4 Temmuz 2024 Perşembe

AFGANISTAN GEZİSİ


sadece Ankara elçilikten alınıyor.
Adres: Kazım Özalp, Koza Sok. No:28, 06700 Çankaya/Ankara
İşlemler 9-14 arası yapılıyor. Ramazanda ise 9-13 arası oluyor. Çok yardımcı oluyorlar.

Telefon: (0312) 441 71 22
Telefon: (0312) 442 25 23
İstanbul Konsolosluğun  verip vermediğine emin değilim.
Bordo ve yeşil pasaporta vize var.
İşvereniniz varsa ilgili bilgileri soruyorlar. Veya örneğin dağcılık kulübü gibi nedenlerle gidiyorsunuz bunu da belirtin.
Tek giriş bir aylık vize 160 dolar. Çok girişli üç aylık vize 300 dolar.
Elçiliğe gelmeden 1-önce Afganistan Elçilik sayfasından   dili Türkçe yapıp Online başvuru formunu doldur.
not: Eğer bazı yerler tıklanamıyorsa  kayıt edip tekrar tıklat.

Gerekli bilgileri doldurduktan sonra
2-pasaportunun resimli sayfasını, kimliğini, sabıka kaydını ve isterseniz destekleyici evrak olarak vukuatlı aile nüfus kayıt örneği ve ikametgah (Yerleşim yeri) belgelerini  (Bunları e- devletten indirmiş olacaksın.) tarattırarak sisteme yükle .
Not: Eğer çıktıları varsa  fotolarını çektikten sonra pdf seçeneği ile PDF ye çevirip te yükleyebiliyorsunuz.

Not: Bu elçilik banka dokümanlarınızı istemiyorlar ama tam vize alırken banka dokümanlarını da aldılar.
En son işlemden sonra bu doldurulmuş evrak elçiliğin sistemine düşüyor.
3- Bu doldurulmuş evrakın  çıktısını alıp elçiliğe gidiyorsun. Yakındaki is bankasından 160 doları yatırdığında vizeyi basıyorlar.
Önemli: Başvuru formundaki ülkeye giriş tarihinden üç ay içinde  , yine formda yazdığınız kapıdan girer girmez vizenizin süresi başlıyor.(aslında giriş tarihinde  istediğiniz kapıdan ülkeye girebiliyorsunuz.)
Ama bu giriş tarihinden önce ülkeye giremiyorsunuz. Üç ay içinde ,hatta son günde bile giriş yaptığınızda vizeniz başlıyor. O nedenle giriş tarihi önemli.

Not: Afganistan elçiliğine çok yakın iki tane  turizm acentesinde bu başvuru formunu doldurmak için benden 700 TL istediler. Elçilikten ad vererek gönderdiklerini söylediğimde 500 TL'ye indiler. Hem ülkeme  genelde kaçak yollardan gelip hem de bu kadar parayı isteyebiliyorlar.




1-İran'dan Afganistan'a geçmek:

Iran-Mashhad -İmam Reza terminalinden doldukça kalkan  taksi
ile direk Herat'a 6 saatte 1500 Tümene gidiliyor.
 Madhhad---Feriman---Taobat -e-Jam---Taybot---- Dogharoun(İran tarafı)-IslamQala(Afgan tarafı)--- Ahmedabad--- Herat
Ben  Masdhad'dan 7-7:30 da otobüs terminalinden kalkan otobüs ile üç buçuk saatte ve 58.000Tumene direkt Taybot'a gittim.
Oradan taksi dolmuş ile 20  dakika ilerde ki Dogharoun sınır kapısına, oradan da 15 dakika yürüyerek  İslam kale sınır kapısına geldim. Vizem olduğu için kısa sürede mühürü bastılar.  Çıkışta ki pislik, toz ve insanları görünce sanki ,500 yıl öncesine ışınlandığımı düşündüm. Korkunç bir yaşam olmalı .

Hemen çıkışta    ayaküstü veya oturduğu yerden birçok para bozanları ki göreceksiniz.  Bu arada biraz düzgün giyinmiş Herat'a giden iş adamının  arabasıyla   iki buçuk saatte Herat'a geldik.
Ama siz çıkışta  taksi dolmuşlarla da Herat'a gidebilirsiniz. Veya mühürden sonra çıkışta sağda park yerinde genelde özel araçlarını bırakanlar oluyor. Birisine rica ederek Herat'a birlikte gidebilirsiniz. 
Yol boyu kapıları iç tarafa bakan kubbeli  çamur evlerden oluşmuş köyleri geçtik.


2-Afganistan' in Taliban yönetimini komşularından Özbekistan tanımadığından Afganistan ile aralarında ki kara sınırı kapalı.Ancak Afganistan'dan Özbekistan'a hava yolu ile geçebilirsiniz.
Afganistan'dan sadece İran ve Pakistan arasında kara sınırı var.

AFGANISTAN 









Kadına eğitim hakkı vermeyen, ama araç yolu üstlerinde   dilenmesine izin veren zihniyet. Bunlar da kendilerine de Müslüman diyorlar.

Durum onu gösteriyor ki benden başka tek bayan olarak Afganistan'a  bu dönemde gelen yok. 

1-Herkesin ilk  sorduğu soru: "Buraya tek mi geldin?" Dediklerinde özellikle erkeklere "Siz tek başınıza başka bir yere gitmeye korkuyor musunuz?" cevabı yapıştırıyordum. Ama bu  ülkede bu soru sorulması çok normal. Bunu geçtim.

2-Afganlılar aslında merhametli, yardımsever, cömert   ve iyi  insanlar ama eğitimsiz ve kafayı Müslümanlıkla bozmuşlar.
 Tüm Müslüman ülkelerde olduğu  gibi Her yerde ,özellikle  resmi girişlerde herkesin ilk sorduğu 
"Müslüman mısınız?" sorusunu duyduğum an dayanamıyorum. Ben de "Türkler sizin hakkınızda her şeyi biliyorlar. Siz, Türkiye'nin Müslüman olduğunu bilmiyor musunuz?  Hem bu soruyu sormak ayıp .İnsanların neye inandığını asla bilemeyiz ki. Hem Müslüman adam uyuşturucu kullanmaz, temiz olur. Kadına kıymet verir. Hem Müslüman olmak bu kadar önemli ise neden tüm Müslüman ülkelerinde hep problem var. Fakir, geri, eğitimsiz ,tek adam  ile yönetilen ve  temizliğe hiç önem vermeyen ülkeler. Amerika'da doğsan Müslüman mı olacaktın? diye saydırıyorum
Yine özellikle kadınlar  "sen niye namaz kılmıyorsun? 
Çünkü Müslüman ülkeleri Müslümanlığı sadece namaz kılmak ve kadını kapatmak olduğunu düşünüyorlar.

3-Üçüncü soru ise: "Neden Afganistan'a geldin? "Onlar da ülkelerinin gezilecek pek bir tarafı olmadığının farkındalar da uyuşturucu ticareti mi yaptığımı sanıyorlar diye düşündüm daha sonra.

"Çoğu yerde de Afganistan'a kaçıncı gelişiniz? "Ben yine dayanamıyorum. "Afganistan'a bir gelen bu kadar problem varken bir daha gelir mi?" demek zorunda kalıyorum.

Yaşlandıkça iyice kara cesaretli olmamı doğru bulmuyorum. Tepki alıyorum ama içimden geleni de söylemeden duramıyorum. Önüme gelene özellikle sakallı adamlarla ,Taliban'ın  askerleri, hatta liderleri ile korkmadan, çekinmeden  tartıştım .En azından çıkamadıkları bu bu karanlık dünyadan da farklı düşüncelerin olduğunu bilsinler istedim . 
Bu kadar gerilik, insan onuruna ters.

Taliban: Taliban'ın pis sakallı, karanlık yüzlü cahil, uzun saclı  silahlı askerleri her yerleşimin, her önemli yerlerin girişinde kontrol noktası oluşturmuş. Daha önceden de var olan büyük tel çuvalların içine taş doldurarak korumalı alan oluşturmuşlar .Kısaca her taraf, Taliban tarafından kontrol altında tutuluyor.
Zaten kontrol altında tutulmayan yerlerde turistler kaçırılıp fidye isteniyormuş. Dikkatli olmak gerekiyor.

Kontrol noktalarında  geçen araçların camlarından söktükleri siyah filmleri bir kazığa bağlayarak kontrol noktalarında ilginç görüntü oluşturmuşlar.

kısacası  savaş bitmiş olsa da halk Taliban'dan çok korkuyor.
Taliban'ın silahlı askerlerinin dışında otel, restoran vb. gibi yerlerde özel güvenlik görevlisi de olabiliyor. Kuıca her gördüğünüz silahlı, Taliban olmayabilir.

Taliban'ın kadınlara zulmü: 

Bir yıldan fazla kadınlara getirdiği yasaklar:
1-Kız çocukları sadece 6. sınıfa kadar(İlkokul) okuyabiliyorlar. Ancak din okullarında devam edebiliyorlar.
2-Kadínlar  küçük yerlerde parklar  dahil gezip nefes alabileceği her yere, ören  yerlerine girmeleri yasak. Aileleri ile bile gidemiyorlar.
3-Kadınlar maske takmak zorundalar Ben önce hava kirliliğinden dolayı taktıklarını sanmıştim. Burka giymeyen genç kızları bir şekilde burka gibi giyinmeye zorlanmış.

Kısaca kadınların tek hakkı evde oturmaları.
Taliban'dan sonra birçok genç kız intihar ettiklerini söylediler.
- Yine Taliban'dan önce özellikle
gençler tişört ,kot pantolon vb. giyiyorlarmış. Ama artık kadın erkek sadece geleneksel kıyafet giymek zorundalar.
-Resmi dairelerde çalışanlar ille de Taliban yanlısı değil. Normal vatandaş oluyor. Bankada çalışan kadınlar da vardı.
-Bir kadın, eşi veya ailesi yanında olmadan yurt dışına çıkamıyor.

ÖNEMLÍ

1- Afganistan 'da her gittiğin eyalette "İnformation  and Culture" adlı ofise gidip kayıt olup permit almalısınız .Daha sonra istediğin yere gidip istediğin yerde fotoğraf çektirebilirsin.
Kısaca  bu permiti aldığın zaman taliban'la başın sıkıntıya girmez.
Ama permit olsa da  cahil görevliler kadın olduğunuzdan sizi almak istemiyorlar .Kesin bastırın. 

Önemli: Permit alırken kesinlikle o şehirde gezmek istediğiniz her yeri permit'e eklettiriniz.

2-Burada İngilizce bilen herkes kendine rehber diyor. Bunlar "Rehbersiz Afganistan'ı gezmek yasak " derlerse de inanmayınız. Yalan. Rehber alırsanız daha rahat edersiniz. Taliban da rehber olunca sizi net takip ettiğinden işine geliyor ama tek başınıza da gezebilirsiniz. Zaten rehber sizi yolmak  için her türlü numaraya baş vuracaktır.
Tercüman sorarlarsa da "telefonundan çeviri ile yapıyorum. ihtiyacım kesinlikle yok "diyerek bastırınız.
 .


TARİH

Antik çağlarda yaşayan insanlar İndus Vadisi’ni geçerek  bu topraklar yerleşmişler. 
Daha sonra  konumu nedeni ile  yayılmacı güçler tarafından saldırıya uğramış. Bunlar sırasıyla;

1-4. Yüzyıl: Büyük İskender’in hakimiyeti.
2-Hindu ve Pers baskısı.
3-Müslüman Arapların saldırısı.
4-1200 yıllar ---Cengiz Han’ın engellenemeyen  gücü

5-1747-1919: Afganistan İmparatorluğu dönemi: Afganistan'da(Padişahlık donemi): İlk İmparator Ahmet Sah Baba tarafından 1747'de Afganistan kurulmus. Daha önceki ismi Ariyana imiş. Bu dönemde İran ve Hindistan Kabul'dan yönetiliyormuş.
Daha sonra Ahmet Şahin oğulları ve arkadan gelenler ülkeyi iyi yönetemediğinden Hindistan, İran  ayrılmış.

Pakistan ilk imparatorluk kurulduğunda  yoktu.
Daha sonra 1947'de
Pakistan kurulduğunda oradaki  Hintli Müslümanlar ,Pakistanlı olduğunu kabul ettiler ama Pakistan'da ki Afganlar asla kendilerini Pakistanlı olarak kabul etmediler.
O nedenle Afganistan, günümüzde Pakistan topraklarında hak iddia ediyor .Bu nedenle aralarında anlaşmazlık var. 

6-1919-1973: Afganistan'ın Özgürlük dönemi. İlk liderleri Atatürk'ün  arkadaşı Emanullah zamanında  Amerika'da bile  olmayan , kadınlara oy hakkı verildi. Amanullah, kadınlara saçlarını açmasını söyledi .Çocuklar günümüzün tam tersine zorla okula getirildi.

7- 1979 Komünist dönem:1979'da başlayan Sovyet işgalim ile başlayan bu   dönemi, en özgür dönem olarak anlatılıyor. Bu dönemde Afganistan, Rusya'dan yönetiliyordu.

 Erkek ve kızların birlikte okuduğu eğitime çok önem verilmiş. Hatta isteyen şarap bile içermiş. Kadınlarin başları açık, kıyafetleri moderndi. 
Yollar ve binalar yapıldı.


8-Mücahitler Dönemi:
Ama Rusya yanlısı devlet ile İslam mücahitleri arasında savaş vardı.
Sovyet ile Afgan İslam mücahitleri arasında ki Savaş sonucu (Aslında Afganistan topraklarında, Rusya ile Amerika arasında ki savaştı.) 
Mücahitler devlet yönetimini ele geçirdi. Bu dönemde  İslami mücahitler kadınlara tecavüz etti. Halka çok kötü davrandı. Bunların sonucunda
 
9-1996 Taliban ilk dönemi: Taliban gelerek bu kötülükleri sonlandıracağını ,ülkeye huzur getireceğini söyledi. Ölümler bitti. Barış geldi. Ama Taliban, Amerikan  yanlısı  halkın sevdiği doktor Necibullah'i İdam ettirdi. Ama zamanla bunlarda aynı benzerleri gibi (Türkiye ve İran'da olduğu gibi )değişerek ve gerçek yüzünü göstererek ülkeyi  geriletip yine çıkmaza soktular. Taliban, halkın sevdiği Ahmet Sah Mesud'u  bomba ile öldürdü.
   
10-2001  İslami Cumhuriyet Donemi: ABD, Useme Bin Ladin'in ikiz kulelerini vurmasını bahane ederek Afganistan’ı işgal etti ve ülkede büyük bir savaş başladı. Taliban gitti. Amerikalılar geldi. Ülkede serbestlik vardı ama  yüz binlerce insan  savaşlarda öldü ve şehirler yerle bir edildi.

11-Taliban'in ikinci dönemi: Pakistan, Taliban'a Afganlara bela olsun diye yer verdi.Taliban Pakistan'dan  "Amerika ile savaşıyorum,Afganistan asla Amerika devleti olamaz "
 dese de aslında  Afgan devleti ile savaşıyordu.Ama aslında Amerika ile Taliban aylarca Katar'da bulusarak ilişkilerini devam ettiriyordu.
Amerikalılar gidince Taliban ,ben Amerikalıları gönderdim diye Taliban ülkeyi şimdi ki duruma getirdi.Talincoban'fan 
Ahmet önce Mesud'un oğlu Ahmet mesud askeriyenin basindaydi.. şimdi Tacikistan, Pakistan gibi ülkelerden Taliban ile savaşa devam  ediyor. Umarım.birgun Afganistan özgürlüğüne kavuşur



Kısacası, 1978’den beri ülkede devam eden iç savaş  sonucu ülke iyice fakirlesmistir.
ülkenin her yanı  tahrip olmuş.

 

Şimdiki durum:

Afganistan bir İslam Cumhuriyetidir ve Orta Asya’da (Bazen orta Doğu'da kabul edilir.) bulunur. 

Yüzölçümü: 647.497 km²
Nüfus: 44milyon(2024
Kuruluş Tarihi: Nisan 1747

Bağımsızlık Yılı:1919
Başkent: Kabil

Komşu Ülkeler
İran, Pakistan,  Türkmenistan, Çin, Tacikistan, Özbekistan

Kuzeydoğusunda Çin, doğusunda ve güneyinde Pakistan, batısında İran bulunur.

Önemli coğrafi bölgeleri: 
Belucistan dağları, Hindukuş sıradağları, Pamir ve Himalaya dağları.
 Dünyanın en sıcak çölü Sistan ülkenin güneyindedir. 



Kültür ve Etnik Köken:

 Afgan halkının Türk soyundan geldiği söylenir. 

Afganistan, Çok milletten oluşan çok uluslu bir ülkedir. Paştunlar,  Farsiler,  Hazaralar, Özbekler,Tacikler,  Türkmenler (Bunlar uzun zaman önce ulkelerinden gelip buraya yerleşenler)ve diğerleri .
Peştun ve Özbekler genelde gerici ve koyu dindarlar. acik ve Hazaralar eğitime önem veren kesim .Evleri daha temiz .Hazaralar ise  Şii ve çekik gözlüler.

ÍKLÍM 
Ülkenin tamamı karasal iklim var. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk geçiyor. O nedenle gezmek için Nisan ,mayıs veya Eylül, Ekim olabilir. Ben Nisan son haftası ülkenin güneyinden girdim. Sıcaklar artmıştı. Kuzeye çıktığım zaman normalleşti.
Aslında yazları çok sıcak olduğundan   Nisan başı gezmek için en iyi ay. Sadece PANJHİR ve NURİSTAN gibi yüksek yerleşimler soğuk oluyor. Fazla yağmur yağarsa yollarda sıkıntı yaşanıyor 

PARA: 

Önemli: 
kredi kartı geçmediği için döviz götürün . Post cihazları bile yok
Paranızı ayaküstü bozanlardan bozdurmayınız. Sahte olabilir. Bankalar bozmuyor.Market denilen ofislerde ( Khorasan Markat -Harat gibi)bozdurunuz.Paraları  çok eski ve pis.

1 Dolar =72.13 Afghan Afghani(AFN)
100 dolar=7213 Afghani
Kısaca  2 ANF=1 TL ediyor.

Her gördüğün Fiat'ın yarısı Türk parası olarak düşün.
Genelde turiste çok abartılı  fiyat söylüyorlar. Arkanızı döndüğünüzde birinci indirim, kapıdan çıktığınızda ikinci  indirim geliyor . Gerisi sizin hünerinize bağlı.
20 tane muz 120 Afgani=60 TL. Bana maaşlarına göre pahalı geldi ama muz, Pakistan veya Filipinlerden geliyormuş.
Küçük bir pide 5TL.
Küçük su 5TL.


EKONOMİ

Eskiden kuzeyde her taraf haşhaş tarları vardı. Ekimi  yasak değildi .Çünkü bu Müslüman  ülkenin en büyük gelir kaynağı uyuşturucuydu. Bu durumu herkes bildiği halde ses çıkaran yoktu. artık uyuşturucu ekiminin olmadığı söyleniyor.


Afganistan'ın  yeraltı kaynakları olarak doğalgaz ve uranyum , zümrüt rezervleri de var. Ama ülkede bir sistem, disiplin ve  eğitim olmadığından  fakirlik korkunç.


DİL
Afganistan'ın resmi dili peşstu = (Afganca) ve  Darı= Affan  Farsçası(İran farsisi,halk dili)dir.

.İki dilde Arap harfleri ile yazılsa da  birbirinden farklılar. Normalde birini bilen diğerini anlamıyor .Anlayanlarda var.
 Diri dili ise İran Farsçaya çok yakın olan halk dili.




DİN:
Ülkenin  dini İslam’dır. 
nüfusun% 90’ından fazlası Müslümandır. Bunların% 85’i Sünniler,% 15’i Şiiler oluşturuyor.
Adım başı cami olmasına  ve bu fakirliğe rağmen habire yeni camiler yapıyorlar. Evde namaz kılınabilir ama kızlara okul yok. Olan çoğu okullarda da  öğrenciler yerlerde ders yapıyorlar.
Afganistan'da 10 milyon Şii yaşıyor.
Dinleri Şii olup milletleri farklı olanlar
- Hazaralar,
-Bayat, 
-Kızılbaş,(,Tüm Afganistan'da 1 milyon civarında)
-Sayed(Peygamberin soyundan gelenlere verilen ad. Sünni mezhebinde de var.
Not: Badakhshan'da yaşayan Ismaileler, Şii mezhebine kabul edilmiyor.
-Türkmenlerin bir kısmı da Şii.



EGİTİM

Normalde Afganistan'da ilk okul 6 yıl, ortaokul ve lise 6 yıldan sonra 12 yıla kadar devam ediyor. Yani ayrı bir ortaokul diploması yok.
Bir yıl öncesinden Taliban, kızların İslam dinine göre sadece 6. sınıfa kadar okuyabileceğini, üst sınıflara gidemeyeceğine karar vermiş. 
Okullarda öğleye kadar erkekler, öğleden sonra kızlar eğitim alıyorlar.
Afgan genç kızlarının eğitim haklarının elinden alınması çok üzücü. Bu sinirle Taliban ile kendimce savaştım.
Ama erkekler çok rahat 12 . sınıfa kadar okuyup lise diploması alıp peşine Üniversiteye gidebiliyorlar.
Ama yine Taliban'dan sonra açılan dini okulların da (Bizde ki İmam Hatip Okulları gibi) 12. Sınıfa kadar devam edebiliyorlar. Diğer dersler çok hafif işleniyor. Yoğun olarak din eğitimi veriliyor.
Medrese: Buralarda da sadece kuran öğretiliyor.

Ayrıca bu dönemde kızların gidebildiği İngilizce kursları var.
Bu İngilizce kursları çok yaygın. Amerikalıların olduğu zaman iş bulabilmek için İngilizce bilmek önemliymiş. Şimdi ise sanırım bir gün ülkeden kaçabilirlerse  İngilizce bilmeleri gerektiğini biliyorlar. Yoksa ülkeye gelen sayılı turist için İngilizce öğrenmiyorlar.
Kiminle selamlaştıysam "Bana davetiye gönderir misin?" Dediler.
 Taliban yönetiminden önce kadın için gerekli olan doktor, ebe ve dış doktorluğunda belli bir sınıfa kadar gelen kızlar hasta hanelerde staj gibi çalışabiliyorlar. Durumlarının ne olacağına, ilerde diploma alıp almayacaklarını Taliban karar verecekmiş.
Ülkede resmi okulların yanında özel okullar da var.
İlk okulda erkek ve kız öğrencilerin birlikte okudukları okullar da varmış.
Devlet ve özel okulun yeri ve ekonomi durumuna göre okulun şartları çok değişiyor. Sırası  bile olmayan devlet okulların yanında gayet bakımlı özel okullar da var.

-Devlet okulundaki öğretmenin maaşı 800000-10 000Afgani
Okul müdürünün maaşı 1200000 Afgan

Türk -Afgan Okulları: Yarı özel okullar.
Atatürk ve Afgan lideri Emrullah zamanında  iki ülke arasında Eğitim anlaşması yapılmış.
Daha sonraları tüm dünyada  Feto'nun okulları yaygınlaştı. Darbeden sonra  dünyada  genelde Müslüman 53 ülkede olan  bu okullar,  o ülkenin  Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yönetiliyor.
 Toprak ve bina okulun bulunduğu ülke veriyor. Okul yöneticileri ve öğretmenleri  genelde Türk  oluyor. 

Buradan mezun olan öğrenciler Türkiye'deki herhangi bir liseden mezun olmuş gibi hak kazanıyorlar. Daha sonra Bu okulların bulunduğu ülkede yaptıkları bu TRYÖS=Türkiye yabancı öğrenci sınavını geçerek Türkiye'deki üniversitelerde okuyabiliyorlar. Bu öğrenciler kendi paraları ile ama genelde  Türkiye'de ki kuruluşlar ve diyanetin verdiği burslarla ücretsiz okuyorlar.
Ama bizim çocuklarımız da Üniversiteye girmek için ruh sağlıklarını kaybediyorlar.

Afgan-Türk okulları:
Afganistan'da da Türk öğretmenlerinin maaşlarını Afgan Milli eğitim ödüyor. Türk milli eğitimi de plan yapıyormuş.
 Herat, Kandahar, Kabil(Beş tane), Mezarı Şerif ve yakınında ki Şiringar'da var.
Bu özel okullarda kızlar sadece 6. sınıfa kadar karışık okuyorlar. Erkekler ise 12. sınıfa kadar devam ediyorlar.
Okullarda Türkçe, İngilizce, Farsi, Peştunca öğreniyorlar.
Benim gördüğüm okullar çok bakımlı ve donanımlıydı. Bu okullarda zenginlerin çocukları okuduğundan daha serbestler. Benim kaldığım okullarda  okula gelinceye kadar öğrenciler başlarını kapatmak zorundalar ama isteyen sınıfta açabiliyor. 

Kandahar veKabul okullarında  toplam 5 gece kaldım .Çok konforluydu. Rahat ettim.

Not: Ama genelde Türklerin olduğu yerlerde  Türk çocukları için açılan Türk okullarının öğretmenlerini Türkiye  milli eğitim atıyor ve maaşlarını veriyor.

ULAŞIM

 Ulaşım  kolay değil. özellikle kuzeyde bir gittiğiniz yere bir daha dönmek zorunda kalabiliyorsunuz. Yeterli yol olmadığından ve dağlar olduğundan sıkıntı yaşıyorsunuz.

-1 litre dizel 64 Afgani.
Trafik kuralı diye bir şey yok. Araçlar, motorlular, rikşalar ,bisikletler ve yayalar çok yoğun trafik oluşturuyor. Trafik bazı yerlerde adım adım ilerliyor.

Özellikle 1960’lı yıllarda karayolların çoğu eski Sovyetler birliği ve ABD tarafından yapılmıştır. 1964'de Afganistan’ın Kuzey’ini Güney’ine bağlayan Saleng tüneli,  Ruslar tarafından, işgal yıllarında yapılmıştır.  
Bu tünelin yapımında 60.000 Rus askerinin çalıştığı  bu tünel inşaatında oluşan   göçüklerde 4000 Rus askerinin ölmüştür.


Taliban rejimi sonrası 2001 yılından sonra Afganistan’ın tüm karayolları yeniden onarılmış ,yeni yollar açılmıştır. Günümüzde genelde yollar bakımsız ve yetersizler.


 
Otobüs: 
1. Normal otobüs: Bizdeki gibi  iki tarafta ikişer koltuklu. 
2.Vip Otobüs: Bir tarafta tekli koltuk var.
Fiyatları farklı.
Otobüslerde ayakkabı çıkarıp torba ile yanınıza alıyorsunuz. aralar hali ile döşenmiş.

Gece otobüslerinde aralarda yastıklar var. insanlar koridorda uyuyorlar.

Bize göre otobüs fiyatlar daha uygun.
İnternetten otobüs saat ve fiyatlarını gösteren bir sistem yok. Bu nedenle
otobüs biletlerini internetten alamıyorsunuz .

Mecbur şehir içindeki bilet satan ofislerden veya terminale gidip bilet alabiliyorsunuz.  Mümkünse bilet fiyatlarını bir yerliye sordurun veya birkaç yere sorunuz.

Taksi

-Sehirlerici ve  arası iki türlü taksi var.

1-Uzun taksilerin bagaj kısmına da yolcu alınıyor. Bilet parası daha uygun oluyor, Ben başka kadın yolcu olmadığı zamanlar mecbur bu bagajı kullandım.
2-Diğer taksi ise kısa ve bagajına oturulmuyor .Daha hızlı ve bilet parası biraz daha fazla.
Taksilere şehir içinde öne iki kişi arkaya da dört kişi alıyorlar Öne oturmak istersen iki kişilik para ödemelisin. Bazı şehirler arasında öne tek kişi alıp tek kişi ücret alabiliyorlar.

Önemli:
 1-Şehirler arası bazen sadece dolmuş veya taksi oluyor. taksi iki kattan daha pahalı bu nedenle kesin dolmuş duraklarını sorunuz.
2-Sehir  içi: rikşalar  ucuz değil. Devlet taksileri, özel kişi Taksilerinden daha ucuz.

 

Havayolları:

 Ariana Afgan  yolları yerel ve uluslararası birçok yere  ( Yeni Delhi, İslamabad,  Dubai, Moskova, İstanbul, Frankfurt ve Tahran) gibi uçuşu vardır. 
2003 yılında kurulan Kam Air Havayolları  da bazı Asya ve Avrupa ülkelerine seferleri vardır.

INSAN


Aslında Afganlılar iyi kalpli , yardım sever insanlar ve merhametli insanlar. Çoğu yerde benim dolmuş paramı ödemeye çalıştılar. Kadın olduğum için evlerine davet ettiler. Ama uzun yıllar savaş yaşamış ve acı çekmiş bir millet. .Özellikle taksi şoförlerine çok kızsam da Afganlılara ne yapsalar hak verebiliyorum. Çok iyiliklerini gördüm .Kıyamıyorum onlara. Burada yaşam yok. Kadının ise adı bile yok. Türkler bu ülkede, bunların yaşadıklarını çekseydi toptan kafayı yerdik.

Tüm Müslüman ülkelerde olduğu gibi:
 -çoğu çok rahat yalan konuşuyorlar. bir dedikleri bir dediklerine uymuyor.
İnkar edebiliyorlar.
Burada yaşayan bir Türkmen" Afganlı yalan konuşmasa ise günü geçmez" demesi tam olarak buranın insanını anlatıyor. Türkler de yalan konuşuyor ama bunların yanında biz masum kalırız.
bir turist gördüklerinde onu yolmak için her numarayı deniyorlar.
-Afganlıların Tükürükle ilgili bir sorunları var .Resmen böğürerek her yerde  tükürüyorlar. Otobüste balgamını yandaki çöp sepetine bırakan adam midemi bulandırıldı. Taksilerde kapıyı açıp tükürüyorlar.
-Soyadı kanunu yok .Ayni aileden isteyen farklı soyadı alabiliyor.
-Bir erkek resmi olarak İslam gereği  dört kadına kadar alabiliyor. Ama bunu yapan çok erkek yok.
-Erkeklerin el ele gezmeleri burada normal.
-Tuvaletten sonra sadece ellerini su ile yıkıyorlar.
-Ellerine geçen her şeyi her yere atıyorlar. Özellikle araçların penceresinden ne varsa atıyorlar.

-Hiç tahmin etmiyordum  ama kızları çok güzel.  Zarif .Kilolu bayan çok  görmedim.
Afganlıların saçları çok koyu ve yoğun olduğundan çok güzel. Genç erkeklerin keçi gerici  sakalları olmasa onlarda yakışıklı sayılırlar. 

-Çok çocuk sahibi oluyorlar. Oğlan çocuğa çok önem veriyorlar. Devlet de çocuk yapmalarını  peygamber adına teşvik ediyor .Daha yeni evlenme çağı gelmiş genç kadınların 7-8 çocuğu olmuş. Annenin doğurduğu çocuğu  kız kardeşleri büyütüyor. Biraz büyüyünce zaten sokakta bir kuru ekmek elinde  büyümeye devam ediyor.

-Sokaklarda torbaları ile plastik  ve Kola şişesi toplayan  çocuk gruplar içler acısı.

-Taliban'in kadınları eve kapatmasından sonra homoseksüellik  artmış.

-Özellikle kadınlar olmak üzere kimsenin fotosunu izinsiz çekmeyiniz. Zaten küçük kızlar bile ya kaçıyorlar. Ya da yüzlerini kapatıyorlar.

-Dilencilik: Evet  kadınların evlerde  hapis olduğu ülkede burkasını takan  birçok kadın  şehir içi veya şehir dışı yolun ortasına oturup gün boyu gelen geçen arabalara el açıyorlar. Yanlarında da paraları almak için   küçük bir çocuk oluyor.  Hatta termosu yanında olan dilenciler de gördüm.
Aynı hizada yol ortasında peş peşe oturan dilenciler de gördüm.


Hele turist gören çocuklar peşlerini bırakmıyorlar.  Bir şekilde karşılaştığınız insanlar sizden ya davetiye ya da para istemekten hiç çekinmiyorlar.

EVLER

zenginler, Yüksek duvarların ardında  avlu içinde  sütunlu, abartılı ,villa seklinde yaptırmış. İçi dışı kadar gösterişli. 
yine camlar ,içeri görünmemesi için aynalı. Odalar çok geniş .Alçıpen  ile özellikle tavanlara ve açık alan girişlerine abartılı şekil verilmiş.
Odalarda sadece halı ve kırlent var. Bazı evlerde koltuk ta var. Yine ince yataklarda veya halının üstünde üzerlerine battaniye alıp üstleri ile uyuyorlar.
Ama mutfak ve tuvaletleri düzensiz  Özellikle mutfak malzemeleri kalitesiz .
Fakirler ise çamur saman karışımından  ,tuvalet ,banyo ve mutfak dışarda yapıyorlar.

TEMİZLİK

Aslında çoğu Afganlı in evi temiz sayılırdı.
Afganlılar  çöplerini her yere atmaktan hiç çekinmiyorlar. Her yer çöp yığınları ile dolmuş .Hele araçların camlarından her şeyi dışarı atıyorlar.  İran'da daha az gördüğüm özellikle caddelerin iki yanından geçen ve evlerden gelen atık suların geçtiği  arklar çöple tıkanmış.   çok pis kokuyor ve sivrisinek var. Akıl alacak bir durum değil.
Ama çevre bu kadar pis iken  Herat'ta dükkanların temiz ve düzenli olması da şaşırtıcıydı.
Tuvaletten sonra, ve elleriyle yemek yedikleri halde yemekten sonra sabun kullanmıyorlar. Sadece ellerini su ile yıkıyorlar.


GİYİM

Genç kızlar Hindistan'da ki gibi paçaları dar, ama el islemeli şalvar ,üstüne harika el işlemeli tunikler giyiyorlar(kochyani veya afghani kali.)Veya kolu ve boyu uzun belden büzgülü elbiseler giyiyorlar.
Kadınlar daha az işlemeli aynılarını giyiyorlar ama dışarıda üzerine dik dörtgen şeklindeki  desenli veya düz siyah çador  ile iyice kapanıyorlar.

Burka giyen kadın da çok.

Erkekler bebekten yaşlısına kadar  farklı renkte şalvar ve aynı renkte tunik giyiyorlar. Yöreye göre bazılarının tuniklerinin ön tarafı bele kadar işlemeli oluyor. Pestunlu gençler başlarına   renkli işlemeli geleneksel şapkalar takıyorlar .Yaşlılar ise renkli  bezlerden takke veya şapkalarının üzerine  kavuk gibi sarıyorlar.
soğuklarda genelde tuniklerin üzerine yelek veya ceket giyiyorlar.

patu: erkeklerin omuzunda taşıdığı şal .Soğukta, sıcakta ve rüzgarda başlarını aynı kadın gibi kapatıyorlar. otobüslerde  de tamamen yüzlerini kapatacak şekilde üzerlerine alıp uyuyorlar. Bulunduğu yerde temiz, pis demeden yere serip namaz da kılıyorlar

YEMEK
Afganlılar da komşuları gibi hemen yemekten önce yeşil çayın yanında çeşitli kuruyemiş tabağı ve şekerlemeler ikram ediyorlar. Pesine Meyve ,peşine yemek getiriyorlar. Ben önceleri bilmediğimden karnımı bu kırıntılarla doyuruyordum. Daha sonraları ,çayımı yemekten sonra içeceğimi söyledim.
.

Aynı İranlılar gibi misafire yemekten önce yeşil çay ile birlikte farklı kuru yemiş tabağı ikram ediyorlar. Peşine meyve getiriyorlar. Daha sonra da yemek getiriyorlar.
Afganlılar sürekli yeşil çay içiyorlar. Siyah çayı ise sütle içiyorlar.

Bu ülkenin toprakları çok bereketli. Aklınıza gelen bizdeki her sebze ve meyve yetişiyor. Organik ve çok lezzetli. Ülkenin her tarafında seyyar satıcılar da  istediğiniz bulabilirsiniz. Mevsimine göre bazıları İran'dan da geliyor.
Çok bol yeşillik yiyorlar. 
Yine kuruyemişin her çeşidini bulabilirsiniz.
Ekmekleri bana göre dünyanın en lezzetlilerinden. 
Ayrıca Afganlılar, ay çiçek yağı ile çok lezzetli yemekler pişiriyorlar . Tatsız yemek yemedim bu ülkede.
Afganlılar en çok pirinç tüketiyorlar.
Pilavlarını bizim pirince göre çok ince organik pirinçten yapıyorlar. içine rendelenmiş havuç ve kuru küçük üzüm katıyorlar. Lezzetine doyamadım. Sanırım bizim pirinçler organik olmadığından tombul ve lezzetsiz .

Sofraları da çok açık. Sokakta yemek yiyen herkes beni de davet etti.
Sokak yiyecekleri de çok çeşitli ve lezzetli. Tek sorun temizlik yok.
Ama İran'da  ki  gibi fakirlerin yemekleri bol değil. Ekmeğe çok ağırlık veriyorlar. Buğdayları  organik olduğundan ekmekle çok lezzetli. Buğdayı kendileri yetiştiriyorlar. Ama pirinci İran, Hindistan ve Asya ülkelerinden önden satın alıyorlar. Bayat ekmekleri et suyu ile karıştırarak yaptıkları paparayı yine ekmekle yediklerini gördüm. Kahvaltıda sadece ekmek  ve süt veya farklı tek bir çeşit yiyenleri çok gördüm. Bisküviyi ekmeğe katık yapanı da gördüm.

DÜĞÜN

Tüm fakirliklerine ve çok çocuk sahibi olmalarına karşı düğün yapmak çok önemli.
Evde yapılan düğünlerde  gelin geleneksel süslü kıyafet giyiyor. Sadece kadınlar kendi aralarında eğleniyorlar.
Düğün salonunda yapılan düğünlerde de gelin beyaz gelinlik giyiyor. Kadın erkek farklı salonlarda eğleniyorlar. Düğün sonunda ailenin erkekleri kadınlar tarafına geçerek gelin tarafına kadınlar, damat tarafına erkekler sıralanarak fotoğraf çekiliyorlar.
Düğünlerde kadınlar simli, pullu gösterişli çok güzel kıyafetler giyiyorlar. Biraz abartılı makyaj yapıyorlar.

KAÇAK AFGANLILAR
-Afganistan'ı gezerken  İran üzerinden kaçak Türkiye'ye girmiş, çalışmış  ve Türkçe öğrenmiş en az  100  tane Afganlı gördüm. Nasıl oluyor? Ülkem yol geçen hanına dönmüş. Bizler vize almadan  başka ülkelere gidebiliyor muyuz?  Nasıl önlem alınamaz? Kabul edilecek gibi değil.
 En ilginci tanıştıklarımın çoğu " Belediyenin Park ve bahçeler bölümünde çalışmışlar. Türk olmadan  nasıl çalışmışlar? Ülkemde de çok karışık işler dönüyor .Bir türlü disiplin ve sistem oturamıyor.
Sonra bu garibanlar en az 1000 dolar Türkiye'ye kaçak girmek için girişte veriyorlarmış. Yazık değil mi? Türkiye'ye girerken yakalanamayan bu garibanlar nasıl oluyorsa daha sonra yakalanıp  report yiyip geri dönmek zorunda kalıyorlar. Sıkı bir önlem alınıp bu Afganlıların umutlarını da sonlamak gerekiyor.
Bana eşlik eden Afganlı, Maltepe park belediyesinde 4 yıl, iki yıl da sebze toplamada çalışmış. Şaka gibi.2016'da da yakalanıp geri dönmek zorunda kalmış. Şimdi para biriktirip tekrar Türkiye'ye gelmenin peşinde .Ne kadar geri kalmış ülkenin  insanları varsa ülkeme dolduruldu.
Pasaport  ile vize almadan kaçak giriyorlarmış. Sonra göç idaresine gidip "yıkama" dedikleri çalışma karnesi alıp çalışıyorlarmış. Yasal olmayan işi yasallaştırıyorlar resmen.
Sonra neden report yiyorlar bilemedim .Report olan yurdun belli yerlerde ki kamplarda bekletiliyor. Sonra  Türkiye'ye ,uçakla Afganistan'a gönderiyormuş ama parasını Afganistan devletinden alıyorlarmış.

-Afganlıların becerebileni de Türkiye'ye kaçtıktan sonra Avrupa'ya da kaçanlara çok rastladım. Fransa'ya kadar kaçak gideni gördüm. Canım ülkem, kimlerin elindesin? Tüm geri kalmış ülkeler ,ülkemi basamak olarak kullanıp Avrupa'ya kaçabiliyor. Biz de koca Türkiye ,bunu bildiğimiz halde sınırlarımızı koruyamıyoruz.
Neyse, artık burada Türkiye'ye kaçak gitmenin zorlaştığını söylüyorlar. Ama hala Türkiye'ye gelmek isteyenler çok.


GENEL

-Tatil, perşembe öğleden sonra ve cuma günü oluyor. Okullar ve resmi daireler kapalı oluyor. Müzeler açık oluyor. 

-Tüm geri ülkelerde olduğu gibi abur cubur çok yiyorlar. Alıştırılmışlar 

-Taliban izin vermediğinden Afganistan'da yabancılar sim kartı alamıyor.
Zaten internet zayıf.

-Burada  internet kullanmayanlar, özellikle kadınlar çoğu kişi eski küçük tuşlu telefon kullanıyorlar.

-Bayan olarak buraya geliyorsanız uzun siyah pardösü  ve siyah baş örtüsü getirirseniz rahat edersiniz.

-Tüm geri kalmış, eğitimsiz Müslüman ülkelerde olduğu gibi Afganlılar da ,Recep Tayip Erdoğan'ı çok seviyorlar. Benim" Türkiye'de insanların yaşam kalitesi düştü. Fiatlar günlük artıyor . İnsanlar  asla et , balık yiyemiyor. Zor geçiniyorlar. Adalet yok. Sadece din pompalanıyor" dediğim de bana inanmak istemiyorlar. Haklılar. Türkler de gelişmiş bir ülkeye elini kolunu sallayarak gitseler, o ülkenin başındakini çok severler. Resmen ülkem Afganlıların istilasına uğramış ta haberimiz yok. Kaçak ailece gelip çocukları Türkiye'de okutan aileler var. Beleş ülkem.

-Gezdiğim sürece sadece Herat'ta İtalyan grubu ve Polonyalı bir turist gördüm. Kabul'da da Polonyalı bir turist gördüm. Bamyan'da ise İtalyan ve Rus küçük grup gördüm. 

-Afganlar en çok kriket ve voleybol oynamayı seviyorlar.

- Büyük yerleşimlerde 2. el dükkanlarda çok güzel şeyler satılıyor. Giysiler dış ülkelerden geldiği belli. Askılı ve kısa etek olanlar vardı.

-Ülkenin her tarafında güneş enerjisi panelleri yardımı ile elektrik elde ediliyor. Şu şebekesi olmadığından her evin avlusunda ki depodan    elektrik pompası ile  çeşmelere  ve bahçelere elektrikle  su pompalanıyor.

-Devlet hasta haneleri ücretsiz ama ilaçlarını para ile alıyorlar.

- Askerlik yok. Taliban için  asker gibi çalışanlar devletten para alıyorlar.

_Eskiden bayrakları siyah, yeşil, kırmızı ve üzerinde" la ilaha illahlah Muhammad Resulullah " yazılmış
Şimdi  Taliban'dan sonra beyaz renkli bayrağın üzerinde aynı yazı var.

-Afganistanlılara güvenmedikleri için Türkiye  dahil hiçbir ülkeden vize alamıyorlarmış. Her yere kaçak gidiyorlar. Ancak çok parası olan vize alabiliyormuş.


-Eğer Taliban yanlısı şehit olduysa mezarına beyaz Taliban bayrağı dikiliyor. Normal bir Afganlı şehit olursa mezarına yeşil bayrak dikiliyor.

-Nuswar: Nikotin ve kireç  vb. katıyorlar. Bu  yeşil renkli ot karışımını macun haline getirip bir miktar alıp  yanaklarının iç kısmına yerleştiriyorlar. Afganlılar uyuşturucu demeseler de  , resmen uyuşturucu. Zaten normal uyuşturucu da içen var. İlk kez bunlara hak verdim. Bu yaşam aynı Yemen'de ki gibi ancak uyuşturularak çekilir.
Haşhaş üretiminde lider olan Afganistan'da  uyuşturucu kullanan insanların sayısının en az yüzde beşi    civarında olduğu düşünülüyor. 
Eskiden her yerde  haşhaş tarlalarını görebiliyordunuz. Koyu Müslüman oldukları halde "Paramız yok. Mecburuz" bahanesinin arkasında  Herkes uyuşturucu ticareti yapıldığını bilirdi.
Şimdi Taliban döneminde uyuşturucu ticareti yasaklandığından gizli yapılıyormuş .Gerçek böyle ise Taliban'ın  tek doğru işi derim.

-Afganistan'da tüm mücahitlerin saçları uzun oluyor.

- Pakistan ile anlaşamadıklarından sevmiyorlar.

-Yine yolculukta otobüs yemek molalarında aileler erkeklerin yediği salon dışında odalarda yemeklerini yiyorlar

AFGANİSTAN'DA TURİZM


1970’li yıllarda dünyanın her tarafından gelen 100 000 e yakın turist uzun yıllar süren savaşlar nedeni ile şimdi yok denecek kadar azalmış .


M.Ö 3000 yıllık Afganistan’da  başta  2000 yıllık Buda Heykelleri olmak üzere  antik çağdan kalma eserler ve doğal güzellikleri ve  tarihi yerler olarak genellikle saray, kale, cami, türbe ve minarelerden göreceksiniz


HERAT

Afganistan’ın üçüncü büyük kenti olan 800 yıllık Herat, İran sınırını yakın olduğundan Tirmurlu Hanedanı’nın etkisi altında kalmıştır. Adı da  bu  etkileşimden Herat adını almiş
 Sufi şairleri burada yaşamıştır. Mezarlarını ziyaret edebilirsiniz.
Eskiden insanlar Kervan ile Çin ve Avrupa'ya buradan seyahat edermiş. Hala çarşıları çok renkli.

Halkının daha rahat olduğu bir şehir.
Ben Sehrin  Şii Hazaranların olduğu Jibraeil   bölgesinde kaldım. Evler gösterişli kaleler gibi yapılmıştı. Buranın halkı daha rahat  olduklarından bende rahat ettim.
Kaldığım ev sahiplerimin durumu iyi olduğundan büyük evleri çok temizdi.  Odalarda sadece halılar döşenmişti. Bunun dışında arkaya yaşlanmak için işlemeli  kırlentler dizilmişti.
Akşam olduğu zaman İran'da ki gibi  bana tek kişilik  yatak, çarşaf yerine battaniye ,üzerimde yine battaniye verdiler.
Yemekler yine yere serilen büyük naylon örtü üzerinde yendi. İran'dan tek farkı burada  yemeklerini elle yiyirlar. Yemekten önce evin küçük oğlanın ibrikle getirdiği su ile leğende ellerimi yıkadım.
Afganistan'da az çok göreceklerimi tahmin etsem de  çarşıya gittiğimde  yoğun trafiği gördüğümde şaşırdım .

Nerdeyse hepsi erkek olan aşırı bir kalabalık vardı. Motosikletler, motorlu rikşalar, taksilerin oluşturduğu çok yoğun bir trafik vardı. İnsanlar beni görür görmez  bildikleri İngilizce kelimeyi söyleyerek selamladılar. Afganlılar sıcak bir millet. Ama Tüm girişlerde eli silahlı Taliban askerleri görev başındaydı .Kadınların bu denli farklı konumda olması beni çok sarstı. Önüme gelen görevliye kendi kendime çenemi tutmaya söz verdiysem de uygulamaların yanlış olduğunu söylemeden duramadım. Tebessümle karşıladılarsa  da  hoşlarına gitmemiştir.

-Herat'ın Tarihi

Büyük İskender bu şehri aldığında 4. yüzyılda şehrin ortasında hala sapasağlam duran    kaleyi yaptırmıştır.
Selcuklular, Gazneli hükümdarları yendikten sonra 1040- 1175 yılları arası 
hüküm sürmüsler. Daha sonra şehir, Guri’lerin eline geçti. Sonra Harezmşah devleti tarafından işgal edildi. 1221 yılında şehir, Cengiz Han’ın Tuli ve Mengul adlı iki oğlu tarafından  kısa süre yönetildi ama  halk tarafından ikisi de öldürüldü.  Bunun üzerine Cengiz Han’ın  80 bin askeriyle şehre saldıradurarak  40 kişinin dışında tüm halkı öldürdü .

  Bu sefer şehir 1381 senesinde Timur tarafından yakılarak yıkıldı. 
Timur’dan sonra Oğlu Şahruh Han Herat şehrini yeniden  onararak  şehri kültür ve sanat merkezi haline getirdi. Bu dönemde Cami ve  minyatür üstadı  Üstad Behzad yaşamıştır. Bu dönemde Gevher Şad Begüm sarayını inşa etmiştir.
HERAT'ı GEZMEK

Kale ve Cuma  camisi birbirine yakın. Caminin karşı caddesi üzerinde  harika objeler bulabileceğiniz antikacılar var. Yine bu bölgede herşeyin satıldığı renkli geleneksel çarşıların yanında modern alışveriş mall'da var.

1-Herat Kalesi (İskender Kalesi):Giriş turistler için 500 AFN.Kapidaki görevliye bilet ücretinin çok pahalı olduğunu söyleyerek yerellere satılan ücretten biletimin kesilmesini istedim. Yerellerin bilet ücreti olan 100 afn verdim. Bu dedikleri fiyata bile inanmadim.Sonra neden 50 afn demedigime pişman oldum. Bu ilk deneyimimdi. Demekki girişlerde söylenen Fiat'ın onda birini vermeliyim bundan sonra. Zaten gişedeki Taliban görevlisi bilet kesmedi bana. Büyük olasılıkla benden aldığı parayı iç etti.
Bu kaleyi sadece Affanli erkekler gezebiliyor. Kadınların gezmesi yasak. Çok üzüldüm. Evinde kaldığım kız beni aramak bahanesi ile girdi. Hemen video çekmiş.
Milattan Önce 3-4. yüzyıllarda inşa edilen Herat Kalesi , Büyük İskender tarafından inşa ettirildiği için İskender Kalesi olarak da bilinir. 
Kısaca Bu kale, Gazneliler, Guriler, Selçuklular, Moğollar, Timuriler, Sefeviler ve diğer hükümdarları kullanmıştır.
İçi boşaltılmış cok büyük kale. Gezmekle bitmiyor. bu bölümler turistler gezdikten sonra hemen kapatılıyor.Ben gittiğimde 10 kişilik İtalyan turist grubu vardı. Afganlı rehber yalnız olduğuma çok şaşırdı. Kralın yaşadığı salon camları ile biraz farklıydı. Zamanında bu kalenin ne kadar görkemli olduğu dışındaki  çinlilerden belli oluyor.
İçinde
A-Muze: Giriş 350 AFN.250afn'ye indiyse de girmedim.Arkeolijik müzeleri sevmiyorum.

2- ULU CAMİ (Jama Masjid of Herat )(Ücretsiz): Onarımda olmasına rağmen özellikle  mavi çinili minareleri harikaydı.

Orta Asya’nın en önemli  Camisinin inşasına 1201 yılında Gurlu Sultanı Gıyaseddin Muhammed Sam tarafından başlatıldı .Sultan ölünce  yerine geçen oğlu camiyi tamamladı.
Sekiz yüzyıllık cami, savaşlara ve işgallere rağmen  hala sağlam ve çok güzel.

3- Park: Yine sadece erkeklerin girebildiği bunsiradan basit parka elimde ki permit ile girebildik. Afganlı kız"Taliban'dan sonra ilk kez girdim" dedi.

4-Güzergah:Şehrin dışında bir saat uzaklıkta.

Bu yapıtın içerisinde 1428 yılında Şahruh Şah tarafından yaptırılan büyük düşünür ve şair Hoca Abdullah Ansari’nin türbesi bulunmaktadır. Ayrıca yapıtın avlusunda Emir Dost Muhammed Han’ın da mezarı bulunmaktadır.
Bir tane de cami varmış.Gitmedim.

5-Gevher Şad Begüm Türbesi:

Bu türbe Timur’un küçük oğlu Şahruh Şah’ın eşi Gevher Şad Begüm için yaptırılmıştır.   Timur imparatorluğu döneminde açık rengi ve kaburgalı kubbe şeklinde yapılmıştır.
Hemen yanında 

6-Minareler:

15. yüzyılın sonlarına doğru  Timur imparatorluğu döneminde 12 minareli ibadet evi  ve medrese olarak inşaa edilmiştir.Ama sadece dört tanesi günümüze ulaşmıştır. Bu ibadet evi dönemin kraliçesi tarafından imparatora hediye edilmiştir.
miştir.
7- Kaldığım  Hazaran şiilerin yaşadığı Jibraeil bolgesinde Sha Mortaza Şii ziyaret'ini gezdik. haftanın üç günü erkekler, iki gününde de kadınlar ziyaret edebiliyormus. Buradaki mutfaklarda yemek yapıp yiyorlar. Caminin içinde tesbih çekip salavat getiriyorlar.Caminin bahçesinde ise Taliban ile yaptiklari savaşta ölenlerin şehitliği var. Bu bölgede bir tane daha şii camizi ziyaret ettik.Bunun kapısında silahlı Taliban askeri bekliyordu.
ANİ: Genelde yaptığım gibi önce bir özel okul ziyaret ettim. sabah sadece  erkek öğrenciler,öğleden sonra ise kız öğrenciler eğitim görüyorlardı.
Büyük bir binada sıradan bir okuldu.Temizdi.Müdür bey gururla her tarafı gezdirdi. Ertesi gün yaşları daha büyük? Kızların  dini eğitim aldığı  okula gittik. Birisi bana anlatsa inanmakta zorlanirim. öğretmenler odasında bir köşede genç erkek müdür ve Etrafta sadece bayan öğretmenler oturmuştu. 
Sınıfların çok azında  sıralar vardı.Yerlere engebeli beton dökülmüştü.Camların çoğu kırılmış  üstüste camları sıkıştırmış lardı. Sadece tahta vardı.Bazı sınıflarda  sandalye yetersiz olduğundan öğrencilerin hepsi yerde oturuyordu.Diğer binada  ki  sınıflarda  kapı ve pencere hiç yoktu.Ögrencilerin hepsi  ayakkabılarını çıkarıp yerde oturmuslardı.
Müdür öğrencilerin fotolarını çekmeme izin vermedi. Birlikte gittiğimiz kıza benim telefonuma telefonunu yazdırarak Türkiye'ye döndüğümde yetkililerden yardım istemesi rica etmiş. Şii kız "Kayıt bile etmedim"dedi. 
Öğrenciler tüm yasaklamalara karşı kapıdan pencereden bana yaklaşıp konuşmaya çalıştılar.
Herat---Kandahar(7am, 12 ve 8 pm'de normal ve vip otobus var. 8 saat sürüyor.

ANİ: otobüs biletimi aldığım  ofisten  terminale gitmek için rikşa çağırdılar.Ben tek binersem 130 AFN vermem gerektiğini söylediler. Başka yolcularla binersem 50 AFN vermemi soylediler.Son anda iki yolcu daha bindiler.Tezgahi hemen anladım .Terminale gelince yolcunun verdiği parayi şöferin elinden alıp baktım.35 AFN idi.Bende 50 yerine 30 AFN verdim.Ayak üstü hep birlikte beni kazıklayacaklardı.

KANDAHAR


Pestunların yoğun olduğu ,dindar yerleşim. Kadınların neredeyse tamamı Yüzleri de kapalı sadece göz kısmı fileli olan ve hiç bir yeri görünmeyen genelde açık mavi renkte burka giyiyorlar. Taliban'ın başında ki adam  buralıymış. Resmi şehri Kabul olsa da bu şehir  de Taliban için çok önemliymiş.
 Kandaharın çevresi yer yer sivri 
dağlarla cevrili. Şehrin üzeri  sanki taasup ile kaplanmış.
  
Tarihi:

 Makedon kralı Büyük İskender, bu şehirde  Moğollar ve diğer güçlerle savaşmıştır. 
 Afganlar  ise 18. yüzyılda iki güçlü imparatorluğu yıkarak 
Afganistan'da son Afgan İmparatoru olan Ahmad Şah Durrani tarafından 1747 yılında  Afganistan'da kraliyet rejimi kurulmuştur. 

 
Gezilecek Yerler:

Burada daha çok 
Camiler ve türbeler , yazıtlar görebilirsiniz.

ANI: Otobüste ailesi ile birlikte olan Afganlı genç ısrarla  bana"Çok erken. Bizim evimize birlikte gidelim.Biraz dinlendikten sonra seni her yere gezdiririm" deyince kabul ettim. Çok övündügü devasa  evinde tüm evli ve bakar kardeşleri ile altı aile birlikte yaşıyorlardı. Evde sanki çocuklar okulda tenefüste çıkmış gibi gürültü vardi.Sadece salonunun işgal ettiği yere Türkiye'de bir apartman dikilir. Kardeşlerinin iki karısı İngilizce biliyorlardı. Genç ile önce Kültür Müdürlüğjüne petmit almaya gittik.Büyük dış kapı açıldığında Afganistan'a göre lüks arabaları gördük. ofise gittiğimizde erkeklerin Afgan giysileri giymiş yine İtalyan grubu gördüm.İzin  için  yetkilinin odasına gittiğimde  tavrından anladım.Ben de onu yok sayarak izin almadan koltuğa rahat bir şekilde oturdum. Yaptığımın doğru olmadığını, bana zarar vereceğini biliyorum ama kız çocuklarının eğitim hakkını ellerinden alan zihniyete tahammül  edemezdim. Burada ki Taliban görevlileri Herat'takilerin aksine  terslerdi. Beni iyice sorguya çektiler. Hatta tercüman getirdiler. Hiç boyun eğmedim. Gayet emin cevapladım.
Sanırım bizzat bekleterek izin belgesini verdiler. Sonra bu çok misafirverver görünen genç benden hak ettiği paranın dışında para alamayacağını anlayınca bin türlü yalanla sıvıştı.
Bulduğum yeni rehber ile 40 merdiveni gezdikten sonra beni ailesine göstermek için  elindeki portakalları göstererek "çocuklarım bekliyor .Portakalları eve birakayim. Sonra Hırka-i Şerif'e gideriz" dedi.Daha 34 yadinda 6 çocuğu vardı.  Hanımı hemen kuruyemiş ile çay ikram etti.  Tüm mahalle koşarak beni görmeye geldiler.

Zaten
Hırka-i Şerif'e gittiğimde bu izin  belgesi ile dışını bile gezemeyecegimi ,yeni izin belgesine ihtiyacım olduğunu, bizzat Hırka-i Şerif'in adı yazılmış olması gerektiğini söylediler. 

Tekrar diğer rehber kardeşini de alarak permit aldığımız ofise  yeniden gittik.
Bu sefer başımda sadece saçlarımı kapatan bandana vardı.Bir görevli hicab deyince şaka yollu sen de saçlarını,sakallarını  kapat "  dedim. 
Merkezde rehber'e  ne dedilerse  beni Hırka-i Şerif'in kapısının dışına bırakarak aynı izin belgesi ile görebilecegimi söyleyerek ayrıldılar.
Ama kapıdaki suratsız silahlı görevliler asla giremeyeceğimi söylediler. Daha sonra burada buluştugum yine rehber olan couchsurfin ile üçüncü kez denedik.Etrafımıza toplanan Afganlıları dağıtmak için foto çekince silahlı Taliban görevlisi elimden telefonumu almaya çalışarak beni dışarı ya gitmemi şaret etti.Tepki verince sanırım kadín olduğumdan vaz geçti. Bana el sürmek istemedi.Bir önce gelişimde fotoya izin verdikleri halde yeniden Hırka-i Serif'i dıştan çekmeme izin vermediler.Sanırım buradaki karanlık yüzlü Taliban'ın adamları koyu dindar ve zır cahillerdi.Sonradan öğrendim ki buraya hiç bir kadın asla giremezmiş. Bunu izin alırken çok rahatlıkla söyleyebilirlerdi. Eziyet olsun diye bizzat söylemediklerine eminim.


1-Hırka-i Şerif:

Afganistan’ın en mukaddes eserlerinden biri olan Hazret-i Muhammed’in Hırka-i Şerif’i Ahmad Şah Durrani tarafından Kandahar’a getirilmiştir.
Aslında hırkayı kimse göremiyor.Sadece Afganlı erkekler dışardan çok güzel çinilerin olduğu bu camide namaz kılıyor lardı.
Yanında Ahmet Şahin türbesini göreceksiniz.

2-Çehl Zine (Kırk Basaâ mak):
Çiçekli bir parkın içindeki buraya
İzin belgesini yine  geldiğim bir başka araç sahibi ile silahlı Taliban görevlilerine gösterek  tepeye çıktık. Kayalardan oyulan basamak yukseklikleri çok fazla olduğundan zorlanıyorsanız. Tepeden  şehrin toprak ev manzaradi ilginç.

Babür Şah döneminde yapılmış taştan oyulan bir odaya kırk basamakla çıkılıyor.

Bu taşın üstünde "Bu eser Babür Şah, Moğol imparatorluğunun kurucusu tarafından yapılmıştır diye  "yazılmıştır."Ayrıca o dönemki Babür imparatorluğunun  güçü  anlatılmıştır.  
Buraya yakın 

3-Naric  Mani kalesi var.Gitmedim

4-Moi Mubarak (muy mubarek

5- Shah jama(şah cami)

6-  BaBa sahi 'yi görebilirsiniz .Ben bu  ilk iki eski camileri yanımda ki Türklerin yardımı ile gece açtırıp, ışık yaktırıp görebildik.Ozellikle  çok kalın sütunları dikkat çekiciydi.
 
7-Ayno Maina (Aino Mina) Semti: 

Burası Kandahar'in zenginlerinin oturduğu çok büyük ve   bakımlı bölgesi. Şehir ile hiç ilgisi yok. Paralılar yüksek duvarlarının arkasında villalarında oturuyorlar.

ANI: En son bana yardımcı olan rehber Ülkede ki Türk okullarından bahsedince Afgan-Türk okuluna gittik. Müdürüne Türkçe bilen görevli telefon açınca araçla beni almaya gelecekleri söylendi.
Afgan Milli Eğitimin görevlendirdiği Müdür bey  geldi. Türkçe konuşan Türkmen, Tacik görevliler de vardı .Okulun içine girmedim ama dıştan görünüşü çok güzeldi. Özellikle bahçede rengarenk çiçeklerle, güller çok bakımlıydı.
 Bu arada Taliban askerlerinin benim bu okula geldiğimden haberleri olmuş. Müdür beyi arayarak nerede kalacağımı sordular. Okul görevlilerin kaldığı bu zengin muhite müdür Bey'le geldik. Gelirken bana bazı istediğim camileri de gösterdiler .Şehrin kapalı çarşısı sıradandı. Caddenin iki tarafında ki dükkanların oluşturduğu çarşı daha hareketliydi.
ilk okul bu zengin bolgedeydi.İçini gezdim.Türkiye'de ki bir özel okuldan farkı yoktu.Müdür bey beni misafirhane'de misafir etti. Aşçının hazırladığı  pilav ve kuru fasulye yedik.Peşine çay, meyve ve çekirdek vardı.Hepsi de çok lezzetliydi.Gencler; de bu okulda okudukları dan Türkçe biliyorlardı.Müdür bey de Din ve Ahlak bilgisi öğretmeni olunca hem Afganistan hakkinda hemde Müslümanlık ve her konu hakkında sohbet ettik. Bana her türlü konforu sagladılar.En önemlisi İnce bardakda çay içtim. Güzel bir uyku cektim.Sabahta tam Türk kahvaltısı yaptık.Terminale giderken bu pahalı muhittin geniş alanları da kriket oynuyorlardı.
Yine bu bölgedeki yeni yapılan  bizim Sultan Ahmet Camiye benzeyen camiyi gördük. Terminaldeki özellikle küçük dilenci kız çocukları perişandı. Müdür bey ısrarla bilet paramı almadı. Ben de hepsini evime davet ettim.


-Laşkargah Kalesi: (Tarihi şehir): Burası Kandahar'a yakın ama farklı bir bölge.

Burada bir şey olmadığını söylediler ama sonra gitmeye değer olduğunu tahmin ettim.

Laşkargah Helmand vilayetinin başkentidir ve Helmand’ın Argandab vadisinde oranın yeşil bir alan olması için zamanın hükümdarları tarafından inşaa edilen bu kale Laşkargah’ın Güney tarafında bulunmaktadır. Kale, Avesta kitabında 1. yüzyıldaki Ahameniş imparatorluğunun en önemli şehirlerinden biri olarak kayda geçmiştir. İspatı çok güç olsa da bu şehir milattan önce 1661 yılında işgal edildiği söyleniyor. 9. Hicri yüzyılında bu şehir Güney Batı bölgesinde ikinci şehir konumundaydı. Bir Arap gezginin yazısına göre bu şehir Sistan bölgesinin en uygar şehirlerinden biriydi. Bu şehirde birçok çeşit doğal meyveler yetiştirmektedir. Laşkargah şehri 11. yüzyıldan 12. yüzyılın ortalarına kadar Gaznelilerin kışın kullandığı merkezlerinden biriydi. 1151 yılında Guriler tarafından ve de 1220 yılında ise Moğollar tarafından tamamen yıkılıp tahrip ediliştir. Bu tarihi şehrin yıkıntılarını izleyen bir kişi, şehrin doğu imparatorluğunun ne kadar önemli ve ihtişamlı bir parçası olduğunu hissedebilmektedir. Bu tarihi eserden duvar yüksekliğinin 80 fit olduğudur.

Kandahar--- Gazne(350km,6 saat, )

Yolda yemek molası verildi. Aileler  için odalar vardı.  Beni oraya yönlendirdiler. Aşağıda ise sadece erkekler yere serilen uzun naylon örtülerin üzerinde pilav , köfte  salatalık  menüsünü elleriyle döke saça yediler. Üzerine çay içtiler. Ben inadına erkeklerin salonunda telefonumu şarj ettim Hepsi maymun izler gibi bana baktılar. Aslında Afganlılar yemeklerine cömertler ama benden çekindiler. Namahremdım onlara göre sanırım. Zaten benim okul müdürünün verdiği kumanyam vardı.


Kabul yolu üzerinde olduğu için her an otobüs bulabilirsiniz.
Şehirlerin girişinde insanlar  çadırlarda hayvanları ile yaşıyorlar.
Yol boyu dağlarla çevrili bölgede  su ve yeşillik olan yerlerde  sadece çamurdan yapılmış köyler geçiliyor.Bazi yapılar yağmurdan yıkılmıştı. Genelde bu köylerde keçi ve koyun besliyorlardi  Köylerin yakınında ki uçsuz bucaksız buğday  ve tarlalarının  ve üzüm bağlarının manzarası güzeldi. Birçok meyve bahçeleri de vardı.Yolculuk keyifliydi.Özellikle ağaçlı,yeşil köyler çok güzeldi. 
Bu köylerde elektrik güneş panellerinden elde ediliyordu.
Otobüste İngilizce bilen gençten yardım almak için birkaç kez yanımda ki koltuğa çağırdım.Önumdeki sakallınin el hareketlerinden çocuğa kızdıgnı tahmin ettim. Büyük ihtimalle Talibanci.Ona çeviri aracılığı ile iyi bir müslümansan önce kalbini temiz tut" diye  döşendim.  Bir şey demeden telefonumu geri verdi.Hatta biraz sonra aynı adam yan tarafta ki koltukta ki adama küçük naylon torba içinde birşey verdi.Ben Afganlilarin kullandığı uyuşturucu sandım.Anlatabildigimkadar"Müslünansınız ama uysturucu kullanıyorsunuz" hareketlerimle de anlatmaya çalıştım. Adam da el hareketiyle"sen ne diyorsun" dedi.Meğer adam çekirdek vermiş. Özür diledim ama adam tam anladığını sanmıyorum.

Aslında dikkatli olmalıyım ama kendimi zapt edemiyorum.Bu gidişle başım 
belaya girecek.
Yollar kötü.Cok ta kamyon vardi. Namaz vakti de duruldugundan gidiş süresi uzuyor.
Arkamda ki adam ayaklarını, bana ait olan çantalarımı koyduğum yan koltuktağa  uzatınca tepki verdim.Sonra burası Afganistan diyerek tamam dedim.
Tüm yolcular başta yedikleri çekirdek kabuklarını ve çöplerini otobüsün koridoruna attılar.
Yine bu pis koridoda çocuklar uyudu.
Gazne 'ye geldiğimizde  hava kararmıştı.kalacak yerimi ayarlamamıştım. Görecek fazla bir yer de olmadığından direkt Kabul'e geçtim.
Gazne---Kabul(3 ssaat)

GAZNE

 koyun postundan yapılan deri ceketleri çok ünlü. 
  Gazne, 994- 1160 yılları arasında  Hindistan’ın Kuzeyi ile bazı Orta Asya ülkelerini kapsayan Gazne devletinin     başkenti  olmuştur.
 Hindistan’ın büyük bölümüne İslam dini  buradan savaşrak  götürülmüştür. 

Gazne,ilk önce 869 yılında Araplarlar, 1151 yılında ise Sultan Aladdin Guri ve 1221 yılında ise Cengiz Han tarafından tahrip edilmiştir. 
Ticari bakımından merkezde olsada eski canlılığı kalmamiş.

 Gezilecek yerler:

1-Arg:

Afganistan’da görebileceğiniz en ihtişamlı kalelerden biriydi. Birinci İngiliz- Afgan savaşında tahrip edilmesine rağmen tekrar restore edilse de eski görkemi kalmamistir.


2-Sultan Üçüncü Mesut Sarayı: Gazne’de yer alan saray Gazneliler döneminde mahkeme olarak kullanılmıştır.

 Kral odası, devlet ofisi, asker konutu, minareli camii, yeşil alanlar ve saltanat binasından oluşmaktadır.

 

3-Minareler:

Gaznede hala ayakta duran iki minare Sultan Üçüncü Mesud (1099-1114) ve Behram Şah (1118-1152) tarafından yaptırılmıştır. Şuanda bu minarelerin sadece bazı kısımları ziyaretçiler için açıktır. Bu minareler türlü çiçek nakışlı, kadim hatlar ve geometrik şekillerle süslenmiştir.

4-Gazneli Mahmut'un Türbesi.  

5-Sultan Muhammed türbesi
6- İslami sanatlar müzesi
7-komutan Estopa tepesi 
8- Fatih Han Barakzai türbesi 

9-Museum of Islamic Art, Ghazni


KABUL(KABİL)

 İçinde suyu çamurlu akan Kabul ırmağı geçiyor.

Ulaşım: Merkeze yakın yerlerden çok uzak olmayan yerlere dolmuş kalkıyor. Tek biniş 10 AFN. Onun dışında her yere özel taksi veya doldukça kalkan taksiler ver.
Taksinin ön tarafına iki kişi almayı bekliyorlar.
Erkeğin yanına kadın oturmadığından ben genelde taksinin bagaj kısmını kullandım.


Kandahar"dan sonra Kabul bana İstanbul gibi geldi. Ferahladım.
Erkekler özellikle gençlerin başında bir şey yoktu.  Genç kızlar giyimleri daha serbestti. Birçok genç kızın önden saçlarının bir kısmı görünüyordu. Yine burkalı kadınlarda vardı .
İnsanlar bu kadar yoğun savaştan sonra yine ekmek peşinde koşuyorlar. Konuştuğum çoğu insan Taliban yasaklarından memnun değil ama "Cumhuriyet yönetim zamanında da Amerikalılara Talibancıların savaşmasından dolayı çok ölen oluyordu. Şimdi en azından savaş yok " diye kendilerini teselli ediyorlar.
Kabil  eskiden Zerdüştlüğün ve Budizm'in en yoğun yaşandığı yerlerdendi. Ama ülkenin modern savaşlarının başlamasından sonra Mücahitlerin ve El-Kaide’nin, Taliban asilerinin ve diğer grupların elinde  nefes alamamış.

1776’dan beri Afganistan’ın başkenti olan  Kabil'in dört taraftan dağlarla  çevrilmiş .Buradaki tepelerde  İzmir Kadife kale gibi mahalleler kurulmuş. Nisan ayında ağaçlar çiçek açtığından  manzara fena değildi.
Ama burada kirli suların biriktiği yolların iki tarafında ki kanallar büyük şehre yakışmıyordu.
Sokakları çok renkli. Sadece caddelerde yürürseniz bile çok ilginç manzaralar gireceksiniz.
Erkekler bizzat fotoğraflarının çekilmesini istemesine rağmen,  bayanlar  fotoğraf çekmek istediğinizde hemen arkalarını dönüyorlar veya yüzlerini kapatıyorlar. 

Kabil`in  eski ve taştan yapılmış yapılar ise geçmişteki Rus işgali sırasında Ruslar tarafından yapılmıştır.


1-Abdul Rahman Camii: Gezilecek yerlerin birçoğu  buraya farklı yönlerden yürüme mesafesinde.
Ben yürüyerek Balahisar'a kadar gezdim. Daha sonra dolmuş kullandım.

Afganistan’ın başkenti Kabil’de yer alan Abdul Rahm yeran Camii veya Büyük Cami, Asya kıtasında yer alan en büyük camilerinden biridir. Aynı anda 10 bin kişiye ibadet edebiliyor. Ayrıca cami bünyesinde 15 bin kitap olan kütüphanesi var. Permitiniz olsada   kapıdaki görevliye göre içeri alınmayabilirsiniz ve Ben üçüncü gidişimde gidebildim.

2-Şah-i Do Şemşire Camisi: Kabul'un  eski camisi, karşılıklı iki tane. Küçük olanın içini ziyaret ettim ama büyük olan kapalıydı.

3-Farkhonda anıtı : Bu camiyi  ziyaret eden Farkhonda adlı kıza, cami hocası "Bu kız kurana saygısızlık yapıyor" diye iftira yapınca toplanan 400 kişinin taşları ile can vermiş. Suçlular cezalandırılmış  güya. Tam bir vahşet. Bu kızın adına nehir kenarında dikilen anıt.

4-Timur Şah’ın türbesi:
Giriş 500 AFN. Dışardan bile foto çekmeme izin verilmedi. Hemen dış duvarlarındaki atalardan  türbenin fotosunu çektim .
Başkenti Kandahar’dan Kabil’e taşıyan Ahmad Şah Durrani’in oğlu Timur Şah’ın türbesi 1871’de yapılmıştır. 
Tekrar buradan Abdurrahman camiye geliniz Hemen ilerisinde
5-Abdulrahman Han’ın türbesi:

Afganistan’ın en güçlü emirlerinden olan Abdulrahman Han’ın türbesi Kabil’in Zernigar Parkı’nın içerisinde  19. yüzyıldaki mimarisin
 de oldukça ihtişamlı.

6-Pule HiştiCamisi
Bu eski camii  de görülmeye değer
.İçinde yine kalın sutunlar var. Dışında ki çiniler de güzel.

7-Koçe Morgha Pazarı: Çok renkli, her şeyi bulabileceğiniz özellikle kuş pazarı çok ilginç. Çok begeneceksiniz.

8-Balahisar:

Kalenin alt tarafından Zahir şah ırmağı geçiyor.
Dağın tepesine inşa edilmiş ve tarihi milattan önce 6. yüz yıla dayanan bu kale yüz yıllarca Afgan hükümdarlarının makam yeri olmuştur. 1880 Afgan- İngiliz savaşında tahrip olmuş. Ben gittiğimde onarımdaydı. Permit  ile kapıdan da  girebiliyorsunuz.
9-Eski Şehrin Duvarları:
Dışarıdan da çok rahat görebiliyorsunuz. Balahisar'in içinden yakından görüyorsunuz.
Eski Kabil’in duvarları Balahisar’dan başlıyor. Bu duvarlar 7 metre yükseklik ve 3 metre de kalınlıkta olup Ak Hun imparatorluğu dönemine aittir. (5.Yüzyıl)

10-Nadir Şah’ın  Türbesi:   Kabil’in Marancan tepesinin  beyaz mermer taşından yapılmış. Buraya dik merdivenlerden çıkarken  sokak manzaraları çok ilginçti.
Tepede ki türbeden şehir manzarası güzeldi. Türbenin yer yer mermerleri düşmüştü. Çok bakımsızdı.
ANI: Yine bu güzergahta peşime takılan Afganlı genç illa da benden davetiye istedi. Veremeyeceğimi söyleyince de  vize parasını istedi. Hiç çekinmiyorlar. Turistlerden para istemeyi normalleştirmişler.
Gençle Nadir Han'ın türbesinde inerken çok yorulduğumdan aşağı inen bir araca bindik. Ben yanımda oturan kadının saçlarının bir kısmını açık görününce "Hazara mısınız" diye sorduğumda Afganlı genç şoförü göstererek "Hayır Bunlar Taliban" dedi. Ben de inanmadığımı söyleyince şoför, belindeki tabancayı  ve ne anlama geliyorsa  eşarbının altındaki uzun saçlarını gösterdi. Bana "Taliban'ı seviyor musun?" diye sordu. Bende "Sizi yönetenler. Siz karar verin .Ama kadını eve kapatan mantığı kabul etmiyorum. Gereksiz katı bir dine sahipsiniz. Ondan önce temiz olmalısınız vb. dedim. Sonra  araçtan inerek  bana poz verdi. Anlayamadım.

Aşağı ana caddeye indiğinizde 
-Gazi Stadyumu: 1923 yılında inşası tamamlanan stadyum, uluslararası müsabakalara da ev sahipliği yapacak düzeydedir.   
Buradan dolmuşa binerek cinema Pamir durağında in. Tekrar dolmuşa binerek
11-Babür Bahçeleri(Bağbabur-  Bagh-e Babur): Turistler için giriş 400 AFN.
 her günü  açık.
Bahar olduğundan erguvan ve  leylak ağaçları çiçek  açmıştı. Bahçelerde yemyeşil ağaçların altında  çimler huzur veriyordu. ama söylendiği gibi rengarenk çiçekler yoktu. 
 1528’de Moğol imparatorluğunun kurucusu Babür Şah(Zahir-üd-din Muhammed Babür) tarafından İran mimarisi tarzında yapılmış. 
 son olarak İsmail Ağa Han vakfı tarafından restore edilmiş.

 Daha sonra Emir Abdulrahman Han tarafından yaz konuk evi eklenmiş.  İletisi de harem kalesi var .Konuk evinin üst tarafında 
 imparator Şah Cihan tarafından yaptırılan bir camii  var. Onun da üstünde  1530 yılında Babür Şah Agra’da vefat eden Babür Şah'ın Anıt mezarı  var. Kızı ve oğlunun kabirleri de yanında. Babür, bu  bahçeleri  o kadar seviyordu ki öldükten sonra  Afgan eşi Bibi Mubaraka tarafından vasiyeti doğrultusunda  bu bahçeye getirildi.

12-Kabil Hayvanat Bahçesi: Her gün 08:00-16:30

Kabil Nehri kıyısında bulunan hayvanat bahçesi 1967’de hizmete girmiş. 

 Burada 100’den fazla hayvan bulunmaktadır.  

Buradan dolmuş ile


13-Afganistan Ulusal Müzesi(KABİL) MÜZESİ
her gün 8-4 açık. Yabancılar için giriş 100 AFN.
Müze Afganistan emiri Emanullah han tarafından  l1922 yılında kurulmuş arkeoloji müzesidir. 

İki kere gittim. Geç kaldığımdan giremedim. İkinci gittiğimde  burada çalışan görevli  müze kapalı olmasına rağmen Emenullah ve diğerleri zamanında kullanılan tren ve arabaları gösterdi. Müzenin bahçesi ve binası gösterişli ve güzel.

Hemen yanında

14-Darul Aman Sarayı:
İçinde Kuran gösterisi için hazırlıklar vardı. Yerliler ücretsiz girdiği saraya Taliban görevlisi benden 500 Afgani  istedi. 

Sarayı, 1920′ başlarında Kral Emanullah Han tarafından modern mimari de yaptırılmıştır. 
Kabil yakınında, demiryolu ile  burayı bağlamayı düşünmüş ama  ayaklanmalar sonucu  istediği modern gelişmeleri yapamamış. 

-Diger Camiler:

Şirpur Camisi

Edgahs Camisi

Se allyid Mecnun Şah Camisi


15-Bağbala :Burası Qarga gölü  yolu üzerinde olduğundan önce buraya gidip oradan göle geçtim.

Şehrin Kuzey'inde ki  tepenin üzerine yapılmış  bu yüzme havuzlu yaz sarayı, artık   uluslar arası lüks  bir otele dönüştürülmüş .  Etrafında ki  bahçeden şehir manzarasını seyredebilirsiniz.  

16-Qargha Gölü (Qargha Reservoir.

Kabil’in 15 km batısında ,450 metre uzunluğunda , 8 metre genişliğindedir.
Derinliği 35 metre olan bu göl aslında  barajıdır. Dağlardan gelen kar suları ile besleniyor. 
Ben gittiğimde her tarafta Erguvanlar çiçek açmıştı. Manzara güzeldi.
Çevresinde çeşitli restoranda,  otel vb. var. Ayrıca gölde  balıkçılık ve  Su bisikleti gibi aktiviteler de var. 
Bu göl 1933 yıllında koruma altına alınmıştır.
Taliban kadınları buraya aileleri ile birlikte bile gezmesine izin vermiyor. Bana herkes göremezsin dediyse de   tek bayan olarak gittim. Göl kenarında ki restoranın girişi 100 AFN. İçinde bir çay var. Restoranda çalışan doktor çocuk çayın yanına sütlü pasta ve baklava getirdi. Uzun sohbet ettik. Sanırım Afganistan kapıları açsa ülkede adam kalmayacak. Herkes kaçmanın peşinde.

Gölün biraz ilerisinde tepede  ki piknik alanından  çevre manzarası güzel. Burada da at ve deve ile çevre gezisi yapabilirsiniz.
Ana yoldan 15 km ilerlediğinizde




PAGMAN

  Özellikle yazın gelinen yeşillikler içinde geleneksel bir köy. 

1-Qasr Pağman(Kale) : Nevrus icin hazırlanan buradaki kale girişi için 500 AFN isteyince içeri girmeden geri Qarga gölüne kadar geri döndüm.

ANI: 
Buradan şehre döndüğümde Türkiye'de  kaçak çalışan bir Afganlı ve arkadaşı benimle  yardım amaçlı yolda yürürken beyaz önlük şeklinde formaları olan   yakalarında yine "lailahaillallah ve Muhammad Resulullah " yazılmış  bir çeşit ahlak polisi ile karşılaştık. Benimle ilgili konuştuklarını görünce ne sorduklarını sordum .Önden bizzat gösterdiğim saçlarımın kapatmam için Afganlılara söylemişler. Aynı İran'da dediğim gibi "Müslümanlıkta hatta dinde zorlama olamaz. Saclarımı çekiştirerek  "Derdiniz bu  kıl mı? Benim ülkemde Müslüman. İsteyen başını kapatır. İsteyen açar. Önce iyi Müslümansanız  içinizi temiz tutun. Çöplerle dolmuş kanalları göstererek  "önce bunları temizleyin" dedim. Dayanamadım  "sakallarını göstererek bunlar niye açık. Koparmak istiyorum "dediğimde gülmeye verdiler. Aslında Talibancılar, özellikle kadınlara pek ses çıkarmadıklarını biliyorum. Sanırım turistlere daha yumuşak davranıyorlar. Ben de fırsatı kaçırmıyorum.

DİĞERLERİ 

-Arg (Saray): 
Bu saray ben gittiğimde ziyarete kapanmıştı.

Emir Abdulrahman Han (1880-1901) Balahisar sayrayının yerine bu sarayı yaptırdı. Arg’ın içerisinde Salamhane (Selam Salonu) ve Dilguşa adında ayrı iki saray daha bulunmaktadır. Halihazırda cumhurbaşkanlığı ve eski kral Mohammad Zahir Şah’ın türbesi burada bulunmaktadır.

-Zafer Anıtı: 1919 yılında Kral Amanullah Han tarafından İstiklal Savaşı’ndan sonra Pağman meydanında yaptırılmıştır.


RUTINLER

Genelde bir ülkeye gittiğimde okul, hasta hane, üniversite ve bir düğün görmeye çalışırım.
1-Sabahtan sadece kızların gittiği ilk okul binası çok büyüktü. Sınıfları ve çevre normaldi. Öğretmenlerden kapıda ki görevliye kadar hepsi kadındı. Okul müdürü kadın  biraz nazlandıysa da bir öğretmenler okulu gezmem izin verdi. Sınıflarda sadece  öğrencilerin fotosunu çekebildim.  öğrencilerin forması olarak simsiyah  giysileri ve beyaz baş örtüleri vardı. Tahtaları siyah tahttaydı. Okulun duvarları çoktan boyanması gerekiyordu .
2-Ozel Hasta hane: Doğumhaneyi ve çevreyi gezdim. Bizimkilerden farkı hasta hane de olsa her şey, tavanlar çok abartılıydı.  Güzel doktor kız, fotosunu çekmeme izin vermedi.
3-Ozel dış kliniği de aynisiydi. 
4- Şehirde çok görkemli düğün salonları var. Çok ışıltılı ve kaba dizayn edilmiş. Kültürleri böyle. Bu salonlarda düğün yapmak çok pahallaymış.

AFGAN  KÖY DÜĞÜNÜ 

Düğün salonundaki düğüne alınmamamdan sonra gideceğim ev sahibim "Kuzenimin geleneksel düğünü var. Bugün gel" deyince çok mutlu oldum.
Ev sahibinin evi Celalabad yolu üzerinde olunca çadırımın olduğu çantamı kaldığım Türk-Afgan okulunda bıraktım. Önce takside tanıştığım, modern sayılan kızla gezdikten sonra onun evine gittik. Yine çok lezzetli fasulye yedikten sonra babası  ile gideceğim yeni ev sahibinin şehir dışında ki evine beni götürecek taksiye bindirdi. 
ANI:  Her tarafta Taliban askerleri olunca Taliban ile benim vukuatlarım kaçınılmaz oluyor.
Yine takside başka kadın olmayınca ben bagaj kısmına ayaklarımı uzatarak oturdum .Bir öndeki koltuğa oturan İngilizce bilen lise öğrencisinin yanındaki adam sürekli bana baktığını his ettim. Dayanamayıp el işareti ile bana değil önüne bak desende bakmaya devam etti. Tekrar uyardım Bu sefer önden görünen saçlarımı göstererek "Hicab" deyince "Senin de sacların, sakalların görünüyor. Sen insan isen ben de insanım" diye aynı cevabı verdim. Yanındaki çocuk  işaret yaparak Taliban askeri olduğunu söyledi. İnanmayınca  yan tarafında ki silahını göstererek "Afganlı erkekler tehlikelidir" deyince ben de yumruğumu sıkarak Türk kadınları daha da tehlikelidir. Sen silahına güveniyorsan ben de kendi gücüme inanıyorum " deyince araçta ki hepsi gülmeye başladı. Sanırım Taliban askerleri alışık olmadıkları benim gibi dik kafalı kadın görünce şaşırıp, işi gülmeye veriyorlar.
Kalacağım 
ev sahibimin evine geldim. Bütün ailesinin yaşadığı avluda 80 yaşında bir gözü kaymış, toprağa bakan zamanında Türkiye ile ticaret yapan  kucağında ki küçük çocukla tahtta oturan amcası  ile tanıştım. Ortalıkta hizmet veren 30 yaşında ki (İnanmadım .Çok daha genç görünüyordu.)genç kız adamın ikinci karısıymış. Pes. Adama "Sen kesilecek adamsın" dediğimde İslam'da dört kadın almak normal" demez mi! Sonradan öğrendim ki babası bu kızı 17 yaşındayken büyük paraya bu zengin adama satmış . Bu Müslümanlık olamaz. Hem nasıl bir adam, torununun torunu yaşında ki kıza kötü gözle bakar ki. Bir de  adı Müslüman olacak. Bir kadın olarak içime sindiremiyorum. Düğün dönüşü  adamın ilk karısının evinde yattım. Parasıyla bir ev bu kadar kaba döşenir. Sadece karyolanın başlığı zenginliğini belirtiyor. Kadın pencereden kocasının evini gözetliyordu. o sinirle ev sahibim olan kadının babası kocasın da amcası olan ev sahibime "Müslümanlık altında siz de bunları kabul etmişsiniz" dediğimde 
onlarda İran' a kaçacağını itiraf ettiler. 

Daha sonra ev sahibim erkek, çocukları, yeğenleri ile double araca binerek bir başka düğünden karısı ve kızını alarak bir saat uzaklıkta ki  

Danishmand Köyündeki kına gecesine gitmek için yola koyulduk. Yolda yemyeşil buğday  tarlaları, üzüm bağları ,dağlar, köy evleri manzaraları çok güzeldi. Yine yol üstünde birçok tuğla fabrikası gördük. Buralarda bahçelerin etrafı çok uzun ve yüksek çamurdan yapılmış duvarlarla çevrelenmiş. Sadece bu çamur duvarlarının aralarına ara ara tuğla ,taş veya odun koyularak sağlamlaştırılmış. Eski duvarlar yer yer yağmurdan yıkılmıştı .Evlerin çevresi de bu çamur duvarlarla çevreleniyor. Düğün evine geldiğimizde devasa, yanları açık bir çadırın altında  halılar serilmisti .Rengarenk ve pırıltılı geleneksel elbiseler giymiş hanımlar takip takıştırmışlardı. Her taraflarından bir şey sarkıyordu. Hepsi de çok güzel  görünüyordu. Evden çıkamayan genç kızlardan takma kirpik takanlar bile vardı. Makyajları da bir o kadar abartılıydı. Ama bu güzellikleri benim fotoğraf çekmem yasak olması üzücüydü. Yüksek topuklar üzerinde pırıltılı güzel kadınlar ellerini şıkırdatmadan dönerek oynamaları çok zarifti. Hepsi  çok abartılı altın takıları vardı ama özgürlüklerinin olmadıklarının farkında bile değillerdi. Çoğu başını yarı açmıştı .
Sadece kadınların arasına damat  ortalıkta dolaşıyordu. Araplarda olduğu gibi damat namahrem sayılmıyordu. 
Kadınlar toplu olarak hediye, pasta paketlerini, içecek kolilerini tepelerine kaldırarak dans ettiler.
Sonra gelen leğen ve ibrikle eller yıkandı. Peşine yer yer naylonlar serilerek  pilav ve köfte tabakları kondu. Yemekler çok bol ve lezzetliydi. Afganlılar elle yediklerinden ben de elle denedim ama beceremeyince kaşık getirdiler. yemekten sonra biraz kestireyim  derken kınayı kaçırdım .Uyandığımda  tüm odalar, dışardaki teras tek boş yer kalmadan insanlar dizilerek uyuduklarını gördüm.
Sabah kahvaltıdan sonra ev sahibimin aracı ile köyü, bahçeleri gezdik. Döndüğümde tüm kadınlar yanlarında getirdikleri  ikinci pırıltılı elbiselerini giymişti. Öğle yemeğinden sonra ancak gelin ortaya çıktı. Hiç bir düzenleri olmadığından yemeklerde çok israf oldu. Her yer çöple doldu. Bir de yağmur yağınca her taraf çamur deryasına döndü.

  

 KABUL' dan  ŞEHİR DIŞINA GİDİLECEL YERLER

1. kabil'den Gidilecek Yön: Nuristan tarafı

I-NİNGARHAR EYALETİ

1-CELALABAD(Jalalabad)
 
Kabul---Celalabad(150 km, 200AFN. ama taksi ile 500 AFN. kesin iki şehirde de dolmuş durağını sorunuz .
Bu yol manzarası karlı ve sisli dağları, coşku ile akan ırmağı ile  çok güzeldi. Yakın zamanda heyelan nedeni ile ölümcül kaza oldu. yol kapanmıştı.


Not: Celalabad'a varmadan  Laghman yerleşimde Afganistan'ın Şair Rahman Baba'nın mezarını görebilirsiniz.

İmparator Akbar tarafından kurulan Celalabad, ülkenin doğusunda Nangahar eyaletinin başkentidir. Ayrıca 
Celalabad, Afganistan ile Pakistan arasında ve iki ülkeyi  birbirine bağlar.
Celalabad,dan 
Nuristan ve Hayber geçidine  geçebilirsiniz.

Burada ki Pestunlar, aynı Pakistan'da ki Pestunlar gibi tüm çevresi terekli  bere benzeri şapka da takıyorlar


-Celalabad  çok yeşil olduğundan Hemişe Bahar (Herdaim bahar,yeşil) Adını vermisler. Guzel parkları var.

-Havası sıcak olduğundan Celalabad'in  çevresinde zeytin yetişiyor.
-Burası, sade Hint riksalari ile renkli ve süslü  Afganistan rikşalari ile de ünlü .
-Bu şehirde de daha çok Peştunlar yaşıyor. Sehrin havasından da bunu anlayabilirsiniz. Bu şehirde de çok burkalı kadınlar var 

- Bu şehirde dikkat çekecek kadar büyük alışveriş merkezleri, kompleksler var.

ANI: Buraya gelir gelmez permit almaya gittim. Yine "Müslüman mısınız" diye soruldu. Fotomu çektiler. Haklı olarak benim sadece turist olarak ülkelerine geldiğimi tahmin edemedikleri den bana inanmıyorlar.
Burada çalışan  İngilizce öğretmeni tercüman olarak geldi. Şehri birlikte gezmeye çıktık. Evlerinde misafir olma teklifini hemen kabul ettim. Bir Taliliban  görevlisini ve ailesini yakından tanımak istiyordum zaten.
Açıkçası  soracağım çok sorular vardı. Şehrin içini güzel gezdik. Beni kabul ettiğinde de inanasım gelmediğinden birkaç kez  konuyu açtım." Merak etme" cevabını aldığımda huylandım zaten.
Her gezdiğimiz yerde Taliban liderine açıklama yaptı. Onları  arayıp sordular. Çocuğu bizzat benle gönderdiklerini bildim.
Araç ile gidilecek yerlerin listesini gösterdiğinde çok tarihi diyerek 100 afn'ye  rikşa tutmam gerektiğini söyledi. Ben de buraya kadar gelmişken göreyim dedim. Yolda habire adresi sorunca ilk kez geldiğini, kendisi için beni buraya getirdiğini anladım ama iş işten geçti. Bir de yarı yolda "Sofer  belli yere kadar götürecek. Tarihi yer için 150 Afgani istiyor deyince patladım." Bu ülkede insanlar habire değişiyor. Başta anlaşığımız fiyattan fazla vermem" deyince bozuldu. Çok tarihi dediği yer ,resmen yıkılmış taş yığınıydı.
Dönüşte  ben şimdi bir liderimi ağrıya ağım deyince hemen yan çizdiğini anladım. Telefondan sonra " seni evimde misafir etmeme izin vermiyorlar " dediğimde" Ben Afganlıların her an sözlerinden döndüklerine" alıştım dediğimde de "Ben dönmedim. Lider öyle emrediyor " dese de tabii ki inanmadım. Madem öyle "Neden en başta onlara sormadın" dedim. Şehre geldiğimizde benimle  otele gelip yardımcı olmayı teklif ettiğinde "Ben kendim bulurum. Gidebilirsin" dediğimde de hemen kayboldu.
Zaten bu çocukla gezerken tesadüfen Türk okulunda okumuş  genç ısrarla beni evine davet etmişti. Ben bu çocuğun köyünde kalacağımı düşünerek kabul etmedim ama her an dediklerinden Vaz geçtiklerini bildiğimden diğer gencin de telefonunu almıştım.  İyi ki de almışım. Türkçe bilen çocuğun köyünde çok keyifli zaman geçirip, iyice dinlendim. Ama hala bir Taliban yanlısı ile sohbet etmeyi istiyorum. Bakacağız.



1-Serac-il Emarat: Bu bahçe  yolun iki tarafında iki bahçe .Bahçeye girmeden önce Kral Amanullah'in büstünün yüzünün tahrip edildiğini gördüm .Güllü bahçenin içinde medrese var. Permitim olmasına ragmen beni medreseye  almadılar . Bu bahçe de rengarenk güller açmıştı. Bazı yerlere naylon hasır seilmisti .Burada oturup caydanlıkla çay satın alıp içebiliyorsinuz. Ben birinde oturdum .En az 20 erkek karşımda dikilip beni seyrettiler.Taliban görevlisi gelip kovaladı .Önceleri çok kızıyordum ama hiç yabancı görmeyince  böyle olabiliyor. zaten caddelerde de peşime takılan çocuklarla hep yürüdüm.
 Emir Habibullah Han ve Kral Amanullah Han’ın kış aylarında yaşadıkları saray (Sanırım şimdi medrese olan bina). 
 1929 senesinde tahrip edilmiş. İkisinin de mezarı Yemyeşil çimenli ve ağaçlı karşı bahçenin hemen dışında.
Yürüyerek 

2-Pachakkah coplex: Bu zatın devasa kabri.

Bundan sonra hep riksa veya araç ile gidebileceğiniz yerler.

3-Nakamora Park
4-Bahrabad Clif: Sovyetler den kalma  tepede askerlerin savunmak için taştan yaptıkları yuvarlak siperlik.Cok sıradan. Asla gitmeye değmez.
5-Farom Hada  Museum
6-Nimla Bagh(Garden)
7-Ada, Necmettin Ahunzada köyü:
Ben bu köyde Türk -Afgan okulunda feto zamanında okumuş harika bir ailede kaldım.

A- Koşani İmparatorluğunun kalıntıları:

milattan önce yaşayan Koşaniler'in başkentinin kalıntıları bu köyde .

Buda, yaşıyorken en büyük budist tapınak bu şehirdeymiş.
Tapınak zamanla yok olsada tarihi  tapınağın kalıntıları  görmek  ve  Hindu’ların Visak festivali için birçok Hindu ve budistler burayı ziyarete geliyormuş.
B-Ada Camii: Celalabad'ın en büyük camisi. Bahçesi bakımlı sayılır. Bu koşullarda  güzel sayılır.
Ben burada bir günümü dinlenmeye ayırdım. Ev sahiplerim koşullara göre modern yaşayan Peştun ailesiydi. Evlerinde Taliban'ın sevmediği Amanullah'ın  fotosu ve o zaman ki Afganistan bayrağı asılıydı. Babaları ölmüştü. Annesinin altısı ölen tam 17 çocuğu olmuş.Sadece köyde bazı istediğim yerleri gezdim:
1- Klinik: Ev sahiplerimin Ebe kızı, çalıştığı kliniğe Burka takarak gitti. bu klinik çok basit ve bakımsızdı. Bahçede  birçok burkalı kadın  çocukları ile yerlerde oturmuş sıralarını bekliyorlardı. 
2-Erkek devlet okulu: Fakir köy okulu olduğundan öğrenciler ayakkabılarını çıkarıp beton üzerinde ince bir halifleks üzerinde oturuyorlardı.Sadece kara tahtaları ve tebeşir vardı.
3- Köy özel okulu: sıra dan bir binayı.Permit'im olmasına rağmen Taliban korkusuna müdür gezme izin vermedi.
4- Medrese: Her yaştan kizlarin tikis tepid oturduklarını ve kuran öğrendikleri burada fotoğraf çekmeme izin verilmedi. Kücük kız çocukları öğle yemeği olarak yerlere döke saça sadece cips yiyorlardı.
Akşam olunca ev sahibim ve Türkçe bilen genç benden  özür dileyerek permitimi isteyince hemen anladım. Taliban kuş uçurtmuyor. İnsanların da Taliban'a şirin görünmek için   beni söylediklerini düşünüyorum. Gencin arkamdan  bir sıkıntı yaşamaması için tüm resmi evraklarımı verdim.
Feto'un zamanında okulunda okuyan ve Türkçe bilen iki arkadaştan biri doktor, diğeri  mühendisti. Çok iyi niyetliydiler. Her konuda sohbet ettik. Bana güvendiler. İkisi de kadın misafir olduğundan  evlerinde ayrı olan misafirhane'de  kaldılar. Taliban böyle istiyor. Atam, minnetle anıyorum.
Ertesi sabah öğrendim ki Taliban yabancı bir kadın duyumu aldığından köyde dolaşıyormuş .Genç merak etmeyeyim diye bana söylememiş. Istarla terminale yalnız gideceğimi söylesem de bırakmadı.
Beshud caddesi sonunda ki  Konar terminalinden 

Celelabad----Konar-(Taksi,98 km,150 AFN.

NURİSTAN EYALETİ'ne Giderken.


Celalabad--- Konar
 yol manzarası mükemmeldi. Yol boyu buğday tarlaları buralarda hava daha güneşli olduğundan resmen kızıl renkteydi. Bir çok güzel köy geçtik. Sebze bahçeleri  de manzarayı tamamlıyordu.

1-KONAR-Asad Abad

Pakistan-Cetral dağından başlayan Konar nehri bu yerleşimin den de geçiyor. Burası bana çok sevimsiz geldi. Çarşı- pazar aynı. Çevre çok güzel olsaydı bir gece kalmayı planlıyordum. Sadece nehir kenarına indim. Başka da gezilecek bir yer yoktu. 

 ANI: Buraya geldiğim zaman  biraz çevreyi gezmek istedim. Bir kumaş dükkanında  İngilizce bilen adam bulunca gezilecek yerleri sormak istedim. Mübalaa etmiyorum en az 30-40 kişi cama yapıştı. Böyle bir şey görmedim. Artık ben de zıvanadan çıktım. Dükkan sahibi rahatsız oldu. diğer daha kapalı dükkana gittik. Zaten hemen  haber aldıkları için Taliban askerleri geldiler. Permit, pasaport ve vizmin fotosunu çektiler. 
Bu arada ingilizce bilen şeytan bir çocuk geldi. Hemen "Müslüman mısın "diye sorunca artık gına geldi. "Kafirim. Bunun bir önemi var mı? Sorman bile ayıp" dediğimde Bana "Rehberiniz olmaz ise Nuristan' a gidemezsin, yollar çok kötü, Pakistan askerleri sınırında önüne geleni vuruyor" gibi bin bir yalan sıralayınca   ben koptum. Resmen sinirden  saçlarımı yoldum." Sen yalancısın. Rehbere ihtiyacım yok .Gitmeni istiyorum" dediysem de benden para koparmak için yapıştı. Bu arada Taliban görevlileri beni sakinleştirmeye çalıştılar. Hatta hiç olmayacak  bir şekilde Taliban askeri motorunun arkasında beni daha önce gitmek istediğimi söylediğim ırmak kenarına bıraktı. Baktım rehber hala orada bekliyor. Yine sinirlenince Taliban askeri beni riska'ya bindirerek "Tamam. istediğin yeri gezebilirsin " diyerek merkeze bıraktırdı. 
Tekrar ilk gittiğim dükkana İngilizce konuşan adamı sormaya gittiğimde yine doluşarak öylece beni seyrettiler. Bu arada "Maymun mu var? Ben de insanım. Siz hiç mi insan görmediniz. vb.?" Ağzıma geleni söylüyorum. Hareketlerimle anlatıyorum. Gitmiyorlar. O arada benim korkuma bir kız kaçarken düşerek tam arkın betonuna yapıştı.
Nuristan'a gitmek için terminale gittiğimde resmen ünlü birisi gelmiş gibi etrafımı yine sardılar. Ne dediysem kalabalık iyice artınca yeni bir Taliban askeri hemen geldi. O bile kalabalığı dağıtamadı. İlle benimle ofise gelmemi söyledi. Defalarca benim evraklarımı zaten kontrol edildi. Sadece bir turistim" dedimsem de "Beş dakika" diyerek bana rikşa çevirdi.
Aslında Taliban güç gösterisi yapıyor. Her yerde kontrolün kendilerinde olduğunu  bir turiste gösteriyorlar. istemleri, falan yok. Bir telefonla benim kontrolden  geçtiğimi öğrenebilirdi?
Ofise gittiğimde oradakiler benim sinirlenmeme ve söylenmeme gülerek karşılık verip, yine aynı rikşa ile ücretini ödeyerek terminale tekrar gönderdiler. Arkadan da beni zorla ofise gönderen asker motoru ile benim yanıma geldi.
Aslında benim bu kadar tepki vermemi bu kadar yumuşak kabul etmemeleri gerekir. Dünya'ya bir turist aracılığı ile iyi mesaj iletmek için böyle davrandıklarına eminim. Ama ağızları ile kuş tutsalar kızları okula yasaklayan bir zihniyete asla inanmam.
Bu sefer terminalde  kadın yolcu olmadığından araçlar beni almak istemedi. Turkiye'de çalışmış Türkçe konuşan bir Afganlı  ücreti fazla bulunca "Bizim taksi bozuldu. Ben bir başkasının taksisi ile seni götüreceğim. " deyince yalan konuştuğunu bildim ama ses etmedim. araç kendinindi. Bu arada motorla gelen asker ücretime  ekleme de yaptı. Normal araç ile önde sadece ben, arkada dört kişi, bagajda  ve tepede ki bagajda yolcularla yola çıktık. Yolda namaz molaları 
yanında yemeği adamlarla ırmak kenarında  yedik. Taliban görseydi ki kesin adamları cezalandırdı.


2-NURİSTAN

İklim: Burası dağlık  olduğundan  burası için  bahar ayları olan Haziran ve Temmuz aylarıymış. ben mayıs başı buradaydım.
Konar-Asad Abad--- Nuristan-Parun(120 km,700 AFN,6-7 saat)

Eğer erkekseniz, NURİSTAN yoluna çıkarsanız çok geçen araç olacağı için çok rahat ve ucuz araç bulabilirsiniz.
Bu yol taşlık ve kötü bir yol olduğundan genelde pikap gibi araçlarla gidiliyor. Biz normal araçla hoplaya zıplaya gittik ama Afganistan'da böyle bir manzara ile karşılaşacağımı hiç ummuyordum. Nefesim kesildi.
Irmak, fırtına deresinden de daha yoğun ve coşkulu akıyordu. Bu büyük nehrin hemen yanında buğday tarlalarının ve sebze bahçelerinin manzarası nefisti. Tarlalarin üst tarafında da tepelere doğru  taracalı köyler  ve ovada ki çamur evler çok güzeldi. 

Konar'a ait köyler bitip Nuristan'a girince  artık yükseldiğimizden o bölgede taş bol olduğundan evler ya taştan ya betondan ya da  Ahşaptandı.
Yol boyu dağlardan kayalıklardan gelen suların oluşturduğu şelaleler ayrı bir güzellikti. Bu şelalelerin suyu  bazı yerlerde yolu geçerek nehire karıştığından arabalar için sıkıntı oluyordu.
Bu yol, yağmur yağdığında geçilmesi çok zor oluyormuş. Benim gittiğimde hava yağmurlu olmamasına rağmen çok zorlandık. Teker patladı.
 5000 kilometre karelik bu alanda 600.000 kişi yaşıyor. Nehrin daha da coşkulu aktığı bu bölgede yemyeşil vadilerin tepelerinde köyler konumlanmış. 
 Dağların tepelerinde kayaların üzerinde yapılmış evlere sanırım ancak  yaya gidilebilirsiniz.
 Burada yaşayan halk, Hint-Avrupa dil ailesinden  olan "Nuristani" dilini konusuyorlar.

Nuristan Tarihi

Afganistan bölgesine İslam dini yayıldıktan sonra da buranın insanları kendi dinini yüzyıllarca yaşamaya devam ettirdikleri için bu bölgenin ismi  Kafiristan'dı.Ancak
1895 yılında Emir Abdulrahman Han tarafından buranın halkı müslümanlaştırılınca  adı da Nuristan olarak Değiştirildi. 

Aslında zamanında İskender'in bıraktığı askerlerin soyundan olan bu bölgenin tamamı Kafiristandı. Daha sonra Pakistan'da kalan bu bölgedeki halk din değiştirmediği için hala "Kalaş Kâfirleri " olarak adlandırılıyorlar.
Bu gezilerimde gördüğüm en ilginç ve doğası harika bir yerdi. Aynı buradaki kadınlar orada da vardı. Bu gezimde tekrar gitmeyi planlamıştım ama Pakistan'dan Tacikistan'a kara yolu olmayınca gidemedim.

 PANUR

Geç vakitte varabildik. Otele gittik. Odamın bir camı yoktu. Yerde hem oturulan hem de yayılan iki yatak vardı .Bana iki tane battaniye getirdiler. Kaç insan kullandıysa kokusundan  uyuyamadım. Fularımın yarısını yastığa diğer yarısını da yüzümü örterek ancak uykuya geçebildim. Yemek hazırlanan mutfağı görünce  otelde yemek yemedim .
Gündüz güneşli olan köy, akşam iyice soğudu.
Bu otelden, sahibi benden 500 AFN istedi. Daha sonra şoför benim için 200 AFN verdiği yalanını attı. İngilizce bilen adama sordurdum. 
Sabah erkenden yola çıktım. Yürüyerek te gidilebilen yine nehir kenarında MANDİ köyüne gittim.
Hayvancılıkla uğraşan bu köyde köyün girişinde ahırlar vardı. Genelde erkekler hayvan ile kadınlarda tarlada çalışıyordu .Yine tepeye doğru evler teras şeklinde yerleşmişti.
Köy halkı sonradan Müslüman olmuş ama  katı Müslüman olmuşlar. Kız öğrencilerin fotoğraflarını çekmek istediğimde çil yavrusu gibi kaçıştılar.
Yol boyu gördüğüm kadınlarda yüzlerini örtüleri ile tamamen kapatmışlardı.
Köyü gezerken beyaz örtülü öğrencileri görünce peşlerine düştüm .İnanmakta zorlandım. Tüm öğrenciler kayalık, taşlık yolda keçi gibi tepeye tırmandılar. Bazı çamurlu yerler kaygandı. Ben de ayağım sakat olmasına rağmen iyi tırmanırım. Ama bu tırmanışta kalbimin duracağını sandım. Öğrenciler ellerimden çekerek okula çıkardılar. En az bir saat tırmandık. Okul köyün en tepesine yeni yapılmış. Okula gider gitmez öğretmenlere bunu sordum. Onlarda gülüştüler. Sınıfları gezdik. Öğretmen izin vermesine rağmen çoğu yine foto çekerken yüzlerini kapattılar.
Burada ki kız öğrencileri görünce kesinlikle köklerinin Afgan olmadığını anlıyorsunuz. Çoğu açık tenli, renkli gözlü ve sarı saçlıydılar. Kızların güzelliğine hayran kaldım. Hele bazılarının göz rengi harikuladeydi.
Not: İlk kez bir eyalette insanların çevremi sarmadı.
Permit almaya gitmedim. Çok ortalıkta olunca kaldığım otelin balkonuna iki Taliban askeri gelerek sadece pasaportumun fotosunu çektiler. O kadar.
Sadece yine burada bir oda dolu adamla süt içerken  " Siz Müslüman mısınız" sorusuna, otelde dinlenirken "namaz kılmayacak mısın ?"sorunca iyi cevap aldılar. "Siz uyuşturucu kullanıyorsunuz. Her yer çöp içinde Siz Müslüman mısınız" dediğimde hak verdiler.
Not: Bu yolda çok sık kontrol noktası var. Ama benden kimse pasaport bile istemedi.
2- Yine UNICEF'in yol boyu reklamını göreceksiniz. Çanta, defter, kalem vb. vermiş.
Bu ülkeye yapacağınız en iyi yardım  doğum kontrolü ve eğitim hakkında olur.
 Pular'dan Kunar'a dönerken taksi içinde  ki adamlar çok iyi İngilizce biliyorlardı. Biri benle video çekmek istedi. Önce ülkenin güzel yanlarını söyledikten sonra "kızlarını okutmayan bir ülke asla gelişmez. Ülkenizde kadınları e eve hapis etmişsiniz. Kadınlar için bu ülkede yaşam hakkı yok." der demez acele teşekkür edip sonlandırdı .Büyük olasılıkla videoyu Taliban'a verecek. çok memnun olurum. Birisi bunların yüzüne yüzüne söylemesi gerekiyor.

LAĞMAN EYALETİ

Buraya benzeyen bu  eyalet aslında Nuristan'da dağın arkasında. Ama buraya gitmek için Celalabad'dan  araç ile gidebiliyorsunuz.

Nuristan'dan Kabul'e giden yol ayrımı varmış ama kapalı olduğundan tekrar
Panur---Konar---Celelabad---Kabul yapmak zorunda kaldım.



2. Kabil'den Gidilecek Yön:

Kabul---Güldere-i Estopa---İstalif---Parwan ---Panjhir




1-İSTALİF


Kabul Saray Şemali terminali---İstalif(Taksi dolmuş)
Veya aynı yerden Parwan taksilerine binip yol üstünde  İstalif  İstasyonunda inin. Zaten sizi Taliban askerleri karşılayacak. Yeni taksi ile İstalif'e gidebilirsiniz.


İstalif Kabil'in kuzeyinde ki  Daman Dağları’nın eteğinde ki bu yerleşim gerçekten çok güzeldi.
  Bu yemyeşil  vadide  yüz çeşit üzüm çeşidinin üretildiği bağları, meyve bahçeleri ve  yeşil köyleri ile ünlü. Suyu bol ve şelale de vardı.
Ayrıca seramik ürünleri ile de ünlü. 
 Afganistan’ın köy yaşamını yakından görebilirsiniz 
Takth: Tepedeki orman içinde ki restorant ve dinlenme binası. Buradan çevre köy manzaraları çok güzel .

ANI: Ben Parwan taksisinden inip Taliban askerlerinin geçip  foto çekmek için biraz yürüyüp öyle araç bulup İstalif'e gitmek istedim.
Arkamdan silahlı iki Taliban görevlisi araç ile gelip el kol hareketleri ile liderlerinin yanına götürmek istediklerini söylediler. Bu arada yol üstü evden çıkan ve İngilizce bilen adamı da tercüman olarak aldılar. Bu arada  "Madem yeni permit'e ihtiyaç var neden verdiniz bu izni .Benim zamanım yok .Sadece turistim. Bu uygulamalarınız yanlış" diye kıyametleri kopardım. Tercüman "Sorun yok.Sadece10 dakika" dese de inanmadım .Aslında bana güç gösterisi yaptıklarını biliyorum. Beni tanımadığınız için yazdıklarımı abarttığımı düşlenebilirsiniz .Yazdıklarım az bile. Hepsine lafımı esirgemedim.
Önce bir liderin makamına gittik. Kösede  oturmuş. Diğerleri el pençe karşısına dizildiler. Bana da yer minderini oturmam için gösterdiler. Aslında ağrıyan ayağımın dinlenmesi için yerde oturmam daha iyi ama inadına odadaki tek koltuğa oturdum .Liderlerine de bu uygulamaların yanlış olduğunu, turistin bu ülkeye bu durumda gelemeyeceğini sinirli bir şekilde anlattım. Bu arada madem zamanımı aldınız bana Pabjhir için permit yazısı vermelerini istedim.  Hepsi yalancı. sanırım benim diklenmemden hoşlanmadılar "Tamam deyip diğer bir üst liderin makamına çıktık .Bu arada eli silahlı bir dolu adamla tek bayan olarak  odada ben varım. Yürek yemişim. Ver yansın ediyorum. büyük liderin odasında tek ayağımı altıma alıp sakat bacağımı uzattım. Resmen hepsini yine yok saydım. Yapmamam gerektiğini bile bile onların davranışının altında kalmak istemedim. En sonunda permit'i de vermediler. Büyük lider güya bana hiç bakmadan tercümanla konuştu .Tam tersine ben onun yüzüne bakarak istediklerimi söyledim. Bu arada minderin üzerindeki Şalı almak istediğimi söyledim. Para ile alabileceğimi söylediler. "Bir saat zamanımı aldınız. Misafire hediyeniz olsun diye el koydum". Daha sonra bana yardımcı olan bir erkeğe verdim. Tam çıkarken eli silahlılardan biri benimle Türkçe konuşmaya başladı. Ülkemin kapıları kontrol edilemez ise Taliban yanlısı da ülkeme elini kolunu sallayarak gelir .Artık bu kadar söylenmemden sonra beni köye bile almayacaklarını düşünürken sanıyorum büyük liderin emriyle araçla köye dönerken tokum dememe rağmen bana börek ve içecek aldılar .Afiyetle yedim. Kontrol noktasına getirip beni bir araçla köye göndermek istediler. Yine kıyametleri kopardım.  "Bana on dakika dediniz. Bir saat oldu. Siz gezdirmelisiniz "diye bastırınca tercüman ve silahlı görevli ve şoför ile köye gittik. İstediğim yerde durdular. fotoğraf çektim. Eli silahlı genç kızınla evlenebilir miyim deyince "Kızım seni öldürür. "dedim Bu arada Tam  Kabul yoluna yaklaştığımızda burada köyü gezmek istediğimi söylediğimde yasak diye yalan atsalar da indirdiler.
Köye girdiğini gören  köyün gençleri yabani hayvan görmüş gibi koşturup geldiler. İçlerinden birkaçı resmen Türkçe sövdüler. Herhalde Farsi dilinde de sövmek aynıymış diye
 düşünürken işin aslını sonradan  Türk -Afgan okulunda Müdür Bey tarafından öğrendim. Özbeklerden de  öğrenmiş olabilirler. Türkiye sınırında kaçak Afganlar, Türk polisi tarafından eziyete uğruyormuş. Bu arada sövdükleri de kesin. Zaten Türkiye de çalışanlar sövmeyi öğrenmeleri normal. Ben de bildiğim ne  kadar kötü söz varsa sıraladım. Bir tanesi  taş attı.  Bu kadar kapalı toplumda normal . Kadın görmüyorlar ki . Bir köy evini ziyaret etmek istediğimden bir eve girdim. Hemen yemeğe buyur ettiler. Yemeyince kuru  yiyecekler ile çay ikram ettiler. Baktım bana sövenlerde gelmiş. Burada da durmadım "Müslümansınız ama çocuklarınız annesi yaşında ki kadına sövüyorlar. Kızacağınıza bir de ona çay vermişsiniz." Bu arada çocuğa da köpek diyorum. Evin adamı özür diledi .Bu arada tuvalete gittim. Sadece bir delik. Bir kova taş .Bir kovada kum. Taşla silinip kirli taşı kum olan kovaya koyuyorlar. Su olmayınca çok kötü kokuyordu .
Kabul'a döndüğümde   bir gün önce şatafatlı düğün salonuna davet edildiğim  salona Afganlı kız, annesi ile gittiğimizde 7-8 de başlayan düğün için bana  17 de 
gel denmişti.  önce foto çekemeyeceğimi, sonra Taliban, izin vermeyeceğini daha sonra çocuk yaşta müdür ile görüşmemiz gerektiğini söylediler. Bu kadar döneklik ve yalan karşısında tüm sinirimi  boşalttım.  Bu kapalı toplumlarda yalan olmadan yasayamayacaklarını bildiğim halde ne dinlerini ne de cibilliyetlerini bıraktım.



2- GÜLDERE-İ- ESTOPA


İstafil'den Kabul'a geri dönerken veya İstafil'e giderken uğrayabilirsiniz. Ama sadece bir yer için permit almak istemediğinden ve içerde olduğundan buraya gitmedim.
Kabul---Miv Beçekot yol ayrımından---Güldere-i Estopa

Dördüncü yüzyıldan kalma bu tarihi yapı kare şeklindeki zemin üzerine tasarlanmış . 
Alçı ile sıvanmış, kızılımsı bir renkli ve 
çiçek nakışlı duvarları, heykelleri ve sütunları var.

Kabul ---Parwan ---panjhir

3-GARAGİ KABUL

 Garagi Kabil geçilmesi zor vadilerin en güzellerinden  biriymiş.  Vadisinin en yüksek yerinde konumlanmış Kart Oyunu Evinde tatil yapabilirsiniz.
 Buraya  üç kilometrelik keçi yolundan yaya  tirmanmanız gerekir. Ben gitmedim.



4-PANJHİR (Vadisi)

Ben buraya Nuristan'dan döndükten sonra 
Kabul--- saray şamani terminal---Panjhir(dolmuş ( taksi de var.) 100 km,180 AFN ile direkt geldim.
Not: Nuristan tarafından Penjhir'e dağlardan yürüyerek  4-5 saatte varılıyormuş. 

  O nedenle ;
Kabul--- Celala bad---Nuristan gittiyseniz aynı yoldan Kabul'a geri gelmeniz geldikten  sonra 
Kabul'dan Panjhir'e gitmeniz gerekiyor.


Herkes bana "Gidemezsin Panjhir'e. Kendi köylüleri bile zor gidiyor. Permit alamazsın deyince inadına geldim. Hatta permit almadan köyü gezdim. Bir şey soran olmadı. Burada Taliban karşıtı Tacikler yaşıyor. Mesud şah ' in mezarı da bura da .
 
Hindu Kush’un eteklerinde bulunan bu  vadiden   geçen "darya ırmak" boyunca yemyeşil köyler sıralanmış .Siz  istediğiniz köyde inebilirsin. Mümkün olduğunca en uzak köye gidiniz.

Zamanında Amerikalılar burada zümrüt madenciliği yapmışlar.

Daha terminalde iken bir hemşire yardımcı oldu. Bana su ve kek almış. Hemen dolmuşta bir kadın evine davet etti .Şimdi onun geleneksel Shast "adlı köy evinde çay içiyoruz. Tacikler,  daha modern, evleri çok temiz ve farklılar. Örnegin burada kadının başı yarı açıkken fotoğraf çekmeme izin verdi.
Burada erkekler, kare şeklinde kareli şal kullanıyorlar.

Ev sahibim kadın, oğlu ve yeğeni ile  köyde çok uzun bir geziye çıktık. Irmak kenarında parseller halinde yemyeşil buğday tarlaları, taş duvarlarla çevrili meyve bahçeleri ile çok güzel bir köy.
Tablo gibi manzaralar vardı. Yemyeşil dut ağaçlarının altında inekler ve keçiler yayılıyordu Bakımlı bir köydü.
Yüzü maskeli Taliban askerleri her yerdeydi .İyi İngilizce bilen  ev sahibimin eski asker olan yeğeni" burası üç yıl önce çok iyiydi. insanlar mutluydu. Simdi kapana sıkışmış gibiyiz. Uzun sakalını sorduğumda  "Mecburuz" dedi. Hatta taksi şoförü Peştun şapkası takmıştı. Onu sorduğumda aynı cevabı verdi.
-Ahmad Şah Mesud Anıt Mezarı: Köyün tepesinde görünen bu Anıt mezara taksi ile gittik. Girişte Taliban askerleri telefonları topladı. İçeride telefonla foto çekenlerin telefonlarını ayakları ile ezip kırıyorlarmış.
Taliban'ın öldürdüğü bu liderin anıt mezarı Taliban'dan önce çok bakımlıymış. Şu anda değildi. Ev sahibi kadın gizyadlarini tutamadı.
Bu tepeden karşısında görülen yemyeşil koyun manzarası mükemmeldi. Özellikle burada  hava çok temizdi.
Bu bölgede terkedilmiş birçok Tank vb. savaşın izlerini görüyorsunuz. Ev sahibim, evinin önüne kadar tank zincirleri ile çamurdan korunmak için yaya yolu yapmıştı. Amerikalıların yaptığı sallanan köprü de var.
Yine, İtalyanların görev yaptığı 'Anaba 'köyünde ki   Savaş kurbanı Hastanesi var.

O kadar yorulmuşuz  ki eve döner dönmez uyumuşum .Şimdi de bir oda kadınla  yarın ki düğün için kına gecesindeyim. Biraz toplu Tacik kadınları zarif el hareketleriyle oynuyorlar .Yeşil çay ve şeker ikram ettiler.

4-PARWAN

Not: Bu yerleşimden Gorband üzerinden  Bamyan'a geçmelisiniz.

1-Gul Ghoundi(bahce): Merkezden yürüyerek 15 dakikada varıyorsunuz. Burada permit almadım. Bu bahçeye girerken sorduklarında sadece pasaportumu gösterdim. Bahçede hiçbir şey yok .Bildiğin kocaman ağaçlı bir tarla .Burası biraz yokuş olduğu için dönüşte bir adamın motorunun arkasına binip şehre geldim .Bu ülkede bu olacak iş değildi ama  denedim.
.

2-Bagram(bahçe, kışa ile 10 dakika şehirden uzak
3-Toopdarae(Şehirden 20 km uzaklıkta.
İlk gittiğim bahçe bir şeye benzemeyince bunlara gitmedim. Zaten sevimsiz bir yerleşimde. Bir de çok yoğun yağmur yağdı.

Parwan'dan Bamyan'a direkt araç yok. Önce
Parwan---Gorband(Birbuçuksaat,50AFN ---Bamyan(Ìki buçuk saat, Kabul'den gelen dolmuşlara biniyorsun. Cuma günleri dışında çok araç oluyor.)Ben Cuma burada olduğum için gidemedim. Mecburen burada kalıp ertesi gün Bamyan'a gittim. İngilizce bilen ,Rus edebiyat bölümünde okumuş, 4 çocuk sahibi genç benimle çok ilgilendi.
Burada otel vardı ama küçük yerlerde  Afganistan otellerini bildiğimden bu sefer ağzımla bir ailede kalmak istediğimi söyledim. Çarşıda dükkanı olan  bir genç adam kabul etti. Yine ne kadar gönderensek  dükkana doluştular. yaşlı sakallı adam pasaportumu isteyince Taliban askeri olduğunu söylediler. İzin çıkınca genç adamın ailesini evine ben rikşa ile ev sahibim motorla gittik Nasıl yorgun ve uykusuzum. Bu seferde komşular doluştular. Ev sahibimin eli silahlı saçı uzun Taliban askeri akrabası "Gezin boyunca sana eşlik edebilirim." Dedi. Yani  senin paralarını almak istiyorum." Demek istedi. Yabancı bir kadınla erkek aynı evde başkaları da olsa kalmaları yasak ama para olunca birlikte seyahat etmek normal. Onlar gittikten sonra biraz uyuyum dedim baktım yemeğe de geldiler. Artık dayanamayıp battaniyeyi üzerime çekip uyudum.
Gorband---Bamyan(ikibuçuk saat, Yol manzarası çok güzeldi.


3. Kabi'den gideilecek yön:

1-BAMYAN:( Bamiyan)

Kabul---Bamyan(240)



Ghulghula Otel: Tek kişi 2500 AFN, iki kişi 3500 AFN.
 Bamyan Eyalet ’nin başkenti olan Bamiyan Sehri,
deniz seviyesinden 2500 metre yüksekliktedir.
Şehre iner inmez farklı bir şehir olduğunu hemen anladım. Kızlar daha serbest giyinmişti. Biliyordum ama unutmuşum. Bamyanlılar hazari. Sii'lerin Caferi mezhebinden. Kökleri Moğollara dayandığı için çekik ve yumuk gözlüler. Hazaralar, eğitime çok önem veriyorlar. Burada birçok İngilizce kursu var. Bu nedenle İngilizce bilen çok.

Not: Şehre geldiğinizde; 
-önce araç  ile Yeni Bamyan'da Spor salonunun arka tarafında ki ofisten permit alınız. Sanırım yabancılar için foto da istiyorlar. Benim Kabul'da ki permitimin arkasına  izini yazdılar.
Burada çalışmalar Talibab görevlisi olmadığından bana yardımcı oldular. Girişlere 
 bilet parası vermek istemediğimi söyleyince ayrı bir kağıda numarasını ve adımı yazarak  görevliye kendisini aratmamı söyledi. Bander- e- Amir Taliban'ın kontrolünde olduğu için bir şey yapamayacağını söyledi.
Aslında  bilet aldıysanız permit'e ihtiyaç olmayabilir. Bilet alırken sorunuz.

-Bamyan'da ki tüm gezilecek yerlere  toptan 500 AFN'ye  her hangi bir ören yerinin girişinden bilet alıyorsunuz.
İsterseniz  şehir içi gezilecek yerlere ve Band Emir için 3000 AFN taksi tutmanız gerekiyor. Veya sadece Ban-e- Amir için araç bulmanız yeterlidi. Arastırınız.
Buraya daha çok turist geldiğinden taksiciler Fiyatları abartmışlar


1-Buda heykelleri şehrin içinde. Dolmuş taksi ile geldiyseniz şehrin bitimine doğru ininiz.

 Bamyan,  9. yüzyılda  İslam ordusu Müslümanlar tarafından istila edilmeden önce, Hinduizm ve Budizm inançlarının ibadet  merkeziydi. 
 Buda Heykelleri:
Bu vadinin, karlı olmayan güney tarafında ki  dağ oyularak Buda heykelleri yapılmış. Tam karşısında ise  kuzeyde ki tepeleri Mayıs ta bile hala karlı olan Baba kohe(Dağları var.)
 Bu heykeller Kanişka zamanında Budizm'i yaymak için 4. ve 5. yüzyılda yapılmıştır. 
Shamama:38 metre yüksekliği olan  kadın heykel Kanişka , yaşıyorken yapılmış.
Western Budha (Salsal ):55 metre yüksekliğinde ki erkek heykel ise iki yüzyıl sonra yapılmıştır. 
Rahipler için yapılan 6.5 metre yükseklikte olan heykelin yanında binlerce mağara oluşturulmuştur. 

 Ancak Mart 2001’de  Tüm uyarılara rağmen Taliban tarafından tahrip edilen heykeller,  Uluslararası tepki olunca   UNESCO tarafından  koruma altına alındı. Ama ve geriye heykel diye bir şey kalmamış. İnsan figürü olduğu bile belli değil.
Nasıl bir gerilik. Dünya mirasından ne istersiniz?
İlk kez burada dar kot pantolon giymiş ,kafasını yarım kapatmış Rus turist grubu gördüm. Ama bunlar  araba ile geziyorlar. Halk ile ilişkileri yok.
Aslında buraya bilet bile almaya demez. Eğer girişten değii de aşağıdaki köyden girerseniz çok rahat görebiliyorsunuz.
Ben kontrol gelinceye kadar gezip bitirmiştim. Geri dönerken  bir mağara içi görmek istedim. Ama geri inemeyince Taliban görevlisi geldi. Tüfeğini uzattı. Elini verse namahrem olurdu.

Bu heykellerin bitiminden devam eden köylerde de aynı mağaralar var. İnsanlar bu mağaraları  hayvanları için kullanıyormuş. Ben Couchsurfin ev sahibim olduğu halde  bir gece bu mağaraların ilerisinde ki köyde kaldım. Hazaraların kültürlerini yakından tanıma fırsatım oldu. Çok memnun kaldım. İkinci gece yine 6 kızı üç oğlu olan harika bir ailede kaldım. Kızlar okumak istiyorlardı. Taliban , okulları kapatınca kızlar İngilizce kurslarına gitmiş. Çok akıcı İngilizce konuşuyorlar. Yetmemiş diğer kurslara gitmişler .Yetmemiş online eğitim almışlar. Baba ve anneleri, kızları desteklemiş. Türkiye'ye gelebilirlerse  onlara yardım etme sözü verdim.

2-GHULGHULAG ŞEHRİ ve Kalesi(Gürültülü Şehir)
Yeni Bamyan'a giderken tepede. Yürüyerek te çıkabilirsiniz 
Ortak biletle gezebiliyorsunuz .Kalıntılar kalsa da gezilmeye değer
1221 yılında Cengiz Han’ın torunu burada öldürülünce moğollar Bamyan’a saldırarak bu  kaleyi de tahrip ediyorlar. 

3- Müze: Taliban içini boşalttığını söylediklerinden gitmedim.
Dış binası ve ağaçlıklı yolu güzeldi.

Araç ile şehir dışı gezilecek yerler:

4-ZAHAK  KALESİ(Kırmızı Kale)

Bu kale kalıntıları  Bamyan şehrine girerken  giriş kapısından inip sola doru yürüyeceksin. Burada görevli yok. Istediğiniz gibi gezebilirsiniz. Kırmızı kayalalıklar üzerine 
12. ve 13. yüzyıllarda 
Sasaniler tarafından şehri  korumak için dışında yapılmış. Kalan kalıntılar bile zamanında kalenin ne kadar görkemli olduğunu gösteriyor. Hele tepeden çevre manzarası mükemmel.
Bu kale de Cengiz Han tarafından tahrip edilmiştir.  
5-Band-e Amir Ulusal Parkı: Afganistan’ın Büyük Kanyonu yedi farklı gölden oluşuyor

Bu milli Park, Bamyan'dan 50 km ileride. 
Burası yazın tercih edildiğinden Mayıs ayında çok giden olmadığından taksiciler gidiş - geliş 1500-2000AFN istediler. Çok pahalı geldi.
Daha sonra taksisi olan genç "üç müşterim hazır. Yukarıda restoranda yemek yiyorlar. Birlikte gidebiliriz" dedi. Epeyi bekledikten sonra "Senden başka müşteri yok." deyince bu kadar yalana pes dedim. Bu Afganlı söferlerin bir taktiği.

20 litre dizel ile 150 km gidiliyormuş. Yol asfalt. Cok az girerken toprak yolu var.
 20ltx,64 afhani=1500 afgani en az benzin parası istediler.

Eğer erkekseniz , Gölün yanında ki aynı adlı köye dolmuş taksi ile 100 AFN'ye gidiniz. Dönüşte gelen araçların birine binebilirsiniz.
Ben tam bir bilgi edinemedim. Bazıları "buraya kadınların girmesi yasak, bazıları biletiniz varsa girebilirsiniz" dedi. Benim biletim yoktu ama yine de ev sahiplerimle anlaşarak dolmuşla gittik. Zaten içeri da girmenize gerek yok. Girişe varmadan üç gölü de görüyorsunuz .Hatta merdivenlerle göle kadar buradan inebiliyorsunuz.
Çok göl gördüm ama burası farklıydı .Masmavi göllerin çevresi farklı  kaya oluşumları ile çevrilmişti .Daha yukarlarda karlı tepeler. Manzara doyumsuzdu.
Ev sahibim genç "Cumhuriyet döneminde burada turistlerden oturacak yer bulamıyordunuz. Biz kadın erkek birlikte gelip müzik dinleyip dans ediyorduk .İnsanın inanası gelmiyor. O zamanda bugüne nasıl gelindi?


Band-e-Amir, 1960’da Afganistan’ın ilk milli parkı, ülkede çıkan savaşlar dan dolayı olmadı.2004’e   Dünya Mirası listesine girmesi için bir sunum yapıldı ve sonunda  22 Nisan 2009 tarihinde Afganistan’ın ilk milli parkı olarak açıldı. Böylece Jeolojik hareketlerden dolayı Hazaracat dağının arasından deniz seviyesinden 3000 metre yükseklikte ortaya çıkan  bu doğal oluşum göller, koruma altına alındı.

ACAR VADİSİ
Acar Vadisi:
 
Çok güzel bir vadi olup rengarenk dağlarla çevrilmiştir. Balıklarla dolu bir gölü var.Benzerlerini çok gördüğümden gitmedim.

6-GHOR -Cam 

Minare(Minare Cam)
Buraya ben Bamyan'dan kısa sürede gidebileceğimi düşünüyordum .Ama Band -e-Amir parkından Gor şehrine, Herat'  yolundan giderken  bir günde gidiliyormuş. Her gün  araç var ama yerini önceden ayırtmalısınız. kısaca özel araç ile gitmek daha rahat. Veya Bamyan-Herat-Gor ise iki günlük yolmuş.
O nedenle burayı kaçırdım.

Afganistan’ın Gor ilinin Şahrak ilçesi sınırları içinde Kabil-Herat karayolu üzerinde.

Guriler dönemine ait bu minare  Kudbuddin tarafından yaptırılmıştır.

 Cam Minare, 1190 yıllında ziyarete açılmıştır. 65 metre yüksekliğinde yer alan bu minare,  birçok kez onarılmıştır .Farklı mimarisinden dolayı  2002 yıllında UNESCO Dünya Miras listesine alınmıştır.

  2400 metre yükseklikteki dağlarla çevrili minare Hari Irmağı'nın hemen yanına  kızarmış taştan yapılmış. girintili çıkıntılı taşları, dış kaplaması ile Küfi ve Nesih el yazmaları, geometrik desenler ve Kur'an ayetleriyle süslenmiş taşlarla yapılmıştır. Buranın çevresinde doğal sıcak su kaynakları var.

Bamyan--- Samangan aracı bulamadım. Ancak Bamyan--- Pul-e Humri’ ye varmış. Ben den başka bir yolcu daha olduğunu söylediler. İnanmadım.
Mecbur Kabul'a dönüp otobandan gideceğim.
Bamyan---Kabul(Taksi 3 saat, 500 AFN ; dolmuş 4 saat,400 AFN.)
Taksi Kabul Bamyan durağında bırakıyor. Samangan Terminali'ne buradan gitmek sıkıntılı olduğundan burada ki otelde kalıp sabah yoluma devam edeceğim. Otelde yastıkların kirini anlatamam.
Sabah 
kabul --sarishamli(Saray Şamali) terminali -- sola 15 dakika yürü-Samangan ve Mezar-ı- Şerif tetminali--- Mezarı Şerif (8 saat dendi.12 saatte gittik.750 AFN,   Sabah 4, 13,16,19, da kalkıyor.) veya direkt 
Mezarı Şerif 'e git. Ben  dolduğu için kalkan otobüs ile 11'de direkt 
Mezar-ı-Şerif'e gittim. Otobüs Parwan'dan geçti ama durmadı. yol otoban dediler ama delik deşikti. Sanırım yine bir yalan atmışlar. bir çok tünelden ve   Saleng tünelinden su nedeni ile adım adım geçerek ilerledik. Yol manzaraları yine güzeldi. Çok kamyon vardı. Dönüşte Sanangan'a gidip oradan Kunduz'a geçeceğim. Mezar-ı-Serif'ten Kunduz'a direkt araç yok.

ANI: Artık kuzeye doğru çıkarken Türkçe konuşan Türkmen ve Özbeklerle karşılaştım. Bu terminalin müdürü olan Türkmen Mevlüt bey, biletimi alıp, yanıma da azığımı bırakarak benimle çok ilgilendi. Ben mahcup oldukça "Yıllarca Türkiye'de çalıştım. Türklerin iyiliğini gördüm. Şimdi yıllardan sonra bir Türk gelmiş. Tabii ki yardımcı olmalıyım." dedi .Arabanın icindekilerde her konuda yardımcı olmaya çalıştılar.

ÖNEMLİ: Bana herkes Kunduz'a gideceksen tekrar Mezarı Şerif'ten Samangan'a geri dönüp  Kunduz'a gidebileceğimi söylediler.
Oysa biraz tozlu ama Mezarı Şerif'ten de direkt Kunduz'a yol varmış. Hem de daha kısaymış. O nedenle siz Kabul'dan gelirken önce Samangan'ı gezip öyle Mezarı Şerif'e geliniz.


III-BALKH EYALETÌ 

Türkçe “balık kent” anlamına gelen bu yer Afganistan’ın kuzeyinde 
 Bactrian İmparatorluğunun merkezi olarak
yaklaşık 4000 yıllık tarihinde 
Hindu Kush'un kuzeydeki yüksek tepelerde , İlk önce Zerdüştlük ve Budizm dinlerinin ortaya çıkmıştır.

I-MEZAR-I- ŞERİF(BELH,eski ismi)



bu bölgede  çok kum fırtınası vardı.



 
Mazar-e Sharif,Afganistan’ın kuzeyinde Balkh eyaletinin başkenti ve 
ülkenin en büyük 4. kentidir. 
Şehir, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan’ın kesiştiği bir noktadadır.

Diğer sehirlerden farklı olduğunu hemen fark ediyorsunuz. Geniş caddeler, sıkışık olmayan trafik, modern alışveriş merkezleri var. Gittiğimiz restaurant arabesk dizayn edilmiş olsada temiz ve bakımlıydı. içtiğim çorba çok lezzetliydi.


Bu şehirde,
 5. yüzyılda Zerdüştlük Kuşaniler döneminde bir çok   budist  tapınak bulunmaktaydı. 

Sasaniler zamanında bu şehirde 40 camii varken, Araplar, bu şehri Şehirlerin Anası olarak adlandırmış.

Gider gitmez Hz Ali'nin türbesine yakın yerdeki kültür ofisinden bir foto ve pasaport fotokopisi ile izin kağıdınızı alınız. Bununla Hz Ali'nin türbesine girebiliyorsunuz.

Bu şehir,  Hz. Ali'nin türbesinden  dolayı bu ismi almıştır

1-Mavi Cami(Yeşil Camii)=Hazreti Ali Türbesi

 Kutsal olarak kabul edilen bu şehirde  Hz Muhammed 'in Amcasının oğlu, damadı ve 4. Halife olan Hazreti Ali bin Talib’in  Horasan ve Türkistan mimarisi karışımı  ve  Turkuaz-mavi  renkli çinili kubbeleri olan mezarı da bulunmaktadır. Çini desenleri farklı ve çok güzel ama bakımsız. Kabir kısmına girince   adım başı  4-5 imam uzun alçak masaların bir tarafına oturmuş dua karşılığı para istiyorlar. Beni görünce hepsinin gözü açıldı ama "Benim paraya ihtiyacım var. Siz o paraları bana verin. Hem dua  istersem kendi kendime de okuyabilirim. Hatta ben de sizin için okuyayım. Paraları bana verin." deyince şaşırdılar ama yine de para verdiler. Almadım tabii ki.
Aynı İran'da olduğu gibi insanlar kabrin etrafında dönüyorlardı.
Ayrıca Hz. Ali’nin mezarının bulunduğu inanılan bu yere nevruzu ve yeni hicri şemsi yılı kutlamak için (21 Mart)  Afganistan’ın her yanından nevruz kutlamaları için gelirler.

 Mezar-ı Şerif ünlü karakul postunun  ve Türkmen el halısının pazarladığı merkez olması nedeni ile ülkenin önemli ticaret şehridir. Çarşıları oldukça zengin. Ne ararsan bulabilirsiniz. Burada Türk-Beko bayii gördüm. Türk döneri de satılıyordu ama işletenler Türk değildi.

Hazret-i Ali 661 senesi Bağdat’a yakın Kufe şehrinde  vefat ettikten sonra düşmanları korkusundan arkadaşları cenazesini gömmeyip  bir deveye yükleyerek deve yorulana kadar  peşinden takip etmişler. planladıkları gibi devenin yorulup durduğu yere gömmüşler .Bu nedenle uzun yıllarca Hazret-i Ali’nin mezar yeri bilinmemiş.
Sonunda Selçuklu Sultan Sancar tarafından 1136 yılında  bulunan mezarına türbe yapıldı . Ama Cengiz Han bu türbeyi yıkınca  Sultan Hüseyin Baykara dönemine kadar gizli kaldı .

Son olarak Sultan Hüseyin Baykara tarafından 1481 yılında Belh şehrinin merkezinde bir mezar yaptırılarak  Mezar-ı Şerif  adını aldı.  




Diğer taraftan Şiiler, HZ Ali'nin mezarının Necef'te olduğunu söylerler.

Ayrıca bu mezarın etrafınfa ki beyaz güvercinler ,ayrı bir güzellik katmış.

  
-Mazar-e Sharif’in olduğu yerde ayrıca M.Ö. 3. yüzyılda İskender’in ordularından izler bulacaksınız.

2-Firdevsi Meydanı 

Mezar-ı- Şerif--Balk

2 -BALK Kasabası (BELH)

1-The Park of Khaja Abk Naser
A-Rabia Balkhi Anıt M mezarı: Ülkenin ünlü kadın şairi.
Hemen karşısında 

 2-Yeşil Camii=Hoca Abu Nasr Parsa camii ve türbesi:
1419-1421 yılları arasında  Timur hükümdarı Mirza tarafından yaptırılmış.
15. yüzyıldaki ilk halinden değişmiş olsada güzelliğini koruyor.
 

Bu eski cami cinileri ve kubbesi çok güzeldi.

3-Medrese Mevlana Celaladdin Balkhı:
Özellikle Mevlana’nın babası tarafından yönetilen medresenin kalıntıları   demir örtü ile korumaya alınmış. Burayı gördüğüme çok memnun oldum. Bildiğimiz gibi 
Mevlana ilk derslerini burada babasından almıştır.

Yakınında 
4-Seyid Subhan Kuli Han Medresesi  ve türbesi: Sanırım bu medrese ,Almanlar tarafından onarılmıştı.Dökük değildi.
NOT:burada balahisar: Ama tepede kaleden sadece toprak yığını kalmıştı. 
5-Huzur Bağı: Sıradan normal bir yeşil park.Aslinda Rabia'nin kabri buraya bitişik parkın içinde.Oradan da buraya gelebilirsiniz. Buranin da içinde  yarı yıkılmış ve onarılmış güzel bir camii  vardı.

6-Eski şehrin kalıntıları :
Şehir birçok kez yıkılmasına karşılık özellikle şehir duvarları ayakta kalabilmiştir. Yemyeşil buğday tarlaları ile birlikte görüntüsü çok güzeldi 


7-No Gumbad Camii (9 Kubbeli Camii):
 Çamurdan yapılmış Afganistan’ın ilk İslami dönemine ait bu camii yarı yıkılmış olmasına rağmen kabartmalı işlemeleri çok güzeldi. Fotoğraf çekilmesi yasak olduğunu öğrenince kadar tellerin arasından çektim. Bu tarihi eseri yıkılmadan önce görmeyi çok isterdim.

Belh’in ihtişamı maalesef Cengiz Han’ın saldırısyla 1220’de son bulmuştur.

Mezar-ı-Şerif---Samangan(Birbucuk saat,)---Pul-e Humri---Kunduz veya Talukan

IV-SAMANGAN EYALETÍ

Mezarı Serif---Aybek(sadece taksi, 200 AFN ,bir buçuk saat) 
Şehrin merkezinde iniyorsunuz
AYBEK

Eski İpek Yolundan giden  kervanların bu şehirde konaklarlarmış. Simdi sevimsiz,benzerleri gibi bir yerleşim .


1-Tahtı Rüstem(Giriş 500 AFN.

Merkezden  2 kilometre gibi uzağında tepede  ,
A-Budistlerden kalma milattan önce 4.yüzyılda yapılmış  halkın "Rüstem'in Tahtı" adını verdikleri devasa kocaman taş  tapınak var.Kayanın çevresi oyularak çok düzgün yuvarlak yassı taş oluşturup üzerine de tek göz ev yapmışlar.Taliban da bu evin tepesine bayrağını dikmiş!

Gazne’de yazılan Şahname’de Rüstem Semengan  prensesi ile evlenmiştir. Prenses öldüğünde onu tacıyla birlikte Yeke Tepesi’ne, manastırın karşısına gömmüşler ama  bu mezar da  Yeftaliler tarafından milattan önce 460’ta yok edilmiş.

Tepeden aşağı inip  girişin hemen solunda 
B-Takht i Rostam'ın gizemli mağaralar zincirini: 
Bunların MÖ 4. ve 5. yüzyıllarda yapıldığı sanılıyor. Koca dağı oyarak resmen bir kilise kadar büyük ve geniş tapınak oluşturmuşlar. Tapınağın kubbesi isten dolayı kararmış olsa da çiçek motiflerini görebiliyorsunuz. Yine kayalar oyularak oluşturulan uzun bir çarşı çok ilginçti. Çarşının dükkanları yine mağaralardan oluşuyordu.
Onun yanında ki yine oyma tapınak, daha detaylıydı. İnsanların 2500 yıl önce neler yapabildiğini hayran kalıyorsunuz.

ANI: Bu şehre geldiğimde Türkiye'de 8 yıl nakliyecilik yapmış Türkçe bilen genç ile permit almadan direkt Tahtı Rustem'e gittik. Çalışan  hemen asıl görevliyi aradı. Kara sakallı görevli geldi. Petmit diye Kabul'dan aldığım permiti gosterdim. Havalı bir şekilde permitim ve benim fotomu çekti. Pesin giriş ücreti 1500 AFN istedi.1000 AFN'yi cebine atacaktı. Geri dönerken Atatürkçü konudan genç adamın fazladan para alacağını söylemememi tembih ederek dönüp Kültür ofisine gittik .Permit istediğimi ama giriş ücreti ödemek istemediğimi söyledim. Her zaman olduğu gibi şehrin asıl Taliban görevlisi gözlerine sürme çekmiş Liderinin mekanına götürdüler. Durumu anlatinca"300 AFN vermelisin. Yoksa yasak(Yalan." Ben de " Kredi kartından para çekemiyorum. Sizin ülke de sorun var" deyip bastırınca girişteki görevliye telefon açtılar . Ayrıca Liderleri ısrarla beni misafir etmek istediğini söyledi. Aslında zamanım olsa aklımdakileri söylemek için kalmak isterdim. Gittiğimizde  rüşvetçi görevli bizi kapıda karşılayıp taksinim önüne oturdu. Kendisi ile hiç konuşmadım. Dönüşte "Kusura bakma. Görevimiz gereği sizi içeri alamadık" dedi. Aslında " Beni şikayet etmedin. Teşekkürler ederim." demek istedi. Genç "Şikayet etsen bile sadece seni istihbarata alıp zamanını alırlardı. Bir sonuç çıkmazdı." Dedi. Hak verdim.


  
-Taşkurgan (Hulm) :Aybek'ten 60 km ileride.
Bu şehirde   Emir Abdulrahman Han’ın sarayını görebilirsiniz. Ben gitmedim.


-Nare ZindanŞelalesi . Bu da merkeze yakın yol üzerindeymiş. Sıradan  olduğunu öğrenince ve artık vizem dolmak üzere olduğundan  Takhram otobüsüne binmek için direkt 
  Pul-e Humri terminaline geldim. Samangan---Pul-e Humri(80 km,)
Başka kadın yolcu olmayınca beni almak istemediler.  Arjaya oturayım dedim. Taliban 'Tek kadın yasak 'diye emretmiş. Zor durumda olduğumu iyice bastırınca araya çuvalları koyarak  yanıma yaşlı bir adam oturtarak 100 AFN ' e götürmeyi  kabul ettirdim. Ana en az bir saat tek bir yolcunun daha gelmesini bekliyoruz.


V-BAGHLÂN EYALETÍ

PUL-E-  HUMRI
Buraya gelir gelmez hemen Tahhar arabaları bakmak istedim ama yine duyan geldi.Dagitmak mümkün değil.Bu arada Türkiye'de çalışmış Türkçe bilen iki genç gelip yardımcı olmaya çalıştı.Yine Türkiye'de çalışmış daha iyi Türkçe bilen genç duyunca geldi." Sekiz yıl bTurkler bana baktı.Seni misafir etmeden bırakmam." Deyip zorla evine götürmeden önce sevimsiz şehri gezdik.Bir devlet hastahanesi ziyaret ettim..Annesinden 10 kardes,babasının bunları küçükken bırakıp kaçtığı kadından da yedi kardeşi var. Bir avlu içinde evli tum kardesleri farklı odalarda birlikte oturuyorlar.En kucük kardesi tıp 'da okuyordu.Bir kardedini önce Turkiye'ye kaçırıp sonra da 7000 Euro vererek Fransa'ya kacırmış . Şimdi tum aile onun Fransa vatandaşlığını alıp kurtulmayı umuyorlar.Resmen "ne istiyorsun?" Diye yalvardı.Israrla soğanı ki kavur.Yanına siyah çay yeterli." Dedim.Yumurta da kurmislar.Tüm aile toplandı.Artik uzaninca tüm eltiler dağıldı . Yarın sabah Altı'da yola çıkacağım.Normal koltuk 350 , bagaj 200 AFN.
Sabah takside iki saat bekledim.beklerken en az on tane kacak Türkiye'ye gitmiş adam yanıma geldi.Aslinda bunlar Türkiye'yi gördükten sonra ilkelerinin durumunu daha iyi anlamış ve birçok şeye karşı çıkıyorlar


VI-TAKHAR EYALETÍ

TALUKAN
 
Bu yerleşime geldiğimde  baktım aynı köhnelik, aynı kirlilik var. Zamanım olduğu halde foto bile çekmek istemedim. Hemen rikşa ile Faizabat taksilerin kalktığı terminale gidip maalesef yine kadın olmadıgından bagajda üniversite öğrencisi ile 300 AFN 'ye aramıza çantamı koyarak gittik.
Talukan---Faizabat(4 saat, 600 AFNotobus TE var.)
Faizabad---SHAGHNAN(Asıl Ismailiyekilerin yoğun yaşadığı şehir,12 saat.Vizem.bitmek üzere olduğundan gidemedim.)

VII-BADHSHAN EYALETİ-

1-FAİZABAD
Bu bölgede yol boyu koyun sürüleri gördük.Surulerin arasında da yük taşımak için birkaç essek vardı.Bu ülkede hiç at hormedim.Zaten çok az mis.
Yeşil dağların altında teras köyler ve ırmak ile yol manzaradı guzeldi.
Bu şehirde çok Özbekler var.Cogu da dillerimiz yakın olduğundan Yurkiye'fe çalışmış.Bir kaç ilçede de İsmailiyeler var.
Şehir nispetten yeşil sayılır.Cevresinde ki yeşil dağlar güzel gorunuyordu.Burada da Pamir dağları var.

akşam üstü şehre inip ev sahibim Özbek gencin işinin bitmesini  ayakkabı tamircisinin verdegi sandelyede beklerken uzun saçlı mucahitin beni görüp hemen telefon açtığını gördüm. Hemen Taliban'a haber verdiğini anladım.Zaten duyan geldi.Etrafimfa bir dolu insan ne desem boş.öyle bakıyorlar.Biraz sonra Taliban araç ile gelip ev sahibimle konuşunca dayanamayıp yanlarına gittim.
-Nedir problem?Sadece turistim.
Desemde fotomu cektiler.Pasaportuma baktılar.Yetmedi.Başka görevliler geldi.Sanki uluslar arası aranan çok tehlikeli bir ünlü yü yskaladılar.Bu arada çok yorgunum.Söyleniyorum.İngilizce bilen üniversiteli genç yardımcı olmak istiyor ama onu bulaştırmak istemedigimden numaramı verip gitmesini söyledim. 
-Terörüstmi yakaladınız. Problem ne? Çok yorgunum.Eve gitmeliyiz  dedikçe beklettiler.Olmadı beni ev sahibimle araca bindirip  silah ve tüfeği arkaya koyup liderlerinin bulunduğu yere gittik.Ben söylendikce 
-Sadece beş dakika
Araçta  en az yarım saat bekledik.Ev sahibim sabırlı olmami, onları kızdırmamamız gerektiğini söyledi.Baktım bacak bacak üstüne atmış  gülüşüyorlar.Tepem attı.İndim aşağı.
-Bes dakika dediniz.Yarım saati geçti.Bu bana yaptığınız eziyet.
Bu sefer pasaportumu isteyip ,yarın gelip almmamı ve gidebilecegimi söyleyince
-Pasaportumu veremem.Fotokopisini vereyim.Hem beni çok beklettiniz.Taksi tutamayız.Bizi eve siz bırakmalısınız."
Dediğimde kabul ettiler.Yolda benim çenem durmadı. Ben söyledikçe Taliban görevlisi
-  Number one Afganistan
diyerek bana karsilik verdi.Bu arada kalacağımız köye yaklaştık.Bir gün önce köylerden sel gelmiş. Bütün taşları aşağı indirmiş.Birakin yolu,çamurdan geçilmiyor.Tam bir rezalet. Durur muyum
-Ülkeniz  bir numara ise neden Afganlı ge nçler hep Türkiye'ye kaçak geliyorlar. Bu yolların hali ne?
O da habire 
- Bir numara Afganistan  diyerek tekrarlayıp durdu.Afganistan.
diyerek kendini kandırdı.
Daha sonra ev sahibim, "sen nasıl becerdin de bizi araçla buraya getirttin " dedi.
Selden dolayı evde elektrik yoktu.
Ev sahibim daha çok küçükken, babası evi terk edip başka eş almış.Büyüdükten sonra okulu bırakıp Türkiye'de çalıştığı parayı göndererek en tepede ev yaptırmış. Evlenmiş. Yeni anneden olan iki kardeşlerini yanına almış.Ben
- o babanın çocuklarını almazdım.Annemi üzen babamın da yüzüne bakmazdim dedikçe
- "Babam onları okula göndermiyordu.Onların okumasını, adam olmasını 
 istedim."
Diyerek beni mahcup etti.
Sabah kahvaltisinda sadece eski ev yapımı ekmeği sütlü çaya batırarak yaptılar.Çantamdan kuru hurma ve kayısı çıkardım.Çok hoşlarına gitti.
Biraz uyuklarken yine Türkiye'de çalışmış ve Türkçe bilen komşu genç beni uyandırarak bu sefer Emniyetten geldiklerini söyledi .'Artık yeter 'dedim.Bu fırsatı kaçırmamalıyım.Eger bu Taliban'a içimdekileri söyleyemezsem,kendimi tanıyorum,kendimi af etmezdim.Tam istedigim fırsat ayağıma geldi.
Dünkü beni bekleten görevli ile üç emniyetci odaya girdiler.Bana uzakta bir yer gösterdiler.Tercüman aracılığı ile konuşmaya başladık.
-Ben çok ülke gezdim.Afganistan'da sizin yaptığınız eziyeti kimse yapmadı.Tek bir kadından mı korkuyorsunuz? Beni boş yere çok Sorguladınız.Beklettiniz.
-Senin iyiliğin için yaptık.Burada kötü insanlar da olabilir.Sana zarar verebilirler.Ayrıca buraya kötü amaçla gelen yabancılar da çok.(Sen de onlardan biri olabilirsin.)
-Sizin devletiniz bana vize verdi. Kendinizin verdiği vizeye de mi güveniyorsunuz?Bana her yerde "Pasaportunuz var mı" diye soruyorsunuz? Pasaportum olmadan adım başı kontrolden nasıl geçip buralara kadar gelebilirim ki?
Bu ara tam karsılarına minderi atarak tam bir yuvarlak masa toplantısı oluşturdum.Bu arada kendini frenliyemiyorum.Çok hararetli cevaplar veriyorum.
Yavaş yavaş asıl konuya geldik.
-Bizim burada bir kadın tek başına erkek olmadan gezemez.
-Benim memleketimde özgürlük var. Bir kadın erkek olmadan her yere gidebilir.
- Buradi Afganistan. Kurallara uymalısınız.
- Haklısınız. Ben normalde açık kadınım. saçımı kapatmışım.Uzun elbiseler giydim.Kurallarınıza uydum.
-Eger Çador giyseydiniz bu ülkede size kimse birşey demezdi.
-Ben ülkenizi gezmeye,öğrenmeye geldim.Çadorun arkasindan neyi ne kadar görebilecektim?
-Osmanli hilafetini neden değiştirdiniz?
- Iyi ki değistirdik.Yoksa benim ülkemde Afganistan'dan farkı olmayacaktı.Özgur olamıyacaktik.
Buna çok bozuldular.
Şu anda çok üzülüyorum.Neden Atatürk 'ü de söylemedim.
-Siz Allaha inanmıyor musunuz? Allah'ın kulu değil misiniz.
-Böyle bir soru sormanın anlamı yok.Tanrı,  insanların mutlulugunu ister.Ama burada insanlar, kadınlar özgür değil.
-Biz Müslümanlığı takip ediyoruz
Bu arada da hareketlerimle söylediklerimi destekliyerek ve bandana ile yüzümü kapatarak
-Sadece kadınları kapatarak mı Müslümanlık oluyor.
Tam söylemek istediğime geldim 
-Genç kızların okula gidemedigi bir ülke asla yükselmez.
kadınların okula gitmesi yasak ama yol boyu oturarak dilenmeleri Müslümanlığa uygun oluyor.Bu sizin için normal mi?
-Ne yapalım .40 yıl savasmışız.Ülke fakir.
-Savaş  konusunda haklısınız.Ama madem fakirsiniz bu kadar üremek normal olmamalı.
-Allah öyle istiyor.

-Ayrıca müslüman temiz olur.Ulkeniz maalesef temiz değil.Nevsar da kullanıyorsunuz.
-Bunları söylemek için mi buraya geldiniz?
-Müslüman olmanın ilk kurallarından biri temiz olmaktır da.
-Hersey yavaş yavaş olacak.Siz de şarap içiyorsunuz
-Yere çöp atmamak eğitimle olur. Savaşlar bahane.Evet Şarap ile sizin kullandığınız nevsar aynı.Madem siz İslam kurallarını takip ediyorsunuz bu kadar insan nevsar kullanmamalı.(Artık uyuşturucu kullandıklarını söylemedim.)

-Sen haca gittin mi?
- Gitmedim.Param olsa da  haca gitmem.Burada ki çocuklar için bir okul yaptırırdım. 
-Hacda çok muhterem Türk kadınları vardı(Aslında sana benzemeyen hanımlar demek istedi.)
O arada "sen haca gidinciye kadar şu köye bir yol yaptırsaydın daha sevap olmaz mıydı ?"demedigim için kendime kızdım.
-Madem fakirsiniz bana iki  kız çocuğu verinde Türkiye de okutayım 
-haa sen bunun için mi buraya geldin?
-Ilgisi yok.Ögretmenim.İki kızın egetim almasına yardımcı olmak istedim sadece.
Aslında onlar hala benim gezmeye değilde , başka amaçla  geldiğimi düşünüyorlar. Şüpheleniyorlar.

-Ona bizim daha büyüklerimiz karar verir.Onlara sor.Hatta Kabul Türk elçiliğinden izin al.
Elçiliğin bu konularla ilgisi olmadığını  bile bilmiyorlar. Konuyu kapattım.
Bunlardan çok daha fazlasını söyledim.
Asla benim sorduklarıma net cevap vermediler.
Her seferinde özür dilediler.
-Biz senin iyiligin için bu araştırmaları yaptık. 
Güya beni hep takip etmişler.Kabul, beni araştırıyormuşi.Tamamen yalan .
Tam kalkarken, dün sizin bekletmeniz yüzünden şehri gezemedim. Beni sizin gezdirmeniz gerekiyor. 
-Sadece sizi çarşıya bırakabiliriz. Siz kendiniz buraya dönersiniz
-Kartım ülkenizde çalışmıyor. O zaman dönüş taksi paramı vermelisiniz 
1000 AFN vermez mi?
Ama köylülerin yanında arabalarına  beni almadılar. Farklı ve sert hareketlerle cevap verdiler.
Bu konuşmalardan sonra bir yerde bir sıkıntı yaratmadan ülkeyi terk edebilirsem şaşıracağım.

KUNDUZ
Faizabad'tan direkt Kunduz'a geldim .Bagaj için 700 AFN istedi ama 400AFN'ye anlaştık .
Sanirim kuyu sularından mikrop kaptım. Veya yemek moladinda ağaçtan yediğim tudlar ilacliydi sanirim.Afganistan'da ishalden kurtulamadım. Ama bugün çok halsizim. Her yerde koşturarak tuvalete gittim. Taksi de son anda silahlı Taliban askeri taksiye binince iyice huylandim. Dün adamlara söylediklerimden sonra beni takip edebileceklerini düşündüm ama Kunduz'a geldiğimde o başka yere gitti.

Söfer, hemen benim için 60 km sınır için rikşa için  500 AFN isteyen bir rikşa buldu.Yabanci gördüklerinde gözleri dõnuyor.Kunduz'a tuvalet dönüşü ingilizce bilen bey,sorunca durumumu anlattım. Banyo yapmam gerwktigini söyleyince evine davet etti. Artık yürümeye gücüm yok.Bu şehirde kuzey sehirleri gibi toz bulutu içinde olunca  ur yeri gezmeden ne olur ne olmaz diye direk izin almaya gittik. Yanlış yermiş İkinciye gittik. Bu arada evine davet eden adam"Ailem burada degil. Seni misafir edemem" yalanını söyledi.Artik Afganlıların saniyede degistiklerini bildiğinden bir iki soyledim. Uzatmadım. Amacı Türkiye"de bir tanıdık bulmak.Ayakta duramıyorum. Habire bana saçma sorular soruyorlar .Zaten hemen   bir gün Türkiye'ye gelirlerse önce mail ve numaramı aldılar. Sürekli konuşuyorlar.Ama icraat yok. Surekli .'Neden bekliyoruz" diye sordugumda 
Bir dakika deyip bir saat beklettiler.Bu ülke bitmiş.Hic sistem yok.Bu fikrimi açıkça yüzlerine söyledim. Sonunda 'senin sınırdan geçerken vizeye ihtiyacım yok" dediklerinde Gine çıldırdım."Hayır ben izin kağıdı istoyorum. İhtiyacım yoksa neden beklettiniz. Çok hasta oldugumu görüyorsunuz. Afganistan"da hiç belli olmaz.Belki sınırda problem çıkarırlar" deyince benden izin için 2000 AFN istemez mi? Daha sonra 1000 AFN'ye indi."Ben birçok şehirden izin belgesini ücretsiz aldım. Veremem deyince"İlk kez sadece sana ücretsiz veriyorum" ya alanını attı.Musluman ülkeleri çok yalan konuştuğunu biliyorum ama devlet çalışanları bile resmen  rüşveti alıyorlar. 
Sakin vermeyiniz. Bu kadarı terbiyesizlige giriyor.Devletin tuvaletleri çok pis.Su yok.Tüm musluklar kırık. Etrafı kirletmekten korkuyorum. Aslında bilerek kirletmek gerekiyordu.
Buradan "Sher Khan Bandar" sınır köyüne giden taksilerin olduğu  taksi terminaline geldim. u anda taksinin içinde diğer yolcuların gelmesini bekliyorum. Soför benden fazla almayı planlıyor ama tek kişilik ücretten fazla veremem.

SHER KHAN KÖYÜ

Bu akşam bu sınır köyünde kalıp biraz dinlenip, temizlenip yarın Tacikistan'a geçeceğim.
Not: Aslında Faizabad'da dağ yolunda bir sınır daha var. Ama net bilgi alamadığımdan tekrar Kunduz'a dönüp bu resmi sınır kapısından gireceğim.

kunduz'da sınır köyüne gitmek için terminale gittiğimde  durumum iyice kötüleşti.
Takside ki Türkmen Türkçe biliyordu.Durumumu görünce  sınıra yakın  KaraTürkmen    köyünde ki   evine davet etti.İki dakika sonra Taliban korkusundan Vaz geçti. Benim bu arada konuşacak gücüm yok. İki dakika sonra abiside devlet adamıymış.Madem herşeyi tamam"Al getir" demiş.Artik evlerine gittiğimde durumum iyice sıkıntıya girince doktor çağırdık.Sabah  ,akşam Serum bağlıyarak  ve ilaç vererek biraz kendime geldim .Sabah taksi ile sınıra geldim. Sorunsuz(Kesin bir sıkıntı yaratacaklarni bekliyordum) geçtim.Tacikistan sınırına geldigimde pasaportumu tarattiklarinda vizeye ihtiyacım olduğunu söylediler."Ben daha onceden de Tacikistanageldim" dediysemde " Bir ay önce vize uygulamadi başladı" dediler. Gerçekten artık normal Türk vatandaşlarina vize uyguluyorlar.Bana gösterdiler ama  Rusça dan anlamiyorum. Ben de pes etmek yok. Bu  arada telefonunda interneti olan gençten Bizim dış işleri Bakanlığı'nın sayfasindan vizeye yeşil pasaportlularin ihtiyaci olmadığını gösterdim de geçirdiler.
Hemen çıkışta taksiler üç saatlik Duşanbe'ye  başına iseniz 80 Dolar, 4 kişi payladirsaniz 20 dolara=200 Somoni=600 TL.
Ben 100 Somoni=300 TL ödedim. götürüyorlar. 

Sınıra sadece araç ile  15 dakika uzaklıkta ki Ceyhun köyüne giderseniz orada çok araç vardı.Sanirim duşanbe'ye daha uygun araç bulabilirsiniz.
Tacikistan'a girer girmez yaşam birden değisti. Medeniyeti özlemişim.




AFGANİSTAN İLE KOMŞULARI ARASINDA Kİ SINIR KAPILARI

Afganistan'ın Taliban yönetimini birçok ülke kabul etmediğinden kara yolu sınır kapıları kapalı. Sorunuz. zamanla sınır kapılarının durumu değişebiliyor.


1-KUZEY:

Kuzey-Kunduz---Sherkhan  Border(62 km,Affanistan)---Tacikistan-Duşanbe(181 km, 3 saat)-
-İmam sahib
-Candara

Kuzey- 🡪BALKH-Mezarı şerif----🡪 Türkmenistan (Merv’e) geçiliyor.(kapalıydı.)

Kuzey-Hiratan Bandar -Özbekistan (Kapalıydı.)

NOT:Mezar-ı- Şerif'ten Cumhuriyet dönemi Türkmenistan ve Özbekistan'a geçiliyormuş. Ama  bu ülkeler, Taliban yönetimini kabul etmediklerinden artık  geçişler kapanmış.

Kunduz-Şirhan Bandar sınır rx

2-DOĞU:

Doğu-TAKHAR -Tolagan,BADAKHSAN-Feyzabad--🡪Tacikistan a geçiliyor.(Pamir geçidi,Permit alınıyor. Ama kapalıydı.)

DOĞU--🡪 HELMAND ,QUANDAHAR-Kandahar, NURİSTAN ,NANGARHAR-Celalabad, --🡪Pakistan-peşaver e geçiliyor.

Önemli:Afganistan-Pakistan geçişiyaparken:  Pakistan için Kabul'den Celalabad'a gidip  oradan Pakistan'a geçeceksiniz.  sınıra torkham denir. Sınırı geçerken Peşaver'e ortak bir taksiye binebilirsiniz.  Ama Pakistan'dan Tacikistan'a giremezsiniz, kara yoluyla bağlı değiller.

Not   celelabad---hayber geçidi--- Citiral


3-BATI:

BATI----🡪 İran-HERAT-


----------------------------------------


Taliban'ın Kontrol Alanları ve 'Kırsal Stratejisi ...

Afganistan'da muazzam doğal kaynaklar | Nadir Toprak ve Metal Enstitüsü

Kısaca:

Kuzeyde: Türkmenistan üMerv’den Mezar-ı şerif’e ve Tacikistan’dan Koduz’a geçebilirsiniz.

Batıda herat’ tan  İran’a geçebilirsiniz.

Doğuda ise Jelalabat’tan Pakistan –Peşaver’e ve Kandahardan ise Pakistan*Quetta’ya geçebilirsiniz.

NOT: Kabil------Peşaver(284km=6 saat,Hayber geçidinden geçerek

Celalabad(Afganistan)---Çitral-Kalaş kafirleri (Bu yol da olabilir.


PAKİSTAN-AFGANİSTAN ARASI

İki üike arasında 2640 km lik  kara sınırı üzerinde 18 tane sınır kapısı var. En yogun olanlar:

  1. Torkham  Muhmand Dara  sınır kapısı (Afganistan):   - Nangarhar sınır kapısı(Pakistan)-  Kabil’e yakın. Pakistan tarafından ise Kuzeye’İslamad’a yakın.

Gulam Han

ChamanEyaleti-Spin Boldaksınır kapısı



Kandahar Eyaleti(Pakistan)-Afganistan(Speen Boldak sınır kapısı)


Sadece  Peşaver-Afganistan arası sınır kapısı açık.Önce  sınırı geçeceğin  araç bulmalısın.Araç sahibi ile “FATA Secretariate in Peşhaver”den izin almalısın.Zor olduğundan başka yerden Afkanistan’a giriş yap.

TACAKİSTAN-AFGANİSTAN ARASI


Kunduz eyaleti Şirhan(Shır Khan) Bandar  sınır kapısı(Afganistan)-Tacikistan  Belh Eyaleti PanjiPoyon sınırkapısı: Kunduz’da da Afganistan vizesi 80 Dolara veriliyor ama Taliban’ın isteği  üzerine  yüksek ücretle bir gece zorunlu otelde ücretle kalmak zorundasınız. Sınırda Türkçe bilen Türkmenler cok misafirververmiş.

Not: Güvenli ama kadınların sınırı  geçmesine izin verilmemesinin üzerind3en 6 ay geçmiş.


 sınır kapısını kadar araç ile gidip sınırı yürüyerek geçmelisin.Daha sonra tekrar araç ile yoluna devam etmelisin.

   Ay hanım(Afganistan)-                              -


AFGANİSTAN-İRAN(945 km)


1- Afganistan eyaleti , Herat   İslam Kale (İslam Qala)sınır kapısı sınır kapısı -İran   Horasani Rezevi eyaleti Maşhat  Dogharoun kapısı   her zaman açık. Güvenilir ve kolay.Sınırlar arası Toyota Coralla  ile direkt geçiş yapabiliyorsunuz.Veya küçük dolmuş bulabilirsin.

(Ebu Nasr Ferahi*Mahirud sınır kapısına(Afganistan)

Zerenc  sınır kapısına(Afganistan)

Belucistan eyaleti zabol 

Güney Horosan eyaletinde Yezdan ve Sisten?

İrandan Nemroz eyaletine  olan kapının ismi  bunların birisi.

Nemroz eyaletinden  de İran’a  kapı?

? Torghundi kapısı hangisi ise  her zaman açık. Türkmen sınırı da  buradan.

Bunların dışında halkın bavul ticareti yaptığı resmi olmayan sınır kapıları da vardır.


AFGANİSTAN ÖZBEKİSTAN SINIR KAPILARI(89 mil) En kısa sınır.


Not: Türkmenistan sınırından Tacikistan sınırına kadar Amu derya nehir boyunca uzanır.

Hayratan sınır kapısı(Afganistan):Eskiden turistler geçemiyormuş.Vizen varsa kesin geçebiliyorsunuz.

AFGANİSTAN TÜRKMENİSTAN İSTAN SINIR KAPILARI

Turgundi (Kara Tepe) sınır kapısı(Afganistan)

Akine sınır kapısı(Afganistan)

Not: Türkmenistan ve Özbekistan sınırları kapalıymış. Hangisi doğru?



AFGANİSTAN ÇİN  SINIR KAPILARI(76 km)

Turistlere açık olan resmi  sınır kapısı yok.

Not: Khunjerab sınırı,Pakistan’ın Gelgit-Baltistan bölgesi ile Çin’in Sincan Uygur özerk bölgesini Birbirine bağlıyor.

TÜRKİYE-İRAN SINIRI

1-Van Kapıköy sınır kapısı(Tren

2-Hakkari Esendere  sınır kapısı

3-Ağrı gürbulak sınır kapısı

4-Iğdır Boru alan sınır kapısı


PAMİR DAĞLARI(Zalım Halıt Dağları)

 Orta Asyada Tacikistan-  Çin Sincan Uygur Özerk bölgesi sınırında bulnan ,lalenin anavatanı olan  ve himalaya dağlarının kuzey silsilesiniteşkil eden sıra dağlardır.

Pamir dağlarından gelen Seyhun ve Ceyhunnehirlerinin sularının birikmesi ile bugün kurumakta olan Aral Gölünü oluştururlar.

Burası Afganistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgıziztan da bulunan ve Pamir dağlarından geçen bir yol.

Bu yol,Tacikistan(Duşanbe) ile Kırgızistan ‘da bulunan  ve Pamir Dağlarından geçen bir yol.

 Bu yolda birden fazla rota var. En genel kullanılan yol  M41 yolu.bu yolu genelde kamyonlar, tırlar, taksiler kullanıyorlar.

İki ülke arasında geçiş yapmak isteyenlar bu yolu kullanıyorlar.


Temmuzda bile akşamları soğuk oluyor.

Pamirlerin elmaları ünlü. Yol boyu Tacikistan Pamirleri)İsmailliler yaşıyorlar.



HAYBER GEÇİDİ(Pakistan’da bir dağ geçidi)

 Pakistan’ın Hayber Pahtunhua eyaletinde ,Afganistan sınırında ki bir dağ geçididir.





 

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder