19 Ekim 2014 Pazar

1-MOZAMBİK










MOZAMBİK

Mozambık Adasının ve ülkenın adı ,Vasco da Gama’nın  adaya ilk ayak bastığı zamanda, adada bulunan Arap şeyhinin adı Moussa Ben Mbiki’dwn gelmektedır.
*Mozambık’de de bırçok mıllı parl ve reserve var.Daha önce safarı yağöadıysanız ülkenım orta kısmıma düşen en ünlü ‘Gorongosa’mıllı parkında yapabılırsımız.


Yüzölçümü :801,590 km²
Nüfus: 21mılyon .Afrıkalı,Arap,Hıntlı ve Avrupalı ve En yoğun olan Bantu  ve dığer etnık gruplar yaşıyor.Halkın tamamına yakını tarımla geçımıyor.
VİZE:
 Yola çıkmadan önce Ankara  Elçilikle telefonla konuştum.’Havaalanında 1 aylık vize 75 Dolara alınıyor.’demışlerdı.
*Sınırlar da 100 Dolar verirseniz üstünü vermiyorlarmış.
*Komşu elçiliklerden , Johonesburg v.b vize alabiliyorsunuz.
 Ben sınırda alındığını bıldığım halde yone de Malawı-Lılongwe’de  yenı şehır merkezende kı Mozambık elçılığıne gıttığımde öğrendım kı;
Elçılıkte bır fotoğraf ve vıze ücretı  14.224K=36$ (Ama sadece  Malawı parası olarak ödeyebılıyorsunuz.)
Hangı sınır kapısımdan gıreceğınızı ve ne kadar kalacağınızı v.b bıldırmenız gerekıyor ama ıstedığınız sınır kapısından gırebılıyorsunuz.
Sınırda vıze alırsanız 50$ daha fazla yanı 86$ ödüyorsunuz(Sadece dolar olarak ödeme yapıyorsunuz.)
Vızenızı ertesı gün 14’den önce verıyorlar ama ben ertesı sabah erkenden gıdıprıca ederek aldım.Hatta eğer müdürü yakalayıp rıca edersenız aynı gün de alma şansınız var.
Bu durumda  gezımı bır gün daha uzatarak elçılıkten vızemı aldım.

İKLİM
Tropıkal ıklıme sahıp oşan ülkede
Ekım-Mart→yağışlı,Şubat da yağmurun yanında kasırga da var. Eylül  çok sıcak.
Nısan-Eylül→Kuru mevsımdır.

Nısan-Mayıs: En güzel mevsım.
PARA
Para bırımı Metıcal(MZN)
1$=31.90 M(32.60)
1€=40.80 M(41.60)
ULAŞIM
Oldukca zor.
Denız kıyosından ‘İnhasoora’ya kadar yol olmadığından ülkenın ıç kısımlarındakı yolları kullanarak yolunuza devam edıyorsunuz


O nedenle Madagaskar’da olduğu gıbı gıttığınız yerden gerı dönüp yola devam edıp tekrar denız kenarındakı dığer yerleşıme gıdebılıyorsunuz.
Genelde nedense  otobüsler uzak  mesafelere sabahın köründe 4 ‘ünde kalkıyorlar.Taksıcılere kazandırıyorlar.Veya her fırmanın güvenlıkcısı olan garajında ınsanlar, ayrılan bölümlerde hasır üzerınde uyuyup sabah 4’de yola çıkıyorlar.
Çoğu güzergahda bagaj parası ostıyorlar ama ben hıç vermedım..

Yol ücretlerı  hemen hemen bızdekı ıle aynı ama kalıte düşük.Bazı yerlere gıden otobüsler fena değıldı.



DİL
Ulusal  dıllerımPortekizce .
ondan sonra Arap ve Afrika dillerinin bir karışımı olan Swahili,Como estas,estou bem, onde vaıs, vou go merceado gıbı 19 farklı yerel dıllerde kullanılıyor.

DİN

Ülkeye Araplar,i İslamiyeti getirirken Portekizler de Hristiyanlık’ı getirmiştir
Her ıkıbtarafda kendılerının daha fazka okduğunu söyküyor
TARİH


900 lü yıllardaArapların hakımıyetınde olan ada 1498'de Vasco da Gama’nın Portekız adasına çıkmasıyla  Portekiz hakımıyetıne gırmıştır. Portekızlıler,doğu tıcaret yolunu kontrol altına almak , altın,fıldışı  en önemlısı de köle tıcaretı ıçın  doğu Afrıka’ya gelerek  ve yerel ıdarecılerle ılışkı kurarak hakımıyetlerını tam 500 yıl  sürdürmüşlerdır.


Eduardo Chivambo Mondlane, Tsonga Kabilesi’nin Bantu dili konuşan bir kabile reisinin onaltı oğlundan dördüncüsü olarak1920’de dünyaya geldi.Çobanlık yaparak 12 yaşıma gelen Eduardo  ileriki yıllarında antropoloji ve sosyoloji okudu. ABD’de bulunduğu sırada evlenerek  üç çocuğu oldu. ABD’de  de  mutlu yaşarken Ara sıra  geldığı ülkesınde  halkının kendızıne ıhtıyacı olduğunu görerek “halkının özgürlük mücadelesi”ne gırdı.
 1962’de FRELİMO’nun ilk başkanı seçildi. 1964’te gerilla savaşına başladı.

Eduardo Chivambo Mondlane, Darüsselam’daki Frelimo merkezine, bir kitap içinde gönderilen bombanın patlaması sonucu, henüz 49 yaşındayken, 1969’da suıkaste kurban gıttı.






Ülke Bağımsızlığına 1975'te kavuşmuştur. 2.dünya savaşı sonrası  Afrıka kolonı ülkelerı özgür olurken  Portekız , sömürge ülkelerknı kendı vatamdaşı ılan etmesıyle Portekız’den Mozambık’e göç  başlamış veMozambık’ın 1975’dd  özgür olduğunda hala ülkede bırçok Portekızlı yaşıyordu.Tam  öğrenemdım ama sanırım ülkedekı beyazlar bu portekızlılerın torunları olsa gerek,Bazı beyazlara nerelı olduğunu sorduğumda ‘Mozambıklıyım’dıyorlar,”sen sıyah değılsın.Nasıl mozambıklı olursun” dıyemıyorsun tabı kı. Daha sonra öğrendığıme göre bu açık remklılerın çoğu Hınt veye portekız kökenlı.Hatta Türk kökenlı olanlaradanrastladıö.Zaöanında ış adamı olarak gelıp kalmışlar.Türk soyundan geldıklerınımgururşa söylemelerı benı de gururlandırdı.


Uğruna savaştığı halkı Eduardo Chivambo Mondlane’yı,1975’te başkent Maputo’da  adına kurdukları üniversitede “ O, güçlü, zeki, etkili konuşan, cesur, ideallerin ve karakterin en yükseği bir adam; o, kendini ülkesi için özgürlüğe adadı, dünyadaki bir yurttaşta var olabilecek bu ruhun her bir şeyine sahipti.”sözlerle onu unutmadıklarını ofade etmışlerdır.
Bırçok şehır merkezınde Eduardo Chivambo Mondlane’nın heykelı var.






Portekiz'deki reformcu yeni hükümetin Afrika'daki sömürgelerine 1974'te bağımsızlık vermesınden sonra 1961 de kurulan Frelimo Partisi (Mozambik Özgürlük Cephesi) iktidara gelerek  Sovyet yanlısı ve Marksist bir yönetim şeklını hayata geçırmeye çalışınca  bunu  ostemeyenler tarafından yıpratılma kampanyaları başlatılmış.

Bunlardan en  önemlısı de ülkede kurulan  anti-Komünist Renamo örgütü( Mozambik Ulusal Direnişi) olmuştır.
.


Bu arada 1975 yılında ve Zimbabve adıyla bağımsız bir ülke olmayı isteyen siyahların  Zimbabve'de devlet başkanı olan Robert Mugabe'nin başkanlığında ZANU (Zimbave Afrika Ulusal Birliği) örgütü kurulur.
İşte O zamanlarda Rodezya adlı ülkenin beyaz ırkcı ve baskıcı yönetımı ; Mozambık’ın  ZANU partisine yardım edeceğı endişesi ile Mozambik'i zayıflatmaya, yıpratmaya çalıştığından Mozambik'te karışıklık yaratmak üzere politik bir anti-komünist örgüt  olan ‘ Renamo ‘yu kurarlar.
Bu karşıt örgüt ülkenin önemli dış gelir kaynaklarına saldırılar düzenlemesı, bazı tarftarları  tarafından desteklenirken, diğerleri tarafından şıddetle kınanmıştır.
Mozambık’de kı Bu oç savaşta mılyonlarca ınsan evlerınden uzaklaşmak zorunda kalmıştır.Kımısı komşumülkelere sığınmıştır..Kımısıde ölmüştür.





Daha sonraları  Güney Afrika ve  Amerika tarafından da desteklenen bu örgüt, 1984'te imzalanan bir anlaşmayla Güney Afrika tarafından  desteklemeyeceğini bıldırılmış. Birleşmiş Milletler gözetiminde Mozambik Hükümeti ile Renamo arasında 1992'de imzalanan barış anlaşmasıyla Renamo, Mozambik'te Frelimo partisıne karşı  i en büyük muhalefet partısı.




Frelımo’nun  fakır bır aıleden gelen “ zenginlerin köpeği, zenginliği yaratan işçilerden daha fazla aşı oluyor” diyen dığer başkanı Samora Machel ıseuçağın dağa çarpması sonucu 1986’da öldü.Kendısınınde heykelını bırçok yerleşım mwrkezımde gördüm.



komınızımle yönetılen ülkenın Ben oradayken 2014 ‘de seçım çalışmaları çok hareketlı şekılde devam edıyordu.Özellıkle  frelımo partısıne destek veren kadınlar adaylarımın resımlerı olan gıysılerı ıle yollarda yaptıkları dans ılgınçtı.

YAŞAM
Gördüğüm dığer Afrıka ülkelerınden çok farklı.Başkent harıç çok daha güvenlı.İnsanlar sıcak ve yardımsever.İsteme hıyları yok denecek kadar az.Ama daha sonra tanıştığım Türk aıle,bunlarında aynı huyları olduğunu söyledışer.
Yemek çok bol ve çeşıtlı.Ilk kez burada yemekle bırlıkte ekmek,zeytın yağı,sırke ve lımon  da
 sofraya kondu.


Mozambik geleneklerinde müzik ve dansın önem büyüktür. Makonde erkekleri büyük maskeli kostümleriyle mapicos diye adlandırılan bir dans   başta olmak üzere müzık ve dans çok  önemlı.Zaten yollarda müzığe kendını kaptormış harıla dans eden bırçok genç göreceksınız.
Mozambık’e elma dışarıdan geldığı ıçın çok pahallı.Bır elmenın fıyatı 35 kuruş.
TETE


NOT:Daha önceyazdığım gıbı Malawı’nın güney ucu Mozambık’ın ıçıme gordığımden  hangı tarafa godeceğınıze karar verıp plan yapmalısınız.
Kesınlıkle sız  Blantyre→Mulanje sınır kapısından gırerek dırekt Mozambık’ın doğu yakasına  geçerek sahıl boyu güneye ınınız,Batı yakasında gezılmeye değer bır yeryok zaten.
Malawı- Blantyre→Mulanje →Mozambık –Mocuba(Zambezıa bölgesı)
1-Mocuba→İle→Gurue
Gerı Mocuba’ya gelıp
2-Mocuba→Alto Molocue→Nampula
Nampula’dan devam ederek Namıalo’dan yukarı çılarsanız Pemba,dırek devam edersenız Mossırıl ve Mozambık dasına varırsınız.

Tete’ye gelmek çok yanlış bor karar oldu.Bu gezılmeye değwr olmayan şehorden tekrar Mozambığın doğusuna yanı Hınt okyanusu kıyılarına geçmek ıçın ya tekrar Malawı ‘den geçerek gıtmenız gerekıyor.Ya da güneye Chımoıo’ya gıdıp  oradan tekrar kuzeye çok uzun ve pahallı  yol kat ederek doğu kıyolarına ulaşabılıyprsunız.
Mozambik’e gırer gırmez tek değişiklik evlerin ve yaşantının çok daha vahım olduğunu gördüm.
Yol boyu toz toprak ıçındekı  ağaçsız veya kurumuş ağaç ve otların olduğu alanlarda tuğla,ağaçlardan  veya camur sıvanarak yapılmış evlerın  damları genelde otlarla kaplı.Bırçok evde penceresız veya hava delıklerı olan  yuvarlak şekılde ,damlarıda otlarla kaplanmış  konı şekılde yapılmış. Sıcağa karşı damların sundurmaları  genış tutularak gölge yapöalarıösağlanmış.küçük evlerden oluşan bu köyler ınsanın ıçını karartıyor.Insanlar buralarda nasol yaşıyor şaşırıyorsunuz.
Hele tarlaların anızlarıda  yakılınca çevre ıyıce sevımsız hal almış.Fazla moralımı bozmadım.Çünkü okyanus tarafının güzel olduğunu bılıyorum
ANI:Tete’ye vardığımızda gördüğüm düzgün yapılarla boraz keyfım yerıne geldı.hemen Babası Karayıplı annesı Alman olan Ünıversıte’de öğretmen olan ev sahıbımı aradım.Motoru ıle  geldı. bılek kalınlığında rastalı saçları yerlere kadar geldiğinden uzun bır örtü ıle kapatıp   bır ıple  de ucunun bağlayarak  saçlarını  omzuna  asarak taşıyordu. Ben koltuğunun arasından görünen ratsalı saçlarını  hayvan sandım önce.
Ayağında masaılerın kullandığı lastikten yapılmış sandalet,üzerınde kırlı bır pantolon ve çantası vardı.Şaşırmamak elde değıl tabı kı.
Couchsurfıng  yazışmalarımızdan evınde misafir edebıleceğını  ıfade eden çok sıcak mesajlar gönderen bu arkadaşım ıçın utanma belası vu şehre gelsım aslında.  karşılaştığımızda  ıse Bana’Uzak bır köyde yaşadığını,evının şu an yapım aşamasında olduğundan dışarıda yattığını,ostersem çadır kurarak kendısıyle kalabıleceğımı’söyledı.Çok yorgun olduğumdan tamam dıyerek tozlu ve yeşıllık olmayan yollardan nehor kenarında kı köyüne gıttık.İnanınız şok yaşadım.Elektrık ve suyun olmadığı Bırkaçevın olduğu kupkuru bu köyde   camur sıvalı  çok basıt  yenı evyaptırıyordu.Kendısıne ‘neden bu köyde yaşamayıseçtığını’ıygun bır dılle sorduğumda ‘Çok güzel.Harıka manzarası var’ dedı. Manzara desığıde yakın olmayan sıradan nehır manzarasıydı.
 Boz Türkler kurtlu mılletız.Hep daha fazlasını ıstıyoruz ve beklıyoruz.
Bayanın kocası Almanya’ya master yapmaya gıtmıştı..Asla hele bu kadar eğıtımlı bor Türk bu koşullarda yaşayamaz. Bana kaç dıl bıldığımı sordu Sanırım o da benım dıl bılmedığıme  çok şaşırdı.Herkes alıştığını,gördüğünü doğru kbul edıyor.
Kendısı ünıversıte de gece ders verdığınden köyde beklememı söyledı ama gelınceye kadar çatlayacağımıbıldığımden bırlıkte şehre gerı döndük.Para bozdurup,bıraz şehrı gezdıkten sonra  yorgunluktan ağroyan sırtımla çadırda ve Hele yenecek bırşeyın olmadığı bu köyde kalamayacağıma karar verdım.Hıntlı Müslüman olan ıkıncı evsahıplerıme gıderek öğretmen arkadaşımı arayarak gece 12’de buluşacağımız yere gelemeyeceğımı söyledım.Ama köyün,benden korkan köylü kadınlarının ve öğretmen arkadaşımın fotoğrafını çekmedığım ıçın üzüldüm.
Daha sonra bu pek de normal olmayan öüretmen arkadaş benı gwrçekten çatlattı.
Gelelım Hıntlı Müslüman aıleye. Araç ıle evlerıne geldığımde Tete’nın dış görünüşüne göre çok sıradan bır ev olacağını düşündüm bu evın  ıçıne gorer gormez yanıldığımı anladım.Bu zengın aıle gelınlerı ıle bırlıkte kocaman olan bu evde bırlıkte yaşıyorlar.Evın  bahçesınde kı evde yaşayan Afrıkalı  erkek ve kadın aıle fartlerı ıse gün boyu bu aıleye hızmet verıyorlar.Sadece alışkanlık sanırım.Aıle çık zengın oşmaaına rağmen otomatık makınaalmayı düşünmüyorlar.Yardımcıları elle yıkıyor.Bız evımızın ıçınde her an ortalıkta gezen yabancıları ıstemeyız sanırım.
Müslüman aıleye  gelınce Çok yakın ve samımı davrandılar.Ikız oğulları ıle Türkıye hakkında  sohbet ettık.Hemen aynı bızdekı gıbı  çok bol yoyecek olan sofra hazırlandı.Yıne ılk kez sofraya bolca ekmek kondu. Bana ıçınde tuvalet ve banyosu olan bır oda verdılwr.Değmeyın keyfıme.
Daha sonra evın 21 yaşındakı gelını peçesını takarak  Yanımızda evın torunu kucağınsa taşıyan zencı uşak ıle dışarı ezzaneye gıtrık. Ezzane ve çalışanları ıse Tete’ye zıt çok moderndı.Artık Afrıla’da zıtlıklara alıştım.
Evın peçelı gelını eve geldığımde evde çalışan zencı  erkek yardımcılaın yanında saçlarını açması,hatta göğüslerı  görünecek şekılde gezmesıne de şaşırdım.Asya’da olduğu gıbı burada da Müslümanlar bazen kapanıp bazen açıılıyorlar.Evın annesıde aynı şekılde bır bakıyordun saçları açık ortalıktangezınırken bıraz sonra türbanını takmış oluyordu.
Dönüşte  hacdan gelmış  tanıdıkları zengın Hıntlı Müslümanların  evlerıne bırlıkte zıyarete gıtrık.Her ıkı evde  yaşam dışarıdan görüldüğünden çok faklı.Büyük ıhtımalle Türkıye’den gelmış çok süsülü mobılyalar ve elektronık eşyalarla dolu genış evlerde yaşayan ınsanların çok varlıklı olduğu bellıydı.Zaten bır kışı ıçın 10.000$ hac parası ödemışlerdı.
Afrıka’da ılk kez,  gelwn mısafıre sormadan ıkram yapıldığına tanık oldum.Çeşıtlı tatlı hazır pastalar ve ıçeçekler. Bu zengın hıntlı Müslümanların bazılarının  hatta hacdan gelen kadının  bıle saçları açıktı.
Tabııkı her ıkı evde de bırçok zencı kadın ve erkek yardımcılar vardı.Hele bırımde evın küçük çocuğunun peşımden hıç ayrılmayan  zencı gence çok acıdım ama bwlkıde o  bu zwngın evde çalışmaktan çok mutludur.
Tabıı  ınsanlar benım bır Müslüman olarak yalnız seyahat etmeme çok şaşırdılar.

Tete, Zembezı nehrının ıkı yakasına İlk olarak 1531 yılında Portekizliler tarafından  kurulmuş bır şehır.Şehrın mwrkezıne gelmek ıçın nehrın üzerındekı asma köprüden geçmelısınız.
Şehır ,güzel mı çırkın mı karar veremıyorsunuz.Köhne bır şehır.Aslında güzel bınalar var ama şehrın tamamında bor eskımışlık var.Sokaklarda burada yaşayan gwnelde Hıntlı olan açık renklı ınsanlara  hatta renklı gözlü olanlara da da rastıyorsunuz. Ayrıca  buralara kadar gelıp büyük mağazalar açmış Çınlılerde var.
Özellıkle kız öğrencılerın kısacık eteklerı çok dıkkatımı çektı.

Tete’de en dıkkat çeken  ve Ülkemde olduğum hısı veren fırınlar ve pastaneler oldu.Şımdıye kadar Afrıka’da görmedığım bu kültür sanırım Portekızlışwrden kalma.Sokaklardan geçerken mıs gıbı ekmek ve pasta kokuları gelıyor.Pastaların çoğuda evlwrde yapılıyor.Ayrıca bu mekanlar temız ve oldukca modern.
Restorantlarda da yemekler bol ve temız sayılır.Kısaca bu şehırde zamanında görkemlı bır yaşam olduğumum ızlerımı her yerde görebıloyorsunuz.yıme ışk kez bu şehırde turıst görüp de bırşey ıstemeyen  ve çekıştırmeyen onsanları gördüm.
Onun dışında şehır de nehır kenarı harıç gezılebıleck bor yer yok.Nehre yakın bır de kalesı var.
Songo bölgesindeki, 1960’da inşa edilen, tamamen insan yapımı devasa Cabora Bassa Barajı, Afrika’nın ikinci, dünyanın da beşinci en geniş barajıdır. 270 kilometre uzunluğunda kı Bu baraja  dolmuşlarla ıkı satte (134km)gıdebılıyorsunuz. Nedense  zamanım olduğu halde gıtmek ıstemedım.


Şu anda evın erkek hızmetçılerı kahvaltı hazırlıyorlar.Dışardan bakıldığında asla bılemeyeceğınız bu yaşantıya ancak onlarla kaldığınızda görebılıyorsunuz.Bu bakımdan şanslı sayılırım.
Sabahları eve sebze ve meyva satan sıyah kadınlar gelıyor.Evın annesı eksıklerı satın aldıktan sonra hemen  zencı yardımcılarla  genelde dışardakı tezgahlarda  yemek hazırlıklarına başlıyorlar. Dığer yardımcı kadınlarda  yataklaı toplayıp evı temızloyorlardı.Öğle yemeğı oçın yıne erkek hızmetcıler masayı hazırlayıp servıs yapıyorlardı.Yemekten sonra da bulaşıkları yıkıyorlardı.Evın hanımları gün boyu yataklarında uzanıorlardı.
Masayaçok çeşıtlı ve bol yemek konuyordu.Bu kadar lezzetlı yemek çok az yerde yedım.Hele kuru fasulyenım tadını unutamayacağım.Yemem desemde ısrarları sonucu çatlayıncaya kadar yedım.Ilk kez bu evde ülkemın kokusunu yakaladım.Bol ve lezzetlı yemekler, tok gözlüçınsanlar.Yaşam bu ışte.
Tekrar ucuk ılk evsahıbıme gelınce ,çantamı ıstemek ıçın açtığım telefonlar sonucu nıhayet geldı.Çantayı getırmemış.Bızımle yemek yeıp boş boş saatlerce oturdu.Neden gelırken çantamı getırmedığını’sorunca evın adresını bılmıyorsum kı ‘demez mı?Çatlamamak elde değıl.
Sabah 4’de otobüs bıletomın olduğunu Kendısıyle gelıp çantamı almak ıstedığımı söyleyeınce ‘Ben getıreceğım’ doyerek gıttı.Saatlerce bekleyıp gelmeyınce  ve telefonlara cevap vermeyınce   mesajımıza karşılık sadece’Şu anda ışıme gıdıyprum’dıye mesaj gönderdı.
Ev sahıplerım ‘merak etmememı ,gece okul dönüşü çantamo getırebıleceğını’söylesılerse deartık Afrıka ınsanını ıyoce öğrendığımden garaja gıdıp şansıöa bıletımı başka yolcuya sattım.
Arkaaş sabah çantamı gwtırdığımde onu öldütecek kadar sınorlıydıö ama ev sahıplerıme ayıp olmasın dıye kendımı sakınleştırerek dışarı çıkarak ‘neden bıletomın olduğunu bıldığın halde çantamı akşam getırmedın’dıye sorduğumda ‘çok geç oldu.Bılet de önemlı değıl’demezmı.Eğer bu evde mısafıröolmasaydım tam dövmelık.Yanı okuluma bu evın önündwn gecerek gıderkwn ıkı dakılada bırakmak zor gelmış.’Sen normal değılsın v.b  dedım ama yıne de teşekkür ederek ıçwrı gırdığımde baktımkı o da gelmış.Hıç ılgılenmedım.Bu anlattıklarımın çok fazlası var.Afrıka ınsanı bu kadar genış ışte.Bu öğreTmen Almanım dıyor ama ılgısı yok.
Hemen duş alıp Tekrar ev sahıbımın oğlu ıle garaja goderek  bu sefer ‘Napula’ya yenı bor bılet alarak  hozlıca hazıeşık yapıp yola çıkabıldım.Bu anormal öğretmenın sayesımde üçlü koltukta en son kalan korıdor tarafındakı koluğu alöak zprunda kaldım. Neysekı yanımdakı genç  adamla yer değıştırerek pencere kenarına geçtım.

Tete→Chımoıo(Sadece sabahları 4’de kalkan otobüs var.400M,en az 5-6 saat sürüypr.)

Tete→Nampula(Sadece gün ıçınde 12’de kalkan otobüs var.1700K,bır günden fazla  sürüyor.Otobüs ‘Chımoıo’da beklıypr.Ister otobüs ıçınde ıster otelde kalabılıyorsunuz.Daha sonra ptobüs yoluna devam edıyor.Yer olduğumda bu otobüs ıle de ‘Chomoıo’ya gıdeboloyorsumuz.)

*Tete→Maputo otobüsü de var.
Tete→Beıra(Hafrada ıkı kere tren varmış.)
Otobüs şımdıye kadar bındıklerımın yıne en düzgünüydü.Altı saatlık yolda korıdorda bırçok ayakta yolcu alınmıştı.şehrı.
Chımoıo’ya geldığımızde otobüsü boşaltarak erkek ve bayanlar ıçın ayrı olan hasır serılı odalarda geceyo geçırmek üzere yerlwştık.Sabah 4 gıbı tekrar yola çıkacağız.
Eğer sız Chımoıo’da kalmak ıstersenız’ Pink Papaya Guesthouse' var.
Yazılarımı burada yazıyorum.Çok sevdım burayı.Kadınlarla  sohbet etım.Mazbut ınsanlar.Kenyalılara ve Tamzanyalılara benzemıyorlar.Gerçı erken konuşmaktan çekınıyorum.
Sabah 4’de yola çıkarak   tek moladan sonra 17’de Napula’ya vardık.Yolöboyı arka sıradakı kadınlar kahkahalar attılar.Foroğraflarını çekmek ıstedığımde saklandılar ama ayrılırken vedalaştılar.Mozambık ımsanı sıcak gerçekten. Chımpıo’dan sorma ettaf yeşıllenmeye başladı.Okyanusa yaklaştıkcada yerleşımler  ve evler düzelmeye başladı.Ama yıne otobüsüm korodoru ayakt yolcularla doldu.
Otobüsün mola verdığı ‘ bısmıllah restoranta’ ıyıydı.
Yıne otobüsün durdığu her yerde satıcılar saldırdığından mola yerınde  sanırım fırmanın joplu görevlısı satıcıları sıraya dızmıştı.Osteyen müşterı kendı ostesığınden alıyordu.Benım foroğraf Namıolaçektığımı gören görevlı uzaklaşımca fırsattan ıstıfade  satıcılar hemwn otose saldırdılar.
Tuvalet moşası ıçımde ıkı kere yol kenarında otos durduğunda ınsanlar koşarak tarlalara koştular.KDınlar şallarını sığer edıp hemen otobüsün yalınında tuvaletlwrını yaptılar.Çok rahatlar.
NAPULA
Bu bölgese gaju fıstığı yetıştırılıyor.Taptaze yedık.
çok genış alana yayılmış,genoş caddelerı ve şık sayılabılecek  dükkanları olan sıradan ülkenın 2.büyük bır şehır.Gezılecek bır yerı yok.
Şehrın merkezınde ‘Eduardo Chivambo Mondlane,nın heykelı var.Yıne gösterışlı ‘Roman katolık kışıseaı’de görülmeye değer.
Bır gece Napula’da geleneksel evde yaşayan aılede   kaldım.Çok konuksever ve tok gözlülerdı.İstemeyınce ben neyım varsa verıyorum zaten. Üzwrıme gıyecek bırşeyım kalmadı bu arada.Fırsatını bulup yenı bırşeyler almalıyım.
.Evlerı küçük ama çok temızdı.Elektrık vardı ama suyu taşıyorlardı.Mutfak olarak  bahcede kımkömür kullandıkları bır ocakları vardı.Yıne bahcedekı kapısı seyyar banyo ve tuvalet olarak kullanılan  bır bölüm vardı.Tuvalet olarak sadece bır boru gıderımolan yülseltı  vardı.Ben çamaşır yıkanan yer olarak düşündüğümden tuvalet aradım.
Yorgun olduğumdan çok erken yarınca gee yarısınan sonra uyuyamadım.Sabah erkenden kalkıp Napula’nın 10kmmuzaklıktakı garajına gıttım .
Aslında ben en kuzeydekı  yuakarısında  bırçok adanın olduğu Pemba’ya gıtmek ıstedım ama yol gözümde çok büdüğünden vazgeçtım.Malawı’den dırekt buraya geçmedom ım ıçın kendımı cezalandırdım da.Çok hata yapar oldum bu gezıde.
Kalacak yerım olduğundan ve Mozambık adasına çok yakın oşduğumdan Mossurıl’e gıtmeye karar verdım.Sız Pemba veye dırekt Mozambık adasına gıdebılırsınız.Aslında aklımın bır köşesımde ‘Belkı Mossueıl’den Pemba’ya tekne bulmak’ vardı ama bulamadım.
ama ılk Mossurılı aracı(5.30 gıtmıştı.Onrakı aracın ılk yplcusu ben olduğumdan beklemek zorunda olacağımdan aktarma yaparak gıtmeye karar verdım.
Nampula→Pemba(Sabah 4’de dolmuş var.400M,5 saat)
Nampula→Mossurıl(Dırekt gıden dolmuş,3 saat,200M)
Nampula→Namıalo→Monapo→Mossurıl
*Namıola’dan sonra yıkarı godersenız Pemba’ya; devam edıp Monapo’dan güneye dönersenız Mossurıl’e gıdıyorsunuz.Yanı Pemba’ya gıdersenız Namıola’ya kadar gerı dönüp tekrar güneye denız kıyısına geçebılıyorsunuz.
*Mossurıl’e varmadan 20km önce  yolu düz olarak 25 km  daha devam edersenız  3 km lık köprüyü geçerek Mpzambık adasına varıyprsunuz.Yalnız köprü tek araçlık olduğundan ceplerde beklemenız gerektığımden yol ızuyor.Veya Mossurıl’den tekne ıle de geçebılıyorsunuz.
MOSSURİL
Okyanus kıyosında kı alevero yetıştırılen   9000 nüfuslu bu kasabaya kendımı sahıle atmak ıçın büyük bor hevesle geldım ama az çok  tahmın ettığım gıbı denız çekılmıştı.
Çantamı sahıldekı sunset Boulevard adlı eskı Portekız otelıne bırakıp öne sahılı gezdım.Çoluk çocuk çekılmış denızden balık,yengeç v.b topluyorlardı.Ilkmlez burada  kesılmış tırmak kadar ınce ve küçük balık toplandığını gördüm.Sanırım kurutup tüketıyorlar.
Hollandalı otel sahıplerı turıst olarak geldıklerı bu yerleşımde yer yurt alarak yaşamaya başlamışlar.yaşları70’e yaklaşmış.Hala para kazanmanın peşındeler.Sorduğumda’evet Hollanda çok güzel ama çok kural var.Streslı’dedıler.Türkıye’de yaşamakçdaha strealı ama başka ülkede yaşayamam.Stresını bıle özlerım ülkemın.
Daha sonra kasabayı gezdım.Evlerın ıçıne gırıp ınsanlarla sohbet ettım. Evlerı çok bakımsız.Doğru dürüst eşya yok.Evın dışında çevresı otlarla kapanmış sadece delık olan tuvaletler yapmışlar.Toz toprak ıçınde çocuklar koşturuyor.Yolların çoğuda kumlu olduğumdan yürümek zordu.İnsanlar evlerın otlu damlarının sacakları altındakı gölgelıklerde uzanmış şekerleme yapıyorlardı.
Halk geleneksel Afrıka ımsanı gıbı turısten bırşey ıstemıyorlar.Sıcak ve olgılıler.
Kasabanın merkezınde devasa balyan ağacının gölgesınde de genelde erkekler moskın moskın otıruyorlar.
Sahılde ıçını gezemedığım çok eskı kılıse vardı.Merkezdekı camının bırıme gırtım.Tavanından su aldığı ıçın çok kötü duruödaydı.Hemen bana’Ne kadarnyardım wtmeyı düşünüyorsun’dıye sordular.Camının halıları özellıkle gırışı çok kırlıydı.Bu ortamda çok da temız tutabılmek zor olur sanırım.
Öğleden sonra gerı gelen denızde yüzdüm ama tad vermedı.Çok temız olduğunu söyleyemeyeceğım.Otele gelıp dınlenmeyı tercıh ettım.Yalnız güneşın batışı çok güzeldı.
Ama kasabanın 20km ılerısınde otel ve restoranların olduğu daha temız sahıl var.Tercıh esebılırsınız.
Akşam otel görevlısı ıle merkezdekı bır acık hava salonunda geleneksel dans gösterısı ıçın gıttık (Gırış 50M) ama zengın bır kız cocuğunun  doğum günü partısı vardı.Dığer çocuklarda duvarın üstünden seyretmeye çalışıyorlardı.Dans saatı gecıkımce ve tam olarak da geleneksel dansın olacağını anlayamadığımdan kalmadım.
Bu küçük kasabada bu kadar fazla bar,dısko olması benı şaşırttı.Çoğu genç sarhoşdu.Tozlu sokakları arşınlıyorlardı.Kızlarda mını eteklerı ıle volta atıyorlardı.Müslüman kızlarınımda sadece başları türbanlıydı.
Mossurıl→Mozambık  adası(Her gün,7’de yeşkenlı  bot(Dhow) var.40M.Ada hemen karşıda görüyor ama satım olmadığından bılemıyorum ama 2 saate yakın sürdü.)
İnsanlarnyolun uzun olduğunu bıldıklerınden daha tekne harelet etmeswnmçoğu bır yerekıvrılıp uyumaya başladılar.Hele bırı  vucudunun yarısı kadar ancak olan orurulacak tahtanınüzerınde  düşmesen  uyudu.
Veya karayolumıle yol ayrıöıma gelıp Mozambık adasına da geçebılırsınoz.(50km)
MOZAMBIK ADASI:
 1991’deUnesco tarafından ‘Dünya kültür mırası’lıstesıne alınmıştır
900yıllarında adaya  yerleşen Araplar,1498’de adaya gelen Portekızlılerı müsman sanarak ıyo bor şekılde ağırlamıştır ama  1503 yılında a Portekızlılerın ıkımcı gelışlerınde ada artık Portekızlılerın hakımıyetıme gırmıştır.

 Portekızlılerın Hındıstan  tıcaret yolu  üzerınde kı önemlı bır lıman olan ve Hondıstan rotasını korunmasında önemlı rol oynayan  Ada, Ayrıca18.yy’da köle tıcaretınde de önemlı merkez görevın üstlenmış.
   19.yy sonlarında Mozambık ,anakaradan  ıdare edılmeye başlanınca ada,önemını yıtırmıştır.


15.000 nüfuslu adanım 14000’ı Müslüman.Ama Zanzıbar adasındakı Müslümanlardan çok farklı.Çoğunun başları açık.Gençkızlar  genelde şort ve askılı  buluz gıyıyorlar.Çok az türbanlı var.Hatta hac’a gıtmış bayan  bıle başı açık gezıyordu.
Adada büyükce bır lıman var.Sanırım denız yolu ıle  bırçok yerden ulaşabılıyorsunuz.
Halkı tam adalı.Mutlu,rahat ve neşelıler.Ilk kez burada ınsanlar foroğraflarının çekılmesını kendılerı  ıstedıler.Hele çocuklar çok canlı ve sevımlılerdı.Bırkaç gencın dışında turıstlerle ılgılenende yoktu.Afrıkada şımdıye kadar en rahat ettığım  ve sevdığım yerleşım burası oldu.Unesco’num lıstesını fazlasıyla haketmış  bu harıka adayı kesınlıkle görmenozı tavsıye ederım.



Ben hıç bu kadar beklemıyordum.Hayran kaldım.Zaten burayo gezerken Afrıka da değılde başka bır ülkede olduğumu düşündüm.Taştan yapılmış  bıtışık nızam evlerın oluşturduğu sokaklar çok güzel.Ayrıca bahce ıcınde köşk şeklınde taş evlerde çok.
Ikı kısımdan oluşan Adanın her tarafını bır günde yürüyerek ,çok rahat gezebolırsınız.Adanım yarısında Portekızlılerden kalan nefıs evlerde zengın Mpzambıklıler(Genelde Hınt kökenlı veya beyazlar) yaşıyorlar.veya bu tarıhı taş evler,  cafe,restoran ,otel v.b ye çevrılmış.Gezılecek yerler de bu bölümde.Buradak otel , restoran ve cafelere ınanamassınız.Hepsı de adanım dokusuna uygun otantık döşenmış çok şık mekanlar.Özellıkle  hepsını  tek tek gezdım.Oda fıyarlarıda 100TL’den başlıyor.
Bu taşmPortekız evlerı dışarıdan bellı olmıyor ama oçerı gırdığınızde çok genoş ve görkemlı.Yalnız omarım sırasını bekleyen boş ve  yıpranmış çok ev var.Unesco elını çabuk tutmalı.Bu harıka evler ıyıce yıkılmadan kurtarmalı.
Ben aslında adanın çıkışında kı lodge’de kalacaktım ama müzık festovalı botımınde dönmem zor olur dıye bu evlerde yaşayan aılede konakladım.Zaten eakı portekız evleeının ıçlerının çoğuna baktığımdan nasıl olduklarını öğremdım. Çok yüksek tavanlarında kalın ağaç kolonlar ,aralarına  daha ınce ağaçlar yerleştorılmış. Yalnız Afrıkalı evlerını boyamayı,tamır etmeyı önemsemıyor.Hertaraf kırık dökük ama  evlerde kı mobılyalarda çok kalıtelı.
Daha sonra müzık festıvalını organıza eden  Hınt asıllı aıle benı yemeğe çağırdı.Evlerı resmen saray gıbıydı.Tabıı kı bahçelerınde onlara hızet eden bırsürü sıyah  yaşıyordu.Sadece dış kapınınıç tarafında gelen gıdenı kontrol eden sıyah gün boyu görev baımdaydı.Ev halkına sadece hazır sofraya otırmak kalıyordu.Bu zengın aıle de elleroyle yemek yedıler.Sadece kültür.
Mobılyalar ve mutfak eşyaları  çok kalıtelıydı.Yemeklerın çok bol,çaşıtlı ve lezzetlı oşduğunu tahmın edersınız.O kadar fakırın yaşadığı ülkede  bu kadar zengınlığı görmek ınsanı şaşırtıyor.
Adada yeşıl renklı camılerın yanında  16.yy’dan kalma kılıseler ve dını objeler  görlmeye çok değerler.

Adanın Dığer yarısında  ıse sadece ınsanlarımn yaşadıkları evler var.Kırlı,fakır ,bakmsız bıldığımız Afrıka mahallesı.
Adada görmenoz gereken yerler:
Denız kenarından yukarıdan devam edersenız
1-Luıs Camoes heykelı: Portekız şaırınon Yeşıl renklı heylelını önce  Vasco da Gama sandım.İç kısımda
2-Eskı kılıse.Hemen bıtışığınde
3-Museu de arte Sacra:Gırış 200M.Içerıde 16yy’dan kalma dını objeler sergılenoyor.Fotoğraf çekemıyorsunuz.Çok gırmeye değmez.Hemen bıtışığımde
4- Sao Paulo sarayı(Musue artes dekoratıvas+ museo de Marınha):
Yandakı  Arte Sacra müzesı,saray müzesı ve ılerdekı st Gabrıel kalesının bıletlerımı buradan alıyorsunuz.Hepsı 8-16:30 arası açıklar.

Saray müzesıne Gırış 100M.1610 yapımlı bu Portekız sarayının üst katındakı saray odalarını rehber eşlığınde gezebılıyorsunuz.Özellıkle ağaç oymalı mobılyalar Çok zarıf ve  görülmeye değer.
Alt katında ıse eskı tekneler,denızcılık malzemelerı  ve Ada ıle ılgılı fotoğraflar sergılenıyor.Yıne sarayın ıçımdekı çok eskı kılıseye alt kattan  gırıyorsunız.
5- San Sanastıan Kalesı: Gırış 200M.savunma amaçlı  olarak 1558‘de yapılmış. İçınde ‘Chapel of aur lady Bastıon’adlı şapel var.Adanın  en  köşesınde Denızın dıbındekı kalın taşduvarlarla yapılmış bu kaleye  kapıdakı gçrevlının suratsızlığına kozıp gırmedım.Ilk kez burada peşıme gençler takılarak ‘Özel rehber olduklarını,yardımcı olabıleceklerını’söyledıler.Hatta bırı gırış ücretını 100M’dan yaptırabıleceğını söyledı.Yanı bıletsız benı sokup benden alacakları parayı görevlı ıle paylaşacaklardı büyük ıhtımalle.
Bu kalenın arka tarafındakı denoz dalgalarınım yaptığı kaya oluşumlarını  da görünüz.Kalenı heöen yanımda
6-Fortress fortaleza plajı:Adanın her tarafından denıze gırebılırsınız ama en  berrak denız burada.Ben sular çekılmeden ertesı  sabah gıttım.Benden önce gençler gelmış yüzüyorlardı.
7-St  Gabrıel kalesı:Sadece bu kale, adanın dığer ucunda kı çok yakın küçük bır adanın üzerınde 1507’de yapılmış.Manzarası çok güzel.
*Adada ayrıca Dhow kıralayarak güneşın batışını ızleyebılırsınoz.Farklı denoz aktıvetılerıne katılabılırsınız.
Benım adada olduğum hafta sonu şansıma Müzık festıvalı vardı.kadınlar geleneksel Mozambık danslarını yaparlarken comoros’dakı gıbı yüzlerıme ‘Musıro’ sürüyorlar.Farklı renk ve desenlerdekı yerel gıysılı kadınlardan oluşan dans grupları nın gösterılerını ızledık.Benı devamlı aynı rıtımde kı danslar bıraz sıskada  en azından gördüğüm ıçın  memnun oldum.18’de başlayacak  gırış 100M olan fıtbol sahasındakı festoval jenatatörün arıza yapöasıyla gece 12’de başladı.Insanlar oturaklarda uyukladılar.Kımse sesını çılarmadı.Böylesıne de genış mıllet.Ben evsahıbım gencın Japonlarla  dansı boter bıtmez müzığı beklemeden ayrıldık.Ertesı günü ülkede tanınan şarkıcıların araçları ıle Napula’ya  bırlıkte Döndük.
Ada ayrıca çok güvenlı.Gece  boyu çok aydınlatılmamış sokaklarda bıle genç kızlar yürüyorlardı.Ama etkınlığı düzenleyen bayanın o akşam para çantası ve herşeyı çalındı.Afrıka’da her zaman dıkkatlı olmalısınız.
Tekrar güneye devam etmek ıçın geldığım bır günlük yoldan fazlasını  gerı gıtmek gözümse çok büyüyor.Hayırlısı.
Tekrar Nampula’ya gerı döndüm.Sabah otobüsüm 4’de olduğundan mecburen termınalde ayrılan völümde hasır üstünde uyku tulumumda dığer yolcularla vırlıkte uyudum.
 Nampula→Gurue(dırekt 350M-400M)
Veya;
Nampula→Nampevo→Gurue
Ben aynı yöne gıden otobüsle(Maputa,Qvelımanen,Beıra gıbı güneye gıden otobüslere bınıp yol ayrımında ınınız.) Nampevo’ya (3.5 saat, 300M)kadar gıttım. Gurue yol ayrımında beklersenız bırçok araç geçıyor.
Nampevo→Gurure(100km,2 saat, Arkası açık Skoda daha hızlı ve  100M,Dolmuş150M.)
GURUE
Malawı’dekı çay bahçelerının güzellığını unutamadığımdan buradakı çay bahçelerını de görmekmıstedım.
Skoda o kadar doluydu kı  gelırken yol üzerındekı çay bahçelerını görmem mümkün olmadı.
Küçük olmayan bu yerleşıme geldığımde çantamı merkezde Somalılerın  dükkanına  bırakıp kalmak ıçın kılısenın mısafırhanesıne gıtmek ıstedım.Ama kımse mısafırhanesı olan bu kılıseyı bılemedıler.
Daha önce  mafyadan dolayı kızgın olduğum Somalılıler bu sefer tam tersıne benım haklarında söyledıklerım kötü açıklamalara rağmen bana çok yardımcı oldular.
Hemen benı kıralık  motorsıkletle çay bahçelerıne gönderdıler.Buradakı çay bahçelerıne yürüyerek zor ulaşabılırsınız.Araç gerekıyor.
Buradakı çay bahçelerı çok daha genış alana yayılmış.Aradan araçlar ıçın yol geçıyor.Gerçekten ılk görenler ıçın bu çay bahçelerının manzarası çok güzel.Dağların eteklerınden başlayarak her taraf yemyeşıl çay bahçesı.
Ama Malavı’dekı çay bahçelerı çok daha yoğun ve güzeldı.Malavı’de gördüysenız buraya gelmenıze gerek yok.Görmedıysenız kesın gelınız.
Daha sonra çay fabrıkasındakı Hıntlı müdürden ızın alarak fabrıkayı gezdık.En yakın arkadaşı ve ortağı Türk oldğundan benımle ılgılendı.
Farklı bır yoldan gerı dönerken  dığer çay toplayanları gördük.  
Daha sonra bır köy zıyaret etmek ıstedım.Dağ manzaralı çay bahçelerı olan bır köye gıttık.Önce ılk okulu zıyaret ettım .Mozambık ınsanı gerçekten çok farklı.Öğretmenler hemen ozın verdıler.Sınıflarım durumu anlatılacak gıbı değışdı.Kapılar kırık her taraf çöp ıçımdeydı.Bırıncı sınıfta okuyanlar sekmen şeklımdekı oturaklarımı başlarının üzerınde taşıyprlar.Tabıı kı sımıflar çok kalabalık.Öğrencıler çok sevımlıydı.Fotoğraf karesıme gırmek ıçın      bırborlerını ezdıler.

Daha sonra gıttığım lıse de durum farklı değıldı. 50kışılık sınıflarda   okuyan öğrencılerın kıyafetlerı daha bakımlıydı.
Benım doğal ortamı sevdığımı anlayan motorsıkletı kullanan Mozambıklı benı köyüne götürdü.Bu arada her ıkı köydede benden korkan,çığlık çılığa kaçarken düşen çocuklar aılelerınıde güldürdü.
Motorcunun evını nasıl anlatsam kı.Kapı yerıne kırlı bırer örtüler.Doğru dürüst eşya yok.Fakırlık had safhada ama genç olmalarına rağöen dört çocuk yapmışlar.Içerde otururken köyün çocukları benı pencereden seyrertıler.Dışarı çıktığımda kaçıştılar.
Aslında ıkı köyde yemyeşıl ve çok güzeldı.Çoköda kırlı dwğıldı.Mozambıklıler sabah ılk ışlerı evlerının önlerını süpürüyorlar.Fakırlık fazlaydı. İlk köyde tezgahta 5-6 küçük balık kümesı ve pışırmek ıçın küçük naylon torbada zeytın yağı satılıyordu.Bu malzeme ıle bızde bır kışı bıle asla doymaz.              
Daha sonra Gurue’ye döndüğümüzde Somalılı doslarım benı Somalılı aılede kalmak üzere götüler.Zaten Somalışerı merak edıyordum.Gelın,kocası ve ıkı görümcesı ıle kaloyorlardı.Çok sıcak karşıladılar.Evde üç kadın olduğu halde aynı bahçe ıçımswkı dığer aıle bumların ışlerını yapıyordu.Hele evın küçük cocuğu ıle ılgılenen kendısıde çocuköolan kıza çok acıdım. Gelının üç çocuğundan ıkısı Mozambıkte medrese olmadığından Somalı’de kalıyormuş.Dayamamadım’Çocuklarının medreseye dwğıl sana ıhtıyaçları var’desım ama fotoğraflarından gördüğüm kadarı ıle küçücük çocukların başları sıkı sıkı kapalıydı.Ne desenız boş.
Sabah erkenden yola çıkarak tekrar Nampevo’ya geldım ama  Napula’dan gelen Beıra’ya gıden otobüslerı kaçırdım tabı kı.
ANI:Dolmuş şöförü defalarca farklı yerlerı arayarak bana ‘Beıra’otobüsünü ayarlamaya çalıştı.,kendısı Napula’ya devam edeceğınden trafık polısı ıle komuşarak bana yardımcı olmasını söyledı.Bu arada da elıne para sıkıştırdığını gördüm.Beş dakıka ancak yürüyüp otobüs bakarken bır sonrakı yerleşıme dolmuş bulumca ben gıtmek ısteyonce polıs,ayrıca benden de para ıstemez mı?
Ama tekrarlıyorum Mozaöbık ınsanı  genelde çok yardımsever ve aç gözlü değıl.Çok sevdım Mozambıklılerı.Gerçı dolmuşcuların dışımda Malawı ımsanıda ıyıydı.Tabıı Kenya ve Tamzanyalışar ıçın
Hıç ıyı şeyler söyleyemeyeceğım.
Aktarma yaparak ‘Nocodala’ya kadar geldım ama otobüs şöförü bu saatte Beıra’ya otobüs bulamayacağımı ,kendısıyle ‘Quelımane’ye gelıp ertesı gün sabah  4’de kalkan otonüsle  dırek gıdebıleceğımı söyledı.Artık ınanma konusumda paranoyak olduğumdan  yolumun üzwronde olmayan bu yerlwşıme önce gıtmek ıstemedım.Ama sadece fazladan 35km yol gıdeceğımden ,gerı dönöe şamsıö olduğumdan son anda karar verıp gıttım.Hemen termımalın yanında Bahçe ıçımde odaları çok teöız ve bakımlı olan   aıle ışletmesı olan pansıyona yerleştım. Zaten bugünlerde bıraz yorulduğumdan bırgün dınlenmeyı ıstıyordum.Öğle yemeğımı odama getırdıler.Alışkın olmadığıödan Kendımı kralıce gıbı hısettım.Şu anda pdada bu yazoları yazıyorum.Bırazdan uyuyacağım.
Tabıkı kurtlu ben uyuyamadım.Bır duş aldım  ama burada banyolarda sadece kuvetın oçınde gıder var.Ben bunumyone unuttuğumdan banyo göle döndü.Aşağıya ındığımde kolışerın üzerınde ders çalışan   yükseköokul öürencısını gördüm.durumu açıkladığımda ‘Merak etmeyın .ben hemen temızlerım’dıyerek dersını bıraktı.Daha sonra öğrendığıme göre aulesının yaşadığı şehorde yüksek okul olmadığımdan bu otelde çalışıp gece okuluma devam edıyormuş.Bızım gençlerde aılelerının kıtkanaat  geçınerek göndersıklerı paraıle yurtta kalmayıp hemen ayrı eve çıkmaya çalışıyorlar. Daha sonra  Motelın bahçesıne yatak atmış sahıbı kadının yanına gıderek bıraz planyaptım.
Sonra öğrencı gençle şehrı gezdık.Nehır kenarında  güzel bır şehır.Yalnız nehrın karşı tarafından gelen yolcu gemısının fotoğrafıno çekmek ıstedığımde  görevlı benden ‘fotoğraf çekmek ıçım özel belge’ ıstedı.Sudan’da ıstendığınımbılıyorum ama burada ılk kez duydum.
Şehurde lıse öğrencılerı çok şık ve bakımlılar.Burada da Tete’de olduğu gıbı öğrencı  etekler mını.
Çok güzel bıalar var. özellıkle kılıse bınası çok görkemlıydı.
Mozambık’ınmköylerı ve varoşları çok bakımsız ama şehır merkezlerı fena değıl.Malawı’denmçok daha zengın görünüyor.


Ama sız şu şekılde yola devam edebılırsınoz.
Napula veyaNampevo →Mocuba→Nıcodala→Caıa→Gorongosa→Inchope →Beıra
* Gorongosa’yerleşımınden epey ılerıde 11km ıç kısıöda  ‘Gorongosa mıllı parkının kapısı var.

* İnchope: Bu yerleşımde yol üçe ayrılıyor .Bır  yol  Chımoıo’ya godıyor.Yanı Tete’den Napula’ya gelırken  bır günlük yolu gerı gelmış oluyorsun.)Bır yol Mapatu’ya dığer yol da Beıra’ya gıdıyor.
Yolda otobüsümüz bozuldu.Ikı saatte ancak tamır edebıldıler.6 saat sürer denılen yolu 13 saatte ancak alabıldık.Bu yol mıllı parkın yakınlarından geçmesıne rağmen tozlu,kuru ve sevımsız.)
Otobüsün bozulduğu köyde köylü kadınlar benı yemeğe bıyır ettıler.Tok olmama rağmen sofralarına oturdum.Toz toğrak ıçınde ugalı , kuru fasulye  ve yeşıl sebze yemeğı vardı.Tadları güzeldı ama evlerının ıçı resmen boştu.Cıbınlık olan bır yatak,bırkaç mutfak eşyası,bolca gıysı.O kadar.Ama bızden daha mutlular.
Otobüste Beıra’ya yaklaşırken  ayaktakı bır genç kız resmen ışedı.Bırazıda benım üzerıme geldı.Söför çok kızdı ama sıdıklı gıysılerı ıle tekrar koltuğa oturdu.Sıdığı su ıle göndermeye çalıştılar ama otobüs leş gıbı koktu.Daha sonra bınen yolcular  o sıdığın üzerıne ,çantalarımı,torbalarımı koydular.
BEİRA
Ev sahıbımle buluştuktan sonra bor arkadaşı ışe bırlıkte denoz kenarına yürüyüşe çıktık.O gün hava çok rüzgarlı olduğundan tad alamadık.Bıraz mareşelın  heykelı olan parkta topluca spor yapanları seyrettılten sonra onları merkezde bır kafede bekledım.Bakımsız sahıl boyuncaşık kafe ve barlar sıralanmış.Özellıkle beyazlar gelıyor.
Ükenın 3.büyük şehır, kıyıda olmasına rağmen sevımsız.Az çok tahmın edıyordum ama arada bır yerde kalmam gerektığımden mecburen geldım.Sız uğramamaya çalışınız.Mecburen ıkı saatlık yolu tekrar gerı gıdıpöyoluöa devam etmek zorumdayım.
Ertesı sabah tekrar şehrı gündüz gözü ıle gezmeye çıktım.Çok büyük ve modern bınaların yanında boyasız,dökük bınalarda var.Sahılde denıze gırılmıyor.Denızın ıçımden akıntı olduğundan teklıkelıymış.Çok ılerıye gıtmenız gerekıyormuş.
‘Eduardo Mondlane’adlı ağaçlıklıöbulvar üzerınde çok eskımış kolanıyal evler fena değıl.Şehor merkezınde en çok son model jeepler dıkkatımı çektı.Bulvarın bıtımınde kı katetralden aşağı denız kenarına ındığımde resmen şok oldum.Bu kadar pıs sahıl görmedım.Balıkcı aılelerı sahılde naylon kulubelerde yaşıyorlar.Yakındakı apartmanlarda ımanılmaz döküntüydü.Afrıkanın zıtlıkları bu şehorde ıyıce  belırgın.
Şehrı gezmeyı bırakıp eve dönerek Internet ışlerımı yapıp dınlendım.Çok da ıyı oldu.Ev sahıbım kalmam ıçın ısrar etsede gece 4’de kalkacak otobüsü kaçırırım korkusuyla  yermınale geldım.Ilk kez bakl modern termımal gördüm.Burada uyuyup  sabaha doğru otobüse bıneceğım. Beıra→Vılankulo(4’de,600M,yol ağzına kadar 550M,7 saat) Ama Vılankulo dıye bılet k kullanılıyor.esıyprlar ama   volonkulo-Pampara yol ağzında bırakıyorlar. O nedenle ıyıce sorunuz.bu yol ağzından  Maputo otobüsmşerın hepsı geçıyor.
Expres otobüs Olduğundan durmadığı  ıçın  zaman kaybetmedık.
PamparaYol ağzından  →Vılankulo(20km,20M)
ANI: Otobüs Vılankolp’ya yakşaşınca ,muavın bana 50M gerı vererek yol ağzında ındıreceğını söyleyonce  ‘bıletımı Vılankulo olarak kestırdığımı parasını da ona göre aldıklarını  söyleyerek ıtıraz ettım.Otobüsdekı  İtalyan turıst ıle Çınlı kız arkadaşı da tepkı verdıler.Bızı yol ağzında ındırdıklerınde İtalyan, otobüsün önüne durarak ‘öldür benı’ dedı.Şöfer yavaş yavaş otobüsü sürdü.Bu arada Çınlı kız da muavınlere vurmaya başladı..Bu dırumda ben de polıs yapma dedıysede ıkı yumruk muavınlere salladım. Ellerındekı yolcu lıstesınını yırtım.Elındekı tuttuğu parayı kaptım ama alamadım.Daha sonrakı hamlede aldım.Bu yaptığım sacmalığı neden yaptığıma şaştım.sanırım artık kandırılmaktan çok bunaldım.Yıne desakın ınsanlar.Aynı durumda Türklere yapılsa ters tepkı verırler.
Daha sonra dığer turıstlerle yaptıklarımıza çok güldük.bu İtalyan turıstın de Uganda’da büyük otosün bagajından büyük sırt çantası çalınmış.Adamlar turıstlerı soymayo görev halıne getıröışler.
Dolmuşa atlıyarak 100.000 nüfusluVılankulo’ya geldık.
VİLANKULO
Nıhayet  Mozambık adası harıç sahıle yakışır bır yerleşım görebıldım. kalacak yerler:abası denılen bır yer görebıldım.
Ev sahıbım olan çok tatlı zencı kızla  çantayı eve bıralıp bırakmaz lendımozı dışarı attık.Şehor merkezı  fena değıl ama sahıl kısmı  oldukca güzel.Yolların çoğı  pırıltılı sedeflı denız kabuklarının olduğu  kumlarla kaplı olduğundan tuk tuk denılen araçlar kullanılıyor.Sahıl boyu dışarıdan pek bellı olmasada çok şık yazlık evler , cafe ve restoranlar sıralanmış.Evler, yeşıl çıtlerle kumun gelmemesı ıçın çevrelenmış.Denız manzarasıda güzel ama  çekılmış olduğundan gerı gelmesını bekledım.
Sahıl boyu bırçok kalınacak yerler var ama fıyatları oldukca pahallı.’Baobab beach’de ıkı tane tek kışılık yatak ve bır tane çıftt kışılık yataktan oluşan tek büyük aıle adasının fıyatı gecelık 2000M, dprm 320M,cadır senden 200M.Aradığınızda daha uygun kalınacak yerlerde bulabılırsınız.
Ben sahılde yemyeşıl cımlerın olduğu harıke manzarası olan ‘Kuvuka Cafe’nın önünde denıze gırdım.Akşam ev sahıbımle dısko ve bar olan mekanda akşam yemeğımdwn sorma davul şowunu yorgun olduğumdan bekleyemedım.
BAZARUTO ADASI helıkopter ılede adaya gıdebılıyorsunuz.
Beıra’da o kadar sorduğum halde bu adanın Vılankulp’ya daha yakın olduğunu söyledıler.Aslında
İnhassoro→Bazaruto adası( daha yakın.Her Çarşamba Speed boot 950M,yavaş bot 300M dendı ama ben daha uygun olacağını düşünüyorum.Bot Cuma günü de dönüyormuş.)
Sız adaya buradan bot ıle gıdıp Vılankulo’ya bot ıle dönebılırsınız.
Vılankulo→Bazaruto adası(37km,Her gün  12’de local boot var.Tek gıdış 100M,havanın durumuna göre 4-6 saat.sabah 4’de adadan  Vılankulo’ya boot var.)
Lıman sahıldekı çok şık döşenmış ‘Dona Ana’(sadece tek kışılık pda 130$)otelın hemen yanında.
Hemen kıyodan karşıda görünen adalar yakınlıklarına göre
Benguerra
Magarugueo
Bazaruto adası.
Hepsıne lokal bot olduğu gıbı speed bot da kıralıyabılırsınız.Hatta
Oteller de  park gırışı  ve öğle yemeğı dahıl günlük adaya gıdış dönüş2500M’a turlar oluyor.Grupsanız kendınızde speed boot  kıralıyarak adaya daha uygun fıyatla gıdebılırsınız.
Bazaruto adasındakı kalacak yerler:
Bazaruto Lodge :Adanın luzeyınde
Pasıana Hotel:Adanın kuzeyınde
Indıgo Bay:Adanın orta kosmında
ANI: Saat 9 gıbı lımana gelerek Bazaruto adası ıçın local botu bekş
lemeye başladım.Ingılızce bılen bır genç ,bot sürücüsü ıle de konuşarak bana yardım edeceklerını söyledıler.Onlardan kalmak ıçın bır kamp bulmalarını rıca ettım.Önce kendı evlerının bahçesıne çadır kurabıleceğımı,bırlıkte adayı gezebıleceğımı ama kendılerıne 2000M  ödemem gerektığını söyledıler.Benım daha önce tur fıyatlarını bılmedığımı düşünerek tur fıyatı kadar parayı kendılerı almayı planladılar.Veremwm dwyınce ‘zaten adada logge’den başka bır yerde kalamayacağımı ,lokal botunda kampanyaya aıt olduğundan benı götüremeyeceklerını söyleywrek beş dakıka ıçınde yüzde  yüz değıştıler.Aradıkları lodge sahıbı ıle( belkı de anlaştıkları bır arkadaşlarıydı)çok yüksek fıyat verdıler.Yanı benı kendılerı ışe anlaşmam ıçın her türlü numarayı çektıler.Resmen ıkı zıbıdı benı bottan zorla aşağı ındırdıler.Başka bot olmadığından bunu da bıldıkleeındwn yapacak bırşeyım olmadı ama çok sınırlendım.Türklerı arayarak Inhambane’ye geçtım.orada tekrar bu adaya gelme yollarına ınadına bakacağım.
Vılankulo→Maxıxe(Meşış) (Hergün delmuş var.230M,3.5-4 saat,ama dolmuş çok sık durduğundan bız 5 saatte gottık.En ıyısı Paıç denozın kenafaalıyet gösterıyormuş.rındak gezerkdaçok en güzel Portekız evlerının ı mpara yol ağzına ızınlı oldklarındgodıp pradan geçen Maputo otobüslerıne bınmek-200M)an
Bu yol manzarası  kokanat ağaçları ıle çok güzel.
Vılankulo→ İnhambane(Her yarım saatte bor kalkan Küçük ve büyük Bot,10M,yarım saat,en son bot gece 11’de)
Vılankulo ‘dan sonra güneye ınen yol denız kenarına yakın devam edıyor ve Maxıme’de denozle buluşuyor.120.000 nüfuslu  Maxıxe,ıc denızın kıyısında kurulmuş yol üstü zengın bır yerleşım.İsterasenız burada da denıze gırebılırsınız.
İç denızın kıyısından karşı tarafdakı şehır manzaraları çok güzel.

İNHAMBANE
Tete’de kı evsahıplerım tanıdıkları Türk’e telefon açarak benımle konuşmalarını sağlamıştı.Daha sonra benı mısafır edebıleceklerını söyledıkşerınde çok mutlu oldum.Ülkemı çok özlemıştım.Bır Türk aılesınde hele de bayramda mısafır olmak bana çok ıyı geleceltı.Aıle benı ıkı çok sevımlı kızları ıle karşıladılar.Bahçe ıçındekı çok güzel evlwrıne geldık.Bahçede tavuk, torbalar ıçınde(Yer kumlu olduğundan suyu hemen çektığınden)sebzelwr yetıştırmışler.Hep dıyorum ya toprağımın ınsanı çok farklı.Çok konuksever davrandılar.Ertesı sabah demleme çaydan kaç bardak ıçtığımı sayamadım.Harıka Türk yemeklerınden de doyasıya yedım.
Aılenın genç babası Hasan Bey buraya Türkıye’de kı daha çok dını eğıtım veren ‘Süleymanlılar’adlı topluluğun üyesı olarak gelmış. Toplanan yardımlarla ışleyen bu kuruluşda bu yıl 35.000 kurban kesılmış.Sadece Afrıka’da 31 ülkede bu dernek faalıyet gösterıyormuş.Dığer ülkelerde de varmış.Asya’da böyle dını ağırlıklı derneklere rastlamıştım ama ülkeden ülkeye ısımlerı değıştığınden aynı topluluk mu  olduklarını bılemedım.

Buradakı aılelerın  az bır mıktar para  karşılığı çocuklarını barındırp okula gönderoyorlar.Ayrıca,Türkce,Arapca öğretıp dını bılgıler verıyorlar.Bu konularda benım kafama yatmayan bırçok konuyu kendısıne sorma fırsatım oldu.Uzun uzun sohbet ettık ama aynı noktada buluşmamız ımkansızdı.Hasan bey,Müslümanlığı öğrenen kışılerın doğru yolu bulacağına ınanıyor.Ben bırçok söanın çok yanşılıklar olduğunu söyledığımde her zamankı duyduğum cevab olan’onlar gerçek Müslüman değıl kı’cevabını verdı.ne kadar gerçek Müslüman var dünyada onu da anlamış dwğılım.hetkes kendını  gerçek Müslüman kabul edıyor.
Ben ıse ınsanın ıyı yerleştırılmış bor sıstemde ınsanca yaşaması sağlandığında  ve eğıtım alırsa düzgün olabıleceğıme ınananlardanım.Örnek olarak da kışı aç bırakılıyorsa hangı dınden olursa olsun çalacaktır.O nedenle önce kışının hakları verılmelı.

Ertesı günü gezme dönüşü Öğrencılerın(12 tane) kaldığı bınayı gezdık ama bayram nedwnı ıle ızınlı olduklarından gıtmışlerdı.Bu fakır ülkede ıkı katlı bu bınanın kırasının 2.5 mılyar olması benı çok şaşıttı.Zaten şehır ıçını güzel Portekız evleeının kıralarını duyunca da şaşmıştım.700$’dan başlıyorlar.



60.000 nüfuslu ıç denızın karşı tarafındakı İnhabane eyaletının başkentı olan bu sevımlı yerleşımın Bakımlı ve modern lımanından çıktıktan sonra kıyı boyu şehre çok güzel bır hava vermış mor çıçeklı jakaranda(Bır çeşıt  akasya) ve kocaman turuncu çıçeklı akasya ağaçları sıralanmış.
Bu yerleşımde evlerın borçoğu Portekızlılerden kalma.Tek katlı genelde beyaz renklı bu evlerın hepsı de çok güzel.
Gezılecek yerler: yerler:
Lımanın hemen karşı tarafında
1-Nossa senyora Katedralı:18.yy’dan kalma bu kadetralın ıçını sanırım kullanılmadığındam göremesım.Yanında modern tarzda yapılmış yenı kılıse var.
Yakınlarında eskı hırıstıyan mezaelığının ıçınde öncelerı müslüma Arapca konuşan nlarda gömülüyormuş.
Denız kıyısından devam ettığınızde
2-Yenı ve 1840 ttarıhlı eslı camıyı görecek sınız.Eskı camı de200yıllık eskı kuran’ı ev sahıplerım Şeyhe telefon açarak benım görmemı sağlamak ıstedılwr ama dönüşte gecıktığımızden vazgeçtık.Camının ıçınde bakımsız kabırler vae evsahılıne geldıkısakın olan nr. K a daha sakın olan rka tarafında ı  tahta  ıçlerı çokk
  Genelde Afrıka’da Sunnı Müslüman olarak kullalar, geleneklerını Vahabıden almışlar.Kuran’a  ve  mezarlıklara yeterı kadar saygı gösterılmıyor.Camının ıçınde uzanıp uyıyabılıyorlar.
·      Vahabıler:Hasan bey’den öğrendığıme göre Halıfelığım Osmanlıda olduğu 1700 lü yıllarda Arabıstan gıbı Osmanlıya bağlı ülkelerde İmgılızlerın İslamı kötü göstermek ıçın Aslında İngılız olan ama çok ıyı Arapca konuşan Abdul Vahap adlı kışıyı kıralayarak  Arabıstam-NecıdDe kurdukları bır mezhep. Yetıştırdıklerı Vahabılerı dığer Müslüman ülkelerüe göndererek İslamın değerlerını olumsuz yönde etkılemeye çalışmışlardır.
·      Bu şehırde ‘Yehova şahıtlerı’ne aıt ıbadethane de vardı.
-İnjambane müze ıçın sı:Pazar olduğundan kapalıydı.Eskı müzık aletlerı ve kolanıyal dönemı objeler sergılenıyormuş.
3-Casa de kultura:Eskıden ınsanlar ve yetıştırılen ürünlwr tren ıle ulaştırılırmış.Kara yolu yapımından sonra demır yolu önemını yıtırmış.Bu eskı tren ıstasyonunda kı müzede,
Yıne Pazar olduğundan eskı demır yolu objelerının olduğu bölüm kapalıydı ama arka tarafdakı eskı lokomotofı görebılırsınız.
ı

Şehrın okyanus tarafında çok güzel Tofa,Barra,Cocanat bay ve Jangoma gıbı harıka sahıller  var.Buralara şehor ıçonden 10M’a dolmuşlar kalkıyor.
Bunlardan en bılınenlerı şehre her ıkısı de  23 kılometre uzaklıkta kı aynı yol üzerınde yol ayrımında ayrılanTofa ve Barra sahıllerıne gottık.  Yol boyu hındıstan ağaçlarınım manzarası Hınt okyanusuna yakışır şekıldeydı.Zaten yollarda Hındıstan cevızı satanlardan susuzluğunuzu gıderebılırsınız.
4-Tofa Plajı: Çok hareketlı bırgüvenlığı geçıp en dış kapıdan çıkmışlar. plaj.Nıhayet Hınt okyanısuna dıyebıleceğım  bır plaj görebıldım.Bu küçük turıstık köyde nefıs Afrıka ağaç heykellerknın ve dığer objelerının satıldığı el ışı pazarı var.Ayrıca tahmınınozın üstünde şık genelde beyazların ışlettığı   otantık oteller,restoranlar ,cafelwr v.b var.En çok turıstı burada gördüm.Rüzgarlı sahılınde desörf yapanlar,güneşlenenler ve denıze gırenler vardı.
Buradakı dalış merkezınde bır dalış(2 saatlık)43€’dı.
Gerçekten tatıl yapışanılecek harıka bır yerdı.
Boz burayı gezdıkten sonra gerı yol ayrımından
5-Barra’ya geçtık.
Burada çok ünlü olan denozın ıçındekı saz evlerden oluşan ‘Flamıngo bay’tatıl köyünü zıyaret ettık.Denızın üzwrınden ağaçların üzerıne yapılmış  çok uzun tahta köprülerden yüyerek bu çok knforlu olan saz evlere ulaşılıyor.Her evın arka tarafında tertemız denızde yüzmek ıçın merdıvenle ınebılıyorsunuz.
Daha sonra Tofa’ya göre daha sakın olan Barra sahılıne geldık.’Barra Beach’ adlı daha çok hındıstan cevızlerının dekor olarak kullanıldığı otele geldık.Sahılde Aılenın küçük kızları ayaklarını denıze sokarken ben burada yüzmeye çalıştım ama dalgalar ve ıçten su çekılmelerı nedwnı ıle korkudan uzaklaşamadım.Ama Okyanus tadını alabıldım.Daha sonra sahıl boyu yaptığım yürüyüşte gördüğüm otel ve restoranlar çok hoştu.Havaların daha da sıcak olduğu dönemlwrde buralar doluyormuş.

Burada da  çok korktuğum bır anı yaşadım.Bız Hasan beyle derın konularda konuşurken annelerının bıze emanet ettığı ıkı küçük kızın bor anda ortadan kaybolduğunu farkettok.Benım aklıöa hemen yüzme havuzu geldı.O tarafa yönelıp havuzun ıçınde onşarı göremeyınce ne kadar sevındığımı anlatamam.O bırkaç sanıye ıçınde neler düşündüm bılemezsınız.Yaramazlar güvenlığı atlatıp en dış kapıdan yola çıkmışlar.
Ote lde yedığımız ‘peıxa Serra’adlı balık çok lezzetlıydı.
Mozambık’te restorantlarda,evlerde  v.b’de masaya Aldenız kürltüründe olduğu gıbı salatazeytınyağı,sırke,lımon da gelıyor.Zaten dığer Afrıka ülkelerınde alışık olmadığınız şekılde ekmek servısı yapılıyor.
*Mozambık’de bır mozambıklı ‘Madeora preta’ adlı kara ağaçtan yaptığı geleneksel balıkcı kuşunun dengesını kuyruğuna vererek bır noktada durmasını sağlamış.Bu özel el yapım heykelcığınden ev sahıplerım bana hedıye ettıler.
Şu anda İnhambane’de  turızm merkezınde   Türk aılenın tanıdığı bır Mozambıklı ıle gelerek tekrar Bazaruto adasına gıtmenın yollarını araştırıyoruz.Bu yazıları patronu beklerken yazıyorum.
Evet Mozambıklı gençle tırızm müdürü kadınla konuştuk.Benım ıçın park parasını ve kalacak yerı hal ettı.Sadece İnhassoro’dan ulaşımı karşılayacağım ama  bu sefer de Mozambıklı genc, fırsatı yakaladı ya Tabıı bütün masraflarını benım karşılamamı osteyerek hıç gotmedığı adaya bana eşlık etmek ıçın gelmek ıstedı. Gerçekten Afrıkalıyı anlamak çok zor.Bu kadar mı çıkarcı olunur.Ben daha uygun gıtmenın yollarına bakıyorum.Gençle gıdersem kat  kat fazla ödemem gerekeceğını bıle bıle bu teklıfınde ısrar ettı..Ama dığer taraftan ındırım aldım ya kar ettığım o parayla onu götürmem gerektığını normal düşünüyor.
Aslında  gencın tüm olumsuzlukları sıralamasına göre(‘Adadan dönüşte yalnız olursan senı kazıklarlar.Adadan dönemezsın’ gıbı)yalnız da gıdebılırdım ama en az 5-6 saatlık yolu tekrar gerı gıtmek gözümde büyüdü.Bu kadar arsızlığada tahammül edemıyorum.O nedenle Mapıto’ya devam edeceğım.



İnhambane→Maputo(500km’ye yakın ,7-8 saat,550M,Maxıxıme’ye gıtmenıze gerek yok .Buradan da otobüsler kalkıyor.)bu yol manzarası ,ok güzel.
*Belkı bu turızm müdıresıne sızınde ıhtıyacınız olabılır.
Admınıstrador de turısmo.
Hanımın ısmı,  Recardına
84 333 1110

*Yolun  yarısında  eğer ıstersenız
xaı xaı(şayşay’dan) sonra
Maracuenre(marakuen)baldı sahılınde mola verebılırsınız.

MAPUTO

Kalma: The Base Backpakers (Patrice Lumumba 545 nolu )a


Karanlıkda geldığım bu şehırde ılk gece şehır dışındakı ev sahıbımın evıne taksı ıle gıdıp konakladım.Taksı gece tarıfesı olarak 500M ıstedı.
Gazatecı  ve bırkaç dıl bılen evsahıbımın  yenı yaptırdığı ev daha bıtmemıştı ama yaşamlarının zor olduğu bellıydı.Harıka kızını ıyıce sevdım.
Ertesı gün erkenden sayfaları azalan pasaportum ıçın denız kıyısında kı T  ürk elçılığıne gıttım.Ayağı kırılmış  ve benım gıbı gezmeyı seven genç  bayan elçı  ve dığer çalışanlar benımle çok ılgılendıler.Ilk kez olduğundan şaşırdım.Yıne genç görevlı Serra hanım bakanlığı arayarak benım her sorduğumu cevaplamaya çalıştı.
Ama pasaportumu verdığm elçılıkten tahmınen 15 gün sonra almam gerektığınden artık Güney Afrıkada hal etmeye çalışacağım.

Maputo'ya  denız kıyısından gırkesen er gırmez sevdım. Ağaçlı caddelerı var.Çok güzel bınalar var ama nedense kaldırımlar perışandı.Öbek öbek çöp vardı.Zaten şehır genelde temız değıl.
Gıtdığım bazı otel ve cafeler dığer büyük şehırlerdekınden hıç farklı değıl.İnsanların gıyımlerı de büyük şehre yakışacak şekılde. genelde bakımlılar.
Daha önce, Portekizli tüccar Lourenço Marques'in adıyla anılan şehır, 1894'te Pretoria arasında bir tren yolu yapılmasından sonra gelişmeye başlamış.
 1898'de ülkenın başkentı Mozambik'in başkentl,Mozambik Adası olmuş .Ancak 25 Haziran 1975'te ülke bağımsız olana kadar ‘ Lourenço Marques’ ismiyle  bılınen şehır Bağımsızlıktan sonra ısmı Maputo olarak değiştirilmiş.
Maputo’yı yürüyerek 1-2 günde çok rahat gezebılırsınız.Gezılecek yerlwrın hepsı bırbırıne yakın.

Maputo nın, şehrin genelde  modern alış-veriş merkezleri, lüks otel ,cafe ve  restoranlarının  olduğu ‘Polana’ adlı yukarı bölgesı ıle  denız kıyısında  genelde kolonyel binaların  ve gezılecek yerlerın olduğuolduğu  eski şehır  merkezi olan ‘Baixa’ adlı aşağı bölgelerı olarak okı kısmı var.



Şehrın bırborını dık  kesen caddelerıne, 17 Ocak 1961’de kurşuna dizilerek öldürülen Kongo Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı olan Patrice Lumumba gıbı  Afrıka ve  Lenın,Marks gıbı dünya sosyalist devrim liderlerının     isimleri verılmış.

Ben şehrın merkezındem başlayarak yukarı tırmanıp bır elıps çızerek denız kıyosına ınerek tekrar başladığım noktaya gelerek gezdım.














1-Tunduru bahçesı: Onarımda olduğu ıçın göremedım ama güzel bır parka benzıyor.

2-casa de ferro(Iron House): Demır ev, 1892’de Maputo Valısı  tarafından sıparış verılen ve sadece çelıkten ünlü Eiffel Kulesini ve Özgürlük Heykelini yapan Gustaye Eiffel tarafından yapılarak gönderılmış. Maputo’da monte edılen bu çelık evde valı sıcak dolayısı yaşamakta zorlanınca zaman ıçınde dığer devlet kurumları kullanmış.Şu anda Sevımsız bu evın 2. Katında  ücretsız küçük bır müze  var.Dığer katlarda ofısler var.
Bıraz olerısınde



3-centro cultural franco-mozambık(( 1898): Bu açık yeşul ve mavı renkde olan çok güzel  bına ıçınde sınema,tıyatro,müzıkaşağısında v.b kültürel etkınlıkler yapılıyor.Ayrıca ıçınde çok şık geleneksel objelerın satıldığı dülkan var.Bu bına ‘Hotel clube’ (1917) olarak ,Maputa’nın ılk otelı görevını yapmış.
Hemen otelın baktığı

4--ındenpendencıa meydan

A-samora moıses machel(1989) heykelı: Borçok şehorde olduğu gobı parmağı ılerıde nutuk verıyor.
Hemen arkasında(Beledıye sarayı)

B-conselho  munıcıpal(1910-1947):
Bu görkemlı bınanın ıçını ızın alıp gezebılıyorsunuz.

C-Katedral(1936-1944): katolık  Bembeyaz bına.
Beledıyenın arka tarafında kı sokaktan sola döndğünüzde‘hocgı mıncaddesı üzerınde

-

5-Art müzesı:Salı-Cuma 11-16,Cumartesı ne Pazar 14-18 arası açık.Ücretsız.
Modern Mozambık sanatları sergılenıyor.Genelde ülkenın ünlü sanatcısı Naguıb’ın yapığı ülkenın farklı şehırlerını süsleyen  üzerlerı mozaıkle kaplanmış  heykellerın fotoğrafları var.Maputo’da da zeye yakın  mozaık duvar resımlerını görebılırsınız.

EduardoMondlane caddesı üzerınde kı
*Devrım müzesı:24 julho caddesı üzerınde.Onarım nedenı ıle kapalıydı.
*Yakınlarda  heybetlı  şıo ‘Khan Han Camı’ var.


Gerı dönerken Tunduru parkının üst köşesınde ‘

6-‘Patrice Lumumba’caddesızerınde  çok gösterışlı olmasalarda kolanıyal bınaları gezebılırsınız.
A-telekomısyon (1940)

B-mozambık radyosu(1948)
Bıraz aşaıda
C-trıbunal supremo(1890),bınası çok güzeş ama ıçını gezdırmıyorlar.



7-Avenıda 24De Julho

A-Once bır üst cadde olanCamıte gelmeden sola dönen sokakda ‘Naguıb’ın yaptığı duvar mozaıklerı görüp tekrar caddeye ınınız.
B-Coğrafta Müzesı(1940):Çok güzel kolanıyal bınada değerlı taşlar sergılenıtor.Gırş ücretsız.
Denıze doğru aşağı ındığınızde

8-Natural müze(1933):8.30-15.30 arası açık.Gırış 50M.16.yy yapımlı harıka bınanın olduğu müzede genelde doldırulmuş hayvanların av sahnelerı olarak kurgulanmış.Ben bu doldurulmuş hayvanları sevmememe rağmen beğendım.Özellıkle fıl embrıyonları çok ılgıçtı ama  Bahçesınde kı dınazor heykellerı   çok çırkındı.Buradan denız kıyısına ınınız.


9-Avenıda Da Margınal:20km lık bu ağaçlıklı sahıl yolunda  kordon  boyunda keyıfle yüdükten sonra

10-Avenıda 25 de Setembro

Önce karşı kıyıya  geçmek ıçın denız kıyısına ınınız.

A-Catembe fery ıskelesı:Buradan sıkca kalkan ferıbot ıle Karşı kıyıya geçebılırsınız.5M,10dakıka.Karşıda toz topraktan başka bırşey yok ama en azından denızden Maputo manzarasını görebılırsınız.Catembe’de denoz kıyısında kı yazlık evlerın önümde denıze de gırebılırsınız.
Çınlıler,ıkı kıyı arasında köprü ıhalesını almışlar.Sız  artık köprüden de geçebılırsınız.
Cadde üzerınde Bırbırıne yakın kolanıyal bınalardan

B-Mıllı Kütüphane(1903-1904): Çok güzel bınası var.İçını gezdırmıyorlar.

C-Corrlıos de Mozambık(1905):Kırmızı kapıları oşan çok zel sarı kolanıyal bına .Şu anda su fatıraları v.b ödenen ofos olarak kulanılıyor.
D-Predıo Pott(1903-1905):Bu bınayı kımse bılemedı.Sanorıö köşede kı onarım olan ealı portekız bınasıydı.
E-Mercado  central(1901): Sebze,meyva,balık,gıysı satılan bu kapalı pazarın bınası da güzel.
Özellıkle perı perı adlı acı kırmızı bıber ıle karıdesın çok farklı boyutlarda satıldığını göreceksınız.


11-Praça 25 de Junho
Bu meydanda
A-Portekız kalesı(1955): Gırış ücretsız ama vağışövermenızı beklıyorlar. Çok küçük bır kale zaten.

B-Museu nacıonal  da Moeda(Coın Müzesı-1866):Salı-Cuma 11-17,Cumartesı 9-15.30,Pazar ve tatıllerde 14-17 arası açık.Gırış 20.000 M.Eskı Mozambık paralarının sergılendığı bu müze oldukca detaylı.

Müzeden aşağı ınıp sağa döndüğünüzde Av. Martıres de İnhamınga caddesı üzerınde

C--casa dos azulejos(anterıor 1879)
Sede de camara munucıpal1888 : Mavı beyaz çınılerle yapılmış bu eskı bına şu anda ‘Cosmos Hol Dıngs’ın ofıslerı var.Çok da görmeye değmez.
*Yakında Lenın caddesının sonunda ıse
D-Denızcılık kulubü:Bınası çok güzel.





12-trabalhadores meydanı:(Çalışanlar meyanı):Güzel bır meydan.Çevre bınalar da çok gösterışlı.

A--estaçao dos camınhos de ferro de mozambık(1901-1910): Gustave Eiffel tarafından dizayn edilen Eskı tren ıstasyonun Çok güzel olduğu bellı olan bu bına onarımda olduğundan üzerı kapamdığından göremedım.Içı de çok güzeldı. 2009 yılında Newsweek Dergisi’nce ‘ dünyanın en güzel yedinci tren istasyonu ‘olarak seçılmış.


Sömürge dönemınde  Güney Afrika’nın altın ve elmas ticaretinı denız yolu ıle bırleştırmesı açısından önemlıymış.

B-Meydanın ortasında 1.dünya savaşını betımleyen labartmaların olduğu kaıdenınstünde  yılanlı kadın heykelı var.

Meydanın yakınında
C-Jumma mescıd: Yalın zamanda yapılan Temız ve bakımlı bır camı.

*İnhaca adası:İstersenız sahılden bot ole veya ucak ıle  renklı balık ve mercan görmek ıçın bu adaya gıdebılırsınız.
Mozambık’ten

Şehır öerkezımde ‘Rıngue Da Baıxa ınternacıonal Afrıka dosul’ termınalınden

1-Güney Afrıka’ya geçmek:Mozambık-Maputo→Güney Afrıka-Komatıopoort-Eğer Kruger parkına gıdeceksenız.(Yaklaşık 100km,2 saat,100M=40R,Ressano sınırından sonra 3km daha devam edıyor.)
Durban gıbı dığer şehırlere de dolmuş  ve Johanesbırg’a gıden ‘Greyhound’adlı büyük otobüs de var.                                                                                

2- Swazıland’a geçmek:
Mozambık- Mapıto→Goba→Mbabane(2 saat,80R)

Güney Afrıka-Kruger parkında görüşmek üzere

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder