MALEZYA
Yıllar önce Malezya’yı baştan aşağı gezmiştim ama öyle kötü not almışım ki kendi yazdıklarımdan ben bile bir şey anlamadım. Bu gezimde daha detaylı ve anlaşılır yazmaya çalışacağım.
GENEL
30 milyonluk Nüfusun %50’den fazlası Müslüman Malay,%25’i Çinli,%7’si Hintli ve geri kalanı yerliler ve diğerleri.
31 ağustos 1957’de İngilizlerden bağımsızlığını almışlar.
Federal monarşi ile yönetiliyor. Ülke; “Peninsular Malezya” denilen ana kara(Başkenti Kuala Lumpur), Borneo adasında Brunei’nin ayırdığı east coast olarak adlandırılan Sabah(Başkenti Kuching)ve Sarawak(Başkenti Kotakinabalu) olmak üzere üç tane federal bölgeden oluşuyor. Ana karada 9,Borneo Adasında2 ve 2 tane de ana eyalet olmak üzere 13 bölgeden oluşuyor. Ana bölgede ki her eyaletin bir sultanı var. Kendi aralarında seçilerek her beş yılda bir tanesi baş sultan oluyor. Düşünün bu sultanların, karılarının, çocuklarının ve çevresinin masraflarını.
VİZE: Türklere 90 güne kadar vize yok.
İKLİM
Mevsimler bizimle aynı. Ben Yazın(Haziran-temmuz ve ağustos.)oradaydım. Sıcaklık 33 derecelerde oynuyordu. Ara sıra yağmur da yağdı.
Aslında ülkede, Ekvatora yakın olduğundan kuru ve yağışlı iki mevsimi olan tropikal iklim egemendir.
Yağmurlu dönemi: kasım-şubat arası. Bu dönemde Malezya Yarımadası kuzeydoğu kıyıları boyunca yoğun muson yağmurları görüldüğünden kıyılar için uygun değildir. Hatta bazen aşırı dalgalardan deniz seferleri iptal edilir.
Ama yağmurdan rahatsız olmuyorsanız diğer bölgeleri Aralık-Mart arasındaki a görülen ara yağmurlar havayı serinlettiğinden gezebilirsiniz
Eylül –ekim ve nisan-mayıs ayları ülkeyi ziyaret etmek için en uygun aylar. Yağmurlu dönem olmadığı gibi hava daha serindir.
Yalnız Borneo adası ana karadan uzak olduğundan aynı anda farklı iklim ile karşılaşabilirsiniz.
DİL
Resmi dil malayca. Hemen hemen herkes büyük şehirlerde iyi derecede İngilizce de biliyor. Zaten ikinci dilleri İngilizce. İki Malezyalı vatandaşın kendi aralarında İngilizce konuştuklarına çok rastladım.
Arapçadan birçok kelime bu dile de girmiş. Örneğin sabun, nene, mümkün gibi aklımda kalanlar.
Malezya dili ile Endonezya diline benziyor. Birbirlerini iyi kötü anlıyorlar. Aksanları farklı.
DİN
Yarısından fazlası Sünni Müslüman olduğundan(Kuala Lumpur’un %70’i Müslüman.) çok farklı mimari de camiler göreceksiniz. Her bin metrede bir cami göreceksiniz. Nerdeyse tüm Malezyalılar beş vakit namqzını aksatmadan özellikle camide kılıyorlar. Hepsinin hayali haça gitmek.
Çinliler ve Hintliler ’in kendi ibadethaneleri var. Yerlilerin çoğu da Hristiyan.
Gezimin sonuna doğru Malezyalıların şafi mezhebinden olduklarını öğrendim. Erkekler sohbet ediyorlar, hal hatır soruyorlar ama kadına el vermiyorlar. Ben de kızıp duruyordum. Birden aklıma geldi. Büyük şehirler hariç ortalıkta hiç köpek yok. (Şafi mezhebine göre köpeğe ve kadına dokunulduğunda abdest bozuluyor.)Sorduğumda Şafi olduklarını öğrendim.
PARA
Ringgit=myr=rm
Hava alanında düşük 1$=3 .70 gibi düşük fiyat veriyorlar.
Şehir merkezinde ise
1$=4.02-4.04rm.
Malezya genelde zengin bir ülke sayılır. Sonuç olarak da ucuz bir ülke değil. Gezilmesi Borneo adası hariç zor olacak kadar da pahalı değil.
Yalnız ben ülkeden ayrılırken dolar 4tl idi. Verdiğim bazı TL fiyatları buna göre. Oysa yeni öğrendim ki Türkiye’de dolar çoktan 6 tl’yi geçmiş.
ULAŞIM
KUALA LUMPUR
UÇAK:
AİRASİA: Malezya’ya ait bir hava yolu ama Asya’da Malezya’nın dışında da birçok yere uçuyor.
Biletinizi erken alırsanız en uygun havayolu. Biletinizi Airasia sayfasından veya ofislerinden satın alabilirsiniz. Ofislerde bilet fiyatları internet fiyatlarında en az 30tl’den başlamak üzere daha pahalı oluyor.
Yine check in, internetten kendiniz yaparak koltuk numaranızı ve kişi numaranızı alınız. Ofislerde yaparsanız 2 rm. Hava alanında da makinalardan ücretsiz yapabiliyorsunuz.
Yalnız bu havayolunu kullanırken sadece 7kilo el bagajı ücretsiz. Fazlası için ekstra ücret ödüyorsunuz.
Havaalanına gittiğinizde sadece biletinizi alıyorsunuz. Bu arada veya giriş yaparken çantanızı tartıyorlar.
Yalnız çok sıkı bir kontrol yok. Aslında biletinizi alırken 7 kiloluk bir el bagajı gösteriniz. Geri kalan yükünüzü ikinci bir çanta olarak kenara bırakınız. Daha sonra birlikte geçirebilirsiniz. Olmadı yükü olmayan birisinden rica ediniz.
Yani 7 kiloluk el bagajının yanında küçük bir bilgisayar çantasına göz yumuyorlar.
OTOBÜS
Genelde otobüsle ulaşım ücretleri Türkiye ile aynı sayılır. Trafik soldan.
I-Havaalanından KL’ şehre varış: 50km uzaklıkta.
- Otobüs: 6-1am arası çalışıyor. Şehre varmak bir saat sürüyor. Ücreti 10 rm.
- Tren: 5:30-1am arası çalışıyor. Biri ekspres(70rm), diğeri her durakta duran olmak üzere iki tane tren hattı var.
Her ikisinin son durağı şehir merkezinde “KL Central.”
II-Kuala Lumpur şehir içi:
- Go KL City Bus: Genelde şehir merkezi ve çevresinde ki gezilecek yerlerde kendi alanında dönerek ücretsiz yolcu taşıyan mor renkli otobüsler. Kendi aralarında alanına göre farklı renkli hatları var.
- Otobüs: Birçok yere otobüs buluyorsunuz. Otobüsleri bakımlı ve temiz. Ücreti 1rm.
- Metro: 10 tane farklı adda hattı var. Yalnız trenler çok yavaş gidiyor. MRT olarak adlandırılan koyu yeşil metro hattı nispetten daha hızlı.
Birinden diğerine aynı biletle transfer yapamıyorsunuz.
- Grap: Burada da Grap programını telefonunuza indirerek uygun fiyatla taksi çağırabilirsiniz.
- Hop on hop off: Zamanınız az ise kullanabilirsiniz.
Not: Şehirlerarası otobüsler iyi sayılır ama bazı bölgelerde zorlanıyorsunuz. Tren de bazı bölgelerde iyi bir seçenek.
YAŞAM
Yarısından fazlası Müslüman olan zengin bu ülkede yaşam bizim ülkeye göre farklı. Çok küçük yaşta, ilkokulda kız çocuklarının başları kapatılmaya başlatıldığından hemen hemen tüm kadınların başı kapalı ama altlarına daracık pantolon, bazen kısa kollu buluz giyiyorlar. Rujsuz neredeyse sokağa çıkan kadın yok. Yani erkeği tahrik etmekse; küçücük kızın saçı ediyor ama genç kızların popolarının tüm hatlarını çıkaran pantolonlar etmiyor. Anlamak mümkün değil. Her Müslüman ülke kendine göre bir İslam modası yaratmış.
İslam art müzesinden çıktığımda bahçede piknik yapan ilkokul öğrencilerine rastladım. Minnacık kız çocukların başları kapalı, altlarında ayaklarına dolanan uzun etekler giymişlerdi. Öğretmenlerden biri peçeliydi. Yemeğini peçesini kaldırarak sanki gizli yiyormuşçasına yedi. Tabii ki bu manzara karşısında Ata’ma minnetlerimi sundum.
Ama kadınlar, sosyal hayatın içinde çok aktif. Ezik değiller. Çok az ev hanımı var. Hemen hemen tüm kadınlar çalışıyor. Ülke olarak eğitime önem veriyorlar. Okullarda ayrıca İngilizce, Çince, Urduca ve Arapça öğreniyorlar. Üniversiteleri çok bakımlı.
Müslümanlar kısa boylu ve genelde bayanları kilolu. Kime mesleğini sorduysam “İş adamıyım.” Diye cevap verdiler. Aslında Çinliler iş adamı ve daha zenginler.
Zaten ülke, genel olarak zengin. Büyük şehirlerde yollar, binalar vb. bakımlı, modern ve temiz sayılır. Sadece Hintlilerin olduğu yerler temiz değil. Küçük yerleşimlerde Müslüman halk da temiz değil.
Özellikle şehirlerde yaşayan Malezyalılar, lüks arabayı, güzel evlerde yaşamayı ve dışarda yemek yemeyi seviyorlar. Çok kadın sürücü göreceksiniz.
Kuala Lumpur’da kaldığım evlerin çoğu çok büyük ve güzeldi. Yaşam standartları oldukça yüksek sayılır.
Konuştuğum Malezyalıların ortak kanısına göre; Kız çocuklar, küçük yaşta başlarını kapatırsa büyüyünce açmazlar. Haklılar. Ben başı açık Müslüman kadın görmedim. Zaten çok az varmış.
Genelde Müslüman okulları ile diğer etnik grupların okulları ayrı. Örneğin bir Çinli isterse devlet okuluna da gidebiliyor. Çinli kız ise başı açık oluyor. Müslüman okullarda da isteyen kız öğrenci başını açabiliyormuş ama baştan önlemini almışlar.
Müslüman kızlar gelin olduklarında da başlarını kapatıp üstüne taç takıyorlar.
Her tarafta tabelaların altında Arapça da yazdığından ülkeyi en çok Araplar, İranlılar, Bangladeşliler, Yemenliler ve diğer Müslüman ülke vatandaşları ziyaret ediyor. Veya yaşıyorlar.
ANI: Burada Türkiye’de Türkçe eğitim almış ve yaşamış bir genç kızda misafir oldum. Ev arkadaşları ile kalıyordu. Lüks sayılacak bir sitede oturuyordu. Yorgun olduğumdan iki gün dışarı çıkmadan dinlendim. Sadece arabası ile dışarı Somalili öğrencisinin ailesi ile yemeğe gittik. Somalili Müslüman genç kızlardan biri başı kapalı ama öylesine ağır makyaj yapmıştı ki şaşırdım. Yasak ve baskının sonucu olsa gerek. Hele uzattığı tırnaklarının rengi çok çarpıcıydı.
Asya’da meyvelerin kralı olan ama çoğu kişinin kokusundan dolayı yanına yaklaşamadığı durian meyvesinin mevsimiymiş. İnsanlar akın akın bu meyveyi yemeye geldiler. Daha önce kokusuna bile dayanamadığım bu meyveyi deneme cesareti buldum. Hatta sevdim bile diyebilirim. Kokusu hoş değil ama pahalı meyve. Küçük bir tanesi bizim paramızla 12tl.
Yine market alış verişinde narın kilosunun 12tl olduğunu görünce çok pahalı buldum. Meğerse narın tanesi 12tl imiş. Malezya çok pahalanmış bana göre.
Beni bu ülkede özellikle en çok şaşırtan temizlik konusu oldu. Sürekli duş aldıklarından çok giysileri var. Onları çok sık yıkamak zorundalar ama kuruduktan sonra katlama huyları yok. Evlerinin her tarafı öylece ortalara atılmış öbek öbek Kurumuş ve temiz giysilerle dolu. Abartmıyorum. Hemen hemen her gittiğim evde aynı manzara ile karşılaştım.
Öğrenciler okula gitmeden, çalışanlar işe gitmeden önce ve dönüşlerde sürekli duş alıyorlar. Giymek istediklerini temız çamaşır dağ yığınından alıp o anda ütüleyip giyiyorlar.
Ayrıca genelde evleri temiz değil. Kapılar ve dolap kapakları leke içinde. Onları boyamayı alışkanlık haline getirmemişler. Evin içinde yalınayak zor yürüyorsunuz. Tabanlarınız yapış yapış oluyor. Tuvaletlerinde genelde kova-tas ile su kullanıyorlar. Yeni evlerde genelde taharet musluğu var ama en önemlisi tuvaletten sonra ellerini sabunlamıyorlar. Öylesine su ile yıkıyorlar veya hiç yıkamıyorlar.
-Müslüman bir erkeğin dört hanımla evlenmesi yasal. Erkekler, kendilerine verilmiş bu özel haklarını sonuna kadar kullanmak istiyorlar. Çocuklarıyla ortada kalmış kalbi kırık çok kadına rastladım. Yazarken bile tepem atıyor.
Malezyalılar büyük küçük hiçbiri namazı kaçırmıyor. Camilerde huşu içinde birlikte dua ediyorlar. Onlara göre Müslüman olmanın ilk kuralı namaz kılmak.
Tepem atıyor değil zaman geçtikçe iyice attı. Malezyalıların bana ilk sordukları soru: “Yalnız mısın?” Soran erkekse ”Evet yalnız geziyorum. Sen gezemez misin yalnız” dediğimde “Ben erkeğim” diyorlar.
İkinci soruları hemen peşine geliyor. ”Müslüman mısın?” Bu gezilerimde Müslümanlıktan iyice uzaklaştım. Bir zengin Malezyalı adamla bayağı tartıştık. Üçüncü evlıliğini 49 yaşındayken kızı yaşında ki 24 yaşında ki üniversiteli kızla yapmış. Ona” Fakir olsaydın eşin yine de seni seçer miydi?” diye sorduğumda fakir adam niye yeniden evlensin ki. Allah ”Müslüman zengin erkeğe dört kere evlenme hakkı vermiş” demez mi. Bir erkeğin dört kadınla evlenmesini normal gören ve kadını bu denli aşağılayan duruma şiddetle karşıyım. Müslümanlık bu mu? Zaten artık bu kadar ikiyüzlülüğün olduğu ortamda kimin Müslüman olduğuna karar vermek çok zor. Türkiye’de bu yola girmek isteyenler bir kere daha düşünmeli. Önce gelip bu ülkelerde biraz yaşamalı. Bu tip ülkeleri gezdikçe “Atatürk’ün değerini çok daha fazla anlıyorum. Atatürk olmasaydı ülkem bu ülkelerden faklı olmayacaktı.
Malezyalılar genelde güler yüzlü değiller. Yardımsever ve misafirperver de sayılmazlar. Birisinden bir konuda yardım ıstediğinizde kesınlikle sizi bir başkasına yönlendiriyorlar. Paragözler. Erkeklere yeni eş almak için daha fazla para gerekli. Açıkçası Malezyalılara kanım ısındı diyemeyeceğim.
Bu doğası muhteşem olan ülkeyi olduğu gibi bana bağışlasalar bile bu geri anlayışlardan dolayı zorunlu olmadıktan sonra asla yaşamak istemezdim. Ama yüz kere fırsatım olsa gezmek için yeniden gelmek isterim
YEMEK
Malezyalılar genelde yemeklerini dışarda yiyorlar. Genelde et yemekleri; soya soslu ile yapılanlar simsiyah, Hindistan cevizi ile yapılanlar bulanık sarı renkli oluyor. O nedenle bizlere çok cazip gelmiyor. Ama Türkiye’yi gezmiş bir Malezyalı da Malezya yemeklerini ne kadar özlediğini söyledi. Baharat ve acıyı seviyorlar. Genelde yemeklerde kızartma çok kullanıyorlar. Yemeklerini sağ elleri ile döke saça yiyorlar. Sabah kahvaltıda çocuklara bisküvi yediriyorlar.
KISA KISA
-Evden daha çok arabaya ve giyime önem veriyorlar. Zaten zenginin her şeyi var ama fakir için araba daha önemli.
Ayrıca özel araç, kadınlar için özgürlük. Arabalarının içinde başları açık istedikleri yere gidebiliyorlar.
-Eğer Müslümanla evlenen bir Çinli veya diğer etnik gruptan bayan adını ve dinini Müslüman olarak değiştirmek zorunda. Çocuklar kesinlikle Müslüman olarak büyütülüyor. Böyle zorunlu din değiştirmiş akılsız Çinli kızlara rastladım.
-Girişler, turistler için en az iki kat daha fazla.
-Yemeklerini genelde tabana bir şey sermeden döke saça elle yiyorlar.
-Özellikle Borneo adasında Müslümanlar arasında Erdoğan pek seviliyor. Fakirler ve eğitimsizler, genelde güç gösterisi yapan lider arıyorlar. Bana Erdoğan’ı çok soran oldu. Cevabıma şaşıran da çok oldu.
-El öperken bizim tersimize önce alına götürüp sonra öpüyorlar.
-Aşırı güneşten sanırım özellikle ciltleri sarkık. Renkleri kara-sarı.
KUALA LUMPUR
Dört milyon nüfuslu bu modern şehri gezmek için en az 2-3 gün gerekiyor. Ben bir hafta kaldım. Bu arada Avusturalya vizesi için gerekli evrakları toplamaya çalıştım.
Malezyalılar büyük evlerde yaşadıklarından çok bina var ama yeşil o kadar çok ki gözü yormuyor.
Gezilecek yerlerin çoğu birbirine yürüme mesafesinde olduğundan gezilmesi kolay şehir.
KL CENTRAL: Otobüs ve trenlerin varış noktası. Meridien ve Hilton otelleri de hemen karşısında
Hava alanından otobüs veya trenden direkt burada indiğinizde, eğer yükünüz yoksa veya bir yere bırakıp beş dakika yürüme mesafesinde
- Little İndia: Hindistan mallarının ve yiyeceklerinin satıldığı renkli cadde.
KL centraldan ücretsiz Go KL City Bus kullanarak
- Perdana Botanical Garden:
- National Museum(Muzlum Negara):
1963 yılında yapılmış bu müzeye giriş ücreti 5rm.İki katlı çok zengin olmamakla birlikte gezilmeye değer bir müze.
- Railway SJtation:1904 yapımlı camii görüntüsünde .
- National Mosque:1965 yapımlı damı katlı mavi renkte olan güzel bir camii. Müslüman olmayanlar içini kapıdan görebiliyorlar. Orada ki görevli kadın, içeriye sızan bir turisti kaba bir şekilde dışarı çıkardı.
- Islamıc Arts Museum: Hergün 10-18 arası açık. Giriş ücreti 14 rm . Üç katlı güzel ve modern bir müze. Özellikle Türk çinilerimiz harika. Osmanlıdan da çok eser göreceksiniz. Birinci katta Osmanlı odası ve ünlü camilerin maketleri var.
- Kelebek Bahçesi: Giriş ücreti 24rm. Benzerlerinin aynısı. Girmeye değmez.
İlerleyip sola döndüğünüzde
- Bird Garden: Giriş ücreti 63.Girerken kuşların beslenme saatini ve Show saatini öğreniniz.
“Dünyanın en geniş alanında özgürce uçabilen kuş bahçesi” olarak reklamı yapılan burası da çok özel değil. Gerçekten dikilen devasa demir kazıklar yardımı ile ağ gerilerek kuşlara geniş alan yaratılmış. Singapur kuş cennetini gördükten sonra burayı beğenemedim. Sadece iki tane horbill kuşu vardı.
Karşısında
- Orkide Bahçesi: Giriş ücretsiz. Bedava olunca girilip çıkılacak cinsten.
Alt tarafında
- Geyik Bahçesi: Giriş ücretsiz. Geniş bir alan. Daha da alt tarafında göl var.
Yakınında
- Memorial Tun Abdul Rezzak: Eski belediye reisinin yaşadığı sade döşenmiş evini gezebiliyorsunuz.
Not: Buradan araç ile devam ederseniz
- National Palace( İstana Negara): Sadece dışardan görebiliyorsunuz. Sapsarı kubbeleri ile bu sefer gözüme çok güzel geldi.
National Camiden yürüyerek
- National Heritage Site:
- Textile Museum:1905 yılında yapılmış iki katlj binada ki bu müze ücretsiz. Özellikle batikler çok güzel.
- Merdeka Square ve Jalan Raja Caddesi:
- KL City Galery: Giriş 5rm.İçinde otantik objeler ve yiyecekler satılıyor
- Flag Pole: 100 metrelik bayrak direği, Ağustos 1957’de dikilmiş.
Hemen karşısında
- Sultan Abdul Samad Building:1894-1897 yılları arasında yapılmış nehir kenarında ki görkemli binada “Government Office” de var.
Ayrıca cadde boyunca banka, katedral ve mahkeme binası ve birçok farklı eski binaları görebilirsiniz.
Bu binanın arkasında ki köprüyü geçerseniz
- Masjıd Jamek: Şehrin en eski ve 100 yıllık camisi. Nehrin iki kola ayrıldığı yerde ve çok güzel manzarası var. Genelde hava sıcak olduğundan dört tarafı açık olarak yapılmış yapılar var. İnsanlar devrilmiş uyuyorlardı.
Eğer Sultan Abdul Samad Binasının nehre bakan tarafında ki yürüme platformundan yürürseniz
Not: Sultan Abdul Samad Binasından araç ile devam ettiğinizde İstana Budaya Tiyatrosu, Art Galerı ve Milli kütüphaneye ulaşıyorsunuz ama gitmeye hiç değmez. Sadece zaman kaybedersiniz.
- The Historical Centre of Chinatown: Birçok tapınağın olduğu bölge.
- Eski saat kulesi ve Old Market Square: 1870yılından kalma bu meydanda fazla mağaza yok. Karşısında
- Central Market: Güzel hediyelikler alabileceğiniz kapalı Pazar. Açık olan kısmı da var. Hemen yakınında
- Chinatown: Alışveriş dükkânlarının olduğu renkli caddeler.
- Çin Tapınağı. Biraz ilerisinde
- Hindu Tapınağı
Bu bölgeden otobüs ile
- Bukit Bintang: Şehrin merkezi. Çok kalabalık ve hareketli. Her türlü lüks markaların mağazaları sıralanmış. Gecesini de görmeye çalışınız.
Go KL otobüsü ile
- KL Tower-Forest Park: 1995 yapımlı 421metre yüksekliğinde ki bu tepedeki kuleye aşağıdan her on dakika ara ile ücretsiz dolmuş kalkıyor.
Beş katı olan kulenin 272. Metreye çıkmak isterseniz 89rt;300.metresine çıkmak isterseniz ücreti 99rt.
Bu kuleden şehrin daha geniş manzarasını ve ikiz kuleleri görüyorsunuz.
Araç veya yürüyerek
- The Petronas Twin Towers: 1998 yapımlı,452 metre yüksekliğinde ve 88 katlı şehrin bu ünlü ikiz binasına yıllar önce iki bina arasında köprüye kadar çıkmak ücretsizdi.
Şimdi 70 metre yüksekliğinde ve 41.kattaki köprü ve 370 metrede ve 86. Kattaki gözlem yerine çıkma ücreti 80ş.
Ziyaretçileri gruplandırarak farklı renkte kimlik vererek yoğunluk yaratılmıyor. Tepeden manzara güzel. İşte buraya kadar gelmişken çıkmamak olmaz diyerek bir daha çıktık.
Uzaklar:
1-BATU CAVES: Artık bu Hindu mağaralarının dibine kadar mavi hatlı tren ile yarım saatte gidebiliyorsunuz.
Dünyanın en büyük Hindu mağara tapınağıdır. Bazı bölümlere beş rm gibi az bir ücretle giriliyor. Çoğu bölüme giriş ücretsiz.
Karanlık mağaraya 45 dakikalık turla gezme ücreti 35rm.
Aslında mağara çok güzel ama içleri Hindu hikâyelerini anlatan eklemelerle o kadar doldurulmuş ki sanki bir heykel sergisini geziyormuş gibi oluyorsunuz. Hala da yeni eklemeler yapılmaya devam ediliyor. Yılın bazı aylarında bu tapınakta büyük festivaller düzenleniyor.
2-PUTRAJAYA
Günü birlik gezebilirsiniz.
- yol:7hatlı tren hattı(Ekspres olmayan) ile ‘Putrajaya Central’ durağında ininiz. Ücreti 14rm. L15numaralı belediye otobüsü ile Pudra meydanına gidiniz.
- Yol: Şehir→Mayden(1rm)→Pudrajaya(45dakika, 4rm)
Burası, devletin zirvesini barındırdığından çok bakımlı ve görkemli binaların olduğu içinden göl geçen çok güzel bir yerleşim.
Putra Meydanı
- Putra Cami: Pudra renklerinin kullanıldığı çok güzel bir cami. Yan tarafında
- Prime Minister’s Office. İçi gezilmiyor.
Caminin aşağı tarafında göl üzerinde 45 dakikalık adaları bot ile gezmek 50rm.
Diğer her yeri araç ile gezebiliyorsunuz.
Caminin karşı tarafında parkın içinde
3-Melawati Palace: Bu yazlık sarayı sadece dışardan görebiliyorsunuz.
Araç ile
- İstana Darul Ehsan(Darul Ehsan Palace): Gölün diğer tarafında.
- Seri Wawasan Bridge
- Postcard Bridges: Saray sütunlarına benziyor.
Not: Putrajaya’dan sonra aynı yön olduğundan Maleca’ya devam edebilirsiniz
MALACCA(MELAKA)
Gezmek için en azbir gün gerekli.Bir gece de kalabilirsiniz.
Yine Kuala Lumpur’dan 7hatlı tren hattı ile ‘Bandar Tasik Selatan’durağında inip ‘Terminal Bersapadu Selatan’ otobüs durağına yürüyünüz.
“Terminal Bersapadu Selatan-Tibusu”otobüs durağı→Mallaca(otobüs,ikibuçuk saat, 10rm.)
Ben daha önce bu tarihi şehri gezmiştim. Ev sahibim ile Serenban’a gidince oradan otobüsle tekrar gittim.
Siz de otobüsle bu şehre vardığınızda 5km uzaklıkta ki otobüs terminalinin içinde ki 17 numaralı belediye otobüsü ile “The Dutch SquarePortekiz Meydanı” e gidiniz. Burada süslenmiş bisiklet arabaları ile çevreyi bir saatte 25rm’e gezdiriyorlar. Hepsi birbirinin dibinde olduğundan gerek yok. Ama keyfine binebilirsiniz.
I-Portekiz Meydanı: Koyu kırmızı binalardan oluşan çok güzel ve eski bir meydan
1-Kale Müze : Turistler için giriş 10rm. Portekiz ve İngilizlerin ülkeyi fethetmesi ile ilgili materyaller, fotoğraflar, eğitim de ki ilerlemeleri vb. var. Gezmeye değer bir müze.
- Chist Church
Çevre sokaklar ve alış veriş dükkânlarını geziniz.
4- Nehir gezisi:45 dakikalık gidiş- geliş nehir gezisi18rm.
Buradan kısa bir tırmanışla tepeye çıkınız.
II-St Paul’s Hill:
- St Paul’s Church: Sadece dış duvarları kalmış.
Tepeden aşağı doğru indiğinizde;
2-Porta De Santiago(The Famosa-Portekiz Kalesı): Secdece dış duvarları kalmış ama güzel ve küçük bir kale.
- Malaka Sultanate Palace: Giriş 5rm. Bu ahşap sarayın içı de dışı da çok güzel. İçinde sultanların yaşamı heykel ve görsellerle anlatılmış. Yine ülkenin çeşitli yöresel giysileri tanıtılıyor.
Buradan tekrar Portekiz meydanına geliniz.
III-Jonker Street(A tique Street): Çok güzel obnelerin satıldığı dükkanların sıralandığı cadde.
- Cheng Hoon Teng Temple(Oldest Çin Tapınağı)
BORNEO ADASI
Dünyanın en büyük 3. Adası. Adada, Malezya’ya ait Sabah ve Sawarak bölgeleri, Brunei Sultanlığı ve Endonezya’ya ait bölge var. Bana sürekli” gezdiğin yerlerden neresi en güzel?” diye sorduklarında hep bu adayı söylerim.
Etnik Gruplar: 60 tane farklı etnik grup var. En bilinenleri:
Yereller: En az bir- iki yüz yıl önceden Filipinlerden(Güneyden Müslüman Flipinliler, diğer bölgelerden Hristiyan Flipinliler), Endonezya’dan gelen genelde Müslümanlar, Hindistan’dan gelen Hindu, Hrıstiyan ve Müslümanlar, Arabistan’dan gelenler oluşturuyor. Yereller uzun süre ormanda yaşadıkları için fizikleri de farklı.
Malaylar: Müslümanlar.
Çinliler: Genelde Hristiyan veya ataistler.
Hintliler: Hindu, Hristiyan veya Müslümanlar.
Hristiyanlar” Adaya başka yerlerden Müslüman getiriyorlar” diyorlar. Müslümanlar ise “Hristiyanlar reklam yapıyor. Müslümanlar daha fazla” diyorlar ama Hristiyanlar %60. Gerçekten adım başı Hristiyan kilisesinin reklamı var.
İklim: Genelde kasım ve aralık ayları yağmurlu dönem ama yılına göre değişebiliyor. Ben ağustos başı gibi oradaydım. Özellikle geceleri bol yağmur yağdı.
Ulaşım: Aslıda adanın yolları genelde güzel. Çok yağmur yağdığından yer yer delikler oluşmuş. Ama yollar çok dönemeçli olduğundan otobüsler yavaş yol alabiliyorlar. Her yere sık olmasa da otobüs bulabiliyorsunuz.
Adada şöyle bir uygulama da var. Gideceğiniz yöne doğru yol da bekleyiniz. Hatta gideceğiniz yerin adını kartona yazarak gösteriniz. O yöne giden araçlar sizi ücret karşılığı götürüyorlar. Yalnız o yöne gitmeyenlerde turist görünce, fazla para alacaklarını düşündüklerinden sizinle pazarlığa girişiyorlar. Zaten bunlar çok para istiyorlar. O zaman anlayınız ki o araç sizin gideceğiniz yöne gitmiyor.
Adada temiz su sıkıntısı var. Genelde kova yöntemi ile duş alınıyor. Eski usul tuvaletlere sık rastlıyorsunuz. Tuvaletten sonra ellerine sadece su ile yıkıyorlarTemizlik konusunda özensizler.
Bu adayı gerçekten daha önce çok güzel gezmiştim. Ve çok sevmiştim. Burada ki deniz altı beni şok etmişti. Bu arada Avusturalya vizesine çevrimiçi başvurdum. Beklemem de gerekiyor. O nedenle bu cennet adada dalmak ve Brunei’yi ziyaret etmek için tekrar gidiyorum.
SABAH BÖLGESİ: Tamamı 4 milyon.
Dalış merkezi Semporna’ya en yakın havaalnı Tawau’da.O nedenle
Kuala Lump→Borneo adası-Sawarak bölgesi-Tawau(Uçak,75$, airasia,ikibuçuk saat)
Tawau→Semporna(60km)
Tawau havaalanından çıktığınızda turizm acentalarının araçları hemen sizi kapıyor. Benden Semporna’ya kadar 50rm istediler. Semporna’ya otobüs sorduğumda ‘Çoktan doldu’dediler. Tabii kı yalan. Bir iki bakındım ama herkes beni taksiye yönlendirdi. Aslında Tawau’dan Semporna’ya otobüs var.Ücreti13rm. Büyük ihtimalle havaalanından da otobüs veya dolmuş vardır ama ben çok zaman kaybettiğimden gitmiş olabilir.
Havaalanından çıkıp Tawau yoluna doğru bir araçla anayola kadar gidiniz. Yolun sağı Semporna’ya gidiyor. Yolun solu ise Tawau’ya gidiyor. Siz Semporna yolunda bekleyiniz. Ya Tawau’dan gelen otobüs duracaktır. Veya çok sık geçen araçlara el kaldırınız. Ben burada iner inmez içinde yolcuları olan bir taksi dolmuş durdu. Benden 25rm istedi ama en fazla 15rm veriniz.
Uçaktan da gördüğüm gibi tüm yol boyu palmiye ağaçları göreceksiniz. Yeşilin dışında toprak göremiyorsunuz. Sarmaşık tipi ağaçlar her tarafı sarmış. Yol boyu yeşillikler arasında genelde direkler üstüne kondurulmuş ahşap ve beton evler de çok güzel görünüyor.
SEMPORNA
500.000 nüfuslu Semporna, Çin denizinde bir yerleşim. Turizmden inanılmaz bir para akıyor ama herkes nasiplenmiyor. Deniz üzerindeki delme çatma evlerde oturanlar da az değil.
Caminin arkasında ki bu evler, olanca pisliği denize atmışlar. Deniz suyu bile akacak yol bulamıyor. Müslümanlar pis deyince kızıyorlar. Bu kadar pislik hayal bile edilemez. Kokudan yanından geçilemiyor. Cennet adayı cehenneme çevirmişler.
Deniz kenarı yerleşim olduğundan insanlar daha rahatlar. İlk kez başları açık birçok Müslüman kızlarını burada gördüm.
Ülkenin genelinde olduğu gibi burada da özel araç olarak jep çok. Evleri kötü olsa da kapıda ki araç sizi şaşırtabilir. Hatta jeplerin arka tarafında sattıklarını görünce daha çok şaşıracaksınız. Hepsi satılsa bile jepin bir aksesuarını ancak satın alabilirler.
Limanda denizin içinde kazıklar üzerinde çok güzel ahşap oteller ve turistler için alış veriş mağazaları var. Burada ki otelde standart iki kişilik sadece odanın ücreti 150 rm. Biraz daha büyük çift kişilik odanın ücreti ise 180rm. Ama şehir içinde uygun fiyatlı hasteller de bulabilirsiniz.
Burada ki natürel olarak düzenlenmiş spa merkezinde el, ayak, baş ve vücut masajı iki saat için 360rm.
Yine limana giderken çok farklı ve taze balıklar satılıyor.
Zaten şehir öyle bir değişmiş ki tanıyamadım. Büyük marketler yapılmış.
Genelde lisansı olmayanlar için bir günlük üç defa 15’er dakikalık scuba dalışı öğle yemeği dahil 350rm’den başlıyor.
Lisansı olanlar için ise ‘Fun dive’ olarak 30-45dakikalık üç dalış yaptırıyorlar.
Yalnız Sipadan adasında dalmak isterseniz çok önceden internet üzerinden almalısınız. Ben gittiğimde Sipadan adası dalışları bir ay sonrasına kadar doluydu.
Eğer Sıpadan adasında dalmak isterseniz en az 2-4 ay önce dalışınızı satın almanız gerekiyor.
Eğer hiçbir rezervasyon yapmadan gittiyseniz liman ve limana gitmeden ki ara sokakta birçok dalış ofisi var.
Semporna’da Mabul, Kapalaı ve Sıpadan adalarının çevresinde dalınıyor.
Semporna’da dalmak için en uygun aylar mart-mayıs arası. Temmuz ve ağustos aylarında büyük dalgalar olduğundan dalış için uygun olmayan aylar.
Bu dalış ofislerinde Patron Çinli, çalışanlar Müslüman gençler. Ayrıca Avrupalı ve Amerikalılar da buranın tadını almışlar. Her taraftalar.
En uygun fiyat veren dalış merkezi:
Scuba Junkıe
www.scuba.junkıe.com
E mail: info@scuba.junkie.com
Tel:+60(89)785372
Bu dalış merkezinin Semporna’da ofisi var ama gelenleri Mabul adasında ki bungalovlarında yatırıyor. Orada yemek veriyor. Mabul adasının çevresinde de daldırıyorlar.
Dört gün üç gece kalarak dalış ücreti en az 2635rm=600€’dan başlıyor. Bu fiyatın içinde üç öğün yemek, Mabul adasında kalma ve dalışlar dahil. Sadece Havaalanı dan transfer , fiyatın içinde yok. Tekseniz domotoride kalacağınız için fiyat biraz daha uygun oluyor.
- gün:Mabul adası çevresinde 3 dalış.
- 1.gün:Mabul adası çevresinde 3 dalış.
- 1.gün:Mabul adası çevresinde 3 dalış.
- Sipadan adasında 4 dalış.
Her dalış en fazla 45 dakika sürüyor.
Günlük dalış yapmak isteyenlerde bu gruplara Semporna’dan boot ıle getirilerek dahil ediliyor.
Bu merkezde bir günde 45’er dakikalık dalış ücreti 305rm. Sadece ringint kabul ediyorlar. Ayrıca adaya giriş ücreti olarak 10rm alıyorlar.
Bu merkezde sürekli grup olduğundan, gruba katıldığınızdan fiyat daha uygun oluyor. Diğer merkezlerin grubu olmayınca yalnız sizi götürdüklerinden çok fazla istiyorlar.
Yine “Dive Monster” ve “Big Jhon” dalış merkezlerinin de fiyatları uygun oluyor.
Adaya gittikten sonra Dalış lisansınıza göre gruplara ayrılarak hocalar eşliğinde dalıyorsunuz.
Benim dalış lisansım CMAK (Open Water) olduğundan en fazla 18 metreye inebiliyorum.
Ben yıllar önce geldiğimde Sipadan adasına yakın bir adada şnorkel yapmıştım. İnanın denizin içini gördüğümde şok geçirdim. Çok yoğun bir şekilde rengarenk balıklar, çok büyük balıklar, köpek balıkları ve deniz kaplumbağaları… Açıkçası bu adaya dalış için çok büyük umutlarla geldim ama bu sefer beklediğimi bulamadım.
Mabul adasına speed bot ile bir saatte ulaşılıyor. Giderken birçok yemyeşil ada görüyorsunuz. Adaların bazılarının ön tarafında denizin içinde ve kumsalda direkler üzerinde evlerde insanlar yaşıyor. Karşıdan bu evlerin görüntüsü gerçekten çok güzel.
Mabul adasına vardığımızda şok geçirdim. Burada da yerli halk kazıkların üzerinde ki derme çatma çok kötü birer göz evlerde yaşıyorlar. Tüm çöplerini denize attıklarından deniz kenarı tamamen dolmuştu. Denizin diğer tarafında evler olmadığı halde muhteşem beyaz kumsal bile naylon torba tarlasına dönmüştü. Burada Müslüman halkın yanında dini olmayan çipsiler, bizim çingene olarak adlandırdığımız halk yaşıyor. Köyü gezerken her çocuk avuç açıp para istediler. Resimlerini çektiğim büyükler de istediler.
Turistler için bu köyün yanından geçerek gidilen yine kazıklar üzerinde kalmak için odalar, yemekhaneler vb. yapılmış. Burası yeşil, bakımlı ve güzeldi. Gelenler için her şey düşünülmüş.
Yalnız bir gece önce çok yağmur yağdı. Denizde dalgalı olduğundan çok berrak değildi. Hatta asıl dalış noktasından farklı bir yerde dalmak zorunda kaldık.
Dalış noktalarında da ayrı bir şok yaşadım. Denizin dibine ellerine ne geçtiyse atmışlar. Resmen çöplüktü. Ama o kadar renkli balıklar vardı ki akvaryum gibiydi. O kadar uzun süre denize atık atılmış ki bazılarının üzerinde mercanlar oluşmuştu.
Adanın durumunu bilseydim dalış yapmak yerine tekrar o muhteşem yerde şnorkel yapmayı tercih ederdim.
Tek dalıştan sonra adaya gelerek kek, çay, kahve ve meyve yedik. İkinci dalıştan sonra ise yemek için tekrar geldik.
En son dalış için önerilerimizi sorduklarında ”Çöp olmayan bir dalış merkezine gidelim” dediğimde diğerleri de beni onayladılar ama daha önce tepki vermediler. Gerçekten son dalışımızda mercanların ve çok farklı balıkların ve kaplumbağaların olduğu yere gittik. Ben bu dalışlarda dwart lionfısh, spotfin lionfish, pipefishı, taş balığı (Deniz atına benziyordu.), Giant moray(Müren balığına benziyordu.) gibi çok farklı balıkları ilk kez burada gördüm.
O nedenle eğer Borneo’da dalış yapmak istiyorsanız en azından bir gün Sipadan adasında dalacak şekilde ayarlama yapınız. Hatta Sipadan adasında dalmadan ölmeyiniz derim.
Adadan ayrılırken yetkililere ve dönüşte dalış merkezindekilere ”Adaya giriş ücreti alıyorsunuz. Bu kadar pis köy ve deniz olamaz. Temizlemeniz gerekir” dediğimde tüm sucu Cipsilere yüklediler. Her birinin 10 çocuğu varmış. Baş edemiyorlarmış. Ben de “Sisteminiz yok” dediğimde kabul ettiler. Bu cennet adalar gelişmiş bir ülkede olsa, doyum olmazdı.
Semporna’dan her yere otobüs kalkıyor. Kotakinabalu’ya sabah ve gece otobüsü var. 9-10saat sürüyor. Fiyatı 45rm. Ama bu arada görmeniz gereken yerler olduğundan direkt gitmeyiniz. Ben bazılarına daha önce gitmiştim. Yine de bu güzergahta görmek istediğim yerler var.
Buradan ana yola çıkarak geçen araçlarla Kunak’a gitmek istedim. Çoğu durarak benden 45dakikalık yol içın 100-150rm istediler. Çünkü gidecekleri yerden vazgeçip beni taksi gibi götürmek istediler. Sonunda aynı yöne giden araç bularak normal bir fiyatta anlaştık.
Semporna→Kunak(1 saat)→LahadDatu(1saat)→Kinabatangan→Sepilok(Sandakan yol ayrımı-Jalan Ravnau’dan Sandakan’a giderken) →Ranau→Kundasang(20dakika)→Kota Kinabalu
KUDAK
Kudak-Madai Caves: Kunak’tanLahad Datu’ya giderken çıkıştan kısa bir süre sonra solda tabelasını göreceksiniz. Çantam yanımda olduğu için gitmedim.
LAHAD DATU
Deniz kenarında ki bu yerleşime “Damun Valley” için geldim. Bir gece otelde kaldım. Sahil boyu yine çöplüktü. Hele kazıklar üzerinde ki evin arkasında ki deniz silme naylon poşet ile doluydu. Tabii şehrin bakımlı yerleri de vardı. Balık pazarında balıklar taptaze ve ucuzdu. Küçük boy kalamarın kilosu 12tl’idi.
Zamanınız varsa karşı adaya bot ile 2rm ile gidebilirsiniz.
A-Damun Vadisi(Lembah Damun): Eğer gezeceğiniz yer hakkında yeterli bilginiz yoksa geziniz kalitesiz oluyor. Zaman ve para kaybediyorsunuz. Ben de bu hatayı ara sıra yapıyorum.
Bu vadi hakkında yeterli bilgim olmadığından direkt geldiğim Lahad Datu’da ki otobüs durağından aldığım yanlış bilgilerle çantamı bırakıp tekrar geri dönerek yola çıktım. Kısa sürede vadiyi gezip geri gelebileceğimi düşündüm. Oysa
Lahad Datu’ya varmadan 17km önce “Sımpang Sılam” sapağından solda vadinin tabelasını göreceksiniz. Vadi buradan içeri doğru 63 km ama orman yolu olduğundan kalınacak yerler iki saatten fazla sürüyor.
Ama yolun orta kısmında turist info ve kamp alanı da var. Genelde yerellerin gelip kamp yaptığı bir alan.
Zaten öncelikle bir turizm acentesinden orman evlerinde kalmak için tur satın almanız gerekiyor. Tur, sizi araç ile ormanın içinde ki iki saat uzaklıkta ki üç tane dağ evine götürüyor. Burada rehber eşliğinde orman yürüyüşü ve gece safarisi yapıyorsunuz. Fil, geyik, maymun, domuz gibi hayvanları görüyorsunuz.
Ben yolun bir kısmını gittikten sonra araç beklerken ormandan gelen ve turist getiren jepin şöforü ile konuştum. Bana ”Yer ayırtmadan gidemezsin. Ayrıca araç da bulamazsın” deyince geri dönmeyi planlarken yine şansıma ormanın devamında palmiye bahçesi bulunan Çinli patron jep ile geldi. İşçilere yiyecek götürüyormuş. Birlikte yağmur ormanının içinden geçerek bir saatten fazla yolculuk yaptık. Devasa ağaçların dışında her yer sarmaşıklarla kaplanan ormanın içinde yürümek mümkün değil. Tertemiz hava, nehir, şelaleler… Pencereleri açtık. Resmen kuşlar koro halinde şakıyorlardı. Aslında yol boyu maymunlar ve filler sürekli görünüyormuş ama nedense o gün bir hayvan göremedik. Sadece yolda fillerden kalan artıkları görebildik.
Palmiye tarlasının olduğu bölgede Endonezya’dan gelen işçiler aileleri ile birlikte burada yaşıyorlardı. Tarih kitaplarındaki ilk insana benziyorlardı. Üst üste sigara içiyorlardı.
Palmiye yağı: Palmiyelerin tepesindeki 3-4 kafa büyüklüğünde ki kozalak şeklindeki meyvelerini uzun sopanın ucunda ki bıçak yardımı ile kesip traktörlerle fabrikaya gönderiyorlar. Burada sıkılarak palmiye yağı çıkarılıyor. Malezya’da zeytinyağı çok pahalıya satılıyor.
NOT: Rafflesia Çiçeği: Dünyanın bu en büyük çiçeği Borneo adasında genelde Kinabalu dağının etrafında ki orman alanlarında yetişiyor. Çiçek açması 9 ay sürmesine karşılık çiçekli dönemi sadece bir hafta sürüyor. Yakın çevrelerde bazı aileler bahçelerinde de bu çiçeği yetiştirip para ile (30rm)gösteriyorlar.
Genelde yağmurlu dönemde açıyor. Borneo’da yağmurlu dönem genelde ekim, kasım ve aralık. Ama yıldan yıla yağmurlu dönem değişebiliyor. Ama kasımda genelde açmış halini görme olasılığı daha fazla. Bu çiçeği, Kinabalu dağının çevresinde veya K.K ile Tamburan arasında bulabilirsiniz.
Ben daha önce ki gelişimde bu çiçeği görmek için rehberle birçok parkı gezmemize rağmen bulamadık. Kafa büyüklüğünde tohumunu görebilmiştim.
Bu gelişimde hava yağmurlu olduğuna görme şansım daha yüksekti ama yük ile gezmeyi hiç sevmediğimden bu çiçeği bulabileceğim bölgeyi transit geçtim. Sonra da pişman oldum. Artık Saawarak bölgesinde şansımı deneyeceğim.
Not: Mİllİ parklarda boru şeklinde ağzında kapağı olan çekirge yiyen çiçeği atlamayınız.
PORİNG HOT SPRING: Rafflesia çiçeğini bulabileceğiniz en kesin adres.
KİNABATANGAN: Burada da tur ile nehir yaşamını yakından görebiliyorsunuz.
SEPİLOK: Orangutanların iyileştirme merkezini ziyaret edebilirsiniz.
RANAU:Rafflesia çiçeğini görebilirsiniz.
KUNDASANG
- Kinabalu Dağı: Daha önce 4042 metrelik bu dağa çıkıp güneşin doğuşunu izlemiştim. Şiddetle size de tavsiye ederim. Yalnız önceden internetten turu satın almanız gerekiyor. Çok memnun kalacaksınız ama K.K’dan tur ile bu dağın tepesine çıkmak en ucuz tur 2000rm. İnternetten en az 2-3 ay önce turunuzu satın almanız gerekiyor. Yer bulamıyorsunuz.
- Kinabalu Garden(Park):Rafflesia çiçeğini görebilirsiniz. K.K’dan bu parka tur ile gelmenin ücreti 190rm.Rafflesia çiçeğini görmek isterseniz ayrıca 30rm ödüyorsunuz.
Aslında bazı parklarda rehber eşliğinden bu çiçeği görebiliyorsunuz. Grup olursanız sadece park giriş ücreti(15rm) ve grup olarak rehbere 35rm ödüyorsunuz.
KOTKİNABLU
Otobüs terminalinden dolmuş ile 2.5rm’ye şehir merkezine gelip turist infodan gerekli harita ve bilgileri alınız. Şehir merkezini yarım günde gezebilirsiniz.
I-Şehir merkezi:
1-Turist info:
2-Signal Hill Gözlem evi: Orman içinden merdivenle veya anayoldan yürüyerek çıkabiliyorsunuz. Şehir manzarasını görüyorsunuz.
3-Atkinson Clock Tower: Aslında bu eski saat kulesi yeniden yapılmış.
4-Central Market: Genelde meyva ve sebzelerin satıldığı kapalı Pazar. Biraz ilerisinde
- Handcraft Market(Filipin Market): Genelde Filipinlerden gelmiş güzel ve renkli hediyelik eşyaların satıldığı kapalı market.
- Sunday Market: Pazar günleri kuruluyor.
II-Araç ile gidebileceğiniz şehir içinde ki yerler:
1-Sabah Art Gallery
2-Sabah Müzesi:
3-KK City Mosque:Çok görkemli.
III-Tanku Abdul Rahman Park:
Şehirden bot ile15-20dakika uzaklıkta ki adalar topluluğu. Hemen şehir merkezinde ki Halk iskelesinden botlar kalkıyor. Her adaya gidiş ve geliş bot ücreti 30rm.Ayrıca adaya giriş ücreti 20rm.Aradan sıyrılınız. Adaya da giriş ücreti mi olurmuş. Resmen soyguncular.
Bir adaya gitmeniz yeterli. Ben daha önce hepsine gitmiştim. Bu sefer Manuka adasına tekrar gittim. Küçük bir ada. Beyaz kumlu kumsalı var. Gece yağmur yağdığından deniz tam olarak berrak değildi ama yüzdüm yine de. Yine orman içinde 1.5 km lik yürüyüş yolu var.
1-Sapi Adası
2-Manukan Adası
3-Mamutik Adası
IV-Kota Kinabalu’dan çevredeki gezilecek yerlere tur ile gitmek:
Aslında turizm acentelerinden satın alabileceğiniz bu turlar çok pahalı. Kendi kendinize çok rahat çok daha uygun fiyatla gidebiliyorsunuz. Sadece daha önceden internetten Sipadan adasında dalmak için ve Kinabalu dağına çıkmak için tur satın almanız gerekiyor.
Tur ile de gidebileceğiniz yerler:
Mengalum, Mantanani, Dinawan,Twin, Survivor (Palau Tıga Park) adaları.
Paper→Forest tour
Besufort→Nehir turu
Tuaran→Timsah turu
Nehir turları ve benzerleri.
KOTA BELUD
Kota Kinabalu fazla turistik ve pahalı olunca fazla turistik olmayan daha natürel bir yer olan bu yerleşimi seçtim. Şehir merkezi sıradan ama çevresi çok güzel ve gezilecek birçok yere yakın.
KK→aKota Belud(Dolmuş 10rm, taksi 15rm.)
Bu şehre turistler genel olarak ateş böceklerini, “Proboscis Monkey” leri ve Mantanani adasına gitmek için geliyorlar.
- Dragaon pearl Beach: Kota Belud’a varmadan 10-15km sola içeriye giriliyor.
Ben özel araç ile Kota Belud’dan gittim. Yemyeşil dağların eteğinde çok güzel bir sahil ama bir gece önce yoğun yağmur yağdı. Rüzgâr nedeni ile deniz dalgalı olduğundan denize giremedim. Deniz kenarında salıncaklar, uzanabileceğiniz özel alanlar yapılmış.
Bu beach’e giriş ücreti kişi başı 5rm.Kalmak için daha önce yerinizi satın almanız gerekiyor. Fiyatlar iyice uçmuş.
Sadece kalma:
Altı odalı long house→130rm.
Dört odalı long house→120rm.
Çadırlar da var. Eğer sizin çadırınız varsa çadır başına 20rm ödüyorsunuz.
Burada snorking(İki saat 60rm.), tüplü dalış ve diğer su sporları, ormanda dağ yürüyüşü yapabiliyorsunuz.
Ayrıca restoran, kafe ve küçük bir marketi de var.
- Mantanani Adası: Bu adaya tur ile K.K’den 250rm’ye gidebiliyorsunuz.
Buradan aynı tur’a katılmak için şehre varmadan 5 km içeride “Suang Soaka Jetty(iskele)”den 10’da kalkan bot ile 150 rm’e yarım saatte gidebiliyorsunuz. Öğleden sonra’da15’d dönmüş oluyorsunuz.
Not: Eğer hava rüzgarlı değil ise bu adaya şehre yakın “Rampayan Köyünden de daha uygun fiyata küçük bot ile gidebiliyorsunuz.
İskeleden ana yola çıkıp devam edip sola ilerlediğinizde
- Pantai Rangbulan Beach: Yine sırtını ormanlara vermiş, beyaz kumlu çok güzel bir sahil. Burada da Dört kişilik evin bir gecelik ücreti 100rm. Burası bana çok güzel geldi. Denizi de çok güzel. Daha da ilerlediğinizde
- Buah Pandai Beach
- Melengkap köyü: Şehre 30km uzaklıka muhteşem doğası olan yer. Buraya motosiklet ile gittim. Yol boyu manzaraya doyamadım. Sarmaşıklar dağları, tepeleri, elektrik direklerini, ne bulduysalar sarmışlar. Her taraf yemyeşil.
Ben tam şehirden ayrılacağım gün bu yağmur ormanında Reflesia çiçeğinin açmış olduğu haberi geldi. Tabii ki gidemedim. Bu seferde bu çiçeği görmek nasip olamayacak sanırım.
A-Polompung Camsıte: Malegkap nehrinin kenarında kamp ve piknik alanı. Kişi başı 6rm. Nehir’e Müslüman kızlar elbiseleri ile birlikte girmişlerdi. Bende paçalarımı sıyırarak onlara katıldım. Buradan Kinabalu dağının manzarası çok güzel görünüyor. Sonra birlikte yemek yedik. Türkiye’ye çok gelmek istiyorlar ama parasızlıktan yakınıyorlar. Buradan 5km ileride
- Malengkap Jungle: Burada orman içinde birçok trekking rotası var ama yalnız olunca cesaret edemedim. Bir yerli kadın ile ormanın içinde birlikte kısa bir yürüyüş yaptık. Yol boyu köyler de çok güzel ama evlerin çevresi çok döküntülü. Burada ki ananas bahçesinden sahibine iki ananas kestirip afiyetle yedim.
- Proboscis Monkey: Gawa gawa nehrinin kenarında ki ormanda yaşayan koca burunlu maymunları görmek için normalde turistler nehirde bot turu satı saat 15 -17 civarı nehirde boat turu ile görebiliyorlar. Ben, ev sahibi min yeğenleri ve dayısı ile evlerine çok yakın bu nehirde ki iskeleye gittik. Sadece maymunları görmek istediğimizi söyleyince adam başı 20rm istediler. Bot nehir boyunca gidiyor. Maymun görüldüğünde geri dönüyor. Koca burunlu maymunları çok uzaktan gördük. Zaten yakından görülmemiz mümkün değil. O nedenle bu tura boşuna para vermeyiniz. Ama nehir turu yapmak istiyorsanız, gidebilirsiniz. Ücretin içinde akşam yemeği de vardı.
Nehir boyunca birkaç iskele var. Bana göre zamanınız varsa köprüden nehrin yerleşim olan karşı tarafına geçiniz. Oradan bir araç bulup nehir boyunca maymunların olduğu bölgeye ilerleyiniz. Böylece bu maymunları daha yakı dan görme şansınız olacaktır.
Ama sonradan öğrendim en iyisi diğer bir nehirde hem çok yakından koca burunlu maymunları, güneş batımını ve hem de ateş böceklerini aynı turda görebiliyorsunuz. Fiyatı da daha uygun.
Adresi: Teratak Borneo
Kg. Nanamun, jalan Kudat 89150 Kota Belud, Sabah
Mr.Jumpaan(019 5375449)
Mohd Faidzul Jumpuan(012 5477914)
- Fireflies(Ateş Böceği):Yine bu böcekleri de tur satın alarak görüyorsunuz. Önce para ile ateş böceği mı görülürmüş diye düşündüm. Yukarıda verdiğim adrese gidip karanlıkta bota binerek ilerledik. Bot sahibi el fenerini yakıp yakıp söndürdüğünde ağaçlar üzerindeki binlerce ateş böceği yanıp sönmeye başladı. Hiç tahmin edemediğim bir şölene dönüştü. Hatta ateş böcekleri ışığa doğru bota akın ettiklerinde çok güzel bir görüntü oluştu. Ben bu güzelliği çok sevdim. Siz de kesin görmelisiniz.
Not:K.K’dan paket tur olarak 7-21:30 arası 350rm’e proboscis Monkey ve ateş böcekleri turu da satın alabiliyorsunuz.
Ben Kotakinabalu’dan otobüs ileBrunei’ye geçtim. Daha sonra Brunei’den araç ile Sawarak-Miri’ye geçtim.
Aslında planım Mulu parkından sonra Malezya’nın bazı yerlerini gezerek Endenozya’ya varmaktı.Oradan da Avusturalya ve Yeni Zellenda’ya geçecektim ama yeterli doküman gösteremediğimden online olarak başvurduğum Avusturalya vizem ret edilmiş. Üzüldüm. Çünkü tüm planım karıştı.
Sawarak bölgesinden sonra Singapur’a geçip Avusturalya elçiliği ile bir kez daha konuşacağım. Büyük ihtimalle bir şey değişmeyecek. Artık Endenozya’ya tekrar gitmenin de bir anlamı kalmadı.
Buradan geri dönüp Bangladeş ve Afganistan’ı gezip Türkiye’ye varacağım.
SARAWAK BÖLGESİ
MİRİ
Normal büyüklükte modern bir şehir. Bir zamanında bu şehrin denizinde bolca denizatı yaşarmış. O nedenle birçok yerde denizatı heykeli göreceksiniz. Buraya Mulu parkına gitmek için geldim. Şu anda yazılarımı Miri’de ki caminin içinde serin serin yazıyorum.
Şehrin heryerini özel araç ile gezdiğimden size tam yer tarifi veremeyeceğim.
Şehrin merkezi”Cenral Market” ve çevresi sayılır.
- Central Market: Saat 17’de kapandığından bu kapalı pazarı göremedim.Yürüyerek
- Park: Güzel bir kapısı olan normal şehir parkı.Yakınında kütüphane ve yüzme havuzu var.
- San Chİng Tİan Çin Tapınağı: Renkli ve oldukça güzel.
- Takwa Cami: Güzel bir camii.Ben kadınlar bölümünde öğlenin sıcak zamanında dinlendim.
- Mİrİ Handcraft Center
- Suberkas Nİght Market
- Marina Park ve Coco Vabana: Eski süsü verilmiş harika bir ahşap bina var.Duvarları tamamen ahşap oymadan. Arkasında da “Seahorse Lİght House” adlı tepesinde fener olan çok güzel denizatı heykeli var.
- Gran and lady: Petrolun ilk çıktığı yermiş.Ücretsiz Petrol müzesi var. Ayrıca buradan şehir manzarasını seyredebiliyorsunuz. Ben gittiğimde anızlar yakıldığından hava berrak olmadığından iyi görüntü yoktu.
- Miri Park: Havaalanı yolu üzerinde çok güzel bir park ama akşam serinliğinde gitmelisiniz. Özellikle asma ip köprüler çok hoş.
MULU MİLLİ PARK
Nasıl gidilir:
1-Boat ile: Sadece sular yüseldiğınde boa bulunuyor. Yol çok zun sürüyor.Fiyatı uçaktan daha pahalıya geliyor.
2-Miri↔Mulu N.P(Uçak,Malezya hava yollarına aitMaswing hava yolu gidiş dönüş uçak bileti en uygunu ağustos 2018 tarihinde 69dolardan başlıyordu.20kılo hakkınız var.)
Her gün üç sefer uçak var. Bu küçük uçak ile yarım saatte Mulu’ya varılıyor.
Uçaktan indikten sonra bir kontrol olmadı. Hava alanın dışarı çıktığınızda sola doğru giderseniz köylereve Klinik ve okula varıyorsunuz. İlk köy 2km ilerde.
Sağa doğru giderseniz 1.5km sonra milli park. Milli parktan bir km ileride de Marrıot resort var. Yürümenize gerek yok. Resortun yanları açık büyük aracı sizi de milli park girişine bırakıyor. Zaten başka ar da bulabilirsiniz.
GENEL
Bu park, adını içinde bulunduğu bölgenin en yüksek ikinci dağı olan 2376metre olan Mulu Gunung(Dağ anlamına geliyor.)dan almış olup Unesco’nun Dünya Mirası listesindedir.1977-78 yıllarında Kraliyet çoğrafya topluluğunun desteklediği 100 den fazla bilim adamı 15ay boyunca burada çalışma yapmıştır.
En az iki gün gerekli.(Çok aceleniz varsa sabah boat turu ile iki mağara, öğleden sonra yağmur ormanlarından yürüyerek iki mağara ve yarasaların topluca uçuşunu görebilirsiniz.)
Her tura katılmak istiyorsanız 3-5 gün gerekli. Eğer “Pinnacles” turu gibi keskin ve sivrisivri kayalıklara tırmanmak istiyorsanız ayrıca üç günlük kamplı tur almanız gerekiyor.
Ben üç gece dört gün kaldım. Fazlası ile yeterli geldi.
Artık bu kadar talep olunca zorunu olarak ticarethaneye dönmüş olsa bile kesinlikle görmeye değer bir milli park. Özellikle mağaraları ve aktiviteleri güzel.
Ben yıllar önce bir gezi dergisinde Borneo adasında-Endenozya kısmında Ketebank’ta bilim adamlarının çalışma yaptıkları bir milli parkın fotoğrafını görüp hayran kalmıştım. Tek sayfa bu fotoğrafla on yıl önce zorla ve özel izinle insanların giremediği, sadece bilim adamlarının çalıştığı bu millî parkta kamp yapma iznini koparmıştım. Orası hala tabii halini koruduğundan çok farklıydı. Hele yüzdüğümüz masmavi gölü unutmak mümkün değil. Parkın girişinde ki köyde bile maymun ve rengârenk kuşları yakından görebilmiştik. Yaşamımda unutamadığım bir anı olarak kaldı.
Mulu, havaalanından biraz ileride iki köy ve sadece nehirden boat ile ulaşılabilen ‘Long İman’ köyü ile birlikte üç köyden oluşuyor. Toplam 1000 nüfuslu. Havaalanına yakın Batu Bungan köyünde doktoru da olan bir klinik ve okulu da var. İkisini de ziyaret ettim. Oldukça iyi durumdaydılar. Özellikle okulu çok beğendim. 17 haziranda bir haftalık yarıyıl tatiline girdiklerinden öğrenciler gitmişti. Her sınıfta akıllı tahtalar vardı. Afrika’da birçok okulda öğrenciler yalınayak okula gidip yerde oturmak zorundalardı.
Burada da ilerde iş bulabilmek için yoğun şekilde İngilizce kursu görüyorlardı.
Mulu’nun yerlilerin tamamı Hristiyan. Dört farklı mezhebe ait kilise var. Pazar günleri doluyormuş.
Adada diğer bölgelerden çalışmaya gelen az sayıda Müslüman var. Hemen Milli Parka girerken evlerin arkasında sanırım Müslümanlar ”Biz de buradayız” diyerek “Nur Hidayah” adlı kocaman camiyi yapmışlar. Neredeyse hiç gelen giden olmuyormuş. Ben gittiğimde kapısında asma kilit vardı.
İKLİM: Kasım, aralık ve ocak ayları yağmurlu. Aralık ayında o kadar yağmur yağıyormuş ki evden eve geçemiyorlarmış. Diğer aylarda oldukça sıcak ve nemli.
Parka geldiğimde araçları görünce şaşırdım. Çünkü buraya normal karayolu ulaşımı yok.Solar çok yükseldiğinde büyük botlarla araçlar ve diğer ev eşyaları taşınıyormuş.
KALMA:
- Parkta tek resort Marrıot(085792388): Kişi başı kahvaltı dahil 555rm’den başlıyor. Nehir kenarında yeşillikler içinde çok modern ve geniş bir yapı. Çok şık döşenmiş. Yoga gibi farklı aktiviteler de var.
2-Parkın içinde park yönetimininde olan kalabileceğiniz birçok seçenek var. Ormanın içinde kalmak istiyorsanız olabilir ama fiyatları iyice abartmışlar. Sadece ekstra havlu veriyorlar. Bunlardan:
- Hostel:20yataklı geniş dormitory’de kişi başı kalma ücreti Banyo ortak.55rm.Fanlı.
- Longhouse: İçinde tek kişilik iki yatak, dört kişilik iki yatak veya aile için üç tane tek kişilik yatak ile çift kişilik bir yatak oluyor. İki kişi 265rm.Odalar klimalı.
- Rainforest Lodge: İki tek kişilik yatak var.312rm.Klimalı.
- Garden Bungalows: Bir çift kişilik yatak ile bir tek kişilik yatak var. Kendine ait balkonu ve bahçesi var.320rm.Klimalı.
*Kahvaltı dahil olursa tek kişi 250rm, iki kişi 350rm
- Homestay: Hemen park yolunun üstünde, Marriot oteline giderken ve köy içinde birçok aile evini homestay olarak kullanıyor.
Hemen Park girişinde “Buduk Homestay” 3-5 kişilik odalarda kahvaltı dahil kişi başı 35rm.
Biraz daha uzakta da kahvaltı dahil iki kişi 50rm.
Bence Homestayde kalmanız daha mantıklı. Zaten her taraf yemyeşil. İki dakikada Bungolowların olduğualana geçebiliyorsunuz. Yemeğinizi de istediğiniz yerde yiyebilirsiniz.
Kısacası rezervasyon yaptırmamış olsanız bile burada açıkta kalmazsınız. Daha olmadı çadır kurabiliyorsunuz. Her taraf uygun.
*Park içinde ve dışında karnınızı doyurabileceğiniz kafeler var.
Ben direkt homstay olmayan yerel bir ailede kaldım. İnanılmaz hikâyeler dinledim. Çok memnun kaldım. Son günümde yereller gibi ev sahibim kadın ve yeğenleri ile nehirde pestilim çıkıncaya kadar yüzdüm. Duşumu aldım. Çamaşırlarımı yıkadım.
Akşam da eltisinin doğum gününe katıldık. Uçak ile yaş pasta gelmişti. Taze balık, tavuk çok çeşitli yiyeceklerle masalar donatılmıştı. Çok ilgilendiler benimle. Bu insanların büyük babalarının insan öldürdüklerini hayal bile edemiyorsunuz. Gayet modern yaşantıları vardı. İçkiyi seviyorlar. Yalnız can sıkıntısından olsa gerek çok aşırı sigara içiyorlar. Hindistan’da ki gibi yerel uyuşturucu da kullanıyorlar. Son ses müzik ile geç saate kadar eğlendiler.
60-70 Yaşlarında ki ormanda doğmuş ve uzun süre ormanda yaşamış ev sahibimin anlatımı ile Mulu:
Burada ilk yaşayanlar bir ormandan diğer orman içine nehir yolu ile taşınarak hareket ediyorlarmış. Onunda ailesi adanın kuzeyinden buraya gelip yerleşmişler. O zamanları sadece cinsel organlarını kapatıyorlarmış. İngilizlerin çektikleri fotoğrafları gördüm. Giyecek hiç bir şeyleri yokmuş. O zamanları ormanda çok fazla maymun ve geyik yaşarmış. Şimdi neredeyse hiç kalmammış. Nehirden su içerlermiş.
Ormanda domuz ve geyik avlayarak ve nehirde balık tutarak yaşıyorlarmış. Dilleri tamamen şimdikinde farklıymış. Dinleri zaten yokmuş. Asıl dillerini bilen çok az insan kalmış. Bunlardan biri de benim ev sahibim. Büyükbabası zamanında kafatası avcılığı yapılıyormuş. Babası da yapmış ama kendisi hiç tanık olmamış. Gelen yabancıyı takip ederek önce üfleyerek ok atan ilkel alet ”Blowpipe” ile etkisiz hale getirip sonra başını kesip evin tepesine asarlarmış. Hatta “Korkmalı mıyım” dediğimde “artık biz dostuz” dedi.
Tahminen bundan 50 yıl önce kadar önce ev sahibim iyice büyükken ilk kez yabancı bir insan görmüş. Normalde İngilizler çok daha önce buraların zenginliğini keşfetmişler. İngiliz adamlar önce çocuklara sürekli İngilizce öğretmişler. Peşine de halkı Hristiyan yapmışlar. Dinleri olduktan sonra kafatasçılığını bırakmışlar. Ev sahibimin anne ve babasının fotoğraflarını gördüm. Annesinin kulaklarına taktığı küpe nedeni ile kulak memeleri boynundan aşağıya kadar kadar inmişti. Babası da bacaklarına halkalar takmıştı.
Bugünde dışarıda gördüğünüz yerel insanı fiziğinden dolayı hemen tanıyabiliyorsunuz.
Daha sonraları boat ile en yakın yerleşime yılda bir kere giderek en azından kadınlar giyinmeyi öğrenmişler.
Bugün ise yemyeşil bahçelerin içinde büyük ahşap evlerde yaşıyorlar. Ama çeşmelerden su akmıyor. Yine nehirden taşıma su ile işlerini görüyorlar. Veya nehir suyunu evlere pompalıyorlar. Hatta evin içinde dik dörgen şeklinde beze sarınıp açıkta öylece duş aldık. Sular tahtaların arasından akıp gitti. Elektrik sadece 18-21 arası var. Jenaratör olan evlerde sürekli var.
İnternet sadece Park yönetiminde var. Tabii parkta jeneratör olduğundan 24 saat elektrik de var.
Sanırım zamanında yokluk çektiklerinden olsa gerek şimdi çalışmasa da en büyüğünden TV, müzik aletleri vb. evlerine doldurmuşlar. Hele gençler modern yaşamaya çok meraklılar. Sanırım gelen turistlerden modern giysiler alıp kullanıyorlar. Park yönetiminde çalışanlar iyi derecede İngilizce biliyorlar. Zaten köyde kime sorduysam parkta çalışıyordu veya emekli olmuştu.
KIS KISA
- Maalesef Malezya’da paranın su gibi geldiği dalış merkezlerinde, millî parklarda nedense patronlar hep yabancı oluyor. Bu parkında patronu Güney Afrikalı beyazdı. Malezyalılar da kendi ülkelerinde onların emri altında çalışıyorlar.
-Yanınıza çok sinek olduğundan inek ilacı, yarasaları seyredebilmek için dürbün, çok gerekmese de kafa lambası almalısınız. Burada her şey pahalı olduğu dan su da alabilirsiniz.
-Bazı ağaçlar o kadar uzamışlar ki yer yer gökyüzünü göremiyorsunuz.
-Ormanda Refliassa çiçeğine benzeyen başka büyük bir çiçek yetişiyormuş. Sadece resimlerini gördüm.
-Ormanda yetişen bitkiler ve yaşayan hayvanlar hakkında gayet düzenli ve açıklayıcı tabelalar var ama kelebek, kertenkele, çekirgeden başka bir hayvan görme şansınız yok. Çok kuş var ama yükseklerde olduğundan sadece sesleri dinleyebiliyorsunuz. Sadece farklı olarak incecik kuyruğu olan parlak yeşilkertenkele gördüm.
-Burada ki köylüler biraz daha çevre bilinci gelişmiş. En azından çöplerini ortalığa atmayıp, biriktirip yakıyorlar.
-Sular yükseldiğinde nehire giren ev sahibimin elini boynuzlu küçük bir balık parçalamış. Ameliyat olmuştu. Resmen boynuzu ile avucunu delmişti.
-Milli parkta tüm mağaralarda ellinin üstünde farklı çeşit yarasa varmış. Her bir mağarada
Milli parka giriş ücreti beş gün için Malezyalılara 15rm, turistlere 30rm. Hangi gün giriş yaptıysanız gününe göre farklı renkte bileklik takıyorlar. Aslında parkın içinde bazı rotaları, şelaleyi ve mağaralardan yarasaların çıkışını bileklik olmadan da görebiliyorsunuz. Ama mağaralar ve bazı rotaları sadece rehberle gezdiğinizden önceden listeye adınızı yazdırıp ayrıca ücret ödemelisiniz.
Parkın tüm yürüyüş rotaları yüksek ve bakımlı ahşap platformdan oluşuyor. Yön tabelaları oldukça açıklayıcı. Kaybolmanız mümkün değil. Yağmur yağmış olsa da fazla etkilenmezsiniz. Karanlığa kalsanız da yürüyüş yollarında gece lambaları var.
- Rehbersiz yürüyüş rotaları:
1- Paku Valley Loop:3-4saat sürüyor.
2-The Botanıc Trail:1.5km.
3-The TreeTop Tower: Gitmeden sekreterlikten depozit bırakıp anahtarı almanız gerekiyor. Ormanın içınde kule yapıp içinde gözlem pencereleri koymuşlar. Resimlere göre çok şey göreceksiniz ama kuş seslerinden başka bir şey duymuyorsunuz.
4-Paku Waterfall: Parkın başlangıcından normal bir yürüyüşle gidip gelmek 2 saat sürüyor. Kuru mevsim olduğundan şelale yerine kayalardan akan biraz su vardı. Dibinde ki nehrin seviyesi bile çok alçalmıştı ama ben yine de serinlemek için daldım.
5-Kenyalang Loop: 2.5 km ve bir saat sürüyor. Tam ormanın içinde güzel bir rotası var.
- Rehberli ve ücretli yürüyüş rotaları:
- Long cave ve Deer cave: Her gün öğleden sonra 14 ve 14:30’da rehberli turlar var. Ayrıca 35rm rehber ücreti ödüyorsunuz. Bir saat normal bir yürüyüşle(3.2km) mağaraların önüne, yarasaların uçuşunu seyredebileceğiniz platforma ulaşıyorsunuz.
- Long Cave: 240metrelik bu mağarada ki bazı sarkıt ve dikitler var ama çok yoğun değil. Bu mağara yüksek olmadığından fazla yarasa da yaşamıyormuş. Mağaranın bir kısmı ziyaret edilebildiğinden yarım saatte bitirdik. Hemen yanında
- Deer Cave: Çok uzun zaman önce geyiklerin yaşadığı bu mağara 1.100kmuzunluğunda, 150metre genişliğinde ve ve 120 metre yüksekliğinde oldukça geniş ve büyük bir mağara. Dünyanın en geniş mağarası diyorlar ama Vietnem’da ki daha büyük. İki girişi var. Tavanda 12 çeşit milyonlarca yarasalar olduğundan pislikleri çok kötü kokuyordu. Yakından iğneli yarasayı gördüm. Gerçekten başında kocaman bir iğnesi olan küçük bir yarasaydı. Bu mağarayı da 45 dakika da gezdik.
Çıkışta 5-6 gibi gün batımında yarasaların mağaradan topluca karınlarını doyurmak için ormana gitmelerini seyretmek için ahşap platformlara oturduk. Yarasalar havanın serin olmasına göre 16-18 arası mağaralardan topluca uçuyorlar. Güneş varsa çok erken gitmenize gerek yok.
Çok yüksekten grup oluşturarak duman gibi kıvrılarak ama grubu bozmadan uçmaları çok enteresan. Gruplar peş peşe saat 19’a kadar uçtular. Bazı gruplar çok uzundu. Gökyüzünde karayılan gibi kıvrıla kıvrıla uçtular.
Ben daha önce sanırım Endenozya’da adını hatırlamadığım denİz kenarında Ki bir şehirde köprü altındqn akşamüzeri topluca yiyecek aramak ıçin uçan yarasaları görmüştüm. Çok daha yakından gördüğüm için daha etkileyiciydi.
- Clear Water ve Cave of the Winds : Hergün sabahtan 9:00 ve 9:15’de rehberli boat turu var. Bu tur için ayrıca 67rm ödeyip listeye adınızı yazdırmanız gerekiyor.
Boat ile güzel nehir manzaraları eşliğinde önce “Batu Bungan Handicraft Market” e uğranıyor. Su bazı yerlerde iyice alçalmış olduğunda bir yardımcı uzun bir çubuk ile boata yön vermek zorunda kaldı. 20dakika alış veriş yapabiliyorsunuz ama kayda değer bir şey satılmıyor. Boncuktan yapılmış basit objeler bile çok pahalı. Burada ”Blowpipe” ile hedefe ağaç okları üfleyebiliyorsunuz.
- Wind Mağarası: 350metre uzunluğunda, içinde güzel oluşumlar olan bir mağara.
- Clear Water Mağarası: Gerçekten içinde berrak ve çok temiz su akan ve çok güzel sarkıt ve dikitleri olan harika bir mağara.
Bu mağaranın hemen çıkışında nehirdeki oluşan mavi gölde yüzebiliyorsunuz. Yine bahçede ki masalarda piknik yapabiliyorsunuz.
Not: Bana göre sadece bu iki mağara için tur satın alınız. Diğer Long ve Deer mağaralarını görmeseniz de olur. Onun yerine keyfinize göre başka bir tur satın alabilirsiniz. Eğer gençseniz “Pinnacles” kamplı turuna katılın derim.
Diğer ücretli turlar:
- The Night Walk:7:00 ve7:30’da var.22rm.İki saat sürüyor.
- The ‘Fast Lane’ in Lanang Cave:3saat.65rm.
- TheMulu Conopy Skywalk: Bu rotayı biraz tek başıma yürüdüm. Orman bu rada oldukça yoğundu. Ayı resimlerini görünce geri döndüm.
- The Garden of Eden&Valley Walk
*Long Iman Waterfall: Boat ile yine parkın önünden kalkarak Marriot resörtünü geçerek yarım saatte gidiliyor. Bu mevsimde sular çok azaldığından ‘gitme ’dedikleri için gitmedim.
Miri→Kuching(750km.Otobüs var ama yol virajlı olduğundan 15 saatten fazla sürüyor. Uçak da var. Ben arada daha fazla güzellik görmek için konaklayarak gitmeyi planladım.)
Ev sahibim çocukları ile beni Mulu dönüşü havaalanında karşıladılar. Birlikte Miri’den bir iki saat uzaklıkta ki “Borneo Rainforest Resort”e gittik. Harika yağmur ormanlarının içinde ki burada ailece konakladık. Satın aldığımız pakete yemek dahil olunca habire lezzetli yemeklerden yedik. Havuzunda yüzdük. Su kaydıraklarından kaydık. Çok keyifli zaman geçirdik. Daha sonra gölde kayıkla gezdik. Diğer misafirlerle şelale ziyaretinden sonra otelin aracı ile yakın bir çiftliği de gezdikten sonra nehirde motorlu tekne ile gezdik. Benim için çok iyi bir dinlenme oldu. Hele ev sahibimin hünerli elleri ile yaptığı masaj çok iyi geldi. Ev sahibimin ısrarı ile tekrar Miri’ye dönmek üzere iken benim yoluma doğru giden malay bir aile ile tanıştık. Onlarla iki saat ilerdeki
“Bintulu”ya geldim. Yolun her iki yanında ki palmiye ağaçları, enfes görünüyordu. Eve gelince onların ısrarı ile kıymalı makarna pişirdim. Gece otobüsü de bulunca hemen bilet alıp yola çıktım. Aslında gündüz bu yolu gitmeyi daha çok istiyordum ama otobüs saatleri farklı olunca mecburen gece yolculuğu yaptım. Kucing’de daha fazla zaman geçirmek istiyorum.
Miri-Kucing yolu üzerinde birçok Milli Park var. İstediğinizi gezebilirsiniz. Hatta içlerinde ki ahşap evlerde konaklıyabilirsiniz. Ana yola 50km içerde ki çok geniş olan “Niya” mağarasını da gezebilirsiniz. Ben bu arada çok mağara gezdiğimden uğramadım.
ANI:Bintulu’ya kadar birlikte geldiğim karıkoca lise öğretmeniydiler. Dört tane kızları vardı. Adamın ilk eşinden de beş kızı varmış. Kadın laf arasında “Ben eşimin ikinci hanımıyım” demez mi. Çok şaşırınca “Neden şaşırdın ki. Sen de Müslüman değil misin” dedi. Hangi gerekçe ve hangi kılıfla uydurulan bu erkeklere verilen hakkı asla kabul etmiyorum. Hangi kadın eşinin başka bir kadınla evlenmesine razı olabilir ki?
Bintulu→Kuching (11 saat,70rm.Lüks olanından bilet aldım ama deri koltuklarında hiç uyuyamadım. Aslında koltuklar genişti ama aradaki kol sabit olduğundan iki koltuğu birlikte kullanamadım. Televizyonlar kırıktı vehiçbiri çalışmıyordu. Muavin yok. Şoför kafasına göre durdu. Yollarda ki tuvaletlerde su ve sabun yoktu. Yollar kötüydü.
KUCHİNG
Malezya’nın Borneoadasında ki Sabah bölgesi, Sarawak bölgesine göre daha turistik, modern ve özellikle denizi daha mavi ve daha güzel.Ama Sarawak bölgesinin başkenti olan Kuching, Sabah bölgesinin başkenti olan Kotakinabalu’dan çok daha güzel,sevimli ve gezilip görülecek çok yeri var. Yıllar önce şehri ve çevresini iyice gez iştim. Gerçi daha önceki yıllara göre hızla büyümüş.
İçinden “Sarawak nehri” nin geçtiği bu sevimli şehir, kedi anlamına geldiğinden merkezde ki kedi heykelleri ile ünlü.
Grand Margerita’nın karşısında’ kedi ailesi’ ve yakınlarında farklı kedi heykelleri var. Grand Margerita otelinden doğuya doğru devam ederseniz(yürüyebilirsiniz de) “Yeni Çin Town” nun önünde ki en ünlü beyaz büyük kedi heykelini de görürsünüz.
Ulaşım:
Herkesin iyi kötü bir aracı olduğundan şehir dışındaki yakın yerlere halk otobüsü bulamıyorsunuz. Hatta otobüs terminalinden şehir merkezine bile otobüs yoktu. Bu şehirde taksi çok kullanılıyor.
Burada da’ grap’ taksi kullanımı çok yaygın.
Uzak gezilecek yerlerden sadece Bako ve Gading milli parklarına belediye otobüsü var. Taksicilerin bastırması ile diğer yerlere giden belediye otobüsleri kaldırılmış ama yine de buralara belli saatlerde ulaşabileceğiniz otobüs çeşitlerinin listesini turist infodan alınız.
Not: Erkekseniz her tarafa otostop yapabilirsiniz.
ANI:Şehir merkezinde tam 7-11 marketine girerken gördüğüm turistin Türk olduğunu anlayınca “Türk müsünüz? Diye yanımdan geçerken laf attım. Arkasını dönerek ”Türk’üm” dedi. Beyefendi her ne kadar” Türk’e benzediğimden tahmin ettiniz” dediyse de inanınız artık bu konuda uzmanlaştım. Her yerde Türkü tanıyabiliyorum artık. Gezilerimiz hakkında sohbet ettik. Bir Türk’e rastlamak beni mutlu etti.
Şehri nehir kenarından gezmeye başlayabilirsiniz. Ana cadde üzerinde ki sıralanmış büyük otelleri geçtikten sonra batıya devam ettiğinizde:
- Çin Tapınağı: Köşede ki bu tapınak çok gösterişli. Özellikle duvarında ki ejderhalar çok renkli.
- Çin Müzesi: Nehir kenarında binası çok güzel olan ücretsiz küçük bir müze
- Main Bazaar Handicraft: Nehir’e paralel ana cadde üzerinde ki bu dükkânlarda her istediğinizi bulabiliyorsunuz.
Eğer buradan nehir kenarı devam etmeyip nehirden aşağı yönlenirseniz:
4-China Town:Renkli dükkanların ve aralarda sevimli sokakların olduğu bölge. Akşam beş olduğu zaman bar ve kafelerin dışında tüm dükkânlar kapanıyor.
A-İki tane Çin tapınağını gör
5-Old Court House:Turist infonun da içinde olduğu eski ve geniş güzel bina. Aşağısında
6-Textile Müzesi: 9-4:45 arası hergün açık. Hafta sonu ve resmi tatillerde 10-18 arası açık. Ücretsiz. Gezilmeye çok değer. Binası da çok güzel. Karşı tarafta eski binası olan PTT’yi kaçırmayınız.
7-Plaza Merdeka: Bilinen büyük alışveriş merkezlerinden. Hemen arkasında
8-İndian Street: Yine renkli bir cadde. Daha da aşağıya doğru yürürseniz
9-Art History Müzesi
10--Yeni ve eski Sarawak Müzesi: Bu müzeler onarım nedeni ile kapalıydı.
11-İslamik Müzesi
Gerı nehir kenarına gel. Köprüden nehrin karşısına geç.
12-Orchid Garden: Girerken gişede kimse yoktu. Çıkarken de soran olmadı. Ücretli olabilir. Normal.
Buradan “State Legislative Assembly Hall” binasının arkasından dolaşarak iki kilometre gittiğinizde (Ben motosıklet ile gittim.)
13-Fort Margherita: Önce kaleymiş. İlk İngiliz kralı yaşamış. Şimdi müze. Devam ettiğinızde
14-Malay Kampungs: Bu Müslüman köyde yemek yiyebileceğiniz birçok büyüklü küçüklü restoran var.
(Ama en kısa yol, karşı taraftan “Otel Margherita” nın önünden motorlu ile yarım rm’e iki dakikada buraya geçiyorsunuz. Hemen yanında da kale var.
Uzaklar:
I-Kuching’in doğusu
1-Bako National Park: 1ve 4 nolu duraktan belediye otobüsü 7ile 17:10 arası her saat başı 3.50rm’e parkın kapısına kadar gidiyorsunuz. Parka giriş ücreti yerliler için 10rm,50yaş üstü yerliler için 5rm, yabancılar için 20rm.Yabancılar için yaş indirimi kalkmış. İki tane boat firması var. İkisinin de ücreti gidiş ve dönüş 20rm. Yanınıza mayonuzu almayı unutmayınız. Ben unutmuşum. Mecbur iç çamaşırı ile girdim.
Nehirden hızlı boat iöe yola çıkıp denizden devam ederek 20-30 dakikada parka varıyorsunuz. Parkın girişinde hiçbir kontrol yok. Ancak iç kısımda ki yönetim binasında parkın haritasını istediğinizde biletinizi görmek istiyorlar. Yani bilet almadan parka gelebilirseniz, kimseye sormadan parkı renkli işaretlere göre gezebilirsiniz. Veya haritası olan birinden bakabilirsiniz.
Parkın deniz kenarında çok güzel manzaraları var. Buradaki yağmur ormanında büyük ağaçların yanında küçük ağaçların olduğu düzlüklerde var. Bilet üzerinde farklı hayvan ve raflesia çiçek resmi var ama hepsi reklam. Görebildiğiniz girişlerde sizden yiyecek kapmaya çalışan maymunlar. Bir de biz yaban domuzu gördük. Koca burunlu Proboscis maymunları görme şansınız neredeyse yok.
Parkta kalabiliyorsunuz. Zaten biraz da sizi kalmaya zorluyorlar. Çünkü en son boatlar saat 15’de parktan ayrılıyor. Kalırsanız tüm rotaları yürüyebilirsiniz ama bana göre hemen hemen aynı manzara sunuyorlar.
Gezilecek yerler yönetim binasının her iki tarafında farklı renklerle işaretlenmiş. Ara ara park haritası da göreceksiniz.
A-T.Pandan Kecil: En ünlü 2.6km lik sarı renkli rota. Önce boattan indiğiniz tarafta kırmızı işaretli yoldan gittikten sonra tabelasını göreceksiniz. Sarı işaretleri takip ederek yukarı doğru tırmanıyorsunuz. Tepeye geldiğinizde önce sağa doğru yürüyerek falezleri görünüz. Geri gelip sarı işaretleri takip ettiğinizde tepenin ucuna deniz kenarına varıyorsunuz. Çok güzel manzarası var. Merdivenlerle aşağı deniz kanlarına inip yüzünüz. Burada bekleyen motorlularla adam başı 7rm’e deniz içinde ki kaya oluşumlarını görüp(Hemen köşeyi d öner dönmez. Yüzerken biraz açıldığınızda da görebiliyorsunuz.) tekrar yönetim merkezinin olduğu deniz kıyısına kadar geliyorsunuz.
İsterseniz arada 3numaralı, 800metre uzunluğunda ki yürüyüş rotasının bitiminde motordan inerek yürüyerek de yönetim merkezinin olduğu yere varabilirsiniz.
Ben motorlu ile son durağa gelip Buradan yönetim merkezinin diğer tarafındaki farklı parkur seçtim.
B-T.Dalima: Yine kırmızı işaretleri takip ettikten sonra mavi-beyaz renkli bu 1km lik rotayı 45 dakikada yürüyebiliyorsunuz. Bu rota da kıyıda bitiyor. Farklı ağaçların ve oluşumlar görebileceğiniz bir rota.
İsterseniz bu milli pakta rehber alabiliyorsunuz.
II-Kuching’in batısı SAMATAN
1-Gunung Gading National Park: 5nolu otobüs durağından →Lundu(K26 nolu otobüs,5nolu duraktan 7:45 ,10:00, 13:30, ve 16 da gidiyor.İki saat sürüyor. Tek yön 12rm)→Gunung N.P(Taksi veyaözel araç.)
Park giriş ücreti20rm.
Aslında bu milli pakta Reflasia çiçeğini görebiliyorsunuz ama turist info da sorduğumda “İki gün önce çiçek kapandı” dediğinden daha önce ziyaret ettiğim bu milli parka gitmedim artık.
III-Kuching’in Kuzeyinde SANTUBONG
1-Sarawak Cultural Village: Belli saatlerde shutle bus var. 9-18arası açık. Giriş 60rm.11:30ve 16’da45dakikalık dans ve müzik gösterisi var. Ortada ki gölün çevresinde devasa geleneksel evler var. Bu kadar pahalı olup da bu kadar içi boş olan benzeri bir köy görmedim. Yapıların çoğu kapalıydı veya i açık olanlarında içinde görecek pek bir şey yoktu.
Hemen karşısında
2-Damai Beach: Dinlenebileceğiniz güzel bir mekân. Denizin rengi kahverengiye çalsa da temizdi. Denizin kenarında ki bungalovlarda da kalabilirsiniz.
*Giderken Cat Müzesini de görebilirsiniz.
IV-Kuching’in Güneyinde SERİAN
1-Semenggok Orang Utan: Şehre otobüs ile yarım saat uzaklıkta. 7:20 ve 13’de otobüs var. 11 ve 16’da da parktan şehre gerİ dönüyor.Giriş 10rm. Kontrol eden yok. Orangutanların beslenme saati 9 ve 15 ama bazen erken geldiklerinden 8 ve 14 de giriş yapabiliyorsunuz. Burası Sabah-Sepilok’a göre daha tabii ve yağmur ormanının içinde. Girişten 20dakikalık yürüme mesafesinden sonra açık alanda önce görevlinin getirdiği muz ve Hindistan cevizini almak için yetişkin bir orangutan geldi. Yakından onu doğal ortamı da görmek çok hoştu. Daha sonra ormanın daha da içine gittik. Yene bir yetişkin orangutan yavrusu ile gelerek onlar da haklarını alıp hızla ağaçlara tırmanarak tepelerde karınlarını doyurdular. Özellikle Hindistan cevizini ağaçlara vurarak çatlatıp kabuklarından ayırması enteresandı.
ANI: Ben buraya Timsah çiftliğinden erken gittiğimden biletimi aldıktan sonra zamanım olduğundan yakında ki Müslüman köyüne gittim. Orada ki Müslüman aile beni evlerine davet etti. Kurban bayramının ikinci günü olduğundan kurban eti ikram ettiler ama sanırım soya sosu kullandıklarından siyah olduğu dan yiyemedim. Nenelerinin ahşaptan bu eski evleri beklemediğim kadar temizdi. Benimle çok ilgilendiler. Baktım kadınlar süsleniyorlar. Ben dışarı çıkacaklarını sandım. Benimle fotoğraf çekmek için hazırlanıyorlarmış. Rujlarını da sürdüler. Başlarını itina ile kapattılar. Hepsi ile ayrı ayrı fotoğrafçekindim.
2-Annah Reis Long House: Giriş sanırım 20rm’idi. Bu köyde sonradan Hristiyan olan “Bidayuh-Land Dayak” etnik grubu yaşıyor. Kazıklar üzerine kurulmuş uzun ahşap evlerin olduğu bu yerleşimin tabanı tamamen bambudan. Aslında korunabilseymiş bu köy ve uzun evleri çok ilginç. Bu eski yerleşimin ortasına yeni beton evin yapılmasına izin verilmiş. Sadece Biduyuhların, büyük büyük babalarının zamanında kafatasçılığı döneminden kalan kurumuş kafataslarının asıldığı bir oda var. Onların da o zamandan kaldığı meçhul. Onun dışında görülecek bir şey yok. Artık insanlar modernleşmiş. Evlerine yeni eşyalarla doldurmuşlar. Birçoğu gelen turistlere evlerinin önünde kurdukları tezgâhlarda bireyler satmak peşindeler. Gitmeye kesinlikle değmez.
3-Jong’s Crocodile Farm: Şehre 28km uzaklıkta.8-17 arası açık. Giril turistlere24rm, yerlilere 14rm. Geniş bir alanda havuzlarda boy boy timsahlar var. Ortasında ki nilüfer çiçekli gölü güzeldi. Çok da görülmeye değer bir yer değil.
Ben Kuchİng’ten yanlış seçimim sayesinde Singapur’a uçuyorum. Orayı gezdikten sonra tekrar otobüsle Malezya’ya geçeceğim.
Kuchin→Singapur(Ucak,Scoot havayolutek yön14dolar.)
Singapur’da görüşmek üzere…
Not: Daha önce Malezya’nın her tarafını çok güzel gezmiştim. Bu ülkeye yeniden bir daha geldim. Çünkü gezemediğim Tıoman Adası, Kenyir Gölü ve Redang adasını bu sefer gezmek istiyorum.
Singapur’dan sonra tekrar Malezyza-Jahor Bahru şehrine geldim.
Singapur→johor Bahru(30km)→Mersin(154km)
PAHANG BÖLGESİ
MALEZYA ADALARINDA İKLİM:
Şubat-Ekim arası iyi. Mart-Eylül ayları, adaları gezmek için en uygun aylar oluyor. Çünkü muson yağmurları bittiğinden muson yağmurlarından dolayı bulanıklaşan suyun rengi berraklaşır.
Ama tüm adalar da siyah renkli sivri sinekler var. Her tarafım , kaşınmaktan yara oldu.
Ekim-Şubat arası fırtınalardan dolayı kötü mevsim.
1-TIOMAN ADASI
NASIL GİDİLİR
Denizyolu ile:
Johor- Mersing’den ve Mersing’in kuzeyinde ki Pahang- Tanjung Gemok’tan feribot ile gidiliyor.Fırtına olduğu günler feribot seferleri iptal ediliyor?
Johor- Mersing’den ve Mersing’in kuzeyinde ki Pahang- Tanjung Gemok’tan feribot ile gidiliyor.Fırtına olduğu günler feribot seferleri iptal ediliyor?
Malezya-Johor Baru-CIQ JB Central Bus Station→Larkin Bus Terminal→Mirseng(İki saat, 8 RM.)
Eğer gittiğinizde terminalde otobüs geç kalkıyorsa
Larkin Bus Terminal→ota Tinggi→Mersing yapabilirsiniz.
Mersing bus terminalinden hemen yürüyerek Tıoman boat terminaline geçiniz.
Her gün Saat7, 11.30 ve 14.30’da fery var. Tek yön 35 rm. Ayrıca 35rm de ada giriş parası alıyorlar. İki saat sürüyor.
Sırasıyla fery
- Kampung Genting
- Kampung Paya
- Kampung Tekek
- Kampung ABC(Ayer Batang)
- Kampung Salang’a uğruyor.
Ama özel tekne ile her köyün veya resort’ün iskelesine istediğiniz zaman gidebiliyorsunuz
Adadan Tekek’ten 30-1230da Mersing’e 14’de de Tanjung Gemok’a fery var ama hava durumuna göre değişebiliyor. Sorunuz.
Not: Bu terminallerden daha yakın olan “Pulau Besar” gibi diğer adalara da idebilirsiniz.
Havayoluyla ile:
Berjaya Air’ın Kuala Lumpur- Subang Havalimanı’ndan 10kglık bagaj limiti olan küçük ucakların (Bir saat) ve Singapur’dan(45dakika) Tioman’a her gün direkt uçuşlarN varmış ama iki yıldır uçuş olmuyormuş. Çünkü zengqinler helicopter ile adada ki özel havaalanına iniş yapıyorlarmış. Ama önümüzde ki yıllarda ucuşların yeniden başlıyabileceğini söylediler.
Ana yerleşim merkezi olan Tekek’te küçük uçakların inmesi için küçük bir pist bulunuyor.
GENEL
Malezya’nın tropik adaları, ana karanın doğu tarafında Güney Çın denizinde bulunuyor. Kaplumbağa benzeyen Tioman adası, 20 km uzunluğunda, 11 km genişliğinde olup Malezyanın en güzel gezilecek yerlerinden. Müslümanların yaşadığı Adada ki köylerin çoğu batı kısmında sıralanmış Benim bu adaya ilk gelişim ve çok beğendim. Efsaneye göre bu ada mitolojik bir ejderha prensesinin mezarı varmış. Bazı gezi yazılarında adanın palmiyelerle kaplı olduğu yazılıyor. Yoğun yağmur ormanlarları ile kaplı adanın çevresinde de renkli mercan resiflerinin ve balıkların olduğu beyaz kumlu çok güzel sahilleri var. Adada plaj , dalış, şnorkel tekne turu ve orman içi yürüyüşler yaparak çok keyiflı zaman geçirebilir ve dinlenebilırsiniz.
1959 yılında Hollywood müzikali South Pacific filmi, bu adada “Asah Şelalesi”nde çekilmiş. Daha sonar da 1970 yıllarında Time dergisı tarafından dünyanın en güzel adalarından biri seçilince ünü iyice artmış. Adada en fazla üç kata izin verildiğinden çoğu ahşap geleneksel evleri ile çok şirin köyler var. İyi kötü çevre bilinci de gelişmiş. Plastik ve teneke kutuları ayrı yerlerde topluyorlar. Ada pis de sayılmaz. Zaten yeşillikler herşeyi saklıyor.
TEKEK
Adanın tamamında 5000 kişi yaşıyor. Bunun ikibini adanın merkezi sayılan en büyük yerleşim olan Tekek’de yaşıyor. Köyün ortasında küçük bir havaalanı pisti var.
Adada ki köylerde ve sahillerde paranıza göre resortten ahşap odaya kadar kalacak birçok seçenek var. En mantıklısı bu adada denize sıfır ahşap bir bungolovda kalmak. Resortü her yerde bulabilirsiniz. Ayrıca her köyde dalış okulları var.
Coral reef Holİday: iskeleden sağa yürüdüğünüzde göreceksiniz. iki kişi sadece kalmak 140 rm. Odalar denİze bakıyordu ama oldukça küçüktü. Gerçekten denizinde renkli mercanlar ve balıklar vardı.Snorkelİng yaparak çok rahat görebiliyorsunuz.
Tekek’deKıyı boyunca daha birçok kalacak yer bulabiliyorsunuz.
Dalış: Birçok dalış merkezi var. Ben “Noyan” dalış okulu ile dalış yaptım. Çok tatlı Filipinlilerdi. Çok keyif aldım.
Tekne Turları:Tekek iskelesinin hemen yanında ki teknelerle konuşabilirsiniz.
Özel olarak tekne kiralarsanız çok pahalı. Grupların gittıği turları yakalamalısınız.
- Coral adasında şnorkel yapmak ve çevre turu 80rm.
- Adanın güney ucunda bulunan Gunung Nenek Semukut ikiz tepeleri ve Asah Şelalesi turu 150rm.=225TL.Turlara öğle yemeği dâhil değıl.
Bu tur oldukça pahallı ama katılmadan adadan ayrılmayınız. Önce yaya yolu bile olmayan sadece tekne ile ulaşılan gerçekten turkuaz renginde ki iki farklı koyda şnorkel yaptık. Mercanlar da balıklar da inanılmaz güzeldi. Hele küçük balıkların yanar döner hareketlerine büyülendim. Ben daha çok açıldığımdan iki tane de kaplumbağa gördüm.
Daha sonra Juara’da öğle yemeği molası verildi.
Peşine “Nipa”adlı sadece dört tane kiralık bungolowu olan küçük köyde durduk. İki kişilik oda fiyatı 225TL.Hiçbirşey dâhil değil. Çok sevimli bir yerdi ama ben bir günde bile burada sıkıntıdan patlarım. Sanırım balayı geçirmek isteyenler geliyordur. Ulaşımıda sadece tekne ile oluyor. Burada coral ve balık yoktu. Yüzme bilmeyen arkadaşlar için iyi oldu.
Daha sonra”Kara kuyruklu köpek balıkları” iskelesinde demir aldık. Burada ki yavru köpek balıkları küçük balık sürüsünün içine daldıklarında balıklar havalara fırlıyorlardı. Burada ki “ Gunung Nenek Semukut ikiz tepeleri” manzarası güzeldi. Bu tepelerin birinin yandan görüntüsü aynı aslana benziyordu. İskeleden 20 dakika hafif tırmanışla “Asah Şelalesi “ ne vardık.Katmerli kayalıklardan dökülen şelale gerçekten çok güzeldi ama oluşturduğu gölde yüzmek harikaydı.
Buradan en son bir adanın yanında tekrar şnorkel yaptık. Burada çok büyük balık gördüm. Mercanların güzelliğine doyamadım. Çin asıllı yerel Malezyalı grupla da çok iyi anlaştık. Beş gün kaldığım bu adada en son harika bir gün geçirdim.
JAURA
Adanın doğu yakasında çok şirin ve küçük turistik bir köy.
- Yol: Tekek’de büyük caminin yolundan yukarı doğru tırmanıyorsunuz. Çok yoğun yağmur ormanlarının içinden genelde merdiven tırmanarak ve içme suyunun alındığı nehri takip ederek iki saatte ulaşıyorsunuz. Bu yürüyüşte yılan ve büyük kertenkele olan Varan gördüm.
- Yol: İskeleden saga doğru yürüdüğünüzde Tekek’in bitiminde yine orman içinden geçen araç yolu da var. Çok jeep ve motorlu geçiyor. Tekek’ten çok rahat Jaura’ya otostop yapabilirsiniz.
Ben sabah erkenden orman içinden kuş cıvıltıları ve su sesi ile birbuçuk saatte Juara-Tekek asfalt yoluna kadar yürüdüm. Yoldan geçen bir araç ile Jaura’ya geçtim. Ana yoldan jeep ile geri döndüm.
Not: Yalnız ana yoldan içeri beş dakikayürüdüğünüzde “Alis Şelalesi”ni görüyormuşsunuz. Ben tabelasını görmemişim. Hatta ormanda yeni açmış reflasya çiçeği olduğu söylendi ama emin olmadıklarından görmek için çabalamadım.
Dört kişinin kalabİleceğİ oda fİyatı 160rm.
Tek dalış 36$.
Tam gün tekne İle şnorkel turu kişi başı 120rm.Snorkel onlara aIt.
Adaya girişte sağ taraftaki kayalıkların orada şnorkel yaparsanız renkli balıklar görürsünüz ama adanın batı yakasında mercan ve balık çeşidi çok daha fazla.
AYER BATANG(ABC)
Uzun bir sahili var. İskelesi köyün tam ortasına geliyor. Bu köyde araç yolu yok.Sadece motorsiklet var. Çok şirin bu köyün denizi de çok güzel ama akşama doğruçekildiğinden bazı bölümlerde yüzmek zorlaşıyor.
Tekek’ten 30-40dakİkada köye yürüyerek ulaşıyorsunuz. Ancak köprünün başına kadar araba veya motor ile gidebiliyorsunuz. Veya tekne ile istediğiniz yere gidebiliyorsunuz.
Tekek’ten 15 dakİka yürüdükten sonr mav köprüden önce ve köprüyü geçtikten sonar ki iki sahilde snorkel yapınız. Harika mercanlar ve çok çeşitli rengarenk balıklar göreceksiniz.
En uygun kalınacak yer, en sevimli olan bu yerleşimde bulabilirsiniz. Hele her iki yanı sahil yolunda seri serin yürümek çok keyifli. Feribottan ABC iskelesinde inip önce saga sonra sola doğru yürüyerek istediğiniz şekilde kalacak yer bulabilirsiniz. Aynı zamanda Tekek’e de yürüme mesafesinde olacaksınız.
Tekek’ten ABC ‘ıskelesine gitmeden önce iki kişilik fanlı bungolovun fiyatı 45rm.Ama buralar hızla doluyor.
Daha ileride domotori de tek kişi fiyatı ise 50rm.İki kişilık odalar ise 60rm.
ABC’den 15 dakika yürüme mesafesinde
MONKEY BEACH
Burada tepede ki bungolowların harika manzarası var.Sahilin teknelerin geldiği özeliskelesi de var. Helesahili muhteşem. Biraz ilerledikten sonra tahmin edemediğim kadar renkli mercan ve balıklar gördüm.Doyamadım bu güzelliklere.O kadar kendimi kaptırmışım ki yorgunluktan yürüyemezhale geldim. İlk kez burada ağırlıklı su yeşili renginde midyeler gördüm.Tek bir balığın üzerinde en az on farklı renk vardı. Su altı kameramı getirmediğime çok pişman oldum.
Buradan 45 dakika ileride ormanın içinden gidilen “Monkey Bay” var. Yorgunluktan gidemedim. Ama ertesi gün tekne turunda gördüm.
TERENGGANU BÖLGESİ
- KENYİR GÖLÜ: Bu çok geniş alana dallı budaklı şekilde yayılmış bu turkuaz renkli göl üzerinde yağmur ormanları ile kaplı birçok ada var. Zamanında bu adalarda çok farklı hayvanlar yaşarmış.
Göl gerçekten muhteşem ama kıymetini hiç bilememişler. Saçma yapılarla doldurmaya devam ediyorlar. Çevreyi çok hor kullanmışlar.
Tıoman adasından dönüşte Kenyir gölüne gidecekseniz “Tanjung Gemok”a gitmeniz daha mantıklı.
Mersing veya Tanjung Gemok→Kuala Berang
Not: Ben daha önce “TamanNegara” ya gittiğimden pas geçtim. Malezya’nın İngilizlerden kurtuluşunun yıl dönümü olduğundan sık otobüs olmadığından arada “Dungun” da konaklayıp devam ettim.
Kuala Berang→Pengkalan Gawi(30-35 dakıka araç ile sürüyor. Sırası ile Chapu, Jeneris, Basung köylerini geçtikten sonra gölün kenarında ki bu yere geliyorsunuz. )
PENGKALAN GAWİ
Göle sıfır boat houssların ve boat turlarının başladığı yer.Birçok alışveriş dükkanları, restorantlar ve kalmak için boathouslar ve bungalovlar var. Buraya en yakın köy iki km ilerde ki Basung köyü oluyor.
Ama göl kıyısında ki bu güzelim yere çok zevksiz yapılar dikmişler. Çevre inanılmaz kirliydi. Özellikle boatcular, ellerine ne geçtiyse çevreye fırlatmışlar.
İnsanlar bu boat houslarda bir, iki, üç gece konaklayarak gölde geziniyorlar. Balık tutuyorlar. Ben de bir gece bu boat evde kaldım. Hindistan-Kaşmir’de ki gibi özel değiller. Ahşap sıradan büyük boatlar.
Eğer günü birlik gölde gezmek isterseniz küçük motorlularla gezebiliyorsunuz. Ama bir gruba eklenirseniz daha uygun fiyatla gidebilirsiniz. Hafta içi gölü gezmeye gelen pek fazla insan yok. O nedenle mümkünse hafta sonu geliniz. Veya adalara sabahleyin giden teknelere belli ücret ödeyerek de gidebilirsiniz.
Yarım saat sadece kıyıya yakın çevrede gezerseniz boat fiyatı 60rm. En fazla on kişi binebiliyor. Eğer daha uzak yerleri gezmek isterseniz boat fiyatı 350rm,550rm ve daha yükseğe doğru gidiyor. Bir dört kişi grup oluşturup herbs adası(İlaç kullanımında kullanılan bitki), şelaleye ve kelebek adasını yarım günde gezdik. Adanın manzarası çok güzeldı.
Şelale güzeldi. Şelalenin oluşturduğu gölde ve Kenyir gölünde yüzdüm. Kelebek adasında çok az kelebek vardı. Giriş 5rm’idi.Ama çok farklı kurbağalar ve diğer sürüngenler gördük. İkinci gün de “Basung” köyünde kalarak dinlenip yoluma devam ettim.
Pengkalan Gawi→Kuala Berang(Geri geliniz.)→Marang
ANI: Kenyir gölüne otobüs oladığından bir aile beni araçlarına aldılar. Ayrılırken teşekkür etmek için önce bayanın elini sıktım.Tam beyi ile tokalaşacakken kadın hızla elimi iterek”No no no” dedi. Bu güzel ülkeye böyle zihniyet yakışmıyor. Atam minnettarım.
Ben Marang’a 15dakika uzaklıkta ki yemyeşil “Bukıt payong”köyünde iki gün kalarak çok iyi dinlendim. Ağaçlardan topladığım rambutan ve duku meyvelerini doyasıya kadar yedim.
ANI: Beni aracı ile almaya gelen 25 yaşında ki ev sahibimin oğlu delikanlı, ellerini arkasından birleştirerek tokalaşmayacağının sinyalini verdi. Bu türlü geriliklere gerçekten anlam veremiyorum.
Aynı iki üniversite bitirmiş, birçok yabancı ülke görmüş delikanlı, fotoğraf çekilirken 74yaşında ki anneannesinin azıcık bilekleri görünüyor diye ellerinin üstüne minder koydu.
2-KAPAS ADASI
Bana göre bir gün yeterli. Ben bu ara çok ada gördüğümden şımardım sanırım. Bu adada da sıkıldım . İki gün kalacaktım ama bir gün kaldım. Bu ada da çok genç turist vardı.
Kuala Berang→Marang(35km)
Marang →Kapas Adası(İki firma var.9-17 arası her iki saatte bir tekne var. Adadan da 9:30-17:30 arası tekne var. Ama çok giden gelen olduğundan her an tekne bulma şansınız var. Gidiş geliş 40rm.Yerlilere 30rm.Sadece on dakika sürüyor. Tek yön alırsanız adadan çok sık olan özel teknelerle geri dönebilirsiniz.)
Bu adaya gitme planım yoktu. Bir İspanyol’un “Çok güzel adaymış.” Lafına geldim. Pazar günü gittiğimden çok yoğunluk vardı. Bir gün öncesinden de ”Sultan Mahmut Koşusu” varmış. Bu etkinliklerin devamı olarak birçok grup adaya gidiyordu. Bilet alırken verilen sıra numarası ile teknelere doluşarak gittik. Çoğu Malezyalı adaya piknik yapmak için günlük gidiyorlardı.
Küçük bir ada. Adanın sadece güneyinde ki koylarda ormanın içinde ahşap sade resort ve benzeri yerleşimler var. Köy yok. Resortlerde oda fiyatı, kahvaltı dahil 100 rm’den başlıyor. Adada 3-4 tane çadır kampı da var.Çadır15rm, şişme yatak 3-5rm.Sizin çadırınız varsa 10rm.
Adanın güneyinde ise boatla gidilen koylarda dalış yapılıyor.
Adada hiç araç yoka. Sadece kumda gidebilen ve çöpleri toplayıp kıyıya ulaştıran dozerimsi bir araç var. Sadece ulaşımı, yerleşimlerin olduğu güney kıyı şeridini genelde kayalar üzerine yerleştirilen merdivenlerden yapıyorsunuz. Bu güzelim adaya yapılan bu çirkin merdivenlerin çoğu kırılmış ama ilgilenen yok. Yürüyerek adanın gezilebilecek yarısını çok rahat iki saatte gezebiliyorsunuz.
Farklı firmanın boatlarından biri iskeleye diğeri yakınında ki KBC(Kapas Beach Chalet) kumsalına yaklaşıyor. Eğer boattan indiğinizde sağa giderseniz, genelde turistlerin kaldığı resortlere ulaşıyorsunuz. Soladoğru”Cemia adası” yönüne giderseniz snorkil yapabileceğiniz daha güzel koylara ulaşıyorsunuz. Gerçekten burada gördüğüm corallardan çok farklılarını da gördüm. Ama insanlar bilinci olmadığından çoğu coralı kırıp kıyıya atmışlardı. Malezya’da ilk kez burada palyaço balıklarına rastladım.
Tek dalış okulu var.45dakikalık dalış ise130rm.
Not:Nasi Kerabu:Terengganu ve Kelentan bölgesinin bir bitki ile pişirildiğinden masmavi pirinç pilavı.
Marang →Kuala Terengga
3-TERENGGANU
Büyükçe, yine içinden nehir geçen bir şehir.
1-Çin Town: Redang adası iskelesine yürüme mesafesinde. Benim alışveriş ile ilgim olmadığından pas geçtim.
2-Taman monumen: Giriş 30rm.Ünlü camilerin belli ölçüde küçültülmüş minyatürlerini görüyorsunuz. Bizden de Süleymaniye Camii var. Mescit-i Aksa minyatürü harika. Bunun içini de görebiliyorsunuz. Yine Taç Mahal minyatürü de çok güzel. Görülmeye değer bir müze. Hemen yanında
3-Kristal Cami: Avusturalyalı mimar tarafından nehir kenarına yapılmış. Daha içi bitmemişti. Gündüzü ve gecesi de çok güzel. Daha sonra Kota Bharu ‘ya giderken yukardan bu caminin nehirle birlikte manzarasını gördüm. Muhteşemdi.
Güya caminin bitiminde Avusturalyalı mimar Müslüman olmuş. İnsanlar kendi uydurdukları yalana inanıyorlar.
4-REDANG ADASI
Daha önce tüm Malezya’yı gezdiğim zaman bir Malezyalı”Eğer Redang adasını görmediysen. Malezya’yı gezdim deme” demişti. Çok haklıymış. Bu ne güzel bir ada. Tıoman adasına verdiğim birinciliği geri alıp bu adaya veriyorum.
Not: Malezyalılar adalara bavullarla giysi taşıyıp kumsalda habire poz vererek fotoğraf çektiriyorlar
Nasıl gidilir:
1.Yol:Kuala Terengganu→Shahbandar İskelesi(Otobüs terminalinden 15 dakika.)→Redang Adası
İki ayrı fery firması var. Saatleri biraz farklı. Sabah daha sık fery var.
- Redang Island Firması: 8:30 ve 11:00’da ve sadece Perşembe ve cumartesi günleri 14:30’da fery var.
Bu firma, adadan 8,11:30 ve yine Perşembe ve cumartesi günleri 14:30’da fery var. Yalnız geri dönerken küçük tekne ile long beach’ten Bahru köy iskelesine yolcular transfer olduk.Feribota köy iskelesinden bindik. O nedenle bir gün öncesinden feribot ile iletişime geçiniz.
- Sejahtera Fery: Bu firmanın 9:00,10:30 ve 15’de fery var. Bu firma ile adadan 7:00,11:00 ve 15’de geri dönebiliyorsunuz.
Bazen hava durumuna göre saatler değişebiliyor. İki saat sürüyor. Tek yön 55rm. “Bilet pahalı” deyince bilet satan kız yaşımı sordu. 63 deyince adada çalışanların ödediği fiyattan tek yön 25rm istedi. Şaşırdım. Malezya’da bu sefer ki gezimde ilk kez indirim alıyorum.
2.Yol:Kuala Berang→Kuala Terengganu→Merang İskelesi(Toplam 83 km) →Redang Adası: Bu iskeleden hızlı boat kalkıyor.8,9,10:30,13 ve 15,deboat var.45 dakika sürüyor. Tek yön 55rm.
Ayrıca adaya giriş ücreti 30rm ve iskele ücreti 5rm ödüyorsunuz.
Not:Bu iskeleden “Lang Tengah adasına da boat ile gidebiliyorsunuz.
Yemyeşil ormanlarla kaplı adanın kıyılarında Hindistan cevizi ağaçları var. Ama adayı özel yapan pudra şeklindeki kumsalları.
Adada ki tek köyü”Bahru Köyü” adanın ortasına kurulmuş. İki yüz yıl önce “Long Beach’e gelen yerliler daha sonra adanın güneybatısında ki “MarinaPark”adlı adaya yerleşmişler. Şimdi bu ada dalış merkezi. Artık bu köyde modern yaşama geçmişler. Sadece adada Bahru köyünün iskelesi ile Taraas resortün arasında 3.5kmlik araç yolu var
Adanın batı tarafında ise dalış noktaları var. Yerleşim yok.
Adanın sadece doğu tarafında yeşillikler içine saklanmış, doğaya uygun sayılabilecek on tane resort sıralanmış. Resortlerin karşısında da neredeyse yüzme mesafesinde içinde yaşanmayan birçok ada var.
Kalma:
Bu resortlerden istediğinize internet üzerinden rezervasyonunuzu yaptırabiliyorsunuz. Kalma, üç öğün yemek, sabah ve öğleden sonra snorkeling vb. şeklinde paket program satıyorlar. Öğle yemeği hariç olanlar da var. Ayrıca Bahru köyünde içinde homstayler de var. Yine bazı koylarda geusthauslar var. Sanırım buralara özel boatlarla ulaşılabiliyorsunuz.
Ben Singapurlu bir aile ile ev şeklinde ki çok güzel bir resortü paylaştım. Kahvaltı ve akşam yemeği dahil günlük 250rm.
Adanın uzaktan önce adanın bal rengi kayalıklarını görüyorsunuz. Fazla büyük olmayan feribot “Longbeach”in basit iskelesine yanaşıyor. Resortler, gelen müşterilerinin bavullarını taşımak için traktörün römorkuna oturaklar yerleştirmişler. Fery bundan sonra sadece köye ulaşılabilecek bir sonra ki iskelede duruyor.“Longbeach”dn farklı yerlerde ki resortlere ve yerleşimlere boatlarla ulaşılıyor.
Erkek ve gençseniz istediğiniz yere çadır kurabilirsiniz. Çadırınız yoksa bileyatak atılmış birçok çardakta uyuyabilirsiniz.
Neler yapılır:
-Birçok dalış merkezi var.Tek dalış 100rm.
-Snorkeling: Otellerin kendi programlarının içinde var.Dışardan katılmak isterseniz 70rm. Bir saat resmen caral tarlasında şnorkel ile yüzdük.Çok güzeldi.
-Taraas Resort: Adanın kuzeyinde ki körfeze konumlanmış tek resort. Sessizlik istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Ben sıkılırım. Her turlü lüks var. Genelde balayı için tercih ediyorlar. Üç gece sadece kahvaltı dahil2000rm=3000tl.Resortün içinde ayrıca iki tane restoran var.
Taraas resort’e yürüyerek ulaşmak isterseniz önce Longbeach’ten bir saatlik orman içinde yürüyerek adanın diğer tarafında ki “Telor Dalam” kumsalına ulaşıyorsunuz. Kumsaldan karşı taraftında “Talaas resort”ü görüyorsunuz ama kıyıdan yol yok. Ormanın içinde ki araç yolundan 20dakikalık yürüme ile ulaşabiliyorsunuz.
Resortten sola doğru ise 20dakikalık yürüme ile veya araç ile Bahru köyüne varıyorsunuz.
İsterseniz Taraas resortten Long beach’e çok gelen olduğundan gidişinizi veya dönüşünüzü tekne ile yapabilirsiniz. Ben öyle yaptım. Taaraas resort ile Long beach arası tekne gidiş ve dönüş 150rm.Kaç kişiyseniz paylaşıyorsunuz.
Adaya iner inmez çantamı bıraktığım gibi kendimi denize attım. Diğer adalarda gördüğüm güzellikleri çok yakın mesafede burada hemen görebildim. Kumsalın her tarafında şnorkel ile yüzdüm. Denizin dibindeki çimenlikte devasa kaplumbağa görünce herkese haber verdim. Kara kuyruklu köpek balıkları burada cirit atıyorlar. Yeni Zelendalı bir adamla şnorkel ile adanın büyük bir kısmını dolandık. Büyülenmemek elde değil. Yalnız bu adada da deniz sabah geri gelip akşama doğru çekiliyor.
Bu ada da çok turist olmasına rağmen, yapılar gözü tırmalamıyor. En önemlisi pis değil. Tam keyifle dinlenilecek bir ada ama sivri sineklerin ısırıkları bir hafta kaşınıyor.
Bu adadan altı kişilik boat ile 600rm’e tek yön Pertian adasına gidebiliyorsunuz.
Terengganu-Shahbandar İskelesi→Merang İskelesi(47km)→Besut iskelesi(77km)→Kota Bharu(62km)
Besut →Kota Bharu(İskeleye yakın bir otobüs durağından belediye otobüsü ile 6rm’e gide iliyorsunuz. )
KELANTAN BÖLGESİ
1-PERHENTIAN ADASI
Besut iskelesi→Perhentıan adası(Hızlı boat var. Bilet gişesi yok. İskelede ayaküstü bilet satanlar var. Tek yön 35rm. 25rm’ e de veriyorlar. Çok sık boat olduğundan giderken sorun yok ama dönüşte firmanızın biletinin üzerinde ki saatlerde dönebiliyorsunuz.40dakika sürüyor. Nereye gittiyseniz oradan da geri dönmek zorundasınız.)
Daha önce gittiğim bu ada, ben de iz bırakmamış ama bu sefer sevdim. Yanyana büyük ve küçük olmak üzere iki adadan oluşuyor. Büyük ada da daha çok resort ve dağ evleri var. Köy yok. Küçük adada ise daha çok gençlerin konakladığı uygun fiyatlı dağ evleri, çadır kampları , birkaç tane de resort ve köy var.
Siz direkt daha ucuz ve eğlenceli küçük ada-Long Beach’e gidiniz.
KÜÇÜK ADA-LONG BEACH
Küçük sevimli mütevazi bır kumsal. Genelde ormanın içine gizlenmiş ahşap dağ evleri, ve cadır kampları var. Uygun fiyata kalacak yer bulabiliyorsunuz. Tuvaleti ve banyosu dışarda iki kişilik çok sevimli ahşap dağ evleri 60rm’den başlıyor. Özellikle sırtını ormana vermiş veya ormanın içinde tepede ki dağ evlerini tercih edebilirsiniz.
İskeleden sağa dönüp resortü geçip denize indiğinizde renkli coral ve balıkları göreceksiniz. Sahil boyunca restoran, kafelerin yanında diğer adaya ve diğer koylara taksi-boat ve snorkılıng turu satın alabileceğiniz noktalar bulabiliyorsunuz. Bu adada da çok dalan genç gördüm. Sanırım dalış da diğer adalara göre daha uygundur.
Yorgun olduğumdan erkenden uyudum. Gece 24’de uyanıp kumsala indiğimde ataşler yakılmış, tüm gençlerin müzik eşliğinde dans ettiklerini gördüm.
snorkılıng turu :11-16 arası ve 40rm.Öğle yemeği dahil değil. Önce büyük adaya giderek Kaplumbağa, coral ve köpek balıklarının bulunduğu noktalar götürüyorlar. Tekne sahibi tuttuğu taze balığı denizin altında belli noktalara bırakarak veya balığı misinaya bağlayarak köpek balıklarının gelmesini sağladı. Gerçekten üç tane büyük köpekbalığı gördük. Coralar gerçekten muhteşemdi.
Öğle yemeğini küçük ada da olan tek köyde yedik. Üç bin nüfuslu bu köyün girişinde beyaz renkli kocaman camii yapılmış. İçi de oldukça moderndi. Ama köyün iç kısımlarına geçtiğimde alabildiğine pislik vardı. Köyde guesthouse de vardı ama kalmak için güzel bir tercih değil bence.
KÜÇÜKADA-CORAL BEACH
Adanın diğer tarafında ki bu kumsala, Long beac’ten 10-15 dakika ormanın içinde ki taş döşenmiş yoldan yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Yol boyu orman içinde kalabileceğiniz güzel dağ evleri göreceksiniz.
Bu kumsal da güzel ama burada kalanlar da yüzmeye long beach’e geliyorlar. Burada sadece iskeleden ormana tırmanıp, resortü geçip tekrar denize indiğinizde ki yerde coral ve renkli balıklar vardı ama deniz hafif bulanık olduğundan tat alamadım.
Not: İsterseniz buradan Malezya adasınının batı tarafına otobüs ile geçerek diğer adalarıve gezilecek yerleri da gezebilirsiniz. Zaten iskele çıkışı batı tarafında ki gezilecek yerlere sizi götürmek için bekliyor olacaklar.
Örneğin;
Penang-Georgtown→Endenozya-Sumatra adasına geçebilirsiniz.
Langkawi Adası→Taylan’a geçebilirsiniz.
Ben buraları daha önce gezdiğimden doğrudan kuzeye doğru çıkarak “Taylan’a geçeceğim.
2-KOTA BHARU
İçinden nehir geçen sıradan bir yerleşim. Nehir kenarında ki tepede kuran kopyası olan giriş kapısını, saat kulesini, eski camiyi gezebilirsiniz.
Ayrıca yeni yapılmış İsmail camisini de ziyaret edebilirsiniz.
Bu şehir Tayland sınırına yakın olduğundan birçok Taylandlı da burada yaşıyor. O nedenle Kota Bharu ile Tumkat arasında birçok ünlü yatan, oturan, ayakta dikilen buda heykelleri ve Budist tapınakları var. Ev sahibim aracı ile buraları gezdik. Hepsi de çok güzeldi. İlk defa Budist tapınağında köpek sürüsüne rastladım. Özellikle uyuz köpekleri toplamış bakıyorlardı.
Eğer buradan Tayland’a geçecekseniz zaten benzeri tapınaklardan çok göreceksiniz.
ANI: Ben burada babası doktor, annesi İngilizce öğretmeni olan genç kızın evinde kaldım. Çok neşeli ve tatlı aileydi. Ama bahçe içinde ki güzel evlerinin içinde yürümeye nerdeyse yer yoktu. Her tarafta koliler, eşyalar… Örneğin çamaşır deterjanı, yağ v.b den ondan fazla dizilmişti. Sorduğum da ”Ucuzluk olduğunda aldık” dediler. Mutfağın her tarafı kap kaçak ve yiyeceklerle doldurulmuştu. İnsan nasıl görerek büyüyorsa, gördüğü normal geliyor.
MALEZYANIN DOĞUSUNDAN TAYLAND’A GEÇMEK:
Kota Bharu→Pengkalan Kubor(17km) →Nehri geç(5rm) →Tayland-Takbai(Buradan tren yok. Sadece van dolmuş ile gidebiliyorsunuz.
Kota Bharu→Rantau Panjang(27km)→Tayland-Golok- tren istasyonu(motorbıke,5rm)
Golok→Pattani(Tren,3saat, dolmuş ise daha erken varıyor.)
Malezya sınırını geçip yürüyerek Tayland sınırına varıyorsunuz. Sınırdan hemen sonra Gokok yerleşimi var. Sınırdan 1-2km sonra da Gokok tren istasyonu var.
Aslında bu sınırdan birçok Malezyalı Tayland’a aracı ile geçiyor. Onlarla gideceğiniz yere kadar gidebilirsiniz. Sınırda ki polis her geçen araca beni de Pattani’ye kadar alması için durdurdu ama giden bulamadık. Hafta sonu geçen daha çok olduğundan şansınız yüksek olur. Daha sonra sınırdan bir araç ile tren istasyonuna gittim.
Gokok→Pattani(Tren,6:30, 9. 11:30, 12:25, 14:20 ve 14:55’detren var.28Baht.3 saat sürüyor.)
Bu trenin ahşap oturakları var. Çok rahat değil ama kesinlikle treni tavsiye ederim. Yemyeşil ve çok doğal yol manzarası seyrederek gidiyorsunuz.
Tayland’da görüşmek üzere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder