FİJİ ADALARI CUMHURİYETİ
Uçaktan yemyeşil adaların dizilişi çok güzel görünüyordu.
Havaalanında kalacağınız yerin adresini ve dönüş gününü soruyorlar.
Havaalanında geleneksek kıyafetler giymiş müzik grubu geleneksel şarkılarla turistleri karşıladı. Ama hangi Aralık çantamdan iki büyük çikolatayı aldıklarını fark edemedim.
Geleceğim gün de Türk gencini. Amerika’dan gelen Yat parçalarından küçük olanları koliden almışlardı.
GENEL
Ataları, Afrika-Tanzanya’dan gelmişler.
1874-Ingilterenin sömürgesi altına girmiş.
1970- Bağımsızlığını kazanmış ama sancılı dönemlerden geçmiş.
215’i ıssız olmak üzere 333 adadan oluşmaktadır. Ayrıca 522 adacık da vardır.
Baskenti Suva.
Dokuz ada olarak bölgelere ayrılmış.
Nüfusu 1 milyon civarında.
800 yıl önce yakaladığı insanları öldürüp yiyecek kadar vahşilermiş.
Fijililer, her yönü ile daha çok Afrikalılara benziyorlar. Biraz da Asya kültürü karışmış gibi.
Seker, turizm, Hindistan cevizi ve Zencefil ihraç ettiğinden Pasifik ada ülkelerinden en az dışa bağımlı olanıdır.
Ülke yemyeşil .Doğası harika .cocanat ağaçları burada sanki daha güzel. Her tarafında okyanus olmasına rağmen birçok nehri de var. Toprakları bereketli.
- Kali: geleneksel müzik aleti. Eskiden bizde kullanılan ahşap hamur teknesine benziyor. Ağzı daha kapalı.Iki agaç çubukla çalınıyor.
-
İKLİM
Gitmek için en uygun yağışların ve kasırgalarının olmadığı ve günlük sıcaklığın 25 derece civarında olduğu Mayıs-ekim arasıdır. Kasım ve Nisan aradı sıcaklıklar artar.
ULASIM
Trafik soldan .Araçlar sanırım Avusturalya veya Yeni Zelenda’dan geldiğinden emniyet kemeri takılmayınca sinyal veriyor. Mecbur takıyorlar.
Şehir içi otobüsleri bakımsız. Kart veya peşin para ile biniliyor. Şehirler arası otoban yolları iyi. Şehirler arası otobüsleri iyi sayılır .Koltuk numarası yok. İstediğiniz yere oturuyorsunuz.
PARA
FIJIAN DOLLAR(ilavo)
1 usd-2.14Fiji Doları
1 aud-1.44Fiji dolar
10 FJD=15 AUD.
1 FJD= 12.94 Türk Lirası yapıyor.
10 FJD=129.4 TL
-Otel ve restoranlara gittiğinizde hem en terinizi silmeniz için ıslak ve soğutulmuş küçük beyaz havlu ve soğuk su veya içecek getiriyorlar.
-Kadinlarin çoğu telefondan Türk dizileri izliyorlar
-Çöplerini hayvanlar karıştırması diye evlerinin önünde ki yaptıkları yükseltilere poşetler içinde bırakıyorlar.
-Okul binaları, özellikle özel okul binaları iyi.Oteller ise çok şık sayılır.
-Alkol ve sigara fazla tüketiliyor.
-Disariya çöp attiklari,tukurdukleri ve işedikleri halde şasırtıcı şekilde evleri pis sayılmaz .
-Okyanusta büyük dalgalar yok ama gelgit olayı var.
-Reklam panolari çok.
-Arabaya çok düşkünler.Yollarda çok araç var.
INSAN
Aslinda çok güler yüzlü ve sıcaklar ama
çok rahatlar. Zaman mefhumları yok.Bir saat deyip üç saat sonra gelebiliyorlar. Sözlerine de fazla güvenilmiyor.Rahat yalan konusabiliyorlar.
Zaten”Buraya geldiyseniz Fiji zamanini kullanmalısınız.” Diyorlar.
Cocuklar çok tatlılar.Sevmek istediğinizde hemen geliyorlar.Fotograf çektirmeyi de çok seviyorlar
Evli kadın ve erkekler saçlarının sağ tarafına geleneksel plastik ve gerçek çiçek Floweral hair comb -Pink veya
Hibiscus flower gibi farklı çiçekleri
takıyorlar.Bekarlar ise sola takıyorlar.
Erkek öğrenciler okulda ve resmi dairelerde çalışan erkekler,geleneksel kıyafet olarak önde soldan kapaklı , kemerli ve cepli tek renkli sulu adlı etek giymek zorundalar.
Kadınlar sulu etekleri ise renkli ve desenli dikdörtgen bezi sararak geleneksel etek şeklinde kullanıyorlar.
Ama genelde kadınlar yarım kollu, çok renkli ve desenli kumaştan tunik ve altına uzun etek giyiyorlar
Kadın erkek üst on dişinin yarım cevresini L şeklinde altın ile çevreliyorlar.
Gençler koyu tenli ve güzeller ama yaş aldıkça kilo almışlar.Rengareng geleneksel giysileri ile çok hoş görünüyorlar.
Genelde uzun boylu ve iri yapılılar. Saçları o kadar kıvırcık ki neredeyse su bile aralara giremiyor.
Özel yaşam tarzları Avusturalyalılara benziyormus.Burada da farklı erkeklerden evlenmeden çocuk yapmak normal olduğunu söylediler.
Insanları çok güler yüzlü,sürekli bula(merhaba ) demelerine aldanmayın. genel olarak ada kurnazlığını da taşıyorlar.
Havaalanında ev sahibim beni almaya geç gelince bazılarından telefon yardımı istediğimde ya “Karsi taraf cevap vermiyor” dediler veya tek söyledikleri “otel veya taksiye ihtiyacınız var mı?” diye sordular.
Kısacası hepsi turizm gelirlerinden bir pay kapmaya çalışıyorlar ama tüm gelir toptan yatırımcılara gidiyor.
Marinada otellere çok sık giden bula adlı otobüsü beklerken shopping centre görevlisi “ 15 dakika sonra gelecek” demesine rağmen beş dakika sonra “otobüs 1 saat sonra gelecek”dedi.Yalan olduğunu hemen anladım.Nedenini sorduğumda “Otobüs bozulmuş.Taksi ister misin?” dedi. Beş dakika sonra otobüs gelince de hemen bulunduğu yerden uzaklaştı.
Yine kaldığım iki ev sahibimin arsizligi beni rahatsız etti.Fakirliklerini ileri sürerek arsızlık yapmaları hoş degil.Daha önce size ne getirmemiz isterseniz dedigimde bir tanesi “recel ve özel bir kahvaltıda ekmeğe sürülen bir yiyecek istedi.Bunlarin yanında evine gittiğimde torunları dahil birçok hediye verdiğim halde iki hediyeden birini seçmesini istedigimde”ikisini de isterim” dedi.Ertesi günde çamaşırlarımı elde yikayacak iken gelini “makinaya atalım” dedi.Daha sonra kaynanası deterjan almamı söylemiş.Vazgectim.Olmadi.
DIL
Fijian dili ama 14 farklı dil kullaniliyor(Hindu dilleri de kullanılıyor.) resmi dilleri Baun dili.Ikincibresmi dilleri ise İngilizce.Okul eğitimi de ingilizce.Artik bazı aileler çocukları okula gitmeden önce evde İngilizce konusarak İngilizce öğretiyorlarmış.
DÍN:
Çoğunluğuna gere sıralarsak;
Catholic%65(Pencoastal,
Hindu ve Sikh%30,Müslümanlar%6.3.Geri kalan dinsiz veya diğer dinlere mensuplar.
Hepsi birlikte barış içinde yaşıyorlar. Hepsinin ibadethanesi var.Cogu yanyana.
YEMEK
Ülkede bizde olan her çeşit sebze ve meyva yetiştiriliyor.En çok ta köklü yiyeceklerden besleniyorlar.çok farklı patates yetiştiriliyor.Bunlar;
Kumala:kırmızı renkli ve tatlı büyük patates cesidi
Cassava:Bir çeşit patates
Taro: Bu da diğer çeşit ve daha büyük . Tadını çok beğenemedim.
Kava(yaqona):Kurutulmuş bir ottan yapılan alkollü içecek.
Roti: Sıcak su ve un ile hamuru hazırlanan hamurdan açılarak pişiriliyor.
Topoi:Hamuru kaynatılarak yapılan bir çeşit ekmek.
Kava: Ulusal içkileri.Bazı bitkilerin kökleri kurutulup dövülerek toz haline getiriliyor.Su karıştırılarak ahşap kaseye konuluyor.Kokonat kepçesi ile kokonat kaselere dökülerek servis ediliyor.Tadı berbat.Sanki toprağa su karıştırılmış gibiydi.
NADİ
Burası aslında bir kasaba.
Şehir merkezinde çok bakımlı olmasa da beton evler ,banka, mağazalar, süper marketle v.b herşey var.Ama dükkanlar erken kapanıyor.Zaten gece ışıklandırması yetersiz.Sokaklar rengarenk. Satılan herşey renkli.Insanlar öğle yemeğini dışarda yemeyi seviyor.Ben de pilav üstü tavuklu sebze yemeğini tercih ettim.Her dinin ibadethanelerini de göreceksiniz.
Merkezde dışarda yatan vardı.Ev sahibim” yaşadığı ada uzakta olanlarda dışarda yatıyor.” Dedi.
Şehir merkezine yakın birçok yemyeşil köyler çok fakirler. genelde keçi ve tavuk besliyorlar .Evlerin kapısında da köpek oluyor.
İlk ev sahibim Nadi’nin merkezine yakın bir köyde oğlu ve yeni genç ve güzel karısıyla iki odalı evde yaşıyordu.Tahmin ediyordum ama bu kadar fakirliği beklemiyordum.Yatak odasının kapısı bile yoktu.Perde ile kapatılmıştı.
Burada birçok Evi, komşuları ziyaret ettim.Cok sıcak karşıladılar.Hemen birşeyler ikram etmek istediler.Hatta durumu biraz iyi olan komşu zorla üç tane Papaya verdi.
Çogunun,fakirlerin evi oluklu sac ve priketten yapılmış.Bir günde bile ahşap kasnağı çakıp bu evi yapabilirsiniz.Evler çok alçak ve sıcak oluyor. Çoğu yer açık olduğundan çok rahat sivrisinek v.b içeri girebiliyor.Dogru dürüst eşya yok.Herseyler bavullarda veya selelerde saklanıyor.Yiyecekler ise kapalı şeffaf ağzı kapalı kaplarda saklanıyor.Yer yataklarında yatıyorlar.Tuvalet ve banyo evin dışında.
Fakirlerin evinde buzdolabı ve televizyon da yok.O nedenle öğünlerde yağsız ,tuzsuz pilav ve yanına birşeyler pişiriyorlar.
Çöplerini hemen yakınlara fırlatıyorlar.
Hep diyorum.Her Türk evinden en az bir ev daha döşenir.Biz uzağız hadi.Avusturalyalılar evlerinde ki fazlaliklari buraya gönderseler bir yeter.
Orta halli ailelerin evleri ise biraz daha düzgün oluyor.Betondan da olanlar var.Ayrıca evlerinde buzdolabı ve televizyonda oluyor.Karyola da yatíyorlar.Yaşanabilir gördüğüm böyle bir evin yakınları Yeni Zelanda’da yaşıyorlardı.
Ama her evin kapısında döküntüde olsa bir araç bulunuyor.
Ayrıca evlerine zıt,dışarda gördüğünüzde gayet bakımlı ve şıklar. Hiç o evlerde yaşadıklarına inanamazsınız.
DANARUA ADASI(Marina)
Şehre beş km uzaklıkta ki köprüden gidilen adada ki bu marinanın ülke ile hiç ilgisi yok.Giriste zenginlerin oturduğu bakımlı evler var.Denizde ise turistleton her çeşit deniz araçlarını görebiliyorsunuz. Özel yatlar cirit atıyor .Courisler de buraya demir atıyorlar.
Ayrıca döviz bürosu,şık alışveriş dükkanları,süpermarketler,
Burada Christmas flowers (Yılbaşı çiçeği) sadece Aralık ayında kırmızı,sarı ve mor çiçek açan bu ağaçlar çok güzeller.Hele ağacın altına dökülen Çiçeklerinin oluşturduğu manzara daha da güzel.
Marinaya çok yakın 7 tane çok ünlü zincir oteller var.Buralara Marinanın önünden kalkan açık bula otobüsleri ile ücretle gidebilirsiniz. Yürüyerek te çok rahat hepsini gezebilirsiniz.Yol manzarası harika.Halk fakirligini yaşasın.Devlet büyükleri gelen turistler için hiçbir lüksten kaçmamış . Marinadan ikinci döner kavşakta adları yazılı zaten.Sırası ile Sofitel,Westin(Gittiğimde onarimdaydi), Sheraton Willa,Sheraton oteli,Redison,Whyndam otellerine ulaşacaksınız. Döner kavşağa gelip ters yöne gittiginizde ise Hilton oteline gidiyorsunuz.Buralara otel müşterisi gibi girip havuzlarinda ve okyanusta yuzebilir lobisinde dinlenebilirsiniz.Soran olmuyor.
Westin otelinin karşısında ise “Big Bula Waterpark” var.Giris 89 FJD.Genelde çocukların bineceği su oyun aletleri şişme plastikten.Ben ,plastik olmayan ve döne döne havuza düşen aletlere bindim .
Bu okyanus kenarında ki yüzme havuzlu oteller son derece lüks .Birçok aktivite bulabilirsiniz. Çevre Coconat ağaçları ve rengarenk yöresel çiçekleri ile çok bakımlı ve güzel.Adada’da ki yerel halk ile burada ki turistlerin yaşam tarzı taban tabana zıt.Dünya adaletsiz.
Marinada bir çok adaya yerel halkın gittiği küçük botlar kalkıyor.
MALOLO ADASI(Viti Levu )
Vanua Levu adası ile bu ada Fiji adalar toplulugunun en büyük adaları.
3pm adaya gidiliyor.8 am’de adaya geri dönülüyor.
Tek yön 25 dolar
Yasawa island ve diğer adalara da yine buradan belli saatlerde boot kalkıyor.
Malolo adası iki kısımdan oluşuyor. Büyük Malolo adasının sadece belli bir kısmında yerli halk yaşıyor.Diger tüm kıyılarda yine turistler için üç tane resort inşa edilmis. Küçük Molola’da ise üç tane resortlerde turistler agırlaniyor.Ayrica İngilizler toprak alarak burada ev yaptırmışlar.Büyük adadan Küçük adaya sular çekildiğinde yürüyerek geçebilirsiniz ama dışardan kimseyi kabul etmiyorlarmiş.Yerli halk, kendi ulkelerinde imgiluzlerin emrinde.
Sadece turistlerin dışında çalışanlar var.
tüm geri kalmış ülkelerde durum böyle.Yerli halkı adanın bir bölümüne sıkıstırmıslar. Kendi adalarina İngilizler yúzúnden gitmeleri yasaklanmış. Antalya’da da durum biraz farklı.Ruslar yüzünden şehir pahallandı.Heryeri istila ettiler. Otobüslerde Ruslarin yüzünden oturacak yer yok.Bu Ruslar turist gibi para da bırakmıyorlar.
Paralı bir Türkü bulup parasını yiyorlar. Çoğu da alacağını aldıktan sonra kaçıp gidiyorlar.
Karedenizi de Araplar istila etmiş.Onlar paralı erkek için gelmiyorlar ama geri ülkemi i yice gerilettiler.
Ben bot ile Malolo adasına bir aile ile 45 dakikada gittik.Bu büyük adada sadece 80 kişi yaşıyor. Çoğu birbirinin akrabası.
Çalılıklarda birkaç inek ve çok az da tavuk besleniyor Susuzluktan sebze de gerektigi kadar yetistirilemiyor.Sadece köklü sebzeler yetiştiriyorlar.
Yaşayanlarin evleri hemen denize yakın , oluklu sacdan veya ahşaptan yapılmış. Üzerleri rengarenge boyanmış.Tuvalet banyo dışarıda.Evler çok kırık dökük.Cevre cennet gibi ama çöplerini dışarı attıklarından evlerinin çevresi kirli. Bir sabah beşte uyanıp,yanıma da bir çocuğu alıp çöpleri toplayıp yaktık ama yine çöp yuvasına cevireceklerinden eminim.
Gençler bile aksama kadar yan gelip yatıyorlar .Cok rahatlıkla evlerini onarabilirler.
Adada su yağmur sularından elde edildiginden su sıkıntısı var .Genelde deniz suyununda karıştığı kuyu suyu kullanılıyor. ama büyük bidonlarla Nadi’den de su taşıyan var. Elektrik ise güneş enerjisinden elde ediliyor.O nedenle buzdolabı ve şarj akşama doğru çalışıyor.
Yaşayanlar tam ada insanı.Cogu kez ağaç dalları ile yapılmış dört tarafı açık ahşap yükseltide veya evde uzanıp boş boş kestiriyorlar.Onun dışında balığa çıkıyorlar. çevreyi düzenlemek akıllarına gelmiyor.Ev sahibim tek odalı evinin bir kösesini Nadi’den getirdikleri ile minik markete çevirmiş.Arı gibi çalışıyor.Biskivi, nodul ve soğuk boyalı meyve suları çok satılıyor.Taze balık tutmak var iken konserve tuna balık satın almalarına çok şaşırdım.hepsi deftere yazdırıyorlar.
Adadakilerin bile giyimi çok modern ve düzgün.Genc kızlar mini şortlar giyiyorlar.Ev sahibim, sarıldığı havlu ile çok rahat gelenlere satış yaptı.
Adada yesil muz(Ama içi olmuş ve tatlı),Papa’ya,kokonat gibi meyveler taro,kasava ve tatlı patates gibi köklü sebze yetistiriliyor.
Ev sahiplerim karıkoca.Cocukları olmamis.Evleri tek odalı olduğu için adam kuzeniyle kaldı.
Ada harika ama sivrisinekler korkunç.Bu kadar çöp dışarıda olursa normal.
Adada ilk okul ve ortaokul ve doktor var.
Ertesi sabah Pazar olduğu için köydeki küçük kiliseye(İki tane var.) gitmeden evsahibim ve diğer yaşayanlar önce yemek hazırlıkları başladı.(Diğer dinlerde olduğu gibi.)
Palusami: Önce Hindistan cevizlerini özel alet ile içleri rendelenip sıkarak sütünü ayırdı. Aliminyum folya kagidiniz üzerine kat kat büyük toro yapraklarını yerleştirdi.Uzerine inek eti konservesi ,doğranmış soğan ve Coconat sütünü koyup iyice kapatıp bohcaladı.Ayni içi Coconat kabuklarinada koyuyorlar Kokonat kabuklarına yoğrulmuş hamur da konuyor. Cocanat süt ile yoğrulmuş hamuru kokanat yapraklarinin içinde bohça şeklinde kapatıyorlar.
Sonra çukurda koz haline gelmiş ateşin üzerine taşları sıraladı.UzerineK
Cocanat dallarını kafes şeklinde yerlestirdi.Bunlarin üzerine de bu bohçaları yerleştirip üzerine kocaman muz yapraklarını kapattılar .Bunu üzerine bir yorgan ,onun ustunede toprakla sıkıca kapatıp 2-3 saat hazırlananların pişmesini beklediler.
-Lumi:Cocanat sütünün içine tuna balığı,tuz ve sağan koyarak katilasincaya kadar pisiriliyor Karekaba dökülüp kare seklinde parçalara ayrılıyor .Ben deneyenefim bile.
Panikeke( Pancake )=Sabah kahvaltisina içine muz koyarak kızartılan toplar.Cok lezzetliydi.
Sea Grapes:Denizin içinden toplanan bu deniz uzumunden salata yapılıyor.
-Balik çorbası.Bol suda balığı haşlıyorlar.
MANA ADASI
Turistlerin en tercih ettiği ünlü Mana adası küçük ama çok turistik.
Adada Resort, hotel ve backpacker olduğundan gitmeden yerinizi ayırtın. Veya en iyisi yerel bir evde kalarak ücreti onlara veriniz. Sanırım çadır da kurabilirsiniz.
Her gün 9,13:15 ve 15:15’ de courise kalkıyor.
Tek yön ücreti 161FJD=119 AUD=75 Amerikan doları.
Ayrıca günlük büyük courise de kalkıyor.
Yarım gün 225 FJD, tam gün ise
265 Fiji doları=3800 TL civarı.
Öğle yemeği, şnorkel dahil. Şnorkeliniz yoksa 20 FJD’ye kiralanıyor.
Ben bu adaya kaldığım aile ve yeğenleri ile altı kişi motorla birlikte gittik. Hem daha uyguna geldi hem de harika bir gün geçirdik.
Bu adaya giderken farklı ıssız adalar gördük. Deniz suyu buralarda cam göbeği rengindeydi. Mana adasının Koralların olduğu yere demir atıp şnorkellerimizle dalınca muhteşem bir güzellikle karşılaştım. Korallar çok büyük olmamakla birlikte çeşitliydi. Ama balıklar rengarenk ve çok çeşitliydi. Hele turkuaz renkli balıklar harikaydı. Tam hatırlayamadım ama sanırım ilk kez burada yine turkuaz renginde deniz yıldızı gördüm. Buradan sonra adanın diğer tarafında ki kum adasına çıktık. Burada da büyük leğen kadar tabak şeklinde her renk corallar vardı. Bu tabak şeklinde ki bazı corallarin uçları aynı oya gibi farklı renkte idi. Hayran kalmamak mümkün değil .Ev sahiplerim Deniz üzümü toplarken de corallara zarar verdiler. Yalnız ada halkın hiç çevre bilinci yok. Bu muhteşem korallari bazıları kırılmıştı. Korallara basmamaları gerektiğini uyarmaktan ben utandım. Tam denizden çıkarken köpek balığı yavrusu salınarak gelince ben hemen karaya çıktım ama çocuklar peşinden takip ettiler. Geri dönerken gençlerden biri plastik şişeyi denize atınca kendimi kaybettim. Ellerine vurdum.
Çok güzel denizler gördüm ama buradaki kadar temiz ,cam gibi deniz bir yerde görmedim. Kıyıdan başlamak üzere deniz suyu, cam göbeği, mavi ve hakiki lacivert renkteydi.
Adanın tüm kıyıları turistlere hizmet verecek şekilde bungolov, resort vb. ile çevrilmişti. Yerli halk ta turistlere hizmet ediyordu.
SUVA
Nadi’den dört saat uzaklıkta yine okyanus kenarında. Yemyeşil doğa ve okyanus manzarası eşliğinde otobüs ile gidiyorsunuz. Tek yön (20 FJD=260tl
Yol boyu okyanus kenarında lüks görünen resortler vardı.
Ayrıca yol boyu okyanus kenarında ki köy evleri bakımlıydı. Köyler, yeşillikler içinde renkli evleri ile cennet gibi görünüyordu .
Yine yol boyu basit tezgahlarda Muz,ananas, gibi tropikal meyvalar ve sebzeler satılıyordu.
Suva, bildiğimiz şehirlerden bir farkı yok. Açıkçası ben bu kadar modern bir şehir beklemiyordum.Çok katlı binalar, büyük marketler,plazalar,büyük sehirlerde aklınıza ne geliyorsa burada da var.Biraz çevre ve caddeler bakımsız sadece.Ama sokaklar çok renkli ve hareketli.Fakirler ama giyimlerine çok özen gösteriyorlar burada da.
Bulunduğunuz yerden otobüs ile en son durak olan şehir merkezinde ininiz.
Hemen indiginiz yerde
1- Public Market: Aklınıza gelebilen tüm sebze ve meyvelerin yanında tropikal çok çeşit de car.Cok büyük ve renkli bir Pazar.Gezmelere doyamadım. Girişte mısır ve meyve suları satılıyor.Mısır, Afrika’da ki gibi çok lezzetli gelmedi.
Buradan çıkıp ters yöne gittiginizde
2- Flea Market:Kadınların çalıştırdığı rengarenk elbiselerin dikilip satıldığı yer.
Ayni hizada Public Markete doğru yürürken
3-Renkli rafyalardan yapılan süsler ve hasırların satıldığı market te çok ilginçti.
Buradan yürüyerek okyanus kenarına indiginizde
4-Kordon Boyu:Beklemedigim kadar güzeldi.Yılbaşı ağacı ve diğer hazırlıklar yapılıyordu.
Yine kordon boyu birçok yeme içme mekanı bulacaksınız.
Yolun sonuna doğru solda
5-Parlement House
Biraz ilerisinde
6-Thurston Garden: Güzel çiçekli ağaçları var.İcinde
7- Fiji Muzesi: Giriş 5 FJD
Tek bir salon gezilebiliyor.Kucuk ama görülecek çok şey bulabilirsiniz. Fotoğraflardan da Fijililerin zamanında vahşi yaşam sürdükleri belli oluyor.
Tekrar ana caddeye çıkıp araç ile cumhurbaşkanının malikhanesini geçtikten sonra araç ile
devam ettiğinizde
8-Suva Piknik Park: Okyanus sularinin ağaçların dibine kadar gelip göl oluşturduğu bu yemyeşil park çok güzeldi.Okullar tatil olması nedeni ile öğrenciler pikniğe gelmişlerdi.Agaçlarin altında okyanus suyunda yüzüyorlardı.
9-Walu Bay:
Şehrin merkezindeki bu limandan Suva’dan gidebileceğiniz adalara büyük feribotlar,motorlular kalkıyor.
NukulauAdadi: 20 dakika sürüyormuş.Ama halk botu Her gün yok.
Kadavu Adası:Tek yön 6 saat.
Taveuni Adası: Tek yön 12 saat.
Bazı adalara gitmek 2-3 gün sürüyor.Oralara da giden turistler gördüm.
10-Forestry National Park:Gitmedim.
Sigatoka town:Eger zamanınız yoksa Nadi’den Suva”ya giderken bir saat uzaklıkta ki bu kasabaya meyve,sebze ve el sanatları hediyelik almak için uğrayabilir veya gidebilirsiniz.
YanıtlaYönlendir Tepki ekle |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder