11 Haziran 2018 Pazartesi

2-KORE

KORE

1- Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti veya   Kuzey Kore
(Başkenti, Pyongyang, Yüzölçümü,120,540 km²  Komşuları, Çin, Rusya, Güney Kore ve  nüfusu, 23milyon  civarında.)
2-Güney Kore Cumhuriyeti ( Başkenti, Seul, Yüzölçümü, 99.274 km²   Komşuları, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Nüfusu elli milyon  civarında.)olmak üzere iki ülkeden oluşmaktadır.

GÜNEY KORE

Uzun süre Çin ve Japonya hakimiyetinde kalan ülkede artık özellikle gençler arasında olanlar unutulmuş. Hatta kuzey Kore ile güney Kore arasında illegal yollardan giriş ve çıkış yapılıyor.


İKLİM
 Yazlar sıcak ve nemli, kışlar çok sert geçer.
Mart, nisan, mayıs→ Bahar. Ama nisan ayında Çin’den gelen tozlu  rüzgar nedeni ile insanlar maske ile geziyorlar.
Haziran, temmuz→ Yağışlı ama ben haziranda  oradayken yağış görmedim.
Ağustos, eylül→ Sıcak ve nemli
Ekim→ Sonbahar
Kışın özellikle Seul ve kuzey bölgesinde kar yağışı yoğundur.

PARA
Kore’ nin para birimi wonu.  Oteller, Havaalanı veya Exchange büfelerinden paranızı değiştirebiliyorsunuz.
Hava alanında
1$=1.330-1.029W
Döviz bürosunda
1$=106000, 1€=125000W.
Otelde;
1$=1.019.00W
1€=1.199.00W
Kore, Japonya’ya göre daha ucuz ama bize göre pahalı sayılır. Her türlü sebze ve meyveyi bulabiliyorsunuz. Pazarları çok bol.
Bir öğretmenin maaşı 3000$ civarında.
Seul’da tek odalı kenarda bir evin kirası 400$cıvarında.
ULAŞIM
Trafik sağdan. Bizim gibi trafik kurallarına çok önem vermiyorlar.
Metro girişleri turnikeli veya açılır kapanır kapı şeklinde. Çok az yerde görevli var. Bunlar çok dürüst halk. Buna rağmen herkes kartını basıp geçiyor.
Metrolarda yaşlılara, sakatlara, çocuklulara ve hamilelere her vagonun her iki tarafında yerler ayrılmış. Gençler buralara oturmuyor.

Metro,  65 yaşın üzerindekilere ücretsiz. Birçok yerde indirim alabiliyorlar.
Taksilerin renklerine göre fiyatları farklı. Siyah renkli taksilerin fiyatları diğerlerinden daha pahalı.

DİL
Busan,da ki Hintli proföser ev sahibinin dediğine göre bunların dillide bizim gibi Ural-Altay kökenliymiş. Yani sondan eklemeli dilleri var. Harfleri de kendileri gibi yuvarlak formda.
DİN

 İkinci Dünya Savaşı sonuna dek Güney Kore nüfusunun çoğunluğunun dini Budizm, Taoizm veya Konfüçyüs iken 1945'ten sonra ülkede Hıristiyanların nüfusu   hızla artınca Hristiyanlıkta   %5’ten %35'e çıkmış. Bugünlerde oranın eşit olduğu söyleniyor. Sonradan farklı dine dönen herkeste olduğu gibi Koreliler de abatmışlar. Gece binaların tepesinde parlayan kocaman neon haclarında durum belli oluyor zaten.

Şu anda dinleri, Budistlik ve Katolik Hristiyanlık. Samsun’da Koreli misyonerlerin çalıştığı kiliseye rastladığımda çok şaşırmıştım. Neden geldiklerini de sormuştum. Biraz da gereksiz bulmuştum. İnsanların dinini değiştirmeye ne gerek var. İbadet kısmı hariç tavsiye kısmı aynı. Uygulayan zaten yok.
Nazi sembolünün ters yönde ki Gamalı Haç, şans getirmesi ve ölümden sonraki 4 değişik dirilmeyi simgelediği için tapınaklarda çok sık kullanılıyor.

Tek tük   Müslümanlığa geçen Koreli  var. Sadece Seul’da büyük camii var. İmamı Koreli. Ülkede 10 tane mescit benzeri ibadethane varmış.

YEMEK
Deniz ürünlerinin yanında, diğer etleri, özellikle tavuk etini de çok kullanıyorlar. Genelde yemeklerinde soya yağı kullanıyorlar. Az yağda kızartmayı tercih ediyorlar. Çok farklı yemek çeşitleri var. Yağ kokusu almadıklarımın çoğunu denedim. Alıştıktan sonra Kore mutfağı sağlıklı ve lezzetli denilebilir. Kurutulmuş mürekkep balığı çok tüketiyorlar. Fasulyenin siyahı, kırmızısı gibi çok çeşitleri var. Her türlü yemeğini yapıyorlar.
Kimchi: Bizim acılı lahana turşusuna benzeyen geleneksel yemekleri. Acılı sosu tek tek yaprakların arasına sürerek hazırlıyorlar. Her türlü sebzeden ve deniz ürününden yapıyorlar. Yemeklerde her zaman servis ediliyor.
Ginseng: Kore’nin en ünlü turpa benzeyen sebzesi. Yedi yılda yetişen bu bitkinin her derde deva olduğu kabul ediliyor. Toz şeklinde de satışı var.

Soju: Pirincin damıtılması ile yapılan Korelilerin milli içecekleri soju, sake’den daha sert olduğu söyleniyor. Küçük bardaklarla içiyorlar.

  Barbekü(BBQ): Kore’de bizim tabirimiz ile mangalda” kendin pişir, kendin ye” ye benziyor. Masanın ortasına konulan tüplü veya farklı malzeme ile yanan  ocaklarda  istediğiniz yemeği pişirebiliyorsunuz. Et kızartabiliyorsunuz. Bir taraftan da yiyorsunuz. Bazı restoranlarda dumanı almak için yukardan sarkan özel bacalar da var. Masaya birçok farklı sos ve sebze garnitürleri geliyor. Yemek sonunda da yağsız  pilav, noodle yada farklı çorbalar  geliyor.

Ayrıca özellikle tavuk restoranlarından farklı soslara bulanmış tavuk yiyebilirsiniz.

 Haşlanmış ipek böceklerini, ince uzun salyangozları kürdanla keyifle yiyorlar. Sokakların yemek kokuları beni biraz rahatsız etti.
Burada marketten aldığım balık sosisini çok sevdim.
Keleğe benzeyen fazla tatlı olmayan sarı küçük kavunları da çok ünlü.


En ünlü yemeklerinden:
NANGMYEON: Sıcak suyun içinde haşlanmış nodul ve ince uzun doğranmış salatalık parçaları
BULGOGI: Haşlanmış nodul ve inek eti. Ben bunu çok sevdim.
MANDU: Tüm Asya’da rastlayacağınız büyük mantı. İçine et ve sebze karışımı koyarak haşlıyorlar veya az yağda kızartıyorlar.
JEON: Sebze garnitürü.
VARIOUS NAMOOL: Sebze kimçilerinin yumurtaya bulanarak yağsız tavada kızartılması. Tezgâhlarda çok sık satılıyor
Mook: meşe palamudunun ezmesi. Koreliler çok seviyor ama kokusundan hoşlanmadım.
LAMYON: Bizim erişte ve makarnaya benziyor.
BİBİMBAP:Kuru pılav.
EVLER
Dağlardan oluşan ülke olduğu için ev fiyatları çok yüksek.
Uçaktan bakınca ince uzun apartman tarlası gibi görünüyordu. Aslında çoğu apartman kademeli olarak inşa edildiğinden her kademesi ince, uzun bir apartman gibi görünüyor ama çok yüksek olmalarına rağmen estetikler. Farklı ve iç açıcı renkler kullanmışlar.
Yalnız birbirine benzeyen bu numaralandırılmış apartmanlarda adres bulmak oldukça zor.
İki oda ve bir salon evin kirası Jeju adasında kirası 600$.Japonya’ da ki gibi burada da tek kişilik katların olduğu apartmanlar var ama katlar, daha büyük. Eşyaları bile burada Japonya’ya göre büyüdü.
Eski geleneksel evler: Tek katlı bu geleneksel evler, büyük ahşap kapı ile avluya açılıyor. Avluda ailenin oturacağı ahşap oturaklar var. Avludan da evin odalarına açılan kapılar var. Eski sundurmalı evlerin hemen hemen tüm aksamları ve eşyaları ahşaptan. Çok şirinler.
Pencerelerinde ahşap dilimi süslerin üstüne cam takılmış. Ayrıca yine ahşap süslü çerçeveler kâğıt ile kaplanarak panjur olarak kullanılmış.
Zeminde bir şey serili değil. Genelde ince yer yatağında yatıyorlar.
         

İNSAN
Japonların mesafeli duruşlarından sonra bana Koreliler inanılmaz sevimli geldiler. Aslında bize çok benzettim. Havaalanından başlayarak el birliği ile yardım etmeye başladılar. Çok konuşkan ve sıcaklar. Korelilere canım çok ısındı. Adamlar bıyıksız,  sakalsız olduğundan mı çok temiz yüzlü görünüyorlar.
Şehre vardığım da gençler elele kol kola gezdiğini görünce iyice keyiflendim. Tezgâhlar, gürültü, hareketlilik… Hoş geldim Türkiye’ye.
Hatta biletimi bulamadığımı fark eden Koreli kadın el işareti ile beni kendisine yapıştırarak turnikeden geçirdi. Bize benziyorlar dedim ya.
Temizlik ölçüleri de bizle aynı derecede sayılır
Hatları,  Japonlara göre daha yuvarlak. Çoğunun kaşları dövme. Bu ülkede de orta yaş kadınları bana çok güzel ve bakımlı geldiler. Orta boy saç kesimleri var. Genci, yaşlısı hatta lise öğrencileri,  canlı kırmızı ruj sürmeden sokağa çıkmıyor. Bunun sırrını sonradan öğrendim. Dudaklarına kırmızı krem gibi bir şey sürüyorlar. Biraz bekledikten sonra oluşan üzerinde ki zarı çıkarıyorlar. Dudakları böylece uzun süre kırmızı görünüyor.
Giyimleri de bize benziyorlar. Sadece şort ve mini eteği bizden daha rahat kullanabiliyorlar. Modayı takip etmeyi seviyorlar. Ben gittiğimde buluzun bir kısmını dışarda bırakmak modaydı
Koreliler temiz ve bakımlılar. Evleri de temiz. Güzel görünmeyi seviyorlar. Aslında Asya’nın en hoş kızları burada ama ucuz olduğundan çene daraltma ve gözlerini yuvartlatma estetik ameliyatları çok yaygın.
Bizim ülkede ki gibi kadınlara sınırlı hak verildiğinden nüfus artış oranı çok düşük.
Dışarda yemek yemeyi ve içmeyi seviyorlar. Yollara uzanmış çok sarhoş gördüm.
Dışarda yatan evsizlerde az değil. Özellikle metro, geceleri evsizlerin mekanı oluyor.
KISA KISA
-Yemek yerken höpürdeterek ses çıkarmak, yemeği beğendiğiniz anlamına geliyor.
- Çinliler, Koreli yöneticileri zehirlerken, saf gümüşün yemekteki zehirden karardığını fark eden Koreli krallar sadece gümüş yemek takımı kullanmışlar. Kore halkı da gümüş kullanamadıklarından metal kullanmaya başlamışlar. Yemek çubukları dâhil mutfak eşyalarının çoğu metalden.
- Kore de eski model telefonlarınız çalışmazsa   Havaalanında KTF’den  telefon kıralıyabiliyorsunuz.
-saati, Türkiye’den 6 saat ileride.
-Çok güvenli bir ülke. Geç saatlere kadar dışarda dolaşabilirsiniz.
- Korede Kim, Lee ve Park soyadları çok yaygın olarak kullanılıyor.

- Bunlarda siyah maske takıyorlar.
-Gençler askere 18 yaşından sonra iki yıl askerlik yapıyorlar. Üniversiteye gitmek için erteleyebiliyorlar.
-Açık alanda bile sigara içilecek yerler var.
- Otellerin önünde, politik broşür dağıtırken vb. görevliler gelip geçenlerin karşısında yerlere kadar eğilerek selam veriyorlar.

-Özellikle yabancılarla çalışan şirket görevlileri, ilişkilerde daha rahat olsun diye İngilizce isim kullanıyorlar. Dükkânlara da bizim gibi İngiliz isimleri vermeyi seviyorlar.
-Starbucks  Caffee’ler çok sık karşınıza çıkıyor.
-60yaşından önce emekli oluyorlar.
-Yedi eleven ve diğer benzeri marketler var. Japonya’daki gibi çok çeşit yok ama aldığınız börekleri market içinde ki fırınlarda ısıtıp oturarak yiyebiliyorsunuz. Burada da sık olmasa da içecek satın alabileceğiniz makinalar var.
-Genelde arabalarının rengi, siyah, beyaz ve gri.
-Koreliler bizim gibi güzel ülkelerini yüksek apartmanlarla taş yığınına çevirmişler. Yetmemiş her tarafa gereksiz heykel, objeler yerleştirmişler. Ülkelerinin doğallığını biraz bozmuşlar.
- Köpek eti yiyorlar ama çoğu kucağında evcil hayvanlarla geziyorlar.  Hatta bazıları köpeklerini çocuk arabaları ile gezdiriyorlar. Bu ülkede çocuk ve evcil köpeklere dokunamıyorsunuz.
- Korelilerin en önemli eeğlencelerinden biri de Karaoke barlar.
-Kore, dünyanın en büyük çevrimiçi bilgisayar oyunlarının pazarına sahip. Bu oyunları kesintisiz yayınlayan TV kanalları var.
- Otellerde hafta sonları geleneksel giysileri ile düğün yapıyorlar.

-Hyundai, Kia, Daewoo, Daıhatsu  araba markaları Kore’ye ait.

-Açık havada bile sigara içilecek ayrı bölgeleri var.

-Eğitime çok önem veriyorlar. Gençlerin çoğu zamanını kütüphanede geçiriyor.
Seul’da eskiden bizde ki gibi kızların okuması kolay olmadığından kurulmuş kız üniversiteleri hala var.

BUSAN (Gezmek İçİn en az İkI gün gereklİ. Eğer” Gyeongcu” ya gidecekseniz üç gün gerekli.)
Havaalanında İç hatlar İle dış hatlar arası yürüme beş dakika. Terminallerin arasında ki metro istasyonuna, terminallerin en alt katından geçiyorsunuz. Ben yanılıp üsten araç yolu ile yolu uzattım.
Hava alanından şehir merkezine metro, otobüs ve taksi var.
Havaalanından  şehir merkezİ “Seomyeon”a metro İle yarım saatte ulaşabiliyorsunuz.
 Açık hava seyyar lokantaları ve  balık yemekleriyle de ünlü.

Deniz kenarında dağların arasında vadide tepelere doğru kurulmuş bu  nüfusu dört  milyona yaklaşan ve büyük limanı olan şehirde deniz,  karanın içine yer yer girdiğinden yarım adacıklar oluşturmuş. Bu nedenle Busan’da gezilecek yerler arası haritada yakın gibi görünüyor ama özellikle otobüs kullanmak zorunda olduğunuz hatlarda çok zaman kaybediyorsunuz. İstanbul gibi git git bitmiyor.
Tahmin ettiğimden daha büyük bir şehir. Benim gezdiğim iki gün çok rüzgâr vardı ama hava soğuk değildi. Zaten rüzgâr sörfü yapılan plajları çok kalabalıktı.
Ulaşım:  Metro ve otobüsle.  Metro’da girişlerde turnike olduğundan genelde görevli yok ama sakatlar vb. için açılan kanatlı giriş var. Çıkarken de biletinizi okutturarak turnikelerden çıkabiliyorsunuz.
Otobüslerde ise bizdeki gibi kartınızı ön kapıdan girişte okutup arka kapıdan iniyorsunuz.
Busan City Tor: BU üstü açık gezi otobüsleri ile şehri gezebilirsiniz. -Keyifli oluyor.
ücreti günlük 15000W=14$. Kolunuza yeşil renkli kağıttan bileklik takıyorlar. Durakları ise otobüs duraklarının yakınında oluyor.



I-MERKEZ
Not: Hyundai otomobil fabrikası ve tersanesini de gezebilirsiniz.
1-SEOMYEON
Çok hareketli ve renkli bölge. Çevresinde ki caddelerde her türlü eşyanın satıldığı tezgahlar kurulmuştu.
A-Seomyen Underground Shopping Center: Keyifle gezebileceğiniz bir yer.
B- Lotte Store: Çok şık mağazalar, Casino var. Roma’nın aşk çeşmesini kopyasını yapmışlar. Buradan Lotte oteline çıkabiliyorsunuz.
Seomyen→Nampo(Metro veya otobüs)
2-Bujeon: Merkezden bir durak ileride meyve ve sebze pazarı.
II-MERKEZİN KUZEY BATISI
1-NAMPO
Bu bölgede sanırım hafta sonu olduğundan inanılmaz kalabalıktı.
A-Jagalchi Fish Market: Deniz kenarında çok büyük binanın giriş katında ki bu balık marketinde çok çeşitli balık ve deniz ürünlerini taze ve canlı olarak bulabiliyorsunuz. Burada akvaryumda ki beğendiğiniz balık hemen kesilip, pişirilip servis ediliyor. Ahtapotlar ise pişirilmeden sos ile çiğ olarak servis ediliyor.
 Yalnız yılan balığı ve benzeri diğer balığın(Sanırım yavru müren balıklarıydı.) canlı olarak başını  tezgahta ki çiviye  geçiriyorlar. Boylamasına bıçakla tüm vücudunu yarıp ustalıkla derisinden ayırıyorlar. Öyle ki derilerinden ayrılan balıklar anadan üryan hala kıpır kıpır hareket etmeye devam ediyorlardı. Şu anda bunu yazarken bile midem bulandı. Resmen vahşet.
İkinci katta ise sedirlerin üzerine yer masaları yapmışlar. İnsanlar, ayakkabılarını çıkarıp masaya oturuyorlar. Masaya tüple çalışan ocağın üzerinde seçtiğiniz balıklar vb. pişiyorsunuz. Yanında kimçi, yeşil biber, sos, sarımsak, kabuklu fıstık ve marula benzeyen yapraklar da koyuyorlar. Bu yapraklara balık parçalarını ve diğerlerini koyup bohçalayıp yiyorsunuz. Ben çok az yiyebildim.  Balıkların temizleniş şekli beni çok etkiledi.


B-Gukje Market: Bizde ki ne ararsan satın alabileceğiniz tezgâhların ve dükkanların olduğu Pazar.
C-Yongdusan Park ve Busan Tover
Bu canlı semti gezdikten sonra 17 numaralı otobüse binip son durakta ininiz. Tekrar yukarı çıkan herhengi bir otobüse binerek
2-GAMCHEON CULTURE VİLLAGE
Ben  bu dağın yamacına doğru yayılmış rengarenk evli köye bayıldım.  Dar sokaklar, sevimli dükkanlar, resimli duvarlar v.b gezilmesi çok keyifli bir bölge.
Not: İsterseniz buradan devam ederek “Dadaep Beach”e geçebilirsiniz.
Nampo’dan otobüs ile
3-SONGDO BEACH
Önce bu güzel kumsalın içinde ki yürüme standında yürüyerek çevre manzarasını seyrediniz. Yalnız tepede kocaman çirkin kaplumbağa heykelleri, denizde çok gereksiz balina heykeli ve benzerleri yapılarak çevre kalabalıklaştırılmış.
Sonra yine çok gereksiz .  Jurasik parkta ki gıbi bağıran ve hareket eden dinazorların olduğu Songnim parkını gezinız. Buradan teleferiğe binerek karşı kıyıda ki  Amnam parka geçiniz.Amman parkta da aynı dinazorlar var. Buradan tekrar teleferikle geri dönünüz. Tek yön gidiş 12.000, gıdiş dönüş ise 15.000V. Teleferikten deniz kıyısı ve  kayalıkların görüntüsü harika.
 Ben bilemediğimden deniz kıyısında ki asma köprülerden ve merdivenlerden tırmanarak Amnam parkına giderek tek yön bileti ile karşıya geçtim. Manzara çok güzeldi ama yorucu oldu. Oraya gittikten sonra araçlarında gelebildiğini gördüm. Siz aynı güzel manzarayı zaten teleferikle geçerken göreceksiniz.
Not: Ben önce  Nampo’dan 30 numaralı otobüsle Songdo kumsalına geçtim ama  buradan  gamcheon culture village geçmem zor oldu.
4-TAEJONGDEA: Bu küçük ada çevresinde ki yarım adalara köprü ile geçiliyor.
Nampo’dan  8 nolu otobüs ile en son durakta ininiz. Daha sonra yürüyerek varıyorsunuz.
Daha sonra tepeye manzara seyretmek için ya bir saat tırmanacaksınız. Veya küçük tren ile gidip dönebiliyorsunuz. ücreti 3000W.
Trenden indikten sonra biraz daha yürüyerek fenere ulaşabiliyorsunuz. Buradan denizin, dev kayaların ve küçük adacıkların manzarası gerçekten görülmeye değer.
Bu adada Deniz müzesi ve uluslararası gemi terminali de var.
III- MERKEZİN DOGUSU
Taejongdea→Pease Park ve Sculpture Park(1006 nolu otobüs ile gidiliyor. 101 nolu otobüse binerseniz en son durakta inip biraz yürümenız verekıyor. Veya “Daeyeon” metro durağında inip tekrar otobüse binmeniz gerekiyor.)
BARIŞ PARKI
UN Memorial Cementry: Dekoratif çam ağa ları ile çevrili bu mezarlıkta savaşa katılan ülkelerin askerlerinin mezarları var. Tüm mezarlar, yeşillikler ve güller içinde çok bakımlılar. Türk askerlerinin mezarları ilk sırada.
Buradan otobüs veya metro ile

2-GWANGALLİ BEACH: Ben burada konakladım. İstanbul boğazına benzeyen köprüsü, farklı renkleri ile ışıl ışıldı. Hafta sonu olduğundan çok hareketliydi. Sokak gösterileri de vardı. En çok bu plajı beğendim.
Metro veya otobüs ile

3-HAEUNDAE : Kumsalların en ünlüsü bu. Ben gittiğimde kum festivali vardı. Yine sokak gösterileri, tezgahlark ile çok hareketli ve kalabalıktı.
Buradan 100,139 veya181 nolu otobüsle

4-HEDONG YONGGUNGS TEMPLE:
Otobüsten indikten sonra yukarı doğru tırmanıyorsunuz. Yiyecek ve hediyelik eşya satan hareketli çarşıyı geçtikten sonra sızı heykeller karşılıyor. Buda’nın doğum haftası(21 mayıs) nedeni ile bu tapınakta binlerce renkli fenerle süslenmişti. Gecesini görmek gerek ama o gün ben Jeju  adasına uçtum. Siz bu güne denk gelirseniz kesinlikle bir tapınağı ziyaret ediniz.
Deniz kenarında kı dev kayalar üzerine yapılmış bu tapınağın özellikle manzarası çok güzeldı.


IV-MERKEZİN KUZEYİ
1-Beomeosa temple:  Nopo metro istazyonunda inip 2 nolu çıkışta  90 nolu otobüsle gidiliyor. “Beommeosa metro” istasyonundan da 5 nolu çıkıştan yine 90 nolu otobüs geçiyormuş ama emin olamadım.
Otobüsten indikten sonra ormanın içinde inşa edilmiş bu tapınağa doğru tırmanıyorsunuz.  Budanın doğum haftası nedeni ile renkli fenerlerle her taraf süslenmişti.
Bu yeşillikler içindeki  eski  ve renkli ahşap tapınağa bayıldım.  Ayrıca meditasyon odaları da vardı.
Buradan inerken otobüse kadar bir aileye ricada bulundum. Hemen beni aldılar. Hatta metro istasyonuna kadar bıraktılar.
2-Dongnae hot springs: Gitmedim ama güzelmiş.
3-Gupa market: Çok büyük meyve ve sebze pazarı.  Ben havaalanına giderken uğradım .Gupa metro istasyonunda inil üstgeçitten karşıya geçip sola doğru yürüdüğünüzde karşınıza  çıkacak.  Buraya geliş amacım , aslında “Köpek Et Pazarı’nı görmekti. Bu konudan utandıkları içinki kimseye de soramadım ama pazarın iç kısımlarına gittikçe kokudan buldum.
Kesilmeyi bekleyen aynı cins irice köpekler dar kafeslerde sessizce yatıyorlardı. Zaten bu kesilen köpekler özel olarak üretiliyormuş. Camlı tezgâhın içinde de kesilmiş ve temizlenmiş köpekler sırt üstü yatıyorlardı. Ciğerleri vb. alınmamıştı. Dükkânın içinde de adamın biri, yeni kesilmiş köpeği gazlı püskürtme ateşle dağlıyordu. Fotoğraf çekmek istediğimde engelledi. Zaten köpek pislikleri öyle pis kokuyordu ki istifra etmemek için kendimi zor tuttum.
GYEONGCU
Busan’dan bir saat uzaklıkta Kore’nın Kyotosu olarak adlandırılan  bu yerleşim, Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alan “Silla Hanedanlığı “başkentidir.
Seokguram Mağarası, Bulkguka , Bunhvangsa, Hvangnyongsa tapınakları, Anapci Göleti, Çomsungdea Rasathanesi 
Ben nasıl olduysa buraya gitmeyi aklımdan tamamen silmişim. Jeju adasına gelince hatırladım. Çok yorulmuşum herhalde.


JEJU ADASI (Tanrılar adası) (Gezmek için  araç kiralamadıysanız  az üç gün gerekli.)
Güney Kore’nin güneyinde okyanusun ortasında volkanik fazla büyük olmayan  bir adadır.
Havaalanına yakın kuzeyde ki “Jesu-si” ve Turistik güneyde ki “Seogwipa-si” adlı iki şehiri var. Havaalanından bu iki şehrin her tarafına otobüs gidiyor. Havaalanından Jesu şehrine otobüs 20 dakika da gidiyor. Havaalanından ada haritasını ve otobüs güzergâhlarını alınız.
Adanın tam ortasında Güney Kore’nin en yüksek dağı olan Halla dağı vardır.
Adanın her tarafında “Dol hareubang” adlı “Büyük Baba”  anlamında lav taşından yapılmış tanrı heykelleri var. Lav taşını işlemek kolay olduğundan her yere yerleştirmişler.
Bu ada “Haenyon” adlı kadın dalgıçları, yeşil çayı ve çok lezzetli, çekirdeksiz  mandalinası ile de ünlü.
Balayı adası olarak da bilinen bu adayı gezmek için en  iyi yol araç kiralamak. Sanırım bir, iki, üç kişi için skoter denen motorlu araçla da adayı gezebiliyorsunuz.
Juju City Tour Bus: Günlük 12000W. Sadece şehri ve çevresini gezebiliyorsunuz.

Gezilecek yerlere halk otobüsleri de var ama saatleri geç ve yavaş. Bu otobüsler, şehir içinde otobüs istasyonundan, duraklardan ve hava alanından da kalkıyorlar. Hangi duraktan kaçta geçtiğini öğrenmelisiniz.
Deniz kıyıları siyah volkanik kayalarla dolmuş bu adanın iç kısmında özellikle  Halla dağının çevresi  ve güneyi yemyeşil. Şehir merkezleri ise bilinen yüksek binalardan oluşmuş.
1.GüN: Adanın güneyinden doğusuna doğru gidip iç kısımdan geri dönmek. Aracınız varsa hepsine uğrayabilirsiniz. Yoksa bazılarına gidebilirsiniz. Halk otobüsü ile gezmek zaman alıyor.
1-Yongduam Kayalıkları: Bu kayalıklar havaalanına sadece 3 km uzaklıkta. Havaalanından 453 nolu otobüs gidiyor ama sık değil.7:58, 9:28, 11:03….  de otobüs var.
Volkanik siyah kayaların görüntüsü güzel. Deniz kıyısına indiğinizde çay ve yemek de yiyebiliyorsunuz. Ben mürekkep balığı denedim. Resmen çiğ idi. 30 km devam ettiğinizde
Not: Hamdeok Beach: Aracınız varsa uğrayabilirsiniz.

2-Kimyeong Maze Park: Aracınız varsa uğrayabilirsiniz. Gidemedim ama  fotoğraflarından gördüğüm kadar güzel. Yakınlarında
3-Manjangul Lava Tüpü: 9-18 arası açık. Giriş 2000W. Unesco Dünya mirası listesinde ve dünyanın en uzun lav tüpüdür. 2.5 milyon yıl önce oluşmuştur. 13km’lik bu tüpün içinde sadece bir kilometresini yürüyebilirsiniz. Mağaranın tabanı da lav taşlarından oluştuğundan yürümesi zor. Ayrıca ıslak ve aydınlık değil. Yarasalarda varmış ama görmedim. Sanki sarkıt ve dikitler yeni yeni oluş aya başlamış gibi görünüyor. Sadece bir kilometrenin sonun da büyük bir sarkıt var.
4-Udo Adası:  Sürekli fery kalkıyor. Bilet almadan önce verilen evrakları dolduruyorsunuz. Fery’de kapalı yerde insanlar ayakkabılarını çıkarıp oturdular.
Ada oldukça kırsal. Volkanik taşlarla tarlaların ve mavi damlı tek katlı evlerin bahçelerini duvarla örmüşlerdi.
Adaya varınca adayı gezmek için bir, iki, üç, dört kişilik motorlu araçlardan kiralayabiliyorsunuz. Veya gezilecek yerleri dolmuş veya otobüsle gezebiliyorsunuz.
Ben Koreli bir aile ile birlikte otobüsle gezdik. Ödememi aileye toptan yaptığımdan fiyatları bilemiyorum. Otobüs şoförü gidilen yer hakkında mikrofonla bilgi veriyor. Her 20 dakika da bir duraklara otobüs geliyor. Otobüs dört durakta duruyor.
Tahminen iki saatte ada turu bitiyor.
1-Geommeol Beach: Siyah kayalıklı kumsal.
2-Biyang adası: Kadın dalgıçların heykelleri var.  Kumsalda kocaman çok güzel midye kabukları toplayabilirsiniz.
3-Hagosudong Beach: Düz bir kumsal. Yine kadın dalgıç heykelleri ve küçük midyeler var.
4-Seabeen Beach: Yüzmek içın pırıl pırıl mavi denizi var.
Ana karaya çıkınız. Yakınında
5-Seongsan Ilchulbong Krateri: Giriş 2000W. 600metre çapında ve 90 metre yüksekliğinde kı bu kratere bir saattetırmanıp inebiliyorsunuz. Yemyeşil bu sönmüş kraterden çevrenin görüntüsü çok güzel.
Güneye doğru inerseniz
6-Ilchulland: Fotoğraflarda görüldüğü kadarı ile güzel bir park.
Ben Kraterden iç kısma doğru yönelerek
7-Sangumburi Krateri ve Seongeup köyü: Gitmedim. Yakınında
8-Jeju Stone Culture Park: 9-18 arası açık. Benim gittiğim gün mü açıktı. Yoksa her gün mü açıktı tam anlayamadım.
Benim en çok beğendiğim yer burası oldu. Orijinal tanrı heykelleri burada sergileniyor. Çok geniş bir alana yayılmış.  Adanın eski yaşantısını anlatan taş evler ve kullanılan objeler sergileniyor.
Bir antropogun söylediğine göre Koreliler ile Türkler aynı kökten geliyormuş. Burayı gezdikten sonra aynı şeyi bende düşündüm. Eski Türklerde Balbal’a benzeyen taş insan heykelleri, mezar taşları, taş el değirmenleri çok benzerlik gösteriyor. Sıralanmış taş tanrı heykellerinin görüntüsü harikaydı. Çok çok beğendim burayı. Siz de gidiniz. Buradan Jeju’ya döndüm.
2.GüN: Adanın batı ve güney sahillerini gezmek. Sık otobüs olduğunda ulaşım kolay ve gezilecek yerler birbirine yakın.
Not: Aracınız varsa güneye inmeden önce batıda ki   bonzai ağaçlarını da görebileceğiniz “Tropical Halllim Park”ı gezip oradan güneye inebilirsiniz. Şehir merkezinden bu parka gitmek için otobüs değiştirdiğinizden uzun sürüyor.
Adanın güneyi yemyeşil, lüks oteller. Çeşitli aktiviteleri ile çok bakımlı ve şık.
Şehir merkezinden bulunduğumuz yerden 282 nolu otobüs ile”Jungmun”a gidiniz. Ben erken geldiğim için bu bölgeyi dönüşte gezmeye bıraktım. Direkt doğuya doğru otobüsle “Seogwipo”ya geçtim. Sanırım direkt Seogwipo’ya giden otobüs de vardır.
1-Seogwipo Şehri ve gezilecek yerleri.
A-Jongbang Şelalesi: Giriş 2000W.Bu bölgede sadece buşelalede bilet kontrolü vardı. Diğer yerlerde  bilete akan olmadı. Şehir merkezinden 800metre uzaklıkta. Denize döküldüğü yerde çok güzel bir havuz oluşturmuş.
Buradan diğer şelale 1500metre uzaklıkta. Yürüyerek gidebiliyorsunuz.

B-Cheonjiyon Şelalesi: Giriş 2000W. Bu şelale büyük ve vüzel bir parkın içinde. Daha büyük ve güzel. Bu şelalenin aktığı yerde de çok güzel bir havuz oluşmuştu.
İsterseniz şehir merkezini de gezebilirsiniz. Buradan otobüs ile tekrar
2-Jungmun bölgesi: Güneyin en turistik bölgesi.
Geri dönüşte IIC terminalinde ininiz. Yürüyen merdivenlerden aşağı inip sola döndüğünüzde
A--Jusangieolli (Jungmun ) Uçurumu ve Falezleri : Giriş 2000W.
 Kolon şeklinde dizili volkanik kayaların görüntüsü çok güzeldi.
Buradan yürüyerek veya otobüsle
B-Cheonjeyeon Şelalesi ve Sieomen Köprüsü: Giriş 2500W.  Buraya girdikten sonra rölyeflerle süslenmiş köprüden geçerek üç tane şelaleye ulaşıyorsunuz. Asıl şelale harıka volkanik kayaların üzerinden akıyor ama suyu fazla değil. Diğerleri de parkın içinde yürüme  mesafesinde.  BÖögenin en güzel şelalesi bu.
Hemen yanında
C-Yeomji Botanik Garden: Giriş 10000W. Büyük cam kulenin tepesine asansörle çıkıp çevre manzarasını seyredebiliyorsunuz. Bu cam kulenin çevresi yıldız şeklinde ki cam seralarda farklı bahçeler var. Hepsi de güzel. Bahçe aslında çok büyük. Seraların dışında Japonya v.b gibi farklı bahçeler de var. Buraları isterseniz ücreti 2000W olan küçük trenle gezebiliyorsunuz. Ben öyle yorulmuşum ki bu trende hep uyudum.
Buradan yürüyerek  sabah ilk geldiğiniz “Jungmun Tourist İnformation Center”e geliniz. Bu adanın geliri turizm olduğundan bu bölgede her şeyin müzesini kurmuşlar. Siz hangisini istiyorsanız geziniz.  Ben hemen infonun aşağısında ki
a-Tedy Bear Museum: Giriş 10.000W. Ben bayıldım bu müzeye. ünlü kişileri, tabloları heykelleri ve meslekleri ayı figürüne uyarlamışlar. Çok renkliydi.
Buradan diğer müzeleri pas geçerek araç ile
b-Jungmun Saekdal Beach: Lüks otellerin olduğu çok güzel bir kumsal. Mayomu yanıma almayı unuttuğumdan yüzemedim.
Buradan araçla tekrar infonun önüne geliniz. Sağa doğru ana yoldan 15-20dakika yürüyerek Halla dağının eteklerinden geçerek Jeju’ya giden yola girıniz.240 nolu otobüs ile 35 km sonra art müze durağında ininiz.
Not: İsterseniz daha önce Halla dağının eteklerinde de inerek yürüyüş yapabilirsiniz.


3-Love Land(Aşk müzesi):9-24saat açık. Giriş 12.000W. Çok eğlenceli bir müze. Çeşitli sevişme yöntemlerini gösteren renkli heykellerin dışında esprili heykeller de var.
Hemen yanında art müzesi vardı ama 18’de kapanmıştı.
Buradan otobüsle 8km uzaklıktaki Jeju şehir merkezine dönünüz.
Not: Sanırım şehir merkezinden de 240 nolu otobüs ile Jungmun’a direkt gidebilirsiniz.

SEUL – GÜNEY KORE
Gezmek içın en az bir hafta gerekli.

Güney Kore’ye THY ve Korea Airlines’ın Seoul Incheon adlı hava alanına  inen direkt 10 saatlik uçuşla  veya  Emirates Havayollarının Dubai aktarmalı uçuşu ile gidebilirsiniz.
Şehirde bir ada üzerine kurulmuş, modern ve yeni havaalanı İncheon ve Gimpo olmak üzere iki havaalanı var.  Şehre daha yakın olan Gimpo havaalanından Hongik üniversite İstasyonuna yarım saatte, İncheon’dan ise bir buçuk saatte ulaşabiliyorsunuz. Yalnız Incheon hava alanı çok büyük. İki terminali var. Hangisine gideceğinizden emin olunuz. İki terminal arasında beş dakikalık tren yolculuğu yapıyorsunuz.
10milyonluk şehrin geniş ve ferah  yollar ve caddeleri ve  çok yüksek binaları var.

Şehrin batısından doğusuna doğru altı kilometre uzunluğunda ki “Cheonggyeceheon(Han)” nehri, Kore savaşından sonra beton yollarla kaplanmış. Cumhurbaşkanı “Lee Myung-bak ” tarafından 2003’de üstü açılarak düzenlenince, halkı tarafından kahraman ilan edilmiş. Nehrin üzerindeki 22  köprü kuzey ve güney Seoul’ü birbirine bağlıyor.


KALMA

Gyeongbokgung sarayının ve İnsa Dong çevresinde genelde  geleneksel evlerde daha uygun kalma imkanları var. Merkezi olduğundan da her yere yürüyerek gidebilirsiniz.

ULAŞIM: Metro ile hemen hemen her yere ulaşabiliyorsunuz. Otobüsler trafik nedeni ile oldukça yavaş sayılır.

Aslında ana gezilecek yerlerin nerdeyse tamamı birbirine yürüme mesafesinde.
1-Hop-on, Hop-off:üç farklı hattı var. Her yeri gezebiliyorsunuz. Ücreti 18.000Y.
2-SKY Bus:İki hatlı  daha yakın yerleri gezdiren kampanya. Ücreti 15.000W.

I-JONGNO-DONGDAEMUN BÖLGESİ-SARAYLAR BÖLGESİ VE MERKEZ

Not: Tüm saraylara girmek için ortak bilet ücre.ti 10.000W.
Beş saraydan sadece”Gyeonghuigung sarayı” ziyarete kapalı.

Sarayların önünde renkli giysileri ile askerlerin gösterileri oluyor. Girişlerde zamanını sorunuz.
65 yaş ve üstü ören yerlere ücretsiz girebiliyor.

Sarayları,  genç erkek ve kızlar genelde kiraladıkları geleneksel kıyafetlerini giyerek gelmişler. Kızlar robadan büzgülü basene doğru genişleyen renkli ve capcanlı eteklerinin üzerine uzun kollu bolero gibi kısa buluz giymişler. Aynı Japonlar gibi saçlarında rengârenk süsler, kollarında parlak küçük çantaları ile çok hoşlardı.


Gyeongbokgung ( Kuzey Sarayı-En eski Kraliyet Sarayı)
9-18 arası açık. Salı kapalı. Giriş ücreti 3.000W. 65 yaş üstü ücretsiz.

Yemyeşil dağların eteklerinde 400.000 metrekareli kalanda kurulmuş bu 1395 yapımlı saray, 2.Dünya ve Kore savaşlarında Japonlar tarafından tamamen yıkıldıktan sonra yeniden yapılmış.
       
 Sarayın kuzeyde ana kapısı ve doğuda, güneyde olmak üzere üç giriş ve çıkışı var.
Gezmekle bitmeyen bu saray Çin’de ki “Yasak şehre “benziyor.  Zaten yapılar da Japon ve Çin mimarisi karışmış. Birbirinin içine girmiş renkli ahşap yapılar çok güzel ama yeni onarımdan geçtiği çok belli.
Özellikle göl içinde ki yapılar çok güzel görünüyordu.
Girişte ki avluda bazı saatlerde askerlerin nöbet değişimi var.

A-National Palace Museum of Korea: Giriş ücretsiz. Üç katlı bu binada sarayın ana kapısından girdikten sonra sol tarafta. Sarayda kullanılan eşya ve giysiler sergileniyor. Ücretsiz olmasına rağmen çok bakımlı ve güzel.
Sarayın bitimine doğru sağ tarafta pagodanın yanında
National Folk Museum of Korea: Saray biletinizi göstererek giriyorsunuz. Ben çok beğendim. 3$’a üç güzel yeri gezmek gerçekten ucuz. Buradan sarayın sağ tarafına çıkışa doğru gittiğinizde
 Kütüphane: Renkli bu ahşap yapı yeni boyanmadığından çok daha güzeldi. Buraya yakın çıkıştan  çıkıp ilerlediğinizde
2-Cheong Wa Dae(Office of the President)=Başkanlık Sarayı=Yeni Saray=Blue House
Sadece dışardan görebiliyorsunuz.
Buradan sağa dönerek sarayın bitiminden sola yukarı tırmandığınızda
Not: Sarayın ana kapısından çıkıp sağa doğru ilerleyip metronun 3. Çıkış kapısından sağa yukarı doğru yürüdüğünüzde ünlü ”Senong food street” ve paralelinde Tavuk çorbası ile tanınan geleneksel “Tosokchon Sa gyetang” restorandı bulacaksınız.
Zaten bu bölge, saray zamanı prensesler yaşadığından geleneksel evlerin birçoğu restoran veya ”Guest house”ye dönüştürülmüş.

3-Bukchon  Hanok Village:
Saray erkanı ve üst düzey görevlilerin geleneksel evlerinin olduğu bu bölgede, yeni yapılar yapılarak bölgenin orijinalliği biraz bozulsa da gezmesi çok keyifli
Buradan 15-20 dakika yokuş aşağı yürüdüğünüzde

4-Insa Dong: Hediyelik eşyaların satıldığı dükkânların sıralandığı cadde. Orta kısımlarında da Türk dondurmacısı var.
Gece burada ki dükkânlar kapanıyor ama çevrede ki dar sokaklar çok canlanıyor. Ben ev sahibimle çevreyi gezdim. Sanki tüm gençler dışarıda yemeğe çıkmıştı. “Kendin pişir kendin ye” usulü yemek yiyorlardı. Bu bölgede ayrıca ucuz konaklama da bulabilirsiniz.
Hemen yakınında

5-Jogyesa Tapınağı:
Buradan yürüyerek veya otobüs ile

7-Changgyeonggung Palace:Giriş ücreti 1000W.Pazartesi kapalı. Küçük ve fazla albenisi olmayan saray.
 İki saray arasında geçiş olduğundan etrafı dönmek zorunda değilsiniz.

6-Chandeokgung Palace:Saray giriş ücreti 3000W.Pazartesi kapalı. 1405’de Joseon hanedanlığı döneminde yapılan ikinci saraydır.199’da Unesco’nun dünya mirası listesine alınmış. Sarayların en güzeli. Birbirinin içine gırmış gibi bölümleri var.

A-Gizli Bahçe: Giriş ücreti 5000W.
İki saray arasındaki kapının yanından giriliyor. Sadece rehber eşliğinde tur ile gezebiliyorsunuz. Girişte İngilizce turun kaçta başladığını öğrenip ona göre planınızı yapınız.
Gizli Bahçe, Kral ve hanımlarının yaşadığı özel bölge. Yemyeşil ağaçların aralarında çok güzel binalar göreceksiniz. Kraliyet ailesi, bu bahçede ipek böceği yetiştirip, tarım yaparak halka örnek olurmuş. Ne kadar doğru ise.
Buradan yürüyerek

8-Jongmyo Shrine: 9-18 arası açık.Tur ile rehberle geziliyor. İngilizce tur, 10, 12,14 ve 16’da var. Salı kapalı.
1395’de yapılan bu tapınak 1910’da onarımdan geçmiş. Kral'ın bu ibadethanesi Unesco’nun listesinde. Çok görülmeye değer ama binaları dışardan görebiliyorsunuz sadece.
Buradan  Dongduamun   metro istasyonunda ininiz.

9-Dongduamun(Doğu kapısı): Çok güzel giriş kapısı.Duvarları tepeye doğru devam ediyordu ama yorulmak istemediğimden tırmanmadım. Yürüyerek
10- Gwanglang Market: Geleneksel yeme içme pazarı. Gerçekten görülmeye çok değer. Tezgahın etrafındaki oturaklara insanlar sıralanmış iştahla yemeklerini yiyorlardı. Çok çeşitli yemek vardı burada. Yürüyerek

11-Dongduamun history ve kültür parkı: Çok büyük ve modern bu yapının içinde satın alabileceğiniz her şeyi bulabiliyorsunuz.



Artık tekrar eski sarayın ana girişine gelip direkt aşağı doğru yürüyünüz.”King Sejong(1391-1450) “ heykelini ve Japonya ıle savaşan ünlü generallerı “Lee Sun Shin” in heykellerini geçtikten sonra sol tarafta

9-  Metropolitan Library: Binası eski ama içi çok modern.Kesin girinız. Hemen arkasında
10- Seoul Cıty Hall: Camdan çok görkemli bina ama hafta sonu olduğundan ıçini göremedim.

9-Deoksugung Palace: 9-21 arası açık.Giriş 1000w.Pazartesi kapalı.
Küçük ama sevimli bir saray. Girişte saat 11’de askerlerin gösterisi vardı. Nöbet değişimi yapan askerler ve imparatorluk ailesinin dertleri aynı Türkler gibi sakal ve bıyık bırakmışlar.
Yine renkli binaların olduğu bu kompleks içinde

A-Daehan Empıre-Hıstory Museum: Kore imparatorlarının 1820-1989 yıllarında yaşadığı modern yapılı saray. Bu sarayı 9:30, 10:30,11:00, 11:30, 13:00,13:30,14:00,14:30, 15:00, 15:30, 16:30  saatlerinde  rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Turistler için elektronik rehber veriyorlar. Ziyaretten önce adınızı listeye yazdırıp rezervasyon yaptırınız. Hemen yanında ki modern binada

B-Seoul Museum of Art: Giriş 2000W. 65 Yaş ve üstü ücretsiz. Ben gittiğimde çok güzel bir modern resim sergisi vardı. Buradan yürüyerek

II- MYEONG-DONG BÖLGESİ

1-Myeong-Dong caddesi: özellikle ortasında çok çeşitli yiyecek tezgahlarının sıralandığı çok hareketli cadde. Caddenin orta kısmında solda
2-Myeongteather: Güzel bir binası var. Gösteri olduğundan içini göremedim. Caddenin sonunda sağda
Myeong-Dong Ketedrali: Tepelik alanda güzel bir yapı.

Yine buradan da yürüyerek Namsan teleferik istasyonuna geliniz. Tek yön çıkış 6000W,çift yön çıkış 8500W. Merdivenle de yukarı çıkabiliyorsunuz. Tek yön alınız. Çünkü otobüsle veya yürüyerek aşağı inebiliyorsunuz.

NOT:Veya “Chungmuro”metro istasyonunda inip 2 nolu kapıdan çıkıp shutle bus ile  “Namsan Seul Tower”a ulaşabilirsiniz.


III-NAMSAN PARK

1-Namsan Seoul Tower: 10-22 arası açık.
Namsan dağından 263 m, deniz seviyesinden ise 480 m yükseklikte ki bu kulenin yapımında 16 milyon dolar harcanmış.. Asansörle yukarı çıkmak 10000W. Tepeden şehir manzarası, özellikle nehir çevresi güzel. Tepede ki yemyeşil  bu parkta  tam gün geçirebilirsiniz.  Eğlenceli gösteriler, kafeler, restoranlar, eğlence parkları…Tedy bear müzesi burada da var. Bu parkta gençler her tarafı renkli kilitlerle doldurmuşlar.
İsterseniz buradan otobüs  veya metro ile   direkt “Itaewon”a gelebilirsiniz.

IV-ITAEWON BÖLGESİ VE ÇEVRESİNDE GEZİLECEK DİĞER YERLER(Birbirlerine metro ile bir veya iki durak ilerde.)

1- Itaewon bölgesi : Amerikan ordusunun büyük bir garnizonu var.   En ünlü binası “Hamilton Oteli”, cadde üzerinde görebilirsiniz. Itaewon caddesi ve çevresi gece çok hareketli oluyor.

A-Seoul Central Mosgue: Çevresinde birçok Türk ve farklı Müslüman ülke restoranları ve dükkânları var. Ülkenin en büyük ve tek Camisi. Ben gittiğimde ramazan olduğundan ve yemek de verildiğinden çok kalabalıktı. Özellikle Orta Asya ve Afrikalı çoktu.
Türkiye’de Kore dili okuyup burada üniversitede devam eden öğrencilerde vardı.

Metro ile “Samgakiji durağında   ”ininiz.

2-The War Memorial of Korea : 9-18 arası açık. Pazartesi kapalı.Giriş ücretsiz.
Çok katlı bu devasa müzede Kore tarihi ve Çin, Japon ve Kuzey Kore ile yaptıkları savaşlar   resim, fotoğraf, balmumu heykelleri, ses efektleri ve  çok çeşitli materyallerle anlatılmış. Gezmekle bitmiyor. En son müzeyi ben terk ettim. Bahçesinde de Kore savaşında kullanılan tank, uçak vb. sergileniyor.
Müze gerçekten özenilerek hazırlanmış, gezenler için her şey düşünülmüş.
Girişte Kore savaşına katılan ülkelerin şehit olan askerlerin listesi var. Türk birliği sayıca küçük olsa da yüzde olarak en fazla şehit verenlerden.

Özellikle en üst katta da bize ayrılan bölümde, savaş sırasında askerlerimizin kullandıkları eşyalar dışında, savaş ile ilgili Türkiye’den gelen materyaller var. Türkçe açıklamalı olarak savaşı dinleyebiliyorsunuz. Yine fotoğraflar arasında Türk askerlerine ait olan bayağı fazla.
Yalnız Türk şehitliği Seul’da değil Busan’da.

Kore Savaşı: Cumhuriyetçi Güney Kore ile Komünist Kuzey Kore arasında 1950-53 yıllarda geçen savaştır. Birleşmiş milletlere dahil birçok ülke askeri de bu savaşa katılmıştır.
Türkiye, ilk defa uluslar arası topluluklardan NATO’ya üye olması karşılığında  Güney Kore’ye  gönderdiğimiz 21.212 askerden 892’si şehit, 2.068’i yaralanmıştır.
Hala iki ülke arasında barış imzalanmamış ama iki ülke halkları illegal yollardan giriş çıkış yapıyorlar. İki ülke arasında ki sınır, Seul’dan sadece 30 km ileride.
Metro ile

3-National Museum of Korea:

Hergün 10’da  açılıyor. Çarşamba günü 21’e kadar, Pazar ve tatil günleri 19’a kadar açık. Diğer günler ise 18’e kadar açık.Giriş ücretsiz.
Çok çok güzel bir müze. Kore’nin dışında diğer Asya ülkelerine ait materyallerin sergilendiği odalarda var. Ben gittiğimde ayrı ücretle girilen “Moğolistan Sergisi” de çok güzeldi.

Metrodan “Sinyorgsan” durağında inip yürüyünüz.

4-Yorgsan Elektronik Pazarı: Birbirlerine yakın küçük ve büyük(Etland) olan iki bina var.
Asya'nın en büyük bu pazarında 5000tane dükkan varmış. Yürüyen merdivenlerle üst katlara ulaşabiliyorsunuz. Anlamadığım konu olduğundan fazla zaman ayırmadım. Fiyatını  bildiğim  lensi sordum ama bana ucuz gelmedi. Zaten pazarlık yapmak gerekiyormuş.Buradan metro ile

5-Hongink University
Gençler yoğun olunca çok hareketli bölge oluyor.Genelxe tüm maddeler gençlere yönelik makyaj malzemeleri, giysı,yiyecek dükkanları ile dolmuş. Ben burada ailesi ile sorun yaşayan ve yedi aydır yollarda olan 21 yaşında ki Türk genci ile karşılaştım. Bileklik yapıp satarak  gezi parası biriktiriyordu. Cesaretini takdir ettim.Sohbet ettik. İkimizde ülkemizi ne
kadar özlediğimizden bahsettik.
Not: Bu üniversiteye hava alanına giderken de uğrayabilirsiniz.
Hatta yakınında ki “Yeouinaru” metro istasyonunda inerek aynı adlı parka binerek nehir kenarında gezebilirsiniz. Gemi seyahati yapabilirsiniz.

V-GANGNAM BÖLGESİ
Nehrin diğer tarafı. Eğer erken yolaçıkarsanız bir günde bu bölgeyi gezebilirsiniz. Sırasıyala;

Gangnam→Bongeunsa İstasyonu- 1. Çıkış→Jamsil-11. Çıkış→yürü→Lotte World Folk Museum

1-GANGNAM
Yeni şehir. Gökdelenlerle çevrilmiş, modern yapıların olduğu bölge. Çok farklı mutfak yemekleri bulabilirsiniz.


2-BONGEUNSA TAPINAĞI

Büyük ve güzel bir tapınak. Yine rengarenk fenerlerle süslenmişti.

ANI: Tapınak da  ki görevlilere “Folk Village” nasıl gidebileceğimi sorarak broşörünü de göstermene rağman ısrarla beni”Lotte Wrold Folk Müzesi”ne yönlendirdiler.Gittiğimde yanlış olduğunu anladım. Ama burası da çok güzel.
Seoul’da biri Gyeongbokgung sarayının içinde, biri de “Lotte World Folk Museum” olmak üzere ikı tane kapalı folk müzesi var. “Folk Village” ise açık alanda kurulmuş. Benim gibi karıştırmayınız.

3-WORLD FOLK MUSEUM:
9:30-20:00 arası açık.Giriş 5000W.
Bu dev “Lotte World Adventure”binasında birçok eğlence müzesi var. Busan da ki gibi çok şık  ağazalar ve İtalyan tarzı heykeller ve çeşmelerle süslenmiş.
Ayrıca buraya yakın “Jamsil Lotte World Tower” , “Olimpik Park” v.b görebilirsiniz.
World FolkMüzesi, 4.katta.Giriş 10000W. Yanlışlıkla girdim ama bu müze de çok güzel. Kore yaşantısı, her yönü ile inanılmaz bir emekle görsel şeklinde sunulmuş. Çok zaman ayıramadım ama çok beğendim burayı da.

Not: “Folk Village” ve “Everland” aynı yönde ve şehre uzaklar. Metro ile ikisine de gidiliyor ama  aralarda metro bağlantıları olmadığından uzunsürüyor. O nedenle bazıduraklardan buralara otobüsler koymuşlar. Ben  otobüsle de trafik nedeni ile de geç gidebileceğimizi düşünerek metro kullqndım.


Lotte World Folk Museum→Korean Folk Village(Otobüs ile; 5001-1, 1560, 5500-1 nolu otobüs ) veya
Lotte World Folk Museum→Korean Folk Village(Metro ile; Jamsil→Bokjeong→Moran→Sangal-3.Çıkış→1.2 km, 37 veya 10-5nolu otobüs ile)
MORAN MARKET
Ben buraya köpek eti satan dükkanları görmek için gittim. Busan da olduğu gibi kokudan bulabileceğimi düşündüm ama olmadı. Çünkü bu Pazar çok geniş alana yayılmış ve ber türlü yiyecek satılıyor. Sonunda köpek eti satın al ak istediğimi sormak zorunda kaldım. Beni pazarın ilk girişinde ki önünde kocaman  kapaklı kazanlarda pişen etlerin olduğu dükkana götürdü. Satıcı beni içeriye götürerek dolabı açtı. İçerde bir dolu piş eye hazır köpekler asılmıştı. Burada daracık kafeslerde  keçive domuzlar vardı.Berbat kokuyorlardı. Yine zor attım kendimi dışarı. Orada İngilizce bilenbir Koreli bana”İlginç tatlar tatmak istiyorsanız başka tatlara yönelin. Köpek etinı sadece bildiklerimize satarız.”deyince durumu anladım.Köpek eti satıl asıaslında yasak. Seoul’da buna daha dikkat ediyorlar. Sanırım köpek etini gizli satıyorlar.

4-KOREAN FOLK VİLLAGE
Giriş 15000W. 9:30-16:30 arası açık. Kesinlikle gitmeniz gerekn bir yer.
Başka nasıl gidilir:
1-Suwon metro istasyonunda 4 nolu çıkıştan çıkıp ücretsiz shuttle bus ile(10:30, 12:30, 14:30’de var sadece.) ulaşabiliyorsunuz.
2-Gangnam  metro istasyonundan 10 nolu çıkıştan çıkıp 5001-1 nolu ekpres otobüsü ile gidebiliyorsunuz.
3-Seolleung metro istasyonu→54 ve 30 numaralı otobüsle gidebilirsiniz.
4- Jamsil  metro istasyonu-6. nolu çıkış→5700 nolu otobüs

5-Sanggal metro istasyonunda inip 37 nolu(Tam kapısında inebiliyorsunuz.) veya  10-5 nolu otobüs ile ulaşabilirsiniz. Ben böyle geldim.

Gördüğüm en güzel açık hava folk müzesiydi. Sabah ve öğleden sonra gösteriler de var. Profesyonel gösterilerden hiç farkı yoktu. Hayran kaldım.
Gösteri saatleri: Müzik ve dans, 10:30 ve 14; akrobosi gösterisi , 11:00 ve 14:30; at gösterisi, 11:30 ve 15:00; evlilik seremonisi, 12:00 ve 16:00 da başlıyor.
Ayrıca girişte sağda özellikle Müslüman ülkelerine ait sergilerin olduğu “World Folk Museum ”u kaçırmayınız. Türkiye de var. Çıkış kapısından girmeye çalışırsanız giremiyorsunuz.

Kore evlerini ve yaşantısını burada çok rahat görebiliyorsunuz.  Nehrin kenarında da çok zengin “Korean Folk müzesi” var.
Yine içeride yerel marketler de olmak üzere hediyelik dükkanlar, eğlenceler vb.  her şey var.
Burada yer sofrasında demlenen bir aile ile karşılaştım. Bana “Makgeallee” adlı   içki ikram ettiler. Tadı tatlı gibi olunca biraz içtim ama çabucak hafif sarhoş oldum. Çok samimilerdi. Benden adres aldılar. Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorlar.

5-EVERLAND

Sangal→Giheung İstasyonu→Everland İstasyonu→ücretsiz bus ile 15 dakika →Everland.

Başka nasıl gidebilirsiniz:
1-Shutle bus: Bilinen bazı yerlerden geçiyor. City Hall’den 9:30’da binebilirsiniz. C
ücreti 12.000W.
2-Gangnam metro istasyonundan 10 nolu exitten çıkıncaRush→ 5002 nolu Express otobüsle bir saat on dakikada Everland’a ulaşabiliyorsunuz. Otobüs ücreti 2500W.
3-Jamsil metro istasyonundan 6nolu exitten çıkıp 5700 nolu otobüs ile de ulaşabiliyorsunuz.
Everland giriş ücreti 54.000W=50$.10-22 arası açık.
Eğer benim gibi bir gününüzü buraya ayırmak isterseniz metro ile en kestirme yol: Gangnam→ Jeongja→ Giheuna→ Everlan(Metro değiştirme dahil toplam bir saat on dakika sürüyor.)
İsterseniz Gangnam ile Giheuna arasını otobüsle gidip tekrar metro ile devam edebilirsiniz.
Daha çok 15 yaş üstüne hitap eden eğlence parkı. Her tarafı süsleyerek, renklendirerek rüya alemi yaratmışlar.Hafta sonları çok kalabalık oluyormuş. Ben hafta içi gittiğim halde çok sıra bekledim. O nedenle siz gider gitmez istediğiniz aktivitelere bininiz. Hayvanları da beşe kadar görmeniz gerekiyor. Kalan zamanda bahçeleri ve çevreyi gezersiniz.
En güzelleri:
T Express: 80 dereceye yakın eğimli bu tren için limit olduğundan  parka girer girmez bu aktiviteyi deneyiniz.

Rolling  X –Train: Ben  bunu daha çok sevdim. Baş aşağı tam çember etrafında gidiyorsunuz.
Thunder Falls’da ise diğer parklarda olduğu gibi botlarla yukardan aşağı iniyorsunuz.
Lost Walley’de kesin safariye katılınız. Afrika kadar olmasa da tehlikeli hayvanları orman içinde görebiliyorsunuz.
Amazonda rafting yaparken hayvan heykelleri gereksiz olmuş ama yine de çok güzeldi.
Gül bahçesini de kaçırmayınız.
Bu disleynad benzeri parka gittiğim için çok mutlu oldum. Sanırım ben hiç büyüyemeden toprağın altına gireceğim. Bu aktivitelerde benim yaşımda olanı görmedim.

PUNMUNOOM VE PAJU TURU

Seoul’a  30km uzaklıkta ki Kuzey Kore sınırına yapılan gezi. Bu gezİye  izin almanız gerektiğinden sadece tur İle gİdebİlİyorsunuz.(DMZ toor, internetten baş vurabilirsiniz.)
Turda:
Filipinli askerler anıtının ziyareti
Barış görüşmelerinin yapıldığı  <rış  evİ ve köprüsü
Panmunjeom askeri sınır bölgesini görebiliyorsunuz.
Zamanım olduğu halde nedense bu geziye katılmak istemedim.

HWASUNG KALESİ
Metro ile hwasung istasyonundan 66 veya 66-4 otobüsleri ile gidebilirsiniz. Oldukça uzak olduğunu söylediler. Ben de gitmedim.

KORE’DEN ÇİN’E GEÇMEK

Seul→ Şangay( arada Kuzey Kore olduğundan Çin’e kara yolu ile geçilmiyor,1.212km,uçak 2 saat)
Ben  Seul→ Şangay(Ucak, 622tl ye direkt uçuş satın aldım. Gemi de varmış ama çok gezeceğim yer olduğundan fazla zaman kaybetmek ve yorulmak istemiyorum.)
ANI: Yine hava alanında yeşil pasaporta Çin vizesi gerekmediğinden bekletildim. Neyse Şangay’a vardığımda polis, yeşil pasaportu bildiğinden bir şey sormadı.
Çin-Shangai’de görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder