Daha önceki Gürcistan’dan sonra ki
Karadeniz gezim ile (Hopa’dan Samsun’a)
ve 2017’de Hindistan gezisi sonrası
Karadeniz (Doğu Karadeniz) gezimi birleştirerek yazmaya çalıştım. Eski gezilerimde not
almadığımdan daha çok doğu Karadeniz’i
ve doğu Anadolu’yu detaylı yazmaya çalıştım.
KARADENİZ
BÖLGESİ
BATI KARADENİZ BÖLGESİ
ABANT
AMASRA
Tahtacılar ve Oymacılar çarşısı
SAFRANBOLU
Eskı Türk ve Rum mahallelerı
Safranbolu Tarıhı çarşısı
Hükümet Konağı
Saat Kulesı
Akçasu Kanyonu
Cıncı Hamamu
Yemencıler Arastası
Bakırcılar ve Demırcıler Çarşısı
Hıdırlık
Kaymakamlar Konağı
Kılecıler Evı
Cıncı Hanı
Arasta(Çarşı)
Köprülü Mehmet Paşa Camı
İzzetpaşa Camı
KadıoğlubŞehzade Sofrasında yemek
Yürüklü küyü
Akçasu Kanonu
Safranbolu→Abant
KASTAMONU
Atatürk heykelı
Karaçomak deresının ıkı yanında kurulmuş
Osmanlı yapıları
Hükümet Konağı
Saat Kulesı
Şerıfe Bacı Anıtı
Nasrullah Camıı
Tarıhı Konaklar
SİNOP
Hamsılos Fıyordu: Ükenın tek fıyordu,
Aklıman
Sınop Ceza Evı: Ünlü Şaır Selaattın Alı’nın “Aldırma Gönül”şıırını yazdığı
Sınop Ceza Evı: Ünlü Şaır Selaattın Alı’nın “Aldırma Gönül”şıırını yazdığı
Hanönü-Taşköprü ve Dranaz geçıdınden
geçerek
ORTA KARADENİZ
TOKAT
Kayaların arasında eski meyve bahçeleri azalmış olsa da hala eski dokusunu kısmen de olsa korumuş yazmaları ile ünlü bir şehir. Yeşil Irmak hemen şehrin 2-5 km uzağından geçiyor.
Kayaların arasında eski meyve bahçeleri azalmış olsa da hala eski dokusunu kısmen de olsa korumuş yazmaları ile ünlü bir şehir. Yeşil Irmak hemen şehrin 2-5 km uzağından geçiyor.
Çok rahat yürüyerek bir günde şehrin her yerini yürüyerek gezebilirsiniz.Sırasıyla;
1- Kale: 15 dakika tırmanma
ile tek katlı evlerin olduğu mahalleden çıkabiliyorsunuz ama kalede şehir
manzarasından başka göreceğiniz bir şey yok.
2- Taşhan: İki katlı bu taş
yapıda hediyelik eşya dükkânları, restoran, cafe v.b var. Keyifli bir yer.
3- Pervane Hamam: 1300
yıllarda yıllarda yapılmış bu hamama giriş 22 tl.
4- Yazmacılar Hanı: Çok hoş
olan bu hanın içini onarımda olduğu için göremedim.
5- Kabe-i Mescit:
·
Buralarda çok güzel eski konaklar, evler göreceksiniz.
6-Sık dişini helası:
Osmanlıların Anadolu’da ki ilk genel tuvaleti.
7-Ulu Camii: 12.yy.dan
kalma güzel bir camii.
8-Mustafa Hamamı
9-Tekkeciler Camii:
15.yy.dan kalma Osmanlı Camisi.
Buradan yukarı doğru “Erenler Mezarlığı” na
doğru çıkarsanız birçok eski ev, hamam, camii vb. göreceksiniz. Aşağı doğru
yürüdüğünüzde ise ;
10-Deveciler Hanı: Şimdi
Gazi Osman Paşa Üniversitesine bağlı Konservatuar binası olarak
kullanılıyor.Hemen altında;
11-Yağ basan Medresesi:
İçini gezemiyorsunuz. Karşısında
12-Müze: Müze kart
geçerli. 8-12\13-17 arası açık.Arastalı(İki tarafı açık)
bedesten binası içinde
gezilebilir bir müze.
13-Ali Paşa Camii ve
bahçesinde ki tarihi ağaçlar.
14-Ali Paşa Hamamı: 1572
yapımlı çok güzel bir hamam. Giriş 22 tl.
Buradan sağa doğru
gidersen;
15-Latifoğlu Konağı:
8-12\ 13-17 arası açık.1746 da yapılmış çok güzel bir Osmanlı paşası konağıdır.
Bundan sonra araç
kullanabilirsiniz.
16- Saat Kulesi: Yeşil ırmağın
kolunun kenarında.
Arka tarafında ;
17-Mevlevihane: Çok güzel
bir yapıydı ama onarım olduğundan içini göremedim.
18-Atatürk Evi:
19-Hatuniye(Meydan )
Camii: 1484-1485 yıllarında 2. Bayezid’in
annesi Hatun Hanım için yaptırdığı tarihi
camii. Buradan hemen yakında ki Taşhan’a geçebilirsiniz. Hemen aşağı tarafta
yol üstünde;.
20-Gök Medrese: Eski müze olan bu bina onarımdaydı. Giriş kapısı hala çok
güzeldi.
Taşhan’dan düz 3-4 km ileri de Tokat Amasya yolu üzerinde Yeşilırmak
üzerinde;
20-Hıdırlık Köprü: Tarihi taş köprü. Buradan Amasya’ya doğru
giderken;
PAZAR- Ballıca Mağarası:
Tokat→Sapak →(24km) →Pazar
İlçesi(5km)→Balıklı Mağara(7km)
-Mahperi Hatun Hanı:
İlçenin girişinde. Şimdi restoran.
- Ballıca Mağarası:
Giriş tam 9tl.
öğrenci 4.5 tl. her 20 dakika da bir rehberli tur var. gruplar biraz fazla olduğundan rehberin anlatıklarını duymuyorsunuz. Zaten
daha sonra serbest bırakıyorlar. Çok albenisi olmayan bir mağara. Işıklandırması
da iyi değildi 150metrelik kısmında zamanında insanlar yaşamış. İçindeki
parlayan metal korkuluklar mağaranın dokusuna hiç uymamış.
Mağaranın içinde ışık
vurulduğunda bal rengini alan kabak
şeklinde ki oluşumlar çok ilginçti. Zaten mağara adını Ballıca(Bal Kabağı)’dan
almış.
Buradan ana yola çıkıp
Amasya’ya devam edebilirsiniz.
AMASYA
Kayaların dibinde, içinden Yeşilırmak
geçen, elması ile ünlü Şehzadeler şehri Amasya’da birçok tarihi camii, medrese,
hamam, köprüler ve evler bulacaksınız. Amasya, Tokat’a benziyor ama daha güzel olduğunu
söyleyebilirim. Diğer şehirlere benzemeyen özel bir şehir.
Amasya’nı ünlüleri:Ferhat ile Şirin,
neyzen Grifzen Asım Bey, coğrafyacı Strabon, şair Mihri Hatun, hattat Şeyh
Hamdullah, şifacı Sabuncuoğlu
Şerafeddin.
Yeşilırmak’ın bir yanından geçip diğer
yanından dönerek şehri bir günde çok rahat gezebilirsiniz. Sırasıyla;
1-Milli Mücadele Müzesi ve Saraydüzü
Kışla Binası: 8:30-19 arası açık. Müze kart geçerli. Yoksa ücreti 5tl. Aslına
uygun yapılmış bu binada 22 Haziran
1919’da Türkiye Cumhuriyet’inin temellerinin atıldığı Amasya Genelgesinin
imzalanmıştır. Binanın ilk katı konu ile ilgili materyallerin olduğu müze
haline getirilmiştir.
2-İç Şehir: Saat kulesini geçtikten sonra sağa doğru, Hükümet
köprüsü ile İstasyon köprüsü arasında eski
konakların olduğu en gezilmesi gereken
bölüm: Turizm ofisi de burada.
A-Saat Kulesi: 1865 ‘de Amasya
Mutasarrıfı Ziya Paşa tarafından ahşaptan yapılmış eski Nerkis köprüsünün üzerinde yaptırılmıştır. Deprem ve
yangından yıkılan eski kulenin aslına sadık kalınarak 2002’ de tekrar yeniden yapılmıştır.
B-Yeşilırmak , Tarihi Yalıboyu Evleri: Yeşilırmak
boyunca genelde 19. Yy.a ait hımış ve
bağdadi yöntemi ile bitişik nizamda yapılmış Osmanlı Dönemi
evlerin çoğu onarılarak restoran, otel vb. olarak kullanılıyor.
C-Şehzadeler Müzesi:2007 de İl Özel
İdaresi tarafından aslına uygun yapılmış güzel bir konak. Tam 3, öğrenci ve
öğretmen 2tl.
Birinci katta sultan olamamış
şehzadelerin balmumu heykelleri, üst katta ise Amasya’da valilik yapıp
Osmanlı’da sultan olan padişahların balmumu heykelleri var.
Amasya’da şehzadelik yapan Padişahlar:
Yıldırım Beyazid, Çelebi Mehmet, 2.Murat, Fatih Sultan Mehmet, Sultan 2.
Beyazid, 3.Murat, Yavuz Sultan Selim(1.Selim)dir.
D-Pontus Kralkaya Mezarları ve Kızlar
Sarayı:Belediye ye ait . giriş ücreti 5 tl. kuzlar Sarayı kafesine giriş
ücretsiz. Bu tarafta ki kaya mezarları da daha bakımlı ve güzel.
Helenistik Dönem(M.Ö 330- M.Ö 30)’de M.Ö
333—26 yıllarında başkent olarak kullanılan Pontus krallarına ait bu mezarlar,
kalenin eteklerine oyularak yapılmıştır.
Krallar, kaya mezarlarında öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından ölmeden önce mezarlarını hazırlatırlarmış.
Vadi boyunca 21 tane olan kaya mezarları daha sonra asker menzili,
sığınma yeri ve hapishane olarak kullanılmış.
a-
Kızlar Sarayı:
Sinop mutassarıfı İsfendiyar ‘ın torunu Doğrak Hatun , Selçuklu Sarayına
giremeyince bu sarayı mağaraların alt tarafına
yaptırmıştır.
Daha
sonra Osmanlı şehzadeleri, hatunları ve valileri bu sarayı kullanmışlardır.
E-Hazeranlar Konağı:8:30-18:45 arası
açık. Müze kart geçerli.Yoksa giriş 5tl.
1865 yılında dönemin Hasan Talat Efendi
tarafından yaptırılmıştır. Zamanın yaşamışlığını anlatan eşyalar ve giysiler sergileniyor.
Yeşilırmağın karşı tarafına geçiniz. Biraz
içeride cadde üzerinde
3-Amasya arkeolojı müzesı(Mumyalar
müzesı) ve Sultan Mesut Türbesi: 1925’de kurulan müzenin alt kat çok zengin
olan arkeoloji, üst kat ise etnoğrafya müzesi olarak kullanılan görülmesi
gereken bir müze.
Yine müzenin ikinci katında 14. Yy.yy da
İlhanlılar’ın şahsiyetlerine ait olan
mumyalar var.
Selçuklu
Sultanı 1. Mesud’a ait türbe, müzenin bahçesindedir.
4-2.Beyazıt Camı ve Küllıyesı:
Yeşilırmak kıyısında camii, medrese,
imaret ve tabhaneden oluşan ve Sultan 2.
Beyazid adına oğlu Amasya Valisi Şehzade
Ahmet tarafından 1481-1485 yılları
arasında yapılmış yapılar grubu şeklindedir. İki farklı tarzda yapılmış
minareli Camii onarımda olduğundan içini göremedim.
Külliyenin içinde ki ağaçlar da külliye
ile aynı yaşta olan anıt ağaçlardır.
Şehzade Ahmet’in küçük yaşta ölen oğlu
Şehzade Osman adına yaptırılan türbe daha sonra eklenmiştir.
A-Minyutür Müzesi: Tam 4tl, öğrenci 2
tl.
Külliyenin İmaret binasının içinde 1914’de
çekilen bir fotoğraftan esinlenerek(Tren hariç) yapılmış tarihi kent maketi.
Görülmeye değer. Gece halini de görünüz.
B-Yazma Eserler ve
Kütüphanesi: U şeklinde ki medrese binası kütüphane olarak kullanılmaktadır.
5-Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Tarih Müzesi(Bimarhane):
1308 yapımlı bu tarihi binada, Selçuklu Döneminde su ve müzikle psikolojik
tedavi, Osmanlı Dönemi’nde Sabuncuoğlu Şerafeddin ile cerrahi
müdehalelerin kullanıldığı araçların,
resimlerle işlevlerinin anlatıldığı
harika bir müze. Ben en çok bu müzeyi beğendim.
Diğerleri:
-Aynalı Mağara: Güneş vurduğu zaman bu
mağara parladığından en ünlüsüdür. İsa’nın 12 havarisinden birinin
burada yaşayarak Hristiyanlığı yaydığı düşünülmektedir. Amasya- Taşova yolu
üzerindedir.
-Hareşena Kalesi: Birçok kez el
değiştiren kale Roma ve Pontuslulardan
sonra 1075’de Türklerin Amasya’yı ele
geçirmesi ile 18.yy.a kadar kullanılmış. Şehirden 10 km
uzakta olan kaleye ancak araçla çıkıp belli bir yolu da yürümeniz gerekiyor.
Kaleden şehrin manzarasının çok güzel olduğu söyleniyor. Ben gitmedim.
-Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi: Amasya-
Tokat yolu üzerindedir. Şirin’e olan aşkından dolayı kilometrelerce dağları
delerek suyu getiren Ferhat’ın anısı olarak
yapılan “ Ferhat Su Kanalı” ve müze.
Kayaların üzerinde de Ferhat ile Şirin’in siyah heykellerini göreceksiniz.
-Ezinepazar Hanı: Tokat – Amasya yolu
üzerinde.
-Terziköy Kaplıcaları: Amasya – Çorum yolu üzerinde şehre 35 km
uzaklıktadır.
AMASYA’NIN YAKINLARI:
TAŞOVA
-Boraboy Gölü: Şehre 63km uzaklıkta. Denizden
yüksekliği 1050 metre olup çevresinde
kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçarı ile
yemyeşildir.
Özel aracınız varsa Samsun- Ladik’ten 30
km
-Baraklı Şelalesi
GÜMÜŞHACIKÖY
Haliliye Medresesi
-Bedesten ve Saat Kulesi
MERZİFON
-Abide Hatun Camii: Ahşap süslemeleri
ile ünlü.
-Çelebi Mehmet Medresesi ve Saat Kulesi
HAMAMÖZÜ
-Eski Minare
SULUOVA
-Yedikır Barajı
- Hacıbayram Veli Tren Garı
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ
ORDU(Kotyora)
Nefıse Akçelık Tünelı:2007 ‘de ulaşım açılan
ülkenın en uzun tünelı ıle Samsun’dan Ordu’ya geçılır.
Ordu Paşaoğlu Konağı(Etnografya Müzesı)
Boztope
Paşaoğlu Konağı(Taş ışcılığı ıle ünlü.)
FATSA
Bolaman Kalesı
Haznedaroğlu Kalesı
GİRESUN(Kerasus)
Topal Osman anıt mezarı: Kurtuluş
yılları kahramanı
Kümbet Yaylası
Gıresun Yaylası
Seyıt Vakkas Türbesı
Seyıt Vakkas Türbesı
TRABZON
Not: Rıze, özellıkle Tranzon’da yer gök
Türk bayrağı ıle donatılmış. Herkes çok dındar.Yakında uçuçaklar.
*Telkare(Gümüş tel
örgücülüğü,bağlantılar kaynakla tutturuluyor.) ve sadece Trabzon’da üç aılenın
yaptığı, Kazas ışlemecılığının (Gümüş tel örgücülüğü,bağlantılar ığne
ıplıkle tutturuluyor.) yapılıyor.
Yaylakent:
Ünlü Surlar
Zağanos Paşa Köprüsü
Fethıye Camı ve Kılısesı
Gübahar Hatun Kullıyesi
Memişağa Konağı
Ayasaofya Kılısesı: Kemnenos Krallığı
zamanında yapılan, Komnenos aılesı tarafından,İsanbul’da. ıAyasofya müzesınden
esınlenerek, yapılmıştır.
Atatürk Köşkü: Soğuk suda kı Art
Neuve mimarisinde yapılmıştır.
Trabzon Müzesı: 1898-1913 yılları
arasında, banker Kostakı Teophylaktos tarafından Italyan mımarlara
yaptırılmıştır.Banker ıflas edınce, 1917’de Nemıoğlu aılesı tarafından satın
alınmıştır. Genelde Saray mımarısınde kullanılan Barok Rokoko mımrısı ıle
yapılmış.Atatürk, şehre ılk geldığınde Latıfe hanım ıle bırlıkte 1924
‘de burada kalmışlardır.
Bına,devlethızmetınde veokul olarak
kullanıldıktan sonra 2001’de müze olmuştur.
Bınanın bodrum katı harıç, kalem ışı ıle
bezenmıştır.Yıne yumurta şeklindeki bezemelerıyle,bu bına çok ünlüdür.
Bına, 19.yy’dan ıtıbaren geleneksel
mımarı dışına çıkılarak, Avrupa’da kı barok ve bu sanatın
devamı olan rokoko(küçük barok )sanatı ıle yapılmıştır.
TIREBOLU: St.Jean Kalesını.
*Trebolu’dan Gümüşhane’ye
geçebilirsiniz.
Trabzon→Macka(30km.)↔Sümela
Manastırı(16km)
Trabzon-Meydan’dan beledıye otobüsü
veya sahılden dolmuş, Maçka ve Sümela’ya kalkıyor.
Not:
Maçka→Hamsıköy→Zıgana
Yaylası→Gümüşhane-Torul-Karaca
Mağarası→Kelkıt→Şıran-Alucra→Şebınkarahısar→Kelkıt vadısı boyunca→Amasya’ya
kadar gıdebılırsınız.
SÜMELA
MANASTIRI
Araç gırışı 10L.Araç ıle manastıra
300metre kalaya kadar devam edebılıyorsunuz. Ayrıca 1.2km yaya yolu ıle de
manastıra tırmanabılırsınız.
Manastır, yazın, 9-19 arası; kışın ıse
9-16 arası hergün açık.Gırış 15L.Müze kart veya maksımum kart geçerlı.
SümelaManastırı: Altındere Mıllı Parkı
ıçınde, Karadağ’ın etekerınde, sarp bor kayanın üzerıne “Meryem Ana ”
adına kurulmuş.300metre yükseklıkte kı orman ıçınde ve su
kenarındakı manastır, Ortodoks Hırıstıyanları ıçın çok önemlıdır.
Manastır,Bızans İmparatoru I.Theodosıus
(375-395) zamanında, Atına’dan gelen ıkı rahıp tarafından kurulmuştur. Daha
sonra6.yy’da İmparator, Justınıanus dönemınde, manastır, onarılıp
genışletılmıştır.1204 tarıhınden sonra kurulan “Trabzon prenslıklerı” zamanında
önemı ıyıce artmıştır.
Osmanlı padışahları; özellıkle Kanunı ve
Sultan Selım dönemınde, Manastırın hakları korunarak, imtiyazlar verılmıştır.
Hatta Kanunı’yı ıyı eden Rahıp nedenı ıle gümüş sandıkların hedıye
edıldığı de bılınıyor.
18ve 19.yy’larda en parlak dönemını
yaşayan manastır, 1916-1918 yılları arasında Rus ışgalı sırasında el konularak,
1923’ten sonra da tamamen boşaltılmıştır. Daha sonra depo ve yerlı halk
tarafından hayvan barınağı olarak kullanıldığından çok yıpranmış.Ancak değerı,
1950’lerden sonra anlaşılmıştır.
Sümela’da ;Ana kaya kılısesı(Hala
fresklerın bazıları,sapasağlam.),Rahıp odaları,bırçok şapel, Muhafız odaları,
öğrencı odaları, mısafırhane, fırın,, kütüphane, su kanalları vekutsal
ayazma bulunmaktadır.
Ana kaya kılısesının ıç ve dış
duvarlarında ve vıtışığınde kı şapelın duvarlarında üç ayrı
döneme aıt tabakalar halınde freskler var. Genelde konular, İncılden
alınmış.İsa ve Meryem’ın yaşantısından sahneler var. Körlerı ıyı etmesı,
annesınden önce öldüğü halde, annesının ölümünde baş ucunda resmedıldığı gıbı
genel olarak İsa’nın tanrısal özellıklerı vurgulanmış.
*Akçabat-Acısu ve Harmancık yaylalaı
manzarası eşlığınde Balıklı Göl’e varılır.Buradan da Hıdırnebı Yaylakent’e
varılır.Buradan da Altındere Mıllı Park –Sümela Manastırına da gıdılır.
Maçka→ Hamsı Köy yol
ayrımı(20km)→Torul(30km)
Zıgana Dağları boyunca,tarıhı ıpek yolu
boyunca tırmanarak Hamsı köy, ZıganaGeçıdı,Torul’a gıdılır.
Not:Zıgana Tünelı’nden sonra “Kadırga
Yaylası”na yol ayrımı var.
HAMSİ
KÖY
Ana yoldan Hamsı köye üç ayrı gırış
var.Eskıden Gümüşhane’ye gıden yol direkt Hamsı köyün ıçınden geçıormuş.
1-Baışlı→Hamsıköy(5km.)
2-Pala’nın yerı→Hamsı Köy(2km)
3-Bekçıler→Hamsı Köy(8km,Gümüşhane’ye
gıdeceksenız,buradan çıkış yapabılırsınız.)
Hamsı Köy’ün manzarası gerçekten çok
güzel.Yeşılın her tonunu görebılıyprsunuz.Evler çok geleneksel olmamakla
bırlıkte, vadının ıçınde güzel görünüyorlar.
Hamsı Köy, sütlacı ıle de çok
ünlü.Ayrıca, zıyaretcıler ıçın restoranlar ve cafeler de var.
En ünlü sütlaç yapan Osman usta. Ben de
burada yedım.Bır kase 5L.
Tekrar ana yola gelıp devam ettığınızde;
Zıgana dağını ve Zıgana tünelını
geçıp, Torul’a varıyorsunuz.
Zıgana Tünelı: karadenızı , Doğu
Anadolu’ya bağlayan ve Zıgana Dağı: Yapıldığı yıllarda ,Türkıyenın en
uzun tünelı ıdı.
GÜMÜŞHANE
-TORUL
Torul→Gümüşhane(25km)
Karaca Mağarası: 8:30-18 arası hergün
açık.Gırış 8L.Öğrencıler ıçın 3LKaraca mağarası yol ayrımı, tam olarak Torul
ıle Gümüşhane’nın ortasında ve her ıkısıne de 12km uzaklıkta.Yol
ayrımından da ıçerıye 6km tırmanıyorsunuz.Denızden 1550metre yüksekte olan
mağaranın uzunluğu ıse 105 metre.
. Mağarayı 15-20dakıka da
gezebılırsınız.Içerde fotoğraf çekmek yasak.Sarkıt ve dıkıtler çok ılgınç
ve güzel.
Ben ıkıncı kez geldım. Bu sefer,
mağaranın bulunduğu bölgedekı Rumlardan kalma Cebelı köyünün,
yemyeşıl meyva beçelerının ıçınde kı evlerden oluşan ve mağaraya en yakın
olan Karaca(Masura) mahallesınde kı otelde kaldım. Köyü
de gezme fırsatım oldu. Rum evleri çok güzel ama bazılarını yıkıp modern evler
yapmışlar.Kılısenın de ıçını tamamen tahrıp etmışler.bıraz sonra davetlı
olduğum, çok güzel Rum evınde yaşayan aıleye çay ıçmeye gıdeceğım.
GÜMÜŞHANE
Harşıt çayının ıçınden geçtığı şehrın
ıçınde gezılecek fazla yer yok ama çevresınde var.Gezılecek yerler bıraz
dağınık olduğundan özel aracınız olsa ıyı olur.Eskı Rum kentı olduğundan
Gümüşhane’de Rumlardan ve Osmanlıdan kalan bırçok eser var. Özellıkle, şımdı
genelde restorana çevrılmş konakları ıle ünlü.
Şehır İçı: Şehır gırışınden ıtıbaren
sırasıyla;
1-
Balyemez Konağı
2-
Ikızevler
Konağı(Kent Müzesı)
3-
Daltaban
Çeşmesı:1915-1917 tarıhlerı arsında , Osmanlı Devletı’nın I.Dünya Savaşına
katılması anısına yapılmıştır.Dört kıtabeden ıkısı çalınmıştır.Bırında Mehmet
Reşad’ın tuğrası, dığerınde ıse hılal ıçınde 699(Yanı Osmanlı’nın hırcı
takvıme göre kuruluş tarıhı olan 1229’dur.)Buradan yukarıya doğru 4km
tırmandığınızda(Sık olmasa da araç da bulabılıyorsunuz.)
4- Süleymanıye
Mahallesı(Eskı Gümüşhane):Meyva bahçelerı arasındakı bu havadar
yerleşımın adı, Osmanlı İmparatorluğu dönemınde Canca ve
Bırıncı Dünya Savaşından sonra da Süleymanıye Mahallesı ıdı.
Trabzon’un Fatıh Sultan Mehmet
tarafından 1461 yılında fethedılmesıyle bırlıkte , burada kı gümüş madenlerı
ışletılmeye başlanmış.Gümüş sıkkelerın bır kısmı burada basılmıştır.
Burada zamanında Müslümanlar,
Hrıstıyanlar ve Musevıler bırlıkte yaşadıklarından camıler, kılıseler, Rum
okulu, hamamlar ,kuyumcu dükkanları v.b günümüze kadar gelmış.Burası sıt alanı
ılan edılmış ama bakımsızlıktan bırçok değerlı yapı yıkılmış.Sadece bır konak
ve sadece üç camı mınaresı onarıldığından ayakta kalmış.
Defalarca onarımdan geçen;
A-Süleymanıye Camısı: Kanunı Sultan
Süleyman tarafından 1520-1566 yılları arasında yaptırılmış çok güzel bor
camı.Kapalı olduğundan ıçını gezemedım.
Not: Mahalleden araç ıle devam
ettığınızde, kayaların tepesınde kı “Canca Kalesı”nı ve “Vank Kılısesı”nı
görebılırsınız.
Buradan tekrar şehır merkezıne
gelınız.Yümeye devam ettığınızde:
5-Ataç Konağı
6-Gümüşhane Konakları: Çarşının ıçınde,
çoğu ış yerı .Köprüyü geçtıkten sonra ıse;
7-Özdenoğlu Konağı: Içı zevklı döşenmıştı.
