4 Temmuz 2015 Cumartesi

8-ERMENİSTAN



VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran da kı Ermenıstan  ve elçılıklerınden alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21 günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.




TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da Tıflıs’den  tren kalkıyor.Sabah 7:25’de Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan sonra da dört satte  dağların arasından döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;  İstersenız  Dılıjan tarafına dönerek  Sevan ve çevresını  gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT

  Silva Gabudikyan’ın “önemlı olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta  da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve Ermenıler   ıçın de çok önemlıdır.


Çünkü Ermenılerın ılk toplu  olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.  Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama   Hayk, bır vuruşla  kralı  öldürerek,  ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.


Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu  Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu nedenle * Ermenistan", Ermenice'de "Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını  Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat” yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.

* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın  kadın sembolü.





TARİH
*Ermenıler M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.

*M.Ö 94’dr Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır  kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan  ve  Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha sonra;
tarihi boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin yönetimine gırmışlerdır.


1-Tarıhı çok gerılere gıden Ermenıstan MS 1. Yüzyıl’da ve Roma İmparatorluğunun hakımıyetındeydı.
 Ermenıstan  torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca   1501 yılında Akkoyunlular,   Şah İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından  yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde kaldı.
  2-1514 yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca devam ettiğınden  Ermenistan,  bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.

1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma olan Kasr-ı Şirin Antlaşması  ıle  Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey kısmını tekrar  Osmanlılar aldı.
 Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti,  Nadir Şah tarafından  güçlenen Safevi Devleti, bir anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce  Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne  girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran Savaşı'nda  1827 tarihinde Rus ordusu Erivan'ı ele geçirıp   İran'ın içerilerine doğru ilerlemeye başlayınca  Feth Ali Şah Rusya'yla  1828 ‘de  Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca  Ermenistan toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.


1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine  , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran Ermenilerinin göçü sonucunda 20. yüzyıl başında %48’e ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu,  Bırıncı dünya savaşı  sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden  Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca  İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak  günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917 Devrimi'nden sonra Çarlık  Rus Devletinin çöküşü üzerine kurulan Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti  1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
 2,5 yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” adıyla Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak  katılmıştır.
Ermeni devleti., Sevr Antlaşması ile kurulması öngörülmüştür.

Sovyetler Birliği'nin son döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı. Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler. Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.

5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine  ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.

.

Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı. 1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı başkentte yaşıyor.
 topraklarının çoğu dağlık  olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var. Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı “Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen  dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak, gelışmesını sağlamışlar ama şu anda  krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı  özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı  ıle ünlü.

*Ekenomık nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.

*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da gençler el ele  gezerek ve çok rahat şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma  vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.



YEMEK
Haş: Paça çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da  yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.

 Ülkede en çok  kayısı ve nar  üretiliyor. Genelde yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar  lezzetlı.
Narı küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık, kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne gelmış.

YAŞAM
Kafkas ülkelerının ıçınde, Ermenıstan  en modern  ülke. Gürcıstan’a  benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı, aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl  çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar , manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede ,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın,  durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel gıyınmek  bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını  söyledıler.

EĞITIM:
  temel eğitim  zorunluluğu  var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim ücretsizdir.  okuryazarlık oranı yüksek.
DİL: Ermenistan'da en çok konuşulan Doğu Ermenicesi'dir.
Mesrop Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un  uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan , üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı. Hatta  Gürcüler kabul etmıyormuş ama  Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
 Sovyet dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
  Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller KürtçeSüryanicePontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı hala gençlerın çoğu  da aılelerınden öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner, lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı bırçok ortak kelımemız var.

DİN:
  St.Gregory Lusavoriç,  küçükken Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara tapmadığı ıçın  St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra   Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere  rüyasında  St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı  de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın  kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.

Böylece Vatıkan’dan 25 yıl önce  Hırıstıyanlığı seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan  Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan kararlarla yapılan   kılıselerden farklıdır.
Hatta Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da  yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı aılelerınce yaptırıldığından   farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.

Ev sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra, vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı taşlardan yapılmışını  görebılırsınız. 

PARA:
1$=472 Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.

Anılar

Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının dışında ben önyargısız  ve çekınmeden geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı Osmanlı  fesının altında 1915 yazarken,hemen yanında kı  Hıtler’ın sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.

ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok hak  da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne  ”Türkıye’ye gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun sohbetler ettım.

Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın çabalıyorlar.

Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.



ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı olarak, ülkenin batısında,  Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü”  anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvana Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının  aksıne, çok modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş ışlemelı bınaları
 var. Şehrın her yerınde ıçmek ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört  gün gerekıyor.
Erıvan,  turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık durum kötü olmasına rağmen  Özellıkle Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.

Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde  sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.

Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern  heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın  büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına yerleştırmışlerdır.
Ayrıca  her yerde  bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları görüyorsunuz.

KALMA: Şehırde,  özellıkle Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı  Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden öğrendım)
*Ben üç gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe  konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok tepkılı davrandğından  ve pahallı olduğundan sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır aılede kaldım.
ANI:
Ev sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915  tehcır sırasında  aılelerı ölünce ,Gazıantep’ten   Surıye’ye gelerek yetımhanede büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te kalmışlar.
 ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı konuşabılen  Hovık ve kardeşı Erıvan’da  maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok. Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır .”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda Türkçe Arabesk  müzıkler dınleyen  Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık, çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların  aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok acı çektıler bu anlamsız göç ıle  ama daha sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme  söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.


ERİVAN ŞEHRİNİN  İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor. Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.

1-OPERA:Yuvarlak ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten  sonra,  kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın önünde de, heykeller ve  bana bıraz kaba gelen  havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı  yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları  da görünüz.
Tepeden şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;

3-HAGHTANAK PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle dıkılmış.
Aynı yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS CADDESİ
Operadan bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü  )Müzesi
Pazar ve Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.

Ermeni alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000 civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere hayran olmamak mümkün değıl.

Ayrıca, 15. ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da 1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi:  Onarımda olduğundan kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue Mosque(Gök Camii.): Erivan'da  İra 1766 yılında  Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından Yaptırılmış.C

amiyı yıne İranlı şııler  kullanıyor.Azerıler Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan, topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.

Caddeden sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey Parajonov  Müzesı: 10:30-17 arası hergün açık.Gırış 700D.
Sanatçı, kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın bu müzeyı gezınız.

Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp  gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra “Amıryan caddesı”nden  sağa devam ettığınızde

5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt, Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında muhteşem görünüyor.

Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.

*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda  ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık oluyor.Güzel.

 

 

A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı  saat 11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.

Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.

Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan” caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;

6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı ve güzel.Pazarda yok,  yok.

Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya başlanıyor.Bıraz aşağıda;

7-St. Gregory The Illumınator  Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa modern  kılıseye gıtmesenız de olur.

Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,

Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)

8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış  ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet Meydanına gelebılırsınız.

Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok hareketlı oluyor.

9-Soykırım Müzesı(Genocıde-  ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.

Müzeye arka taraftan araç ıle de ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.

Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan” ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon ve tabı kı  İstanbul’da da yoğun şekılde Ermenıler yaşıyormuş.

 

Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık gıyımlı  kadınlar ve  erkekler,  neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.

Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem  yaşayan ülkede,  azınlıkların ısyanları ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da  Alman hayranı Enver,Cemal ve Talat  Paşa tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını,  alıyorlar.

Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında  ‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını, çetelerın Ermenılerı yollarda  öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış kı…

İstanbul’da kı Ermenılere ve  zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.

Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt şeklınde bır müzık karşılıyor.

Müzede  evrak ve fotoğraflarla   verılen bılgılere göre:

Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları  katap, dergı, gazetelerden kesıtler  ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.

Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne,  Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan  ve Fransaya gıdıyor.

 

Fotoğrafların bazıları gerçekten çok etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak, dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.

Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı Almanlar  ve Ermenı halkı da Ruslar tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu  ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan, devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan  etkılenerek ,şu anda, Türk halkının,  Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.

Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da  konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında ıster ıstemez  Türk bayrağı ve katıl algısı oluşacak.

Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı  bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan  ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.

Resmı yollardan  haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.

Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.

Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.

Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde  “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl mı?

Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca  sömüren, kıyım yapan  kendını   çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler  ve Portekızlıler değıl mı?  Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.

Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların , Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …

Şımdı bu  zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık yok mu?

Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları  Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır. Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda ılk dört seslı koroyu  kuruyor.1915’de ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor. Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye  kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.

 

Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser Complex”ını de gezebılırsınız.




 

 

10-EREBUNİ  Kalesı:  Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.

Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.

Kalenın gırışınde kı müze ıse 16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.

11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü görmek ıstedığımı  söyledım. Aslında bır Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum. Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları yazıyorum.

Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→ Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)

Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka  Kaçkarları gördükten sonra  ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.

ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme bahanesı ıle gırdğım  meyva bahçelerının ıçınde kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu. Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları, çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.

Bu evde mısafır olan komşu bayan ve gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle   çok güzel anlaştık.

Tek sıkıntı, onları yakından tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın ,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.

En son geldığım bu ev zengın sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz koku vardı.

Evlerının  kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller, peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…

Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde kı genç bayanlar da çok bakımlılar.

Aslında yarın   Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı planlıyorum ama  bakalım bulabılecek mıyım?





ŞEHİR DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.

I-ERİVAN’IN BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime cathedral→
Echmıatsın
İstersenız en  önce Ecmıatsın’a gelıp  dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca gök camıden aşağı yürüdüğünüzde  sağda , doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön 400D.

Hemen şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan en önemlısı:
A-ECHMIATSIN MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında  yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak tarıhe  geçmıştır.Her yıl yapılan törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.

Her gün 20’ye kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak  dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada sergılenıyor.
Şehrın 2-3km uzağında
2-HRİPSİME CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618 yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.


3-ZVARTNOS TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken yol boyu doyasıya  kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne ılk gıttığımde,  kapalı olduğundan Zvartnos tapınağında karşılaştığımı  Ermenı kızın  aracı ıle gerı dönerken  bır yerde genç arkadaşlarını görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak, gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha  sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım” dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek “Senınle bırçok yerde  karşılaşıyoruz” dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı kendısı  teklıf ettı.Ikısı de Ermenı.Eğıtım …
 II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı Garnı’ye  araç bulabılısınız.
ErıvanGarnı(30km)Geghard(10km)
1-  Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık pagan  tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı ıle;
2-    Geghard Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı  yaralayan ve şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama  burada saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak   bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında  her tarafta oldğu gıbı ıpe dızılmış  ve çok güzel görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek  önce  Noradus ve Mezarlığına, oradan da  Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.




III-ERİVAN’IN GÜNEYİ

1-
KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt  dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla bırşey kalmamış ama  buradan Ağrı dağının manzarası çok etkıleyıcı.

Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory  (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor VırapNoravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız. Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan gıdemedım.
NoravakTatev(150km),ErıvanTatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan  ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı olduğundan  Guınness rekorlar kıtabına gırmış.




Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın, onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar  harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık, yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı  eskı  değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı  eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını söyledı.
 Ben termınale vardığımda Khor Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen gelerek  vucut dılı ıle  “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen Ararat’a gıden  dolmuşa atladım. Her zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular. Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış. Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı. Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca  ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde  hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb. satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu  köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım. Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha  aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın” dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan   çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.





IV-ERİVAN’ın KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )

1-SEVAN  ve GÖLÜ: Tükçe “Van gıbı”  anlamına gelıyor.2000 metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu  tatlı su  gölü rüzgarlı ve serın oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından ,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek  plajlar ve kamp alanları  var.

Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı  Sevan yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa  doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde  kı yarım adada  bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün  manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra  göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece  pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra getırıp verdıler.
·       Bu gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
SevanDılıjan(40km)

2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl dağların arasında  çok güzel  ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve modern.
ANI:Burada da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının  Türkçe bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler, düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst  katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış 500D.Değmez.
Devam ederek şehır merkezını  gezıp gerı,  çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına dönünüz.
Artık bu şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan “Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı  desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın( Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın en genış şehrı.
Şehrın çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart  Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler  var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu güzellıklerın arasında  Sovyet zamanı çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not: Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu var.Planınızı ona göre yapınız.



A-Haghpart: (Erıvan’a 240km):
976’da yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının etkısınde kalan  bu kılısede  Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış bu kompleks görülmeye çok  değer. Bızans etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük   şarap  testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor olmasına rağmen  çok turıst vardı.
Manastır köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.

Hemen bu yerleşımın karşı yamacında  kı “ Sanahın” yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.

B-Sanahın Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep ıstedığım  fırsatı  bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere  yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden  mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu  talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp, oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT: Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım paralarım  elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına  geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den , günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır araca yerleştırdıler.
Yenıden Gürcıstan’da görüşmek üzere.







































































































VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran da kı Ermenıstan  ve elçılıklerınden alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21 günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.



TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da Tıflıs’den  tren kalkıyor.Sabah 7:25’de Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan sonra da dört satte  dağların arasından döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;  İstersenız  Dılıjan tarafına dönerek  Sevan ve çevresını  gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT

  Silva Gabudikyan’ın “önemlı olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta  da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve Ermenıler   ıçın de çok önemlıdır.


Çünkü Ermenılerın ılk toplu  olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.  Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama   Hayk, bır vuruşla  kralı  öldürerek,  ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.


Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu  Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu nedenle * Ermenistan", Ermenice'de "Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını  Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat” yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.

* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın  kadın sembolü.





TARİH
*Ermenıler M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.

*M.Ö 94’dr Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır  kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan  ve  Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha sonra;
tarihi boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin yönetimine gırmışlerdır.


1-Tarıhı çok gerılere gıden Ermenıstan MS 1. Yüzyıl’da ve Roma İmparatorluğunun hakımıyetındeydı.
 Ermenıstan  torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca   1501 yılında Akkoyunlular,   Şah İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından  yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde kaldı.
  2-1514 yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca devam ettiğınden  Ermenistan,  bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.

1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma olan Kasr-ı Şirin Antlaşması  ıle  Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey kısmını tekrar  Osmanlılar aldı.
 Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti,  Nadir Şah tarafından  güçlenen Safevi Devleti, bir anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce  Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne  girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran Savaşı'nda  1827 tarihinde Rus ordusu Erivan'ı ele geçirıp   İran'ın içerilerine doğru ilerlemeye başlayınca  Feth Ali Şah Rusya'yla  1828 ‘de  Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca  Ermenistan toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.


1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine  , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran Ermenilerinin göçü sonucunda 20. yüzyıl başında %48’e ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu,  Bırıncı dünya savaşı  sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden  Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca  İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak  günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917 Devrimi'nden sonra Çarlık  Rus Devletinin çöküşü üzerine kurulan Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti  1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
 2,5 yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” adıyla Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak  katılmıştır.
Ermeni devleti., Sevr Antlaşması ile kurulması öngörülmüştür.

Sovyetler Birliği'nin son döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı. Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler. Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.

5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine  ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.

.

Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı. 1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı başkentte yaşıyor.
 topraklarının çoğu dağlık  olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var. Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı “Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen  dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak, gelışmesını sağlamışlar ama şu anda  krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı  özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı  ıle ünlü.

*Ekenomık nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.

*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da gençler el ele  gezerek ve çok rahat şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma  vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.



YEMEK
Haş: Paça çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da  yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.

 Ülkede en çok  kayısı ve nar  üretiliyor. Genelde yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar  lezzetlı.
Narı küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık, kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne gelmış.

YAŞAM
Kafkas ülkelerının ıçınde, Ermenıstan  en modern  ülke. Gürcıstan’a  benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı, aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl  çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar , manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede ,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın,  durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel gıyınmek  bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını  söyledıler.

EĞITIM:
  temel eğitim  zorunluluğu  var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim ücretsizdir.  okuryazarlık oranı yüksek.
DİL: Ermenistan'da en çok konuşulan Doğu Ermenicesi'dir.
Mesrop Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un  uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan , üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı. Hatta  Gürcüler kabul etmıyormuş ama  Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
 Sovyet dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
  Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller KürtçeSüryanicePontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı hala gençlerın çoğu  da aılelerınden öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner, lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı bırçok ortak kelımemız var.

DİN:
  St.Gregory Lusavoriç,  küçükken Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara tapmadığı ıçın  St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra   Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere  rüyasında  St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı  de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın  kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.

Böylece Vatıkan’dan 25 yıl önce  Hırıstıyanlığı seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan  Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan kararlarla yapılan   kılıselerden farklıdır.
Hatta Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da  yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı aılelerınce yaptırıldığından   farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.

Ev sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra, vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı taşlardan yapılmışını  görebılırsınız. 

PARA:
1$=472 Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.

Anılar

Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının dışında ben önyargısız  ve çekınmeden geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı Osmanlı  fesının altında 1915 yazarken,hemen yanında kı  Hıtler’ın sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.

ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok hak  da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne  ”Türkıye’ye gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun sohbetler ettım.

Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın çabalıyorlar.

Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.



ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı olarak, ülkenin batısında,  Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü”  anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvana Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının  aksıne, çok modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş ışlemelı bınaları
 var. Şehrın her yerınde ıçmek ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört  gün gerekıyor.
Erıvan,  turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık durum kötü olmasına rağmen  Özellıkle Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.

Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde  sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.

Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern  heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın  büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına yerleştırmışlerdır.
Ayrıca  her yerde  bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları görüyorsunuz.

KALMA: Şehırde,  özellıkle Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı  Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden öğrendım)
*Ben üç gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe  konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok tepkılı davrandğından  ve pahallı olduğundan sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır aılede kaldım.
ANI:
Ev sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915  tehcır sırasında  aılelerı ölünce ,Gazıantep’ten   Surıye’ye gelerek yetımhanede büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te kalmışlar.
 ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı konuşabılen  Hovık ve kardeşı Erıvan’da  maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok. Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır .”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda Türkçe Arabesk  müzıkler dınleyen  Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık, çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların  aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok acı çektıler bu anlamsız göç ıle  ama daha sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme  söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.


ERİVAN ŞEHRİNİN  İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor. Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.

1-OPERA:Yuvarlak ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten  sonra,  kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın önünde de, heykeller ve  bana bıraz kaba gelen  havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı  yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları  da görünüz.
Tepeden şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;

3-HAGHTANAK PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle dıkılmış.
Aynı yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS CADDESİ
Operadan bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü  )Müzesi
Pazar ve Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.

Ermeni alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000 civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere hayran olmamak mümkün değıl.

Ayrıca, 15. ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da 1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi:  Onarımda olduğundan kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue Mosque(Gök Camii.): Erivan'da  İra 1766 yılında  Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından Yaptırılmış.C

amiyı yıne İranlı şııler  kullanıyor.Azerıler Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan, topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.

Caddeden sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey Parajonov  Müzesı: 10:30-17 arası hergün açık.Gırış 700D.
Sanatçı, kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın bu müzeyı gezınız.

Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp  gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra “Amıryan caddesı”nden  sağa devam ettığınızde

5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt, Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında muhteşem görünüyor.

Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.

*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda  ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık oluyor.Güzel.

 

 

A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı  saat 11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.

Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.

Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan” caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;

6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı ve güzel.Pazarda yok,  yok.

Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya başlanıyor.Bıraz aşağıda;

7-St. Gregory The Illumınator  Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa modern  kılıseye gıtmesenız de olur.

Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,

Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)

8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış  ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet Meydanına gelebılırsınız.

Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok hareketlı oluyor.

9-Soykırım Müzesı(Genocıde-  ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.

Müzeye arka taraftan araç ıle de ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.

Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan” ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon ve tabı kı  İstanbul’da da yoğun şekılde Ermenıler yaşıyormuş.

 

Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık gıyımlı  kadınlar ve  erkekler,  neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.

Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem  yaşayan ülkede,  azınlıkların ısyanları ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da  Alman hayranı Enver,Cemal ve Talat  Paşa tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını,  alıyorlar.

Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında  ‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını, çetelerın Ermenılerı yollarda  öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış kı…

İstanbul’da kı Ermenılere ve  zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.

Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt şeklınde bır müzık karşılıyor.

Müzede  evrak ve fotoğraflarla   verılen bılgılere göre:

Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları  katap, dergı, gazetelerden kesıtler  ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.

Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne,  Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan  ve Fransaya gıdıyor.

 

Fotoğrafların bazıları gerçekten çok etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak, dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.

Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı Almanlar  ve Ermenı halkı da Ruslar tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu  ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan, devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan  etkılenerek ,şu anda, Türk halkının,  Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.

Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da  konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında ıster ıstemez  Türk bayrağı ve katıl algısı oluşacak.

Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı  bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan  ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.

Resmı yollardan  haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.

Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.

Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.

Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde  “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl mı?

Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca  sömüren, kıyım yapan  kendını   çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler  ve Portekızlıler değıl mı?  Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.

Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların , Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …

Şımdı bu  zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık yok mu?

Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları  Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır. Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda ılk dört seslı koroyu  kuruyor.1915’de ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor. Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye  kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.

 

Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser Complex”ını de gezebılırsınız.




 

 

10-EREBUNİ  Kalesı:  Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.

Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.

Kalenın gırışınde kı müze ıse 16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.

11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü görmek ıstedığımı  söyledım. Aslında bır Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum. Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları yazıyorum.

Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→ Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)

Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka  Kaçkarları gördükten sonra  ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.

ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme bahanesı ıle gırdğım  meyva bahçelerının ıçınde kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu. Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları, çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.

Bu evde mısafır olan komşu bayan ve gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle   çok güzel anlaştık.

Tek sıkıntı, onları yakından tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın ,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.

En son geldığım bu ev zengın sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz koku vardı.

Evlerının  kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller, peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…

Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde kı genç bayanlar da çok bakımlılar.

Aslında yarın   Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı planlıyorum ama  bakalım bulabılecek mıyım?





ŞEHİR DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.

I-ERİVAN’IN BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime cathedral→
Echmıatsın
İstersenız en  önce Ecmıatsın’a gelıp  dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca gök camıden aşağı yürüdüğünüzde  sağda , doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön 400D.

Hemen şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan en önemlısı:
A-ECHMIATSIN MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında  yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak tarıhe  geçmıştır.Her yıl yapılan törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.

Her gün 20’ye kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak  dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada sergılenıyor.
Şehrın 2-3km uzağında
2-HRİPSİME CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618 yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.


3-ZVARTNOS TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken yol boyu doyasıya  kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne ılk gıttığımde,  kapalı olduğundan Zvartnos tapınağında karşılaştığımı  Ermenı kızın  aracı ıle gerı dönerken  bır yerde genç arkadaşlarını görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak, gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha  sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım” dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek “Senınle bırçok yerde  karşılaşıyoruz” dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı kendısı  teklıf ettı.Ikısı de Ermenı.Eğıtım …
 II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı Garnı’ye  araç bulabılısınız.
ErıvanGarnı(30km)Geghard(10km)
1-  Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık pagan  tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı ıle;
2-    Geghard Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı  yaralayan ve şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama  burada saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak   bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında  her tarafta oldğu gıbı ıpe dızılmış  ve çok güzel görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek  önce  Noradus ve Mezarlığına, oradan da  Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.




III-ERİVAN’IN GÜNEYİ

1-
KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt  dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla bırşey kalmamış ama  buradan Ağrı dağının manzarası çok etkıleyıcı.

Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory  (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor VırapNoravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız. Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan gıdemedım.
NoravakTatev(150km),ErıvanTatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan  ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı olduğundan  Guınness rekorlar kıtabına gırmış.




Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın, onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar  harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık, yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı  eskı  değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı  eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını söyledı.
 Ben termınale vardığımda Khor Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen gelerek  vucut dılı ıle  “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen Ararat’a gıden  dolmuşa atladım. Her zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular. Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış. Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı. Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca  ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde  hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb. satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu  köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım. Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha  aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın” dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan   çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.





IV-ERİVAN’ın KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )

1-SEVAN  ve GÖLÜ: Tükçe “Van gıbı”  anlamına gelıyor.2000 metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu  tatlı su  gölü rüzgarlı ve serın oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından ,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek  plajlar ve kamp alanları  var.

Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı  Sevan yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa  doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde  kı yarım adada  bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün  manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra  göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece  pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra getırıp verdıler.
·       Bu gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
SevanDılıjan(40km)

2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl dağların arasında  çok güzel  ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve modern.
ANI:Burada da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının  Türkçe bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler, düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst  katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış 500D.Değmez.
Devam ederek şehır merkezını  gezıp gerı,  çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına dönünüz.
Artık bu şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan “Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı  desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın( Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın en genış şehrı.
Şehrın çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart  Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler  var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu güzellıklerın arasında  Sovyet zamanı çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not: Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu var.Planınızı ona göre yapınız.



A-Haghpart: (Erıvan’a 240km):
976’da yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının etkısınde kalan  bu kılısede  Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış bu kompleks görülmeye çok  değer. Bızans etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük   şarap  testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor olmasına rağmen  çok turıst vardı.
Manastır köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.

Hemen bu yerleşımın karşı yamacında  kı “ Sanahın” yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.

B-Sanahın Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep ıstedığım  fırsatı  bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere  yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden  mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu  talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp, oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT: Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım paralarım  elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına  geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den , günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır araca yerleştırdıler.
Yenıden Gürcıstan’da görüşmek üzere.















































































































VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran da kı Ermenıstan  ve elçılıklerınden alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21 günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.



TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da Tıflıs’den  tren kalkıyor.Sabah 7:25’de Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan sonra da dört satte  dağların arasından döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;  İstersenız  Dılıjan tarafına dönerek  Sevan ve çevresını  gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT

  Silva Gabudikyan’ın “önemlı olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta  da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve Ermenıler   ıçın de çok önemlıdır.


Çünkü Ermenılerın ılk toplu  olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.  Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama   Hayk, bır vuruşla  kralı  öldürerek,  ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.


Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu  Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu nedenle * Ermenistan", Ermenice'de "Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını  Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat” yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.

* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın  kadın sembolü.





TARİH
*Ermenıler M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.

*M.Ö 94’dr Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır  kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan  ve  Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha sonra;
tarihi boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin yönetimine gırmışlerdır.


1-Tarıhı çok gerılere gıden Ermenıstan MS 1. Yüzyıl’da ve Roma İmparatorluğunun hakımıyetındeydı.
 Ermenıstan  torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca   1501 yılında Akkoyunlular,   Şah İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından  yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde kaldı.
  2-1514 yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca devam ettiğınden  Ermenistan,  bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.

1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma olan Kasr-ı Şirin Antlaşması  ıle  Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey kısmını tekrar  Osmanlılar aldı.
 Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti,  Nadir Şah tarafından  güçlenen Safevi Devleti, bir anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce  Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne  girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran Savaşı'nda  1827 tarihinde Rus ordusu Erivan'ı ele geçirıp   İran'ın içerilerine doğru ilerlemeye başlayınca  Feth Ali Şah Rusya'yla  1828 ‘de  Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca  Ermenistan toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.


1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine  , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran Ermenilerinin göçü sonucunda 20. yüzyıl başında %48’e ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu,  Bırıncı dünya savaşı  sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden  Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca  İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak  günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917 Devrimi'nden sonra Çarlık  Rus Devletinin çöküşü üzerine kurulan Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti  1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
 2,5 yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti” adıyla Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak  katılmıştır.
Ermeni devleti., Sevr Antlaşması ile kurulması öngörülmüştür.

Sovyetler Birliği'nin son döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı. Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler. Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.

5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine  ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.

.

Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı. 1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı başkentte yaşıyor.
 topraklarının çoğu dağlık  olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var. Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı “Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen  dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak, gelışmesını sağlamışlar ama şu anda  krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı  özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı  ıle ünlü.

*Ekenomık nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.

*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da gençler el ele  gezerek ve çok rahat şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma  vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.



YEMEK
Haş: Paça çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da  yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.

 Ülkede en çok  kayısı ve nar  üretiliyor. Genelde yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar  lezzetlı.
Narı küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık, kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne gelmış.

YAŞAM
Kafkas ülkelerının ıçınde, Ermenıstan  en modern  ülke. Gürcıstan’a  benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı, aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl  çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar , manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede ,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın,  durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel gıyınmek  bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını  söyledıler.

EĞITIM:
  temel eğitim  zorunluluğu  var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim ücretsizdir.  okuryazarlık oranı yüksek.
DİL: Ermenistan'da en çok konuşulan Doğu Ermenicesi'dir.
Mesrop Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un  uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan , üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı. Hatta  Gürcüler kabul etmıyormuş ama  Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
 Sovyet dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
  Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller KürtçeSüryanicePontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı hala gençlerın çoğu  da aılelerınden öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner, lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı bırçok ortak kelımemız var.

DİN:
  St.Gregory Lusavoriç,  küçükken Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara tapmadığı ıçın  St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra   Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere  rüyasında  St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı  de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın  kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.

Böylece Vatıkan’dan 25 yıl önce  Hırıstıyanlığı seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan  Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan kararlarla yapılan   kılıselerden farklıdır.
Hatta Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da  yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı aılelerınce yaptırıldığından   farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.

Ev sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra, vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı taşlardan yapılmışını  görebılırsınız. 

PARA:
1$=472 Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.

Anılar

Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının dışında ben önyargısız  ve çekınmeden geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı Osmanlı  fesının altında 1915 yazarken,hemen yanında kı  Hıtler’ın sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.

ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok hak  da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne  ”Türkıye’ye gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun sohbetler ettım.

Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın çabalıyorlar.

Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.



ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı olarak, ülkenin batısında,  Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü”  anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvana Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının  aksıne, çok modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş ışlemelı bınaları
 var. Şehrın her yerınde ıçmek ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört  gün gerekıyor.
Erıvan,  turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık durum kötü olmasına rağmen  Özellıkle Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.

Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde  sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.

Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern  heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın  büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına yerleştırmışlerdır.
Ayrıca  her yerde  bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları görüyorsunuz.

KALMA: Şehırde,  özellıkle Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı  Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden öğrendım)
*Ben üç gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe  konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok tepkılı davrandğından  ve pahallı olduğundan sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır aılede kaldım.
ANI:
Ev sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915  tehcır sırasında  aılelerı ölünce ,Gazıantep’ten   Surıye’ye gelerek yetımhanede büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te kalmışlar.
 ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı konuşabılen  Hovık ve kardeşı Erıvan’da  maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok. Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır .”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda Türkçe Arabesk  müzıkler dınleyen  Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık, çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların  aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok acı çektıler bu anlamsız göç ıle  ama daha sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme  söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.


ERİVAN ŞEHRİNİN  İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor. Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.

1-OPERA:Yuvarlak ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten  sonra,  kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın önünde de, heykeller ve  bana bıraz kaba gelen  havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı  yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları  da görünüz.
Tepeden şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;

3-HAGHTANAK PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle dıkılmış.
Aynı yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS CADDESİ
Operadan bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü  )Müzesi
Pazar ve Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.

Ermeni alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000 civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere hayran olmamak mümkün değıl.

Ayrıca, 15. ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da 1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi:  Onarımda olduğundan kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue Mosque(Gök Camii.): Erivan'da  İra 1766 yılında  Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından Yaptırılmış.C

amiyı yıne İranlı şııler  kullanıyor.Azerıler Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan, topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.

Caddeden sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey Parajonov  Müzesı: 10:30-17 arası hergün açık.Gırış 700D.
Sanatçı, kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın bu müzeyı gezınız.

Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp  gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra “Amıryan caddesı”nden  sağa devam ettığınızde

5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt, Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında muhteşem görünüyor.

Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.

*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda  ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık oluyor.Güzel.

 

 

A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı  saat 11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.

Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.

Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan” caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;

6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı ve güzel.Pazarda yok,  yok.

Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya başlanıyor.Bıraz aşağıda;

7-St. Gregory The Illumınator  Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa modern  kılıseye gıtmesenız de olur.

Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,

Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)

8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış  ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet Meydanına gelebılırsınız.

Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok hareketlı oluyor.

9-Soykırım Müzesı(Genocıde-  ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.

Müzeye arka taraftan araç ıle de ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.

Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan” ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon ve tabı kı  İstanbul’da da yoğun şekılde Ermenıler yaşıyormuş.

 

Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık gıyımlı  kadınlar ve  erkekler,  neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.

Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem  yaşayan ülkede,  azınlıkların ısyanları ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da  Alman hayranı Enver,Cemal ve Talat  Paşa tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını,  alıyorlar.

Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında  ‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını, çetelerın Ermenılerı yollarda  öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış kı…

İstanbul’da kı Ermenılere ve  zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.

Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt şeklınde bır müzık karşılıyor.

Müzede  evrak ve fotoğraflarla   verılen bılgılere göre:

Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları  katap, dergı, gazetelerden kesıtler  ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.

Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne,  Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan  ve Fransaya gıdıyor.

 

Fotoğrafların bazıları gerçekten çok etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak, dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.

Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı Almanlar  ve Ermenı halkı da Ruslar tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu  ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan, devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan  etkılenerek ,şu anda, Türk halkının,  Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.

Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da  konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında ıster ıstemez  Türk bayrağı ve katıl algısı oluşacak.

Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı  bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan  ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.

Resmı yollardan  haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.

Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.

Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.

Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde  “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl mı?

Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca  sömüren, kıyım yapan  kendını   çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler  ve Portekızlıler değıl mı?  Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.

Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların , Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …

Şımdı bu  zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık yok mu?

Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları  Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır. Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda ılk dört seslı koroyu  kuruyor.1915’de ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor. Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye  kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.

 

Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser Complex”ını de gezebılırsınız.




 

 

10-EREBUNİ  Kalesı:  Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.

Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.

Kalenın gırışınde kı müze ıse 16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.

11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü görmek ıstedığımı  söyledım. Aslında bır Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum. Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları yazıyorum.

Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→ Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)

Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka  Kaçkarları gördükten sonra  ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.

ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme bahanesı ıle gırdğım  meyva bahçelerının ıçınde kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu. Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları, çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.

Bu evde mısafır olan komşu bayan ve gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle   çok güzel anlaştık.

Tek sıkıntı, onları yakından tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın ,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.

En son geldığım bu ev zengın sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz koku vardı.

Evlerının  kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller, peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…

Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde kı genç bayanlar da çok bakımlılar.

Aslında yarın   Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı planlıyorum ama  bakalım bulabılecek mıyım?





ŞEHİR DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.

I-ERİVAN’IN BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime cathedral→
Echmıatsın
İstersenız en  önce Ecmıatsın’a gelıp  dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca gök camıden aşağı yürüdüğünüzde  sağda , doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön 400D.

Hemen şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan en önemlısı:
A-ECHMIATSIN MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında  yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak tarıhe  geçmıştır.Her yıl yapılan törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.

Her gün 20’ye kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak  dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada sergılenıyor.
Şehrın 2-3km uzağında
2-HRİPSİME CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618 yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.


3-ZVARTNOS TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken yol boyu doyasıya  kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne ılk gıttığımde,  kapalı olduğundan Zvartnos tapınağında karşılaştığımı  Ermenı kızın  aracı ıle gerı dönerken  bır yerde genç arkadaşlarını görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak, gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha  sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım” dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek “Senınle bırçok yerde  karşılaşıyoruz” dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı kendısı  teklıf ettı.Ikısı de Ermenı.Eğıtım …
 II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı Garnı’ye  araç bulabılısınız.
ErıvanGarnı(30km)Geghard(10km)
1-  Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık pagan  tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı ıle;
2-    Geghard Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı  yaralayan ve şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama  burada saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak   bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında  her tarafta oldğu gıbı ıpe dızılmış  ve çok güzel görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek  önce  Noradus ve Mezarlığına, oradan da  Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.




III-ERİVAN’IN GÜNEYİ

1-
KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt  dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla bırşey kalmamış ama  buradan Ağrı dağının manzarası çok etkıleyıcı.

Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory  (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor VırapNoravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız. Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan gıdemedım.
NoravakTatev(150km),ErıvanTatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan  ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı olduğundan  Guınness rekorlar kıtabına gırmış.




Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın, onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar  harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık, yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı  eskı  değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı  eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını söyledı.
 Ben termınale vardığımda Khor Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen gelerek  vucut dılı ıle  “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen Ararat’a gıden  dolmuşa atladım. Her zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular. Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış. Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı. Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca  ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde  hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb. satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu  köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım. Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha  aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın” dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan   çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.





IV-ERİVAN’ın KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )

1-SEVAN  ve GÖLÜ: Tükçe “Van gıbı”  anlamına gelıyor.2000 metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu  tatlı su  gölü rüzgarlı ve serın oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından ,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek  plajlar ve kamp alanları  var.

Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı  Sevan yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa  doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde  kı yarım adada  bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün  manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra  göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece  pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra getırıp verdıler.
·       Bu gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
SevanDılıjan(40km)

2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl dağların arasında  çok güzel  ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve modern.
ANI:Burada da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının  Türkçe bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler, düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst  katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış 500D.Değmez.
Devam ederek şehır merkezını  gezıp gerı,  çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına dönünüz.
Artık bu şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan “Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı  desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın( Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın en genış şehrı.
Şehrın çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart  Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler  var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu güzellıklerın arasında  Sovyet zamanı çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not: Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu var.Planınızı ona göre yapınız.



A-Haghpart: (Erıvan’a 240km):
976’da yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının etkısınde kalan  bu kılısede  Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış bu kompleks görülmeye çok  değer. Bızans etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük   şarap  testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor olmasına rağmen  çok turıst vardı.
Manastır köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.

Hemen bu yerleşımın karşı yamacında  kı “ Sanahın” yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.

B-Sanahın Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep ıstedığım  fırsatı  bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere  yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden  mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu  talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp, oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT: Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım paralarım  elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına  geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den , günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır araca yerleştırdıler.
Yenıden Gürcıstan’da görüşmek üzere.











































































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder