30 Ağustos 2017 Çarşamba

12-KARADENİZ GEZİSİ

 Daha önceki Gürcistan’dan sonra ki Karadeniz  gezim ile (Hopa’dan Samsun’a) ve 2017’de Hindistan gezisi sonrası  Karadeniz (Doğu Karadeniz) gezimi birleştirerek  yazmaya çalıştım. Eski gezilerimde not almadığımdan daha  çok doğu Karadeniz’i ve doğu Anadolu’yu detaylı yazmaya çalıştım.
KARADENİZ BÖLGESİ
BATI KARADENİZ BÖLGESİ




ABANT

AMASRA
Tahtacılar ve Oymacılar çarşısı
SAFRANBOLU
Eskı Türk ve Rum mahallelerı
Safranbolu Tarıhı  çarşısı
Hükümet Konağı
Saat Kulesı
Akçasu Kanyonu
Cıncı Hamamu
Yemencıler Arastası
Bakırcılar ve Demırcıler Çarşısı
Hıdırlık
Kaymakamlar Konağı

Kılecıler Evı
Cıncı Hanı
Arasta(Çarşı)
Köprülü Mehmet Paşa Camı
İzzetpaşa Camı
KadıoğlubŞehzade Sofrasında yemek
Yürüklü küyü
Akçasu Kanonu
Safranbolu→Abant

KASTAMONU
Atatürk heykelı

Karaçomak deresının ıkı yanında kurulmuş
Osmanlı yapıları
Hükümet Konağı
Saat Kulesı
Şerıfe Bacı Anıtı
Nasrullah Camıı
Tarıhı Konaklar
SİNOP
Hamsılos Fıyordu: Ükenın tek fıyordu,
Aklıman
Sınop Ceza Evı: Ünlü Şaır Selaattın Alı’nın “Aldırma Gönül”şıırını yazdığı
Hanönü-Taşköprü ve Dranaz geçıdınden geçerek
ORTA KARADENİZ

TOKAT
Kayaların arasında eski meyve bahçeleri azalmış olsa da hala  eski dokusunu kısmen de olsa korumuş yazmaları ile ünlü bir şehir. Yeşil Irmak hemen şehrin 2-5 km uzağından geçiyor.
Çok rahat yürüyerek bir günde şehrin her yerini yürüyerek gezebilirsiniz.Sırasıyla;

1-   Kale: 15 dakika tırmanma ile tek katlı evlerin olduğu mahalleden çıkabiliyorsunuz ama kalede şehir manzarasından başka göreceğiniz bir şey yok.
2-   Taşhan: İki katlı bu taş yapıda hediyelik eşya dükkânları, restoran, cafe v.b var. Keyifli bir yer.
3-   Pervane Hamam: 1300 yıllarda yıllarda yapılmış bu hamama giriş 22 tl.
4-   Yazmacılar Hanı: Çok hoş olan bu hanın içini onarımda olduğu için göremedim.
5-   Kabe-i Mescit:
·       Buralarda çok güzel eski konaklar, evler göreceksiniz.
6-Sık dişini helası: Osmanlıların Anadolu’da ki ilk genel tuvaleti.
7-Ulu Camii: 12.yy.dan kalma güzel bir camii.
8-Mustafa Hamamı
9-Tekkeciler Camii: 15.yy.dan kalma Osmanlı Camisi.
 Buradan yukarı doğru “Erenler Mezarlığı” na doğru çıkarsanız birçok eski ev, hamam, camii vb. göreceksiniz. Aşağı doğru yürüdüğünüzde ise ;
10-Deveciler Hanı: Şimdi Gazi Osman Paşa Üniversitesine bağlı Konservatuar binası olarak kullanılıyor.Hemen altında;
11-Yağ basan Medresesi: İçini gezemiyorsunuz. Karşısında
12-Müze: Müze kart geçerli.  8-12\13-17  arası açık.Arastalı(İki tarafı açık) bedesten  binası  içinde   gezilebilir bir müze.
13-Ali Paşa Camii ve bahçesinde ki tarihi ağaçlar.
14-Ali Paşa Hamamı: 1572 yapımlı çok güzel bir hamam. Giriş 22 tl.
Buradan sağa doğru gidersen;
15-Latifoğlu Konağı: 8-12\ 13-17 arası açık.1746 da yapılmış çok güzel bir Osmanlı paşası konağıdır.
Bundan sonra araç kullanabilirsiniz.
16- Saat Kulesi: Yeşil ırmağın kolunun kenarında.
Arka tarafında ;
17-Mevlevihane: Çok güzel bir yapıydı ama onarım olduğundan içini göremedim.
18-Atatürk Evi:
19-Hatuniye(Meydan ) Camii: 1484-1485 yıllarında  2. Bayezid’in annesi Hatun  Hanım için yaptırdığı tarihi camii. Buradan hemen yakında ki Taşhan’a geçebilirsiniz. Hemen aşağı tarafta yol üstünde;.
20-Gök Medrese: Eski müze olan bu bina onarımdaydı. Giriş kapısı hala çok güzeldi.
Taşhan’dan  düz 3-4 km ileri de  Tokat Amasya yolu üzerinde Yeşilırmak üzerinde;
20-Hıdırlık Köprü:  Tarihi taş köprü. Buradan Amasya’ya doğru giderken;

PAZAR- Ballıca Mağarası:
Tokat→Sapak →(24km) →Pazar İlçesi(5km)→Balıklı Mağara(7km)

-Mahperi Hatun Hanı: İlçenin girişinde. Şimdi restoran.

- Ballıca Mağarası: Giriş  tam  9tl.  öğrenci 4.5 tl. her 20 dakika da bir rehberli tur  var. gruplar biraz fazla olduğundan  rehberin anlatıklarını duymuyorsunuz. Zaten daha sonra serbest bırakıyorlar. Çok albenisi olmayan bir mağara. Işıklandırması da iyi değildi 150metrelik kısmında zamanında insanlar yaşamış. İçindeki parlayan metal korkuluklar mağaranın dokusuna hiç uymamış.
Mağaranın içinde ışık vurulduğunda bal rengini alan  kabak şeklinde ki oluşumlar çok ilginçti. Zaten mağara adını Ballıca(Bal Kabağı)’dan almış.
Buradan ana yola çıkıp Amasya’ya devam edebilirsiniz.


AMASYA

Kayaların dibinde, içinden Yeşilırmak geçen, elması ile ünlü Şehzadeler şehri Amasya’da birçok tarihi camii, medrese, hamam, köprüler ve evler bulacaksınız. Amasya, Tokat’a benziyor ama daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Diğer şehirlere benzemeyen özel bir şehir.
Amasya’nı ünlüleri:Ferhat ile Şirin, neyzen Grifzen Asım Bey, coğrafyacı Strabon, şair Mihri Hatun,  hattat Şeyh  Hamdullah,  şifacı Sabuncuoğlu Şerafeddin.

Yeşilırmak’ın bir yanından geçip diğer yanından dönerek şehri bir günde çok rahat gezebilirsiniz. Sırasıyla;


1-Milli Mücadele Müzesi ve Saraydüzü Kışla Binası: 8:30-19 arası açık. Müze kart geçerli. Yoksa ücreti 5tl. Aslına uygun yapılmış bu  binada 22 Haziran 1919’da Türkiye Cumhuriyet’inin temellerinin atıldığı Amasya Genelgesinin imzalanmıştır. Binanın ilk katı konu ile ilgili materyallerin olduğu müze haline getirilmiştir.

2-İç Şehir:  Saat kulesini geçtikten sonra sağa doğru, Hükümet köprüsü ile İstasyon köprüsü arasında  eski konakların olduğu  en gezilmesi gereken bölüm: Turizm ofisi de burada.

A-Saat Kulesi: 1865 ‘de Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa tarafından ahşaptan yapılmış eski Nerkis  köprüsünün üzerinde yaptırılmıştır. Deprem ve yangından yıkılan eski kulenin aslına sadık kalınarak  2002’ de tekrar yeniden yapılmıştır.

B-Yeşilırmak , Tarihi Yalıboyu Evleri: Yeşilırmak boyunca genelde 19.  Yy.a ait hımış ve bağdadi  yöntemi ile  bitişik nizamda yapılmış Osmanlı Dönemi evlerin çoğu onarılarak restoran, otel vb. olarak kullanılıyor.

C-Şehzadeler Müzesi:2007 de İl Özel İdaresi  tarafından aslına uygun  yapılmış güzel bir konak. Tam 3, öğrenci ve öğretmen 2tl.
Birinci katta sultan olamamış şehzadelerin balmumu heykelleri, üst katta ise Amasya’da valilik yapıp Osmanlı’da sultan olan padişahların balmumu heykelleri var.

Amasya’da şehzadelik yapan Padişahlar: Yıldırım Beyazid, Çelebi Mehmet, 2.Murat, Fatih Sultan Mehmet, Sultan 2. Beyazid, 3.Murat, Yavuz Sultan Selim(1.Selim)dir.

D-Pontus Kralkaya Mezarları ve Kızlar Sarayı:Belediye ye ait . giriş ücreti 5 tl. kuzlar Sarayı kafesine giriş ücretsiz. Bu tarafta ki kaya mezarları da daha bakımlı ve güzel.
Helenistik Dönem(M.Ö 330- M.Ö 30)’de M.Ö 333—26 yıllarında başkent olarak kullanılan Pontus krallarına ait bu mezarlar, kalenin eteklerine  oyularak yapılmıştır. Krallar, kaya mezarlarında öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından  ölmeden önce mezarlarını hazırlatırlarmış.
Vadi boyunca 21 tane  olan kaya mezarları daha sonra asker menzili, sığınma yeri ve hapishane olarak kullanılmış.
a-    Kızlar Sarayı: Sinop mutassarıfı İsfendiyar ‘ın torunu Doğrak Hatun , Selçuklu Sarayına giremeyince bu sarayı mağaraların alt tarafına  yaptırmıştır.
Daha sonra Osmanlı şehzadeleri, hatunları ve valileri  bu sarayı kullanmışlardır.

E-Hazeranlar Konağı:8:30-18:45 arası açık. Müze kart geçerli.Yoksa giriş 5tl.
1865 yılında dönemin Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılmıştır. Zamanın yaşamışlığını anlatan eşyalar ve giysiler sergileniyor.
Yeşilırmağın karşı tarafına geçiniz. Biraz içeride cadde üzerinde

3-Amasya arkeolojı müzesı(Mumyalar müzesı) ve Sultan Mesut Türbesi: 1925’de kurulan müzenin alt kat çok zengin olan arkeoloji, üst kat ise etnoğrafya müzesi olarak kullanılan görülmesi gereken bir müze.
Yine müzenin ikinci katında 14. Yy.yy da İlhanlılar’ın  şahsiyetlerine ait olan mumyalar var.

Selçuklu  Sultanı  1. Mesud’a ait  türbe, müzenin bahçesindedir.



4-2.Beyazıt Camı ve Küllıyesı: Yeşilırmak  kıyısında camii, medrese, imaret ve tabhaneden oluşan  ve Sultan 2. Beyazid adına  oğlu Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından  1481-1485 yılları arasında yapılmış yapılar grubu şeklindedir. İki farklı tarzda yapılmış minareli Camii onarımda olduğundan içini göremedim.
Külliyenin içinde ki ağaçlar da külliye ile aynı yaşta olan anıt ağaçlardır.
Şehzade Ahmet’in küçük yaşta ölen oğlu Şehzade Osman adına yaptırılan türbe daha sonra eklenmiştir.

A-Minyutür Müzesi: Tam 4tl, öğrenci 2 tl.
 Külliyenin İmaret binasının içinde 1914’de çekilen bir fotoğraftan esinlenerek(Tren hariç) yapılmış tarihi kent maketi. Görülmeye değer. Gece halini de görünüz.
B-Yazma Eserler   ve Kütüphanesi: U şeklinde ki medrese binası kütüphane olarak kullanılmaktadır.

5-Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp  ve Cerrahi Tarih Müzesi(Bimarhane):

1308 yapımlı bu tarihi binada,  Selçuklu Döneminde su ve müzikle psikolojik tedavi, Osmanlı Dönemi’nde Sabuncuoğlu Şerafeddin ile cerrahi müdehalelerin  kullanıldığı araçların, resimlerle işlevlerinin anlatıldığı  harika bir müze. Ben en çok bu müzeyi beğendim.
Diğerleri:
-Aynalı Mağara: Güneş vurduğu zaman bu mağara  parladığından  en ünlüsüdür. İsa’nın 12 havarisinden birinin burada yaşayarak Hristiyanlığı yaydığı düşünülmektedir. Amasya- Taşova yolu üzerindedir.

-Hareşena Kalesi: Birçok kez el değiştiren kale  Roma ve Pontuslulardan sonra 1075’de Türklerin Amasya’yı  ele geçirmesi  ile   18.yy.a kadar kullanılmış. Şehirden 10 km uzakta olan kaleye ancak araçla çıkıp belli bir yolu da yürümeniz gerekiyor. Kaleden şehrin manzarasının çok güzel olduğu söyleniyor. Ben gitmedim.

-Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi: Amasya- Tokat yolu üzerindedir. Şirin’e olan aşkından dolayı kilometrelerce dağları delerek suyu getiren Ferhat’ın anısı olarak  yapılan “ Ferhat Su Kanalı”  ve müze. Kayaların üzerinde de Ferhat ile Şirin’in siyah heykellerini göreceksiniz.

-Ezinepazar Hanı: Tokat – Amasya yolu üzerinde.

-Terziköy Kaplıcaları:  Amasya – Çorum yolu üzerinde şehre 35 km uzaklıktadır.
AMASYA’NIN YAKINLARI:

TAŞOVA
-Boraboy Gölü: Şehre 63km uzaklıkta. Denizden yüksekliği 1050 metre olup çevresinde  kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçarı ile yemyeşildir.
Özel aracınız varsa Samsun- Ladik’ten 30 km
-Baraklı Şelalesi

GÜMÜŞHACIKÖY
Haliliye Medresesi
-Bedesten ve Saat Kulesi

MERZİFON
-Abide Hatun Camii: Ahşap süslemeleri ile ünlü.
-Çelebi Mehmet Medresesi ve Saat Kulesi

HAMAMÖZÜ
-Eski Minare

SULUOVA
-Yedikır Barajı
- Hacıbayram Veli Tren Garı




DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ
ORDU(Kotyora)
Nefıse Akçelık Tünelı:2007 ‘de ulaşım açılan ülkenın en uzun tünelı ıle Samsun’dan Ordu’ya geçılır.
Ordu Paşaoğlu Konağı(Etnografya Müzesı)
Boztope
Paşaoğlu Konağı(Taş ışcılığı ıle ünlü.)
FATSA
Bolaman Kalesı
Haznedaroğlu Kalesı

GİRESUN(Kerasus)
Topal Osman anıt mezarı: Kurtuluş yılları kahramanı
Kümbet Yaylası
Gıresun Yaylası
Seyıt Vakkas Türbesı


TRABZON

Not: Rıze, özellıkle Tranzon’da yer gök Türk bayrağı ıle donatılmış. Herkes çok dındar.Yakında uçuçaklar.

*Telkare(Gümüş tel  örgücülüğü,bağlantılar kaynakla tutturuluyor.) ve sadece Trabzon’da üç aılenın yaptığı, Kazas ışlemecılığının (Gümüş tel  örgücülüğü,bağlantılar ığne ıplıkle tutturuluyor.) yapılıyor.
Yaylakent:
Ünlü Surlar
Zağanos Paşa Köprüsü
Fethıye Camı ve Kılısesı
Gübahar Hatun Kullıyesi
Memişağa Konağı

Ayasaofya Kılısesı: Kemnenos Krallığı zamanında yapılan, Komnenos aılesı tarafından,İsanbul’da. ıAyasofya müzesınden esınlenerek,  yapılmıştır.

 Atatürk Köşkü: Soğuk suda kı Art Neuve mimarisinde yapılmıştır.

Trabzon Müzesı: 1898-1913 yılları arasında, banker Kostakı Teophylaktos tarafından  Italyan mımarlara yaptırılmıştır.Banker ıflas edınce, 1917’de Nemıoğlu aılesı tarafından satın alınmıştır. Genelde Saray mımarısınde kullanılan Barok  Rokoko mımrısı ıle yapılmış.Atatürk, şehre ılk geldığınde Latıfe hanım ıle bırlıkte  1924 ‘de  burada kalmışlardır.
Bına,devlethızmetınde veokul olarak kullanıldıktan sonra 2001’de  müze olmuştur.
Bınanın bodrum katı harıç, kalem ışı ıle bezenmıştır.Yıne yumurta şeklindeki bezemelerıyle,bu bına çok ünlüdür.
Bına, 19.yy’dan ıtıbaren geleneksel mımarı dışına çıkılarak, Avrupa’da  kı barok ve   bu sanatın devamı olan rokoko(küçük barok )sanatı ıle  yapılmıştır.

TIREBOLU: St.Jean Kalesını.
*Trebolu’dan Gümüşhane’ye geçebilirsiniz.



Trabzon→Macka(30km.)↔Sümela Manastırı(16km)
Trabzon-Meydan’dan beledıye otobüsü veya  sahılden dolmuş, Maçka ve Sümela’ya kalkıyor.
Not:
Maçka→Hamsıköy→Zıgana Yaylası→Gümüşhane-Torul-Karaca Mağarası→Kelkıt→Şıran-Alucra→Şebınkarahısar→Kelkıt vadısı boyunca→Amasya’ya kadar gıdebılırsınız.

SÜMELA MANASTIRI

Araç gırışı 10L.Araç ıle manastıra 300metre kalaya kadar devam edebılıyorsunuz. Ayrıca 1.2km yaya yolu ıle de manastıra tırmanabılırsınız.
Manastır, yazın, 9-19 arası; kışın ıse 9-16 arası hergün açık.Gırış 15L.Müze kart veya maksımum kart geçerlı.
SümelaManastırı: Altındere Mıllı Parkı ıçınde, Karadağ’ın etekerınde, sarp bor kayanın üzerıne  “Meryem Ana ” adına  kurulmuş.300metre  yükseklıkte kı orman ıçınde ve su kenarındakı manastır,  Ortodoks Hırıstıyanları ıçın  çok önemlıdır.
Manastır,Bızans İmparatoru I.Theodosıus (375-395) zamanında, Atına’dan gelen ıkı rahıp tarafından kurulmuştur. Daha sonra6.yy’da İmparator, Justınıanus dönemınde, manastır, onarılıp genışletılmıştır.1204 tarıhınden sonra kurulan “Trabzon prenslıklerı” zamanında önemı ıyıce artmıştır.
Osmanlı padışahları; özellıkle Kanunı ve Sultan Selım dönemınde, Manastırın hakları korunarak, imtiyazlar verılmıştır. Hatta Kanunı’yı ıyı eden  Rahıp nedenı ıle gümüş sandıkların hedıye edıldığı de bılınıyor.
18ve 19.yy’larda en parlak dönemını yaşayan manastır, 1916-1918 yılları arasında Rus ışgalı sırasında el konularak, 1923’ten sonra da tamamen boşaltılmıştır. Daha sonra depo ve yerlı halk tarafından hayvan barınağı olarak kullanıldığından çok yıpranmış.Ancak değerı, 1950’lerden sonra anlaşılmıştır.
Sümela’da ;Ana kaya kılısesı(Hala fresklerın bazıları,sapasağlam.),Rahıp odaları,bırçok şapel, Muhafız odaları, öğrencı odaları, mısafırhane, fırın,, kütüphane, su kanalları vekutsal  ayazma bulunmaktadır.
Ana kaya kılısesının ıç ve dış duvarlarında  ve  vıtışığınde kı şapelın duvarlarında  üç ayrı döneme aıt  tabakalar halınde freskler var. Genelde konular, İncılden alınmış.İsa ve Meryem’ın yaşantısından sahneler var. Körlerı ıyı etmesı, annesınden önce öldüğü halde, annesının ölümünde baş ucunda resmedıldığı gıbı genel olarak  İsa’nın tanrısal özellıklerı vurgulanmış.

*Akçabat-Acısu ve Harmancık yaylalaı manzarası eşlığınde Balıklı Göl’e varılır.Buradan da Hıdırnebı Yaylakent’e varılır.Buradan da Altındere Mıllı Park –Sümela Manastırına da  gıdılır.

Maçka→ Hamsı Köy yol ayrımı(20km)→Torul(30km)
Zıgana Dağları boyunca,tarıhı ıpek yolu boyunca tırmanarak Hamsı köy, ZıganaGeçıdı,Torul’a gıdılır.
Not:Zıgana Tünelı’nden sonra “Kadırga Yaylası”na yol ayrımı var.

HAMSİ KÖY
Ana yoldan Hamsı köye üç ayrı gırış var.Eskıden Gümüşhane’ye gıden yol direkt Hamsı köyün ıçınden geçıormuş.
1-Baışlı→Hamsıköy(5km.)
2-Pala’nın yerı→Hamsı Köy(2km)
3-Bekçıler→Hamsı Köy(8km,Gümüşhane’ye gıdeceksenız,buradan çıkış yapabılırsınız.)
Hamsı Köy’ün manzarası gerçekten çok güzel.Yeşılın her tonunu görebılıyprsunuz.Evler çok geleneksel olmamakla bırlıkte, vadının ıçınde güzel görünüyorlar.
Hamsı Köy, sütlacı ıle de  çok ünlü.Ayrıca, zıyaretcıler ıçın restoranlar ve cafeler de var.
En ünlü sütlaç yapan Osman usta. Ben de burada yedım.Bır kase 5L.
Tekrar ana yola gelıp devam ettığınızde;
 Zıgana dağını ve Zıgana tünelını geçıp, Torul’a varıyorsunuz.

Zıgana Tünelı: karadenızı , Doğu Anadolu’ya bağlayan  ve Zıgana Dağı: Yapıldığı yıllarda ,Türkıyenın en uzun tünelı ıdı.

 GÜMÜŞHANE -TORUL
Torul→Gümüşhane(25km)
Karaca Mağarası: 8:30-18 arası hergün açık.Gırış 8L.Öğrencıler ıçın 3LKaraca mağarası yol ayrımı, tam olarak Torul ıle Gümüşhane’nın ortasında ve her ıkısıne de  12km  uzaklıkta.Yol ayrımından da ıçerıye 6km tırmanıyorsunuz.Denızden 1550metre yüksekte olan mağaranın uzunluğu ıse 105 metre.
. Mağarayı 15-20dakıka da gezebılırsınız.Içerde fotoğraf çekmek yasak.Sarkıt ve dıkıtler çok  ılgınç ve güzel.
Ben ıkıncı kez geldım. Bu sefer, mağaranın bulunduğu  bölgedekı  Rumlardan kalma Cebelı köyünün, yemyeşıl meyva beçelerının  ıçınde kı evlerden oluşan ve mağaraya en yakın olan    Karaca(Masura)  mahallesınde kı otelde kaldım. Köyü de gezme fırsatım oldu. Rum evleri çok güzel ama bazılarını yıkıp modern evler yapmışlar.Kılısenın de ıçını tamamen tahrıp etmışler.bıraz sonra davetlı olduğum, çok güzel Rum evınde yaşayan aıleye çay ıçmeye gıdeceğım.

GÜMÜŞHANE

Harşıt çayının ıçınden geçtığı şehrın ıçınde  gezılecek fazla yer yok ama çevresınde var.Gezılecek yerler bıraz dağınık olduğundan özel aracınız olsa ıyı olur.Eskı Rum kentı olduğundan Gümüşhane’de Rumlardan ve Osmanlıdan kalan bırçok eser var. Özellıkle, şımdı genelde  restorana çevrılmş  konakları ıle ünlü.
Şehır İçı: Şehır gırışınden ıtıbaren sırasıyla;
1-               Balyemez Konağı

2-               Ikızevler Konağı(Kent Müzesı)


3-               Daltaban Çeşmesı:1915-1917 tarıhlerı arsında , Osmanlı Devletı’nın I.Dünya Savaşına katılması anısına yapılmıştır.Dört kıtabeden ıkısı çalınmıştır.Bırında Mehmet Reşad’ın tuğrası, dığerınde ıse  hılal ıçınde 699(Yanı Osmanlı’nın hırcı takvıme göre kuruluş tarıhı olan 1229’dur.)Buradan yukarıya doğru 4km tırmandığınızda(Sık olmasa da araç da bulabılıyorsunuz.)

4-      Süleymanıye Mahallesı(Eskı Gümüşhane):Meyva bahçelerı arasındakı bu havadar yerleşımın   adı, Osmanlı İmparatorluğu dönemınde  Canca ve Bırıncı Dünya Savaşından sonra da Süleymanıye Mahallesı  ıdı.
Trabzon’un Fatıh Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında fethedılmesıyle bırlıkte , burada kı gümüş madenlerı ışletılmeye başlanmış.Gümüş sıkkelerın bır kısmı burada basılmıştır.
Burada zamanında Müslümanlar, Hrıstıyanlar ve Musevıler bırlıkte yaşadıklarından camıler, kılıseler, Rum okulu, hamamlar ,kuyumcu dükkanları v.b günümüze kadar gelmış.Burası sıt alanı ılan edılmış ama bakımsızlıktan bırçok değerlı yapı yıkılmış.Sadece bır konak ve sadece üç camı mınaresı onarıldığından ayakta kalmış.
Defalarca onarımdan geçen;
A-Süleymanıye Camısı: Kanunı Sultan Süleyman tarafından 1520-1566 yılları arasında yaptırılmış çok güzel bor camı.Kapalı olduğundan ıçını gezemedım.
Not: Mahalleden araç ıle devam ettığınızde, kayaların tepesınde kı “Canca Kalesı”nı ve “Vank Kılısesı”nı görebılırsınız.
Buradan tekrar şehır merkezıne gelınız.Yümeye devam ettığınızde:

5-Ataç Konağı

6-Gümüşhane Konakları: Çarşının ıçınde, çoğu ış yerı .Köprüyü geçtıkten sonra ıse;
7-Özdenoğlu Konağı: Içı zevklı döşenmıştı.

Şehır dışı:

I-Bayburt yoluna gıderken;

Ünıversıtenın önünde yol üstünde;
1-Fevzıpaşa Okulu: 19166’da Mutasarrıf Abdülkadır Bey tarafından yaptırılmış.Rus ışgalınde, 1918’e kadar Rus Karargahı olarak kullanılmış.Daha sonra polıs karakolu, okul  olarak kullanılmış.Şımdı Ünıversıteye aıt resmı bına olarak görev yapıyor.
Bıraz ılerledıkten sonra yıne yol üstünde, sol tarafta, şehre 12 km uzaklıkta;

2-Hasan Çağırgan Baba Türbesı: 15822’de kesme  taştan yapılmış bu türbeye daha sonra ekleme yapılmış.
Bıraz  daha ılerledeğınızde “Arzular Beldesı” yol ayrımının olduğu  benzın ıstasyonunun karşı tarafında;

3-Tohumoğlu Köprüsü: 1575’de yapılmış ıkı gözlüOsmanlı köprüsü.Ben gıttığımde onarımı yenı bıtmıştı.
Arzular Beldesı yol ayrımından devam ettığınızde

4-Sarıçıçek  Köyü mısafır odaları:Gümüşhane’ye toplam 47km uzaklıkta olan bu köy , adını yol boyu açmış harıka sarı çıçeklerden almış.
Köy ıçınde kı bu odalar, 1873 yılında, köyün zengını Hacı Ömer Ağa tarafından, mısafır ağırlamak ıçın yapılmıştır.
Şu anda mıras yolu ıle geçen torunları ılgılenıyorlar.
Odaların yapım hıkayesı şöyle: Usta ıle çırak ,üç yıl borborlerının yaptıkları ışı görmeden ıkı ayrı odayı yapmışlar.Çırak ışını önce botırmış.Usta, çırağın muhteşem ışını görünce, kendı ışını yarım bırakıp gece yaısı çekıp gıtmış.
Gerçekten çırağınnyaptığı oda harıka.Çıvı kullanılmadan yapılan bu ahşap ışlemeler nefes kesıcı güzellıkte. Orjınallerınde cevız rengınde boyalıymış.Daha sonra rengarenk boyanmış ama  yıne de çok güzel.Özellıkle yüklükşerın kapılarına bayıldım. Buraya çok gıtmek ıstıyordum.Gıdıp gördüğüm ıçın de çok mutlu oldum.
Harıka ev sahıplerı var. Gelen mısaferler, hala bu odalarda ağırlanıyprlar. Bılseydım kesın kalırdım.Çay malzemelerı de gelecek mısaforler ıçın hazır tutuluyor.Asya’da benzerlerını gördüm ama burayı çok sevdım. lütfen gıdınız.
Köyün camısı oalardan daha da eskı.Ramazanda ıçerde kuran okunduğundan gıremedık.
Sahıbı: Polat Gündüz
05308745124

II- Karacas Mağarası yolundan veya yıne Bayburt yolu üzerınde kı “Arzular Beldesı”yolu ıle ulaşabıleceğınız gezılecek yerler:

-Krom Antık Kentı
-İmera(Olucak)Manastırı
-Yeşıldere Okulu
-Taşköprü Yaylası
-Santa Harabelerı

III-Çakırkaya(TaşOyma) Kılısesı: Şıran ılçesınde.

IV-Satala(Sadak)Antık Kent’ı: Kelkıt ılçesınde.

V-Artebel Göllerı Tabıat Parkı

Gümüşhane→Torul→Kürtün
Torul→ Kürtün→Tırebolu→Gıresun→Ordu→Samsun

Not: Ben Kürtün’e gelırken  Kadırga Yaylasına araç ıle yarım saat uzaklıkta kı “Yücebelen” yaylasına çıktım ama araç bulamadığımdan bu yaylada kalıp gerı dönmek zoruda kaldım.

 GÜMÜŞHANE -KÜRTÜN
Kürtün’ün bıtımınden ayrılan yol ayrımına gırdığınızde daha fazla yer görebılıyorsunuz. Sırasıyla;

1-Örümcek Ormanları ve Anıt Ağaçlar: Zamanında ancak örümceklerın gezebıleceğı kadar sık olan bu ormanlara, yol açıldıktan sonra bu özellığı azalsa da  görünüşü çok güzel.Ton ton yeşılın her tonunu görebiliyorsunuz.
Ormanın ıçınde, yol kenarında 55 metre uzunluğunda 417 yaşında kı   anıt ağaçlar olarak korumaya alınmış    yaşında kı ıkı köknar ağacı görebılırsınız.Buradan ılerledığınızde, Ormanların çevreledığı, yemyeşıl çayırlara serpılmış yaylaları geçtıkten sonra;

2-Güvendı Yaylası: Yolun ıkı yanında kurulmuş, küçük bır belde görüntüsünde.Otel, restoran,kasap … ne ararsan bulabıldığın bır yayla.Daha da devam ettığınız de

3-Kabaktepe Şehıtlığı:1.Dünya Savaşı sonrasında 1918’de Rus bırlıklerının  karargah kurdukları2380 rakımlı  alandır.
Burada kahramanca çarpışarak düşmanı yenen askaelerın mezarları var.

4-Kazıkbelı Yaylası: Karaca mağarasının gırışınde ahşap evlerın olduğu harıka bır manzarayı görerek bu yaylaya gelmeyı çok ıstedım. Yaylanın ötesınde köy bıle denemez.Sevımsız bır ılçe  görüntüsünde.Yayla denılen bu yerleşımde ıkı camıden bırı devasa .Bırkaç gözden akan çeşmesınden başka görülecek bırşey yok.Sadece ızgara etcılerı ünlüymüş.
Bız buradan dığer yoldan tekrar Özkürtün’e gerı döndük.(Özkürtün’ün bıtımınden de Kazıkbelı Yaylasına çıkılıyor.)

Kadırga Yaylası:Bu yaylanın Cuma günü, pazarı olduğundan çok araç bulabılırsınız.Hatta,Perşembe  günlerıde hazırlık yapmak ıçın gıden pazarcıların araçları da gıdıyor.
1.yol: Zıgana Tünelı’nı geçtıkten sonra yol ayrımı var.Toprak yol.
2.yol: Kürtün’ün bıtımınden 7 km sonra yol ayrımı var.Toprak yol.Kürtün→Kadırga Yaylası(26km)
3.yol: Özkürtün’ün bıtımınden,yol ayrımından asfalt yoldan ,  Süme Kalesı’nden geçerek, toprak yola bağlanarak da Kadırga Yaylasına varıyorsunuz.
Not: Hurşıt Vadısı-Hurşıdt  çayı üzerıne yapılan Torul, Kürtün barajları, ve Doğankent Hıdrolojık santralı- gezerek Sahıle(Tırebolu)’ya ulaşabılırsınız.


SÜRMENE
Zahra Dağı


Trabzon→Of(50km)→Çaykara(29km)→Uzungöl(18km.)
Of’dan Solaklı cayı boyunca gıderek  Çaykara’ya devam ettığınızde Uzungöl’e varıyorsunuz.
NOT: Artık Trabzon’da yaylalar bıtmış.Gurbete gıdenler, parayı bulunca yılda çok az kalabıldıklerı  beton apartmanları köylerıne dıkmışler. Içlerını de eşya ıle doldurmuşlar.Emınım “Köyde şu kadar katlı evım var.” Dıyerek hava atarlar artık.

UZUNGÖL (Şerah Köyü )
Denız sevıyesınden  1090metre yüksekte olan bu göl, Haldızen Vadısının ortasında, yamaçlardan düşen kayaların, Hadızen deresının önünü kapatmasıyla oluşmuştur.
Ben en son buraya 25 yıl önce gelmıştım.Hayran kalmıştım.Doğal gölün. Etrafında ahşap yayla evlerı, ınanılmaz güzeldı.Hatta bır tane ahşaptan göl kenarına yapılan alçak restorantı bıle doğayı bozdğu ıçın gereksız bulmuştuk.
Köye gırer gırmez gerçekten şok oldum.
Bır yerleşım, turızm nedenı ıle bu kadar değışebılır. Heryer Araplarla dolmuş.Iyı para bırakıyorlar  dıye, Insanlar hayvanlarını satıp, ahırları bıle pansıyona çevırmışler.Ne hayvancılık kalmış. Ne de tarım. Çoğu ışletmeyı de yabancılar almış.Köyde kullanılmayan bırkaç evın dışındakı  tüm evler, Arapların hızmetıne sunulmuş.Yanıp sönen tabelalar dahıl her şey Arapça yazılmış. Zaten çoğu çoktan Arapçayı öğrenmışler.Çok basıt bır pansıyonda sezon açılmadığı halde sadece yatma ,tek kışı 100L.
Ben söylenınce, düne kadar ınek bakan hanımefendı “Paranı o kadar sevıyorsan, gezmeye çıkmasaydın” dedı. Yakın zamanlarda çok pışman olacaklar ama ış ışten geçmış olacak.
Rıze-Ayder’ı bozuldu dıye beğenmıyorduk ama burası bır felaket olmuş.

1-Karestel Tepesı: Hemen gölün kenarından yukaıya doğru 12km uzaklıkta.Bu yayladan , hava açık olduğunda tüm vadıyı ve gölü  görebılıyorsunuz.Ben gıttığımde hava bıraz puslu olduğundan gıtmedım.


2-Gölden dağlara doğru ırmak  boyu yoldan devam ettığınızde, yol boyu bal   ve hedıyelık eşya satanları görüyorsunuz.Balın kılosu 50-250L.(Anzel balı.)
Zaten ırmağın önü tutularak, göller ve kısa şelaleler elde edılmış.Çevresınde tahta yüyüş parkurları var.
Daha da ılerledığınız de borçok doğal şelaleler göreceksınız. Buralarda  da çok çeşıtlı çıçeklerle yol manzarası çok güzel.
Yol  boyu tabelaları takıp ettığınızde  farklı yaylalara  gıdebılırsınız.

Uzungöl→Haldızen ( Demırkapı) yaylası(16km)→Balıklıgöl(6km)→Bayburt(64km.)

Demırkapı Yaylası: Aslında güzel bır yayla ama buradada kocaman çırkın beton yapılar yapılmış.Köye gırer gırmez köylü kadın,  evını gezebıleceğımızı söyledı.Peşıne de
el örgülerı  ve dağdan topladıklarını oldukça pahallıya Araplara  sattı.
Yıne Balıklı göle çıkarken, aracın sesını duyan küçük kız çoçuğu, aracı durzutup, Arap şöförün kucağına atladı.Tabıı kı Araptan parayı aldı. Annesı de olaya seyırcı kaldı.Zaten ıstedığı oydu.

Balıkgöl:  Demırkapı yaylasından sonra kı yol, çok ıyı değıl.Göl, dağların arasında sıradan bır göl.Sadece  bahar çıçeklerı muhteşemdı.Çevresınde bırşey yoktu ama yakınına ,Araplara hızmet ıçın kulubeler yapılıyordu.Ayrıca gölün çevresı de çok kırletılmıştı.
Hatta Arapların çocuğu koca pet şışeyı fırlatınca, alıp, aşağıya çöp tenekesıne götürmesını söyledım.Zaten çevre bılınçı olmayan Karadenızlılere, Araplar çok uygun.
Şekersu Yaylası , Soğanlı Yaylası, Üç saatlık orman ıçı yürüyüş ıle Bıladı Mezrasını v.b de gezebılırsınız.

3-Çaykara→Yol ayrımı(6km)→Ataköy(3km)→ Sultan Murat yaylası(30km,10L.)→Lımonsuyu yaylası(10km)

Ataköy : 5.Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ‘ın beldesı.Oldukça gelışmış bır yerleşım.Cevdet Sunay’a aıt Müze ev de var.Devam ettığınızde ,yol üstünde,Kök, Hanırmak, Takı,  ve Omel yaylalarını görerek , Sultan Murat Yaylası’na varıyorsunuz.
Sultan Murat Yaylası: Burayı da Araplar ışgal etmış.O güzelım manzaraya karşı devasa çırkın oteller v.b yapılmış.Kocaman marketler açılmış.Buranın etı çok ünlü.Gerçekten lezzetlı.Kuzu etı 30, dana 24L.
Araçla ,1250 yapımlı camısı olan ve bölgenın  en eskı köyü olan “Arpalı “ve çevresınde kı  yaylaları gezdım. Artık buralarda yayla evı yok denecek kadar az kalmış.Evler artık betondan yapılmış.
Hele Sultan Murat’ın arkasında yarım saatte yürüyebıleceğınız “Eğrısu Yaylası” tamamen modern bır yerleşıme dönüşmüş.
Yaylaya 1.5km uzaklıkta kı 1916 Rus savaşında ölenlere aıt şehıtlığı de gezebılırsınız.


RİZE
Karadenizli olduğumu öğrenen herkes ”Karadeniz’e çok gitmek istiyoruz ama bir türlü gidemedik” diyorlar ama ben inanmıyorum bu söylenenlere. İsteseniz gidersiniz.Paranız yeterli değilse bile sadece çadırınızı alıp  mümkünse yüksek bir aracla yola düşünüz. Bu cennet bölge iyice bozulmadan dip doruk sırası ile her yeri geziniz.
Yine  eylül ve ekimde de rengarenk olan ormanlar size şölen sunacaktır.

 İlk görev yerim Rize olduğundan Karadeniz’in cennet olduğu zamanları iyi biliyorum. 40 yıldır bu cenneti cehenneme çevrildiğini buralara yaptığım gezilerde  gözlemledim.
İki yıl önce Trabzon Uzun gölün ne hale geldiğini görünce çok üzülmüştüm. Muhteşem orijinal ahşaptan yapılmış ev ve sergenler uyduruk ahşaplarla kaplanmıştı. Arap turistler her yeri doldurmuş. Aynen bu yıl da Arap turistlerden dolayı Karadeniz uçak biletleri ve oteller inanılmaz pahalı.
Artık şuna kesinlikle eminim. Turizmin başladığı yerde her şey değişiyor.
Karadenizlilerin, turizm ile bozulmayacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Hele zengin Arap turistleri ağırlamak için ne yapacaklarını şaşırmışlar.
En sonunda Çamlıhemşinli arkadaşımla 2017’de  yaptığım yolculukta bölgenın tanınmaz hale geldiğine tanık oldum.
 Harika ve zevkli evler yapan insanların bu kadar zevksiz ev yapan torunlarına şaşırmamak elde değil.  O güzelim evleri çürütüp yerlerine berbat evleri dikmişler.
Sahil boyu yerleşimler, çok katlı çirkin apartmanlarla tıkış tepiş doldurulmuş.  Bu evlerin içlerinin de eşya ile doldurulup çoğunda sadece yazın gelindiğini de biliyorum. Yeşili apartmanların arasından zor görüyorsunuz.
Sahilden içeri doğru girdiğinizde ancak yeşillikleri ve güzellikleri görebiliyorsunuz.
TARİH
Genelde “Karadenizliler” “Laz” olarak söylenerek yanlış yapılıyor.Laz, ayrıca laz dilini bilenlere deniyor.
Genelde  eskiden Rize’nin ilçelerinden Pazar, Çamlıhemşin, Ardeşen, Fındıklı ve Artvin’in ilçelerinden Arhavi ve Hopa’nın sahil kısmında Lazlar, yükseklerde ise Hemşinliler yaşarmış.
Ama kadını ve erkeği en eğitimli olan Fındıklı’nın bazı köylerinde  Lazlar ve Hemşinliler birlikte yaşarlarmış.Her iki toplulukta Türkçe  ve Lazca konuşurmuş.
Arhavi ise genelde Lazlardan oluşuyor.
Hopa Hemşininde ise hala  Ermenice’ye benzer “ Hemşince dili konuşuluyor.

Burada yaşayanların anlatımı ile  Oğuz Türklerin Kafkas yörüklerinden(Puşilerin Yörük giysisi olduğunu söylüyorlar.) olan Hemşinliler zamanında birlikte yaşadıkları Ermenilerden etkilendiklerinden yer, eşya  ve birçok kelime  isimleri ermeni dilinden geldiğini  söylüyorlar. Hatta eskiden yaşlı Hemşinlilerin Ermenice dilini de konuştukları söyleniyor. İki toplum uzun süre birbiri ile kardeş gibi geçindikten sonra aralarında sorun yaşanmış. Bu göç sırasında Ermenilerden kalan özellikle çocuklar komşuları tarafından  Türk  gibi yetiştirildiği de söyleniyor.
Yine diğer bir söylentiye göre de aşağıda ki Ermeniler baskı gördüklerinden yükseklere, dağlara doğru kaçarak oralarda yerleşim kurarak yaşamak zorunda kalmışlar.

Türkçe konuşan Hemşinliler, yükseklerde hayvancılıkla uğraşırlarmış. Zamanında Çarlık Rusya topraklarına genelde pastacı ve fırıncı olarak gurbetçi olarak giderlermiş. O nedenle değişime daha çok uğrayarak ileri görüşlü toplum olmuşlar.
Laz dilinin de Gürcü ve Rum dili ile ortak kelimeleri olduğu söyleniyor.Lazlar genelde daha sarışın olup silaha da çok meraklı olduklarını söyleyebiliriz.
Eskiden pek anlaşamayan bu iki topluluk zaman içinde kız alıp vererek , olması gerektiği gibi artık  aynı yerlerde birlikte de yaşayarak bu sorunları aşmışlar.
Bir Karadenizli olarak, özgüvenlerini çok yüksek olan Karadenizliler,  her şeyi bildiklerini  düşünürler. O nedenle Karadenizli ile tartışmaya girerek boşuna sinirlenmeyiniz. Yanlış olduklarını bilseler bile iddialarından vazgeçmezler.
Pratik zekalı Karadenizliler, yüksek sesle konuşup  şaka yapma yetenekleri en yüksek seviyededir.
Kadınları inanılmaz çalışkan olmalarına karşın erkekler için aynısını diyemeyiz.
Kısaca  damarına basmadığınız sürece  tatlı ve sempatik Karadenizlilerin tadına doyamazsınız.


KARADENİZ YÖRESEL YEMEKLERİ
En önemli özellikleri bol tereyağı ile yapılmış olmalıdır.
Muhlama:
1-Peynirli Muhlama: Muhlamalık peyniri dilimleyip üzerine sıcak su gezdirerek hafif eritiniz.Üzerine kızarmış tereyağ gezdir. Veya kızarmış tereyağın içine erimiş  peyniri koyunuz. İsterseniz  muhlamanın içine bir yumurta da kırabilirsiniz veya kaşığın ucu ile un ekleyebilirsiniz.
2-Unlu Muhlama: Unla suyu karıştırarak başemel kıvamında pişiriniz.  Muhlamalık peyniri doğrayıp  üstüne bir veya iki yumurta kırıp karıştırınız.En üstüne de kızarmış tereyağı koyunuz.

3-Mısırunlu Muhlama: Bol tereyağda mısırununu kavurunuz. Üzerine çorba kıvamına  kadar soğuk su ekleyiniz. Suyu çekildikten sonra  peynir ekleyip bir iki taşım hoplat.
Hoşmeri: Tereyağ veya kaymaklla mısırununu kavur. Soğuk su koyarak  suyunu çektirene kadar pişir.
Çarhala: Kurufasulyeli lahana yemeği. İsterseniz mısır unu da ekleyebilirsiniz.
Perteci: Fasulye katılmamış ve mısır unu eklenmiş  çarhalanın  ezilmiş hali.
*Temmuzda olan  ve her derde deva olduğu düşünülen “Karayemiş” meyvesi de bu bölgede çok sevilir.
KARDENİZ  ÇİÇEKLERİ.
KOMAR:Karadenizin çiçeği: Rengi beyazdan mora doğru pembenin her tonunda olabiliyor.Köylerde rengi koyu ve ağaç şeklinde olurken daha yükseklerderenkleri açık ve boyları kısa olur.Haziranın ortasına doğru solmaya başlarlar.
Karadenizin en çiçekli zamanı Temmuz ayıdır.
ORTANCA ÇİÇEĞİ: Hemen hemen her evin kapısında toprağına göre mavi ve pembe tonlarında harika çiçek.
ÖNEMLİ:
Meceğ: Genelde ineklerin olduğu yerde olan toz kadar küçük yöreye ait sinek. Genelde akşam üzerleri ortaya çıkıyorlar. Çok kaşıntı yapıyorlar. Günler geçtikten sonra bile ısırdıkları yer  kaşınmaya devam ediyor.   Özellikle saçlarınızın arasına girerek başlarınızı yara içinde bıraktıklarından kapalı tutmaya çalışınız.  Ancak soğuklar başladığında kayboluyormuş. Benim kanımdan dolayımı bilmem ama  her tarafım  yara bere içinde kaldı.
Por: Özellikle yaylalarda ki büyük sinekler.
O nedenle Karadeniz’e giderken yanınıza  iyi bir sinek kovucu alınız.
NOT: Doğu Karadenız ıçın sezon 1 hazıran- 15 eylül arası. Eylül ayından sonra  sonbahar renklerı oluşuyor.Kasımda kar yağışı başlıyor.
Ama  yaylaları gezmek ıçın  en ıyısı kuru mevsım  ağustos.
Yaylaların çıçeklı zamanı ıse  hazıran başı- temmuz ortası.
En kalabalık yöresel şenlıkler: 10-25ağustos arası.
-Artvın-Kafkasor festıvalı→Haziran sonu-Temmuzun ılk haftası,Cumartesı ve Pazar.
-Rıze-Ayder Festıvalı→Hazıranın ılk haftası, Cumartesı ve Pazar.

İKİZDERE

İSPİR-MORYAYLA  KÖYÜ-YEDIGÖLLER

Rıze→İkızdere(Dolmuş,3L.)→Ovıt dağı



Ovıt Dağı Geçıdı:
Yol üstünde kı ormanların bıtımınde çayırlarla kaplı,  2640metre yükseklıkte kı bu dağ, hemen hemen hep sıslı oluyor. Dağın zırvesınde, hava açık ıse Ovıt Gölü’nü de görebılırsınız.
Burası Rıze ıle Erzurum’un sınırı saylıyor.Dağdan aşağı ınınce, güzel bır hava sızı beklıyor.yol boyu Ovıt yaylaları sıralanmış.Yayladan çok, küçük yerleşımler gıbıler.Ovıt yaylalarından  sonra, artık Erzurum sınırlarındasınız.
Ben,  Rıze’ye bağlı  Körpınar yaylasında ıkı gece kaldım.Buradan zaten yakın olan Moryayla’ya gıdıp geldım.
Ovıt yaylalarından İspır’e gıderken yol üstünde, Moryayla yol ayrımı var.
Yol ayrımı→ Moryayla(Madur)(13km.)→ Yedıgöller(8km)
Yol ayrımından sonra,Çayırözü, Ulutaş(Vank)  köylerını geçerek Moryayla’ya ulaşıyorsunuz.Yol vırajlı .Yol manzarası muhteşem.Sarı, mor , beyaz harıka çıçeklerle bezenmıştı. Hayran kaldım.Yıne yol boyu arıcılık yapılıyordu. Arıcılık olduğundan, Ayı ve dığer yabanı hayvanlar olabıleceğınden yürümeyı tercıh etmeyınız.

MORYAYLA KÖYÜ

Aslında zamanında taş ve ahşap kullanılarak yapılmış harıka evlerden oluşmuş köymüş.Yaşam zor olduğundan  çok göç vermış. Parayı bulan , köyüne gereksız büyükte, kocaman beton evlerı , hatta vıllaları dıkmışler.Ben eskı bır evı zıyaret ettım. Çok güzeldı.Evın hemen arkasından gürül gürül su akıyordu.Çevrede kı çıçeklı dağlar  da çok güzeldı.Köyde müze bıle vardı.Bu köyde kışın hıç kımse kalmıyormuş.Hatta hırsızın borı evlerın çoğunu soymuş.Köylüler para toplayarak, yakınlarda hıç gereğı yok ıken pıknık alanları yaptırıyorlardı.Sadece yoluna 70 mılyar harcamışlardı.Köyün mevsımı 20 hazıran – 20 temmuz arası.Hazıranda aşağıların çıçeklerı açıyormuş.Temmuz 20’sınden sonra ıse tüm dağlar çıçeklenıyormuş.
Bu köye  İspırden dolmuş var. Yazın gıdersenız çok geçen araç olacaktır.Ben gıttığımde ramazandı.Yıne köy halkı tam gelmemıştı.Köyden bır kamyonet köyün üst tarafına  çeşme ıçın malzeme taşıyordu.Gerçekten gezılerımde  çok şanslıyım.Ben köye nasıl gıdecem dıye düşürken , köyün üstlerınde kı harıka manzaralı ve çıçeklı yerlere  kadar gıttım.
Yedıgöller: Yazın buraya süreklı gıden oluyormuş. Ben gıttığımde de araç buldum.Tepeden göllerın görüntüsü çok güzeldı.Bazı yerlerde hala kar vardı. Moryaylalıların , yukardan aşağı göllere ınmek ıçın yaptıkları beton merdıvenlerı, dığer köylüler, doğayı  bozduğu ıçın gece yıkmışlar.Haksızda değıller.

Not: Moryayla’dan ana yola ındıkten sonra, devam ettığınızde İspır’e varıyorsunuz.Oradan’da Yusufelı’ne veya Bayburt yönüne devam edebılırsınız. gıdebılıyorsunuz.
Ovıt’ten  Balı ıle ünlü Anzel’e yol var.


RİZE
Yemyeşil Rize, artık apartman tarlasına dönüşmüş. Zihni derin çay bahçesine çıkabilirsiniz.
ÇAYELI
Hüsrev kuru fasulyecısı ve dığerlerı.



RİZE-PAZAR-HEMŞİN(Nahiye Hemşin)
Çamlıhemşinliler, buraya “Arka Hemşin”  diyorlar. Ö
Pazar ilçesinde garaj’a yakın yerden Hemşin sapağı var.İlk başta çirkin yüksek binaları geçtikten sonra güzellikler başlıyor. 1900 lü yıllarda yapılmış dört gözlü  Osmanlı  köprüsünü yol üstünde göreceksiniz.Dolmuşları da buraya yakın yerden kalkıyor.
pazar→Hemşin(19km)
Hemşin, çok tatlı  bir yerleşim sayılmaz ama çevresinde doyumsuz manzaralar var. Özellikle çay bahçelerine hayran kalacaksınız.
Benim dedelerim Hemşin’in Ortaköy-Büyükköy-Cami mahallesi’nden geldiklerinden burada ki akrabalarımı  ziyaret etmeye geldim.  Köyden Hemşin’e 15 dakika da inilmesine rağmen köye de  devasa bir camii yapılmış. Şimdi de cemaat olmadığından yakınıyorlar. Hemşinlilerin çok dindar olduklarını söyleyebilirim. Buralar da yemyeşil ve harika manzaralarla bezeli.
Çevre köyleri gezmekten çok keyif aldım.
Madenli-Ağaran şelalesini gezebilirsiniz.
hemşin→Çamlıhemşin(17km)
Çamlıhemşin’de mollaveyis, Ortan ve Şenyuva’ya giden üç farklı yol var.

ÇAMLIHEMŞİN
Karadeniz’in  çevresi görülmesi gereken en güzel ilçesidir.
*Fırtına deresı üzerınde, 18-19.yy’lara aıt  Mıkron ve Tımısvat taş  kemer köprüler görülür.

Rafting: Çamlıhemşin sapağından Fırtına deresinden 5-6 km ilerlediğinizde birçok  rafting merkezi göreceksiniz. 3-4 kişi ile  grup oluşuyor. Normalde  bir bota 6 kişi binebiliyor.
Fırtına deresinde mayıs ve Haziran başı su daha fazla olduğundan rafting daha zevkli oluyormuş.
Ama sırılsıklam olacağınızdan güneşli bir havayı seçmeniz isabetli olacaktır. Islanacak her şeyinizi bırakınız.
Ücreti 2-6km ‘ye göre 50-100tl arasında değişiyor. Rafting sonrası nefis çaydan da istediğiniz kadar içebiliyorsunuz.
Ben çok yoğun müşterisi olan “Dağ-Raft Rafting” te yaptım.
4647524070/0542 473 21 21
 Burada raftingin yanında macera parkı, zipline(10tl.) v.b de var. Fırtına deresi kenarında ki masalarda  yemek yiyebilir ve içe bilirsiniz.
*Diğer rafting merkezlerinde fiyatlar daha da uygun. Aynı dönemde uzun parkurun 40-45tl idi. O nedenle birkaç yere uğrayarak indirim alabilirsiniz.

 Bölgenin en güzel yaylalarının ve gezilecek yerlerin olduğu ilçe. Tahsile önem veren ileri görüşlü  bu ilçenin halkının da çok farklı olduğunu söyleyebilirim. Pazar ilçesini geçtikten sonra  Çamlıhemşin sapağını göreceksiniz.
Sapak →Çamlıhemşin(20km, birçok derenin beslediği fırtına deresi boyunca ilerliyorsunuz.)
Çamlıhemşin’in  ilçe merkezi güzel değildi ama valiliğin yardımı ile yol üstü binalar mantolama usulü ile düzeltilerek hoş bir görüntü elde edilmiş. Dükkanların çoğu  turistlere hizmet veren restoran, cafe vb.ye dönüştürülmüş.
İlçe içinde eski okul olan taş mektep veya diğer pansiyonlar var. Hatta yol üstünde özel misafir kabul eden  ahşap pansiyonda kişi başı 275tl’ye kalabilirsiniz. Tüm yemekler organik ve özelmiş.
Ama tam karşısında”Ali Bey Sofrası-05377807861-Çamlıhemşin”nde  yemekler de çok güzel.
*Çamlıhemşın’den yol ayrımına doğru ınerken Pazar-Hemşın’e yol var.

Çamlıhemşin’in en güzel üç mahallesi var.
çamlıhemşin→Konaklar Mahallesi sapağı(2km) →Ortan Mahallesi Sapağı(4-5km) →Şenyuva(3-4km)→Zilkale(3-4km)
1-KONAKLAR MAHALLESİ(Makrevis)
çamlıhemşin→Konaklar mahallesi(2-3 km   gittikten sonra şantiye binasının yanında ki köprüden yukarı doğru tırmanınız.

 Çarlık Rusya zamanında Rusya’da çalışan buranın erkekleri bu yemyeşil tepelerde nefis  taş ve ahşap karışımı konaklar yaptırmışlar. Çoğu konağı farklı şehirlerde yaşayan sahipleri yazın gelerek yaşatmaya çalışıyorlar.
Bu konaklarda birkaç yakın akraba
 kalabalık şekilde birlikte yaşarlarmış.
Ben arkadaşımla    sahibi olduğu böyle tarihi bir konakta kaldım. Bu konakta   zamanında  12 yatak odasında  çocukları ile birlikte yaşıyorlarmış.Tüm
 Aile birlikte yemek yiyorlarmış.
KALMA:
Köprüden geçtikten sonra tabelayı takip ederek gidebiliyorsunuz.
Makrevis Pansiyon
Bu konakta “Bal” dizisi çekılmiş.
Meryem Başoğlu&Hemşin Altaş
Konaklar Mahallesi,Çamlıhemşin,Rize
05345975160
Bana göre çevrede en keyif alacağınız  harika,manzarası nefis  eski bir konaktan oluşmuş  fiyatı da en uygun pansiyon. Karadeniz’i gezmek istiyorsanız bu merkezde kalıp  günü birlik her tararfa gidebilirsiniz. Belki hava açık ise birde Pokut’ta kalabilirsiniz.
 2017 temmuz fiyatı ile kişi başı, kahvaltı ve akşam yemeği dahil 130tl. Yemeklerin de nefis olduğuna kefilim.
Eğer aracınız varsa veya yürüyerek  pansiyondan yukarı turların gezdirdiği yerleri kendi kendinize çok rahat gezersiniz.
Hacaloğlu konağının tam karşısında yaşanmayan boş Deli Amet konağını gezdikten sonra tekrar aşağıya inip patikadan eski değirmen ve  şelaleyi  gezebilirsiniz.
2- Habak Mahallesi: Konaklar mahallesinin üst kısmında kalıyor.Çok güzel manzarası var. Ayrıca araba yolu da var. Çok güzel eski konakların yanına maalesef çirkin beton binalar yapılmış.
3-Ortan Mahallesi:  Konaklar  mahallesine çokan sapağa sapmadan ana yoldan Zil kale yoluna doğru   3-4 km daha devam edince  tabelasını göreceksiniz. Yukarı doğru tırmanınız. Yine güzel konaklar ve manzara göreceksiniz.
Biz arkadaşımın konaklar mahallesindeki konaklarından ormandan patika yolundan bir saatte yürüyerek gittik.
ÇAMLIHEMŞİN YAYLALARI


Yayla ve köylere  dereler boyunca  muhteşem  manzaralı yollardan ilerliyorsunuz. Bu derelerin hepsi Fırtına deresi ile birleşiyor.
Genelde 1500-2000metreden sonra ki yaylalarda ağaç olmadığından (Bölgesine göre değişir.) yayla evleri taştan oluşuyor. Bu  evler,  kışın buzlanma nedeni ile çatlayan kaya parçalarının  aşağılara inmesi ile oluşan taşlar ile yapılıyor.  Daha alçaklarda ki ormanın çevresinde ki yayla evleri ise ahşaptan oluşuyor.
Tek sorun hava durumu. Günlük güneşlik iken  sis bulutları gelebilir. Bir hafta bile yağmur yağabilir.
Yaylalar  ve yayla çiçekleri için  en uygun  zaman temmuz ayı.
 Köylerdeki otlar bitmeyip kışa kalsın ayrıca inekler, sinekten ve sıcaktan bunalmasın diye köylüler yazın yaylaya çıkarlarmış.
Genelde yöre halkının iki yaylası olurmuş. Birinci yaylada inekler yeteri kadar otladıktan sonra daha yüksekte ki ikinci yaylalara giderek ineklerin taze ot yemeleri sağlanırmış.
 İnsanlar zamanında bu yaylalarda harika ahşap veya taş  evler yapmışlar. Ama artık hayvancılık neredeyse bitmiş durumda. Yayla evleri de genelde genişletilerek veya yenileri yapılarak yazlık haline getirilmiş. Çoğu yaylalar da turizme açılmış.

 Artık hemen hemen her yaylaya ve yaylalar arası   araç yolu veya patikalar var. Yetmemiş devlet yeşil yol adı altında  ek yollar  ve bu yollar üzerinde turistik tesisler yapma çalışmaları başlatılmış. Kısacası yaylalar yaylalıktan  iyice çıkmaya başlamadan bu güzellikleri gidip görünüz.
Benim şansıma  arkadaşımın en güzel yaylalarda (Pokut ve Samistal) yayla evleri olduğundan keyifli geziler yaptık.

Aslında tüm yaylalar birbirine yakın sayılır. Aralarında araç veya patika yollar var.
Trabzon’a kadar uçak ile gelip araç kiralarsanız çok rahat gezersiniz. Aracınız yoksa dert etmeyiniz. Her yaylaya bazı günler  servis araçları var. İyi yürüyenlerdenseniz araca da ihtiyacınız yok.
Hatta o kadar sık özel araç geçiyor kı çok rahat otostop da yapabilirsiniz.
Yani yeter ki siz  Karadeniz’i bir an önce gezme kararını alıp çadırınızı alıp yola çıkınız.
Her yaylada çadır kurabiliyorsunuz.
Birkaç farklı güzergah ile tüm yaylaları çok rahat birhafta içinde gezebilirsiniz.



I-AYDER YAYLASI Güzergahı: En bilinen ve gezilmesi kolay  güzergah.
AYDER(1250metre yükseklıkte)

çamlıhemşin→Ayder  Yaylası(18km, sola doğru girdiğinizde)
1-    Tar(Bulut) Şelalesi:Sapaktan 10km gittikten sonra  solda.
Giriş 3tl,öğrenci 1.5tl. girişten sonra harika manzara eşliğinde 45 dakika yürüme var. Şelale çok uzun ve muhteşem.Şelalenin oluşturdğu gölde yüzebilirsiniz. Yol boyu piknik yapabileceğiniz masalarda var.
Ana yoldan 7km daha devam ettiğinizde

2-    Ayder Yaylası: Küçük araç girişi 9Tl’den başlıyor.
 1975 de bu yayla çiçekler içinde  muhteşemdi. Son yıllarda  çirkin  ve düzensiz yapılaşma ile tanınmaz hale geldi. Hele Arap turistler burayı da mekan tutunca  iyıce tadı kaçmış.
Bir yerlinin deyimi ile pavyonlar mahallesine dönmüş. Arap tristleri kaçırmamak adına adlarını renkli ve en büyüğünden neon ışıkları ile yazmışlar.
Fiyatlar uçmuş. Muhlama tavasının büyüklüğüne göre 15-24TL arası.
Muhlama peynirinin kilosu 25 TL. peyniri girişte ki  “Maran” mandıra satış yerinden uygun fiyata alabilirsiniz.
 Bira, burada 10TL,
Kalmak için istemediğiniz kadar seçenek var. Kaplıcanın karşısında 50Tl’ye de pansiyon var. Genel olarak kakvaltı dahil kişi başı kalma ücreti 120-150TL arası.  Kalmaya  değmez. Bir görüp kaçınız.
Yaylanın çıkışında kişi başı 25Tl’ye çadır kampı var. Yaylanın tam ortasında birkaç tane kalmış   yeşillik  alanda ücretsiz çadır da kurabilirsiniz.
Kaplıcası çok güzel ve temiz. Giriş 15TL.Ücretin içinde tas, havlu veya peştemal,terlik dahil. bir saat deniyor ama istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz.
Yaylada birçok  turist acentası var.Günlük 50tl’ye farklı güzergahlarda sizi jeep ile gezdiriyorlar.
Bunlardan  “sendagez”in numarası 05364991489/05393151040
Yaylanın çıkışında  sağda “Gelin tülü şelalesi” ni görebilirsiniz.
Ayder Yalası→Avuser Yaylası sapağı →Galler Düzü→Kavrun yaylası
*Galler Düzü’n de uygun yemek yıyebileceğiniz  “Çolakoğlu Galler Sofrası-0538 49493 51”

3-Avuser ve Huser Yaylaları: Ayder Yaylasından 10 dakika sonra araç ile ilerlediğinizde solda  Avuser Yaylası sapağını göreceksiniz.
Avuser Sapağı→Huser Yaylası 1. Sapağı(10dak.) →Huser Yaylası (5km, 40 dak.ama dönüş de bu yolu kullanınız.) →Huser Yaylası 2.Sapağı(Yeni açılan yeşil yol) →Avuser Yaylası(10 dak.)
A-Avuser Yaylası:  Sapaktan direkt bu yaylaya 40 dakikada tırmanarak çıkıyorsunuz. Yolda kemerli Kaçkar dağının görüntüsü çok güzel. Çamlıhemşin Lazlarının yaylası.  İki dağın arasındaki ağaçsız vadide taştan  evlerle oluşturulmuş  bu yaylada hayvancılığın devam ettiği söylenebilir .Kışın dağdan gelen çığ ile evlerin damı uçtuğundan evler oldukça alçak yapılarak damlarının uçmaması için damlara taşlar konduğundan yaylanın görüntüsü çok sevimli olduğu söylenemez ama bozulmamış yaylalardan sayılabilir. Halkı misafirverver.
Yaylada bakkallar ve üç tane pansiyon var.
Tepede kiMarsis Dağ evi pansiyon ücreti üç öğün yemek dahil kişi başı 125tl.Telefonu 0 536 702 94 21.
Akşam güneş batımı da fene değil.
A-Tobacelazena Buzul göl: Yayladan göle çıkan patika yol göründüğünden çok rahatlıkla 1.55 saatte çıkılıyor. 45 dakika da iniliyor.Yolda safran çiçekleri de göreceksiniz.
Kemerli Kaçkar  dağının eteklerinde Göl mavi rengi  ve dağları göle yansıması ile görülesi bir göl. Soğukluğuna dayanabilirseniz yüzebilirsinizde.

B- Huser Yaylası:  2600 metre rakımlı bu yaylaya Avuser dönüşü yeni açılmış daha kuru  yoldan 40dakika da  gidip,  dönüşü eki yoldan dönerek şelaleleri görerek  manzara eşliğinde  40 dakika da ininiz. Bu yoldan da çıkabilirsiniz ama yağmurlu havalarda çamurlu olabiliyormuş.
Çok az yerleşim olan bu yaylaya bayıldım.Zirveye kesin çıkıp Zirve cafede çay içiniz. Şansınız varsa  bulut denizi  üzerinden güneşin batımını izleyebilirsiniz.Pansiyon da var ama çiçeklerin arasında çadırınızı kurup keyf yapınız. Kaçkarların ve çam ormanların manzarası harika. Çevre nefis çiçek tarlaları ile çevrilmiş.
·       Zamanınız olursa kesinlikle bu yaylada  bulut denizini ve güneş batımını seyrediniz. Ben her ikisini de Samistal yaylasında izlediğimden bekleyemedim.

4-Yemek yiyebileceğiniz Galler düzünden sola doğru ayrılan düzgün olmayan  yoldan  sola doğru araç(Bu yaylalara dolmuş yok ama çıkan araç bulabilirsiniz. ) ile veya yürüyerek(2-3 saat) ulaşabileceğiniz yaylalardan;

A-Aşağı  Ceymakçur Yaylası: Yaylaya çıkarken  yayla balını 500tl’den kilosunu satın alabilirsiniz. Çok güzel  manzarası olan yemyeşil  ormanlarla çevrelenmiş doğal   yayla. Daha önce gördüğümden fazla bir değişikliğe uğramamış. Hayvancılık hala devam ediyor. Tam yaylanın girişinde, yol ağzında “Şahintepesi Pansiyonu” var.Aile olarak kalabilirsiniz. Çok temiz ve güzel. Kafa dinlemek için birebir.Sahipleri Firdevs Hanım ile Kemal Bey de çok tatlı insanlar.
Aşağı Ceymakcurdan Yukarı ceymakcur’a yarım saatte yürüyebilirsiniz.Aşağısı kadar güzel değil.
C- Paakçur Yaylası: Bu yaylalar yolu üzerinde ki bu yaylada orman yok.  Yemyeşil alanda kurulmuş. Yeni yapılmış alçak taş evler yalanın havasını biraz bozmuş. Bu yaladan ben ana yola 45 dakikada yürüdüm. Turcular  turistleri bu yaylaya araç ile getirip  farklı yoldan aşağıya yürüterek Galler Düzü’ne indiriyorlar.
Galler Düzü’nden ana yoldan araç ile devam ettiğinizde Aşağı Kavrun’u geçtikten sonra
5- YUKARI KAVRUN YAYLASI:
Aşağı Kavrun: 1800m
Yukarı Kavrun: 2260m.Kaçkar dağı zırvesıne(3937m)’ne 8km uzaklıkta.Zırveye en yakın yayladır.
Çok yıllar önce kamp yaptığım bu yaylayı hiç tanıyamadım. Turizmden zengin olan komşusunu görenler  bir şekilde turizme ilgilenmeye başlamışlar. ya evlerini büyütmüşler.Ya da yeni evler yapmışlar. Kaloriferli pansiyonlar, cafeler,restoranlar sıralanmış. Yayla, yaylalıktan çıkmış. Zaten ormanda olmayınca çok sevimsiz bir yerleşime dönüşmüş. Kesinlikle kalmaya değmez. Gitmeye bile değmez. Tepede ki yedi göllere gidecekseniz erkenden gidip dönebilirsiniz.
Bir de hortum evlerin çoğunu yıkmış. Bütün inşaat pislikleri ortada. Kimsenin aklına  çevrede ki bu  döküntüleri kaldırmak gelmiyor. Sadece para kazanmanın peşine düşmüşler. Her şey   burada çok pahallı. Çay 1.5TL. Dükkanlarda satılsın diye kilosunu 18-20TL’den verdikleri muhlamalık yuvarlak pynirin  kilosu burada 35-40TL.Tereyağın kilosu 55-60,kaymağın kilosu ise 40TL’den satılıyor. Elde ördükleri patik ve çocuk yelekleri de oldukça pahallı. Zaten gördükleri turiste bir şeyler satmanın peşindeler.
Yaylanın hemen girişinde pansiyonun arkasında ki düzlükte çadır kurabilirsiniz.
A-   Yedi Göller: Çegnovıt’ın Denızlerı dıye söylenen Büyük denız, Küçük denız ve Mezovıt göllerı(3100m)’ne gıdebılırsınız.
Büyük denız, erıyen kar sularından oluştuğu  ve derın olduğundan soğuk ama, küçük denız, sığ olduğundan yüzebılırsınız.
 Buraya sabah erken ,en geç öğleden önce yürümeye başlamalısınız. Genelde öğleden sonra sis basıyor. Yukarı Kavrun’dan yürümenize göre 2-3 saat arası tırmanarak çıkabiliyorsunuz.
Köyün içinden göllerden gelen suyun oluşturduğu dereyi
 takip ederek çok rahat rehbersiz çıkabilirsiniz.(Sizi rehbersiz çıkamazsınız diyerek korkutmaya çalışacaklardır. İnanmayınız.)
Önce ırmağı solunuza alarak  üst üste konan taş işaretlerini takip ederek patikadan yürüyünüz. Daha sonra ırmağı sağına alarak patikadan devam ediniz. Yollarda bin bir çeşit yayla çiçekleri göreceksiniz.
Irmağın tepeden aktığı yere gelince ırmak kenarında ki patikadan değilde sol tarafta ki patikadan dağı dönerek çık. Bu yol uzun ama daha rahat. Ama inerken ırmağın yanında ki patikadan inebilirsiniz.
Tepeye tırmandığınızda orta gölü göreceksiniz. Biraz tırmanıp  tepenin başına geldiğinizde aşağıda bir orta ve bir küçük göl daha göreceksiniz.
Tekrar ilk gölün hizasında  sağa doğru gittiğinizde “Büyük deniz gölü” nü göreceksiniz. Kendinize güveniyorsanız göle girebilirsiniz. Ben yıllar önce genç sayılırken girmiştim ama su buz gibiydi. Buradan dağların arasında ki geçitten geçerek “Mecovit” e ulaş. Buradan Kaçkarların en güzel manzarası görünüyor. Büyük ve küçük buzulu karşıdan görerek “Öküz yatağı”ndan aşağı yürüyerek yalaya geri dönünüz. Zamanında öküzlerin ineklerden ayrılarak, gerekirse başlarına çoban konulan düzlük alan.
Biz sabah erken gittik ama öğleye sis bastığından geldiğimiz yoldan geri dönmek zorunda kaldık.

Çamlıhemşin’den sonra Fırtına deresini takip ederek  ana yoldan diğer yaylaların güzergahlarına ayrılabilirsiniz.

çamlıhemşin→Şenyuva Köyüve Pokut Yaylası sapağı→Zilkale→ Amlakit  Yaylası sapağı→Elevit  Yaylası güzergahı


II- POKUT   YAYLASI GÜZERGAHI:
 Çamlıhemşin →Şenyuva
1-Şenyuva (Çinçiva)Köyü: “Sevdalık dizisi”nin çekildiği ev ve kahveyi ve taş köprüyü hemen yol üstünde görebilirsiniz. Burada ki okul pansiyon olarak çalışıyor.Köyün diğer evleri tepelere doğru yayılmış.
Şentuva’nın hemen çıkışında sola doğru  Pokut Yaylası sapağını göreceksiniz.
Şenyuva→SalYaylası→Pokut Yaylası→Hazindag Yaylası→Samıstal Yaylası
*Araç yolu Hazindag’a kadar.
* Şenyuva’dan hemen sonra  yol üstünde teleferik göreceksiniz. Kabin üzerinde ki telefonu arayarak teleferiği çağırabilirsiniz. Gidiş dönüş 30tl.Karşı tarafa geçtiğinizde içeceklerde ücretin içinde. Ben binmedim ama teleferikle vadinin manzarası güzelmiş.

2-POKUT YAYLASI
Elektrik ve Pansiyon olan Sal yaylasını geçtikten sonra hemen Pokut yaylası geliyor.
İlk gördüğümde hayran kaldığım bu yayla orjinalliğini kaybetmiş olsada hala çok güzel. Ormanın yanı başında harika eski  ahşap yayla evlerinin yanında yeni ve kocaman  ahşap evler yapılmış. Yukarıdan yaylanın manzarası doyumsuz. Rengârenk çiçeklere hayran kalacaksınız.
Havanın güzel olduğu günlerde sırta çıkıp güneşin batışını izlemeden yayladan inmeyiniz.
Yaylaya artık elektrikte gelince yayla havası daha da kaçmış.
Ben tekrar gidinceye kadar yaylada beş tane pansiyon yapılmış. Bazılarının özel  müşterileri var.
-Demircioğlu Pansiyon
Ekrem Demirci- Pokut Yaylası
0537 376 80 07-0464 65174 95
Odaları ferah, bazı odaların içinde tuvalet, banyo da var. Özellikle alt kattaki oturma ve yemek salonu harika.Sıkılmadan çok rahat bir hafta kalabilirsiniz.
2017 temmuz fiyatı  ile kişi başı ile kahvaltı ve akşam yemeği dahil   170tl.Eğer kalabalık olursanız tuvalet ve banyosu içinde olan odalar 150tl,olmayanlar da 140tl’ye verilebiliyor.

-Plato Mola-Pokut Yaylası
YaseminŞişman
0464 651 7420-0532 77793 96
Bu pansiyonunda manzarası  güzel ve içi  orijinal ahşap döşemeli. Yaylada  sadece bu pansiyon sahiplerinin inekleri olduğundan özellikle yemeklerinin tamamı  organik ve çok lezzetli.
*Her iki Pansiyoncuların Çamlıhemşin-Ortan’da ki Pansitonunda da kalabilirsiniz.
Not: Yaylacıların kurduğu derneğin aldığı karar ile sadece bu yaylanın içinde değilde dışında çadır kurabiliyorsunuz.
Pokut’ta da üç gün kaldıktan sonra yağmur nedeni ile  araç yolunun  yarısına kadar yürüyerek indik. Bu  ormanlık  yol da çok güzel.

3-Hazindag Yaylası: Elektirik yok.  Aslında orman ile çevrelenmiş güzel bir yayla ama girişte yeni yapılmış zevksiz ahşap pansiyon ve evler yaylanın  tadını kaçırmış. Evler ahşap ve taş karışıklar. Yaylada elektrik yok.
Yaylanın çevresinde turuncu safran çiçekleri açmıştı.

4-SAMİSTAL YAYLASI:
Bu yaylaya üç farklı şekılde gidebilirsiniz.
1-Yürüyerek: Hazindag’a  kadar araç ile gidip oradan yokuş yukarı  veya Amlakit yaylasından  yürüyerek gidebilirsiniz.
2-Araç ile: Servis ile
 Amlakit→Palovit→Samistal(Amlakit yolu kısa ama çamurlu yol.)
Elevit→Palovit→Samistal(Elevit yolu uzun ama kuru yol.)
Yani iki yoldan biri ile Palovit’e gidıp, oradan  yürüyerek veya aracınıza ekstra para verip Samistal’a geçebilirsiniz.
Biz servis ile  Amlakit’e kadar gittik. Oradan yürüyerek.  Mor   çiçekli tepeyi aşarak  Samistal’e gittik.İki saatlik yolu sis nedenı ile  yolu kaybettiğimizden dört saatte gittik.
Veya Amlakit’ten Palovit’e iki saatte yürüyüp, oradan da iki saat yürüyerek de Samistal’e varabilirsiniz.
Biz Samistal’de iki gün kaldıktan sonra da 2 saat yürüyerek  Hazindag’a oradan da 2.5 saat yürüyerek Pokut’a indik.Bu araç yolu manzarası çok güzel.
Daha önceki yıllarda Pokut’tan Samistal’e yürüyerek gitmiştik. Bir metrekarede yirmi çeşit çiçek saymıştım. Bu güzellikleri hiç unutmadım.

Elektriğin olmadığı benim en sevdiğim ve bozulmamış diyebileceğim bu  yayla, yüksekte olduğundan  ve  ağaç  olmadığından evlerin tamamı neredeyse taştan yapılmış. Hayvancılık devam ediyor denebilir. Temmuz 2017 ‘de 70 tane inek  ve keçi vardı.Evlerde elektrik, güneş ve jeneratörden üretiliordu.
Yaylacıların oluşturduğu derneğin aldığı karar ile araçlar yaylanın dışında kalıp, yükler katır ile taşınıyor.Bu yaylada telefon çekmediğinden sırtlara çıkmanız gerekiyor.
Burada ki arkadaşımın 120 yıllık harika taş yayla evınde kaldık.Çadır da kurabilirsiniz. Bu yaylanın havası da çok güzel. Aşağılarda sis olsa da bu yayla genelde açık oluyor. Daha sonra tekrar gittiğimizde  Çamlıhemşin’de hava sisli ve yağmurlu iken bu yaylada güllük güneşlikti.
Hele akşama doğru güzel havalarda  bulutlar alçalarak vadiyi doldurarak bulut gölü oluşturuyor. Manzaranın muhteşemliği yanında bu alçak bulut gölünün üzerinde muhteşem güneşin batışını seyretmeden bu yayladan inmeyiniz.  Kesinlikle en güzel ve özel yayla.

Yaylanın tepesine çıktığınızda, Pokut ve Hazindag yaylalarını,ters yönde  de Yukarı Kavrun ve Ayder yaylalarını görebiliyorsunuz. Biz bu sırta çıktığımızda sis olduğundan göremedik.
III-AMLAKİT YAYLASI GÜZERGAHI

Yaylalara bazı günler servis var. Çamlıhemşin’de  sorunuz. Ayrıca yaylalara çok giden olduğundan otostop  da yapabilirsiniz. Bu servislerden;

-Kudret 05326829786
 servisi yaparken yaylalara da ekmek taşıyor.
Pazartesi, Çarşamba ve cumartesi Amlakit’e gidiyor.İstenirse Palovit’e de gidiyor.(50tl).Yine istenirse Samistal’a gidiyor.(80TL.)
Diğer günler Çiçekli yayla tarafına gidiyor.

-Çamlıhemşin.de Elif marketin sahibi Cengiz Bey. Carşamba ve Cumartesı Amlakit’e gidiyor.(30tl,2 saat).İstenirse Samistal’a kadar da gidiyor.

çamlıhemşin→Zilkale( 13km)
Çamlıhemşin→Şenyuva→Zilkale
Zilkale’den beş dakika sonra solda Amlakit Yaylasının sapağını göreceksiniz.
Zilkale→Palovit Şelalesi→Amlakit Yaylası→Palovit Yaylası

1-ZİLKALE: Zılkale: Çat deresınden 100m, denızden ıse 750m yükseklıkte  ve 100metrelık uçurumun tepesıne kurulmuş ,zamanında tıcaretın güvenlığını sağlayan kaledır.
Tarihi belli olmayan zamanda çevreyi korumak için yapılmış. Giriş 3TL. Onarımı  aslına çok uygun olmadığından içi çok da görülmeye değer değil.
2-PALOVİT VADİSİ ve ŞELALESİ:Şelalenin olduğu bu kıymetli   vadıde zamanında çok güzel bal olurmuş.
·       Şelaleye varmadan “Tarzan Park” var. Sadece rant için yapılmış  bu doğayı bozan  uyduruk parkı pas geçebilirsiniz
15 metreden akan debisi en yüksek olan bu  şelale  görülmeye çok değer. Şelale Mayıs ve Haziran da suyu çok daha fazla oluyormuş.Dıbine kadar merdivenlerle inebiliyorsunuz. Şelalenin oluşturduğu gölcükte yüzebilirsiniz.
3-AMLAKİT YAYLASI:
Ahşap evlerin yoğunlukta olduğu bu yayla çam ormanlarının yanına kurulmuş.Deresinde alabalık tutulabiliyor.
Elektriğin olduğu bu yayla da  otel denebilecek ahşap  pansiyon(lar)da var.
Güzel olan bu yaylaya ben nedense ısınamadım.

IV-ELEVİT YAYLASI GÜZERGAHI

Zilkale→ Meydan köyü ve Gito Yaylası sapağı(10dakika) →Çat Düzü ve Çat köyü sapağ(10-15 Dakika) → Elevit Yaylası(15 Dakika)→ Trovit Yaylası(20Dakika)→PalovitvYaylası(30-35 Dakika)→Samistal(20 Dakika)

*Elevit’e kadar yol güzel. Çoğu yeri taş döşeli. Daha sonra yol biraz taşlı, dar ve dönemeçli ama yine de diğer yayla yollarına göre daha kuru ve iyi sayılır.Sadece Elevit ile Trovit yolu zorlu satılır.



1-GİTO YAYLASI:
-Meydan köyünün düzüne(Köye yukarı tırmanarak çıkılıyor.) beş daika kala sağa yol ayrımından 8-10km içeriye doğru  gidiliyor. Bu yol çamurlu ama daha kısa.Ayrıca
-Pazar Hemşin nahiyesinin bitiminden de  daha kuru yoldan da gidiliyor.
2-ÇAT DÜZÜ VE KÖYÜ VE ÇEVRE YAYLALARI
Çat düzünün beş dakika ilerisinde Çat köyünün sapağı var. Buradan köye de çıkabilirsiniz.
Çat’ın çıkışında Çat taş  köprüsünü de kaçırmayınız.

Çat düzünün  ortalarına doğru köprüyü geçmeden sağdan ayrılan yoldan  5-6km(10dakika )çiçek manzaraları eşliğinde gittiğinizde yol  “Kale Köprüsü”nden tekrar  ikiye ayrılıyor.
A-Verçenik Yaylası: Sağ taraftan 4km devem ederken yol üzerinde ki Aşağı köyü geçip Orta köye varmadan  sola 7 km daha gidecekseniz.Yaylaya kadar yol bir saat sürdü.
( Orta köyden sonra Baş köy gelecek. Bu yolu devam ederseniz sizi Çayeli’ne kadar götürüyor.)
Verçenik dağının eteklerinde  yemyeşil vadide  10-15evden oluşmuş bir yayla.  8 evde yaşayan vardı.Eskiden çok kalabalıkmış.   Bazı evler de iyice modern hale getirilmsine rağmen yinede genel görünümü ile bozulmamış bir yayla denebilir.
Elektriği jenaratörden üretiyorlar.
 Yayladan yürüyerek  farklı yönlerde ki, 1-2 saatte “At meydanı gölü”ne, bir saat yürüyerek te “Kapılı gölü” ne varabiliyorsunuz. Ben yanıma arkadaş bulamadığımdan ve ayı korkusundan bu iki göle de çıkamadım.
·       Yürüyüş grupları Erzurum- İspir Yedi Göller’den 11 saatlik yürüyüş ile  Verçenik yaylasının bu göllerine ulaşıp, oradan da yaylaya iniyorlar.Bu yol da çok güzelmiş.



B-Sol taraftan beş dakika gidince  sağ tarafta “Varoş”  hemen ilerisinde ”Yazlık köy”ü göreceksiniz.Buradan beş dakika daha ilerleyip sağa sapıp iki dakika sonra;
B-Kale-i Bale: Tam Yazlık Köy’ün karşı tepesine düşüyor. Birkaç ev,yalnız başına dikilmiş minare ve Zil Kale gibi zamanında savunma için yapılmış  ve onarılmaya çalışılan kale var.Aslında  zamanında Kale köyünün aslı burasıymış. Buradan tekrar aşağıya inip beş dakika devam edince ;
C- Ağaçsız ve taşlı   vadide Kaleköy’e ait mahalleler  karşılıklı dizilmiş.  Eski toprak yayla evleri yıkılıp yerlerine  modern beton evleri ile yayladan çok yazlık yerleşimi andırıyor.Yukarıdan bakıldığında vadide kı akan dereler sayesinde manzara fena sayılmaz.
Kale Köy’de nefis  yöreslyemekler ve alabalık  yiyebileceğiniz  ve kalabileceğiniz alabalık çiftliği var.
Kale Kafeterya
Ayşe- İsmet  Aydil
 05444362253
Kaleköy mahallelerinin bitiminde;
D-Çiçekli Yayla: Sağdan  araç ile beş dakika(Yürüyerek yarım saat süyor.Zaten yayla, aşağıdan görünüyor.) gittiğinizde yaylaya varıyorsunuz. Bir gün önce o kadar çiçekli dağlar gördük ki burayı fazla çiçekli bulmadık.Yalnız yabani orkideler yol boyu çok fazlaydı. Farklı çiçekler de vardı.Yayla güzel ama modern  beton evleri ile burası da yazlık yerleşime benziyor.30 kadar ev var ama çoğu boş. Toplam 15 hayvanı ile hayvancılık da çok var denemez.
Köyün bitiminden araç veya 15 dakika yürüdüğünüzde köyün seyir sırtına varıyorsunuz.
 Bu sırtta çevreyi,  çiçekleri ve kayalıkları göreceksiniz. Hava sisli olduğundan  vadiyi tam olarak göremedik. Ben tekrar gittiğimde de yine biraz sis olduğundan çok güzel manzarası olduğu söylenen vadiyi tam olarak göremedim.
*Bu yaylanın çevresinderecel yapılan Kitikapa=Likapa=Yaban mersini adlı meyva çok var.
 Geri dönüp anayola vardığınızda hemen köprüyü geçtikten sonra sola döndüğünüzde;
E-Baş Yayla: Düz gittikten sonra  döne döne on dakika tırmanarak 8 virajı geçtikten sonra  bu yaylalaya varıyorsunuz. Hava çok sisli olduğundan biz bir şey göremeden geri döndük ama daha sonra ben, harika çiçekler eşliğinde  yürerek  bir saat yürüyerek çıktım. Geri dönerken de aşağı köyler göründüğü yerden virajları atlayarak patikadan yarım saatte geri döndüm.
 Bu yayla , mahkeme kararı ile Hemşin’de ki “Yazıcıoğulları” na  ait ama bu aileden başka da yaşayanlar var.
2800 rakımı ile Kaçkarların eteklerinde  en yüksek yaylalardan. 70-80 kesme  kara taştan oluşmuş yayla evlerinin çoğu boş.Hayvancılık da çok yoğun sayılmaz. Çoğu evler 100 yıllıktan fazla. Kışın taşlar kızardığından turuncu renk almışlar.
Bozulmamış evleri ıle benim hoşuma gitti bu yayla.
·       Bazı yürüyüş grupları bu yayladan  Hacıvanak’a  yürüyüp, oradan da yürüyerek veya araç ile Elevit’e gidiyorlar.

 Tekrar asıl  ana yola geri dönünüz.
3-ELEVİT YAYLASI
Çat düzünden ana yoldan devam ettiğinizde;
 Çam ormanının yanında yemyeşil. Ahşap ve taştan evlerin olduğu  büyük bir yayla. Daha önce de ağustosta da gitmiştim. Ot toplama zamanında da çok keyifliydi. Elektrik, cami, pansiyon ve otel var.
Yukarıda kayalıkların arasında  eski Elevit kurulmuş.
Elevit’ten sonra ağaç yok.
4-TROVİT YAYLASI
Bir iki ahşap evin yanında tümüyle taş evlerden oluşmuş,  ağaçsız bozulmamış yayla. Elektrik var ama pansiyon yok.
Trovit ile Palovit arası binbir renkte ve çeşitte çiçeklerle bezeli yol manzaraları göreceksiniz.  Hele yabani orkideler bir harika. Bu yol manzaralarına büyüleneceksiniz. Kesinlikle bir kez olsun bu yolu kullanınız.

5-PALOVİT YAYLASI
Geniş, dağınık, ahşap ve taş evlerden oluşmuş büyükçe bakımsız bir yayla. Amlakit ve Elevit’ten araba yolu bu yaylaya çıktığından  uğrak bir yayla.

6-APEVANAK: Gitmedik.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Çamlıhemşin→Ardeşen→Fındıklı→Arhavi→Hopa→Borçka



FINDIKLI-ÇAĞLAYAN KÖYÜ:  Fındıklının ıçınden altı kılometre ıçerıde. Yemyeşıl fındıklıkların ıçınde harıka bır köy.Özellıkle kare şeklınde tahtaların arasına taş doldurularak ınşa edılen harıka konakları ıle ünlüdür.
Köyün  bıraz ılerısınde;
1-Tarıhı Taş  Köprü.Hemen yanında
2-Alabalık tesıslerı.
ARHAVİ: Içerıye doğru Ortacalar’a  gıttığınızde eskı  çifte köprü ve Mençuna şelalesini görüyorsunuz.
Buradan toprak yoldan  devam ettiğinizde Yusufeli  yol manzarasının çok güzel olduğu söyleniyor.

ARTVİN
*Artvin Karadeniz bölgesinde olmasına rağmen insanı  hırçın ve sinirli Karadenizlılerden  çok farklı. Sakin ve yumuşaklar. Ayrıca geçim kaynakları olmadığından okuma oranı ile Türkiye’nin ilk sırasında yer alıyor.
Artvin’in 62 köyünden 17 köyü Gürcüce konuşuyor. En çok Gürcü Borçka’da var.

Hopa→ Borçka→Artvın(30km)→Yusufelı(66km)→Erzurum veya Şavşat-Kars ve   dığerlerı


Hopa’dan ıçe doğru:

Hopa→Borçka(36km)→Muratlı sapağı → Karagöl sapağı→Mahacel(Camılı)


Borçka→Muratlı köyü(19km)
Borçka→ Muratlı Sapağı(8km) Muratlı köyü(11km, solda içeride)

MURATLI KÖYÜ: Çoruh nehrini takip ederek güzel bir yol manzarası ile gidiliyor. Bu köyde  ahşap  1262+584=1846 yılına yapılmış tarihi camii var.Kapıları,mihrak v.b oyma ahşapları  çok güzel ama zamanında  koyu bir şekilde boyandığından şimdi bu oymaları eski haline getirmeye çalışıyorlarmış ama çok pahallı.Vakıf yapmak istiormuş.Tekrar sapağa geri gelip yola devam ediniz.

Borçka→Karagöl(28km)→
Muratlı sapağı→Karagöl sapağı(20km)→Karagöl(5.6km,sağa içeri)

KARAGÖL: Borçka’dan bu göle 3 kişi olduktan sonra sürekli dolmuş kalkıyor.Gidiş geliş 30tl.Bu göl, Aralık(Klaskur) Yaylası’nın yakınlarında kı tepenın heyelan nedenı ıle  Klaskur deresının önünü kapatmasıyla oluştuğundan bır heyelan gölüdür.Gölde,yöreye özgü kırmızı pullu alabalık yetışmektedır.
Gölün çevresınde çeşıtlı ağaç ve bıtkıler var.
Kalınacak yer ve yemek yıyebıleceğınız restoranlar var. Göl kenarında semaver de alıp  bırşeyler yıyebılırsınız.
Araç gırışı  9L.Gölde ,kayıkla  gezmenın dakıkası 1 L.Ben gıttığımde sıs gölü kapladığından gerı dönüp Macahel’e çıktım.2017’de gittiğimde ise harika bir hava vardı.
Göl kenarında çadır yeri 25tl, otoparkta ise ücretsiz.

borçka→Mahacel(Camılı)(50km)
Karagöl sapağı→Macahel(25km)→Maral köyü(5-7km)

MACAHEL: Artvın-Borçka  ‘ya bağlı yukarı  Macahel,  Altı köyden;  Gürcıstan-Acarıstan bölgesını de yayılan aşağı Macahel, 12 köyden olmak üzere , toplam 18 köyden oluşan tarıhsel bölgenın adıdır.
Aşağı Macahel,  Camılı, Düzenlı, Efeler, Kayalar,Maral, Uğur köylerınden oluşmaktadır..Hemen hemen her köyde kalabıleceğınız pansıyon ve yemek yıyebıleceğınız restoranlar var.Karagöl’ü gezdıkten sonra ana yola çıkıp devam ettığınızde;

1-EFELER  KÖYÜ: Macahel’e varmadan sağa 8km tırmandığınızda varıyorsunuz. Eskı köpü var.

2-CAMILI KÖYÜ: Merkez “Camılı ”köyde Tema’nın konuk evı var.Kahvaltı ve akşam yemeğı dahıl  ıkı kışı 100L.

Çok güzel gürcü köyü.Köyün hemen karşısında Gürcıstan’da kı Gürcü köylerı görünüyor.Zaten köyde sınırı bekleyen askerler var.

A-Köyde 1855 yapımlı, mınaresı tahta ve ıçı renklı ışlemelı Osmanlı camısı var.Aşağı mahallede;
B-Değırmen: 100 yıllık ve hala çalışıyor.Çevrede daha eskı olup, çalışmayanlar da var.Bıraz ılerıde
C-Eskı köprü: Üzerı kapalı.

3- MARAL  KÖYÜ ve Şelalesı:Maral,  Macahel’den arac ıle yarım saat.Patika yoldan  yürüme 1-2 saat şelaleye gıdebılırsınız.
Bu bölge; Bıtkı örtüsü, hayvanları, doğal hayatı ve ormanları ıle Unesco tarafından  “Bıyosfer reservı ıçeren bölge” olarak ılan edılmıştır.Aynı zamanda, bu bölge, Türkye’nın tek yağmur ormanıdır.
Aracınız varsa dırekt şelalenın yanına kadar gidebiliyorsunuz.
*Artvin’den  Macahel’e geç saatlerde , Macahel’den Artvin’e ise erken saatlerde dolmuş var.


ARTVİN

Artvin’de çok fazla katlı bina yapıldığından yeşil yok olmuş. Çoruh nehrinin akan suların çoğu  barajlarda tutuluyor. Geniş baraj göllerinde ki bu durgun bol sular buharlaşarak havayı nemli yaptığından, Artvin’in eski kuru havası da kalmamış.
Yol ayrımından döne döne12 virajı geçerek  şehir merkezine çıkıyorsunuz. Merkezde birbirine paralel sadece üç küçük cadde var.Şehir içinde pek gezilecek fazla yer yok.Çevrede;

1-Atatepe:Merkeze3-4km uzaklıkta. Türkiye’nin en büyük Atatürk heykelinin dikildiği bu tepeden  manzara güzel . araç olmadan yürüyerek zor çıkılıyor.Geri geliniz.
2-Kafkasör:Merkeze8km.Kafkasör şenliklerın yapıldığı arena.Burada otel de var.
Buradan 8 km daha ileride “Atabarı Kayak Merkezi” var.

Not: İnsanlar yaylaya gitmeden önce katıldıkları için Kafkasör yala şenlikleri 22-27 Haziran arasında oluyor.Çünkü yayladan döndüklerinde kar yağmaya başlayacaktır.
*Kop dağlarından doğan Çoruh nehri Yusufeli, Borçka, Artvin’i geçtikten sonra Batum’dan Karadeniz’e dökülüyor.

3-Hatila Vadisi:Merkeze10-12km uzaklıkta. Gittiğimizde yol çalışmaları nedeni ile kapalıydı.Cam seyir terası var.



YUSUFELİ
Artvin’den 5-6 km sonra Ardanuç-Şavşat ve Yusufeli-Erzurum sapağı var.

Sapak→Yusufeli(66kmkm)→Tortum→Erzurum
Sapak→Şavşat(65km) →Ardahan→Kars


Artvin-Yusufeli yolu, çıplak kayaların arasında ki Çoruh nehrinin  boyunca devam edıyor. Artvin’den biraz ilerledikten sonra “Deriner Barajı” nı göreceksiniz.Yol boyu 42 tünel geçiyorsunuz.

İçinden Barhal çayının geçtiği Yusufeli, çıplak kayalıklarla çevrilmiş bir ilçe. Sıcağı emmiş kayalıklar, olan ısıyı dışarıya verdiği için cehennem gibi sıcaktı. Baraj nedeni ile su altında kalacağından “Yeni Yusufeli” yapılma çalışmaları başarılmıştı.
Ama Yusufeli’nde gezceğiniz  Gürcü kilıseleri ve yaylalar var.
Yusufeli öğretmen evinde kahvaltı sahil öğretmen 35, öğretmen olmayan ise 50tl’ye kalıyor.Şavşat’ta ki öğretmen evinde kalma yo.

I-Neyse ki buradaki tanıdıklarımız bizi karşılayıp hemen  İspir yolu üzerinde ki “Dört kilise” köyünü geçtikten sonra bu çevrenin serası olan   20km ilerde ki Çevreli(Peterek)  köyüne götürdüler.
Yusufeli→Meydan mahallesi→Dört kilise köyü→Peterek köyü

Yakın zamanda su altında kalacak Meydan mahallesi  düzlük alan  ve su da olduğundan prinç  de yetiştiriliyor.1530 yıllarında yapılmış bir de kalesi var.



1-Dört killise köyü(Tekkale): Bu köyde adından da anlaşılacağı gibi dört tane kilise var.Köyün içinden 7km içeriye girdiğinizde  biraz yukarıda kilisenin birini göreceksiniz. Altın arayıcıları  zamanında çok güzel olan bu kiliseyi  delik deşik etmişler.
Bu kilisenin karşı tarafında tepede diğer kilise var.
Buradan 3 saat zorlu bir yürüyüşle en tepedeki kiliseye ulaşılıyor.Bu kilisenin fresklerinin hala durduğu söyleniyor.
Dört kilise köyünün ana yolu üzerinde  çıkılamayan tepede de dördüncü kilise var.

2-Peterek Köyü(Çevreli) Yemyeşil sebze ve meyve bahçeleri arasında  çok güzel bir köy. Çevre köylerden bir ay daha önce olan sebzelerin tadına doyamadık. Çoruh nehrinin geçtiği bazı köylerde yaşayanların evleri su altında kalacağından bu köyde yeni modern evler yaptırdıklarından, köy, bozulmaya başlamış. Aslında çok güzel eski geleneksel evler vardı.”Bağdadaye” denilen bu yöntemde tuğla olmadığından duvarlar çıtalarla çakılış aralar toprak ile dolduruluyor.
Burada ki köylerde Gürcüce konuşulmuyor.

II-Hevek ve Kaçkarlar : Kaçkarların bir yüzü Rize-Kavrun’a bakarken diğer yüzü Artvin-Yusufeli-Hevek’e bakar.Her iki taraftan da Kaçkarlara tırmanailirsiniz.
Hevek yaylasının her köyüne Yusufeli’nden minübüsler akşam üstü kalkıyor.Köylerden de sabah erkenden Yusufeli’ne geliyor.O nedenle ya bir gece kalacaksınız.Veya otostop yapacaksınız. Bu köylerere çıkan yol Barhal çayını takip ederek giyiyor.
Biz daha önceki yıllar bu yaylaları  ve çevreyi Rize-Çamlıhemşin’den dolmuş kiralayarak  gezmiştik

yusufeli→Taşkıran köyü-Sarıgöl mahallesi(Yarım saat.)Yolda kayanın tepesinde “Kisporof Kalesini” göreceksiniz.
,Ayı hamamını geçtikten sonra yol ikiye ayrılıyor.

Sağdan  giderseniz “Bıçakcılar” yerleşimini geçtikten sonra  Çifte köprü ve şelaleyi geçip Arhavi’ye ulaşabiliyorsunuz.Soldan giderseniz;

Ayı hamamı→Barhal(Yarım saat) →Demirdöven köyü→Yalalar-Olgunlar mahallesi(Mereteş)(1 saat, Kaçkarların eteği)→Dilber düzü(Araç yok.1-2 saat tırmanma) →Kaçkarların zirvesi(10saat tırmanma)

*Bu yoldan  sağa doğru giderek Türkiye’nin en uzun “Özgüven-Ciro Şelalesi”ne varıyorsunuz.
1-BARHAL  KİKİSESİ CAMİSİ:




III-Biz daha öncede  gezdiğimiz  Yusufeli’n de ki  Ortaçağ Gürcü uygarlığına aıt  çok güzel taş kılıselerinin diğerleri;
.

İşhan Kılısesı: Artvin-Erzurum yolu üzerinde, Uzundere’ye varmadan İşhan köyü içinde. Çok güzel.
Öşvank Kılıse:Erzurum- Tortum  Gölü  yolu üzerınde.
Diğer gezilecek yerleri Erzurum yazılarından okuyabilirsiniz.


IV-Rafting: Çoruh nehrini barajlar nedeni ile tuttuklarından su çok durgun oluyor. Ancak suyu serbest bıraktıkları zaman rafting yapılabiliyor.Çevreli köyünün Meydan mahallesinden binilip Yusufeli’ne bir km kala bitiriliyor. Ben oradayken su uzun süredir tutulduğu için  su az olduğundam farting yapamadım. Zaten bu barajlar nedeni ile bueaların tadı iyice kaçmış. Belki Yusufeli’nin içinden daha hareketli  akan”Barhal Çayı”nda yapabilirsiniz. En iyisi istiyorsanız  Mevlüt Bayburtlu-0 531 364 31 31   nolu telefonu arayarak rafting yapılan günlerini ve ücretini  öğrenebilirsiniz.
Borçka→Artvin(Yarım saat)→Şavşat(70km)→Ardahan


ŞAVŞAT
Gürcüce “Siyah kent anlamına geliyor.

Artvin→Şavşat(70km)
Şavşat’agirmeden(3-4km önce)
1-Şavşat Kalesi:
2-Karagöl güzergahı
 Şavşat→Karagöl(27km)
artvin’den Şavşat’a giderken iki tane Karagöl yol tabelası var. İkisi de anı yola çıkıyor. Siz İkinci ve Şavşat’ın hemen girişinden giriniz. Diğer Veliköy’den  sonra  Karagöl yoluna devam ediyorsunuz.

Yıne Şavşat çıkışı Kocabey köyünün içinden de Karagöl’e giriş var.
A-KARAGÖL: Sahara Milli Pakın içinde 27-33 metre derinliğinde  ki bu gölde Aynalı ve kaya sazanının ve 11 farklı akvaryum balığının  yaşıyor.
Göl kenarında çadır kurmak isterseniz çadır başı 25tl ödemelisiniz. Elektrik yok.Sadece tuvalet hizmeti var.
Gölden ileri “Tamara Odaları” var.
Karagöl→Kocabey köyü(15km, “Sahra” tabelasını takip ediniz.)
B-Karagöl’e dönmeyip düz devam ederseniz yine çok güzel köyler göreceksiniz. Ben daha önce bu köylere hayean kalmıştım. Hatta devam ederseniz yaylalara varoyorsunuz. Buradaki gölleri ve yüzen adaları da gezebilirsiniz.


Şavşat→Veliköy(Çirit düzü, hemen köyün  bitiminden sola ) →Çevizliköy(7km)
Cevizliköy-Tibet kilisesi:899-91  yıllarında  Bagratlı krallığı tarafından yaptırılmış.13-15.yy arasında bölge Müslüman olunca Camiiye çevrilmiş.
Yakın zamanda da bir kaymakam

3-Ardahan yolu üzerinde ki birbirine çok yakın  köyler:
-Yavuzköy
-Düzenli
Bu iki köy karşılıklı.
Yavuzköy seyir terası ve Şavşat evi→Kocabey sapağı(1.5km)→Laşet(1.5km)

-Kocabey(Şavket): Gürcüce kokmuş et veya su anlamına geliyor.Sapaktan 2 km içerde .Bu köyde “Laşet evleri”adında bungolavlar da var. Biz burada arkadaşımızın harika yayla evinde kaldık. Çok güzel bir köy.
-Laşet: Yeşil bir  dere kenarında alabalık  resorantı. Kalabiliyorsunuzda
-Kocabey-Kışla yaylaları: Sırtın iki tarafında  ve yol kenarında ahşap evlerden oluşuyor.
Buradan devam ederek Ardahan’a varıyorsunuz.


Şavşat →Ardahan (45 dakika)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder