2 Şubat 2011 Çarşamba

1-KANADA'NIN ŞEHİR VE MİLLİ PARKLAR







VANCOUVER
Gezmesi çok kolay şehir.Erken ve hızlı olabilirseniz şehir içini bir günde bile gezebilirsiniz.
Vancouver, Pasifiğin içine girmiş  bir yarım ada  üzerinde dağın eteklerine  kurulduğundan üç tarafı da deniz.Hangi yöne giderseniz gidiniz deniz veya harika parklarla karşılaşıyorsunuz.Adanın bir tarafından diğer tarafına yürüyebilirsiniz bile. ucunda 'Stanley Par' var. Diğer iki kıyıda karşılıklı yerleşim yerleri yoğunluk da. İç bölgede de 'Towntown' var.
Vancouver'ı bisikletle çok rahat gezebilirsiniz.Zaten herkes bisikletli ve kilolu yok.
Denize bakan parklarda insanlar piknik yapıp denize giriyorlar.
I-Şehir Merkezi
1-Robson Square
A-Vancouver Art galery: Giriş22 Dolar.salı ve perşembe 21'e  kadar.diğer günler 17:30'a kadar hergün açık.Değmez.
Emely Carr(Çatlak Millie -(1871-1945) 'nin eserleri yoktu.Ancak aralıkta geleceğini söylediler. Çok yakında;
B-Court House: Yatay olarak tasarlanan bu 7 katlı binanın içi oldukça ilginç. Her taraf ağaç ve çiçek bahçeleri ile bezenmiş.
2-Vancouver Convention Centre= Canada palace; beyaz yelkenleriyle çok ilginç. Gemiye benzeyen  binanın çevresinde alışveriş dükkanları, cafe v.s ile çok hareketli.Buradan deniz manzarası da çok güzel.
3-Gastown: Kırmızı tuğlalı yaya kaldırımlarıyla  eski çok şık  bölge.Dükkanlar, cafeler, restoranlar , barlar  ...hepsi çiçeklerle bezenmiş.
A- Buharlı Saat: Dünyanın ilk buharlı saati.üstünden buharlar çıkıyor.
B- Deighton'un fıçı üzerinde ki heykeli: Bölgeye de adını veren bu kaptan , içki yasağına rağmen berını açmış. Sevdim bu adamı.
4-Chinatown: Kanada'nın en yoğun Çin mahallesiymiş.
A-Dr Son Yatsen  Garden: hergün 9:30-19  arası açık. Buranın ücretsiz girilen kısmı var. Diğer yanda ki klasik in bahçesinin girişi ise 14 Dolar.Denge üzerine dizayn edilmiş  bu bahçeye girmeye değmez. Diğerleri ile aynı.
B-Centre A: Pazar, pazartesi kapalı. 11-18 arası açık. Ben gittiğimde onarım olduğundan kapalıydı.
Burada ki 'Heastings east Street'  berduşlar gezdiğinden biraz tehlikeliymiş. Dikkat ediniz.
Çin, Japon, Hindistan, Kore, Endenozya  ile ilgili kostüm ve fotoğraflar sergileniyor.
C- BC Place: Ünlü futbol stadyumu.
*Vancouver Lookout at harbour  Centre: 50 katlı bu binanın en üstte ki gözlem  terasından  şehir manzarasını izleyebilirsiniz.

II- Gran ville island: Denizin doldurulmasıyla oluşan yarı ada. Yerleşim merkezi, kafeleri, alışveriş dükkabları v.s görülmeye değer.
A-Public Market: Hertürlü yiyecek  ve hediyelik eşyanın satıldığı makan.
*İsterseniz bu adayı gezdikten sonra 'English Bay' deniz sahilinden devam ederek ;
B-Davie Street: Gay'ların yaşadığı cadde.
III-Stanley Park: harika şehir parkı. Çok güzel yürüyüş ve bisiklet yolları var. Araba ile de gezebilirsiniz
Downtown'ın hemen bitişiğinde ki  bu parkı önce gezip daha sonra Downtown'a geçebilirsiniz.
1-Sea Wall: Tüm parkın çevresinden (İçinde de yollar ayrılıyor.) yürüyerek veya bisikletle gezebileceğiniz güzergah.
2-Prospect Point: Yabancı bandıralı büyük yük gemilerinin geçişini ve manzara izleyebileceğpiniz çok güzel bir gözlem noktası.
*Buraya, ormanın içinden hafif bir rampa yolu ile geliyorsunuz.
3-Beaver Lake: rengarenk niliferlerle kaplı nefis manzaralı  göl. Bıraz içeri de kalıyor.
4-Dalgiç deniz Kızı heykeli. Kopenhag'dakinin benzeri.
5-Totemler: yerlilere ait orjinal totemler.
*Burada park bitiyor. Devam ettiğinizde adanın diğer tarafında ' Canada Place' ye geliyorsunuz. İsterseniz Downtown gezisine buradan başlayabilirsiniz. (Eğer önce Stanley Parkını gezdiyseniz.)
*Bu parkta akvaryum da var.
IV- Pasifikkenarından güneye doğru inmek. (Plajlar, gözlem terasları, üniversite v.s )
Bisiklet veya araba veya otobüs ile  gezebilirsiniz.Bu güzergahta nefis yemyeşil parklarbirçok da plajlar var. Ama denizi güzel değil. özellikle deniz çekildiğindebataklık görüntüsü oluşuyor.
*Bu güzergahı en önce  geziniz. Çünkü  müzeler 5-6 gibi  kapanıyor.
1-Old Hastings  Mill Storie Museum (1575): Pazartesi kapalı.16'ya kadar açık. 1930'larda kasabanın bu en eski binası mavnayla taşınarak müze haline getirilmiş.
2-Point Grey Gözlem Terası ve Plajı:
3-Rose Garden: Hemen ilerisinde solda
4-Üniversty of Britiish Colombia
A- Museum of Anthropology: Binanın kendisi yerli evlerinden örnek alınarak cam ve beton ile inşa edilmiştir.
Bahçesinde iki tane yerli evi, gerçeğine yakın şekilde inşa edilmiştir. Yine bahçede yerlilere ait totem direkleri var.
Binanın içinde ki müze, 10-17 arası açık.Giriş ücreti  15.5 Dolar .İçerde ki bu müzede yerlilere ait çok nefis totem direkleri, sedir ağaçından kanolar, v.s sergileniyor. İçeri girmeden de cam duvarlardan çok rahat görebiliyorsunuz. hemen müzenin önünde ki ana yoldan karşı yola çıktığımızda
4- Nitobe Memorial gardens: 18'e kadar açık. Japon klasik bahçesi. giriş ücretli.
5-Wreck beach(Çıplaklar Plajı): Hemen Anthropogy müzesinin bahçesinden 400 tahta basamaktan nefis manzara eşliğinde  aşağı doğru indiğinizde plaja ulaşıyorsunuz .Bisikjletinizi tepede kilitleyiniz.
ben San Francisco festivalinden sonra bu çıplaklar bana çok ilginç gelmedi. Çıplak kadın ve erkek venle çok normal bir şekilde sohbet .
V-Extralar:
1-Grouse  Mountain: Kentin manzarasını izlemek için  teleferikle de çıkılıyor.
'Capilano canyon' un üzerinde ki asma köprüyü görünüz.
2-Deep cave: Burrand inlet'te.
3-Vancouver Whale Watch: Stereston'da bot ile balinaları görebilirsiniz.
VANCOUVER  ŞEHRİNİN DIŞI
1-Whistler Village: yemyeşil ve çok şık Zümrüt gibi bir yer. Bu köyde birçok buzul göl var. Bu köyde çok uzun kayak pisti var. Zaten kış olimpiyatlarına ev sahipliği yapmış.
Vancouver------Whistler(GH otobüsü ile, 3 saat,sık otobüs var)
Bu köye tren de gidiyormuş ama çok pahallı.
Kendi aracınız ile de gidebilirsiniz.Bu yol 'Dünyanın en güzel yolu' olmayı hak etmiş.Dağlar, çam ormanları, tepeleri karla  kaplı yükseltiler, devasa kayalıkmdağlar, göller, nehirler, şelaleler...yemyeşil her taraf. Diğer yanda da  Pasifik- iç denizde ki birçok ada topluluğu manzarası muhteşem.
1-WHİSTLER
Önce şehir merkezinin çevresini gezip daha sonra merkezi gezebilirsiniz.Böylece merkezin gecesini de görebilirsiniz.
Merkez: öncelikle bisiklet kiralayabilirsiniz. 1 saati 15 Dolar, 2 saati 23 Dolar, 3 saati 30Dolar, 4 saati 35 Dolar. 10-18 arası tam gün kiralama ücreti 40 Dolar, 24 saati ise 50 dolar.
Ama yakın göllere yürüyebilir, uzak göllere ise otobüsle de gidebiliyorsunuz.
*Göllere, yürüyüş, bisiklet ve araç yolları farklı.genelde yürüme yolları daha yakın. Araç yolları dolaşarak gitmek zorunda.
*Bisikletle tüm gölleri gezmek istiyorsanız 43 km lik yol yapıyorsunuz.
1-Green Lake: otobüs veya bisikletle gidebiliyorsunuz. Çok güzel değil.Sıradan.
2-Lost Lake: şehir merkezinden 30 dakika yürüme mesafesinde ve nefis.
3-Alta lake: araç ile daha uzak .Çünkü kesrtirme yoldan yürüyerek 20 dakikada gidebiliyorsunuz. Bu göl de nefis. Diğerlerine göre suyu daha sıcak olduğundan yüzülebiliyor.
4- Nita ve Alpha  Gölleri: otobüs veya bisikletle gidebiliyorsunuz.
5- şehir Merkezi: Çokj şık ve şirin.masalımsı bir yerleşim.Heryer çiçeklerle donatılmış.2010 kış olimpiyatları burada olduğunda  her yer çok bakımlı. şehrin içinde ki olimpiyat bölgesini de görünüz.
6-Whistler Gondola(Hızlı teleferik): 20 daika da dağlara çıkabiliyorsunuz. Gidiş-dönüş 50 Kanada Doları.
teleferik, önce 'Whistler dağına', oradan da diğer teleferikle 'Blackomb   Mountain'e geçebiliyorsunuz.
*Ama günlük 50 Dolar verdiğinizde tüm gün bisikletinizle teleferikle çıkıp (Bisikletleri ayrı bir teleferikle çıkarıyorlar.) aynen kayak yapar gibi bisiklet ile aşağı inebiliyorsunuz. Ama seyretmesi bile ürkütücü. Bis,ikletciler, Yükseltilerden  resmen havalanıyorlar. Yokuş aşağı sürekli viraj yaparak iniyorlar. Çok zevklidir umarım.
*Yine bu köyde eğlenceli birçok aktivite sporları yapabileceğiniz yerler var.
*Aynı otobüsle gelirken veya giderken iç deniz kenarında ki sevimli' SOUAMİSH'  kasabasına da uğrayabilirsiniz.
*
Yine GH otobüsü 'Whistler Valley'  den sonra  'Emerald 'yerleşim merkezine de geçiyor. Burası ' Green Göl' e çok yakın .Yürüyebilirsiniz.
2-VANCOUVER ISLAND


450kmX 8 km  yüzölçümünde bu dağlık adada boyları 85 metreye varan dünyanın en büyük  ladin ağaçlarının oluşturduğu ormanlara sahip.
burada yürüyüş, kamp, balık avı(Alabalık, Som balığı) yapabilir ve plajlarında yüzebiklirsiniz.
O nedenle adaya en az 3-4 gün ayırmalısınız. Aracınız varsa çok daha rahat gezebiliyorsunuz.

Vancouver----Vancouver adası na gitmek:
1.otobüs ile:

Downtown  Vancouver----Downtown Victoria otobüs terminali (Pasifie Coach  Firması, gidiş dönüş 93 dolar)
* Greyhound 'un bu adaya otobüs seferi yok ama ada içindeki şehirler arası  seferleri var.
2. fery ile:
 A-Vancouver ----Skytrain  to bridgeport Station (2.50 Dolar,tren biletini otobüste de  kullanabildiğinizden saklayınız..)----
güney  fery terminali(620 nolu otobüs  ile  -----Vancouver adası(fery ile)
(Fery ücreti tek yön 14.60 Dolar. 90 dakika sürüyor. (Güneyde ki fery iskelesi,Otobüs ve tren 1.5 saat sürüyor. Yani vancouver'denVictoria'ya kadar toplam 3 saat sürüyor.)
Vencouver adasına vardığınızda otobüsle 2.50 Dolara Victoria Downtown'a gidebiliyorsunuz.
* daha sonra Victoria merkezinden Chemanius  (otobüsle 1.5 saat) veya Tofina(otobüsle 7 saat) gidiyorsunuz ama zor. saatler çok uygun değil. Kesin  Tofina   ve Victoria'da kalmanız gerekiyor.

B- Vancouver----- Kuzey ferries Terminal -Horseshoe bay-------Nanaimo (fery ile, 90 dakika, 14.600 Dolar.)
nanaimo----- Tofino (otobüs, 4 saat,feribottan indikten sonra )-----Chemius -------Victoria(1.5 saat)
*önce isterseniz 'Butchart Gardens' gezip Victoria'ya geçebilirsiniz.
veya tersten
vancouver-----Vıctoria(fery, kalınız.)----Chemius(otobüs)-----Tofino(Kalınız)-----Nanaimo-----Vancouver(4 saat)
bu daha iyi. Çünkü diğerinde önce Victoria'ya geldiğinizde aynı  günde Chemius 'a gidip Tofino'ya greyhound otobüsü ile geçemiyorsunuz. Victoria'ya tek otobüs var. otobüs, 'Chemius' tan  hemen  Tofino'ya geçiyor.
geri döneceksiniz veya Chemius'ta da kalmanız gerekiyor.  Ertesi gün  Tofino'ya gidebikirsiniz.
Benim zamanım olmadığından  ve zamanında plan yapamadığımda   ve Tofino ve Chemius'ta kalacak yer ayarlayamadığımdan  buralara gidemedim.
sadece Chemius'a gideyim dedim. Greyhound pass biletimin zamanı dolduğundan oraya da gidemedim.


VİCTORİA (Vancouver adasının başkenti.)
Adanın güney ucunda çiçeklerle  bezeli ve yerlilerin yoğun yağadığı  şehir.
Ulaşım: bele
diye otobüs bileti 2.5 dolar.Eğer  başka otobüse binecekseniz  daimaücretsiz 'transfer  bileti' isteyiniz.

şehir merkezinde gezilecek yerler birbirine çok yakın olduğundan yürüyerek gezebilirsiniz. hepsi limanın çevresinde .
*önce 'Butchart' behçesini gezip öğleden sonra şehir merkezini gezebilirsiniz. Veya bahçeyi akşama doğru da gezebilirsiniz.
1-parliament Building: 1897yapımlı bu bina çok ihtişamlı. Kuppenin tepesinde 'kaptan vancouver'in heykeli var. özellikle gece  aydınlatılmış halini görünüz.
Ücretsiz tur veya tek başına içini  gezebiliyorsunuz.Gününe göre 20 gibi çok geç saatlerde kapanıyor.  özellikle kubbenin altında cesaret, emek, girişimcilik  ruhu  ve adaleti temsil eden  dört resmi   görebilirsiniz.
2- Royal BG Museum: Giriş 15 Dolar. çok doyurucu bir müze.
A- Yerlilere ait materyaller , totem direkleri, sandallar, masklar, v.s  ..
*İlk yerlilere ait iç kısımlarda kullanılan  ev de var. Fotoğraflarından birebir yapılmış. pasifik kıyısı yerli evlerinden değil.
B- Emily carr'a ait sergi vardı. Sanırım bu sergi değişiyor.
C- Doldurulmuş hayvanlarla,  vahşi yaşam anlatılmış.
D-İlk yerleşimcilerin yaşamı, evleri,dükkanları, sokakları v.s anlartılmış.
Müzenin hemen arka bahçesinde  müzenin önünde
E- Netherland Carillon Tower: Çin hanedanının en uzun kulesi.

3-Thunder Bird parkı(Gök gürültüsü kuşu): Açık alanda.Ücretsiz.
Bu kuşun gözlerinde ki ışık,  şimşeği , kanat çırpışları  ise gök gürültüsüne  dönüştüğüne inanılan mitolojik yaratık.
burada yerli totem direkleri  ve pasifik kıyısında kilerden  bir yerli evi var. bu parkın  hemen üst tarafında;

4- Beacon Hill parc: Bol yeşil alanlı bu parkta piknik yapanlar, spor yapanlar, yürüyenler...
A- bu parkta tek ağaçtan oyulmuş en uzun totem direği var. parkın aşağı tarafında;
B- Crystal  Gardens: Şu anda alışveriş merkezi. Binaları çok ilginç.
Parlemento binasının karşı tarafında
5- Empress Hotel-: 1908 yapımlı bu otel çok gösterişli.
6-Harbour Walkway-İnner Harbour. çeşitli tezgahlar , eğlenceler, sokak sanatçiları ile keyifli yürüme alanı.
A- Pasific Undersea Gardens: Büyük bir geminin içinde cam koridorlarla akvaryum oluşturulmuş. Giriş ücretli. Değmez.sadece  ilginç olan dev bir ahtopat var.O kadar.
7- Bastion Square: Çok sevimli turistik alan.
A- martime Museum: 10-17 arası açık. Giriş 12 Dolar.Gemi modelleri, eski gemiler, denizle ilgili materyaller var.
*1901 yılında kaptan J.c Voss'un kütükten yapılma üç yıl dünya turu yaptığı,  üç yelkenli teknesini bu müzede görebilirsiniz.ben geciktiğimden bu müzeye giremedim.
8- Emily Carr House: Giriş 7 Dolar. parlemento binasının arka tarafında yürüme mesafesinde. Bu ünlükadın ressamın evi de ilginç. İtalyan tarzında. ev de herşey ortada. Ama burada tek bir orjinal resmi vardı.
9-Art Galery of Greater Victoria: Giriş ücretli. Bir tek bu müze limandan uzak. Diğer eserlerinin yanında 'Emily Carr'a ait  devamli bir salon var. Çok da görmeye değmez.
VİCTORİA'NIN ÇEVRESİ(Diğer gezilecek yerler.)
1-Butchart Gardens: şehre 22km uzaklıkta. Giriş 29 dolar.
Aslında adaya gelirken feribottan inip Victoria'ya gelirken  de uğrayabilirsiniz.
İflas eden 'Butcher , karısının önerisiyle bu bahçeyi yapmış. hertarafta gödüğünüz çiçekler aynı ama  o kadar bakımlı ki büyüleniyorsunuz. Burada bot turu da var.
Göller, kaya bahçeleri, ağaçlar, binbirçeşit çiçekler, çeşmeler...
*Cumartesi 10'da havai fişek gösterisi  var.
A- Sunken garden: Hayat ağaçları, Jantinyanlar, Taşkıran çiçekleri, beryanlar...
Ulaşım: Herşey dahil tur fiyatı 46 Dolar.Be.lediye  otobüsü ile de gidiliyor.(2.50 Dolar.).Ücretsiz transfer biletini isteyiniz.
B- Rose Garden: çeşitli güller var. Burada ki morun her tonunda ki uzun çiçekler harika.
C- Japanese Garden: Minyatür ağaçlar vardı.
D-İtalian garden: Haç şeklinde  nilifer  havuzu var
2- CHEMANİUS: Başkent'te 81 km uzaklıkta. Otobüsle 1.5 saat.5000 nüfuslu. Açık hava müzesi. Dünyanın en ünlü  36 adet duvar resmi var.
3- Salt Spring İsland: her saat başı fery olan bu adada hippilik devam ediyor. Organik yiyecekler ve el yapımı hediyelik eşyalar satılıyor. burada yaşayan  dünyaca ünlü  ressamların esrlerini almak isteyenler adaya kadar gidip geliyorlarmış.
4-TOFİNO: Sanatçıların yaşadığı balıkçı kasabası. Yolu ve kendisi çok güzelmiş. Yakınlarında kırmızı sedirlerin olduğu parka da gidebilirsiniz.
5-Prince of Whales:  Bu katil balina turlarına Victoria'dan  tekneyle 3 saat uzağa gidiyorsunuz. Fiyatı 117 Dolar.Burada bu turlar çok ünlü.
VANCOUVER ADASININ GEZİLECEK DİĞER YERLERİ
1- Little Qualicum falls- Cameron lake
2- Cathedral grove. Bu ormanda boyları 75 metreye ulaşan 300 yıllık Göknarlar var.
3- Pacifik Rim national  reserve: Kumsalları ço ünlü.
A- Long Beach: 22 km uzunluğunda.
B- Wickaninnish Bay:
C- Florencia bay
D- South bay: tespih taşı toplıyabilirsiniz.
E- Comber's Beach: Deniz aslanları var.
* daha birçok deniz kıyısı kasbası  ve güneyde ki başkent Victoria.
ANI: İşin aslı anlaşıldı.
Victoria'da ki ev sahibim kadın, beni özürlü arabasıyla karşıladı. özürlü olduğu için apartmana ayrı kapıdan girip özürlüler için ayrılan farklı asansörle çıktık. Ama eve girer girmez arabadan kalkıp yürümeye başladığında şok oldum. Sorduğumda ' '' Yürüdüğümde ayaklarım ağrıyor'' dedi.
Ben de bu şehirde 'ne kadar özürlü var' diyordum. Devlet insanları o kadar çalıştırıyor ki hışırını çıkarıyor. bazıları da  emekli olduktan sonra  bisiklet yerine  bu  arabayı kullanıyorlar. her yerde nasıl olsa ilk sıra  onların. İyi fikir.
Akşam da Maruona  içti. Artık şişesinden tanıyorum. Devlet , ağrısı olanlara, lisansı olanlara  doktor aracılığı ile ücretsiz  veriyor.
Yine emeklilere, sabit  kiralık  evde oturuyorlar. kira artışını da devlet  karşılıyor.



Vencouver' a geri dönünüz.
JASPER
Vancouver------Jasper (Sabah ve akşam otobüs var.11 saat sürüyor. )
*İsterseniz sabah otobüsü ile 'Hope' gidip, gezdikten sonra akşam otobüsü ile Jasper'e geçebilirsiniz.
jasper'e trenle gelmek çok pahallı.
*şehir merkezinde turizm info var.
Hope Kasabası: Rambo filminin çekildiği , birçok kasabalının da rol aldığı yer. Aynı zamanda somon balıklarının göçünün çok yakınından izlenebildiği yer.
Bu kasaba, jasper milli parkının ortasında  turistik bir kasaba.
JASPER MİLLİ PARK:
1-Parka giriş:
1.Parka, yaya, ve bisikletle giriş ücretsiz
2.arabaya belli yerler yine ücretsiz ama görülmesi gereken yerlere  girerken araba da kişi başı10 dolar ödüyorsunuz. Eğer parkın içinde kalıyorsanız 2. gün içinde 10 Dolar daha ödüyorsunuz.
Eğer Jaspediğer göller tarafında r 'da yaşayan birisinin arabasıyla  girerseniz ücret yok.Onların pass bileti var.
3. parka, bir tanesi buzul ve şelaleye giden yolda, diğeri odmonton'dan  gelirken, diğeri de ( prince George & Komloops) tarafından ıolmak üzere üç kapısı var.
4- parta , günlük yürüyüşler  gece kalmalı yürüyüşler için izin alıyorsunuz. Kişi başı 15 dolar.
5- Eğer parkın içinde kampta çadırda kalacaksanız günlük 25 Dolar. içinde kaçkişi kalırsanız kalınız.
6-Parkta Karaca, Geyik, Ayı,  ve başka birçok hayvan yaşıyor.  ben sadece Geyik  görebildim.
7- parkın birçok yerini tur otobüsü ile de gezebiliyorsunuz. Oldukça pahallı.
8- Rafting, farklı yerlerde 2 saat i 64KD, 3 saati 84 KD, 3.5 saati 94 KD.
9- çiçek toplamak , izinsiz balık avlamak yasak. Ama bu xdoyumsuz güzellikte ki göllerin yanında ki çam ormanlarında kesin piknik yapınız.
10- Göllerin etrafında doğaya uyumlu nefis  oteller, çok şık yazlık evler var.


Çok büyük bu park; Yemyeşil çam ormanları, karlı dağları, nehirleri, yüzlerce tertemiz turkuaz renginde gölleri, şelaleleri ile doyumsuz bir güzellik.
Burada kışın kayak, yazın golf, su kayağı, balık avlama, bisiklet, rafting, gölde tüplü dalış gibi birçok sporu yapabilirsiniz.Yürümek için  birçok  keçi yolları, bisiklet ve araç yolları var.
Bu parkı gezmek te çok kolay. ben kaldığım aileden bisiklet aldım.
I- Ana yolun batı yönünde : merkezden bisiklet, araba veya otostopla gidebilirsiniz.Yolu hafif yokuş.
1- Pyramid lake ve küçük adası: geri şehre dönerken;
2- Patricia Lake: şehre geri dönünüz.
II- Ana yolun doğu yönünde: Yine bisiklet, araba veya otostopla gidebilirsiniz.Sırasıyla;
1-Anette Lake
2-Edith Lake: İsterseniz burada2Canyon'a doğru da gidebilirsiniz.
3-Milored Lake
4-Beauvert lake: En güzeli bu göl.
Şehre  geri dönünüz.
III- Merkezin kuzey yönünde sadece arabayla(Yokuşu var.)
1- Edith Cavell Buzulu ve küçük gölü: 18 km uzaklıkta. Bu tepede ki buzuldan eriyen yerlerde şelaleler oluşmuş. Mavi renkli   bu buzulu çok yakından görebiliyorsunuz.
Aynı yolu biraz geri gelip saptığınızda
2- Athabasca Falls  ve nehri. 30 km uzaklıkta. Çok güzel bir şelale. farklı oluşumda ki  kayalar şelaleye  ayrı bir güzellik katmış. Geri dönerken;
Şehre çok yakın yürüme, bisiklet veya arabayla ;;
3- old Fort Point: Güneş batımı harika. Merdivenlerle çıkılan bu dağın tepesinde manzara doyumsuz. nehir ve kollarını, tüm dağları ve şehir merkezini seyredebiliyorsunuz.
IV- Şehir merkezi;  şık dükkanlar, restoranlarıyla sevimlişehir.
V- Bunların yanında gezebileceğin  diğer  
birçok buzul gölleri, yürüyüş parkları, v.s var.
1-Fairmont Jasper park lodge: Normal  .
2- Whistlers Mountain: Tramvay ile  tırmanınız.
3- Maligne   Canyon : şelaleler, göller ...
4- Maliane lake: kanyonun sonunda.
EDMONTON:
 Alberta eyaletinin başkenti. gezilecek fazla bir yeri  yok.Uğranabilir. gezilecek yerleri birbirine yakın değil. içinden 'North Saskatchewan' nehri geçiyor.
1- West Edmonton mall: Şehrin merkezi sayılır. Birçok alışveriş dükkanı ve eğlence  parkları  (Buz pateni pisti, su parkı v.s ) var.
bunlardan  bir tanesi aynı Dubai'de ki kar kayak pisti  gibi camların arkasında sunni   plaj yapmışlar. İnsanlar denizdeymiş gibiler. Her 15 dakika da bir sunni dalga oluşturuyorlar. insanlar lastik botların içinde bu dalgalarla eğleniyorlar.
2- Royal Alberta Museum: hergün  9-17 arası açık. 14 Dolar. Emeklilere 8 dolar.Çok değmez.
yerli kültürü, gerçeğine çok yakın doldurulmuş  hayvanları ziyaret edebilirsiniz.seslerini de vermişler.

Minarel bölümü çok hoşuma gitti. rengarenk  mineraller var. Yine çocukların araştırması için bölümler var.
3- Fort Edmonton Park: Hergün açık. Emekli girişi 11.75 KD. 1800'lerin sonu 1900'lerin başı Kanada'ya gelenlerin yaşamlarının anlatıldığı  park.Yılların yaşamı, farklı caddelerde betimlenmiş. Burada ki evlerin kimi orjinal  kimi orjinal, kimi de gerçeğe çok yakın  yapılmış. İçleri döşenmiş.
Girişten   hemen sonra çok eski bir tren ile  ilk öncülerin  yerleşim alanına gidiyorsunuz. rehber size gerekli açıklamaları yaptıktan sonra kendi kendinize diğer caddeleri geziyorsunuz. fena değil.
4- Muttart Conservatory: Dört tane büyük  bu cam  Pramidlerin içinde her türlü  bitki, çiçek, v.s sergileniyor. Ben çok gördüğümden buraya gitmedim.
5- Ukrainian Cultural Heritage Village : Aynı ' Fort Edmonton park' da ki  gibi ilk gelen öncüleri, yerel kıyafetleri, evleri, eşyaları, v.s ile canlandırmışlar. Yakınında
6- Elk İsland  National Park:  yerleşim   birimi  olmayan bu parkta  geyik, bizon, kunduz v.s hayvanları doğal ortamda görebiliyorsunuz.
* Kanada ve Amerika'da emeklilere (65 yaş.)girişler ,yarıya yakın ücretinde.
Edmonton ----Calgary (6 saat, otobüs, özel araçi le  3 saat)

CALGARY
1 milyon nüfuslu.Şehrin  çevresi Bow ve Elnow  nehirleri ile çevrelenmiş. Güzel ve zengin bir şehir.
I- Calgary Stampede:19122devbaşlayan bu festival  aslında , z8-17 temmuz arasındaydı.
amanında (petrol bulunmadan önce.) redeo atların terbiyesi ile ilgili yaşamı, festivale dönüştürülmüş.
Festival, temmuzun ilk yarısında 10 gün sürüyor. ben gittiğimde 8-17 temmuz arasındaydı.Parka giriş ücreti 8 Dolar. İçinde ki redeo'ya giriş;ayakta izlemek  12 Dolar, oturarak izlemek 20 Dolar, daha yukarıda ki tribünlerde oturarak izlemek için 36 Dolar ödemelisiniz.
redeo'dan sonra araba yarışlarının  ve gece showunu ayakta 15 Dolara, oturarak 100 Dolara  izleyebilkirsiniz.
Ama festivalin ilk pazarı, ailelere , ilk salı da emeklilere(65 yaş üstü.) giriş  ve redeo ücretsiz. Ama bu günlerde yine araba yarışları ve showlar ücretli.
Festival, 'Stampede' denilen çok büyük parkta oluyor. burada birçok kapalı alanlar var. proğramı alınız.  Değişik saatlerde , farklı yerlerde birçok show var. Yine alışveriş  dükkanları, eğlence merkezleri,  yeme içme dükkanları ile çok renkli bir yer.
özellikle 'İndian Village'  harikaydı.
Showlarda superdogs, enmax oldukç, a güzel. ama redeo tek kelime ile harikaydı.Bayıldım.
I- Redeo: 13:30-16  arası.
1- eyerli deli ata binmek. En fazla atın üzerinde kalan birinci oluyor.
2-Atın üzerinde ki binici, önünden kaçan danayı  en kısa sürede  kementle yakalaması.
3- Genç biniciler, çıplak boğanın üzerinde en uzun kalma mücadelesi.
4- İki atlı , önlerinden kaçan danayı sıkıştırarak en kısa zamanda yere yıkıp bağlamaları
5-Eyersiz atın üzerinde en uzun sürede kalmak.
6- kız binicilerin  atla engellerin etrafını dolaşarak  hız yarışı.
7-yetişkin binicilerin , çılgın,çıplak boğanın üzerinde en uzun kalma yarışı
II- At arabaları yarışı  ve gece showu: Aynı mekanda bu sefer  dört atı  çektiği ilk  yerleşimcilerin tenteli arabaları yarışı 7:45-22 arası  oluyor. gersahne dekarasyonu mükemmeldi. çekten harika. Atlar resmen  arabaları ucurdular.çok heyecanlıydı.
gece showu  ise çok heyecanlıydı. önce anlamadım. çıplak alnda hiçbir hazırlık olmadan nasıl show olacak diye. Ama devesa portatif sahneyi,  çekiciyle getirdiler. olmaz böyle bir show. Bu yabancılar nasıl bu kadarı düşünüyorlar. o renklerin uyumu, sahne dekartasyonu mükemmeldi.  O kadar kalabalık  österici vardı ki ben showu tam izleyemedim. tek kelime ile muhteşemdi. Ama yine de giriş ücreti 100 dolar  bize göre çok pahallıydı.
* ayakta izleyenler, tribünlerde boş koltuklar olduğu halde  ve hiç denetleyen olmadığı halde  oturmadılar. Çok edepli insanlar. bizde olsa, biletlilere oturacak yer bırakmazdık.
* insanlar  , bu stampede 'festival' süresince  genelde kot pantolonlar, kareli gömlek, el yapımı harika deri cizmeler giyiyorlar. hepsinin başında genelde beyaz olan kovboy şapkaları  var. Yine festival süresince  birçok yerde 8:30- 11:30 arası ücretsiz kahvaltı veriliyor. Akıtma ,sacda pişiriliyor. Çoğu sarhoş olmuştu. Özgürce eğlendiler.
II-Şehir içi: Güzel ama çok gezilecek yer yok.

1- Stephen Avenue: şehrin merkezi sayılıyor.  Burada gökdelenler yoğunlukta. Aralarında cam koridorlar var.
Bu caddelerde yürümek çok keyifli. Birçok alışveriş  dükkanının  yanında  sevimli cafeler var. Ayrıca  parklar  ve  galerilerde var.
A- Calgary Tower: 8-23 arası açık.  Giriş 10 dolar. Şehrin   ve civarın  manzarasını seyrediyorsunuz. 6cm lik cam tabanından . aşağıdan geçen  arabaları görebiliyorsunuz. Hemen yakınında
B- Glenbow  Museum : 9-17 arası açık. Giriş 14 Dolar. 65 yaşüstü  10 Dolar. Üç katlı bu müze  oldukça  doyurcu.
yerlilerin yaşamı anlatılmış. Yine ilk öncülerden , madenciler, petrol arayıcıları ve demiryolu  işcilerin yaşamları anlatılmış. Ayrıca sembol ve mineral bölümü de var. Yine Asya  eserleri  de sergileniyor. kısaca çok güzel bir müze.
*Calgary'ye  yaklaşık 200 km uzaklıkta;
1- Dinasaur Provincial park: Unesco Dünya Mirası  Listesinde. Dinazor fosillerini görebilirseniz.
A- Royal Tyrell  museum of palacontology ( Dinazor Müzesi.)
B- Head - Smashed -in Buffalo jump İnterpretive Centre : Buffala yaşamının anlatıldığı.
Calgary -----Canmore(1.15 dakika, otobüs.)-----Banf (Yarım saat.)-----Lake Louise ( 60 km, bir saat.)
*Greyhound otobüsü, hepsinden geçiyor.

KANADA ULUSAL PARKLARI
Aslında Kanada  Milli parkları; 'British Colombia' eyaleti ile 'Alberta' eyaletleri arasında peşpeşe sıralanmış.
1-Mount Revelstoke: Zirvesine arabayla ulaşabiliyorsunuz. otel yok. izin alarak çadırda kalabiliyorsunuz.
2-Glacier National Park: 400'den fazla buzul vaR.
3-Yoho National Park
A-Emerald Lake
B-Golden: Somon balıkları,nehrin göle kavuştuğu akıntı bölgelerinde yumurtlarlar. Yavrular 1-2 yıl gölde yaşarlar.Daha sonra 1500 km yol yaparak okyanusa ulaşırlar. 3 yıl denizde karidesle beslenirler. tekrar kendilerini doğduğu nehre , akıntının tersine yüzerek gelirler.
işte som balıklarının eylülde bu göçünü izlemek için 'Golden Hope' v.s ziyaret edebilirsiniz. nehir kırmızı som balıkları ile kırmızı renge bürünüyormuş. Yakınında ki 'Cehennem kapısını' da görebilirsiniz.
*Louise gölünden Jasper'e 'Icefields parkway'e arabayla 250 km yol yaparsanız birçok göl, şelale, buzul, kanyon
Bu yol geniş ve düz alanlardan , tarlalardan geçerekgittik. sapsarı  çiçek açan bilemediğin sebze tarlaları harikaydı.


 LAKE LOUİSE
 Kraliçenin kızının adı. Otobüs,  sizi'lake Louise Village' otobüs istasyonunda bırakıyor. Göle yürüyerek (2.8 km= 1 saat.) de gidebilirsiniz. otostop da yapabikirsiniz. çok araba geçiyor. Göl, tek anlamıyla muhteşem.
Gölün i bir tarafında 'Fairmont Chateau laked Louise ' şık otel, tam karşısında 'Victoria Glacier' manzarasıyla doyumsuz.
A- Göle ulaştığınızda  iki yürüyüş yolu var. Önce 'Cheteua lake Louise'  en tepesine çıkınız.
a-Lake Agnes: 3.4 km.
b-Plain of six Glaciers : 5.3 km, 4 saat.)
Gölün yanından yürünüyor. Diğer taraf yemyeşil orman. Gölün diğer tarafında yürüme yolu yok. Yani geldiğiniz yoldan geri  geliyorsunuz. Bu parkurda  buzulu da görüyorsunuz.
* İsterseniz 'Louise greek '  parkuru da var. 2.8 km, tek yön, 1 saatlik yürüyüş.
*Gölde kano kirası 45 Dolar. üç kişi binebiliyor. Çok keyifli.
 Gölden dönerken   Moraine gölünün yolunu göreceksiniz.
B- LAKE MORAİNE: 11 km uzaklıkta. Buraya 'Louise Village' de shuttle bus  var. 10 Dolar. otostop da yapabilirsiniz.
Bu  gölün çevresinde ' Valley of the Ten peaks' denilen on tane sivri tepeli dağ sinsilesi  var. bunlardan en yükseğinin (3240 metre.) göl ile birlikte manzarası harika ötesi. bu gölün yanında da yürüme yolu var.
*Ben önce'lake Louise'ye gidip geriye doğru gezdim.
 BANF MİLLİ PARK
 Jasper milli parkına benziyor ama daha güzel  ve çevresinde çok gezilecek yerler de  var. Yine harika yürüyüş  ve bisiklet yolları var. Buraya da trenle  de geliniyor.
Aynen jasper milli parkında olduğu gibi Banf milli parkının içinde 'Banf kasabası' var. Kalmak için en uygun yer burası.
 Ama otobüsle yarım saat uzaklıkta. 'canmore' veya 1.5 saat uzaklıkta ki 'Calgary' de de kalıp bu parkı gezebilirsiniz.
Bu milli parkın gezilecek birçok yeri 'banf' şehrinin merkezinin içinde. O nedenle gezilmesi daha kolay bir park.
I- önce merkeze uzak yerlerden başlayalım.
1- Ski Norquay : Araba veya bisikletle çıkılıyor. Ama yol yokuş yukarı ve zikzaklı olduğundan buraya araba ile çıkmanız daha mantıklı.Bu dağda kışın kayak yapılıyor. Tepeden manzara ve yol manzaraları güzel. Zamanınız yoksa burayı atlayabilirsiniz.
2- lake Minnewanka : Yine arabayla veya bisikletle gidiliyor. Yolu az yokuş olduğu halde benim omuzum kırık olduğundan zorlandım. Bir saatte ancak çıkabildim.
Çok büyük, güzel bir göl. İçinde kanolar ve motorlu deniz taşıtlarıyla gezebiliyorsunuz. Piknik yapmak için ideal.
*bu göle isikletle gidecekseniz, şehrin merekezinden 'Banf  caddesi'nden bisiklet yolu ile gidiniz. araba yolundan farklı.
Göle varmak için dağın etrafından bir yuvarlak çiziyorsunuz. isterseniz gölden geri dönerken  geldiğiniz yoldan değil de diğer taraftan yuvarlak çizip  köprünün altından geçtikten sonra sola dopru gidiniz.kesin şehre bu yolla dönnüz.harika manzarası var.
Yine gölün etrafında çok güzel yürüyüş yolları var.
3- Hoodoos: Gözlem teraslarından harika manzaralar izliyorsunuz. Yürüyüş yollarını takip ettiğinizde peri bacalarına benzer kaya oluşumları görüyorsunuz. Nehir, dağ, ma nzarasıyla birlikte muhteşem.
Daha sonra yola devam ettiğinzde birçok kamp alanı görüyorsunuz. Karavanları gördükçe içim gitti. Buralarda insanlar karavanlarıyla  çok güzel tatil yapıyorlar.
Daha sonra 'Tunel Mountain Drive' yoluna giriniz.
4- Tunel Mountain : 1692 metre yükseklikte. Buradan şehrin manzarasını seyrediyorsunuz. İsterseniz dağa 40 dakikalık yürüyüşle tırmanabiliyorsunuz.Ben bisikletle o denli yoruldum ki bu dağa tırmanmadım. Ve şehir merkezine varıyorsunuz.
II-Banf şehir Merkezi: Şehrin içinden Bow nehri ve kolları geçtiğinden şehrin merkezi de çokj güzel.
1-Bow Falls: Nehirde oluşan bir şelale. Normalde şehir merkezinden yürüyerek de buraya gelebilirsiniz.
Yine yürüyerek veya bisikletle hafif bir yokuşu döndüğünüzde
2-Fairmont banf Springs Hotel: Yemyeşil ormanın içinde malikhane gibi  doğayla uyumlu ve tabii ki çok pahallı bir otel.İçini gezebiliyorsunuz.
Buradan harita da çok yakın görünmesine rağmen (3km)hafif yukarı tırmanarak  araba veya bisikletle  uzun bir yay çizerek;
3-Hot Springs: Giriş 7.5o Dolar. Ben o yokuşu yağmurun altında  çok zorlanarakırmandığımdan   hemen bu sıcak havuza attım. Su sülfürlü olduğundan en fazla 30 dakika kalabiliyorsunuz. Modernnbir havuz ama çok keyifliydi. Hemen ilerisinde

4-Banff Gondola: Gidiş geliş bileti 30 Dolar. Teleferikle 10 dakika da 'Sulphür' dağına çıkıyorsunuz. Çıkış pahallı ama  manzara muhteşem. Dağda, tahta yoldan 20 dakika da zirveye ulaşıyorsunuz.

5-Nehir Kıyısı: Bow nehri çok güzel. Çevresi yemyeşil. Tüm nehir ve kolları boyunca harika yürüyüş ve bisiklet yolları  var. Haritadan istediğinizi seçiniz. Ben yapamadığımdan içimde  kaldı.Siz kano ile nehirde gezebilirsiniz.
Hemen şehrin merkezinde ve nehir kenarında
A- Paks Museum: Giriş ücretli.17' de kapanıyor. Nehrin diğer tarafında nehre yakın
B- Cave&Basin National Historic Site: Giriş ücretli.

6-Vermillion Gölleri: Şehir merkezinden yürüyerek, bisikletle  veya arabayla gidebilirsiniz.
Aslında 'Norquay' dağından  şehre inerken burası çok yakın.
Bu göller de çok  tabii. Etrafı çiçeklerle bezeli. Benim çok hoşuma gitti.
*Bow valley'e araba ile gidip 'Johnston Canyon' da kişelaleleri görebilirsiniz.
*Banff'dan Louise gölüne giderken 'Castle Mountain'in manzarasını kaçırmayınız.
7-Canmore
Burası  da Banff'a çok yakın nehir  kıyısında  sevimli bir yerleşim yeri.Kasabanın içinden 'Bow' nehri ve kolları geçiyor. Burada da harika bisiklet ve yürüyüş yolları var. hele evleri bir harika.
Benim burada ki ev sahibim Nathan ile çok güzel bisiklet gezisi yaptık. Çok keyif aldım. geyikler neredeyse şehrin içinde otluyorlardı. Ama banff'ı gezdiyseniz burayı gezmenize gerek yok. Ben burada kaldığımdan gezdim.
A-KananaskisCountry: Bu park, Calgary ilr Canmore arasında ve canmore'ye daha yakın. Banff'a çok benziyor.
Eğer içinde ki 'Kananaskis Villiage'ye Canmore'den araba ile yarım saatte  ulaşılıyor. Zamanınız yoksa değmez. Aynı .
Canmore'den bu parka giriş olan 'Nordic' i de gezebilirsiniz. Kış sporlarının yapıldığı alan.
Yazın ise bu zikzaklı yokuşlu yollarda bisikletle insanlar ücretsiz aşağı doğru resmen uçarak spor yapıyorlar.
Olimpiyatlara katılan ülkelerin bayrakları arasında  ülkemin bayrağını görünce nasıl heyecanlandım. Yok... ben Türkiyesiz yapamam.

görebilirsiniz.
Calgary--------Winnipeg(GH otobüsü ile, 20 saat.)
*Louise gölünden Jasper'e 'Icefields parkway'e arabayla 250 km yol yaparsanız birçok göl, şelale, buzul, kanyon
Bu yol geniş ve düz alanlardan , tarlalardan geçerekgittik. sapsarı  çiçek açan bilemediğin sebze tarlaları harikaydı.
WİNNİPEG
Sıradan , dümdüz, geniş alana yayılmış bir şehir. Kalmaya değmez. Dinlenmek için iyi.Ama üç uzaklıkta ki göl kenarı National Park güzelmiş.
Gezilecek yerler birbirine yakın ve yürüme mesafesinde.
I- Exchange Districht:  Aslında  şehrin merkezi burası sayılıyor. Downtown'a  da yakın. Oldukça hareketli. Eski binaların olduğu ticaret bölgesi.
1-Old Market Square: Bu alanda, her türlü gösteri var. ben orada iken 'Fringe' tiyatro festivali vardı. Birçok ülkeden gelen kısa tiyatro gösterileri şehrin birçok yerinde ücretli sergileniyordu.
Bu meydan da ücretsiz  gösteriler vardı.
Yine hafta sonu yiyecek ve hrdiyelik eşyaların satıldığı pazar kuruluyor.

2- Manitoba Museum: Hergün açık. 17'ye kadar açık. 8.50 Dolar.
Gerçeğine yakın doldurulmuş hayvanlar, yerlilerin yaşamını anlatan materyaller.
*Nonsuch. 1669  yılında Kanada'dan İngiltere'ye kürk kargosunu taşırmış.17.yy gemisi. aslında uygun şekilde yapılıp sergileniyordu. Oldukça etkili.
*Yine bu müzenin ayrı ücretle girilen diğer bölümleri de var. Değmez.Müzenin hemen yanında
3-Contennial  Concert Halale, v.s l: Opera, bale v.s binası olarak çok ilginç bina. Hemen karşısında;
4-Royal Tower: 1903 yapımlı , zarif iş merkezi.
II- Down Town
1-Parlemento Binası: Diğer şehirlerde olduğu gibi ihtişamlı. En tepesinde bir ülkenin hediye ettiği altından heykel var. İçini gezebiliyorsunuz.
Burada hafta sonu evlenen çiftler, fotoğraf çektirmek için geliyorlar. Biz de birçok evlenen çiftin yanısıra yerel giysili Hintli-Sih gelin damat gördük.Konuklar da yerel giysiliydiler. Ve çok güzeldi.Yakınında
2-Winnipeg Art Galery: pazartesi kapalı.9 Dolar.Kanada ve Amerika sanat eserleri sergileniyor.

III-Old Boniface: şehirden şık bir köprü ile ulaşılabilen 'Red River' in yakınında ki Fransız mahallesi.
1-St Boniface Museum: 1846 yapımlı  ve şehrin en eski olan bu bina  şimdi'Grey Nuns Manastırı' dır. Şimdi müzeye çevrilmiş.Ücretsiz.
Müzede, Fransız yaşamını anlatan objeler  var.
Monitoba'nın kurucusu ,  yerli-Fransız melez lider'Louis Riel' yaşamını anlatan bölüm var.daha sonra vatana ihanetten bu lider asıldı.Ayrıca müzenin biraz ilerisinde  ki mezarlıkta 'Louis Riel' in mezarı var.

2-Fort Gibraltar: Giriş 5 Dolar. Saat 16'da kapanıyor. 1814 zamanların yaşamı, kürk ticareti zamanı kostümleri, v.s ile betimlenmiş.
3-Assiniboine park: Assiniboine nehrinin kenarında çok güzel bir park. içinde ayrıca çiçek bahçesi, çocuklar için ayrı bir bahçe, restoran v.s var. Arabayla gidebilirsiniz. Parkın içinde çok güzel 'heykel Bahçesi' ve müze var.
*Folklorama Festival: Her yıl ağustos ayında birçok sergi ile kutlanıyor.
*Bu şehri, ben ev sahibim Joan ile  bisikletlerimizi araca yükleyip yola çıktık. istediğimiz yerde bisikletlerimizi alarak heryeri turladık. çok tatlı kadındı. Parkta piknik yaptık. Aslında beni göle götüreceklerdi ama kocası çalıştığında gidemedik.

Winnipeg-----Toronto(GH otobüsü, 7 saat, akşam ve sabah otobüs var.)

ANI:Kanada'da adam dövdüm.Şansıma polise şikayet etmedi.
Çok yorgundum. uykusuzdum. Winnipek'ten Toronto'ya otobüsle gelirken hemen koltuğumu yatırıp uyumak istedim. Arkamda ki tipleri bozuk iki zibididen erkek olanı, 'Koltuğumu yatırmamamamı' söyledi. Yanımda ki adam sanki ona denmiş gibi hemen koltuğunu dik hale getirdi. Ben ise' Yorgun olduğumu, zaten önümdeki adamında koltuğunu yatırdığından bana yer kalmadığını' söyledim. Ama tüm gece boyunca 10-15 dakika da bir  , koltuğuma arkadan bir yumruk atarak beni uyandırdı. Şöföre söylediğimde 'karışamayacağını, istersek yerlerimizi değiştirebileceğimizi ' söyledi.
Tam uykuya dalmışken yine koltuğuma yumruk atınca  canıma tak dedi. İnanın kendimi kaybettim. Gözüm dönmüştü.Koltuğa çıktım. Adamın tepesine tepesine  parmağımla sivrilik vererek yumrukları indirdim. o da elleriyle başını korumaya çalışırken  bir taraftan da gülüyordu.sanırım uyuşturucu almıştı.
En inanamadığımda yanımda ki yolcu, adamın yanında ki sevgilisi  değil müdehale etmek  sanki birşey olmamış gibi  başlarını yana çevirmediler bile. Bunların ruhu kaçmış.Çinkü yumruklarken söylendiğimden tüm otobüs yolcuları da uyandılar. sadece bir adam'' yeter vurma'' dedi.
Sora düşündüğümde yaptığım büyük hataydı. bu ülkede itmek, vurmak  büyük suç iken  adam benden şikayetci olmadı. Verilen molada da sözlü göz dağı verdim. geri kalan zamanda sabaha kadar uyudum.
O da  son durakta haklı olarak bana yine arkadan koltuğuma bir yumruk indirip otobüsten indirdi.


TORONTO
En az iki gün gerkiyor.
beş milyonluk, bu şehir, kanada'nın en büyük şehri.Ontario gölünün kıyısında ki şehirde 100'den fazla farklı   etnik kökenden insan bulabilirsiniz. o nedenle renkli ve hareketli bir şehir.
Gezilmesi çok kolay olmayan şehir. Çünkü gezilmesi gereken  farklı yerlerde birçok müze var. müzeler geç açılıp, erken kapanıyor.  çoğu pazartesi kapalı. Ve gününe göre saatleri farklı.
Müzelerin birçoğunun bazı günler geç saatlerde ücretsiz girişi var.
Ulaşım: Oldukça iyi. Metro, otobüs ve şehrin birçok yerini dolaşan tramvay (Street car) var. Bunlardan birine  bilet aldığınızda iki saat içinde istediğiniz kadar transfer yapabiliyorsunuz.
Aslında iyi bir plan yaparsanız, birçok yeri yürüyerek gezebiliyorsunuz. Gezimize göl kıyısında başlatyıp, yukarıya doğru çıkalım.
I-Harbour
1-Harbourfront: Boşaltılan depolar, fabrikalar, bar, restorant, cafe, butik, galerilere ve şık apartmanlara dönüştürülmüş. Güzel bir mekan oluşmuş.
* Akşam yemekli veya yemeksiz , gölde tekne gezisi yapabilirsiniz.
2-Toronto Island: Gölün içinde , doğal afetler nedeniylefs  Bluffs adasından ayrılan adalar topluluğu.
her yarım saatte bir  fery , göl kenarından kalkıyor. gidiş dönüş 6.50 Dolar. 65 yaş üstü 4 dolar.
Adalarda araba yok. Ama bisikletini götürebilir veya  adada  kiralıyabilirsiniz.
Adalar arası köprüler var. Yüzmek için plajlar var. Adalar, çok yeşil. Piknik yapmak için ideal. Havuzlar da var. Keyifli gezmek.
Aslında tüm adaları yürüyerek de gezebilirsiniz.
A- Centre adası: Önce buraya gidiniz.
B- Word's Adası: Yürüyerek yarı saat.
C-Hanlan's Point: Yürüyerek yarım saat.
II-Şehir Merkezi: Hemen limanın üst tarafından başlıyor.
1-CN Tower: 553 metre yüksekliğinde dünyanın tek başına ayakta duran en büyük kulesi.Dört gözlem kulesi var. Fiyatları var. Döner restorant da var.
En uygunu; Glass Floor(cam taban) ın da olduğu gözlem kulesine çıkmak. Giriş 20 Dolar.
hemen yakında ki görecekleriniz(Zamanınız yoksa içlerini gezmeyiniz.);
A- Metro Toronto onvention Centre: 40.000 kişilik konferans salonu, v.s ile büyük bir komplex.
B-Roy Thomson Hall: Tiyatro salonlarının v.s olduğu kültür merkezi.
C- Rogers Centre

2- Union Station: 1927'de galler prensi tarafından açılam bu tren  istasyonu, sutünları, heykelleri ve seramik tavanlarıyla Yunan- Roma tapınaklarına benziyor.Hemen karşısında;
3-Fairmont Royal York otel: 1929 yılında restorasyondan geçirilen bu otel, çok görkemli.
4-Royal Bank plaza: Pencereleri sarı yaldızlı bu bina pırıl pırıl görünüyor.
5-Toronto Dominion Centre: Beş tane yüksek siyah çelik kule binaları.
6-Commerce court: 57 katlı cam ve çelik bina.
7-FirstCanadian Place: Kanada'nın en yüksek  bu havuzlu, yeşillikli binayı trur ile yarım satte ücretsiz gezebiliyorsunuz.
8-BCE(Brookfielo) place: İç dizaynı çok ferah ve farklı olan bir alış veriş merkezi. Görünüz. bu merkezin içinden merdivenlerle  aşaıya yeraltı çarşısına indiğinizde;
9-Hockey Hall Of Fame: Hergün 9:30-18 arası açık. 17.50 Dolar. 65 yaş üstü 13 Dolar. Kanadanın ulusal sporu olan bu 'Hockey'oldukça büyük ve güzel. İlgileniyorsanız içerisi çok renkli.
10- yeraltı Ağı: Birçok girişi olan bu yeraltı ağında  istediğiniz herşeyi bulabiliyorsunuz. yazı serin, kışın sıcak oluyor. Gezdikten sonra yine aynı noktadan çıkıp, gezinize devam ediniz.
11- Yonge street: 1.896km lik bu yol dünyanın en uzun caddesidir. Toronto'dab başlayıp birleşik devletleri sınırına kadar gider.
Tüm adresler bu caddeye göre  doğu ve  batı olarak adlandırılıyor.
Hemen bu caddenin başlangıcından sola döndüğünüzde front caddesi üzerinde;
12-St Lawrence Market:  pazartesi kapalı, cuma günü ise 8-19  ve diğer günler 8-18 arası açık. Bu kapalı alanda özellikle yiyecek konusunda herşey bulabiliyorsunuz. renkli bir alışveriş mekanı. pazar günleri de bir pazarı kuruluyor. burada yemek de yiyebiliyorsunuz. çevre de çok hareketli. Jonge caddesine geri dönünüz.

III-Downtown  ve Çevresi:
* yonge-Dundas caddelerinin  kesiştiğimeydana akşam üstü gidiniz. çok keyifli.

Jonge caddesinden yukarı devam ettiğinizde ;
1- Old City Hall: Neo-Gotik tarzında saat kulesi de olan taş bina.
Buradan sol tarafa gittiğinizde 'Eaton Centre'  büyük alışveriş merkezini gezebilirsiniz.
2- Mackenzie house: pazartesi kapalı. 12-17 arası açık. Giriş 4 Dolar. 65 yaş üstü 2.30 Dolar. çarşamba 16.30 2dan sonra ücretsiz.şehrin en ünlü veilk belediye başkanının evi.
3- Church Street : farklı mezheplere ait Victoria dönemi Neo-Gotik tarzında kiliseler var.
A- Courch caddesini yukarıya devam ettiğinizde  de gaylerin yaşadığı mahalleye gidiyorsunuz.Buraya Queen's parktan  da geçebilirsiniz.
a-Ünlü gay 'Alexander Wood' un heykeli var. gayler  şans getirsin diye bazı yerlerin rengini dokunmaktan açmışlar.

4-New City hall  ve nathan Phillips Square : Bu belediye binasının önünde ki havuzda , kışın  buz pateni yapılıyor. Yine havuzun etrafındaneol kutlamaları , gösteriler  v.s  oluyormuş.
City hall ise mahkeme binası olarak kullanılıyor.
5- Osgoode Hall: George dönemiçok güzel bir bina. Hele zamanında sığırların girmesi için ferforje  siyah kapılar  harika. İçi , ücretsiz geziliyor.
6- Campbell House: Pazartesi kapalı. 9:30-16:30 arası açık. 1820'de  danıştay başkanı 'Sir William Campbell' in evi.
7- The Grange : pazartesi kapalı.Müze haline getirilmiş , Grange parkının içinde ki  bu malikhane yakınında ki 'Art Gallery of Ontario' ile birlikte giriş ücreti 19:50 Dolar.
Bu malikhane , 1817'de şehrin en zengini tarafından yaptırılmış.  Buradan yukarıya doğru çıktığınızda ;
8-Art gallery of Ontario:Çarşamba günleri 18-20:30 arası ücretsiz.Pazartesi kapalı.10-17:30 arası açık. Giriş 19:50 dolar.65 yaş üstü  16 dolar.
burada 13.yy Avrupa resminden günümüze kadar birçok eser var. tek kelime ile nefis. Zamanım az olduğundan fazla tadını çıkaramadım.
özellikle ayrı bir odada sergilenen Rubens'in 'masumlar Katliamı' eserini görünüz.
Yine The Thomsan  Collection  ve 'herry Moore Sculpture centre' yi kaçırmayınız.Bu müzeden batıya gittiğinizde yakında
9-Chinatown: En büyük olan bu Çin mahallesi renkjli alışveriş dükkanlarıtla dolu.
IV-Müzelerin yoğun olduğu bölge:
1-Queen's Park : çinde
A- Zegislative Building( Ontario'nun parlemento binası): Ücretsiz turlarla gezdiriyorlar. İlk tur 9'da başlıyor.Son tur 16:30'da bitiyor. heryarım saatte bir tur var. Gittiğimde sadece bir katını gezebildim. Diğer katlar onarımdaydı. Ama bina çok görkemli  ve güzeldi.Parktan yukarı doğru devam ettiğinizde
2- Philosopher: Yürüyüş yolu.
3- ROM( Royal Ontario Museum) :  pazartesi kapalı. Cuma  günü 21:30'a kadar açık.Diğer günler 10-18 arası açık. Giriş ücretini unuttum ama sanırım 20 Dolardı. Saat 11'de ücretsiz turlar da oluyormuş.Dört katlı bu müzeyi kesin görmelisiniz. Çok kapsamlı olduğundan zaman ayırmanız gerekiyor.
Özellikle 1.katta ki Asya evleri nefis. İ.S 1300'den üç tane çok büyük Çin duvar resmi, Buda heykelleri, taş heykeller, mezarlar çok güzel.
Yine Japon eserlerinin olduğu bölümde de çok kıymetli eserler var.
Diğer katlarda, doldurulmuş hayvanlar, minareller, Dinazorlar v.s sergileri var. Ben çok gördüğümden fazla ilgilenmedim.Yakınında
4- Bata Shoe Museum: Perşembe 10-20, pazar 12-17, diğer günler10-17 arası açık. Giriş 14 Dolar. 65 yaş üstü 12 Dolar.
kesin gidiniz. İlk giyilen ayakkabılardan günümüze kadar her ülkenin çeşit çeşit ayakkabıları sergileniyor. Çok ilginç.Yakınında
5-Gardiner Museum of Ceramic Art: hergün 10-18 , cuma ise 21'e kadar açık. Hafta sonu da 17'ye kadar açık.Giriş 12 Dolar. 65 yaş üstü 8  Dolar.
Bu müzede çok güzelmiş.Ben rastlamadım.
6-University of Toronto: Gotik binalarıyla çok  güzel  bir üniversite. Her taraf yemyeşil.
7- Yorkville: Toronto'nun en şık alışverş merkezi. Buradan metroya binip 'Dupont' istasyonunda ininiz. Biraz yürüdükten sonra
8- Casa Loma: Hergün 9:30-17 arası açık.Giriş 19 dolar, 65 yaş üstü ise 13 Dolar. 'Henry Pellatt'ın 98 odalı bu malikhanesi, gerçekten muhteşem. Gezmek için zamangerekiyor. özellikle Sera ve tünelden geçilerek gidilen maun ve yerleri seramik olan at ahırlarını kaçırmayınız.
Bu zengin iş adamı, inanılmaz para akıtmış buraya. hele ağaç aksanlar nefis.
NOT: Eğer gezinize erken başlıyorsanız, kesinlikle önce metro ile Caso Lomo'ya gidiniz. orada metro ile Yorkwille'ye gidip gezerek aşağı ininiz.Yani 1. gün müzeleri dolaşınız.
9-Fort SiYork National Historic  Site: Hergün 10-17 arası açık. Giriş 7.62 Dolar, 65 yaş üstü 3.81 Dolar.
Göle yakınsanız yürüyebilirsiniz veya streetcar ile gidiyorsunuz ama kesinlikle değmez. uyduruk birkaç , sonradan aslına uygun yapılmış, tahta evler var.  Burada askerler talim ediyor.
V- otobüsle gidebileveğiniz uzak yerler:
1- Black Creek Pioneer Village: 20 km uzaklıkta. 1860'ların yaşantısını betimleyen kütük kulübelerden oluşan köy yapmışlar.
2-NİAGARA ŞELALESİ
Erje gölünden çıkıp Ontorio gölüne dökülen  şelale.
ben amerika-bufalla'dan geçtiğimden  buradan gitmedim.
sanırım greyhound  otobüsü ile Toronto----Bufalla otobüsü geçiyor. Tur otobüsleri de var. Yine Niagara'da ki gazino servisi ile ücretsiz gidebiliyormuşsunuz.yani ille de Gazino'ya gitmek zorunda değilmişsiniz.
A- Niagara-on-the-lake: Kasaba
a-Niagara Apothecary: 1866'dan kalma ezzane.
b-Fort George
B- Statford: toronto'dan 130 km uzaklıkta ki şehir.
Shakespeare'nin doğduğu şehrin adı verilmiş. Festivalde caz ve hertürlü müzik konserleri var. Yine festivalde Elizabeth dönemi yaşatılıyor.
C- london: Statford'dan 60 km uzaklıkta  ki ingiliz ve orman şehri.
D-Point Pelee National Park: Kanada'nın en güney noktası ve kuş cenneti.
Toronto------Ottova(5 saat, sık otobüs var.gece otobüsü de var.)
ANI 1:
Toronto'da ikinci azerbeycanlı sahibim gay mahallesinde merkezde, güzel bir evde oturuyordu. önce hiçbirşey dikkatimi çekmedi. daha sonra duvarlarda asılı resimlerden gay olduğunu anladım. Zaten kendisi de söyledi.Çok insancıl  ve zeki  bu genç Türkçe dahil dokuz dili çok iyi konuşabiliyordu.
Aradığım fırsatı yakalamışken bu konuda aklıma takılan tüm soruları kendisine sordum.
Hiç bayan arkadaşı olmayan bu gençin  babası  oğlunun özel erkek arkadaşı olduğunu öğrenince ikisini de öldürmeye kalkışmış. kendilerini kanada'ya zor atmışlar. Ama daha sonra arekadaşında ayrılmış.
Bana , kendisininde olduğu ve sanatsal dediği çıplak gay arkadaşlarının posterini hediye etti. Çok iyi kalpliydi. hatta akşamleyin  gay mahallesinde birlikte  gezindik. Birçok görüntü hakkında bana açık açık bilgiler verdi.
ANI 2: Türk kadın.
Toronto2da metroda birisine adres sorarken kağıdımda ki Türkçe yazıları göre  bayan ' Türk müsünüz?' diye sordu. Aynı şehir, aynı ilçeden çıktık. Planını değiştirip benimle gezmeye geldi.On yıldır   Toronto'da  yaşıyorlarmış. Kocası boyacılık yapıyormuş. Üç cocukları var ama daha Toronto'nun bile gezilecek yerlerini bilmiyordu. kendisinin de kabul ettiği gibi çok kapalı yaşam sürüyorlardı.
Ona ' Kanada'ya bir gelmek isteyen bir sürü insan var.. Bu ülkenin  olanaklarından yararlanmalısınız. özellikle çocuklarını 6de  'arabalarıma  olmadığını  ama sadece büyük kızları için Türk okuluna 6.000 dolar ödediklerini ' söyledi. çok yakında ki Niagara şelalesine bile gitmemişler.Gerisini siz düşünün.Diğer iki çocuğu geç doğduğu için annesiz hiç biryerde durmadıklarını da ekledi. Kimisi böyle şansını kullanamıyor.
ANI 3: Yine Toronto'da markete  girerken  kadınlara bakışından tezgahın başında ki adamın Türk olduğunu anladım. 'nerelisiniz?' diye sorduğumda o da bana 'Nerelisiniz' diye sordu.İnatlaştık. 'Türk müsünüz.Hatta Karadenizli misiniz' diye sorduğumda' Tabii bu burunla beni tanımanız normal' dedi. Çok ama çok komik adamdı. Bu Trabzolu hemsehrim beni güldürmekten öldürdü.
.Daha 2 yaşında ki 3. çocuğunu  görmemiş.Türkiye, insanlarını böyle yurt dışına kaçırıyor.

OTTAWA
İçinden Ottawa ve Rideau nehirleri ve Rideau kanalı geçiyor. O nedenle nereye bakarsanız bakınız su gördüğünüzden çok güzel bir şehir.
Nehir ve kanak kenarlarında yine yürüme  ve bisiklet yolları var. Etraf yemyeşil.Keyifli.
Ottowa nehri; Ontario ve Quebec eyaletlerini ayırıyor. Dolayısıyla Ottowa şehri bu iki eyaletlerinin sınırları iinde. Nehirden köoprüyü geçtiğinizde polis, yönetim v.s değişik ama şehir aynı şehir.
Önemli: Her perşembe 16-20 arası tüm müzeler ücretsiz. Art galary ler ise 17-21 arası ücretsiz.
I-Parliament Buildings ve çevresi:
1-parliament Buildings:
 Yandıktan sonra 1916'da onarılan bu Neo- Gotik  bina gerçekten görüntüsü muhteşem.ottowa nehrini tepeden görüyor. Geniş, yeşil, çimenlik bir alanda kurulmuş. Küf yeşili gotik binalarıyla  muhteşem.
Ücretsiz turla içini gezebiliyorsunuz. Tur bileti alabileceğiniz çadır, parlemento binasının yanında. 9'da biletdağıtılmaya başlanıyor. İlk tur, 9:20'de  son tur ise 12.20de var. Bu arada sık tur var. Tur, bir saat sürüyor.
A- Peace Tower: 1.Dünya savaşında ölenlerin anısına parlemento binasının tam önüne dikilmiş.Ben gittiğimde gözlem terası kapalıydı.
B- Library of Parliament: özellikle fotoğraf çekilmeyen  bu muhteşem   kütüphanenin tam ortasında kraliçe Victoria'nın beyaz mermerden heykeli var.
*Parlemento'nun önünde birçok tezgah var.

2- Changing of the Guard: 9:45-10:30 arası ,  Parlemento binasının önünde , Valinin muhafız alayında ki askerlerin yaptığı gösteri.
önce gösteriyi izleyip, sonra parlemento turuna katılabilirsiniz.Yani 10: 30'dan sonra tur almak en iyisi.Hemen yakınında
3-Fairmont Chateau  Laurier: 1912'de yapılmış bu demiryolu oteli  de çok görkemli. Hemen karşısında
5- National War Memorial: 22 asker ve bir atın çektiği top arabası heykeli.
Her gece 22'de parlemento binasında sesli, ışıklı gösteri var.Çok güzel.
Bu bölgeye yürüme mesafesinde
II-DownTown:
Aslında birbirlerine çok yakın  lover ve upper downtown olmak üzere  iki tane var.
Parlemento binasına beş dakika uzaklıkta
1- Upper Down Town'da
A-Sparks street mall: İlk asfalt ve trafiğe kapalı yol.
B-Bank of Canada: 12 katlı aynalarla kaplı  ve yeşil iskeletli.
2-lover Downtown
A-National Gallery of kanada: 10-17 arası açık. Giriş 15 Dolar.65 yaş üstü 12 Dolar. Bu cam binanın kendisi de çok ilginç.İçinde 14.yy'dan yakın zamana kadar resimler var. gerçekten kaçırılmayacak kadar güzel. Ama zaman ayırmak gerekiyor.
B- Nepean Point Park: hemen müzenin arkasında ki hafif tepe. Buradan  otel ve parlemento binasının görüntüsü çok güzel.
C- Basillica of Notre-Dam: 1858 yapımı neo- Gotik sivri kuleli bu kilisenin dışı , özellikle içi çok güzel. Müzenin hemen karşısında;
D- Bxward Market: kapalı binada her türlü yiyecek satılıyor. marketin çevresi çok hareketli. Restoranlar, barlar, gece klupleri...Gecesi de çok canlı.

III-Su sex Caddesi: Şık alışveriş dükkanlarının olduğu cadde.
1-Rideau Falls: Rideau nehrinin , green adasında ki ottowa nehrine döküldüğü yerde.
2-Sussex Drive:
A- şelalelerden sonra Fransız elçiliğinin yanında  bahçenin içinde başbakanın evi var. Ağaçlardan zor görünüyor. Karşısında
B- Rideau Hall: genel valinin evi. İçini ücretsiz turla gezebiliyorsunuz.Özellikle yemyeşil çimenlikli bahçesi çok güzel. Yoldan biraz ilerlediğinizde
3- Rockcliffe Park: Ottowa nehrini görüyor.
A- Rockcliffe Lookout: Manzara seyretmek için.
Aynı yoldan geri gelirken 'Point Alexandra' köprüsünden Ottowa nehrini geçerek(Quebec tarafında.)i
IV- Diğer Müzeler:
1- Civilisation Museum: Hergün açık. Giriş 12 Dolar. Binası da ilginç  dört katlı bu müze çok kapsamlı ve görülmeye değer. İlk kez benzerlerinden farklı bir müze gördüm.
İlk kurulduğundan beri ülkenin yaşamını bire bir  yaşatmışlar.Sanki   o yıllarda o mahallerde yaşıyormuşsunuz    gibi. herşey yerli yerinde. Yine eğlenceli bölümlerde var.
Daha sonra diğer köprüden tekrar nehri geçerek;
2-Canadian War Museum: hergün 9-18 arası açık. Giriş 12 dolar. Daha çok  fotoğraflara Kanada'nın katıldığı savaşları  anlatıyor. İsterseniz Downtown'da
3- Memorial Museum, Canadian Museum of Nature: Girişn10 Dolar. Yine doldurulmuş hayvanlar, minareller, v.s  var. Ayrıca gerçek dinazor kemiklerinin olduğu 'Energy
 Fossil Gallery' var.
4- Currency  Museum: Yerlilerden , koloni döneminden , günümüze kullanılan paralar.Ayrıca üç tonluk taş para burada.
V- Kanal ve Nehir kıyısı gezileri:
Bisikletle veya kısa mesafeli yürüyüşler;;
1- Rideau kanal: Ontario gölünü 200km lik kanal ile ottowa  nehrine askeri ve ticari amaçla  bağlamışlar.
özellikle parlemento binasının aşağısında  havuzlar yardımı ile yatların nasıl ilerlediğini izlemek ilginç.
2- nehir Kenarı: Aslında  nehir kenarı(Özellikle Rideau  nehri.) kenarı, yürümek ve bisiklete binmek için çok keyifli. nehrin bir yerinde, Zemini kaya olan  bölümünden yürüyerek karşıya geçebiliyorsunuz.
*Bir saat onbeş dakikalık kanal tur, 19 Dolar. Birbuçuk  saatlik nehir turu ise 21 Dolar. 65 yaş üstü olanlara indirim var.

VI-Uzaklar:
1- Gatineau park: Araba ile 20 dakika uzaklıkta orman ve göller bölgesi. Yürüyebilir, bisiklete binebilir, kano ile gölde gezebilirsiniz.
2- Upper Canada Village: 86 km.
3- Kingston (180 km-Thousand Island)

Ottowa-----Quebec( 6 saat, Montreal'de otobüs değiştiriyoprsunuz. yani önce Montreal, sonra Quebec.)
QUEBEC
Ottowa'dan Quebec2e gitmek üzere Montreal'e geldim. Quebec otobüsüne binmek istediğimde' Discovery pass bileti'min bu güzergahta  geçersiz (Qubec) olduğunu söylediler. Beni bekleyen Couchsurfer  olduğundan  bilet alayım dedim. İki saatlik yol 37 Dolar. Kanada Dolarım yetmedi. Euromu bozmadılar. Ben de zaman kaybetmemek için  Montreal'de kalayım dedim. Montreal'i gezince ve göl gezisine de gidince zaman kalmadığından maalesef Quebec'e gidemedim.

MONTREAL
Gördüğüm en farklı şehir. Yaşam var. İstanbul gibi insanlar sokakta. Hele barlar, restorantlar ağzına kadar dolu. Yiyip, içip , gezip keyf çatıyorlar. Kahkaha atıyorlar.
Fransız kökenli olmaları, kesinlikle fark yaratmış. İngilizler gibi soğuk dediler.
Şehri gezmek çok kolay değil. Mesafeler fazla. En azından bazı yerler için bisiklet gerekiyor.
Şehir, iki nehrin kesiştiği  bir adanın üzerinde  kurulmuş.
Önemli: gezmek için şehrin bazı yerlerinde sadece sıradan bir kimlik vererek 10-18 arası  ücretsiz bisiklet alabiliyorsunuz. Ama en azından 9:30'da  dağıtım yerinde bulununuz.Bisiklet kalmıyabiliyor.
Örneğin Berri ve mont Royal caddelerinin kesiştiği  turist infodan bisiklet alıp hemen dağa tırmanınız.
I- Mont Royal(Parc du Mont-Royal): otobüs, fayton, bisiklet(Biraz yokuş var.) veya yürüyerek  çıkabilirsiniz. Piknik yapmak için de çok güzel.
1- Chalet de la Montagne: kışın kayak evi. Taştan ve güzel. Önünden kentin manzarasını seyrede  biliyorsunuz. Buradan 15 dakika yürüme mesafesinde
2- La Croix du  Royal: Gece ışıklandırılan büyük metal haç.  Gitmeye değmez. geldiğin yoldan geri dönünüz.
3- Loc Aux Castors(Beaver Gölü); Buraya da yürüyerek 15 dakika da ulaşabiliyorsunuz.
Buradan dağın eteğine yakın
4- Oratoire  St- Joseph : her yıl iki milyon hacının ziyaret ettiği devesa tapınağın  kubbesi, Roma- San Pietro 'dan sonra en büyük  kubbedir.
2. katta Brother Andre'nin kalbi 4. katta mezarı  var.
II- Şehir Merkezi:
1- SquareDorchester: Sıradan bir meydan. Sarhoşların mekanı ama merkez.
2- Marie- Reine- Du- Monde Katedrali: Roma'da ki 'san Petro'  bazakilasının yarı oranında küçülterek 19.yy'da yapılmış hali. İçi de çok güzel.
3- Sun Life: 1933 yılında İngiliz İmparatorluğununen büyük gök deleniymiş.
4- Royal Bank: Haç şeklinde bir bina.
5- Place Ville-Marie: 1962 yapımlı meydan.
Jean -Meance caddesinde;
6- Complexe  Desjardins: 1976 olimpiyatlarında yapılmış çok katlı alışveriş merkezi.
7- Place des Arts: Modern kültür merkezi.tiyatro v.s...
A- Muse'e D'Art Contemporain: Giriş 10 Dolar. Değmez.
B- Salle Wilfrid Pelletier: Binası oldukça ilginç.Buradan geriye
8-Rue Ste Catherine: Canlı, hareketli, büyük alışveriş caddesi.
A- Christ Church:  1859  yapımlı Anglikan , İngiliz gotik tarzında katedral.
9- Rue Crescent: Victoria dönemi taş evler , bar, butik, galeriye dönüştürülmüş. Güzel bir sokak.
10- Rue Sherbrooke: Zarif evler ve şık butiklerin olduğu cadde.
A- Ritz- Cariton Hotel: benim gittiğimde onarımdaydı. Ama yine de çok gösterişliydi.
B- Quartier de Museefart Müzesi: Pazartesi kapalı.
III- Vieux-Montreal (Old Montreal)
*Old Montreal'e girmeden hemen önce China Town'u ziyaret edebilirsiniz.
Burada birçok tarihi ev restore edilmiş. Sırasıyla;
1- Place D'armes: fransızlarla  İnokuların ilk meydan savaşlarını yaptığı bölge.
A- Bailigue Notro-dame: Giriş 5 dolar. 19.yy neo- gotik  .Dışı da çok görkemli. İçindeki şapheli ve küçük müzeyi görebilirsiniz.
Pazar, pazartesi hariç her gece 18:30 ve 20: 30'da bazakilanın içinde ışıklı show var. Bir saat sürüyor.10 dolar.
B- Seminary of St- Sulpice(1685): Misyonerlik zamanında kalma bina. İçi gezilmiyor. Ama kuzey Amerika'nın 1710 tarihli en eski saat kulesi bu binanın yanında.
C- Maisonneuve heykeli: Bayraklı heykel.
D- Bank of Montreal: Neo- klasik  tarzda 1847'de yapılmış.Girişi siyah mermer sutunlar, pirinç şamdanlarla çok şık. İçinde ki küçük müzeyi de  ücretsiz  gezebilirsiniz.

2- Place Royal : meydan.
A- Pointe-a Callieres: Bu müze, Ville- Marie yerleşimcilerinin karaya ilk ayak bastıkları bölge. Müze girişi 15 dolar. Önce Montreal'in kuruluşundan günümüze kadar geçirdiği evreleri anlatan film izliyorsunuz.
daha sonra ilk yerleşimin olduğu kalıntıların olduğu alt kata iniyorsunuz. gezdikten sonra 'Boutique du Muse'e'den çıkılıyor. Çıkış, girişten bayağı uzak.
B- Dikili Taş: 19.yy'da  liman ticaretini geliştiren 'John Young' için dikilmiştir.
3-A- Centre D' Histoire de Montreal: Kırmızı tuğladan eski itfaiye  binası. şu anda müze. pazartesi kapalı . Giriş 6 Dolar.
B- E Curies D'Youville: Bu bölgede gri taş ,19.yy binaları var. Birçoğu bahçe içinde restoran veya ofis olmuş. 'Gibby's ' bunlardan viri.
Buradan geri nehir kenarında dönerek 'Old port'u gör.
4-Place Jaggues- Cartier: Taş  döşeli bu sokak, sanatcılar, açık havarestoranları, kafeler v.s ile en hareketli bölge. Eğimli çatılı taş binalar sıralanmış.
A- Lord Horatio nelson'un heykeli.Biraz ilerisinde
B- Hotel de Ville: Fransız rönesans tarzında çok görkemli bina. Şu anda city hall. İlk katını ücretsiz gezebiliyorsunuz. Karşısında
C- Chateau Ramezay: hergün açık. 1724'e kadar fransız valisi 'Claude de Ramezay ' yaşamış. Giriş 10 dolar. Şu an, eşyalarının sergilendiği müze.
5-Rue  Bonsecours: tarihi binaların olduğu cadde.
A- Maison papineau: 1785 tarihli,bu politikacının yaşadığı gri renkli bu evin çatısında çift sıartavan odaları  var. Ama içi gezilmiyor.
B- Maison du caluef(1725): zengin tüccarın bu evi şu anda otel ve restorant. Müzesi de var. pazartesi kapalı.
C- Notre-De- Bon- Secours : Pazartesi kapalı. harika gotik kilise. Tavanında ışıklandırılmış gemi modelleri var. Kiliseden manzaraya bakınız.
IV- Olympic Park ve Botanical  gardens: Yan yanalar. metro, otobüs, veya bisikletle gidiliyor.
1- Olympic park: 1976olimpiyatlar için yapılmış. İçini ücretsiz gezebiliyorsunuz.
A- Olympic Stadium: 55.000 kişilik .rehberli, ücretli  turla geziliyor.
B- Biodo'me montreal Museum: 16.50 Dolar. Girişyağmur ormanları, kutup , okyanus ve orman hayvanları tanıtılıyor.
2- Botanical Gardens: Çok büyük.Bisikletle keyifle geziliyor.
A- İnsectarium : Giriş 16.50 Dolar.Eğer, İnsectarium ve Biodo'm  biletini birlikte alırsanız 28 dolar.
İçinde japon ve Çin bahçesi var. Ayrıca kelebek ve böcek kolleksiyonu var.
buradan bisiklet veya otobüsle
V- Nehir(St Lawrence River) kenarında ki sunni adalar.'Ste-Helene ve Notre Dame ' köprüsünden geçerek  gidebilirsiniz.
Bu adalar yemyeşil ve piknik yapmak için ideal. Ayrıca birçok kültürel etkinliğin yapıldığınalanlar ve gezilecek yerler var. Çok hareketli  ve güzel adalar.
1- Sainte- Helene adası:
A- Musee Stewart of The fort: Askeri ve gemi modelleri var.
B- Biosphere: Ücretsiz. Çevre ile ilgili eğlenceli deneyler yapılıyor. Gözlem terası var.
C- Parc Jean Drapeal: Göl var.hareketli bölge.
2- Notre-Dame  adası:
A- Casino
B- St Lambert Lock: Bu gözlem kulesine gitmeye değmez.
Tekrar geldiğin yoldan geri gelip en yakın köprüden geçerek yolda kutu kutu şeklinde ki çirkin 'Habitat 67' evlerini görüp eski Montreal'e geliniz.

VI- Diğer gezilecek yerler: Aslında burası Downtown'a yakın .Şehir merkezi gezinizle birleştirebilirsiniz.
1- Saint Laurent : Bu cadde üzerinde birçok etnik gruba ait lokanta ve kafe bulabilirsiniz.Bu caddeden başlayan
A- Prince Arthur: taş yaya yollu sokak.restoranları, butikleri, cafeleriyle keyifli bir yer. Hemen bitişiğinde
B- saint Louis: küçük bir park. Çevresinde Victoria dönemi çok güzel renkli evler var.
ANI:
Montreal'de ev sahibim Demet ve Jean ile  2. gün göle gittik. demetlerin teknesi  vardı. Arkadaşları ile Yaş  gününü kutladık. ertesi gün de 85 yaşında komşuları olan kanadalının yaş gününü kutladık. herşey çok güzeldi. Gölde yüzdük. yelkenleri açıp gezdik.çok mutlu şekilde bu uzun gezimi de tamamladım.
ertesi gün İstanbul'a uctum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder