4 Temmuz 2024 Perşembe

5- 2024 tekrar KIRGIZİSTAN


 KIRGIZİSTAN

Kırgızistan'ı yıllar önce gezmiştim. Bu sefer Bişkek ve Issık Göl dışında aklımda kalan Fergana Vadisi ile  birkaç istediğim yeri gezmek istiyorum. Sanırım artık bu ülkeye bir daha gelemem.

PARA
1Dolar=88 Kırgız Somu
10 Com= 4 tl
Görünen rakamdan bir sıfır atıp 4 ile çarp.
500Com=200 TL

DiL

Kırgızca konuşup, konuştuklarını Tacikler gibi  Kiril alfabesi ile yazıyorlar. Ülkede 
Kırgızlar, Özbekler, Ruslar birlikte yaşadıklarından diğer dillerde kullanılıyor.

DİN
Yıllar önce çok iyi de hatırladığım gibi, Türk Diyaneti, Rus hakimiyetinden yeni çıkmış Kırgızlara dinlerini hatırlatmak ve Müslümanlığı  iyice yaymak için çalışmalar içindeydi. Çok açık görünüyor ki Türkiye modeli Müslümanlık(Herşeyi yap. Sadece başını kapatıp ve namaz kılarsan Müslümansın) hızla yayılmış. Aynı bizdeki gibi çok genç kadınlar bile  iki kat türban modeli ile saçlarını kapatmışlar ama altlarında genelde daracık pantolonlar, Makyajlar. Genelde Türklerin yaptırdığı minik camilerde çok az cemaat gördüm.
Zaten bütün dinlerin karakter kısmı aynı. Hepsi, insanları iyi davranışlara teşvik eder. Sadece ibadet kısımları farklı. Ama burada da diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi yalan ,rüşvet, fakirlik, eğitimsizlik  vb. çok. Sokaklara ellerine geçtiklerini atıyorlar. Buna göre kâfir diye adlandırdıklarımız , bana göre  bizlerden daha Müslüman
.
EGITIM
Her etnik grup kendi anadilinde eğitim alabiliyor.
Okullarda isteyen Kırgız dili  isteyen de Rus dili ağırlıklı eğitim alabiliyor.

GENEL
- Şehirlerde kanalizasyon sistemi var ama köylerde olmadığından evin dışına  en az 5 metre çukur kazıp tek delikli tuvalet yapıyorlar.
-Su, ise köylerde   en az 60 metreden yer altından çıkarılıp borularla evlere dağıtılıyor.
Benim kaldığım Özgörüş köyünün şu sponsorluğunu Araplar yapmıştı .Ev sahiplerine "Yakında buradan Araplar yer satın almaya başlar" demeden duramadım.
- Yeni evli erkekler dahil birçoğu Rusya'ya genelde inşaat işlerinde çalışmak için gidiyorlar. Bunların arasında Türk inşaat firmalarında calışanlar da Türkçe öğrenmişler.
-Burada, gelinleri resmen hizmet etsin diye alıyorlar. Genç gelinin araç kullanan eşinin yanında oturması bile ayıp. Geriliği düşünün.
-Kırgızlar, diğer Türk cumhuriyetlerin aksine yemekle birlikte çay içiyorlar.
- Erkeklerin başına kayık gibi taktıkları şapkanın ismi 'Kalpak'
-Kadınlar genel olarak yine uzun elbise ve aynı kumaştan dar pantolon gibi iki parça giyiyorlar. Çok ışıltılı kumaş kullanmıyorlar.
Ayrıca geleneksel kıyafetlerin dışında da her türlü giyiniyorlar.

OSH

 3000 yıllık  olan ve İpekyolu üzerinde ki  Osh (Oş),
Fergana Vadisi’e yakın  ikinci en büyük şehir. Bu bölgede ipek üreticiliği ve en çok ta pamuk üreticiliği yapılıyor.

OSH GEZI
Yıllar önce gezdiğim bu şehir merkezinde
1-Süleyman Dağı ve Bara-Koh Zirvesi
UNESCO Dünya Mirasları listesinde.  Kırgızlar tarafından kutsal kabul edilen bu yer, Bir söylentiye  göre zamanında Hz. Süleyman her gün dağın zirvesine çıkıp ibadet ettiğinden bu adı almış.
 Diğer bir söylenti ise Hz. Süleyman’dan sonra Hz. Muhammed de burayı ziyaret etmiş. Dağın zirvesinde paralı müze var.
2-Toktogul Parkı 
3-Bazaar'ı gezebilirsiniz.
 

OZGÖN(UZGEN)

Osh---Ozgön(60 km)
Atalarımız olan  Karahanlılar,  10. yüzyılda Kırgızistan üzerinde ilk kez bu bölgeye ayak basmışlar.
 Orta Asya’nın en büyük ticaret ve sanat merkezlerinden olan Ozgön, Karahanlı Hanedanı zamanında en doruk noktasına ulaşmış. 
Beni burada Türk diyanetin yetiştirdiği hazırlığı Türkiye'de devamını Kırgızistan'da okumuş Türk gencinin (Kendisi Istanbul'daydı.Yine aynı şekilde okumuş Türkçe bilen Göktürk Türk genci karşıladı.
 1-Archaeological-Architectural Museum Complex: Gişe var ama biletli değil.
Karahanlı mozolesi
  Bu Türk eserleri. 19. yüzyılda ki depremlerden sonra aldıkları hasar onarılmış.Çok beğendim.

1-Minare on
2- Eski Camii: Duvar işlemeleri çok güzel
3- Anıt Mezarlar: Caminin bitişiğinde eskinden olan mezarlar kaldırılmış.

Daha sonra gençle Türklerin yaşadığı köydeki evine gittik.Çogu Rusyada çalışarak devletin verdiği toprak üzerinde  bahçeli evinde dört çocuğu ile yaşıyordu .Eşi de kendi gibi Türkiye de ilahiyat okuduğu için Türkçe biliyordu. Çok sıcak karşıladılar.
Yayla dönüşü Ozgön'de ki Türk diyanetin yaptırdığı Orta Asya'nın en büyük Serahi  cami ve türbesine gittik. Ülkemde halkın bilmediği öyle ayak oyunları dönüyor ki. Bizim diyanet, buradaki  kimsenin bilmediği bu zatin mezarının etrafında ki tüm evleri iyi para vererek satın almış. Kocaman, güzel bir camii kondurmus. Mezarıda yaptırdıkları bu türbenin içine yerleştirmişler. Türk diyaneti, Türkiye 'de  okulu olmayan köyler varken bizim paralarımızla Kırgızistan'da cami yaptırması ne alaka? Kırgızları ücretsiz Türkiye'de okutmasının amacı ne?  Zaten böyle başıboş ülkeleri bulan tarikatlar hemen ürüyorlar. Fark edilene kadar iş işten geçiyor. Biz çok mu zengin ülkeyiz? Bu   davranışları ile insanları dinden de soğutuyorlar. Kırgızları Müslüman yapmak istiyorlar. Ancak kadınların başlarını kapatma modasını öğretebilirler. Zaten de öyle olmuş. Sokaklar, Türk türban modasını takip eden kadınlarla dolmuş. Ama diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi  ülkede ne sistem var. Ne de disiplin.  İnsanlar çok rahat yalan konuşa biliyorlar. Eğitim yok yok yok.
Bir ülke dinle değil sistem ve adalet ile yönetilir. Öyle olsaydı tüm Müslüman ülkeleri neden hep geriler?
Tüm bunları yine Türk diyanet aracılığı ile okumuş ev sahiplerine söylediğimde hak verdiler. Hatta kadın bana "Türkiye'de hazırlık okurken, bir kız da aynı sizin gibi' Biz varken, diyanet neden sizi bizim paramızla sizi okutuyor' Aklın yolu bir.

A-ÖGÖRÜŞ KÖYÜ (Türk Köyü)

 Özgön merkezine  3 km uzaklıkta. Gök Türklerin torunlarının yasadiginKöyde%99 Türk asıllıdır. Kırgızca ve Rusya'nın dışında kendi aralarında  eski Türk diliyle konuşuyorlar .Aslında kulağınıza yabancı gelmiyor ama kelimeleri tam olarak çıkaramıyorsunuz. Ama üç gün sonra daha rahat anlamaya başladım .
Kaymak ve sıcak ekmekle güzel bir kahvaltıdan sonra köyü biraz gezdik. Tertemiz havası var. Dağ taş yemyeşil. Afganistan'da yakalandığım İshal hala geçmedi ama dayanamadım.
Abisinin evinde ağaçtan kiraz yedik. Köyün avluya açılan en dış kapıları çok büyük ve görkemli.Sanki birbirleri ile en güzel kapı yarışına girmişler.
 
Benim buraya asıl geliş amacım:
Daha önce Kırgızistan'da Issık gol etrafını gezmiştim. Kırgız çadırı"Böz Üy" de kalmıştım.
Ama ben gerçekten  Kırgız yaylasına gidip yaşantılarını yakından görmek istiyordum. Ama henüz kadınların çıkmadığını ,araç bulmanın çok zor olduğunu öğrenince bozuldum. Ben de 6-7 saat uzaklıktaki veya Arslanbap
Sarı-Çelek Gölüne gitmeyi düşündüm ama gözümdede büyürken  ev sahibim, müjdeyi verdi. Köydeki  yine Türk firmasında çalışan Türkçe bilen komşusu yaylaya çıkıyormuş. Hemen sadece kalın giysilerimi alarak yola çıktık. 

B-YIKKAMU YAYLASI

Arkası açık bir araçta cirit için yetiştirilmiş  iki at ve diğer arkası açık araçta ise inekler vardı Bizim kapalı araçta yıkanmış yatak ve mutfak eşyaları vardı .Manzara anlatılacak gibi değil. Bu ülkenin doğası gerçekten çok güzel. Gözlerim yeşile doydu.  İki saatten sonra hayvanları indirdiler. Biri 6 diğeri 10 yaşında olan iki çocuk ayaklarında kocaman çizmelerle cirit atlarına binerek inekleri ve diğer atı da alarak dağlardan yukarıya doğru yaylaya doğru çıkmaya başladılar. Üç yaşından itibaren ata biniyorlarmış. Biz de araba yolunu takip ettik ama yol diye bir şey yok. Ara ara çocuklarla yolumu kesişti. Zaten kaç gündür Pamir dağlarında hoplamaktan içim dışına çıkmıştı. Bu yol daha da kötü olmasına rağmen manzara büyülüyor. Tertemiz suyu olan şelaleler, Yemyeşil çayırlarda inekler, ve atlar kendi başlarına otluyordu. Yayla yollarında ve yaylada her taraf şevketi bostandı. Ama insanlar bilmedikleri için yemiyorlarmış. İnekler de yemiyor. Sadece Atlar yiyormuş. Birçok  küçük yaylaları geçtikten sonra tam Altı buçuk saat sonra yaylaya vardık.
Biraz eşyaları yerleştirdikten sonra hemen alt taraftaki akrabası olan hanım ve kocası Moskova'da çalışan genç gelinin evine inip çay ve taze çekilmiş kaymak yemeye gittik. Yaylanın dört tarafı yemyeşil dağlarla çevrilmiş. Ben hanımların evinde tertemiz havanın da etkisi ile  deliksiz bir uyku çektim. Sabah kaymak çekmek, bebeğin beşiğini sallamak ve bulaşık yıkamak, ev süpürmek  gibi işlere yardım ettim. Üç hanım  hızlıca kurut yaptık. Evin hanımları hiç durmadan çalışmak zorundaydılar. Satmak için farklı büyüklükte kurut yapıyorlardı. Onlar da çok misafirperverlerdi.
Ata bindim. Eşek, beni üzerine almak istemeyince kırık ayağımın tekrar kırılmasından korktuğumdan ısrar etmedim. Yayla yaşamına yakından tanık olduğumdan mutlu oldum. Elektriği güneş enerjisi ile şarj ettikleri aküden alıyorlar

Not: Haziran 10 gibi bu yaylanın biraz aşağısında ki düzlükte cirit oyunları oluyormuş. Birinciye, inek, koyun, telefon vb. veriliyormuş. Benim ev sahibim defalarca birinci olmuş.

-------


NOT:
Türk Göçleri, Altay dağlarının kuzeyi ile Sayan dağlarının güneybatı
arasında ki “ötüken” adlı en eski Türk yurdundan başladı.
Bilinen ilk göçler, M.Ö 1700 ‘lerde Sayan dağlarından Altay ve Tanrı
dağlarına doğru olmuştur. Burada uzun süre yaşayan Türk
boylarından Oğuzlar,8.yy.’da tekrar göç hareketiyle Seyhun ve
Ceyhun ırmakları arasında kalan Maveraünnehir ‘e ve Hazar denizinin
güneyinden Anadolu’ya giderler.

Göç etmeyip,yurtlarında Ötüken ana yurt’ta kalmak isteyenler
günümüzde Rusya sınırları içinde Rusya’ya bağlı olarak “Altay,Hakas
ve Tuva özerk bölgelerinde” yaşıyorlar.
Burada kalan Kırgızlarlar, şu anki Hakasların ataları
oluyor.Hakasların Kırgızistan’a göç eden ataları olan şimdiki Kırgızlar
Müslümanlığa geçerken burada kalan Kırgızların torunları olan
Hakasların çoğu Hiristiyanlığa geçer.Az bir kısmı ise hala Şamanizme
devam ediyor.
Altay halkları ve Tuva’da ise orta Asya’nın en eski dini olan Şamanizm
ve Budizm dini var.



SATAN –ALTAY TÜRKLERİ VE KIRGIZLAR ve KIRGIZLARIN TARİHİ


Sayan ,Orta Sibirya'da Moğolistan sınırından Baykal bölünün batı ucuna
kadar uzanan topraklara verilen addır. Doğu ve batı Sayan olarak
ikiye ayrılır.
Altay, Sibirya’nın güneybatı bölgesinde Yukarı Obi nehri ile onun iki ana
kolu arasında kalan topraklardır
Kuzeydoğu Asya’da Sayan-Altay dağları ve çevresi Türklerin çok önceden
beri yaşadıkları bir bölgedir.

Günümüzde de Saha(Yakut),Tuva, Hakas, Şor ve Altay Türkleri bu
topraklarda özerk bölgeler içinde Türk kavimleri olarak yaşamaktadır.
Orta Asya'da başlayan göçlerle birçok Türk boyu, batıya ve güneye göç
ettiği halde yurdunu bırakmak istemeyen bazı Türk boyları Sayan-Altay
bölgesinde kalmışlardır.
Altın Orda devletinin egemenliğinde yaşayan Saya Altay Türkleri İslamiyet
Altın Orda devletinin resmi dini olunca Altay Türkleri arasında
yayılmıştır. Günümüzde farklı olmuştur.
Sayan- Altay Türkleri 16.yy’da önce Kalmuk Oyratlarının 1756yılında ise
Çin egemenliğini kabul etmek zorunda kaldılar. Daha sonra 1885 yılında
Ruslar, Sayan-Altay bölgesini ele geçirdiler.

Günümüzde sayan-Altay bölgesinde ,Saha(Yakut),Tuva, Hakas , Şor ve
Altay Türkleri Federasyonuna bağlı olarak özerk bölgelerde boylar halinde
yaşamaktadırlar.



KIRGIZLAR'ın TARİHİ (840-12079)

Orta Asya'da yaşayan En eski kavimlerden biri olan Kırgızlar Türk
boylarından biridir.9.yy’da bir devlet kurarak
Büyük Hun devleti zamanında İrtiş nehri civarında yaşadılar. Daha sonra
yenisey ırmağı bölgesine yerleştiler.
Bir süre Göktürk ve Uygurların egemenliğinde kalıp 840’da Uygurları
yenerek Ötüken merkezli yeniden devlet kurdular.
Daha sonra Kırgız ülkesi, Karahıtaylılar tarafından işgal edildi.
Bundan sonra Karahanlılar devletine bağlandılar ve Müslüman oldular.
Kırgızların 13.yy.’da Moğol egemenliğine girmeleri sonucu en eski Türk
yurdu olan “Ötüken”bölgesi bir daha Türklerin eline geçmemiştir.
Kırgızlar Cengiz Han döneminde Moğollara boyun eğen ilk Türk kavmi
oldular ve 13.yy’nın başında siyasi egemenliklerini yitirdiler.
Bu olaydan sonra Orhun bölgesi ,Türk yurdu olmaktan çıkıp Moğolistan’a
ait bir bölge haline geldi. Moğol devletinin dağılmasından sonra 13.yy’da
bölge hakimiyeti için Kalmuklarla yaptıkları mücadeleler, milli destanı
“Manas Destanı'nındı yer alır. bu destanda Tenisey nehrinden yola çıkan
Kırgızların Tanrı dağlarına olan göçü de anlatılır.
Kalmuklar, Kırgızları Yedisu bölgesinden çıkararak onları şimdiki yurtlarına
sürmüşerdir. Burada bir süre Şeybanilere bağlı olarak yaşadıktan sonra
19.yy.’nın başlarında Hokand Hanlığı’nın hakimiyetini kabul etmişlerdir.
19.yy.ortalarından itibaren Kırgız topraklarında Rus İşgali başladı.

Ruslar,1876 yılında Kırgızistan’ın tamamını ellerine geçirdiler. Birçok Rus
göçmenini de Kırgızistan’a getirip yerleştirdiler. Bu durum Kırgız
ayaklanmasına neden oldu. Ruslar ayaklanmayı bastırdılar.
Sovyet Rusya kurulunca Kırgızistan’a önce özerklik verildi.
Kırgızistan ,1936 yılında Sovyetler Birliğine bağlı bir cumhuriyet oldu.
Sovyetler Birliğinin 1991’de dağılması üzerine Kırgızlar bağımsızlığına
kavuştular.
Günümüzde Kırgızistan Cumhuriyeti içeresinde yaşamaktalar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder