2 Şubat 2013 Cumartesi

2 - IRAK / ORTA DOĞU







KUZEY IRAK: Türk-Kürt sorunu burada çoktan çözülmüş.


Gezi tarihi:6 nisan 2013-11 nisan 2013





Yakın arkadaşımın oğlu Erbil’de çalışmaya başlayınca hep aklımda Erbil’e gitmek vardı. İran’a gidince bu fırsatı yakaladım. Ama Erbil hakkında doğru dürüst bilgim yoktu. Gelişmemiş bir yer olduğunu düşünüyordum. Ama yanıldığımı daha şehre girmeden lüks arabalardan hemen anladım.





Büyük lüks binalar, yollar, parklar vb. ile modern bir şehir. Şehir sanki yeniden inşa ediliyor. Her yer şantiye. Ve bu devlet daireleri, yol, köprü vb. işlerin çoğunu Türk firmalarının yaptığını öğrenince daha da şaşırdım.Nerdeyse tüm inşaat malzemeleri ve yedek parçalar Türkiye’den geliyor.Her yerde Türk tabelaları,Türk bankaları.Sanki Türkiye’deymişim gibi.

Yani paranın kokusunu alan hemen burada ofisini açmış.Ve bir daha net anladım ki “para”her şey.din, iman,etnik köken vb tanımıyor.

Biz hala Türkiyede Türk- Kürt sorunlarını çözemezken, didişirken burada her şey yoluna girmiş. Kürtler, Türklerin işlerinden çok memnun. Türklerde kazandıklarından ve Kürtlerden. Hatta öğrendiğime göre Kürdistan kurulduğunda ilk gelenler MHP milletvekili iş adamlarıymış. Zaten babam politikacı olsa güvenmekte zorlanırım

Halk Arap etkisinde. Hala kapalı toplum ama kısa sürede buraların çok değişeceğine inanıyorum. Gayet güvenli. Aynı bizim doğu insanı gibi çok konuksever ve tok gözlüler.”Türküm” deyince sizle daha daha da ilgileniyorlar. Burayı çok değişmeden gezmenizi, yakından kendinizin görmenizi tavsiye ederim.





İRAN’DAN IRAK’A GEÇMEK



Urmiye(İran)→Erbil(Irak)(Otobüssabah 8, 9 ve 10’da var.12 saat sürüyor.40.000 Tümen=20 Tl)

Otobüs ün bir tarafı tek koltuklu ve oldukca lükstü. Her an sıcak çay ikramı vardı. Yine bizde ki gibi yiyecek paketi dağıttılar.

Irak gümrüğü çok moderndi. Defalarca kontrolden geçtik. Hele benden şüphelendiklerinden donumun içine kadar aradılar.



Irak’a geçer geçmez farklılıklar başladı. Hele otobüsümüz gürül gürül akan bir ırmağı takip ederek Yemyeşil çayırlar, karlı dağlar seyrederek yolculuk yaptık. Çok güzeldi. Bir de otlayan hayvanlar. Cuma resmi tatil olduğundan Her yerde insanlar piknik yapıyordu.

Giysilerde değişmeye başladı. Erkekler bellerinde kuşakları sarılı olan genelde askeri renklerde bütün olan şalvarlı yöresel giysiler giyiyorlar. Kadınların giysileri çok daha renkli.



Ama en çok dikkatimi çeken lüks arabalar oldu. Tüm yollar bir kısmı cip olan arabalarla dolmuştu. Paranın bol olduğu ülkeye girdiğimi anladım.




Bunun yanında çevre çok kirletilmişti. Özellikle yol kenarlarına naylon poşetlerle atılmıştı.





TARİH



Saddam zamanı, aslında etnik grupların arasında bir sorun yoktu. Tek kendisi Millete düşmandı. Dışarıdan malzeme almak yasaktı. Çanak anten yoktu.2 kanallı tv’de 4 saat Kürtçe,1 saat Türkmence yayın yapılıyordu. Dünyadan haberleri olmuyordu. Haberlerde de sadece Saddam’ın haberleri veriliyordu. Saddam’ın partisinden başka partiler bile yasaktı. Tüm özgürlükler kısıtlıydı.



Yani Uzun zamandır Irak’ta merkezi hükümet(Yani Araplar) ile Kürtler çatışma halindeydi. Saddam(Sunni-Arap),Şiilere ve Kürtlere baskı yapıyordu. Kürtlerin yaşadığı kuzey Irak’a askerlerini doldurmuştu. Bu kimlik savaşında  çoğu peşmerge(Kürt askeri) dağda savaştı.ve İran’a kaçıp orada yaşadılar.(Ta ki 91  Körfez savaşının da tamamı geri geldi.Bu insanların çoğunun eşleri İranlıdır.)



-Irak-İran savaşından sonra Şiiler Basra,Kerbela, Necef, Nasiriye de İran’ın yardımı ile Saddam’a karşı  ayaklanmalar yaptılar.Saddam, onları vurdu.



-Sonra Duhok, Erbil, Kerkük, Süleymaniye’de de ayaklanmalar oldu. Saddam, ayaklanmaları bastırdı ve Kerkük’e döndü.Duhok, Erbil, Barzaninin kontrolüne girdi. Süleymaniye de Celal Talabani’de kaldı. Sonra

Irak’ta ayrı, Kürdistan’da ayrı seçim oldu. Daha önce geçinemeyen Talabani ve Barzani anlaştılar.

1.seçim: Kürdistan’da. Tüm partiler seçime girdiler. Talabani %50,Barzani %50 oy aldılar.

Her ikisi ortak devlet kurdular. Bakanlar iki taraftan da karışık oldu. Böylece 1991,Körfez savaşından hemen sonra Kürdistan’ın kırmızıçizgileri belirlenmiş oldu.(32.Parelel) 1991’de Kuzey Irak’ta ki Kürtler, Özerk devlet olarak bağımsızlığını ilan ederek Kürdistan kurulmuş oldu.





İlk dört yıl için; Başına Barzani geldi. Yardımcısı Talabani’nin partisinden geldi.

Dört yıl sona Başa Talabani’nin partisinden Berham Salah, yardımcısı da Barzani’nin partisinden geldi.

Şu anki dört yıllık periyotta Barzani’nin başkanlığı devam ediyor.

2.seçim: Tüm Irak’ta oldu. Kürtler ,Bağdat hükümetine girdi.Celal Talabani Cumhurbaşkanı,Maliki başbakan oldu.Bakanlarda farklı etnik gruplardan oluştu.

2002’te  Zaten bir gerekçe arayan, fırsat kollayan Amerika, Uluslar arası örgütün verdiği “Irak’ın elinde kitle imha silahları var” demesi üzerine Basra’dan denizyolu ile Irak’a girip Çatışarak Bağdat’a kadar ilerlediler.Her iki taraftan da ölenler oldu.

Saddam, Amerikalı askerler t arafından yakalanarak ırak yerel  hukuk süreci başlatıldı. Mahkemeler tarafından kendisi ve birçok kilit noktalarda görevli olan aile yakınları suçlu bulunarak 2003’te idam edildiler.

 Bu durum, bağımsızlığını ilan etmiş Kürdistan’ın çok işine yaradı. Gelişmeye başladı.Özgüvenleri geldi.

Şu anda iç işlerinde bağımsız sayıldıklarından Özerk denilebilir.

Kendi ihalelerini kendileri yapıyorlar.(Yol, Köprü,Baraj vs.)

Kendi asker ve polisi var. Kendi bakanlıkları var.

Dış işlerinde de özellikle petrol gelirlerinin dağıtılmasında ırak merkezi hükümete bağlılar.

Burarada Amerika, Bağdat’ta üs kurdu ama şii arap-sunni Arap- suni Kürt arasında güvenliği bir türlü sağlayamadığından çekip gitti.

Şu anda Irak’ta iki bölge arasında sınır kapısı vb yok ama başta petrol olmak üzere sorunlar da çok.

Örneğin iki bölge ayrı bir devletmiş gibi yabancıları aradan geçirmiyorlar. Yine şu anda şii Araplar il Sunni Araplar arasında ki çatışmalar nedeni ile Bağdat ve çevresi güvenli değil. Hatta daha güvenli olduğundan Irak’tan bazı Araplar “Kürdistan”bölgesine kaçmışlar. Çok gitmek istediğim halde gidemedim Bağdat’a.

Petrol Yasası: Irak’ta ki tüm petrol merkezde toplanıp Ülkedeki nüfus oranına göre dağıtım yapılıyor.

Buna göre Kürdistan, petrol gelirlerin %17’sini alıyor.

Bana Türkiye de de yaşamış bir Kürt,

Barzani’nin bu paranın büyük bir kısmını Cami, Hastahane, Okul vb. şehirleri geliştirme de kullandığını ama Maliki’nin Irak’ta bir şey yapmadığını söyledi. Gerçektende her yer sanki inşaat alanı.Hummalı bir çalışma var.Şu anda;





1-Güney kısım=Irak:Başkent Bağdat olan bölgede%60 şii(Arap şii),%40 sunni(Arap suni ve Kürt suni).

Önemli şehirlerden Musul(Çoğu Arap ve Türkmen)



Resmi dili Arapca.

Bayrak: kırmızı-beyaz-siyah renklerden oluşuyor.Üzerinde ortada “Allahü Ekber” yazıyor.

Yönetim:1Cumhurbaşkanı→CelalTalabani(Kürt-sünni)

2-Başbakan→ Maliki(Şii)

*Gidersen Şeyh Abdülkadir Ceylani’yi ziyarte et

 2- Kuzey Irak =Kürdistan

Irak’a bağlı özerk bölge sayılan 6 milyon kürtün yaşadığı bölge

Irak Kürtleri, Sünni ama mezhepleri şafi.

 Az Arap ve Türkmen de yaşıyor



Önemli  şehirleri Duhok, Erbil, Süleymaniye

Resmi dili Kürtçe. Ama Saddam zamanı tüm Irak’ın resmi dili arapca olduğundan Yaşı belli bir seviyeden üste olan Kürtlerin neredeyse tamamı ve gençlerin bir kısmı Arapça biliyor.

Bayrak: Kırmızı-Beyaz-yeşil renklerden oluşuyor. Tam ortada sarı renkli, doğmuş güneş resmi var.



Yönetim→Başkan: MesutBarzani,BaşbakanNeçirvanBarzani(Dağmadı ve yeğeni)



VİZE:Irak’ta, Kuzey Kürt bölgesi ile güney Arap bölgesi birbirlerini ayrı devlet gördüklerinden kendi aralarında giriş vermiyorlar.Yani eğer Kuzey Irak’a girdiysen buradan örneğin Bağdat’a gidemiyorsunuz.Ancak Kuzey Irak’tan çıkıp örneğin İran(Eger karayolu ile gidecekseniz),Veya İstanbul’dan direkt uçak ile Bağdat’a gidebilirsiniz.

*Kuzey Irak’a girerken vize ücreti almıyorlar. Sadece pasaportunuzu damgalıyorlar.



*Bağdat’a gidecekseniz vizenizi Ankara’dan almanız gerekiyor. Ama sonra örneğin İran’da ki Irak konsolosluğundan da alabileceğimi söylediler.



*KAPILAR:Kuzey Irak ile İran arasında 2 tane giriş kapısı var.Bunlar(Urmiye ve Halepce hizasında)



Irak ile İran arasında da 2 tane kapıdan fazlası var. Bunlardan bir tanesi Bagdat biri Basra hizasında.



*Türkiye-Irak arası SlopiI’de Habur sınır kapısı var









PARA:1 Dolar=1.255 Irak Dinarı, yani 10 Dinar=8 Dolar

1 Dinar=1.5Türk Lirası

Döviz buroları da var.Güvenle çarşıda masa başında da bozdurabilirsiniz.Burada sorun yok.



DİL:Kürtce ,26 harften oluşuyor. Harfleri daha çok Farsça ve Arapçaya benziyor. Ben hiç ayırt edemedim. Rakamlar zaten aynı.Zaten üçününde yazılışında birbirlerinden az farkı var.

Örneğin Arapça da kadın, erkek için farklı kullanımlar varken Kürtçede yok.

Yani bir Kürt, farsca ve Arapçayı okuyabilir eğer bu dilleri bilmiyorsa ama ne demek istediğini bilmez.



DİN:

İslamda ki  birbirlerinden çok az uygulanış farkı olan Hanafi, Şafi, Hambeli ve Maliki 4 mezhepten Irak Kürtleri büyük bir kısmı Şafi az bir kısmı Hanefi, Türkiye Kürtleri Hanefi, az bir kısmı şafi. Ama ben bu bilgiyi burada öğrendim.



*Hep verilen örneğe göre Hz. Muhammed’in alnında ki sivilcesini karısı sıkınca kan çıkmış. Hz. Muhammed de bunda sonra abdest almış.

Kimileri vücudundan kan çıktığından, kimileride kadın eli dediğinden abdesti bozuldu diye uydurmuşlar.



ANI: Erbil’de kaleden inerken üniversiteli gençlere rastladım. Sohbetten sonra gencin biri herkesle tokalaşırken bende elimi uzatınca”Özür dilerim . Tokalaşamam sizinle”dedi. Çok şaşırdım. Daha sonra çok modern görünen diğer gençle de yürüyerek sohbetimize devam ettik. Ayrılırken bu da el vermez mi.

Ama İran sınırına yakın Şii Kürtlerde varmış.



*Kakailer: Bizdeki Alevi vatandaşlara benziyorlarmış. Namaz kılmıyorlarmış. Daha fazlasını öğrenemedim.











GENEL





*18 milyon nufuslu Irak’ta 5 milyon Kürt, geri kalan kısımda da Şiiler daha fazla.





*İran ile ırak arasında 1-1,5 saat farkı var.



*Çalışma saatleri 14’30e kadar. Çalışmayı seven millet değiller.



*Hafta sonu tatili Cuma ve Cumartesi. Özellikle Cuma günü insanlar pikniğe gidiyorlar. Yazın çok sıcaklarda inşaatlerde işcilere 11-15 arası dinlenme veriliyormuş.



*Burada ki Kürtler, Türkiye’de ki Kürtler gibi endamlı değiller. Sanırım hep araç kullandıklarından genelde kilolu ve göbekliler.

*Savaş sonrası rafineler çalışması gerilediği için petrol ülkesinde benzin bol değil. Devletin verdiği benzini yetiremeyenler yol üstünde ki karaborsadan benzin almak zorundalar.











*Fotoğraf çektirmeyi çok seviyorlar.



*Öğretmen maaşı ortalama 700.000Dinar civarında.



*Vergi alınmadığı için, burada araba, içki ve sigara ucuz . Onun dışında her şey Türkiye ilke aynı hatta daha pahallı olan şeyler de var.



 *Nisan 2013 tarihinde Apple-Aypet(64CB)→600 Dolardı. Neredeyse Türkiye deki fiyatın yarısı kadar.







*İçkiyi asla Müslümanlar satamaz. Yezidiler veya Hıristiyanlar satar ama Müslümanlar içer.



*Aynı İran’da ki gibi şehit olanların resimleri tabelalarla asılmış.

*Her yerde Polis kontrol noktası var



*Burada da Türk dizileri çok izleniyor. Bu nedenle de Türkçe öğrenenler olmuş .Zaten Kürtlerin bir kısmı Türkiye’ ye gidip geldiklerinden ve Burada yaşayan Türkmenlerden Türkçe Öğrenmişler.Hatta Türkçe kursuna giderek benimle Türkçe konuşanlara da rastladım.



*İbrahim tatlısesi çok seviyorlar.



*lüks ve büyük arabayı çok seviyorlar. Evlerinde de bu özellik görülüyor. Kısaca, abartı, özenti ve şaşaa var.

Daha çok Kore(hundai),Japon(Nisan),alman, Amerikan arabaları ile dolu.Hele iş adamlarının cipleri olmasa olmazlardan.



*İlkokulda birlikte okuyan öğrenciler Ortaokul ve Lisede ayrı ayrı eğitim alıyorlarmış. Ama küçük yerleşimlerde her kademede birlikte eğitim alıyorlarmış.







*Bu bölgede birçok Türk firması var. Devlet ihalesi işlerinden yol, büyük bina, köprü, Devlet dairelerini Türkler yapıyormuş. Örneğin Divan otelini Koç Holding yapmış.

İranlılar ise kale, çarşı gibi geleneksel mimarilerin onarımında ve dekorasyonunda çalışıyorlar.

Hepsi iyi para kazandıklarından söz ettiler.



 *Burada Türkleri bayağı seviyorlar. Hele İranlılar göre ”İşlerini düzgün yapıyorlar”diyorlar.Ama benim kaldığım Villayı görür görmez Bir Türk mütahaitin yaptığını anladım.Aylık kirası 5.000 Dolarmış.Dışardan akınca çok luks ama içinde her şey dökülüyordu.En  gösterişli ve ucuz malzeme kullanılmış.Ama genelde Türkler iyi iş yapıyorlarmış.Kimse bu imkanı kaçırmak istemez zaten.

                                                                                                             



Zaten belli bölgelerde o kadar çok Türk tabelaya rastlıyorsunuz ki sanki Türkiye gibi.

Yollarda da Arçelik,fakiri Fırat,Ülker,Saray Bisküvi,Eti, İpek,Merinos,selpak,Pınar,Kütahya,Uşak,Yurtbay seramik gibi birçok seramik markalarının   ve daha birçok inşaat malzemelerinin dev reklam panoları ile dolu.Paranın kokusunu alan gelmiş





*Ses sanatçılarından bizim bildiğimiz Şivan Perver’in dışında “Adnan Kerim”in sesine mest oldum. Çok etkileyici. Hemen hard diskime aldım.Ülkemin yıllarca saçma yasaklamalarından dolayı Kürt müziğinden  mahrum olduğumuz İçin tekrar üzüldüm.

Yine “Kamkaran”ında(İran Kürterinden) sesi çok güzel.





GİYSİ:Gat(Şal):Erkekler genelde askeri renklerinde,siyah,gri renklerde beli lastikli şalvar ve V yakalı aynı kumaştan üst giyiyorlar.

Cemadani(şapık): Başlarına da fesin üzerine yöresel eşarpları sarıyorlar. Yine genelde ayaklarında beyaz renkli yöresel ayakkabı giyiyorlar.

Kadınlar ise Boydan aşağı parlak pul ve paletlerle işlenmiş siyah giysi giyiyorlar. Bayıldım bayanların kıyafetine

























YEMEK:Çok bol.İran’da ki gibi her yer yiyecek dolu.Et ağırlıklı ama arkadaşımın oğlu “30 yıllık Brezilyadan

 gelen etleri kullanıyorlar”dedi . Dikkatli olmakta yarar var.

En küçük ekmek arası döner 1 Dolar.

Sıcak çekirdek çok satılıyor ama kabuklarını yere atıyorlar.

Her türlü meyve ve sebze İran ,Türkiye,Suriye’den geliyor.Kendi üretimleri yok.Tembeller.

Restoranlarda her şey çok bol geliyor ama yenmeden atılıyor. Çok müsriflik var. Arkadaş zeytin istedi.10 kişilik getirdiler.

*Ağaçtan aldıkları sarımsı sakız her yerde satılıyor.





*Genelde petrol zenginleri olduğundan tok gözlüler. Turist te görseler atlamıyorlar. Hırsızlık yokmuş. Dışarıda ki açık hava dövizcilerin önünde bile paralar açıkta duruyor. İnsanlar bir şeylerimiz çalınır diye sakınmıyorlar.



*Ama dilenciler de oldukça fazla.2 yıl öncesine kadar yoklarmış.Başka ülkelerden geldiklerini söylediler.



NOT: Evet benimiçin dil, din,mezhep,ırk vb. ayrımı yoktur.O nedenle yanlı ve yanlış yazmaktan rahatsızlık duyarım.

Bu bölge hakkında net bilgilere sahip olmadığımdan insanlardan öğrendiklerimi ve birebir gördüklerimi yazdım.Ama bir öğrendiğim konuyu en az üç kişiye sormadan yazmadım.Bu arada yanlış bir bilgi iletmişsem lütfen beni uyarınız.










*Devletin petrol geliri fazla olunca halka da vermeyi ihmal etmemiş. Aşağda yazdıklarım yardımları bir Türkiye de ki Kürt vatandaş “Barzani ayırt etmeden tüm halka”veriyor dedi. Hatta daha fazlasını söyledi. Pek inanasım gelmedi.Önüme gelene sorduğumda bu yardımları alamayanlar olduğunu da zaten gördüm.Bir başka Irak Kürt vatandaş”Barzani, kendi yandaşlarına veriyordur ancak”dedi.Sormaya devam edince gerçeği öğrendim.



1-Cins-i Irak(Irak kimliği):Eskiden beri(Saddam zamanın da da) Irak’ta her vatandaş’a  cins-i ırak(Irak kimliği)  verilirken yiyecek ve benzin kuponu da birlikte veriliyor.

Zaten bu kimliği olmayanlar ne ev, ne de araba ine de tapu alabiliyorlar.

Aslında şehirde yaşayan herkesin bu kimliği vardır ama Köyde olanların çoğunda yoktur.



*İlk defa Kürdistan’da yaşayan yezidiler’e verilen “Kürtlük Kimliği”yanında

“Irak Vatandaşlık Kimliği” verilmeye başlanmış. Yani bizdeki politik vermeler buralarda da var.





 her aile de yaşayan kişi yaş ve sayısına göre 1 yıllık ama aylara göre alabilecekleri kuponlarla depolardan sabun, pirinç, çay, şeker, yağ gibi önemli maddeler çok az ücret karşılığı veriliyor.



Aracı olan herkese ise haftada bir 40lt benzini ucuz fiyattan(500 dinardan ) veriyormuş. Normalde halk petrollerde 1litre benzin=900 Dinar. (Saddam zamanı benzin çok çok ucuzmuş.)



Aslında bu ucuz benzinin kalitesi de en düşüğüymüş. İyi kaliteli benzinin litresi 1.000 Dinardan yüksele yüksele gidiyormuş.





Bir gün çift numaralı arabalar, diğer gün ise tek numaralı araçlar kuyruğa girerek bu benzini alıyorlar.

Yine kamyonlar ayrı, kamyonetler ayrı, taksiler vb ayrı benzin kuyruğu oluşturuyor.

Yalnız ben taksi kuyruğunu görünce 1 gün sürer diye düşünmüştüm ama saat 14’e kadar bitiyormuş. Bu arada yollarda da bidonlarla benzin satan seyyar satıcılar var. Bunlar 5.000 Dinardan aldıkları ucuz benzini 750.000 Dinardan günü olmayıpta ihtiyacı olanlara benzin satıyorlarmış.





Diğer bir vatandaş’ın söylemesine göre”devlet halka yeterli benzin vermiyor. Daha çok dışarı satarak gerekli malzemeler alıyor” dedi.



2-Kürt Kimliği: Irak kimliği olanı,yani vatandaş olanı

Saddam askere alıyordu. O nedenle Dağlara kaçan peşgermeler 91 Körfez savaşından sonra Kürdistan’a inerek kimlikleri olmadığından sadece bu “Kürt Kimliğini aldılar. Ve yaşamlarına bu kimlikle devam ediyorlar. Tabii bu durumda yardımı da alamıyorlar.





Yapılan Diğer Yardımlar:



-Yine 3 ayda bir devlet, mahallelerde çirkin görüntü yaratan ve her bir eve ait olan varillere uygun ücretle gazyağı koyuyormuş



-Su bedava. Şehir suyu içilmiyor. Ama elektrik sıkıntılı. Günde sadece 10 saat veriliyormuş ve ucuz değil.





-Ev yapmak isteyene uzun vade de 0 faizli belli bir miktar (25.milyon Dinar)veriliyormuş.

-Yeni evlenenlere ise karşılıksız belli bir yardımda bulunuyormuş.

-Dul ve yaşlılara aylık bağlanıyor.

-şehit ailelere maaş bağlanıyormuş.”Irak Kimliği.” Verilmede öncelik tanınıyormuş.

*Son yardımların bedava verildiğine inanasım gelmedi ama net öğrenemedim.























ERBİL

Tipik yerel giysiler


Erbil'in en yakışıklısı

Orjinal Erbil yaşamı



Erbil,Barzani’nin doğduğu  ve 2 milyona yakın  nüfusu ile merkezden örümcek giBi dışa doğru acılan bir şehir.Neyse ki gezilecek yerlerin çoğu merkezde.Bahçe içinde geniş evler yaptıklarından dışa doğru çok açılmış.Benim gezmekte zorlandığım şehirlerden.


YAŞAM

*Harita ve turist ofis yok. Bir tane söylediler ama bulamadım. Otellerde de yoktu.Satın almak zorundasınız.



*Tabelalar Kürtçe, bazı yerlerde de Arapça ve Kürtçe.



*Her taraf inşaat. Yollar, köprüler, binalar, parklar. Sanki ülke yeniden inşa ediliyor.Binalar çok modern  Ama özellikle meydan ve parklarda gereğinden fazla taş ve zarif olmayan hayvan heykelleri vb taş figürler ve yapay ışık kullanmışlar. Her yerde gösteriş var sanki. Sade değil.



*Üretim yok denecek kadar az.

*Yol üstünde tezgahlarda açıkta duran paraları değiştiriyorlar. Kapkaç yok. *Türkiye-İstanbul’dan Erbil’e çalışan “Best Van”ın çok otobüsü var.



*Yine  İş bankası, Ziraat bankası, Vakıfbank ve Asya bank olması beni çok şaşıttı.Erbil’de iş ve Ziraat bankasını gördüm.



*Genelde bayanlar kapalı ama fazla da değil. Açık başlı olan kızlar da var. Yine çok abartılı makyaj yapıp giyiniyorlar.

Üniversite de genç kız ve erkek bile el ele gezemiyormuş.  Flörtlerini gizli yaşıyorlarmış.

Tabii ki. Bu mahalle baskısının sonuçları fuhuş peşinden getirmiş. Otellerde açıktan fuhuş varmış.



*Erbil’in içinde açıktan içki satılan ve içilen yer bulmak kolay değilmiş.Hatta böyle içki satan yeri taşlamışlar.Ama Hıristiyan bölgesi”Ankawa”da içki içmek ve satmak serbest.



.



ULAŞIM

Ulaşım kolay değil. Neredeyse her bireyin arabası olduğundan trafikte iyi değil.

Eskiden şehir içi otobüs varmış. Şu anda  sadece  taksi. Yakıtın ucuz olmasına karşılık taksilerde çok ucuz denemez.

Yakın şehirlere de doldukça kalkan dolmuş taksiler var ama bana pahallı geldi











*Erbil’de F.Gülen’in Işık Koleji 1994’ten beri varmış. Parkta Öğrencileri ile resim yapan ve Türkiye de kaldığı için Türkçe konuşan Öğretmenleriyle karşılaştım.



.

*Behçe içinde çok lüks villalar ve modern iş ve alış veriş merkezleri, ünlü oteller vb. ile burası beni çok şaşırttı.





KALMA:Normal bir otel  kahvaltı dahil 1 gece 25-50Dolar arası.

                                                                                               

Hemen Otel(www.hotelhemen.com) Merkeze yakın1 kişi→30.000D,2 kişi→40.000 D gibi

Ama bu otelde balkonda yatmak isterseniz kişi başı 10 D



Gashtyari Hotel: Meydana  bakan bu otel Osmanlı ayrıldığından beri otel olarak kullanılıyormuş.Sahibi Türkmen ve eşi Türk.Çok eski ama sevimli.Kişi başı 10 Dolar.Dışarıda yatmak 5 Dolar.Bayanlara da oda yı aynı fiyata vereceklerini söylediler.







GEZİLECEK YERLER

Şehrin merkezi kale ve kapalı çarşının olduğu Park shar(City park)meydanı. Buradan başlayabiliriz.

1)     Kale(Kala):8000 yıllık olan bu kale Tepede tuğladan çok zarif örülmüş kale ve içinde evler, cami, vb. var.Çok beğendim.En son Türkmen ve Kürtler yaşıyormuş.Evlerini devlet satın almış.Şimdi Unesco’nun kültür mirasında olduğundan onarılıyor.Yerel derneklerde destek veriyormuş.

Hele zengin evlerin zerafetine bayıldım. Onarıldıktan sonra çok daha güzel olacağına inanıyorum.İçinde ki müze ben gittiğimde kapalıydı.

Osmanlının 1753’te yaptırdığı camiinin orijinal hutbesini de görünüz.


Kale
Kale içinde onarılan eski evlerden

Caminin dıştan görünüşü



Meydana çıkarken de Erbil’in tarihini yazan “Ibn Mıstaufi”nin dev heykelini göreceksiniz.

2)Şehir Meydanı: Kaleden aşağıya Birçok fıskiyeli havuzların olduğu Meydana iniliyor.

A) Özellikle renkli camları ile meydana bakan eski ve geleneksel kahve ve eski oteli görünüz.

B) Kapalı çarşı(qasary): Yine her şeyin satıldığı bu çarşıda hummalı bir onarım çalışması vardı.
Şehir merkezi


kapalı çarşının yukardan g
Çarşılarda yok yok


C) Şikh Allah Caddesi: Cuma hariç her gün akşama kadar süren her şeyin satıldığı Pazar kuruluyor.

3) Iskan Caddesi: Birçok restoranın olduğu hareketli cadde. Ben ev sahibimle burada nefis döner yedik.Tas içinde kepçeyle ayran getirdiler.Hele sıcak pide şeklindeki ekmekleri çok lezzetliydi.

Yol boyu sıcak çekirdek çitleyenlerle dolu.

a)    4)Müze(Directorate Of Erbil Antiquties):8.30-14.20 arası, ücretsiz. Kaleden Sheraton oteline doğru gidip geçtiğinizde sol kolda. Geciktiğim için camekândan 2 odasını gördüm ama gitmeseniz de olur.

Yine merkeze yürüme mesafesinde

4)Minaret Park:Çok taş ve heykellerin kullanıldığı yapay bir park.Şaşaa çok var ama hiç beğenmedim. İçindeki 1190-1232 yıllarında yapımlım güzel işlemeli minareden adını almış.

Hemen Karşısında

5)Shunidar(Şaneder Park):Bu park’ta çok yapay ve özentili ama tepesindeki yeşillikler içindeki çay bahçesi biraz sevimlilik katmış en azından.

Yürüyerek kalenin arka tarafından veya araçla

6)Sami Abdurrahman Parkı: Saddam zamanında yapılan bu en büyük park gerçekten natürel ve çok güzel.Diğerlerine hiç benzemiyor.

ARAÇLA GEZİLECEK YAKIN YERLER

1)Ankawa: Babilden gelen Asuri  Hıristiyanların yaşadığı  modern bölge. Merkeze bitişik bir mahallesi sayılır.Zenginler ve Türkler,  içki ve yaşam daha serbest olduğundan genelde burada oturuyorlarmış.Kiliseleri, çarşıları,halkı ile sanki Irak’ta değilsiniz.

ANI:Buradan daha ileri deki köylere  ben istediğimden gittik.Bir köy evini ziyeret ettim. İnanılmaz dağınık ve pisti. Toprak bahçesinden geçen pis su kokuyordu.Bu durumu düzeltmek akıllarına gelmemiş ama evin önünde son model araba duruyordu.

2)LALİSH : Dünyada ki tüm Yezidilerin haç merkezi. Türkiye sınırına yakın olduğundan o kadar çok Türk tır ve kamyonlarına rastladım. Yine tabelaların çoğu Türk firmalarına aitti.

*Burası

Erbil(Garaj Duhok-Kuzeye giden dolmuş taksilerle,1.5 saat,15.000 Dinar)→Şehkhan(Taksi,10 dakikak,10 Dinar)→Lalish

*Garaj’da Duhok’a giden taksilere binip, Duhok ücreti(15.000D ödeyerek)Şehkhan sapağında iniyorsunuz.Orada hemen taksiler bekliyor.Ama fazla ücret istiyor.Siz “Lalish” anayoluna çıkarsanız dolu giden olduğundan çok rahat otostop yapabilirsiniz.

*Eğer Kürdistan’a Türkiye’den giriş yaptıysanız Duhok ile Lalish çok yakın olduğundan önce Burayı gezip oradan Erbil’e geçebilirsiniz.

*Bu köyde sadece iki aile kalıyor.
Yezidi dinin  lideri
Dinin önde gelenleri
 Hizmet eden çok. Onlara da keyf etmek kalıyor.

Çok misafirverver ve güzel bayanlar

Çok sevecen insanlardı.
Köy içinde ayakkabı giymek yasak



dedem de çok yakışıklıydı.





tapınağın işi.














Tapınağın içinde kandilller için yağ bidonları.





YEZİDİLİK DİNİ:

-Yezidiler,Suriye,İran,Irak,Ermenistan,Rusya,Türkiye vb. yaşıy
orlar.Ben oradayken Moskova’dan gelmiş iki Yezidi hanıma rastladım.

-Köy;ün girİşinde ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz.Tüm tapınakları yaz ,kış çıplak ayakla gezmelisiniz.

-Bizim inandığımız Allaha inanıyorlar ama peygamberlerimize inanmıyorlar.

-Yezidilerin peygamberi: şehx Hadi

-Namaz: Güneş doğmadan önce, güneş battıktan sonra ve uyumadan önce olmak üzere 3 vakit namaz kılıyorlar.

-Sırasıyla 3 tabakavar.1-şehk,2-Pir,3-Mürid.

Babi şehx: Dini Lider.Yani şu anda bu köydeki en yaşlı ve en bilge adam.Onun altında da Şehxler var.

Tabakalar kendi aralarında evleniyorlar. Tabakalar arası geçiş yok.

-Kutsal kitapları : Ezdiaty .Dili Kürtçe.Kendileri de biraz farklı Kürtçe konuşuyorlar.

-Kani Spi(Beyaz Çeşme): Burada kutsal su bulunuyor. Buraya Yezidi olmayanlar giremiyor.

Cocuk doğduktan sonra, Bu hac merkezine getirilip Şehx’in duası eşliğinde kutsal su ile yıkanıyor. Yüzüne oradaki çamurdan sürülüyor.

Bu işlemden sonra Çocuk Yezit oluyormuş.

Ancak Yezit doğmayan bir çocukta bu işlemden geçerse Yezit olabiliyor ama büyüdükten sonra yezit olunamıyor

-hac: Özellikle küçük çocuklara kutsal sudan akıllı ve uslu olsun diye kutsal sudan içiriyorlar. Dünyanın her tarafından Yezidiler hac için buraya geliyor.

 -Bu köyde Yezidilerin melekleri için ayrı ayrı 6 tane temple var.En büyük Temple,Melek tavis için yapılmış.Ama Şehx, karayılan duasını okursa,yılan evcilleşiyormuş.İsterseniz elinize alıp gezdirebiliyormuşsunuz.

-Kutsal gün: Çarşamba. Salı öğleden sonra tüm tapınaklarda zeytin yağı ile ateş yanmaya başlıyor. Çarşamba ise tam gün devam ediyor.Zaten büyük tapınağın içi zeytinyağı testi ve bidonları ile dolu.

-Karayılan Tılsımı: Şeykhan’a ait kara yılan normalde insanları ısırıyormuş. Ama Şehx,

-Bizdeki gibi Templerde dilek tutularak renkli bezlere düğüm atılıyor. Görüntü olarak çok güzel.

-Yine eşiklere tas ile su konuyor. Eşiklere basmadan atlamanız gerekiyor.

-Tapnaklar da beşik ve kuru ekmek de konuyor. ne anlama geldiğini öğrenemedim.

-Aynı Sih dininde olduğu gibi Buraya gelen herkes için imece usulü yemekler yapılıyor. İnsanlar öğle, akşam yemeği yiyebiliyorlar. İsterlerse ücretsiz burada kalabiliyorlar da.

*Lalish’e yakın Şehkhan ilçesinde Yezidiler-Müslümanlar-Hıristiyanlar birlikte yaşıyor.

*Almanya’ya iş için giden çok Yezidi var.

3)Erbil’in yeşil ve piknik alan bölgesi: Erbil’in kuzey doğusunda İran sınırına yakın bölge.

ANI: Bu yerlere kendi imkânlarımla zor giderdim. Genç bir Kürt kendi isteği ile beni götürdü. Tam gününü bana ayırdı.Birlikte piknik yaptık.Bu nasıl misafirperverlik.İnanılır gişbi değil.Elimi cebime attırmadı.

Erbil→Geli Ali Bey(1.5 saat)→Bexal(Yarım saat)→Cundian(40 Dakika)

Buraya dolmuş taksi“Duhok Garajı”nın hemen yanında ki “Şimal Garajı”ndan kalkıyor.Ama ben özel araba ile gittim.

A)Shaqlawa: Özellikle kayısı pestili ile ünlü Güzel bir şehir. Memnun olduğum kadar utandımda. Umarım kendisini de ben evimde misafir edebilirim.

B)Rawaduz:Vadiye bakan uçurumun tepesinde ilginç yerleşim
Vadi'nin manzarası harikaydı
Hele dağların renklerine bayıldım.

C)Geli Ali Bey:Urmiye-Erbil yolu üzerinde .Zaten otobüsle gelirken yol üstünde görüyorsunuz.Güzel bir şelalesi var ama çevrede o denli yapay süslemeler yapmışlar ki çevrenin güzelliğini kapatmış.

D)Bexal: Burada ki çarşılar, her yer su içinde. Yazın serinlemek için çok dolu oluyormuş.Buradaki şelale daha büyük ama yine dizayn kaba.

E)Korex teleferik: Telerefikle (Sanırım adam başı 10.000-20.000 Dinar)Korex dağına çıkılıyor. Dağda yeni yapılan tahta ev ve çevre düzenlemesi çok güzel ve kaliteliydi. Ama biz gittiğimizde bir şey yoktu doğru dürüst.
Modern tesisler yapmışlar.

Ayrıca Erbil’de Korex adlı telefon şirketi de var .

F)Cundian:En güzeli burası.Yemyeşil dağların ortasında .Suyun kayaların arasından çıktığı yer.Merdivenlerden suyu saldıklarından çok güzel bir görüntü oluş.

Ama halk ciddi pisler. Bu güzel piknik alanı ve diğerlerinde her yer çöple dolu. Güldür güldür akan suları çöpler tıkamış.

Bizim yanımızdaki piknik yapan öğrenciler çöplerini bırakıp giderken dayanamadım. Çöp torbası verdik.Mecburen toplayıp gittiler.
Piknik yapan gençler




Erbil-Bagdat garajı(Yani güneye giden otobüslerin ve dolmuş taksilerin kalktığı)→Kerkük(Dolmuş taksi,2 saat,8.000 Dinar)

Bu garajdan direkt Bağdat’a otobüs 5.000Dinara,12 saatte gidiyor. Dolmuş taksi ise 6 saatte tabii daha pahallı gidiyor.

*Kerkük’e otobüs ise Sheraton Otelinin önünden kalkıyormuş.

KERKÜK






Sevimli boyacı

Yerel giysili Kerküklüler







Kerkük: Irak ve Kürdistan arasında tam sınırda önemli petrol şehri. Irak’a ait.

Sınırda, Irak Türkmenleri,  yaşıyor ama şimdi Kürtler bu yapıyı değiştirmek istiyormuş. Saddam zamanı Arap çokmuş.Şimdi Kürt çokmuş.

Yine bir Kürt’ün anlatımıyla;(ama aynı bilgiyi Türkmen de doğruladı.)

Eskiden Kerkük,%10 Arap,%20 Türk,%70 Kürt imiş.

Saddam zamanı arap getirilerek bu oran %50 Arap olmuş.Türklerin çoğu kaçmış.%40Kürt olmuş.

Şu anda ise Giden Kürtlerin geri geldiği söylenerek oran %50 Kürt,%30 Türk,%20 Arap olarak olmuş. Yine az sayıda Arap ta var.

Yine Bir Türkmen vatandaşın söylediğine göre etnik grupların arasında asla sorun yokmuş. Partiler arayı karıştırıyormuş. Sık sık farklı etnik bölgelerde kimin patlattığı belli olmayan patlayan bombaların insanların tadını kaçırmış durumda.

Şu anda ki yönetim Bağdat’a bağlı vali Kürt, Yardımcısı Türk.4 sene Talabani’nin valisi ondan sonra ki 4 sene Türkmen vali göreve geliyormuş.



Daha önce bu şehrin tehlikeli olduğunu biliyordum. Erbi-Kerkük yolunun her iki yanı yemyeşil tarlalarla çevriliydi ama şehre gelir gelmez yeşillik kesildi. Kupkuru toz toprak içinde bir şehir.Erbil’den sonra köy gibi geldi bana.

Tam merkeze girerken patlayan bomba nedeni ile hasar almış evin önünden geçtik. Patlamayı kimin yaptığı bilinmiyor. Bir gün Kürt bölgesinde, daha sonra Türkmen bölgesinde  vb oluyormuş.

Daha sonra ev sahibimle çarşı ve Pazar gezdik ama ne olur ne olmaz diye kısa tuttuk.

Kapısında silahlı görevlinin beklediği bir bankanın içine girdim. Yine bütün gece öksürdüğümden sağlık ocağında da doktora gittik. Her iki yerde de başı acık,yarım kapalı ve tam kapalı çalışanlar vardı.İkisi de çok sıradandı.Zaten ev sahibim “Şimdi ki valinin iyi çalıştığını,geçtiğimiz yolların 2-3 yıl önce hep toprak olduğunu daha yani yapıldığını “söyledi.Birçok inşaatı da Türk firmaları yapmış.Ben de köprü yapan Türk firmasına rastladım.ev sahibimin eşinin hemşire olarak çalıştığı hastaneyi Türkler yapmış.Çok moderndi.

Daha sonra

*Devlet dairelerin tabelalarında sırasıyla Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Hıristiyanlar için Aşuri dili (Bu dilin harfleri sanki çin ve arap harflerinin karışımı gibiydi.)ile yazılmıştı.

Diğer tabelalar ise genelde Arap ve Kürtçe yazılmıştı.

*Halklar karışık sorunsuz oturuyorlar. Sadece Hıristiyanlar “Arafe” denilen bölgede kendi kendilerine yaşıyorlarmış. Diğer halklardan çok az kişi de varmış.

Hastaneler, o bölgede yaşayan herkese hizmet veriyor. Muayene ve ilaç çok az bir ücret karşılığı alınabiliyor. En güzeli de doktor sadece kullanabilecek kadar ilaç veriyor.Kutu ile vermiyor.

*Yalnız her halkın öğrencilerinin gidebileceği okullar ayrı ayrı.

*Ev sahiplerim Türkmenler yeni bir bölgeye ev yapmışlardı. Doğru dürüst hükümet olmadığından elektrik ve su bu bölgede bedava olduğundan evden çıkarken bile klimalar çalışıyordu. Işıklar yanıyordu.İnsanoğlu her yerde aynı maalesef.

*-Yolda gelirken göklere doğru ateşi çıkan petrol kuyusu gördüm. Önceden bu  gaz yanmadan petrol çıkmıyormuş.Bunu da burada öğrendim.

-Petolun bu kadar bol olduğu bu şehirde de ucuz benzin alabilmek için kuyruklar oluşmuştu. Yine bidon ile yol kenarında bir dolu benzin satanlar vardı.

GEZİLECEK YERLER

1)     Kale: Zamanında tüm Kerkük halkı bu kalenin içinde yaşıyormuş. Şu anda boşaltılmış.Aslına uygun malzemelerle onarılıyor.Evler yıkılmış olsa da hala çok güzeller.hele eski camisini çok beğendim. Kullanılan caminin içinde de Türk şehitliği var.”Uğruna savaşılan topraklar gurbet değil, vatan sayılır”diye yazılmış. Hep yurt dışında rastladığım bu Türk şehitlerine çok üzülürüm. Ne acılar çekmişlerdir kim bilir. Kimin neyin uğruna.Değer mi?Her olumsuz yapılana bir kılıf uydurmuşuz.Şehitlik kapalıydı.Zorla seyyar bir merdivenle çıktım.Çok bakımsızdı.Naylon güller koyulmuştu mezarlarına.Ölen öldüğü ile kalıyor kısacası.

kale
Kale içinde çok zarif işlemeler vardı.



Osmanlı subayları mezarlığı
2)     Bağdat Caddesi: Bu cadde şehrin modern yüzünü yansıtıyor. Cadde üzerinde restoranlar, alışveriş dükkânları vb. var. Daha ileride de bir kaç park vardı.

Herşey dışarda satılıyor.

Ben bu şehirde tehlike olması nedeni ile dinlenerek geçirdim.

Kerkük→Süleymaniye(Lüks Dolmuş,2 saat, 6Dinar)

Ama Dolmuş sizi şehrin dışında bırakıyor. Oradan taksi ile şehir merkezine 4.000-5.000 Dinar’a gelebiliyorsunuz. Veya Hemen bir üst caddeye çıkarsanız dolmuş ile çok daha ucuza şehir merkezine gidebilirsiniz.

SÜLEYMANİYE

GENEL

*Nüfusu 2 milyona yakın.

*Celal Talabani’nin(Mesleği Avukat) doğduğu şehir olduğu için daha çok önem verildiği söyleniyor.

-Buradaki bayanlar daha modern giyimliler. Başları açık, pantolonlu bayan çok gördüm.Çoğu da İngilizce biliyorlar.


Eskiden ne kadar ihtişamlı olduğu belli.

her yer de dilenciler

Lüks alışverişleri de var.

İlginç satıcı

çok seviyorum yerel kıyafetleri

Büyüklere özenmiş

Cami

Açık hava çarşısı

Bu modelleri nereden görmüş olabilirler.




Şehrin merkezi “Berderki Sara”denilen Pazar sayılıyor.

1)     Berderki Sara(Pazar): Her şeyin satıldığı üstü kapalı bir Pazar. Bir özelliği yok.

2)     Kaso Mall:Çinlilerin ve çin mallarının bulunduğu bu merkezi gezebilirsiniz.Çinlilerin buraya kadar gelmesi beni şaşırttı.Hemen karşısında

3)     Çamii:Ziyeret etmek için güzel bir camii.

4)     Parki Azadi: Erbil’deki parklar gibi taş yığını değil.Dinlenmek ve piknik yapmak için güzel bir park..

5)     Salm Caddesi: Çok geniş ve güzel binaların olduğu cadde.Üzerinde

6)     City Star Mall: Bildiğimiz alış veriş merkezi. Halkın yaşamını tanımak için en uygun yerlerden. Bowling oynayan hanımlar, el ele oturmuş sevgililer gördüm  burada.Karşı ilerisinde

7)     Müze:9-14-15arası,ücretsiz. İçinde fazla bir şey yok. Yolu devam edip sağa yukarıya doğru

8)     Amna Suruka: 9-16arası,ücretsiz. Oldukça ilginç ve gezilmeye değer müze. Saddam’ın Kürtlere uyguladığı zulüm anlatılıyor. Müze
girişinde bu zulümde ölen Kürtlerin anısına aynalar ve ışıklarla çok güzel bir giriş yapmışlar.Yine kamçılanan, elektrik verilen vb. tutuklular canlandırılmış.Ayrıca burada ki tutukluların geçmişte ki yaşantısını çok rahat görebiliyorsunuz.

Araçla gezilebilecek yerler:

1)     Azmar Dağı: Taksi ile gidiliyor. Yarım saat ancak sürüyor.Ağaçsız  ama yeşil dağlara doğru tırmanıyorsunuz.Buradan şehrin tamamını görebiliyorsunuz.Buraya tele refikle de çıkabiliyorsunuz.

Hemen Dağın altında devasa luna park kuruluyordu.

2)     Serchnar ve Yari Gişti: Taksi ile gitmelisiniz. Yine yarım saat sürüyor. Farklı bir yönde.Yeşilliğin bol olduğu bölge Gazinoların,parkların olduğu bölge.Gezmeye ve piknik yapmaya değer.

Süleymaniye→Halepçe(70km,ben özel araba ile gittim.)

Yol manzarası çok güzeldi. Yolun iki tarafında ki buğday tarlaları yemyeşildi.

ANI: Arkadaşımım kardeşinin evinde Etyopya’lı çalışan kızı görünce merak ettim. Acente bu kızları Türkiye’ye götürüyorum diye Süleymaniye havaalanına getirip bırakmış. Neyse oradan Çalıştırmak isteyenler almış.Çok tatlı bir kızdı.Ama ülkesinden bu kadar uzakta çalışmak zorunda olması insanı üzüyor.Kısa sürede de Kürtçeyi öğrenmiş.Ortodoksların kutsal günü Cuma olduğundan ertesi günü Kiliseye gitmek için akıtma yaptı.Her Cuma Bu etyopyalı kızlar bir araya gelerek kendi yemeklerini yapıp birlikte yiyorlarmış.Bana adresini verdi.

ANI: Yıllarca birlikte aynı okulda çalıştığımız,yakın evlerde oturduğumuz ve çocuklarımızı birlikte büyüttüğümüz arkadaşımın erkek kardeşi beni kraliçeler gibi ağırladı.Bunları yazarken utanıyorum ama Kürt konukseverliği Böyle .O kadar yoğun işlerinde benimle çok ilgilendi. Şoförlü araba verdi. Her yeri görmemi sağladı. Yetmedi. İran’a kendi taksi ile gönderdi.Yetmedi.İran’da arkadaşını arayarak beni orada da misafir ettirdi.O ailede muhteşemdi.3 saatlik yola benim için taksi gönderdiler.tekrar ediyorum.Hala bu yapılanlardan çok mahcubum ama zorla yaptılar.tek yapabileceğim evlerime misafir olarak gelmelerini beklemek.Sanırım karşılıklı iyi niyet olduktan sonra her şey güzel oluyor.

HALEPÇE











Güzelliğe bakar mısınız?






*Süleymaniye’nin 80.000 nüfuslu İran sınırına yakın ilçesi.

Bu ilçe İran sınırına yakın olduğundan taassup daha fazla olduğunu söylediler. Ama müzede ki fotoğraflar tam tersineydi. Yemyeşil dağlar, çayırları, buğday tarlaları , nar bahçeleri ve güzel havasıyla çok sevdim bu ilçeyi.Arkadaşımın kardeşinin özel araba ile her yeri gezdik.

1)     Soykırım Müzesi ve Halepçe Anıtı:

1988’de ırak-İran savaşında bu bölge İran rejimine daha yakın Kürtlerin kontrolünde olan bir bölgeydi. Saddam’ın asıl amacı İran rejimine yakın kişileri bu bölgeden çıkarmak. Ve 1988’de Saddam Kimyasal bomba attığında yaklaşık 5.000 Kürt’ü katletmiştir.

Saddam’ın Kimyasal bomba ile öldürdüğü Kürtlerin anısına yapılmış.








*Bir türlü gidemediğim Orijinal Kürt köyüne burada olsun gideyim dedim.Özel araba da vardı ama eski köyler ya terk edilmiş veya briketten yeni ev yapmışlardı.Ama manzaralar nefisti.








Neyse dönüşte bir köy okuluna girdik. Müdür beye “Öğretmen olduğumu, “okullarını tanımak istediğimi “söyledim.Çok samimi karşıladılar.5 derslikli fakir bir okuldu.Kızlar ve oğlanlar sınıfın farklı taraflarında oturuyorlardı.Hele oğlum gibi koca kafalı bir öğrenciyi iyice sevdim.

Halepçe'de okul

Sepet kafam


NOT:Normalde ben Halepçe→Bağdat→Kerbela→Necef→İran yapmak istiyordum.

