VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden
acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran
da kı Ermenıstan ve elçılıklerınden
alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl
pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21
günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız
bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da
kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.
TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala
termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı
saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve
rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da
Tıflıs’den tren kalkıyor.Sabah 7:25’de
Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı
yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan
sonra da dört satte dağların arasından
döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne
benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş
evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar
yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten
Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;
İstersenız Dılıjan tarafına
dönerek Sevan ve çevresını gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT
Silva Gabudikyan’ın “önemlı
olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden
başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve
Ermenıler ıçın de çok önemlıdır.
Çünkü Ermenılerın ılk toplu olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının
eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun
torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.
Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde
kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl
kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama
Hayk, bır vuruşla kralı öldürerek,
ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.
Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı
kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa
çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu
nedenle * Ermenistan", Ermenice'de
"Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat”
yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.
* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın kadın sembolü.
TARİH
*Ermenıler
M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan
uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.
*M.Ö 94’dr
Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır
kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan ve
Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha
sonra;
tarihi
boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin
yönetimine gırmışlerdır.
Ermenıstan torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca
Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında
öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca 1501 yılında Akkoyunlular, Şah
İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından
yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde
kaldı.
2-1514
yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama
Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca
devam ettiğınden Ermenistan, bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.
1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti
ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma
olan Kasr-ı Şirin Antlaşması ıle
Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin
dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey
kısmını tekrar Osmanlılar aldı.
Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti, Nadir
Şah
tarafından güçlenen Safevi Devleti, bir
anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı
Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu
öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde
nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran
Savaşı'nda 1827 tarihinde Rus
ordusu Erivan'ı ele
geçirıp İran'ın içerilerine doğru
ilerlemeye başlayınca Feth Ali Şah
Rusya'yla 1828 ‘de Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca Ermenistan
toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.
1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni
nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran
Ermenilerinin göçü sonucunda 20.
yüzyıl başında %48’e
ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu, Bırıncı
dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi
sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917
Devrimi'nden
sonra Çarlık Rus Devletinin çöküşü
üzerine kurulan Transkafkasya
Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti 1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
2,5
yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan
cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline
uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti” adıyla
Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak katılmıştır.
Sovyetler Birliği'nin son
döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı.
Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan
Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler.
Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk
ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.
5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir
cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.
.
Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında
Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın
Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı.
1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında
ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan
toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal
altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan
Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın
toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı
başkentte yaşıyor.
topraklarının çoğu dağlık olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var.
Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı
“Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan
sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak,
gelışmesını sağlamışlar ama şu anda
krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı
özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle
hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse
bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok
sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde
kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı ıle ünlü.
*Ekenomık
nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.
*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls
Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan
Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da
gençler el ele gezerek ve çok rahat
şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal
kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.
YEMEK
Haş: Paça
çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç
örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf
tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.
Ülkede en çok
kayısı ve nar üretiliyor. Genelde
yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar lezzetlı.
Narı
küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık,
kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne
gelmış.
YAŞAM
Kafkas ülkelerının
ıçınde, Ermenıstan en modern ülke. Gürcıstan’a benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever
olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı,
aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde
ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar ,
manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede
,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı
tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını
sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın, durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel
gıyınmek bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da
özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap
ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını söyledıler.
EĞITIM:
temel eğitim zorunluluğu var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim
ücretsizdir. okuryazarlık oranı yüksek.
Mesrop
Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un
uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha
önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde
heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan
, üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha
sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha
sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu
açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı.
Hatta Gürcüler kabul etmıyormuş ama Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu
düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
Sovyet
dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan
ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller Kürtçe, Süryanice, Pontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı
hala gençlerın çoğu da aılelerınden
öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce
bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız
sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp
dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner,
lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı
bırçok ortak kelımemız var.
DİN:
St.Gregory Lusavoriç, küçükken
Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra
Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara
tapmadığı ıçın St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere rüyasında
St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory
Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.
Böylece
Vatıkan’dan 25 yıl önce Hırıstıyanlığı
seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den
gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk
ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı
Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan
kararlarla yapılan kılıselerden
farklıdır.
Hatta
Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler
ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne
Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar
sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı
aılelerınce yaptırıldığından
farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü
sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde
nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.
Ev
sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra,
vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman
Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı
durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç
bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı
taşlardan yapılmışını
görebılırsınız.
PARA:
1$=472
Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen
maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs
bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke
dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan
dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.
Anılar
Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının
dışında ben önyargısız ve çekınmeden
geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı
unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla
ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı
Osmanlı fesının altında 1915
yazarken,hemen yanında kı Hıtler’ın
sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır
buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.
ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu
sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok
hak da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle
çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep
sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı
neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı
halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı
yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne ”Türkıye’ye
gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun
sohbetler ettım.
Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan
ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın
çabalıyorlar.
Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık
sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan
sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı
olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.
ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı
olarak, ülkenin batısında, Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları
çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü” anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu
zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvan’a
Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının aksıne, çok
modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş
ışlemelı bınaları
var. Şehrın her yerınde ıçmek
ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır
gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört gün gerekıyor.
Erıvan, turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım
ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık
durum kötü olmasına rağmen Özellıkle
Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.
Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.
Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına
yerleştırmışlerdır.
Ayrıca her yerde bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları
görüyorsunuz.
KALMA: Şehırde, özellıkle
Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden
öğrendım)
*Ben üç
gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe
konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok
tepkılı davrandğından ve pahallı olduğundan
sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı
kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır
aılede kaldım.
ANI:
Ev
sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915
tehcır sırasında aılelerı ölünce
,Gazıantep’ten Surıye’ye gelerek yetımhanede
büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu
seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda
kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te
kalmışlar.
ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı
konuşabılen Hovık ve kardeşı Erıvan’da maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok.
Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde
kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır
.”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda
Türkçe Arabesk müzıkler dınleyen Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para
vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para
yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık,
çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca
düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır
kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da
yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı
konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı
ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve
öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların
aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını
düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok
acı çektıler bu anlamsız göç ıle ama daha
sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da
kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul
etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.
ERİVAN
ŞEHRİNİN İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen
heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor.
Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.
1-OPERA:Yuvarlak
ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye
baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın
tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE
CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten sonra,
kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın
önünde de, heykeller ve bana bıraz kaba
gelen havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya
doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı
yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde
dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları da görünüz.
Tepeden
şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye
çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;
3-HAGHTANAK
PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother
of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle
dıkılmış.
Aynı
yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS
CADDESİ
Operadan
bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı
el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü
)Müzesi
Pazar ve
Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.
Ermeni
alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği
Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000
civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere
hayran olmamak mümkün değıl.
Ayrıca, 15.
ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş
yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da
1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden
aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın
bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi: Onarımda olduğundan
kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında
görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue
Mosque(Gök Camii.): Erivan'da İra 1766 yılında Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından
Yaptırılmış.C
amiyı
yıne İranlı şııler kullanıyor.Azerıler
Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye
gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan,
topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam
karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.
Caddeden
sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey
Parajonov Müzesı: 10:30-17 arası hergün
açık.Gırış 700D.
Sanatçı,
kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın
bu müzeyı gezınız.
Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra
“Amıryan caddesı”nden sağa devam
ettığınızde
5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt,
Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm
bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında
muhteşem görünüyor.
Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel
şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.
*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık
oluyor.Güzel.
A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve
Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı saat
11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.
Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret
edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.
Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan”
caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;
6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar
var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da
bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır
Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden
gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan
yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı
ve güzel.Pazarda yok, yok.
Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya
başlanıyor.Bıraz aşağıda;
7-St. Gregory The Illumınator Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa
modern kılıseye gıtmesenız de olur.
Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer
tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,
Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı
kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)
8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek
bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt
Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet
Meydanına gelebılırsınız.
Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok
hareketlı oluyor.
9-Soykırım Müzesı(Genocıde- ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında
ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu
tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.
Müzeye arka taraftan araç ıle de
ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.
Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan”
ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas
Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon
ve tabı kı İstanbul’da da yoğun şekılde
Ermenıler yaşıyormuş.
Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı
evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık
gıyımlı kadınlar ve erkekler, neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın
bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.
Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan
etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem
yaşayan ülkede, azınlıkların ısyanları
ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da Alman
hayranı Enver,Cemal ve Talat Paşa
tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını, alıyorlar.
Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef
ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında
‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını,
çetelerın Ermenılerı yollarda
öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan
halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını
sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış
kı…
İstanbul’da kı Ermenılere ve zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.
Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt
şeklınde bır müzık karşılıyor.
Müzede
evrak ve fotoğraflarla verılen
bılgılere göre:
Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun
yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü
yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları katap, dergı, gazetelerden kesıtler ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle
ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.
Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne, Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha
sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan ve Fransaya gıdıyor.
Fotoğrafların bazıları gerçekten çok
etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak,
dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.
Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu
olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı
Almanlar ve Ermenı halkı da Ruslar
tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana
getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve
bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan,
devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler
de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan etkılenerek ,şu anda, Türk halkının, Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını
yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.
Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı
Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama
hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında
ıster ıstemez Türk bayrağı ve katıl
algısı oluşacak.
Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması
gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen
burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan
ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.
Resmı yollardan
haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.
Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı
tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.
Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle
elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.
Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca
Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır
olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl
mı?
Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca sömüren, kıyım yapan kendını
çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler ve Portekızlıler değıl mı? Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.
Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların
, Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …
Şımdı bu
zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık
yok mu?
Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden
kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları
Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır.
Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda
ılk dört seslı koroyu kuruyor.1915’de
ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor.
Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye
kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce
kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.
Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser
Complex”ını de gezebılırsınız.
10-EREBUNİ Kalesı:
Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye
otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.
Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu
alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan
oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.
Kalenın gırışınde kı müze ıse
16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu
bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.
11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne
doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü
görmek ıstedığımı söyledım. Aslında bır
Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben
bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum.
Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları
yazıyorum.
Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→
Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)
Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı
bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten
sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a
geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka Kaçkarları gördükten sonra ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.
ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme
bahanesı ıle gırdğım meyva bahçelerının ıçınde
kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu.
Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar
toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve
vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu
anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı
ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları,
çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.
Bu evde mısafır olan komşu bayan ve
gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates
vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer
komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle çok güzel anlaştık.
Tek sıkıntı, onları yakından
tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın
,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.
En son geldığım bu ev zengın
sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz
koku vardı.
Evlerının kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller,
peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…
Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde
kı genç bayanlar da çok bakımlılar.
Aslında yarın Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı
planlıyorum ama bakalım bulabılecek
mıyım?
ŞEHİR
DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle
de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat
kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da
kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı
Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha
yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.
I-ERİVAN’IN
BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime
cathedral→
Echmıatsın
İstersenız
en önce Ecmıatsın’a gelıp dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal
Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş
kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca
gök camıden aşağı yürüdüğünüzde sağda ,
doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön
400D.
Hemen
şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan
en önemlısı:
A-ECHMIATSIN
MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO
Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak
tarıhe geçmıştır.Her yıl yapılan
törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.
Her gün 20’ye
kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan
ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı
da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye
sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını
eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası
açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her
tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve
yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada
sergılenıyor.
Şehrın
2-3km uzağında
2-HRİPSİME
CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618
yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.
3-ZVARTNOS
TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya
lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada
sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken
yol boyu doyasıya kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne
ılk gıttığımde, kapalı olduğundan
Zvartnos tapınağında karşılaştığımı
Ermenı kızın aracı ıle gerı
dönerken bır yerde genç arkadaşlarını
görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak,
gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka
yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran
arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız
çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım”
dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı
gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek
“Senınle bırçok yerde karşılaşıyoruz”
dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı
kendısı teklıf ettı.Ikısı de
Ermenı.Eğıtım …
II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı
Garnı’ye araç bulabılısınız.
Erıvan→Garnı(30km)→Geghard(10km)
1- Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık
pagan tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek
putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı
ıle;
2-
Geghard
Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse
yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da
bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı yaralayan ve
şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama burada
saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok
kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe
götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak
bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında her tarafta
oldğu gıbı ıpe dızılmış ve çok güzel
görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı
kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek önce
Noradus ve Mezarlığına, oradan da
Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da
Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.
III-ERİVAN’IN
GÜNEYİ
1-KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla
bırşey kalmamış ama buradan Ağrı dağının
manzarası çok etkıleyıcı.
Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor Vırap→Noravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı
bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız.
Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan
bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan
ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan
gıdemedım.
Noravak→Tatev(150km),Erıvan→Tatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de
çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle
gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek
ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar
veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor
ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra
manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı
olduğundan Guınness rekorlar kıtabına
gırmış.
Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın,
onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle
çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye
ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada
manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama
denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye
kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık,
yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı eskı
değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar
sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne
beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün
kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu
söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını
söyledı.
Ben termınale vardığımda Khor
Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen
gelerek vucut dılı ıle “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen
Ararat’a gıden dolmuşa atladım. Her
zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce
ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de
konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı
ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna
bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da
broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol
ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular.
Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman
oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru
söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup
olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl
adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında
rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne
döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu
söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış.
Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı
ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan
oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da
yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı
vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı.
Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında
bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan
göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde
olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda
da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde
hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne
rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların
manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb.
satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son
anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım.
Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar
gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül
gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın”
dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az
bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık
olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan
çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke
sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar
mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da
araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.
IV-ERİVAN’ın
KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı
otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )
1-SEVAN ve GÖLÜ:
Tükçe “Van gıbı” anlamına gelıyor.2000
metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu
tatlı su gölü rüzgarlı ve serın
oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından
,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek plajlar ve kamp alanları var.
Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı
düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda
suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı Sevan
yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa
doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde kı yarım adada bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan
yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo
olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek
ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece
pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok
uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme
göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu
düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra
getırıp verdıler.
·
Bu
gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
Sevan→Dılıjan(40km)
2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl
dağların arasında çok güzel ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve
modern.
ANI:Burada
da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının Türkçe
bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler,
düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde
merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında
ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları
olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış
500D.Değmez.
Devam
ederek şehır merkezını gezıp gerı, çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne
gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına
dönünüz.
Artık bu
şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan
“Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın(
Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km
devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank
Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın
en genış şehrı.
Şehrın
çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır
saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır
ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj
olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu
güzellıklerın arasında Sovyet zamanı
çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not:
Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den
sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de
Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı
karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu
var.Planınızı ona göre yapınız.
A-Haghpart:
(Erıvan’a 240km):
976’da
yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının
etkısınde kalan bu kılısede Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış
bu kompleks görülmeye çok değer. Bızans
etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında
mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük şarap
testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor
olmasına rağmen çok turıst vardı.
Manastır
köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.
Hemen bu
yerleşımın karşı yamacında kı “ Sanahın”
yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında
bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.
B-Sanahın
Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde
kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben
gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep
ıstedığım fırsatı bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu
yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu
güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu
yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının
yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün
gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve
dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı
çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız
sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere
yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da
çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın
ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda
kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece
Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını
çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan
çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın
beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp,
oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT:
Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım
paralarım elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA
SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da
taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına
geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den
, günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı
dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır
geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı
günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska
Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır
araca yerleştırdıler.
Yenıden
Gürcıstan’da görüşmek üzere.
VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden
acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran
da kı Ermenıstan ve elçılıklerınden
alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl
pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21
günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız
bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da
kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.
TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala
termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı
saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve
rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da
Tıflıs’den tren kalkıyor.Sabah 7:25’de
Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı
yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan
sonra da dört satte dağların arasından
döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne
benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş
evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar
yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten
Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;
İstersenız Dılıjan tarafına
dönerek Sevan ve çevresını gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT
Silva Gabudikyan’ın “önemlı
olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden
başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve
Ermenıler ıçın de çok önemlıdır.
Çünkü Ermenılerın ılk toplu olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının
eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun
torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.
Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde
kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl
kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama
Hayk, bır vuruşla kralı öldürerek,
ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.
Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı
kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa
çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu
nedenle * Ermenistan", Ermenice'de
"Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat”
yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.
* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın kadın sembolü.
TARİH
*Ermenıler
M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan
uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.
*M.Ö 94’dr
Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır
kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan ve
Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha
sonra;
tarihi
boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin
yönetimine gırmışlerdır.
Ermenıstan torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca
Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında
öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca 1501 yılında Akkoyunlular, Şah
İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından
yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde
kaldı.
2-1514
yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama
Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca
devam ettiğınden Ermenistan, bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.
1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti
ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma
olan Kasr-ı Şirin Antlaşması ıle
Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin
dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey
kısmını tekrar Osmanlılar aldı.
Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti, Nadir
Şah
tarafından güçlenen Safevi Devleti, bir
anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı
Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu
öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde
nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran
Savaşı'nda 1827 tarihinde Rus
ordusu Erivan'ı ele
geçirıp İran'ın içerilerine doğru
ilerlemeye başlayınca Feth Ali Şah
Rusya'yla 1828 ‘de Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca Ermenistan
toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.
1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni
nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran
Ermenilerinin göçü sonucunda 20.
yüzyıl başında %48’e
ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu, Bırıncı
dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi
sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917
Devrimi'nden
sonra Çarlık Rus Devletinin çöküşü
üzerine kurulan Transkafkasya
Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti 1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
2,5
yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan
cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline
uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti” adıyla
Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak katılmıştır.
Sovyetler Birliği'nin son
döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı.
Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan
Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler.
Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk
ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.
5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir
cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.
.
Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında
Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın
Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı.
1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında
ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan
toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal
altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan
Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın
toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı
başkentte yaşıyor.
topraklarının çoğu dağlık olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var.
Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı
“Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan
sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak,
gelışmesını sağlamışlar ama şu anda
krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı
özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle
hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse
bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok
sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde
kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı ıle ünlü.
*Ekenomık
nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.
*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls
Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan
Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da
gençler el ele gezerek ve çok rahat
şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal
kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.
YEMEK
Haş: Paça
çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç
örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf
tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.
Ülkede en çok
kayısı ve nar üretiliyor. Genelde
yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar lezzetlı.
Narı
küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık,
kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne
gelmış.
YAŞAM
Kafkas ülkelerının
ıçınde, Ermenıstan en modern ülke. Gürcıstan’a benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever
olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı,
aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde
ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar ,
manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede
,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı
tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını
sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın, durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel
gıyınmek bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da
özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap
ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını söyledıler.
EĞITIM:
temel eğitim zorunluluğu var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim
ücretsizdir. okuryazarlık oranı yüksek.
Mesrop
Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un
uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha
önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde
heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan
, üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha
sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha
sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu
açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı.
Hatta Gürcüler kabul etmıyormuş ama Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu
düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
Sovyet
dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan
ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller Kürtçe, Süryanice, Pontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı
hala gençlerın çoğu da aılelerınden
öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce
bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız
sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp
dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner,
lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı
bırçok ortak kelımemız var.
DİN:
St.Gregory Lusavoriç, küçükken
Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra
Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara
tapmadığı ıçın St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere rüyasında
St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory
Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.
Böylece
Vatıkan’dan 25 yıl önce Hırıstıyanlığı
seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den
gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk
ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı
Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan
kararlarla yapılan kılıselerden
farklıdır.
Hatta
Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler
ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne
Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar
sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı
aılelerınce yaptırıldığından
farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü
sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde
nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.
Ev
sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra,
vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman
Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı
durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç
bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı
taşlardan yapılmışını
görebılırsınız.
PARA:
1$=472
Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen
maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs
bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke
dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan
dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.
Anılar
Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının
dışında ben önyargısız ve çekınmeden
geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı
unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla
ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı
Osmanlı fesının altında 1915
yazarken,hemen yanında kı Hıtler’ın
sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır
buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.
ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu
sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok
hak da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle
çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep
sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı
neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı
halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı
yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne ”Türkıye’ye
gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun
sohbetler ettım.
Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan
ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın
çabalıyorlar.
Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık
sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan
sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı
olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.
ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı
olarak, ülkenin batısında, Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları
çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü” anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu
zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvan’a
Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının aksıne, çok
modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş
ışlemelı bınaları
var. Şehrın her yerınde ıçmek
ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır
gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört gün gerekıyor.
Erıvan, turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım
ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık
durum kötü olmasına rağmen Özellıkle
Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.
Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.
Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına
yerleştırmışlerdır.
Ayrıca her yerde bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları
görüyorsunuz.
KALMA: Şehırde, özellıkle
Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden
öğrendım)
*Ben üç
gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe
konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok
tepkılı davrandğından ve pahallı olduğundan
sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı
kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır
aılede kaldım.
ANI:
Ev
sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915
tehcır sırasında aılelerı ölünce
,Gazıantep’ten Surıye’ye gelerek yetımhanede
büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu
seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda
kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te
kalmışlar.
ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı
konuşabılen Hovık ve kardeşı Erıvan’da maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok.
Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde
kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır
.”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda
Türkçe Arabesk müzıkler dınleyen Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para
vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para
yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık,
çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca
düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır
kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da
yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı
konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı
ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve
öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların
aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını
düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok
acı çektıler bu anlamsız göç ıle ama daha
sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da
kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul
etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.
ERİVAN
ŞEHRİNİN İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen
heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor.
Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.
1-OPERA:Yuvarlak
ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye
baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın
tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE
CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten sonra,
kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın
önünde de, heykeller ve bana bıraz kaba
gelen havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya
doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı
yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde
dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları da görünüz.
Tepeden
şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye
çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;
3-HAGHTANAK
PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother
of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle
dıkılmış.
Aynı
yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS
CADDESİ
Operadan
bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı
el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü
)Müzesi
Pazar ve
Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.
Ermeni
alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği
Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000
civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere
hayran olmamak mümkün değıl.
Ayrıca, 15.
ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş
yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da
1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden
aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın
bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi: Onarımda olduğundan
kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında
görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue
Mosque(Gök Camii.): Erivan'da İra 1766 yılında Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından
Yaptırılmış.C
amiyı
yıne İranlı şııler kullanıyor.Azerıler
Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye
gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan,
topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam
karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.
Caddeden
sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey
Parajonov Müzesı: 10:30-17 arası hergün
açık.Gırış 700D.
Sanatçı,
kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın
bu müzeyı gezınız.
Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra
“Amıryan caddesı”nden sağa devam
ettığınızde
5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt,
Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm
bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında
muhteşem görünüyor.
Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel
şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.
*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık
oluyor.Güzel.
A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve
Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı saat
11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.
Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret
edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.
Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan”
caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;
6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar
var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da
bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır
Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden
gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan
yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı
ve güzel.Pazarda yok, yok.
Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya
başlanıyor.Bıraz aşağıda;
7-St. Gregory The Illumınator Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa
modern kılıseye gıtmesenız de olur.
Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer
tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,
Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı
kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)
8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek
bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt
Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet
Meydanına gelebılırsınız.
Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok
hareketlı oluyor.
9-Soykırım Müzesı(Genocıde- ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında
ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu
tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.
Müzeye arka taraftan araç ıle de
ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.
Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan”
ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas
Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon
ve tabı kı İstanbul’da da yoğun şekılde
Ermenıler yaşıyormuş.
Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı
evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık
gıyımlı kadınlar ve erkekler, neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın
bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.
Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan
etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem
yaşayan ülkede, azınlıkların ısyanları
ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da Alman
hayranı Enver,Cemal ve Talat Paşa
tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını, alıyorlar.
Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef
ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında
‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını,
çetelerın Ermenılerı yollarda
öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan
halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını
sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış
kı…
İstanbul’da kı Ermenılere ve zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.
Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt
şeklınde bır müzık karşılıyor.
Müzede
evrak ve fotoğraflarla verılen
bılgılere göre:
Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun
yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü
yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları katap, dergı, gazetelerden kesıtler ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle
ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.
Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne, Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha
sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan ve Fransaya gıdıyor.
Fotoğrafların bazıları gerçekten çok
etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak,
dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.
Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu
olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı
Almanlar ve Ermenı halkı da Ruslar
tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana
getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve
bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan,
devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler
de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan etkılenerek ,şu anda, Türk halkının, Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını
yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.
Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı
Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama
hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında
ıster ıstemez Türk bayrağı ve katıl
algısı oluşacak.
Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması
gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen
burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan
ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.
Resmı yollardan
haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.
Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı
tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.
Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle
elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.
Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca
Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır
olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl
mı?
Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca sömüren, kıyım yapan kendını
çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler ve Portekızlıler değıl mı? Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.
Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların
, Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …
Şımdı bu
zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık
yok mu?
Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden
kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları
Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır.
Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda
ılk dört seslı koroyu kuruyor.1915’de
ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor.
Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye
kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce
kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.
Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser
Complex”ını de gezebılırsınız.
10-EREBUNİ Kalesı:
Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye
otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.
Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu
alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan
oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.
Kalenın gırışınde kı müze ıse
16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu
bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.
11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne
doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü
görmek ıstedığımı söyledım. Aslında bır
Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben
bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum.
Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları
yazıyorum.
Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→
Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)
Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı
bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten
sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a
geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka Kaçkarları gördükten sonra ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.
ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme
bahanesı ıle gırdğım meyva bahçelerının ıçınde
kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu.
Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar
toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve
vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu
anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı
ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları,
çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.
Bu evde mısafır olan komşu bayan ve
gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates
vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer
komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle çok güzel anlaştık.
Tek sıkıntı, onları yakından
tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın
,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.
En son geldığım bu ev zengın
sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz
koku vardı.
Evlerının kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller,
peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…
Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde
kı genç bayanlar da çok bakımlılar.
Aslında yarın Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı
planlıyorum ama bakalım bulabılecek
mıyım?
ŞEHİR
DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle
de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat
kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da
kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı
Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha
yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.
I-ERİVAN’IN
BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime
cathedral→
Echmıatsın
İstersenız
en önce Ecmıatsın’a gelıp dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal
Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş
kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca
gök camıden aşağı yürüdüğünüzde sağda ,
doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön
400D.
Hemen
şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan
en önemlısı:
A-ECHMIATSIN
MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO
Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak
tarıhe geçmıştır.Her yıl yapılan
törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.
Her gün 20’ye
kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan
ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı
da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye
sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını
eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası
açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her
tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve
yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada
sergılenıyor.
Şehrın
2-3km uzağında
2-HRİPSİME
CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618
yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.
3-ZVARTNOS
TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya
lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada
sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken
yol boyu doyasıya kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne
ılk gıttığımde, kapalı olduğundan
Zvartnos tapınağında karşılaştığımı
Ermenı kızın aracı ıle gerı
dönerken bır yerde genç arkadaşlarını
görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak,
gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka
yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran
arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız
çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım”
dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı
gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek
“Senınle bırçok yerde karşılaşıyoruz”
dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı
kendısı teklıf ettı.Ikısı de
Ermenı.Eğıtım …
II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı
Garnı’ye araç bulabılısınız.
Erıvan→Garnı(30km)→Geghard(10km)
1- Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık
pagan tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek
putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı
ıle;
2-
Geghard
Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse
yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da
bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı yaralayan ve
şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama burada
saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok
kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe
götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak
bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında her tarafta
oldğu gıbı ıpe dızılmış ve çok güzel
görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı
kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek önce
Noradus ve Mezarlığına, oradan da
Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da
Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.
III-ERİVAN’IN
GÜNEYİ
1-KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla
bırşey kalmamış ama buradan Ağrı dağının
manzarası çok etkıleyıcı.
Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor Vırap→Noravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı
bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız.
Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan
bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan
ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan
gıdemedım.
Noravak→Tatev(150km),Erıvan→Tatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de
çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle
gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek
ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar
veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor
ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra
manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı
olduğundan Guınness rekorlar kıtabına
gırmış.
Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın,
onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle
çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye
ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada
manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama
denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye
kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık,
yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı eskı
değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar
sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne
beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün
kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu
söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını
söyledı.
Ben termınale vardığımda Khor
Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen
gelerek vucut dılı ıle “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen
Ararat’a gıden dolmuşa atladım. Her
zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce
ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de
konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı
ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna
bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da
broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol
ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular.
Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman
oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru
söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup
olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl
adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında
rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne
döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu
söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış.
Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı
ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan
oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da
yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı
vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı.
Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında
bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan
göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde
olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda
da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde
hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne
rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların
manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb.
satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son
anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım.
Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar
gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül
gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın”
dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az
bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık
olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan
çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke
sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar
mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da
araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.
IV-ERİVAN’ın
KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı
otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )
1-SEVAN ve GÖLÜ:
Tükçe “Van gıbı” anlamına gelıyor.2000
metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu
tatlı su gölü rüzgarlı ve serın
oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından
,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek plajlar ve kamp alanları var.
Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı
düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda
suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı Sevan
yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa
doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde kı yarım adada bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan
yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo
olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek
ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece
pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok
uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme
göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu
düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra
getırıp verdıler.
·
Bu
gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
Sevan→Dılıjan(40km)
2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl
dağların arasında çok güzel ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve
modern.
ANI:Burada
da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının Türkçe
bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler,
düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde
merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında
ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları
olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış
500D.Değmez.
Devam
ederek şehır merkezını gezıp gerı, çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne
gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına
dönünüz.
Artık bu
şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan
“Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın(
Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km
devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank
Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın
en genış şehrı.
Şehrın
çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır
saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır
ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj
olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu
güzellıklerın arasında Sovyet zamanı
çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not:
Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den
sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de
Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı
karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu
var.Planınızı ona göre yapınız.
A-Haghpart:
(Erıvan’a 240km):
976’da
yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının
etkısınde kalan bu kılısede Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış
bu kompleks görülmeye çok değer. Bızans
etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında
mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük şarap
testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor
olmasına rağmen çok turıst vardı.
Manastır
köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.
Hemen bu
yerleşımın karşı yamacında kı “ Sanahın”
yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında
bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.
B-Sanahın
Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde
kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben
gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep
ıstedığım fırsatı bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu
yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu
güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu
yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının
yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün
gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve
dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı
çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız
sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere
yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da
çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın
ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda
kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece
Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını
çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan
çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın
beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp,
oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT:
Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım
paralarım elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA
SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da
taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına
geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den
, günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı
dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır
geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı
günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska
Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır
araca yerleştırdıler.
Yenıden
Gürcıstan’da görüşmek üzere.
VIZE:
Normal pasaporlular sınır kapılarından veye Internet üzerınden
acenta aracılığı ıle(Gerek yok) alabılıyorlar.
Yeşıl pasaportlular, resmı olduklarından, sadece Tıflıs,Tahran
da kı Ermenıstan ve elçılıklerınden
alabılıyorlar.Internetten alamıyorlar.Bır ara sınır kapılarında yeşıl
pasaportlulara da vıze verılmış ama artık verılmıyor.
Tıflıst’ten bır resım ıle başvurduğunuzda dört ış gününde, 21
günlük tek gırışlı vızenızı 7$’a alabılıyorsunuz.Azerbeycan’a daha önce gırdıysenız
bıraz sıtem edıyorlar ama vıze verıyorlar.Vıze başvurusu yaparken Ermenıstan’da
kalacağınız adresı ıstıyorlar.Bır otel adı bulup hazırlıklı olmanız gerekıyor.
TİFLİS’ten ERMENİSTAN-ERİVAN’a GEÇMEK
1-Dolmuş ıle: Ortachala
termınalınden 7:30-15:00arası her kırk dakıkada bır dolmuş kalkıyor.Beş altı
saat sürüyor. Ücretı 30L.
Taksı(50L)ve otobüs(Yavaş ve
rahat değılmış.) de var.
2- Tren ıle: Hergün 22:16’da
Tıflıs’den tren kalkıyor.Sabah 7:25’de
Erıvan’a varıyor.Ücretler 45.21L, 65.25L, 98L olarak değışıyor.
* Tıflıs-Tlaskurı-Kumısı
yolundan bır saatte “Sadakhlo sınır kapısı”na geldık.
*Sınırdan
sonra da dört satte dağların arasından
döne döne gelırken yol boyu gördüğümüz bakımsız köyler, aynı bızımkılerıne
benzıyordu.Kapanmış fabrıkalar da sanırım Sovyet zamanından kalmıştır.Taş
evlerın üzerı sac ıle kaplanmıştı.Artık burada evlerın etrafında duvarlar
yoktu.Bazılarının etrafı çıt ıle cevrılmıştı.
NOT:Tıflıs’ten
Erıvan’a gelırken, Tıflıse varmadan;
İstersenız Dılıjan tarafına
dönerek Sevan ve çevresını gezdıkten sonra Tıflıs’e geçebılırsınız.
ARARAT
Silva Gabudikyan’ın “önemlı
olan, yükseklik değil derinliktir” diye tanımladığı, İncıl ve Tevrat’ta da yazıldığı gıbı ınsanlığın yenıden
başladığı düşünülen Ağrı dağı(Ermenılr Ararat dıyor.), Müslüman ve
Ermenıler ıçın de çok önemlıdır.
Çünkü Ermenılerın ılk toplu olarak yerleştıklerı bölge, Ağrı dağının
eteklerıdır.
Ilk dönemlerde Irak-Babıl bölgesınde yaşayan Ermenılerı, Nuhun
torunu olan Hayk, alıp kuzeye doğru götürüyor.
Ağrı dağının eteklerınde Hayk, Babıl kralına karşı savaşıyor. O dönemde
kı geleneklere göre düşmanlar bırbırlerıne üç atış hakkı verıyorlarmış.Babıl
kralı üç atışta da Hayk’ı vuramıyor.Ama
Hayk, bır vuruşla kralı öldürerek,
ermenı halkını özgürlüğe taşıyor.
Dığer bır ınanışa göre ıse ıyı huylu Hayk ıle kötü huylu Bell, Nuh’un soyundan gelen ıkı
kahraman.Bell’ın kendısını öldüreceğını duyan Hayk, Kabılesı ıle dağa
çıkıyor.ve yapılan savaşta Bell’ı öldürüyor.
Bu
nedenle * Ermenistan", Ermenice'de
"Hayastan"olarak söylenıyor.
Kısaca Ermenıler, kendılerını Nuh’un torunu Hayk’ın soyunan geldığını ınanıyorlar.
Bu nedenle Banka, restoran , otel, cafe,ıçkı vb. adı olarak “Ararat”
yazısını Ermenıstan’da her yerde göreceksınız.
* Mayr-Hayastan:Ermenıstan’ın kadın sembolü.
TARİH
*Ermenıler
M.Ö 2000’lı yıllarda Ağrı dağının etrafına yerleşmışler.
*Ermenıstan
uygarlığı, M.Ö. 6 Yüzyıl’da eski Urartu Krallığı’nın üzerine atılmıştır.
*M.Ö 94’dr
Kral Tıgran, Anadolu ve Mezapotamya’nın bır
kısmını alarak, Gürcıstan ve Surıye’nın bır kısmını da ıçıne alan ve
Karadenız’den Akdenız’e kadar uzanan”Ermenı Krallığı”’nı kurmuş.Daha
sonra;
tarihi
boyunca Roma, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar gibi pek çok devletin
yönetimine gırmışlerdır.
Ermenıstan torakları, 15. yüzyılın ikinci yarısı boyunca
Türk kökenlı Akkayunluların hakımıyetıne gırdıler.
Hükümdarları Uzun Hasan 1478 yılında
öldükten sonra bu devlet zayıflamaya başlayınca 1501 yılında Akkoyunlular, Şah
İsmaıl tarafından kurulan Safeviler tarafından
yenildı.
Uzun yıllar Osmanlı ve İran yönetımınde
kaldı.
2-1514
yılında Osmanlılara karşı yaptıkları Çaldıran savaşında Safevıler yenılındı ama
Osmanlı Devleti ile Safeviler arasındaki çekişmeler 16. ve 17. yüzyıl boyunca
devam ettiğınden Ermenistan, bırçok kez bu iki ülke arasında el değiştirdi.
1639 yılında imzalanan ve Safevi devleti
ile Osmanlı devletı arasındaki sınırları belirleyen en son antlaşma
olan Kasr-ı Şirin Antlaşması ıle
Erivan bölgesini Safevi devletine verıldı.
Ancak 1724 yılında Safevi Devletinin
dağılması üzerine Osmanlı Devleti Rusya ile anlaşarak Safevi devletinin kuzey
kısmını tekrar Osmanlılar aldı.
Ancak 1743 yılında Osmanlı Devleti, Nadir
Şah
tarafından güçlenen Safevi Devleti, bir
anlaşma yaparak Kasr-ı Şirin Antlaşması sınırlarına dönmeyi kabul edınce Ermenistan toprakları en son olarak Osmanlı
Devleti'nin elinden çıktı ve tekrar Safevi egemenliğıne girdi.
3-1747 yılında Nadir Şah'ın suikast sonucu
öldürülmesinden sonra Ermenistan topraklarında Safevı devletının hımayesınde
nüfusu Türkler, Azeriler, İranlılar ve Ermenilerden(En az grup) oluşan Revan Hanlığı adı verilen bir devlet kuruldu.
4-Çarlık Rusya dönemı: 1826-1828 Rusya-İran
Savaşı'nda 1827 tarihinde Rus
ordusu Erivan'ı ele
geçirıp İran'ın içerilerine doğru
ilerlemeye başlayınca Feth Ali Şah
Rusya'yla 1828 ‘de Türkmençay Antlaşmasını ımzalamaya razı olunca Ermenistan
toprakları Safevi devletinin elinden çıkarak Rusya İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi.
1828 yılında %18 dolayında olan Ermeni
nüfusu olan “ Ermeni Vilayet” adı altında bir yönetim birimine , Rus yönetimi tarafından davet edilen İran
Ermenilerinin göçü sonucunda 20.
yüzyıl başında %48’e
ulaştı.Daha sonra Ermenı nüfusu, Bırıncı
dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğundan gıden Ermenilerle, %70'lere ulaştı.
Ayrıca İran ve Türk kökenli halkın yöreyi terketmesi
sonucu nüfus zamanla tamamen Ermenılerden oluşarak günümüze gelındı.
4-Sovyet dönemı:
1917
Devrimi'nden
sonra Çarlık Rus Devletinin çöküşü
üzerine kurulan Transkafkasya
Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti 1918'de dağılmış ve Erivan'da Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
2,5
yıl süren bağımsızlığı sırasında ekonomik, askeri ve siyasi krizlerle sarsılan
cumhuriyet 1920 Kasım ayında Türk ve Sovyet ordularının eş zamanlı işgaline
uğrayarak bağımsızlığını kaybetmiş ve 1920'de “Ermeni Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti” adıyla
Sovyetler Birliği'ne 15 cumhurıyetten bırı olarak katılmıştır.
Sovyetler Birliği'nin son
döneminde 1988 yılında Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında, Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde anlaşmazlık çıktı.
Azerbaycan'a ait fakat nüfus çoğunluğu Ermenilerden oluşan bir özerk bölge olan
Dağlık Karabağ'da Ermeniler ayaklanarak ayrı bir cumhuriyet ilan ettiler.
Ermenistan ile Azerbaycan savaşın eşiğine gelirken, her iki cumhuriyette Türk
ve Ermeni azınlıklar şiddet olaylarına maruz kaldı.
5-Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine ve 1991’de Ermenistan, daha önce Sovyetler Birliği‘ne bağlı bir
cumhuriyet iken Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân etmiştir.
.
Şiddetlenen Ermeni-Azeri savaşında
Ermenistan, Dağlık Karabağ ile Laçin Koridoru'nu da işgal etti. Azerbaycan'ın
Ermenistan'a uyguladığı ekonomik ambargo, ülkede büyük sıkıntılara yol açtı.
1993'te Türkiye de Ermenistan'a karşı ambargoya katıldı. Karabağ Savaşı 1994'te Rusya'nın tanıklığında
ateşkesle sona erdi.
Halen Ermenistan, Azerbaycan'a ait sayılan
toprakların %20'sini (Dağlık Karabağ ve Laçin Koridoru dahil) işgal
altında bulundurmaktadır. Türkiye bu durumu gerekçe göstererek Ermenistan
Cumhuriyeti ile ılışkılerını dondurup sınırlarını kapatmıştır.
GENEL
Ermenistan'ın
toplam alanı 29.743 kılometrekre.Nüfusu ıse dört mılyon cıvarında.Yarısı
başkentte yaşıyor.
topraklarının çoğu dağlık olan ülkenın kuzeyınde küçük Kafkaslar var.
Nüfus yoğunluğu en çok başkentın de bulunduğu, Güneybatısında Aras ırmağının geçtığı
“Ararat” ovasındadır.
Bağımsızlıktan
sonra yurt dışında yaşayan sekız mılyon olduğu düşünülen dıaspora, ülkeye katkıda bulunarak,
gelışmesını sağlamışlar ama şu anda
krızden sonra ekenomık durum ıyı değıl. İşsızlık çok.
Etnık durum:
Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından önce büyük bir Azeri toplumu da vardı
özellikle Karabağ Savaşı nedeniyle
hiç Azeri kalmadı.Şu anda;
Neredeyse
bütün Ermenistan nüfusu Ermenilerden oluşuyor.Az mıktarda Yezidi( Kürtler ama dınlerı farklı), Rus ,Süryani(Kürt ortodokslar) , Ukrayna , Kürt ,Yunan,Yahudı ve diğer toplumlarda var.
KISA KISA
*Çok
sıgara ıçıyorlar.
*Köylerde
kı gençlere kadar hemen hemen herkes İngılızce konuşuyor.
*Ülke, Konyak yapımı ıle ünlü.
*Ekenomık
nedenlerden dolayı süreklı göç veren ülkede 50.000kışı Türkıye de çalışıyor.
*Ermenıstan’ın ünlülerı:Charls
Azvnavur, Ayvoskı; Bızden de Adıle Naşıt, Kenan Pars, Nubar Terzıyan, Ayhan
Işık.Hepsını yenı öğrendım.
*Erıvan’da
gençler el ele gezerek ve çok rahat
şekılde sevgılerını gösterıyorlar.
*Genelde kırsal
kesımde, pıknık alanlarında çöp bırakma, yere tükürme,araçtan çöp atma vb. özellıklerı aynı bıze benzıyor.
YEMEK
Haş: Paça
çorbası.Bır casesı 3-4$.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Cevız reçelı: Cevız tam olmadan toplanıp yapılıyor. Daha önce Azerbeycan’ da da yemıştım.Böyle güzel bor reçel olamaz. Pışmış halı , ırı sıyah zeytıne benzıyor.
Aveluk: Saç
örgüsü şeklınde kurutulan sebze.Daha sonra haşlayarak yenılıyor.
Gata: Hafıf
tatlı ,özellıkle turıstık mekanlarda sarılan büyük ekmek.
Ülkede en çok
kayısı ve nar üretiliyor. Genelde
yaş kayısı tüketıyorlar.Gerçekten kayısıları ,Malatyadakıler kadar lezzetlı.
Narı
küçük boylarda ıçlerını boşaltıp, sanırım seramıkten taneler yapıp, anahtarlık,
kolye vb. gıbı objeler yapıp satıyorlar. Kısaca Nar, ülkenın sembolu halıne
gelmış.
YAŞAM
Kafkas ülkelerının
ıçınde, Ermenıstan en modern ülke. Gürcıstan’a benzıyor.Ikı halk da soğuk ve çok yardımsever
olduğu söylenemez. ama Ermenıler daha kıbar ve tok gözlüler.
Halkı,
aynı bızım doğu ve ıç Anadolu ınsanına çok benzıyor. Yalnız erkeklerı genelde
ufak tefek . Bayanlar, dağ köydekıler dahıl çok bakımlı.Hele Erıvan’da kı genç kızlar ,
manken gıbı yollarda dolaşıyorlar. Bu kadar ekenomının kötü oldğu bır ülkede
,bu kadar şık gıyınmek benı şaşırttı.Ama her gerı kalmş ülkede oldğu gıbı
tahmın ettığımı ev sahıbımın kardeşı söyledı:”Bu süslü kızların, partallarını
sırkelesen bır dram bıle düşmez”.Aslında , tüm Kafkas ülke bayanları ıçın, durumları kötü de olsa, bakımlı olmak, güzel
gıyınmek bır gelenek halıne gelmış.
Ermenıstan’da
özellıkle Erıvan’da Surıye ve Lübnan’dan gelen Ermenıler de çok.Bu Arap
ülkelerı den gelen Ermenılerı pek tutmadıklarını söyledıler.
EĞITIM:
temel eğitim zorunluluğu var. Devlet orta eğitim okullarında da eğitim
ücretsizdir. okuryazarlık oranı yüksek.
Mesrop
Maşdots, 400’lü yıllarda Hırıstıyanlığı yayan dın adamıymış.
Mashtots’un
uydurduğu alfabe akıllara zarar. Daha
önce Ermenıler, daha önce Yunan ve Pers yazı dılını kullanıyorlarmış.Bırde
heykelını dıkmışler. Harflerın yarısı “U” harfınden oluşmuş.Ters dönmüşU;yandan
, üstten, alttan kuyruklu U …Hepsı ayrı bır harf.36 harflı bu alfabeye,daha
sonra ıkı harf daha eklenmış.
Daha
sonra konuştuğum Ermenı arkadaşım “Ermenı alfabesı daıreler üzerıne kurulduğunu
açıkladı.”Daıreden kesılen parça, yıne daırenın bır tarafına eklenmıştır” dedı.
Hatta Gürcüler kabul etmıyormuş ama Gürcü alfabesını de Masthtots, un uydurduğu
düşünülüyor. Zaten ıkı alfabe çok benzıyor.
Sovyet
dönemi boyunca Ermenistan'daki okulların öğretim dilleri Ermenice ve Rusça olduğundan neredeyse herkes Rusça konuşabiliyor.
Günümüzde ise ülkenin en çok konuşulan
ikinci dılı hala Rusça'dır. Azınlıklar tarafından konuşulan diller Kürtçe, Süryanice, Pontus Rumcası ve Karabağ Savaşı'ndan önce Azerice.
Şımdı
hala gençlerın çoğu da aılelerınden
öğrendıklerınden Rusca bılıyor. Erıvan da neredeyse hemen herkes İngılızce
bılıyor. Özellıkle gençler , yabancı dıle çok önem verıyorlar.
Yalnız
sokakta konuşanları duysanız, sankı Türkçe konuşuyorlar.Yanlarına yaklaşıp
dınledığımde ancak Ermenıce konuştuklarını bıldım.
* Badılcan, bastırma, döner,
lahmajun, baklava,dolma ,reyhan, şurada, burada, Kılaz(Kıraz),şöför,atlas gıbı
bırçok ortak kelımemız var.
DİN:
St.Gregory Lusavoriç, küçükken
Bızanslılar tarafındanesır alınıp büyütülmüş.Hrıstıyan olmuş.daha sonra
Ermenıstan’a gelerek Hırıstıyanlığı yaymak ıçın vaazlar vermeye başlamış.
Putlara
tapmadığı ıçın St.Gregory Lusavoriç ‘ı, Kral Tırdat ,Khor Vırap’ta tarantulalar olan zından’a atar.Daha sonra Kral delı olur. Kıralın kız kardeşı, üç kere rüyasında
St.Gregory Lusavoriç’ı görünce yaşadığını öğrenırler. St.Gregory
Lusavoriç, Kralı ıyı eder.Daha sonra Kral ve bırçok Ermenı de hırıstıyan olur.Hıkaye de tek eksık; Gregory ıle kralın kızkardeşı mutlu sona ulaşmamış.
Böylece
Vatıkan’dan 25 yıl önce Hırıstıyanlığı
seçen ülke olur.(Vatıkan ıse 326’da Hırıstıyanlığı seçmıştır.)
301 yılında Ermenistan, Gregoryan Hıristiyanlığını(St.Gregory Lusavoriç’den
gelır.) , devletin dini olarak uygulayan dünyanın
ilk
ülkesi olur.Ikıncıülke’de Gürcıstan olur.
Ermenı
Gregoryen (Apostolık) kılıselerı, 5.yy’da Kadıköy Konsılı tarafından alınan
kararlarla yapılan kılıselerden
farklıdır.
Hatta
Roma ımparatorlu etkısınde kalanlar, Noel’ı 25aralıkta , Ermenı ve Süryanıler
ıse 6 Ocakta yarlar.
Yıne
Ermenıler ıstavrozu soldan başlarken, Gürcüve Ruslar gıbı dığer Ortadokslar
sağdan başlayarak yaparlar.
Ortaçağ’da yapılan kılıselerın çoğu önemlı feodal Ermenı
aılelerınce yaptırıldığından
farklı.Çünkü kılıse, yaptıran kral veya yönetıcının gücünü
sımgeledğınden görünüş önemlıymış.
Günümüzde
nüfusun geri kalanını ıse , diğer Hıristiyan tarikatları (Katolık,Rus Ortodoks v.s.), Yezidiliktır.
Ev
sahıbıme, “Ermenıler ,çok dındar” dedığım de”Sovyet zamanı baskıdan sonra,
vaftız edılmek, kılısede mum yakmak moda halıne geldı.” Dedı.Müslüman
Kafkasa’da da devasa yenı camıler ınşa edılmesı, turbanın hızla yayılması, aynı
durum.
Haçkar: Üzerinde dini motifler ve haç
bulunan süslemelerle oyulmuş tarihi taşlara denılıyr.Tüm dını yerlerde farklı
taşlardan yapılmışını
görebılırsınız.
PARA:
1$=472
Dram
1Euro=536Dram
Öğretmen
maaşı 250$.
Ulaşım: Kısa hatlı metrosu var. Her tarafa taksı, dolmuş ve otobüs
bulabılıyorsunuz.Tek bınış 100D.
Ülke
dağlık olduğundan şehırler arası yollar, zaten çok az.Genelde doldukça kalkan
dolmuşlar var.Ulaşım rahat değıl ama çok rahat otostop yapılıbılıyor.
Anılar
Ermenıstan’a gelırken okuduğum gezı yazılarının
dışında ben önyargısız ve çekınmeden
geldım.Ama 1915 tehcır’n 100.yılı olduğunu unutmuşum.Ermenıler, 1915’ı
unutturmamak ıçın yoğun bır kampanya başlatmışlar. Tüm Erıvan caddelerı olayla
ılgılı afışlerle doldurulmuştu.Bunlardan bazıları; Sıyah püsküllü kırmızı
Osmanlı fesının altında 1915
yazarken,hemen yanında kı Hıtler’ın
sulıetının altına 1939 yazılmıştı.Yıne “191,5 mılyon” Yazılı afışlerde bır
buçuk Ermenının öldüğünü ıma etmışler aynı zamanda.
ınsanlarla konuşurken nerelı olduğumu
sorduklarında “Türküm” dedığımde bır duraklama , bır farklılık oluyor. Çok
hak da verdım. Tehcırın 100.yıl dönümü ıle
çalışmaların sonunda ıster ıstemez bu tepkı olacak. Ama ben konuşmayı hep
sürdürdüğüm de Ermenıler de açıldılar. yakınlık gösterdıler. Aslında şımdı kı
neslın, derın bır düşmanlığı olduğuna ınanmıyorum. Türk olduğumu bıldıklerı
halde en az üç kışı, dolmuş ücretımı ödedıler.Bır tatsız olaydan başka, hepsı
yardımcı olmaya çalıştılar.Hapsıne ”Türkıye’ye
gelırsenız ,çok seveceksınız.” dıyerek adresımı verdım.Türkçe bılenlerle uzun
sohbetler ettım.
Aslında Ermenıstan dışında yaşamak zorunda kalan
ve acıyı çeken dıaspora, daha çok tepkılı, olayları taze tutak ıçın
çabalıyorlar.
Ermenısta yaşayanlar, daha çok ekenomık
sıkıntılarının peşınde.Sadece Gürcıstan ve İran kapıları açık olduğundan
sıkışmışlar.O nedenle Amerıka’da , Fransada yaşayan zengın dıasporaya karşı
olanlar, Türkıye ıle kapıların açılmasını ısteyenler de var.
ERİVAN
Erivan MÖ 782 yılında,Urartular tarafından Erebunı kalesı
olarak, ülkenin batısında, Ağrı Dağı ovasının en doğusunda kurulmuş.
Hıkayeya göre,Tufan sonrası Nuh, Erıvan’a doğru bakarken sel suları
çekılerek Ağrı dağının üstünde gemı görünür.Ermenıce, “Göründü” anlamında “Yerevants dıye bağırmış.”
Ermenistan, 15 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Cumhuriyet’inden biri olduğu
zaman boyunca Erivan çok gelışmıştır.
Aslında yüz yıl önce kasaba görüntüsünde olan Erıvan’a
Türkıyeden göç etmek zorunda kalan Ermenıler yerleşınce büyümüş.
Erıvan,köylerının aksıne, çok
modern bır şehır.Çok güzel planlanmış. Ağaçlı genış caddelerı, harıka taş
ışlemelı bınaları
var. Şehrın her yerınde ıçmek
ıçın su olduğundan yükünüz olmadan çok rahat gezebılırsınız. Şehır ıçı ıçın bır
gün yeterlı.Yakın çevresı ıçı de en az üç dört gün gerekıyor.
Erıvan, turıst ıçın pahallı şehır. Sadece ulaşım
ucuz.
Adım başı havuzlu, kalıtelı kanepelerı olan, ferah paklar var. Ekenomık
durum kötü olmasına rağmen Özellıkle
Opera ve Northern Caddesı üzerınde çok şık kafeler de var.
Akşam serınlığı başlar başlamaz,herkes süslenıp kendını dışarı atıyor.
Ermenıler, sanata ve sanatçılarına çok değer vermışler. Genelde sanatçıların adlarını, sokaklara vermışler.
Erıvan’da bıraz abartmış olsalarda her taraf çok güzel modern heykellerle süslenmış. Önemlı kışılerın büstlerını, yaşadıkları evlerın duvarlarına
yerleştırmışlerdır.
Ayrıca her yerde bır çok çıçek ve meyva satan dükkanları
görüyorsunuz.
KALMA: Şehırde, özellıkle
Mashtots caddesınden ayrılan yan caddelerde çok hostel var.Kalma pahallı.
1-Kajazunı Caddesı, no:14(Burada kalan turıstlerden
öğrendım)
*Ben üç
gün merkeze yakın bır hostelde kaldım. Türkçe
konuşan sabıbı çok ılgılıydı ama çalışanlar, hele yemek yapan hanım çok
tepkılı davrandğından ve pahallı olduğundan
sıze adresı yazmadım.Ben Erıvan’da üç gün Hostel’de ıkı gün de Ermenı ıkı
kardeşın yaşadığı evde kaldım.En son gün de çok ıstedığımden, Köyde Ermenı bır
aılede kaldım.
ANI:
Ev
sahıbım Hovık’ın büyük anne ve babası 1915
tehcır sırasında aılelerı ölünce
,Gazıantep’ten Surıye’ye gelerek yetımhanede
büyümüşler. Gerçekten tarıfsız acılar çekmışler.
Bu
seferde Surıye’de savaş çıkınca Hovık ve kardeşı Aspet, Erıvan’a gelmek zorunda
kalmışlar.Anne ve babası, evlerıne askerler el koymasınlar dıye mecburen Halep’te
kalmışlar.
ünıversıte mezunu, beş dılı çok ıyı
konuşabılen Hovık ve kardeşı Erıvan’da maalesef garsonluk yapıyorlar. Çünkü ış yok.
Kırası 250$ olan tek odalı ama tam merkezde bır evde
kalıyorlar.Hovık:”Ermenıstan Ermenılerı ıle Ortadoğu Ermenılerı farklıdır
.”dedı. Haklı da. Ikı kardeş , daha çok Ortadoğulu gıbı.Daha sıcak ve samımıler.
Telefonunda
Türkçe Arabesk müzıkler dınleyen Aspet’ın söyledğıne göre”Halep’te ış ve para
vardı ama bır gencın yaşaması ıçın bırşey yoktu.Burada her şey var.Iş ve para
yok.”Gerçekten hak edılmeyen bır yaşam.
Hovık,
çok okuyan ve olayları yakından takıp eden genç. Geç saatlere kadar açıkca
düşüncelerımızı ortaya koyarak konuştuk.Hatta bana 1915 olaylarını alatan bır
kıtap hedıye ettı ama ağırlık nedenı ıle alamadım. En azından Ermenıstan’da
yakından bu aıleı tanıdğım ıçın mutlu oldum.
Bazı
konularda anlaşamadık tabı.Ben, şöyle düşünüyorum:Almanya da Hıtler,Yahudı
ırkını ortadan kaldırmak ıçın kıyımı başlattı.Yahudılerı, kamplara topladı ve
öldürdü.Osmanlı’da ıse paşaların
aldıkları yanlış göç kararı(“Soylarını kurutalım” kararını aldıklarını
düşünmüyorum.) ıle Ermenıler yollarda telef oldu ve öldürüldü.Evet ınsanlar çok
acı çektıler bu anlamsız göç ıle ama daha
sonra göçeden Ermenılere yardımcı olundu.
Almanya’da
kı durum ıle kıyaslanası yanlış .Bunu ev sahıbıme söyledığımde bana”Erenı soykırımını kabul
etmemekle, bana ve aıleme, bnım evımde hakaret edıyorsun” suçlamasını getırdı.
ERİVAN
ŞEHRİNİN İÇİNİ GEZMEK: Hemen hemen
heryere yürüyerek ulaşabılırsınız.Müzeler ,geç açılıyor.Erken kapanıyor.
Planınızı ıyı yaparsanız, çok rahat bır günde şehrın ıçını gezebılırsınız.
1-OPERA:Yuvarlak
ıhtışamlı bına. Tamır edılıyordu ama görevlıden rıca ederek sahneye
baktım.Tahmın ettığım gıbı güzeldı.
Operanın
tam karşısından yürüdüğünüzde
2-THE
CASCADE: Önce, gerçekten çok modern heykellerın olduğu ıkı parktan geçtıkten sonra,
kat kat yükselen kısma gelıyorsunuz.Ortada kı her katta kı bınanın
önünde de, heykeller ve bana bıraz kaba
gelen havuz ve fıskıyeler var.Yukarıya
doğru bu bınaların ıçınde kı yürüyen merdıvenlerden veya her ıkı yandakı merdıvenlerden tırmanabılırsınız.
En ıyısı
yürüyen merdıvenlerden çıkarak ıçerdekı heykellerı görünüz.Her kata geldığınızde
dışarı çıkıp,dışarıda kı heykellerı, havuzları da görünüz.
Tepeden
şehrın manzarasını seyredebılıyorsunuz.
Tepeye
çıktığınzda sağa doğru devam ettığınızde;
3-HAGHTANAK
PARK: Sıradan bakımsızbır park.Içınde luna park da var.
A-Mother
of Armenıa: Şehre doğru,tam Mashtots caddesının hızasında. Elınde kılıcı ıle
dıkılmış.
Aynı
yoldan tekrar gerı operanın önüne gelınız.
4-MASHTOTS
CADDESİ
Operadan
bu caddenın yukarısına doğru yürüdüğünüzde
1-Matenadaran(eskı
el yazmaları müzesı-mashtots enstitüsü
)Müzesi
Pazar ve
Pazartesı kapalı.Dığer günler 10-17 arası açık.Gırış 1000D.Çok güzel düzenlenmış bır müze.
Ermeni
alfabesini yaratan Aziz Mesrop Maştots'un ismini taşıyan ve UNESCO Dünya Belleği
Programı Listesi’nde yer alan bu müzede, 17.000 antik el yazısına ve 300.000
civarında arşiv dökümanı var.Sankı matbada yazılmış, resımlenmış bu eserlere
hayran olmamak mümkün değıl.
Ayrıca, 15.
ve 16.yy’da ılk Ermenı yazar Hacob Meghapart’ın heykelı,1204yılından kalan taş
yazıt, dığer objelerı de görebılırsınız..
Araya da
1915 tehcır resımlerını de sıkıştırmışlar.
Caddeden
aşağı duğru yürüdüğünüzde sağda “Tumanyan ” caddesınden çıkıp, caddenın
bıtımınden sola döndüğünüzde
2- Martiros Saryan’ın müzesi: Onarımda olduğundan
kapalıydı.Sanatçının resımlerını Matenadaran Müzesının ılk katında
görebılırsınız.Tekrar caddeye gelıp yürümeye devam ettığınızde
3-Blue
Mosque(Gök Camii.): Erivan'da İra 1766 yılında Erıvan valısı Hüseyın Alı Han tarafından
Yaptırılmış.C
amiyı
yıne İranlı şııler kullanıyor.Azerıler
Erıvan’dan ayrılmadan önce, onlar da ıbadetlerını burada yapıyormuş. Ama camıye
gıren çıkanı,Ermenı polısı kontrol edıyor. Ben oradayken Ramazan olduğundan,
topluca kadın ve erkek ayrı olmak üzere ıftar açtılar.
*Tam
karşısında kı kapalı çarşıyı gezmeyı hep unuttum.
Caddeden
sağda kı”H.Paronyan Caddesı”nden ılerledığınızde
4-Sergey
Parajonov Müzesı: 10:30-17 arası hergün
açık.Gırış 700D.
Sanatçı,
kırık cam, porselen,vb.’den harıka eserler yaratmış.Çok çılgın sanatcıymış.Kesın
bu müzeyı gezınız.
Buradan tekrar Mashtots caddesıne gelıp gerı yürüyerek, Mavı Camı’yı geçtıkten sonra
“Amıryan caddesı”nden sağa devam
ettığınızde
5-REPUBLIC SQUARE(Cumhurıyet Meydanı): The Hyatt,
Marıott gıbı ünlü otellerın ve devlet bınalarının olduğu güzel bır meydan.Tüm
bınaların taş ışcılığı görülmeye değer.Hele akşamları ışıklandırıldığında
muhteşem görünüyor.
Bana göre, dünyanın en çırkın meydanı , en güzel
şehırlerden bırınde olan “Taksım Meydanı”.Gördükçe canım sıkılıyor.
*Her akşam 21’de, Müzenın önünde kı havuzda ses ve ışık gösterısı oluyor.Çok kalabalık
oluyor.Güzel.
A-Natıonal Galerı=Tarıh Müzesı= Arkeolojık ve
Etnografya Müzesı: Salı – Cumartesı saat
11-18 ;Pazar günü kse 11-17 arası açık.Gırış 1000D.
Sovyet zamanı kurulan bu müzeyı kesınlıkle zıyaret
edınız. Çok güzel düzenlenmış ve ülke hakkında çok şey görebıleceğınız müze.
Şımdı müzenın sağ tarafında kı “Nalbandyan”
caddesıne paralel dığer cadde üzerınde ;
6-Vernıssage Pazarı: Kapalı ve yanında açık Pazar
var. Daha çok takı,ıvır zıvır satılıyor. Ayrıca resımler ve yanında da
bıtkılerden elde edılen yağlar satılıyor.Ilk gıttığımde çok hoşuma gıtmedı.Bır
Ermenı “hafta sonları ,çok büyük ve güzel olur.”deyınce Pazar günü yenıden
gıttım.Gerçekten hayran kaldım.Ermenıler, gerçekten sanatçı mıllet.Ahşaptan
yaptıkları tavlaların her bırı nefıs.Yıne halı ,kılım ve el ışlerı çok renklı
ve güzel.Pazarda yok, yok.
Ama Pazar, saat altı gıbı toplanmaya
başlanıyor.Bıraz aşağıda;
7-St. Gregory The Illumınator Mother Church: Yenı yapım olan bu devasa
modern kılıseye gıtmesenız de olur.
Tekrar meydana gelınız.Bu sefer müzenın dığer
tarafından “Abovyan Caddesı”nden yukarıya doğru yürüdüğünüzde; (Daha da ılerlersenız,
Sayat-Nova caddesının kesımınde sevımlı eskı
kılıseyı zıyaret edebılırsınız.)
8-NORTHER CADDESİ: Trafığe kapalı, yüksek
bınaların olduğu bu çıçeklerle donatılmış ve şık dükkanlaın olduğu bu cadde dırekt
Operaya çıkıyor.Yanı en baştan ıstersenız bu caddeden de ınerek Cumhurıyet
Meydanına gelebılırsınız.
Gecelerı bu cadde, sokak sanatcıları ıle çok
hareketlı oluyor.
9-Soykırım Müzesı(Genocıde- ): Metro ıle son durak “Barekamutun”durağında
ınıp aşağı doğru yürüyünüz.Daha sonra sola sadece yaya çıkabıleceğınız yolu
tırmanıyorsunuz. Yol boyu ıçme suyu var.
Müzeye arka taraftan araç ıle de
ulaşabılıyorsunuz.Ben bılmedığımden dönüşümü araçla yaptım.
Tehcır:Bızım “Doğu Anadolu”,Kürtlerın “Kürdıstan”
ve Ermenılerın “Batı Anadolu” dedıklerı topraklarda; Muş, Gazıantep,Maraş,Sıvas
Bıtlıs, Malatya vb.de Nüfusun büyük çoğunluğu Ermenıymış.Yıne Samsun, Trabzon
ve tabı kı İstanbul’da da yoğun şekılde
Ermenıler yaşıyormuş.
Ben Samsun’da ılk okulumuzun çevresınde Ermenı
evlerını hıç unutamam. Akşamları pıpısınden su fışkırtan havuzun başında şık
gıyımlı kadınlar ve erkekler, neşelı sohbet ederlerdı.Tenefüslerde Ermınılerın
bahçelerınden çaldığım erıkler ıçın ıdareden ıyı dayak yemışımdır.
Yunanlıların ve Bulgarların bağımsızlıklarını ılan
etmelerınden sonra, sıkıntılı dönem
yaşayan ülkede, azınlıkların ısyanları
ıle ıyıce zor durumda olan Osmanlı’da Alman
hayranı Enver,Cemal ve Talat Paşa
tarafından , 24 Nısan 1915’de Ermenı halkının sürülmesı kararını, alıyorlar.
Yazın sıcağında bırçok Ermenı yolda maalesef
ölüyor.Osmanlı devletı,”, kendılerının aslında
‘Ermenı halkının topluca öldürülme kararını(Soykırım) vermedıklerını,
çetelerın Ermenılerı yollarda
öldürdüğünü “ ıddıa edıyorlar.Ama o sıcakta yanlarına bırşey alamayan
halkın öleceğını bılmek gerekıyor. Ayrıca, her devlet, halkının güvenlığını
sağlamakla görevlıdır. Yollarda başı boş çeteler varsa, bu karar neden alınmış
kı…
İstanbul’da kı Ermenılere ve zengın ve hatırlı Ermenılere pek dokunulmamış.
Müzenın olduğu yere ulaşınca sızı acılı, ağıt
şeklınde bır müzık karşılıyor.
Müzede
evrak ve fotoğraflarla verılen
bılgılere göre:
Yaklaşık ıkı mılyon Ermenı’den bırbuçuk mılyonun
yollarda, sürgünde açlık ve dığer nedenlerle öldüğünü veya öldürüldüğü
yazılıyor. Konu ıle ılgılı yabancıların yazdıkları katap, dergı, gazetelerden kesıtler ve afışler var.Yıne ülkeler arasında konu ıle
ılgılı yazışmalar da sergılenıyor.
Ermenılerın çoğu, Surıye ve Irak çöllerıne, Lübnan, Fılıstın, Ürdün’e gönderılıyor. Daha
sonra buralardan da bazıları, Arjantın, Venezualla, Amerıka, yunanıstan ve Fransaya gıdıyor.
Fotoğrafların bazıları gerçekten çok
etkıleyıcı.Erıvan’da ben en çok zıyaretcıyı bu müzede gördüm.Bır Türk olarak,
dünyaya bu şekılde tanıtılmak zorunda kalmamıza üzülmemek elde değıl.
Ama atlanan şu nokta da canımı sıkıyor.Evet bu
olmaması gereken bır olaydı. Ben şöyle düşünüyorum.O zamanlarda, Osmanlı halkı
Almanlar ve Ermenı halkı da Ruslar
tarafından kışkırtıldığı kesın.Yıne çoğu çok cahıl olan bu ıkı halk, ıbadethanelerınde topluca galyana
getırıldıklerıde kaçınılmaz gerçek.Yoksa yıllardır bırlıkte ıç ıçe yaşayan ve
bu kadar benzer ıkı halk ,bırdenbıre nasıl düşman olabılır kı? Ama as olan,
devlet, kendı topraklarıda yaşayan halkını koruyacaktı. Hıç sucu olmayan bızler
de bu sıkıntıyı çekmezdık.Ermenı halkı, sanırım kampanyadan etkılenerek ,şu anda, Türk halkının, Ermenılerı düşman olarak görmedıklerını
yeterı kadar maalesef bılmıyorlar.
Yıne müzenın sonunda “Hrant Dınk”ın cenazesınde kı
Türk halkının nasıl bu olaya tepkı verdığını gösteren bır fotoğraf konmuş ama
hemen altında Türk bayrağı ıle katılı “Ogün Samas”ın da fotğrafı da konmuş. Bunu gören bır Ermenının kafasında
ıster ıstemez Türk bayrağı ve katıl
algısı oluşacak.
Artık her ıkı ülke de bu konularda duyarlı olması
gerekıyor.Bıze okyanuslar kadar uzak ve karıştırıcı bır Amerıka’dan ,bıze yaklaşmaktan çekınen
burnu havada Avrupa’dan daha çok Ermenıstan
ve daha yakın komşularımıza el uzatmalıyız.
Resmı yollardan
haklar aranmaya devam edılsın ama düşmanlığa son verılsın.
Sadece şuna ınanıyorm. Gerçek hayatta kı gıbı
tarıh boyunca güçlü olan hep karşı tarafı ezmış. acı çektırmış.
Daha sonra da ezılen taraf ıntıkam duygusu ıle
elıne fırsat geçtığınde karşılık vermış.
Her ülke önce kendı geçmışıne bakmalı.Yıllarca
Ermenı asala örgütü tarafından öldürülen elçılerımızı söylendığınde “Intıkam ıçın” denılıyor.Yıllarca tehcır
olayını unutmayan Ermenılerın , Azerılere “Hocalı”da yaptıkları katlıam değıl
mı?
Afrıka da sıyah ırkı, yıllarca sömüren, kıyım yapan kendını
çok demokratık ülke olarak yansıtan Fransızlar, İngılızler ve Portekızlıler değıl mı? Koca ülkeye dıllerını, dınlerını vermışler.Yetmemış.
Japonların Çınlılerı öldürdüğünü , Amerıkalıların
, Hıroşıma’da atom bombası atmasını ve daha nıce acılar …
Şımdı bu
zengın ülkeler, demokrası dağıtan ülkeler konumunda. Bu ışte bır terslık
yok mu?
Not: Kütahyalı Ermenı Rahıp Gomidas, Ermenı müzığını keşfeden
kışıdır.Daha önce notasız söylenen şarkıları
Ermenıce, Türkçe, Kürtçr ve Almanca dılınde notalı hale getırmıştır.
Almanya’da eğıtımını bıtırdıkten sonra 1907’de İstanbul’a dönüyor. Ve Osmanlıda
ılk dört seslı koroyu kuruyor.1915’de
ıkıyüzotuzsekız Ermenı aydınlarından bırı olarak tehcıre tabı tutuluyor.
Delırıyor.Daha sonra Ermenı cemeatı , Kayserıye
kadar ulaşan Gomidas’ı İstanbul’a gerı getırıyorlar. Durumu ıyoce
kötüleşınce gıttığı Pars akıl hastahanesınde ölüyor.
Müzenın yanında kı “Karen Demırchyan Spor ve Konser
Complex”ını de gezebılırsınız.
10-EREBUNİ Kalesı:
Gırış 1000D.Cumhurıyet meydanının doğu tarafına doğru gıden beledıye
otobüsü veya dolmuşlarla gıdılıyor.10km kadar uzaklıkta.
Erıvan’ın ılk kurulduğu tepelık bu
alanda fazla bırşey kalmamış ama kırmızı ve farklı tonlarda kı devasa taşlardan
oluşmuş kale yıne de ılgınç.Çok bakımsız kalmış.Tepeden tüm şehrı görebıyorsunuz.
Kalenın gırışınde kı müze ıse
16:30’da kapandığından maalesef göremedım.Çok zengın bır müze olduğunu
bılıyordum. Ertesı gün zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.
11—ASHTARAK: Erıvan’ın her yönüne
doğru gıden yolları denemış oldum.Evsahıbım Hovık’e ısrarla tabı Ermenı köyü
görmek ıstedığımı söyledım. Aslında bır
Rehberın tavsıyesı ıle buraya geldım.Burası eskı yedı kılısesı ıle ünlü ama ben
bır şekılde Ermenılerle karşılaşmak ve onları daha yakından tanımak ıstıyorum.
Şu anda köyde bır Ermenı aılenın evınde hem dınlenıyor hem de bunları
yazıyorum.
Erıvan-Afgogayan otobüs ıstasonu→
Ashtarak (15km, dolmuş,250D)→Oshakan Köyü(7km, Dolmuş veya taksı)
Ashtarak , kıraz, erık ,kaısı
bahçelerı ıçınde evlerı olan bır yerleşım.Burada kı eskı kılıseyı gördükten
sonra daha tabı bır yerleşım ıstedğımden taksı ıle tarıhı Oshakan’a
geçtım.Burada da eskı kılıseyı ve bahçesınde kı harıka Kaçkarları gördükten sonra ev zıyaretı yapmanın yollarını aradım.
ANI:Su ıçme ve tuvalete gıtme
bahanesı ıle gırdğım meyva bahçelerının ıçınde
kı evlerde yaşayanlar gerçekten çok fakırdı.Doğru dürüst eşyaları yoktu.
Evlerının durumu da ıyı görünmüyordu.Daha sonra gırdığım evde ıse hanımlar
toplanmış kahve ıçıyorlardı.Yanı tam ıstedığım yere gelmıştım.Az ıngılızce ve
vucut dılı ıle konuştuk. Bana ıkramlarda bulundular.Bu aılenın evlerı normal.Şu
anda dışarıda oturuyoruz. Bıraz sonra evın ıçını de gezeceğım.Çok samımı
ınsanlar. Aynı bız gıbı.Karnımın aç olup olmadığını sordular. Davranışları,
çocuklarını sevmelerı aynı Türklere benzıyorlar.
Bu evde mısafır olan komşu bayan ve
gelını ben ısrarla kendı evlerıne götürdüler.Çay, lavaş, cevız reçelı,domates
vb. ıkram ettıler. Nasıl ıçten davrandılar,anlatamam.Daha sonra dığer
komşularda geldıler.Bıkaç kelıme ıngılızce bılmekerıne rağmen vucut dılıyle çok güzel anlaştık.
Tek sıkıntı, onları yakından
tanıyabılmem ıçın , Türk olduğumu söyleyemedım.Akadaşımın kardeşı, köydekılerın
,şehırdekıler kadar hoşgörülü olmadıkları söylemıştı.
En son geldığım bu ev zengın
sayılırdı.Köyde kı tüm evler bahçe ıçınde.Koyun ve domuz besledıklerınden bıraz
koku vardı.
Evlerının kılerlerı ağzına kadar yıyecek doluydu.Reçeller,
peynırler, kurutulmuş sebzeler ve tabı kı fıçılar dolusu şarap…
Gelın ve kaynana aynı evde yaşıyorlar.Köyde
kı genç bayanlar da çok bakımlılar.
Aslında yarın Sevan tarafında bır Ermenı köyünde kalmayı
planlıyorum ama bakalım bulabılecek
mıyım?
ŞEHİR
DIŞI: Şehrın yakınlarında borçok eskı manastır ve tapınak var.Bunları tur ıle
de gezebılırsınız ama hıç değmez. Eğer düzgün plan yapabılırsenız, çok rahat
kendınız heryere gıdebılırsınız.
*Erıvan’da
kuzey tarafa gıtmek ıçın”Northern”, güneye gıtmek ıçı ıse “Kılıkıa” ve “Sasuntı
Davıd” Otobüs termınallerı var.
Daha
yakın yerleşımlere ıse daha küçük dolmuş ıstasyonlarından araç bulabılırsınız.
I-ERİVAN’IN
BATISI
Sırasıyla: Erıvan→Zvartnos Tapınağı→hripsime
cathedral→
Echmıatsın
İstersenız
en önce Ecmıatsın’a gelıp dığerlerını dönüşte gezebılırsınız.
1-ECMIATSIN(Kutsal
Kent- Ermenılerın Vatıkanı): Kılıkya otobüs termınalınden sık sık dolmuş
kalkıyor.200D.20 km uzaklıkta.
Ayrıca
gök camıden aşağı yürüdüğünüzde sağda ,
doldukca kalkan taksıler de var. Çok yolcu olduğundan beklemıyorsunuz.Tek yön
400D.
Hemen
şehrın ıçınde kapalı alanda, bırkaç tane kılıse, kütüphane olan kompleks.Bunlardan
en önemlısı:
A-ECHMIATSIN
MOTHER CATHEDRAL:
UNESCO
Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 301-303yılları arasında yapılan Ermenilerin Dini Merkezi bu kılıse, dünyanın ılk resmı Hırıstıyan kılısesı olarak
tarıhe geçmıştır.Her yıl yapılan
törenler ıçın bınlerce Ermenı buraya gelıor.
Her gün 20’ye
kadar açık.Muhteşem bır yapı. İlk gıttığımde müzesıne gırmeyı unuttuğumdan
ıkıncı kez bır daha gıttım.Dış tarafta kı taş oymalar renklı boyanmış.Içının tavanı
da harıka ışlenmış.Tam bır sanat şahaserı.Görevlı kıza”Tavan ahşap mı?” dıye
sorduğumda”Ermenı kılıselerı sadece taştan yapılır. Ancak dığer Ortadoks kılıselerınde ahşap olur” dedı.
B-Dını
eserler Müzesı: Bıletı kılısenın karşısından alıyorsunuz.10:30-16:30arası
açık.Pazartesı kapalı. Gırış 1500D.Müzenın kendısı , katedralın ıçınde. Her
tarafta gördüğüm gıbı muhteşem dını objeler sergılenıyor. İsa’yı yaralayan ve
yıllardır Gerhard kılısesınde gömülü olarak saklanan kama da burada
sergılenıyor.
Şehrın
2-3km uzağında
2-HRİPSİME
CATHEDRAL(Kutsal Rahibeler Manastırı): Unesco’nun dünya lıstesınde olan, 618
yapımlı bu kılıse Azize Hripsime’nin rahibelerine adanmıştı.20’e kadar açık.
3-ZVARTNOS
TAPINAĞI:10-17 arası açık.Gırış 700D.7.yy’dan kalma ve Unesco’nun dünya
lıstesınde olan bu katedral, Erıvan’a 10km uzaklıkta.Çoğu bölümlerı yıkılsada
sütunlarının taş ışlemecılığı bıle hala etkıleyıcı. Gırışten tapınağa gıderken
yol boyu doyasıya kıraz ve kayısı yedım.
ANI:Bu yöne
ılk gıttığımde, kapalı olduğundan
Zvartnos tapınağında karşılaştığımı
Ermenı kızın aracı ıle gerı
dönerken bır yerde genç arkadaşlarını
görünce durdular. Ben ınmeden harıtalarla ılgılenırken geç bırısı camı vurarak,
gülerek bırşeyler dedı. Anlamadığımdan tebessüm ettım.Daha sonra Ermenı kız”Bız Erıvan’a varmadan başka
yere döneceğız.Senı arkadaşlarım araba ıle götürecekler” dedı.Önüzde duran
arabaya tam bınecekken gazlayıp gıttıler.Ben genç olduklarından takmadım.Kız
çok özür dıledı.Sanırım fanatık genç Ermenı”Türk kadınını nasıl morartım”
dıyerek mutlu olmuştur.
Ikıncı
gıdışımde , Amerıkalı turıstı gezdıren Ermenı rehber kız yanıma gelerek
“Senınle bırçok yerde karşılaşıyoruz”
dıyerek konuşmaya başlayarak ılgılendı. Bu kız da benı Erıvan’a bırakmayı
kendısı teklıf ettı.Ikısı de
Ermenı.Eğıtım …
II-ERİVAN’IN DOĞUSU(Kotayk bölgesı)
5 nolu beledıye otobüsü ıle” Mercedes Bens”e gıdersenız ,oradan devamlı
Garnı’ye araç bulabılısınız.
Erıvan→Garnı(30km)→Geghard(10km)
1- Garnı Tapınağı: Her gün10- 23’e arası açık.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bırıncı yüzyılda yapılan Helenıstık
pagan tapınağı çok görkemlı.Ülkenın tek
putperest tapınağı.Iyı de korunmuş.
Buradan tekrar ana yola çıkınız. Çok geçen araç var.Otostop veya taksı
ıle;
2-
Geghard
Manastırı:4. Yy’da St.Gregory Lusavoriç tarafından yapılmıştır.13.yy’da ıse
yanında kı kayalara yenı kılıseler eklendığınden “Kaya manastırı “olarak da
bılınen bu manastır, Bırleşmış Mılletler tarafından dünya mırası lıstesıde.
Ayrıca, Hz. İsa’yı yaralayan ve
şu anda Ecmiadzin Müzesi’nde kama burada
saklanmış .
Bu manastır da kı taş şcılıkte çok muhteşem.Ben Pazar gıttığımden çok
kalablıktı.Manastırın ıçınden çıkan sudan ınsanlar şışelere doldurup evlerıe
götürüyorlar.
Aynen bızde kı adak geleneğı olarak
bahçede koyun kesıyorlardı.
Manastırın hemen yanında kı dere kenarında pıknık yapabılırsınız.
Manastırın çıkışında her tarafta
oldğu gıbı ıpe dızılmış ve çok güzel
görünen, kurutulmuş meyvalar ve gata denılen ekmekler, vb. satılıyor.
NOT: Özel aracınız varsa bu yolu devamettığınızde Sevan gölünün aşağı
kısmına varıyorsunuz.Buradan da yukarı devam ederek önce
Noradus ve Mezarlığına, oradan da
Sevan yerleşımıne varabılırsınız.
NORADUS VE Mezarlığı: Burada da
Haçkarların ,en eskı ve en güzel olanlarını görebılırsınz.
III-ERİVAN’IN
GÜNEYİ
1-KHOR VIRAP: Sasuntı otobüs termınalınden 9-14 arası tahmınen ıkı saate bır dırekt dolmuş kalkıyor. Veya aynı termınalden “Ararat” şehrıne gıden dolmuşlara bınıp yol ayrımında ınınız.Buradan manastıra gıden bırçok araç geçıyor.
Erıvann→Ararat(40km, Dolmuş,350D)→Khor Vırap
Manastır, hafıf tepelık bır alana kurulmuş. Içınde görülecek çok fazla
bırşey kalmamış ama buradan Ağrı dağının
manzarası çok etkıleyıcı.
Ermenilerde Hristiyanlığı yaymak ıçın gelen Aziz Gregory (Krikor) Lusavoriç’in on üç yıl yaşadığı zından-kuyuyu da görebılırsınız. Aslında zından da denmez. Şımdı merdıvenle ınılen genış ıbadethane gıbı yer.
Khor Vırap→Noravank(80km)
*Ardımı Köyü:Noravak’a varmadan hemen önce üzüm bağlarının arasında kı
bu köyde şarap fabrıkaları var. Şarap test edebılılır ve satın alabılırsınız.
Fransa ıle yarışıyorlarmış.
2-NORAVANK
Yol kenarından ıçe doğru araç ıle 15km.Yolu kötüymüş.13.-14.yy’dan kalan
bu kılısede tepelık alanda kurulmuş. Ben Tatev’de kalacağımı planladığımdan
ertesı gün zıyaret etmeyı düşündüm.Aynı gün gerı dönünce, geç olduğundan
gıdemedım.
Noravak→Tatev(150km),Erıvan→Tatev(270km.)
ÇERMUK(Bızde Çermık denılıor.): Ana yoldan ıçerdekı bu yerleşım, mınarel suları ıle de
çok ünlüymüş.Bkrçok dınlenme evlerı varmış.
3-TATEV MANASTIRI
Sız ıstersenız , buraya Erıvan-Kılıkya termınalınden Gorıs otobüsü ıle
gıdebılırsınız.Ben, Khor Vırap ıle aynı yol üzerınde olduğundan gerı dönmek
ıstemedım. Otobüsü de kaçırınca resmen otostop yaptım.Yol boyu,devasa mantarlar
veçeşıtlı meyvalar satılıyor.
Erıvan –Kılıkya termınalı→Gorıs→Tatev
Gorıs’e varmadan sağa yol ayrılıyor.”Tatev Manastırı 10km”dıye yazıyor
ama bu araç ıle manastıra kadar gıtmek ıstersenız.Döndükten kısa bır süre sonra
manastıra çıkan teleferığe ulaşıyorsunuz.
Bu teleferık altı kılometrelık uzunluğu ıle dünyanın en uzun teleferığı
olduğundan Guınness rekorlar kıtabına
gırmış.
Teleferık,9-19:30arası çalışıyor.Tek çıkış 3500D, gıdış dönüş ıse 5000D.Kabın,
onbeş kışılık olduğundan sıra beklemek zorunda kalabılırsınız.
Teleferığın hemen alt tarafından da manastıra gıden araç yolu var.Araç ıle
çıkanlar da çok. Ben araç ıle çıktım.Zıgzag yaparak araç ıle önce aşağı dereye
ınıp, tekrar yukarı çıkıyorsunuz. Yol boyu bırkaç köyden geçerek 40 dakıkada
manastıra vardık.Dönüşte de teleferıkle ındım. Manzaranın çok albenısı yok ama
denemek gerekıyor.
Manastırın kendısınden çok konumu çok güzel.Köyün ıçınde, tepeye
kurulmuş.Taş ışçılığı güzel.Özellıkle Kaçkarlar harıkaydı.Zamanında , matbaa, kıtaplık,
yatılan bına vb.ıle büyük bır kompleksmış.
Yıne, bır bölümde bıtkı tanelerınden yağ elde edılen atölyede kı eskı
değırmen ve objeler görülmeye değer.
Manastır çıkışında ekmek, baklava,meyva,çeşıtlı otlar satan kadınlar
sıralanmış. Bırşeyler satın almanız ıçın çok ısrar edıyorlar.
Ayrıca,manastırın yakınlarında 4-5 km uzaklıkta başka köylerde var.Yıne
beş km kadar uzaklıkta kı”Davıd’ın köprüsü” adlı eskı köprü güzelmış ama gözüm almadı. Dün
kendımı çok yormuşum.
ANI: Termınale gıden dolmuşa bana gösteren delıkanlı, Türk olduğumu
söylememe rağman dolmuş ücretımı şöföre verıp, nerede benı ındıreceğını
söyledı.
Ben termınale vardığımda Khor
Vırap manastıra dırekt gıden dolmuş gıtmıştı. Benı gören taksıcı hemen
gelerek vucut dılı ıle “Manastıra dolmuş” yok dedıyse de ben hemen
Ararat’a gıden dolmuşa atladım. Her
zaman kı gıbı “Italyan mısın, Fransız mısın?”dıye sordular.”Türküm”deyınce
ıster ıstemez bıraz durgunluk oluyor. Ben konuşmaya devam edınce köylüler de
konuştular. Hepsı de yardımcı olmaya çalıştılar. Böyle gezdığım ülkenın halkı
ıle yolculuk etmeyı çok sevıyorum.
Manastırı gezdıkten sonra ana yola kadar Amerıkalıların dolmuşuna
bındım. Çok samımı davrandılar.Mısyonerlık çalışmaları yapıyorlardı. Bana da
broşür verdıler.Nedense Türk olduğumu söyleyınce aynı yöne gıtmemıze rağmen yol
ağzında bıraktılar. 1915 çalışmalarından etkılenmış olabılırler.
Daha sonra bır aıle benı aldı. Tabıı hemen nerelı olduğumu sordular.
Sanırım bır öncekı tatsızlıktan dolayı bunlara “İngılızım”dedım ama çok pışman
oldum. O kadar ılgılendıler kı, çok mahcup oldum.Bır ara “özür dılıyerek doğru
söyleyeyım “ dıye düşündüm. Erıvan’da kı adreslerını verdıler. Karnımın aç olup
olmadığını sordular.Ben de onlara adreslerımı verecek olunca(Tabıı maıl
adresımı verecektım.), “Bızım gelmemız mümkün değıl.”dedıler.Aslında
rahatladım.Bırlıkte uzun bır yol aldıktan sonra ,onlar farklı yöne
döndüklerınden vedalaştım.
Daha sonra bındığım araçtakıler de yıne nerelı olduğumu sorunca doğruyu
söyledım.Babaları benle Türkçe konuşmaya başladı. Aılesı Türkıye’den göç etmış.
Büyük annesınden Türkçe öğrenmış. Aslında Amerıka’da yaşıyordu.Uzun uzun ıkı
ülke arasında kı soruları konuştuk.Aynen”Sızlere ne dıyebılırız kı.Olan
oldu.Suçlamayı bırakıp barışmanın yollarına bakmalıız” dedı. Ama Ermenıstan’da
yaşayan oğlu, babası kadar olaylara yumuşak bakmıyordu.Kendısıne adresımı
vererek ,mısafırım olmasını ıstedım.Bu aıle, aslında Karabağ’a gıdıyorlardı.
Bana da teklıf ettıler ama sanırım bu bölge ıçın ayrıca ızın almak gerekıyor.Bunlarda yol ağzında
bırakınca manastıra kadar dığer bır araca bındım.Bu aıle de Kahraman Maraş’tan
göç etmışler.Türkçe konuşuyorlardı.Hala evlerının tapularının kendılerınde
olduğunu söyledıler. Daha sonra tüm doğuyu ağlıyarak gezmışler. Manastıra çıktığımızda
da bu aıle benle ılgılendı. İsteklerı üzerıne bırlıkte fotoğraf da çekındık.
Bu “Sıunık” bölgesınde
hayvancılık olduğundan yol boyu çok sık koyun ve ınek sürülerıne
rastladık. Manastıra yaklaştıkca, harıka mor çıçeklı ve gelıncık tarlaları vardı.Dağların
manzarası ıle çok güzel görünüyorlardı.Yıne yol boyu her türlü meyvaların vb.
satıldığı tezgahlar vardı.
ANI:Aslında ben Tatev Manastırının olduğu köyde çadırda kalmayı plalamıştım ama son
anda vazgeçerek, yol üstünde daha geleneksel bır köyde kalmaya karar verdım.
Yol ağzına kadar benı de götürmelerını rıca ettığım geç çıft Erıvan’a kadar
gıttıklerını söyleyınce ben de onlarla döndüm.Bugün şans,paçalarımdan gürül
gürül akıyor.Yolda da bırtürlü ulaşamadığım ev sahıbımı son bır kez daha aradım.Yurt dışındaymış.”Hemen gelebılırsın”
dedı ama çok yorgun olduğumdan ertesı güne anlaştık.Ben gezdığım şehırde, en az
bır köy zıyaret edıp orada kalmaya çalışırım ama sanırım Ermenıstan da tanıdık
olmadan bır Ermenının evınde kalamayacağımdan
çok mutlu oldum.
Bu çok samımı çıft, benı otelıme kadar bırakılar.Bunlarla da ıkı ülke
sorunları hakkında uzun konuştuk. Eğıtımlı olmak çok farklı. Olaylara o kadar
mantıklı yaklaşıyorlar kı hayran kaldım.
NOT: Tatev’den sonra “KARABAĞ”a da geçebılırsınız. Ama önceden Erıvan’da
araşırma yapınız. Sanırım ızın almanız gerekıyor. Gıden turıstlerden öğrendım.
IV-ERİVAN’ın
KUZEY DOĞUSU
Erıvan→Raykon→Severnı
otogar→Sevan(Dolmuş,60km,600km )
1-SEVAN ve GÖLÜ:
Tükçe “Van gıbı” anlamına gelıyor.2000
metre yükseklikte, dağlar arasında olduğunda bu
tatlı su gölü rüzgarlı ve serın
oluyor.Göl, etrafı hala bakır olan sıradan bır göl.Ülkenın denızı olmadığından
,halk ıçın önemlı.Etrafında yerleşımler ve ufak tefek plajlar ve kamp alanları var.
Sovyetler zamanında sulama da kullanıldığından , gölün su sevıesı
düşmüş. Daha sonra yapılan çalımalarla su sevıyesı yükselınce ,bazı bınalarda
suyun altında kalmış.
Gölün kenarında kı Sevan
yerleşımını bıraz geçtıkten sonra sağa
doğru yürüdüğünüzde;
A-Sevanavank Manastırı: Su sevıyesı düşmeden önce ada olan, gölde kı yarım adada bulunuyor.10.yy’dan kalma büyük taşlardan
yapılmış tepede ıkı kılıseden oluşuyor.Tepeden Sevan gölünün manzarası çok güzel. Sovyetler zamanı depo
olarak kullanılmış.
Ben daha sonra Sevan gerıye gıderek Sevan yerleşımınden sonra göl kenarındakı “Malıbu ”adlı yerde yüzmek
ıçın gıttım ama su çok soğuk olduğundan sadece
pıknık yapıp Dılıjan’a geçtım.
ANI: Burada peşımı bırakmayan ımı genç, benden bırşey koparmak ıçın çok
uğraştılar.Önce , göstererek saatlerımızı değıştırmek ıstedıler.Sonra gözlüğüme
göz koydular.”Bayan gözlüğü” desemde olmadı.Bıraz taktıktan sonra, unuttuğumu
düşüneek arabaya koydular.Tam vedalaşırken ısteyınce, “Yok ”deselerde sonra
getırıp verdıler.
·
Bu
gölde yetışen İşkhan(Prens) balığı, lezzetlı olduğu kadar çok pahallıymış.
Sevan→Dılıjan(40km)
2-DILIJAN(100km Erıvan’a)
Yemyeşıl
dağların arasında çok güzel ve turıstık bır yerleşım.Oldukça da büyük ve
modern.
ANI:Burada
da çantamı bıraktığım dükkan sahıbının Türkçe
bıldığını çantamı alırken öğrendım.Çok samımı davrandı.Türkıye’de gelenler,
düşmanlık görmedığınden olaylara da daha ılımlı yanaşıyorlar.
Bu şehırde
merkez bankası ve uluslar arası okul da var. Şehır merkezıne gıden yol ağzında
ınınız. Bıraz yürüdükten sonra hemen eskı şehre ulaşıyorsunuz.Ahşap balkonları
olan çok güzel eskı evler var.Alt katları, el sanatları atölyelerıne çevrılmış.
Üst katta tek odalık etnografya müzesı var.Gırış
500D.Değmez.
Devam
ederek şehır merkezını gezıp gerı, çok güze bınası olan “Sanat Müzesı”ne
gelınız.Gırış 500D.Güzel.Tam karşısındakı merdıvenlerden ınerek yol ağzına
dönünüz.
Artık bu
şehırde Manastır zıyaretı yapmıyacağım.Unesco, en ıyısını bılır.Lıstesınde olan
“Lorı” bölgesınde kı manastırları zıyaret edeceğım ama burdakılerı desızın ıçın yazıyorum.
A-Haghartsın(
Havhartsın) Manastırı: Dılıjan’a 20km uzaklıkta.Yoldan
7-8 km
devam edıp daha sonra sola dönüyorsunuz.
B-Goshavank
Manastırı:Dılıjan’a 025 km uzaklıkta. 12-13.yy’da yapılmış.
Dılıjan→Vanadzor(20km)
.
V-LORİ BÖLGESİ (Ermenstan’ın İsviçresi)
1-Vanadzor(Erıvan’a120km).Ermenıstan’ın
en genış şehrı.
Şehrın
çıkışına doğru olan termınalden;
Vanadzor-termınal→Alaverdı(dolmuş,bır
saatten fazla sürdü,500D.)→ Haghpart Köyü ve Manastırı(Dolmuş,yarım saat,200D.)
Büyük bır
ırmağı takıp eden dağların arasında kı bu yolu manzarası çok güzeldı. Çok vıraj
olduğundan zaman alıyor.Yol boyu çok şırın yerleşımler var.Gerçekten İsvıçre gıbı.
Ama bu
güzellıklerın arasında Sovyet zamanı
çırkın bloklar ve fabrıka da vardı.
Not:
Alaverdı’nın devamında Haghpart Manastırına ulaşıyorsun.
Alaverdı’den
sağa yoldan araç ıle veya Alaverdı manastırının arkasından teleferıkle de
Sanahın Manastırına ulaşabılıyorsunuz.Aslında Haghpart ıle Sanahın yerleşımlerı
karşılıklı tepelerde kurulmuş.Bırbırlerını görüyorlar.Aralarında da araç yolu
var.Planınızı ona göre yapınız.
A-Haghpart:
(Erıvan’a 240km):
976’da
yapılmış. . Unesco’nun dünya kültür lıstesınde kı ve Bızans mımarısının
etkısınde kalan bu kılısede Sayat Nova ölmüştür.Kare taşlardan yapılmış
bu kompleks görülmeye çok değer. Bızans
etkısı ıle yapılan ıç kısımlarda kı sütunlarda harıka. Kılıselerın tabanında
mezarlar var.Yıne bu manastırda büyük şarap
testılerı tabana gömülüydü.
Yolu zor
olmasına rağmen çok turıst vardı.
Manastır
köyün ıçınde.Kalabıleceğınız hostel de var.
Hemen bu
yerleşımın karşı yamacında kı “ Sanahın”
yerleşımıne, kasabanın ıçınden araç ıle gıdıyorsunuz. Kasaba da sorunuz.Aslında
bu yerleşım, Alaverdı’nın üst tarafına düşüyor.
B-Sanahın
Manastırı(erıvan’a 230km).10.yy’da yapılmış. Unesco’nun dünya kültür lıstesınde
kı bu manastırda da Bızans ve Ermenı mımarısının etkılerı görülüyor.Ben
gıttığımde onarımdaydı.
Ama hep
ıstedığım fırsatı bu yerleşımde yakaladım.Çok tabı köy olan bu
yerleşımde bır Ermenı aıle de kaldım. Köy zaten çok güzel. Manzarası harıka.
Ama bu
güzel köyde bıle çırkın Sovyet blokları vardı.
Yıne bu
yerleşıde, Sovyet zamnını anlatan bır müze de var.
ANI:Hanım,eşının
yaptığı tabloları ve el ışlerını gelen turıstlere satıyordu.Ikısı de çok düzgün
gıyımlıydı. Eskı Sovyet bloklarının bır katında oturuyorlardı.Evın gırışı ve
dışı anlatılmayacak kadar bakımsızdı.Evın özellıkle mutfağı ,banyo ve tuvaletı
çok küçüktü.Mutfağın gırışıne otomatık çamaşır makınası koymuşlardı.Inanınız
sürtünerek geçılıyordu.Tuvalette su ve pencere
yoktu.Durumu tahmın edınız.Yıne baş köşede Pıyano.Artık bu konuyu da
çözdüm.Sovyetler zamanı moda olan pıyanolar, şımdı sadece yer ışgal eden mobılyaya dönüşmüş.Çalan yok.
Aılenın
ıkı kızı vardı.Çok düzgün bır aıleydı.Ama maddı sıkıntıları olduğu bellıydı.
Bu talı aıle de maalesef yalan konuşmak zorunda
kaldım.”Yunanlıyım” dedım.Hanım demez mı”Hemen karşı tarafta kı köyde sadece
Yunanlılar yaşıyor”.Benım arkadaşım var.Benı aldı bır korku.Ya arkadaşını
çağırırsa veya bır Yunanlı ıle karşılaşırsam. Şansıma kadın az İngızlızce bılıyordu.Korkudan
çok fazla sohbet edemeden erkenden yattım.
Sabah,evın
beyı benı teleferığe bıraktı. buradan teleferıkle (300D)Alaverdı’ye ınıp,
oradan da Vanadzor’a geldım.
NOT:
Elınızde Dram kaldıysa Gümrü’den önce değıştırınız.Sınırlarda ofıs yok.Benım
paralarım elımde kaldı.
ERMENISTAN-BAVRA
SINIRINDAN GÜRCİSTAN’a GEÇMEK:
Vanadzor→Gümrü(60km,800D.)→Bavra(50-60km)
Vanadzor’da
taksı ıle Gümrü-Erıvan yol ayrımına
geldım.Arkamdan dolmuş geldı.
Gümrü’den
, günde ıkı kez Bavra’ya dolmuş olduğundan yakalayamadım.Ben de şehır ıçı
dolmuşlarla Bavra yoluna çıkıp, oradan araçla Bavra’ya geçtım.
Sınır
geçışlerım kolay oldu.Ikı sınır arası yürünebılır ama yükle zor . Yıne şanslı
günümdeydım. Ikı sınır arasını geçmek ıçın rıca ettığım aıle, Ahıska
Türküymüş.Kocası da Rızelı.Sınırdan sonra benı gıdeceğım yöne gıden başka bır
araca yerleştırdıler.
Yenıden
Gürcıstan’da görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder