7 Ağustos 2019 Çarşamba

6- ALASKA




Alaska, ABD'nin yüzölçümü en büyük, ama soğuk iklimi ve doğası nedeniyle nüfus yoğunluğu en az olan  50 eyaletinden 49. Eyaletidir.   Türkiyenin iki kat büyüklüğündedir.

 Alaska, petrol ve altın rezervleri bakımından çok zengindir. Bunun yanında  balıkçılık da çok önemlidir.
Amerika’nın eyaleti olmasına rağmen aralarında kara sınır yoktur. Kanada’nın batısında bulunan Alaska’nın Kuzey Buz Denizi ve   güneyde  Kanada’nın İngiliz Kolombiyası ile sınırı vardır.  Berin Boğazı ile  de Asya’ya bağlanır.
Alaska kabaca beş bölgeye ayrılıyor:
1-İç Pasaj (Inside Passage): Adalar topluluğu
2-Güney orta
3-iç bölge (interior)
4-Uzak Kuzey (Far North)
 5- güneybatı (southwest)

Alaska eyaletinin başkenti Juneau ama en büyük kenti Anchorage’dır.
Yazın insanlar araçları veya karavanlarla  oltalarını da yanlarına alarak her tarafa  kamp yapıyorlar. Bu arada tuttukları balıkların bir kısmını yiyip çoğunu kışlık olarak donduruyorlar.
Kamplara neredeyse evlerinde ne varsa yanlarında götürüyorlar.

İKLİM


Tüm kuzey ülkelerde olduğu gibi Alaska da da yazın güneş çok geç  batıp erken doğduğundan  sürekli aydınlık,  kışın da tam tersi oluyor.
Mevsimler, aynı bizde ki gibi ama daha soğuk.. Nisan- mayıs bahar. Bu aylarda da gidebilirsiniz ama kar ancak tam olarak mayıs ayında yerden kalkıyor. Sezon yeni yeni açılmaya başlıyor.
Alaska’yı gezmek için en uygun aylar, sıcağı seviyorsanız yaz ayları olan haziran, temmuz ve ağustos   aylarında gitmelisiniz.  Ama ağustos yağmurlu ve kuzeyi soğuk olduğundan temmuzda gitmeniz daha mantıklı. Ben  ağustosta çok  yağmura yakalandım.
Yazın hava ısısı ortalaması 25 -35 derecedir. Ayrıca temmuz ve Ağustos aylarında somon göçü, dolayısı ile , ayı ve balinalar  daha fazla olduğundan vahşi yaşamı daha yakından görme şansınız da olacaktır.
Bu aylar, yüksek sezon olduğu için kalabalık ve pahallıdır.
Eğer soğuk seviyorsanız, kasım -mart  arasında   sıradışı görüntüler görebilir, kış sporları yapabilirsiniz.Kışın  hava sıcaklığı yerleşimin konumuna göre -45 dereceye kadar  çıkmaktadır.
 Ayrıca kuzey  ışıklarınını da görmek istiyorsanız, eylül ayında  şansınız daha fazla olacaktır.
Valdez’de en iyi kuzey ışıkları ağustos ‘da görülüyormuş.

KALMA
Her şehirde karavan ve çadır kampı var. Kampta masa, odun yakabileceğiniz ocak, tuvalet ve    ayılardan dolayı yiyeceklerinizi saklayabileceğiniz  metal kutular da var.

Ayrıca  her şehrinde ekonomik hostel, lüks ve şık oteller de bulabilirsiniz.




TARİH

-Günümüzden 15-40  bin yıl önce  Na-Dene dillinde konuşan  Kızılderililer Bering boğazının geçerek ilk yerleşim bölgesi olarak Amerika kıtasına yerleşen ilk göçmenlerin soyundan olduğu bilinmektedir.
Çünkü Na-Dene dilleri ile Asya-Sibirya'daki Yenisey dilleri arasındaki  benzerlikler 2008 yılında Edward Vajda  ve diğer dilbilimciler tarafından ispatlanmıştır.


-Günümüzden 3-8 bin yıl önce ise Eskimolar ve

 Aleutlar ise  daha yerleşik Kuzey Kutbu halklarının torunları olduğu düşünülmektedir.

-1784:Rus kürk tüccarları, Kodiak Adası'nda bulunan Three Saints Koyu'na  yerleşen ve  günümüzde yerli halk Supikleri oluşturan   ilk Avrupalılar olarak kabul edilirler.

-1880’li yıllar: Zengin altın rezervlerine sahip olduğundan Avrupadan göç  almıştır. Daha sonra  bulunan petrol ve doğal gaz yatakları ile bölge iyice gelişmiştir.

-1799- 1867: Bölge, Rus-Amerikan Kumpanyası tarafından yönetildi.
-30-Mart 1867: ABD dışişleri bakanı William H. Seward, bölgenin ABD'ye satılmasını onaylayan belgeyi imzalayarak, ABD, bölgeyi Rus İmparatorluğu'ndan  7,2 milyon dolara  satın almıştır.



Amerika Yerlileri
Amerika yerlileri ;Amerika Birleşik Devletleri'nde Native Americans (Yerli Amerikalılar) ve  American Indians (Amerikalı Hintler) yani   kısacası Indians (Hintler- Kızılderililer) olarak ayırabiliriz.
Kaşif Kristof Kolomb'un 1492  de Amerika'nın doğu sahiline ulaştığın da  yüzleri ve vücutları boyanmış yerli halk ile karşılaştığından dolayı burayı Hindistan sandığından  yerlilere de “İndian”  demiştir.Bu ifade günümüze kadar gelmiştir.





Kızılderililer ( Amerika Yerlileri):

Sibirya kökenli Eskimo - Aleut halklarının dışında ki  bütün Amerika yerlileri için”Kızılderili”  kullanılır.
 Bunlar, farklı iki dil kullanırlar. Sibirya kökenli olan Na-Dene dilleri ile Na-Dene dilleri dışındaki bütün Kızılderili dillerini içeren Amerind dilleri.
Kızılderililer, Kuzey ve güney Amerika, kanada da  yaşıyorlar.
Bazı bilim adamları yerlilerin Sibirya’dan gelip Bering boğazını geçerek Amerika kıtasına yerleşen Türkler olduğunu kabul ediyorlar. Bu iddialarını yaşam koşullarının, dillerin, isimlerin, motiflerin ve fizik yapıların benzerliği ile de güçlendiriyorlar. Ben de bu iddiaya biraz inandım. Gördüğüm bazı yerliler, eski Türk fizik yapılarına çok benziyordu.





Amerika yerli dilleri, Eskimo ile Aleutların konuştuğu Eskimo-Aleut dilleri, Kızılderili Na-Dene halklarının konuştuğu Na-Dene dilleri ile bunların haricindeki bütün Kızılderili halklarının konuştuğu Amerind dilleri.






 Alaska eyaletinin yerlileri:














Amerika’nın eyaleti olan Alaska'da yaşayan  Aleutlar, Alaska Eskimoları, Alaska Kızılderilileri için toptan “Alaska Yerlileri” olarak  kullanılır.Kısacası Eskimo-Aleut ile kızılderililerdir.
I-Alaska Eskimoları
1- Aleutlar ve Supik Eskimoları

2- Yupik Eskimoları
3- Sibirya Yupikleri ve İnyupik Eskimoları


II-Alaska Kuzılderilileri
   1-Alaska Atabaskları(En yoğun nüfüsa sahipler. Kuzeyde yaşıyorlar.
   2-Eyak, Tlıngıt, Haıdave Çimşiyan  (Tsimshian)

Yerlilere eğitim, sağlık bedava ve aylık verildiği halde   çalışmaktan hoşlanmadıklarından yaşam koşulları genellikle iyi değil. Çok içtiklerinden de  genelde sarhoş geziyorlar. Gün boyu parklarda uyukluyorlar. Otobüsleri genelde yerliler kullanıyor. Çünkü beyazların araçları var. Dileneni de gördüm.

Alaska’da konuşulan Diller:
İngilizce, Eskimo-Aleut dilleri, Kızılderili dilleri, İspanyolca, Fransızca.
Ama artık yerel dilleri konuşabilen çok az kaldığından okullarda tekrar öğretilmeye başlanmış.

Din
Hristiyanlık, Animizm  ve Şamaniz


ULAŞIM

Önemli: Kanada’nın güney batısında ki  Brıtısh  Colombıa   eyaleti ile sınır oluşturmuş  ve Alaska’ya  ait iç pasaj-adalar bölgesi (inside passage)  bölgesi;  Ketchikan ile Hainex arası  tamamen su ve adalardan oluştuğundan kara yolu yok.Buralara sadece deniz  veya hava yolu ile ulaşabiliyorsunuz.
Sadece Kanada’dan geçen karayolunu ve yine hava ve deniz  yolunu kullanarak  güneyde ki Haines ve Skagway’ a ulaşabiliyorsunuz.

Ben iyi kaynağım olmadığından iyi plan yapamadığımdan önce uçakla kesin gelinmesi gereken  Ancoharage’ye uçtum. Plan yapacak iken güneyi gezeceğim “Alaska Marine Highway” grev nedeni ile çalışmadığını öğrendim. Ama gezide şanslı olduğuma inandığımdan kuzeyi gezinceye kadar grevin sona ereceğine inanıyorum. Yoksa güneyi Cruise  veya uçak ile ile gezmek çok pahallı olacak.

Alaska’ya ulaşım:


Alaska’a , Amerika, Kanada, Fransa ve Rusya üzerinden uçabilirsiniz.Türkiye’den de aktarmalı uçmak zorundasınız.

Alaska’da Ulaşım:
Araç kirala: Büyük cipin , üç günlük kirası, sigorta dahil 350 dolardı.  Ama küçük araç kiralarsanız günlüğü 40 dolar. Eğer çok önceden internetten kiralarsanız daha uygun oluyor.
5 litrelik petrolun fiyatı ise 3 dolar.

1-cruise –gemi turları:

Cruise gemileri ile genelde adaların yoğun olduğu   sadece iç pasaj (inside passage) bölgesini ve ilerisini   paket tur ile gezebiliyorsunuz. Genelde  Seattle, Bellingham, Vancouver ve Kaliforniya’dan   Cruise’ ler başlayıp gezerek yine başladıkları yere dönüyorlar.  Bazı cruiseler bazı şehirlerde durarak Juneau’ya kadar varıp dönüşte  de farklı yerlerde durarak başladıkları noktaya   round trip yapıp dönüyorlar. Bazı cruiseler ise Seward’a kadar devam ediyor. Yani  kampanyasına göre cruiselerin programları, duracakları şehirler, süreleri ve fiyatları değişiyor.  Ben en çok “Norwegian” kampanyasının  cruislerini  ve milanyum cruisini gördüm. Ama “Carnaval” ın fiyatlarının daha uygun olduğu söylendi. Araştırmanız gerekiyor.
Cruiselere katılan yolcular, boyunlarında kart ile cruise girip çıkıyorlar.Genelde durdukları şehirde bir gece kalıyorlar.
Fiyatın içinde cruise  kabinde de kalma ve üç öğün yemek dahil.

Skagway’da tanıştığım iki cruis yolcusunun dediğine göre en uygun cruise “Carnıval” kampanyasıymış.
Bu kampanyanın cruise, seattle’ den başlayıp  Seattle’de iki gün gezdikten sonra Skagway-Juneau-Ketchikan- tekrar Seattle-Victoria Adası-Seattle.Kişi başı ücreti 1500 dolar.

Cruiselerin özellikleri:
-2000-3000 kişilik oluyor.
- Her yerde durmuyor. Durakları sık değil.
-Cruise ile gezmek istiyorsanız isterseniz hiç Kanada sınırlarına girmeseniz bile veya kanada vizesi gereken yerlerde Gemiden inmezseniz bile  Kanada vizeniz olması şart.
-Sadece kabinde kalabiliyorsunuz.

Genellikle  Ketchikan, Juneaue ve Skgway gibi şehirlere  sabah varılıp, akşam ayrılınıyor. Bazı cruisler  çok daha ilerisine kadar gidiyor.  Siz tur öncesi veya sonrası karayolu ile yapacağınız geziyi planlayarak ona göre cruise turu satın almalısınız.

2-Alaska Marine Highway (Alaska deniz otoyolu-Fery)
Alaska’nın uzun ve uzak mesafelerini birbirine bağlayan deniz toplu taşım sistemi.
Feribot,Seattle’den iki saat uzaklıktaki  kuzeyde ki en son kara yolu ulaşımı olan Waşıngton Eyaleti-  Belingham’dan seferine başlıyor. Buradan da Cruis turları da olabiliyor.


www.ferryalaska.com
Menü— Reservations—Saling Search
Depar:
Arive:
Date:


adresinden nereden nereye gideceğinizi yazıp  emekli iseniz (65 yaş ve üstü için)onu da belirtip  feribotun, fiyatını, direkt mi yoksa bazı şehirlere uğrayarak mı gidiyor, süresini öğrenebilirsiniz. Yalnız fiyatlar çok yüksek.
Feribotun restoranı, cafesi, sinema salonu, duşu, oyun salonları v.b var.

İsterseniz  koltuk , isterseniz kabin satın alabilirsiniz. Koltuk  bilet aldıysanız  kapalı odada üçlü kanepelerde, güvertede tepede ki elektrik ısıtıcıların altında   uyku tulumunuzla şezlongda   veya geminin herhangi bir yerinde uyuyabilirsiniz. Yine güverte de çadırınızı kurup içinde de uyuyabiliyorsunuz.Feribota köpeğiniz ile de binebiliyorsunuz. Feribot içinde internet hariç her istediğinizi bulabiliyorsunuz. Feribotta uzun yolculuk yapacaksanız ücretsiz duş da alabiliyorsunuz.


Bu koltuk fiyatı, Kabin fiyatının neredeyse üçte biri kadar.
 1- Feribot;“Alaska Marine Highway” ın feribotu, ülkenin  iç pasaj (inside passage)  bölgesine gitmek üzere    Bellingham (Kara yolunun son bulduğu kasaba.)dan   başlayarak   Ketchikan, Wrangelli gibi şehirlere uğrayarak  Juneau’ya varıyor. Hatta Haines’e kadar devam ediyor.

Önemli: Bellingham—Juneau arası   üç gün sürdüğünden pahalı ve zaman kaybı oluyor.  Ayrıca bu arada görülecek pek bir şey olmadığından sıkıcı da oluyor. O  nedenle  Bellingham— Juneau arasını uçakla gitmek çok daha mantıklı. Eğer bulabiliyorsanız Juneau’ya  daha yakın  ve gezmeye değer olan Sıtka, Petersburg ve Wrangler’e de uçup oradan da Juneau’ye da geçebilirsiniz.
Juneau’dan sonra kısa mesafeler olduğundan feribot  ile istediğiniz şehre  keyifle gidebilirsiniz.



2-Juneau’dan sonra çevrede ki Petersburg, Sitka gibi farklı tüm  şehirlere başka feribotlarla da gidebiliyorsunuz.
3-Yine Juneau’dan sonra daha kuzeyde olan  “Whitler” e kadar başka bir fery ile gidip yine çevrede ki   şehirlere gidebiliyorsunuz.

Aynı kampanyaya ait diğer feribotlar ise     Homer’ e kadar gidip oradan diğer fery ile  ve Koidak adasına geçebiliyorsunuz.  Zaten bundan sonra ki adalara çok ender olarak yılda bir iki kere fery gidiyor.
Bu özelliklerinden dolayı adalar topluluğunu çoğu kişi Alaska Marine Highway ile geziyor. Ama ben gittiğimde grev nedeni ile çalışmıyordu. Daha sonra çalışmaya başladı.
Feribottan istediğiniz şehirde  inip şehri gezip arkadan gelen fery ile yolunuza devam edebiliyorsunuz.
Ama heryerden heryere sık fery olmadığından önceden gitmek istediğiniz yerlere giden feribotların günlerini öğrenerek  planınızı ona göre yapınız. Yoksa benim gibi bir yerde mecbur beklemek zorunda kalırsınız.
 Aynı yere direkt veya  bazı şehirlere uğrayarak giden  farklı farklı feribotlar bulabiliyorsunuz.




Not:
1-internet ve ofis fery biletleri aynı fiyatla satılıyor.
2-Feribota binerken kimlik kartınızı da görmek istiyorlar.
3-Anchorage’ye criuse ve fery gelmiyor. Yakınında ki deniz kıyısında ki Whitter’ e geliyorlar. Oradan  33 km karayolu ile Anchorage’ye ulaşıyorsunuz.
Seward’ a fery yok. Ama cruise ile gidebiliyorsunuz.
4- Gençler, feribota bir bindikten sonra nerede indiğinizi kontrol etmiyorlar. Bilginize…
Fery özellikleri:

-200 kişi civarında yolcu alıyor.
-Birçok yerde duruyor.
-Alaska Marine Highway ile adalar topluluğunu gezerken Kanada Vizesini de ihtiyacınız yok.
-Güvertede de, salonlarda uyku tulumunuzla veya çadırınızda da  kalabiliyorsunuz.
-Yanınızda aracınız varsa büyüklüğüne göre araç  ve her kişi için ayrı ücret ödüyorsunuz. Bisikletiniz  varsa  onuni için de ücret ödüyorsunuz. Örneğin 4.5 saatlik deniz yolu için bisiklet için 25 dolar ödüyorsunuz.

Fery ve curuise’nin tüm durakları tamamen aynı değil.



Özel Boatlar:

 Genellikle gençler, bu özel boatları temizleme ve yardım karşılığı  bu özel boatlarla otostop yaparak yine bu adalar topluluğunu geziyorlar.

Pırpır uçak

 Bizde kullanılmayan küçük  pır pır uçaklarları İnsanlar, özel aracı  gibi kullanıyorlar. Bunlar,  havaalanına yakın göl üzerine veya yere  park edebiliyor. İnsanlar, pırpır uçakların yanına araçları ile gelip uçaklarına binip başka şehir , balık avlamaya v.b gidiyorlar. Hepsinin park yeri ayrı. Göl kenarında park etmiş pır pırların yanında kişilere ait kulübeler de var. Her uçak bulunduğu yere bağlanıyor.
Hatta bazıları işlerine bunlarla gidip dönüşte hava alanına yakın park yerinde veya yakın göl üzerine park edip araçları ile evlerine dönüyorlar.

 Bu pır pır uçaklarla  charter seferleri ile  tur veya gitmek istediğiniz her yere de  ulaşabilirsiniz.


 Not: Helikopter  turları da  her yerde mevcut.

Uçak:
Eyalet içinde uçak hemen hemen heryere var.

Tren:
Sadece Anchorage’ nin güney ve kuzeyine doğru tren seferleri var.

Tren Rotası: güneyden başlarsak
Seward- Grandview-Spencer Glacier-Portage-Whittıer-Gırdwood-ANCHORAGE-Wasılla- Talkeetna- Hurrıcane-Denali-Faırbanks

Karavan


Birçok kişi Alaska’yı karavan ile gezdiğinden her tarafta da karavan için park bulabiliyorsunuz. Karavanın bir günlük kirası 170 dolar. Park ücreti ise 35 dolar civarında. Yalnız burada ki karavanlar oldukça büyükler. İki aile bile çok rahat kalabilir.

Otobüs:
Karayolu olan yerlerde çalışıyor ama denemedim.

Bisiklet: Ülkelerinden bisikleti ile gelen gençlere de rastladım. Yol olan yerlerde bisiklet kullanıyorlar. Adalar topluluğunu da bisikletleri ile birlikte fery ile  geçiyorlar.
Ama yerleşimler arası mesafe çok uzun olduğundan  bisiklet ile gezmek çok yorucu olacağını düşünüyorum.Ama  Belçikalı iki genç çift Alaska’yı bisikletleri ile  gezdikten sonra Amerika ve Meksika’yı da gezeceklerdi.
Bana göre Alaska’yı gezmenin en mantıklı yolları:
1.YOL(Feribot kullanarak):
-Önce kuzeye (Fairsbank)uçakla gidip karayolu ile Denali— Talkaetna- Anchorage’ye ininiz.
-Tekrar kara yolu ile Anchorage—Seward— Homer—Anchorage ‘ye geri geliniz.
-karayolu ve feribot kullanarak  Anchorage’den Skagway’e ulaşınız.
-Feribot ile Skagway—Haines—Juneau’ e geliniz.
-Juneau’dan uçakla istediğiniz yere geçiniz.
Veya tam tersini de yapabilirsiniz.
Böylece Kanada vizesine de hiç ihtiyacınız olmayacak.


2.YOL(Cruis kullanarak):Gezinizi çok önceden planlayabildiyseniz en az 10 günlük cruise turu satın alıp   iç pasaj adalar topluluğunu gezip başladığınız noktaya geri geliniz. Yine buradan uçakla en kuzeyde ki Fairsbank’ta uçup  bir önceki yolu takip ederek karayolu ile gezilecek yerleri gezip uygun bulduğunuz yerden uçakla dönünüz.
Not: Kuzey için  araba da kiralayabilirsiniz. Erkenden kiralarsanız daha uygun bulacaksınız.

Cruis mi  feribot mu?

Kısacası keyfinize düşkün ve orta yaşlı iseniz Cruise turu satın alıp üzerine kara yolu ile eklemeler yapmalısınız. Plan yapmak zorunda olmadığınızdan daha keyifli ve eğlenceli.
Çok yer görmek istiyorsanız, zamanınız varsa ve daha esnekseniz feribotu tercih edebilirsiniz.

 Cruisle gittiğiniz yerlere feribot ile gitmek isterseniz daha fazla ücret ödüyorsunuz. Yemek ve kalma için de ekstra masraf yapmanız gerekiyor.

Ben feribot yolculuğundan  çok güzel olsa da hep aynı manzaraları görmekten sıkıldım. Zaten adalar topluluğunda ki yerleşimler birbirine çok benziyor.
Bana göre adalar topluluğundan Juneau, Skagway, Petersburg veya Wargnell’i görmek yeterli olacaktır.



- Alaska Mutfağı
Havanın soğuk olması nedeni ile böğürtlen ve çilek   türü küçük meyveler bolca yetişiyor. Bunlardan yapılmış marmelatları heryerde bulabiliyorsunuz.
Salmonberry: kırmızı, dikensiz tatlı böğüetlen
Rasberry-Ahududu: Kırmızı. Bizde de yetişiyor.
Blueberry-yabanmersini: Küşük ağaç şeklinde veye kısa  bitki şeklinde oluyor.
Watermelon Berry: Kırmızırenkli. Kızılcık gibi uzun ve çok sulu.
Hıgh bush Cranberry  : Kırmızı renkli  . Bunu her yerde bulabilirsiniz. Tadı ekşi.
Berry’nin çikolatasını, kurabiyesini, şurubunu v.b herseyini yapmışlar. Hatta ben de misafir olduğum evde evin hanımı ile birlikte tart yaptık. Birkaç kez de sıcak sıcak yapılmış kurabiyelerden yeme şansım oldu.
- Bal üretimide çok. Her tarafta bal satın alabiliyorsunuz.
- Alaska’da   içleri dolu olan ince ve tombul kuşburnu her tarafta  bulabiliyorsunuz. Bilseler harika kuşburnu ezmesi yapabilirler.



Yakın zamanlarda  kiraz ve elma da yetiştirmeye başlamışlar. Köylüler ise yazın az miktarda da olsa sebze yetiştiriyorlar.
 Alaska’nın mutfağını  aslında balık  ve deniz ürünleri oluşturuyor. Geyik eti de tüketiyorlar.

Alaska’da yaşayan hayvanlar:
1- Ormanda
 -Brown and Black Bear: Kahverengi ve siyah ayılar: Kışın kış uykusuna yattıklarından tehlike yok ama yazın gördüğünüzde gözlerine bakmadan uzaklaşın. Çoğu Alaskalılar, ayı korkularından  yanlarında ki zili çalarak veya bağırarak yazın ormanlarda yürüyüş yapıyorlar.
-Moose: Yassı yüksek  boynuzlu  iri hayvanlar. Çenelerinin altında sakala benzeyen bir et parçası sarkıyor. Sadece erkeklerin boynuzları var. Mayısın  ikinci haftası doğum yapıyorlar. Erkeklerin boynuzları  bir yıl sonra çıkıyor. Her yıl aralık, ocak gibi boynuzları düşüyor. Ertesi yıl daha da büyük olarak yeniden çıkıyor.

-Carıbou : Bu hayvan daha çok geyiğe benziyor. Bunun boynuzları ise daha ince olup ağaç dalı şeklindedir. Bunun dişisinin de daha küçük boynuzları var. Bunlarında boynuzları her yıl düşüp yeniden çıkıyor. Bunların yavrularına da “Calf” deniliyor.

- Dağ keçisi: Yüksek kayalık yerlerde yaşıyor. Beyaz renkte olup boynuzları küçük ve diktir.
-Dağ Koyununu: Boynuzları kıvrılmış şekildedir. Beyaz ve kahverenklidir.


2-Kuşlar:
-Bald Eagle: Bu kartalları her yerde görebiliyorsunuz.
-Comorant(Karabatak)
-Black Oystercatcher
-Commen Mure(Kampta yiyeceklerimizi çaldı.)
-Horned Puffin(Boynuzlu martı)
-Tufted Puffin(Tepeli martı)

3-Balinalar:
Humpback(Kambur balina)
Orca(Killer Whale-katil balina)
Gray(Gri balina)

4-Diğer deniz hayvanları:
Harbor seal(fok)
-Sea otter(Deniz su samuru)
-Steller se lion(Deniz aslanı)
-Dall’s porpoise

5- Salmon Specıes( Somon  Balığı çeşitleri ve  hangi ayda geldikleri):
Alaska denilince ilk akla gelen balık, balık denince de kırmızı etli  Somon balığı geliyor.

Kıng (chınook)—June-  Sadece bunun eti beyaz. Pahallı. Diğerlerinin eti pembe veya kırmızı oluyor.
Sockeye (reds) – mıd June- June- bir kilosu 20 dolar.

Chum (dogs) — late June, early August- June- bir kilosu 5 dolar.

Pınk (humpys) — early to mıd August- June- bir kilosu 3 dolar.

Sılvers (coho) — mıd August - June- bir kilosu 5 dolar.
Not: Tütsülenmiş somon balığını nkavanozlarda satıyorlar. Çok değerli ve pahallıymış. Alaskalı bir balıkçı evine gidip iki küçük kavanoz bana getirerek  hediye etti. Ben de ona çikolata verdim ama kabul etmedi. Ama ben kokusundan yiyemedim. Ev sahiplerimden birine verdim. Çok memnun oldu.
Not: Yassı halıput  balığı da çok ünlü burada. Bana normal geldi.











Alaska Festivalleri
Tahmin edemediğiniz kadar  yaz ve kış bol festival oluyor. Ben oradayken de  iki müzik festivaline rastladım.

Resmî Tatiller

Başkanlık Günü (15 Şubat)
Seward Günü (28 Mart)
Bağımsızlık Günü (4 Temmuz)
İşçi Bayramı (5 Eylül)
Alaska Günü (18 Ekim)
Şükran Günü (24 Kasım)
Noel (25-26 Aralık)


KISA KISA


- Alaska ile Türkiye’den 12 saatlik  daha ileridedir.
- Alaska saati, Kaliforniya saatinden bir saat daha geride.

- Para birimi Amerikan dolarıdır.
- Hava akşam 10-11 gibi ancak karardığından gezmek için zamanınız çok olacaktır.
- Kuzeyde  tüm gün boyu uçak sesinden uyumakta zorlanıyorsunuz.
- -Bazı bölgelerde sinekler rahatsız ediyor.
- Kışın doğal gazla, elektrikle ve şömine veya sobalarında odun yakarak ısınıyorlar.
- Alaska’da gezmek istediğiniz şehre gittiğinizde en önce” visitör  Center” e uğrayarak gerekli bilgi ve haritaları  alınız.
- İnternet heryerde bulamıyorsunuz. Kütüphanelerde ücretsiz veya cafelerde bulabiliyorsunuz.
- Bizde ki Ruslar gibi Alaska’ya da genelde  Filipinli bayanlarlar başta olmak üzere Asyalı bayanlar, zengin  yaşlı bir adam bulmak için  dadanmış. İş bulmak için gelenler de var.
- Burada da  özellikle  Anchorage gibi
- büyük yerleşimlerde evsizler var ama Amerika’da ki kadar değil. Yazın çadırlarda yaşayıp kışın birleşip apartman dairesi kiralıyorlarmış.
- Kışın nehir ve göller donunca köpeklerin çektiği kızaklarla insanlar buz üstünde gidiyorlarmış.
- Deniz çok soğuk olduğundan kimse yüzmüyor. Ama yazın göllerde yüzülebiliyor.

- Alaska’ya dürbün ve iyi bir fotoğraf makinası ile gelin. Makinam bozuldu ama yeni bir dürbün almak zorunda kaldım.
- Benim makinanın bu sefer de otomatik fokusu bozuldu. Manuelden yapıyorum ama gözlerim iyi olmadığından iyi sonuç alamıyorum.
- Alaskalılar, dökme tava kullanıyorlar. Yemek yaptıktan sonra yıkamayıp peçete ile siliyorlar.
- Suç oranı oldukça düşük.
- Burada da doktor ve ilaç çok pahallı olduğunda kendinize dikkat ediniz. Yanınıza kesinlikle belli süre kullanabileceğiniz antibiyotik ve ağrı kesici v.b alınınız. Küçük yerleşimlerde yaşayanlar, göz, diş,kalp v.b gibi ciddi rahatsızlıklarda daha büyük yerleşimlere doktor için gidiyorlar.
-Evler: Deprem bölgesi olduğundan şehir merkezlerinin dışında oturdukları evler, ahşaptan. Ahşap, depremim şiddetini kendi içinde eritiyormuş.  Hepsi, ‘burada ömrüm sonına kadar oturabilirim .’ diyeceğiniz cinsten. Yeşillikler içinde çok sevimliler.
Gördüğüm çoğu ev çok karışık ve doluydu. Temiz de değildi.

- Alaska eyaletinde de Mariuna serbest. Neredeyse rastladığım tüm geçler kullanıyordu. Ülke muhteşem ama kışın tek başına burada yaşamak çok zor olsa gerek. Sorduğum bir genç” Kafamı boşaltmak için mariuna içiyorum” demişti.
-Alaskalılar, yaşam  koşullarından olsa gerek herseyi kendi başına yapabiliyorlar. Orman içinde ki evlerini , birçoğu kendisi yapmış. Her türlü alet edevatları var.






GEZİ

Her tarafta sayısız göl ve nehir olunca Alaska’da genel olarak  doğa odaklı sporları yapabilirsiniz. Yürüyüş, kamp, kano , bisiklet,  balık avlamak gibi…









ANCHORAGE

Güneye ve kuzeye karayolu  ve tren ile gitmek istediğinizde Anchorage’ye uğramalısınız.
Büyük ve modern bir şehir. Ünlü oteller var. Buraya yolcu feribotu ve cruis gelmediğinden turistleri şehre çekmek için birçok aktivite ve gezilecek yer ayarlamışlar. Ayrıca caddelerde alışveriş dükkanlarında her istediğinizi de bulabiliyorsunuz. Ben bir hafta kaldım bu şehirde. Genelde Flipinlilere her yerde rastlayabiliyorsunuz.
 Ulaşım:
1-Visitör Centere yakın “People  mover transit center” dan istediğiniz yere halk otobüsü bulabiliyorsunuz. Tek biniş 2 dolar. Emeklilere 1 dolar. Günlük pass bilet de alabilirsiniz.
2- Visitör Centerin yanından sevimli“Trolley” ler 9:00-19:15 arası sürekli saat  ve yarımlarda sürekli  kalkıyor. Ücreti 20 dolar. Şehrin bazı bölgelerini, deprem parkını ve pır pır uçakların indiği gölü gezdiriyorlar. Ben sıkıldım. Bana göre değmez.
3-Şehir merkezinden bisiklet kiralayabilirsiniz.


Ayrıca  visitör centerin yanından birçok yere ücretsiz  shuttle servis kalkıyor.
I-Şehir merkezinde yürüyerek gezeceğiniz yerler:

1-Visitör center:  4. Cadde ile E street caddelerinin kesişiminde köşede.
-Buradan harita ve bilgileri alınız.
-Ücretsiz shuttle servislerinin kalkış saatlerini öğreniniz.
-Visitör Center’in önünden kalkan turları öğreniniz. Yaban yaşamı,  Bira buzda yürüme, fotoğraf çekme gibi.)

-Bulunduğunuz ay içinde örneğin bir restoranda konser gibi etkinlikleri öğreniniz.
 sonra  hemen çok yakınında ki gezilecek yerler:
Karşı köşesinde;
2-Publıc Lands Informatıon Center: Bu binada 9-16 arası ücretsiz Alaska yaşamı, kültürü ve hayvanları hakkında film gösterileri var.
Ayrıca her gün 15:15 ‘de ücretsiz şehir içi yürüyüş var. Visitör centerin arka tarafında;
3-Alaska Experience Theatre Show Times(Bike Rental ‘ın olduğu pasajın içinde)
-Journey to Alaska: 30 dakika.8 dolar. 10,11:45;1:30;3:15  de show var.
-Mind Blowing Aurora/Epic Aurora: 45 dakika. 10 dolar. 10:45; 12:30; 2:15; 16:00 da show var.
-1964 Earthquake Experience: 15 daika. 8 dolar. Her 15 dakika da bir var. Dört dakika süren 9 şiddetinde ki bu deprem çok büyük hasar oluşturmuş.
-Combo: 1964 Earthquake& Journey to Alaska: 14 dolar.
 Ben burada Alaska’ya ait çok güzel iki film seyrettim ama aynı filmi bilgisayardan da izleyebilirsiniz. Çok ta gitmeye değmez. Ücretsiz olan filmler daha da güzeldi.

4-Alaska Ppereorming Arts Center: Norhern Lights(Aurora-Kuzey ışıkları) filmi  9:00 am-21:00pm arası her saat başı gösteriliyor.  Ücreti 19 dolar. Çok güzel ve büyüleyici.Hemen önünde
5-Town Square Park : Çiçeklerle bezenmiş, dinlenmek için güzel bir park. İlerisinde;


5-Anchorage Doğal Tarih Müzesi (Anchorage Museum of Natural History)
Hergün 9-18 arası açık. Giriş 18 dolar. Eğer”  Heritage Center”  ile ortak bilet alırsanız 32 dolar. Orayada bilete gerek yok. Çok rahat girebiliyorsunuz. Bilet soran yok.  Bana ev sahibim ücretsiz girebilmem için misafir kartı verdi ama bilet kontrol yok.
 Dört katlı bu müze’de  Alaskanın tarihi, objeler, filmler,  resimler v.b ile anlatılmış. Daha doğrusu ülkenin ilk yerlilerinin nasıl ortadan kaldırıldığı anlatılmış. Onlardan geri kalanları da para ile  görmek için bu müzeye gidiyoruz. Kazanan yine akıllı Amerikalılar oluyor.
Ayrıca,  çocukların deneyerek öğrendikleri bir bölüm de var.
II- III-Ücretsiz shuttle servis ile şehrin dışında gezebileceğiniz yerler:
1-Heritage Center(Alaska Culture Pass):   Kesinlikle gidiniz.Visitör Center’in, Anchorage Müzesinin, Hotel Captan  Cook’un ve Sheraton’ un önünden  9:00- 14:00 arası  saat başı ve yakınından servis kalkıyor. Dönüş ise  9:45-17:00 arası.
Giriş ücreti 24.75(Emekliler için21:15) dolar. Bilet kontrol yok. Müze ile ortak bilet alırsanız 32 dolar.
 Alaska yerlilerine ait objeler, eşyalarv.b sergileniyor. Ayrıca yerlilerin doğal materyallerden yaptıkları takılar satılıyor. Bazı bilgilendirilmeler ve gösteriler de var.
Bahçede Tıulana gölünün çevresinde yerlilere ait yerel evler, dikitler  sıralanmış. Görevliler gerekli açıklamaları yapıyorlar. Yerlilerin balık tutmak için aletlerini, kayıklarını  yakaladıkları hayvanların kürkünden ve derisinden nasıl faydalandıklarını  v.b görüyorsunuz. Örneğin fok’un vucudunu bizde ki tulum gibi şişirip içine su dolduruyorlarmış.  Çok beğendim burayı.
2-Alaska Zoo: Visitör Center’ in önünden 9:40…6:40 arası; hayvanat bahçesinden ise 10:15….20:15 arası servis var.
Giriş ücreti 15(Emekliler için 13) dolar. Bilet soran yok. Yemyeşil doğanın içinde . Aslında artık hayvanat bahçelerine gitmeme kararı almıştım. Burada moos’u yakından görmek istedim ama öğle sıcağında hayvan köşeye saklandığından göremedim. Ama “Musk Ox” ve “Yak” ilginçti. Zamanınız yoksa gitmeyebilirsiniz.





3-H2Oasis Kapalı Su Parkı (H2Oasis Indoor Water Park)
Bu parka  10 ve 55 nolu halk otobüslerini kullanara da gidebiliyorsunuz.
Ben bu park zoo’ ya 2.5 mil oldugundan önce zoo’ ya gidip oradan otostop ile gittim.
Bazen gezi yazılarına ve verilen bilgilere çok abartmalarından dolayı  şaşırıyorum.  Özellikle bu parka gitmeyi çok istedim. Bizim deniz kenarında ki su parklarından bir farkı yok. Su kızağı belki biraz daha uzun.  Gelgit havuzu yapmışlar. Genelde çocuklar için eğlenceli kapalı bir alan. Mayom içimde olduğu halde girmeyip şehir merkezine döndüm.
3-Alaska Botanıcal Garden: Vizitör Center’in önünden 10-17 arası; Bahçeden ise 10:30-16:30 arası ücretsiz.
Giriş ücreti 12 (Emekliler için 10)dolar.
  shuttle servis  taksi şeklinde. Önce visitör center’de isminizi yazdırınız. Sadece beni alıp geri almaya geldi. İnsanlar kendi araçları ile gelmişti. Zaten bahçenin bir albenisi yok. Bizim çiçeklilerde gördüğünüz tüm çiçeklerin aynısı bahçedeydi. Zaman kaybı. Ama şoför ile iyi sohbet edince dönüşte beni üniversitelerin ve kütüphanenin yolundan getirerek çevreyi gezdirdi.



III-Trail seçenekleri: Önce şehir merkezinden bisiklet kiralamalısınız.

1-Ship Creek Trail  ve tarihi şehir merkezi: Şehir merkezine yakın, tren istasyonuna  da çok yakın “Ship Creek” nehrinin yanından devam eden bu yürüyüş yolu çok albenisi yok. Başlangıçta eski köprü görülmeye değer.
Not:  bu yürüyüş yolunun  başlangıcında ki “Ulu Factory” ye  visitör Centerin önünden  her saatin çeyrek geçesinde ücretsiz shuttle servis kalkıyor. Bu  şık alış veriş merkezini  ve yanında ki köprüyü gezip  yürüyüş yolunda yürüdükten sonra tekrar servis ile şehir merkezine dönebilirsiniz. Bisikletle gitmenize gerek yok.
2-Coastal Trail: Bu 40 kilometrelik yürüyüş yolu çok güzel. Bisiklet kiralamalısınız.  Bu yolun sağ tarafında  deniz sol tarafında orman ve ara sıra göl manzarası   görüyorsunuz. İstediğiniz  yerden güzergahınızı değiştirebiliyorsunuz. Ben deprem parkından h havaalanına yakın göl çevresinden geçerek kaldığım eve geri döndüm. Bu gölün tüm çevresinde birkaç kişilik pırpır uçaklar park etmişti. Pırpır uçak sahipleri, araçları ile uçakların yanına  kadar gelip kendilerine ait kulübelere gerekli malzemelerini koyarak uçaklarına atlayarak  istedikleri yere gidiyorlar.  Ben bu pırpır uçakların bu kadar fazla olduğunu tahmin edememiştim.

 ANI: Ben bu yolda yürütken gelen gidene laf atan eskimoları gördüm. Yolumu değiştirerek yanlarına gittim.  Benimle sohbet etmek istediler. Azınlık olmak her yerde aynı sanırım. Yardımcı olmaya da çalıştılar. Hepsi içki kokuyordu. Zaten daha sonra da mariuna poşetini çıkardılar.  Üstleri başları perişandı.Benim kaşkolumu görünce” Çok güzel.  Benim için mi” diyerek istediler. Hatta bitanesinin her tarafı yara içindeydi. Ben evhamlı olmadığımdan sarılmasına karşılık verdim.
ANI: Homer’den Anchorage’ye döndüğümde ‘Hiç Moos görmedim .” deyince ev sahibim beni aracı ile göl kenarına götürdü. Karşıdan üç tane gördük. Biraz sonra yavrusu ile bir dişi çok yakına geldi. Eve geri dönerken de yolunu kaybetmiş boynuzlu erkek moos gördük.

I-ANCHORAGE’NİN GÜNEYİ

Anchorage— Homer(330 km)
yolun  83. Kilometresinden sonra  Seward’a yol ayrılıyor.34 km  içeriye devam etmelisiniz. Hangisine araç bulursanız önce ona gidebilirsiniz.

SEWARD
Anchorage’den  güneye Homer ve Seward’a doğru gitmek istediğimde tren fiyatları bana çok pahallı geldi. Ayrıca yol çok uzun sürüyor. Ev sahibim” Otostop yapabilirsin” deyince bana da bir cesaret geldi. Aslında hele yalnız iken otostop yapmak istemem. Ev sahibimin asker eşi, şehir adlarını özenle mukavva kutuya  kocaman  yazıp süsledi. Sabah erkenden de ev sahibim beni bayağı giderek otobanın çıkışına bıraktı. Aslında hiç umudum yoktu. Geri trene gelirim diye düşünüyordum. Daha on dakika olmadan bir genç durdu. Aslen Panamalı olan bu genç lisanslı maruana yetiştiriyormuş. Beni  özel yerlerde durup gezdirerek Seward’a getirdi. Önce kayak merkezine gittik. Yemyeşil dağların eteğinde ki otel çok lükstü. Aslında teleferikle tepeye manzara seyretmeye çıkacaktık ama   açılış saati gelmediğinden bekletmek istemedim. Sonra “ Canyon Creek” de  tüm araçlar duruyordu. Biz de durup kısa bir yürüyüş yaparak dağ, nehir ç ve köprü manzarası seyrettik. Daha sonra yoldan 15 km içerde ki küçük yerleşim   "Hope" ye gittik. Birçok aile karavanla burada kamp yapmışlardı. Çok sevimli ağaç evler vardı.
 Ben Seward ve  Homer yol manzarasına  hayran kaldım. Zaten yolun belli bir kısmından sonra” Kenai Milli Parkı” diye yazdı.   Yolun her iki tarafında yemyeşil ormanlar, sık sık nehir ve göller görüyorsunuz. En güzeli de yol boyunca her tarafta boyları uzunca pembe renkli “Fireweed” adlı çiçekler bu doyumsuz manzaraya inanılmaz güzellik katmış. Temmuzda tüm dağlar  bu pembe çiçekle bezeliymiş. Ben doyamadım bu yol manzarasına. Kesinlikle Alaska’yı sadece denizden gördüyseniz gördünüz sayılmaz. Karadan tüm güzellikleri görüyorsunuz.
Seward, deniz kenarında küçük bir yerleşim ama yer bol olunca iyice yayılmış. Turist taşıyan cruislerin uğrak yerlerinden. İlk önce  Marinaya varıyorsunuz. Burada marina,  çok şık oteller, restoranlar, bar, alışveriş dükkanları v.b var.  Deniz kenarından ilerleyince kamp alanlarına ve yerleşim merkezine varıyorsunuz. Burada da nefis evler var. Deniz kenarından fiyortların başlangıcını görebilirsiniz. Sanırım oranın müdavimi su samuru kıyıya çok yakın gelmişti.

Önce merkezde ki “ Misafir Merkezi” ne uğrayıp gerekli bilgileri alınız.
Ulaşım:
Shuttle Stop:  7:00-20:00 arası çalışan ücretsiz bus. Her yarım saatte bir  yerleşimin biraz dışında ki “Raılroad Depot” tan başlayarak  “Kampı geçtikten sonra “Alaska Sealife Center”e kadar belli duraklarda inebiliyorsunuz.

Kalma:
Kamp: Hemen şehir merkezinin 10 dakika yürüme mesafesinde deniz kenarında  çadır ve yanlarında karavan kampları var. Buralara Shuttle bus ile de gidebiliyorsunuz. Unuttum ama çadır yeri bir gecelik 10 dolardı sanırım.Karavan için 35 dolar alıyorlar. Çadırda kiralayabiliyorsunuz. Her çadır, numarasını köşedeki direğe sıkıştırıyor ama kontrol yok. Her çadırın önünde bir   tane ızgarası olan ocak var. Odunları hemen deniz kenarından topluyorsunuz. Tuvaleti, ahşap çocuk parkı, büyüklerin yerel oyunlarını oynadıkları alanlar da var. Zaten deniz kenarında yürüyüp manzara seyretmek yeterli oluyor.
ANI:  Çadır kampına gittiğimde başlangıçta ki  İtalyan doktor gençten izin alarak çadırımı kurdum. Rus gemisinde  çalışan bu doktor , sanırım gemiden şişme bot, su geçirmez ağır deniz giysilerini de yanına almıştı. Ben ise ağır olmasın diye bir düğmenin bile hesabını yapıyorum. Kültürler yakın olunca hemen kaynaştık. Doktor, Gündüz tuttuğu balıkları pişirdi. Ben de diğer yiyecekleri ekledim. Akşam yemeğini birlikte yedik. Ama havyarı zor deneyebildim. Balıktan çok hoşlandığım söylenemez.
Ben taşıma ve   yer kaplıyor diye mat almam. Hemen karşı lüks evlerden birine gidip ev sahibinden istedim. Hemen şişme ve hafif matını bana verdi. Hatta "Lütfen pasaportumun fotosunu çekin” dememe rağmen “Gerek yok” dedi. Gerçekten burada ki Amerikalıları tanıyamıyorum. Neredeyse tüm söylediklerimi geri alacağım. Sabah adresim ve davetiyem ile adamın matını evinin balkonuna bıraktım. Çok memnun kaldığımdan çarşıdan kendime bir tane satın aldım . Çünkü brada çok kamp kuracağım belli oldu. Taşıyamazsam  dönerken birisine vereceğim. Şişme yatak gibi ama hafif. Size de tavsiye ederim. Nasılsa çok sıcak tuttu. Normalde ben çok üşüyen birisiyimdir.


Gezilecek Yerler:

1-Exit Glacier: Karayolu ile görebileceğiniz buzul.
8:30-15:30 arası her buçuklarda  otobüs var. 11-17 arası da her saat başı otobüs geri dönüyor. Tek yön ücreti 15 dolar. Gerek yok.
rAnchorage yoluna doğru 5 km gittikten sonra solda içe 15 km kadar gittiğinizde varılıyor. Çok giden olduğu için otostop yapabilirsiniz.
Araçtan indikten sonrada yarım saat yürüyerek buzulun yanına varıyorsunuz.

2- Kenai Fiyortları Milli Parkı (Kenai Fjords National Park)
38 buzulun  ve fiyortların olduğu bu milli parkı sadece bot veya helikopter ile gezebiliyorsunuz. Kayak ile de buzulun yanına kadar gelenleri gördüm.  Bot turu ile size bu buzullardan en ünlülerini gösteriyorlar.
Hemen şehir merkezinde   Kenai  Milli parkı ve bot turu için iki tane kampanya var.
1-Kenai Fjords Tours
2-Majoq_or Marine Tours
İkisinde de fiyatlar hemen hemen aynı. Biri aynı fiyata yemek veriyor ama yemek denirse. Çok cimri bir millet bu Amerikalılar Çok ısrar ederseniz %10-15 indirim yapıyorlar. Kahvaltılı, öğle yemekli, akşam yemekli, iki öğün yemekli veya yemeksiz    ;  kaç tane buzul görmenize ve tur süresine ve güzergaha göre    tur ücretleri 160-224 dolar arası  değişiyor .Turlar, üçbuçuk-dokuz saat arası s.ürüyor.Ayrıca buzulları çok uzaktan görebileceğiniz ,  daha çok balina, fok, ayı balığı gibi deniz hayvanlarını görebileceğiniz Wildlife  Cruıses tur fiyatları ise süresine göre 90-98  dolar arasında değişiyor. Çocuk ücretleri ise tam ücretlerin  yarısı kadar oluyor. Sanırım grup gittiğinizde de ayrıca indirim alıyorsunuz.
 Not:  Küçük botlarla da gidebiliyorsunuz ama fiyatlar daha da yüksek.
Bunlardan bitanesi:
Seward small
Boat Excursions
907 559 0999
Seward small Bot Harbur(Yeni olan) Slip,M,3
Genç iseniz botta çalışmayı teklif ederek de fiyortları görme şansınız var.



 Ben sabah 8 de kalkan altı saatlik  “ Alalik buzulu” nu ziyaret eden klasik 165 dolarlık turu  153.57 dolara satın aldım.  Bozuk param yoktu. Bozup kuruşu kuruşuna aldılar. Kurallı olmak iyi  aslında. Size mavi bir kart veriyorlar. Sadece bota binerken onu elinizden alıyorlar. Onun dışında kontrol yok. Ayıp oluyor ama  gençler, rahatlıkla kalabalığa karışıp bu tura katılabilirsiniz.  Bu turda önce yaban hayata tanık oluyorsunuz.  Çok yakın olmasa da birçok kez balina ve balina grubuna rastladı. Onun dışında doğal ortamlarında fok, deniz aslanı ve su samuru gördük. En süprizide karşı kıyıda iki yavrusu ile siyah ayı ailesini görmemiz oldu. Çok çeşitli deniz kuşları gördük. En ilginci Renkli puffin kuşuydu. Daha önce çok yakından İzlanda da görmüştüm.  Buzulun da bayağı yakınına gittik. Buzuldan sonra öğle yemeği olarak dürüme sarılı tavuk verdiler ama çoğu maruldu. En küçüğünden kraker, bisküvi ve tek dilim çikolata. İçecek yok.Aynı masada oturduğumuz Amerikalıya” Benim ülkemde otobüslerde bile bundan daha  fazlasını veriyorlar. Amerikalıların tek bildikleri para” deyince güldü ama hak da verdi.
Aslında bu tur bana çok pahallı geldi ama özellikle fiyortlar çok güzel. Göreceğiniz manzaralarda ayrıca güzel. Buzulun bir albenisi yok.
O nedenle exit buzulunu görüp wildlife turu almanız yeterli olacaktır.
 Başka bir seçenek: Anchorage’ ye yakın “Portage” de göl üzerinde ki buzula bir saatlik bot turu 20 dolarmış. Bence değmez. Zaten geziniz boyunca çok göreceksiniz.

3-Fishing: Merkezde “Fish house”den tur satın alabiliyorsunuz. Yarım günlük 200 dolar, tam gün 300 dolar. İnsanlar sabahın erken saatinde su geçirmez kıyafetlerini giyip botlara doluşup balık tutmaya gidiyorlar.Ben balık tutmaktan  hoşlanmıyorum. Ayrıca,   balık tutma lisansınız olması da gerekiyor. Çünkü herkes somon tutmak istediğinden limit getirmek için lisans zorunluluğu getirmişler. Bir kişi bir günde en fazla üç tane somon yakalama hakkı var. Aslında işi paraya dökmüşler akıllı Amerikalılar. Turistler için günlük balık tutma lisansı satılıyor. Limit bahane.

5-Alaska SeaLife Center (Alaska SeaLife Center)
Ben bu merkezi Anchorage de olduğunu sanarak kaçırdım. Aslında tabelasını bile görmüştüm. Burada   deniz hayvanları rehabilite edilip tekrar doğal ortamlarına salınıyor. Bu arada da bilimsel çalışmalar yapılıyor.
Seward’dan sonra  alıştım ya tekrar çekinerek otostop ile Homer’e gitmek için hemen yola çıktım. Kısa bir süre sonra burada yaşayan Litvanyalı genç bir bayan aldı. Yolu değilmiş ama beni yol ayrımına kadar bıraktı. Adresler alınıp verildi. Durduğum harika göl yanından bu sefer  “ SalmonFest” adlı müzik festivaline giden gençler aldı. Bu üç günlük festivalin ücreti 100 dolardı. Gelenler kamp yapıyorlardı.Onlara yeni aldığım küpeleri hediye edince çok mutlu oldular. Kaliforniyada oturan
bu gençler, balık fabrikasında çalışmak için buraya gelmişler. Ayda on bin  yirmi bin  dolar kazanıyorlarmış. Hiç sevemediğim Amerikanın bu yönüne hayranım. Gençlere her türlü imkanı tanıyorlar. Hatta benim de festivalde kalmamı ısrar ettiler ama istemedim.  Sadece elimdeki kartı elimde tutarak yürürken karavan süren bayan yolun karşısına geçmemi söyledi. Onlarla da Homer’ e kadar muhteşem manzaralar eşiliğinde kamp alanına kadar  geldik.

Alaskada ki Amerikalılara ne olduğunu anlayamadım. Burada o kadar yardımcı oldular ki şaşırdım kaldım. Hatta Anchorage’de adres aradığımı gören Alaskalı bayan karşıdan” Yardıma mı ihtiyacın var.” Diye bağırarak  beklememi söyledi. Bisikletimi aracına alarak beni gideceğim yere bırakmıştı. Buradakilerin kültürü farklı. Çok   yardımseverler. Acaba bu güzel doğanın içinde yaşayan Amerikalılar mı değişmiş.  Veya zor koşullarda her an yardıma ihtiyaçları olduğundan mı? Ben çok memnun oluyorum. Gezerken hep” Bizim gençlerimizin de buraya gelerek gezmesini arzu ediyorum. O nedenle gençler,  çok rahatlıkla Alaska’ya gelebilirsiniz. Evet çok ama çok pahallı. Otostop yapabilirsiniz. Kamplarda çadırınızda kalabilirsiniz. Geliş ve dönüş biletlerinizi de erken alırsanız  bu geziyi ucuza getirebilirsiniz. Hatta en güzeli, burada bir balık fabrikası ile  daha önce anlaşıp cebinizede para  bile bırakabilirsiniz. Tek yapacağınız cesaretle denemek ve denemek.
Buradan bir genç bana”Sizden cesaret aldım ve yola çıktım” derse çok mutlu olacağım.




HOMER
Homer, denildiği kadar güzel manzaralı sevimli bir yerleşim. Burada genelde Ruslar yaşıyor.
1-Homer Spit:   Şehir merkezini sağınızda bırakarak direkt Kachemak Bay’ın içine doğrunuzun ince giden bir yol. Yolun her iki tarafında restoranlar, dükkanlar ve marina  sıralanmış. Asıl gezilecek yer burası. İnsanlar direkt buraya karavan veya araçları ile geliyorlar.
Hediyelik eşya satan dükkanlarda doğada ki ürünlerden yapılmış kremler bulacaksınız. Benim aldığımın içinde viks karıştırılmıştı sanırım. Kokusu aynıydı. Gözlerimi yaktı.
Ayrıca burada birçok  sanat sergileri olan dükkanlarda vardı.
Kalma:
Kamp: Hemen sahilde kumlu plaj üzerinde çadırları göreceksiniz . Bir geceliği 20 dolar. Tuvalet yolun karşı tarafında ki normal halk tuvaletini kullanıyorsunuz.  Ama paralı bu kampları geçtikten sonra yine sağ tarafta sahilde kumlu plajda değil de otlu alanın içinde çadırları göreceksiniz. Buada çadır kurmak ücretsiz. Ben kurduğumda üç kişiydik. Sabah uyandığımda her taraf araç ve çadır ile dolmuştu. Buranın da karşısında yine kullanacağınız halk  tuvaleti var.
- Burada birçok paralı aktiviteye katılabileceğiniz gibi en güzeli yolun her iki tarafında ki şık dükkanları  ve marinayı gezerek yürümek .

Karşı kıyı manzarası muhteşem. Karşı kıyıya ya water taksi , boat veya araba ile gidiliyormuş. Araba için emin olamadım.
-ücretsiz balık tutma:  Yol üstünde “ Sprit Lagun” da olta ve giysi kiralayarak veya birisinden ödünç alarak soman balığı  yakalayabilirsiniz.  Ben sabah  ve akşamüzeri gittiğimde birçok kişi soman yakalamıştı.
-Bot ile balık(Salmon, salmon Combo, Rock Fish Combo Halibut)  tutma:
Yarım gün165 dolar. Tam gün 177 dolar. Lisansınız yoksa 24 saatlik lisans için ayrıca 25 dolar ödemeniz gerekiyor.
-Kayaking:
Tam gün 160 dolar, yarım gün 140 dolar.
-Grewinkk Buzulu: Bot veya water taksi ile karşı kıyıya gidiliyor.  Ayrıca karşı kıyıda treking yapabiliyorsunuz.

ANI: Alaska’da artık soman balığı yeme zamanı gelmişti.
“Pier One Theatre “yakınında ki balık temizleme yerine gittiğimde soman kalmamıştı. Mecburen soman tutmuş oradaki karavancılardan satın aldım. Kamp alanında da  alüminyum folyo kağıdında için yağ koyarak pişirdim. Aynı kampta kaldığım Alman doktor arkadaşla birlikte afiyetle yedik.  Alman, Motorbisikleti ile Almanya’dan Kanadaya, oradan da Alaska’ya uçmuş. Üzerine farm marketten aldığım berry marmelatı da tatlı niyetine yedik. O da şarap açtı.  Çok keyifli oldu. Hatta bir Alaskalı aile de bize katıldı. Somon balığı biraz yağsızdı. Tadı bana normal geldi. Bizim kalkan balığı kadar muhteşem değildi. Belki de ben balıktan anlamıyorum.

2-Homer   Down Town: uYemyeşil tepelere doğru yayılmış yerleşim.
Aslında Homer down town’ a Homer Spit’ ten çok sevimli troley ile  gidiliyor. Ama ben beklemedim. Nasıl olsa burada otostop yapmanın tadını aldım.
-Pıoneer Avenue: Şehrin merkezi burası sayılıyor. Şık sevimli dükkanlar  var. Yürüyerek
-Alaska  Island & Oceans Vısıtor  Center: içinde küçük sevimli müzesi de  var. Buradan yürüyüş yolu ile
-Sahil: Yürüyüş için güzel. Araç ile yoldan  da gidebilirsiniz. Yürüyerek de gidebilirsiniz. Ama beni çok tatlı bir Alaskalı kadın aracına aldı. Şansım gidecek diye fazla yazmıyorum. Buradakiler de Amerikanın tam aksine size yardım etmek için z aman harcıyorlar.
-Beluga Lake: Pırpır uçakların  inip kalktığı göl. Manzarası da güzel.
-Şehrin tepeleri: Böyle güzel manzara yakın zamanda bir  yerde görmedim. “Fire weed” çiçekleri  burada tarlalar oluşturmuş. Harika manzaralar sunuyor. Hele tepeden şehrin , spit’in ve karşı kıyıların manzarası tek kelime ile mükemmeldi. Tepede de nefis bir göle de gittik. Hep diyorum. Normal yaşantımda şansızımdır ama gezerken çok şanslı oluyorum. Birlikte harika zaman geçirdik. Hatta belli süre karşılığında evlerimizi değişme kararı aldık. Umarım bu tatlı bayan, bana gelebilir.
Aynı bizim Türk erkeklerinin Rus bayanlarını tercih  etmesi gibi, yaşlı Amerikalı erkekler de  az bir para vererek genç Asyalı kadınların peşine düşmüşler.Türkler gibi bonkör  de değiller. Sonuçta orta yaşlı Amerikalı bayanlar da yalnızlarmış.
-Farm Market: Sadece cumartesi günleri spit yolu üzerinde kuruluyor. Köylülerin yetiştirdikleri meyve ve sebzeler, marmelatlar, ekmekler gibi el emekleri satılıyor. Amerikanın  köylüleri de  giyim olarak farklılar. Ben de buradan  böğürtlen marmelat çeşitlerinden aldım. Hele bir köylünün yaptığı simite benzer bir ekmek aldım. Tadı aynı değildi ama onu simit niyetine öyle keyifle yedim ki. İnsanın ülkesi, alışkanlıkları bana göre çok ama çok önemli.

KODİAK ADASI
Feribot ile Homer Sipit’ten   veya uçak ile gidiliyor. Limana gittiğimde grev nedeni ile kimse yoktu. Beni buraya getiren karavanı olan bayan arayıp beni bulmuş. Yarın için feribotun sefere başladığını söyledi. Eğer  öyleyse iyice gezide çok şanslı olduğumu kabul edeceğim. Ama tekrar limana gittiğimde  yine kimseyi bulamadım.
Homer— Koiadak adası: Salı ve cumartesi gece 22:30 ‘ da  fery var. 24 saat sürüyor. İki tane kampanya var.
Koidak— Homer: Çarşamba ve cumartesi günü fery gece 22:15’ de  var.
Artık fırsatını bulursam uçak ile gidebilirim.
ANI: Buradan tekrar  kamptan Anchorage’ye  dönmek için yola çıkarken  araçları ile müzik festivaline gelip bizim kampta kalan iki bayan bir delikanlı gencin araçları ile gitmek üzere olduklarını gördüm. Beni de memnuniyetle kabul ettiler. Çok keyifli Anchorage’ye döndük.
Yolda birlikte doğadan çeşitli doğal böğürtlen cinsi meyveler de topladık.  Ayrıca Anchorage’ye yakın
Alyeska’dan içeri girerek;
-WinnerCreek Trail ve Şelalesi: Aracı bıraktıktan sonra nefis bir omanın içinden yarım saat yürüyerek ulaşılıyor.Bu şelaleyi görmek için “Gird wood hand tram” denilen  bizim karadenizde ki gibi tel kabine girip elle ipi çekiştirerek  karşı kıyıya varmanız  gerekiyor. Ama biz gittiğimizde bu sistem kapalıydı. O nedenle şelaleyi göremedik. Ama çok yoğun akan ırmağın manzarası da güzeldi.
 Bu gençler beni bir sonraki durağım olan  Talkeetna’daki evlerine misafir etmek için davet ettiler. Şansında bu kadarı...



I- ANCHORAGE’NİN KUZEYİ

TALKEETNA
Anchorage— Talkeetna(120 mil=180 km, Tek  olan Denali  yolundan 14 km içeride.


Merkezi sevimli ahşap dükkanlardan oluşan bu küçük ve turistik  bir yerleşim. Evler  tren yolunun diğer tarafında orman içinde. Böyle her tarafını yürüyerek gezebildiğim yerleşimleri çok seviyorum.Aslında keyfimin yerinde olduğu yerleşimleri sevebildiğimi fark ettim.
Kasabanın  içinden akan büyük Susıtna  nehrine Talkeetna nehri   katılıyor. Birisi bulanık iken diğeri berrak. Ama birbirlerine karışmamışlar. Daha geriden de bu iki nehre geriden Chulına Rıver  katılıyor.
 İnsanlar bu küçük yerleşime Susitna Nehri’nde somon balığı tutmak için geliyorlar.
Kalma: Üç kişilik bungalovun fiyatı 100 dolar.

I-Merkezde görülecekler:


1-Müze: Giriş 5 dolar. Bağış ile çalıştığını görünce 1 dolar verdim. Eski yaşantıyı anlatan eşyalar ve resimler var. Yanında da  eski eşyalarla donatılmış küçük kulubeyi de ücretsiz  gezebiliyorsunuz.
2- Walter Harper - Ranger Station:  İnsanlar Denali parkına gitmeden önce bu merkeze uğrayıp bilgi ve park içinde sanırım en son kamp alanında tuvalet olmadığından büyük  çişleri geldiğinde yapacakları hafif kutu kiralıyorlar. Dönüşte de yanlarında geri getiriyorlar.
3-Şık dükkanlardan alışveriş yapmak.

II- Satın alabileceğiniz turlar:

1-Denalı Flıght Tours:  Merkezden yürüyerek tren yolunu geçtiğinizde küçük havaalanını göreceksiniz. Pırpır uçaklarının biraz daha büyük olanlarla  Denali parkını tepeden görüyorsunuz.Her iki saatte bir gerçekleşiyor.  Parkın  farklı bölgelerine ve uçuş süresine  göre uçuş fiyatı da 225 ile 465 dolar arasında değişiyor.
2- Nehirde tur botu ile gezebilirsiniz.
3-Rafting:8:30-17 arası iki saatlik  turun  ücreti ise  84 dolar. Ben gittiğimde nehir durgun olduğundan rafting yapılamıyordu.
4-Yine çevreyi ATV araçları ile turlayabilirsiniz.

III-Yürüyerek, bisikletle veya araç ile  yapabilecekleriniz:
1-Nehir kenarında ki yürüyüş yolu: Nehir çok geniş ve şiddetli akıyor. Yanında ki orman içinden yürüyüp demir köprüyü geçebilip nehir içinde ki küçük adaya varabiliyorsunuz. Bunun dışında;
2-Cevrede orman içinde birçok  yürüyüş yolları var. Tren yolunun karşı tarafında bisikletçi var. Buradan bisiklet kiralayabilirsiniz. Yürüyüş yollarını gösteren harita da alınız.

3-Göllerde yüzme veya bot ile gezme:  Kasabanın çevresinde birçok yürüme  veya bisikletle gidebileceğiniz  göller var. Bazılarının suyu temiz olmadığından içinde sülük olduğundan yüzmeyiniz. Yüzebileceğiniz göller:
Denali’ye giderken ana yoldan sola giriyorsunuz.
A-Talkeetna Lakes Park( Göller Bölgesi):
-X, y,z, Tlger,kalp gölleri birbirine  orman içinden yürüme nmesafesinde. Bisikletle de gidebilirsiniz. Bu temiz göllerde yüzebilirsiniz. Çevresinde  ayrıca yürüyüş yolları var. Böğürtlen çeşitleri toplayabilirsiniz.
B-Lee  gölü: Demir yolunu karşısına geçip yerleşimlere doğru yürüyerek, bisikletle veya araçla gidebilirsiniz. Ben bu gölde akşam 7’ den sonra hasta olmama ve öksürmeme rağmen  yüzdüm. Suyu ılıktı. Duş almış gibi keyiflendim.Hatta bu gölde herkesin kullanabileceği kırmızı büyük bot var
4-Somon Balığı tutma:
ANI:Bazıları hemen kasabanın içinde nehre olta atarak tutmaya çalışıyorlar. Daha önce beni  Homer’den getiren ve burada yaşayan çok tatlı ve sıcak  genç kızla balık tutacağımızı kararlaştırmıştık. Şansıma öğleden sonra çalışmıyordu. Araba ile Denali yolundan sadece  Alaskalıların bildiği  yoldan içeri girdik. Birçok araç park etmişti. Burada nehir daha sığdı. Somon balıkları kaynıyordu. Küçük çocuklar bile somon tutuyordu. Ama somonu avladıktan sonra kafalarına yanlarında getirdikleri kalın sopa ile vurup öldürmeleri çok kötüydü. Oltaları hazırlayıp denemeye başladık. Ben beceremedim zaten. Ev sahibimin de tüm uğraşmalarına rağmen olmadı. Durumumuzu gören bir  Eskimo, bize yeni tuttuğu kocaman somonu verdi. Çok sevindik.
Alaska’ da pahallılıktan birçok özellikle gençler, ormanın içinde  ahşap evlerde yaşıyorlar. Bu evlerde kalmayı istiyordum. Kızımızda suyu olmayan, tuvaleti  dışarda olan bu evlerden birinde yaşıyordu. Tuvaletin kapısında örtü vardı. Su kullanmadıkları için kötü kokuyordu.
Suyu olmayan böyle küçük iki kiralık ev, ortada ki  elektrikle çalışan kuyudan su alıyorlardı. Bazı daha büyük evlerde su olduğunu öğrendiğimde “Neden sizin ev de yok “dediğimde “ Çok pahallı. En az su getirebilmek için  10.000dolar  gerekli.” Dedi.
Ev aslında harikaydı. Ama Amerikalılar aldıklarını kullandıkları yerde bıraktıklarından inanılmaz karışıktı.
Akşam yemeğinde somon balığı kızartıp, makarna haşladık. Yanına kızımız şarap açtı. Üstüne benim Seattle’ den aldığım harika fındık ezmesini de tatlı niyetine yedik. Yemek üstüne kızımız maruanasını sarıp tüttürdü. Özellikle rastladığım her genç, maruana içiyordu.
Erkek arkadaşı olan bu kız, bu evini başka bir genç erkek ile paylaşıyorlar. İşin ilginçi merdivenle tırmanılan tek yatak odasını da paylaşıyorlar. Kültür  böyle  farklı bir şey. Bizde olsa …
Cafede çalışan bu kızımız saat başına 12 dolar alıyormuş. Vergilerden sonra 10 dolar kalıyormuş.
Daha önce tanıştığım  evde özel hemşirelik yapan bayan da saati 16 dolardan çalışıyordu. Vergilerden sonra eline 13 dolar kalıyormuş. Türkiye’ye davet ettiğim her kişi ağız birliği yapmış gibi” Çok isteriz ama çok pahallı .Nasıl gelelim ki?” diyorlar. Kısacası Amerika’da geçim sıkıntısı çeken düşünebildiğimizden çok daha fazla.
-Talkeetna—Denali(Tren,  her gün ARC tren 11:20’de; HAP tren ise 12:30’da kalkıyor.  Dört saat sürüyor.Normal bilet 99 dolar; altın bilet 225 dolar. Bunun içinde yeme ,içme dahil.




Denali’de kal. Vahşi doğayı yakından izleme
Talkeetna—Denali park(138mile=200km)

DENALİ MİLLİ PARKI(Mount McKinley)

 Altı milyon dönümlük bu park, Amerika’nın en büyük milli  parkıdır.
Park içinde  tepeleri genellikle sisli olan sıra dağlar, Amerika’nın tepesi karlı olan en yüksek dağı olan McKinley dağı,  nehirler,  çok geniş nehir yatakları, dereler, buzullar ve tundra bitki örtüsü, çeşit çeşit mantarlar,  bazı yerlerde sık, bazı yerlerde sık olmayan çam ormanları,  geniş yeşillikler ve hayvanlar …Sadece 200’e yakın farklı kuş türü var.


Ana yoldan sola girdikten kısa bir süre sonra “Visitör Center” e varıyorsunuz. Gerekli bilgi, haritalarınızı alınız.  Park giriş ücreti 10 dolar ama kimse almıyor. Soran da yok. Sanırım Savage nehrini geçenler almak zorundalarmış. Ben geçtim ama bilet ücretine dahildi herhalde.
Ama otobüs  ve tur  ile kamp  biletlerini yürüyerek 15 dakika veya ücretsiz servis ile gidebileceğiniz     “Denali Bus Dept”ve   “Riley Creek Campground”  tan alıyorsunuz. Ama visitör Center içindeki “ Bus stop and Baggage Claim” in önünden de  ücretli veya ücretsiz otobüslere binebiliyorsunuz.
Burada park ve hayvanlarını tanıtan ücretsiz müze de var.
Not: Visitör Center’den sonra telefonunuz çekmiyor.  Telefonunuz yoksa “ Bus stop and Baggage Claim” telefon açmanıza izin veriyorlar. Çantanızı da bırakabiliyorsunuz.

Kalma:
Kamp içinde Savage nehrinden önce birçok  çadır ve karavan kampları var. Ayrıca ahşap bungalovlar da var.

Çadır yeri için 15-24  dolar  civarında ödemeniz gerekiyor. Satın aldığınız yere  kampına göre iki veya üç çadır kurabiliyorsunuz. Bazı kamplarda limit koymuşlar.
Aslında  çadır için kamp biletinizi  alıp numaranızı köşedeki küçük direğe iliştirmeniz gerekiyor ama kontrol yok.  Bir çadır kurmuş kişiden rica ederek yanına siz de kurabilirsiniz.  Ücreti de paylaşabilirsiniz.
Savage nehrinden sonra ki kamp ücretlerini öğrenemedim.
1-Visitör Center’ e en yakın   önce  “Riley Creek Campground” kampı var. Eğer Savage nehrinin ilerisinde ki bir kampta kalmayacaksanız en mantıklısı burada kalmak. Visitör Center ve otobüslere de daha rahat ve çabuk ulaşabilirsiniz.

2-Visitör Center ile Savage nehri arasında  Mountain Vista(Bungalov),  Savage River Campground,  kampları var. Birbirlerin dibinde ki bu kamplara   ücretsiz  yeşil otobüs ile gidebiliyorsunuz.
Ben bunlardan  “ Savage River Campground’ da kaldım. Ağaçların altında çadır  ve karavanlar karışıktı.  Ateş yakabileceğiniz ocak, masa, tuvalet ve İçebileceğiniz ve kullanabileceğiniz  su alabileceğiniz pompalar var.”
3-Savage nehrinden sonra ki Sanctuary River,   Teklanika River,Igloo Creek Wonder Lake kamplarında kalmak istiyorsanız buralara  “Camper bus” ile  gidebiliyorsunuz.



 I-Ücretsiz Turlar:

Visitör Center’den aldığınız haritada listesini bulabileceğiniz bir dolu  hike, konuşma gibi  birçok ücretsiz turlar  var ama en ünlüsü:
A-Sled Dog Kennels’te (Kızak Köpekleri Kulübesi):
10, 14, 16 da olan gösterilerden  15 dakika önce  visitör Center’den  köpek ayak izlerini takip ederek  bulacağınız ücretsiz servis ile gidebiliyorsunuz. Burada her  huski(Eskimo) köpeğine ait kulübe ve köpeği görüyorsunuz. Yakından sevebiliyorsunuz. Gösteri için kızak hazırlanınca hepsi heyecanlanarak  yerinde duramaz oldular. Birlikte havlamaya başladılar. Hele kızağa bağlanan bir köpeğin sevinçten havalara zıplaması görülmeye değerdi. Tekerlekli arabaya bağlanan bu köpeklerin gösterisi beş dakika sürdü ama görevli kızın konuşması yarım saati aldı.

II- Ücretsiz servisler:
Bu servisler 6:30- 10’ a doğru   genelde saatte bir çalışıyor. Otobüs duraklarından otobüs saatlerini görebilirsiniz.
1- Visitör Center’den “Denali Bus Dept”ve   “Riley Creek Campground” kampına  ücretsiz servis var.



2-Her gün 6:30-19:10  arası  visitör Center’den  Savege nehrine kadar kendi aracınızla veya  saatte bir ücretsiz servis( yeşil otobüs ile gidebiliyorsunuz.  Otobüs, Riley Creek, Mountain Vista, Savage River Kamping ve Savage River’de  duruyor. Ama yol boyu el kaldırdığınızda sizi alıyor.


 III- Park içi ulaşım ve ücretli turlar:

Savage Nehrinden sonra ise  aracınızla daha ileriye gidemiyorsunuz.  Ancak özel izinle giden bir iki araç gördüm. Ama bisiklet ile ücretsiz geçebiliyorsunuz.
Savage nehrinden ileriye gitmek için ya tur ya da  belli yerlere kadar giden otobüsler için   bilet satın alıp  otobüse binmeniz gerekiyor.  Çünkü bu otobüslere Denali Bus Depot”ve   “Riley Creek Campground” dan bilet satın alabili visitör Center’in içinde ki “Bus stop and Baggage Claim”  önünden de  binebiliyorsunuz. Hepsi Savage nehrinin ilerisinde ki duraklarda duruyorlar.Bunlar;

1-Turlar(Krem renkli otobüsler.)
a-Natural History Tour: 27 mile, Beş saatlik tur, 85 dolar.u
b-Tundra Wilderness Tour: 63 mile, 7-8 saatlik tur, 145 dolar. Bu turda ne gösteriyorlarsa çok giden vardı.
c- Kantishna Experience  Tour: 92 mile, 12 saat, 225 dolar.
2-Round – Trip yapan  ücretli otobüsler(Yeşil renkli otobüsler.):
Ben “Eilson Visitör Center” turuna katıldım. Savage nehrinden sonra yolun çoğu yeri toprak  ve yol çalışması olduğundan yavaş gittik. Dört  saatte ancak varabildik. Savage nehrini geçtikten sonra hava biraz soğudu ve yağmur çiselemeye başladı.

IV-Trailler:
Park içinde birçok farklı yürüyüş yolları var. Ücretsiz otobüs ile ulaşabilecekleriniz:
1-Visitör Centerden başlayanlar: McKinley Station Trail,Jonesville Connector Trail, Taiga  Trail, Rock Creek Trail,  Roadside Trail ve Horseshoe Lake trail.
Ben biri öğretmen ikisi hemşire olan bayanlarla önce ücretsiz park hayvanlarını tanıma yürüyüşüne katıldık. Rehber o kadar bizi ayakta bekletip konuştu ki sonunda  gruptan ayrılarak “ McKinley  Trailini kendimiz tabelaları takip ederek yaptık.  Trenin geçtiği büyük köprüden sonra “Riley Creek Campground” ve  nehir kenarına iniyorsunuz. Bu kadar insanın yürüdüğü bu yollarda yaban hayvanlarını görmek  zor olduğundan sadece sincap ile yetindik.
 Visitör Center’den sonra bisiklet yolu da var.

2-Savage  Alpine Trail:  Ana yoldan tabelasını göreceksiniz.” Mountain Vista” nın karşı tarafında. Buradan iki saatlik  dereden  yukarı doğru yürüdüğünüzde “ Savage”  nehrine  iniyorsunuz. Ben burada yürüyeni göremeyince ayıdan korktuğum  için yine ücretsiz otobüs ile  Savage nehrine kadar gidip
3-Savage River Loop: Nehrin bir kıyısından yürüyüp köprüden geçip diğer kıyısından başladığınız noktaya geliyorsunuz. Bizim taşlı yaylalara benziyor. Aman aman bir albenisi yok. Etrafta tundra bitkileri vardı. Hava da biraz serin olduğundan çok keyif alamadım. Kampa gelerek çadırımı kurup, yemeğimi yiyip  dinlenmeyi tercih ettim.
3-Savage nehrinden sonra da birçok güzel manzaralı yürüyüş yolları var.
ANI: Şansıma Fairbanks’ta ki ev sahibim hafta sonu için parka geleceğini ve beni de alabileceğini söyledi.  Sabah kendisi ile dağda olduğu için iletişim kuramamıştım. Tur dönüşü tekrar aradığımda tam da Parktan ayrılmışlardı.  Yakın mesafe olduğundan geri döndü. Birlikte benim kampa gittik. Çadırımı toplayıp, diğer bayan arkadaşları ile buluştuk. Birlikte Fairbanks yolu üzerinde orman içinde bungalov otele gittik. O kadar yol aldık ki bu ormanın içinde bungalovların olacağına insanın inanası gelmiyor. Harika manzara ve çok sevimli bungalovdu. O kadar özen ve zevkle yapmışlardı ki hayran kaldım. Her tarafta normal ahşap ve doğal materyal kullanmışlar. Şu anda  ev sahiplerim uyuduğu için yatağımın içinde sessizce yazılarımı yazıyorum.
Yine şansıma akşam  yakın kasabada “Octoberfest” adlı müzik, dans ve bira festivali vardı.   Aslında  festival alanına parkı cevreleyen naylon dan koruma yıkıldığı için çok rahat yandan girilebilirdi ama herkes biletini alıp girdi.  Alaska müzikleri dinledik. Festival için acayip giyinmişler vardı. İnsanlar özgürce dans ettiler.
Şimdi  ev sahiplerime hazırlayacağım Türk kahvaltısından sonra Fairbanks’ a doğru gideceğiz.
ANI:Ama kahvaltıya davetli olduğumuzu  unutmuşum. Göl kenarında harika bir yere gittik. Davet eden genç tarih profesörü bayandı. Ben ekleme olduğumdan çekindiğimde tokum dedim. Baktım ki herkes kendi parası ile satın alıyor.  Rahatladım. Daha sonra bu bayanın dört tarafı ormanla çevrelenmiş  büyük harika ahşap evine gittik.  İmrenmemek elde değil. Evin içi ve dışı nefisti. Çok doğal döşenmişti. Bahçesinde yiyeceklerini saklamak için ahşap ambar da vardı. Küçük serasında domates, salatalık, patates gibi sebzeler de yetiştiriyordu. Yine de bu ıssız muhteşem evde kışın bir saat bile yaşayamayacağımı düşünmeden edemedim.




Denali—Fairbanks(120 mil=180 km)

FAİRBANKS

Kuzey Alaska’da yaşanan son kasaba. Daha ilerisinde çok az insan yaşıyor.
İçinden  Chena nehri geçiyor.  Küçük ama çok geniş alana yayılmış dağınık bir şehir. Böyle şehirleri gezmekten hoşlanmıyorum. Arabanız olması gerekiyor. Otobüs var ama sık değil. Şansıma Pazar günü olduğundan ev sahibim, arabası ile beni heryere götürdü.
Öce Chena nehir kenarında
I-Downtown:
1-Morris Thompson Ziyaretçi Merkezi:  Gerekli bilgi ve haritaları alınız. Ayrıca bu merkezin içinde Alaska’yı tanıtan ücretsiz güzel bir  müze de var.  Turile gelenlere salonda yerli gençlerin sohbet ve dans gösterisi de oluyor.
2-Nehir kenarından yürüyünüz.
2-Graffın Park
3-Golden Heart Plaza: Turistlere yönelik.
4-Ice Museum: Her gün 11-19 arası açık. Giriş 10 dolar. Buzdan heykeller var. Kızak ile de kayabiliyorsunuz. Antalya’ da akvaryumun içinde aynısı var. Sadece kızak çeken köpek heykelleri değişik.

2-Pioneer Parkı  : Chena nehri kenarında gezmesi keyifli park. Hafta sonu olduğundan insanlar barbekü yapıyorlardı.
Küçük tren ile parkın etrafını gezebiliyorsunuz. Park içinde hava müzesi, art müzesi gibi farklı müzeler var.
Parkın içinde çevreden toplanarak getirilmiş eski , çok sevimli ahşap evler var. Çoğu dükkan veya müze olarak kullanılıyor. Bu eski yaşantının anlatıldığı  müzelerin fiyatları oldukça uygun veya bağış usulu çalışıyor. Hepsi de görülmeye değer.
Nehir kenarında tabeladan da okuyacaksınız 1967’ de dağlarda ki karın erimesi ile nehir çok yükselince her yeri su basmış.
Ayrıca;
Eskiden bu nehir üzerinden çarklı gemilerle insanlar Denali Parkından Fairbanks’ a gelirlermiş. Şimdi bu eski çarklı gemi Pıoneer parkında sergileniyor. Yine eski Denali— Fairbanks treni de  geminin yanında ziyarete açık. İçi tamamen ahşap ve çok şık.

3-Museum of the north(Kuzey Müzesi): Hergün 9-19 arası açık. Giriş ücreti 14 dolar. Achorage müzesine çok benziyor. Genelde yerlilere ait objeler ve çevrede yaşayan hayvanlarla ilgili bilgiler alıyorsunuz.

Fairbanks Çevresi:
 Bu üç gezilecek yerde “steese Highway “yolu üzerindeler. Buraları gezmek için araç gerekiyor veya tur satın almalısınız. Otostop da yapabilirsiniz. Sırasıyla;
1- Chena Hot Springs :” Steese Highway “  den sağa içeri “Chena Hot Springs Road” ayrılıyor. Şehir merkezinden 60 mile=75 km uzaklıkta.  Otobüs yok.
Her gün 7-23:45’e kadar açık. Giriş 15 dolar. Kapalı ılık yüzme havuzu ve …sıcak su havuzları var. Dışarıda ise ormanın içinde  etrafı büyük kayalarla çevrelenmiş açık sıcak su havuzu var. Havuzun içinde fışkıran sıcak su ve ılık su var.  Sırt  ve bele çok iyi geliyor. Bu havuzu dışardan da görebiliyorsunuz.
Çok keyifli ama ben uzun süre bunaldığımdan  kalamadım. Yine dışarıda  kloru daha az küçük bir tane daha  sıcak su   havuzu da var.
A-Aurora Ice Museum: Her gün 11-13-15-17 ve 19’da tur ile gezdiriyorlar.
B-Aurora Viewing Tours: 21 ağustos ile 21 nisan arası kuzey ışıkları için tur var.
Ayrıca dışarda üzerinde ahşap köprü olan sevimli dere vardı. Eski arabaların kasalarında çiçekler yetiştirmişler. Görüntü güzeldi. Çeşitli hayvanlar da görebilirsiniz. Ormanlara doğru yürüyüş yapabilirsiniz.
ANI: Daha önce  Denali yolu üzerinde bisikletli Japon genci ile  havuzda da yeniden karşılaştım. Katlanır bisikleti ile  havayolu ile Alaska’ya gelip geziyormuş.  Bana göre mesafeler çok uzak olduğundan  yanlış bir seçim. Havuzda herkese  sevimli hali ile laf atıyordu. “Yeterli param yok. O nedenle bisikletle geziyorum” diyordu. Ben de kendisine” Japon parası çok kıymetli. Buralar bana çok pahallı geliyor ama sana gelmemeli” demek zorunda kaldım.
Tekrar “Steese Highway” a gelip Fox’a devam ettiğinizde kısa bir süre sonra  hemen  yol üstünde sağda;

2-Trans-Alaska Pipeline(Trans-Alaska Boru hattı):   Arctıc  okyanus ile Pasifik okyanusu arasında ki bu gaz boru hattı Güney’de Valdez’ e kadar iniyor. Boruların bazı bölümleri havada, bazı bölümleri ise yer altından geçiyor. 12 istasyon var. Kuzey de ki okyanus buzlu olduğundan mecburen gazın dağıtımı güneyden  yapılıyor. Ücretsiz görebiliyorsunuz.
Tam karşısında kocaman beyaz top şeklinde ki yapının da  olduğu “Daughters Gold”  göreceksiniz.
3-Gold Mines(Altın Madenleri):
A-Daughters Gold: 10-18 arası her gün açık. Giriş 20 dolar. Merkezden 10 km kadar uzaklıkta. Turla veya bireysel burayı gezebiliyorsunuz.
Bahçedeki getirilmiş içinde altın tanecikleri olan toprağı “ Gold Pan” adlı kaba koyarak su havuzunun içinde çalkalıyorsunuz. En sonunda altın tanecikleri buluyorsunuz. Size girişte ağzı kapalı verdikleri küçük kutucuklara bulduğunuz altın taneciklerini koyuyorsunuz. Ben denedim ama uzun süre kalmak istemediğimden  direk altın tanecikleri olan küçük şişe satın aldım.
 10 km kadar daha giderseniz;
B-Gold Dredge 8: Buranın girişi 40 dolar. 9:30, 10:30 ve 13:45’ de tur ile geziyorsunuz.
Aslında “El porodo” gibi başka altın madenleri de “Elliott Higway” yolu üzerinde bulacaksınız.

Not: Eğer tur almak istemeyip kendi kendinize altın aramak isterseniz önce “Gold Pan” kiralamanız veya satın almanız gerekiyor.  Daha sonra “Steese Higway” den 60 km gittikten sonra  yolunun solunda  Nome Creek Valley, Pedro Creek, Milepost 69.5 Gravel, Bachelor gibi birçok yerde  kendi kendinize  arayabiliyorsunuz. Buraların taşı toprağı altın olduğundan bir zamanlar insanlar hucum etmişti.

ANI:
1- Denali parkından  iki bayan ve ev sahibimle araç ile gelirken  öğretmen bayan, profesör bayanın verdiği büyük salatalığı kokuta kokuta yedi.Bundan önce de benim çantamda ne varsa ikram etmiştim. O da almıştı. Durumu fark eden ev sahibim genç şaka yollu” Burada da fazladan biberler var. Onları da yiyebilirsin” deyince hiç bozuntuya vermeden yemesine devam etti.

2-Ev sahibim gencin iyi bir işi olmasına rağmen Fairbanks’da orman içinde suyu olmayan ahşap evde yaşıyordu. Yerin altı hala buzlu olduğundan kuyu açmak veya eve su getirmek çok pahallı olduğundan insanlar boru hattına yakın yerden dağlardan gelen ve içimi harika olan çeşmeden bidonlarla evlerine su taşıyorlardı. Ev sahibimin İzmir- Nato’da çalışan komşusu beş yıl Türkiye de kaldığı için Türkçe konuşabiliyordu. Türk bayan arkadaşı varmış.Bana”Türkiye’de kızım var” deyince yaşını sordum. 50 deyince yanlış söylediğini düşünerek 5 mi 15 mi diye ısrarla düzeltmeye çalıştım. Sonunda yanlış anlaşılma olduğu anlaşıldı. Bu asker, Türkiye’yi iyi gezmiş. Bu da aynı orman içinde suyu olmayan ,tuvaleti dışarda olan evde tek başına yaşıyor. Orman içinde yaşamak muhteşem ama kışın bu koşulları düşününce…
Birde  genellikle hep tek başına yaşıyorlar. Bu ıssız orman içinde arkadaş olmadan nasıl sıkılmazlar bu Amerikalıları anlamak zor.
Ev sahibimin diğer yan komşusu da orman içinde ki çok şık yapılmış ahşap evde 700 dolara kalıyormuş. Ama bu eve su depodan bağlandığından çeşmeden su akıyordu. Tuvalet yine dışarda. Zaten tuvaleti sadece büyük için kullanıyorlar. Bulundukları yere işiyorlar.
 Fairbanks’ta son günümde yoğun yağmur yağdı ama dinlenme günüm olduğundan evdeydim. Ertesi günü  yola çıktığımda da ve Kanada sınırına doğru da zaman zaman yağmur vardı ama araç içinde olduğumdan çok sorun yaşamadım.
Not:
Alcan Highway(Alaska —Kanada otoyolu)
Dalton Highway: 66.5 derece kuzey kutup dairesine ulaşmak için. Fairbanks’ın kuzeyinden başlayıp Arttik okyanusunun kıyısında 71. Enlemde bulunan Purdhoe körfezine kadar çıkar.


ATHABASCA(Küçük uçakla Kızılderili Alaska Atabasklarının kabilesini ziyaret edip tekrar Fairbanks’a dönebilirsiniz. Ama gerek yok. Fairbanks’da   ziyaretçi merkezinin yakınında ki parklarda sarhoş sarhoş geziyorlar.

Alaska Inside Passage(Adalar Topluluğu)



Bu adalar topluluğunu fery ile gezmek günlerce sürüyor.
Artık  yeniden fery seferleri başladığından    Fairbanks’dan adalar topluluğunu gezmek için yola çıkma zamanı geldi. İki seçenek var.
1-Fairbanks’tan karayolu ile çok sevimli olduğunu söylenen “Valdez” e de gidip oradan fery ile adalar topluluğuna geçebilirsiniz.
2-Ama Valdez’den fery yolu çok uzadığından ve pahallı olduğundan ben Kanada tarafına  belli yere kadar    Alaska’nın başkenti ”Juneau”ya karayolu ile   gideceğimden arada Kanada karayolunu da kullanmak zorundayım.Şimdiye kadar çok keyifli gezdim ama bundan sonra işim zor.
Fairbanks—Tok(Alaska,4 saat)

TOK
 Tok, yol üstünde dinlenmek için duraklanabilecek şehirlerden biri. Ana yolun her iki tarafında vizitör Center, restorantlar, hediyelik eşya satan dükkanlar v.b  sıralanmış.
1-Tanana Crass: Kızılderililerin köyü. Tok’ a 12 km kala yolun solundan içeri gireceksiniz. Ben Tok’a gelip tekrar araç ile gittim. Gitmeden ilk kez Kızılderililerin köyüne gideceğimden çok heyecanlanmıştım ama sıradan fakir bir köy ile karşılaştım. Yine  ahşap evler vardı ama kırık döküktü. Bazıların içlerine de rica ederek   girdim. Yaşam koşulları iyi değildi.Yerlilerle de taşındım . Hatta bir yerli kız beni görünce hemen dışarı çıktı. Tombul kollarını, ellerini iyice    sevdim.  Köyün içinde  sevimli bir de kilise vardı.Mezarlıkları çok ilginçti. Gömünün üstüne çatı gibi tekrar bir üstlük koymuşlar. Çevresi rengarenk yapma çiçekler, fotolarla süslenmişti.

2-Mukluk  land Müzesi:  Şehirden 5 km önce yol üzerinde. Ben bisikletle gittim. Her gün 2-19 arası açık. Giriş 5 dolar. Alaska’da eskiden  kullanılan tüm araçlar, açık hava  tuvaletleri, eski sobalar,   eski oyuncaklar, dükkanlar v.b var. Ben gittiğimde sadece girişte iki kişi bovlinge benzeyen aski model bir oyun oynuyorlardı. Ben burayı beğenemedim. Bana hurdalık araç parkı gibi geldi.
Onun dışında çevrede yürüyüşler yapabilirsiniz.


ANI : Türkiye’de televizyonda  Amerika’da ki çöp evleri izliyordum. Burada yakından gördüm. Bence insanlar, eşya ile kafayı yemiş. Ne gördülerse, hele ucuz ne buldularsa işlerine yarayıp yaramadığını düşünmeden  alıp evlerinin bir köşesine  koymuşlar. Çoğunun masasında yemek yemeye yer yoktu. Burada yaşayan   ve annesi İtalyan olan iyi kalpli   emekli öğretmen  ev sahibimin evi resmen çöp evdi.   Önce gider gitmezde emeklilere sanırım ücretsiz yemek verilen yere beni davet etti.
400 dolara  eskiden Denali’ye sefer yapan iki otobüs satın almış. Yakın zamanda 1972 model tekneyi 800 dolara almıştı. Otobüsün birini ev şekline sokmuştu. Evinin önünde kaç tane ikinci araç vardı sayamadım. Evin içinde  iki kişi yan yana yürüyemiyor. Bütün duvarlar, yerler bireylerle dolmuştu. Yıkanan temiz çamaşırları, katlamadan topluca üst üste atıp gerektiğinde oradan alıp kullanıyordu.” Böyle çok pratik oluyor” dedi. Küba’dan ahşap kapaklı eski alafranga tuvaleti alıp gelmişti. Evde her eşya ikinci eldi. Bir dolara sandalye almıştı ama evde değil sandalyeye ayakta durmaya yer kalmamıştı.
Başka bir yerde adam evinin önüne kocaman ucağı park edip ev şekline sokup kullandığını görmüştüm.
Burada ilk kez moose eti yedim. Ev sahibim direkt kıymayı top top yapıp  kızdırılmış döğme  tavaya koyup alt üst yaptı. Kısacası köfte yapmayı bilmiyordu. Üzerinede pişirirken  benim peynirden ekledik de biraz tadı geldi.
Tok’tan Canada sınırına otobüs olmadığından benzinlikte giden birçok araçla  ücretimi ödemek koşulu ile konuştum ama sınır geçeceğimizden ve beni tanımadıklarından kabul etmek istemediler. Sonunda Amerikalı çiftçi bir aileyi ikna ettim. Bunlarda  “Sınırı sen kendin geçersin” diyerek kabul ettiler ama daha sonra yol boyuna  sohbet edince güvendiklerinden sınırı,  araç içinden çıkmadan birlikte sorunsuz geçtik.

Not: Tok’tan Canada sınıra giderken
-Tatlin
-North way adlı kızılderili  köylerine de isterseniz uğrayabilirsiniz.
Ayrıca  sınıra yakın “Tatlin Park” ın visitör  merkezine uğrayıp  burada kalabilir çevreyi gezebilirsiniz. Birçok gölü ile manzarası çok   güzeldi.
Not: Alaska’dan çıkarken USA gümrüğüne  Kanada dan da çıkarken Kanada gümrüğüne uğramadan, pasaportumuzu damgalatmadan  giriş yaptık.



Tok— Beaver Creek(Alaska-Kanada  sınırı, 2 saat)— Haines Junction(Alaska, 291 km)- Haines(148 km)-Juneau(Fery,4.5 saat)
Bu Kanada yolu tertemiz yeşil göl, nehir ve dağ    manzaraları ile muhteşemdi.
Veya;
Haines Junction(Kanada)—whitehorse(159km, Kanada)— Skagway(170km, Alaska)—Haines(Fery, 45 km)— Juneau

Aslında Skagway ile Haines birbirine çok yakın iki şehir ama aralarında 20 km lik deniz yolu var. Ama karayolu ile gitmek isterseniz dolanacağınızdan 300 km.
Skagway’den sadece her gün  karşılıklı   Haines’e  fery var. Hafta da bir gün  Skagway— Juneua fery var.  Bu fery de önce   Haines’ e uğruyıp öyle Juneua’ya gidiyor.  Ama Haines’ten Juneua’ ya  iki  günde bir fery var.

SKAGWAY

İki yanı yemyeşil sıradağlarla cevrelenmiş uç kısımdan denize açılmış çok  farklı ve turistik  ve kalabalık yerleşim. Üç gün kaldığım sürece  her gün dev ikişer cruise vardı.Turistik olmasına rağmen ben be yerleşimi çok sevdim.
 Ortasından “brodway caddesi” geçiyor. Genelde tüm dükkanlar v.v bu cadde üzerinde sıralanmış.
Kalma:
 Şehre çok turist geldiğinden  farklı oteller, hosteller ve bungalovlar bulabiliyorsunuz.
16. cadde üzerinde Karavan ve çadır parkı var.Çadırın geceliğim 8  dolar.
Ulaşım:
Şehri çok rahat yürüyerek gezebiliyorsunuz. Şehir içi transit dolmuş ücreti 2 dolar, günlük bilet alırsanız 5 dolar.
Klondıke Gold Rush (Altına hucum): 1986’da  Alaska’da altın bulunduğunda   insanlar,  altın madenlerine ulaşmak için, deniz yolu ile açılan yerleşim olduğundan Skagway’e gelmişler.

Skagway—Bernett: İnsanlar önce,(40 mile, South  Klondike Highway)  veya “33 mile, Chılkoot traıl” yolu ile yürüyerek Bernett’e geliyorlarmış. Daha sonra bu yolu tren ile gitmişler. Oradan    nehirde bot ile 50 mile daha devam ederek  “Kanada-Dawson,Yukon” a ,oradan da  Klondıke  gibi altın madenlerine ulaşıyorlarmış. Aynı yolla buldukları altını aynı yolla geri Skagway’e  getirip yine deniz yolu ile altının dağıtımı yapılıyormuş.

Şimdi bu  yerleşimde birçok kuyumcu var. Gerçekten şık takılar satın alabilirsiniz. Hatta gezerken “Benim ülkemde de kuyumculuk ünlüdür.” Dediğimde Altın işleyen bir Türkün 3. Caddede çalıştığını öğrendim. Daha 17 yaşındayken kapalı çarşıda çalışırken Amerika-Kaliforniya’ya gelip oradan da Alaska’ya gelmiş.


I- Down Town:
1- Ücretsiz müze ve  Aktiviteler: Sırasıyla;

1-Park Museum: Zamanında altına hucum edenlerin yaşantısı ve yaşamları anlatılıyor.
2-Jeff. Smiths Parlor Museum:  38 yaşında ölen bu gansterin yaşamı anlatılıyor. Her gün 11:15, 13:15 ve 16:15’de  tur var. Karşıda ki visitör  Center’den  önce ücretsiz bilet almalısınız.
3-Mascot Saloon Museum : Zamanında altın arayıcıların bar yaşantısı   heykellerle anlatılmış.
4-Junior Renger Activity Center:  Gençlara yönelik ücretsiz aktiviteler.
5-Moore Homestead Museum: Eski ev eşyaları ve yaşamı anlatılmış.
6-Skagway (City)Museum:  Sadece bu müze girişi 2 dolar. Diğer müzeler gibi eski yaşantı ve altın arayıcıları ile ilgili objeler sergilenmiş.
7- Ranger Tour- Skagway Historic District: Yine önce visitör Center’den ücretsiz bilet almalısınız.
Hafta içi  9-10-11-14 ve 15’de tur var. Hafta sonu ise 10 ve 14 tur var. Tur süresi 45 dakika.

II- Günlük  Trailler:

1- Dewey Lakes Trail System
A-Lower Dewey Lake Loop : Şehir merkezinden tren raylarını takip ettiğinizde tabelayı göreceksiniz. Dağa doğru tırmanıp gölün çevresini gezmek iki saatinizi alıyor. Aslında zamanınız yoksa gölün bir tarafını gezip geri dönebilirsiniz.
Gölün suyu çok temiz ve manzarası güzel. Yürüyüş yolu üzerinde piknik yapabileceğiniz masa ve ateş yakabileceğiniz ocak var. Çadır kuran da vardı. Göl de çok rahat yüzebilirsiniz.
B-Upper dewey Lake
C-Icy Lake  ve Upper Reıd Falls: Tabelalarda uzaklığın ne kadar olduğu yazmadığından  ben ikinci kez yol ayrımından bir saat orman içinde tek başıma yürüdüm ama ulaşamayınca ayı korkusundan geri döndüm.
D-Sturgıll’s Landing:   Bu uzun bir  yürüyüş yolu.

2-Yakutanıa Poınt Area Traıls: 1. Caddeden devam edip havaalanını geçtikten sonra bu manzara noktasına yarım saatte varıyorsunuz. Deniz ve karşıdan buzul manzarası güzel.
A-Smuggler’s Cove Traıls: Tabelayı takip ederek yarım saat yürüdükten sonra yola çıktım.  Harita olmasına rağmen bu mağarayı da bulamadım.
B-A.BMountaın: Bu yürüyüşe gitmedim.

3-Gold Rush Cemetery :   Altına hucum zamanında  38 yaşında ölen  ganster Jeff Smith’s  ve Soapy Smith’s in mezarları en ünlüleri. Caddeden devam ettiğinizde tabelaları takip ederek bulabiliyorsunuz. Ben buraya bisikletle gittim. Zamanınız varsa yürüyebilirsinizde. Şehir içinden sarı tur dolmuşları da geliyor.
Mezarlıktan 5-6 dakika yürüdüğünüzde
A-Lower Reid  Falls: Çok güzel bir şelale.
Not:  Ayrıca daha uzun süreli  kamplı yürüyüşler için  şehir merkezinde ki“ Trail Center” e uğramalısınız.



III-White pass treni:   Her gün farklı yakın saatlerde  sabahtan    öğleden sonraya kadar tren kalkıyor. Ücreti 129 dolar.  Tren nehri takip ederek  üç saatte Kanada sınıra kadar gidip geri dönüyor.
Golden rush yolu olduğundan ünlenmiş ama bana göre bu paraya değmez. Hele Skagway’a kara yolu ile geldiyseniz aynı yol manzarasını zaten fazlasıyla görüyorsunuz.
Yol boyu birçok nehir, göl, tünel ve Carmack buzulunu görüyorsunuz.
ANI: Yine şansım benimle.  Ev sahibime trenin ücretini sorduğumda” ücretsiz” dedi. Amerikalılar, üç saatlik turu bedava vermiyeceğini bildiğimden ofise gidip sordum. Meğer ev sahibim tren de çalıştığı için  hakkı olan ücretsiz biletini bana vereceğinden böyle demiş. Ben de bu iyi niyetli gençe ve kız arkadaşına , en az  biletin yarısından daha fazla hediye alarak iyi niyetlerine karşılık vermeye çalıştım.Bu tatlı gençler bana, akşam yemeği için halıbut balığı da pişirdiler. Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorlar.

IV-Turlar: Birçok tur bulabiliyorsunuz ama kendiniz de birçoğuna kendi kendinize gidebilirsiniz. Bunlardan örneğin:
1-Hubbord buzulu : Suyun karşı tarafından hava açık ise görebiliyorsunuz. Buzula sadece iki saatlik  helikopter tur ile  gidebiliyorsunuz. Kişi başı taks ücreti dahil 356 dolar.  Ayrıca bot ile buzulun olduğu yere gidip  buzula doğru tırmanış yapabiliyorsunuz.


2-Bisiklet turu: Sizi otobüs ile Alaska Highway’ e bırakıp  siz geriye bisikletle geliyorsunuz. Ücreti 95 dolar.

Skagway—Heines:

1-Alaska Marine Highway (State ferry):  Farklı günlerde tek bir sefer var. Emekli için tek yön ücreti 24 dolar.Bir saat sürdü. Ama Heines’ e 4mile uzakta ki limana kadar gidiyor. Oradan tekrar  giden araçlarla   Heines merkezine  gidebilirsiniz.
2-Fast Ferry:  Eğer daha küçük fery ile gitmek  isterseniz ücreti 35 dolar. Her gün faklı saatlerde 3-4 kere sefer var. Ama havanın rüzgarlı olduğu zaman seferler iptal ediliyor. Aynı günde bu fery gidiş ve dönüş yapıyor.45 dakika sürüyor.

HEİNES

Sevimli,küçük ve çok sakin  sahil kasabası.Çevresinde trail yapabileceğiniz birçok dağlar ve göller var. Onun dışında bir şey yok.
Kalma:
Visitör centerden aldığınız harita da şehir içine yakın ve daha uzak çevrelerde birçok kamp alanı göreceksiniz.
Ben hemen okyanusun dibinde ahşap bir evde kaldım.
I-Down Town
1-Sheldon Museum(Hıstory Cultural Museum):
 9-5 arası açık. Giriş 10 dolar. Bu küçük müzede yine yerlilere ait  eşya, resim v.b sergileniyor.
2-Hammer Museum(Çekiç Müzesi):
Hafta içi 10-17 arası hafta sonu 10-14 arası açık. Giriş 5  dolar. Çekiçin her türlüsünü görebiliyorsunuz. Ben böyle farklı müzeleri çok severim.
3-Bald Eagle Foundatıon: 9-15 arası açık. Giriş 15 dolar. Aslında Alaska’da yaşayan tüm hayvanların doldurulmuşları var. Ayrıca çok büyük kafes içinde  kartalı da görebiliyorsunuz.
II-  Trail: Uzun ve kısa mesafeli birçok dağlara doğru yürüyüş yolu  ve “Pıcture Poınt” gibi manzara noktası var. Ben burada yürümedim.
Sadece  okyanustan nehri takip ederek “Chilkoot” gölüne gittim. Nehir ve gölde birçok kişi balık tutuyordu. Sular, dağlardan geldiğinden bulanık olduğundan biz de daha sonra balık tutmayı denedik  ama yine olmadı.
Heines—Juneau[Pazar(12:00), pazartesi(6:30) ve Çarşamba(12:00) günleri fery var.  Bazı günler iki sefer olabiliyor. Normal kabin ücreti 44+94=138 dolar.
Koltuk ücreti 58 dolar. Emekliler için koltuk ücreti  44 dolar.
ANI: Ben genelde yurt dışında  konaklama olarak evlerde misafirlik anlamında “Couch surfing” kullanıyorum. Veya hostel tercih ediyorum.
Haines’te de beni çok istekle kabul eden annesi İtalyan olan Alaskalının evinde misafir oldum.  İlk gittiğimde su sıkıntısından dolayı sadece büyük tuvaletten sonra sifonu çekmemi söylediğinden ertesi gün şehir merkezinde tuvalete gitmeyi tercih ettim.Benimle birlikte iki genç couchsurfer de vardı.  Ben şimdiye kadar birçok evde misafir oldum. Ve evimde misafir ettim. Çok az problemli olanla karşılaştım. Zaten gezmeyi seven ve gezenler bu siteyi kullanıyorlar.  Harika insanlarla karşılaştım. Hala devam eden arkadaşlıklar kurdum.
Aslında ev sahibimiz önce çok neşeli ve sevecendi. Ben ve diğer aile birer kap yemek pişirdik.  Ev sahibimiz de dondurma yaptı. Birlikte yedik. Ertesi sabah “Yemek yapıyorsunuz. Gazın ne kadar pahallı olduğunu bilmiyorsunuz. Aracımla seni aldım. Gazın kaç lira olduğunu bilmiyorsunuz.” Diyerek  söylenmeye başladı. Oysa normal yaşantımda bile en yakınıma bile”Beni aracınla şuraya bırakır mısın?” demeyenlerdenim. Aynı yöne giderken aracına beni de kendi isteği ile aldı. İnternetten bilet alırken yardım istediğimde baktım saygısızlık iyice arttı. Adam resmen yalnızlıktan kafayı yemişti.  O neşeli adam gidip sinir küpü birisi geldi. Hiç susmamacasına konuştu.Hemen çantamı aldığım gibi kendi imkanlarımla şehir merkezine inip oradan da feribot iskelesine gittim. Kışın burada uzun geceler yalnız kalmayı düşündükçe adama hak bile verdim.

JUNEAU
Juneau ve buzulları içine alan geniş alan  Tongoss Ulusal Ormanı olarak adlandırılıyor.
Gezmek için  eğer try arm buzuluna gitmeyecekseniz 1-2 gün yeterli. Ama ben burada hastalandığımdan,  yağmura tutulduğumdan  ve bir önce ki feribotu kaçırdığımdan  bir hafta kalmak zorunda kaldım.

pasifik okyanusundan gelen kanalın kıyısında korumalı ve daha güneyde olduğundan   daha ılıman bir iklimi var.
Ben burada beş gün kaldım ama son iki gün sürekli  yağmur yağdı. Kışları da kuzeye göre daha yumuşak hava koşulları oluyor.


Bu  şehirde de yaşayan  Tlingit , Auke ve Taku yerlileri hemen göze çarpıyor ama sarhoş olup yollarda yatanların yanında çoğu düzgün giyimli olup çalışıyorlar. Genelde yerli gençlerin saçları uzun oluyor.

Burada ki  kuyumcularda çoğunlukta Hintliler çalışıyor. Bunlar uzun yıllar önce buraya gelip yerleşenlermiş.
Hatta ana cadde üzerinde  lamba satan dükkanda çalışanlar ve ustaları Türk.
Amerika da da olduğu gibi burada ki eczaneler, market içinde ayrı bir bölümde.
Yine Amerika’da olduğu gibi Alaska da da marketlerde tarihi geçmiş yiyecekleri market çıkışına koyuyorlar. İsteyen alıyor. Hatta biraz tazeliği geçmiş meyveleri de çocuklar ücretsiz  yesin diye ayrı bir bölüme koyuyorlar.

Fery istasyonu  Juleau merkezine 12 km uzaklıkta.
Feribotta tanıştığım bir bayanla feribot iskelesine 1.5 km uzaklıkta ki orman içinde harika “Auke Bay& Park ” da çadır kampında kaldık. Hanım, Haines’ de iyi doktor olmadığından 400 dolar vererek fery ile gidiş dönüş bileti almış. Juneau’ da yeğeni olmasına rağmen o gece arabasında kaldı. Yiyeceklerini evde hazırlamıştı. Ertesi sabah  birlikte şehir merkezine geldik. O da doktoruna gitti. O gece yeğeninde kalıp ertesi sabah tekrar Haines’ e dönecekti.
Kalma:
-Juneua Hostel: Tepeye doğru 6.Cadde de 10 dakika yürüme mesafesinde  harika ahşap hostel. Çok ama çok temiz. Fery bulamadığımdan 3gün burada keyifle kaldım. Geceliği 20 dolar. İstediğiniz kadar çarşaflarınızı değiştirebiliyorsunuz. Tek problem hostel sabah 9-17 arası kapalı tutuluyor ama çantanızı önceden bırakabiliyorsunuz.
Ben  de hostelde ve şehir merkezinde turistler için ayrılmış bordlara  çok özlediğim ülkem için “Türkiye çok güzel memleket” notu ile birlikte adımı iliştirdim.
- Çevrede birçok kamp alanı bulacaksınız. Listesini visitör Centerden alınız.



Ulaşım:
-Deniz kenarından 5-6 dakikada yürüyerek veya ücretsiz “Capital Transit” ile  “City Bus” terminaline  gittiğinizde  buradan Mendenhall, Douglas v.b ‘ye otobüs kalkıyor. Tek biniş 2 dolar.


I-Down Town : Sahil boyu uzanan ana cadde ve iç kısımlara uzanan diğer caddelerle küçük bir şehir ama ben oradayken her gün faklı cruisler vardı. Uğrayan turist çok olunca  turistlere yönelik hizmetlerde çok fazlaydı. Cruis ile gelen turistler için deniz kenarında ki ahşap kordon boyu birçok tur satan kulube sıralanmış.
Not: Şehirde birbirine beş dakika yürüme mesafesinde iki tane  visitör Center var.
Kütüphane: Visitör Centerin 5. Katında kütüphane var. Telefonunuza bir günde 1 saat için ücretsiz internete bağlanabiliyorsunuz. Ertesi gün yine aynı saatte veya daha geç saatte tekrar bağlanma hakkınız var.
Ama kütüphanede ki bilgisayarlarda  her gün bir saatliğine ücretsiz internete bağlanabiliyorsunuz. Fazla kalabalık değil ise size ikinci kez internete bağlanabilmeniz için giriş numarası veriyorlar.
Ama şehir dışında   buzula giderken yeni  Mendenhall kütüphanesinde istediğiniz kadar ücretsiz internete bağlanabiliyorsunuz. Bu binanın hemen arkasında da yüzme havuzu var.

1-Sahil Heykelleri:
A-Patsy Ann: Kasabanın ünlü köpeği.
B-Hard Rock Miner: Altın arayıcıları heykeli.
C-Archie Van Winkle Memorial
2-Müzeler:
A-State Museum-State Library-Archıves: 9-17 arası açık . Giriş 12 dolar. Alaska da gördüğüm en kapsamlı ve en güzel müze. Alaska ve yerlilere ait herşeyi görebiliyorsunuz. Yürüyerek karşıya geçip büyük binanın içinden asansörle 8. Kata çıkıp devam ettiğinizde;
B-Şehir Müzesi: 10-18 arası açık. Giriş 6 dolar. Emekliler için 5 dolar.  Gitmeseniz de olur.
İçinde ki tiyatroda  hafta içi en son 15:30; hafta içi en son 17’ye kadar her saat başı ve yarımlarda film var.

C-Alaska State Capıtol:  Gününe göre değişen saatlerde ücretsiz tur ile de gezebiliyorsunuz.  Ama kendi kendinize çok rahat gezebiliyorsunuz. İçi çok şık ahşap ile dizayn edilmiş  resmi bina.
3- Ücretli Turlar:
1-Troley: 45 dakikalık tur 30 dolar. Şehri gezdiriyorlar. Çok rahat yürüyebileceğinizden hiç değmez.
2-Whale watch: 156 dolar.Ben Seward’ de ve daha önce South Afrika’da çok gördüğümden tercih etmedim.
3-Helicopter Turu: Herbent buzuluna helikopterle gidiliyor. 25 dakika buzul üstünde yürüyorsunuz.
Ve daha birçok var.
III-Yakın gezilecek yerler:

1-Mount Roberts:  8- 21 arası açık. Tramvay ile gidiş ve dönüş 35 dolar. Çıkış 10 dakika bile sürmüyor.
İsterseniz 4 kilometrelik  orman yolunu tırmanarak da çıkabilirsiniz. Eğer karayolu ile çıktıysanız geri 10 dolara tramvay ile  geri dönebilirsiniz.
Ayrıca yol üstünde ki “Tram Mountain House” de birşeyler yerseniz tramwaya ücretsiz bilet veriyorlarmış.
Tepeden Juneau ve Douglas adasının manzarasını seyredebiliyorsunuz.
Ayrıca  tepede  farklı  sürede yürüyebileceğiniz  yollar var. Ben  kısa mesafeli loopu yürüdüm. Yol üstünde manzara noktaları, orijinal yerel heykeller göreceksiniz.
2-Douglas Adası: Hemen Juneua’nın karşısında bu a daya köprüden geçilerek gidiliyor. Zamanınız varsa yürüyebilirsiniz bile.
Ben otobüs ile gittim. Ada da güzel evlerin dışında bir şey göremedim. Adada  Kayak merkezi, posthane, Tiyatro Salonu, Sandy Plajı ve Halk Kütüphanesi  var.
ANI:
1-Hava son günlerde çok soğumaya başladığından kulaklarımı üşüttüğümden boynumun tutulduğunu düşündüm. Ama hiç boynumu döndüremez hale geldim. Amerika’da doktorun çok pahallı olduğunu bildiğimden önce eczaneye gittim. Doktor reçete vermeden ilaç satanıyacaklarını söylediler. Aklıma Türklerin çalıştırdığı dükkan geldi. Kapısında  Türk genci ile karşılaştım. Sanırım annesi Amerikalıymış.  Sohbet sırasında “Alaskanın güzel olduğunu ama yaşamın çok zor olduğunu   ve o nedenle  Maruana kullanımı çok yaygın olduğunu düşündüğümü” söylediğimde” Tam aksine. Burada herşey bulabiliyorsunuz. Ben Manavgat’ ta okudum. Öğrencilerin yarısı uyuşturucu kullanıyordu. Türkiye de yaşamak daha zor” dedi.  Yanlış olabilirim ama  bizde okullarda uyuşturucunun bu kadar yaygın olduğuna inanamadım. Kendisine dükkanda başka Türk olup olmadığını sorduğumda “Yok” yalanını atarak Türk olduğunu da ispatladı. Ertesi gün dükkanın önünden geçerken içeriye girdiğimde  çalışanların  tamamının Türk olduğunu gördüm. Biraz sonra Burak adlı genç içeri girdiğinde  kendisini bir gün önceki genç sanarak ilaca ihtiyacım olduğunu söyledim. Çok ilgilenince şaşırdım. Meğer  bu genç bir gün önceki genç değilmiş. Bir ben Türküm deyince direkt o sandım. Neyse genç çevreden araştırarak bana üç tane ağrı kesici bulup getirdi. Daha önce sormasına rağmen yok diyen Türk usta da bir tane daha ekledi. Yaşamın Türkiye’den iyi olduğunu söyleyen gençe demek isterdim: Benim çok kötü yönetilen bir ülkemde bile her evde istediğin ilacı bulabilirsin.  Bana göre bu çok önemli bir ayrıntı. Dışarda kahvaltı yaptıktan sonra bir tane hap aldım ama durumumda değişiklik yoktu.

2-ÖNEMLİ- SAĞLIK: Adanın kıyısında gezerken şehre dönen bir eskimonun aracına bindim. O kadar bizim atalarımıza benziyordu ki soylarımızın aynı olma ihtimalini kendisine söylediğimde”Olabilir” dedi. Bu arada kendisine boynumun rahatsız olduğunu söyledim. Eşi ve kızı hemşireymiş. Hemen onları arayarak durumumu anlattı. Eşinin tavsiyesine göre hastahaneye gittik. Sigortamın olmadığını söylediğimde bende 400 dolardan fazla muayene ücreti istediler. Veremeyeceğimi söylediğimde eskimonun da gayretleri ile orda ki görevli bayan birçok yere telefon açarak bana ücretsiz bakabilecek  şehir merkezinde doktor bulup adresi verdi. Eskimo ile birlikte gidip durumumu anlattık. Eskimo giderken çok içten bana sarıldı. Ona adresimi verip davet ettim ama en azından eşine yanımda olmadığından bir hediye gönderemedim.
Bu arada evraklara adres v.b bilgilerini istediklerinden huylandım. “ Şu anda ödemeyeceksiniz ama biz mailinize yazacağız.” Dediklerinde “ Daha sonra da bir ödeme yapamam. Türkiye’den buraya para göndermek çok pahallıya mal olur.” Dediğimde  “tamam” dediler. Aslında yanımda pasaportum yoktu. Yanlış bilgi verebilirdim ama yapamadım.  Meğer bu gittiğim yer “Front Street Community Health Center” adlı klinik sigortası olmayan genelde yerlilerin gelip muayene olduğu ve ücretsiz ilaç aldığı yermiş. Bu arada ben turist olduğumdan ben den almaya çalışmışlar.
Hemşire ile odaya girdik. Önüme bir ekran getirdiler. Ekran açıldığında karşı tarafta kibar doktor hanım belirdi. Tüm şikayetlerimi sabırla dinledi. Hemşire üzerinde ki ekran ile doktor hanıma bağlanan aletlerle ağız, kulak ve burnumu  kontrol etti. Ekran üzerinden ben de organlarımın içini gördüm. Sonunda doktor “Kulaklarında sorun yok. Sırtı ağrıyor mu? “ diye sordu. Tez canlılığımdan sırt çantamı ani olarak sırtıma savurduğumda daha önceden de aynı sorun belimde oluşmuştu. Şimdi de boynumda oluşmuş. Hemşire iğne vurdu. İçindeki tuz kırıldığında buz torbası haline gelen buz torbaları ve ilaçlarımı verdi.
Bunu buraya yazmak istedim. Çünkü burada hastalanan gençler sanırım diğer şehirlerde de aynı ücretsiz kliniğe gidebilirler. Yoksa Amerika’ da hastalanmamanız gerekiyor.
Bu eskımo adam bana çocuk iken bu şehrin çok bakir olduğunu, çok az basit binanın olduğunu anlattı. Et ihtiyacı olduğunda  çevreden moose avladıklarını da ekledi.







3-Mendenhall Glacier-


 Her gün 8-17 arası açık. Tur ile giderseniz 45-47.25 dolar. Hiç gerek yok.
Her yarım saatte bir kalkan  halk otobüsü ile 3 ve 4 nolu halk otobüsü ile  bir saat yolculuktan sonra buzula yarım saat yürüme mesafesine kadar gidebiliyorsunuz.
Önce yine visitör Centerden gerekli bilgi ve haritaları alınız. Çevrede faklı yürüyüş yolları var. Tepedeki Paviliona çıkıp buzul manzarasını ve içindeki küçük müzeyi geziniz. Burada film izleyip alışveriş de yapabiliyorsunuz.
A-Nugget Fals Trail: Gidiş dönüş bir saat bile sürmüyor. Buzula en yakın nokta burası. Şelale ve buzulu aynı karede görüyorsunuz. Buzulların erimesi ile buzulun önünde  Mendenhall gölü oluşmuş.
 Nereden başlandığına emin olamadım. Buzulun dibine kadar bot ile gitmek isterseniz kişi başı 200 dolar.
B-Photo pıint Trail: Gidiş dönüş 15 dakika sürüyor.
C-Steep Creel Trail: 10 dakikalık bu ahşap yürüyüş yolunda  sığ nehirde ki somon balıklarını ayılar yakalamak için geldiğini öğrenmiştim ama görebileceğimi hiç tahmin etmiyordum. Gerçekten çok yakınımıza kadar siyah bir ayı nehirde oynaşan somon balıklarını yakalamak için  ara vererek 3-4 kere deneme yaptı ama beceremdi. Bu tabiat olayını yıllar önce Kanada da görmek istemiştim aslında.
ANI: Parka giderken otobüste İstanbul’da bulunmuş Hongkonglu çift ile tanıştım. Türkiye’yi ve Türkleri nasıl bulduklarını sorduğumda” Korkunçtu. Küçük kızımızı her gören dokundu veya öptü. Bu asla bizim kültürümüzde yok. Çok bunaldık” deyince” Şükretmelisiniz. Biz ayrıca bebekleri hafif hafif döverek te severiz” dediğimde inanmak istemediler.




4-Tracy Arm Fiyortu- ikiz Sawyer buzulu
Kenarları buzullarla kaplı Tracy Arm fiyortu, Juneau’nun güneyinde  Milli Tongass Ormanı içerisine doğru uzanıyor. Şelale kayalara ve buzullara dökülmesi sonucu  buz dağları oluşmuş. Bu milli parkta da bir çok hayvan görme şansınız var.

 Buraya sadece Kruvaziyer gemisi ve tekne turlarıyla her gün 8’de  gidebiliyorsunuz. fiyortun üstünde ikiz Sawyer Buzulları yer alıyor.
Bu tur Sewardboat turuna çok benziyor ama yine de gitmek istedim. Ama son üç gün çok şiddetli yağmur yağdığından gidemedim.

3-Tongoss N.P-Glacier Körfezi Milli Parkı (Glacier Bay National Park)
Boat ile gidiliyor.
Prince William Sound: Juneau’nun kuzeybatısı ve Anchorage’ın yakınlarında.
Juneau’ dan bazı fery yön ve fiyatları:

-Her Salı  günü Juneau—Belinghham(Karaya çıkabileceğiniz  ve Seattle’ e iki saat uzaklıkta ki yerleşim.)(1:45 am, üç gün  dört gecesürüyor, ücreti 400 dolardan fazla;Sıtka— petersburg-Wrangell-Ketchikan—Belingham) .Ben  günlerdir süren yağmurdan bunaldığımdan bunu tercih ettim ama burada da  çok sıkıldım. Aslında Sıtka , Petersburg ve Wrangler çok sevimli görünüyorlardı. Kalacak yerlerimi de ayarlamıştım ama  inmedim. Her indiğinde hem bilet ücretleri yükseliyor hem de çok zaman kaybediyorsunuz. Zaten fery çok yavaş yol alıyor.
- Her  Çarşamba Juneau—Ketchıkan(16pm,20 saat,ücreti 138 dolar, direk gidiyor.)
- Her  Perşembe Juneau—Ketchıkan( Ama bu fery yol üstündeki Kake, Petersburg, Wrangell,  gibi yerleşimlere  uğrayıp 45 er dakika durarak yoluna devam ediyor.24 saat sürüyor.Fiyatı yine 138 dolar.
-Cuma, cumartesi Juneau’nun güneyine fery yok. Kuzeyine var.
- Her Pazar Juneau— Ketchıkan(15:15,Petersburg, Wrangell’ e uğrayarak gidiyor.)
Juneau—Petersbug(12 saat, 85 dolar)
Petersburg—Wrangell (45 dolar)
Wrangell— Ketchikan(68 dolar)
Petersburg—Ketchıkan(79 dolar)
Ketchikan—
Ketchikan—Prınce Rupert(Kanada)Buradan sonra kara yolu ile yolunuz devam edebilirsiniz.Kara yolu ile Belingham’a gidecekseniz yol çok dolaşacağından araç ile bir gün sürüyor. Fery daha kısa sürede gider.
Ketchikan—Belingham( Fery var.)
Ucak il: Sadece Alaska ve Delta havayolları var. Delta biraz daha uygun.
Juneau— Seattle(208 dolar)
Ketchıkan—Seattle(400 dolardan fazla)




WRANGELL
Burada inmedim ama karşıdan çok hoş görünen bir yerleşimdi.
-st Elias N.P
-Worthington buzulu
KETCHİKAN
Burası pek sevimli olmayan  daha yüksekçe binaların olduğu daha büyük bir yerleşim.
Yine kıyıda  iki tane cruis vardı. Yat limanı güzeldi.
Artık güneye doğru yaklaştıkça ahşap evlerin yerini betonarme evler almaya başladı.



Bu adalar topluluğunu  feribot ile geçerken  özellikle Sıtka— Petersburg arasında birçok harika manzaralar, adalar, fiyortlar ve balinalar görüyorsunuz. O nedenle daha sonra Seward’ e giderseniz tur satın almasanız da olur.  Benzer bir yolculuk.
Feribotta internet bağlantısı  ve okuyacak bir şey olmadığından ben sıkıldım. Şu anda yazılarımı feribotta yazıyorum. İnsanlardan çıt çıkmıyor. Bir tek benden hışırtı sesleri geliyor. Çok az da yolcu vardı. İnsanlar yanlarına kitap ve el işi getirmişlerdi.
Şunu çok iyi anladım ki ben bir adada yaşayamam. Deniz yolculuğundan da hoşlanmıyorum. Ama Ayşe adlı arkadaşımla bir cruis turu yapma sözüm var.  Ada deyince çok sık  vapur bulabileceğiniz  bizim büyük ada aklınıza gelmesin.
Bu adalardan birinde sıkışıp kalacağımı ve bir daha çıkamayacağım korkusu oluştu. Ayağım toprak görünceye kadar sıkıntım devam edecek.Polonya’ya doğru yol alacağım.
Not:  Bu gezide yaptığım hatalar, şimdiye kadar   ki gezilerimde yaptıklarımdan  çok  çok daha fazla.  Neden böyle oldu bende bilemedim. (Yaşlandığımı kabul etmek istemiyorum herhalde!)Daha üç ay öncesi kaldığım  oakland şehri unutmuşum. Yeni bir şehir sanarak  buradan aktarma yapmak üzere uçak bileti aldım. Bu yaptığım hataya kendim bile inanamadım. Bu gezide çok güzel yerler gördüm ama çok da bunaldığım zamanlar oldu.
En üzüldüğümde kuzey ışıklarını görememek oldu. Aslında bu mevsimde kaldığım şehirlerde görülüyormuş ama gece geç saate kadar beklemek  gerekiyor.
Daha önce de yazdığım gibi benim planım Alaska’dan sonra Kanada’nın güneyini daha önce gezdiğimden kuzeyine geçmekti. Önümü göremediğimden önceden bilet alamadım. Yakın zaman da Kanada için bilet baktığımda inanılmaz pahallıydı. Vaz geçmek zorunda kaldım. Ama kanada bana üç yıllık vize vermiş. O nedenle önümüzdeki iki yıl içinde Greenland  gezimle birlikte Kanada’ya tekrar geleceğim.
O  nedenle Alaska’dan tekrar Amerika’ya geçip  tekrar gördüğüm şehirlerde kaldıktan sonra  Varşova üzerinden Türkiye’ye döneceğim.
Çünkü Varşova’yı daha detaylı gezmek istediğimden ve   direkt Antalya’ya gitsem de aynı ücreti ödeyeceğimden araya Varşova’yı sıkıştırdım.

 Alaska ve çevresinde ki şehirleri gezmek istiyorsanız kesinlikle çok önceden iyi plan yapıp  biletlerinizi internetten satın alınız.

BELLİNGHAM(Amerika Wasıngton eyaleti şehri)
Nihayet karaya çıkabildim. Çok mutluyum. Feribot terminalinden(Fairhaven bölgesi)şehir merkezine otobüsle 15-20 dakika da gidiliyor.
Havası güzel bu yemyeşil  şehirde 4-5  gün dinlenip
Varşova’ya doğru yol alacağım.
Bu şehirde özellikle göl ve orman gezisi yapacağım. Sanırım kimsenin yolu buraya düşmeyeceğinden gezilecek yerleri yazmaya gerek duymadım.
Böyle dedim ama  bu şehrin çok güzel olduğunu görünce ve çok çok beğenince yazmaya karar verdim.  Hele renkli ahşap evlerine hayran kaldım. Şansıma   denize karşı en güzellerden birinde, gölün dibinde ve down town’da kaldım.
I-Down Town:   Çok fazla görülecek bir şey yok.
1-Spark  Museum: Çarşamba, Perşembe ve Pazar günü 11-17 arası açık. Ne kadar elektrikle çalışan eski aletletleri sergiliyorlar.
Giriş 8 dolar. İçerdeki shov ise 4 dolar.
2-Eski city hall ve diğer eski  binalar.
II-Parklar ve göller:
1-Lake Whatcom: Otobüsle gidebiliyorsunuz. Tertemiz suyu olan büyük göl. Çevresinde pahalı(Bir milyon dolardan başlıyor.) ve çok şık tek katlı evler var. Gölünde yüzebilir ve kayak yapabilirsiniz. Ben bilmediğimden mayomu yanıma almadım ama diğer gölde yüzeceğim. Ama daha sonra bu gölün dininde yine harika bir ahşap evde konakladım. Kişi başı 450 dolara kiraladıkları beş genç birlikte kalıyorlardı. Evin bahçesinde devasa çam ağaçların altında hamak, masalar v.b vardı. Hemen merdivenlerden inerek kayak ve bot iskelesine ulaşıyorsunuz. Gençlerle birlikte yemek yapıp bahçede yemek hazırlayıp  mum ışığında yedik. Ertesi gün ev sahibim genç kızla kayak yapıp gölde yüzdük. Çevrede yrüyerek harika manzaralar seyrettim.
Gölün diğer tarafında;

2-Lake Whatcom Park: Ormanın içinde harika park. Hafta sonu olduğundan birçok kişi yürüyüş yapmaya gelmişti.
A-Chanterelle Trail: Tek yön üç km. Dağa doğru harika bir ormanın içinden  tırmanıyorsunuz.  Ayrıca daha uzun bisiklet yolu da var.En popüler yürüyüş yolu. Çünkü tepede sizi harika şehir ve göl manzarası bekliyor. Yol boyu kocaman böğürtlenlerden doyasıya yedim.
B-Hertz Trail: Göl kenarından gidilen 4 kilometrelik yürüyüş yolu. Buna gitmedim. Gölün diğer tarafında;
4-Whatcom Falls Park: Bu park da çok güzel. İnsanlar pikniğe gelmişlerdi. Özellikle çocukların iyi vakit geçirmesi için her şey düşünülmüş. Hemen parkın içinde taş köprü ve  güzel bir şelale var. Burada da dağın tepesine doğru yürüyebiliyorsunuz. Ben yorgun olduğumdan gitmedim.
5-Cornwall Park :  Şehrin merkezine yakın. Otobüs ile veya yürüyerek gidebiliyorsunuz. Bu parkın çevresinde de harika ahşap evler var. Park oldukça büyük. Çok büyük ağaçlar ve çim alanlar var. İnsanlar burada piknik yapıp frizbi oynuyorlardı. Birçok yerde frizbi oynanacak bölgeler vardı. Hatta kapalı alanda doğum gününü kutlayanlar vardı.   Burada da farklı yürüyüş yolları var.
6-Western Washington Unıversıty: Şehirde üç kolej ve bu büyük üniversite var. Eski binaları ve yemyeşil parkları ile  ormanın eteklerinde kurulmuş çok güzel bir üniversty. Sömestri tatili olduğu için öğrenciler yoktu. Binaların içini göremedik.


Burada da ormana doğru ve arberetorum  ve manzara kulesini görebileceğiniz harika yürüyüş yolları var. Kuleden şehir manzarası güzeldi.

III-Faırhaven bölgesi:
Feribotun yanaştığı  yine harika ahşap evlerin olduğu şık ve zengin bölge.
1-Faırhaven Historıv Dıstrıct: Eski binaların ve şık dükkan , cafe ve restoranların olduğu bölge. Feribot  terminali de bu bölgede.
Burada da denize doğru  orman içinde yürüyüş yolları var. Tesadüfen burada biri  16 yaşında gelmiş şimdi dondurma satan  iki Türk ile karşılaştım. Ana cadde üzerinde de harika İran halıları satan İranlı var.
2-Boulevard Park(Sahil):Sahilinde deniz için de  yürümek ve yüzmek için platform var.
Ben burada 12. Cadde üzerinde mor tonlarında boyanmış  çevrenin en güzel ahşap evinde kaldım. Balkonunda yemeklerimi yedim,  güneşi batırdım. Feribottan sonra uzun uzun uyudum. Bu evin kirası 1400 dolardı. Bana çok pahallı geldiğinde genç aile”Çevreye göre ucuz” dediler.
ANI: Bıolumınescent algae:
Ev sahibim genç ve çok güzel bayan bana yakamoz gibi manzaraların resmini internetten gösterdi ama bir türlü ne olduğunu anlayamadım. “Bu olay burada çok ünlüdür” diyerek akşam havanın iyice karardığı geç saatlerde araç ile uzakta ki orman içinde ki  içinde yosunlar olan deniz kıyısına gittiğimizde bir çok kişinin de orada olduğunu gördüm.  Ellerimizi denizin içinde hareket ettirdiğimizde binlerce ateş böceği varmış gibi denizin içi yanıp sönüyordu. Denizde yüzenlerinde çevresinde  aydınlık bir hare oluşuyordu. Gördüğüm en güzel manzaralardan biriydi. Çocuk gibi kıyıda yürüyerek bu doğa olayını seyir ettim.
Hala bu olayın ne olduğunu tam anlayamadım. Sanırım yosunlardan dolayı veya bazı küçük deniz böceklerinden dolayı  denizin içinde bu ışıltılar oluşmuştu.
Daha önce Malezya’da boat ile karanlıkta  nehirde giderken ışık tuttuğumuzda on binlerce ateş böceğinin görüntüsünü de hiç unutamadım. İki olay aslında birbirine çok benziyordu.

1-Lake Pedden: Otobüsle  gidiliyor. Bizim Artvin- Karagöl gibi yemyeşil ormanın içinde çok güzel bir göl. Piknik alanları, gölde yüzdükten sonra duş alabileceğiniz kapalı alan var. Burada kayak da yapabiliyorsunuz. Balık tutabiliyorsunuz. Çok rahat keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
2-Lake Samish: Bu göl de çok güzelmiş ama ben gitmedim.

Bellingham— Seattle(iki saat,  Gryehaund veya Bolth bus otobüs firması var. 10-25 dolar arası. Tren de var.)

 Seattle—Oakland(70 dolar, Alaska H.Y)—Varşova(270 dolar, Norvey H.Y, Oslo aktarmalı)—Antalya(105 dolar, Corenden H.Y)
Seattle ve San Francisco da fazladan bir yerleri gezersem eski yazılarımın üzerine eklerim.
Polonya-Varşova’da görüşmek üzere…