Ama herkes, Bağdat’ın gezmek için çok tehlikeli olduğunu söylediler.Ayrıca ırak için vize’ye ihtiyacım vardı.Gerçi kaçak girip çıkan çokmuş ama ben cesaret edemedim.Olaylar düzelince Türkiye’den uçak ile gideceğim.



HALEPÇE(KÜRDİSTAN)’DAN İRAN’A GİRİŞ

Halepçe(Kürdistan)→Bashmagh Sınır Kapısı(60km)(İran)→Marivan(Yarım saat, taksi veya dolmuş-5.000Tümen,Küçük yerleşim)→Sanandaj(2-3 saat, büyük yerleşim, her tarafa araç bulabilirsiniz.)

*Yazılarıma “İran” yazıları ile devam ediyorum.
















KUZEY IRAK
Gezi tarihi:6 nisan 2013-11 nisan 2013

GİRİŞ
Yakın arkadaşımın oğlu Erbil’de çalışmaya başlayınca hep aklımda Erbil’e gitmek vardı. İran’a gidince bu fırsatı yakaladım. Ama Erbil hakkında doğru dürüst bilgim yoktu. Gelişmemiş bir yer olduğunu düşünüyordum. Ama yanıldığımı daha şehre girmeden lüks arabalardan hemen anladım.
Büyük lüks binalar, yollar, parklar vb. ile modern bir şehir. Şehir sanki yeniden inşa ediliyor. Her yer şantiye. Ve bu devlet daireleri, yol, köprü vb. işlerin çoğunu Türk firmalarının yaptığını öğrenince daha da şaşırdım.Nerdeyse tüm inşaat malzemeleri ve yedek parçalar Türkiye’den geliyor.Her yerde Türk tabelaları,Türk bankaları.Sanki Türkiye’deymişim gibi.
Yani paranın kokusunu alan hemen burada ofisini açmış.Ve bir daha net anladım ki “para”her şey.din, iman,etnik köken vb tanımıyor.
Biz hala Türkiyede Türk- Kürt sorunlarını çözemezken, didişirken burada her şey yoluna girmiş. Kürtler, Türklerin işlerinden çok memnun. Türklerde kazandıklarından ve Kürtlerden. Hatta öğrendiğime göre Kürdistan kurulduğunda ilk gelenler MHP milletvekili iş adamlarıymış. Zaten babam politikacı olsa güvenmekte zorlanırım
Halk Arap etkisinde. Hala kapalı toplum ama kısa sürede buraların çok değişeceğine inanıyorum. Gayet güvenli. Aynı bizim doğu insanı gibi çok konuksever ve tok gözlüler.”Türküm” deyince sizle daha daha da ilgileniyorlar. Burayı çok değişmeden gezmenizi, yakından kendinizin görmenizi tavsiye ederim.


İRAN’DAN IRAK’A GEÇMEK

Urmiye(İran)→Erbil(Irak)(Otobüssabah 8, 9 ve 10’da var.12 saat sürüyor.40.000 Tümen=20 Tl)
Otobüs ün bir tarafı tek koltuklu ve oldukca lükstü. Her an sıcak çay ikramı vardı. Yine bizde ki gibi yiyecek paketi dağıttılar.
Irak gümrüğü çok moderndi. Defalarca kontrolden geçtik. Hele benden şüphelendiklerinden donumun içine kadar aradılar.

Irak’a geçer geçmez farklılıklar başladı. Hele otobüsümüz gürül gürül akan bir ırmağı takip ederek Yemyeşil çayırlar, karlı dağlar seyrederek yolculuk yaptık. Çok güzeldi. Bir de otlayan hayvanlar. Cuma resmi tatil olduğundan Her yerde insanlar piknik yapıyordu.
Giysilerde değişmeye başladı. Erkekler bellerinde kuşakları sarılı olan genelde askeri renklerde bütün olan şalvarlı yöresel giysiler giyiyorlar. Kadınların giysileri çok daha renkli.

Ama en çok dikkatimi çeken lüks arabalar oldu. Tüm yollar bir kısmı cip olan arabalarla dolmuştu. Paranın bol olduğu ülkeye girdiğimi anladım.
Bunun yanında çevre çok kirletilmişti. Özellikle yol kenarlarına naylon poşetlerle atılmıştı.


TARİH

Saddam zamanı, aslında etnik grupların arasında bir sorun yoktu. Tek kendisi Millete düşmandı. Dışarıdan malzeme almak yasaktı. Çanak anten yoktu.2 kanallı tv’de 4 saat Kürtçe,1 saat Türkmence yayın yapılıyordu. Dünyadan haberleri olmuyordu. Haberlerde de sadece Saddam’ın haberleri veriliyordu. Saddam’ın partisinden başka partiler bile yasaktı. Tüm özgürlükler kısıtlıydı.

Yani Uzun zamandır Irak’ta merkezi hükümet(Yani Araplar) ile Kürtler çatışma halindeydi. Saddam(Sunni-Arap),Şiilere ve Kürtlere baskı yapıyordu. Kürtlerin yaşadığı kuzey Irak’a askerlerini doldurmuştu. Bu kimlik savaşında  çoğu peşmerge(Kürt askeri) dağda savaştı.ve İran’a kaçıp orada yaşadılar.(Ta ki 91  Körfez savaşının da tamamı geri geldi.Bu insanların çoğunun eşleri İranlıdır.)

-Irak-İran savaşından sonra Şiiler Basra,Kerbela, Necef, Nasiriye de İran’ın yardımı ile Saddam’a karşı  ayaklanmalar yaptılar.Saddam, onları vurdu.

-Sonra Duhok, Erbil, Kerkük, Süleymaniye’de de ayaklanmalar oldu. Saddam, ayaklanmaları bastırdı ve Kerkük’e döndü.Duhok, Erbil, Barzaninin kontrolüne girdi. Süleymaniye de Celal Talabani’de kaldı. Sonra
Irak’ta ayrı, Kürdistan’da ayrı seçim oldu. Daha önce geçinemeyen Talabani ve Barzani anlaştılar.
1.seçim: Kürdistan’da. Tüm partiler seçime girdiler. Talabani %50,Barzani %50 oy aldılar.
Her ikisi ortak devlet kurdular. Bakanlar iki taraftan da karışık oldu. Böylece 1991,Körfez savaşından hemen sonra Kürdistan’ın kırmızıçizgileri belirlenmiş oldu.(32.Parelel) 1991’de Kuzey Irak’ta ki Kürtler, Özerk devlet olarak bağımsızlığını ilan ederek Kürdistan kurulmuş oldu.


İlk dört yıl için; Başına Barzani geldi. Yardımcısı Talabani’nin partisinden geldi.
Dört yıl sona Başa Talabani’nin partisinden Berham Salah, yardımcısı da Barzani’nin partisinden geldi.
Şu anki dört yıllık periyotta Barzani’nin başkanlığı devam ediyor.
2.seçim: Tüm Irak’ta oldu. Kürtler ,Bağdat hükümetine girdi.Celal Talabani Cumhurbaşkanı,Maliki başbakan oldu.Bakanlarda farklı etnik gruplardan oluştu.
2002’te  Zaten bir gerekçe arayan, fırsat kollayan Amerika, Uluslar arası örgütün verdiği “Irak’ın elinde kitle imha silahları var” demesi üzerine Basra’dan denizyolu ile Irak’a girip Çatışarak Bağdat’a kadar ilerlediler.Her iki taraftan da ölenler oldu.
Saddam, Amerikalı askerler t arafından yakalanarak ırak yerel  hukuk süreci başlatıldı. Mahkemeler tarafından kendisi ve birçok kilit noktalarda görevli olan aile yakınları suçlu bulunarak 2003’te idam edildiler.
 Bu durum, bağımsızlığını ilan etmiş Kürdistan’ın çok işine yaradı. Gelişmeye başladı.Özgüvenleri geldi.
Şu anda iç işlerinde bağımsız sayıldıklarından Özerk denilebilir.
Kendi ihalelerini kendileri yapıyorlar.(Yol, Köprü,Baraj vs.)
Kendi asker ve polisi var. Kendi bakanlıkları var.
Dış işlerinde de özellikle petrol gelirlerinin dağıtılmasında ırak merkezi hükümete bağlılar.
Burarada Amerika, Bağdat’ta üs kurdu ama şii arap-sunni Arap- suni Kürt arasında güvenliği bir türlü sağlayamadığından çekip gitti.
Şu anda Irak’ta iki bölge arasında sınır kapısı vb yok ama başta petrol olmak üzere sorunlar da çok.
Örneğin iki bölge ayrı bir devletmiş gibi yabancıları aradan geçirmiyorlar. Yine şu anda şii Araplar il Sunni Araplar arasında ki çatışmalar nedeni ile Bağdat ve çevresi güvenli değil. Hatta daha güvenli olduğundan Irak’tan bazı Araplar “Kürdistan”bölgesine kaçmışlar. Çok gitmek istediğim halde gidemedim Bağdat’a.
Petrol Yasası: Irak’ta ki tüm petrol merkezde toplanıp Ülkedeki nüfus oranına göre dağıtım yapılıyor.
Buna göre Kürdistan, petrol gelirlerin %17’sini alıyor.
Bana Türkiye de de yaşamış bir Kürt,
Barzani’nin bu paranın büyük bir kısmını Cami, Hastahane, Okul vb. şehirleri geliştirme de kullandığını ama Maliki’nin Irak’ta bir şey yapmadığını söyledi. Gerçektende her yer sanki inşaat alanı.Hummalı bir çalışma var.Şu anda;


1-Güney kısım=Irak:Başkent Bağdat olan bölgede%60 şii(Arap şii),%40 sunni(Arap suni ve Kürt suni).
Önemli şehirlerden Musul(Çoğu Arap ve Türkmen)

Resmi dili Arapca.
Bayrak: kırmızı-beyaz-siyah renklerden oluşuyor.Üzerinde ortada “Allahü Ekber” yazıyor.
Yönetim:1Cumhurbaşkanı→CelalTalabani(Kürt-sünni)
2-Başbakan→ Maliki(Şii)
*Gidersen Şeyh Abdülkadir Ceylani’yi ziyarte et
 2- Kuzey Irak =Kürdistan
Irak’a bağlı özerk bölge sayılan 6 milyon kürtün yaşadığı bölge
Irak Kürtleri, Sünni ama mezhepleri şafi.
 Az Arap ve Türkmen de yaşıyor

Önemli  şehirleri Duhok, Erbil, Süleymaniye
Resmi dili Kürtçe. Ama Saddam zamanı tüm Irak’ın resmi dili arapca olduğundan Yaşı belli bir seviyeden üste olan Kürtlerin neredeyse tamamı ve gençlerin bir kısmı Arapça biliyor.
Bayrak: Kırmızı-Beyaz-yeşil renklerden oluşuyor. Tam ortada sarı renkli, doğmuş güneş resmi var.

Yönetim→Başkan: MesutBarzani,BaşbakanNeçirvanBarzani(Dağmadı ve yeğeni)

VİZE:Irak’ta, Kuzey Kürt bölgesi ile güney Arap bölgesi birbirlerini ayrı devlet gördüklerinden kendi aralarında giriş vermiyorlar.Yani eğer Kuzey Irak’a girdiysen buradan örneğin Bağdat’a gidemiyorsunuz.Ancak Kuzey Irak’tan çıkıp örneğin İran(Eger karayolu ile gidecekseniz),Veya İstanbul’dan direkt uçak ile Bağdat’a gidebilirsiniz.
*Kuzey Irak’a girerken vize ücreti almıyorlar. Sadece pasaportunuzu damgalıyorlar.

*Bağdat’a gidecekseniz vizenizi Ankara’dan almanız gerekiyor. Ama sonra örneğin İran’da ki Irak konsolosluğundan da alabileceğimi söylediler.

*KAPILAR:Kuzey Irak ile İran arasında 2 tane giriş kapısı var.Bunlar(Urmiye ve Halepce hizasında)

Irak ile İran arasında da 2 tane kapıdan fazlası var. Bunlardan bir tanesi Bagdat biri Basra hizasında.

*Türkiye-Irak arası SlopiI’de Habur sınır kapısı var




PARA:1 Dolar=1.255 Irak Dinarı, yani 10 Dinar=8 Dolar
1 Dinar=1.5Türk Lirası
Döviz buroları da var.Güvenle çarşıda masa başında da bozdurabilirsiniz.Burada sorun yok.

DİL:Kürtce ,26 harften oluşuyor. Harfleri daha çok Farsça ve Arapçaya benziyor. Ben hiç ayırt edemedim. Rakamlar zaten aynı.Zaten üçününde yazılışında birbirlerinden az farkı var.
Örneğin Arapça da kadın, erkek için farklı kullanımlar varken Kürtçede yok.
Yani bir Kürt, farsca ve Arapçayı okuyabilir eğer bu dilleri bilmiyorsa ama ne demek istediğini bilmez.

DİN:
İslamda ki  birbirlerinden çok az uygulanış farkı olan Hanafi, Şafi, Hambeli ve Maliki 4 mezhepten Irak Kürtleri büyük bir kısmı Şafi az bir kısmı Hanefi, Türkiye Kürtleri Hanefi, az bir kısmı şafi. Ama ben bu bilgiyi burada öğrendim.

*Hep verilen örneğe göre Hz. Muhammed’in alnında ki sivilcesini karısı sıkınca kan çıkmış. Hz. Muhammed de bunda sonra abdest almış.
Kimileri vücudundan kan çıktığından, kimileride kadın eli dediğinden abdesti bozuldu diye uydurmuşlar.

ANI: Erbil’de kaleden inerken üniversiteli gençlere rastladım. Sohbetten sonra gencin biri herkesle tokalaşırken bende elimi uzatınca”Özür dilerim . Tokalaşamam sizinle”dedi. Çok şaşırdım. Daha sonra çok modern görünen diğer gençle de yürüyerek sohbetimize devam ettik. Ayrılırken bu da el vermez mi.
Ama İran sınırına yakın Şii Kürtlerde varmış.

*Kakailer: Bizdeki Alevi vatandaşlara benziyorlarmış. Namaz kılmıyorlarmış. Daha fazlasını öğrenemedim.





GENEL


*18 milyon nufuslu Irak’ta 5 milyon Kürt, geri kalan kısımda da Şiiler daha fazla.


*İran ile ırak arasında 1-1,5 saat farkı var.

*Çalışma saatleri 14’30e kadar. Çalışmayı seven millet değiller.

*Hafta sonu tatili Cuma ve Cumartesi. Özellikle Cuma günü insanlar pikniğe gidiyorlar. Yazın çok sıcaklarda inşaatlerde işcilere 11-15 arası dinlenme veriliyormuş.

*Burada ki Kürtler, Türkiye’de ki Kürtler gibi endamlı değiller. Sanırım hep araç kullandıklarından genelde kilolu ve göbekliler.
*Savaş sonrası rafineler çalışması gerilediği için petrol ülkesinde benzin bol değil. Devletin verdiği benzini yetiremeyenler yol üstünde ki karaborsadan benzin almak zorundalar.





*Fotoğraf çektirmeyi çok seviyorlar.

*Öğretmen maaşı ortalama 700.000Dinar civarında.

*Vergi alınmadığı için, burada araba, içki ve sigara ucuz . Onun dışında her şey Türkiye ilke aynı hatta daha pahallı olan şeyler de var.

 *Nisan 2013 tarihinde Apple-Aypet(64CB)→600 Dolardı. Neredeyse Türkiye deki fiyatın yarısı kadar.



*İçkiyi asla Müslümanlar satamaz. Yezidiler veya Hıristiyanlar satar ama Müslümanlar içer.

*Aynı İran’da ki gibi şehit olanların resimleri tabelalarla asılmış.
*Her yerde Polis kontrol noktası var

*Burada da Türk dizileri çok izleniyor. Bu nedenle de Türkçe öğrenenler olmuş .Zaten Kürtlerin bir kısmı Türkiye’ ye gidip geldiklerinden ve Burada yaşayan Türkmenlerden Türkçe Öğrenmişler.Hatta Türkçe kursuna giderek benimle Türkçe konuşanlara da rastladım.

*İbrahim tatlısesi çok seviyorlar.

*lüks ve büyük arabayı çok seviyorlar. Evlerinde de bu özellik görülüyor. Kısaca, abartı, özenti ve şaşaa var.
Daha çok Kore(hundai),Japon(Nisan),alman, Amerikan arabaları ile dolu.Hele iş adamlarının cipleri olmasa olmazlardan.

*İlkokulda birlikte okuyan öğrenciler Ortaokul ve Lisede ayrı ayrı eğitim alıyorlarmış. Ama küçük yerleşimlerde her kademede birlikte eğitim alıyorlarmış.



*Bu bölgede birçok Türk firması var. Devlet ihalesi işlerinden yol, büyük bina, köprü, Devlet dairelerini Türkler yapıyormuş. Örneğin Divan otelini Koç Holding yapmış.
İranlılar ise kale, çarşı gibi geleneksel mimarilerin onarımında ve dekorasyonunda çalışıyorlar.
Hepsi iyi para kazandıklarından söz ettiler.

 *Burada Türkleri bayağı seviyorlar. Hele İranlılar göre ”İşlerini düzgün yapıyorlar”diyorlar.Ama benim kaldığım Villayı görür görmez Bir Türk mütahaitin yaptığını anladım.Aylık kirası 5.000 Dolarmış.Dışardan akınca çok luks ama içinde her şey dökülüyordu.En  gösterişli ve ucuz malzeme kullanılmış.Ama genelde Türkler iyi iş yapıyorlarmış.Kimse bu imkanı kaçırmak istemez zaten.
                                                                                                             

Zaten belli bölgelerde o kadar çok Türk tabelaya rastlıyorsunuz ki sanki Türkiye gibi.
Yollarda da Arçelik,fakiri Fırat,Ülker,Saray Bisküvi,Eti, İpek,Merinos,selpak,Pınar,Kütahya,Uşak,Yurtbay seramik gibi birçok seramik markalarının   ve daha birçok inşaat malzemelerinin dev reklam panoları ile dolu.Paranın kokusunu alan gelmiş


*Ses sanatçılarından bizim bildiğimiz Şivan Perver’in dışında “Adnan Kerim”in sesine mest oldum. Çok etkileyici. Hemen hard diskime aldım.Ülkemin yıllarca saçma yasaklamalarından dolayı Kürt müziğinden  mahrum olduğumuz İçin tekrar üzüldüm.
Yine “Kamkaran”ında(İran Kürterinden) sesi çok güzel.


GİYSİ:Gat(Şal):Erkekler genelde askeri renklerinde,siyah,gri renklerde beli lastikli şalvar ve V yakalı aynı kumaştan üst giyiyorlar.
Cemadani(şapık): Başlarına da fesin üzerine yöresel eşarpları sarıyorlar. Yine genelde ayaklarında beyaz renkli yöresel ayakkabı giyiyorlar.
Kadınlar ise Boydan aşağı parlak pul ve paletlerle işlenmiş siyah giysi giyiyorlar. Bayıldım bayanların kıyafetine












YEMEK:Çok bol.İran’da ki gibi her yer yiyecek dolu.Et ağırlıklı ama arkadaşımın oğlu “30 yıllık Brezilyadan
 gelen etleri kullanıyorlar”dedi . Dikkatli olmakta yarar var.
En küçük ekmek arası döner 1 Dolar.
Sıcak çekirdek çok satılıyor ama kabuklarını yere atıyorlar.
Her türlü meyve ve sebze İran ,Türkiye,Suriye’den geliyor.Kendi üretimleri yok.Tembeller.
Restoranlarda her şey çok bol geliyor ama yenmeden atılıyor. Çok müsriflik var. Arkadaş zeytin istedi.10 kişilik getirdiler.
*Ağaçtan aldıkları sarımsı sakız her yerde satılıyor.


*Genelde petrol zenginleri olduğundan tok gözlüler. Turist te görseler atlamıyorlar. Hırsızlık yokmuş. Dışarıda ki açık hava dövizcilerin önünde bile paralar açıkta duruyor. İnsanlar bir şeylerimiz çalınır diye sakınmıyorlar.

*Ama dilenciler de oldukça fazla.2 yıl öncesine kadar yoklarmış.Başka ülkelerden geldiklerini söylediler.

NOT: Evet benimiçin dil, din,mezhep,ırk vb. ayrımı yoktur.O nedenle yanlı ve yanlış yazmaktan rahatsızlık duyarım.
Bu bölge hakkında net bilgilere sahip olmadığımdan insanlardan öğrendiklerimi ve birebir gördüklerimi yazdım.Ama bir öğrendiğim konuyu en az üç kişiye sormadan yazmadım.Bu arada yanlış bir bilgi iletmişsem lütfen beni uyarınız.





*Devletin petrol geliri fazla olunca halka da vermeyi ihmal etmemiş. Aşağda yazdıklarım yardımları bir Türkiye de ki Kürt vatandaş “Barzani ayırt etmeden tüm halka”veriyor dedi. Hatta daha fazlasını söyledi. Pek inanasım gelmedi.Önüme gelene sorduğumda bu yardımları alamayanlar olduğunu da zaten gördüm.Bir başka Irak Kürt vatandaş”Barzani, kendi yandaşlarına veriyordur ancak”dedi.Sormaya devam edince gerçeği öğrendim.

1-Cins-i Irak(Irak kimliği):Eskiden beri(Saddam zamanın da da) Irak’ta her vatandaş’a  cins-i ırak(Irak kimliği)  verilirken yiyecek ve benzin kuponu da birlikte veriliyor.
Zaten bu kimliği olmayanlar ne ev, ne de araba ine de tapu alabiliyorlar.
Aslında şehirde yaşayan herkesin bu kimliği vardır ama Köyde olanların çoğunda yoktur.

*İlk defa Kürdistan’da yaşayan yezidiler’e verilen “Kürtlük Kimliği”yanında
“Irak Vatandaşlık Kimliği” verilmeye başlanmış. Yani bizdeki politik vermeler buralarda da var.


 her aile de yaşayan kişi yaş ve sayısına göre 1 yıllık ama aylara göre alabilecekleri kuponlarla depolardan sabun, pirinç, çay, şeker, yağ gibi önemli maddeler çok az ücret karşılığı veriliyor.

Aracı olan herkese ise haftada bir 40lt benzini ucuz fiyattan(500 dinardan ) veriyormuş. Normalde halk petrollerde 1litre benzin=900 Dinar. (Saddam zamanı benzin çok çok ucuzmuş.)

Aslında bu ucuz benzinin kalitesi de en düşüğüymüş. İyi kaliteli benzinin litresi 1.000 Dinardan yüksele yüksele gidiyormuş.


Bir gün çift numaralı arabalar, diğer gün ise tek numaralı araçlar kuyruğa girerek bu benzini alıyorlar.
Yine kamyonlar ayrı, kamyonetler ayrı, taksiler vb ayrı benzin kuyruğu oluşturuyor.
Yalnız ben taksi kuyruğunu görünce 1 gün sürer diye düşünmüştüm ama saat 14’e kadar bitiyormuş. Bu arada yollarda da bidonlarla benzin satan seyyar satıcılar var. Bunlar 5.000 Dinardan aldıkları ucuz benzini 750.000 Dinardan günü olmayıpta ihtiyacı olanlara benzin satıyorlarmış.


Diğer bir vatandaş’ın söylemesine göre”devlet halka yeterli benzin vermiyor. Daha çok dışarı satarak gerekli malzemeler alıyor” dedi.

2-Kürt Kimliği: Irak kimliği olanı,yani vatandaş olanı
Saddam askere alıyordu. O nedenle Dağlara kaçan peşgermeler 91 Körfez savaşından sonra Kürdistan’a inerek kimlikleri olmadığından sadece bu “Kürt Kimliğini aldılar. Ve yaşamlarına bu kimlikle devam ediyorlar. Tabii bu durumda yardımı da alamıyorlar.


Yapılan Diğer Yardımlar:

-Yine 3 ayda bir devlet, mahallelerde çirkin görüntü yaratan ve her bir eve ait olan varillere uygun ücretle gazyağı koyuyormuş

-Su bedava. Şehir suyu içilmiyor. Ama elektrik sıkıntılı. Günde sadece 10 saat veriliyormuş ve ucuz değil.


-Ev yapmak isteyene uzun vade de 0 faizli belli bir miktar (25.milyon Dinar)veriliyormuş.
-Yeni evlenenlere ise karşılıksız belli bir yardımda bulunuyormuş.
-Dul ve yaşlılara aylık bağlanıyor.
-şehit ailelere maaş bağlanıyormuş.”Irak Kimliği.” Verilmede öncelik tanınıyormuş.
*Son yardımların bedava verildiğine inanasım gelmedi ama net öğrenemedim.











ERBİL
Erbil,Barzani’nin doğduğu  ve 2 milyona yakın  nüfusu ile merkezden örümcek giBi dışa doğru acılan bir şehir.Neyse ki gezilecek yerlerin çoğu merkezde.Bahçe içinde geniş evler yaptıklarından dışa doğru çok açılmış.Benim gezmekte zorlandığım şehirlerden.
YAŞAM
*Harita ve turist ofis yok. Bir tane söylediler ama bulamadım. Otellerde de yoktu.Satın almak zorundasınız.

*Tabelalar Kürtçe, bazı yerlerde de Arapça ve Kürtçe.

*Her taraf inşaat. Yollar, köprüler, binalar, parklar. Sanki ülke yeniden inşa ediliyor.Binalar çok modern  Ama özellikle meydan ve parklarda gereğinden fazla taş ve zarif olmayan hayvan heykelleri vb taş figürler ve yapay ışık kullanmışlar. Her yerde gösteriş var sanki. Sade değil.

*Üretim yok denecek kadar az.
*Yol üstünde tezgahlarda açıkta duran paraları değiştiriyorlar. Kapkaç yok. *Türkiye-İstanbul’dan Erbil’e çalışan “Best Van”ın çok otobüsü var.

*Yine  İş bankası, Ziraat bankası, Vakıfbank ve Asya bank olması beni çok şaşıttı.Erbil’de iş ve Ziraat bankasını gördüm.

*Genelde bayanlar kapalı ama fazla da değil. Açık başlı olan kızlar da var. Yine çok abartılı makyaj yapıp giyiniyorlar.
Üniversite de genç kız ve erkek bile el ele gezemiyormuş.  Flörtlerini gizli yaşıyorlarmış.
Tabii ki. Bu mahalle baskısının sonuçları fuhuş peşinden getirmiş. Otellerde açıktan fuhuş varmış.

*Erbil’in içinde açıktan içki satılan ve içilen yer bulmak kolay değilmiş.Hatta böyle içki satan yeri taşlamışlar.Ama Hıristiyan bölgesi”Ankawa”da içki içmek ve satmak serbest.

.

ULAŞIM
Ulaşım kolay değil. Neredeyse her bireyin arabası olduğundan trafikte iyi değil.
Eskiden şehir içi otobüs varmış. Şu anda  sadece  taksi. Yakıtın ucuz olmasına karşılık taksilerde çok ucuz denemez.
Yakın şehirlere de doldukça kalkan dolmuş taksiler var ama bana pahallı geldi





*Erbil’de F.Gülen’in Işık Koleji 1994’ten beri varmış. Parkta Öğrencileri ile resim yapan ve Türkiye de kaldığı için Türkçe konuşan Öğretmenleriyle karşılaştım.

.
*Behçe içinde çok lüks villalar ve modern iş ve alış veriş merkezleri, ünlü oteller vb. ile burası beni çok şaşırttı.


KALMA:Normal bir otel  kahvaltı dahil 1 gece 25-50Dolar arası.
                                                                                               
Hemen Otel(www.hotelhemen.com) Merkeze yakın1 kişi→30.000D,2 kişi→40.000 D gibi
Ama bu otelde balkonda yatmak isterseniz kişi başı 10 D

Gashtyari Hotel: Meydana  bakan bu otel Osmanlı ayrıldığından beri otel olarak kullanılıyormuş.Sahibi Türkmen ve eşi Türk.Çok eski ama sevimli.Kişi başı 10 Dolar.Dışarıda yatmak 5 Dolar.Bayanlara da oda yı aynı fiyata vereceklerini söylediler.



GEZİLECEK YERLER
Şehrin merkezi kale ve kapalı çarşının olduğu Park shar(City park)meydanı. Buradan başlayabiliriz.
1)     Kale(Kala):8000 yıllık olan bu kale Tepede tuğladan çok zarif örülmüş kale ve içinde evler, cami, vb. var.Çok beğendim.En son Türkmen ve Kürtler yaşıyormuş.Evlerini devlet satın almış.Şimdi Unesco’nun kültür mirasında olduğundan onarılıyor.Yerel derneklerde destek veriyormuş.
Hele zengin evlerin zerafetine bayıldım. Onarıldıktan sonra çok daha güzel olacağına inanıyorum.İçinde ki müze ben gittiğimde kapalıydı.
Osmanlının 1753’te yaptırdığı camiinin orijinal hutbesini de görünüz.
Meydana çıkarken de Erbil’in tarihini yazan “Ibn Mıstaufi”nin dev heykelini göreceksiniz.
2)Şehir Meydanı: Kaleden aşağıya Birçok fıskiyeli havuzların olduğu Meydana iniliyor.
A) Özellikle renkli camları ile meydana bakan eski ve geleneksel kahve ve eski oteli görünüz.
B) Kapalı çarşı(qasary): Yine her şeyin satıldığı bu çarşıda hummalı bir onarım çalışması vardı.
C) Şikh Allah Caddesi: Cuma hariç her gün akşama kadar süren her şeyin satıldığı Pazar kuruluyor.
3) Iskan Caddesi: Birçok restoranın olduğu hareketli cadde. Ben ev sahibimle burada nefis döner yedik.Tas içinde kepçeyle ayran getirdiler.Hele sıcak pide şeklindeki ekmekleri çok lezzetliydi.
Yol boyu sıcak çekirdek çitleyenlerle dolu.
a)    4)Müze(Directorate Of Erbil Antiquties):8.30-14.20 arası, ücretsiz. Kaleden Sheraton oteline doğru gidip geçtiğinizde sol kolda. Geciktiğim için camekândan 2 odasını gördüm ama gitmeseniz de olur.
Yine merkeze yürüme mesafesinde
4)Minaret Park:Çok taş ve heykellerin kullanıldığı yapay bir park.Şaşaa çok var ama hiç beğenmedim. İçindeki 1190-1232 yıllarında yapımlım güzel işlemeli minareden adını almış.
Hemen Karşısında
5)Shunidar(Şaneder Park):Bu park’ta çok yapay ve özentili ama tepesindeki yeşillikler içindeki çay bahçesi biraz sevimlilik katmış en azından.
Yürüyerek kalenin arka tarafından veya araçla
6)Sami Abdurrahman Parkı: Saddam zamanında yapılan bu en büyük park gerçekten natürel ve çok güzel.Diğerlerine hiç benzemiyor.
ARAÇLA GEZİLECEK YAKIN YERLER
1)Ankawa: Babilden gelen Asuri  Hıristiyanların yaşadığı  modern bölge. Merkeze bitişik bir mahallesi sayılır.Zenginler ve Türkler,  içki ve yaşam daha serbest olduğundan genelde burada oturuyorlarmış.Kiliseleri, çarşıları,halkı ile sanki Irak’ta değilsiniz.
ANI:Buradan daha ileri deki köylere  ben istediğimden gittik.Bir köy evini ziyeret ettim. İnanılmaz dağınık ve pisti. Toprak bahçesinden geçen pis su kokuyordu.Bu durumu düzeltmek akıllarına gelmemiş ama evin önünde son model araba duruyordu.
2)LALİSH : Dünyada ki tüm Yezidilerin haç merkezi. Türkiye sınırına yakın olduğundan o kadar çok Türk tır ve kamyonlarına rastladım. Yine tabelaların çoğu Türk firmalarına aitti.
*Burası
Erbil(Garaj Duhok-Kuzeye giden dolmuş taksilerle,1.5 saat,15.000 Dinar)→Şehkhan(Taksi,10 dakikak,10 Dinar)→Lalish
*Garaj’da Duhok’a giden taksilere binip, Duhok ücreti(15.000D ödeyerek)Şehkhan sapağında iniyorsunuz.Orada hemen taksiler bekliyor.Ama fazla ücret istiyor.Siz “Lalish” anayoluna çıkarsanız dolu giden olduğundan çok rahat otostop yapabilirsiniz.
*Eğer Kürdistan’a Türkiye’den giriş yaptıysanız Duhok ile Lalish çok yakın olduğundan önce Burayı gezip oradan Erbil’e geçebilirsiniz.
*Bu köyde sadece iki aile kalıyor.
YEZİDİLİK DİNİ:
-Yezidiler,Suriye,İran,Irak,Ermenistan,Rusya,Türkiye vb. yaşıyorlar.Ben oradayken Moskova’dan gelmiş iki Yezidi hanıma rastladım.
-Köy;ün girİşinde ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz.Tüm tapınakları yaz ,kış çıplak ayakla gezmelisiniz.
-Bizim inandığımız Allaha inanıyorlar ama peygamberlerimize inanmıyorlar.
-Yezidilerin peygamberi: şehx Hadi
-Namaz: Güneş doğmadan önce, güneş battıktan sonra ve uyumadan önce olmak üzere 3 vakit namaz kılıyorlar.
-Sırasıyla 3 tabakavar.1-şehk,2-Pir,3-Mürid.
Babi şehx: Dini Lider.Yani şu anda bu köydeki en yaşlı ve en bilge adam.Onun altında da Şehxler var.
Tabakalar kendi aralarında evleniyorlar. Tabakalar arası geçiş yok.
-Kutsal kitapları : Ezdiaty .Dili Kürtçe.Kendileri de biraz farklı Kürtçe konuşuyorlar.
-Kani Spi(Beyaz Çeşme): Burada kutsal su bulunuyor. Buraya Yezidi olmayanlar giremiyor.
Cocuk doğduktan sonra, Bu hac merkezine getirilip Şehx’in duası eşliğinde kutsal su ile yıkanıyor. Yüzüne oradaki çamurdan sürülüyor.
Bu işlemden sonra Çocuk Yezit oluyormuş.
Ancak Yezit doğmayan bir çocukta bu işlemden geçerse Yezit olabiliyor ama büyüdükten sonra yezit olunamıyor
-hac: Özellikle küçük çocuklara kutsal sudan akıllı ve uslu olsun diye kutsal sudan içiriyorlar. Dünyanın her tarafından Yezidiler hac için buraya geliyor.
 -Bu köyde Yezidilerin melekleri için ayrı ayrı 6 tane temple var.En büyük Temple,Melek tavis için yapılmış.Ama Şehx, karayılan duasını okursa,yılan evcilleşiyormuş.İsterseniz elinize alıp gezdirebiliyormuşsunuz.
-Kutsal gün: Çarşamba. Salı öğleden sonra tüm tapınaklarda zeytin yağı ile ateş yanmaya başlıyor. Çarşamba ise tam gün devam ediyor.Zaten büyük tapınağın içi zeytinyağı testi ve bidonları ile dolu.
-Karayılan Tılsımı: Şeykhan’a ait kara yılan normalde insanları ısırıyormuş. Ama Şehx,
-Bizdeki gibi Templerde dilek tutularak renkli bezlere düğüm atılıyor. Görüntü olarak çok güzel.
-Yine eşiklere tas ile su konuyor. Eşiklere basmadan atlamanız gerekiyor.
-Tapnaklar da beşik ve kuru ekmek de konuyor. ne anlama geldiğini öğrenemedim.
-Aynı Sih dininde olduğu gibi Buraya gelen herkes için imece usulü yemekler yapılıyor. İnsanlar öğle, akşam yemeği yiyebiliyorlar. İsterlerse ücretsiz burada kalabiliyorlar da.
*Lalish’e yakın Şehkhan ilçesinde Yezidiler-Müslümanlar-Hıristiyanlar birlikte yaşıyor.
*Almanya’ya iş için giden çok Yezidi var.
3)Erbil’in yeşil ve piknik alan bölgesi: Erbil’in kuzey doğusunda İran sınırına yakın bölge.
ANI: Bu yerlere kendi imkânlarımla zor giderdim. Genç bir Kürt kendi isteği ile beni götürdü. Tam gününü bana ayırdı.Birlikte piknik yaptık.Bu nasıl misafirperverlik.İnanılır gişbi değil.Elimi cebime attırmadı.
Erbil→Geli Ali Bey(1.5 saat)→Bexal(Yarım saat)→Cundian(40 Dakika)
Buraya dolmuş taksi“Duhok Garajı”nın hemen yanında ki “Şimal Garajı”ndan kalkıyor.Ama ben özel araba ile gittim.
A)Shaqlawa: Özellikle kayısı pestili ile ünlü Güzel bir şehir. Memnun olduğum kadar utandımda. Umarım kendisini de ben evimde misafir edebilirim.
B)Rawaduz:Vadiye bakan uçurumun tepesinde ilginç yerleşim
C)Geli Ali Bey:Urmiye-Erbil yolu üzerinde .Zaten otobüsle gelirken yol üstünde görüyorsunuz.Güzel bir şelalesi var ama çevrede o denli yapay süslemeler yapmışlar ki çevrenin güzelliğini kapatmış.
D)Bexal: Burada ki çarşılar, her yer su içinde. Yazın serinlemek için çok dolu oluyormuş.Buradaki şelale daha büyük ama yine dizayn kaba.
E)Korex teleferik: Telerefikle (Sanırım adam başı 10.000-20.000 Dinar)Korex dağına çıkılıyor. Dağda yeni yapılan tahta ev ve çevre düzenlemesi çok güzel ve kaliteliydi. Ama biz gittiğimizde bir şey yoktu doğru dürüst.
Ayrıca Erbil’de Korex adlı telefon şirketi de var .
F)Cundian:En güzeli burası.Yemyeşil dağların ortasında .Suyun kayaların arasından çıktığı yer.Merdivenlerden suyu saldıklarından çok güzel bir görüntü oluş.
Ama halk ciddi pisler. Bu güzel piknik alanı ve diğerlerinde her yer çöple dolu. Güldür güldür akan suları çöpler tıkamış.
Bizim yanımızdaki piknik yapan öğrenciler çöplerini bırakıp giderken dayanamadım. Çöp torbası verdik.Mecburen toplayıp gittiler.
Erbil-Bagdat garajı(Yani güneye giden otobüslerin ve dolmuş taksilerin kalktığı)→Kerkük(Dolmuş taksi,2 saat,8.000 Dinar)
Bu garajdan direkt Bağdat’a otobüs 5.000Dinara,12 saatte gidiyor. Dolmuş taksi ise 6 saatte tabii daha pahallı gidiyor.
*Kerkük’e otobüs ise Sheraton Otelinin önünden kalkıyormuş.
KERKÜK
Kerkük: Irak ve Kürdistan arasında tam sınırda önemli petrol şehri. Irak’a ait.
Sınırda, Irak Türkmenleri,  yaşıyor ama şimdi Kürtler bu yapıyı değiştirmek istiyormuş. Saddam zamanı Arap çokmuş.Şimdi Kürt çokmuş.
Yine bir Kürt’ün anlatımıyla;(ama aynı bilgiyi Türkmen de doğruladı.)
Eskiden Kerkük,%10 Arap,%20 Türk,%70 Kürt imiş.
Saddam zamanı arap getirilerek bu oran %50 Arap olmuş.Türklerin çoğu kaçmış.%40Kürt olmuş.
Şu anda ise Giden Kürtlerin geri geldiği söylenerek oran %50 Kürt,%30 Türk,%20 Arap olarak olmuş. Yine az sayıda Arap ta var.
Yine Bir Türkmen vatandaşın söylediğine göre etnik grupların arasında asla sorun yokmuş. Partiler arayı karıştırıyormuş. Sık sık farklı etnik bölgelerde kimin patlattığı belli olmayan patlayan bombaların insanların tadını kaçırmış durumda.
Şu anda ki yönetim Bağdat’a bağlı vali Kürt, Yardımcısı Türk.4 sene Talabani’nin valisi ondan sonra ki 4 sene Türkmen vali göreve geliyormuş.

Daha önce bu şehrin tehlikeli olduğunu biliyordum. Erbi-Kerkük yolunun her iki yanı yemyeşil tarlalarla çevriliydi ama şehre gelir gelmez yeşillik kesildi. Kupkuru toz toprak içinde bir şehir.Erbil’den sonra köy gibi geldi bana.
Tam merkeze girerken patlayan bomba nedeni ile hasar almış evin önünden geçtik. Patlamayı kimin yaptığı bilinmiyor. Bir gün Kürt bölgesinde, daha sonra Türkmen bölgesinde  vb oluyormuş.
Daha sonra ev sahibimle çarşı ve Pazar gezdik ama ne olur ne olmaz diye kısa tuttuk.
Kapısında silahlı görevlinin beklediği bir bankanın içine girdim. Yine bütün gece öksürdüğümden sağlık ocağında da doktora gittik. Her iki yerde de başı acık,yarım kapalı ve tam kapalı çalışanlar vardı.İkisi de çok sıradandı.Zaten ev sahibim “Şimdi ki valinin iyi çalıştığını,geçtiğimiz yolların 2-3 yıl önce hep toprak olduğunu daha yani yapıldığını “söyledi.Birçok inşaatı da Türk firmaları yapmış.Ben de köprü yapan Türk firmasına rastladım.ev sahibimin eşinin hemşire olarak çalıştığı hastaneyi Türkler yapmış.Çok moderndi.
Daha sonra
*Devlet dairelerin tabelalarında sırasıyla Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Hıristiyanlar için Aşuri dili (Bu dilin harfleri sanki çin ve arap harflerinin karışımı gibiydi.)ile yazılmıştı.
Diğer tabelalar ise genelde Arap ve Kürtçe yazılmıştı.
*Halklar karışık sorunsuz oturuyorlar. Sadece Hıristiyanlar “Arafe” denilen bölgede kendi kendilerine yaşıyorlarmış. Diğer halklardan çok az kişi de varmış.
Hastaneler, o bölgede yaşayan herkese hizmet veriyor. Muayene ve ilaç çok az bir ücret karşılığı alınabiliyor. En güzeli de doktor sadece kullanabilecek kadar ilaç veriyor.Kutu ile vermiyor.
*Yalnız her halkın öğrencilerinin gidebileceği okullar ayrı ayrı.
*Ev sahiplerim Türkmenler yeni bir bölgeye ev yapmışlardı. Doğru dürüst hükümet olmadığından elektrik ve su bu bölgede bedava olduğundan evden çıkarken bile klimalar çalışıyordu. Işıklar yanıyordu.İnsanoğlu her yerde aynı maalesef.
*-Yolda gelirken göklere doğru ateşi çıkan petrol kuyusu gördüm. Önceden bu  gaz yanmadan petrol çıkmıyormuş.Bunu da burada öğrendim.
-Petolun bu kadar bol olduğu bu şehirde de ucuz benzin alabilmek için kuyruklar oluşmuştu. Yine bidon ile yol kenarında bir dolu benzin satanlar vardı.
GEZİLECEK YERLER
1)     Kale: Zamanında tüm Kerkük halkı bu kalenin içinde yaşıyormuş. Şu anda boşaltılmış.Aslına uygun malzemelerle onarılıyor.Evler yıkılmış olsa da hala çok güzeller.hele eski camisini çok beğendim. Kullanılan caminin içinde de Türk şehitliği var.”Uğruna savaşılan topraklar gurbet değil, vatan sayılır”diye yazılmış. Hep yurt dışında rastladığım bu Türk şehitlerine çok üzülürüm. Ne acılar çekmişlerdir kim bilir. Kimin neyin uğruna.Değer mi?Her olumsuz yapılana bir kılıf uydurmuşuz.Şehitlik kapalıydı.Zorla seyyar bir merdivenle çıktım.Çok bakımsızdı.Naylon güller koyulmuştu mezarlarına.Ölen öldüğü ile kalıyor kısacası.
2)     Bağdat Caddesi: Bu cadde şehrin modern yüzünü yansıtıyor. Cadde üzerinde restoranlar, alışveriş dükkânları vb. var. Daha ileride de bir kaç park vardı.
Ben bu şehirde tehlike olması nedeni ile dinlenerek geçirdim.
Kerkük→Süleymaniye(Lüks Dolmuş,2 saat, 6Dinar)
Ama Dolmuş sizi şehrin dışında bırakıyor. Oradan taksi ile şehir merkezine 4.000-5.000 Dinar’a gelebiliyorsunuz. Veya Hemen bir üst caddeye çıkarsanız dolmuş ile çok daha ucuza şehir merkezine gidebilirsiniz.
SÜLEYMANİYE
GENEL
*Nüfusu 2 milyona yakın.
*Celal Talabani’nin(Mesleği Avukat) doğduğu şehir olduğu için daha çok önem verildiği söyleniyor.
-Buradaki bayanlar daha modern giyimliler. Başları açık, pantolonlu bayan çok gördüm.Çoğu da İngilizce biliyorlar.
Şehrin merkezi “Berderki Sara”denilen Pazar sayılıyor.
1)     Berderki Sara(Pazar): Her şeyin satıldığı üstü kapalı bir Pazar. Bir özelliği yok.
2)     Kaso Mall:Çinlilerin ve çin mallarının bulunduğu bu merkezi gezebilirsiniz.Çinlilerin buraya kadar gelmesi beni şaşırttı.Hemen karşısında
3)     Çamii:Ziyeret etmek için güzel bir camii.
4)     Parki Azadi: Erbil’deki parklar gibi taş yığını değil.Dinlenmek ve piknik yapmak için güzel bir park..
5)     Salm Caddesi: Çok geniş ve güzel binaların olduğu cadde.Üzerinde
6)     City Star Mall: Bildiğimiz alış veriş merkezi. Halkın yaşamını tanımak için en uygun yerlerden. Bowling oynayan hanımlar, el ele oturmuş sevgililer gördüm  burada.Karşı ilerisinde
7)     Müze:9-14-15arası,ücretsiz. İçinde fazla bir şey yok. Yolu devam edip sağa yukarıya doğru
8)     Amna Suruka: 9-16arası,ücretsiz. Oldukça ilginç ve gezilmeye değer müze. Saddam’ın Kürtlere uyguladığı zulüm anlatılıyor. Müze
girişinde bu zulümde ölen Kürtlerin anısına aynalar ve ışıklarla çok güzel bir giriş yapmışlar.Yine kamçılanan, elektrik verilen vb. tutuklular canlandırılmış.Ayrıca burada ki tutukluların geçmişte ki yaşantısını çok rahat görebiliyorsunuz.
Araçla gezilebilecek yerler:
1)     Azmar Dağı: Taksi ile gidiliyor. Yarım saat ancak sürüyor.Ağaçsız  ama yeşil dağlara doğru tırmanıyorsunuz.Buradan şehrin tamamını görebiliyorsunuz.Buraya tele refikle de çıkabiliyorsunuz.
Hemen Dağın altında devasa luna park kuruluyordu.
2)     Serchnar ve Yari Gişti: Taksi ile gitmelisiniz. Yine yarım saat sürüyor. Farklı bir yönde.Yeşilliğin bol olduğu bölge Gazinoların,parkların olduğu bölge.Gezmeye ve piknik yapmaya değer.
Süleymaniye→Halepçe(70km,ben özel araba ile gittim.)
Yol manzarası çok güzeldi. Yolun iki tarafında ki buğday tarlaları yemyeşildi.
ANI: Arkadaşımım kardeşinin evinde Etyopya’lı çalışan kızı görünce merak ettim. Acente bu kızları Türkiye’ye götürüyorum diye Süleymaniye havaalanına getirip bırakmış. Neyse oradan Çalıştırmak isteyenler almış.Çok tatlı bir kızdı.Ama ülkesinden bu kadar uzakta çalışmak zorunda olması insanı üzüyor.Kısa sürede de Kürtçeyi öğrenmiş.Ortodoksların kutsal günü Cuma olduğundan ertesi günü Kiliseye gitmek için akıtma yaptı.Her Cuma Bu etyopyalı kızlar bir araya gelerek kendi yemeklerini yapıp birlikte yiyorlarmış.Bana adresini verdi.
ANI: Yıllarca birlikte aynı okulda çalıştığımız,yakın evlerde oturduğumuz ve çocuklarımızı birlikte büyüttüğümüz arkadaşımın erkek kardeşi beni kraliçeler gibi ağırladı.Bunları yazarken utanıyorum ama Kürt konukseverliği Böyle .O kadar yoğun işlerinde benimle çok ilgilendi. Şoförlü araba verdi. Her yeri görmemi sağladı. Yetmedi. İran’a kendi taksi ile gönderdi.Yetmedi.İran’da arkadaşını arayarak beni orada da misafir ettirdi.O ailede muhteşemdi.3 saatlik yola benim için taksi gönderdiler.tekrar ediyorum.Hala bu yapılanlardan çok mahcubum ama zorla yaptılar.tek yapabileceğim evlerime misafir olarak gelmelerini beklemek.Sanırım karşılıklı iyi niyet olduktan sonra her şey güzel oluyor.
HALEPÇE
*Süleymaniye’nin 80.000 nüfuslu İran sınırına yakın ilçesi.
Bu ilçe İran sınırına yakın olduğundan taassup daha fazla olduğunu söylediler. Ama müzede ki fotoğraflar tam tersineydi. Yemyeşil dağlar, çayırları, buğday tarlaları , nar bahçeleri ve güzel havasıyla çok sevdim bu ilçeyi.Arkadaşımın kardeşinin özel araba ile her yeri gezdik.
1)     Soykırım Müzesi ve Halepçe Anıtı:
1988’de ırak-İran savaşında bu bölge İran rejimine daha yakın Kürtlerin kontrolünde olan bir bölgeydi. Saddam’ın asıl amacı İran rejimine yakın kişileri bu bölgeden çıkarmak. Ve 1988’de Saddam Kimyasal bomba attığında yaklaşık 5.000 Kürt’ü katletmiştir.
Saddam’ın Kimyasal bomba ile öldürdüğü Kürtlerin anısına yapılmış.
*Bir türlü gidemediğim Orijinal Kürt köyüne burada olsun gideyim dedim.Özel araba da vardı ama eski köyler ya terk edilmiş veya briketten yeni ev yapmışlardı.
Neyse dönüşte bir köy okuluna girdik. Müdür beye “Öğretmen olduğumu, “okullarını tanımak istediğimi “söyledim.Çok samimi karşıladılar.5 derslikli fakir bir okuldu.Kızlar ve oğlanlar sınıfın farklı taraflarında oturuyorlardı.Hele oğlum gibi koca kafalı bir öğrenciyi iyice sevdim.

NOT:Normalde ben Halepçe→Bağdat→Kerbela→Necef→İran yapmak istiyordum.
Ama herkes, Bağdat’ın gezmek için çok tehlikeli olduğunu söylediler.Ayrıca ırak için vize’ye ihtiyacım vardı.Gerçi kaçak girip çıkan çokmuş ama ben cesaret edemedim.Olaylar düzelince Türkiye’den uçak ile gideceğim.

HALEPÇE(KÜRDİSTAN)’DAN İRAN’A GİRİŞ
Halepçe(Kürdistan)→Bashmagh Sınır Kapısı(60km)(İran)→Marivan(Yarım saat, taksi veya dolmuş-5.000Tümen,Küçük yerleşim)→Sanandaj(2-3 saat, büyük yerleşim, her tarafa araç bulabilirsiniz.)
*Yazılarıma “İran” yazıları ile devam ediyorum.










































KUZEY IRAK: Türk-Kürt sorunu burada çoktan çözülmüş.


Gezi tarihi:6 nisan 2013-11 nisan 2013





Yakın arkadaşımın oğlu Erbil’de çalışmaya başlayınca hep aklımda Erbil’e gitmek vardı. İran’a gidince bu fırsatı yakaladım. Ama Erbil hakkında doğru dürüst bilgim yoktu. Gelişmemiş bir yer olduğunu düşünüyordum. Ama yanıldığımı daha şehre girmeden lüks arabalardan hemen anladım.





Büyük lüks binalar, yollar, parklar vb. ile modern bir şehir. Şehir sanki yeniden inşa ediliyor. Her yer şantiye. Ve bu devlet daireleri, yol, köprü vb. işlerin çoğunu Türk firmalarının yaptığını öğrenince daha da şaşırdım.Nerdeyse tüm inşaat malzemeleri ve yedek parçalar Türkiye’den geliyor.Her yerde Türk tabelaları,Türk bankaları.Sanki Türkiye’deymişim gibi.

Yani paranın kokusunu alan hemen burada ofisini açmış.Ve bir daha net anladım ki “para”her şey.din, iman,etnik köken vb tanımıyor.

Biz hala Türkiyede Türk- Kürt sorunlarını çözemezken, didişirken burada her şey yoluna girmiş. Kürtler, Türklerin işlerinden çok memnun. Türklerde kazandıklarından ve Kürtlerden. Hatta öğrendiğime göre Kürdistan kurulduğunda ilk gelenler MHP milletvekili iş adamlarıymış. Zaten babam politikacı olsa güvenmekte zorlanırım

Halk Arap etkisinde. Hala kapalı toplum ama kısa sürede buraların çok değişeceğine inanıyorum. Gayet güvenli. Aynı bizim doğu insanı gibi çok konuksever ve tok gözlüler.”Türküm” deyince sizle daha daha da ilgileniyorlar. Burayı çok değişmeden gezmenizi, yakından kendinizin görmenizi tavsiye ederim.





İRAN’DAN IRAK’A GEÇMEK



Urmiye(İran)→Erbil(Irak)(Otobüssabah 8, 9 ve 10’da var.12 saat sürüyor.40.000 Tümen=20 Tl)

Otobüs ün bir tarafı tek koltuklu ve oldukca lükstü. Her an sıcak çay ikramı vardı. Yine bizde ki gibi yiyecek paketi dağıttılar.

Irak gümrüğü çok moderndi. Defalarca kontrolden geçtik. Hele benden şüphelendiklerinden donumun içine kadar aradılar.



Irak’a geçer geçmez farklılıklar başladı. Hele otobüsümüz gürül gürül akan bir ırmağı takip ederek Yemyeşil çayırlar, karlı dağlar seyrederek yolculuk yaptık. Çok güzeldi. Bir de otlayan hayvanlar. Cuma resmi tatil olduğundan Her yerde insanlar piknik yapıyordu.

Giysilerde değişmeye başladı. Erkekler bellerinde kuşakları sarılı olan genelde askeri renklerde bütün olan şalvarlı yöresel giysiler giyiyorlar. Kadınların giysileri çok daha renkli.



Ama en çok dikkatimi çeken lüks arabalar oldu. Tüm yollar bir kısmı cip olan arabalarla dolmuştu. Paranın bol olduğu ülkeye girdiğimi anladım.




Bunun yanında çevre çok kirletilmişti. Özellikle yol kenarlarına naylon poşetlerle atılmıştı.





TARİH



Saddam zamanı, aslında etnik grupların arasında bir sorun yoktu. Tek kendisi Millete düşmandı. Dışarıdan malzeme almak yasaktı. Çanak anten yoktu.2 kanallı tv’de 4 saat Kürtçe,1 saat Türkmence yayın yapılıyordu. Dünyadan haberleri olmuyordu. Haberlerde de sadece Saddam’ın haberleri veriliyordu. Saddam’ın partisinden başka partiler bile yasaktı. Tüm özgürlükler kısıtlıydı.



Yani Uzun zamandır Irak’ta merkezi hükümet(Yani Araplar) ile Kürtler çatışma halindeydi. Saddam(Sunni-Arap),Şiilere ve Kürtlere baskı yapıyordu. Kürtlerin yaşadığı kuzey Irak’a askerlerini doldurmuştu. Bu kimlik savaşında  çoğu peşmerge(Kürt askeri) dağda savaştı.ve İran’a kaçıp orada yaşadılar.(Ta ki 91  Körfez savaşının da tamamı geri geldi.Bu insanların çoğunun eşleri İranlıdır.)



-Irak-İran savaşından sonra Şiiler Basra,Kerbela, Necef, Nasiriye de İran’ın yardımı ile Saddam’a karşı  ayaklanmalar yaptılar.Saddam, onları vurdu.



-Sonra Duhok, Erbil, Kerkük, Süleymaniye’de de ayaklanmalar oldu. Saddam, ayaklanmaları bastırdı ve Kerkük’e döndü.Duhok, Erbil, Barzaninin kontrolüne girdi. Süleymaniye de Celal Talabani’de kaldı. Sonra

Irak’ta ayrı, Kürdistan’da ayrı seçim oldu. Daha önce geçinemeyen Talabani ve Barzani anlaştılar.

1.seçim: Kürdistan’da. Tüm partiler seçime girdiler. Talabani %50,Barzani %50 oy aldılar.

Her ikisi ortak devlet kurdular. Bakanlar iki taraftan da karışık oldu. Böylece 1991,Körfez savaşından hemen sonra Kürdistan’ın kırmızıçizgileri belirlenmiş oldu.(32.Parelel) 1991’de Kuzey Irak’ta ki Kürtler, Özerk devlet olarak bağımsızlığını ilan ederek Kürdistan kurulmuş oldu.





İlk dört yıl için; Başına Barzani geldi. Yardımcısı Talabani’nin partisinden geldi.

Dört yıl sona Başa Talabani’nin partisinden Berham Salah, yardımcısı da Barzani’nin partisinden geldi.

Şu anki dört yıllık periyotta Barzani’nin başkanlığı devam ediyor.

2.seçim: Tüm Irak’ta oldu. Kürtler ,Bağdat hükümetine girdi.Celal Talabani Cumhurbaşkanı,Maliki başbakan oldu.Bakanlarda farklı etnik gruplardan oluştu.

2002’te  Zaten bir gerekçe arayan, fırsat kollayan Amerika, Uluslar arası örgütün verdiği “Irak’ın elinde kitle imha silahları var” demesi üzerine Basra’dan denizyolu ile Irak’a girip Çatışarak Bağdat’a kadar ilerlediler.Her iki taraftan da ölenler oldu.

Saddam, Amerikalı askerler t arafından yakalanarak ırak yerel  hukuk süreci başlatıldı. Mahkemeler tarafından kendisi ve birçok kilit noktalarda görevli olan aile yakınları suçlu bulunarak 2003’te idam edildiler.

 Bu durum, bağımsızlığını ilan etmiş Kürdistan’ın çok işine yaradı. Gelişmeye başladı.Özgüvenleri geldi.

Şu anda iç işlerinde bağımsız sayıldıklarından Özerk denilebilir.

Kendi ihalelerini kendileri yapıyorlar.(Yol, Köprü,Baraj vs.)

Kendi asker ve polisi var. Kendi bakanlıkları var.

Dış işlerinde de özellikle petrol gelirlerinin dağıtılmasında ırak merkezi hükümete bağlılar.

Burarada Amerika, Bağdat’ta üs kurdu ama şii arap-sunni Arap- suni Kürt arasında güvenliği bir türlü sağlayamadığından çekip gitti.

Şu anda Irak’ta iki bölge arasında sınır kapısı vb yok ama başta petrol olmak üzere sorunlar da çok.

Örneğin iki bölge ayrı bir devletmiş gibi yabancıları aradan geçirmiyorlar. Yine şu anda şii Araplar il Sunni Araplar arasında ki çatışmalar nedeni ile Bağdat ve çevresi güvenli değil. Hatta daha güvenli olduğundan Irak’tan bazı Araplar “Kürdistan”bölgesine kaçmışlar. Çok gitmek istediğim halde gidemedim Bağdat’a.

Petrol Yasası: Irak’ta ki tüm petrol merkezde toplanıp Ülkedeki nüfus oranına göre dağıtım yapılıyor.

Buna göre Kürdistan, petrol gelirlerin %17’sini alıyor.

Bana Türkiye de de yaşamış bir Kürt,

Barzani’nin bu paranın büyük bir kısmını Cami, Hastahane, Okul vb. şehirleri geliştirme de kullandığını ama Maliki’nin Irak’ta bir şey yapmadığını söyledi. Gerçektende her yer sanki inşaat alanı.Hummalı bir çalışma var.Şu anda;





1-Güney kısım=Irak:Başkent Bağdat olan bölgede%60 şii(Arap şii),%40 sunni(Arap suni ve Kürt suni).

Önemli şehirlerden Musul(Çoğu Arap ve Türkmen)



Resmi dili Arapca.

Bayrak: kırmızı-beyaz-siyah renklerden oluşuyor.Üzerinde ortada “Allahü Ekber” yazıyor.

Yönetim:1Cumhurbaşkanı→CelalTalabani(Kürt-sünni)

2-Başbakan→ Maliki(Şii)

*Gidersen Şeyh Abdülkadir Ceylani’yi ziyarte et

 2- Kuzey Irak =Kürdistan

Irak’a bağlı özerk bölge sayılan 6 milyon kürtün yaşadığı bölge

Irak Kürtleri, Sünni ama mezhepleri şafi.

 Az Arap ve Türkmen de yaşıyor



Önemli  şehirleri Duhok, Erbil, Süleymaniye

Resmi dili Kürtçe. Ama Saddam zamanı tüm Irak’ın resmi dili arapca olduğundan Yaşı belli bir seviyeden üste olan Kürtlerin neredeyse tamamı ve gençlerin bir kısmı Arapça biliyor.

Bayrak: Kırmızı-Beyaz-yeşil renklerden oluşuyor. Tam ortada sarı renkli, doğmuş güneş resmi var.



Yönetim→Başkan: MesutBarzani,BaşbakanNeçirvanBarzani(Dağmadı ve yeğeni)



VİZE:Irak’ta, Kuzey Kürt bölgesi ile güney Arap bölgesi birbirlerini ayrı devlet gördüklerinden kendi aralarında giriş vermiyorlar.Yani eğer Kuzey Irak’a girdiysen buradan örneğin Bağdat’a gidemiyorsunuz.Ancak Kuzey Irak’tan çıkıp örneğin İran(Eger karayolu ile gidecekseniz),Veya İstanbul’dan direkt uçak ile Bağdat’a gidebilirsiniz.

*Kuzey Irak’a girerken vize ücreti almıyorlar. Sadece pasaportunuzu damgalıyorlar.



*Bağdat’a gidecekseniz vizenizi Ankara’dan almanız gerekiyor. Ama sonra örneğin İran’da ki Irak konsolosluğundan da alabileceğimi söylediler.



*KAPILAR:Kuzey Irak ile İran arasında 2 tane giriş kapısı var.Bunlar(Urmiye ve Halepce hizasında)



Irak ile İran arasında da 2 tane kapıdan fazlası var. Bunlardan bir tanesi Bagdat biri Basra hizasında.



*Türkiye-Irak arası SlopiI’de Habur sınır kapısı var









PARA:1 Dolar=1.255 Irak Dinarı, yani 10 Dinar=8 Dolar

1 Dinar=1.5Türk Lirası

Döviz buroları da var.Güvenle çarşıda masa başında da bozdurabilirsiniz.Burada sorun yok.



DİL:Kürtce ,26 harften oluşuyor. Harfleri daha çok Farsça ve Arapçaya benziyor. Ben hiç ayırt edemedim. Rakamlar zaten aynı.Zaten üçününde yazılışında birbirlerinden az farkı var.

Örneğin Arapça da kadın, erkek için farklı kullanımlar varken Kürtçede yok.

Yani bir Kürt, farsca ve Arapçayı okuyabilir eğer bu dilleri bilmiyorsa ama ne demek istediğini bilmez.



DİN:

İslamda ki  birbirlerinden çok az uygulanış farkı olan Hanafi, Şafi, Hambeli ve Maliki 4 mezhepten Irak Kürtleri büyük bir kısmı Şafi az bir kısmı Hanefi, Türkiye Kürtleri Hanefi, az bir kısmı şafi. Ama ben bu bilgiyi burada öğrendim.



*Hep verilen örneğe göre Hz. Muhammed’in alnında ki sivilcesini karısı sıkınca kan çıkmış. Hz. Muhammed de bunda sonra abdest almış.

Kimileri vücudundan kan çıktığından, kimileride kadın eli dediğinden abdesti bozuldu diye uydurmuşlar.



ANI: Erbil’de kaleden inerken üniversiteli gençlere rastladım. Sohbetten sonra gencin biri herkesle tokalaşırken bende elimi uzatınca”Özür dilerim . Tokalaşamam sizinle”dedi. Çok şaşırdım. Daha sonra çok modern görünen diğer gençle de yürüyerek sohbetimize devam ettik. Ayrılırken bu da el vermez mi.

Ama İran sınırına yakın Şii Kürtlerde varmış.



*Kakailer: Bizdeki Alevi vatandaşlara benziyorlarmış. Namaz kılmıyorlarmış. Daha fazlasını öğrenemedim.











GENEL





*18 milyon nufuslu Irak’ta 5 milyon Kürt, geri kalan kısımda da Şiiler daha fazla.





*İran ile ırak arasında 1-1,5 saat farkı var.



*Çalışma saatleri 14’30e kadar. Çalışmayı seven millet değiller.



*Hafta sonu tatili Cuma ve Cumartesi. Özellikle Cuma günü insanlar pikniğe gidiyorlar. Yazın çok sıcaklarda inşaatlerde işcilere 11-15 arası dinlenme veriliyormuş.



*Burada ki Kürtler, Türkiye’de ki Kürtler gibi endamlı değiller. Sanırım hep araç kullandıklarından genelde kilolu ve göbekliler.

*Savaş sonrası rafineler çalışması gerilediği için petrol ülkesinde benzin bol değil. Devletin verdiği benzini yetiremeyenler yol üstünde ki karaborsadan benzin almak zorundalar.











*Fotoğraf çektirmeyi çok seviyorlar.



*Öğretmen maaşı ortalama 700.000Dinar civarında.



*Vergi alınmadığı için, burada araba, içki ve sigara ucuz . Onun dışında her şey Türkiye ilke aynı hatta daha pahallı olan şeyler de var.



 *Nisan 2013 tarihinde Apple-Aypet(64CB)→600 Dolardı. Neredeyse Türkiye deki fiyatın yarısı kadar.







*İçkiyi asla Müslümanlar satamaz. Yezidiler veya Hıristiyanlar satar ama Müslümanlar içer.



*Aynı İran’da ki gibi şehit olanların resimleri tabelalarla asılmış.

*Her yerde Polis kontrol noktası var



*Burada da Türk dizileri çok izleniyor. Bu nedenle de Türkçe öğrenenler olmuş .Zaten Kürtlerin bir kısmı Türkiye’ ye gidip geldiklerinden ve Burada yaşayan Türkmenlerden Türkçe Öğrenmişler.Hatta Türkçe kursuna giderek benimle Türkçe konuşanlara da rastladım.



*İbrahim tatlısesi çok seviyorlar.



*lüks ve büyük arabayı çok seviyorlar. Evlerinde de bu özellik görülüyor. Kısaca, abartı, özenti ve şaşaa var.

Daha çok Kore(hundai),Japon(Nisan),alman, Amerikan arabaları ile dolu.Hele iş adamlarının cipleri olmasa olmazlardan.



*İlkokulda birlikte okuyan öğrenciler Ortaokul ve Lisede ayrı ayrı eğitim alıyorlarmış. Ama küçük yerleşimlerde her kademede birlikte eğitim alıyorlarmış.







*Bu bölgede birçok Türk firması var. Devlet ihalesi işlerinden yol, büyük bina, köprü, Devlet dairelerini Türkler yapıyormuş. Örneğin Divan otelini Koç Holding yapmış.

İranlılar ise kale, çarşı gibi geleneksel mimarilerin onarımında ve dekorasyonunda çalışıyorlar.

Hepsi iyi para kazandıklarından söz ettiler.



 *Burada Türkleri bayağı seviyorlar. Hele İranlılar göre ”İşlerini düzgün yapıyorlar”diyorlar.Ama benim kaldığım Villayı görür görmez Bir Türk mütahaitin yaptığını anladım.Aylık kirası 5.000 Dolarmış.Dışardan akınca çok luks ama içinde her şey dökülüyordu.En  gösterişli ve ucuz malzeme kullanılmış.Ama genelde Türkler iyi iş yapıyorlarmış.Kimse bu imkanı kaçırmak istemez zaten.

                                                                                                             



Zaten belli bölgelerde o kadar çok Türk tabelaya rastlıyorsunuz ki sanki Türkiye gibi.

Yollarda da Arçelik,fakiri Fırat,Ülker,Saray Bisküvi,Eti, İpek,Merinos,selpak,Pınar,Kütahya,Uşak,Yurtbay seramik gibi birçok seramik markalarının   ve daha birçok inşaat malzemelerinin dev reklam panoları ile dolu.Paranın kokusunu alan gelmiş





*Ses sanatçılarından bizim bildiğimiz Şivan Perver’in dışında “Adnan Kerim”in sesine mest oldum. Çok etkileyici. Hemen hard diskime aldım.Ülkemin yıllarca saçma yasaklamalarından dolayı Kürt müziğinden  mahrum olduğumuz İçin tekrar üzüldüm.

Yine “Kamkaran”ında(İran Kürterinden) sesi çok güzel.





GİYSİ:Gat(Şal):Erkekler genelde askeri renklerinde,siyah,gri renklerde beli lastikli şalvar ve V yakalı aynı kumaştan üst giyiyorlar.

Cemadani(şapık): Başlarına da fesin üzerine yöresel eşarpları sarıyorlar. Yine genelde ayaklarında beyaz renkli yöresel ayakkabı giyiyorlar.

Kadınlar ise Boydan aşağı parlak pul ve paletlerle işlenmiş siyah giysi giyiyorlar. Bayıldım bayanların kıyafetine

























YEMEK:Çok bol.İran’da ki gibi her yer yiyecek dolu.Et ağırlıklı ama arkadaşımın oğlu “30 yıllık Brezilyadan

 gelen etleri kullanıyorlar”dedi . Dikkatli olmakta yarar var.

En küçük ekmek arası döner 1 Dolar.

Sıcak çekirdek çok satılıyor ama kabuklarını yere atıyorlar.

Her türlü meyve ve sebze İran ,Türkiye,Suriye’den geliyor.Kendi üretimleri yok.Tembeller.

Restoranlarda her şey çok bol geliyor ama yenmeden atılıyor. Çok müsriflik var. Arkadaş zeytin istedi.10 kişilik getirdiler.

*Ağaçtan aldıkları sarımsı sakız her yerde satılıyor.





*Genelde petrol zenginleri olduğundan tok gözlüler. Turist te görseler atlamıyorlar. Hırsızlık yokmuş. Dışarıda ki açık hava dövizcilerin önünde bile paralar açıkta duruyor. İnsanlar bir şeylerimiz çalınır diye sakınmıyorlar.



*Ama dilenciler de oldukça fazla.2 yıl öncesine kadar yoklarmış.Başka ülkelerden geldiklerini söylediler.



NOT: Evet benimiçin dil, din,mezhep,ırk vb. ayrımı yoktur.O nedenle yanlı ve yanlış yazmaktan rahatsızlık duyarım.

Bu bölge hakkında net bilgilere sahip olmadığımdan insanlardan öğrendiklerimi ve birebir gördüklerimi yazdım.Ama bir öğrendiğim konuyu en az üç kişiye sormadan yazmadım.Bu arada yanlış bir bilgi iletmişsem lütfen beni uyarınız.










*Devletin petrol geliri fazla olunca halka da vermeyi ihmal etmemiş. Aşağda yazdıklarım yardımları bir Türkiye de ki Kürt vatandaş “Barzani ayırt etmeden tüm halka”veriyor dedi. Hatta daha fazlasını söyledi. Pek inanasım gelmedi.Önüme gelene sorduğumda bu yardımları alamayanlar olduğunu da zaten gördüm.Bir başka Irak Kürt vatandaş”Barzani, kendi yandaşlarına veriyordur ancak”dedi.Sormaya devam edince gerçeği öğrendim.



1-Cins-i Irak(Irak kimliği):Eskiden beri(Saddam zamanın da da) Irak’ta her vatandaş’a  cins-i ırak(Irak kimliği)  verilirken yiyecek ve benzin kuponu da birlikte veriliyor.

Zaten bu kimliği olmayanlar ne ev, ne de araba ine de tapu alabiliyorlar.

Aslında şehirde yaşayan herkesin bu kimliği vardır ama Köyde olanların çoğunda yoktur.



*İlk defa Kürdistan’da yaşayan yezidiler’e verilen “Kürtlük Kimliği”yanında

“Irak Vatandaşlık Kimliği” verilmeye başlanmış. Yani bizdeki politik vermeler buralarda da var.





 her aile de yaşayan kişi yaş ve sayısına göre 1 yıllık ama aylara göre alabilecekleri kuponlarla depolardan sabun, pirinç, çay, şeker, yağ gibi önemli maddeler çok az ücret karşılığı veriliyor.



Aracı olan herkese ise haftada bir 40lt benzini ucuz fiyattan(500 dinardan ) veriyormuş. Normalde halk petrollerde 1litre benzin=900 Dinar. (Saddam zamanı benzin çok çok ucuzmuş.)



Aslında bu ucuz benzinin kalitesi de en düşüğüymüş. İyi kaliteli benzinin litresi 1.000 Dinardan yüksele yüksele gidiyormuş.





Bir gün çift numaralı arabalar, diğer gün ise tek numaralı araçlar kuyruğa girerek bu benzini alıyorlar.

Yine kamyonlar ayrı, kamyonetler ayrı, taksiler vb ayrı benzin kuyruğu oluşturuyor.

Yalnız ben taksi kuyruğunu görünce 1 gün sürer diye düşünmüştüm ama saat 14’e kadar bitiyormuş. Bu arada yollarda da bidonlarla benzin satan seyyar satıcılar var. Bunlar 5.000 Dinardan aldıkları ucuz benzini 750.000 Dinardan günü olmayıpta ihtiyacı olanlara benzin satıyorlarmış.





Diğer bir vatandaş’ın söylemesine göre”devlet halka yeterli benzin vermiyor. Daha çok dışarı satarak gerekli malzemeler alıyor” dedi.



2-Kürt Kimliği: Irak kimliği olanı,yani vatandaş olanı

Saddam askere alıyordu. O nedenle Dağlara kaçan peşgermeler 91 Körfez savaşından sonra Kürdistan’a inerek kimlikleri olmadığından sadece bu “Kürt Kimliğini aldılar. Ve yaşamlarına bu kimlikle devam ediyorlar. Tabii bu durumda yardımı da alamıyorlar.





Yapılan Diğer Yardımlar:



-Yine 3 ayda bir devlet, mahallelerde çirkin görüntü yaratan ve her bir eve ait olan varillere uygun ücretle gazyağı koyuyormuş



-Su bedava. Şehir suyu içilmiyor. Ama elektrik sıkıntılı. Günde sadece 10 saat veriliyormuş ve ucuz değil.





-Ev yapmak isteyene uzun vade de 0 faizli belli bir miktar (25.milyon Dinar)veriliyormuş.

-Yeni evlenenlere ise karşılıksız belli bir yardımda bulunuyormuş.

-Dul ve yaşlılara aylık bağlanıyor.

-şehit ailelere maaş bağlanıyormuş.”Irak Kimliği.” Verilmede öncelik tanınıyormuş.

*Son yardımların bedava verildiğine inanasım gelmedi ama net öğrenemedim.























ERBİL

Tipik yerel giysiler


Erbil'in en yakışıklısı

Orjinal Erbil yaşamı



Erbil,Barzani’nin doğduğu  ve 2 milyona yakın  nüfusu ile merkezden örümcek giBi dışa doğru acılan bir şehir.Neyse ki gezilecek yerlerin çoğu merkezde.Bahçe içinde geniş evler yaptıklarından dışa doğru çok açılmış.Benim gezmekte zorlandığım şehirlerden.


YAŞAM

*Harita ve turist ofis yok. Bir tane söylediler ama bulamadım. Otellerde de yoktu.Satın almak zorundasınız.



*Tabelalar Kürtçe, bazı yerlerde de Arapça ve Kürtçe.



*Her taraf inşaat. Yollar, köprüler, binalar, parklar. Sanki ülke yeniden inşa ediliyor.Binalar çok modern  Ama özellikle meydan ve parklarda gereğinden fazla taş ve zarif olmayan hayvan heykelleri vb taş figürler ve yapay ışık kullanmışlar. Her yerde gösteriş var sanki. Sade değil.



*Üretim yok denecek kadar az.

*Yol üstünde tezgahlarda açıkta duran paraları değiştiriyorlar. Kapkaç yok. *Türkiye-İstanbul’dan Erbil’e çalışan “Best Van”ın çok otobüsü var.



*Yine  İş bankası, Ziraat bankası, Vakıfbank ve Asya bank olması beni çok şaşıttı.Erbil’de iş ve Ziraat bankasını gördüm.



*Genelde bayanlar kapalı ama fazla da değil. Açık başlı olan kızlar da var. Yine çok abartılı makyaj yapıp giyiniyorlar.

Üniversite de genç kız ve erkek bile el ele gezemiyormuş.  Flörtlerini gizli yaşıyorlarmış.

Tabii ki. Bu mahalle baskısının sonuçları fuhuş peşinden getirmiş. Otellerde açıktan fuhuş varmış.



*Erbil’in içinde açıktan içki satılan ve içilen yer bulmak kolay değilmiş.Hatta böyle içki satan yeri taşlamışlar.Ama Hıristiyan bölgesi”Ankawa”da içki içmek ve satmak serbest.



.



ULAŞIM

Ulaşım kolay değil. Neredeyse her bireyin arabası olduğundan trafikte iyi değil.

Eskiden şehir içi otobüs varmış. Şu anda  sadece  taksi. Yakıtın ucuz olmasına karşılık taksilerde çok ucuz denemez.

Yakın şehirlere de doldukça kalkan dolmuş taksiler var ama bana pahallı geldi











*Erbil’de F.Gülen’in Işık Koleji 1994’ten beri varmış. Parkta Öğrencileri ile resim yapan ve Türkiye de kaldığı için Türkçe konuşan Öğretmenleriyle karşılaştım.



.

*Behçe içinde çok lüks villalar ve modern iş ve alış veriş merkezleri, ünlü oteller vb. ile burası beni çok şaşırttı.





KALMA:Normal bir otel  kahvaltı dahil 1 gece 25-50Dolar arası.

                                                                                               

Hemen Otel(www.hotelhemen.com) Merkeze yakın1 kişi→30.000D,2 kişi→40.000 D gibi

Ama bu otelde balkonda yatmak isterseniz kişi başı 10 D



Gashtyari Hotel: Meydana  bakan bu otel Osmanlı ayrıldığından beri otel olarak kullanılıyormuş.Sahibi Türkmen ve eşi Türk.Çok eski ama sevimli.Kişi başı 10 Dolar.Dışarıda yatmak 5 Dolar.Bayanlara da oda yı aynı fiyata vereceklerini söylediler.







GEZİLECEK YERLER

Şehrin merkezi kale ve kapalı çarşının olduğu Park shar(City park)meydanı. Buradan başlayabiliriz.

1)     Kale(Kala):8000 yıllık olan bu kale Tepede tuğladan çok zarif örülmüş kale ve içinde evler, cami, vb. var.Çok beğendim.En son Türkmen ve Kürtler yaşıyormuş.Evlerini devlet satın almış.Şimdi Unesco’nun kültür mirasında olduğundan onarılıyor.Yerel derneklerde destek veriyormuş.

Hele zengin evlerin zerafetine bayıldım. Onarıldıktan sonra çok daha güzel olacağına inanıyorum.İçinde ki müze ben gittiğimde kapalıydı.

Osmanlının 1753’te yaptırdığı camiinin orijinal hutbesini de görünüz.


Kale
Kale içinde onarılan eski evlerden

Caminin dıştan görünüşü



Meydana çıkarken de Erbil’in tarihini yazan “Ibn Mıstaufi”nin dev heykelini göreceksiniz.

2)Şehir Meydanı: Kaleden aşağıya Birçok fıskiyeli havuzların olduğu Meydana iniliyor.

A) Özellikle renkli camları ile meydana bakan eski ve geleneksel kahve ve eski oteli görünüz.

B) Kapalı çarşı(qasary): Yine her şeyin satıldığı bu çarşıda hummalı bir onarım çalışması vardı.
Şehir merkezi


kapalı çarşının yukardan g
Çarşılarda yok yok


C) Şikh Allah Caddesi: Cuma hariç her gün akşama kadar süren her şeyin satıldığı Pazar kuruluyor.

3) Iskan Caddesi: Birçok restoranın olduğu hareketli cadde. Ben ev sahibimle burada nefis döner yedik.Tas içinde kepçeyle ayran getirdiler.Hele sıcak pide şeklindeki ekmekleri çok lezzetliydi.

Yol boyu sıcak çekirdek çitleyenlerle dolu.

a)    4)Müze(Directorate Of Erbil Antiquties):8.30-14.20 arası, ücretsiz. Kaleden Sheraton oteline doğru gidip geçtiğinizde sol kolda. Geciktiğim için camekândan 2 odasını gördüm ama gitmeseniz de olur.

Yine merkeze yürüme mesafesinde

4)Minaret Park:Çok taş ve heykellerin kullanıldığı yapay bir park.Şaşaa çok var ama hiç beğenmedim. İçindeki 1190-1232 yıllarında yapımlım güzel işlemeli minareden adını almış.

Hemen Karşısında

5)Shunidar(Şaneder Park):Bu park’ta çok yapay ve özentili ama tepesindeki yeşillikler içindeki çay bahçesi biraz sevimlilik katmış en azından.

Yürüyerek kalenin arka tarafından veya araçla

6)Sami Abdurrahman Parkı: Saddam zamanında yapılan bu en büyük park gerçekten natürel ve çok güzel.Diğerlerine hiç benzemiyor.

ARAÇLA GEZİLECEK YAKIN YERLER

1)Ankawa: Babilden gelen Asuri  Hıristiyanların yaşadığı  modern bölge. Merkeze bitişik bir mahallesi sayılır.Zenginler ve Türkler,  içki ve yaşam daha serbest olduğundan genelde burada oturuyorlarmış.Kiliseleri, çarşıları,halkı ile sanki Irak’ta değilsiniz.

ANI:Buradan daha ileri deki köylere  ben istediğimden gittik.Bir köy evini ziyeret ettim. İnanılmaz dağınık ve pisti. Toprak bahçesinden geçen pis su kokuyordu.Bu durumu düzeltmek akıllarına gelmemiş ama evin önünde son model araba duruyordu.

2)LALİSH : Dünyada ki tüm Yezidilerin haç merkezi. Türkiye sınırına yakın olduğundan o kadar çok Türk tır ve kamyonlarına rastladım. Yine tabelaların çoğu Türk firmalarına aitti.

*Burası

Erbil(Garaj Duhok-Kuzeye giden dolmuş taksilerle,1.5 saat,15.000 Dinar)→Şehkhan(Taksi,10 dakikak,10 Dinar)→Lalish

*Garaj’da Duhok’a giden taksilere binip, Duhok ücreti(15.000D ödeyerek)Şehkhan sapağında iniyorsunuz.Orada hemen taksiler bekliyor.Ama fazla ücret istiyor.Siz “Lalish” anayoluna çıkarsanız dolu giden olduğundan çok rahat otostop yapabilirsiniz.

*Eğer Kürdistan’a Türkiye’den giriş yaptıysanız Duhok ile Lalish çok yakın olduğundan önce Burayı gezip oradan Erbil’e geçebilirsiniz.

*Bu köyde sadece iki aile kalıyor.
Yezidi dinin  lideri
Dinin önde gelenleri
 Hizmet eden çok. Onlara da keyf etmek kalıyor.

Çok misafirverver ve güzel bayanlar

Çok sevecen insanlardı.
Köy içinde ayakkabı giymek yasak



dedem de çok yakışıklıydı.





tapınağın işi.














Tapınağın içinde kandilller için yağ bidonları.





YEZİDİLİK DİNİ:

-Yezidiler,Suriye,İran,Irak,Ermenistan,Rusya,Türkiye vb. yaşıy
orlar.Ben oradayken Moskova’dan gelmiş iki Yezidi hanıma rastladım.

-Köy;ün girİşinde ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz.Tüm tapınakları yaz ,kış çıplak ayakla gezmelisiniz.

-Bizim inandığımız Allaha inanıyorlar ama peygamberlerimize inanmıyorlar.

-Yezidilerin peygamberi: şehx Hadi

-Namaz: Güneş doğmadan önce, güneş battıktan sonra ve uyumadan önce olmak üzere 3 vakit namaz kılıyorlar.

-Sırasıyla 3 tabakavar.1-şehk,2-Pir,3-Mürid.

Babi şehx: Dini Lider.Yani şu anda bu köydeki en yaşlı ve en bilge adam.Onun altında da Şehxler var.

Tabakalar kendi aralarında evleniyorlar. Tabakalar arası geçiş yok.

-Kutsal kitapları : Ezdiaty .Dili Kürtçe.Kendileri de biraz farklı Kürtçe konuşuyorlar.

-Kani Spi(Beyaz Çeşme): Burada kutsal su bulunuyor. Buraya Yezidi olmayanlar giremiyor.

Cocuk doğduktan sonra, Bu hac merkezine getirilip Şehx’in duası eşliğinde kutsal su ile yıkanıyor. Yüzüne oradaki çamurdan sürülüyor.

Bu işlemden sonra Çocuk Yezit oluyormuş.

Ancak Yezit doğmayan bir çocukta bu işlemden geçerse Yezit olabiliyor ama büyüdükten sonra yezit olunamıyor

-hac: Özellikle küçük çocuklara kutsal sudan akıllı ve uslu olsun diye kutsal sudan içiriyorlar. Dünyanın her tarafından Yezidiler hac için buraya geliyor.

 -Bu köyde Yezidilerin melekleri için ayrı ayrı 6 tane temple var.En büyük Temple,Melek tavis için yapılmış.Ama Şehx, karayılan duasını okursa,yılan evcilleşiyormuş.İsterseniz elinize alıp gezdirebiliyormuşsunuz.

-Kutsal gün: Çarşamba. Salı öğleden sonra tüm tapınaklarda zeytin yağı ile ateş yanmaya başlıyor. Çarşamba ise tam gün devam ediyor.Zaten büyük tapınağın içi zeytinyağı testi ve bidonları ile dolu.

-Karayılan Tılsımı: Şeykhan’a ait kara yılan normalde insanları ısırıyormuş. Ama Şehx,

-Bizdeki gibi Templerde dilek tutularak renkli bezlere düğüm atılıyor. Görüntü olarak çok güzel.

-Yine eşiklere tas ile su konuyor. Eşiklere basmadan atlamanız gerekiyor.

-Tapnaklar da beşik ve kuru ekmek de konuyor. ne anlama geldiğini öğrenemedim.

-Aynı Sih dininde olduğu gibi Buraya gelen herkes için imece usulü yemekler yapılıyor. İnsanlar öğle, akşam yemeği yiyebiliyorlar. İsterlerse ücretsiz burada kalabiliyorlar da.

*Lalish’e yakın Şehkhan ilçesinde Yezidiler-Müslümanlar-Hıristiyanlar birlikte yaşıyor.

*Almanya’ya iş için giden çok Yezidi var.

3)Erbil’in yeşil ve piknik alan bölgesi: Erbil’in kuzey doğusunda İran sınırına yakın bölge.

ANI: Bu yerlere kendi imkânlarımla zor giderdim. Genç bir Kürt kendi isteği ile beni götürdü. Tam gününü bana ayırdı.Birlikte piknik yaptık.Bu nasıl misafirperverlik.İnanılır gişbi değil.Elimi cebime attırmadı.

Erbil→Geli Ali Bey(1.5 saat)→Bexal(Yarım saat)→Cundian(40 Dakika)

Buraya dolmuş taksi“Duhok Garajı”nın hemen yanında ki “Şimal Garajı”ndan kalkıyor.Ama ben özel araba ile gittim.

A)Shaqlawa: Özellikle kayısı pestili ile ünlü Güzel bir şehir. Memnun olduğum kadar utandımda. Umarım kendisini de ben evimde misafir edebilirim.

B)Rawaduz:Vadiye bakan uçurumun tepesinde ilginç yerleşim
Vadi'nin manzarası harikaydı
Hele dağların renklerine bayıldım.

C)Geli Ali Bey:Urmiye-Erbil yolu üzerinde .Zaten otobüsle gelirken yol üstünde görüyorsunuz.Güzel bir şelalesi var ama çevrede o denli yapay süslemeler yapmışlar ki çevrenin güzelliğini kapatmış.

D)Bexal: Burada ki çarşılar, her yer su içinde. Yazın serinlemek için çok dolu oluyormuş.Buradaki şelale daha büyük ama yine dizayn kaba.

E)Korex teleferik: Telerefikle (Sanırım adam başı 10.000-20.000 Dinar)Korex dağına çıkılıyor. Dağda yeni yapılan tahta ev ve çevre düzenlemesi çok güzel ve kaliteliydi. Ama biz gittiğimizde bir şey yoktu doğru dürüst.
Modern tesisler yapmışlar.

Ayrıca Erbil’de Korex adlı telefon şirketi de var .

F)Cundian:En güzeli burası.Yemyeşil dağların ortasında .Suyun kayaların arasından çıktığı yer.Merdivenlerden suyu saldıklarından çok güzel bir görüntü oluş.

Ama halk ciddi pisler. Bu güzel piknik alanı ve diğerlerinde her yer çöple dolu. Güldür güldür akan suları çöpler tıkamış.

Bizim yanımızdaki piknik yapan öğrenciler çöplerini bırakıp giderken dayanamadım. Çöp torbası verdik.Mecburen toplayıp gittiler.
Piknik yapan gençler




Erbil-Bagdat garajı(Yani güneye giden otobüslerin ve dolmuş taksilerin kalktığı)→Kerkük(Dolmuş taksi,2 saat,8.000 Dinar)

Bu garajdan direkt Bağdat’a otobüs 5.000Dinara,12 saatte gidiyor. Dolmuş taksi ise 6 saatte tabii daha pahallı gidiyor.

*Kerkük’e otobüs ise Sheraton Otelinin önünden kalkıyormuş.

KERKÜK






Sevimli boyacı

Yerel giysili Kerküklüler







Kerkük: Irak ve Kürdistan arasında tam sınırda önemli petrol şehri. Irak’a ait.

Sınırda, Irak Türkmenleri,  yaşıyor ama şimdi Kürtler bu yapıyı değiştirmek istiyormuş. Saddam zamanı Arap çokmuş.Şimdi Kürt çokmuş.

Yine bir Kürt’ün anlatımıyla;(ama aynı bilgiyi Türkmen de doğruladı.)

Eskiden Kerkük,%10 Arap,%20 Türk,%70 Kürt imiş.

Saddam zamanı arap getirilerek bu oran %50 Arap olmuş.Türklerin çoğu kaçmış.%40Kürt olmuş.

Şu anda ise Giden Kürtlerin geri geldiği söylenerek oran %50 Kürt,%30 Türk,%20 Arap olarak olmuş. Yine az sayıda Arap ta var.

Yine Bir Türkmen vatandaşın söylediğine göre etnik grupların arasında asla sorun yokmuş. Partiler arayı karıştırıyormuş. Sık sık farklı etnik bölgelerde kimin patlattığı belli olmayan patlayan bombaların insanların tadını kaçırmış durumda.

Şu anda ki yönetim Bağdat’a bağlı vali Kürt, Yardımcısı Türk.4 sene Talabani’nin valisi ondan sonra ki 4 sene Türkmen vali göreve geliyormuş.



Daha önce bu şehrin tehlikeli olduğunu biliyordum. Erbi-Kerkük yolunun her iki yanı yemyeşil tarlalarla çevriliydi ama şehre gelir gelmez yeşillik kesildi. Kupkuru toz toprak içinde bir şehir.Erbil’den sonra köy gibi geldi bana.

Tam merkeze girerken patlayan bomba nedeni ile hasar almış evin önünden geçtik. Patlamayı kimin yaptığı bilinmiyor. Bir gün Kürt bölgesinde, daha sonra Türkmen bölgesinde  vb oluyormuş.

Daha sonra ev sahibimle çarşı ve Pazar gezdik ama ne olur ne olmaz diye kısa tuttuk.

Kapısında silahlı görevlinin beklediği bir bankanın içine girdim. Yine bütün gece öksürdüğümden sağlık ocağında da doktora gittik. Her iki yerde de başı acık,yarım kapalı ve tam kapalı çalışanlar vardı.İkisi de çok sıradandı.Zaten ev sahibim “Şimdi ki valinin iyi çalıştığını,geçtiğimiz yolların 2-3 yıl önce hep toprak olduğunu daha yani yapıldığını “söyledi.Birçok inşaatı da Türk firmaları yapmış.Ben de köprü yapan Türk firmasına rastladım.ev sahibimin eşinin hemşire olarak çalıştığı hastaneyi Türkler yapmış.Çok moderndi.

Daha sonra

*Devlet dairelerin tabelalarında sırasıyla Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Hıristiyanlar için Aşuri dili (Bu dilin harfleri sanki çin ve arap harflerinin karışımı gibiydi.)ile yazılmıştı.

Diğer tabelalar ise genelde Arap ve Kürtçe yazılmıştı.

*Halklar karışık sorunsuz oturuyorlar. Sadece Hıristiyanlar “Arafe” denilen bölgede kendi kendilerine yaşıyorlarmış. Diğer halklardan çok az kişi de varmış.

Hastaneler, o bölgede yaşayan herkese hizmet veriyor. Muayene ve ilaç çok az bir ücret karşılığı alınabiliyor. En güzeli de doktor sadece kullanabilecek kadar ilaç veriyor.Kutu ile vermiyor.

*Yalnız her halkın öğrencilerinin gidebileceği okullar ayrı ayrı.

*Ev sahiplerim Türkmenler yeni bir bölgeye ev yapmışlardı. Doğru dürüst hükümet olmadığından elektrik ve su bu bölgede bedava olduğundan evden çıkarken bile klimalar çalışıyordu. Işıklar yanıyordu.İnsanoğlu her yerde aynı maalesef.

*-Yolda gelirken göklere doğru ateşi çıkan petrol kuyusu gördüm. Önceden bu  gaz yanmadan petrol çıkmıyormuş.Bunu da burada öğrendim.

-Petolun bu kadar bol olduğu bu şehirde de ucuz benzin alabilmek için kuyruklar oluşmuştu. Yine bidon ile yol kenarında bir dolu benzin satanlar vardı.

GEZİLECEK YERLER

1)     Kale: Zamanında tüm Kerkük halkı bu kalenin içinde yaşıyormuş. Şu anda boşaltılmış.Aslına uygun malzemelerle onarılıyor.Evler yıkılmış olsa da hala çok güzeller.hele eski camisini çok beğendim. Kullanılan caminin içinde de Türk şehitliği var.”Uğruna savaşılan topraklar gurbet değil, vatan sayılır”diye yazılmış. Hep yurt dışında rastladığım bu Türk şehitlerine çok üzülürüm. Ne acılar çekmişlerdir kim bilir. Kimin neyin uğruna.Değer mi?Her olumsuz yapılana bir kılıf uydurmuşuz.Şehitlik kapalıydı.Zorla seyyar bir merdivenle çıktım.Çok bakımsızdı.Naylon güller koyulmuştu mezarlarına.Ölen öldüğü ile kalıyor kısacası.

kale
Kale içinde çok zarif işlemeler vardı.



Osmanlı subayları mezarlığı
2)     Bağdat Caddesi: Bu cadde şehrin modern yüzünü yansıtıyor. Cadde üzerinde restoranlar, alışveriş dükkânları vb. var. Daha ileride de bir kaç park vardı.

Herşey dışarda satılıyor.

Ben bu şehirde tehlike olması nedeni ile dinlenerek geçirdim.

Kerkük→Süleymaniye(Lüks Dolmuş,2 saat, 6Dinar)

Ama Dolmuş sizi şehrin dışında bırakıyor. Oradan taksi ile şehir merkezine 4.000-5.000 Dinar’a gelebiliyorsunuz. Veya Hemen bir üst caddeye çıkarsanız dolmuş ile çok daha ucuza şehir merkezine gidebilirsiniz.

SÜLEYMANİYE

GENEL

*Nüfusu 2 milyona yakın.

*Celal Talabani’nin(Mesleği Avukat) doğduğu şehir olduğu için daha çok önem verildiği söyleniyor.

-Buradaki bayanlar daha modern giyimliler. Başları açık, pantolonlu bayan çok gördüm.Çoğu da İngilizce biliyorlar.


Eskiden ne kadar ihtişamlı olduğu belli.

her yer de dilenciler

Lüks alışverişleri de var.

İlginç satıcı

çok seviyorum yerel kıyafetleri

Büyüklere özenmiş

Cami

Açık hava çarşısı

Bu modelleri nereden görmüş olabilirler.




Şehrin merkezi “Berderki Sara”denilen Pazar sayılıyor.

1)     Berderki Sara(Pazar): Her şeyin satıldığı üstü kapalı bir Pazar. Bir özelliği yok.

2)     Kaso Mall:Çinlilerin ve çin mallarının bulunduğu bu merkezi gezebilirsiniz.Çinlilerin buraya kadar gelmesi beni şaşırttı.Hemen karşısında

3)     Çamii:Ziyeret etmek için güzel bir camii.

4)     Parki Azadi: Erbil’deki parklar gibi taş yığını değil.Dinlenmek ve piknik yapmak için güzel bir park..

5)     Salm Caddesi: Çok geniş ve güzel binaların olduğu cadde.Üzerinde

6)     City Star Mall: Bildiğimiz alış veriş merkezi. Halkın yaşamını tanımak için en uygun yerlerden. Bowling oynayan hanımlar, el ele oturmuş sevgililer gördüm  burada.Karşı ilerisinde

7)     Müze:9-14-15arası,ücretsiz. İçinde fazla bir şey yok. Yolu devam edip sağa yukarıya doğru

8)     Amna Suruka: 9-16arası,ücretsiz. Oldukça ilginç ve gezilmeye değer müze. Saddam’ın Kürtlere uyguladığı zulüm anlatılıyor. Müze
girişinde bu zulümde ölen Kürtlerin anısına aynalar ve ışıklarla çok güzel bir giriş yapmışlar.Yine kamçılanan, elektrik verilen vb. tutuklular canlandırılmış.Ayrıca burada ki tutukluların geçmişte ki yaşantısını çok rahat görebiliyorsunuz.

Araçla gezilebilecek yerler:

1)     Azmar Dağı: Taksi ile gidiliyor. Yarım saat ancak sürüyor.Ağaçsız  ama yeşil dağlara doğru tırmanıyorsunuz.Buradan şehrin tamamını görebiliyorsunuz.Buraya tele refikle de çıkabiliyorsunuz.

Hemen Dağın altında devasa luna park kuruluyordu.

2)     Serchnar ve Yari Gişti: Taksi ile gitmelisiniz. Yine yarım saat sürüyor. Farklı bir yönde.Yeşilliğin bol olduğu bölge Gazinoların,parkların olduğu bölge.Gezmeye ve piknik yapmaya değer.

Süleymaniye→Halepçe(70km,ben özel araba ile gittim.)

Yol manzarası çok güzeldi. Yolun iki tarafında ki buğday tarlaları yemyeşildi.

ANI: Arkadaşımım kardeşinin evinde Etyopya’lı çalışan kızı görünce merak ettim. Acente bu kızları Türkiye’ye götürüyorum diye Süleymaniye havaalanına getirip bırakmış. Neyse oradan Çalıştırmak isteyenler almış.Çok tatlı bir kızdı.Ama ülkesinden bu kadar uzakta çalışmak zorunda olması insanı üzüyor.Kısa sürede de Kürtçeyi öğrenmiş.Ortodoksların kutsal günü Cuma olduğundan ertesi günü Kiliseye gitmek için akıtma yaptı.Her Cuma Bu etyopyalı kızlar bir araya gelerek kendi yemeklerini yapıp birlikte yiyorlarmış.Bana adresini verdi.

ANI: Yıllarca birlikte aynı okulda çalıştığımız,yakın evlerde oturduğumuz ve çocuklarımızı birlikte büyüttüğümüz arkadaşımın erkek kardeşi beni kraliçeler gibi ağırladı.Bunları yazarken utanıyorum ama Kürt konukseverliği Böyle .O kadar yoğun işlerinde benimle çok ilgilendi. Şoförlü araba verdi. Her yeri görmemi sağladı. Yetmedi. İran’a kendi taksi ile gönderdi.Yetmedi.İran’da arkadaşını arayarak beni orada da misafir ettirdi.O ailede muhteşemdi.3 saatlik yola benim için taksi gönderdiler.tekrar ediyorum.Hala bu yapılanlardan çok mahcubum ama zorla yaptılar.tek yapabileceğim evlerime misafir olarak gelmelerini beklemek.Sanırım karşılıklı iyi niyet olduktan sonra her şey güzel oluyor.

HALEPÇE











Güzelliğe bakar mısınız?






*Süleymaniye’nin 80.000 nüfuslu İran sınırına yakın ilçesi.

Bu ilçe İran sınırına yakın olduğundan taassup daha fazla olduğunu söylediler. Ama müzede ki fotoğraflar tam tersineydi. Yemyeşil dağlar, çayırları, buğday tarlaları , nar bahçeleri ve güzel havasıyla çok sevdim bu ilçeyi.Arkadaşımın kardeşinin özel araba ile her yeri gezdik.

1)     Soykırım Müzesi ve Halepçe Anıtı:

1988’de ırak-İran savaşında bu bölge İran rejimine daha yakın Kürtlerin kontrolünde olan bir bölgeydi. Saddam’ın asıl amacı İran rejimine yakın kişileri bu bölgeden çıkarmak. Ve 1988’de Saddam Kimyasal bomba attığında yaklaşık 5.000 Kürt’ü katletmiştir.

Saddam’ın Kimyasal bomba ile öldürdüğü Kürtlerin anısına yapılmış.








*Bir türlü gidemediğim Orijinal Kürt köyüne burada olsun gideyim dedim.Özel araba da vardı ama eski köyler ya terk edilmiş veya briketten yeni ev yapmışlardı.Ama manzaralar nefisti.








Neyse dönüşte bir köy okuluna girdik. Müdür beye “Öğretmen olduğumu, “okullarını tanımak istediğimi “söyledim.Çok samimi karşıladılar.5 derslikli fakir bir okuldu.Kızlar ve oğlanlar sınıfın farklı taraflarında oturuyorlardı.Hele oğlum gibi koca kafalı bir öğrenciyi iyice sevdim.

Halepçe'de okul

Sepet kafam


NOT:Normalde ben Halepçe→Bağdat→Kerbela→Necef→İran yapmak istiyordum.

Ama herkes, Bağdat’ın gezmek için çok tehlikeli olduğunu söylediler.Ayrıca ırak için vize’ye ihtiyacım vardı.Gerçi kaçak girip çıkan çokmuş ama ben cesaret edemedim.Olaylar düzelince Türkiye’den uçak ile gideceğim.



HALEPÇE(KÜRDİSTAN)’DAN İRAN’A GİRİŞ

Halepçe(Kürdistan)→Bashmagh Sınır Kapısı(60km)(İran)→Marivan(Yarım saat, taksi veya dolmuş-5.000Tümen,Küçük yerleşim)→Sanandaj(2-3 saat, büyük yerleşim, her tarafa araç bulabilirsiniz.)

*Yazılarıma “İran” yazıları ile devam ediyorum.
















KUZEY IRAK
Gezi tarihi:6 nisan 2013-11 nisan 2013

GİRİŞ
Yakın arkadaşımın oğlu Erbil’de çalışmaya başlayınca hep aklımda Erbil’e gitmek vardı. İran’a gidince bu fırsatı yakaladım. Ama Erbil hakkında doğru dürüst bilgim yoktu. Gelişmemiş bir yer olduğunu düşünüyordum. Ama yanıldığımı daha şehre girmeden lüks arabalardan hemen anladım.
Büyük lüks binalar, yollar, parklar vb. ile modern bir şehir. Şehir sanki yeniden inşa ediliyor. Her yer şantiye. Ve bu devlet daireleri, yol, köprü vb. işlerin çoğunu Türk firmalarının yaptığını öğrenince daha da şaşırdım.Nerdeyse tüm inşaat malzemeleri ve yedek parçalar Türkiye’den geliyor.Her yerde Türk tabelaları,Türk bankaları.Sanki Türkiye’deymişim gibi.
Yani paranın kokusunu alan hemen burada ofisini açmış.Ve bir daha net anladım ki “para”her şey.din, iman,etnik köken vb tanımıyor.
Biz hala Türkiyede Türk- Kürt sorunlarını çözemezken, didişirken burada her şey yoluna girmiş. Kürtler, Türklerin işlerinden çok memnun. Türklerde kazandıklarından ve Kürtlerden. Hatta öğrendiğime göre Kürdistan kurulduğunda ilk gelenler MHP milletvekili iş adamlarıymış. Zaten babam politikacı olsa güvenmekte zorlanırım
Halk Arap etkisinde. Hala kapalı toplum ama kısa sürede buraların çok değişeceğine inanıyorum. Gayet güvenli. Aynı bizim doğu insanı gibi çok konuksever ve tok gözlüler.”Türküm” deyince sizle daha daha da ilgileniyorlar. Burayı çok değişmeden gezmenizi, yakından kendinizin görmenizi tavsiye ederim.


İRAN’DAN IRAK’A GEÇMEK

Urmiye(İran)→Erbil(Irak)(Otobüssabah 8, 9 ve 10’da var.12 saat sürüyor.40.000 Tümen=20 Tl)
Otobüs ün bir tarafı tek koltuklu ve oldukca lükstü. Her an sıcak çay ikramı vardı. Yine bizde ki gibi yiyecek paketi dağıttılar.
Irak gümrüğü çok moderndi. Defalarca kontrolden geçtik. Hele benden şüphelendiklerinden donumun içine kadar aradılar.

Irak’a geçer geçmez farklılıklar başladı. Hele otobüsümüz gürül gürül akan bir ırmağı takip ederek Yemyeşil çayırlar, karlı dağlar seyrederek yolculuk yaptık. Çok güzeldi. Bir de otlayan hayvanlar. Cuma resmi tatil olduğundan Her yerde insanlar piknik yapıyordu.
Giysilerde değişmeye başladı. Erkekler bellerinde kuşakları sarılı olan genelde askeri renklerde bütün olan şalvarlı yöresel giysiler giyiyorlar. Kadınların giysileri çok daha renkli.

Ama en çok dikkatimi çeken lüks arabalar oldu. Tüm yollar bir kısmı cip olan arabalarla dolmuştu. Paranın bol olduğu ülkeye girdiğimi anladım.
Bunun yanında çevre çok kirletilmişti. Özellikle yol kenarlarına naylon poşetlerle atılmıştı.


TARİH

Saddam zamanı, aslında etnik grupların arasında bir sorun yoktu. Tek kendisi Millete düşmandı. Dışarıdan malzeme almak yasaktı. Çanak anten yoktu.2 kanallı tv’de 4 saat Kürtçe,1 saat Türkmence yayın yapılıyordu. Dünyadan haberleri olmuyordu. Haberlerde de sadece Saddam’ın haberleri veriliyordu. Saddam’ın partisinden başka partiler bile yasaktı. Tüm özgürlükler kısıtlıydı.

Yani Uzun zamandır Irak’ta merkezi hükümet(Yani Araplar) ile Kürtler çatışma halindeydi. Saddam(Sunni-Arap),Şiilere ve Kürtlere baskı yapıyordu. Kürtlerin yaşadığı kuzey Irak’a askerlerini doldurmuştu. Bu kimlik savaşında  çoğu peşmerge(Kürt askeri) dağda savaştı.ve İran’a kaçıp orada yaşadılar.(Ta ki 91  Körfez savaşının da tamamı geri geldi.Bu insanların çoğunun eşleri İranlıdır.)

-Irak-İran savaşından sonra Şiiler Basra,Kerbela, Necef, Nasiriye de İran’ın yardımı ile Saddam’a karşı  ayaklanmalar yaptılar.Saddam, onları vurdu.

-Sonra Duhok, Erbil, Kerkük, Süleymaniye’de de ayaklanmalar oldu. Saddam, ayaklanmaları bastırdı ve Kerkük’e döndü.Duhok, Erbil, Barzaninin kontrolüne girdi. Süleymaniye de Celal Talabani’de kaldı. Sonra
Irak’ta ayrı, Kürdistan’da ayrı seçim oldu. Daha önce geçinemeyen Talabani ve Barzani anlaştılar.
1.seçim: Kürdistan’da. Tüm partiler seçime girdiler. Talabani %50,Barzani %50 oy aldılar.
Her ikisi ortak devlet kurdular. Bakanlar iki taraftan da karışık oldu. Böylece 1991,Körfez savaşından hemen sonra Kürdistan’ın kırmızıçizgileri belirlenmiş oldu.(32.Parelel) 1991’de Kuzey Irak’ta ki Kürtler, Özerk devlet olarak bağımsızlığını ilan ederek Kürdistan kurulmuş oldu.


İlk dört yıl için; Başına Barzani geldi. Yardımcısı Talabani’nin partisinden geldi.
Dört yıl sona Başa Talabani’nin partisinden Berham Salah, yardımcısı da Barzani’nin partisinden geldi.
Şu anki dört yıllık periyotta Barzani’nin başkanlığı devam ediyor.
2.seçim: Tüm Irak’ta oldu. Kürtler ,Bağdat hükümetine girdi.Celal Talabani Cumhurbaşkanı,Maliki başbakan oldu.Bakanlarda farklı etnik gruplardan oluştu.
2002’te  Zaten bir gerekçe arayan, fırsat kollayan Amerika, Uluslar arası örgütün verdiği “Irak’ın elinde kitle imha silahları var” demesi üzerine Basra’dan denizyolu ile Irak’a girip Çatışarak Bağdat’a kadar ilerlediler.Her iki taraftan da ölenler oldu.
Saddam, Amerikalı askerler t arafından yakalanarak ırak yerel  hukuk süreci başlatıldı. Mahkemeler tarafından kendisi ve birçok kilit noktalarda görevli olan aile yakınları suçlu bulunarak 2003’te idam edildiler.
 Bu durum, bağımsızlığını ilan etmiş Kürdistan’ın çok işine yaradı. Gelişmeye başladı.Özgüvenleri geldi.
Şu anda iç işlerinde bağımsız sayıldıklarından Özerk denilebilir.
Kendi ihalelerini kendileri yapıyorlar.(Yol, Köprü,Baraj vs.)
Kendi asker ve polisi var. Kendi bakanlıkları var.
Dış işlerinde de özellikle petrol gelirlerinin dağıtılmasında ırak merkezi hükümete bağlılar.
Burarada Amerika, Bağdat’ta üs kurdu ama şii arap-sunni Arap- suni Kürt arasında güvenliği bir türlü sağlayamadığından çekip gitti.
Şu anda Irak’ta iki bölge arasında sınır kapısı vb yok ama başta petrol olmak üzere sorunlar da çok.
Örneğin iki bölge ayrı bir devletmiş gibi yabancıları aradan geçirmiyorlar. Yine şu anda şii Araplar il Sunni Araplar arasında ki çatışmalar nedeni ile Bağdat ve çevresi güvenli değil. Hatta daha güvenli olduğundan Irak’tan bazı Araplar “Kürdistan”bölgesine kaçmışlar. Çok gitmek istediğim halde gidemedim Bağdat’a.
Petrol Yasası: Irak’ta ki tüm petrol merkezde toplanıp Ülkedeki nüfus oranına göre dağıtım yapılıyor.
Buna göre Kürdistan, petrol gelirlerin %17’sini alıyor.
Bana Türkiye de de yaşamış bir Kürt,
Barzani’nin bu paranın büyük bir kısmını Cami, Hastahane, Okul vb. şehirleri geliştirme de kullandığını ama Maliki’nin Irak’ta bir şey yapmadığını söyledi. Gerçektende her yer sanki inşaat alanı.Hummalı bir çalışma var.Şu anda;


1-Güney kısım=Irak:Başkent Bağdat olan bölgede%60 şii(Arap şii),%40 sunni(Arap suni ve Kürt suni).
Önemli şehirlerden Musul(Çoğu Arap ve Türkmen)

Resmi dili Arapca.
Bayrak: kırmızı-beyaz-siyah renklerden oluşuyor.Üzerinde ortada “Allahü Ekber” yazıyor.
Yönetim:1Cumhurbaşkanı→CelalTalabani(Kürt-sünni)
2-Başbakan→ Maliki(Şii)
*Gidersen Şeyh Abdülkadir Ceylani’yi ziyarte et
 2- Kuzey Irak =Kürdistan
Irak’a bağlı özerk bölge sayılan 6 milyon kürtün yaşadığı bölge
Irak Kürtleri, Sünni ama mezhepleri şafi.
 Az Arap ve Türkmen de yaşıyor

Önemli  şehirleri Duhok, Erbil, Süleymaniye
Resmi dili Kürtçe. Ama Saddam zamanı tüm Irak’ın resmi dili arapca olduğundan Yaşı belli bir seviyeden üste olan Kürtlerin neredeyse tamamı ve gençlerin bir kısmı Arapça biliyor.
Bayrak: Kırmızı-Beyaz-yeşil renklerden oluşuyor. Tam ortada sarı renkli, doğmuş güneş resmi var.

Yönetim→Başkan: MesutBarzani,BaşbakanNeçirvanBarzani(Dağmadı ve yeğeni)

VİZE:Irak’ta, Kuzey Kürt bölgesi ile güney Arap bölgesi birbirlerini ayrı devlet gördüklerinden kendi aralarında giriş vermiyorlar.Yani eğer Kuzey Irak’a girdiysen buradan örneğin Bağdat’a gidemiyorsunuz.Ancak Kuzey Irak’tan çıkıp örneğin İran(Eger karayolu ile gidecekseniz),Veya İstanbul’dan direkt uçak ile Bağdat’a gidebilirsiniz.
*Kuzey Irak’a girerken vize ücreti almıyorlar. Sadece pasaportunuzu damgalıyorlar.

*Bağdat’a gidecekseniz vizenizi Ankara’dan almanız gerekiyor. Ama sonra örneğin İran’da ki Irak konsolosluğundan da alabileceğimi söylediler.

*KAPILAR:Kuzey Irak ile İran arasında 2 tane giriş kapısı var.Bunlar(Urmiye ve Halepce hizasında)

Irak ile İran arasında da 2 tane kapıdan fazlası var. Bunlardan bir tanesi Bagdat biri Basra hizasında.

*Türkiye-Irak arası SlopiI’de Habur sınır kapısı var




PARA:1 Dolar=1.255 Irak Dinarı, yani 10 Dinar=8 Dolar
1 Dinar=1.5Türk Lirası
Döviz buroları da var.Güvenle çarşıda masa başında da bozdurabilirsiniz.Burada sorun yok.

DİL:Kürtce ,26 harften oluşuyor. Harfleri daha çok Farsça ve Arapçaya benziyor. Ben hiç ayırt edemedim. Rakamlar zaten aynı.Zaten üçününde yazılışında birbirlerinden az farkı var.
Örneğin Arapça da kadın, erkek için farklı kullanımlar varken Kürtçede yok.
Yani bir Kürt, farsca ve Arapçayı okuyabilir eğer bu dilleri bilmiyorsa ama ne demek istediğini bilmez.

DİN:
İslamda ki  birbirlerinden çok az uygulanış farkı olan Hanafi, Şafi, Hambeli ve Maliki 4 mezhepten Irak Kürtleri büyük bir kısmı Şafi az bir kısmı Hanefi, Türkiye Kürtleri Hanefi, az bir kısmı şafi. Ama ben bu bilgiyi burada öğrendim.

*Hep verilen örneğe göre Hz. Muhammed’in alnında ki sivilcesini karısı sıkınca kan çıkmış. Hz. Muhammed de bunda sonra abdest almış.
Kimileri vücudundan kan çıktığından, kimileride kadın eli dediğinden abdesti bozuldu diye uydurmuşlar.

ANI: Erbil’de kaleden inerken üniversiteli gençlere rastladım. Sohbetten sonra gencin biri herkesle tokalaşırken bende elimi uzatınca”Özür dilerim . Tokalaşamam sizinle”dedi. Çok şaşırdım. Daha sonra çok modern görünen diğer gençle de yürüyerek sohbetimize devam ettik. Ayrılırken bu da el vermez mi.
Ama İran sınırına yakın Şii Kürtlerde varmış.

*Kakailer: Bizdeki Alevi vatandaşlara benziyorlarmış. Namaz kılmıyorlarmış. Daha fazlasını öğrenemedim.





GENEL


*18 milyon nufuslu Irak’ta 5 milyon Kürt, geri kalan kısımda da Şiiler daha fazla.


*İran ile ırak arasında 1-1,5 saat farkı var.

*Çalışma saatleri 14’30e kadar. Çalışmayı seven millet değiller.

*Hafta sonu tatili Cuma ve Cumartesi. Özellikle Cuma günü insanlar pikniğe gidiyorlar. Yazın çok sıcaklarda inşaatlerde işcilere 11-15 arası dinlenme veriliyormuş.

*Burada ki Kürtler, Türkiye’de ki Kürtler gibi endamlı değiller. Sanırım hep araç kullandıklarından genelde kilolu ve göbekliler.
*Savaş sonrası rafineler çalışması gerilediği için petrol ülkesinde benzin bol değil. Devletin verdiği benzini yetiremeyenler yol üstünde ki karaborsadan benzin almak zorundalar.





*Fotoğraf çektirmeyi çok seviyorlar.

*Öğretmen maaşı ortalama 700.000Dinar civarında.

*Vergi alınmadığı için, burada araba, içki ve sigara ucuz . Onun dışında her şey Türkiye ilke aynı hatta daha pahallı olan şeyler de var.

 *Nisan 2013 tarihinde Apple-Aypet(64CB)→600 Dolardı. Neredeyse Türkiye deki fiyatın yarısı kadar.



*İçkiyi asla Müslümanlar satamaz. Yezidiler veya Hıristiyanlar satar ama Müslümanlar içer.

*Aynı İran’da ki gibi şehit olanların resimleri tabelalarla asılmış.
*Her yerde Polis kontrol noktası var

*Burada da Türk dizileri çok izleniyor. Bu nedenle de Türkçe öğrenenler olmuş .Zaten Kürtlerin bir kısmı Türkiye’ ye gidip geldiklerinden ve Burada yaşayan Türkmenlerden Türkçe Öğrenmişler.Hatta Türkçe kursuna giderek benimle Türkçe konuşanlara da rastladım.

*İbrahim tatlısesi çok seviyorlar.

*lüks ve büyük arabayı çok seviyorlar. Evlerinde de bu özellik görülüyor. Kısaca, abartı, özenti ve şaşaa var.
Daha çok Kore(hundai),Japon(Nisan),alman, Amerikan arabaları ile dolu.Hele iş adamlarının cipleri olmasa olmazlardan.

*İlkokulda birlikte okuyan öğrenciler Ortaokul ve Lisede ayrı ayrı eğitim alıyorlarmış. Ama küçük yerleşimlerde her kademede birlikte eğitim alıyorlarmış.



*Bu bölgede birçok Türk firması var. Devlet ihalesi işlerinden yol, büyük bina, köprü, Devlet dairelerini Türkler yapıyormuş. Örneğin Divan otelini Koç Holding yapmış.
İranlılar ise kale, çarşı gibi geleneksel mimarilerin onarımında ve dekorasyonunda çalışıyorlar.
Hepsi iyi para kazandıklarından söz ettiler.

 *Burada Türkleri bayağı seviyorlar. Hele İranlılar göre ”İşlerini düzgün yapıyorlar”diyorlar.Ama benim kaldığım Villayı görür görmez Bir Türk mütahaitin yaptığını anladım.Aylık kirası 5.000 Dolarmış.Dışardan akınca çok luks ama içinde her şey dökülüyordu.En  gösterişli ve ucuz malzeme kullanılmış.Ama genelde Türkler iyi iş yapıyorlarmış.Kimse bu imkanı kaçırmak istemez zaten.
                                                                                                             

Zaten belli bölgelerde o kadar çok Türk tabelaya rastlıyorsunuz ki sanki Türkiye gibi.
Yollarda da Arçelik,fakiri Fırat,Ülker,Saray Bisküvi,Eti, İpek,Merinos,selpak,Pınar,Kütahya,Uşak,Yurtbay seramik gibi birçok seramik markalarının   ve daha birçok inşaat malzemelerinin dev reklam panoları ile dolu.Paranın kokusunu alan gelmiş


*Ses sanatçılarından bizim bildiğimiz Şivan Perver’in dışında “Adnan Kerim”in sesine mest oldum. Çok etkileyici. Hemen hard diskime aldım.Ülkemin yıllarca saçma yasaklamalarından dolayı Kürt müziğinden  mahrum olduğumuz İçin tekrar üzüldüm.
Yine “Kamkaran”ında(İran Kürterinden) sesi çok güzel.


GİYSİ:Gat(Şal):Erkekler genelde askeri renklerinde,siyah,gri renklerde beli lastikli şalvar ve V yakalı aynı kumaştan üst giyiyorlar.
Cemadani(şapık): Başlarına da fesin üzerine yöresel eşarpları sarıyorlar. Yine genelde ayaklarında beyaz renkli yöresel ayakkabı giyiyorlar.
Kadınlar ise Boydan aşağı parlak pul ve paletlerle işlenmiş siyah giysi giyiyorlar. Bayıldım bayanların kıyafetine












YEMEK:Çok bol.İran’da ki gibi her yer yiyecek dolu.Et ağırlıklı ama arkadaşımın oğlu “30 yıllık Brezilyadan
 gelen etleri kullanıyorlar”dedi . Dikkatli olmakta yarar var.
En küçük ekmek arası döner 1 Dolar.
Sıcak çekirdek çok satılıyor ama kabuklarını yere atıyorlar.
Her türlü meyve ve sebze İran ,Türkiye,Suriye’den geliyor.Kendi üretimleri yok.Tembeller.
Restoranlarda her şey çok bol geliyor ama yenmeden atılıyor. Çok müsriflik var. Arkadaş zeytin istedi.10 kişilik getirdiler.
*Ağaçtan aldıkları sarımsı sakız her yerde satılıyor.


*Genelde petrol zenginleri olduğundan tok gözlüler. Turist te görseler atlamıyorlar. Hırsızlık yokmuş. Dışarıda ki açık hava dövizcilerin önünde bile paralar açıkta duruyor. İnsanlar bir şeylerimiz çalınır diye sakınmıyorlar.

*Ama dilenciler de oldukça fazla.2 yıl öncesine kadar yoklarmış.Başka ülkelerden geldiklerini söylediler.

NOT: Evet benimiçin dil, din,mezhep,ırk vb. ayrımı yoktur.O nedenle yanlı ve yanlış yazmaktan rahatsızlık duyarım.
Bu bölge hakkında net bilgilere sahip olmadığımdan insanlardan öğrendiklerimi ve birebir gördüklerimi yazdım.Ama bir öğrendiğim konuyu en az üç kişiye sormadan yazmadım.Bu arada yanlış bir bilgi iletmişsem lütfen beni uyarınız.





*Devletin petrol geliri fazla olunca halka da vermeyi ihmal etmemiş. Aşağda yazdıklarım yardımları bir Türkiye de ki Kürt vatandaş “Barzani ayırt etmeden tüm halka”veriyor dedi. Hatta daha fazlasını söyledi. Pek inanasım gelmedi.Önüme gelene sorduğumda bu yardımları alamayanlar olduğunu da zaten gördüm.Bir başka Irak Kürt vatandaş”Barzani, kendi yandaşlarına veriyordur ancak”dedi.Sormaya devam edince gerçeği öğrendim.

1-Cins-i Irak(Irak kimliği):Eskiden beri(Saddam zamanın da da) Irak’ta her vatandaş’a  cins-i ırak(Irak kimliği)  verilirken yiyecek ve benzin kuponu da birlikte veriliyor.
Zaten bu kimliği olmayanlar ne ev, ne de araba ine de tapu alabiliyorlar.
Aslında şehirde yaşayan herkesin bu kimliği vardır ama Köyde olanların çoğunda yoktur.

*İlk defa Kürdistan’da yaşayan yezidiler’e verilen “Kürtlük Kimliği”yanında
“Irak Vatandaşlık Kimliği” verilmeye başlanmış. Yani bizdeki politik vermeler buralarda da var.


 her aile de yaşayan kişi yaş ve sayısına göre 1 yıllık ama aylara göre alabilecekleri kuponlarla depolardan sabun, pirinç, çay, şeker, yağ gibi önemli maddeler çok az ücret karşılığı veriliyor.

Aracı olan herkese ise haftada bir 40lt benzini ucuz fiyattan(500 dinardan ) veriyormuş. Normalde halk petrollerde 1litre benzin=900 Dinar. (Saddam zamanı benzin çok çok ucuzmuş.)

Aslında bu ucuz benzinin kalitesi de en düşüğüymüş. İyi kaliteli benzinin litresi 1.000 Dinardan yüksele yüksele gidiyormuş.


Bir gün çift numaralı arabalar, diğer gün ise tek numaralı araçlar kuyruğa girerek bu benzini alıyorlar.
Yine kamyonlar ayrı, kamyonetler ayrı, taksiler vb ayrı benzin kuyruğu oluşturuyor.
Yalnız ben taksi kuyruğunu görünce 1 gün sürer diye düşünmüştüm ama saat 14’e kadar bitiyormuş. Bu arada yollarda da bidonlarla benzin satan seyyar satıcılar var. Bunlar 5.000 Dinardan aldıkları ucuz benzini 750.000 Dinardan günü olmayıpta ihtiyacı olanlara benzin satıyorlarmış.


Diğer bir vatandaş’ın söylemesine göre”devlet halka yeterli benzin vermiyor. Daha çok dışarı satarak gerekli malzemeler alıyor” dedi.

2-Kürt Kimliği: Irak kimliği olanı,yani vatandaş olanı
Saddam askere alıyordu. O nedenle Dağlara kaçan peşgermeler 91 Körfez savaşından sonra Kürdistan’a inerek kimlikleri olmadığından sadece bu “Kürt Kimliğini aldılar. Ve yaşamlarına bu kimlikle devam ediyorlar. Tabii bu durumda yardımı da alamıyorlar.


Yapılan Diğer Yardımlar:

-Yine 3 ayda bir devlet, mahallelerde çirkin görüntü yaratan ve her bir eve ait olan varillere uygun ücretle gazyağı koyuyormuş

-Su bedava. Şehir suyu içilmiyor. Ama elektrik sıkıntılı. Günde sadece 10 saat veriliyormuş ve ucuz değil.


-Ev yapmak isteyene uzun vade de 0 faizli belli bir miktar (25.milyon Dinar)veriliyormuş.
-Yeni evlenenlere ise karşılıksız belli bir yardımda bulunuyormuş.
-Dul ve yaşlılara aylık bağlanıyor.
-şehit ailelere maaş bağlanıyormuş.”Irak Kimliği.” Verilmede öncelik tanınıyormuş.
*Son yardımların bedava verildiğine inanasım gelmedi ama net öğrenemedim.











ERBİL
Erbil,Barzani’nin doğduğu  ve 2 milyona yakın  nüfusu ile merkezden örümcek giBi dışa doğru acılan bir şehir.Neyse ki gezilecek yerlerin çoğu merkezde.Bahçe içinde geniş evler yaptıklarından dışa doğru çok açılmış.Benim gezmekte zorlandığım şehirlerden.
YAŞAM
*Harita ve turist ofis yok. Bir tane söylediler ama bulamadım. Otellerde de yoktu.Satın almak zorundasınız.

*Tabelalar Kürtçe, bazı yerlerde de Arapça ve Kürtçe.

*Her taraf inşaat. Yollar, köprüler, binalar, parklar. Sanki ülke yeniden inşa ediliyor.Binalar çok modern  Ama özellikle meydan ve parklarda gereğinden fazla taş ve zarif olmayan hayvan heykelleri vb taş figürler ve yapay ışık kullanmışlar. Her yerde gösteriş var sanki. Sade değil.

*Üretim yok denecek kadar az.
*Yol üstünde tezgahlarda açıkta duran paraları değiştiriyorlar. Kapkaç yok. *Türkiye-İstanbul’dan Erbil’e çalışan “Best Van”ın çok otobüsü var.

*Yine  İş bankası, Ziraat bankası, Vakıfbank ve Asya bank olması beni çok şaşıttı.Erbil’de iş ve Ziraat bankasını gördüm.

*Genelde bayanlar kapalı ama fazla da değil. Açık başlı olan kızlar da var. Yine çok abartılı makyaj yapıp giyiniyorlar.
Üniversite de genç kız ve erkek bile el ele gezemiyormuş.  Flörtlerini gizli yaşıyorlarmış.
Tabii ki. Bu mahalle baskısının sonuçları fuhuş peşinden getirmiş. Otellerde açıktan fuhuş varmış.

*Erbil’in içinde açıktan içki satılan ve içilen yer bulmak kolay değilmiş.Hatta böyle içki satan yeri taşlamışlar.Ama Hıristiyan bölgesi”Ankawa”da içki içmek ve satmak serbest.

.

ULAŞIM
Ulaşım kolay değil. Neredeyse her bireyin arabası olduğundan trafikte iyi değil.
Eskiden şehir içi otobüs varmış. Şu anda  sadece  taksi. Yakıtın ucuz olmasına karşılık taksilerde çok ucuz denemez.
Yakın şehirlere de doldukça kalkan dolmuş taksiler var ama bana pahallı geldi





*Erbil’de F.Gülen’in Işık Koleji 1994’ten beri varmış. Parkta Öğrencileri ile resim yapan ve Türkiye de kaldığı için Türkçe konuşan Öğretmenleriyle karşılaştım.

.
*Behçe içinde çok lüks villalar ve modern iş ve alış veriş merkezleri, ünlü oteller vb. ile burası beni çok şaşırttı.


KALMA:Normal bir otel  kahvaltı dahil 1 gece 25-50Dolar arası.
                                                                                               
Hemen Otel(www.hotelhemen.com) Merkeze yakın1 kişi→30.000D,2 kişi→40.000 D gibi
Ama bu otelde balkonda yatmak isterseniz kişi başı 10 D

Gashtyari Hotel: Meydana  bakan bu otel Osmanlı ayrıldığından beri otel olarak kullanılıyormuş.Sahibi Türkmen ve eşi Türk.Çok eski ama sevimli.Kişi başı 10 Dolar.Dışarıda yatmak 5 Dolar.Bayanlara da oda yı aynı fiyata vereceklerini söylediler.



GEZİLECEK YERLER
Şehrin merkezi kale ve kapalı çarşının olduğu Park shar(City park)meydanı. Buradan başlayabiliriz.
1)     Kale(Kala):8000 yıllık olan bu kale Tepede tuğladan çok zarif örülmüş kale ve içinde evler, cami, vb. var.Çok beğendim.En son Türkmen ve Kürtler yaşıyormuş.Evlerini devlet satın almış.Şimdi Unesco’nun kültür mirasında olduğundan onarılıyor.Yerel derneklerde destek veriyormuş.
Hele zengin evlerin zerafetine bayıldım. Onarıldıktan sonra çok daha güzel olacağına inanıyorum.İçinde ki müze ben gittiğimde kapalıydı.
Osmanlının 1753’te yaptırdığı camiinin orijinal hutbesini de görünüz.
Meydana çıkarken de Erbil’in tarihini yazan “Ibn Mıstaufi”nin dev heykelini göreceksiniz.
2)Şehir Meydanı: Kaleden aşağıya Birçok fıskiyeli havuzların olduğu Meydana iniliyor.
A) Özellikle renkli camları ile meydana bakan eski ve geleneksel kahve ve eski oteli görünüz.
B) Kapalı çarşı(qasary): Yine her şeyin satıldığı bu çarşıda hummalı bir onarım çalışması vardı.
C) Şikh Allah Caddesi: Cuma hariç her gün akşama kadar süren her şeyin satıldığı Pazar kuruluyor.
3) Iskan Caddesi: Birçok restoranın olduğu hareketli cadde. Ben ev sahibimle burada nefis döner yedik.Tas içinde kepçeyle ayran getirdiler.Hele sıcak pide şeklindeki ekmekleri çok lezzetliydi.
Yol boyu sıcak çekirdek çitleyenlerle dolu.
a)    4)Müze(Directorate Of Erbil Antiquties):8.30-14.20 arası, ücretsiz. Kaleden Sheraton oteline doğru gidip geçtiğinizde sol kolda. Geciktiğim için camekândan 2 odasını gördüm ama gitmeseniz de olur.
Yine merkeze yürüme mesafesinde
4)Minaret Park:Çok taş ve heykellerin kullanıldığı yapay bir park.Şaşaa çok var ama hiç beğenmedim. İçindeki 1190-1232 yıllarında yapımlım güzel işlemeli minareden adını almış.
Hemen Karşısında
5)Shunidar(Şaneder Park):Bu park’ta çok yapay ve özentili ama tepesindeki yeşillikler içindeki çay bahçesi biraz sevimlilik katmış en azından.
Yürüyerek kalenin arka tarafından veya araçla
6)Sami Abdurrahman Parkı: Saddam zamanında yapılan bu en büyük park gerçekten natürel ve çok güzel.Diğerlerine hiç benzemiyor.
ARAÇLA GEZİLECEK YAKIN YERLER
1)Ankawa: Babilden gelen Asuri  Hıristiyanların yaşadığı  modern bölge. Merkeze bitişik bir mahallesi sayılır.Zenginler ve Türkler,  içki ve yaşam daha serbest olduğundan genelde burada oturuyorlarmış.Kiliseleri, çarşıları,halkı ile sanki Irak’ta değilsiniz.
ANI:Buradan daha ileri deki köylere  ben istediğimden gittik.Bir köy evini ziyeret ettim. İnanılmaz dağınık ve pisti. Toprak bahçesinden geçen pis su kokuyordu.Bu durumu düzeltmek akıllarına gelmemiş ama evin önünde son model araba duruyordu.
2)LALİSH : Dünyada ki tüm Yezidilerin haç merkezi. Türkiye sınırına yakın olduğundan o kadar çok Türk tır ve kamyonlarına rastladım. Yine tabelaların çoğu Türk firmalarına aitti.
*Burası
Erbil(Garaj Duhok-Kuzeye giden dolmuş taksilerle,1.5 saat,15.000 Dinar)→Şehkhan(Taksi,10 dakikak,10 Dinar)→Lalish
*Garaj’da Duhok’a giden taksilere binip, Duhok ücreti(15.000D ödeyerek)Şehkhan sapağında iniyorsunuz.Orada hemen taksiler bekliyor.Ama fazla ücret istiyor.Siz “Lalish” anayoluna çıkarsanız dolu giden olduğundan çok rahat otostop yapabilirsiniz.
*Eğer Kürdistan’a Türkiye’den giriş yaptıysanız Duhok ile Lalish çok yakın olduğundan önce Burayı gezip oradan Erbil’e geçebilirsiniz.
*Bu köyde sadece iki aile kalıyor.
YEZİDİLİK DİNİ:
-Yezidiler,Suriye,İran,Irak,Ermenistan,Rusya,Türkiye vb. yaşıyorlar.Ben oradayken Moskova’dan gelmiş iki Yezidi hanıma rastladım.
-Köy;ün girİşinde ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz.Tüm tapınakları yaz ,kış çıplak ayakla gezmelisiniz.
-Bizim inandığımız Allaha inanıyorlar ama peygamberlerimize inanmıyorlar.
-Yezidilerin peygamberi: şehx Hadi
-Namaz: Güneş doğmadan önce, güneş battıktan sonra ve uyumadan önce olmak üzere 3 vakit namaz kılıyorlar.
-Sırasıyla 3 tabakavar.1-şehk,2-Pir,3-Mürid.
Babi şehx: Dini Lider.Yani şu anda bu köydeki en yaşlı ve en bilge adam.Onun altında da Şehxler var.
Tabakalar kendi aralarında evleniyorlar. Tabakalar arası geçiş yok.
-Kutsal kitapları : Ezdiaty .Dili Kürtçe.Kendileri de biraz farklı Kürtçe konuşuyorlar.
-Kani Spi(Beyaz Çeşme): Burada kutsal su bulunuyor. Buraya Yezidi olmayanlar giremiyor.
Cocuk doğduktan sonra, Bu hac merkezine getirilip Şehx’in duası eşliğinde kutsal su ile yıkanıyor. Yüzüne oradaki çamurdan sürülüyor.
Bu işlemden sonra Çocuk Yezit oluyormuş.
Ancak Yezit doğmayan bir çocukta bu işlemden geçerse Yezit olabiliyor ama büyüdükten sonra yezit olunamıyor
-hac: Özellikle küçük çocuklara kutsal sudan akıllı ve uslu olsun diye kutsal sudan içiriyorlar. Dünyanın her tarafından Yezidiler hac için buraya geliyor.
 -Bu köyde Yezidilerin melekleri için ayrı ayrı 6 tane temple var.En büyük Temple,Melek tavis için yapılmış.Ama Şehx, karayılan duasını okursa,yılan evcilleşiyormuş.İsterseniz elinize alıp gezdirebiliyormuşsunuz.
-Kutsal gün: Çarşamba. Salı öğleden sonra tüm tapınaklarda zeytin yağı ile ateş yanmaya başlıyor. Çarşamba ise tam gün devam ediyor.Zaten büyük tapınağın içi zeytinyağı testi ve bidonları ile dolu.
-Karayılan Tılsımı: Şeykhan’a ait kara yılan normalde insanları ısırıyormuş. Ama Şehx,
-Bizdeki gibi Templerde dilek tutularak renkli bezlere düğüm atılıyor. Görüntü olarak çok güzel.
-Yine eşiklere tas ile su konuyor. Eşiklere basmadan atlamanız gerekiyor.
-Tapnaklar da beşik ve kuru ekmek de konuyor. ne anlama geldiğini öğrenemedim.
-Aynı Sih dininde olduğu gibi Buraya gelen herkes için imece usulü yemekler yapılıyor. İnsanlar öğle, akşam yemeği yiyebiliyorlar. İsterlerse ücretsiz burada kalabiliyorlar da.
*Lalish’e yakın Şehkhan ilçesinde Yezidiler-Müslümanlar-Hıristiyanlar birlikte yaşıyor.
*Almanya’ya iş için giden çok Yezidi var.
3)Erbil’in yeşil ve piknik alan bölgesi: Erbil’in kuzey doğusunda İran sınırına yakın bölge.
ANI: Bu yerlere kendi imkânlarımla zor giderdim. Genç bir Kürt kendi isteği ile beni götürdü. Tam gününü bana ayırdı.Birlikte piknik yaptık.Bu nasıl misafirperverlik.İnanılır gişbi değil.Elimi cebime attırmadı.
Erbil→Geli Ali Bey(1.5 saat)→Bexal(Yarım saat)→Cundian(40 Dakika)
Buraya dolmuş taksi“Duhok Garajı”nın hemen yanında ki “Şimal Garajı”ndan kalkıyor.Ama ben özel araba ile gittim.
A)Shaqlawa: Özellikle kayısı pestili ile ünlü Güzel bir şehir. Memnun olduğum kadar utandımda. Umarım kendisini de ben evimde misafir edebilirim.
B)Rawaduz:Vadiye bakan uçurumun tepesinde ilginç yerleşim
C)Geli Ali Bey:Urmiye-Erbil yolu üzerinde .Zaten otobüsle gelirken yol üstünde görüyorsunuz.Güzel bir şelalesi var ama çevrede o denli yapay süslemeler yapmışlar ki çevrenin güzelliğini kapatmış.
D)Bexal: Burada ki çarşılar, her yer su içinde. Yazın serinlemek için çok dolu oluyormuş.Buradaki şelale daha büyük ama yine dizayn kaba.
E)Korex teleferik: Telerefikle (Sanırım adam başı 10.000-20.000 Dinar)Korex dağına çıkılıyor. Dağda yeni yapılan tahta ev ve çevre düzenlemesi çok güzel ve kaliteliydi. Ama biz gittiğimizde bir şey yoktu doğru dürüst.
Ayrıca Erbil’de Korex adlı telefon şirketi de var .
F)Cundian:En güzeli burası.Yemyeşil dağların ortasında .Suyun kayaların arasından çıktığı yer.Merdivenlerden suyu saldıklarından çok güzel bir görüntü oluş.
Ama halk ciddi pisler. Bu güzel piknik alanı ve diğerlerinde her yer çöple dolu. Güldür güldür akan suları çöpler tıkamış.
Bizim yanımızdaki piknik yapan öğrenciler çöplerini bırakıp giderken dayanamadım. Çöp torbası verdik.Mecburen toplayıp gittiler.
Erbil-Bagdat garajı(Yani güneye giden otobüslerin ve dolmuş taksilerin kalktığı)→Kerkük(Dolmuş taksi,2 saat,8.000 Dinar)
Bu garajdan direkt Bağdat’a otobüs 5.000Dinara,12 saatte gidiyor. Dolmuş taksi ise 6 saatte tabii daha pahallı gidiyor.
*Kerkük’e otobüs ise Sheraton Otelinin önünden kalkıyormuş.
KERKÜK
Kerkük: Irak ve Kürdistan arasında tam sınırda önemli petrol şehri. Irak’a ait.
Sınırda, Irak Türkmenleri,  yaşıyor ama şimdi Kürtler bu yapıyı değiştirmek istiyormuş. Saddam zamanı Arap çokmuş.Şimdi Kürt çokmuş.
Yine bir Kürt’ün anlatımıyla;(ama aynı bilgiyi Türkmen de doğruladı.)
Eskiden Kerkük,%10 Arap,%20 Türk,%70 Kürt imiş.
Saddam zamanı arap getirilerek bu oran %50 Arap olmuş.Türklerin çoğu kaçmış.%40Kürt olmuş.
Şu anda ise Giden Kürtlerin geri geldiği söylenerek oran %50 Kürt,%30 Türk,%20 Arap olarak olmuş. Yine az sayıda Arap ta var.
Yine Bir Türkmen vatandaşın söylediğine göre etnik grupların arasında asla sorun yokmuş. Partiler arayı karıştırıyormuş. Sık sık farklı etnik bölgelerde kimin patlattığı belli olmayan patlayan bombaların insanların tadını kaçırmış durumda.
Şu anda ki yönetim Bağdat’a bağlı vali Kürt, Yardımcısı Türk.4 sene Talabani’nin valisi ondan sonra ki 4 sene Türkmen vali göreve geliyormuş.

Daha önce bu şehrin tehlikeli olduğunu biliyordum. Erbi-Kerkük yolunun her iki yanı yemyeşil tarlalarla çevriliydi ama şehre gelir gelmez yeşillik kesildi. Kupkuru toz toprak içinde bir şehir.Erbil’den sonra köy gibi geldi bana.
Tam merkeze girerken patlayan bomba nedeni ile hasar almış evin önünden geçtik. Patlamayı kimin yaptığı bilinmiyor. Bir gün Kürt bölgesinde, daha sonra Türkmen bölgesinde  vb oluyormuş.
Daha sonra ev sahibimle çarşı ve Pazar gezdik ama ne olur ne olmaz diye kısa tuttuk.
Kapısında silahlı görevlinin beklediği bir bankanın içine girdim. Yine bütün gece öksürdüğümden sağlık ocağında da doktora gittik. Her iki yerde de başı acık,yarım kapalı ve tam kapalı çalışanlar vardı.İkisi de çok sıradandı.Zaten ev sahibim “Şimdi ki valinin iyi çalıştığını,geçtiğimiz yolların 2-3 yıl önce hep toprak olduğunu daha yani yapıldığını “söyledi.Birçok inşaatı da Türk firmaları yapmış.Ben de köprü yapan Türk firmasına rastladım.ev sahibimin eşinin hemşire olarak çalıştığı hastaneyi Türkler yapmış.Çok moderndi.
Daha sonra
*Devlet dairelerin tabelalarında sırasıyla Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Hıristiyanlar için Aşuri dili (Bu dilin harfleri sanki çin ve arap harflerinin karışımı gibiydi.)ile yazılmıştı.
Diğer tabelalar ise genelde Arap ve Kürtçe yazılmıştı.
*Halklar karışık sorunsuz oturuyorlar. Sadece Hıristiyanlar “Arafe” denilen bölgede kendi kendilerine yaşıyorlarmış. Diğer halklardan çok az kişi de varmış.
Hastaneler, o bölgede yaşayan herkese hizmet veriyor. Muayene ve ilaç çok az bir ücret karşılığı alınabiliyor. En güzeli de doktor sadece kullanabilecek kadar ilaç veriyor.Kutu ile vermiyor.
*Yalnız her halkın öğrencilerinin gidebileceği okullar ayrı ayrı.
*Ev sahiplerim Türkmenler yeni bir bölgeye ev yapmışlardı. Doğru dürüst hükümet olmadığından elektrik ve su bu bölgede bedava olduğundan evden çıkarken bile klimalar çalışıyordu. Işıklar yanıyordu.İnsanoğlu her yerde aynı maalesef.
*-Yolda gelirken göklere doğru ateşi çıkan petrol kuyusu gördüm. Önceden bu  gaz yanmadan petrol çıkmıyormuş.Bunu da burada öğrendim.
-Petolun bu kadar bol olduğu bu şehirde de ucuz benzin alabilmek için kuyruklar oluşmuştu. Yine bidon ile yol kenarında bir dolu benzin satanlar vardı.
GEZİLECEK YERLER
1)     Kale: Zamanında tüm Kerkük halkı bu kalenin içinde yaşıyormuş. Şu anda boşaltılmış.Aslına uygun malzemelerle onarılıyor.Evler yıkılmış olsa da hala çok güzeller.hele eski camisini çok beğendim. Kullanılan caminin içinde de Türk şehitliği var.”Uğruna savaşılan topraklar gurbet değil, vatan sayılır”diye yazılmış. Hep yurt dışında rastladığım bu Türk şehitlerine çok üzülürüm. Ne acılar çekmişlerdir kim bilir. Kimin neyin uğruna.Değer mi?Her olumsuz yapılana bir kılıf uydurmuşuz.Şehitlik kapalıydı.Zorla seyyar bir merdivenle çıktım.Çok bakımsızdı.Naylon güller koyulmuştu mezarlarına.Ölen öldüğü ile kalıyor kısacası.
2)     Bağdat Caddesi: Bu cadde şehrin modern yüzünü yansıtıyor. Cadde üzerinde restoranlar, alışveriş dükkânları vb. var. Daha ileride de bir kaç park vardı.
Ben bu şehirde tehlike olması nedeni ile dinlenerek geçirdim.
Kerkük→Süleymaniye(Lüks Dolmuş,2 saat, 6Dinar)
Ama Dolmuş sizi şehrin dışında bırakıyor. Oradan taksi ile şehir merkezine 4.000-5.000 Dinar’a gelebiliyorsunuz. Veya Hemen bir üst caddeye çıkarsanız dolmuş ile çok daha ucuza şehir merkezine gidebilirsiniz.
SÜLEYMANİYE
GENEL
*Nüfusu 2 milyona yakın.
*Celal Talabani’nin(Mesleği Avukat) doğduğu şehir olduğu için daha çok önem verildiği söyleniyor.
-Buradaki bayanlar daha modern giyimliler. Başları açık, pantolonlu bayan çok gördüm.Çoğu da İngilizce biliyorlar.
Şehrin merkezi “Berderki Sara”denilen Pazar sayılıyor.
1)     Berderki Sara(Pazar): Her şeyin satıldığı üstü kapalı bir Pazar. Bir özelliği yok.
2)     Kaso Mall:Çinlilerin ve çin mallarının bulunduğu bu merkezi gezebilirsiniz.Çinlilerin buraya kadar gelmesi beni şaşırttı.Hemen karşısında
3)     Çamii:Ziyeret etmek için güzel bir camii.
4)     Parki Azadi: Erbil’deki parklar gibi taş yığını değil.Dinlenmek ve piknik yapmak için güzel bir park..
5)     Salm Caddesi: Çok geniş ve güzel binaların olduğu cadde.Üzerinde
6)     City Star Mall: Bildiğimiz alış veriş merkezi. Halkın yaşamını tanımak için en uygun yerlerden. Bowling oynayan hanımlar, el ele oturmuş sevgililer gördüm  burada.Karşı ilerisinde
7)     Müze:9-14-15arası,ücretsiz. İçinde fazla bir şey yok. Yolu devam edip sağa yukarıya doğru
8)     Amna Suruka: 9-16arası,ücretsiz. Oldukça ilginç ve gezilmeye değer müze. Saddam’ın Kürtlere uyguladığı zulüm anlatılıyor. Müze
girişinde bu zulümde ölen Kürtlerin anısına aynalar ve ışıklarla çok güzel bir giriş yapmışlar.Yine kamçılanan, elektrik verilen vb. tutuklular canlandırılmış.Ayrıca burada ki tutukluların geçmişte ki yaşantısını çok rahat görebiliyorsunuz.
Araçla gezilebilecek yerler:
1)     Azmar Dağı: Taksi ile gidiliyor. Yarım saat ancak sürüyor.Ağaçsız  ama yeşil dağlara doğru tırmanıyorsunuz.Buradan şehrin tamamını görebiliyorsunuz.Buraya tele refikle de çıkabiliyorsunuz.
Hemen Dağın altında devasa luna park kuruluyordu.
2)     Serchnar ve Yari Gişti: Taksi ile gitmelisiniz. Yine yarım saat sürüyor. Farklı bir yönde.Yeşilliğin bol olduğu bölge Gazinoların,parkların olduğu bölge.Gezmeye ve piknik yapmaya değer.
Süleymaniye→Halepçe(70km,ben özel araba ile gittim.)
Yol manzarası çok güzeldi. Yolun iki tarafında ki buğday tarlaları yemyeşildi.
ANI: Arkadaşımım kardeşinin evinde Etyopya’lı çalışan kızı görünce merak ettim. Acente bu kızları Türkiye’ye götürüyorum diye Süleymaniye havaalanına getirip bırakmış. Neyse oradan Çalıştırmak isteyenler almış.Çok tatlı bir kızdı.Ama ülkesinden bu kadar uzakta çalışmak zorunda olması insanı üzüyor.Kısa sürede de Kürtçeyi öğrenmiş.Ortodoksların kutsal günü Cuma olduğundan ertesi günü Kiliseye gitmek için akıtma yaptı.Her Cuma Bu etyopyalı kızlar bir araya gelerek kendi yemeklerini yapıp birlikte yiyorlarmış.Bana adresini verdi.
ANI: Yıllarca birlikte aynı okulda çalıştığımız,yakın evlerde oturduğumuz ve çocuklarımızı birlikte büyüttüğümüz arkadaşımın erkek kardeşi beni kraliçeler gibi ağırladı.Bunları yazarken utanıyorum ama Kürt konukseverliği Böyle .O kadar yoğun işlerinde benimle çok ilgilendi. Şoförlü araba verdi. Her yeri görmemi sağladı. Yetmedi. İran’a kendi taksi ile gönderdi.Yetmedi.İran’da arkadaşını arayarak beni orada da misafir ettirdi.O ailede muhteşemdi.3 saatlik yola benim için taksi gönderdiler.tekrar ediyorum.Hala bu yapılanlardan çok mahcubum ama zorla yaptılar.tek yapabileceğim evlerime misafir olarak gelmelerini beklemek.Sanırım karşılıklı iyi niyet olduktan sonra her şey güzel oluyor.
HALEPÇE
*Süleymaniye’nin 80.000 nüfuslu İran sınırına yakın ilçesi.
Bu ilçe İran sınırına yakın olduğundan taassup daha fazla olduğunu söylediler. Ama müzede ki fotoğraflar tam tersineydi. Yemyeşil dağlar, çayırları, buğday tarlaları , nar bahçeleri ve güzel havasıyla çok sevdim bu ilçeyi.Arkadaşımın kardeşinin özel araba ile her yeri gezdik.
1)     Soykırım Müzesi ve Halepçe Anıtı:
1988’de ırak-İran savaşında bu bölge İran rejimine daha yakın Kürtlerin kontrolünde olan bir bölgeydi. Saddam’ın asıl amacı İran rejimine yakın kişileri bu bölgeden çıkarmak. Ve 1988’de Saddam Kimyasal bomba attığında yaklaşık 5.000 Kürt’ü katletmiştir.
Saddam’ın Kimyasal bomba ile öldürdüğü Kürtlerin anısına yapılmış.
*Bir türlü gidemediğim Orijinal Kürt köyüne burada olsun gideyim dedim.Özel araba da vardı ama eski köyler ya terk edilmiş veya briketten yeni ev yapmışlardı.
Neyse dönüşte bir köy okuluna girdik. Müdür beye “Öğretmen olduğumu, “okullarını tanımak istediğimi “söyledim.Çok samimi karşıladılar.5 derslikli fakir bir okuldu.Kızlar ve oğlanlar sınıfın farklı taraflarında oturuyorlardı.Hele oğlum gibi koca kafalı bir öğrenciyi iyice sevdim.

NOT:Normalde ben Halepçe→Bağdat→Kerbela→Necef→İran yapmak istiyordum.
Ama herkes, Bağdat’ın gezmek için çok tehlikeli olduğunu söylediler.Ayrıca ırak için vize’ye ihtiyacım vardı.Gerçi kaçak girip çıkan çokmuş ama ben cesaret edemedim.Olaylar düzelince Türkiye’den uçak ile gideceğim.

HALEPÇE(KÜRDİSTAN)’DAN İRAN’A GİRİŞ
Halepçe(Kürdistan)→Bashmagh Sınır Kapısı(60km)(İran)→Marivan(Yarım saat, taksi veya dolmuş-5.000Tümen,Küçük yerleşim)→Sanandaj(2-3 saat, büyük yerleşim, her tarafa araç bulabilirsiniz.)
*Yazılarıma “İran” yazıları ile devam ediyorum.



















































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder