BELÇİKA: Çikolata yemekten mide fesadına uğradım.
Ülke çikolata ve 500’den fazla çeşidi olan birası ile ünlü. Ayrıca toplu iğne yardımı ile sabitlenip, birçok tahta mekik ile elle ipleri aşırtıp düğümleyerek yapılan harika beyaz iş ve dantelleri görülmeye ve alınmaya değer. Bu gelenek 16. yy’a kadar uzanıyor.
TARİH: Geçmişi Roma İmparatorluğuna dayanan Belçika yüzyıllar boyunca çeşitli
devletlerin hakimiyetinde yaşadıktan sonra 19. yy’da Hollanda Krallığı’ndan
ayrılarak ayrı bir krallık olmuştur.
Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında Almanlar tarafından
işgal edildi. Daha sonra 1971’de
anayasa ile ülkede konuşulan dillere göre üç yönetim
bölgesine ayrıldı.
1)Kuzeyde yeralan, Flandre bölgesi:
Flamanca (Hollandaca ya da Datc dili de deniliyor) konuşuluyor.
2 Güneyde yeralan Valon
bölges:Fransızca konuşuluyor.
3)Her iki dili de konuşan Brüksel.
*Doğuda Almanya sınırına yakın ufak
bir topluluk da Almanca konuşuyor.
1948’de Hollanda ve Lüxemburg
tarafından kurulan ekonomik birlik olan “Benelüx Ülkeleri” nin üyesidir. Bu
birlik AB’nin temelini oluşturur.
GENT(yarım günde geziliyor.)
tren istasyonunda indikten sonra Gent-Old
City’e tramvay veya otobüsle gidebiliyorsunuz.
İnfo, kalenin yanında çok güzel bir bina olan
“Balıkçı evi”nin içinde.eski şehir gerçekten çok iyi korunmuş.kesinlikle görülmeye
değer şehir.Evler 4 katlı, uzun çatıları
kademeli olarak yapılmış.Evlerin üzeri küçük heykellerle Çoksüslenmiş.harika
binalar.
1)
Sint-Veerplein: Çok güzel bir meydan.1700
yıllardan kalma binaları var.İnfo’da “old Fish market”in içinde.
A) Castle of the Counts: çok güzel bir kale.Giriş 8€.İçinde ki özellikle işkence aletleri çok ilginç.
B)
Graslei and Korenlei Caddeleri: Kanalın ayırdığı bu iki cadde üzerinde enfes
binalar var. 40 dakikalık bot turu 6.50 €. Yürümeye devam ediyoruz.
C)
Kiliseler Bölgesi:
a)
St. Michael’s Church, St. Nicholas
Church
b)
City Hall, Mason’s Guild Hall
c)
Belfry Saaat Kulesi (5€)
d)
St. Bauo’s Katedral: İçi ve dışı çok
görkemli. Kilise içinde “The Adoration of The Mystic Lamb” Kısaca ”Lamb Gods” adlı, 1432’den kalma
harika bir tablo ile karşılanıyorsunuz (Giriş 4€). Tablodaki detaylara hayran
kaldım. Detaylar dehşet verici.
Yürüyüş rotasında diğer binaları da görebilirsiniz.
BRUGGE
Venedik, deniz suyunun dolaştığı adacıklardan , Brugge ise su
baskınlarının oluşturduğu kanallar olduğundan su durgundu.
Gezi için bir gün ayrılması yeterli.
Çok sevimli, şık, romantik, tarihi doku korunarak günümüze kadar gelen
hayranlık uyandıran bir yerleşke. Tüm Belçika’da olduğu gibi çikolata, elişi
ürünleri ve bira dükkanları her yerde. Tren istasyonunda harita 0,5€.
Otellerden ücretsiz de edinilebilir.
1)
Markt: sıra sıra dev atların çektiği
faytonların müşteri beklediği çok güzel
bir meydan.Yine harika tarihi , çatıları basamak basamak yükselen binalar var.en
ünlüleri
A) Belfort (saat Kulesi): 8€.O kadar tırmanmaya değmez.şehrin manzarasını
kafes tel örgünün arkasından görebiliyorsunuz.
*hemen yanında bi,r türlü diğer
Avrupa şehirlerinde yakalayamadığım “Salvador Dali”nin sergisi vardı.Giriş
10€.Adam gerçekten dahi.İnanılmaz
resimlerdi.Yakınında
B) City Hall: 2€.Güzel.
Bu meydan da çok güzel binalar var.Bunlardan
kilise-Müze olana 2€.Burada insanlar
sıraya girip cam tüpün içinde ki yiyeceklereçok saygıyla yaklaşıyorlardı.Ne
olduğunu anlamadım.
2)
Katedral: Hep gördüklerimizden.Roman
ve götik tarzında.ihtişamlı.
3)
Our Lady Kilisesi(Old kerk):
9.30-16.30, Pazar günü 13-16.30 arası açık.13.yy’dan kalma 122metre kulesi, dünyanın 2.en uzun kilise
kulesiymiş.katedrali gezmek bedeva.içinde ki
A)Müze:Giriş 4€. Mikelanjo’nun “Meryem ve çocuk”heykeli kesinlikle görülmeye
değer.Ayrıca müzede ki diğer eserler de çok güzel.
4) St John hastahenesi: 11.yy’dan
kalma Avrupanın en eski hastanesi.Ama
ben bu binayı kaçırdım.
5) Bira müzesi: Daha önce
benzerlerini gördüğümden girmedim.
6) Lake of Love(aşk Gölü): Hakkında
çok güzel olduğuna dair yazılar okudum.hayal kırıklığına uğradım.Sıradan
su.temiz de değildi.
7) Boot Turu: Brugge’de kesinlikle bot turu yapınız.7.60€.gerçekten
venedikte kilerinden farkı yok.sevimli kanallarda harika binalar görüyorsunuz.
*Aslında çok müze var.Ama artık çok
özel olmadıkça gitmiyorum.
BRUSSEL(Brüksel)
Brüksel,Avrupa birliğinin 3 ana
kurumu burada olması nedeni ile Ab’nin ve Avrupa’nın başkenti sayılıyor.
Brüksel2de 3 tane tren istasyonu var.Siz
merkezde inmelisiniz.Bu şehir için en az 2 gün gerekli.
YAŞAM:İnsanlar Kuzey Orta Avrupalı olmasına rağmen sıcak kanlı ve
yardımseverler.çevre hollandada ki kadar bakımlı ve temiz değil.hatta bazı
bölgeler oldukça pisti.
Aslında Brüksel, içinden geçen ırmak
kurutularak yerleşime açılan bir şehir.
1830’larda Belçika Krallığı’nın başkenti olmuş,
Brugge→Brussel(tren, 1 saat,
13.50€)
Gezilecek yerler, merkez “gran place”
nin çevresinde ve yürüme mesafesinde.
1.MERKEZ
1)
Grand Place: Ben bu meydaı ilk
gördüğümde şoka uğradım.Bu kadar ihtişamlı binaların olduğu meydan azdır
sanırım.
A) Hotel Dville: Aslında belediye binası .İnfo içinde.Binanın sol tarafını
1402’de “Jacgues “adlı mimar yapmış.1402’de sağ tarafını ise hangi mimar yapmış bilinmiyor.zaten binanın
sağ ve sol tarafının farklı olduğu hemen dikkati çekiyor.tam karşısında
B)
Şehir Müzesi:10-17arası, Perşembe 8’e
kadar, pazartesi kapalı, Giriş 4€.”Manneken Pisi”y e şimdiye kadar giydirilm,ş
kıyafetler bölümü en ilginçi.Türkiyeden de kıyafet var dediler amainternetten
baktırmama rağmen bulamadık.1belki sergi
için kaldırılmıştır1dediler.
C)
Belediye binasının yanında
heykellerle süslü meslek loncalarına ait (okçu loncası, terzi loncası,
vb.)nefis binalar yan yana bir bütün
oluşturmuş.
D) Le rus cafe: belediye binasının hizasında
ki bu eski cafenin içini de ziyaret edniz.
Belediye binasının köşesini
dönerseniz
E)
Çikolata Müzesi: giriş ücretli.uzak
sıcak ülkelerden gelen çikolata meyvesinin çekirdeklerinden nasıl çikolata
yapıldığını anlatıyor.
En aşağıda ki görsel olarak
çikolatanın şekillendirilmesi gösteriliyor.shovun sonunda taze çikolata ikram
ediyorlar.
2.MEYDANIN KUZEY-BATI’SINA YÜRÜRSENİZ
1)Bourse: Borsa binası. 43 m.
Uzunluğunda, 37 m. Genişliğinde devasa bir bina. Bütün duvarları çok güzel
kabartma heykelleri ile bezenmiş, İçini gezemiyorsunuz. Biraz aşağısında;
2) Saint Gery ; Barların olduğu,
insanların tıklım tıklım masaları doldurduğu renkli ve hareketli bir semt.
3.MEYDANIN KUZEY-DOĞUSUNA YÜRÜRSENİZ
1) “Rue des Boushers” (midyeciler
caddesi) caddesi : T şeklindeki bu caddede, her çeşit deniz ürününü özellikle
de midye yiyebileceğiniz bu iki cadde cıvıl cıvıl. Masalar dışarı atılmış,
temiz ve şık. Caddenin solundaki çıkmaz
sokakta
2)Janneken Pis (Manneken Pis’in kız
kardeşi): İşeyen kız heykelciği demir
kafes içinde sergileniyor. Daha da
doğuya giderseniz
3) St. Michael Katedrali: 69 m.
Yüsekliğinde bir kuleye sahip.
4. MEYDAN’DAN KUZEY-BATI’YA
YÜRÜDÜĞÜNÜZDE
Yoldan biraz yürüyüp sola
döndüğünüzde;
1)Musee des Customes et Dantelles :
Giriş 4€. 16. Yy’dan beri dantel ve kostümlerin sergilendiği çok güzel bir
müze.
2)Manneken Pis (İşeyen çocuk
heykeli): 1619’da yapılan bu heykel özel günlerde günün anlamına göre
giydiriliyor. İsterseniz bu kıyafetleri Brüksel Müzesi “Manneken Pis” bölümünde görebilirsiniz.
Hemen bu heykelciğin sokağında
dünyanın en ünlü çikolata merkezleri olan:
3)Neuhaus, Godiva gibi ünlü çikolata
markaların mağazaları var. Bakması bile çok keyifli.
5.BURADAN DAHA DA KUZEYE
YÜRÜDÜĞÜNÜZDE BİR ÇEMBER ÇİZEREK
GEZEBİLİRSİNİZ
1)Kapelle Şapeli
2)Rue Haute Hoog ve Rue Blaes:
Birbirine paralel antikacılar caddesi.
3)Palace of Justice: Gördüğüm en
kaba, pis ve bakımsız saray. Giriş ücretsiz ama zaman harcamaya değmez.
*Buradan şık mağazaların olduğu
Louise Caddesi’nden bir tur atıp geri geliniz.
6.SABLON
1) Kilise:
2) kilisenin hemen önünde belli
günlerde kurulan çok ünlü antika pazarı oluyor.meraklıları çok uzaklardan
gelip, pazarlıkla alışveriş yapıyorlarmış.
3) Kilisenin alt
tarafında birbirine parelel iki sokak çok gösterişli.Çikolataların satıldığı
“mercolini” ve “Whittamer” çikolata dükkanlarını atlamayınız.
7.SABLON KİLİSESİNİN
ÜST CADDESİNDE(Regentschap Caddesi)
1) Kraliyet güzel
Sanatlar Müzesi: Biraz ileri de
2) Museum magette:
Ücretli.değmez.Hemen ileride sola döndüğünüzde
3) Mim Musee des Instruments De musique(Enstrüman ve müzik
müzesi): 9.30-16.15arası ,pazartesi kapalı, 5€.çok güzel.özellikle 4.katında
1700 lü yıllardan kalma nefis enstramanlar var.
8.BURADAN DOĞUYA DOĞRU
YÜRÜDÜĞÜNÜZDE
1) kraliyet sarayı:
ücretsiz ve çok güzel.
2) Avrupa Birliğine 3
Ana kurumu
A) Parlomento Binası:
Devasa cam ve çelikten yapılmış bu binayı aslında ücretsiz
gezebiliyorsunuz.Turist info’da ki öğrenci kız bana”Cumartesi açık”dedi.ama
kapalıydı.her yerde mavi zemin üzerine sarı 28
yıldızlı(Avrupa Birliğinin üye sayısı)bayraklar var.Daha ileride
B) AB bakanlar konseyi:
Çok yakının
C)AB komisyonu: Bu
binada çok görkemliydi.yakınında
D) tarih Müzesi
E) Askeri Müze
F) Auto World müzeleri var.
9.ATOMİUM
Şehre 8 km.Metro ile
gidiliyor.1958 Dünya fuarı için demir atomunun 160 kez büyütülmüş hali olan, 102 metre , 2400 ton ağırlıkta bir
yapı.odalardan biri restoran mış.Ben çok beğendim.
A)
Ev Köyü: Yemek , kültür, etkinlikler
,sinemalar
B)
Chines Pavillio ve japanese Tower:
9.30- 17 arası, 4€, ikisi de çok ihtişamlı.Kesin görünüz.
C)
Trade mart(Dünya Ticaret merkezi):
Sadece bina
*Bu bölgede çok güzel dinlenmek için
harika parklar var.
İsterseniz Brussel→liege↔Macistricht gezebilirsiniz.
BELÇİKA ‘DAN
LUXEMBURG’A GEÇİŞ
Otobüs yok.Sadece tren
veya covaiturage ile gidebilirsiniz.
brussel→luxemburg(tren , 3 saat, 36€)*Bu tren Liege(Belçika)dan geçmiyor.burayı gezmek isterseniz ayrıca
gitmelisiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder