GÜNEY DOĞU TAYLAND ve BANGKOK
Taylandlılara vize olmadığından bu
aralar Türkiye’ye çok sık geliyorlar. Çoğunun ağzında Kapadokya-Balon var.
Daha önce bir arkadaşımla Tayland’ın
hemen hemen her yerini ve tüm adalarını gezmiştik.
O nedenle bu sefer Malezya’nın
batısından değil de doğusundan Taylan’da giriş yaptım. Tayland’ın doğusu fazla
turistik değil ama çok daha natürel. Birçok göl ve milli park var. Şu anda
yazılarımı trenden yazıyorum. Yol manzaraları
şimdiden beni keyiflendirdi. Malezya’dan sonra insanlar ve fiyatlar da
yumuşadı. Özellikle Taylandlılar güler yüzlü ve yardımsever insanlar. Biraz
dinlerinden en çok da yemyeşil doğa içinde yaşamalarından olsa gerek. Yumuşak
başlı insanlar. Türkler gibi gergin ve sinirli değiller.
Malezya’dan çıkar çıkmaz ;
Rubber trees (Kaucuk ağaçları) , oıl
palm(Sıvı yağ çıkarılan Palmiye ağaçları), Morınga Olıfera ağaçları çok
sıklaştı. Özellikle Kaucuk ağaçlarının oluşturduğu tarlalar çok ilginçti.
Ağaçlar yarılarak, ağaca tutturulan yarım Hindistan cevizi meyvesi kabuğuna
kauçuk, yavaş yavaş damlıyor. Her dört
günde biriken kauçuk, toplanarak satışa
çıkarılıyormuş. Ama çok ucuza satıldığından iyi para getirmiyormuş.
Asyanın “Plumerıa” adlı ortası sarı
beyaz geleneksel çiçeğin ağaçları da ülkeye çok güzellik katmış.
GENEL
Tayland’ı daha önce ziyaretimde
9.Kralları olan “Bhumibol Adulyadej” adlı krallarını taparcasına seviyorlardı.
Her taraf onun fotoğrafları ile süslenmişti. Öldüğünde herkes çok ağlamış. Hala
baba kralın ve eşinin fotoğraflarını her yerde ve oğlunun fotoğrafları yanında
görüyorsunuz.
Onun
ölümünden sonra 10.Kral olan oğlu “Maha
Vajiralongkom Bodindradebayavarankun” ise tam tersine sevilmiyor. Birçok karısı
ve çocuğu varmış. Ülkeyi de kötü yönetiyormuş. Kralın fotoğrafları her yerde.
Turist olarak ben bile sıkıldım.
Ama halk, bu kraldan çok korkuyorlar. Ben kralı
sevmediklerini söylediğimde beni ”Asla bunu başkasının yanında söyleme” diye
uyardılar.
İKLiM:
Her zaman sıcak ve en kötüsü çok
nemli. Eylülde hemen hemen her gün bir defa yoğun yağmur vardı. Geceleri de
genel de yağmurluydu.
PARA:
Tayland para birimi Baht.
Genelde döviz büroları daha iyi fiyat veriyorlar ama
bazen banka daha iyi fiyat verdi. En iyi fiyatı Kasıkornthai bankası veriyor.
Her ikisinde de küçük döviz bozdurursanız daha düşük
fiyattan veriyorlar. O nedenle mümkün olduğu kadar büyük şehirde büyük döviz
bozdurunuz.
1 Dolar=32 Bahth
1€=37.225 B
1Tl=4.5 B(1$=6.5TL iken)
10 B=2 TL
Devlet lisesinde bir öğretmenin maaşı 500-700$. Yabancı
öğretmenler ise çok daha fazla maaş alıyorlar
ULAŞIM
Ulaşım soldan. Nedense tüm araçların
camları siyah.
1-Şehİr İçİ:
Songteow: Üstü kapatılmış kamyonetler, dolmuş olarak kullanılıyor.
Yanlara koyulan oturaklardan başka ortaya da bir oturak koymuşlar. Sıkış tepiş
oturuyorsunuz.20 km lik yol 20B.
2-Şehirler arası:
Tren: Çok konforlu olmasa da manzara
seyrederek gidiyorsunuz. Fiyatları, Fanlı ve klimalı oluş saatlerine göre
değişiyor. Aralarında çok büyük fiyat farkı var. Ben zaten klimadan hemen hasta
olduğumdan fanlı olanları tercih ettim. Koltuk numarası yok. Çok da memnun
kaldım. Sanırım fanlı tren daha uzun sürüyor. Ayrıca uzun mesafelerde gece
treni de var. Gece treninde oturmalı ve fanlı olan 2. Mevki ile yatmalı 1.
Mevki var.
Otobüs: Fena değil.
Ayrıca van denilen bizim dolmuşa benzeyen
araçlar daha hızlı yol alıyor. Ama şehir içinde yolcu almak ve indirmek için
çok zaman kaybediyorlar.
DiL: iki farklı
Hindistan dili kökenli bir dil. Harfleri bana çok zor geldi. Neredeyse tüm
harfleri, U harfinin değişik şekillerinden ve garip işaretlerden oluşmuş hali. Asla
kafanızda bir kelimeyi ezberleyemiyorsunuz. Hatta tay dilinde yazılmış bir
kelimenin ters mi düz mü olduğunu bilemiyorsunuz.
DİN
En çok Taylandlı yaşadığından Budizm
birinci din. Sonra Çin Budizm’i geliyor. Güney Tayland’da Malezyalılar
yaşadığından üçüncü din de Müslümanlık. Sonra da Hristiyanlık geliyor.
Malezya’da da ki gibi burada da adım
başı çok geniş alana yayılmış Budist tapınaklar var. Bu altın yaldızlı, iç içe
girmiş damlı muhteşem tapınakları genelde kapalı. Ancak özel evlilik, ölüm vb.
özel seremonilerde açık oluyor. Özellikle insanların öldükten sonra yakma
fırınları atlamayınız. Tapınak içinde bunları,
çok uzun bacalarından tanırsınız. Eskiden odun ile yanan bu fırınların
yenileri elektrikle çalışıyor. Ölenlerin külleri aile için dikilen küçük pagoda
şeklinde ki yerlere konuluyor.
Rahipler de özel günlerde öncelikli
olarak tıkanıncaya kadar yediklerinden çoğu kilolu oluyor.
YEMEK
Öncelikle Taylandlılar elle değil de
kısa saplı kaşıklarla yemeklerini yiyorlar.
Ama yemekleri Malezyalılara benziyor.
Yine yemeklerinin birçoğunu kızartarak yapıyorlar. Bunun yanında taptaze
yeşillikler de yiyorlar.
Yalnız Taylandlılar özellikle büyük
şehirdekiler neredeyse hiç evde yemek pişirmiyorlar. Zaten düzenli bir
mutfakları da yok. Sokakta pişirilen çeşitli yemekleri uyduruk masalarda
oturarak yiyorlar. Bulaşıkları da sokakta yıkıyorlar. O nedenle sokaklar kokuyor.
Veya balon gibi şişirilmiş naylon
torbalara koydurdukları yemekleri ve içecekleri evlerine götürüp yiyorlar.
YAŞAM
Taylandlılar
sakin ve tatlı insanlar. Ama bu güzel insanlar para karşılığı gelişmiş
ülkelerin döküntü ve gerçekte zengin olmayan erkekleri ile birliktelik
yapmalarını anlamak zor. Bu yaşlı erkekler, yaşamlarının son demlerini torunu
yaşında ki kızlarla yaşamak için soluğu bu ülkede alıyorlar. İşi iyice
abartmışlar. Go go barlarda gencecik kızlar polislere yakalanmamak için donları
ellerinde gösteri yapıyorlar. Devlet isterse bunun önlemini çok rahat alabilir.
Güya kızların ailelerinin buralarda çalıştıklarından haberleri yokmuş.
Aynı
bizdeki gibi adım başı Tapınaklar var. Yine bu tapınaklar sadece özel günlerde
açılıyor. Kısacası Taylandlılar tüm parayı Tapınaklara yatırmışlar. Tapınaklarda da çok garip uygulamalar var.
Örneğin meyve vb.nin yanında insanlar para ile tapınak içinde hazırlanmış
hediye paketleri satın alıp Buda’ya sunuyorlar. Daha sonra Monklar bu paketleri
satılmak üzere tekrar yerlerine koyuyorlar. Kısaca dinler, zamanında insanları
doğru yola getirmek için ortaya çıkmış ama günümüzde sadece para. Monklara her
şey bedava. Otobüs ve trenlerde en ön yerler onlar için ayrılıyor. Davetlerde
en güzel yemekleri yiyorlar.
Yine tapınaklarda
şort ve kolsuz buluz ile giremiyorsunuz. Genelde örtünmek için örtü veriyorlar.
Bu dinleri anlayamıyorum. Tapınaklara açık giysi ile girilmiyor ama küçücük kızların
dedesi yaşında ki yabancılarla para karşılığı birliktelik yapılmasına ses
çıkarılmıyor. Fuhuştan para kazanılan bu ülke de el ele gezen tek bir genç çift
görmemde ayrı bir enteresanlık.
Cinsiyetsiz
insanlar: Öğretmen arkadaşımın Bangkok’da kurs yerinde misafir oldum. Birçok öğrencinin cinsiyetini
bir türlü anlayamadım. Yani buradaki erkekler, doğuştan veya sonradan cinsel tercihlerinden
cinsiyet değişirmiş değil gibiler. Burada cinsiyet değiştirmek neredeyse moda veya
zorunluluk olmuş. Kızlar seks turizminden
para kazanınca sanırım birçok genç erkekte para kazanmak için kadın olmayı
tercih etmek zorunda kalmışlar. Malezyalıların yine sakal diye 3-5kılları
vardı. Tayland erkeklerin sakal ve
bıyıkları neredeyse hiç yok. Biraz hormon alarak kaymak gibi güzel kadın olabiliyorlar.
Barlarda çalışmak isteyenler ise bir bıçak darbesi ile işi bitiriyorlar.
Kursta
kızlar yatakhanesinde erkek gördüğümde kızlara “Yatakhaneleriniz karışık mı?”
diye sordum.”Hayır”cevabını alınca”Ama kızlar tarafında erkek öğrenciyi gördüm” dediğimde kızlar”o
ladyboy” dediler.Yine erkek diye konuştuğum genç iki gün sonra
elbise giydiğinde kız olduğunu veya öyle görünmek istediğini anladım. Yine uzun
saçlı erkek misafirin bir gün sonra seksi elbise ile görünce durumu fark
edebildim. Hatta daha önce ki gezimde tüm gün katıldığım turda ki rehberin bir
türlü cinsiyetini bilememiştim. Bangkok’ta , araçlarda yollarda her yerde cinsiyetini değiştirmeye çalışan
şekilde giyinmiş, bayan gibi giyinip kıvırarak yürümeye çalışan erkeklerle
karşılaşıyorsunuz.
Bu
durumu öğretmen arkadaşıma sorduğumda benim düşüncemi destekler şekilde cevap
verdi. “Gençlerin paraya ihtiyacı var. “
Kısacası bu ülkenin bazı
erkeklerinin kaderi; Ya Monk olup tapınaklarda beleş yaşam sürecekler. Ya da
cinsiyet değiştirip para kazanarak yaşayacaklar. Her ikisi de çok zorlu.
KISA KISA
-Tayland saati, Malezya saatine göre bir saat
geride.
-İsim
ve soy isimleri inanılmaz uzun.
-Her
tarafta yedi-elewen ve family mart marketleri bulabiliyorsunuz.
-Taylandlılar
ellerine ne geçerse dışarı atıyorlar. Hatta otobüs ve trenlerin camlarından da
çöpleri dışarı atmaktan çekinmiyorlar. Bu nedenle temiz bir ülke değil.
-Prizleri
bizimle aynı.
-Fiyatları
turistler için her yerde çok farklı. Neredeyse tüm parayı sadece turistlerden
çıkarıyorlar.
Güney Tayland Tarihi: iki yüzyıl önce Malezya Sultanı, Malezya’nın
kuzeyi, şimdi Taylan’ın güneyi olan bu toprakları Tayland Kralına İngilizlerin
de desteği ile bağışlamış. Her iki tarafta birbirinden ayrılmak zorunda kalan
aileler olmuş. O nedenle yol boyu birçok Müslüman yerleşimi ve cami
göreceksiniz. Tren yolcularının neredeyse tamamı Müslüman Malaylardan oluşuyor.
Ama hiç İngilizce konuşanı bulamadım. Hat Ya i’den sonra camilerde Müslümanlar
da azalmaya başladı.
Ben tren hattının üzerindeki ünlü eski
camiyi görmek için en önce Pattani’ye gidiyorum. Ama Pattani şehir merkezi, tren istasyonundan 30 km uzakta. Çıktığınızda
sizi şehir merkezine götürecek araç bekliyor olacak. Ücreti 20B.
PATTANİ
Central Mescid Jamek: 1482 yapımlı açık yeşil
kubbeleri ve pembe rengi ile güzel bir cami ama bu kadar zahmete değmez. Çok
onarıldığından orijinalliğini kaybetmiş. Eğer yolunuz buraya düşerse
görülebilir.
Ben ev sahibimle Pattani’ye 38 km uzaklıkta
ki Sai Buri şehrini gezdik. Eski küçük saray yakınında ki 100 yıllık geleneksel
eski ahşap ev, saat kulesi, beach gezdiğimiz yerler arasında.
Bu şehre kadar olan bölgeler, sanki
Malezya’nın devamı. Daha da geri. Tüm kızların başı kapalıydı. Genelde üst kısımları
delikli taştan örülmüş çok adalı ahşap evlerde oturuyorlar. Bazıları beton eve
dönüşmüş. Tuvaletlerinde dikdörtgen şeklindeki depodaki suyu taharet ve duş
için kullanıyorlar. Çevre muhteşemdi.
ANI: Ev sahibimin bir oğlu Bursa
Uludağ Üniversitesinde okuyordu. Hatta ev sahibimin dediğine göre daha o köyden
çok öğrenci Türkiye’de okuyormuş. Beni yurtdışında en çok sinirlendiren
konulardan. Gezdiğim tüm Müslüman ülke gençleri akün akın Türkiye’de okumaya
geliyorlar. Kendi gençlerimiz Üniversite kapılarında sürünürken ne kadar geri
ülke gençleri varsa bedavadan onları eğitiyoruz. Bu gidişle bu öğrenciler, gelecekte çok işimize yarayacak. Kaç Türk
öğrenci bu geri Müslüman ülkelerine Üniversite okumaya gider ki?
Pattani→Hat Yai(117 km,otobüs veya van
dolmuş,2 saat,100B.Tren daha uzun sürüyor ve tren istasyonu uzakta.)
HAT YAİ
Güney Tayland’ın en büyük modern şehirlerinden.
Şehir İçinde pazarlardan başka görülecek bir şey yok. Merkeze yakın iki Çin
tapınağı var. Özellikle renkli seramiklerden yapılmış tapınak çok güzel.
Tren istasyonu şehir merkezinde.
SONGKHALA VE GÖLÜ
Göl kenarında ki bu tarihi şehrin diğer
tarafında da deniz var.
Hat Yai merkezinden kalkan kasalı
dolmuşun geçtiği duraklardan birinden binebilirsiniz. Tek yön 34B.30-45dakika
sürüyor.
1- Old town: Göl kenarında, göl üzerinde
ki ticaret nedeni ile burada Çin, Avrupa, Art deco gibi farklı mimaride birçok eski yapılar
göreceksiniz. Çoğu shop veya kafe olarak kullanılıyor. Bu eski merkez harika
duvar resimleri ile de ünlü. Cafeleri de çok sevimliydi.
A- The Red Rice Mill: Zamanında yapılan
ticareti anlatan duvar resimleri ve objeler var. Buradan harita alarak duvar
resimlerini sırasıyla görebilirsiniz. Bu kırmızı büyük binanın önünden, eski
şehri gezdiren yanları açık gezi aracı sık kalkıyor.
B- Beyaz Ev: Çok şık bir yapı. İçinde de
bir o kadar güzel mobilyalar vb. var. Tüm duvarlar kral ve ailesinin resimleri
ile süslenmişti.
Gölün
karşı tarafında da yerleşim var. Uzun geleneksel motor takılmış tekne sahibi,
benden gölü gezdirmek için 100B istedi. Karşı kıyıya geçmek ise 20B. Ben de
öyle yaptım. Gölün suyu bulanıktı. Üzerinde ki bir çok gemi yük alıp
boşaltıyordu.
Eski
şehri gezdikten sonra araç, tuktuk veya motorsiklet ile
C- Khao Tang Kuan(Tang Kuan Hill):
Teleferikle iki yön 30B. Hafta sonu olduğundan çok sıra bekledim. Tepede Budist
tapınağı var. Buradan tüm gölün ve sahilin çok güzel manzarasını
görebiliyorsunuz.
Buradan
yürüyerek te gidebilirsiniz.
D- Samira Beach: Sanki tüm şehir
yaşayanları buraya gelmişti. Sahilde ki büyük otelin önünde ellenmekten altın
sarısı rengine bürünmüş bronz denizkızı heykeli var. Kayalardan dökülen şelale
ve heykelleri de güzeldi. Midilli atlarla çocuklar gezdiriliyordu.
E- Koh Yor: Tepeden de görülen bu adaya
araç ile gidilebildiğinden gidemedim.
Hatyai→Phatthalung (Tren,2.5 saat sürüyor,6:40,
9:18, 10:58, 13:50, 14:45, 15:39 da tren var.)
PHATTHLUNG
THALE
NOİ GÖLÜ VE KÖYÜ
Phatthlung→Thale
Noi(27 km)
Aslında bu göl,
su yolu ile Shongkhale gölü ile bağlantılı. Yani aynı su. Bu göle, lotus
çiçeklerinin açılmış halini ve kuşları görmek için erken gelmelisiniz. Ben de
öyle yaptım. Göl kenarına iner inmez pembe renkli lotus çiçekleri ile kaplanmış
göl manzarasına hayran kaldım. Göl kıyısında da bekleyen renkli ahşap tekneler
de ayrı bir güzellik katmıştı.
Gölün
güzelliklerini gezmek için boat ile iki saatlik tu satın almanız gerekiyor.
Boat Ücreti 450B.Kişi sayısına göre paylaşıyorsunuz. Turda gölün çevresindeki
güzellikleri ve özellikle kuşları gözetleyebilirsiniz.
Ben önce göl
kenarında yürüdüm. Kıyı boyunca yemek yiyebileceğiniz basit yerler vardı. Sabah
sabah kızarmış tavuk yedim. Tam boat için bir grup bakmaya başlayacaktım ki
bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlayınca kalamadım.
Burada ki dükkalard
satılan bambudan yapılmış renkli sepetler çok çok güzeldi ama taşıma nedeni ile
alamadım.
Phatthalung→Surat
Thani(227 km)→Chumphon(198km)→Hua Hin(269km)→Bangkok yapmayı planlıyordum. Yani
daha önce gezdiğim batı tarafına geçmek istemiyordum.
Ama ülkenin
ortalarına düşen “Khao Sok Milli Park”ını ve gölünü çok görmek
istiyordum. O nedenle
Surat Thani→Bhang
Ta Khun(65 km)→Khao Sok N.P(10km)
Eğer devam
ederseniz
Bhang Ta Khun→Phang
nga →Pukhet yapabilirsiniz. Zaten çoğu turist Puket’ten sonra Khao Sok milli
parkını gezip, buradan da Surat Thaniye gidip Sumai adasına geçiyorlar.
Not: Surat
Thani’den geçen 41 nolu yol ile Pukhet’ten geçen 4nolu yol Chumphon’da
birleşiyor.
Aslında Surat
Thani’den önce Puket’e birçok yol ayrılıyor ama ben bir türlü bulamadım. En
sonunda aktarma yolu ile Sung şehrine geldim. Otobüs terminalinden Bhang Ta
Khun’a bilet aldım.(130B.).Baktım dolmuş ile Surat Thani’ye geldik. Oradan tekrar Bhang Ta Khun’a bilet almak zorunda
kaldım.(80B.)Bu şoförlerin çoğu yalancı oluyor .Oysa Bhang Ta Khun’a Surat
Thani’ye varmadan 40km önce yol ayrılıyor. Tüm ısrarlarıma rağmen beni 40km
ilerde ki Surat Thani’ye götürüp tekrar aynı yolu geri dönmek zorunda
bıraktılar. Yani 300km lik yolu tam 10 saatte aldım.
BHANG TA KHUN
Ben burada Havai’den
gelip buraya yerleşmiş bir Amerikalının evinde misafir oldum. Kendisi Asya’nın
bazı ülkelerinde iş adamlığı yapmış. Tayland’da da dişlerini ucuz yaptırmak
için geldikten sonra buraya yerleşmiş. Bu Amerikalıları anlamak gerçekten zor.
Akıllı ve becerikli birisiydi. Evini tek başına yapmıştı. Ama resmen evi ağzına
kadar ıvır zıvır ile doldurmuştu. Sadece yedi tane farklı kullanımda olan
bisikleti vardı. Zamanında göl kenarında restoran işlettiğinden birçok kanosu
vardı. Öylece bir kenarda duruyordu.
Yakında açacağı büyük mutfak için tüm tezgâhları
hazırlamıştı. Her çeşit mutfak eşyasını satın almıştı. Bir insan tek başına
nasıl başka bir ülkeye gidip de yeniden belli yaştan sonra yaşamaya başlar.
Bahçesinde Passıon fruıt vınes(Sevemediğim tek egzotik meyva),
Pıneapples, lımes, lemons, durıan, rambutan, mangosteen, longon, dragon fruıt
cactusve çeşitli sebzeler yetiştirip satıyordu.
KHAO
SOK MİLLİ PARKI
Parkın girişinden itibaren çok bakımlı.
Manzarayı ilk gördüğüm anda “ Ne iyi etimde gelmişim buraya” dedim. Bu göl,
çevresinde ki kara parçasına parmak şeklinde girintiler yapmış. Göl üzerinde yüzerce
ada var. Bunların bir kısmı Vietnam Lalong Bay’de ki gibi göle dik ve çevresi ormanla kaplanmış kayalardan
oluşuyor. Bir kısmı ise düz ormanlık
alandan oluşuyor. Dik kayalar yan yana gelerek dağ zinciri oluşturduğundan gölün arka taraflarını göremiyorsunuz.
O nedenle
gördüğünüz manzara, gölün bir kısmı olmasına rağmen muhteşemdi.
Bu gölün etarafında ki yağmur ormanları dünyanın en eskisi olup içinde büyüklerden ayı, çok çeşitli geyik, maymun,
fil, tapir, çeşitli leoparlar, dört farklı kaplan, beyaz bufala, vahşi öküz olmak
üzere 400 çeşitten fazla hayvan yaşıyor.
Yine göl üzerinde
ki resört olarak adlandırılan ahşap dubalar üzerinde ki kulübeler ise seviyesine göre her an yer değiştirebiliyorlarmış.
Kulübelerde yer yatağı ve fan var. Ben sıkılırım. Ama kafa feneri ile gece
safarisi yaparak hayvan görme şansları oluyor.
Yine göl üzerinde
baraj var. Barajdan çıkan nehir çevresinde ki bahçelerde çok çeşitli meyveler
yetişiyor.
Bu çok büyük
parkı ancak sadece sabahları kalkan boatlarla
9:30-16:30 arası gezebiliyorsunuz.
Özel olarak gezmek istiyorsanız her saatte gidebiliyorsunuz. Ücreti 2000-3000B.
Önce Bhang Ta Khun’da ki acentelerden tur satın almanız gerekiyor.
Kişi başı ücreti
öğle yemeği dahil 1500B. Ayrıca milli parka giriş ücreti olarak300B ödemeniz
gerekiyor. Yereller bu ücreti daha az ödüyorlar. Yani toplam 60 dolar ödemeniz
gerekiyor.
Ben ilk gün
sadece ücretsiz olarak çevreyi gezdim. Öylesine hayran kaldım ki mecburen bir
gün daha fazla kalmak zorunda kalarak yarın bu tura katılmaya karar verdim.
Ama ertesi gün
katıldığım bu turdan memnun kalamadım maalesef. Kesinlikle Banh Ta Khun’dan
göle giderken (085786 3810 ) numaralı acenteden bilet satın almayınız. Öncelikle
tura katılanların hepsi 1200B ödemişler. Zaten aracı kullandığım anda bir
sıkıntı yaşıyorum. Büyük ihtimalle ev sahibim uyanık Amerikalı aracı ücreti
alıyor. Çünkü benim hiç araştırmama izin vermedi. Otelden bile rezervasyon
yaptıranlar 1200B ödemişler. O nedenle siz iyi araştırın. Tur denilen saatten
bir saat geç başladı. Kıyametleri kopardım. On dakika sonra gelecek olan dolmuş
bir türlü gelemedi. Asyalılar maalesef yalanı çok rahat konuşuyorlar. Park
ücreti için motorluya binmeden önce bilet alıyorsunuz ama kontrol eden yok. Göl kenarında özel turlar için daha küçük
motorlular kalkıyor. Bunlar hemen hemen her saatte kalkıyor. Günlük turlara ise
daha ileriden büyük motorlularla gidiliyor. Biz turda23kişiydik.
11’dekalkan
teknemiz gerçekten çok güzel manzaralar eşliğinde ahşap kulübelerin olduğu yere vardığında önce
öğle yemeği verildi. Bu kadar mı arsızlık ve cimrilik olur. 10kişi aynı masada
yemek yedik. Tavuk tabağında en küçük şekilde parçalara ayrılmış sayılı tavuk
eti vardı. Balık, kocaman görünüyordu ama eti yoktu. On kişiye getirdikleri meyve
tabağı tek kişi için bile yeterli değildi.
Daha sonra
boatlarla hemen yakındaki orman içi yürüyüşe gittik. Yürüyüş için lastik
ayakkabıların kirası 50B.Kendisi ancak o fiyata satın alınmıştır. Ayrıca su
geçirmeyen çanta da kiralayabiliyorsunuz.
Orman içi
yürüyüşte yağmurlu mevsim olduğundan sular yükselmişti. Birkaç defa nehirlerden
ve çamurlu yollardan geçtik. Sonunda bir
ufak bir şelaleye vardık. Sadece zaman öldürmekti. Aslında bu alanda bir çok mağara
vardı ama suların yükselmesi nedeni ile tehlikeli olduğundan gitmedik. Daha
önce su nedeni ile boğulan turistler olmuş. Zaten grupta ki Fransızların
şımarık çocuklarını beklemekten çok zaman kaybettik. Dönüşte bolca büyük muz ve
bir tatlı ikram ettiler nihayet. Daha sonra kulübelerin önünde gölde yüzme ve
kayak molası verildi.17’den önce de kıyıya geri döndük.
Not: Surat
Thanitren istasyonu, şehir merkezine varmadan 10km daha önce.
SURAT THANİ
İçinden nehir
geçen sıradan bir şehir. Nehir üzerinde ki adada ki “Koh Lumpoh park” ını
gezebilirsiniz.
Ama Samui adasına
bu şehirden gidiliyor. Ben bu adaya da daha önce gittiğimden gitmedim.
CHUMPON
Surat
Thani→Chumpon(187km)
Gelirken
sırasıyla uğrayabileceğiniz gezilecek yerler:
1- Nam Tok KlangPrao: Yolun sağ tarafına düşen bu
şelaleye gitmedim.
2-
Mo Koh Chumphon
National Park:Deniz kenarında ki bu park, Şehir merkezinden 23 km daha önce.
Nedense şoför bir türlü beni hangi kavşakta indirmesi gerektiğine karar
veremediğinden şehir merkezine kadar gidip oradan özel araç ile gittim.
Giriş
yerliler için 110B, turistler için 200B. Hiç bilet gişesine yönelmeden ahşap platformdan
girebilirsiniz. Parkın girişinde sizi maymunlar karşılıyor. Ahşap yollardan
parkı yarım saatte bile gezebiliyorsunuz. Sadece bir köprü ile mangrowes ağaçlarını görüyorsunuz. Zaten parkın dışında
da aynı ağaçları görebiliyorsunuz.
Mangroves
Ağaçları: Tropik veya yarı tropik bölgelerde gel gitlerle oluşan bu kökleri
dışarıda olan ağaçlar bataklık alanlarda kıyı ormanları oluştururlar. Bu
ağaçların yetişmesinde en önemli koşullardan biri de tuzlu su olduğundan nehir
ile denizin birleştiği alanda oluşmuş. Bataklık alan olduğundan özellikle sivrisinekler
hastalık saçabiliyorlar.
Parkın
içinde bungolow veya dışındaki kamp alanında kalabiliyorsunuz. Çadırınız varsa, çadır yerine 250B=50TL
ödüyorsunuz. Kesinlikle şehir merkezinde kalmayı tercih ediniz.
Parkın
dışında hemen yakınında gözlem kulesinden nehir ile denizin birleşmesini
görebiliyorsunuz.
ANI:
Normalde ben parkta kalmayı planlıyordum. Burayı Bangkok’tan gezmeye gelen bir
çift bana ”Yarın sabah buradan tren istasyonuna (30km)araç bulamazsın. Biz seni
akşamdan bırakalım” dediler. Zaten yapılacak bir şey kalmadığından birlikte
kiraladıkları araç ile çevreyi çok güzel gezdik. Yoksa ben dolmuşlarla ve
çantamla çok zor gezebilirdim.
3- Gözlem noktası: Dağın tepesinde ki bu noktadan
şehirden geçen nehir ile denizin birleştiği alanın çok güzel bir manzarası var. Özellikle nehir
kenarında ki karşılıklı sıralanmış evlerin manzarası da çok güzeldi.
4-Şehir Merkezi:
Tren ve otobüs istasyonu şehir merkezinde.
Tren istasyonunun karşısında ilk kez turist info gördüm. Haritanızı
alınız.
4- Tapınaklar: Çevre de Burma, Çin, Tayland’a ait
çok güzel tapınaklar var.
5- Kumsallar: Tabeleları izleyerek çok güzel
kumsallar ve resortler görüyorsunuz.
6- Hai Hung Wug Loen: Boat turunun yapıldığı alan.
Tam günlük boat turu 100B.Buradan karşı tarafta ki adalara gidip yüzebiliyorsunuz.
Çoğu insan buraya boat turu için geliyor ama ben son günlerde çok boat turu
aldığımdan gitmedim.
Chumpon tren istasyonu şehir merkezinde.
İçinden nehir
geçen bu şehir, deniz kıyısından uzak. Şehir içinde gezilecek bir yer yok ama
çevresinde gezilecek yerlerden dolayı çok turist gördüm. Kalacak çok farklı
yerler bulabilirsiniz. Ben, tren istasyonuna çok yakın “Tren Hostel”de kaldım.
Domotory’de tek yatak 200B=40TL.
ANI: Yola
çıkmadan önce ayaklarımda ki topuk dikeni nedeni ile medical ayakkabı almıştım.
Beş ayın sonunda resmen parçalandı. Tabanlıklarını çıkararak yeni aldığım
sandaletlerde kullanmak istedim ama kapalı olmadığından sürekli tabanlıklar
ayağımdan çıktı. Gece şehri gezerken baktım ikinci el spor pabuçlar satılıyor.
Ben de ayakkabılarımı buradan iyi bir
spor ayakkabı ile değiştirerek rahat ettim. Ama daha sonra tabanlıklarım bu
ayakkabılarımdan da kaymaya başladı.
Chumphon→Hua
Hin(267km, tren ile 5 saat. Sabah 7’de kalkan fanlı 49B, klımalı olan ise423B.)
HUA HİN
Deniz kenarında
ki güzel ve turistik bir şehir. Uzun sahili boyunca oteller sıralanmış. Şehirde
ki tepelerin çoğunda çok güzel tapınaklar var.
Artık bu şehirde
Tayland’da olduğunuz iyice belli oluyor. Sokaklarda, kafelerde, otellerde her
yerde yaşlı Avrupalı adamların yanı da gencecik Taylandlı kız ile birlikte
geziyorlar. Hele bazı erkekler yoluna yürümeyecek kadar yaşlılar son
demlerinde parayı basınca torunu yaşında
ki kızı yanında taşımayı marifet
sayıyorlar. Çoğu Taylandlı kızlar bir yabancı ile evlenerek daha iyi
yaşam sürmek istiyorlar. Ama genelde fakir yabancılar Taylan’da genç kız
bulmaya geliyorlar. Özellikle burada daçok Rus’a rastladım.
Hua Hin kırmızı tren istasyonu çok sevimliydi. Hemen şehir
merkezine yürüme mesafesinde.
ŞEHİR MERKEZİ
1- Chat Chai Market
2- Night Market: 6-24arası açık.
3- Saat kulesi ve çevresi. Yanında
4- Hua Hin Temple: Bildiğiniz Budist
tapınaklardan.
5- Hua Hin kumsalı ve çevresi: Deniz çok temiz
değil ama çok hareketli. Çevrede Hilton gibi büyük oteller ve alışveriş
dükkanları var.
YAKIN YERLER
1- Khao Takiab(Maymun dağı): Maymunların cirit
attığı, tepesinde tapınak olan bu dağa merdivenleri tırmanarak çıkıyorsunuz. Tepeden
deniz manzarası oldukça güzel.
2- Eski tapınak: Dağdan inince tanıştığım
Avusturalyalı gencin önerisi ile hemen yakınında ki bu tapınağa yine merdivenleri
tırmanarak çıkıyorsunuz. Gerçekten çok güzel ve temiz bir tapınak. Buradan da
şehir manzarası çok güzel. Burada 300B ta mesaj yaptırabiliyorsunuz. Yakınlarda
3- Rajabhakti Park: Bu bakımlı ve geniş yemyeşil
parkın içinde yedi tane kralın çok büyük ve bronz heykelleri var.
4- View Point: Şehir merkezinden beş km iç
kısımda. Araç ile dağın tepesine kadar çıkabiliyorsunuz. Dağın farklı
yönlerinde şehir manzarasını görebileceğiniz platformlar konmuş. Çevre de güzel
ve çiçekli.
5- Klai Kangwon Palace: Bu saray şehir
merkezinden güneye doğru 5km ileride. Kralın bazen uğradığı bu sarayı
dışardan bile göremiyorsunuz. O nedenle
gitmenize gerek yok.
DAHA UZAKLAR
Şehirde şehrin batısındaki
bu gezilecek yerlere kendi imkânlarınız ile veya tur ile gidebilirsiniz.
1- Pala-U Waterfall
2- Ha aHin Hills Vineyard
3- Wat Huay Mongkhon
Hua
Hin→Bangkok(Tren çok sık var.5 saat sürüyor. Fiyatları 44-802B arasında
değişiyor. Gece treni de var.)
Gece treni ile
son durak olan Hua Lamphong istasyonunda ininiz. Buradan gezeceğiniz yerlere
yürüme mesafesinde olan Kao San Road’a geçiniz.
BANGKOK
8 milyonluk bu
şehri hakkıyla gezmek istiyorsanız en az bir hafta gerekli. İçinden ulaşımda
yapılan nehri ve bu nehirden beslenen birçok kanal var. Özellikle kanallar boyu
gecekondu tarzında ki çok bakımsız evler ve sokaklar var. Ama merkezde çok
modern ve bakımlı cadde ve binalar da var. Kısaca çok farklı yaşam tarzlarını bir
arada görebiliyorsunuz.
Bu şehirde her
yerde masaj salonları göreceksiniz. Aslında bunlar, seks turizminin bir parçası.
Yarım saatlik basit bir masaj 150Baht’tan başlıyor.
ULAŞIM
I-Şehirler arası:
1-Hava Yolu:
A-Bangkok’ta iki
tane havaalanı var.
Merkezden 30km güneyde. Tren , otobüs(Kao San road’dan her yarım saatte bir A4 nolu otobüs ile 50B’ta bir buçuk saatte gidiliyor.)
B-Suvarnabhumi hava alanı: Merkezden 34km
doğuda. BTS ile de ulaşılıyor.
2-Otobüs
Bangkok’ta Eastern
bus terminal, Northern &North-East bus terminal, southern bus terminal gibi
gideceğiniz yöne doğru birçok otobüs terminali var.
II-Bangkok şehir
içi:
1-Metro(Subway):
Yerin altından gidiyor. İki istasyon arası 15B.
2-BTS(Sky tren):Yerin
üstünden gidiyor.
Metro ile BTS
arasında aktarma yapmak ücretsiz değil.
Bir günlük BTS bileti 150B.
İstediğiniz kadar binebiliyorsunuz.
3-Otobüs: Genelde kırmızı-beyaz ve mavi-beyaz olan fanlı belediye
otobüsleri nereye giderseniz gidiniz 9B. Pencereleri açık oluyor. Biraz
terliyorsunuz.
Klimalılar yoluna göre fiyatları değişiyor.
Yoluna göre 13-16B. Eğer terli iseniz çok üflediğinden üşütebilirsiniz. Ben
hasta oldum.
4-Boat: Kanalda sadece
halk botları işliyor. Ücreti 15B civarında.
Nehirde ise özel
ve halk boatları(Turuncu bayraklı) var. Özel boatlar otellerin yolcusunu
taşıyorlar.
5-Taksi: Yeşil
–sarı renkli taksiler devlet taksisi, diğer farklı renklerde ki taksiler ise
özel taksiler oluyor.
Grap taksi: Her
türlü renkte oluyor. Fiyatları daha uygu olabiliyor.
6- Grap motorsiklet: Sürücüleri turuncu yelek
giyiyorlar. Telefonunuza önce uygulamayı indirdikten sonra arayabiliyorsunuz.
Veya yol kenarında turuncu yelekli bekleyen motosikletlileri göreceksiniz.
7- Tuktuk: Hindistan’dakilerine göre çok modern
ve motorlular. Ücret olarak ne tutturabilirlerse onu alıyorlar.
Gezilecek
yerlerin birçoğu kao San Road’a yürüme mesafesinde veya çok yakınlarında
olduğundan bu çevrede kalmayı tercih edebilirsiniz. Ben de ilk iki gün gezeceğim yerler
olduğundan Bangkok’un güneyinde kaldıktan sonra hep Kao Son’da kaldım.
I- Kao
San road’ın kuzeyinde nehir
kenarında yürüme mesafesinde;
1- National Art Galeri: Pazartesi ve Salı günleri
kapalı. Diğer günler 9-16 arası açık. Giriş 200B.
2- National Müze: : Pazartesi ve Salı günleri
kapalı. Diğer günler 9-16 arası açık. Giriş 200B.
İkisine de daha
önce gitmiştim. Salı gittiğimde de kapalıydılar.
3-Wat Phra
Kaeo(Emerald Buddha) ve Grand Palace:1782 yapımlı tapınak ve sarayın giriş
ücreti500B. Tapınağın içinde birçok Chapel,Chedi(Kral ailesinin öldükten sonra
konuldukları anıt mezarlar),hall v.b var.
Hepsi birbirinden
gösterişli ve görkemli. Genel olarak alçı pen, ayna ve renkli camlar
kullanılarak yapılmış. Aslında yakından baktığınızda bir Osmanlı saraylarında
ki veya Hindistan’da ki ince işçilik yok ama insanı büyülüyor. Dizayn mükemmel.
Kesinlikle görmeniz gerekir.
ANI: Bu komplekse Tapınaktan girip saraydan
çıkıyorsunuz. Çıkarken kapıda görevli olmadığını görünce içeriye tekrar girerek
insanlardan kullanılmış bilet alıp dışarı çıktım. İçeriye girmek isteyen sırada
ki bazı gençlere ”İstersenız sarayın çıkış kapısından ücretsiz içeri girebilirsiniz.
Hatta size her ihtimale karşı bilette vereyim” dediğimde hepsi teşekkür
edip”Biz biletimiz satın almak istiyoruz” dediler. Adamlar da haklı. 100Tl lik
bilet bizim için pahalı ama onlara göre ucuz. Veya bize göre çok dürüstler.
Daha sonra Wat
Arun’u gezerken Almanya’dan değişim programı ile Bali’de okuyan Türk kızlarına
rastladım. Onlara da aynı teklifi sundum. Türk kızları ”Zaten çok pahalı
olduğundan girememiştik” diyerek bendeki kullanılmış biletleri alıp gittiler.
Yürüyerek
4-Wat Pho(Uyuyan
Buda):8-19 arası açık. Giriş 100B.
4- Wat Arun: Nehrin karşı tarafına 4B’ta boat ile geçiyorsunuz. Giriş 50B. Daha önceki
gezi yazımda burayı fazla beğenmemişim ama oldukça farklı ve özel bir
tapınak. Özellikle gecesi muhteşem.
Nehir kenarından
yürüyerek veya boat ile daha da ilerlerseniz
5-Yodgiman
pazarı(Rıwer walk): Nehir kenarında yürüyüş yapıp isteeiğiniz yerden de boata
binebilirsiniz.
6-King Rama 1 Heykeli
7-Phahurad Market:
Genelde Hint giysilerinin satıldığı Pazar. Gitmeye değer değil.
II-
Kao San road’ın doğusunda yürüme mesafesinde
1-Demokrasi Anıtı
2-Bangkok Cıty Hall
1- Wat Suthattepwaram: 8-21 arası açok. Giriş
100B. Dört köşesinde zarif at heykelleri var. Bu tapınağın içinde de altın
renkli büyük Buda heykeli var.
Hemen önünde
3-Giant Wıngs:Kırmızı ahşap dev salıncak
4-Golden Mountaın(Wat Saket): 8-21 arası açık.
Giriş 50 B.tepaden şehir manzarasını seyredebiliyorsunuz.
III-
Kao San road’ın kuzey doğusu;
1-Wat
Benchamabophit(Merme Tapınak): Giriş 50B.Saraydan çok tapınağa benziyor ama
gitmeye değer.
2- King Rama 5 heykeli
3-Anantasamakom
Thorn Hall: Bu saraya da giriş yok artık.
4-Vimanmek Palace:
Tik ağacından yapılmış bu saraya artık giriş yok.
IV-
Şehir
merkezinde gezilecek yerler:
1-15 numaralı otobüs ile central World
durağında ininiz. Bu “Ratchaprasong
bölgesi” ve çevresinde çok şık oteller ve alışveriş merkezleri var. Burası,
Bangkok’un eski ve yemek kokan sokaklarından çok farklı.
A-Lin Gam
Shrine(Penisler tapınağı): Artık bu müze kapanmış. Nai Lert paarkının bir
köşesinde küçük bir tapınağı görebilirsiniz.
B-Erawvan
Mabedi(PhaPhom):6-23 arası açık. Ana yol üzerinde ki göz alıcı küçük bu ibadethaneye insanlar ellerinde hediyeleri
ile geliyor. Çok kalabalık. Bir köşede de geleneksel giysileri ile Taylandlı
kızlar müzik eşliğinde dans ediyorlar.
Burada
BTS ile “Phaya Thai” durağı”nda
ininiz. Biraz yürüdüken sonra
C-Suan Pakkad Palace: 9-16 arası açık. Giriş
100B. Prens Chumbhot’un yaşadığı tik ağacından yapılmış çok sevimli ev lerden
oluşuyor. Daha önce de ziyaret ettiğim bu sarayı, geç kaldığımdan bu sefer
sadece bahçesini gezebildim.
Buradan tekrar BTS İle “National Stadıum” durağında inip biraz
yürüdükten sonra
D-Jım Thompson
Hause: 1948 yılında Taayan’a ipek şirketi kurmak için gelen bu Amerikalının 1959’da tik ağacından
yaptırdığı ev. Şehirde başka evleri de var ama orijinali bu. Giriş 200B. Tk acıdan yapılış bu enfes evin için de özellikle
çok eski budist heykelleri, resimler değerli objelerle donatılmış sanat koleksiyonunu
da görebiliyorsunuz.
Ayrıca burada ki mağazadan çok şık ipek
oböjeler de satın alabilirsiniz. Pahalı ama hepsi de çok güzel.
3- tren istasyonnunda indiğinizde yakın çevresini
gezebilirsiniz.
A- Golden Buddha(Wat Trimit): Giriş 40B.45 tonluk
altından oturan buda heykeli.
B- Çin Mahallesi: Tren istasyonuna iki durak
uzaklıkta. Gitmedim. Artık sıkılıyorum.
4-Gece Showları:Ben iki tanesini yazıyorum ama
sanırım daha da fazla vardır.
A-”Queen
Sirikit National “metro istasyonunda ıniniz. Saat 17’de geleneksel yemek
başlıyor.
7-9
arası “Siam Niramit Show” başlıyor.1000B.Ben diğerini tercih ettim.
Yakınlarda
da “Ratchada Night Market”var.
B-Calypso:
Bangkok’un en ünlü ladyboy gösterisi.
Giriş 1200B.
Calypso-Ledyboy
show:”Asiatique “Boat istasyonuna
gitmeniz gerekiyor. Acenteler da biletini satıyorlar. Gerek yok. Kendiniz gidip
biletinizi çalınız.20:15 ve 21:45’de Show var.80dakika sürüyor.
Asıatıque
boat veya otobüs durağında ininiz. Kısa bir yürüyüşten sonra Show merkezine
ulaşıyorsunuz. Show, 19:30-20:45 ve 21:00-22:15 arası var. Giril ücreti 1200B.
İsterseniz daha önce geleneksel yemek de
yiyebiliyorsunuz. Yemek yerken geleneksel tai dansları da izleyebiliyorsunuz.
Ben
daha önce de Bangkok’da benzer bir Show
izlemiştim. Meraktan tekrar gittim. Cinsiyet değiştiren bu kadınların zamanında
erkek olduğuna inanamazsınız. Çok işveli ve cilveliler. Show, son derece
başarılı ve görkemli.
4- Silom rood: Patpong gece
pazarı ve go-go parlar. Ben daha önce bu barlarda ki Showları bir arkadaşımla
bin türlü numaralarla ücretsiz seyrettik. Daha önce ailemden birçok erkeğin
topluca gittiği Tayland’da bu gösterileri onlardan dinlememe rağmen gördüğümde
çok şaşırmıştım. Bu kadarı da olmaz denilen gösteriler. Çoğu müşterileri yaşlı Avrupalılar.
Bu seferde aynı sokağa gitmek istedim ama yağmur ..
UZAKLAR
I- Si Ayutthaya, Jatutak Weekend Market
ve Don Mueang hava alanı aynı yol üzerinde
olduğundan planınızı ona göre yapabilirsiniz.
1-Ben tren ile
Ayutthaya’ya gidip dolmuş ile Jatutak hafta sonu pazarına döndüm. Eğer
Ayutthuya’dan Jatutak pazarına tren ile dönmek isterseniz “Bang Sue”durağında
inip metro ile devam edebilirsiniz. Eğer dolmuş ile dönmek isterseniz Ayutthaya’da
tren istasyonundan nehrin karşı tarafına geçip dolmuşa binmelisiniz.
85 km kuzeyde ki
bu antik şehre tren ile bir buçuk saatte
gidiliyor. Ücreti 20B. Ayrıca dolmuş ile( 60B) ve nehirden boat ile
gidebilirsiniz.
Si Ayutthaya: 1350yılında
kurulan Antik Ayutthuya krallığının başkenti olmuştur.Daha sonra da Siyam
krallığının başkenti olmuştur.
Tren
istasyonundan indikten sonra boat ile karşıya geçtikten sonra tuktuk ile veya
kiralık bisiklet ile bu geniş alwna yayılmış eski tapınakları gezebilirsiniz. Ben
aralarda motor taksi kullandım.
Haritaya göre
gezebiliyorsunuz. Altı tane ünlü tapınağın her birine girmek 50B. Ama sadece 10
ve 16nolu tapınaklar içın bilet almanız yeterli. Zaten diğerlerini de bu
çevresi duvarlarla çevrili alanlarda görebiliyorsunuz.
Ayrıca burada fil ile çevre gezisi
yapabilirsiniz.
3- Jatutak Weekend Market: Sadece cumartesi ve
Pazar günü kuruluyor. Pazar günü hava kararmaya başlayınca da toplanıyor. Ben,
alışverişi sevmememe rağmen çok severek yine alış veriş yaptım. Ayuthaya’dan geç
döndüğümden bu sefer fazla zaman ayıramadım. Burada alışveriş yaparken İbrahim
Tatlıses “ Ölürsem kabrime gelme istemem” adlı türküsü çalınıyordu. İşletme
sahibi sanırım Yunanlıydı.
II- Bangkok’un kuzey batısı
1- Damnoen Saduak Floathing Market(Yüzen çarşı turu):
Bangkok’ta
Amphuwa , Khlong Latmayam, Wat Saphan, Taling Chan(79 nolu otobüs ile kapısına
kadar gidebiliyorsunuz. Ben çok beğenemedim.) gibi farklı floathing marketler
var. Ama en eskisi ve orjinali Damnoen Saduak Floathing market oluyor.
Tur ile 300B’ta
gidebiliyorsunuz. İçinde bir sattlik boat turu da dahil.
Yine “Sothern
otobüs terminali”den otobüs ile (64B) veya dolmuş ile (80B) gidebiliyorsunuz.
İki saatten fazla sürüyor. Ben giderken dolmuşu beklemek istemediğimden
otobüsle gittim. Çok uzun sürdü. Her ikisi de Floathing Markete iki km kala
indiriyorlar. Oradan da bir araca tekrar binmeniz gerekiyor. Ayrıca bir saatlik
boat kirası 400B.Yarım saati ise 200B.
O nedenle kesinlikle buraya yarım
günlük tur satın alınız. Hatta indirim
alabilirseniz kendi başınıza gitmenizden daha uyguna gidebilirsiniz. tur sabah
7:00 ve öğleden sonra 13:00de tur var.
Bu Floathing Marketturuna Elephant, Crocadile, Monkey turu da eklenirse
ücret artıyor.
III-Bangkok’un
batısı
2-KANCHANABURİ
1.Yol:
Tur ile 600B.Öğle yemeği dahil. Ayrıca 100B tren gezi ücreti ve savaş müze
girişi olarak 40B ödüyorsunuz. Öğle yemeği veriyorlar sadece. Kendiniz de çok
rahat gidebiliyorsunuz.
Ben
gidinceye kadar burayı daha önce ziyaret ettiğimi hatırlamadım.
Bu
şehirde ünlü ördek eti yemenizi tavsiye ederim. Tayland’da yediğim en lezzetli
yemekti.
2.Yol:Kha
son road veya çevresinden otobüsle “Sothern otobüs teminali” ne gidiniz.
Buradan otobüs(100B) veya dolmuş (100-120B)ile üç saatte Kanchanaburi otobüs terminaline
varıyorsunuz. Kanchanaburi
‘den Bangkok’a ise son otobüs 20’de var.
3.Yol: Tren ile 7:50 ve 13:55’de direk
köprünün yanına kadar gidebiliyorsunuz.3 saat sürüyor.Ücreti 100B.Zamanınız
varsa kesinlikle treni tercih ediniz.
1-Eğer Erewan şelalesine gidecekseniz , önce
nehir kenarına tren veya otobüs ile gidip gezerek tekrar Kanchanaburi otobüs terminaline gelerek
otobüsle Erewan şelalesine gidiniz. Geri otobüs terminaline dönüp, otobüs ile
Bangkok’a geri dönünüz.
Buradan 5km illerde ki nehir kenarına ve köprüye gitmek isterseniz yerel belediye otobüsü ile gidip
800 metre yürümenız gerekiyor. Veya motor taksi ile 20B vererek direkt köprünün yanına kadar
gidebilirsiniz.
A-Kwai nehri ve köprüsü: 1940 yzpımlı bu köprüde
100.000 Asyalı asker çalışmış. Ayrıca birçok esir köprü yapımı da yaşamını
kaybetmiştir. Bu köprüyü ünlü kılan aynı adlı oscarlı filim olmuştur.
Köprünün başında ki turist infodan harita ve
bilgi aldıktan sonra direk karşı caddeden devam ettiğinizde
B-Savaş
müzesi galeri: Giriş 40B.
C-Ölü
trenler müzesi: 3km ilerde. Giriş 140B.Hemen yanında
D-Mezarlık:
İkinci dünya savaşında şehit olanların yattığı bakımlı şehştlik.
E-Jeath
savaş müzesi: Giriş 40B.Sazlarla kapatılmış tünel gibi odalarda sadece resim ve
fotoğraflar var. Bakımsız. Hemen yanında
F-Tai
Budist Tapınağı
Burası artık Kanchanaburi şehri
oluyor. Buradan Kanchanaburi Otobüs terminaline giderek Erewan şelalesine
gidebilirsiniz.
Not: buradan 20km daha devam ederseniz büyük
tapınağa varıyorsunuz.
Kanchanaburi otobüs terminalinden Erawan şelalesine 8-17:50arası bir saate
yakın ara ile otobüs var. Ücreti 50B.Birbuçuk saat sürüyor.Şelaleden terminale
ise 5:20-17arası otobüs var.
ERAWA
N ŞELALESİ: Giriş 300B.Yerliler ödemiyor sanırım. Burada çok Rus gördüm.Üç
katlı güzel bir şelale.Oluşan gölcüklerde yüzebiliyorsunuz da.
2- Eğer“Sai Yok Noi” şelalesine gidecekseniz önce otobüs Terminalden
tersine geze geze nehir kenarına ve köprüye gidip, oradan tren ile “Sai Yok
Noi” şelalesine gidip(Turlar bu şelaleye
götürdüğüne göre büyük ihtimalle bu şelaleye giriş ücretsiz.) Oradan da tren
ile Bangkok’a gidiniz.
-
Kanchanaburi-Saphan
Kwac Yai(Kwai köprüsü)’den “Sai Yok Noi” şelalesine ise Bangkok’tan gelen tren
ile devam ederek gidebiliyorsunuz
Köprüden
“Sai Yok Noi” şelalesine 6:15, 10:44 ve 16:33’de tren var.İki saat sürüyor.”Sai
Yok Şelalesinden köprüye ise 5:20 ve
12:55’de tren var. Aynı tren köprüden Bangkok’a 7: ve 14:40’da devam ediyor.
III-
Bangkok’un güneyinde daha önce gezemediğim yerlerden;
1-The
Erewan Müzesi: Her gün 9-19 arası açık. Giriş 400B.Otobüsle gidiliyor. Veya
Bearlıng BTS istasyonunda inip oradan da otobüsle devam edebilirsiniz. Saat
başlarında ücretsiz rehberle de gezebiliyorsunuz. Ayrıca elektronik rehber de
veriyorlar.
Fil
ağırlıklı heykellerin olduğu bu müzede ki ortada ki büyük tapınak, mimarlık
şaheseri. Tepesinde de devasa üç başlı fil heykeli var.
Farklı
renklerde sıralanmış fillerin altından geçerken fil sesleri çıkıyor. Tapınak
gerçekten çok hoş ama diğer fil heykelleri aman aman değil.
Buradan
13km ileride sadece taksi ile (80B) veya küçük dolmuş ile gidebileceğiniz
2-The
Ancıent City(Muanboran): Çok çok beğendim burayı.
9-19
arası açık. Giriş 700B. Sanırım yerliler çok az bir ücret le giriyorlar. Bilet ücretine
tramvay ve bisiklet de dahil.
Tramvay:
10-12, 13-15, 13-17, 17-19 arası gezdiriyor. Ama bisikletle istediğiniz yerde
istediğiniz kadar kalabiliyorsunuz.
Geniş
bir alana yayılmış bu yerin ilk kısmını ücretsiz gezebiliyorsunuz. Burada ki
altın renkli tapınakda muhteşem. Sadece bunu gezmek için bile buraya gidilir.
Ücretli
ikinci geniş bölgenin çevresi yüksek duvarlar ve kanal ile çevrilmiş. Ayrıca
bölgenin içinde hemen hemen her tarafta gölcükler var. Başınızı nereye
çevirirseniz su ile karşılaşıyorsunuz.
Burada Tayland yaşamına ait The floating market, kraliyet kayıkları gibi her şeyi bulabilirsiniz.
Ayrıca
dünyada ki en ünlü Budist tapınakların birebir kopyası yanında çok eski
tapınaklar da var. Hepsi de göz kamaştırıcı. Ayna, renkli taşlar ve altın
renkli bu tapınakların nasıl inşa edildiğini insanın aklı almıyor. Sadece
renkli heykeller, gereksiz kalabalık yapmışlar.
Ben yürüyerek gezdim ama çok yoruldum.
Ben
Tayland’dan birkaç kez denememe rağmen bir türlü gidemediğim Bangladrş için bilet
aldım. En uygun “Tai lion airline”den bilet bulabildim. Tek yön 140$ civarında.
ANI:
Havaalanına geldiğimde kötü bir süprüzle karşılaştım. Dönüş için blet
ayarlamayı unutmuştum. Bunu hal ettim ama arkadaşımın online aldığı bilette
adım İclala olarak yazılmış. Bunu
düzeltmek için benden 750B=25$ aldılar. Uluslararası anlaşma böyleymiş. Yanlış
bir harf için 25$. Para için küçük kızları fuhuşa yönlendiren ülkeye çok
inanasım gelmedi. Para gelsin de nereden gelirse gelsin. Bilen varsa bana
lütfen yazsın.
Dhakka’da
görüşmek üzere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder