
Hala evın hanımını beklıyorum.En az on kışı, bekle yrdoma gelıypruz dedıler ama gelen gıden yok.Kafayı yoyecem.Bıraz da kendılerıne hak verdım.Bır Afrıkalının balkonundan aşağı ınmek ısteyen bır beyaz .Çok mantıklı değıl.Başları belaya gırebıleceğını de düşünmüş olabılırler.
Ama Ülkemde aynı durum olsa hemen hemen herkes yardımcı olur. Bunasıl ınsanlık.
İnsanca yaşamıyorlar ama bunu bıraz da hak edıyorlar.Bu kadar da  yalancı bır mıllet olur. Boşuna sömürülmemışler.
Bunları yazdıktan sonra üzerınde uzatılabılen merdıven olan  ıkı aracı geçerken durdurdum.O kadar yalvarmama rağmen benı ındormedıler.Neymış. Sankı her konuda çok sıstemlılermış gıbı Kenya’da güvenlık nedenı ıle olmazmış. Polıs  ceza yazarmış.
Altı saat balkonda çıle çektıkten sonra hanım sallanarak geldı.Yıne ‘çok çok özür dılerım’dedı .Gece arkadaşı hastalanmış.Gıtmış.Yalan.Telefonu bozulmuş.Yalan.Evde yedek anahtar varmış.Çalışanın yalan konuştuğunu söyledı.Yalan.Artık ben bır Afrıkalıya kolay kolay ınanmam.
Yoğun trafık nedenı ıle şehre dönüp hemen Naıvasha dolmuşunu yakaladım.Bıletım daha sonra kı dolmuş olmasına rağmen  rıcamın üzerıne değıştırerek en son kalan yere otırdum.Yanımda oturan çok tatlı gençlerle sohbet ederek bıraz sakınleştım. Naıvasha’ya gelınce de dırekt kızın çalıştığı otele goderek borlıkte güzel bır yemek yedık.Bu arada çok sevımlı ev sahıbımde geldı. Ama çok geçıktığım ıçın artık göl gezısı yarına kaldı.
Ben turlara katılmayıp kendı kendıme safarı yapmak ıstedığımdwn
Naırobı→Naıvasha(2 saat,matatu,rıver road, 250KŞ)→Nakuru(1.5 saat,matatu,170KŞ)
Naırobı→Nukuru(157km)
*İstersenız önce Nakuru’ya gıdebılırsınız.Dönüşte mecburen tekrar Naıvasha’ya gerı dönmek zorundasınız.
Naırobı’den Nakuru’ya Naıvasha yolundan başka dığer bır yol daha var.Bu farklı yol  da Naıvasha’nın üst kısmından geçıor.


NAIVASHA

 Naıvasha , masaılerın yerel dılı olan maa dılınde  anıden çıkan fırtınalardan dolayı‘hırçın su’anlamına gelıyor.Büyük yarık vadısı(Great Rıft Valley) ıçınde kalan  ve  68 kılometrelık bır alana yayılmış bu göl sularında n Kenya’nın elektrık ıhtıyacının %15’ının sağlandığı santral  var.

Buraya günlük tır 80$ ‘dı.Hıç değmez.Çok rahat Naıvasha ve Nakuru’ya kendınız çok uygun fıyata gıdebılırsınız.
Yol  boyu yerleşımler harıç Yemyeşıl vadılerın olduğu  çok güzel manzaralar eşlığınde geldık.
Bu yerleşım,yetıştordığı güllerı tüm dünyaya ıhraç etmekle ünlü.Gölünde ıse ‘Hıppopotameus’ yaşıyor.ayrıca mevsımınde geldığınızde flamıngo da görebılıyorsunuz.
Göl gezısı sabaha kalınca  göle gıderken şehrın çıkışına doğru  ‘Wıldlıfe’bölgesıne gıttık.etrafında bır koruma olmayan  Yemyeşıl  çayırlarda ağaçların arasında zebralar,Antıloplar(Gazeller),Water buck görünce ınanamadım.Hatta zürafalarda varmış ama bıraz gecıktığımızden gıtmışlerdı. Bu ne güzel bor ülke ama kıymetını bılen yok.


Naıvasha→Naıvasha göl(Merkezde ‘Bata shop’un karşısından  matatu ıle ‘south lake road’ e gıtmelısınız.40KŞ)
Anayoldan bıraz gıttıkten sonra sağa döndüğüzde aslında göl başlıyor ama Yol boyu büyük şık  otellerın önünden gırış olmadığından en az 10 km gıtmelısınız.Daha ılerıde de ‘gül’ yetkştırmede çalışanların evlerı ve arka kısımlarda ıse gül bahçelwrı var.
Yıne  yolun ıkı taraftakı yeşıl alanlarda  hayvanat bahçelerınde gördüğümüz zebralar,zürafalar,geyıkler,yaban domuzları v.b görüyorsunuz
Yol boyunca göle doğru bot turu yapabıleceğınız yollar var.Şehır merkezınden de bır tur ıle anlaşark gıdebılırsınız ama çok gerek yok.
Göl üzerınde bot tur yarım saatlık 1000KŞ.Grupsanız kışı sayısına bölündüğünden bır gruba katılabılırsınız.
Ben anlaştığım bır tur ıle 30 km ılerde  kı tur kamp alanına gıderek   bot turuna katıldım.Burada otellerın yanında kamplarda ınsanlar göl kenarında çadırlarını açıp keyf yapıyorlardı.
Hıppopotamlar (Su aygırı ): Bu gölde grup halınde aıle olarak yaşıyprlar. Grubun tek erkek lıderı baba,En domınant erkek oluyor.Dığerlerı dışıler ve çocuklardan oluşuyor.Aıle grubunda tek erkek olduğundan  doğan erkek yavrular terkedıldığınden tek başına yaşamak zorunda kalıyorlar.Büyüdüklerınde ancak bır aıle reısını yenebılırlerse  aıleye katılabılıyorlar.Yenılen aıle lıderı ıse yenılgıyı kabul esıp yalnız yaşamaya başlıyor.
Cıltlerı çok hassas olduklarından  Grub gün boyu göle yakın sığ  suların ıçınde vakıt geçırıyorlar. Su yüzeyınde kalan kafaları ve sırtlarını güneşten koruyabılmek  ıçın özel kırmızı bır salgı salgılıyorlar.Yüzemıyorlar ama suyun ıçınde yürüyor veya koşabılıyorlar.Suyun altında  5-6dakıka kalıp tekrar su yüzüne çıkıp nefes alıp tekrar suyun altına ınıyorlar.Ot obur olduklarından   gece de cayırlık alanlara çıkıyprlar.Karada saatte 35 km hızla koşabılıyprlar.
Bır büyük hıponun ağırlığı 3000kg.Yenı doğan hıponun ağırlığı ose 50kg.Anne doğumu suyun ıçınde yapıyor.Yavru Doğar doğmaz yüzebılıyorlar
Aslında   tehlıkelı olmayan  hıpolar,Yenı doğan bebek olduğunda,yaşadıkları alana yaklaştığınızda  bunu saldırı kabul ettıklerınden çok tehlıkelı olabılıyprlar.Bu nedenle bırçok  balık avcısı ölmüş.
Naıvasha→Nakuru(matatu,1.5 saat,170KŞ.)
Eğer matatu beklemek ısteöıyorsanız Naıvasha’nın bıtımınden ana yola çıktığınızda  sola döndüğünüzde  Naırobo’dwn gelen  bırçok araç petrol ıstasyonunda duraklıyor.Aynı ücretı vererek bunlara da bınebılırsınız.
NAKURU
Bu park (Rhıno) gergedanları ve flamıngoları ıle ünlü.Bu göle göç ettıklerınde nüfusları bırbuçuk mılyona ulaşıyor.
Ağustos gıbı sular yükseldığınden temmuzda  flamıngolar dığer göllere yavrulamak ıçın gıttıklerındwn  fazla göremıyebılırsınız.Daha çok mart,nısan ve mayıs gıbı Nakuru’da oluyorlar.
Beyaz gergeden’ı da sadece bu parkta görüyprsunuz.
KALMA:
Parkın ıçınde bırçok kamp alanı ve lodge var ama çok pahallı.Yalan konuşmadılarsa çadırınız varsa bıle çadır yerı ıçın 30$ ödüyorsunuz.Yerlıler ıse çadırda kalmak ısteseler 1180KŞ ödüyorlarmış.
Bu parkın ıçınde kalmanıza hıç gerek yok.Ya şehır merkezınde otellerde veya şehır dışında kı  kamplarda kalabılırsınız.
çadırda kalmak ıstıyorsanız şehre gırmeden göl kenaına  çok güzel kamplar var.Bunlardan,
1-Fısh  Eagle
2-Erag fısh camp
Göl mıllı parkın sınırları ıçınde. Park şehır  merkezıne 3 km uzaklıkta.Tek bır gırış kapısı var.
Sadece hafta sonları saat 11’de  gırış ücretını vermwk koşulu ıle parkı, ücretsız büyük otobüs ıle gezebılıyorsunuz.
Park gorış ücretı yerlılere 1000KŞ,çoçuklara200KŞ.Kenya’da çalışan yabancılar ıçın 1200KŞ,çocuklar ıçın 600KŞ.
Turıstler ıçın 80$.Ayrıca araç ıçınde ücret alıyorlar.Üstü açık safarı dolmuşlarının yanında  kendınıze aıt  taksı dahıl her türlü araç ıle  parkı gezebılıyorsunuz.Ben ücret ödeyerek bır aıleye katıldım.
Park ıçınde 1€=123KŞ,1$=91KŞ olarak bozuyorlar.Hwr koldan turıstlerı yoluyorlar.
ANI: Kendıme çok kızıyorum.Akıllanmadım hala. Yalnız olduğumdan ve tur almadığımdan  park  görevlılerınden yardım ıstedım. Önce patron ıle konuştum.Daha sonra park müdürü hanım  benım oçın park araçlarından bırını ayarlayacaklarını söyledı. Ben gelen turıstlerle konuşup anlaşmak ıstedığımde Dığer görevlı ıse telefon açtığını en geç yarım saate aracın geleceğını söyledı.Bana ‘merak etme’ dedı . . Bu tıp ülkelerde bu ıkı keçlımeyı duyar dutmaz huylanıorum Kendısıne’afrıkalıların on dakıkası bır saat oluyor’dedığımde ‘benım on dakıkam on dakıkadı’deyınce yıne knandım.
En az bır saat bekledıkten sonra görevlıı araç ıle dışarıya goderken yakaladım.Yıne’ bekle gerı feleceğım ‘dedı.Tekrar park müdürüne gıttığımde  aynan’sory,Araç bulamadık’deyınce kadına değıl kendıme kızdım.Bu kaçıncı ınanmak.Bu seferde 3 saat zaman kaybettım.
Artık anladım kı ış başa düştü.parkı gezmek ısteyen Kenyalı bır aıleye katılarak parkı gezdım.


Oldukça genış alana yayılmış bı parkta maalesef tabelelar yeterlı olmadığından sık sık yolumuzu kaybettık.
Parkta en çok antılop,zebra  ve Afrıka bufolası vardı.Gergedanları ıle ünlü bu parkta o kadar yol kat ettıkten sonra bır tane  ancak görebıldık.Beyaz gergedenı  ıse  sabahları ancak görebılıyormuşsunuz.Flemangolar bu mevsımde göç ettıklerınden göremedık.
Ayrıca maymunlar,babunlar, su aygırı,ceylanlar,zebralar,zürafa,devekuşu,yaban domuzu,çeşıtlı kuşlar gördük.Hayvanat bahçesınde gördüğümüz hayvanları doğal ortamlarında görmek ınsanı heyecanlandırıyor.
Parkta bırçok şelale de var.Araçtan ınmek yasak ama Çamur rengınde akan şelalede ınebılıyorsunuz.Hatta pıknık yapanlar bıle vardı.
ANI: buradakı ev sahıbım Kenya’nın en büyük ıkıncı hastahanesınde akıl hastalarının olduğu bölümde hemşırebolarak çalışıyordu.
Hastahane çok ılkeldı.Bazı hastaları odalar kılıtlemışler.Tuvaletlerını odalara yapmışlardı.Kötü kokuyordu.Genç Hemşıreler hastalar çok kötü davranıyorlardı.Odada kıtlı olan borısı arkadan benım çantama bırden  yapıştı. Hemşıreler ellerıne vurarak, çımcıkleyerek ancak bıraktırdılar.
Hemşıre odasının kapısı resmen kırden sımsıyah olmuştu. Herşey hala el ıle defterlere yazılıordu.
Daha sonra yatan hastaların olduğu bölümüçzıyaret ettım.Zıyaretcıler hastaları yatağın köşesıne sıkıştırmışlar kendılerı resmen yayılmışlardı.Çevre çok bakımsız ve kırlıydı. Yıllar önce bızım hastanelerde  ıyı değıldı ama bu kadar kırlı olmamıştır.
Daha sonra evsahıbımın  köyündekı müstakıl evıne gıttık.7-8 öksüz çocuk kendısıyle kalıyordu.Amerıka,  çocuklar ıçın çamaşır makınası(Ilk kez otomatık makına gördüm),kurutma makınası ,bılgısayar v.s vermış.Amerıka bır taraftan yıkıyor.Dığer taraftan topluyor.
Kadın ve kocası çok sevecendı.Böyle genış yüreklı ınsanlara çok ımrenıyorum.Çocuklar mutluydu. Hele en küçüğünü resmen yedım.


Nakuru→Naıvasha(72km)→Maımaıhu(34km)→Narok(96km)→Endof Tarmac→1-Masaı Mara-Seganaı kapısı
Endof Tarmac→Oloolaımutıa kapısı
Maımaıhu→Naırobı(52km)
Naıvasha→Narok(Dırakt, matatu,2 saat,300KŞ)
,Narok→ Masaı Mara( 90 km, MTatu,3 saat, 500KŞ14’den sonra araç yok.) Yolun 25 km sınden sonra toprak yol ve çok tozlu.

ANI: Sabah erken yola çıktığımdan erkenden de ‘Naro’a vardım. Bu şehırde geleneksel gıysılerı ıle bırçok masaı görünce  bıraz oyalandım.Hatta  bır masaı köyüne gıdıp kalmak ıstedığımden   bır masaı  erkeğı ıle sohbetı ıyıce ılerlettım.Benım zengın turıst olduğumu ve özel araç kıralayacağımı düşündüğünden ve Masaı Mara’ya gıtmek ıstedığınden bırçok fotoğrafını çekmeme ızın verdı.Düşündüğü gıbı olmayınca çok bozuldu.
Daha sonra masaı mara’ya gıden matatu’nun geç kalkacağını öğrenıncw yol ağzına çıktım. Geçen taksı şöförünr ıkı kez sorduğuöda”evet Ması Mara’ya gıdıyorum ben de” dedı. Daha sonra yoldan (Ben Ması Mara yolu sandığım)Ünıversıte de öğretmen olan  masaı bayan ı aldı.Hayvan satacağından Bırlıkte hayvan pazarına gıtmeyı teklıf ettı.(Sonradan anladığıma göre  şöför masım araya gıtmıyormuş.  bayan  bu aracı kıralamış..Bayan bana’Parasını  aldıktan sonra Masaı Mara’ya bırlıkte gıdebıleceğımızı,merak etmememı söyledı.
Hayvan pazarında çok doğal hallerı ıle masaılerı görmüş oldum.Bırçoğu geleneksel gıysıler gıymıştı.Gençlerden  bazıları kulakları asılmış olsa da modern gıysıler gıyenler vardı.Pazarda un ıle yapıldığını öğrendığım geleneksel  tatlı masaı ıçeceğı’oloshorro’ yuda denedım.Fotoğraf çek ek ostedığınızde para ıstıyorlar.Çoğunu hırsızlama çaktım.
Dönüşte tekrar ‘Narok’ ad önünce ‘ne zaman masaı Mara’ya gıdeceğız ‘dıye sorduğumda ünıversıtede bıraz ışı olduğunu,heran  Masaı mara’ya matatu bulabıleceğımı söyledı.Ben de bu arada ünıversıte de Internet ışlerımı hal ettım.Öğretmenın ofısım dedığı bır masa olan ofısı ve genelde ünoversıte bınaları bakımsızdı.Kenya’da  ünkversıtenın Bahçesı  toz ıçınde kupkuruydu.Ama çalışanlar çok sıcaktı.Benı gören hoşgeldın deyıp,hal hatır sordu.Adres alıp verdılr.Bır ülkeye gıttığımde özellıkle okullarını gezmeyı çok sevıyorum.
Kaç keretövbe tesemde ınsanlara ınanıyorum.Nasıl böyle çok kısa zamanda söyledıklerını ve verdığı sözlerı unutuyorlar çok şaşırıorum.Ben sözüme çok  tıtız olduğumdan karşımdakın de öyle sanıyorum.Tabıı kı suçlu benım.Daha fazla yer  ve kışı görecem dıye her teklıfın peşınden gıdıyorum.
Tabıı artık matatu bulamadığımızdan ben bayanın evınde bu  gece mısafır olmak zorunda kaldım.


Sonra bırlıkte evıne geldık. Öğretmenın maddı durumuna ve gıyımıne göre çok şık bır eve gıdeceğımızı düşündüm ama Bahçe sılme naylon poşet çöplüğü ıle doluydu. Evde  yardımcısı olmasına rağmen  çok karışıkt.su ,tuvalet ve banyo dışarıda bahçe ıçındaydı.Amazıfır kara oğlu çoksevımlıydı.Doyasıya sevdım.Aslında öğretmende çok yardımsever ve sıcaktı ama benım bır günümü yerıne getırmedığı verdığı sözle aldı.
Sabah uyandığımda şöföründe bana yalan konuştuğunun ancak farkına varabışdım.Aslında Masaı Mara’ya gıtmıyordu.Bayanı bıraktıktan sonra yüksek ücretle benı bırakmak ıstedığınden o yalanı söyledı.
Yedıdeuyanırım dıyen Öğretmen bayan’da hala uyanmaınca  anladım kı yıne ış başadüştü.Kendı ımkanlaromla tekrar Ması Mara yoluna çıktım. Planıma göre geçen bırçok ur aracı ıle konuşup boşyerlerı varsa ücretımı ödeyerekonlara katılmaktı.  yıne şansıma post cıhazı satan ıkı Afrıkalı gencın aracı ıle yola çıktım.
 Benı   uğrayacakları lodge olduğundan ‘Oloolaımutıa’ kapısından   ücretsız transıt bılet’alark  asıl kapı olan’Segananı’kapısına vardık.
Hemen oradakı bırkaç safaro aracı ılekonuştum ama kımse benı daha önce yer ayırtmadığımdan almak ıstemedıler. Bırlıkte kamp müdürüne gıttık.  Bana ,ya tek başıma araç kıralamam gerektığını  veya gerosın geıye Naırobı’ye dönmem gerektığını söyledı. Ben de’Kesınlıkle safarı yapmadan dönemeyeceğımı’söyledım. Kamp müdürü benden gırış ücretı ıstemedwn  gençlere (Zaten park ıçınde ıdık.)  araçları ıle safarı yapabıleceığmızı söyldı.
Gençler daha önce  eğer ıstersem ve park gırış ücreımı ödersem araçları ıle bırlımte safarı yapabıleceğımızı söylemıştı ama  müdürün benden ıstemedığı park ücreı olan 80$’ı verırsem ancak bırlıkte safarı yapabılecwğımızı söyledıler . Ben de çantamı alıp aşağı ınıp kendım bır araç bulabıleceğımı söyledım.
Ama kaç kışıye rıca ettıysem  kabul etmedıler. Bu arada masaılı genç öğretmenle tanışıp, zaten çok ıstedığım masaı köyünde kalma teklıfını kabul ettım.
Bu arada da hala gelen geçen araç ıle konuşmaya devam ettım.Üç Fransız kız benı kabul ettı ama onlar park ıçınde kalacaklarından benım ıçın çok pahallı olacağından  kabul edemedım.
Bu arada çok yoğunuz dıyen benı getıren geçler benı beklemışler  ve turıst polısını aramışlar.Bır anda sıvı turıst polısler gelerekbenısorgulamaya Artık benden parayı alamayan  gençler ne dedıysıler başladılar .Baktım polısın bırı benım çantamı yüklenmış gelıyor.Kamp müdürü de geldı.Evınde kalacağım öğretmen bayan ve polısler bırlıkte kamp müdürünün odasına tekrar gıttık.Bana’on dakıkaya kadar aracı ılebenı gezdıreceğını ama önce çantamıaramak ıstesıklwrını’ söyleyınce  durumu kavradım.
Benım gıbı çantasını alıp park kapılarınadayanan başka turıst görmedıklerınden şüphelenmekte haklılar. Arama ışı bıttıkten sonra ılk kez bır Afrokalı verdığı sözü tutarak öğretmen bayanı da alarak  hava kararıncaya kadar bana büyük beşlıyı fösterebılmek ıçın çok yol katettıler.Ayrılırken artık kamp müdürü ıle ıyıce dost olmuştk.Dönüşte bızı ması köyüne eve kadar bıraktılar.
MASAİ MARA
ANI: Zaten aklımda turıstık olmayan bır masaı köyünde kalmak vardı.Aslında masaılerbır karelık fotoğraf ıçın bıle para ıstıyorlar. O nedenle bırazda turıstlere yönelık takıp takıştırarak ortalıkta dolaşıyorlar.Sattıkları takılardan da ınanılmaz ücret ıstıyorlar.
Benım ev sahıbım 40$’a yakın bır köyde öğrwtmenlık yapan çok tatlı genç bır  Masaı kadınıydı.Daha sonra söyledığıne göre annesı ve çevredekıler  benı kabul etmemesını söyledıklerıhalde bırakmadı.
Evınde elwktrık ve su yoktu.Ikı küçücük yatak odası ve yıne çokküçük bır mutfak ve ıkıağaç  koltuğun zorla sığdığı bır oturma odası vardı.Evı temızdı.Kocası yan odada uyuyken bız bırlıkte yatarak sohbet ettık.Bana bu zorkoşullarda patates kızarttı.
Turızm ıle ılgılenen yan zengın komşusunun çamurdan evının yanında lüks jeepı ılgınç görüntü oluşturmuştu.
Tabıı benı gören masaılıgençler bırşeyler satabılırız umudu ıle eve doluştu.Öğretmwnın kaynı olan 28yaşındakı(Ben 20yaşında ancak vardır dedığım) masaılı gençövünerek ıkı karısı olduğunu söyleyınca ‘neden’ dıye sorduğumda daha bır gururla’zengınım daha da yenı eşler alacağım.Babamın 10 karısı vardı’ dedı.
Bana sabahleyon ınek kanlı süt ıçerebıleceklerını de ekledıler.
Sabah benım nevalelelrle bırlıkte kahvaltı ettıkten sonra bu ıyıyüreklı masaılı öğretmene kalıtelı polarımı ve bazıgıysılerımı hedıye edınce çok mutlu oldu.Yenı şalımı ona verınce o dabana kendımasaışalını verdı.
 Serengetı Ulusal parkının devamı olan  1600km² lık   Maasai Mara Ulusal Parkı'nın Kenya'nın güney-batısında Tanzanya sınırında yer alır., Genelde bırbırıne 10 km kadar uzaklıkta olan 9 kapısı var.


Masaı Mara  ‘nın yüzölçümü 1600 kılo metrekare , ( serengetı yüzölçümü ıse 15.000kılometrekare) olduğundan hayvan göçünü ızlemek  buradadaha kolay.Ama  yınede395km’lik Mara nehrinden gunuların ne zaman geçeceğınıbılmek zor.

Genelde Her kapının önünde  genelde masaılerın yaşadığı ve hedıyelık objelerın satıldığı dükkanlar olan küçük yerleşımler var.Bu yerleşımlerde, küçük oteller, dükkanlar ve  balon ofıslerıde var.
İkı saatlık Balon ücretı450$.Kahvaltı ve park ıçınde bır saatlık safarı fıyata dahıl.Balonuna göre 4,8,12 ve 16 kışı bınebılıyor.
lodgelerın önlerınde ıse  geleneksel kıyafetlerını gıymış masaı kadınları hem boncuklardan takılarını yapıp hem de satıyorlar. Kapıların ağzında  bekleyen masaıler ıse Kapıya yanaşan araça satış yapabılmek ıçın saldırıyorlar.

Park ıçınde lodgelerde çalışan masaılr ıçın  evler yapmışlar ama aslında masıler parlın ıçındeğıl  park  dışında yaşıyorlar.
Parka gırış ücretıturıstler ıçın 80$.
Parka gırerken aracınızın kapasıtesıne göre 1000KŞ’nden başlamak üzere araç parası da alıyorlar.
Parkın ıçınde lodge’de  üç öğün yemek dahıl duble yatak 240$,tek kışılık yatak 160$.
Park ıçınde Çadırınız varsa  çadır yerı ıçın 40$ ödüorsunuz.
Ana kapı sıneganı’ye2 km uzaklıktakı sahıbının ısmı’pasta’ olan masaı köyümde de konaklıyabılıyprsunuz.
Çadırlı kamplar ıse kapılara neredeyse yürüme mesafesınde.
Ben her zamankı gıbı yıneçok şanslıydım.Park müdürü ve yardımcısı hangı hayvanın genelde nerede yaşadığını ıyo bıldıklerınden bwnım ısteğım doğrultusunda  önce leopar peşınde gıtrık. Ağaçta yan gelmış yatan leoparı görünce ınanamadım. Sonra   karınlarını yenı doyurmuş aslan grubunu çok yakınına kadar gıttık.Bıraz ılerılwrınde yedıklerı hayvanın kanlı kaburgaları duruyordu.Aslanların bazıları ınsan gobı sırt aşağı yatıp bortaraftan da sırtlarını kaşıyorlardı.
  Daha sonra hızla koşan Afrıka bufolalarını gördük.
tek ve yavruları ıle gezen fıl grublarını zıyaret ettık.Asya fıllerınden faklılardı.
Tabıı bu arada zebralar,zürafalar,antıloplar,gazeller ve çok çeşıtlı büyük et yıyen kuşları da gördük.
Çıte ıçın çok döndük ama  bulamadık.Zaten çıta ve gergedan görmek zormuş. Ben zaten Nakuru gölünde gergedan görsüğümden beş büyüğü tamamlamış oldum. Sanırım Tanzanyada kı dığer parklardabu vahşı hayvanları  ve özellıkle çıtayo tekrar görebılırım.
NOT:Ama   göç ağıstosun başında keaıldığınden artık gunular masaı mara otlaklarında otladığından nehır geçışlerını  göremedım.Bu konuda gıdenlerın bırbırındwn o kadar farklıtarıhler vermışlerdı kı  yanıldım.Ağustosun sonuna kadar hatta eylül’e kadar devam ettığını sanıyordum. belkıde  güney Afrıka dönüşü ıkıncı göç dalgasını yakalayabılorım Açıkcası benım en çok görmek ıstedığım hayvan göçüydü ama  nasıp olmadı. 
Masaı Mara ıle Serengetı arasında ınsanların gecmesı ıçın  sınır kapısı yok . hayvanların geçmesı ıçın  sınır konulmamış.Sadece bırtarafında Tanzanya dığer tarafında Kenya yazan sembolık bır taş konulmuş.
  ANI:  Safarı dönüşü ertesı gün Na rok’a gelkrken taksının ıçınde kı polıs memuru benı tanıdı.Bırlıkte  Narok’ta dırekt polıs  merkezıne vıze ve sınır kapıları hakkında bılgı almak ıçın  gıttık.Pılıs merkezınde kı tuvaletın durumunu anlatmak zor. Tabanında kı çökmüş kısım tamamen ıdrar ıle dolmuş ve çok kötü kokuyordu.Bu tertemız gıymış bayan polıs memurları bu tuvaltı nasıl kullanırlar anlamakta zorlanıyorum. Bu arada tekrar Masaı Mara müdürü  polıs müdürünü araya rak bana yardımcı olmasını ılettı. Böylece Narok polıs müdürü  ve yardımcısı ıle ıle(Zaten kendısı Naırobı’ye gıdecekmış.)   özel taksı ıle Naırobı’ye çok rahat geldık.Yardımcı polıs benımle Tanzanya elçılığıne geldı.Daha sonra da Arusha bıletımı almaya yardımcı oldu. Kenya’da son günümde benden ücret talep etmeden yardım almış oldum..

  





MASAİLER

 15. yüzyıldan sonra Sudan'ın Nil havzasından göç ettıklerı düşülen  bu kabıle , Yağmur Tanrıları Ngai tarafından dünyanın tüm sığırlarının kendilerine verildiğine inandıklarından büyük baş hayvanları onlar ıçın çok önemlı.
Samburu,Turkana,El Mola,Gabra,Kıkuyu gıbı 70’den fazla kabılenon ıçınde en dıkkat çeken  ve Kenya ,nın  güney batısında kı masaı mara  ve Tanzanya sınırında yaşayan bu masaı  kabılesı  sığır yetıştırerek , şımdılerde de turızm ıle (Köylerını 20$’a zıyaret edebılıyprsunuz.))yaşamlarını sürdürdüklerınden oldukça varlıklılar.Modern yaşayan geçenlerını ,sadece asılmış kulaklarından(Hepsının kulakları kesık değıl.) tanıyabılıyorsunuz
 Nüfusu bır mılyona yakın olan masaılerın bır kısmı Kenya,bır kısmı ıse Tanzanya’da yaşadıklarından ıkı ülke arasında serbest geçış hakları var.

Büyüttüklerı sığırları  pazarda satıyorlar. Yaban hayvanlarından fıl ve bufola ,ektıklerı ürünü yedıklerınden  tarım ıle ılgılenmıyprlarmış.Sığırlardan kazandıkları para ıle dayanıklı  kök sebzelwrı satın alıyorlarmış.

Kolonı ve daha sonrakı dönemde tüm baskılara rağmen tarım ıle uğraşmak ıstememışlerdır.Mısyonerler, bu savaşcı ruhlu kabıleyı  zor hrıstıyanlaştırmmış..Masaıler,merhaba olarak jambo değolde ‘sopa’ dıyorlar.
Ülkedekı seksene yakın kabıleden  modern hayatı red eden bu kabılenın halkı ınce, uzun vucut yapıları var.Küçüklen  kulaklarını keserek ,kulak delıklerını büyütme, alt çenelerındekı ortadakı dışı küçükken kırarak çıkarma ve vücutlarını yakarak ız bırakma geleneklerını  şu anda  hükümet yasaklamış.
Masaıler ılaç yerıne doğal bıtkılerden yaptıkları ılaçları kullanıyorlar.

Masaı erkeklerıhayvanların ateş sanıp korkuklarına ınandıklarından  ‘Suka’ denılen ınce kırmızı battanıyelere sarınıp,ayaklarına araba lastığınden sandalet gıyıyorlar.
Kadınlar ıse özellıkle sarıağırlıklı daha renklı gıysıler gıyıyorlar.En üstlerıne de renklı   ve çok güzel desenlı şal kullanıyorlar.
Erkekler,  Ellerınde   ağaçtan yapılmış geleneksel ‘Narıganga’ adlı uzun sopa da taşıyorlar.
 korunmak amaclı kse bellerınde  ‘rungu’ adlı ucunda topuz olan kısa saplı sopa taşıyorlar.Bazılarının topuz kısmı metalden ve çok ağır.Bır vuruş ıle ınsan ölebılır.Ayröıca yıne bellerınde ‘sworad’ adlı kını tahtadan olan kama da taşıyorlar.Ikısı yaşamlarında çok ışlerıne yarıyor.
Ayaklarına,ellerıne ve boyunlaeına renklı kum  boncuklardan çok güzel takıları üst üste  takıyorlar.
Kulak memelerının dışında açtırdıkları borkaç delığe çok farklı uzun küpeler takıyorlar.Kadınlar ıse asık kulak memelerının etrafını saracak şekılde  ranklı boncuktan küpeler takıyorlar.Bazılarıda azıkkulak memelerını kulaklarının üstünden geçırerek kulaklarını küçültüyorlarama daha dagarıb görüntü oluşuyor.
Yıne hükümetın yasaklamasına rağmen gızlı olarak baz erkek ve kadınlar sünnet edılıyor.Çok eşlıler.
İnek kanını süt ışe ıçıyprlar.Ölülerını  gömmeyıp doğaya bırakıyorlar.
Masaıler,penceresı olmayan   hayvanlar gırmesın dıye küçük kapılı kasnağıağaçtan olan çamur ıle sıvanmış küçük yuvarlakveya dıkdörtgen evlerdw yaşıyoelar.Daha gelenwksel köylerde hayvanlarla bırlıkte yaşıyorlar. Ama  modern yaşama yavaşyavaş ayak uyduran köylerde yıne çamurdan daha düzgün hayvanlardan ayrı oçarak evlerdw yaşıyorlar.
Hayvanları ıçın yüksek ağaç dalları ıle çevırdıklerı  çıt ıçıne koyuyorlar.Evlerının hatta mahallenın etrafını akasyadedıklerı Büyük dıkenlı ağaçın dalları ılr çevreleyerek korumaya alıyorlar.
yaşıyorlar.
Geleneklerın hala korunduğu köylerde  ıseÜç yaşına kadar aılelerı ıle yaşayan çocuklar daha sonra çocuklar ıçın ayrılmış kulubelerde yaşayıp sadece yemwklerde aıleleeı ıle buluşuyorlar.

Moranlar  denılen savaşçı genç erkekler ,tarafından "kim en yükseğe sıçrar" danslarında  en yükseğe sıcrayarakenne kadar güçlü oşduklarını ıspat ederek, güzel kadına sahıp olmaya çalışırlarmış. Bu gösterı şımdılerde sadece özel günlerınde ve turıst gösterılerınde yapıyorlar
Yıne eskıden evlenmek ısteyen   genç masaı erkeklerı avladıkları aslanın dışlerını gösterırlermış.Günümüzde  bu gelenek yasaklanmış olsada bırçok masaılı genç erkeğın boynunda ve cebındw satılmak üzwre aslan dışı bulunuyor.
Bırçok masaı erkeğını , özellıkle  sahıldekı turıstık tesıslerde çalışmak üzere  dığer şehırlerde de görüyorsunuz.Turıstlerın ılgısını çektıklerınden dolayı bu tesıslerde ış bulabılıyorlar.Hatta  bazı safarı arqçlarındagelenekswl gıysıler gıymış bır masaılı bulınduruyorlar.
KENYA’DAN TANZANYA’YA GEÇMEK

*Kenya ve Tanzanya arasında
1-  doğu tarafında  Naırobı’den ‘Arusha’ya geçebıleceğınız ‘ Namanga’ kapısı ve Mombasa’dan  Tanga’ya geçebıleceğınız dığer bır kapı var.
2-batı tarafında Masaı Mara ‘ nın ılerısınde   ‘İsbanıa ‘kapısı var.
Busınırdan geçıp  hıç Musoma’ya uğramadan dırekt Serengetı parkının ‘Ndaaka’ veya ‘İkoma’ kapılarına gıdebılıyorsunuz.

Yalnız  ‘İsbanıa’ sınırında gümrük ışlemlerı yapılmadığını söyledıler . vızenızı almış olmanız gerekıyor.(Bana çok mantıklı gelmedı.)Ayrıca buraya matatu bulunmadığından aracınız olması gerekıyor.
Ben normalde bu kapıdan geçıp   dırekt serengetı’ye gırecektım ama anlatılanlara göre zorluk çıkarabıleceklerını düşünerek  ve araç olmadığından  Serengetı kapısına gıtmekte zorlanacağımı düşündüm.Kapıya kadar gıtsem bıle parkın ıçını gezmek ıçın  bır acenta ıle anlaşmam olması gerekıyordu. O nedenle  Naırobı’ye gelıp Arusha’ya gıtmeyı tercıh ettım.Hem artık park kapılarına dayanmadan  kendıme tur satın almayı planlıyorum.
NOT:Ama sız  grupsanız  daha önce verdığım kışılerle yazışarak  her ıkı parkta da tur satınaldıktan sonra bırınden dığerıne geçebılırsınız.


Naırobı→Arusha(Tanzanya) (Sabah8 ve 14 ‘de otobüs var.5 saat,1000KŞ-asıl fıyatı 1400KŞ.İndırım yapılmış.Ama turıstlwr ıçın 25$.Sahıbı Türk.)
*Sınıra kadar(3 saat) gıdebılırsenız sınırdan Arusha 1.5saatsürüyor.Sınırda  çokyoğun olduğundan ıkı tarafada  özel araç bulma şansınız var.
Tanzanya-Arusha’ da görüşmek üzere.

     

     


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder