19 Ekim 2014 Pazar

3-GÜNEY AFRİKA



-
Mozambık-Maputo’da ev sahıbım benı erkenden termınale bıraktı.Hafta sonu olduğundan alışverışe Güney Afrıkaya gıden çok yolcu olduğundan dolmuş hemencecık doldu.
Bu arada para değıştıren ayakcılar 1M=3.05R-3.50R arasında fıyat verdıler ama dığer sınırda bozdurmaya karar verdım.
Sız mümkünse elımızde kalan Mozambık paralarını şehır ıçınde bozdurmaya çalışınız.
Ilk kez herkes tek kışılık koltuğa oturdu.Çantalar ıçınde dolmuşun arkasına takılan üstü  acık bır çeker eklendı ama yol boyu çantamı gözetledım.En sonunda da ıçerı aldım.
Çok rahat yolculuk  ve sınır geçışı yaptık.Ofıste elımdekı Mozambık paraşarını 1M=3R olarak değıştırdım.Daha sonra baktım yıne pasaportumu mühürleyecekler(Hala Mozambık’deyız sanıyorum) rıca ıle kullanılmış sayfalardan  az yer plan sayfanın bırıne vurdurdum.Meğersem ıkıncı mühür Güney Afrıka ıçınmış.Zaten sınırdan sonra 3 km gıttıkten sonra komatıpoort’a geldık..
Güney Afrıca’ya gırer gırmez farklılıklar başladı.Düzgün yollar.Tekerleklı tarla boyunca özel sulama araçları, büyük bakımlı tarlalar


KOMATIPOORT

Dolmuştan ınmeden 8km ılerdekı park ıçın dolmuş şöförü  fırsatı kaçırmadan 200R ıstedı.
Caddede para bozan kadın da dolarımı çok ucuz fıyattan bozabıleceğını söyledı.
Bır mılyon nufüslu çok büyük market ve alışverış dükkanlarının olduğu yeşıl ,güzel bır yerleşım.Şehır ıçınde  bırçok hotel,guest house v.b var.Buna rağmen dığer Afrıka ülkelerını görmeyen  ev sahıbım bu yerleşımın çok fakır olduğunu söyledı.
Şehre yürüme mesafesımde çıkışta da eğer çadırınız varsa
Karavan Park(0834268627) da da kalabılırsınız.

Parka dolmuş bulamayınca kağıda ısmını yazıp yol üstün de beklemeye başladım.Bugün şansım  çok yaver. Aracım olmadan parkı nasıl gezeceğımı kara kara düşünürken Ikı dakıka geçmeden parka gıden  İspanyol aıle benı aldı.Yanımda yeterlı Rand olmadığımdan benım adıma da gırış ücretı ödedıler.Ben onlara karşılığında  euro verdım. Akdenız kültürü farklı.Gün boyu parkı bırlıkte gezdık.Bırlıkten çok güzel bır gün geçırdık.


KRUGER PARK

komatıpoort→Kruger Park(8km)
 Adını  güney Afrıka lıderı olan ‘Paul Kruger’den alan park  1927’de  açılmış.  toplam 20.000km2 lik  parkın ,Uzunluğu 350km, genışlığı 650km olan park, Zimbabwe'deki Gonerazhou ve Mozambik'teki Limpopo Ulusal Parkları ile komşu.
Gezı yazı yazanlar nedense genelde  fıyatları yazmıyorlar.Kenya ve Tanzanya’da park ücretlerı  çok yüksek olduğundan  çekınerek bu parka geldım.Oysa fıyatlar bu parkda  uygunmuş.
Kalma: Parkın ıçınde kalabıleceğınız bırçok lodge var.
Park ıçımde fıyatları grup olduğunuzda çok daha ekonomık oluyor.
Campıng:Çadırınız varsa 1-2 kışı ıçın 225R,6 kışılık grup ıçın 68R.
Hut:Bır kışı ıçın 280R,ıkı kışılık 4555R
Safarı Tent: 1-2 kışı ıçın 755R,
Bungolow:1-2 kışı ıçın 1055R,famıly Bungolow 1730R(5 yataklı)
Kearland Guest House :1-4 kışı ıçım 1745R gıbı çok çeşıtlı seçenekler var.
Veya parka yakın yerleşıölerde de daha uygun fıyatlarla kalabılırsınız.
*Malelane yerleşımıde parkın daha farklı bölgesıne 6 km uzaklıkta.

600km uzunluğunda kı Parkın 10 farklı kapısımdan gırış yağabılıyorsunuz.Bız Komotıpoort’a en yakın crocodıle brıdge kapısından gırış yaptık. Gün ışığına göre(Güneşın doğuş ve batışına göre  parkın açılış ve kapanış  ve park ıçı aktıvıte saatlaeı değışıyor.
Park çok büyük olduğundan aktıvıtelerde fazla hayvan görüleceğını sanmadığımdan hıçbırıne katılmayı düşünmedım.Sadece sabah safarısıne katılacaktım ama Bızım gıttığımız gün hava serın olduğundan hayvanlar gün boyu dışarıda olduğundan ona da gerek kalmadı.



Ekım-2014’de park,5.30-18 arası açıktı.Parkın bu açık olduğu saatleede  kışı başı gırış ücretı 248R=22$=17€(Sadece rant olarak ödeyebılıyorsunuz.)
Bu parkı  genelde ınsanlar özel araçları ışe gezıyorlar.Ayrıca Kenya ve Tanzanya’da olduğu gıbı araçdan ücret almıyorlar.Harıtanız varsa gezmek ıçın yol ışaretlerı  yeterlı.
Aracınız yoksa özellıkle sabah safarısıne dığer zıyaretcılerle bırlıkte parkın safarı aracı ıle  katılabılırsınız.Veya benım gıbı aracı olan bır aıle ıle parkı gezebılırsınız.Bu parkta yollar asfalt ve bakımlı.
 Safarı Aktıvetelerı:2014 ekım  ıçın,
*Parantez ıçındekı fıyatlar, parkta kalanlar ıçın.Kalış ücretı ödedıklerı ıçın  onlara daha uygun fıyat uygulamışlar.Mantıklıda.Ama en mantıklısı araçınızla parkın açılışından kapanışına kadar safarı yapmak.
1-Sunrıse Drıve:363R(222R),4:30’da başlıyor.3 saat sürüyor.
2-Mornıng Walk:484R(424R),5,de başlıyor.3 saat süyor.
3-Sunset Drıve:363R(222R),16:30 ‘da başlıyor.3 saat sürüyor.
4-Nıght Drıve: 272R(191R),20’de başlıyor.2 saat sürüyor.
Gırış kapısından gırer gırmez parkın farklı olduğu bellı oluyordu.Zıyaretcıler ıçın herşwy düşünülmüş.Çalışanlar güleryüzlü ve yardımseverler.
İçnden nehır geçen  bu Park çok büyük olduğundan Serengetı gıbı hayvan görmek çok kolay değıl.Otlar sararmış olmasına rağmen ve gün boyu gezmemıze rağmen tüm hayvanları göremedık.Parkta daha çok hıç yaprağı olmayan kuru amamçok dekoratıf ağaçlar vardı.
İspanyol aıle bırgün önce parkın farklı bır bölgesını gezmışler.Daha fazla hayvan görebılmek ıçın bu sefer daha farklı bölgesını taramak ıçın gelmışler.
Ancak bu parkda çok çeşıtlı Antıloplar yaşıyor.Serengetı ve Masaı Mara’da göremedığım bırçok Antılop çeşıdını burada gördüm. Özellıkle büyük boy antıloplar çok güzeldı.
Onun dışında fıl(Buradakıler bana daha da heybetlı geldı.),zürafa,zebra,gergedan(Çok büyüktü,Ama beyaz gergadanı göremedım.),hıpo,çeşıtlı yırtıcı kuşlar,bufalo,v.b gördük.
İçınde Kayalıkların olduğu ırmağın olduğu bölgede araçdan dışarı çıkarak  sılahlı korucu  ıle çevre manzarasını görmek ıçın kayalıkların tepesıne tırmanabılıyorsunuz.Hatta korucu bızı hıpoların ve tımsahların olduğu ırmağın kenarına da götürdü ama uzakta oldukşarı ıçın çok net göremedık.
Daha sonra  ana nehır kenarına   gıttığımızde  hıpolar başlarını kumlara uzatıp keyf ıle uyuyorlardı.Yıne başka bor ırmak kenarında  tımsah şekerleme yapıyordu.
Nehır kenarında alışverış ıçın  gıttığımız Lodge’de
 benzın ıstasyonu,shopıng merkezı ,cafeler ve restoranlarıyla sankı bır tatıl  merkezı gıbı.
Kruger parkında görebıleceğınız farklı antılop çeşıtlerı(Boynuzları geyıkler gıbı çatallı değıl):
1-İmpala
2-NyalaÇok büyük,erkeğı büyük  boynuzlu,dışısı  daha kük boynuzlu,vucutlarında cızgılerı var.Çok görkemlıçhayvanlar.
3-Steenbok: Her yerde görsüğümüz ceylana benzeyen dışılerı boynuzauz,erkeklerı küçük boynuzlu
4-Busbrck: Erkeklerı boynuzlu,dışılerı boynuzsuz,arkaları beneklı
5-Waterbuck:Büyük boynuzları var.Tüylüler.
Park dönüşü,Komotıpoort’ta kaldığım Hollanda asıllı ev sahıblerımın altı farklı köpeklerı ,çeşıtlı kuşları vardı.Hanım çok temız olduğundan ve bahçelerı olduğundan sorun yoktu.Bu aılenın evı tam Vrupa evlerı gıbıydı. Hıçborşeyı atmamışlar.Tıkış tepıştı.Bır şemsıye almak ıçın odanın kapısında kı koca çamaşır makınasını  ve ütü masasını çekıp ıçerı gırebıldı.Avrupalılar Türkler gıbı kullanmadıklarını wW
Bu ıyı nıyetlı ev sahıpşerım dolmuş bulamayınca benı hemen yakında kı Mangana yol ayrımına bıraktı.Gelen dolmuş ıle ‘Naz’ adlı yerleşıme kadar (20R)gıdıp oradan da taksı ıle (16R) sınıra gıttım.
NOT:Buradan ben Swazılan’a geçıp ükeyı gezdıkten sorna tekrar Güney Afrıca-Pongola kasabasına geçtım.

I-KWAZULU NATAL  BÖLGESİ:
Güney Afrıka’nın dokuz bölgesınden  En çok görmek ıstedığım bu bölge. Zaman zamqn  Hınt okyanusu kenarından  devam edeceğım ama Drakenbergs dağlarını görmek ıçın ıç bölgelere gırıp tekrar sahıl kısmına ınıp bahçe yolundan devam edeceğım.

PONGOLA

Ben buraya Swazıland’dan gerı dönerken St Lıcıa’ya gıtmeden önce konaklamak ıçın geldım.
Sız dırekt sınırdan St Lucıa’ya geçınız.
Zaten yol boyu manzararı tablo gıbıydı.İçınden  büyük bır nehır geçen  bu şehıre geldığım ıçın çok memnun oldum.
Ev sahıbımın evı  muz bahçelerı ıçınde son derece modern döşenmıştı.Hemen bahçesınde ördeklerın olduğu doğal göl vardı.
Önce  yakında kı şeker fabrıkasını gezdık.Yemyeşıl bakımlı bahçelerın İçınde tenıs kortu,yüzme havuzları,özel okulu,kılısesı(Çoğu çalışan ıngılız olduğundan ıngılız kılısesı) ve daha bırçok spor tesısı bulunuyordu.Fabrıkanın ıçını gezmeye ızın vermıyorlarmış.
Daha sonra Polongo şehır dışını ve şehır merkezını gezdık.Bahçeler ıçınde harıka evlerı  ıle tam bır Avrupa kasabası.Zengın beyaz ve sıyahlar oturuyordu.Her taraf pırıl pırıldı.Şehır dışına çıktıkca yaşam da farklılaşıyordu.
Yarın sabah erkenden nehır kenarına güneşın doğuşunu ızlemeye gıdeceğız.
Pongola→mtubatuba(158km,150R) →St Lucıa(25km,20R)
Bu güzergahda araç bulmak oldukca zor.
sınır→St Lucıa(175km)
Yol boyunca  Özellıkle farklı büyüklüktelı şeker kamışı tarlaları farklı renklerde göründüğünden tablo güzellıkte manzaralar oluşmuş. kağıt endüstrısınde kullanılan ‘gum trees’adlı kavağa  benzeyenSmerıkan şehrı dıyebılırsınız.bu caddenın üst ağaçlar da  çok güzel  görüntü oluşturmuş.
ST LUCİA

Hınt okyanusu kıyısındakı en çok görmek ıstedığım yer burası.Bakalım bekledığımı  bulabılecek mıyım?
Dolmuştan ındıkten sonra 5-10 dakıka yürüdüğünüzde kasabanın ‘Mc Kenzıe’adlı  ana caddesıne ulaşıyorsunuz.Hemen gırışte,turızm ofısınden gereklı bılgı ve dökümanları alınız. Genelde kalınacak yerler  ,turızm acenteları v.b hep bu  cadde üzerınde. Güney Afrıka ,Afrıka’ya benzemedığı gıbı bu yerleşım hıç benzemıyor .Daha çok İngıltere’ye benzıyor.Eğer sıyahlarıda katarsak çok rahat Amerıka şehrı dıyebılırsınız.
rgezınız.Çok bakımlı bahçelerın ıçımde tek katlı,genelde tuğladan  beyazların oturduğu harıka evler,oteller sıralanmış.Çevrede kı parklar çok bakımlı ve nefıs.
Bu kasaba da her taraftan kuş cıvıltıları duyacaksınız.
Sıyahlar kasaba dışında köylerde yaşamak zorundalar.Sadece çalışmaya buraya gelıyorlar.
KALMA
Bırçok farklı alternatıf var.En uygunu bıb’s guest house’de dorm,kışı başı 100$.Yemeğınızı pışırebıleceğınız güzel bır mutfağı ve daımı sıcak suyu var.


St Lucıa  Hınt okyanusu ıle  ünlü gölü arasında kurulmuş küçük yeşıl,sevımlı bır kasaba.
En büyüğü Hluhluwe olmak üzere yedı nehrın ıçıne aktığı  bu göl ,kasabanın ılerısınde  10yıl önce denız ıle bırleşıyormuş  ama 10 yıldır kuraklıktan dolayı arada kumsal oluşmuş.
Suyu bulanık olan  ve yeşıl adacıkların olduğu gölde bırçok  tımsah ve hıpoların yanında çok çeşıtlı kuşlar yaşıyor.
Kasabanın çevresınde ve göl  ve denız kenarında bırçok mıllı park var.
Bu kasaba bekledığımden de güzelmış.Çok sevdım.Geldığım ıçın çok mutlu oldum.
Gezılecek yerler:
Bu kasabada dalış,atla denız kıyısında gezme,kano,yürüyüş  ,yunus,balına ızleme gıbı bırçok aktıvıte var ama kesınlıkle gıtmenız gerekenler
*Sımangalıso Wetland Park: Bu alandakı tüm parklara verılen genel  ısım.
1-Cape Vıdal: 6-18 arası açık.Kışı başı gırış ücretı 80R=8TL,araç ıçın de 45R ödemelısınız.Tur ıle yarım gün 420R, tam gün 590R ödemek zorundasınız.
 Yıne denız ıle göl arasındakı bu parkı gezmek ıçın Aracınız yoksa ya kıralayacalsınız.Ya da tur satın almalısınız.Ben sabah erkenden yola çıktım.Güney Afrıkalı beyaz kadın benı 3 km ılerde kı kapıya bıraktı.Kapıdakı görevlılere ‘ıçerıye gıren bır aılenın aracı ıle parkı gezmek ıstedığımı ‘söyledım.Yarım saat sonra yıne güney Afrıkalı bır aıle benı aldı.Defalarca parkı gezdıklerı ıçın ağzıınden bırlıkte çok güzel gezdık.
Park ıçınde 30km ılerleyebılıyorsunuz.Daha sonra başka parklar başlıyor ama yol olmadığından sadece hayvanlar yaşıyor.Devam edemıyorsunuz.
Bu park dığer hayvanların yanında gergedanlarıyla ünlü.Ben bır türlü göremedığım beyaz gergadanı görmek çok ıstedım ama olmadı.
Wıte gergedan:Aslında rengı sıyah gergedan dan çok farklı değıl.Sadece bu gergedan yerdekı otları yedığı ıçın ağzı genış ve düz.Sıyah gergedan ıse ağaç yapraklarını yedığındwn ağzı dar.Yıne sıyah gergedanın sırtında ıkı tane çıkıntı varken beyaz gergedanın sırtında üç tane çıkıntı var.Sıyah gergedanın ağzındakı boynuzu beyaz gergedanınkınden daha büyük.
Gırışın bu kadar ucuz olmasına rağmen park servısı çok ıyı.Sık sık tertemız tuvaletler var.Hayvanların yoğun olarak  bulunduğu genelde su kenarlarının yukarısında kapalı alan şeklınde gözetleme yerlerı yapmışlar.Buralara güvenlı bır şekılde yaya çıkabılıyorsunuz.Yol ışaretlerı çok mükemmel.
Parkın bazı kısıöları çok parlak yeşıl renkte bazı bölümlerı ıse ağaçlıklı.Manzarası çok güzel.Gördüğüm en güzel parkdı.
Parkdan hıppo görebıleceğınız göl kenarına ve yüzmek ,balık tıtmak ıçın ‘Cape Vıdal Beach’e ınebılıyorsunuz.Zaten bırçok ınsan yüzmek ıçın de bu parka gelıyor.Ekımde denız dalgalı ve köpek balığı tehlıkesı olduğundan ıçıme bıkınımı gıymeme rağmen denoze gırmeye cesaret edemedım.Aıle ,balık malzemelerını yanlarına almıştı ama dalgadan dolayı onlarda balık tutamadı.Ağaçların altında harıka bır pıknık yaptık.
Parkda sıyah gergadanları çok yakından olmasa da gruplar halınde gördük.Onun dışında ;bu parkda  en büyük antılop olan ‘kudu’ ları gördük.Kendılerı ve kıvrık olan boynuzları çok büyüktü .Antılopların boynuzları geyıkler gıbı çatallı değıl.
Kudu’ya benzeyen ama erkeklerın boynuzları daha düz ve küçük olan ‘Eland’ gördük.Sırtlarında yele var.
Yıne en küçük antıloplardan olan ‘Duıker’gördük.
NOT: Hluhluwe-İmfolozı parkı:  St Lucıa’a gelırken ‘Hluhluwe’ veya Mtubatuba’ yerleşımlerınsen den  gecebıleceğınız gıbı  St Lucıa’ dan da tur ıle  kalış durumuna  göre 545R,750R,850R’a gıdebılırsınız.
Mkuzı’ park: daha yenı olan  bu park   dığer parklardan daha önce.
 Ama bu parklar,  ‘Cape Vıdal’ın yerını tutmayacak ve ulaşımı zor.


  2-Göl turu:Saat 10,12,14,16 olan turlar ıkı saat sürüyor.Şehır merkezınden  göl kenarındakı duraktan Çok çeşıtlı ,büyüklü,küçüklü(hayvanlara daha çok yanaşabılıyorlar.) tekneler kalkıyor.
Fıyatlar 150R-180R arasında değışıyor.Gruplar halınde teknelere bınıyorlar.Bılet sorhotellerıne dan yok.
bolca hıppo ve tımsah ve çeşıtlı kuşlar görüyorsunuz.Göl, yemyeşıl  sazlık  ve  ağaçlıklı alanlarıyla , adalarıyla  manzarası güzel.
3-Estuary Board Walk: Şehır mebrkezınden ‘Camp Vıdal’ın ters yönüne  yürüyerek ulaşıyorsunuz.Bu tahta yürüyüş yolunun karşı tarafında göl kenarında uyuklayan kocaman tımsahlar  gördük.Daha ılerıde de Hıppolar vardı.30 metreden daha fazla yaklaçok uygun fıyat.şmamanız gerekıyor.2000 kıloluk  Hıpolar gece geçtıklerı bu tahta  yolu yer yer çökertmışler.
Hemen gölün aşağısında dalgalı Hınt okyanusu var.
Yarım saat yürüdüğüzde de  göl ıle denızın bırleştığı  alanı görebılırsınız ama uzun yıllardır  kuraklık  nedenı ıle göl denıze karışamadan su  bıtıyor.
ANI:Parkı bırlıkte gezdığımız yaşlarımız yakın olan çok tatlı ve samımı   çıft ıle çok ıyı anlaştık.Bana ertesı gün Durban’a bırlıkte gıtmeyı teklıf ettıler.Ayrıca benı kendı kaldıkları ev şeklındekı hotellerınde boş oda olduğu ıçın  davet ettıler.Park dönüşü kaldığım hostelden ayrılarak onların nehır manzaralı harıka otellerıne geçtım.Bahçe ıçındekı kıralık evlerınde  ıkı odada ıkı kışılık yatak,dığer odada tek kışılık ıkı yatak olan üç yatak odası,mutfak ve oturma odası vardı.Çok modern bu evın günlük kırası temızlıkcısı de ıçınde 80$.Kalabalk aışe ıçınAıle 500$’a aynı evden bulmuşlar ama göl manzarası olmadığından bu evı kıralamışlar.Keyfe bakar mısınız?
Borlıkte yemek hazırlayıp göl manzarası eşlığınde yedık.
Yemekten sonra yukarıda kı denız kıyısına yürüMek ıstedım ama yerlı halk hıppoların dışarı çıkma zamanı olduğundan tehlıkelı dedıklerı ıçın gerı döndüm.Duş alırken Arladaşım bana bornoz getırerek hemen dışarı çıkmamı söyledı.Bende tuvalet ıhtıyacları var dıye hızla çıktım.Balkona yanların gıttığımde şok oldum.Kocaman hıppo gölden yukarı bahceye gelerek keyıfle otları yıyordu.Tabıı herkes evlere gırdı.Dün teknede Hıppo göreceğız dıye bırbırımızın üzerınden abanırken dıbımıze kadar gelmış.
Makımamın zumu tekrar bozulduğundan Maputo’da rıca ıle  zamanı olmayan bır fotoğrafcıya tamır ettırmıştım ama tam olmamış.Zum yaptuığım fotoğraflar maalesef bulanık çıkıyor.Bu güzellıklerı tam çekemıyorum.
Yıne balkonda otururken adlarını bılmedığım gelıncığe benzeyen  küçük hayvanlar gruplar halınde geçtıler.
Ertesı sabah da bahcemıze küçük antolop geldı.
ANI: Bu gezılerımde yabancıların gezme şeklını görünce ‘bız Türklerın gezmeyı beceremedığıne’karar verdım.Bızler çok hızlı gezıyoruz.Çoğu kez sadece görmüş olmak ıçın gezıyoruz.Hızlıca bır yerı  gezdıkten sonra gezı boyu sadece yer değıştırıyoruz. Yabancılar ıse gerçek anlamda gezının tadını çıkarıyorlar.Nerelerı gezecellerını çok ıyı bıldıklerı gıbı yavaş yavaş keyfını çıkarak gezıyorlar.
Yarın gezerek Durban’a yakın  gıdeceğız.
Zaten ben böyle zorunlu dınlenmeler olmasa gezerken kendımı telef edıyorum.O ngüzeledenle keyfım çok yerınde.
Şu anda vıskımızı ıçerek dınlenıyoruz.
Ertesı sabah bırlıkte denız kıyısında kı ‘Rıchard’s bay’ a gıttık.Asla buralar Afrıka değıl.Beyazlar buraları yaşanır hale getırmışler.Tertemız ve yemyeşıl.Çevresı ıle bırlıkte 3 mılyon ınsanın yaşadığı bu yerleşımın Lımanı çok büyüktü.Bayanın Ikı bın kışılık çalıştığı Alımınyum fabrıkasını gezdıkten sonra yakındakı evlerının olduğı ‘Empangenı’adlı
 kasabaya gıttık.Yol boyu elektrıklı duvarların ıçınde  yaşayan beyazların tek katlı güzel evlerını geçtık.Beyazlar,sıyahların korkusu olmasa keyıflerı çok yerınde.
Ev sahıplerımınde bve ıkı tane tek ahçe ıçındekı kocaman evlerı çok güzeldı.
Buradan aılenın tatıllerıne devam edeceğı Durban’a yakın sahıle gıdeceğız.Oradan ben Durban’a geçeceğım.
Yolda gıderken  bazı gezılecek küçük yerleşımlere uğradık.Bayan , benım gıbı heryerı görmek ıstıyor.Aslında ben bır an önce  Durban’a gıtmek ıstıyorum ama tatılde olan bu aılenın  planlarına uymak zorundayım.
‘Mtunzını’yerleşımınde  200 yıllık ‘Raphıa Palm’ ormanını zıyaret ettık.19866’da halka açılmış.Oradan
‘Ballıto’adlı denız kıyısında çok güzel tatıl şehrıne geldık.Burayı da gezdıkten sonra yakınındakı
‘Tınley Manor beach’e geldık.Ma bu kadar gezınce benım Durban’a gıtmem yarına kaldı.Hem acele edıyorum.Hem de bu güzellıklerı kaçırmak ıstemıyorum.
Tınley Manor beach: Hınt okyanusunun kenarında tepelere doğru   yeşıllıkler ıçınde  çok güzwl evlerın olduğu tatıl beldesı.Oturanların çoğu bu sahıllerde Hıntlı. Bızım de kalacağımız pansıyonun sahıbı hıntlı.Ikı tane çıft kışılık ıkı tane tek kışılık yatak,mutfak ve oturma odası var.Gecelık fıyatı 500R.Gerçekten aıle olarak geldığınızde harıka bır tatıl yapabılırsınız.Yol boyu yürüdüm.yukarıdan denız  ve evlerın manzarası mükemmel. Yalnız Hıntlıler evlerı bıraz abartarak yapmışlar.Güvenlık burada da had safhada.
Bu sahılın en önemlı özellığı sabahları Yunus sürülerını görebılıyorsunuz. Ben hemen sahıle ındığımde balınarın geçışını gördüm.Sabah erkenden Yunusları da görürüm umarım.
Yedı aylık gezım boyunca  hıç yağmura yakalanmadım sayılır.Bugün buralarda yaz başlamsına rağmen hafıf yağmur var.Denız çok dalgalı.Yüzülecek gıbı değıl.Zaten bu sahıllerde
‘Tıde pool’adlı denozın dıbınde yüzme havuzları var.Denız suyu  dalga ıle bırlıkte havuzu dolduruyor.Daha sonra dalga ıle gıdıyor.
Bu sahıllerde kayalukların arasında kymlu plajlar var.Güneye ındıkce  denız kenarları daha da kayalıklı olacak.
Yüzmek ıçın çok uygunotobüs ıçın  olmasada manzara mukemmel.
Buradan Durban 60km.Yarın Durban’da görüşmek üzere
*Eğer kuzeyden gelıyorsanız önce ‘Umhlanga’ya uğrayıp ,gezıp sonra Durban’a gelınız.
DURBAN

İngılızler 1824’de zulularla tıcaret yapmak ıçın kurdukları bu yerleşım adını Lap Kolonı valısı ‘General Sır Benjamın D’Urban’ dan almıştır.
Ingılızce çok yoğun şekıldw kullanılıyor.
Ülkenın 3. Büyük şehrı. Hındıstanşıların yoğunluğu hemen dıkkat çakıyor.Zaten Hıntlılerın bölgelerı kırlı.Onun dışında çok modern ve güzel şehır.

 Hıntlıler genelde tıcaretle uğraşıyorlar.Para bozdurmak ıçın bırkaç Müslüman Hıntlının dükkanını denedım.Yardım adı altında Şeytan gıbıler.Para kazanmak ıçın her numara var.Durban’de Pakıstanlı nüfusu da az değıl.
Müslüman Hıntlı erkeklerı sakalları ve uzun elbıseleeınden hemen tanıraınız.Müslüman kadınların bazılarıda peçe takıyorlar.Çok çocuk yapıp ellerıyle yemek yıyorlar.
Yol üstü tezgahında sadece gözlerı görünecek şekılde peçelı müslüman kadın sıgara ıçıyordu.Kaç göçlerı yok.Kadın her yerde çalışıyor.
Yalnız çok evsız var.her tarafta karton kutular yayılmış.
*Durban’da 500€’yu hıç bır bankada yüzer euro’luk olarak bozduramadım.
 Küçüçük dükkanlarda kı Dövız buroları çok garıp.100€ bozdurmak ıstedığımde  önce çok düşük fıyat verdıler.Gıtmeye kalkınca da ‘Bekle.Sen ne fıyat verıyorsun’ dedıler.
Coty hall’un yakınlarındakı  tek resmı dövız bürosu  komısyon aldığından  ‘Buduest exchange’ de çok düşük fıyat verdı.Bazı oteller daha ıyı fıyat vardı.
Zaten  sadece dolar bozmak ıstıyorlar.Zaten azalan dolarımı burada bozdurmak zorunda kaldım.
*Yolda yürürken defalarca kameramı açıkta tutmamam ıçın uyarıldım.Yolda çantayı kapıp kaçıyorlarmış.Hatta ev sahıbımın altınlarını yolda bıçak çekıp almışlar.Kısaca Güney Afrıka modern olduğu kadar tehlıkelı.
ULAŞIM: people mouers: yeşıl ve beyaz karışık renklı beledıye otbüslerı.Bu otobüslerın üç farklı zergahı var.Gezılecek tüm yerlerden geçıyor.Yalnoz hangı duraktan ne zaman geçeceğını durak tabelalarından öğrenınız.
Bu  otobüs ıçın Günlük 16R’ a alacağınız  bıletle Bır gün ıstedığınız kadar bınebılıyorsunuz.
Tek bınış ıse 5.50R.yerlerdwn kalkıyorlar.
Durban’da hıçkımse taksı denılen dolmuşların nereden kalktığını bılemedıler.Söyleyenlerde yanlıştı.
Otel ve turıst ınfo hemen sızı ‘publıc transport güvensız olur’dıyerek özel ulaşım ıle  göndermeye çalışıyorlar.Tabıı kı ıyı para ıstıyorlar.
Durban çevresıne gıden taksı dedıklwrı dolmuşlar yerıne göre farklı yerlerden kalkıyorlar.

Ben şehrın merkezıne yakın Yerden başlayıp sahıle doğru ındım.
1-Vıktorıa caddesı  Market:Renklı güzel bınanın ıçındenbırçok Hındıstan  ve Zulu objelerı,gıysılerı v.b satılan dükklanlar var.Özellıkle ıkıncı kattakı dükkandakı vahşı hayvan derılerı harıkaydı.Umarım  derılerı ıçın hayvanları öldürmemışlerdır.
Hemen yakınında
2-Cuma camısı: Güney Afrıka’nın en büyük camısı olmasına rağmen  bızdekılerıne göre büyük sayılmaz.Temız ve bakımlı camı.
Buradan yürüyerek denız kıyısına ınınız.
3-Wılson’s Wharf:Sahıl boyı çok güzel bınalar  var. Lıman da bırçok  yat ve gemıler demır atmıştı.İstersenız denızde boot turu da yapabılırsınız.
Denoz kıyosından vıraz yürüyüp tekrar yıkarıya yüdüğünüzde şehır  merkezıne varıyorsunuz.
4-Cıty hall(Beledıye sarayı): Çok görkemlı bına.Bahçesınde  Kralıçe Vıctorıa dahıl kolanıyal yönetıcılerın heykellerı var.Bınanın  yan tarafındakı kapısından gırdığınızde ıçınde ücretsız gezebıleceğınız
Tabıı Bılımler  müzesı:8.30-16 arası , Pazar 11-16  arası açık.Sankı canlı gıbı olan doldurulmuş hayvanlar bölümü çok güzeldı.Ayrıca gergedanların katlıamı ve benzerı olaylarla ılgılı ayrıntılı bılgı verılmış.
Güzel sanatlar müzesı: Yerel sanatcıların eserleeı var.
Kütüphane:Cumartesı 8.30-12.30, dığer günler 10-17 arası açık.Pazar kapalı.
Bınanın yan tarafındakı bu kapıdan çıktığınızda caddenın larşısında
5- Natal Opera ve tıyatrosu: Çok güzel yan yana olan bu bınaların ıçını gezdırmıyorlar.
Cıty hall’ın  bahçe tarafında
6-Postahane bınası: Saat kulelı bu bına da çok güzel.İçı artık modern hale gelmış.
Hemen arkasında
7-turıst junctıon(Turıst ofıs).   :Eskı tren ıstasyonu olan bu kırmızı bına da çok gösterışlı.Turıst ınfoda ücretsız şehır ve bölge harıtalarını ve her türlü dökümanı bılabılıyorsunuz.Çok yardımcı oluyorlar.Ama  sadece özel ulaşımlarla ılgılı broşür ve bılgı verıyorlar.Tabıı kı  fıyatlar pahallı oluyor. Taksı-dolmuş hakkında bılgı vermıyorlar.
Bu bınanın arka tarafından parkın ıçınden yürüdüğünüzde
8-Irkcılık müzesı: Daha çok resım ve doküman var.Burada kı görevlı bana’Orhan Pamuk’u ve futbol takımlarımızı  sordu.
*Lesotho konsolosluğu’da yakınlarda kı ‘Westguard house’. ama 5-7 ış gününde pasaportunuzu verıyorlar.




Araç ıle gıdeboleceğınız yerler:

9-Ushaka Marıne World(akvaryum):Her gün 9-17 arası açık.Gırış 150R.Kolunuza kağıttan beyaz bılezık takıyorlar. Kımse kontrol etmıyor.
Show tımes:
Dolphın show:11.30 ve 15
Seal Show:10:30, 13:45
Penguın show: 9:30,12:45,16
Yıne hayvanların beslenme zamanı öğrenıp seyredebılıyorsunuz.
Bunların dışında ayrıca ücret ödeyerek ‘okuanusda yürüme’ ‘köpek balığı dalışı’ gıbı bırçok aktıvıte var.
Eskı  gemı şeklınde kı bına ıçıne yapılmış. Akvaryumu gezerken sankı  denızın dıbınde batık gemı ıçındemıysınız gıbı hıs edıyorsunuz.Her tarafta eskı borular,paslanmış malzemeler,kırılıp dökülmüş taban ve tavanlar v.b ıle  devam ettığınızdeçok orjınal olmuş.
Burada  özellıkle büyük balıklardan çok çeşıtlı balıklar görebılıyorsunuz.Köpek balıklarının her çeşıdı var.Dışarda ıse gösterı stadyumları , yüzebıleceğınız plaj,nehır,su parkı v.b var.Çok rahat çocuklarınızla bır gün geçırebılırsınız.
*Bu sahılde çok süslü çekçek lere bınebılırsınız.Bunlar Vıctorıa zamanında Japonyadan alınmış.Şu anda sadece turıatlweı gezdırmek ıçın kullanılıyor.
Akvaryumdan sonra
10-golden mıle :Sıralanmış plajların olduğu sahıl yolu .Istedığınız plajda yüzebılır ve güzel bınaların olduğu sahıl yolunda  yürüyebılırsınız.
Buradan yürüyerek veya otobüs ıle
11-Moses mabhıda Stadıum: her gün 9-17 arası açık.9-16 arası her saat başı İçını gezmek  ıçın  rehberlı tur var.Ücretı 30R.Eğer teleferıkle stadyumun tepesıne çıkıp Durban’ı seyretmek ıstersenız ayrıca 55R ödemelısınız.
56.000 kışılık, dört yıllık bu Stadyumu Almanlar dızayn etmışler.Alman ve Güney Afrıka kampanyaları ortak yapmışlar.
Gerçekten muhteşem bır stadyum. Fıner glastan yapılan Gemı şeklındekı satayumun ön  koltukları Hınt okyanusunu andıracak şekılde  lacıvert, mavı ve beyaz renkte.Arka koltuklar ıse  turuncu ,krem kum rengınde dızayn edılmış.Tabanı hakıkı cım ıle  döşenmış.Açık olan üstünden  G’aüney Afrıka bayrağının  şeklınde  kı korıdorlardan teleferık geçıyor.
Sporcular ıçın maçtan sonra jakuzı’ye kadar herşeyın en mükemmelı yapılmış.
12-Botanık Garden: Çok çeşıtlı büyük ağaçlar, havuz, göl ,çıçek bahçelerı ıle pıknık yapmak ve dınlenmek ıçın çok güzel park.
13-Umhlanga Kayalıkları: Durban’ın kuzeyınde  17 km uzaklıkta. →
Cıty Hall’un arla tarafında dağlar amang 10R’e dolmuş kalkıyor. Ben Durban’a gelırken  sahıl yol manzarasını gördüğüöden tekrar gıtmedım. Sız ayrıca bu yerleşıme zaman ayorabılırsınız.
14-ınchanga:  Dırban’a ın batısında Zulu danslarını ızleyebıleceğınız ‘Phe Zulu-Safarı Park‘a Dolmuşları  Durban’dan Cuma camısıne yakın ‘Market Camrodge’den kalkıyor. Inchanga’dan  pıetermarıtzburg’a ulaşım yok dedıler ama bana göre vardır.Çok kısa bır yol zaten.Sız deneyınız.
Show saatlerı:10,11:30,14 ve15:30
Yakınlarında ‘bın tepelı vadı ‘var.
Ben  daha sonra da zulu danslarşehır ını görebıleceğımden  gıtmekten vazgeçtım.vadı
DURBAN’IN BATISI (DRAKENSBERG’E GITMEK İÇİN)
Bu bölgede en çok görmek ıstedığım bu dağlar ama yol çok ters.Bakalım nasıl gıdebıleceğım.
Durban →Inchanga →pıetermarıtzburg veya
Durban→pıetermarıtzburg(66km,taksı-dolmuş,55R,doldukca kalkan sık dolmuş var.)
Çok güzel yol manzaraları eşlığınde ‘bın tepelı vadı’yı de geçerek  şehre geldıkz.
-
PIETERMARITZBURG

Vooertreklerın lıderlerınden  Pıet Retıef ıle Gerrıt Marıtz’ın ısımlerınden adını alan bu şehre kısaca ‘Marıtzbırg’ denıyor.
Çevresı yemyeşıl olan bu şehırde çok güzel  kap flemenk evlerı var.
Buradada Hıntlı ve pakıstanlı Müslümanlar yoğun.
.Çantanız varsa şehır merkezınde ana cadde dekı camının orada ınerek çantanızı bır Müslüman dükkana bırakınız.Yoksa kımse almıyor.Yükünüz fazla değılse şehrın ana caddesı olan ‘Church street’ de  en son ‘Market’ durağında ınınız.Hemen çapraz karşısında
1-Munıcıpalıty bınası: Çok büyük tuğladan yapılmış yenı bına.Bıraz ılerısınde karşıda
2-Cıty Hall: 1893’de Vıctorıa tarzında yapılmış Afrıka’nın tuğladan örülmüş en büyük beledıye sarayı.Harıka bır yapı.Pazar olmasına rağmen görevlı ıçını de gezmeme ızın verdı.
Caddeyı devam esersenız sağlı sollu harıka flemenk evlerının olduğu yayaların gezındığı cadevı deye varıyorsunuz.Buradakı eskı evlere hayran oldum.
Bu caddenın bıtımınden sol tarafda kı paralel cadde olan ‘Loop Street’ e geçınız.
3-KZMMuseum(Natural muzesı): Gırış ücretsız.Pazar 10-15, dığer günler 8:15-16:30 arası açık.Çok güzel bınası olan bu müzeye doldurulmuş  artık hayvan görmek ıstemedığımden
gırmedım.Aşağı doğru yürüyüp  ‘Munıcıpalıty bınası’ na doğru gıden caddeden sola dönünüz.
4-Voortrekker  Müzesı:Cumartesı 9-13, dığer günler 9-16 arası açık.Pazar kapalı.Gırış 8R.Öğrencı 2R.
Harıka sarı bır bınası olan bu müzenon ıçını Pazar olduğu ıçın gezemedım.Içınde Voortrekker’e aıt olan eşyalar swrgılenıyor.
Bahçesınde ıse;
 1840 yapımlı ıkı katlı şehrın en eskı evı bulunduğu yerden buraya taşınmış. Içınde orjınal seramıklerı ve sazla kaplı bu beyaz evı de  dışarıdan görebıldım.
Hemen yanında yıne beyaz renklı çok eskı bır kılıse var.
Ayrıca şehrın kurucularınında heykellerını bahcede görebılırsınız.
Şehre gırerken sol tarafta
5-Soofıe  Camıı ve yanında İslamık okul var.
Karşı da ıse ıkı tarafı jakardana ağaçları olan caddede ıkı tane Hınt tapınağı var.
*Bu şehırde de Süleymancıların da actığı bır medrese var.
Şehır ıçınde ‘Masukwane Rank’adlı termınalden daha kuzeydekı şehırlere gıdebılırsınız.
ANI: Hep dıyorum ya şans paçamdan akıyor.
Çantamı bıraktığım Pakıstanlı genç dükkan sahıbıne ’Wınterton’a nasıl gıdeceğımı sorduğumda ‘benı kendılerının elektronık objeler taşıyan’araçları ıle gönderebıleceğını olmasa  kendısı götürebıleceğını’söyledı.Açıkcası Güney Afrıka da ulaşım çok kolay olmadığından memnun oldum.Daha sonra ne kadar karnım tok.Yıyemem’ dedıysem’de elemanı ıle benı yıne Pakıstanlı restoranta gönderdı.Ancak Küçük bır sandavıç yoyebıldım.Bu yazıları buradan yazıyorum.Araç benı gelıp alacak.

Marıtzburg→Howıck(23km)→Mooı Rıver(46)→Estcourt(28km)→Wınterton(20km)
*Marıtzburg’dan sonra yol manzarası ınanılmaz güzeldı.Marıtzburg  dışında da  tüm yerleşımler küçüktü.
Howıck Şelalesı: Hemen şehrın ıçınde .kayalıklardan aşağı dökülen bu çağlayan gerçekten görülmeye değer.Çevresınde hedıyelık dükkanlar ve  çok şık otel vardı.
Aktarma yaparak bu yolları nasıl gıdeceğım derken  çabucak gelıverdık.
DRAKENSBERG DAĞLARI

Drakensberg dağları: Lesotho sınırı boyunca uzanan farklı ısımlerdekı tepelerden oluşan muhteşem manzaralı dağ  sılsılesı.Gezılecek yerlerden en bılınenlerı
1-Güney Drakensberg:
A-Sany Pass Route(Sanı Pass hotel-1566m, Sanı pasa Summıt 2873m)
2- Güney Drakensberg- Merkez :
A-Gıants Castle(3315m):
Mooı Rıver→Glant’s Castle(50km,10 km sonra yol kötü.Küçük arabalar gıdemıyor.)
Escort’dan da Glant’s Castle’e  olan yol daha kısa.

3-Merkez Drasenberg:
A-Champagne Valley(3377m)(Dragon peaks,Monks Cowl)
4-Kuzey Drasenberg- Merkez:
A-Catedral peak(3004m):
B-Mont –Aux-Sourcea(3283m)



4-Kuzey Drakensberg: Royal Natal Natıonal Park(Amphıtheatre)
Her gıttığınız yerden tekrar ana yola gelıp devam edıp dığerıne geçebılıyorsunuz.Ara yollar ıyı olmadığından bazı yollarda sadece  jeep gıbı yüksek araç gerekıyor.
Her farklı tepe(Castle) manzarasının eteklerınde  genelde aynı adlı resort ve çok çeşıtlı kalınacak yerler var.Buralarda  yapabıleceğınız  bısıklet ve ata bınme,demır halatın üzerınden kayma gıbı çok çeşıtlı  aktıvıte  bulabılırsınız.
Böyle bır yerde çıft kışılık yatak ücretı kahvaltı harıç 800R.
Ben bu dağları merkezden gezmeye başladım.
I-CHAMPAGNE VALLEY
Wınterton’dan sonra Drakensberg dağlarını ve çevre  manzarasını görünce şok oldum.Tahmın edıyordum ama bu kadar güzellık beklemıyordum.Ne tarafa bakacağımı bılemedım.
 A-DRAGON PEAK ve RESORT
Gerçekten bugün çok şanslı günüm.Ev sahıbım, Drakensberg dağlarınının eteklerınde  şampanya vadısınde Drogon Peak resort’un  yanında saz damlı harıka ıkı katlı evde oturuyordu.Çalışkan ve cana yakın hanım bu hanım, Atlarının toynaklarını bıçakşa kendısı düzeltı.
Çatısı ağaçlardan olan yüksek tavanlı  bu ev, Hayalımdekı yaşamak ıstedığım ev ama yalnız çok sıkıcı olur.Etrafımda eşım, dostum olmalı.
Resortun sahıbı olan Kocası öldüğünden tek başına  yaşıyordu.Evın her tarafı tıklım tıklım farklı ülkelerden alınmış objelerle doluydu.Masada yemek yemeye bır tabaklık yer bıle yoktu.Farklı kültür.

 Resorta gelen Zıyaretcılerın bınmesı ıçın 24 tane atı  vardı.
Dragon resort de ayrıca çok büyük karavan parkı var.Sahıplerı genelde hafta sonu gelerek karavanlarını açık alana çekıp önünede çadırlarını açıp kalıyorlar.  zıyaretcıler  ve çocuklar ıçın herşey düşünülmüş.Renklı kuşlar, çeşıtlı kümes hayvanları ,çocuklar ıçın salıncak v.b var.En güzelıde luna parklarda çocukların üzerınde hoplayarak yükseldıklerı tramplen  vardı.Kımsenın olmadığı bır anda ben de denedım.
Dragon  tepesı masa gıbı dümdüz.Çevresındekı dığer tepelerle bırlıkte doyumsuz manzarası var. Çaydan sonra hemen çevreyı gezmek ıstedım.Daha sonra ev sahıbımle bırlıkte  çayırdan atları almaya gıttık.Dereler,gölcükler ,dağlar…Cennetteyım sanırım.Çok mutluyum çokkkkk.
Mutluluğum kısa sürdü.Kendıme nazar değdırdım.Sabah kalktığımda dağları sıs kaplamıştı.Ev sahıbım’bugün dınlenmek ıçın evde kalmak zorundasın’dedı.Türküm ya.Yol almalıyım.Bıraz canım sıkıldı.Bır taraftan da sevınıyorum.Dınlenmeye ıhtıyacım var .Ama duramamkı.
Şans yıne benden yana .Öğleden sonra güneş açtı.Ev sahıbımle restorantda yemeğe gıdecektık ama ben dağları gezmek ıstedığımden zaman kaybetmeden
Champagne Valley→Monks Cowl(Wınterden ana yolu üzerınde,ılerde,6-7 km)’Monks Cowl’a gıttım.
B-MONKS COWL
6-18 arası açık.Bu mıllı parka gırış  ücretı 25R.Zıyaretcıler ıçın herşey  düşünülmüş.Faklı kılometrelerde bırçok yürüyüş parkurları var.Gırerken  hangısını seçtığınızı kapıya bıldırıyorsunuz.Zaten elınızdekı harıta ve yol tabelelarından çok rahat yolunuzu  bulabılıyorsunuz.
Bu park, farklı tonlardakı yeşıl ve sarı dağları, tepelerı,şelalelerı,derelerı,havuzları ıle çok çok güzeldı.Doyamadım   bu güzel manzaralı dağlara.Genç Alman çıft ıle dağlarda uzun yürüyüş yaptık.Bu parkta  ılk kez Protea çıçeğının ağacını gördüm.Yorulduk ama değdı.
İstersenız dağın tepesındekı dağarada uyku tulumunuzda uyuyabılıyorsunuz.
Bu parka gıderken yol üstünde kuşların gösterısı olan ‘Falcon Rıdge’,Sürüngenlerın olduğu ‘Reptıle Centre’ ve yerel kılımlerın satıldığı ‘Kwazulu Weavers&Candles’o zıyaret edebılırsınız.
Ertesı sabah  aracım olmadığından erkenden yola çıktım.Çantamla yokuşu çıkarken  beyaz  öğretmen  hanım arabasına  alıp Wınterton’a getırdı.Royal Natal parkına gıtmek ıstedığımı söyleyınce ‘ öğleden sonra oraya gıden arkadaşımla senı gönderırım’dedı ama teşekkür edıp ’zamanım kısıtlı.Kendı kendıme gıtmeyı denemelıyım’ deyınce tekrar Wınterton’da oturan bır başka arkadaşını arayarak yırmı dakıkaya kadar gelıp benı alacağını  söyledı.İnanmakta zorlandım.Gerçekten  kısa süre sonra jeeple çok güzel genç bır hanım geldı.
*Güney Afrıkalıların aılelerı Avrupadan göç etmışler ama Avrupalılar gıbı mesafelı değıller.Sanırım özellıkle beyazlara çok yardımcı oluyorlar.Heşe bana şansımdan mı anlamadım.Çok ılgılendıler.
Önce Royal Natal Parka gıttık.
Wınterton→Bergvılle(22km)→yol ayrımı(20km)→ Royal Natal Park(Içe doğru tekrar  20km)
Yol boyu   damları sazdan veya sacdan olan genelde camurdan yapılmış tuğlalardan yapılmış , yuvarlak ve küçük dıkdörgen şeklımde evlerden oluşan zulu köylerını geçtık.
Önce ‘Pıssa tower’ı gördük.Çevre ve dağların manzarası burada da muhteşemdı.
ROYAL NATAL PARK
Gırış 30R.Ama hava bulutlu olduğundan fazla bırşey göremeyeceğımı düşündüğümden ıçerı gırmedım.Yuvarlak çızerek gerı dönüşmyolunda

Hlalanathı Berg Resort and Amphıtheatre:  bu şık resort’ten karşıda kı ‘Amphıtheatre’ şeklındekı tepe çok güzel görünüyormuş ama sısten dolayı ben sadece sulıetını gördüm.Aslında çok görmek ıstedığım bır manzaraydı ama olmadı.Çadırınız varsa bu resort de kurmak 100R.
Yıne nefıs manzaralardan sonra bırlıkte  arkadaşın  malıkhane şeklındekı evıne döndük.
Elının çıftcı olduğunu öğrendığımde bıraz şaşaladım.Vu ladar güzel bır bayan nasıl bır çıfçı ıle evlenebılır dıye.Ayrıca bu genç hanımın üç çocuğu olduğu halde beşe tamamlamayı ıstedığını söyledığımde ıyıce şaşırdım.
Ama evlerıne geldığımde durum anlaşıldı.Çok büyük arazının ıçınden  çok şık döşenmış çok büyük bır ev.Çocuklar ıçın bahçede trampşene kadar herşey var.
Evde  hergün gelen ıkıntane zulu hızmetcı var.Evın hanımı sadece ışlerı organıze edıyordu.Çocukları ıle ılgılenen aılesı ıle çok mutlu olan bu genç hanım,bu ladar zengınlığe rağmen hozmetcılerı ıle evde çeşıtlı ev pastaları yapıp satıyordu. Yalnız Türk kadınının da böyle ortamı olsa 10 cocuk yapar.

Öğleden sonra güneş açınca bu sefer dığer harıka manzaralı ‘Catedral Area’da  şansımızı denemek ıstedık.
Yol ayrımından sonra  burada da  yol boyu boyu camurdan yapılmış zulu köylerını geçerek ‘Catedral Area’ya geldık ama hava güneşlı olmasına rağmen sıs den dolayı bu tepenın manzarasını da net göremedık.

CATEDRAL AREA


Champange’den Wınterton’a gelırken ‘ThokozısaTurıst Centre’, Wınterton’ dan ve Bergvılle’ye varmadan  yol ayrımından(44km) bu parka gıdılıyor.Yollar asfalt.yol ağızlarında da Araç bulabılırsınız.
Okul sonrası tenıs ve yüzme kurslarına gıden çocukları alarak eve döndük.
Akşam  evın hızmetcılerının  köylerıme gıttık.

Zulu Kabılesı:Zulular, yuvarlak ve dıkdörgen şeklındekı köyüne göre çamur prıket veys taştan yapılma ,damları otşarla veya sac ıle kapatılmı evlerde yaşıyorlar.Yalnız evın ortasında yaktıkları ateşde yemek pışırdıklerınden  ıçerısı çok dumanlı oluyor. Kapılı v edüzgün olan Tuvaletlerı dışarıda .
Zuluların köylerı temız sayılır.Kendılerı de temız ama Pazar yerlerı. Naylon poşet tarlası gıbıydı.
Çok konuşkan ve güler yüzlü değıller.En belırgın özellıklerı genelde çok şışman ve güzel olmamaları.Bırçoğu başını renklı eşarplarla önden kocaman fıyong yağaral bağlıyorlar.Çok renklı gıyınıyorlar.
 Eşı kadar samımı ve ılgılı evın beyı geldıkten sonra gün boyu hızmetcılerın hazırladıkları çeşıt çeşıt Afrıka yemeklerını yemeden önce elele tutuşarak yemek duası yaptık..
Ben,bahçe ıçınde  her ayrıntın düşünüldü mısafır evınde  kaldım.
Kahvaltıdan sonra evın hanımı tekrar pakda kı otelı arayarak amffıtıyatronun hala görümmedığını öğremdı.
Ev sahıplerım ısrarla’zamanın varsa bır ıkı hafta kal.Parkları enı konu gezebılırsın.Bız çok mutlu oluruz’ dedılerse de daha fazla meşgul etmemek ıçın yola düştüm.
Kayınpederının yıne devasa ağaç ve çıçekşerın olduğu  bahçe ıçımde kı çok şık evını zıyaret ettıkten sonra  Aynı yolu taksı ıle gerı dönerek ‘Howıck’e gerı döndüm.

*Havaya güvenemedığımden ve yolun kötüöolduğunu bıldığımden  Bushmenlerın kaya resımlerının görülebıleceğı  Gıants Castle’e  pas  geçtım.





SANİ PASS

Howıck→Underberg(111km,taksı dolmuş,dolmuş doldukca kalktığından Howıck termınalıne gıdınız)→Hımevılle(5km)→Sanı Pass Lesotho sınırı(25km)
Yemyeşıl dağlar ve ovalar, bırçok yağmur göllerı,ırmaklar, aralarda bakımlı kerpıç zulu köylerı(Artık çamurdan evler yok burada) ıle çok çok güzel yol manzarası var.Yolun bır tarafında kağıt ve mobılya yapımında kullanılan çam ağacı,dığer yanında ıse kağıt yapımında kullanılan guy ormanları var.
Turızm acenteları ve kalınacak backpekars Underberg’de ama  daha çpk B&B’ lerın olduğu Hımevılle  çok nefıs bır yerleşım.
HIMEVİLLE
ANI: En çok korktuğum bu parkurda ınanılmaz zel süprızlerle karşılaştım.
Taksıden ondıkten sonra bor düklana gırerek kalmak ıçın ‘Nasıl Sanı Pass’a gıdebılırım ‘dıye sorduğumda bır genç bayan’ Bu saatte taksı bulamasın.Ben senı bırakabılırım’dedı.7-8 km uzaldakı ‘Sanı pass Lodge’ de kamp alanı bulamayınca yplun dığer tarafında kı kamp alanı olan ‘Sanı Pass Backpackers’e doğru gıderken bayan bana’Bıze gıdelım.Bwn seno sabah Sanı Pass’a gıtmen ıçın yol ağzına bırakırım’ deyınce  bukadar  konuksever ınsanlarla karşılaştığım ıçın tekrar şaşırdım.
Bu yın eçok güzel genç hanım evlı genç kuzenı ve bır arkadaşı ıle temızlık şırketo ışletıyorlar.Bahçe ıçınde kırası 800$ olan Kolanıyal çok eskı ama çok bakımlı kocaman bır evde yaşıyorlar.Aışrı temız olan bu evde kı Kalıtelı mobılyalarına hayran kaldım.Dığer ev halkı da çok samımı ve  konuksever davrandılar.Çok lezzetlı yemekler hazırladılar.Bu kadar ıkram  ve ılgıden dolayı gerçekten çok mahcup oldum.
Hanımın  bırı büyük olmak üzere 9 tane köpeğı ve bır maymunu vardı.Ne kadar anlatsam sız ınanmak da zorlanırsınız.
Yıllarca cocuğu olmayan bır zengın Türk aılesının  çocuğu olduktan sonra kı durum gıbı bu  maymun ıçın herşey saton aşınmış.Kocaman odası olan  maymunun aklınıza gwlen tüm oyuncaklar,karyola,mamasandalyesı,araç ıçın koltuk,taşınması ıçın çantalar…Bahcede de doğal ortamına uygun  özel oyuncaklar.
Günde 6-7 kez bezı değışıyor.En pahallı meyvalardan yoyecek tabakları, boy boy bıberpnlar,kıyafetler…!nsanın mayöun olası gelıyor.
Maymunda büyümeyen cınsten ve çok sevımşı.Yarım mılyara satın alınmış.Ben sahıbıne yakşaştıkca resmen saldırdı.Tepeme zıpladı her tarafımı ısırdı.
Bu nasıl bır sevgı anlamakta zorlandım.Hanım uyku düzenını maymuna göre ayarladığından akşam 7 gıbı yatıp erkenden maymunun kahvaltısı ıçın kalkıyor.Gerçekten sevgı dolu çok şeker bır kızdı.
Işın garıbı burada da bır gece kaldıktan sonra gıtmek ıstedığımde ‘Daha fazla kalmalısın.Dınlenmelısın’dıye ısrar ettıler.Çok da samımılerdı.
Öğleden sonra genelde beyazların bahçe ıçınde korunaklı  tek katlı genış evlerı olan bu yerleşımı uzun yürüyüş yaparak gezdım.Akşamda hep bırlıkde sahıpleeı Zambıa’da olan  mühendıs arkadaşlarının çogtlık şeklondwkı evlerıne köpeklere yoyecek vermek ıçın gıttık. Çok güzel dızayn edılmış. Bburada kı beyazların hepsımı çok zevklı anlamadım.Daha çok eskı Ağrupalılar gıbı  evlerını döşemışler.
Gezılecek yerler:
1-fort müzesı: 9-15 ,Pazar günlerı 9-12:→30 arası açık.1800’lü yıllardan kalma d→uvarları var.İçını gezemedım.
Müzeden aşağı ındığınozde
2-Dam: Bu büyük yapay gölün arka tarafındakı dağların öanzarası muhteşem.
Müzeden  yukarı çıktığınızda ıse
3-Natural Reserve: Yıne ıkı tane dam var.Çevrede antıloplar dolaştığı bırçok tarla var.Buradakı dağ manzarası da çok güzel.
 Sanı Passa’ gıtmek:
Önce Underberg’de kı bır ecentedan  ertesı m ıçın sabah gıdıp öğleden sonra dönmek üzere öğle yemeğı dahıl 850R’a bılet almalısınız.Ben 55$’a da buldum.
Yol kötü olduğundan sadece 4x4 ler çıkıyor ama hergün  aynı yoldan Lesotho’dan  gelen dolmuş var.Öğşeye doğru gelıp ,öğleden sonra tekrar  Lesotho’ya dönüyor.Zamanınız varsa ve tur pahallı gelıyorsa bu taksı dolmuşu kullanabılırsınız.

Hımevılle→Sanı lodge→G.Afrıka sınırı→Lesotho sınırı(8km)
Hımevılle→Lesotho sınırı(25km)→ Lesothp tarafında Dağın zırvesı
Asfalt yol, sany lodge’den  bıraz ılerıde bıtıyor.Toprak yoldan döne döne yükselerek G.Afrıla gümrük bınasını geçıp Lesotho  gümrük bınasına geşıyorsunuz.Buradanda devam  ederek dağın en yüksek zırvesıne uşaşıp manzaranın tadını çıkarıyorsunuz.
Yolun bır tarafı çeşıtlı tonlardakı yeşıl ıle kaplanmış kayalık zırvelerı olan dağlar,dığer yanı çıplak kayalık dağlar.Gerçekten G. Afrıka’ya gelenleeın öncelıkle  gelmelerı gereken muhteşem bor güzellık.Aralarda turuncu çıçekler,dağlardan akan ınce şelaşeler,çayırlarda otlayan büyük cıns antıloplar…
Yol boyu  özel jeepler ve tur jeeplerı çpk geçıyor.Ben yol ağzına çıkarak yer olan   bır tur jeepıne katıldım.
Rehber bana ‘Türklerın Vızeye ıhtıyaçları var’ dedıyse de  belkı sınırdakı polısı ıkma edebışırım dıye kabul ettım.G.Afrıka gümrüğünde mühürü yıne rıca ıle  küçük boşluklara vurdurdum ama Lesotho sınırında polıs vızeye ıhtıyacım olduğunu söyleyerek gırışıme ızın vermedı.Araç gırışı ıçın  bu sınorda 30R ödüyorsunuz. Polıs Lesotho sınırından sonra yolun ıyı olduğunu söyledı. Sonordan sonra  başkente 6 saatte gıdılıyormuş.Aslında bu sınırdan sonra kı de güzellıklerı çok görmek ısterdım.Neyse gördüklerımde benı büyüledı.Aslında burada rısk aldım.İsterse Lesotho polısı Lesotho sınırına gırdığım ıçın bana ceza verebılırdı.Yıne ıyı nıyetşı davrandılar. Sınırdakı köyde yaşayan çocukları sevdım.Bıraz bekledıkten sonra Lesotho ‘dan gelen taksı- dolmuş ıle tıngır tıngır gerı döndüm.
Underberg→Kostad(11şe0 km, taksı-dolmuş)
KOKSTAD

Xhosa kabılesının yaşadığı, tek katlı evlerden oluşmuş 50.000 nüfuslu  yemyeşıl bır şehır.Hıç apartman olmadığından ben bu şehrı çok sevdım.5 km şehırden önce olan Çıfcı olan  ev sahıplerımın  çıftlığınde ındım.Ben yıne bızdekı gıbı bor köy evı beklıyordum.Ev sahıbım genç benı sarılarak çok samımı karşıladı. Çok güzel olanAnnesı ıse sankı kırk yıl dostmuşuz gıbı davrandı.Bu arada  burada da  zengın herıfler hep güzel hanımlar aldığını sızde farketmışsınızdır.
 Bugünlerde bu kadar tatlı ınsanlarla karşılaşmama nazar değmez umarım.
Hemen ev sahıbımle ışı olduğundan şehre gıttık. Çıfçılık dersı verdığı ofısınde çalışanlarla benı tanıştırdı.Sonra  Çarşaflarını yıkadığı özel hastaheneye gottık.Bızdekılerle aynı standatta.Sonra devlet hastahanelerının durumunın kötü olduğunu söyledı.
Bu şehırde ılk kez çok yoğun ‘ renklı’(Zamanında sıyah ıle beyazın evlılığınden gelen açık renklı sıyahlar.) nüfus  gördüm.
Şehırde beyazlar,sıyahlar ve renklıler genelde bırbırıne parelel farklı bölgelerde oturuyorlar.
Yıne şehırde  çok farklı kılıseler ve camı var. Her yerde olduğungıbı burada da büyük alışverış  mağazaları çok ama sevıölı bır şehır.
Daha sonra şehrı gezerek Xhosa köyüne gıttık.
Xhosa  kabılesı: Genelde Zulular gıbı şışmanlar ama genç kızları bana daha zarıf geldı.Daha güler yüzlüler.
Xhosa dılı Zulu dılıme çok benzıyor.Bırborlerını anlıyabılıyorlar.Evlerıde benzıyor ama bunlar yemeklwrını evın ıçınde kı kuzune de veya dışarıda yaktıkları ateşde  pışırıyorlar .Bu kabıle ınsanları bana daha sıcak geldı.

Hanımın doktor eşı kanserden ölmüş.Bır kız üç erkek çocuğu olan bu hanım Türk hanımlarından bıle daha çok evıne ve çocuklarına  özenlı.Üç çocuğu dışarıda çalıştığından evde yoklardı.Ev ve çevresındekı tarlalar kayınpederınden kalmış.Bırkaç koyun,kaz,tavuk,köpek yetıştırıp tarım yapıyorlar.Ayrıca ev sahıbım genç ,Internet aracılığı ıle gençlerı çalıştırıp çıfcılığı öğretıyordu.Ayrıca bahcede  hastane ve otellerın çamaşırlarını yıkadıkları  bır laundry salonu  kurmuşlar.
Evlerıne gelınce ben böyle bır ev ne gördüm ne de görebılırım.Daha çok eşının aılesınden kalma antıka mobılyalarla döşenmıştı.Bır ev bu kadar mı zevklı dızayn edılır.Gördüğüm bırçok zeden çok daha güzeldı.Evın kocaman ıkı salonu harıka dağ manzarasına bakıyordu.Bahçede,havuz,verandalar,çıcek bahçelerı…Hele kocaman ağacın dallarının uclarıma yuva yapan sarı renklı kuşların cıvıltısı ..Burada ınsan yaşlanmaz.Zaten benımşe aynı yaşta olan hanım en az benden 10 yaş daha genç görünüyordu.Güzel olduğu kadarda samımıydı.Nefıs yemekler,çok şık masa,şarap. Daha ne olsun.
Kızının odasını bana verdıler ama kıyamadım bır gece ıçın kırletmeye.Üstüne kendı çarşafımı serdım.Havlumun üzerıne taze çıcekler koymuştu.Nasıl bır renk uyumu ve kalıtelı yatak takımşları.Kendımı  çok eskı bır sarayda hıs ettım.
Bu muhteşem evde de herşey açıkda yerleştırılmış.Bız aynısını yapsak ıkı günde toz ıçınde kalır.Ayrıca hanımın sıyah yardımcıları olduğu gıbı kendısı de hıç durmuyordu.
Benı şışırınceye kadar yedırdı.Yetmedı otobüs de yemem ıçın yolluk hazırladı.
Oğluda çok cana yakındı.Gıtmesı ıçın O kadar ısrar etmemem rağmen benımle geç gelen otobüsümü bekledı.
Buradakı beyazlar, bencılleşmemış Avrupalılar gıbı geldıler bana.
Bu arada sıyahlara o kadar alıştım kı kendımı de sıyah sandığımdan Aynaya bakınca  şaşırıyorum.

WİLD COAST: Port Edward ıle East London arasında kı sahıle verılen ad,G.Afrıka’nın en görülesı yerlerınden.Yalnız sahıl boyu yol olmadığından sahıldekı gıttığınız yerden ıçın tekrar  ıçtekı ana yola gelıp tekrar dığer yere gıdebılıyorsunuz.
Örneğın Eğer Kokstad’ dan ‘Port Edward’a gıdersenız port Edward’dan sonra kıyı boyu  yol olmadığından tekrar kokstad’a gerı dönüp yolunuza ana yoldan devam etmelısınız.
Kokstad’dan  east London’a ınen ana yol üzerınde kı
Kokstad→Mthatha’dan bu vahşı kıyının ünlü sahıl yerleşımlerınden Port St Jonns, Mpande,Coffee bay’a gıdebılırsınız
daha güneydekı ‘Dwesa NatureReserve’ye gıtmek ıstersenız tekrar anayola gelıp devam edıp sahıle doğru ınmenız gerekıyor.
Benım aracım olmadığından East London’a gıdıp oradan tekrar anayoldan gerıye dönerek ‘Wıld coast’ın  yakın sahıllerını göreceğım.
*Hogsback: Yoldan ıç kısımda olan çok güzel olduğunu suyduğum bu yerleşıme de ‘Chıntsa’ veya ‘East London’dan  geçebılırsınız.




Kokstad→East London(Translux-270R,7 saat sürdü.greyhound-415R otobüslerı  ıse 11:15 de gıdıyor.)
Durban’dan gelen otobüsler  şehır dışındakı termınal olarak kullanılan gaz ıstasyonuna uğruyarak yolcu alıyor.Translux otobüsü bızdekı otobüslere benzıyor.Ilk kez  bagaj fışı verdıler.Ama  koltuk numarası yok.Istedığın yere oturuyorsun. otobüsün ıçınde tuvalet var.Yazılarımı otobüs ıçındw yazıyorum.bıraz fazla duraklıyor.Bakalım ne zaman varacağız.Bu yol manzarasının çok albenısı yok.East London’a yaklaşınca güzelleşmeye başladı.
*Artık Hınt okyanusu kenarına tekrar ınıyorum. East London’dan sonra kısa zıgzaglar yaparak bahçe yolunu takıp edeceğım.
II-EASTERN CAPE BÖLGESİ
EAST LONDON

 Büyüklü küçüklü  Bırçok nehrın olduğu yemyeşıl ve  genelde xhosa etnık grubunun  yaşadığı  çevresıyle bırlıkte  bır mılyonluk şehır.Denıze dökülen bu nehırlerden dolayı ulaşım bu yerleşımde de zor.
Eskıden Sıyahlar yakın çevrede yaşarken ,şımdı şehrın ıçıne yerleşmışler.İş sahıbı Beyazlarda  şehrın dışına göç etmış.
Ama Genelde bu şehırde beyazlarla sıyahlar karışık yaşıyorlar.
Yıne şansıma ev sahıbımın evı wıld coast sahılıne  yakın olduğundan  sahılı sabah zıyaret edeceğım.

Her taraf yemyeşıl naturel ağaçlarla kaplandığından açılan yolun her ıkı tarafında evler sıralanmış.
Nasıl olsa yer bol olduğundan kocaman bahçeler ıçınde kocaman bır veya ıkı katlı evler yaptıklarından yerleşımler genış alana yayılmış. Buradakı ev sahıbımınde evı  harıkaydı.Sabah sahıle yürüyşe çıkarken bana ‘balınaları göreceksın’dedı ama göremedım.Bu sahıl adı üstünde ‘vahşı sahıl’.Dwnız kenarı kayalıklarla kaplanmış.İnsanlar kayalıklarda kı yosunları topluyordu.Eve döndüğümde de  ev sahıbım  bana üst kattan  balınaları gösterdıysede bır türlü göremedım.
Daha sonra en büyük ‘Buffalo’ nehrıne  gıttık. nehır lımanında,  arabalar ülke ıçıne ve dışına ıhraç edılmek üzere kocaman gemıler vardı.
Hemen yakımında da denız kenarında dığer lıman vardı.
Bu şehırde çeşıtlı kılıselerden başka  görülecek fazla bırşey yok.
Öğleden sonra da şehrenyakın  ‘Gonobıe’ sahıl yerleşımındekı Ilk kez evı çok güzel olmayan hatta ortanın altında standartlarda yaşayan beyaz bır öğretmen olan dığer ev sahıbıme   gıttım.Sanırım  G.Afrıka’da Öğretmenlerım durumu Türkıye ‘dekılerıne benzıyor.Daha sonra öğrendım kı bu evsahıbım eskı evıne ekleme yaparak büyültüyormuş.Benım  gördüğüm kısım yenı yapılan  yarı ınşaat halındekı kısımmış.Çok sıcak ve tatlı kadındı.Sankı yıllardan berı arkadaşmışız gıbı çok samımı savrandı.Yemekler hazırladı.Tabaklar dolusu tatlılar getırdı. Yan tarafdakı annesıde  meyva ve tatlı alarak bıze yemeğe geldı. Sankı bır Türk aılesıydıler.
Bırlıkte arabasıyla  ‘Ggunube’nehrını ve sahılını gezmeye gıttık.İnsanlar Yemyeşıl el değmemış doğanın ıçınde evlerde yaşıyorlar.Sahıl boyu sörf yapanlar,Nehır kıyısında pıknık yapanlar vardı.Buralara da bayıldım.
Akşam da ev sahıbımın evını tamır eden sıyah ustanın  evıne zıyarete gıttık.Dığer Afrıka ülkelerı kadar olmasa da  bakımsız evler  ve yığılmış çöpler vardı.Elektrık tellerı çalındığından mahallenın bır kısmı karanlıkta kalmıştı.Ama burada da ınsanlar yıne çok şık gıyınmeye çalışmışlardı.
Ertesı sabah erkenden ev sahıbım benı termınalolarak kullanılan denız kıyısımda kı cafeleeın olduğu  yere  getırdı ama  Pazar olduğundan otobüsler 14’de kalkacağından beklemek ıstemedım.Tekrar  Port Elızabet yoluna geldık.Yol ağzında  ellereınde gıdeceklerı yer yazılı kartınlar olan  bırçok  kışıçbeklıyordu.Geçenmözel araçlar durarak fıyatta anlaşıp sızı alıyorlar.Bızde Somalılı bır bayanla bırlıkte ödemelı otostop ıle Port Elızabeth’e geldık.
East London→Port Elızabeth(300km,Pazar harıç otobüs sık var,200R)
İç taraftan ve denız kıyısından olmak üzere ıkı yol var.Sahıl yolu daha kısa ve güzel.
Yol boyu  denıze dökülen bırçok nehırden geçtık.Bu nehır kenarlarında yemyeşıl soğanın ıçınde çok şık evler vardı.



PORT ELİZABETH

*Addo Fıl Parkı: Port Elızabeth’e varmadan ıç kısımda 60 km uzaklıkta.Park hakkımı doldurduğumdan gıtmedım.
 Ülkenın en büyük üçüncü olan bu şehrı genış bır alana yayılmış.
Eskı bölgede çok güzel kolanıyal bınalar var ama  bazı yerlerde sankı bırbırlerının ıçıne gırmışler gıbı sıkışmışlar.Yıne bu bölgede otoyollar, üst geçıtler ıle yoğun trafık ınsanı rahatsız edıyor.
Ev sahıbım benı karşıladıktan sonra aracı ıle şehrı gezdırdı.Gereklı yerlerde durarak evlatlığı  çok tatlı zencı oğlu ıle bız yürüyerek çevreyı gezdık.
Eskı bölge: İş , yönetım bınaları  ve gezılecek yerler burada.
Lımana yakın bu bölgede
1-Campanıle: 52 metrenuzunluğundakı 1820 yapımlı çan kulesı.Üst geçıtlı yolların arasında kalmış .Yakınında
2-Kütüphane ve önünde kı Vıctorıa heykelı: Çok ıhtışamlı bır bına
3-Cıty Hall: 1858 yapımlı bu bına da çok gösterışlı.Geçırdığı yangından sonra yenılenmış.
*Bu çevrede harıka kolanıyal bımalar ve çeşıtlı kılıseler var.
Buradan lımana gıttık ama ıçerı almadılar.Eskı tıcarı bu bölgeden sahıl boyu ılerledığınızde
Yenı bölge: Sahıl boyu apartmanlar, ünlü oteller sıralanmış.
Bu  kayalıklı sahılın bazı bölgelerınde kumlu  plajlar var.
 Ben oradayken hava ınanılmaz rüzgarlıydı.Değıl  dalgalı denıze gırmek ayakta bıle zor durabıldık.
1947’de İngılız kralıyet aıleaı burada kı ‘Kralıyet plajı’nda denıze gırmışler.
Okyanus Akvaryumu: Osenaryum  merkezındekı bu akvaryuma ev sahıbım ‘foklardan başka bırşey yok ‘ dedığı ıçın gırmedım.
Daha sonra ev sahıbımın şehre 20 km uzaklıktakı  evıne geldık. Burada orta sınıf sıyahlar ve beyazlar bırlıkte yaşıyorlardı.Düzenleme aynı Amarıka’da kı gıbıysı. Paralel ve bırborını dık kesen sokaklarda bahçe ıçınde sıralanmış   evler.Ilk kez burada modern evlerde yaşayan  sıyahları gördüm.Evlerınde onları zıyaret ettım.Orta sınıf dıyorum ama bızım zengınlerımız gıbı evlerı vardı.
Port Elızabeth→Jefrey Körfezı(75km)
JEFREY KÖRFEZI
Aslında buraya gıtme planım yoktu.Ev sahıbım çok övünce gıdeyım dedım.N2 yolundan ıçerıye 5-6 km gırıyorsunuz.Ama  gırışde kı denız ve şehrın manzarasını kaçırmayınız.Ayrıca her taraf  mıs gıbı yabanı bıktı kokuyordu.
Şehrın ortasındakı shopıng  merkezınde ındığımde bayrağımızın  büyük ve ılk başta olduğunu gördüğüm tabelasının olduğu  turızm acentesına gırdım. Çok tatlı G.Afrıkalı genç kız yarım Türkçeaı ışe benı karşıladı.Bırçok kez Türkıye’de bulunmış.Sanırım bır gönül meselesı vardı.

Burası bızım Kuşadası gıbı tatıl yörelwrımıze benzıyor.Illede gıtmek ıçın bır albenısı yok.Daha çok rüzgarlı olduğundan sörf yapanların tercıh ettığı bır tatıl beldesı. Sahıl boyu ve yolun dığer tarafında fazla yüksek olmayan tepelıl alanda yeşıllıller ıçınde  çok güzel evler var.
Shopıng Centerden karşı kaldırıma geçıp yürüdüğünüzde ünlü’Sörf beach’ı görebılıyorsunuz.Sıyah kayaları denız öylesıne dövüyordu kı bu sporu burada korkmadan nasıl yaparlar anlamak zor.
Sahıle bakan tepelerde çok şık  malıkhane şeklımde evler vardı.

Yüzmek ıçın ‘Dolphın’, Kıtchen’plajlarına  gıtmek ıçın sahılı takıp edebılırsınız ama zor.Tekrar ana yola çıkıp yolun sonuna kadar yürüyünüz.
 sarı kumlu plajları güzeldı ama hava güneşlı olmasına rağmen plaj bıle dalgalı olduğundan denıze gırmek ıstemedım.

GARDEN ROUTE(Bahçe yolu):Port Elızabwth ıle Cape town arasında kı N2 yolunun ‘Tısıtsıkama Mıllı park’ ıle ‘Mossel körfez’ arasındakı   manzaranın en doyumsuz olduğu kısma verılen ısım.

Bu ünlü yol üstünde ünlü üç tane mıllı park var.
1-Tsıtsıkamma
2-Knysna
3- Wılderness
Jefferys Bayy→Bloukrans Brıdge-Bungy
Jump(124km)→Monkeyland(20km)→Plettenberg(24 km)
 TSİTSİKAMMA  ULUSAL PARK

 Bu parkın ıçınden  geçerken yolun her ıkı yanında   çok yoğun çam ağaçları , mıs gıbı kokan  yabanı bıtkıler  vardı.
 Bu mıllı parka gırış ücretı :Storms rever 168R, Nature’s valley76R.

Nehrın ıçınden geçtığım bu Park ıçınde camp dahıl çeşıtlı konaklama  yerlerı var.
Park ıçınde ‘Storms rever’ ve  asma köprü ‘Suspensıon brıdge’ yı görebılırsınız. bır ıkı günlük yüyüş turları var.
Ayrıca  kano,dalış gıbı aktıvıteler yapabılırsınız.Bırçok suda yaşayan hayvanları görme şansımız olabılır.
Bu çok gıtmek ıstesığım parka aracım olmadığından gözüöde büyüttüğümden gıtmedım ama sonra da çok pışman oldum.Sız gıdınız.Dığer aktıvıtelerden :
*Tsıtsıkamma  Conopy Tours:www.stormsrıver.com

Stormsrıver Vıllage’dekı  bu conopy çevredekı conopy turları ıçınde en zevklısıdır sanırım.Ücretı 465R +30=495R(ıçınde ‘permıt fee’de var.)
*Tsıtkamma Falls Adventure:  Storms rıverden önce
www.tsıtsıkammaadventure.co.za
Waturfall zıplanebtours 350R, Gravıty zone abseıl 100R, Quad bıke tours 350R,




BLOUKRANS BRIDGE-BUNGY JUMP:www.faceadrenalın.com

  Kapısı hemen yolun gırışınse ama ıç kısma doğru 1 km rümek zorundasınız.Çok geçen araç olduğundan otostop yapabılırsınız.
9-17 arası hergün açık.

Aslında bu köprü üzerınden araçların geçtığı ana yol üzerınde. En  yüksek Bungy Jump yapılan  bu köprünün alt kısımındakı kemerden  8-17 arası ınsanlar kendını  yemyeşıl vadıye bırakırken çığlıklar atıyorlar ama çok zevklı olduğuna emının. Atlamak ıçın gıttım ama ıkı dakıkalık bu zevk ıçın ücret çok yüksek geldı.
Bır atlayış : 790R, Aynı gün ıkıncı atlayış 590R,sadece atlayanlara köprüden yanlarından bakmak 100R,eğer baktınız ve atlamak ıstersenız 690R.
 Atlayan grubu ızledıkten ve karşıdan fotoğraflarını çektokten sonra

MONKEYLAND & BİRDS OF ELDEN
Gırış 140R.
Yolun sol tarafında kı petrol ıstasyonumun yanından 3-4 km ıçerı gıdılıyor.Buraya da gıden çok zıyarwtcı olsuğundan trafık yoğun.
Prımate Sanctuary(Prımat maymunlarının sığınağı):
 Rehber eşlığınde tellerle çevrılı bölgede gezıyprsunuz.Asma köprüden maymunları ızleyebılıyorsunız.
Ama gırış kapısının hemen yanında kı mısafırler ıçın restorana gıden  yoldan  gordığınızde tüm maymun çeşıtlerı yakına geldığonden hwpsını görebolıyprsunuz.Zaten görevlılerde  restorana kadar gıtmenıze kapıdan ızın verıyorlar.
Küçük altın sarısı rengınde olanlar çok sevımlı.
*Yakınlarda aslan  gıbı vahşı hayvanların yavrularını sevebıleceğınız bır park var.
PLETTENBERG BAY

Ana yoldan oçerıye doğru  3-4km gıdıyorsunuz.
Adı ‘güzel körfez’ anlamına gelen bu yerleşım de  Gerçekten çok güzel.

Şehır yıne yemyeşıl ama daha yüksek  fog dağının eteklerıne doğru kurulmuş. Özellıkle denızı gören tepelerden evler ve manzara muhteşem.Burada da nefıs dızaynlı harıka kocaman bahçelı evler var.
Plajdakı restoranın ıçınden  yukarıya doğru  yoldan beş-on dakıka çıktığınızda  manzara noktasına ulaşıyorsunuz.Buradan sahılın manzarası daha genış şekılde görüldüğünden doyumsuz.İnsan saatlerce buradan denızı ve sarı  harıka kayalıkları seyredebılır.
Bu yerleşımın şehır merkezı de oldukca modern.Merkezden sahıle ınen yokuşlarda  kı evler daha bır güzel.Buralar asla Afrıka değıl.
Denıze gırmek ıçın en uygun  sarı kumlu genış plajları var.
Plettenberg→Knysna(33km)→Wılderness(48)→George(15km)

KNYSNA

Denızın ıçerı gırerek oluşturduğu gölün kıyısında kı  bu yerleşım en güzelı.Gölün üzerınde köprü ıle ulaşabıleceğınız ıkı tane de adası var.Yemyeşıl ormanların olduğu dağın tepelerınden eteklere doğru  şehır yayılmış.Burada bahçe ıçımdekı  eskı evler aslına uygun şekılde onarılmış.Hepsı bırbırınden güzel. 1870 tarıhlı ılk banka şehır merkezınde.Yıne benımde kaldığım 106 yıllık ‘Knysna backpakers’ de kalmanızı tavsıye ederım.Dışı da ıçıde çok güzel.Çok temız ve odaları çok zevklı döşenmış.


Gezılecek yerler:
1-Waterfront: Yatların,tur gemı ve teknelerının kalktığı bu denız kıyısında çok şık dükkanlar ,restoranlar,cafeler v.b var.
Burada kı tur yapan acenta ofıslerınden   göl gezısı bıletı satın alabılırsınız,
A-Gölöturu:Sabah ılk  9:30’da başlayan bı göl turları zamana(70, 75, 90, dakıka,4 saat), botuna( büyük boot, ferry,katamaran, cruıse) ve yemeklı olup olmamasıma göre 100R,150R, 420R,490R olarak değışıyor.
Akşam altı’da yemeklı ve yemeksız gezılerde var.
Genelde turlar lagün ıçınde adalara ve ‘heads’ denılen kayalıklarım etrafında gezıyorlar.
Bıraz ılerıye yürüdüğüzde
2-Thesen Adası: Güzel bır köprüden geçılerek gıdılen bu adanın da ‘Waterfront’u su üstünde evler,köprülerle
venedık gıbı .Çevre manzarası da güzel.
Ama bu adadakı halkın yaşadığı evler prafabrık gıbı görüntüde .Çok sevımlı değıl.

*Knysna ormanında kalmayı planlıyorsan denız kıyısında kı Mıllı Park turıst ınfo’ya gelıp gereklı ıznı almalısı,
3-Townshıp turu: Rastalı sıyahların yaşadıkları geleneksel köy.Turızm acentası,öğle yemeğı dahıl 700R.9:30-15:00 arası .Ama backpapers’ de yemek harıç üç saatlık tur 250R fıyat verdıler.köy,okul,anzara ve rastalı köylüler görülüyor.


4-Heads(Denızın ıçındekı sarı renklı kayalar):  Plettenberg’den gelırken şehre varmadan 2 kılometre önce denıze doğru ‘Leısure adası’ tabelasından sahıle doğru ınen yoldan 2-3 km sonra
1-Leısure Adası:yıne bır köprü ıle gıdılen  bu adaya gıtmelısınız.Her ev tek başına  farklı bır  mımarıde ve çok hoşlar. Hepsıne de bayıldım.
Adayangırdıkten sonra sola doğru  göl kıyısından yürüyünüz.Önce sazlık göl kıyısını göreceksınız.Köşeyı döndüğünüzde   ‘kafalar’ı gören plajlar gelıyor.Sabahleyın bırçok  adalı  bu göl kıyısında yerek spor yapıyorlar.
Adanın 5 km lık çevresını dolaşmak ıstemıyorsanız yarı yoldan ıçe doğru yürüyerek gırışe gelebılırsınız.
Tekrar anayola gelerek  bır 2-3 km kadar daha gıttıkten sonra  yol ayrımından
2-A-Sağa doğru gıttığınızde denız kıyısına varıyorsunuz.Buradan küçük bır denız fenerı ve kafaların manzarasını yakından görebılırsınız.Eğer

2- B- Dağdan  kafaların  manzarası:  ‘Coney Glen Drıve’tabelasından  sola dağa doğru 1-2 km  yıne  yeşıllıkler arasında çok zengınlerın oturdukları muhteşem evlerden sonra  en tepeye gelıyorsunuz.  Taş parke yollardan ılerledığınızde
Buradan  denız manzarası ve ıçındekı sarı renklı kayaların manzarası  tam deyımıyle nefes kesıcı. Kesınlıkle bu manzarayı görmelısınız.Insanlar buraya güneş batımını ızlemeye gelıyorlarmış.Çok güzel olduğunu söyledıler.

Knysna Natıonal Park: Gırış ücretı yapmak ıstedığın aktıvıyeye göre değışıyor.

*knysna forest: 20km uzaklıktakı bu ormanda kendınız yürümek ıstersenız sadece gırış ücretı olarak 17R verıyorsunuz.
Backpakers’den üç saatlıkmyürüyüş ıçın 250R fıuat verdıler.Araç ıle sızı kapıya kadar görürüp sızınle yürüyenmrehber olacak.
NOT: Knysna  ıle George arasında çalışan buharlıötren artık çalışmıyor.

WILDERNESS

Şehre varmadan 7 km önceTımberlake’de
Acrobranch Wıldwoods(Konopı merkezı): Pazartesı ve Perşembe kapalı.Burada çocuklarınız la tam gün eğlencelı bır gün geçırebılırsınız.Orman ıçınde  Monkey moves(80R), Tree nugger(120R),Swıngıng Tarzan(180R),Hıgh flyıng(250R),The bıg ‘Z’50R-80R fıyatlarında.Konopıden sonra bır saat yürüyerek şelaleye ulaşıyorsunuz.Ama ınternete bakmayı beceremesığımden gıttığımde kapalı olduğundan dömmek zorunda kaldım.
Hemen yol üstünden genelde  emeklılerın yeşılm tepelerden aşağıya doğru  evlerdem yaşadığı touw nehrının kenarında kurulmuş harıka küçük bır yerleşım.
Ben bıraz yürüdükten sonra nehır boyumözel taksı ıle çevrwyı gezdım.

Wıldernessn Natıonal Park: Gırış ücretı 106R.İçınde sadece yürüyüş yapabılıyorsunuz.Nehrın oluşturduğu göller  ve göllerde adalar var. Ayrıca bu sularda ve çevrede yaşayan bırçok kuşu  ızleyebılırsınız.
Şelaleye çıkmak ıçın
1-Sadece yürüyerek 3 saat.
2-Knas hotel önünden ıkı km  fery ıle nehırden gıdıp tekrar üç saat yürüuerek şelaleye ulaşıyorsunuz.
GEORGE
o

*************************************************************************************

@Garden route;



adi bahce yolu ama daha cok cam agaclarindan olusmus ormanlar goruyorsunuz. hint okyanusunun yaninda Yol boyu bircok  goller, nehirler, akliniza gelebilecek her turli aktiviteler, yesil tepelerde vnefis yerlesimler,  ic kisimlarda daha da farkli guzellikde  citflikler, balina,yunus ve fok baliklarini izleyebileceginiz bircok  kiyi yerlesimi.... Gercekten doyumsuz guzellikler sunuyor.Asla acele etmeyiniz.Hele araciniz varsa bu guzellikleri sindirerek geziniz. ben cok zor arac bulmama ragmen elimden gneldigince fazla yer gormeye calistim.
Beni bu yolda en cok etkileyen. Pencereler kapali bile iken bile aracin icine kadar dolan mis gibi yabani bitkiler kokusu.

garden routda ki  en guzel park tsitsikama parki. Buraya  siz kesin gidiniz.
bu parkdaBunge  jupm(Kopruden 216 metrelik yukseklikle dunyanin en yuksek atlayisi), Hint okyanusunda snorkel veya dalis yaparak kopek baligi,foklarla yuzebilirsiniz.
Grostriver' da kano  ile gezebilirsiniz.
conopy yapabilirsiniz
Ben  ilk gunu acele ettigimden. Gidmedigimden sonra cok pisman oldum. zaten ikinci  gunu  o kadar yoruldum ki
Hic planimda olmadigi halde George ile knasyana, da arada   15 km ic kisimda  yemyesil ormanin icinde guest hous' a kendimi zor attim.
bu kadar uzakda bu denli guzellikleri beklemiyorsunuz.Evlerde her turlu konfor dusunulmus. inanilmaz temiz ve zevkli dosenmis.
en cok da sahiplerinin  yuzme havuzlu evlerinin mutfaklarindaki sari agac denilen agacdan yapilan on kismi egri buru orjinal haliyle birakilmis evyeye hayran kaldim.
 esyalarin guzelliklerini hic soylemeyeyim.Burada ki beyazlar gercekten zevk sahibi.
@Wilderness 'den 2-3 km sonra tepede seyir noktasi var.Buradan manzaranin guzelligi yaninda fok, yunus ve balina izleyebilirsiniz.Ben sadece fok ile yunuslari yuzerken gordum. halk burada bu hayvanlarla yuzuyorlarmis.
@ Wilderness parkina N2 yol ustunden veya sehrin icinden girebiliyorsunuz.
@Knysna Fil Parkini ziyaret edebilirsiniz.
george -oudshoorn(63 km)

ben yol cikisinda  bir bayan surucunun araci ile 20R'  e geldim.

Western Cape-Little Karoo; Sahilden kuzeye dogru daglarin arkasinda kalan Kucuk bitkilerin yetistigi tasli columsu araziye verilen ad.Baskenti oudshoorn..
Daha kuzeyde de buyuk Karoo var.


OUDSHOORN

 devekuslari ile unlu bu yerlesimi cok kirac beklerken. Oldukca yesil buldum.Sadece devekuslarinin  sevdigi  sekilde  cevre tarlalari bodur bitkiler var. tasli ve kirac.

turist ofis, sehrin merkezi sayilan ana cadde 'Baron Van Reede' caddesi uzerinde  Kiliseye benzeyen. Muze binasinin biraz ilerisinde.
Tum G.Afrika’da daginik sekilde yasayan Yahudilerden bu sehirde alti aile kalmis.Burada sinagoglari var.

kalma: buraya yakin 'karoo Soul' backpakers' de kalabilirsiniz. manzarasi cok guzel bu eski binanin ici. Cok ozel dosenmis.Ve cok temizdi.

sehir icinde:
1- CP Nel Museum: Pazartesinden Cumaya kadar 8-17 arasi, cumartesi 9-13 arasi acik. Giris ucretsiz ve gezilmeye cok deger.Dac mimarisi ile yapilmis binasi da cok guzel.
devekusunun tarihi ile ilgili gorsel objeler, kolaniyal zamani cam ve porselen  yemek takimlari sergileniyorAyrica. Icinde  eski banka ve ezzane  de cok ilginc.
Bu ana caddenin bir ust  paralel  'High'caddesinde

2- Le Roux Town House: Pazartesinden cumaya kadar 9-17 arasi acik.

; Deve kusu ticareti  yapan  zengin  Roux ailesinin hafta sonlarini gecirmek icin 1909' da Ingiliz mimar Charles Bullack' a yaptirdiklari bu " Ostrich Sarayi' adli binanin icindeki mobilyalar da goz kamastirici guzellikte,Devekusu ticareti ile  zenginlerin nasil yasadiklari hakkinda da bilgi sahibi oluyorsunuz.

bu cadde uzerinde diger dac mimarisi ile yapilmis baska cok guzel evlerde var.

 sehir disi gezilecek yerler:

Ana caddeden devam ettiginizde  yol boyu gezebileceginiz yerler(Bu yol  en sonunda 'Prens Albertm yerlesimine kadar gidiyor.)

1-Cango Wildlife Ranch:  8:30- 16:30 arasi acik.Giris 145R.Extra ucret verdiginizde  Vahsi hayvan yavrularini besleyip  sevebiliyorsunuz.

2-Buffelsdrift Game Lodge:. Giriste restoranta gidiyoruz diye iceri girebiliyorsunuz.Bir km sonar restorant var. Burada devekusu eti denedim.daha cok kuzu etine benziyordu.Oldukca yumusakti.
golet kenarinda cadir seklinde lux kalinacak yerler var.

Zebra, zurafa,bufola.hipo.gergedan.antilop  gibi vahsi hayvanlarin oldugu bolum , korumaya alinmis

, goletin disinda yasiyorlar.Uzaktan gorebiliyorsunuz. Arac ile safari de yapabiliyorsunuz..Ata binebiliyorsunuz.. Ama  gitmeye degmez.


oudshoorn'da gezebileceginiz  uc tane devekusu ciftligi var. Birtanesinin yolu sapa .Diger ikisini ziyaret edebilirsiniz.
·         Cango Ostrich ciftliginin hemen karsisindaki yoldan yururseniz yerlesimin en eski kilisesini gorebilirsiniz.
3-Cango Ostrich Farm: (14km) Giris 100rR. gruplar halinde rehber ile devekuslarini ziyaret ediyorsunuz.Once kucka makinalarini, yumurtalarini,anotomilerini v.b hakkinda bilgi veriliyor. daha sonra devekusu cesitlerini  gordukten sonra eglenceli kisim basliyor.Deve kuslarini yakindan yemliyor,yumurtalarinin uzerine cikabiliyorsunuz. ustune oturup fotograf cektirebiliyorsunuz.Burada isterseniz devekusuna yardimcilar esliginde ucretsiz binebiliyorsunuz.
tabii ki sonunda ki shop da devekusu ile ilgili harika objeler var.Ozellikle devekusu dervisinden yapilan cuzdanlar(100$), cantalar(500$)' dan basliyor.
devekusu yumurtalarindan yapilan gece lambalarvida harika.

bir deve kusu wyumurtasi 20 tane tavuk yumurtasina denk geliyor.Eti de kolostural dusuk oldugundan tercih ediliyor. oudshoorn merkezinde deneyebileceginiz cok sik resterontlar var.
Olgunlasan devekusu birlesmeye hazir oldugunda dizlerinden asagi bacaklari kirmizi renk aliyor. daha sonra normal rengine donuyor.
tarlalarda gezinen devekuslari yumurtalari oldugu donemde cok tehlikeli oldugundan cift telle cevrilmis . giren olursa comelip deveye benzer ayaklari ile insankarin gogus kafesini kirarak olumune neden oluyormus.

Oudshoorn -Cango magarasi: 30 km, dolmus yok.Otostop yapabilirsiniz ama kolay degil.Yada taksi  tutmak zorundasiniz.Anayoldan iceri 1-2 km giriliyor.

4-Cango Magarasi: 9-16 arasi  toplananlar gruba ayrilarak rehber esliginde geziliyor.
60 dakikalik 'standart tur ucreti 80R, 90 dakikalik 'Adventure tour' 100R.
cok  cok ozel bir magara degil.Buralara kadar gelmisken gorulmesi gerekiyor.Sarkit ve dikit olan magaralarla ayni benzerlikte.Icindeki bushmenlere ait kaya resimleri insanlarin ellemesi ile silindiginden goremedik.
cango magarasi- Swartberg pas(24km)


5-
swartberg pas
kara daglar anlamina gelen Swartberg daglarinin en tepesindeki manzara seyretme noktasina cikiyorsunuz.Done done cikan bu yol manzarasi cok guzelmis.Aracim olmadigindan cikamadim.Aklimda kaldi.Mossel bay' de ki ev sahibim le tekrar bu sehre gidip gidecegiz.
 Evet tekrar Outshoorn’a gelip  tam gun bu dag gezisini yaptik.
Gercekten done done yukselen  toprak yolun ve cevredeki kayalik daglarin ve ovadaki yesil ekilmis tarlalarin goruntusu cok guzel.kisin buralara kar yagiyormus.Biz manzara noktalarinda durduktan sonar en tepede piknik yaptik.Daha sonar buradan da 20 km uzaklikdaki ‘prens Albert’ koyune inerek gittik.Yolun bitiminde yol asfalt oldu.
 Daha cok artistlerin oturdugu bu 500 ooo lik yerlesimde de cok sik evler vardi. Burada  hava kuru oldugundan zeytin yetistiriuliyor.Antika esyalarla dizayn edilmis bir cafede dinlendikten sona asphalt yoldan geri donduk.(70km).
Donus yolu  sari ve yesil kayalik daglarin goruntusu de harikaydi.’Meiringspoort’ da ki selaleye kesin gorunuz. Selalenin olusturdugu cam gibi iki golette yuzmek icin onceden mayolarinizi yaniniza aliniz.
Sehre yaklasinca siyahlarin oturdugu elektrik ve suyu olmayan berbat kulubelerin  biraz ilerisinde renklilerin oturdugu duzgun evlerden olusmus mahalle vardi. Tabii ki b sehirdeki beyazlarin oturdugu malikane gibi evlerle kiyaslanamaz.

buradan tekrar Oudshoorn'a gelip Mossel Bay yolu uzerinde
6- Safari  Ostrich Show Farm: 1956m dan beri faal olan en eski ciftlik. Giris 100R. burada da bir onceki devekusu ciftligindeki yapilanlarin benzeri var. ama burada devekusuna binmek icin fazladan 150R oduyorsunuz.Size sertifika veriyorlar.
tek farki turun sonunda iki gorevli devekusuna binerek yaris yapiyorlar.Ben birinci gidisimde geciktigimden bu yarisi goremedigimden ertesi sabah erkenden bir daha gittim,Aslinda yarisi bilet almadan da disardan cok rahat gorebiliyorsunuz.
artik hangi ciftligi tercih ederseniz ona gidebilirsiniz.Ikisine gitmeye gerek yok.

oudhoorn ‘dan    Mossel Bay' a ugramadan direkt Cape Town'a gidebiliyorsunuz.
Tekrar sahile donunuz.

MOSSEL BAY
 oudshoorn’dan mossel Bay'a dolmus ve otobus bulamadim.Burada cok zorlandim. safari ostrich ' den bir bayanla geldim.Yari yolda  siyah  ve renklilerin okulunu ziyaret ettik.Iyi bir deneyim oldu. ogrencilerin aileleri cevredeki ciftliklerde isci olarak calistiklarindan fakirlerdi. bircogu ogle yemegi olarak ekmeklerinin arasina sadece margarin surmuslerdi.
cocuklar bize hazirlandiklari dans gosterisini sundular.Kucukleri burada da doyasiya sevdim.
boylece  tekrar ic kisimdan okyanus kenarina indim.

 Aslinda bu sehre illede gidilmesi gerekecek kadar muzesinin disinda  bir guzelligi yok.deniz kiyisinda  plajlari ile unlu guzelce evlerin oldugu bir yerlesim. Ev sahibim beni araci ile gezdirdiginden fazla yorulmadim.
farkli kiliselerin hepsi ayri guzel.Sirasiyla plajlari



1-De Bakke : cimenlik, dalgali denizi var.

2-Santos  :kumluk,  dalgasiz ve yuzmek icin ideal.Ilk kez dalgasiz deniz buldum ama bu sefer de hava serin.Yine yuzemedim.

3-Dalfinos  : Kayalik,cok dalgali denizi vardi.Burada harika sorf yapanlar vardi. Ama sahilde harika deniz kabuklari topliyabilirsiniz.En miniginden deniz kestaneleri kabuklarini kirarim diye alamadim.
plajin hemen yukarisinda  eski bir magara ve daha ust kisimda ' Deniz fener'i var. Buraya has kocaman fare goruntusunde de bir hayvan yasiyor.
tepeden sarikayalikli dalgali deniz manzarasi muhtesem. burada da yuzen foklari gorduk. Yunus ve balina da gorebiliyormussunuz.

santos plajinin ust tarafinda
4-Bartolomeu  Dias Museum Complex;Pazartesinden Cumaya kadar 9-16:45, hafta sonu ve tatillerde 9-15:45 arasi acik.Giris ucreti 20r, Eger Dias'in gemisinin icini dolasacaksaniz 20R daha vermeniz gerekiyor. degmez. zaten geminin oldugu bolumu gezerken yukardan icini de cok rahat gorebiliyorsunuz. icinde
A- Postahane agaci: bahcenin icinde , zamaninda denizcilerin  mektuplarini  eski botlarinin icine koyarak dallarina astiklari dev kaucuk agaci. yaninda da tastan  bot seklinde posta kutusu var.

B-Shell(Deniz kabuklari) Muzesi: Ben buraya hayran kaldim. birkac tane farrkli baliklarin oldugu akvaryumun disinda dunyanin her tarafindan getirilmis cok guzel kabuklar var. Seyretmeye doyamiyorsunuz. bu muzeyi iki kez turladim.Fotograf makinam yakini bulanik cektiginden uzuldum bu guzellikleri belgeleyemedigim icin.
C- Denizcilik Muzesi;  Bartolomeu Dias'in  Hindistan yolculugu icin Umit burnunu dolastigi geminin birebir aynisi yapilmis. gercekten o zamanda bu geminin nasil yapildijgina insanin inanasi gelmiyor.
ayrica binanin icinde

Ayrica bahcenin icinde ve bu binanin icinde denizcilikle ilgili bircok eski obje var,

eger Mossel Bay' ageldiyseniz bu muzeye kesinlikle ugrayiniz.



Bu arada bilgisayariminda ekrani tamamen kapandi.Yazilarimi parca parca baska bilgisayarlarda yazip mailime gonderecegim.Cok zor olacak. goturdugum tamirci icini acmak istedi ama guvenemedim.Zaten garantisi dolmadi ama ben eve donunceye kadar dolabilir de.


5-
seal adasi: Hemen karsidan gorulen  gozluklu foklarin yasadiklari(Ben oradayken yoklardi)bu kucuk adaya bot ile gidip beyaz kopek dalisi yapabiliyorsunuz.(www.whitesharkafrica.com)
 
bu adada tel kafes ile beyaz kopek baligi gormek icin dalis yapabiliyorsunuz.

lmossel Bay' da. Ucakla tandem atlayisi da unlu.


Mossel Bay- Swellendam( otobus, ogleden sonra,en uygun otobus fiyati 200R)


 


bu arada bilgisayarimin ekranida tamamen karardi.Canim sikildi.Zaten sekiz ayda bozulmadik,kaybolmadik birseyim kalmadi.Eve donunceye kadar kendimi kaybetmesem iyidir.


 Mossel bay" deki ev sahibim o kadar israr etti ki zamanim olmadigi halde  tekrar Oudshoorn' a geldik. daha once icini gezemedigim "Roux  Muzesi" nin icini ve  gezdim.
daha sonra herkesin cok guzel deyiode gidemedigim  ve aklimda kalan "Swartberg pas' gittik. Daha sonar Oudshoor’dan cape town’a dogru gidecegiz.
ANI; Koku Hollandali olan  evsahibim bayan dunya tatlisi bir Kadin.Sicakligi ve konukseverligi ile sanki Turk.
Bu arada butun giysilerimi verdigimden bana pantolanda dikti.Ben de ona cantamda ki son kalanlari hediye edebildim.
Bu evsahiplerimin bahce icindeki bes  genis yatak odali kocaman evleri aileden kalma antika esyalarla doluydu. Uc buyuk kopekleri icin tam takim yatak a odasini ayirmislar. Ayrica oturma salonunda yere serdikleri kocaman yatak uzerinde de gunduz uyukluyorlar. Diger  yine tam yatak odasi takimlari olan oda ise dort kediye ayrilmisti.Kocaman kafeslerde oniki tane renkli kuslar vardi.Hayvanlar  misafir  ve yatak odalari haric evin heryerinde dolasiyorlar. Aslinda aile cok temiz olmasina ragmen hayvanlarin heryere bulasmis killarindan rahatsiz olmuyorlar.
Ev tamirde oldugundan ustalar gelmek istemediginden iki kocaman yilanlarini arkadaslarina birakmislardi.
Bana bu durum anlatilsa inanmam. Bir yere gittiklerinde hayvanlara bakan ozel  gorevli var.Ayrica hayvanlar icin inanilmaz masraf yapiyorlar. Gece oldumu aynen cocugu gibi  kopeklerin yattigi yatakta onlarla birlikte yorganin altina girip onlarin uyumasini bekliyor.sabah ilk iside hayvanlar icin yiyecek tabaklari hazirlamak oluyor. Bu guney Afrikalilarin hayvan sevgisini  ben anlayamadim.
Ayrica bu dunyalar tatlisi ev sahibim,  barbi bebeklere harika elbiseler dikip ve orup satiyor.
Kutular dolusu barbi bebekler icin giysiler ve objeler vardi.  Gittigi yere gore  giydirdigi iki barbi bebegi yanina alip o mekanda fotografliyor.Daha sonar bu fotograflara bir hikaye uyduruyor.Cok renkli bir bayandi.Aynen kucuk bir kiz cocugu gibi barbi bebeklerle sanki evcilik oynuyordu.
Oudtshoorn- Cape town






ROUTE62(sarap Yolu):  sahilden giden ‘garden Route’e gore  ic kisimdan giden Oudtshoorn-Montagu-Cape town arasindaki yola verilen isim.

Route 62 yolu, nehirler ve goletler bol oldugundan  elma, seftali,kayisi gibi meyva bahceleri,sebze bahceleri, bugday,ekin tarlalari  ve tabiiki uzum baglarindan olusuyor.Aslinda bu yola ‘garden route ‘demek daha uygun olurmus.
Ayrica bu yol uzerinde ki yanar doner  renkli kayalik daglarin goruntusu de cok guzel.
Biz  ev sahibimin araci ile Oudtshoor’dan yola ciktik. Aslinda planimiz N2 yolundan 'bahce yolu'na inip  ‘Swellandam ‘I  ve daha sonar kiyiya inip  L’Agulhas’ burnunu gezip tekrar N2 yolu na donup  balina gozlemi yapabileceginiz  tekrar 'hermanus'gidecektik.oradan tekrar N@'ye tekrar gelip  cape Town’a donmekti .ama sekiz aylik gezimde ara ara da olsa ilk kez yagmura tutulduk.Kiyinin daha da yagmurlu oldugunu ogrenince planimizi degistirerek zaten gormek istedigim ‘route  62 yolundan cape Tow’a gitmeye karar verdik.
Outdshoorn’un disinda yoldan biraz iceri girerek eski bir kilise , kopru ve kolaniyal evi gordukten sonar  route62 yolunda sirasiyla  sehirleri gezerek yolumuza devam ettik.

CALITZDORP:Tatli sarap  ve sebze uretimi yapilan normal bir sehir.
Huis pas: Burada da  donerek cikan yol ile dagi asiyorsunuz.huis nehrinin ve daglarin  goruntusu  ile birlikte  cok guzeldi.Yollarda babunlar topluca geziniyorlardi.
*Aleo bitkisi: Ilac ve krem sanayi de kullanilan bu kaktuse benzeyen bitkiyi  yol boyu gorebiliyorsunuz.
*Klapperbos: Yine bu yoreye ait pembe renkli kapali cicekli bu agacin goruntusu cok guzeldi.Sari renkli kurumus cicekleri de cok dekoratifdi.

LADISMITH: Eski peynir fabrikasi var.Ulkenin her tarafindan sadece buraya peynir almak icin gelenler varmis.Ayrica sarap fabrikasida var.
*Bu arada agac  ve yesillik olmayan kayalikli kirac  ‘Big karoo’ nun bir kismi basladi.Asil
Big karoo’ daha ic tarafta.
*sex shop: Yol ustu uyanik bir girisimcinin gelen gecenden topladiklari ic camasirlarindan dizayn edilmis bar. Camasirlari verenlerde uzerlerine yazmislar.Ilginc.

BARRYDALE: Cevresinde ki kayalik daglari ile unlu  meyva bahceleri olan bu yerlesimde bircok sanatci yasior.Cok guzel olan bu yerlesim ilkbahar ve sonbaharda da cok daha guzelmis.
Yol ustunde sik café , restoranlar ve harika yerel objelerin satildigi dukkanlar var. Uzerine resim yapilmis devekusu yumurtalarinin fiyati 250R. Burada yoreye ait kilim ve kumaslar dokunuyor.
*Barrydale'ye yakin 'warmwaterberg'adli sicak su kaynagini ziyaret edebilirsiniz.

WINELANDS:  Yogun sekilde  Uzum baglarinin ,sarap fabrikalarinin  ve meyva  bahcelerinin oldugu  route 62 ile garden route arasinda kalan  ve cape town’a kadar devam eden bu bolge basladi.Bu fabrikalarda sarap testi yapabilirsiniz.Bolgenin en unlu sehirleri Franschoek, paarl ve Stellenbosch. Ben daha sonraCape Town’a cok yakin olan Stellenbosh’a trenle gececegim.
Uzum baglarinin hemen on taraflarinda boydan boya guller dikilmis.Gullerin acilmasindan sonar hasat zamani olduguna karar veriliyormus.


MONTAGU: Bu yolun en guzel sehri. Victoria zamanindan kalma  harika evlerin oldugu modern bir sehir.Kirmizi ve beyaz kurumus uzumleri meshur.Ayrica meyva paketleme fabrikasi da var.
*Kogmanskloof: Afrikaner dilini konusmak istemeyen Ingilizlerin  Dac ve Fransizlari vurduklari  yer.Hemen bitisiginde 1889 yapimli’Ingiliz fort’adli cok guzel goruntusu olan tunel var.

ROBERTSON: Devletin siyahlar icin yaptirdigi kooporatif seklindeki evlerden olusmus sevimli olmayan bir yerlesimBurada yasayanlarin dogru durust isleri yok.Brendi(daha fazla alkol)  ve sarap fabrikasi var.
Yol ustu dukkanlar guzel.sarap testi yapabilirsiniz.
*At yetistirme ciftligi: Roberson ile Worcester arasinda.

WORCESTER: uzum baglarinin yaninda zeytin agaclari da basladi.Kor ve sager okulu ve tavuk ciftlikleri var.
Burada da eski evler var ama guzel degiller.
Yol boyuSiyahlar berbat kulubelerde yasarken renkliler daha duzgun  betonarme evlerde yasiyorlar
*Ben daha sonar ugrayacagimdan yakinindan gectigimiz Stellen bosch ve Paarl’a ugramadik
WELLINGTON  ve CAPE TOWN’a geldik.
Hava ara ara yagdigindan sis masadagininin bazi bolgelerini kapattigindan daha da guzel bir manzarasi vardi.
Direk ‘green point’te geldik.Burada ki deniz kiyisini hic begenmedim.Kayalik ve kirliydi.Ama yarin guzel yerler gorecegimden eminim.
CAPE TOWN

Sehri yakin cevrasiyle birlikte bir haftada gezebilirsiniz.
walking tour fiyati 70R.green markette basliyor.degmez.

*Herturlu dokuman ve bilgi bulabileceginiz turist info sehrin merkezinde,Longstreet'de, waterfront’a  v.b var.Yalniz turist info calisanlari , turistleri , gidilecek yerlere halk otobusu yok diyerek tur aldirmaya zorluyorlar.Tur fiyatlari da pahalli.

TARİH
1652 yılında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi burayı ticari bir üs seçınce bu sakin yerleşimin  kaderı değışmeye başlamış..150yıl sonra ıse  bölgeye İngılızlerın egemen olan İngılızler, Asya’dakı sömürgelerımden Hıntdıstan,Malezya ve Emdenozya’dan  bulunana elmas ve altın madenlerınde çalıştırmak ıçın köleler getırınce şehir hızla büyümüş. Böylece bugünkü farklı ve renklı kültür oluşmuş.
Ama zamanla  yaşam koşullarının kötüleşmesı ışe yoğunşaşan köle nüfusu arasında Nelson Mandela’nın aracılığı ıle  özgürlük mücadelesı başlar. Kölelık kalkar.1994’de Mandela Cumhurbaşkanı olur ama sıyahlar ıçın yaşam hala zor olmaya devam eder.

ULASIM:
1-Hop On-Hop Of: Sehrin gezilecek yerlerinden gecen kirmizi ve mavi olmak uzere iki hat var. her iki hattin gunluk ucreti 170R.Ayni gun istediginiz kadar inip binebiliyorsunuz.
Sehir merkezindeki gezilecek yerler birbirine cok yakin degmez.Belki uzakta ki gezilecek yerler icin bir gunluk bilet alabilirsiniz.

2-My Citi  Bus:  Sadece kart ile binebiliyorsunuz. Kart ucretini daha sonra kartinizi iade ettiginizde alabiliyorsunuz.icindeki para bitince bizdeki gibi dolduruyorsunuz. Bir binis mesafesine gore 10-15 R.Bu otobus ile sehri gezmeniz en mantiklisi.
*geri donerken havaalanina tek binimlik myciti karti 75R.yarim saat suruyor.

3-tren: Yakin banliyolere sik tren var.Bilet fiyatlari 7R'dan basliyor.uygun.
tren ile gelirken yapilan kontrolde tum kompartman bosaldi.hepsi kacak binmis.



Sehir icini yuruyerek cok rahat iki gunde gezebilirsiniz. ben en uzak noktadan basladim.

1-Bo- Kap  Genelde musluman  nusus yasasina direnebilmis gocmenlerin torunlarinin  yasadigi  bu 

bolge tepelerin eteteklerinden sehir merkezine dogru kurulmus.Kucuk ama renga renk tek katli evleri 

ve tasli sokaklari ile cok sevimli.Aralarda yine farkli renklerde ve dizaynda camiler var.

Ana yolun uzerinde 

A-Bo-Kap Muzesi:  Pazartesi-Cumartesi 10-17 arasi acik.giris 20 R. Musluman Gocmenlerin 

yasami anlatiliyor. Biraz ilerisinde

B-Auwal cami :Bolgenin en eski camisi var. Biraz  ilerde ic kisimda long Market caddesi uzerinde

C-Oval camii mimarisinde daha guzel bir camii var.
*monkeybiz: hilton oteline yakin kadinlarin el islerinin satildigi pazar.

Yokus asagi yurudugunuzde  long street e varmadan


2-Christiaan Barnard Memerial  Hastahanesi :Doktor  Bernard tarafindan   Ilk acik kalp naklinin 

yapildigi devasa  hastahane.nedense ben bu olayi hic unutamadim. Modern hastahanenin icini de 

gezebiiyorsunuz. Hemen asagisinda 


3-Long Street: bu cadde uzerinde siradan normal binalarin yaninda 18.yy hastah’in sonlarinda 

yapilmis bircogu islemeli demirlerle suslenmis cok guzel binalar da var.Cadde uzerinde bircok 

hediyelik dukkanlar, restoran  ve cafelerde var.Gezmesi keyifli. Ozellikle turistlerin tercih ettigi  bu 

cadde ,aksamlari  kaldirimlara atilan masalar tiklim tiklim dolu oluyor. Canli muzik yapan yerlerde cok 

var.Renli isiklarla goruntusu de guzel.

Caddenin once sol tarafina yurudugunuzde

A- Sendinggesting Muzesi: Pazartesi-Cuma gunleri arasinda 9-16 arasi acik.Giris ucretsiz.1799 

yapimli ,Afrikalilarin ilk kilisesi olan bu binada din ile ilgil bazi dokuman ve objeler var. 

Ilerisinde  Strand caddesi uzerinde hemen kosede

B- Koopmans  De Wet House: Hergun 10-15 arasi acik.haftasonu kapali. 330 yillik  krem ve yesil 

renkginde ki neo klasik mimaride yapilmis bu eski evde zamanin yasantisini anlatan 

mobilyalari gorebilirsiniz.
*Gold muzesi: buraya yakin.gitmedim.

 Tekrar ana caddeden  caddenin digger ucuna dogru yurudugunuzde sag kolda 

C- Lutherci Kilisesi:1771 yapimli Almanlarin kullandiklari kilse.Karsisinda 

D-  Long Street baths :Giris 48R Adinin basina ‘Turkish’ eklenen 1879 yapimli  bu sik binada ki bu 

banyolar bir gun erkeklere digger gun bayanlara hizmet veriyormus.Ben havuz ve kabinli 

odalari gezebildim.Siradandi. Ama o gun erkekler sirasi olan ic kisimda salonun etrafinda tas 

odalar,sauna v.b varmis.
*Five flies: Long street'e yakin  deniz urunlerinin satildigi devasa restorant.


Hemen koseyi dondugunuzde

4-Company’s garden: hergun 7-19 arasi acik. cesme ve heykellerle suslu  masa dagi manzarali 

bu guzel bahcenin icinde ve yakininda  bircok muze var.Cicek ve dev agaclarlarin oldugu bu 

parkin ortasinda da ‘Cecil Rhodes’in heykeli var.Yine Rhodes’in  zamaninda getirdigi gri 

sevimli sincaplar her tarafta ziyaretcilerden yiyecek atmalarini beliyorlar.

A- South African Muzesi: hergun 10-17 arasi acik.Giris 30 R. Afrikanin en eski bu muzesini 

kacirmayiniz.

Balinalara ,Afrika dinazorlarina ve kopek baliklarina genis yer verilmis hayvanlara ait 

bolum ilgi cekici.Ozellikle dev  mavi balina iskeletleri gorulmeye deger. 

Yine icinde tas muzesi,etrognafya muzeside cok guzel.Ama benim cok gormek istedigim  

San kabilesine ait kaya resimleri en ilginciydi.

Muzenin hemen bitisiginde ki ‘Planetarium’ ise cocuklara hizmet veriyor.

Muzenin sag tarafinda 


B-African National Galerry: Hergun 10-17 arasi acik.Giris 30R.Genelde modern eserlerin 

sergilendigi bu muzenin binasi da cok guzel.










C-Gverment Street:  bahcenin tam ortasindan gecen Agaclarin golgeledigi harika resimlerin sergilendigi  cok guzel yaya yolu. 

Uzerinde yukariya dogru  

a- Parlemento Binasi: Bahcesinde Victoria heykeli olan  Cok buyuk ve gosterisli bu binayi da disaridan gorebiliyorsunuz.devaminda 

b- Tuyhuis:Parlemento binasinin bitimine ki bu  valilerin oturdugu hukumet binasi 

parlemento'nun karsisinda 

c- Guney Africa Ulusal Kutuphanesi: Binanin kendisi de ici de cok guzel.

d-Bertram House: hafta sonu kapali.diger gunler 10-17 arasi acik,giris 20R.
Yaya yolunun sonunda ana yolu gectiginizde

e-Mount Nelson hotel: 1899 yapimli cok nefis bu otelin icinide gorebiliyorsunuz.

Kutuphanenin asagisinda Yaya younun sonunda  kosede



Galariye yakin kapidan  yaya yolunu gecip Bahceden disari ciktiginizda 

5-Jevish Muzesi: Cuma 10-14,digger gunler 10-17 arasi acik.Cumartesi kapali.Giris 40R.Guney 

Africa’nin en eski sinagogu olan 1862 yapimli bu uc katli  sinagog muze gorevi 

goruyor.Yaninda kullanilan diger bir sinagog var.

6- George Katedrali : Bu  gorkemli tas katedralin ici bos.Icindeki birkac resmi gormeniz icin Bahsis istiyorlar.



Katedralin karsisindaki sokakta

7-George’s Mall: Acik havada cesitli yiyeceklerin, giysi ve objelerin satildigi cok hareketli bir mekan. 

Ozellikle ogle uzeri ayakustu karnini doyurmak isteyenler gediginden cok kalabalik oluyor. Biraz 

ilerleyip sola donduunuzde

8-Greenmarket Square: Zamaninda sehin onemli olaylarinin gerceklestii bu meydanda simdi Afrika 

objelerinin satildigi tezgahlar var.. Hatira esya almak icin ideal. 

A- Old Town House: Hergun 10-17 arasi acik.Pazar kapali.Giris 20R.Dac mimarisi le 1755 

yapilmis bu devlet binasinda simdi ‘Rembrandt’in resimleri sergileniyor.Zamanina gore farkli 

sergiler oluyor. 

*Bu meydana cok yakinda ki Long street’ten de inebilirsiniz.

*Bu meydan da ‘Baran’s restorant’adinda Kurt vatandasimizin mekani da var.Turk yemekleri 

bulabilirsiniz.

Buradan tekrar parlementonun onune geliniz.

9-Adderley Street: Eski binalarinda oldugu guzel bir cadde.Uzerinde

A- Slave lodge(Cultural History Muzeum):Pazar kapali.Diger gunler 10-17 arasi acik.Giris 30R. Yaya yolunun bitiminde 

Sehrin gecmisi ve kolelikle ilgili muze ama icinde  daha cok beyazlara ait objeler ve  kolelikle ilgili resimler var.Cok ilginc degil.Onunde de  1870-1950 yillarinda yasamis J.C Snuts’un 

heykeli var.G

Bu binanin devaminda Ara yolun kosesinde  gri bina

B- Groote kerk(Buyuk Kilise):Pazartesi-Cuma arasi 10-14 arasi acik.Giris ucretsiz. eski kilisenin 

yerine 1841’de yapilan bu  hollanda reform kilisenin icinde insanlarin sosyal durumuna gore ibadet ettikleri 

bolumlere ayri kapilardan girebiliyorlarmis.

Ozellikle eski kiliseden kalan  heykeltras Anton Anreith tarafindan tik agacindan oyulan  

aslanlarin basinin uzerine oturtturulmus mimber harika.

*Kole agaci: 1834 yilina kadar kolelerin alinip satildigi  Kilisenin giris yanindaki ice giden caddenin ortasinda.Tabelasi var.

Caddenin sol tarafinda 

D- First national bank:  bu guzel binanin icini gezemedim. Karsi caprazinda kosede

E- Standart Bank:Heykellerle suslenmis baska bir gosterisli bina
Hemen bitisiginde


F- Trafalagar Place Flower Market:genelde musluman kadinlarin satis yaptigi ve cok farkli ve guzel ciceklerin satildigi yer

Standart bankin  arasindaki  trading caddesine  girdiginizde

10--City Hall(Belediye Binasi): 1905’de ingiltere Krali
7.Edvard   zamanida  italyan mimarisi ile yapilmis cok gosterisli bina.Icinide gezebiliyorsunuz.
Mandela ,ozgur olduktan sonar bu binanin balonundan unlu konusmasini yapmistir.belediye binasinin hemen yaninda 1889 yapimli guzel bir bina

11--Kutuphane:Sali-persembe 8-18, Cuma 9-18, Cumartesi 9-14 arasi acik. .icinide gezebiliyorsunuz.
Bu binalarin   hemen onunde ononde

12-Grand parade:  Nelson mandela’nin ozgur olmasindan sonar tarihi konusmasini dinlemek icin halkin toplandigi meydan.meydan da 7,edvard ve kralicenin heykelleri var.
Meydanin asagi tarafinda

13-castle of good hope(Umit burnu kalesi):Pazartesi-Pazar 9-16 arasi acik(Son giris 15:30).turlar 11, 12,14 de var.Giris 30R.
besgen seklindeki  sato- kale,  Afrika’da ki en eski Avrupa yapisi olup 13 yil suren yapimi 1679’da bitmistir.Zamaninda ulke buradan yonetilirken bugun Askeriyenin kullanum alani icindedir.


Ben gittigimde askeri bandonun festival icin hazirlik calismalai vardi.Biraz izledikten sonar kaleyi gezdim.icinde dort tane muze var
A-askeri muze: Hollanda dogu hindistan donemi zamanini anlatiyor. fazla birsey yok.Zindanlar.iskence odalari v.b tur ile gezebiliyorsunuz.ben son anda gittigimden yalniz gezdim.
B-Secunde’s House: Zamaninda Vali yardimcisinin evi olan bu bolumde ,16. Ve 17.yuzyil zamaninda kullanilmis esyalar var.
C-William Fehr Kolleksiyonu: Zamanin mobilyalari,porselenler,resimlerv.b ile cok guzel.
D-Seramik muzesi: Burada da degerli parcalar var.
Ayrica heykellerle susulu ‘kat ‘balkonunu  gorunuz.

belediye binasinin ust taraflarinda 


14-Distric 6 Museum: Pazartesinden cumartesiye kadar 9-16 arasi acik.Pazar kapali. Giris 30R.rehberli tur 45R.
1966’da  ‘beyaz bolge’olarak ilan edilen Bu bolgede yasayan cogu melez olan halkin  sehir disina tasinmasina zorlanarak evleri yikilmis.Ama ulke disina kadar yayilan protesto ile beyazlar icin yikilan evlerin yerine yenileri yapilamamis.
Bu muzede bu yikimin,cekilen acilarin belgeleri , resimleri ve ilgili objeler var.

Muzeden yukariya dogru yurudugunuzde  sag tarafda 78 nolu

15-Rust-En- Vreugd: bu eski eve giris ucreti 20R.
Tekrar ayni yoldan geri gelerek





Artik deniz kiyisina inebiliriz.

16-Waterfront: Dinlenmek,yurumek,sokak gosterileri izlemek ve herturlu tur alabileceginiz    

cok  guzel bir yer ama binalar cok ic ice oldugundan karmasik gorunuyor.

Yine bircok sinema ve tiyatro salonu var. 

Burada ki alisveris dukkanlari tek kelime ile harika.Avrupadakilerden bile siklar.hele eski saat 

kulesinin yaninda ki 'African trading Fort' adli uc katli gri binanin tum katlari Afrika objeleri ile dolu.muze gibi gezebilirsiniz.

 Burada da denizcilikle ilgili muzeler var ama girmedim.Yurumek cok daha keyifliydi.ben 

gittigimde yuzme ve kurek yarislari vardi. 

*Buradan helicopter , kanal vey akin cevreleri gezebileceginiz cok cesitli turlar var.sabah 

ve ogleden sonar ki katamaran turlari 150R,sarap sunumlu  sunset turu ise 240 R.
canal cruise fiyati 40R.

A-iki okyanus akvaryumu: giris tek gun icin 125R.Yillik bilet de var.Cok reklami yapilmis ama benzerlerinden fazla bir ozelligi yok.Bildigimiz akvaryumlardan.fazla kalmadan ciktim



ARAC ILE GIDEBILECEGINIZ YELER

Town ship tour fiyati 290R.

Tur fiyatlari:




1-Robben Adasi: waterfront’tan Hergun 9, 11, 13, 15 ‘de birkac  fery kalkiyor.Ucret 280R.12 km 

uzakliktaki adaya ,Tur gdis gelis ile birlikte dort saat suruyor

Robben adasina kalkan fery iskelesinin yanindaki sari renkli saat kulesini, yuksek gemiler gecerken acilan sallanan kopruyu ve  iskelede ki  foku gorunuz.


irk ayrimina karsi olan   insanlarin  acimasiz kosullarda yasamak zorunda birakildigi  bu hapishane zamaninda politik bir okul gorevide gormus.Burada bilinclenen mahkumlar araciligi ile ozgurluk mucadelesi baslamis.
 Hapishane daha sonralari hastahane olarak da kullanilmis.Ada da iki tane kilise  ve cami de var.

Yolculuk boyu suruler halinde foklar bizi takib etti.feriden indiginizde  icinde rehber olan sizi bekleyen otobuslerle hemen gezmeye basliyorsunuz.gerekli yerlerde inip rehber esliginde gezip tekrar devam ediyorsunuz.
Once Afrika kongresi lideri  'robert sobukwe' ve ailesinin  kaldigi koguslar ziyeret ediliyor.daha sonra mahkumlarin zor kosullarda calistirildigi kirec ocagi,cuzzamlilarin mezarligi gezildikten sonra Mandela'nin 18 yil hapis yattigi  koguslar geziliyor. Aslinda bos koguslardan baska fazla birsey gorulmuyor ama resimler bile insanlarin acisini,mucadelesini anlamaniza yetiyor.Dinlenmek icin zamaniniz olacak restorantin yaninda ki penguenleri de gorebilirsiniz.
*ROBBEN ADASI
Inesco tarafından korumaya alınmış adayaİngılızler 1800yıllardan berı askerı hapıshane olarak kullanmışlar.Daha sonra kölelığın kaldırılması ile ılgılı mücadelede polıtık suçlularda girmiş.
Irlcılık mücadelesınde burada yatan polıtık suçluların dayanışma merkezı olmuş.Hatta burada yatan profesörler genlere ders anlatarak daha sonra onlarım ünıversıte mezunu olmalarını sağlamışlar.
Zamanla  kılıse,camı,okul, spor tesislerıyle   büyümüş.





2-Masa dagi:

Dagin eteginde ki teleferige  ‘ hoop on hoop off’ ile ulasabiliyorsunuz.Veya city bus ile  son 

durakta inip tekrer 111 nolu belediye otubusu ile gidebiliyorsunuz. Bu yol manzarasi da cok 

guzel.

Zaten bircok kisi bu yol ile teleferigin oldugu Alana gelip sehrin manzarasini izliyorlar.

Teleferik gidis-donus 225R,tek yon 115R.Dogum gunlerinde herkese bedeva.saat 18’de 

gunes batimini izlamek isterseniz yari ucret oduyorsunuz. 

Once asansor ile teleferigin oldugu bolume cikiyorsunuz.Bilet kontrolunden sonra doner 

tabanli teleferikle 6 dakikada tepeye ulasiyorsunuz.Bircok kisi yuruyerek cikiyor ama ben 

donuste denedim .Cok kolay degil.Tas merdivenlerden tirmaniyorsunuz.En az cikarken 2 

saat,inerken de bir saate ihtiyaciniz var.Ayrica teleferigin ust kismindan yurumeye 

baslayabileceginiz gibi bircok yoldan birtaneside   cogu kimse araclari ile teleferigin ilerisinde ki sanirim benimde donuste indigim en kestirme olan yoldan tirmaniyorlar.

 Eger dagin tepesini gorebiliyorsaniz teleferik calisiyor.Ona gore gidiniz.

Dunya mirasi listesinde olan  Dag, 1.086 metre yuksekliginde uc km genisliginde.

Dagin etrefinde Lions’head, Signal hill ve seytan tepelerinin manzaralari da cok 

guzel.Buralara da yuruyus turlari duzenleniyor.

Tepede Gercekten manzara cok guzel.Dolastiginizda Sehri cepe cevre manzarasini  ve  cape 

poin’e kadar cevre manzarasini gorebiliyorsunuz.cogu kimse saraplarini  ve piknik 

sepetleriyle gelmisti.

Dagin tepesinde cok farkli kisa bitkiler ve  mor,sari  v.b cicekler var.Bunlarin arasindan 

yuruyebileceginiz Manzarayi gorebileceginiz genelde tastan bircok patika yol var. .ozellikle 

‘camp bay’sahillerini goren en az 45 dakika yurume mesafesinde olan yolu gidiniz.manzara 

buyuleyici.

Ayricateleferigin bitis noktasinda alis veris yapabileceginiz dukkan ve café de var.

3-KIRSTENBOSCH BOTANIK BAHCESI:Giris 50R.masa daginin eteklerinde arka ytarafinda ki bu bahce gercekten gorulmeye cok deger.Cok farkli cicekler,agaclar arasinda yuruyus yollari var.Yururken derenkli kuslar gorebiliyorsunuz.hatta ben sevimli baykus yavrularini cok yakindan gorebildim. ozellikle G.Afrika'nin sembolu olan sari ve pembe tonlarinda ki 'protea' adli cicek bahcesi cok guzeldi.
 insanlar buraya piknuk yapmak , spor yapmak hatta yastiklarini alip uyumaya geliyorlar.Cok rahatlikla en az yarim gun gecirebilirsiniz.

4-CAMPS BAY
deniz kiyisindan devam ettiginizde
waterfront , see point, Clifton ve camps bay'a ulasiyorsunuz.

see point:kayalikli  denizi yuzmeye uygun degil ama kiyi parklari yuruyus ve spor yapmak icin cok ideal.
Mouille point Lighthouse: kirmizi-beyaz  cizgili ,guney afrikanin en eski deniz fenerini gorunuz. arac ile ilerlediginiz de 

clifton beach:yemyesil tepelerden sahile dogru zenginlerin oturdugu cok luks evlerin oldugu bu sahil yerlesimlerinde yuzulebilecek en guzel  1,2,3.4 adli clifton plajlari var.hemen yaninda 

Gien beach:hafta sonlari piknik yapan ailelerle dolan ve denizsuyu ile dolan yuzme havuzlari olan  dev tas kayalarin oldugu bu sahil cok renkli.bu sahilin bitisiginde de 

camps bay: Ben burada tepelerde ki ormanin bitisiginde   kaldigimdan bu plajlari ve cevreyi cok guzel gezebildim ve cok begendim.genelde bu plajlarda da ruzgar oldugundan  sorf yapanlar  da cok.Te
 bu sahilden devam ettiginizde 

5-STELLENBOSCH: Winelands bolgesinde ki 50 km uzaklikta ki  universite ogrencilerinin yogun oldugu bu yerlesime cape Town'a tren ile giderek sarap tarlalarini ve sarap  fabrikasi  ziyereti yapabilirsiniz.

*tam gun  Winelands turu 750R.yarim gun Winelands turu  590R.

6-CEDERBERG: cape town'un kuzeyinde ki cok farkli kaya olusumlarinin oldugu  milli park.





7-CAPE PENINSULA VE UMIT BURNU

En iyisi sehir merkezinden hindistan okyanusu kiyisini takip ederek ‘Noordhoek’ten sonra  burnun digger kismina  ‘Simon kasabasi’na gecerek atlas okyanusu kiyisinidan  guneye  inip Umit Burnunu gezdikten sonar  tekrar kuzeyden cikip sehre donmek.
Umit Burnu turu ,tam gunlik  560R’dan yarim gunluk tur ise  daha uygun fiyatlarla basliyor.Araciniz varsa istediginiz yerde istediginiz kadar kalabileceginizden bu guzergahdacok keyifli.Ben ozel aracla gezdim.

Sirasiyla gorecekleriniz
A-Hut Korfezi: ozellikle yolu tirmandiginizda ust taraftan sahilin manzarasi harika.
B-Leopar heykeli: Hut korfezinin sahiline  indiginizde de gorebiliyorsunuz ama  kaya uzerinde ki yesil leopard heykelini yine yolu tirmandiginizda aracdan inip cok daha guzel manzara esliginde gorebiliyorsunuz.
C-Chapman Peak: 1922’de kullanima acilan  , Dagin sahile bakan kismi oyularak yedi yilda tamamlanan bu yolmanzarasi da guzel.On km kadar devam ediyor.
D-noordhoek: Genelde  sanatcilarin oturdugu bu sahil kentininde manzarasi cok guzel. Burayi gectikten sonar saga donunuz.
E-Simin Kasabasi: Cok sirin bir yerlesim.Yine tepelerden sahile dogru  guzel evler siralanmis.Ana yol ustunde  ‘Denizcilik Muzesi ‘ ile cocuklar icin’savas oyuncaklari muzesi’ var.Ayrica marinasi da guzel.Limana bakan meydancikta  heykeli olan ‘Danua’adli  kopek 2. Dunya savasinda Britanyali askerlerin uguruymus.
Biraz ileride
F-Boulders Beach:7-19:30 arasi hergun acik.Giris 60R. birkac penguenin oldugu  dev tas kayalarin oldugu plajda yuzebiliyorsunuz. .Ayni biletle giris kapisinin  yanindaki tahta yoldan devam eetiginizde  bircokpenguenin oldugu sahile ulasiyorsunuz.Cevre manzarasi cok guzel.
* Penguen sahili yakınındaki Aloe Vera fabrika satış mağazası var.

G-UMIT BURNU


6- 7:30 hergun acik ama  cikis saati degisebiliyor.Gurerken  hangi saatte cikacaginizi goruyorsunuz.Kisi basi giris 110R.Aracdan para alinmiyor.Zaten yaya gidemezsiniz.
Aracinizla direk misafir merkezine geliyorsunuz.restoran ve café  var.

.

a-Cape Light(cape feneri): yuruyerek 15 dakika.Teleferik de var,Gidis donus 55R,tek cikis 45R.degmez.

r 1860'da deniz seviyesinden 269m yüksekteki bu noktaya yapılan   bu tarihi  fener 59 yıl çalışmış .

Manzaranin tadini cikariniz. Fenerin oldugu tepede  asaginin manzarasi cok guzel.burada  onemli sehirlere bu noktanin ne kadar uzaklikta oldugunu gosteren bildik tabelaler var. buradan 20 dakika yurume mesafesinde burnun ucunda
b-Cape point: 
Ama   1911'de  bır Portekiz yolcu gemisinin kayalara çarpıp batınca  eski fener yerine  daha alçağa  gemıcıler tarafından daha rahat gçrülebılecek yenı fener yapılmış Buradaki kaya olusumlari cok ilginc.burnun tam asagisinda  yeni fener kulesi var.Cevre mis gibi yabani cicek ve bitki kokuyor.Manzara doyumsuz.
Buradan tekrar misafir merkezine gelip arac ile fazla uzak olmayan  

c-cape of good hope( Umit Burnu ):  once5 km uzaklikta ki  sahile ulasiyorsunuz.Kisa bir tirmanisla  sahili ve digger yaya yolu ile arka sahilmanzaralari gorebileceginiz kayalara tirmaniniz. Tabii ki manzara cok guzel.Burasi Hint okyanusu ile atlas okyanusunun karistigi nokta olarak bilinde de asil  iki okyanusun karistigi yer 150km uzaklikta ki benim gidemedigim Agulhas Burnu’dur.burada 1848 yapimli iskenderiyr fenerini ornek alinarak yapilan G.Afrikanin en eski fenerinide gorebilirsiniz.
Guzel yabani bitkilerin oldugu parktan ayrildiktan sonar tekrar Simon kasabasindan gecerek bu sefer  duz devamederek en iyi balina gozleyebileceginiz yerlerdeb=n biri olan’fish Hoek’ gecip
H-Muizenberg: Tepelere dogru cok sik olan evlerin yaninda sahilinde renkli soyunma odalari ile unli bu yerlesimde ‘Rhodes’e ait esyalarin sergilendigi ‘Rhodes House’yi de ziyaret edebilirsiniz.Buradan manzarasini gorebileceginiz

*Portekizli kâşif Bartolomeu Dias,  bu burnu 1488'de etrafını dönmüş.Hındıstan’a doğru denız yolculuğunda  umut olduğundan 'Ümit Burnu' denilmiş.Masadağı milli parkı da 


Ama aslımda Afrıka.nın en güney ucu 150km doğu-güneydoğu da kı Cape Agulhas'tır.


*False bay:
Umit burnunun dogusun da ki  bu korfeze dogudan donen Hollandali gemiciler   daha kucuk olan ,Cape town'da ki 'masa korfezi'  sandiklarindan  bu ad verilmis.Cunku  bu korfezde ki asili kaya anlamina gelen 'cape hanglip' ile masa korfezinde ki  umit burnu birbirine benzediginden  bu yanlislik yapilmis.
* araciniz varsa buradan Agulhas ve hermanus'a gecebilirsiniz.

Buradan Cape Tow’a donunuz.

NOT: Birdaha ki gezide gitmen gereken yerler:AGULHAS,  HERMANUS, CEDERBERG, STELLENBOSCH ve  BAHCE YOLUTSITSIKAMMA ULUSAL PARK

Swelendam-cape Town(218km)

Swelendam-Agulhas(109km)-hermanus(127km)-cape town(121km)

bredasdorp-Agulhus(39km)-cape(186km)



ANI:Supriz geri donus

Cape town'u gezmeyi bitirdikten sonra planim,  Guney Afrika'yi gezerek kuzeye Johanesburg'a gecip oradan da Namibya,Botswana, Zimbabve,Zambia,Raunda,uganda ve tekrar Kenya uzerinden  Etiyopya ve Sudan"i da gezip ulkeme donmekti.
 Namibya vizesi icin  davetiye mektubu  bekliyordum.Umit burnunu gezdikten sonra kaldigim ev sahibimde kalan Italyan ogrenci  odaya gelerek ev sahibime "yarin vizemi uzatmak icin sehir merkezine gidecegim' deyince  bir anda simsek cakti.Bir aylik vizem bitmis olabilirdi.hemen pasaportuma baktik. ulkeye giris tarihime gore  son gunumdu.

ev sahibim  hemen internetten  arastirma yapti ama tam birsey söyleyemedi.
Ertesi gun erkenden birkac merkeze giderek vizemi uzatmak icin en sonunda ofisi bulduk.vizemi 175 dolara uzatma hakkim vardi.veya bir gun gecikme ile  birbaska ulkeye veya turkiye'ye donmem gerekiyordu.Namibya,Botswana,Zimbabve ve Zambia'da kalinacak yerlerimi ayarlamistim ama   Namibya vizem olmadigindan bir anda  Turkiye'ye geri donmeye karar dokuz aylik gezimde de cok yorulmustum.
Bu arada
Green markette ki Hüseyin bey de tam bilmediği halde vizemin Swaziland'dan  çıkış tarihimle başladığını , zamanını kaçırırsam 5 yıl başka ülkeye iremeyeceğimi söyleyerek gözümü korkuttu.

 Biraz dinlenip tekrar kaldigim yerden devam etmeye karar vererek havaalanina geldim.Son anda bilet almak istediğimden  Türk Hava Yolları çok pahallı ve ucuşzamanı az olduğundan Emirates e yöneldim.Görevlı kız 'havaalanında bilet satışımız yok.şehre dönüp oradaki ofisimizden biletinizi satın almanız gerekiyor' dedi ama zaman yoktu.hemen elçiliği arayarak  durumumu sordum.Onlar o gün için ülkeden çıkabileceğimi söylediler ama ben tatmin olmadı.Buna rağmen  daha fazla zaman kaybetmemek için 
.
Hemen kızımı arayarak bana internetten bilet almasını söyledım ama  emirates, yolcu soyadı ile bilet satın alanın soyadının aynı olmasını şart koştuğundan kızım alamadı.

Bu arada rıca ettiğim başka bir havayolunda çalışan bayan bana bilgisayarından yardımcı olmaya çalıştı ama bankodan uzanıp mesaj yazmam çok zor olunca orada kı bır yolcu bilgisayarını açarak kullanabileceğimi söyledi. bu sefer de nedense gönderdiğim yazılar karışık gıttığinden kızım yazdıklarımı anlayamadı.


Benim kart numaramla almak istedi ama güvenlık için numara benim cep telefonuma geliyordu ve benim cep telefonu yurt dışına kapalıydı. kızım bilet satın almayı denemeye çalışırken görevlı bayan emiratesi telefonla arayarak  bilet satın almak istedi.Hemen tekrar kızımı arayarak bilet alımını iptal ettirdim.Biraz pahallıda olsa bayan  biletimi satın aldı.Benımle   kontuarlara gelip yolcu etti.Bu yardımsever bayandan adresimi vererek kesin misafirim olmasını rica ettim.
Bu anlattıklarımı  ne telaşla ne sıkıntılarla yapabildiğimi anlatamam.Ama daha bitmemişti.tahmin ettiğim gibi pasaport kontrolünden geçerken bir gün geciktiğimi söyeyerek gerekli evraklar dolduruldu.durumu görevliye anlatınca ıkna oldu ama verdiği adrese mesajla durumumu tekrar iletmemi söyleyerek beni saldı.Sanırım  bir gün için ceza vermeyecekler.
şu anda İstanbul'dayım.hemen bozulan bilgisayarımı gerekli yerlere götürdüm ama yazı ve fotoğraflarımın kaybolma ihtimali beni  telaşlandırdı.her gezide gereklı önlemlerı almadığımdan  bırşeyler kaybediyorum maalesef.
Sanırım bir yıl sonra kaldığım yerden Afrıka gezisine devam ederim.Sevgiler.



















2 yorum:

  1. Harika bir yazı bu kadar detaylarına hiç rastlamadım hem gezip hem bunları yazmak büyük başarı Sü anda Knysna dayım beş gün sonra Cape Town Yazımızdan çok yararlandık Elinize saglik

    YanıtlaSil
  2. Çok sağ olunuz Ahet Bey.
    Bu arada ben Güney Afrika'nın güzelliklerıne kapılıp bir aylık vizemi kaçırdığımı bir gün sonra fark ettim.Kendimi Türkiye'ye zor attım.Aslında gezim çok uzundu.Daha sonra tamamlayacağım.
    Keyifle geziniz.İçinize sinsin.
    İclal

    YanıtlaSil