İNGİLTERE: Çok imrendiğimiz İngiltere de birçok aile, ekenomik nedenleri ile odalarını kiraya verdiklerine şahit oldum.
Kısaca her şeyde olduğu gibi adı büyük bu ülkenin artı ve eksileri var.Benim ülkemde olmayan, sistemlerini iyi oturtmuşlar.Takdir etmemek olmaz.Ama tüm olumlu yönlerine rağmen ben bu ülkede yaşayamam.Çünkü benim ülkemdeki tüm olumsuzluklara rağmen dört mevsimin olması ne büyük nimet.Sadece arkadaşınıza hala ”çayı koydum.Atla gel”diyebildiğimiz için ülkemden başka yerde yaşayamam.
İNGİLTERENİN TARİHİ
İngiltere 16.yy den
20.yy a kadar en büyük sömürge imparatorluklarındandı.Dünyanın her tarafından
sömürgeleri olduğundan ‘üzerine güneş batmayan imparatorluk ‘olarak bilinirdi.
1.dünya savaşı
sonrasında sömürgelerinin çoğunu kaybetti.biritanya adaları üzerindeki
toprakların dışındaki yerlerde bamğımsız devletler kuruldu.
Ama eski
sömürgelerinden bağını koparmayan İngiltere manevi önem taşıyan , eski
sömürgeleriyle ‘İngiliz Milletler Topluluğu’birliğini kurdu.
Sanayi devrimini
başlatan İngiltere hala en güçlü ülkelerden.
Churchil , İngiliz
parlementosunun genç donanma bakanı iken
Çanakkale çıkarmasında
, Türk milletinin direnişi ile yenilince politikadan uzaklaştırıldı.
Ama bu dönem sürekli
Hitler’in ve faşizmin tehlikelerini
yazarak dikkat çekti.
Yani Hitlerin
yenilmesinde Stalin’in askeri gücü ve Rooselvelt’in (Amerika) ekonomik
katkısının yanında Churchill’in faşizme karşı birlik oluşturulmasında rölü
büyüktür.Özellikle savaşın zor günlerinde halkının moralini yüksek tutmuştur.
Bugün itibari ile:
1.Biritanya adası:
Doğuda ki büyük olan ada
Büyük Biritanya( Great
Britain)= İngiltere(London)+Galler=Wales(Cardif)+İskoçya(Edinburgh)
2.Irlanda:
Batıda ki küçük ada
İrlanda= İrlanda
Cumhuriyeti(Eire…Republic of İreland)(Dublin)+ Kuzey İrlanda(Belfast)
Birleşik
krallık=uk…United kingdom of Great Britain and Northern ıreland (ana
Ülke)=Büyük Britanya+Kuzey
İrlanda(Belfast)
İngilizlerin çoğu
Anglo…sakson asıllıdır.Ülkede çok Asyalı yaşıyor.afrikalıda çok.
2012’de 300.000 Türk
yaşıyormuş.Ülkede birçok camii var.1000…2000 dediler ama inanmadım.
Londra’da yaşayan zengin Araplar iyi para bıraktıkları
için İngilizler tarafından hoş tutuluyor
YAŞAM
*Zengin
semtleri özellikle Merkez Londra Camisinin etrafında ki evleri Araplar satın
almış veya kiralamışlar.
*
Köşe başı dükkânları da daha çok Pakistanlılar, Afganlılar vb. çalıştırıyorlar.
*
Her yerde Türk’e rastlamak olası.Çok Türk restoranı var.
*Kurallı
millet. Buluşmak için bir hafta önce sürekli mesajlaşmak gerekiyormuş
* Nüfus
artışı çok az olduğundan çalışacak adam olmadığından insanlar çok geç emekli
olmak zorunda oluyorlar.
·
İnsanlar
ilk bakışta gerçekten çok kibar görünüyorlar ama bana yapmacık
geldi.Karşısındakilerden hoşlanmasalar bile hoşlanmış gibi davranıyorlar.Yani bu
çok kibarlık biraz ikiyüzlülüğüde beraberinde getirmiş.
·
Sory.Bu
kelimeye gıcık kaptım.Aynı Amerikalılar gibi taşa da çarpsalar “Sory”
diyorlar.Gerçi çok içten olmasa da bizdeki gibi
kaba olmaktan çok daha iyi.Yine”I don’t know “ da çok kullanıyorlar.Çok
iyi bilmedikleri konusunda riske girmek istemiyorlar.Sağlamcılar.
·
Kiralar
çok pahallı olduğundan çoğu aile evlerinin bir odasını özellikle öğrencilere
kiraya veriyorlar. Çok rastladım.
·
Hava
neredeyse beş dakika da bir değiştiğinden çok kasvetli. İnsanın içi daralıyor.
·
Yine
havanın kasvetini kadın –erkek çok renkli giyerek dağıtmaya çalışıyorlar
sanki.Bizde ki gibi hep koyu renk giymek yok.Çok daha iyi.
·
İnsanlar hayat pahallığından hafta boyu çok çalışıp
hafta sonu aşırı içiyorlar.Haklılar da
.Bu yaşam ancak böyle çekilir.
EVLER
·
İngilizlere
gerçekten saygı duydum. İngilizler, yeşili, çiçeği, hayvanları, eskiyi ve
doğallığı çok seviyorlar. Birçoğu bahçe içinde
çok çok eski evlerinde çok az değişiklikler yaparak yaşıyorlar.
·
Evlerin
içinde ki tahta aksanlar olduğu gibi duruyor.Galibeladan kalma sürgülü,
çengelli kapılar, dolaplar, kullanıyorlar.Normalde İngilizler bir şey
atmıyorlar.Çoğunlukla eskiyi tamir ettirip kullanıyorlar.Herşeyi en baştan
sağlam yapıyorlar.Bizim gibi yap-boz yapmıyorlar.Çok gördüm çok eski radyo,
computur, gibi eski modeller.Yalnız bu
durumda evleri tıkış tepiş am bizdede çok gereksiz tüketim var.Devamlı eldekini
at.yeni modelini al.Şunu anladım ki Akdeniz ve Arap kültüründe
“Desinler,gösteriş” ön planda.
·
Bir
defa bahçe duvarları ya taştan, ya da tahtadan. Bizim gibi çirkin alçıdan
değiller. Ama bahçe çitleri yüksek. Komşuları ile ilişkileri yok. Sadece
“merhaba”.Bizdeki gibi birlikte bahçe de çay içmek yeme-içme yok.
·
Eve
ayakkabı ile girdiklerinden özellikle taban halı ve kilimleri çok kirli
olabiliyor ama mutfak ve banyo-tuvaletleri çok temiz.
YEMEK
Genelde
sandviç yiyorlar. Ev de pişirselerde her şey hazır alınmış oluyor.Sos+salata
veya yoğurt+meyve karışımı çok yiyorlar.
Sabah
kahvaltısında buğday benzeri, konfeks+süt+meyva karışımı yiyorlar.iki dilim de
yağlı-reçelli ekmek yiyorlar.
MÜZELER
İngilter
de insanlar müzelere gitmeyince bedeva yapmışlar.Genelde 10-17 arası
açıklar.Sanırım erkenden müzeleri kapatıyorlar ki turistler şehirde
kalabilsin.Ama yine de para almak için birçok showlar hazırlamışlar.Hepsi boş.
Her
müzede çocukların, aileleri ile iyi zaman geçirecekleri boyama, el iş
vb.aktivelerin olduğu adalar var.
LONDON
Avrupa’da bazı ülkeleri birkaç kez
gezdiğim halde Londra’ya canım hiç gitmek istemedim.
Vizeye o kadar parayı verince mecbur
kaldım gitmeye.Evettahmin ettiğim gibi Amerika’ya benziyor ama bana çok daha
güzel ve yaşanır geldi.gerçi ben havaların güneşlendiği, insanların kendilerini
dışarıya attığı temmuz 2012’de gittim.Ayrıca ben oradayken olimpiyatlar
nedeniyle bazı yerler kapalı, hele yollar kapatıldığından gideceğiniz yere yolu
uzatarak gitmek zorunda kalıyordunuz.
Ben bu gezide özellikle ingiltere’ye 2 012 Olimpiyatlar zamanı gittim.Çok iyi organize olmuşlardı.Metro vs. dan çıktığınızda bir adres sorduğunuzda ellerinde tablet bilgisayarlı görevliler veya ellerinde kiharitalardan gideceğiniz yeri renkli kalemlerle işaretleyen pembe gömlekli görevliler sizi karşılıyordu.
Her şey tıkır tıkır işliyordu.
Londra’nın evleri harika.Çok eski ama
çoğu bir sıra halinde hemen hemen aynı model bahçe içinde .Alt katta oturma
odası ve mutfak, üst katta da yatak odaları.Hepsi de çok şirin.
Ayrıca heryer doğal yeşillik.Ağaçlar,
çiçekler, böğürtlenler….
Şehrin daha lüx Chelsea, Marylebone
vb. semtlerinde ki çok yüksek olmayan
apartmanlar da eski ama çok güzeller.Adamlar bir kere yapmışlar tam yapmışlar.
üzerinde birçok köprü olan
“Thames”nehri , şehri kuzey ve güney olarak
ikiye ayırıyor.Şehrin merkezi hemen nehrin kıvrım yaptığı ve meydanların birbirine yürüme mesafesinde
olduğu bölge sayılır.(zone1)
LONDRA ULAŞIM
Londra’nın merkezi
zone1, zone2, …diyerek halka halka
Büyüyor.Görülecek yerlerin hemen hemen hepsi yürüme mesafesinde zone1..3
arasındadır.
Londra içinde belediye otobüsü,
metro(London undergraund) ve yer üstü treni ile ulaşım sağlanıyor.
Londra içi için;
1.metro, tren, ve otobüs için 1…4 zone için günlük travel card(Daily travel card)
1) 9.5£(eğer kartı 9.30 dan önce
kullanmaya başlayacaksanız)
2) 7£ (Eğer kartı 9.30 dan sonra
kullanmaya başlayacaksanız.)
* Çünkü 9.30 a kadar insanlar işe
gittiğen yoğunluğu engellemek için böyle bir uygulamaya gitmişler.
2.metro, tren, otobüs
için 1…4 zone için haftalık(Weekly travel card) için
1) Haftalık
kart alırsan 41£ (Sadece 1…3 zone için aynı kart 32£.)zaten zone4 de gezilecek
pek bir şey yok.Bu haftalık kartla bazı müzeleri de ücretsiz gezebiliyorsunuz
sanırım.
3.Günlük sadece
otobüs(1 day bus pass) için 4.20£
Haftalık sadece otobüs
için18£.Otobüslerde zone yok.istediğin yere kadar gidebiliyorsun
*Kartı tren için
alırsanız otobüsü kapsıyor ama sadece otobüs için aldığınız cartı trenlerde
kullanamıyorsunuz.
QYSTER CARD: Aynı bizim
akbil gibi bu kartın içine istediğiniz
zaman para yükleyebiliyorsunuz.. (bu kart ile otobüse tek biniş 9.30 dan sonra
1.35£ ama kartsız iki katı fiyatta.)
örneğin bir gün içinde
sadece otobüs kullanırsanız 4.20£a kadar çekiyor.Ondan sonra ne kadar
kullanırsan kullanınız daha fazla çekmiyor.
Ama aynı gün otobüsle
birlikte metro veya yer üstü trenide
kullandıysanız 7£ çekiyor.daha fazla kullansan da çekmiyor.
* Gişe de kartınıza
para koydururken 9.30 dan önce mi sonramı kullanacağınızı ve 1 günlük mü, haftalık mı, aylık mı
olacağını belirtiniz ki içindeki parayı ona göre ayarlasınlar.
Özetle;
hergün hepsini
1 hafta boyunca kullanacağım
derseniz 32£ lik haftalık kart almanız
en mantıklı.
Ama 4 gün peşpeşe veya
ayrı günlerde kullanacaksan günlük almak daha mantıklı.4gün*7£=28£ gibi ödersin
en fazla.Haftalık almanıza gerek yok.
planınızı ona göre
yapınız.
ŞEHİRLER ARASI TREN VE
OTOBÜSLER İÇİN
*ÖNEMLİ:İngiltere’de
kesinlikle gideceğin yere tren ve otobüs saatlerini değiştirerek fiyat
almalısınız.Çok fark ediyor.
* Öncelikle sadece tren yollarını gösteren bir harita edininiz.
* Tren için:
thetrainline.com
otobüs için:
nationalexpress.com adreslerinden
biletlerinizi satın alabilirsiniz.
* Genelde tren ve
otobüsler günün farklı saatlerinde farklı fiyatlarda olabiliyor.Her zaman peak
time fiyatlarını öğreniniz.
peak time: saat 10 dan
önce çok insanın yolda olduğu , fiyatların pahallı olduğu saatler
Off peak: saat 10 dan
sonra fiyatların ucuz olduğu
o nedenle;
genelde erken saatler
iş saatleri olduğundan erken
saatlerde tren pahallı ama otobüs ucuz
oluyor.
Ama tren de bazen öğle
saatleri ucuz oluyor.
* Şehirler arası tren
fiyatları oldukça pahallı.Örneğin 1 saatlik Cambridge’den londra’nın içi için 20£ ödedim..
otobüs trenden daha
ucuz ama bazı yerlerde tren daha ucuz olabiliyor.Hep sormalısınız.
* tren tek yön pahallı
ama gidiş dönüş fiyatı,neredeyse tek yön fiyatı kadar
*Uzun yollarda tren ve
otobüslerde bilet parasının yarı fiyatını yarı yoldan önceki yerler için
ödüyorsunuz. Ama yarı yoldan sonra nerede inerseniz inin tam bilet parası
ödüyorsunuz.
* Çoğu zaman
internetten bilet almak daha ucuz oluyor ama her zaman değil.bazen ofis
fiyatlarıyla aynı.
Ama bazen otobüslerde
çok ucuz promosyanlar yalkalabiliyorsunuz.Reklamları internet sayfasında
görünüyor.
*tren biletinizi
kullanarak turnikenin açılmasını sağlıyarak içeri girebiliyorsunuz.Yine trenden
indikten sonra biletiniz yardımı ile turnikenin açılmasını sağlayıp dışarı
çıkıyorsunuz.yani biletinizden daha uzak bir yerde indiyseniz turnikeden
çıkamıyorsunuz.Dikkatli olunuz.
Ama bazı küçük
yerleşimlerde turnike olmayabiliyor.Bu durumlarda kontrol olabiliyor.
*Biletsiz olduğunuzda
yakalanınca ceza büyükmüş.
genelde bir şehirden
bir şehre giden trenlere ara istasyondan bile binseniz kontrol oluyor.
Ama küçük yerleşimlerin
aralarında ve kısa mesafe lerde fazla
kontrol yok gibi.
BİSİKLET
Turistler için şehrin
birçok yerinde bisiklet istasyonları var.
kredi kartın ile
bisikleti alıyorsunuz.yarım saatte diğer istasyona bırakırsanız bedeva.Çok
rahat yarım saatte diğer istasyona gidebiliyorsunuz. Sonra bisikleti yuvasına yerleştirmeniz yeterli.
Eğer 1 saat
kullanırsanız 1£,1.5 saat 4£,……..1 günlük 50 £.
LONDRA
1.ŞEHRİN MERKEZİ
1) Trafalgar Sguare: Nelson’un
1805’de trafalgar savaşı anısına 1829-1841 de yapılmış.Meydanda Amiral
Nelson’un heykeli ve iki tane havuzu var.
A) National Portrait Galeri: 10-18 ve
Cuma ve cumartesi 10-21 arası açık.Üçretsiz bu galeri de 1400 lerden günümüzde
yapılan portreler var.Türk ressam İsmail Acar’a da ait portre vardı.
B) The National gallery: Üçretsiz bu
galeride de Avrupa ressamlarının harika resimleri var.
2) Leicester Square+: Tiyatro,
müzikal, sinema, barlar ve gazinoların yoğun olduğu bölge.Hemen gerisinde
ANI:Buralara gelipte bir müzikal ,
Tiyatro ve Operaya gitmemek olmaz dedim.Tüm gösteri binaları harika.Amerika’da
gidememiştim.İçimde kalmıştı.Bir Türk’ün yardımıyla 5 aydır oynayan15£’a”Jersey
Boys” müzikaline gittim ama öylesine yorgundum ki hep uyudum. Daha sonra
“şigago”müzikalinin biletinin de 20£ olduğunu öğrendim.
3) Covent garden: Sokak gösterilerin
yoğun olduğu çok hareketli meydan.Geri gel
4) Piccadilly Circus: Kolon üzerinde
eros heykelinin olduğu bu meydan her zaman kalabalık.
5) Soho: Barlar, sex shoplar, stipriz
kulüpleri ile gece yaşamının çok canlı olduğu semt.
A) Chine Town
B) Old Compton Street(Gay Sokağı):
Burada ki dükkanlarda çok ilginç sex objeleri satılıyor.Vitrinleri gezmek bile
insanları şaşırtabilir.
2. ŞEHİR MERKEZİN GÜNEYİ
2 günde ancak gezebilirsiniz.
1)
HYDE PARK VE ÇEVRESİ:
A) Hyde park: Park gece geç saatlere kadar açık.Çok adını duyduğumdan
beklentiye girdim sanırım.çok geniş, çimenlik,yemyeşil , ağaçlık ama bir
albenisi yok.Central Park gibi bakımlı değil
a)
Marble Arc: Parkın birçok
girişlerinden biri.Büyük gölün çevresinde yürüyüş yapıp
b)
Diana Princess of Wales Memorial
Fountain: Diana’nın anısına yapılmış bı havuz gibi çeşme de insanlar Diana gibi
çıplak ayakla suyun içinde geziyorlar.
c)
Albert Memorial: Çok görkemli bir
anıt
d)
Kensington Palace: Giriş
14.50£.Buckingam sarayından önce krallığın resmi sarayı.Bu eski sarayın içinde
pek bir şey yok
ANI: Olimpiyat’ınbazı oyunları bugün
bedeva dediler.Nasıl sevindim.Parkta bu alandan içeri girdiğimde sadece yüzme,
bisiklet,judo vb. oyunlarının dev ekranlarda halka iletildiğini
gördüm.Örtülerini seren hem piknik yapıp hem de oyun seyrediyorlardı.
2)
MÜZELER BÖLÜMÜ
Parktan çıkıp kuzeye doğru
yürüdüğünüzde çok güzel ve ücretsiz müzeler var.
A) Brompton Oratory
B)
Science Museum
C)
Victoria and Albert Museum: British
Museum’un küçük versiyonu.Çok güzel.
D) Türkiye’nin tüm İznik ve Kütahya cinileri sanki bu müzeye gitmiş.Kilim ve
Osmanlı objeleri de var.Üzülmemek elde değil.
E)
Natural History Müzesi: fena
değil.Pompei’de taş kesilmiş insan ve köpek çok ilginç.Burada dükkanın
içinde yapay deprem
oluşturuyorlar.Sonuçlarını görebiliyorsunuz.Buna benzer uygulamalar var.
F)
Harrod : Fayed’lere ait bu
devasa ve çok şık ve abartılı alışveriş
merkezi.Mağaza da Mısır objeleri ile dekore edilmiş.Çevrede ki tüm binalar ve
caddelerde çok şık.
Harrod’da Diana ile nişanlısı Dodi
Fayed ölümleri anısına çeşmeli bir köşe
yapılmış.Resimleri ve Diana’nın nişan yüzüğü var.
3) BUCKİNGHAM SARAYI VE ÇEVRESİ
1) BUCKİNGHAM PALACE
Bu saray 1873’den beri kraliyetin
resmi konutu.Resmi görüşmeler ve kraliyet seromonileri burada yapılıyor.Ama
kraliçe burada kalmayıp Cuma akşamından ev olarak gördüğü Windsor şatosuna
gidiyor.
*Hepsini içeren biletin
ücreti→31.95£.
A) State rooms: 9.45-18.30 (En son
giriş 15.45), 18£.Çok ziyaretçi olduğundan toplu alıyorlar.Özellikle tablolar
harika.Fotoğraf çekmek yok.Kraliçenin mücevherleri de göz kamaştırıcı.
B) The Quen’sGalery: 9.30-17.30(En
son giriş 16.30), 9.25£.Kraliyet kolleksiyounda seçilen eserler sergileniyor.
C) The Royal Neus: 10-17(En son giriş16.15),
8.25£.Kraliyeti tören atlı arabaları ve atlar ile ilgili objeler.
D) Leonordo Da Vinci Anatomisi:
8.85£.Leonardo’nun insan ve hayvan anotomisi üzerine eksizleri sergileniyor.
E) Nöbet Değişimi: Sarayın bahçesinde
askerlerin nöbet değişimi 11.30^da başlayıp 45 dakika sürüyor.Yüzünüz sarayın
bahçesine gelecek şekildew yer tutmaya çalışın.
2) James Parkı: Saraydan
yürüyerek geçiliyor.Parkın bitiminde
A) Kabine Savaş Odaları ve Churchill
müzesi var.
Parkın bitiminde nehir kıyısına doğru
geldiğinde
3)
Horse Guards’ Parade(Başbakanlık
Konutu): Aslında burası şehir merkezine çok yakın.O nedenle bu bölümü
isterseniz şehir merkeziyle birleştirebilirsiniz.
İçeri giriş var mı
bilmiyorum.Olimpiyatlar nedeniyle kapalıydı.Kapısının iki yanında atlı asker
nöbet tutan bu binanın sadece diştan fotoğrafını çekebiliyorsunuz.Güneye doğru
yürürseniz
4)
Westminster Abbey:
Pazartesi,Salı,cumartesi 10.30-15.30;Perşembe, Cuma 9.30-15.30;Çarşamba 9.30-18
ve Pazar günü kapalı.Giriş 16£.
Ünlü kral ve kraliçeleri anıt
mezarlarının olduğu bu katedral taç giyme ve düğün törenlerinin yapıldığı
yer.Diana’da burada evlendi ve cenaze töreni burada yapıldı.İçi çok
görken-mli.İçeride fotoğraf çekilmiyor.Sadece bahçesinde çekiliyor.Karşısında
nehir kıyısında
5)
Houses Of Farliamen=Palace Of
Westminster+Parlemento Binası ve Big-Ben(Saat kulesi hemen sarayın Bitişiğinde)
Her 15 dakikada bir tur var.
Pazartesi-Cumartesi→9.15-16.30(Çarşambaları
değişiyor)
15, 22, 29 Ağustos Çarşambaları
12.15-16.30
*1867’de Abdülaziz burayı ziyaret
etmiş.
Köprüden geçip güneye doğru
yürüdüğünüzde
*Eğer karaya yani iç kısma doğru
yürüseniz “Savaş Müzesi”ne gidebilirsiniz.
6) London Eye(Dönme Dolap): Büyükler
18.90£, çocuklar için 11.10£ ,
British Airways tarafından yaptırılan
veher kabini 12 kişilik olan bu dönme dolap turunu 20 dakika da yavaş yavaş
dönerek tamamlıyor.Tüm Londra’yı görüyorsunuz.
7)Boot ile Gezmek: Nrhirde gezi botları London Eye’nin altından veya
karşı kıyıdan saat kulesinin altından kalkıyor.Boot lar Tower Köprüsüne kadar
gidip geri dönülüyor.geri dönüş biletiniz varsa kaleyi gezip sonraki boot la
geri dönebilirsiniz.
Nehir boyu yüeümeye devam ettiğiniz
de
8) Royal Festival Hall ve quen
Elizabeth hall
Görülecek güzel sergiler
bulabilirsiniz.Yürümeye devam
9) Tate Modern: Ücretsiz olan bu binada Avrupalı
ressamların resimleri var.Dali’nin de iki tane rersmin var.
Her sene verilen”Turner
Prize”ödülünün sergisi 18 Ocağa kadar “Tate Brittan” da veriliyor.
Köprüden karşı tarafa geçiniz.
10) St.Paul’s Cathedral: Devesa ve
çok görkemli
Buradan nehir kenarı yürüyerek veya
vasıta ile
11) Tower London: Bu tarihi yapı
birçok farklı kule, hendek vb. den oluşuyor.Giriş ücretli.Geciktiğimden içini
göremedim.
*Bu güzergahta “Globe Theather”
ortaçağ evlerine benziyor.Shakespeare döneminde ki oyunların oynandığı bu yere
bir tiyatro yapılmış.
12) Tower Bridge: Çok güzel bir
köprü.Köprüyü gezdikten sonra geri gel.
13) Docks(Kanallar): Hemen Tower of
London’un yanında ki bu kanallarda yatlar, mağazalar vb. var.Gezilebilir.
2. ŞEHİR MERKEZİN KUZEYİ
1) The British Museum:her gün 10-17.30 ve Cuma günü 120 arası açıkÜcretsiz
ve tek kelime ile harika.Gezmekle bitecek gibi değil.Giriş katı ile birlikte 5
kat var.Avrupa ve Asya ülkelerinden çok değerli eserler var.
Dünya ülkelerinin etnografik ve
arkeolojik birçok eseri var.
Türkiye’den getirilenler:
17.nolu oda: Likya eserleri
34.nolu oda: İslam eserlerinden
birçok Türkiye’den de eserler var.Özellikle çiniler çok çok güzel.Yazarken bile
bizim eserlerin buralarda görmek canımı sıkıyor.
54.nolu oda: Türkiye’den Urartu,
Hititler gibi eski uygarlıklara ait eserler
muhteşem.
55.-56.nolu oda: Mezopotamya’ya ait
eserler var.
Giriş Kat: 1Halikarnas
Mozalesi(Dünyanın yedi harikasından biri olan).Mozalenin duvar alınlıkları
muhteşem.Kesin görünüz.
2) Madam Tussaud’s ve Planetarium:
Giriş 30£ ama dönme dolap ile birlikte alındığında daha uygun oluyormuş.
Ünlülerin balmumu heykelleri
var.Sıradan.Bizden Atatürk’ün balmumu heykeli fazla benzemiyor.Hele Atamızın
zarif ayakkabılarına var olanlar hiç
uymamış.
Yalnız Atayı, diğer özgürlükçü Gandi, Mandela ve Martin Luter ile birlikte
sergilemelerini sevdim.
Müzeyi ziyaret ettiğinizde farklı
gösteriler ve en sonunda da kendi etrafında dönen vagonlara binerek ortaçağ
İngilteresini anlatan kısmı geziyorsunuz.
3)
Sherlock Holmes Müzesi:6 £ Baker Streette üç katlı sevimli bu evi gezmek
çok eğlenceli.İsterseniz çıkışta kareli şapka ve pipo ile resim
çektirebiliyorsunuz.
4) Regent’s Park: Hydy parktan daha
güzel.Birçok giriş var.
A) İçindeki gölün etrafını geziniz.
B) Quen Mary’s Gardens: Özellikle
gülleri çok güzeldi.
C) Hayvanat Bahçesi: 23£.İçerisi de
shovlarda sıradandı.Değmez.
D) Regent’s Canal: Thames nehrine
bağlı, 2metre derinliğinde , 13 km uzunluğunda, şehirmerkezine yük taşımak
amacı ile 1820’de yapılmış.
Yürümek ve bisiklete binmek çok
güzel.Hertarafta böğürtlen vardı ama çok tatsızdı.Kanalda insanlar uzun
kayıklar şeklinde ki kapalı botlarla geziyorlardı.
4) London Central Mosque: Caminin
olduğu bu Zengin muhitte yaşayan Araplar camiyi doldurmuştu ama içerde korkunç
ayak kokusu vardı.
LONDRA’DA METRO VE
BELEDİYE OTOBÜS İLE GİDİLEBİLECEK DİĞER YERLER
1)
NOTTİNG HİLL
“Julie Roberts”in “Notting Hill”adlı
filmin çekildiği bu yerde “Portebello”caddesi çok ünlü.Birçok antikacı ,
takıcılar vb.dükkanları ve şirin evleri ile gezmesi keyifli.
Yine bu caddede filmde aşıkların
karşılaştığı yer olan“Travel Books” adlı kitabcıyı da görebilirsiniz.
Hafta sonları pazarı ünlü.
2)
CAMDAN TOWN
Eski ahırların olduğu bu bölgede her
yer de at ile ilgili çok güzel heykellerle sıra dışı yerleşim..Diğer yerleşim
yerlerine benzemeyen bu yer de daha çok dövmeli ve piersingli geçlerin olduğu
bölge.özellikle garip heykellerle süslenmiş
dükkanlar çok renkli.
“Look Camdan Town Market” de birçok
dükkan var.Ucuz ve renkli her şey satıldığı bu yerde yok yok….Burada da
karşınıza sık sık ilginç at heykelleri çıkıyor.
3)
SAVAŞ MÜZESİ(İmperial War Museum)
Metro ile “Elephant –Castle”de in.1.
ve 2. Dünya savaşını anlatan çok donanımlı bir müze.Çanakkale savaşının
anlatıldığı ayrı bir köşe var.
*Aslında bu müze dönme dolaba yürüme
mesafesinde.
4) LONDON DUNGEONS
Liverpool Street üzerinde turla
yürüyerek gezdiriyorlarmış.Bu turda 1666’dan beri işlenen cinayetler ve büyük felaketler yer gösterilerek
anlatılıyormuş.İlgilenenler katılabilir.Bunlardan en ilginci
Karındeşen Jack turu: 1888 yılından
beri fahişeleri öldüren Jack’ın bu öldürdükleri kişilerin oturdukları evleri
turda yürüyerek 2 saatte gösteriyorlar.Jack
yakalanamamış.Kimse kim olduğunu bilememiş.
5)TÜRK MAHALLESİ(Harringay)
Metro ile “Manor House” de
ininiz.Burası sanki küçük İstanbul.İlk 1970’lerde Türkler buraya gelmiş.Dükkan tabelaları bile
Türkçe.Satılanların çoğu Tüekiyeden.Çevrede Türklerin evleride var ama çoğu
diğer semtlerde yaşıyorlarmış.
Berber, Taksici, Dişci, Doktor,
seyehat acentaları, Döner, Kebabcı, Baklavacı, ne ararsan var.Çoğu doğudan
Diyarbakır ve Gaziantepli,Konuştuklarımın çoğu”Buralar yaşanacak gibi değil ama
geldik kaldık gidemiyoruz.Aklımızda hep geri dönmek var”diyorlar.
6)
GREENWİCH
· Milennium dönme dolabının altından kalkan motorla gidebilirsiniz
· Metro ile North Greenwich ‘e gidip oradan otobüsle Greenwich’e
gidebilirsiniz.
· Üst trenle direkt greenwich’e gidebilirsiniz.
A) Martime Museum: Ücretsiz ve çok güzel.Titanic’ten kalanbazı objeler de
ayrı bir odada sergileniyor.Buradan tepeye tırmandığınızda
B)
The Royal Observatory: 10-16.30 arası
açık.7£. 0.boylamın geçtiği yer.
*Burada rasathane ve yine her saat
başı ücretliolan gösteri var.
ANI: Ben gittiğimde şansıma burada
Londra Olimpiyatlarının engelli at yarışları vardı.Ben de izledim.
Zaten bu kasaba çiçeklerle süslü
şirin bir yer.yarişlarda çok güzeldi.İnsanlar hem piknik yapıp hem de yariş
izlediler..Buradanda Olimpiyat köyüne gittim.
7)
KEW GARDENS(Kraliyet Botanik
Bahçeleri): 9.30- 18.30 ve hafta sonu 9.30-20.30arası açık.16£.Nehir kenarında
120 hektar alan içinde 6 tane cam sera , cafeler, binlerce çeşit bitkiler var.Gerçekten çok güzel.
Ayrıca ayrı bir ücretle Kraliyet
evini de ziyaret edebiliyorsunuz.Kesin görünüz.
8)
HAMPTON COURT SARAYI
Waterloo metro istasyonundan sonra 40
dakika trenle gidiliyor.(Zone6)
10-18 arası açık.Saray 14.50£,
bahçesi 5£.Tahames nehrinin kenarında Kraliyet ailesinin en son 1737’de
kullandığı tudor mimarisinde ki sarayda ortaçağ yaşantısını görüyorsunuz.Mutfağı, tenis kortu, kraliyet
daireleri, hele bahçeleri çok güzel.
9)
HİGHGATE MEZARLIĞI
10-17 arası açık.3£.Metro ile “Highgate1 durağında inip tepeye
tırmanıyorsunuz.yemyeşil ve çok havadar olan bu mezarlıkta başta “Karl
marx”olmak üzere birçok ünlü yatıyor.
NOT: Denize girmak istiyorsanız
kuzeye Torguay vb. gidebilirsiniz.Yine Londra’ya trenle 1 saat süren Brighton
Plajına da gidebilirsiniz.
LONDRA DIŞINDAKİ GÜNÜBİRLİK
GEZİLER
Windsor→Salisbury(2
saat, 27£)→Stonehenge(20 dakika, otobüs veya çok giden araba olduğu için
otostop
LONDRA DIŞINDAKİ GÜNÜBİRLİK
GEZİLER
WİNDSOR-STONEHENGE-BATH-OXFORD
GEZİSİ
Londra’da
turist infodan buralara giden turları öğreniniz.
Londra’dan
Windsor-Stone→79£.Aynı gün Londra’ya getiriyor.Bazı turlar Oxford’du da dahil
ediyorlar.Aslında siz kemdi imkanlarınızla buraya gideyim derseniz hem daha
pahallı hem de zaman yetersiz.Aslında tur da
çok hızlı gezdiriyorlar.
*Yine
bazı daha ucuz turlar, Windsor sarayının sadece içini gezdiriyorlar.
Ama
bu arada bir yerde kalarak buraları çok daha güzel gezebilirsiniz.Ben
Londra’dan kuzeye çıkacağım için Buralara kendi imkanlarımla gittim ve keyfime
göre gezdim.
1)
WİNDSOR
CASTLE
Giriş 17£ ve ayrıca bahçe
için 2£.
Londra→Windsor(Sadece Greenline
firmasının otobüsü Victoria istasyonundan hersaatte bir otobüsü var.2 saat,
5.50£.tren de var.)
Saatine göre , gidiş-gelişe
göre otobüs fiyatı değişiyor.Aynı saatlerde tren yarım saat sürüyor ama daha
pahallıydı.Kontrol ederek alınız.
Ben çantamı Türkçe bilen
saraya yakın bir arap restorana bıraktım.Daha sonra daha aşağıda Türk restorana
da rastladım.
Bu küçük sevimli kasabanın
tam ortasında Yine Thames nehrinin kenarında
kule şeklindeki bu sarayda Kraliçe Elizabeth ailesi ile oturuyor.900
yıldan fazla olan bu saraya her yeni gelen kral ve kraliçe yeni eklemeler
yapmışlar.
FİRAR
Buraya Japon grobla girmeye kalkınca hemen görevl bana”Siz sanırım grobdan
değilsiniz.tek girenler ayrı bir kapıdan giriyor”deyince aptallığımım farkına
vardım.Dışarıda yine kullanılmış biletle içeri girerken görevli beni
hatırlıyarak özür dilemez mi?
Girişte Kraliçe Mary’nin
doğum günü için yapılmış 3 yılda tamamlanabilmiş devesa bebek evi var.Sanıyorum
ki bu oyuncakla doyasıya oynamış olsun.Duvarda ki tablolara kadar her şey en
ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.Oyuncaktan öte küçük bir saray görüntüsünde.
Fotoğraf çekilemeyen saray
odaları ve şapel gerçekten çok güzel.
Öyle kalabalık ki grubları
ayrı kapıdan alıyorlar.Buradan
a)
otobüsle
Windsor→HeathrowT5-National
Express Coach(Çok yakın,77 nolu bld.otobüsü ile)→Salisbury(2 saat, 17£)
b)
Trenle
Swindon
|
Oxford
|
Bath
|
Windsor
|
London-VvvvvvixVVictoriavvvVVVviVictoriaVicVictoria
|
Readdingng
|
Basingtone
|
Salisbury
|
Stonehenge
|
Westbun
|
En iyisi trenle önce Windsor’dan Oxford’a gidip oraları gezip Salisbury’ye
gelip kalmak.(Oxford’da da kalabilirsiniz.)
Sabah Salisbury’dan Stonhenge’ye geçip oradan otobüsle tekrar Salisbury’e gelip trenle bath’a geçmek.
· Hem Bath’dan hem de Salisbury’den
Stonehenge turları çok daha ucuz.
Ben Oxford’u gezip Reading
istasyonuna geri döndüm.Oradan Bath’a
“swindon”güzergahından geçen tren ile Bath’a gidip orada 2 gece
kaldım.Bath’dan turla Stonehenge’ye gidip geldim.
OXFORD
Oldukça küçük bu yerleşim.Yine
istasyna çok yakın”Bodrum” adlı restoranta çantamı bırakıp yürüyerek şehrin
merkezi ve üniversitelerin olduğu bölgeye geçtim.
Bana Oxford Cambridge kadar güzel
gelmedi.Burada Thames nehrin şehrin içinden değil dışından geçiyor.
Birçok üniversiteyi
gezebiliyorsunuz.hepsi de tarihi binalar ve çok görkemliler.Ama en ünlüsü Harry
Poter’in bazı bölümlerinin çekildiği üniversite.
A)
“Alice Harikalar Diyarında”’nın
çekildiği üniversiteye giriş2£.
B)
Christ Church Üniversitesi ve
Cathedral: Giriş 8.50 £.Üniversiteden daha çok saraya benziyor.Çok görkemli
Oxford Kalesi:Tren bulamam diye detaylı gezemedim
BATH SPA
Şehrin içi yarım günde gezilir.Bu
şehir aiçıtaşı denilen yumuşak bir taştan yapıldığı için diğer şehirlerden çok
farklı.Zaten zengin bir İngiliz burayı sonradan kurmuş.Bazı ünlüler burada ev
alıp satıyorlarmış.Bu ünlülerin evlerini de turlarda gösteriyorlarmış.Çok keyifli
şehir.
Bu şehrin asıl önemi 2000 yıllık ve çok iyi korunmuş Roma hamamından
geliyor.Zaten adı da buradan geliyor.
Benim ev sahibimle bu şehrin her
yerini yürüyerek gezdik.Şehrin içinde Avon nehri geçiyor.Ama ayrıca da kanallar
yapılmış.Bu çok güzel manzaralı kanalları kesin görünüz.Panama kanalı
sistemiyle çalışıyor.Bu kanalla insanlar Bristol’a ve Londra’ya botlarla
gidebiliyorlar.Nehirde bu kapalı ve uzun
ilginç ilginç botların görüntüsü çok
güzeldi.
A) Abbey kilisesi: Şehir merkezinde Protestan kilisesi
B)
Roma Hamamı: Giriş 13£.Burada çalışan
ev sahibim beni kartını kullanarak gezdirdi.Zaten Baht’ta çalışanlara
ücretsiz.Sadece turistler paralı
Bu şehirde üç şifalı su kaynağının en
büyüğü olan Roma kutsal kaynağından 3000metre derinlikten geliyor.Suda 43
farklı mineral var.Sabit sıcaklıkta ki bu kaynağa Roma hamamı ve tapınağı
yapılmış.
Bu hamam Romalıların M.S 43’te
İngiltere’yi işgal etmesinden sonra kurulmuş.Aynı yerde Roma tanrıcası Minevra
adına tapınakta yapılmış.Romalılar ülkeyi terk ettikten sonra hamam ve ve tapınak çökerek yere
gömülmüş.Daha sonra 12.yy’da kral
hamamı tapınağın üzerine yapıldı.18.yy’da da şifalı suyu içmek için pompa odası
yapıldı.
Ancak Roma hamamı 1880’lerde
kazılarla ortaya çıkarıldı.
Roma hamamının sergisinde , Roma
dönemine ait objeler var.Tanrıca Minevra’nın yaldızlı bronz başı , gorgon
kafası alınlığı ve mezar taşları var.
C)
Tarihi Köprü: Nehir üzerinde
İtalya’dan model alınmış .Karşısında Marmaris restoran var.Nehrin çevresinde ki
parklar da çok güzel.Burada ki müzeler ücretsiz.
D) Botanik Garden: Yürüyerek çıkılıyor.ücretsiz ve çok güzel.
E)
The Royal Crescent Hotel: 1767-1777
yıllarında yapılan bu yelpaze şeklinde ki bina şu an hotel ve sıra dışı.
Bu hotelden sonra şehre gelirken aynı
mimar tarafından yapılan dört tane
yelpaze şeklinde ki binalardan oluşan yuvarlak meydan da çok güzeldi.
*Ayrıca bu şehrin pubları, barları da
çok ünlü.Çalışmaktan perişan olan İngilizler içip içip taşkınlıklar
yapıyorlar.Yerlerde sürünenler, bağıranlar, dağıtanlar…..
*Turist İnfodan Stonenge turu
alabiliyorsunuz.
a) Sadece Stonenge turu→15 £, 3 saat,
giriş dahil değil
b) Stonenge+Lacock Village→17.50£, 4
saat, en iyisi
c) tam günlük→32.50£.değmez.Göz
boyamalı.Birkaç yer daha fazla yazmışlar o kadar.
Turla gidiyorsanız giriş biletlerini
toptan alıyorlar.Siz katılmayınız.Tel örgünün dışından da çok rahat
görebiliyorsunuz.Zaten o kadar kalabalık ki giriş te kontrol yok gibi.Tapınağın etrafı en fazla yarım
saatte geziliyor.
STONEHENGE
Giriş 8.70£.
6000 yıl önce buraya getirilmiş 25
tonluk bu yeşilisi taşlar hakkındabilim adamları kesin bir şey söylenemiyor.Bazıları tanrılara
adak adanan sunak, bazıları da aya tapan insanların gökyüzünüizledikleri gözlem
evi, bazıları da hasat zamanlarını gösteren takvim olduğunu ileri
sürüyorlar.Hatta bazıları da mezar olduğunu iddia etmişler.
Halkanın en dışında ki beş metre
yükseklikte ki bu 25 tonluk taşların 400 km uzaktan M.Ö 2800’ler de getirilmesi
mümkün görülmüyor.zaten “ Eric Von Döniken” e ait”Tanrıların arabaları”nda da
pramitlerin , buranın ve benzerlerinin uzaylılar tarafından yapıldığı iddia
ediliyor.
Stonehenge 21 haziran- yaz
dönencesi(En uzun gün)gösteriken, bir benzeri olan irlanda’da ki
“Newgrange”adlı anıt mezar 24 Aralık-kış dönencesi(En uzun gece)’yi
gösteriyormuş.yazar yine Mısır pramitleri ile çok benzerleri olan uzakta ki
Maya Güneş tapınaklarının da uzaylılar
tarafından yapıldığını iddia etmiş.
LOCOCK VİLLAGE
Harry Poter’in büyük bölümünün
çekildiği çok eski bir o kadar da sevimli köyde geleneksel evler var.Sanki
burada insanlar yaşamıyorlar da masalın içindesiniz gibi.resimli kitaplar da ki
gibi.Çok beğendim bu köyü.Kesin bu köyü
de içine alan Stonehenge
Turunu almalısınız.
Şöfer Harry poter’in okulu olan büyük
ve eski binayı köye girmeden gösterdi.
Bath→Cardiff(Direkt tren 17£,
aktarmalı da var.)
CAMBRİDGE
ANI:İtalya’dan Londra’ya uçak beklerken uçağımız rötar yaptı.Arkadaşımın kızı
beni nişanlısı ile bekleyeceklerinden çok telaşlandım.Tam telefon açmak için
giderken bir genç kız “Sorun ne?Ben yardımcı olabilir miyim?” dedi.Önce pc den
mail gönderdik.Sonra kendisi London’da yaşadığı için telefonunun ücretsiz
olduğunu söyleyerek telefon
açtık.Arkadaşımın kızı “ya taksi göndereceği ya da gece yarısı olsa da
geleceğiz” dedi.Ben kesinlikle kabul etmeyince telefonle beni evinde misafir
etmek istediğini ertesi gün London!a göndereceğini söyledi.Anesi İtalyan,
babası İngiliz olan bu dünya tatlısı ve sıcak kız gezimin mutlu başlamasına
neden oldu.Çok sevdim kendisini.
Çok eski bir evi orjinaline uygun
olarak onartmış.Nefisti.tam yaşamak istediğim bir evdi.
Ertesi gün onun bisikletiyle burayı
çok güzel gezdim.Zaten proğramım da vardı.gezecektim.
Burada özellikle nehir kıyısında
birçok üniversite var.Bazılarını ücretle gezebiliyorsunuz.
A) King’s College ve The Chapel: Giriş 7.50£.
B)
John’s College ve şapeli: Giriş 4£.
Barok mimari ile yapılmış tüm
üniversite binaları çok görkemli.Her üniversitenin de bir şapeli var.Etrafta her
milletten öğrenciler.özellikle yabancı öğrenciler gruplar halinde
üniversiteleri tanıma turlarıyla da gelmişlerdi.
Nehrin çevresi yemyeşil ve çok
bakımlı.Parkları harika.nehirde öğrencilerin harçlıklarını çıkarmak için kullandıkları tahta boot la gezmek 2 0£.
Buradan trenle
Cambridge→London(1 saat, 20£) Yol
manzarası yemyeşil çayırlarda müstakil evler, inekler, doğal ortam harikaydı
ama ortalıkta insan göremiyorsunuz.
WALES(GALLER) BÖLGESİ(Tüm ülke 3-4 milyon)
CARDİFF(Başkent)
Halkın bir kısmı ikinci resmi dil
olan “galce”konuşuyorlar.
*Dağa gidecekseniz iki gün, sadece
şehir içi bir gün yeterli.
1) Şehir Merkezi: Yan yana olan
otobüs ve tren istasyonundan yürüme mesafesinde.
A) Cardiff Castle: 11£.Kale şehrin
merkezi sayılır. Roma İmparatorluğu zamanında yapılmış.Her gelen yönetim yeni bir şeyler eklemiş.İçinde ki saray çok
güzel.saray kapısının karşısında
B) Mary Street, Wolking Street de alışveriş, bar, restoran vb. var.
C) Queen Street: Kalenin kapısından
sola devam ettiğinizde,sokak sanatçılarının olduğu hareketli sokak.
D) Millennium Stadium: Kalenin aşağı
tarafında. 74.000 kişilik devasa yapı. Londra olimpiyatlarının futbol
karşılaşmaları burada yapılıyordu.Kalenin arka kısmında
E) City Hall: Görkemli ve güzel bina
F) Milli Müze: Giriş ücretsiz ve çok
güzel.Rodin’in harika heykelleri var.
G)Alexandra Garden: City Hall’un arkasında küçük ve seviml bahçe.
H) Blackweir: Kalenin arkasındaki
büyük park.İçinden kanal ve Taff nehri geçiyor.Dinlenmek için harika “
2)
Cardiff bay(Kardif Körfezi): Otobüsle
veya yarım saat yürümeyle gidebiliyorsunuz.
A) Wales Millennium Centre: Bale, Opera, Müzik gösterilerinin yapıldığı çok
görkemli bir yapı.
B)
Techniguest Bilim Müzesi, Doktor kim
Müzesi
C)
Çevre parklaı gezebilirsiniz
*Tam limanda denizin ortasında “Bousporus”
adlı Türk restorantı var.
*Limandan kale arası saatte bir botlar işliyor.tek
gidiş 3£.Çok içimde kalmıştı.Kesin deneyiniz.Kanaldan geçerek kalenin yakınına
kadar gidiyor.
3) Roath park: Kalenin kuzey
doğusuda. 45 dakika yürüyerek
Kuğuların , ördeklerin içinde yüzdüğü
büyük gölü olan çok güzel bir park.Her taraf çiçek bahçesi.Dağa gidemeyince
gölün etrafında yürüyerek telafi ettim.
4) Cardiff dışı Brecon
dağı ve treking
Cardiff→Brecon(1.40
saat, gidiş-dönüş7£.!-2 saat ara ile otobüs var. Turist infodan otobüs
saatlerini öğreniniz)
Otobüsten”Bcacons
Reservoir” de inip 1-3 saatli dağlarda yürüyüş yapabiliyorsunuz.
Aslında planımda
Cardiff’te treking yapmak vardı ama ev sahibim havanın kötü olduğunu, dağda
yolumu kaybedecebileceğimi ve tehlikeli olduğunu söyleyince vazgeçtim.
Cardiff→Mancshester(Megabus,
6 saat, sadece 5.25am ve 15.15pm)AOtobüse terminalden değilde kalenin arkasında
Hilton otelinin yakınlarında ki bir köşeden kalkıyor.Çok ilginç biletinizi
internetten alıyorsunuz ama koltuk numarası olmadığından insanlar burada
kuyruğa girmiş bekliyorlar.
*Cardiff, london ve
gördüğüm diğer şehirler gibi görkemli değil.İnsanların sanki ekonomileri daha
düşük gibi geldi.Zaten şehir de daha mütevazı.Yaşayanlar da daha candan.
Aslında dış turizm
olmadan dağlarda yürüyüş yapmak çok ünlüymüş.Şu anda sakin bir şehir.
Şehrin içinde yüksek
binalar daha çok.dışarıya doğru bagçeli evler var ama Londra’da ki gibi kırmızı
tuğladan değil. apı ve pencere çerçeveleri daha süslü.
Şehirde en dikkatimi
çeken arap nufusu.Adım başı türbanlı hanımlar görüyorsunuz.
ANI: Ev sahibimin 22
yaşında bebeği olmuştu.Babası kızın “öğrenci olduğu, evlenmeden çocuğu
olduğu”söyledi.Zaten kendisi bebek görmekten gelmişti,”Bizde
olmaz”deyince”önemli değil”dedi.Ülkemde niçe kızların namus diye
öldürülmemelerini düşündüm.
MANCHESTER
Endüstiriyel olan bu
şehri sevemedim. Daha daha da çok büyük binalar var.Ama kiremit renkli eski
evleri çok güzel.
Şehir genelde sevimli
değil. Çok fazla yeşil alan yok.Gezilecek fazla yeri de yok zaman.
*Günlük bilet burada da
var ama değmez.1,2,3 nolu ücretsiz
otobüsler birçok yerden
geçiyor.
Manchester aynı bizim
şehirler gibi bayağı pis şehir.Burada Türk restoran göremedim.Bir İran
restoranda Kürt vatandaşa rastladım.”Manchesterliyim”dedi..Türkiyeyi sevmiyor.Buralarda
çok özgürlük varmış.Evet ülkemde yeterli özgürlük var diyemeyiz ama ona”olan
özgürlük hepimize aynı”dedim ama “Pizzamı yemek istiyorum diyerek tartışmak
istemedi.
Manchester’e gittiğim
gün öğlene kadar sürekli yağmur yağdı.Bir yer göremedim.Moralim
bozuldu.Havasıyla yaşanacak yer değil.
Avrupa da Kürt
vatandaşlar çok şımarmışlar.Çoğu nefes almadan
çalışıyorlar.Türkiye’de ki gibi gelme gitmeye zaman da yok.Yine çoğunun
da aman aman maddi durumu çok ta iyi değil.Bunlara rağmen buralarda yaşamayı tercih
ediyorlar.Buyursun kalsınlar.
*Burada birçok İranlı
ile karşılaştım.gençler üniversiteye gidiyorlar.Diğerleri de genelde restoran
işletiyorlar.
İranlı Azerilerin
Türkçe konuşuyorlardı.
Yine diğer ülkelerden
Müslümanlar da çok.Başı kapalılara heryerde rastlıyorsunuz.Afrikalı zencilerde çoğunlıkta.
1)
Albert Meydanı ve Town Hall(Belediye
Binası): Çok eski ve güzel bina.İki katını gezebiliyorsunuz.84 metrelik kulesi
harika bina.Yakınında Çin mahallesi var.Yine yakında
2)
Art Galeri: Pazartesi-Pazar 10-17arası
acık.Perşembe 10-21.Aslında çok değerli resimler vardı ama artık “Resim görmek
istemiyorum “desem de bedeva olunca dayanamıyorum herhalde.Öylesine baktım.
3)
Bcetham Tower: Hilton otelinin
yanında camdan yapılmış devasa
kule.Biraz aşağısında
4)
Scince and İndustry Museum: 10-17arası ücretsiz.Çok
detaylı emek verilmiş müze.beş ayrı büyük binada elektronik, uçak, tekstil,
tren, endüstri ayrı ayrı sergileniyor.
5)
Manchester Üniversitesi ve Manchester
Müzesi: 10-17arası açık.İngiltere de Manchester’in üniversitesi çok ünlüymüş.
Şehir dışı
6)
İmperial War Museum: Belediye otobüsü
veya tramvayla 15-20 dakika da gidiliyor.Görülmesi gereken bu müze ücretsiz.
Nehir kenarında ki bu devesa binanın
içinde dünya savaşları resim, objeler, vb. ile anlatılıyor.
Gelibolu’dan da asker miğferi, bıçak,
asker yıldızı gibi birkaç obje var.
Her saat başı 20 dakika süre ile
duvarlara savaş resimleri yansıtılıyor.
Köprüyü geçince
7)
The Lowry ve karşısında The Lowry
Outlet Mall: İçinde galeri, tiyatro vb. olan bir bina.Ben gittiğim de bir karakalem
sergisi vardı.
Savaş müzesinin hemen arkasından
otobüsle 10 dakika
8)
Trafford Center: Avrupa’nın en büyük
kapalı alış veriş merkezi
9)
Tatton park: Manchester’den Cardiff’e
giderken yarım saat.Birçok aktivitelerin olduğu bu park güzelmiş.İçinde çok eski
malikhane, çiftlik, çiçek bahçesivb. Varmış.Benim bu şehirde keyfim kaçtığı
için canım gitmak istemedi.
Manchester→Liverpol(Otobüs, saatine
ve otobüs firmasına göre 2-7£ .)
LİVERPOL
Bir günde gezilebilir.Ben iki gün
kaldım.
Ulaşım: Burada da günlük pass bilet
var
Dukw→2.dünya savaşında kullanılan
sarı renkli, hem denizde hem de karada giden bu araçlarla da eğlenceli şehir
turu yapabilirsiniz.
800 yıllık bu şehir Avrupa’nın kültür
başkenti seçilmiş.Manchester’den sonra nehir kenarı bu şehri hava da güzel olunca
bayağı sevdim.
Otobüs veya trenl’den hemen şehrin merkezine iniyorsunuz.
1. Şehir Merkezi
*tren istasyonu binası görülmeye
değer.karşısında
A) St. George’s Hall: 170 yıllık bu
bina çok görkemli.Giriş 2£.üçünçü kata çıkmayı unutma.Ayrıca burada konser
salanu da var.Hemen arka tarafında
2) Walker Art Gallery: 10-17,
ücretsiz.Avrupa’nın en iyi galerilerinden biri.13.yy’dan kalma tabloları
gördükten sonra bekci ziyaretçileri tam çıkarırken gözüme en sevdiğim
ressamımız”Osman Hamdi Bey”in tablosu ilişti.Çok mutlu oldum.bekciden zorla 3-4
dakika daha izin alıp doyumsuz ışık oyunlarını seyrettim.Siz kesin
gidiniz.doyasıya bakınız.Galerinin yanında
3) Müze: 10-17arası
açık.Girmedim.yürüyerek
4) Mathew Street-Cavern Clup:
Beatles’in ilk müziklerini çaldıkları klüp
5) China Town: Shangay’dan gelen tak
oldukça güzel.
6) Liverpool Cathedral: Protestan
7) Metropolitan Cathedral: Katolik
Tekrar George’s Hall’a dönünüz.Hemen
önünden kalkan ücretsiz kırmızı otobüsle 2 durak sonra
2. Albert Dock
Nehir kıyısında ki bu bölge Unesco’nun dünya
mirasında.gerçekten gezilmesi çok keyifli.Tam birgün burada geçirebilirsiniz.
Liman 1846’da Prens Albert tarafından
açılmış.Birçok müze,arena,alışveriş merkezleri,kongre salanlorı,sergi salonları
var.En önemlileri
1)Martime Museum(Denizcilik
Müzesi): Ücretsiz ve görülmeye değer.Titanic, Lusitanra ve Empress gibi ünlü
yolcu gemilerinin çok büyük ve detaylı maketlerinin yanında hikayeleri de
anlatılıyor.
2) tate Liverpol: Sergi
salonları varmış.Girmedim
3) Beatles Story:
9£.Girişin biraz ilerisinde çıkış
var.1960’larda yıldızları parlayan John, George, Ringo ve Paul adlı gençlerin
kurdukları müzik topluluğunun hikayeleri resim, dökümanlar, objelerle
anlatılıyor.Grup üyelerinin birçok eşyası , özellikle müzik aletleri de
sergilenen zengin bir müze.
4) Museum Of Liverpool:
Girmedim
5) Mersey Ferries
A) Bu binanın önünden
ücreti gidiş-geliş 4£ olan botlar kalkıyor.40 dakika nehirde karşı tarafta iki
yere uğranarak yolcu bırakılıp –alınıp geri dönülüyor.Nehirden şehrin manzarası için bu tura
katılabilirsiniz.
B) Elvis Presley Müzesi
ve Beatles Story: Binanın üst katında sanırım giriş 3£.Elvis Presley’in
yaşamını ve eşyaları sergileniyor.Yine devamında Beatles’e ait fotoğraflar
sergileniyor.
6) Binanın hemen
arkasında yan yana üç tane gotik görkemli bina var.
a)Royal Liver: saat
kulesinin tepesinde şehrin sembolü “liver”kuş heykeli var.
b)Cunard
c) Fort of Liverpol
*”Süperlambananas” adlı
kuzu-muz heykelleri burada ve şehrin
bazı yerlerinde sergileniyordu.Genetiği ile oynanmış yiyecek ve olayları
anlatıyormuş.
*Diğer dockları da
gezebilirsiniz
3.Liverpol Stadyumu ve
Müzesi
George’s Hall’ın
yakınından , sadece 17 ve 27 nolu otobüsle 15 dakika da gidiliyor.
45.000 kişilik bu stadyuma giriş ücreti 9.55£.
Müzesin
deİstanbul’da 2005’teoynanan
Liverpol-Milan maçının fotoğraflarıda
var.Aynı biletle grup olarak yarım saatlik stadyumun içini gezdiriyorlar.
Liverpol→Lancaster(Tren,
1.10 saat, 17£, bu tren Wigan’da hızlı terene aktarılıyormuş.)
Liverpol→Lancaster(otobüs,
5 saat, 9£, günde iki kere otobüs var.otobüs tekrar Manchester’e gelip oradan
yoluna devam ediyor.
LANCASHİRE
BÖLGESİ
LANCASTER
Londra’nın tersine
burada evler kırmızı tuğladan değil de taştan.şehre çok otantik bir hava
vermiş.Küçük ve sevimli şehir.İçinden Lune nehri geçiyor.yetmemiş bir de kanal
yapmışlar.
1)
Lancaster Castle: Şehrin merkezinde
çok eski görkemli bu kaleyi turla bir saatte 5£’ya gezdiriyorlar.Ben sıkılınca
turun yarısından ayrıldım.Hemen yanında
2)
Priory Church
3)
Martime Museum: Emeklilere 2£ amaçok
benzerlerini gördüğümden girmedim.
4)
St.Peter’s Kathedral
5)
Williamson Park: Biraz tırmanılarak
çıkılıyor ama çok değer.şehrin manzarası buradan harika.İçinde
A)Ashton memorial:
1/2£.tepesine çıkıp manzarayı buradan da seyredebiliyorsunuz.
Ben bisikletle parkın içinde çok keyili gezi yaptım.
6)
Kanal Turu: Yürüyerek kanal boyu
evler ve ilginç yaşamı görebilirs,iniz Kanala bakan bahçelerde insanlar balık
tutuyorlar.
7)
Lancaster→Morecambe(3 km, bisiklet
veya yürüme)
MORECAMBE
Harika manzarali bisiklet yolu ile
deniz kenarında ki bu şehre geldim am kumsalda insanlar güneşleniyordu ama
deniz yoktu.İnsanlar balçıkta yürüyüş yapıyorlardı.Gel-git olayından deniz
çekilmişti.Ancak akşama doğru biraz şehre yaklaşmıştı.
Bu şehirde kordon boyu yürüyüş yapmak
pek keyifli.şansıma burada ki ev sahiblerimde kordon boyunda çok eski sevimli
evde oturuyorlardı.Zaten kordon boyu evler Victoria dönemine ait.En az 150
yıllık.Hepsi çok yaşanasıydı.Ev sahiblerimle çaydan sonra araba ile(Bisikletle
de gidilebilir, yürünrbilir de)şehrin batı ve doğu yakasını gezdik
A) Heysham: Çok şirin bir köy.Tepede deniz kenarında 11.yy’dan kalma eski kilise , mezarlıklar ve
duvarlar var.Köyün içi çiçeklerle donatılmış.
CUMBRİA-LAKE DİSTRİCT(Göller Bölgesi)
Tüm göller bölgesi, yemyeşil çayırları,
inekler, koyunlar , rengarenk çiçekler ve taş evleriyle aynı tablo gibi.şansıma hava da çok
güzeldi.keyifle gezdim.
*Göller bölgesinde kalacaksanız
Lancaster da ve Carlisle veya Edinbur’ta kalmanız yeterli.
Ulaşım
1)
Göller bölgesini gezmek çok
kolay.İngiltere’de ucuz ulaşım ve kolay gezi yapabildim.
Lancaster’den birkaç firma hergün
göller bölgesine otobüsleri kalkıyor.Ben “555” adlı halk otobüsünden bir
günlük(İki günlük te var)10£ ‘a bilet aldım.Bir gün içinde güzergah üzerinde
istediğiniz kadar in-bin yapabiliyorsunuz.Tabii isterseniz aynı gün geri
dönebiliyorsunuz da.Ben 8.10’da kalkan ilk otobüsle yola çıktım.Hemen hemen Her
duraktan saatte bir sonraki otobüs geçiyor.Lancaster otobüs terminalinden zaman
çizelgesi alarak planınızı yapabilirsiniz.
Lancaster→Winderme(1.40 saat,
)→Ambleside(15 dak.→Keswick(45dak.)→Carlisle(1.15 saat,son otobüs 18.20)
*otobüs saatleri hafta içi ve hafta
sonu na göre değişiyor.hafta sonu daha ucuz.
2) Göller bölgesini bisikletle de
gezebiliyorsunuz.Bisikletliler için ayrı bir otobüs kalkıyor.Sorunuz.
WİNDERMERE
En güzel, en hareketli göl kenarı
kasaba.Burası otobüsten inince göl kenarına 20-30 dakika yürümek zorundasınız.otobüste
var ama zamanınız varsa yürüyebilirsiniz de.harika taş evleriyle şehir içi çok
güzel.
Ben burası için 4 saat ayırdım ama
2-3 saat yeterli.Göl kenarına farklı yoldan gideyim derken yolu çok
uzattım.otobüsten indiğinizde turist infodan önce harita alınız.
1)
Orrest Head Viewpoint: Bu tepeye
15-20 dakika tırmanarak çıktığınızda göl manzarasına hayran kalacaksınız.Geri
geliniz.
2)
Boyness Lake: Yürüyerek 20-30
dakika.Göl kenarı çok hareketli.Göl de yüzebiliyorsunuz da.Gölde kano yapanlar,
motorlularla, yelkenlilerle gezenlerle dolu.En keyiflisi de gölde gezi
botlarıyla gezmek.
a)Eğer 3-4 kişi kayık kiralarsanız
kürekleri siz çekmek zorundasınız.20£.
b) Blue Cruise→45 dak.7.20£.Ben
bununla gezdim.
c) red Cruise→75 dak.9.75£.
d) Yellow Graise→90 dak.10£.
ABBLESİDE
Göle daha yakın.15 dakika yürüme
mesafesinde.Buraya uğramasanız da olur.Yol üstü daha güzel yerleşimler var.
KESWİCK
Burada da duraktan göl kenarına 15
dakika yürümeniz gerekiyor.Manzara en güzel burada..Gölün arkasında dağlar
harika görünüyor.Şehrin içi de çok güzel.Göl kenarında ki yürüyüş yolu da çok
keyifli
*Her yerde aynı fiyatla boot turu
yapabiliyorsunuz.
Carlisle→Edinburg(her saat tren var,
1 saat, 25£.Her saat “x95” belediye otobüs te var,6.5£.)
Otobüs English street’ten belediye otobüs
durağından kalkıyor.
Lancaster’den göller bölgesine
gelirken manzara muhteşemdi.Edinburg’a giderken daha da güzelleşti.
Harika bir yazı olmuş , eksik bilgilerim varmış .Eminim gezimizde fark yaratacaksınız. Teşekkürler
YanıtlaSilSelam,sizden bunlaeı dutmak çok güzel.Gezerken not almak emek istiyor.Bir gezgin arkadaşıma yardımcı olduğumu duymak yeterli.İyi gezmeler.
YanıtlaSil