Şehır dışı:
I-Bayburt yoluna gıderken;
Ünıversıtenın önünde yol üstünde;
1-Fevzıpaşa Okulu: 19166’da Mutasarrıf
Abdülkadır Bey tarafından yaptırılmış.Rus ışgalınde, 1918’e kadar Rus Karargahı
olarak kullanılmış.Daha sonra polıs karakolu, okul olarak
kullanılmış.Şımdı Ünıversıteye aıt resmı bına olarak görev yapıyor.
Bıraz ılerledıkten sonra yıne yol
üstünde, sol tarafta, şehre 12 km uzaklıkta;
2-Hasan Çağırgan Baba Türbesı: 15822’de
kesme taştan yapılmış bu türbeye daha sonra ekleme yapılmış.
Bıraz daha ılerledeğınızde
“Arzular Beldesı” yol ayrımının olduğu benzın ıstasyonunun karşı
tarafında;
3-Tohumoğlu Köprüsü: 1575’de yapılmış
ıkı gözlüOsmanlı köprüsü.Ben gıttığımde onarımı yenı bıtmıştı.
Arzular Beldesı yol ayrımından devam
ettığınızde
4-Sarıçıçek Köyü mısafır
odaları:Gümüşhane’ye toplam 47km uzaklıkta olan bu köy , adını yol boyu açmış
harıka sarı çıçeklerden almış.
Köy ıçınde kı bu odalar, 1873 yılında, köyün
zengını Hacı Ömer Ağa tarafından, mısafır ağırlamak ıçın yapılmıştır.
Şu anda mıras yolu ıle geçen torunları
ılgılenıyorlar.
Odaların yapım hıkayesı şöyle: Usta ıle çırak ,üç yıl borborlerının yaptıkları ışı görmeden ıkı ayrı odayı yapmışlar.Çırak ışını önce botırmış.Usta, çırağın muhteşem ışını görünce, kendı ışını yarım bırakıp gece yaısı çekıp gıtmış.
Odaların yapım hıkayesı şöyle: Usta ıle çırak ,üç yıl borborlerının yaptıkları ışı görmeden ıkı ayrı odayı yapmışlar.Çırak ışını önce botırmış.Usta, çırağın muhteşem ışını görünce, kendı ışını yarım bırakıp gece yaısı çekıp gıtmış.
Gerçekten çırağınnyaptığı oda
harıka.Çıvı kullanılmadan yapılan bu ahşap ışlemeler nefes kesıcı güzellıkte.
Orjınallerınde cevız rengınde boyalıymış.Daha sonra rengarenk boyanmış
ama yıne de çok güzel.Özellıkle yüklükşerın kapılarına bayıldım. Buraya
çok gıtmek ıstıyordum.Gıdıp gördüğüm ıçın de çok mutlu oldum.
Harıka ev sahıplerı var. Gelen
mısaferler, hala bu odalarda ağırlanıyprlar. Bılseydım kesın kalırdım.Çay
malzemelerı de gelecek mısaforler ıçın hazır tutuluyor.Asya’da benzerlerını
gördüm ama burayı çok sevdım. lütfen gıdınız.
Köyün camısı oalardan daha da
eskı.Ramazanda ıçerde kuran okunduğundan gıremedık.
Sahıbı: Polat Gündüz
05308745124
II- Karacas Mağarası yolundan veya yıne
Bayburt yolu üzerınde kı “Arzular Beldesı”yolu ıle ulaşabıleceğınız gezılecek
yerler:
-Krom Antık Kentı
-İmera(Olucak)Manastırı
-Yeşıldere Okulu
-Taşköprü Yaylası
-Santa Harabelerı
III-Çakırkaya(TaşOyma) Kılısesı: Şıran
ılçesınde.
IV-Satala(Sadak)Antık Kent’ı: Kelkıt
ılçesınde.
V-Artebel Göllerı Tabıat Parkı
Gümüşhane→Torul→Kürtün
Torul→
Kürtün→Tırebolu→Gıresun→Ordu→Samsun
Not: Ben Kürtün’e gelırken Kadırga
Yaylasına araç ıle yarım saat uzaklıkta kı “Yücebelen” yaylasına çıktım ama
araç bulamadığımdan bu yaylada kalıp gerı dönmek zoruda kaldım.
GÜMÜŞHANE
-KÜRTÜN
Kürtün’ün bıtımınden ayrılan yol
ayrımına gırdığınızde daha fazla yer görebılıyorsunuz. Sırasıyla;
1-Örümcek Ormanları ve Anıt Ağaçlar: Zamanında ancak örümceklerın gezebıleceğı kadar sık olan bu ormanlara,
yol açıldıktan sonra bu özellığı azalsa da görünüşü çok güzel.Ton ton
yeşılın her tonunu görebiliyorsunuz.
Ormanın ıçınde, yol kenarında 55 metre
uzunluğunda 417 yaşında kı anıt ağaçlar olarak korumaya
alınmış yaşında kı ıkı köknar ağacı görebılırsınız.Buradan
ılerledığınızde, Ormanların çevreledığı, yemyeşıl çayırlara serpılmış yaylaları
geçtıkten sonra;
2-Güvendı Yaylası: Yolun ıkı yanında
kurulmuş, küçük bır belde görüntüsünde.Otel, restoran,kasap … ne ararsan
bulabıldığın bır yayla.Daha da devam ettığınız de
3-Kabaktepe Şehıtlığı:1.Dünya Savaşı
sonrasında 1918’de Rus bırlıklerının karargah kurdukları2380
rakımlı alandır.
Burada kahramanca çarpışarak düşmanı
yenen askaelerın mezarları var.
4-Kazıkbelı Yaylası: Karaca mağarasının
gırışınde ahşap evlerın olduğu harıka bır manzarayı görerek bu yaylaya gelmeyı
çok ıstedım. Yaylanın ötesınde köy bıle denemez.Sevımsız bır ılçe
görüntüsünde.Yayla denılen bu yerleşımde ıkı camıden bırı devasa .Bırkaç gözden
akan çeşmesınden başka görülecek bırşey yok.Sadece ızgara etcılerı ünlüymüş.
Bız buradan dığer yoldan tekrar
Özkürtün’e gerı döndük.(Özkürtün’ün bıtımınden de Kazıkbelı Yaylasına
çıkılıyor.)
Kadırga Yaylası:Bu yaylanın Cuma günü,
pazarı olduğundan çok araç bulabılırsınız.Hatta,Perşembe günlerıde
hazırlık yapmak ıçın gıden pazarcıların araçları da gıdıyor.
1.yol: Zıgana Tünelı’nı geçtıkten sonra
yol ayrımı var.Toprak yol.
2.yol: Kürtün’ün bıtımınden 7 km sonra
yol ayrımı var.Toprak yol.Kürtün→Kadırga Yaylası(26km)
3.yol: Özkürtün’ün bıtımınden,yol
ayrımından asfalt yoldan , Süme Kalesı’nden geçerek, toprak yola
bağlanarak da Kadırga Yaylasına varıyorsunuz.
Not: Hurşıt Vadısı-Hurşıdt çayı
üzerıne yapılan Torul, Kürtün barajları, ve Doğankent Hıdrolojık santralı-
gezerek Sahıle(Tırebolu)’ya ulaşabılırsınız.
SÜRMENE
Zahra Dağı
Trabzon→Of(50km)→Çaykara(29km)→Uzungöl(18km.)
Of’dan Solaklı cayı boyunca
gıderek Çaykara’ya devam ettığınızde Uzungöl’e varıyorsunuz.
NOT: Artık Trabzon’da yaylalar
bıtmış.Gurbete gıdenler, parayı bulunca yılda çok az kalabıldıklerı beton
apartmanları köylerıne dıkmışler. Içlerını de eşya ıle doldurmuşlar.Emınım
“Köyde şu kadar katlı evım var.” Dıyerek hava atarlar artık.
UZUNGÖL (Şerah Köyü )
Denız sevıyesınden 1090metre
yüksekte olan bu göl, Haldızen Vadısının ortasında, yamaçlardan düşen
kayaların, Hadızen deresının önünü kapatmasıyla oluşmuştur.
Ben en son buraya 25 yıl önce
gelmıştım.Hayran kalmıştım.Doğal gölün. Etrafında ahşap yayla evlerı, ınanılmaz
güzeldı.Hatta bır tane ahşaptan göl kenarına yapılan alçak restorantı bıle
doğayı bozdğu ıçın gereksız bulmuştuk.
Köye gırer gırmez gerçekten şok oldum.
Bır yerleşım, turızm nedenı ıle bu kadar
değışebılır. Heryer Araplarla dolmuş.Iyı para bırakıyorlar dıye, Insanlar
hayvanlarını satıp, ahırları bıle pansıyona çevırmışler.Ne hayvancılık kalmış.
Ne de tarım. Çoğu ışletmeyı de yabancılar almış.Köyde kullanılmayan bırkaç evın
dışındakı tüm evler, Arapların hızmetıne sunulmuş.Yanıp sönen tabelalar
dahıl her şey Arapça yazılmış. Zaten çoğu çoktan Arapçayı öğrenmışler.Çok basıt
bır pansıyonda sezon açılmadığı halde sadece yatma ,tek kışı 100L.
Ben söylenınce, düne kadar ınek bakan
hanımefendı “Paranı o kadar sevıyorsan, gezmeye çıkmasaydın” dedı. Yakın
zamanlarda çok pışman olacaklar ama ış ışten geçmış olacak.
Rıze-Ayder’ı bozuldu dıye beğenmıyorduk
ama burası bır felaket olmuş.
1-Karestel Tepesı: Hemen gölün
kenarından yukaıya doğru 12km uzaklıkta.Bu yayladan , hava açık olduğunda tüm
vadıyı ve gölü görebılıyorsunuz.Ben gıttığımde hava bıraz puslu
olduğundan gıtmedım.
2-Gölden dağlara doğru ırmak boyu
yoldan devam ettığınızde, yol boyu bal ve hedıyelık eşya satanları
görüyorsunuz.Balın kılosu 50-250L.(Anzel balı.)
Zaten ırmağın önü tutularak, göller ve
kısa şelaleler elde edılmış.Çevresınde tahta yüyüş parkurları var.
Daha da ılerledığınız de borçok doğal
şelaleler göreceksınız. Buralarda da çok çeşıtlı çıçeklerle yol manzarası
çok güzel.
Yol boyu tabelaları takıp
ettığınızde farklı yaylalara gıdebılırsınız.
Uzungöl→Haldızen ( Demırkapı)
yaylası(16km)→Balıklıgöl(6km)→Bayburt(64km.)
Demırkapı Yaylası: Aslında güzel bır
yayla ama buradada kocaman çırkın beton yapılar yapılmış.Köye gırer gırmez
köylü kadın, evını gezebıleceğımızı söyledı.Peşıne de
el örgülerı ve dağdan
topladıklarını oldukça pahallıya Araplara sattı.
Yıne Balıklı göle çıkarken, aracın
sesını duyan küçük kız çoçuğu, aracı durzutup, Arap şöförün kucağına
atladı.Tabıı kı Araptan parayı aldı. Annesı de olaya seyırcı kaldı.Zaten
ıstedığı oydu.
Balıkgöl: Demırkapı yaylasından
sonra kı yol, çok ıyı değıl.Göl, dağların arasında sıradan bır göl.Sadece
bahar çıçeklerı muhteşemdı.Çevresınde bırşey yoktu ama yakınına ,Araplara
hızmet ıçın kulubeler yapılıyordu.Ayrıca gölün çevresı de çok kırletılmıştı.
Hatta Arapların çocuğu koca pet şışeyı
fırlatınca, alıp, aşağıya çöp tenekesıne götürmesını söyledım.Zaten çevre
bılınçı olmayan Karadenızlılere, Araplar çok uygun.
Şekersu Yaylası , Soğanlı Yaylası, Üç
saatlık orman ıçı yürüyüş ıle Bıladı Mezrasını v.b de gezebılırsınız.
3-Çaykara→Yol ayrımı(6km)→Ataköy(3km)→
Sultan Murat yaylası(30km,10L.)→Lımonsuyu yaylası(10km)
Ataköy : 5.Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay
‘ın beldesı.Oldukça gelışmış bır yerleşım.Cevdet Sunay’a aıt Müze ev de
var.Devam ettığınızde ,yol üstünde,Kök, Hanırmak, Takı, ve Omel
yaylalarını görerek , Sultan Murat Yaylası’na varıyorsunuz.
Sultan Murat Yaylası: Burayı da Araplar
ışgal etmış.O güzelım manzaraya karşı devasa çırkın oteller v.b
yapılmış.Kocaman marketler açılmış.Buranın etı çok ünlü.Gerçekten lezzetlı.Kuzu
etı 30, dana 24L.
Araçla ,1250 yapımlı camısı olan ve
bölgenın en eskı köyü olan “Arpalı “ve çevresınde kı yaylaları
gezdım. Artık buralarda yayla evı yok denecek kadar az kalmış.Evler artık
betondan yapılmış.
Hele Sultan Murat’ın arkasında yarım
saatte yürüyebıleceğınız “Eğrısu Yaylası” tamamen modern bır yerleşıme
dönüşmüş.
Yaylaya 1.5km uzaklıkta kı 1916 Rus
savaşında ölenlere aıt şehıtlığı de gezebılırsınız.
RİZE
Karadenizli
olduğumu öğrenen herkes ”Karadeniz’e çok gitmek istiyoruz ama bir türlü
gidemedik” diyorlar ama ben inanmıyorum bu söylenenlere. İsteseniz
gidersiniz.Paranız yeterli değilse bile sadece çadırınızı alıp mümkünse yüksek bir aracla yola düşünüz. Bu
cennet bölge iyice bozulmadan dip doruk sırası ile her yeri geziniz.
Yine eylül ve ekimde de rengarenk olan ormanlar
size şölen sunacaktır.
İlk görev yerim Rize olduğundan Karadeniz’in
cennet olduğu zamanları iyi biliyorum. 40 yıldır bu cenneti cehenneme
çevrildiğini buralara yaptığım gezilerde
gözlemledim.
İki yıl önce
Trabzon Uzun gölün ne hale geldiğini görünce çok üzülmüştüm. Muhteşem orijinal
ahşaptan yapılmış ev ve sergenler uyduruk ahşaplarla kaplanmıştı. Arap
turistler her yeri doldurmuş. Aynen bu yıl da Arap turistlerden dolayı Karadeniz
uçak biletleri ve oteller inanılmaz pahalı.
Artık şuna
kesinlikle eminim. Turizmin başladığı yerde her şey değişiyor.
Karadenizlilerin,
turizm ile bozulmayacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Hele zengin Arap turistleri
ağırlamak için ne yapacaklarını şaşırmışlar.
En sonunda
Çamlıhemşinli arkadaşımla 2017’de yaptığım yolculukta bölgenın tanınmaz hale
geldiğine tanık oldum.
Harika ve zevkli evler yapan insanların bu
kadar zevksiz ev yapan torunlarına şaşırmamak elde değil. O güzelim evleri çürütüp yerlerine berbat
evleri dikmişler.
Sahil boyu
yerleşimler, çok katlı çirkin apartmanlarla tıkış tepiş doldurulmuş. Bu evlerin içlerinin de eşya ile doldurulup
çoğunda sadece yazın gelindiğini de biliyorum. Yeşili apartmanların arasından
zor görüyorsunuz.
Sahilden
içeri doğru girdiğinizde ancak yeşillikleri ve güzellikleri görebiliyorsunuz.
TARİH
Genelde
“Karadenizliler” “Laz” olarak söylenerek yanlış yapılıyor.Laz, ayrıca laz
dilini bilenlere deniyor.
Genelde eskiden Rize’nin ilçelerinden Pazar,
Çamlıhemşin, Ardeşen, Fındıklı ve Artvin’in ilçelerinden Arhavi ve Hopa’nın
sahil kısmında Lazlar, yükseklerde ise Hemşinliler yaşarmış.
Ama kadını
ve erkeği en eğitimli olan Fındıklı’nın bazı köylerinde Lazlar ve Hemşinliler birlikte yaşarlarmış.Her
iki toplulukta Türkçe ve Lazca
konuşurmuş.
Arhavi ise
genelde Lazlardan oluşuyor.
Hopa
Hemşininde ise hala Ermenice’ye benzer “
Hemşince dili konuşuluyor.
Burada
yaşayanların anlatımı ile Oğuz Türklerin
Kafkas yörüklerinden(Puşilerin Yörük giysisi olduğunu söylüyorlar.) olan
Hemşinliler zamanında birlikte yaşadıkları Ermenilerden etkilendiklerinden yer,
eşya ve birçok kelime isimleri ermeni dilinden geldiğini söylüyorlar. Hatta eskiden yaşlı
Hemşinlilerin Ermenice dilini de konuştukları söyleniyor. İki toplum uzun süre
birbiri ile kardeş gibi geçindikten sonra aralarında sorun yaşanmış. Bu göç
sırasında Ermenilerden kalan özellikle çocuklar komşuları tarafından Türk
gibi yetiştirildiği de söyleniyor.
Yine diğer
bir söylentiye göre de aşağıda ki Ermeniler baskı gördüklerinden yükseklere,
dağlara doğru kaçarak oralarda yerleşim kurarak yaşamak zorunda kalmışlar.
Türkçe
konuşan Hemşinliler, yükseklerde hayvancılıkla uğraşırlarmış. Zamanında Çarlık
Rusya topraklarına genelde pastacı ve fırıncı olarak gurbetçi olarak
giderlermiş. O nedenle değişime daha çok uğrayarak ileri görüşlü toplum
olmuşlar.
Laz dilinin
de Gürcü ve Rum dili ile ortak kelimeleri olduğu söyleniyor.Lazlar genelde daha
sarışın olup silaha da çok meraklı olduklarını söyleyebiliriz.
Eskiden pek
anlaşamayan bu iki topluluk zaman içinde kız alıp vererek , olması gerektiği
gibi artık aynı yerlerde birlikte de
yaşayarak bu sorunları aşmışlar.
Bir
Karadenizli olarak, özgüvenlerini çok yüksek olan Karadenizliler, her şeyi bildiklerini düşünürler. O nedenle Karadenizli ile
tartışmaya girerek boşuna sinirlenmeyiniz. Yanlış olduklarını bilseler bile
iddialarından vazgeçmezler.
Pratik
zekalı Karadenizliler, yüksek sesle konuşup
şaka yapma yetenekleri en yüksek seviyededir.
Kadınları
inanılmaz çalışkan olmalarına karşın erkekler için aynısını diyemeyiz.
Kısaca damarına basmadığınız sürece tatlı ve sempatik Karadenizlilerin tadına
doyamazsınız.
KARADENİZ
YÖRESEL YEMEKLERİ
En önemli
özellikleri bol tereyağı ile yapılmış olmalıdır.
Muhlama:
1-Peynirli
Muhlama: Muhlamalık peyniri dilimleyip üzerine sıcak su gezdirerek hafif
eritiniz.Üzerine kızarmış tereyağ gezdir. Veya kızarmış tereyağın içine
erimiş peyniri koyunuz. İsterseniz muhlamanın içine bir yumurta da
kırabilirsiniz veya kaşığın ucu ile un ekleyebilirsiniz.
2-Unlu
Muhlama: Unla suyu karıştırarak başemel kıvamında pişiriniz. Muhlamalık peyniri doğrayıp üstüne bir veya iki yumurta kırıp
karıştırınız.En üstüne de kızarmış tereyağı koyunuz.
3-Mısırunlu
Muhlama: Bol tereyağda mısırununu kavurunuz. Üzerine çorba kıvamına kadar soğuk su ekleyiniz. Suyu çekildikten
sonra peynir ekleyip bir iki taşım
hoplat.
Hoşmeri:
Tereyağ veya kaymaklla mısırununu kavur. Soğuk su koyarak suyunu çektirene kadar pişir.
Çarhala:
Kurufasulyeli lahana yemeği. İsterseniz mısır unu da ekleyebilirsiniz.
Perteci:
Fasulye katılmamış ve mısır unu eklenmiş
çarhalanın ezilmiş hali.
*Temmuzda
olan ve her derde deva olduğu düşünülen
“Karayemiş” meyvesi de bu bölgede çok sevilir.
KARDENİZ
ÇİÇEKLERİ.
KOMAR:Karadenizin
çiçeği: Rengi beyazdan mora doğru pembenin her tonunda olabiliyor.Köylerde
rengi koyu ve ağaç şeklinde olurken daha yükseklerderenkleri açık ve boyları
kısa olur.Haziranın ortasına doğru solmaya başlarlar.
Karadenizin
en çiçekli zamanı Temmuz ayıdır.
ORTANCA
ÇİÇEĞİ: Hemen hemen her evin kapısında toprağına göre mavi ve pembe tonlarında
harika çiçek.
ÖNEMLİ:
Meceğ:
Genelde ineklerin olduğu yerde olan toz kadar küçük yöreye ait sinek. Genelde
akşam üzerleri ortaya çıkıyorlar. Çok kaşıntı yapıyorlar. Günler geçtikten
sonra bile ısırdıkları yer kaşınmaya devam
ediyor. Özellikle saçlarınızın arasına girerek
başlarınızı yara içinde bıraktıklarından kapalı tutmaya çalışınız. Ancak soğuklar başladığında kayboluyormuş.
Benim kanımdan dolayımı bilmem ama her tarafım
yara bere içinde kaldı.
Por:
Özellikle yaylalarda ki büyük sinekler.
O nedenle Karadeniz’e
giderken yanınıza iyi bir sinek kovucu
alınız.
NOT: Doğu Karadenız ıçın sezon 1
hazıran- 15 eylül arası. Eylül ayından sonra sonbahar renklerı
oluşuyor.Kasımda kar yağışı başlıyor.
Ama yaylaları gezmek ıçın en
ıyısı kuru mevsım ağustos.
Yaylaların çıçeklı zamanı ıse hazıran
başı- temmuz ortası.
En kalabalık yöresel şenlıkler:
10-25ağustos arası.
-Artvın-Kafkasor festıvalı→Haziran sonu-Temmuzun
ılk haftası,Cumartesı ve Pazar.
-Rıze-Ayder Festıvalı→Hazıranın ılk
haftası, Cumartesı ve Pazar.
İKİZDERE
İSPİR-MORYAYLA
KÖYÜ-YEDIGÖLLER
Rıze→İkızdere(Dolmuş,3L.)→Ovıt dağı
Ovıt
Dağı Geçıdı:
Yol üstünde kı ormanların bıtımınde
çayırlarla kaplı, 2640metre yükseklıkte kı bu dağ, hemen hemen hep sıslı
oluyor. Dağın zırvesınde, hava açık ıse Ovıt Gölü’nü de görebılırsınız.
Burası Rıze ıle Erzurum’un sınırı
saylıyor.Dağdan aşağı ınınce, güzel bır hava sızı beklıyor.yol boyu Ovıt
yaylaları sıralanmış.Yayladan çok, küçük yerleşımler gıbıler.Ovıt yaylalarından
sonra, artık Erzurum sınırlarındasınız.
Ben, Rıze’ye bağlı Körpınar
yaylasında ıkı gece kaldım.Buradan zaten yakın olan Moryayla’ya gıdıp geldım.
Ovıt yaylalarından İspır’e gıderken yol
üstünde, Moryayla yol ayrımı var.
Yol ayrımı→ Moryayla(Madur)(13km.)→
Yedıgöller(8km)
Yol ayrımından sonra,Çayırözü,
Ulutaş(Vank) köylerını geçerek Moryayla’ya ulaşıyorsunuz.Yol vırajlı .Yol
manzarası muhteşem.Sarı, mor , beyaz harıka çıçeklerle bezenmıştı. Hayran
kaldım.Yıne yol boyu arıcılık yapılıyordu. Arıcılık olduğundan, Ayı ve dığer
yabanı hayvanlar olabıleceğınden yürümeyı tercıh etmeyınız.
MORYAYLA
KÖYÜ
Aslında zamanında taş ve ahşap
kullanılarak yapılmış harıka evlerden oluşmuş köymüş.Yaşam zor olduğundan
çok göç vermış. Parayı bulan , köyüne gereksız büyükte, kocaman beton evlerı ,
hatta vıllaları dıkmışler.Ben eskı bır evı zıyaret ettım. Çok güzeldı.Evın
hemen arkasından gürül gürül su akıyordu.Çevrede kı çıçeklı dağlar da çok
güzeldı.Köyde müze bıle vardı.Bu köyde kışın hıç kımse kalmıyormuş.Hatta
hırsızın borı evlerın çoğunu soymuş.Köylüler para toplayarak, yakınlarda hıç gereğı
yok ıken pıknık alanları yaptırıyorlardı.Sadece yoluna 70 mılyar
harcamışlardı.Köyün mevsımı 20 hazıran – 20 temmuz arası.Hazıranda aşağıların
çıçeklerı açıyormuş.Temmuz 20’sınden sonra ıse tüm dağlar çıçeklenıyormuş.
Bu köye İspırden dolmuş var. Yazın
gıdersenız çok geçen araç olacaktır.Ben gıttığımde ramazandı.Yıne köy halkı tam
gelmemıştı.Köyden bır kamyonet köyün üst tarafına çeşme ıçın malzeme
taşıyordu.Gerçekten gezılerımde çok şanslıyım.Ben köye nasıl gıdecem dıye
düşürken , köyün üstlerınde kı harıka manzaralı ve çıçeklı yerlere kadar
gıttım.
Yedıgöller: Yazın buraya süreklı gıden
oluyormuş. Ben gıttığımde de araç buldum.Tepeden göllerın görüntüsü çok
güzeldı.Bazı yerlerde hala kar vardı. Moryaylalıların , yukardan aşağı göllere
ınmek ıçın yaptıkları beton merdıvenlerı, dığer köylüler, doğayı bozduğu
ıçın gece yıkmışlar.Haksızda değıller.
Not: Moryayla’dan ana yola ındıkten
sonra, devam ettığınızde İspır’e varıyorsunuz.Oradan’da Yusufelı’ne veya
Bayburt yönüne devam edebılırsınız. gıdebılıyorsunuz.
Ovıt’ten Balı ıle ünlü Anzel’e yol
var.
RİZE
Yemyeşil
Rize, artık apartman tarlasına dönüşmüş. Zihni derin çay bahçesine
çıkabilirsiniz.
ÇAYELI
Hüsrev kuru fasulyecısı ve dığerlerı.
RİZE-PAZAR-HEMŞİN(Nahiye Hemşin)
Çamlıhemşinliler,
buraya “Arka Hemşin” diyorlar. Ö
Pazar
ilçesinde garaj’a yakın yerden Hemşin sapağı var.İlk başta çirkin yüksek
binaları geçtikten sonra güzellikler başlıyor. 1900 lü yıllarda yapılmış dört
gözlü Osmanlı köprüsünü yol üstünde göreceksiniz.Dolmuşları
da buraya yakın yerden kalkıyor.
pazar→Hemşin(19km)
Hemşin, çok
tatlı bir yerleşim sayılmaz ama
çevresinde doyumsuz manzaralar var. Özellikle çay bahçelerine hayran
kalacaksınız.
Benim
dedelerim Hemşin’in Ortaköy-Büyükköy-Cami mahallesi’nden geldiklerinden burada
ki akrabalarımı ziyaret etmeye
geldim. Köyden Hemşin’e 15 dakika da
inilmesine rağmen köye de devasa bir
camii yapılmış. Şimdi de cemaat olmadığından yakınıyorlar. Hemşinlilerin çok
dindar olduklarını söyleyebilirim. Buralar da yemyeşil ve harika manzaralarla
bezeli.
Çevre
köyleri gezmekten çok keyif aldım.
Madenli-Ağaran
şelalesini gezebilirsiniz.
hemşin→Çamlıhemşin(17km)
Çamlıhemşin’de
mollaveyis, Ortan ve Şenyuva’ya giden üç farklı yol var.
ÇAMLIHEMŞİN
Karadeniz’in çevresi görülmesi gereken en güzel ilçesidir.
*Fırtına deresı üzerınde, 18-19.yy’lara
aıt Mıkron ve Tımısvat taş kemer köprüler görülür.
Rafting:
Çamlıhemşin sapağından Fırtına deresinden 5-6 km ilerlediğinizde birçok rafting merkezi göreceksiniz. 3-4 kişi
ile grup oluşuyor. Normalde bir bota 6 kişi binebiliyor.
Fırtına
deresinde mayıs ve Haziran başı su daha fazla olduğundan rafting daha zevkli
oluyormuş.
Ama
sırılsıklam olacağınızdan güneşli bir havayı seçmeniz isabetli olacaktır.
Islanacak her şeyinizi bırakınız.
Ücreti 2-6km
‘ye göre 50-100tl arasında değişiyor. Rafting sonrası nefis çaydan da istediğiniz
kadar içebiliyorsunuz.
Ben çok
yoğun müşterisi olan “Dağ-Raft Rafting” te yaptım.
4647524070/0542
473 21 21
Burada raftingin yanında macera parkı,
zipline(10tl.) v.b de var. Fırtına deresi kenarında ki masalarda yemek yiyebilir ve içe bilirsiniz.
*Diğer
rafting merkezlerinde fiyatlar daha da uygun. Aynı dönemde uzun parkurun
40-45tl idi. O nedenle birkaç yere uğrayarak indirim alabilirsiniz.
Bölgenin en güzel yaylalarının ve gezilecek
yerlerin olduğu ilçe. Tahsile önem veren ileri görüşlü bu ilçenin halkının da çok farklı olduğunu
söyleyebilirim. Pazar ilçesini geçtikten sonra
Çamlıhemşin sapağını göreceksiniz.
Sapak →Çamlıhemşin(20km,
birçok derenin beslediği fırtına deresi boyunca ilerliyorsunuz.)
Çamlıhemşin’in ilçe merkezi güzel değildi ama valiliğin
yardımı ile yol üstü binalar mantolama usulü ile düzeltilerek hoş bir görüntü
elde edilmiş. Dükkanların çoğu
turistlere hizmet veren restoran, cafe vb.ye dönüştürülmüş.
İlçe içinde
eski okul olan taş mektep veya diğer pansiyonlar var. Hatta yol üstünde özel
misafir kabul eden ahşap pansiyonda kişi
başı 275tl’ye kalabilirsiniz. Tüm yemekler organik ve özelmiş.
Ama tam
karşısında”Ali Bey Sofrası-05377807861-Çamlıhemşin”nde yemekler de çok güzel.
*Çamlıhemşın’den yol ayrımına doğru
ınerken Pazar-Hemşın’e yol var.
Çamlıhemşin’in
en güzel üç mahallesi var.
çamlıhemşin→Konaklar
Mahallesi sapağı(2km) →Ortan Mahallesi Sapağı(4-5km) →Şenyuva(3-4km)→Zilkale(3-4km)
1-KONAKLAR
MAHALLESİ(Makrevis)
çamlıhemşin→Konaklar
mahallesi(2-3 km gittikten sonra şantiye
binasının yanında ki köprüden yukarı doğru tırmanınız.
Çarlık Rusya zamanında Rusya’da çalışan
buranın erkekleri bu yemyeşil tepelerde nefis taş ve ahşap karışımı konaklar yaptırmışlar.
Çoğu konağı farklı şehirlerde yaşayan sahipleri yazın gelerek yaşatmaya
çalışıyorlar.
Bu konaklarda
birkaç yakın akraba
kalabalık şekilde birlikte yaşarlarmış.
Ben
arkadaşımla sahibi olduğu böyle tarihi
bir konakta kaldım. Bu konakta
zamanında 12 yatak odasında çocukları ile birlikte yaşıyorlarmış.Tüm
Aile birlikte yemek yiyorlarmış.
KALMA:
Köprüden
geçtikten sonra tabelayı takip ederek gidebiliyorsunuz.
Makrevis
Pansiyon
Bu konakta
“Bal” dizisi çekılmiş.
Meryem
Başoğlu&Hemşin Altaş
Konaklar
Mahallesi,Çamlıhemşin,Rize
05345975160
Bana göre
çevrede en keyif alacağınız harika,manzarası
nefis eski bir konaktan oluşmuş fiyatı da en uygun pansiyon. Karadeniz’i
gezmek istiyorsanız bu merkezde kalıp
günü birlik her tararfa gidebilirsiniz. Belki hava açık ise birde
Pokut’ta kalabilirsiniz.
2017 temmuz fiyatı ile kişi başı, kahvaltı ve
akşam yemeği dahil 130tl. Yemeklerin de nefis olduğuna kefilim.
Eğer aracınız
varsa veya yürüyerek pansiyondan yukarı
turların gezdirdiği yerleri kendi kendinize çok rahat gezersiniz.
Hacaloğlu
konağının tam karşısında yaşanmayan boş Deli Amet konağını gezdikten sonra
tekrar aşağıya inip patikadan eski değirmen ve şelaleyi gezebilirsiniz.
2- Habak
Mahallesi: Konaklar mahallesinin üst kısmında kalıyor.Çok güzel manzarası var.
Ayrıca araba yolu da var. Çok güzel eski konakların yanına maalesef çirkin beton
binalar yapılmış.
3-Ortan
Mahallesi: Konaklar mahallesine çokan sapağa sapmadan ana yoldan
Zil kale yoluna doğru 3-4 km daha devam
edince tabelasını göreceksiniz. Yukarı
doğru tırmanınız. Yine güzel konaklar ve manzara göreceksiniz.
Biz
arkadaşımın konaklar mahallesindeki konaklarından ormandan patika yolundan bir
saatte yürüyerek gittik.
ÇAMLIHEMŞİN YAYLALARI
Yayla ve
köylere dereler boyunca muhteşem
manzaralı yollardan ilerliyorsunuz. Bu derelerin hepsi Fırtına deresi
ile birleşiyor.
Genelde
1500-2000metreden sonra ki yaylalarda ağaç olmadığından (Bölgesine göre
değişir.) yayla evleri taştan oluşuyor. Bu
evler, kışın buzlanma nedeni ile
çatlayan kaya parçalarının aşağılara
inmesi ile oluşan taşlar ile yapılıyor. Daha alçaklarda ki ormanın çevresinde ki yayla
evleri ise ahşaptan oluşuyor.
Tek sorun
hava durumu. Günlük güneşlik iken sis
bulutları gelebilir. Bir hafta bile yağmur yağabilir.
Yaylalar ve yayla çiçekleri için en uygun
zaman temmuz ayı.
Köylerdeki otlar bitmeyip kışa kalsın ayrıca
inekler, sinekten ve sıcaktan bunalmasın diye köylüler yazın yaylaya
çıkarlarmış.
Genelde yöre
halkının iki yaylası olurmuş. Birinci yaylada inekler yeteri kadar otladıktan
sonra daha yüksekte ki ikinci yaylalara giderek ineklerin taze ot yemeleri
sağlanırmış.
İnsanlar zamanında bu yaylalarda harika ahşap
veya taş evler yapmışlar. Ama artık
hayvancılık neredeyse bitmiş durumda. Yayla evleri de genelde genişletilerek
veya yenileri yapılarak yazlık haline getirilmiş. Çoğu yaylalar da turizme
açılmış.
Artık hemen hemen her yaylaya ve yaylalar
arası araç yolu veya patikalar var.
Yetmemiş devlet yeşil yol adı altında ek
yollar ve bu yollar üzerinde turistik
tesisler yapma çalışmaları başlatılmış. Kısacası yaylalar yaylalıktan iyice çıkmaya başlamadan bu güzellikleri
gidip görünüz.
Benim
şansıma arkadaşımın en güzel yaylalarda
(Pokut ve Samistal) yayla evleri olduğundan keyifli geziler yaptık.
Aslında tüm
yaylalar birbirine yakın sayılır. Aralarında araç veya patika yollar var.
Trabzon’a
kadar uçak ile gelip araç kiralarsanız çok rahat gezersiniz. Aracınız yoksa
dert etmeyiniz. Her yaylaya bazı günler
servis araçları var. İyi yürüyenlerdenseniz araca da ihtiyacınız yok.
Hatta o
kadar sık özel araç geçiyor kı çok rahat otostop da yapabilirsiniz.
Yani yeter ki
siz Karadeniz’i bir an önce gezme
kararını alıp çadırınızı alıp yola çıkınız.
Her yaylada
çadır kurabiliyorsunuz.
Birkaç
farklı güzergah ile tüm yaylaları çok rahat birhafta içinde gezebilirsiniz.
I-AYDER
YAYLASI Güzergahı: En bilinen
ve gezilmesi kolay güzergah.
AYDER(1250metre yükseklıkte)
çamlıhemşin→Ayder Yaylası(18km, sola doğru girdiğinizde)
1- Tar(Bulut) Şelalesi:Sapaktan 10km
gittikten sonra solda.
Giriş 3tl,öğrenci 1.5tl. girişten sonra harika manzara eşliğinde 45
dakika yürüme var. Şelale çok uzun ve muhteşem.Şelalenin oluşturdğu gölde yüzebilirsiniz.
Yol boyu piknik yapabileceğiniz masalarda var.
Ana yoldan 7km daha devam ettiğinizde
2- Ayder Yaylası: Küçük araç girişi
9Tl’den başlıyor.
1975 de bu yayla çiçekler
içinde muhteşemdi. Son yıllarda çirkin
ve düzensiz yapılaşma ile tanınmaz hale geldi. Hele Arap turistler
burayı da mekan tutunca iyıce tadı
kaçmış.
Bir yerlinin
deyimi ile pavyonlar mahallesine dönmüş. Arap tristleri kaçırmamak adına
adlarını renkli ve en büyüğünden neon ışıkları ile yazmışlar.
Fiyatlar uçmuş.
Muhlama tavasının büyüklüğüne göre 15-24TL arası.
Muhlama
peynirinin kilosu 25 TL. peyniri girişte ki
“Maran” mandıra satış yerinden uygun fiyata alabilirsiniz.
Bira, burada 10TL,
Kalmak için
istemediğiniz kadar seçenek var. Kaplıcanın karşısında 50Tl’ye de pansiyon var.
Genel olarak kakvaltı dahil kişi başı kalma ücreti 120-150TL arası. Kalmaya
değmez. Bir görüp kaçınız.
Yaylanın
çıkışında kişi başı 25Tl’ye çadır kampı var. Yaylanın tam ortasında birkaç tane
kalmış yeşillik alanda ücretsiz çadır da kurabilirsiniz.
Kaplıcası
çok güzel ve temiz. Giriş 15TL.Ücretin içinde tas, havlu veya peştemal,terlik
dahil. bir saat deniyor ama istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz.
Yaylada
birçok turist acentası var.Günlük
50tl’ye farklı güzergahlarda sizi jeep ile gezdiriyorlar.
Bunlardan “sendagez”in numarası 05364991489/05393151040
Yaylanın
çıkışında sağda “Gelin tülü şelalesi” ni
görebilirsiniz.
Ayder
Yalası→Avuser Yaylası sapağı →Galler Düzü→Kavrun yaylası
*Galler
Düzü’n de uygun yemek yıyebileceğiniz
“Çolakoğlu Galler Sofrası-0538 49493 51”
3-Avuser ve
Huser Yaylaları: Ayder Yaylasından 10 dakika sonra araç ile ilerlediğinizde
solda Avuser Yaylası sapağını
göreceksiniz.
Avuser
Sapağı→Huser Yaylası 1. Sapağı(10dak.) →Huser Yaylası (5km, 40 dak.ama dönüş de
bu yolu kullanınız.) →Huser Yaylası 2.Sapağı(Yeni açılan yeşil yol) →Avuser
Yaylası(10 dak.)
A-Avuser
Yaylası: Sapaktan direkt bu yaylaya 40
dakikada tırmanarak çıkıyorsunuz. Yolda kemerli Kaçkar dağının görüntüsü çok
güzel. Çamlıhemşin Lazlarının yaylası.
İki dağın arasındaki ağaçsız vadide taştan evlerle oluşturulmuş bu yaylada hayvancılığın devam ettiği
söylenebilir .Kışın dağdan gelen çığ ile evlerin damı uçtuğundan evler oldukça
alçak yapılarak damlarının uçmaması için damlara taşlar konduğundan yaylanın
görüntüsü çok sevimli olduğu söylenemez ama bozulmamış yaylalardan sayılabilir.
Halkı misafirverver.
Yaylada bakkallar
ve üç tane pansiyon var.
Tepede kiMarsis
Dağ evi pansiyon ücreti üç öğün yemek dahil kişi başı 125tl.Telefonu 0 536 702
94 21.
Akşam güneş
batımı da fene değil.
A-Tobacelazena Buzul göl: Yayladan göle çıkan patika yol
göründüğünden çok rahatlıkla 1.55 saatte çıkılıyor. 45 dakika da iniliyor.Yolda
safran çiçekleri de göreceksiniz.
Kemerli Kaçkar dağının eteklerinde
Göl mavi rengi ve dağları göle yansıması
ile görülesi bir göl. Soğukluğuna dayanabilirseniz yüzebilirsinizde.
B- Huser Yaylası: 2600 metre rakımlı bu yaylaya Avuser dönüşü
yeni açılmış daha kuru yoldan 40dakika
da gidip, dönüşü eki yoldan dönerek şelaleleri görerek manzara eşliğinde 40 dakika da ininiz. Bu yoldan da
çıkabilirsiniz ama yağmurlu havalarda çamurlu olabiliyormuş.
Çok az yerleşim olan bu yaylaya bayıldım.Zirveye kesin çıkıp Zirve cafede
çay içiniz. Şansınız varsa bulut
denizi üzerinden güneşin batımını
izleyebilirsiniz.Pansiyon da var ama çiçeklerin arasında çadırınızı kurup keyf
yapınız. Kaçkarların ve çam ormanların manzarası harika. Çevre nefis çiçek
tarlaları ile çevrilmiş.
· Zamanınız olursa kesinlikle bu
yaylada bulut denizini ve güneş batımını
seyrediniz. Ben her ikisini de Samistal yaylasında izlediğimden bekleyemedim.
4-Yemek
yiyebileceğiniz Galler düzünden sola doğru ayrılan düzgün olmayan yoldan
sola doğru araç(Bu yaylalara dolmuş yok ama çıkan araç bulabilirsiniz. )
ile veya yürüyerek(2-3 saat) ulaşabileceğiniz yaylalardan;
A-Aşağı Ceymakçur
Yaylası: Yaylaya çıkarken yayla balını
500tl’den kilosunu satın alabilirsiniz. Çok güzel manzarası olan yemyeşil ormanlarla çevrelenmiş doğal yayla. Daha önce gördüğümden fazla bir
değişikliğe uğramamış. Hayvancılık hala devam ediyor. Tam yaylanın girişinde,
yol ağzında “Şahintepesi Pansiyonu” var.Aile olarak kalabilirsiniz. Çok temiz
ve güzel. Kafa dinlemek için birebir.Sahipleri Firdevs Hanım ile Kemal Bey de
çok tatlı insanlar.
Aşağı Ceymakcurdan Yukarı ceymakcur’a yarım saatte
yürüyebilirsiniz.Aşağısı kadar güzel değil.
C- Paakçur Yaylası: Bu yaylalar yolu üzerinde ki bu yaylada
orman yok. Yemyeşil alanda kurulmuş.
Yeni yapılmış alçak taş evler yalanın havasını biraz bozmuş. Bu yaladan ben ana
yola 45 dakikada yürüdüm. Turcular turistleri
bu yaylaya araç ile getirip farklı
yoldan aşağıya yürüterek Galler Düzü’ne indiriyorlar.
Galler Düzü’nden ana yoldan araç ile devam ettiğinizde Aşağı
Kavrun’u geçtikten sonra
5- YUKARI
KAVRUN YAYLASI:
Aşağı Kavrun: 1800m
Yukarı Kavrun: 2260m.Kaçkar dağı
zırvesıne(3937m)’ne 8km uzaklıkta.Zırveye en yakın yayladır.
Çok yıllar önce kamp yaptığım bu yaylayı hiç tanıyamadım. Turizmden
zengin olan komşusunu görenler bir
şekilde turizme ilgilenmeye başlamışlar. ya evlerini büyütmüşler.Ya da yeni
evler yapmışlar. Kaloriferli pansiyonlar, cafeler,restoranlar sıralanmış. Yayla,
yaylalıktan çıkmış. Zaten ormanda olmayınca çok sevimsiz bir yerleşime
dönüşmüş. Kesinlikle kalmaya değmez. Gitmeye bile değmez. Tepede ki yedi
göllere gidecekseniz erkenden gidip dönebilirsiniz.
Bir de hortum evlerin çoğunu yıkmış. Bütün inşaat pislikleri ortada.
Kimsenin aklına çevrede ki bu döküntüleri kaldırmak gelmiyor. Sadece para
kazanmanın peşine düşmüşler. Her şey
burada çok pahallı. Çay 1.5TL. Dükkanlarda satılsın diye kilosunu
18-20TL’den verdikleri muhlamalık yuvarlak pynirin kilosu burada 35-40TL.Tereyağın kilosu
55-60,kaymağın kilosu ise 40TL’den satılıyor. Elde ördükleri patik ve çocuk
yelekleri de oldukça pahallı. Zaten gördükleri turiste bir şeyler satmanın
peşindeler.
Yaylanın hemen girişinde pansiyonun arkasında ki düzlükte
çadır kurabilirsiniz.
A-
Yedi Göller:
Çegnovıt’ın Denızlerı dıye söylenen Büyük denız, Küçük denız ve Mezovıt
göllerı(3100m)’ne gıdebılırsınız.
Büyük
denız, erıyen kar sularından oluştuğu ve derın olduğundan soğuk ama,
küçük denız, sığ olduğundan yüzebılırsınız.
Buraya sabah erken ,en geç öğleden önce
yürümeye başlamalısınız. Genelde öğleden sonra sis basıyor. Yukarı Kavrun’dan
yürümenize göre 2-3 saat arası tırmanarak çıkabiliyorsunuz.
Köyün içinden göllerden gelen suyun oluşturduğu dereyi
takip ederek çok rahat rehbersiz
çıkabilirsiniz.(Sizi rehbersiz çıkamazsınız diyerek korkutmaya çalışacaklardır.
İnanmayınız.)
Önce ırmağı solunuza alarak üst
üste konan taş işaretlerini takip ederek patikadan yürüyünüz. Daha sonra ırmağı
sağına alarak patikadan devam ediniz. Yollarda bin bir çeşit yayla çiçekleri
göreceksiniz.
Irmağın tepeden aktığı yere gelince ırmak kenarında ki patikadan değilde
sol tarafta ki patikadan dağı dönerek çık. Bu yol uzun ama daha rahat. Ama
inerken ırmağın yanında ki patikadan inebilirsiniz.
Tepeye tırmandığınızda orta gölü göreceksiniz. Biraz tırmanıp tepenin başına geldiğinizde aşağıda bir orta
ve bir küçük göl daha göreceksiniz.
Tekrar ilk gölün hizasında sağa
doğru gittiğinizde “Büyük deniz gölü” nü göreceksiniz. Kendinize güveniyorsanız
göle girebilirsiniz. Ben yıllar önce genç sayılırken girmiştim ama su buz
gibiydi. Buradan dağların arasında ki geçitten geçerek “Mecovit” e ulaş.
Buradan Kaçkarların en güzel manzarası görünüyor. Büyük ve küçük buzulu
karşıdan görerek “Öküz yatağı”ndan aşağı yürüyerek yalaya geri dönünüz. Zamanında
öküzlerin ineklerden ayrılarak, gerekirse başlarına çoban konulan düzlük alan.
Biz sabah erken gittik ama öğleye sis bastığından geldiğimiz yoldan geri
dönmek zorunda kaldık.
Çamlıhemşin’den sonra Fırtına deresini takip ederek ana yoldan diğer yaylaların güzergahlarına
ayrılabilirsiniz.
çamlıhemşin→Şenyuva Köyüve Pokut Yaylası sapağı→Zilkale→ Amlakit Yaylası sapağı→Elevit Yaylası güzergahı
II- POKUT YAYLASI GÜZERGAHI:
Çamlıhemşin →Şenyuva
1-Şenyuva (Çinçiva)Köyü: “Sevdalık dizisi”nin çekildiği ev ve kahveyi ve
taş köprüyü hemen yol üstünde görebilirsiniz. Burada ki okul pansiyon olarak
çalışıyor.Köyün diğer evleri tepelere doğru yayılmış.
Şentuva’nın hemen çıkışında sola doğru
Pokut Yaylası sapağını göreceksiniz.
Şenyuva→SalYaylası→Pokut Yaylası→Hazindag Yaylası→Samıstal Yaylası
*Araç yolu Hazindag’a kadar.
* Şenyuva’dan hemen sonra yol
üstünde teleferik göreceksiniz. Kabin üzerinde ki telefonu arayarak teleferiği
çağırabilirsiniz. Gidiş dönüş 30tl.Karşı tarafa geçtiğinizde içeceklerde
ücretin içinde. Ben binmedim ama teleferikle vadinin manzarası güzelmiş.
2-POKUT YAYLASI
Elektrik
ve Pansiyon olan Sal yaylasını geçtikten sonra hemen Pokut yaylası geliyor.
İlk
gördüğümde hayran kaldığım bu yayla orjinalliğini kaybetmiş olsada hala çok
güzel. Ormanın yanı başında harika eski
ahşap yayla evlerinin yanında yeni ve kocaman ahşap evler yapılmış. Yukarıdan yaylanın manzarası
doyumsuz. Rengârenk çiçeklere hayran kalacaksınız.
Havanın
güzel olduğu günlerde sırta çıkıp güneşin batışını izlemeden yayladan
inmeyiniz.
Yaylaya
artık elektrikte gelince yayla havası daha da kaçmış.
Ben tekrar
gidinceye kadar yaylada beş tane pansiyon yapılmış. Bazılarının özel müşterileri var.
-Demircioğlu
Pansiyon
Ekrem
Demirci- Pokut Yaylası
0537 376 80
07-0464 65174 95
Odaları
ferah, bazı odaların içinde tuvalet, banyo da var. Özellikle alt kattaki oturma
ve yemek salonu harika.Sıkılmadan çok rahat bir hafta kalabilirsiniz.
2017 temmuz
fiyatı ile kişi başı ile kahvaltı ve
akşam yemeği dahil 170tl.Eğer kalabalık
olursanız tuvalet ve banyosu içinde olan odalar 150tl,olmayanlar da 140tl’ye
verilebiliyor.
-Plato
Mola-Pokut Yaylası
YaseminŞişman
0464 651
7420-0532 77793 96
Bu
pansiyonunda manzarası güzel ve içi orijinal ahşap döşemeli. Yaylada sadece bu pansiyon sahiplerinin inekleri
olduğundan özellikle yemeklerinin tamamı
organik ve çok lezzetli.
*Her iki
Pansiyoncuların Çamlıhemşin-Ortan’da ki Pansitonunda da kalabilirsiniz.
Not:
Yaylacıların kurduğu derneğin aldığı karar ile sadece bu yaylanın içinde
değilde dışında çadır kurabiliyorsunuz.
Pokut’ta da
üç gün kaldıktan sonra yağmur nedeni ile
araç yolunun yarısına kadar
yürüyerek indik. Bu ormanlık yol da çok güzel.
3-Hazindag
Yaylası: Elektirik yok. Aslında orman
ile çevrelenmiş güzel bir yayla ama girişte yeni yapılmış zevksiz ahşap
pansiyon ve evler yaylanın tadını kaçırmış.
Evler ahşap ve taş karışıklar. Yaylada elektrik yok.
Yaylanın
çevresinde turuncu safran çiçekleri açmıştı.
4-SAMİSTAL
YAYLASI:
Bu yaylaya
üç farklı şekılde gidebilirsiniz.
1-Yürüyerek:
Hazindag’a kadar araç ile gidip oradan
yokuş yukarı veya Amlakit
yaylasından yürüyerek gidebilirsiniz.
2-Araç ile:
Servis ile
Amlakit→Palovit→Samistal(Amlakit yolu kısa ama
çamurlu yol.)
Elevit→Palovit→Samistal(Elevit
yolu uzun ama kuru yol.)
Yani iki yoldan
biri ile Palovit’e gidıp, oradan
yürüyerek veya aracınıza ekstra para verip Samistal’a geçebilirsiniz.
Biz servis
ile Amlakit’e kadar gittik. Oradan
yürüyerek. Mor çiçekli tepeyi aşarak Samistal’e gittik.İki saatlik yolu sis nedenı
ile yolu kaybettiğimizden dört saatte
gittik.
Veya Amlakit’ten
Palovit’e iki saatte yürüyüp, oradan da iki saat yürüyerek de Samistal’e
varabilirsiniz.
Biz
Samistal’de iki gün kaldıktan sonra da 2 saat yürüyerek Hazindag’a oradan da 2.5 saat yürüyerek Pokut’a
indik.Bu araç yolu manzarası çok güzel.
Daha önceki
yıllarda Pokut’tan Samistal’e yürüyerek gitmiştik. Bir metrekarede yirmi çeşit
çiçek saymıştım. Bu güzellikleri hiç unutmadım.
Elektriğin
olmadığı benim en sevdiğim ve bozulmamış diyebileceğim bu yayla, yüksekte olduğundan ve
ağaç olmadığından evlerin tamamı
neredeyse taştan yapılmış. Hayvancılık devam ediyor denebilir. Temmuz 2017 ‘de
70 tane inek ve keçi vardı.Evlerde
elektrik, güneş ve jeneratörden üretiliordu.
Yaylacıların
oluşturduğu derneğin aldığı karar ile araçlar yaylanın dışında kalıp, yükler katır
ile taşınıyor.Bu yaylada telefon çekmediğinden sırtlara çıkmanız gerekiyor.
Burada ki
arkadaşımın 120 yıllık harika taş yayla evınde kaldık.Çadır da kurabilirsiniz.
Bu yaylanın havası da çok güzel. Aşağılarda sis olsa da bu yayla genelde açık
oluyor. Daha sonra tekrar gittiğimizde
Çamlıhemşin’de hava sisli ve yağmurlu iken bu yaylada güllük güneşlikti.
Hele akşama
doğru güzel havalarda bulutlar alçalarak
vadiyi doldurarak bulut gölü oluşturuyor. Manzaranın muhteşemliği yanında bu
alçak bulut gölünün üzerinde muhteşem güneşin batışını seyretmeden bu yayladan
inmeyiniz. Kesinlikle en güzel ve özel
yayla.
Yaylanın
tepesine çıktığınızda, Pokut ve Hazindag yaylalarını,ters yönde de Yukarı Kavrun ve Ayder yaylalarını
görebiliyorsunuz. Biz bu sırta çıktığımızda sis olduğundan göremedik.
III-AMLAKİT YAYLASI GÜZERGAHI
Yaylalara bazı günler servis var. Çamlıhemşin’de sorunuz. Ayrıca yaylalara çok giden
olduğundan otostop da yapabilirsiniz. Bu
servislerden;
-Kudret 05326829786
servisi yaparken yaylalara da
ekmek taşıyor.
Pazartesi, Çarşamba ve cumartesi Amlakit’e gidiyor.İstenirse Palovit’e de
gidiyor.(50tl).Yine istenirse Samistal’a gidiyor.(80TL.)
Diğer günler Çiçekli yayla tarafına gidiyor.
-Çamlıhemşin.de Elif marketin sahibi Cengiz Bey. Carşamba ve Cumartesı
Amlakit’e gidiyor.(30tl,2 saat).İstenirse Samistal’a kadar da gidiyor.
çamlıhemşin→Zilkale( 13km)
Çamlıhemşin→Şenyuva→Zilkale
Zilkale’den beş dakika sonra solda Amlakit Yaylasının sapağını göreceksiniz.
Zilkale→Palovit Şelalesi→Amlakit Yaylası→Palovit Yaylası
1-ZİLKALE: Zılkale: Çat deresınden
100m, denızden ıse 750m yükseklıkte ve 100metrelık uçurumun tepesıne
kurulmuş ,zamanında tıcaretın güvenlığını sağlayan kaledır.
Tarihi belli olmayan zamanda çevreyi korumak için yapılmış. Giriş 3TL.
Onarımı aslına çok uygun olmadığından
içi çok da görülmeye değer değil.
2-PALOVİT VADİSİ ve ŞELALESİ:Şelalenin olduğu bu kıymetli vadıde zamanında çok güzel bal olurmuş.
· Şelaleye varmadan “Tarzan Park” var.
Sadece rant için yapılmış bu doğayı
bozan uyduruk parkı pas geçebilirsiniz
15 metreden akan debisi en yüksek olan bu
şelale görülmeye çok değer.
Şelale Mayıs ve Haziran da suyu çok daha fazla oluyormuş.Dıbine kadar
merdivenlerle inebiliyorsunuz. Şelalenin oluşturduğu gölcükte yüzebilirsiniz.
3-AMLAKİT YAYLASI:
Ahşap evlerin yoğunlukta olduğu bu yayla çam ormanlarının yanına
kurulmuş.Deresinde alabalık tutulabiliyor.
Elektriğin olduğu bu yayla da otel
denebilecek ahşap pansiyon(lar)da var.
Güzel olan bu yaylaya ben nedense ısınamadım.
IV-ELEVİT YAYLASI GÜZERGAHI
Zilkale→ Meydan köyü ve Gito Yaylası sapağı(10dakika) →Çat Düzü ve Çat
köyü sapağ(10-15 Dakika) → Elevit Yaylası(15 Dakika)→ Trovit Yaylası(20Dakika)→PalovitvYaylası(30-35
Dakika)→Samistal(20 Dakika)
*Elevit’e kadar yol güzel. Çoğu yeri taş döşeli. Daha sonra yol biraz
taşlı, dar ve dönemeçli ama yine de diğer yayla yollarına göre daha kuru ve iyi
sayılır.Sadece Elevit ile Trovit yolu zorlu satılır.
1-GİTO YAYLASI:
-Meydan köyünün düzüne(Köye yukarı tırmanarak çıkılıyor.) beş daika kala
sağa yol ayrımından 8-10km içeriye doğru gidiliyor. Bu yol çamurlu ama daha kısa.Ayrıca
-Pazar Hemşin nahiyesinin bitiminden de daha kuru yoldan da gidiliyor.
2-ÇAT DÜZÜ VE KÖYÜ VE ÇEVRE YAYLALARI
Çat düzünün beş dakika ilerisinde Çat köyünün sapağı var. Buradan köye de
çıkabilirsiniz.
Çat’ın çıkışında Çat taş köprüsünü
de kaçırmayınız.
Çat düzünün ortalarına doğru köprüyü geçmeden sağdan
ayrılan yoldan 5-6km(10dakika )çiçek
manzaraları eşliğinde gittiğinizde yol
“Kale Köprüsü”nden tekrar ikiye
ayrılıyor.
A-Verçenik
Yaylası: Sağ taraftan 4km devem ederken yol üzerinde ki Aşağı köyü geçip Orta
köye varmadan sola 7 km daha
gidecekseniz.Yaylaya kadar yol bir saat sürdü.
( Orta
köyden sonra Baş köy gelecek. Bu yolu devam ederseniz sizi Çayeli’ne kadar
götürüyor.)
Verçenik
dağının eteklerinde yemyeşil vadide 10-15evden oluşmuş bir yayla. 8 evde yaşayan vardı.Eskiden çok
kalabalıkmış. Bazı evler de iyice
modern hale getirilmsine rağmen yinede genel görünümü ile bozulmamış bir yayla
denebilir.
Elektriği
jenaratörden üretiyorlar.
Yayladan yürüyerek farklı yönlerde ki, 1-2 saatte “At meydanı
gölü”ne, bir saat yürüyerek te “Kapılı gölü” ne varabiliyorsunuz. Ben yanıma
arkadaş bulamadığımdan ve ayı korkusundan bu iki göle de çıkamadım.
· Yürüyüş grupları Erzurum- İspir Yedi
Göller’den 11 saatlik yürüyüş ile
Verçenik yaylasının bu göllerine ulaşıp, oradan da yaylaya iniyorlar.Bu
yol da çok güzelmiş.
B-Sol taraftan
beş dakika gidince sağ tarafta “Varoş” hemen ilerisinde ”Yazlık köy”ü
göreceksiniz.Buradan beş dakika daha ilerleyip sağa sapıp iki dakika sonra;
B-Kale-i
Bale: Tam Yazlık Köy’ün karşı tepesine düşüyor. Birkaç ev,yalnız başına
dikilmiş minare ve Zil Kale gibi zamanında savunma için yapılmış ve onarılmaya çalışılan kale var.Aslında zamanında Kale köyünün aslı burasıymış. Buradan
tekrar aşağıya inip beş dakika devam edince ;
C- Ağaçsız
ve taşlı vadide Kaleköy’e ait
mahalleler karşılıklı dizilmiş. Eski toprak yayla evleri yıkılıp
yerlerine modern beton evleri ile
yayladan çok yazlık yerleşimi andırıyor.Yukarıdan bakıldığında vadide kı akan
dereler sayesinde manzara fena sayılmaz.
Kale Köy’de
nefis yöreslyemekler ve alabalık yiyebileceğiniz ve kalabileceğiniz alabalık çiftliği var.
Kale
Kafeterya
Ayşe-
İsmet Aydil
05444362253
Kaleköy
mahallelerinin bitiminde;
D-Çiçekli
Yayla: Sağdan araç ile beş dakika(Yürüyerek
yarım saat süyor.Zaten yayla, aşağıdan görünüyor.) gittiğinizde yaylaya
varıyorsunuz. Bir gün önce o kadar çiçekli dağlar gördük ki burayı fazla
çiçekli bulmadık.Yalnız yabani orkideler yol boyu çok fazlaydı. Farklı çiçekler
de vardı.Yayla güzel ama modern beton
evleri ile burası da yazlık yerleşime benziyor.30 kadar ev var ama çoğu boş. Toplam
15 hayvanı ile hayvancılık da çok var denemez.
Köyün
bitiminden araç veya 15 dakika yürüdüğünüzde köyün seyir sırtına varıyorsunuz.
Bu sırtta çevreyi, çiçekleri ve kayalıkları göreceksiniz. Hava
sisli olduğundan vadiyi tam olarak göremedik.
Ben tekrar gittiğimde de yine biraz sis olduğundan çok güzel manzarası olduğu
söylenen vadiyi tam olarak göremedim.
*Bu yaylanın
çevresinderecel yapılan Kitikapa=Likapa=Yaban mersini adlı meyva çok var.
Geri dönüp anayola vardığınızda hemen köprüyü
geçtikten sonra sola döndüğünüzde;
E-Baş Yayla:
Düz gittikten sonra döne döne on dakika
tırmanarak 8 virajı geçtikten sonra bu
yaylalaya varıyorsunuz. Hava çok sisli olduğundan biz bir şey göremeden geri
döndük ama daha sonra ben, harika çiçekler eşliğinde yürerek
bir saat yürüyerek çıktım. Geri dönerken de aşağı köyler göründüğü
yerden virajları atlayarak patikadan yarım saatte geri döndüm.
Bu yayla , mahkeme kararı ile Hemşin’de ki
“Yazıcıoğulları” na ait ama bu aileden
başka da yaşayanlar var.
2800 rakımı
ile Kaçkarların eteklerinde en yüksek
yaylalardan. 70-80 kesme kara taştan
oluşmuş yayla evlerinin çoğu boş.Hayvancılık da çok yoğun sayılmaz. Çoğu evler
100 yıllıktan fazla. Kışın taşlar kızardığından turuncu renk almışlar.
Bozulmamış
evleri ıle benim hoşuma gitti bu yayla.
· Bazı yürüyüş grupları bu
yayladan Hacıvanak’a yürüyüp, oradan da yürüyerek veya araç ile
Elevit’e gidiyorlar.
Tekrar asıl ana yola geri dönünüz.
3-ELEVİT
YAYLASI
Çat düzünden
ana yoldan devam ettiğinizde;
Çam ormanının yanında yemyeşil. Ahşap ve
taştan evlerin olduğu büyük bir yayla.
Daha önce de ağustosta da gitmiştim. Ot toplama zamanında da çok keyifliydi.
Elektrik, cami, pansiyon ve otel var.
Yukarıda
kayalıkların arasında eski Elevit
kurulmuş.
Elevit’ten
sonra ağaç yok.
4-TROVİT YAYLASI
4-TROVİT YAYLASI
Bir iki
ahşap evin yanında tümüyle taş evlerden oluşmuş, ağaçsız bozulmamış yayla. Elektrik var ama
pansiyon yok.
Trovit ile
Palovit arası binbir renkte ve çeşitte çiçeklerle bezeli yol manzaraları
göreceksiniz. Hele yabani orkideler bir
harika. Bu yol manzaralarına büyüleneceksiniz. Kesinlikle bir kez olsun bu yolu
kullanınız.
5-PALOVİT YAYLASI
Geniş,
dağınık, ahşap ve taş evlerden oluşmuş büyükçe bakımsız bir yayla. Amlakit ve
Elevit’ten araba yolu bu yaylaya çıktığından
uğrak bir yayla.
6-APEVANAK: Gitmedik.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Çamlıhemşin→Ardeşen→Fındıklı→Arhavi→Hopa→Borçka
FINDIKLI-ÇAĞLAYAN KÖYÜ: Fındıklının ıçınden altı kılometre ıçerıde. Yemyeşıl fındıklıkların ıçınde harıka bır köy.Özellıkle kare şeklınde tahtaların arasına taş doldurularak ınşa edılen harıka konakları ıle ünlüdür.
Köyün bıraz ılerısınde;
1-Tarıhı Taş Köprü.Hemen yanında
2-Alabalık tesıslerı.
ARHAVİ:
Içerıye doğru Ortacalar’a gıttığınızde eskı çifte köprü ve Mençuna şelalesini görüyorsunuz.
Buradan toprak yoldan devam ettiğinizde Yusufeli yol manzarasının çok güzel olduğu söyleniyor.
ARTVİN
*Artvin Karadeniz bölgesinde olmasına
rağmen insanı hırçın ve sinirli
Karadenizlılerden çok farklı. Sakin ve
yumuşaklar. Ayrıca geçim kaynakları olmadığından okuma oranı ile Türkiye’nin
ilk sırasında yer alıyor.
Artvin’in 62 köyünden 17 köyü Gürcüce
konuşuyor. En çok Gürcü Borçka’da var.
Hopa→ Borçka→Artvın(30km)→Yusufelı(66km)→Erzurum
veya Şavşat-Kars ve dığerlerı
Hopa’dan
ıçe doğru:
Hopa→Borçka(36km)→Muratlı sapağı →
Karagöl sapağı→Mahacel(Camılı)
Borçka→Muratlı köyü(19km)
Borçka→ Muratlı Sapağı(8km)
Muratlı köyü(11km,
solda içeride)
MURATLI
KÖYÜ: Çoruh nehrini takip ederek
güzel bir yol manzarası ile gidiliyor. Bu köyde
ahşap 1262+584=1846 yılına
yapılmış tarihi camii var.Kapıları,mihrak v.b oyma ahşapları çok güzel ama zamanında koyu bir şekilde boyandığından şimdi bu
oymaları eski haline getirmeye çalışıyorlarmış ama çok pahallı.Vakıf yapmak
istiormuş.Tekrar sapağa geri gelip yola devam ediniz.
Borçka→Karagöl(28km)→
Muratlı sapağı→Karagöl
sapağı(20km)→Karagöl(5.6km,sağa içeri)
Gölün çevresınde çeşıtlı ağaç ve
bıtkıler var.
Kalınacak yer ve yemek yıyebıleceğınız
restoranlar var. Göl kenarında semaver de alıp bırşeyler yıyebılırsınız.
Araç gırışı 9L.Gölde
,kayıkla gezmenın dakıkası 1 L.Ben gıttığımde sıs gölü kapladığından gerı
dönüp Macahel’e çıktım.2017’de gittiğimde ise harika bir hava vardı.
Göl kenarında çadır yeri 25tl, otoparkta
ise ücretsiz.
borçka→Mahacel(Camılı)(50km)
Karagöl sapağı→Macahel(25km)→Maral
köyü(5-7km)
MACAHEL: Artvın-Borçka ‘ya bağlı yukarı
Macahel, Altı köyden; Gürcıstan-Acarıstan bölgesını de yayılan
aşağı Macahel, 12 köyden olmak üzere , toplam 18 köyden oluşan tarıhsel
bölgenın adıdır.
Aşağı Macahel, Camılı, Düzenlı,
Efeler, Kayalar,Maral, Uğur köylerınden oluşmaktadır..Hemen hemen her köyde
kalabıleceğınız pansıyon ve yemek yıyebıleceğınız restoranlar var.Karagöl’ü
gezdıkten sonra ana yola çıkıp devam ettığınızde;
1-EFELER KÖYÜ: Macahel’e varmadan
sağa 8km tırmandığınızda varıyorsunuz. Eskı köpü var.
2-CAMILI KÖYÜ: Merkez “Camılı ”köyde
Tema’nın konuk evı var.Kahvaltı ve akşam yemeğı dahıl ıkı kışı 100L.
Çok güzel gürcü köyü.Köyün hemen
karşısında Gürcıstan’da kı Gürcü köylerı görünüyor.Zaten köyde sınırı bekleyen
askerler var.
A-Köyde 1855 yapımlı, mınaresı tahta ve
ıçı renklı ışlemelı Osmanlı camısı var.Aşağı mahallede;
B-Değırmen: 100 yıllık ve hala
çalışıyor.Çevrede daha eskı olup, çalışmayanlar da var.Bıraz ılerıde
C-Eskı köprü: Üzerı kapalı.
3- MARAL KÖYÜ ve
Şelalesı:Maral, Macahel’den arac ıle yarım saat.Patika yoldan yürüme 1-2 saat şelaleye gıdebılırsınız.
Bu bölge; Bıtkı örtüsü, hayvanları,
doğal hayatı ve ormanları ıle Unesco tarafından “Bıyosfer reservı ıçeren
bölge” olarak ılan edılmıştır.Aynı zamanda, bu bölge, Türkye’nın tek yağmur
ormanıdır.
Aracınız varsa dırekt şelalenın yanına
kadar gidebiliyorsunuz.
*Artvin’den Macahel’e geç saatlerde , Macahel’den
Artvin’e ise erken saatlerde dolmuş var.
ARTVİN
Artvin’de çok fazla katlı bina
yapıldığından yeşil yok olmuş. Çoruh nehrinin akan suların çoğu barajlarda tutuluyor. Geniş baraj göllerinde
ki bu durgun bol sular buharlaşarak havayı nemli yaptığından, Artvin’in eski kuru
havası da kalmamış.
Yol ayrımından döne döne12 virajı
geçerek şehir merkezine çıkıyorsunuz.
Merkezde birbirine paralel sadece üç küçük cadde var.Şehir içinde pek gezilecek
fazla yer yok.Çevrede;
1-Atatepe:Merkeze3-4km uzaklıkta.
Türkiye’nin en büyük Atatürk heykelinin dikildiği bu tepeden manzara güzel . araç olmadan yürüyerek zor
çıkılıyor.Geri geliniz.
2-Kafkasör:Merkeze8km.Kafkasör
şenliklerın yapıldığı arena.Burada otel de var.
Buradan 8 km daha ileride “Atabarı Kayak
Merkezi” var.
Not: İnsanlar yaylaya gitmeden önce
katıldıkları için Kafkasör yala şenlikleri 22-27 Haziran arasında oluyor.Çünkü yayladan
döndüklerinde kar yağmaya başlayacaktır.
*Kop dağlarından doğan Çoruh nehri
Yusufeli, Borçka, Artvin’i geçtikten sonra Batum’dan Karadeniz’e dökülüyor.
3-Hatila Vadisi:Merkeze10-12km
uzaklıkta. Gittiğimizde yol çalışmaları nedeni ile kapalıydı.Cam seyir terası
var.
YUSUFELİ
Artvin’den 5-6 km sonra Ardanuç-Şavşat
ve Yusufeli-Erzurum sapağı var.
Sapak→Yusufeli(66kmkm)→Tortum→Erzurum
Sapak→Şavşat(65km) →Ardahan→Kars
Artvin-Yusufeli yolu, çıplak kayaların
arasında ki Çoruh nehrinin boyunca devam
edıyor. Artvin’den biraz ilerledikten sonra “Deriner Barajı” nı
göreceksiniz.Yol boyu 42 tünel geçiyorsunuz.
İçinden Barhal çayının geçtiği Yusufeli,
çıplak kayalıklarla çevrilmiş bir ilçe. Sıcağı emmiş kayalıklar, olan ısıyı
dışarıya verdiği için cehennem gibi sıcaktı. Baraj nedeni ile su altında
kalacağından “Yeni Yusufeli” yapılma çalışmaları başarılmıştı.
Ama Yusufeli’nde gezceğiniz Gürcü kilıseleri ve yaylalar var.
Yusufeli öğretmen evinde kahvaltı sahil
öğretmen 35, öğretmen olmayan ise 50tl’ye kalıyor.Şavşat’ta ki öğretmen evinde
kalma yo.
I-Neyse ki buradaki tanıdıklarımız bizi karşılayıp
hemen İspir yolu üzerinde ki “Dört
kilise” köyünü geçtikten sonra bu çevrenin serası olan 20km
ilerde ki Çevreli(Peterek) köyüne
götürdüler.
Yusufeli→Meydan mahallesi→Dört kilise
köyü→Peterek köyü
Yakın zamanda su altında kalacak Meydan
mahallesi düzlük alan ve su da olduğundan prinç de yetiştiriliyor.1530 yıllarında yapılmış
bir de kalesi var.
1-Dört killise köyü(Tekkale): Bu köyde
adından da anlaşılacağı gibi dört tane kilise var.Köyün içinden 7km içeriye
girdiğinizde biraz yukarıda kilisenin
birini göreceksiniz. Altın arayıcıları
zamanında çok güzel olan bu kiliseyi
delik deşik etmişler.
Bu kilisenin karşı tarafında tepede
diğer kilise var.
Buradan 3 saat zorlu bir yürüyüşle en
tepedeki kiliseye ulaşılıyor.Bu kilisenin fresklerinin hala durduğu söyleniyor.
Dört kilise köyünün ana yolu
üzerinde çıkılamayan tepede de dördüncü
kilise var.
2-Peterek Köyü(Çevreli) Yemyeşil sebze
ve meyve bahçeleri arasında çok güzel
bir köy. Çevre köylerden bir ay daha önce olan sebzelerin tadına doyamadık.
Çoruh nehrinin geçtiği bazı köylerde yaşayanların evleri su altında
kalacağından bu köyde yeni modern evler yaptırdıklarından, köy, bozulmaya
başlamış. Aslında çok güzel eski geleneksel evler vardı.”Bağdadaye” denilen bu
yöntemde tuğla olmadığından duvarlar çıtalarla çakılış aralar toprak ile
dolduruluyor.
Burada ki köylerde Gürcüce konuşulmuyor.
II-Hevek ve Kaçkarlar : Kaçkarların bir
yüzü Rize-Kavrun’a bakarken diğer yüzü Artvin-Yusufeli-Hevek’e bakar.Her iki
taraftan da Kaçkarlara tırmanailirsiniz.
Hevek yaylasının her köyüne
Yusufeli’nden minübüsler akşam üstü kalkıyor.Köylerden de sabah erkenden
Yusufeli’ne geliyor.O nedenle ya bir gece kalacaksınız.Veya otostop
yapacaksınız. Bu köylerere çıkan yol Barhal çayını takip ederek giyiyor.
Biz daha önceki yıllar bu yaylaları ve çevreyi Rize-Çamlıhemşin’den dolmuş
kiralayarak gezmiştik
yusufeli→Taşkıran köyü-Sarıgöl
mahallesi(Yarım saat.)Yolda kayanın tepesinde “Kisporof Kalesini” göreceksiniz.
,Ayı hamamını geçtikten sonra yol ikiye
ayrılıyor.
Sağdan
giderseniz “Bıçakcılar” yerleşimini geçtikten sonra Çifte köprü ve şelaleyi geçip Arhavi’ye
ulaşabiliyorsunuz.Soldan giderseniz;
Ayı hamamı→Barhal(Yarım saat) →Demirdöven
köyü→Yalalar-Olgunlar mahallesi(Mereteş)(1 saat, Kaçkarların eteği)→Dilber
düzü(Araç yok.1-2 saat tırmanma) →Kaçkarların zirvesi(10saat tırmanma)
*Bu yoldan sağa doğru giderek Türkiye’nin en uzun “Özgüven-Ciro
Şelalesi”ne varıyorsunuz.
1-BARHAL
KİKİSESİ CAMİSİ:
III-Biz daha öncede gezdiğimiz Yusufeli’n de ki Ortaçağ Gürcü uygarlığına aıt çok güzel
taş kılıselerinin diğerleri;
.
İşhan Kılısesı: Artvin-Erzurum yolu
üzerinde, Uzundere’ye varmadan İşhan köyü içinde. Çok güzel.
Öşvank Kılıse:Erzurum- Tortum
Gölü yolu üzerınde.
Diğer gezilecek yerleri Erzurum
yazılarından okuyabilirsiniz.
IV-Rafting: Çoruh nehrini barajlar
nedeni ile tuttuklarından su çok durgun oluyor. Ancak suyu serbest bıraktıkları
zaman rafting yapılabiliyor.Çevreli köyünün Meydan mahallesinden binilip
Yusufeli’ne bir km kala bitiriliyor. Ben oradayken su uzun süredir tutulduğu
için su az olduğundam farting yapamadım.
Zaten bu barajlar nedeni ile bueaların tadı iyice kaçmış. Belki Yusufeli’nin
içinden daha hareketli akan”Barhal
Çayı”nda yapabilirsiniz. En iyisi istiyorsanız Mevlüt Bayburtlu-0 531 364 31 31 nolu telefonu arayarak rafting yapılan
günlerini ve ücretini öğrenebilirsiniz.
Borçka→Artvin(Yarım
saat)→Şavşat(70km)→Ardahan
ŞAVŞAT
Gürcüce “Siyah kent anlamına geliyor.
Artvin→Şavşat(70km)
Şavşat’agirmeden(3-4km önce)
1-Şavşat Kalesi:
2-Karagöl güzergahı
Şavşat→Karagöl(27km)
artvin’den Şavşat’a giderken iki tane
Karagöl yol tabelası var. İkisi de anı yola çıkıyor. Siz İkinci ve Şavşat’ın
hemen girişinden giriniz. Diğer Veliköy’den
sonra Karagöl yoluna devam
ediyorsunuz.
Yıne Şavşat çıkışı Kocabey köyünün
içinden de Karagöl’e giriş var.
A-KARAGÖL: Sahara Milli Pakın içinde
27-33 metre derinliğinde ki bu gölde
Aynalı ve kaya sazanının ve 11 farklı akvaryum balığının yaşıyor.
Göl kenarında çadır kurmak isterseniz
çadır başı 25tl ödemelisiniz. Elektrik yok.Sadece tuvalet hizmeti var.
Gölden ileri “Tamara Odaları” var.
Karagöl→Kocabey köyü(15km, “Sahra”
tabelasını takip ediniz.)
B-Karagöl’e dönmeyip düz devam ederseniz
yine çok güzel köyler göreceksiniz. Ben daha önce bu köylere hayean kalmıştım.
Hatta devam ederseniz yaylalara varoyorsunuz. Buradaki gölleri ve yüzen adaları
da gezebilirsiniz.
Şavşat→Veliköy(Çirit düzü, hemen
köyün bitiminden sola ) →Çevizliköy(7km)
Cevizliköy-Tibet kilisesi:899-91 yıllarında
Bagratlı krallığı tarafından yaptırılmış.13-15.yy arasında bölge
Müslüman olunca Camiiye çevrilmiş.
Yakın zamanda da bir kaymakam
3-Ardahan yolu üzerinde ki birbirine çok
yakın köyler:
-Yavuzköy
-Düzenli
Bu iki köy karşılıklı.
Yavuzköy seyir terası ve Şavşat
evi→Kocabey sapağı(1.5km)→Laşet(1.5km)
-Kocabey(Şavket): Gürcüce kokmuş et veya
su anlamına geliyor.Sapaktan 2 km içerde .Bu köyde “Laşet evleri”adında
bungolavlar da var. Biz burada arkadaşımızın harika yayla evinde kaldık. Çok
güzel bir köy.
-Laşet: Yeşil bir dere kenarında alabalık resorantı. Kalabiliyorsunuzda
-Kocabey-Kışla yaylaları: Sırtın iki
tarafında ve yol kenarında ahşap
evlerden oluşuyor.
Buradan devam ederek Ardahan’a
varıyorsunuz.
Şavşat →Ardahan (45 dakika)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder